12
tïïesim
Haşmet Akal’ı amş
Ahmet KÖKSAL
■zr.r:"j AŞMET Akal’ın ölümünün otuzuncu yı- î ~ | lında özel koleksiyonların katkısıyla *- -*■! Harbiye Garanti galerisinde düzenlenen anma sergisi, yıllardır unutuluşa bırakılan bir sanatçının uğraşına duyulan saygıyı belirtmek İstediği kadar kuşaklararası b 'r kopukluğu da gidermeyi amaçlıyor. 30 Aralık 1960 sabahı An kara'da beklenmedik bir kalp krizi sonucu y itir diğim iz sanatçı en verimli bir dönemde, 42 ya şında aramızdan ayrılmıştı.
Haşmet Akal’ın sanatçı kim liğini İlk duyu-
ruşu Güzel Sanatlar Akademisi Léopold Lévy atölyesinde eğitim gördüğü yıllarda bir arkadaş topluluğuyla kurdukları “Yeniler Grubu”yla baş lar. Aralarında Kemal Şönmezter, Fethi Karakaş, Avnl Arbaş, Ferruh Başağa, Selim Turan, Agop
Arad, Mümtaz Yener, Nuri İyem, Nejad Devrim, Turgut Atalay’ın da bulunduğu “Yeniler” sana
lın, özellikle resmin toplum sorunlarıyla ilgilen mesi, halkın yaşantısını, günlük uğraşlarını, se vinç ve kaygılarını yansıtması görüşünde b ile şiyorlardı. “Yeniler"in 28 Mart 1940’ta Gazete ciler Cemlyetl'nln Beyoğlu Lokali'nde düzen lediği “Liman” konulu ilk sergi çağdaş resim estetiğinden çok toplumcu bir İçeriği gündeme getirmesi bakımından büyük bir ilgi uyandırmış tı. Muştala Şeklp Tunç, Hilmi Ziya Olken, Ah
met Hamdl Tanpınar, Fikret Adil gibi bilim ada
mı ve yazarların desteklediği “Yeniler Grubu” 1955’e değin İstanbul’da orta yakın sergi açtı lar.
1949 sonlarında burslu olarak Paris'e giden
Haşmet Akal, yeni gerçekçilik akımını benim
semesine karşın, yarımda çalıştığı André Lho-
te ve Fernand Léger’nin etkisiyle o dönemde
yaygınlaşan soyut eğilimlere büsbütün sırt çe- virememlştl. Lhote atölyesinde çalıştığı sıralar önceki sanat görüşü yumuşamış; bir buçuk yıl öğrencisi olduğu Léger’den açıklığı, asistanlı ğını yaptığı Metzinger’den düşünmeyi
öğrendl-ğini sonraları açıklamıştı.
1953’te İstanbul'a dönüşünde Sanat Dost ları Cemiyetl'nde sergilediği resimlerde soyut akımların, biçim ciliğin izleri beliriyordu. Ama
Haşmet Akal’ın asıl kişiliği toplumsal ve yöre
sel gerçekçiliğe yönelen eğilimin öncülerinden biri olmasıdır. Akademi öğrenclsiyken sergile diği figürlü görünümler, sonraları bıraktığı çok sayıda portre, figür düzenlemeleri yanı sıra kim liğini kanıtlayan resimler arasında TBMM'nln yarışması İçin 1955'te Adana’dan hazırladığı dü zenlemeler anılmalıdır. “Dadaloğlu”, “Tahtacı
lar”, “Pamuk Toplayanlar”, “Adana'nın Kur tuluşu” adlı bu düzenlemelerle “Yayık Sallayan lar”, “Odun Kesenler”, “Köprü Altı” gibi tablo-
lada Akal, yöresel resim anlayışının temsilcileri arasında yer alır. 21. Devlet Sergisi'ndekl yapıt larından “Köprü-Kadıköy Dolmuş” adlı düzen lemesinde ise çağdaş sanatı özümseyen güç lü bir deformasyonla kişilikli bir anlatım bütün leşir.
Haşmet Akal’ ın bıraktığı, çoğu dağılmış re
sim ler arasında yakın çevresinden portreler, f i gürler, çocuk başları, peyzaj, natürmort ve çıp laklar, akademik ve gerçekçi bir görüşün ürün leridir. Bunlar arasında koyu ve doygun tonlar, belirgin blçlm-bozmalar, geometrik ve kesin konturlarla Oslûplaştırılmış figürlü düzenleme lerde soyut deneyimlerle gerçekçi görüşü bire şime götürmek isteyen özgün bir blçem kaygı sı izlenir.
Ölümünden sonra yazdığı bir yazıda Turan
Erol, onun sanatından şöyle söz açmıştı: “HaşmetTn resimleri coşkun, kabına sığma yan bir yaratılışın yankılarıydı. Çoğun sevimli likten, çekicilikten uzaktı bu resimler. Belki de Haşmet resimlerinin sevimli olmalarını istemi yordu. Aşırı şekllbozmalardan, büyük çizgi ha reketlerinden hoşlanıyordu. Kişiliği olan bir res samdı. Resimlerini imzasız da olsalar, anlayan bir göz tanıyabilirdi.”
(Ulus, 13 Ocak 1961)
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi