• Sonuç bulunamadı

İLKÖĞRETİM 6-7-8. SINIFLARDAKİ İMGESEL ÇALIŞMALARDA FİGÜR KULLANIMINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ (ANKARA İLİ ELMADAĞ İLÇESİ ÖRNEĞİ)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLKÖĞRETİM 6-7-8. SINIFLARDAKİ İMGESEL ÇALIŞMALARDA FİGÜR KULLANIMINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ (ANKARA İLİ ELMADAĞ İLÇESİ ÖRNEĞİ)"

Copied!
97
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

RESİM İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

İLKÖĞRETİM 6-7-8. SINIFLARDAKİ İMGESEL ÇALIŞMALARDA

FİGÜR KULLANIMINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ

GÖRÜŞLERİ

(ANKARA İLİ – ELMADAĞ İLÇESİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Ayşen TOKLUCU

Ankara 2010

(2)
(3)

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

RESİM İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

İLKÖĞRETİM 6-7-8. SINIFLARDAKİ İMGESEL ÇALIŞMALARDA

FİGÜR KULLANIMINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ

GÖRÜŞLERİ

(ANKARA İLİ – ELMADAĞ İLÇESİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Ayşen TOKLUCU

Tez Danışmanı

Yrd.Doç.Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU

Ankara 2010

(4)

...’ın ……….. ……… ………. baĢlıklı tezi ……… tarihinde, jürimiz tarafından ………... ………Ana Bilim Dalı / Resim ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi Olarak Kabul EdilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

BaĢkan:……….. ………...

Üye (Tez DanıĢmanı):……… ………...

Üye:……… ………...

Üye:……… ………...

Üye:……… ………...

(5)

özelliklerini dikkate alan ve geliĢtiren bir yöntemdir. Sanat eğitimi kiĢinin düĢünen, öğrenen, tartıĢan, üreten, yaratan, özgün ve mutlu olmasını hedefler.

Okullarda sanat eğitimi ile ilgili olarak Görsel Sanatlar dersi yer almaktadır. Bu dersin etkinliklerinden bazıları Ġmgesel çalıĢmaları kapsar. Ġmgesel çalıĢmalarda kiĢinin yaratıcılığı, hayal gücü ve çevreyi gözlemleme özellikleri önem kazanır.

Bu araĢtırmada, ilköğretim 6-7-8.sınıflarda, Görsel Sanatlar dersinde, imgesel çalıĢmalarda figür kullanımı incelenmiĢtir. Bu konuda öğretmen ve öğrenci görüĢleri alınmıĢ ve bu doğrultuda öneriler geliĢtirilmiĢtir. Bu çalıĢmanın, Görsel Sanatlar dersine olumlu katkılar sağlayacağı umut edilmektedir.

Tez çalıĢmamda yapmıĢ oldukları katkılarından dolayı baĢta tez danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU’na, her zaman yanımda olan ve desteğini esirgemeyen aileme ve eĢime sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

AyĢen TOKLUCU

(6)

KULLANIMINA ĠLĠġKĠN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCĠ GÖRÜġLERĠ ( ANKARA ĠLĠ – ELMADAĞ ĠLÇESĠ ÖRNEĞĠ )

TOKLUCU, AyĢen

Yüksek Lisans, Resim-ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalı

Tez DanıĢmanı: Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU Mayıs – 2010, Sayfa: 83

Bu araĢtırmanın amacı; ilköğretim 6-7-8. sınıflarda, Görsel Sanatlar dersinde imgesel çalıĢmalarda figür kullanımına iliĢkin öğretmen ve öğrenci görüĢlerini saptamaktır.

AraĢtırmanın kavramsal çerçeve boyutunda belge ve arĢiv tarama yöntemiyle içerik oluĢturulmuĢtur. Daha sonra öğretmen ve öğrenci görüĢlerini belirlemek için anket soruları hazırlanmıĢ ve uygulanmıĢtır. Veriler betimsel istatistik yöntemler yardımıyla çözümlenerek yorumlanmıĢtır.

Sonuç olarak, anket sonuçlarından elde edilen verilere göre, öğrenciler imgesel çalıĢmalarda figür kullanımında sorun yaĢamaktadırlar. Bu sorunun giderilebilmesi için çeĢitli önerilerde bulunulmuĢtur.

Anahtar Kelimeler: Görsel Sanatlar, Ġmgesel ÇalıĢma, Figür

(7)

IN IMAGINARY WORKS AT 6-7-8th GRADES IN PRIMARY SCHOOLS ( ANKARA - ELMADAĞ SAMPLE )

TOKLUCU, AyĢen

Master Degree, Departments of Fine Arts Education Thesis Advisor: Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU

May-2010, Page:83

In this research it is aimed to determine the students’ and the teachers’ views about using figurs in imaginary works at 6-7-8 th grades’ art lessons in primary schools.

At the conceptuel part of this study, the information has been occured through document and literature review. Then survey questions have been prepared and applied to identify the teachers’ and the students’ views. The datas have been commented with the help of using descriptive statistical methods.

As a conclusion, according to the datas gathered from the survey results, the students have problems in using figurs in their imaginary works. Some suggestions have been offered to get rid of this problem.

Key Words: Visual Arts, Imaginary Work, Figur

(8)

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI i

ÖNSÖZ ii

ÖZET iii

ABSTRACT iv

İÇİNDEKİLER v

TABLOLAR LİSTESİ viii

BÖLÜM 1 1. GİRİŞ 1.1. Problem Durumu 1 1.2. Araştırmanın Amacı 5 1.3. Araştırmanın Önemi 5 1.4. Sınırlılıklar 6 1.5. Varsayımlar 6 1.6. Tanımlar 6 v

(9)

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Sanat Eğitiminin Önemi 8

2.2. Yaratıcılık 10

2.3. İmgesel 12

2.4. Figür 13

2.5. İlköğretim II. Kademe 11-14 Yaş Çocukların Çizgisel

Gelişim Özellikleri 16

2.5.1. Mantık Çağı ( 11 – 13 Yaş Arası ) 16 2.5.2. Ergenlik Evresi ( 13 Yaş ve Ötesi ) 16

BÖLÜM 3

3. YÖNTEM

3.1. Araştırmanın Modeli 18

3.2. Evren ve Örneklem 19

3.3. Veri Toplama Teknikleri 19

3.4. Verilerin Analizi 19 BÖLÜM 4 4. BULGULAR VE YORUMLAR 4.1. Alt Problem 1 20 4.2. Alt Problem 2 45 vi

(10)

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1. Görsel Sanatlar Öğretmenleriyle İlgili Sonuçlar 70 5.2. İlköğretim 6-7-8. Sınıflar Görsel Sanatlar Öğrencileriyle

İlgili Sonuçlar 72

5.3. Öneriler 75

KAYNAKÇA 76

EKLER 79

(11)

1. Yaratıcı Olana Karşı Yaratıcı Olmayan Davranışlar 2 2. Resim Öğretmenlerinin Cinsiyete Göre Dağılımı 20 3. Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğretmenlik Tecrübelerinin Dağılımı 21 4. Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Yaş Dağılımı 22 5. Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersindeki Etkinliklerin Yıllık Plana Uygun Olarak

Yetişip Yetişmediği Hakkındaki Görüşleri 23

6. Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Ders Saatinin Yeterli Olup Olmadığı Hakkındaki

Görüşleri 24

7. Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinde Etkinlikleri İstenilen Biçimde İşleyip

İşlemedikleri Hakkındaki Görüşleri 25

8. Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinde Materyal Sıkıntısı Hakkındaki Görüşleri 26 9. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Yaratıcılıklarının Gelişmesinde Görsel Sanatlar Dersinin

Önemi Hakkındaki Görüşleri 27

10. Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinin Öğrencilerin Her Alanda Yaratıcı

Davranışlar Geliştirmesi Hakkındaki Görüşleri 28

11. Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinde Öğrencilerin Ortaya Koyduğu Ürünler

Hakkındaki Görüşleri 29

12. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Yaratıcılıklarının Gelişmesinde Görsel Sanatlar

Müfredat Programı Hakkındaki Görüşleri 30

13. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Yaratıcılıklarının Gelişmesi İçin Uygun Ortam Hazırlanıp Hazırlanmadığı Hakkındaki Görüşleri 31 14. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Yaratıcılıklarını Geliştiren Konulardan Birisi Olan

İmgesel Resim Hakkındaki Görüşleri 32

15. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Çizgisel Gelişim Basamaklarındaki Dönemlerinin İmgesel Resimlerine Etkileri Hakkındaki Görüşleri 33

(12)

Çalışıp Çalışmadıkları Hakkındaki Görüşleri 35 18. Öğretmenlerin, Öğrencilerin İmgesel Çalışmalara Olan İlgileri Hakkındaki

Görüşleri 35

19. Öğretmenlerin, Öğrencilerin İmgesel Çalışmalarındaki Figür Kullanımı Hakkındaki

Görüşleri 36

20. Öğretmenlerin, Öğrencilerin İmgesel Çalışmalarındaki Figür Sayıları Hakkındaki

Görüşleri 37

21. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Figür Çizimleri Hakkındaki Görüşleri 37 22. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Figür Çizmekten Çekinip Çekinmediği Hakkındaki

Görüşleri 38

23. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Figür Çizimindeki Deneyimlerinin Figür Çizmelerini İstekle Çizip Çizmemeleri Hakkındaki Görüşleri 39 24. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Figür Çizimlerinde Başka Kaynaklardan

Faydalanmaları Hakkındaki Görüşleri 40

25. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Etkinliğe Başlamadan Önce Çeşitli Sanatçıların Eserlerinden Örnekler Gösterilmesi Hakkındaki Görüşleri 41 26. Öğretmenlerin, Öğrenciler Resim Yaparken Arkadaşlarının Yaptığı Çalışmalardan

Faydalanmaları Hakkındaki Görüşleri 42

27. Öğretmenlerin, Öğrencileri Figür Çizimi İle İlgili Bilgi Vermeleri Hakkındaki

Görüşleri 43

28. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Figür Çizimlerinde Başka Kaynaklardan

Yararlanmaları Hakkındaki Görüşleri 44

29. Öğretmenlerin, Öğrencilerin Çizimini Yapacakları Figürde Zorlandıklarında Onlara

Yardım Edilmesi Hakkındaki Görüşleri 45

30. Öğrencilerin Cinsiyet Dağılımı 46

31. Öğrencilerin Sınıf Dağılımı 46

32. Öğrencilerin, Görsel Sanatlar Dersinin Önemi Hakkındaki Görüşleri 47 33. Öğrencilerin, Görsel Sanatlar Dersine Olan İlgileri Hakkındaki Görüşleri 47

(13)

35. Öğrencilerin, Görsel Sanatlar Dersinde Sıkılıp – Sıkılmadan Çalışmaları Hakkındaki

Görüşleri 50

36. Öğrencilerin, Yaratıcılıklarının Gelişmesinde Görsel Sanatlar Dersinin Önemi

Hakkındaki Görüşleri 50

37. Öğrencilerin, İmgesel Çalışmaların Yaratıcılığa Olan Katkısı Hakkındaki Görüşleri 51 38. Öğrencilerin, Figür Çalışmalarının Yaratıcılığa Katkıları Hakkındaki Görüşleri

52 39. Öğrencilerin, Yaratıcılıklarının Gelişmesi Hakkındaki Görüşleri 53 40. Öğrencilerin, Farklı Teknik ve Malzemelerin Yaratıcılıkları Üzerindeki Etkileri

Hakkındaki Görüşleri 54

41. Öğrencilerin, Görsel Sanatlar Dersinde Yaptıkları Araştırmalar Hakkındaki

Görüşleri 55

42. Öğrencilerin, Görsel Sanatlar Dersinde İmgesel Çalışmalar Konusu Hakkındaki

Görüşleri 56

43. Öğrencilerin, Daha Önceki Yıllarda Yaptıkları İmgesel Çalışmalar İle Bu Yıl Yaptıkları İmgesel Çalışmalar Hakkındaki Görüşleri 56 44. Öğrencilerin, İmgesel Çalışmalar Yaparken Sıkılıp Sıkılmadıkları Hakkındaki

Görüşleri 57

45. Öğrencilerin, İmgesel Çalışmalarda Figür Kullanıp Kullanmadığı Hakkındaki

Görüşleri 58

46. Öğrencilerin, İmgesel Çalışmalarında Figürü Sayıca Çok Kullanıp Kullanmadıkları

Hakkındaki Görüşleri 59

47. Öğrencilerin, İmgesel Çalışmalarda Figür Çizimlerinde Sorun Yaşayıp Yaşamadığı

Hakkındaki Görüşleri 59

48. Öğrencilerin, Resimlerde Çizilen Figürlerin Gerçeklerine Benzeyip Benzememesi

Hakkındaki Görüşleri 60

49. Öğrencilerin, Resimlerde Çizilen Figürlerin Gerçeklerine Benzememsi Durumunda

Yapılan Resim Hakkındaki Görüşleri 61

(14)

63 52. Öğrencilerin, İnsan Figürü Çizerken Gerçeğine Benzememesi Durumunda Çizip

Çizmeme Hakkındaki Düşünceleri 64

53. Öğrencilerin, İnsan Figürü Çizerken Hayalden Çizmek Yerine Başka Kaynaklardan Bakarak Yapıp Yapmadıkları Hakkındaki Görüşleri 65 54. Öğrencilerin, İnsan Figürü Çizimi Hakkındaki Deneyimlerine Ait Görüşleri 66 55. Öğrencilerin, İnsan Figürü Çiziminde Öğretmenlerinin Yardım Edip Etmediği

Hakkındaki Görüşleri 67

56. Öğrencilerin, Öğretmenlerinin Derse Başlamadan Önce Onları Motive Edip

Etmediği Hakkındaki Görüşleri 67

(15)

BÖLÜM 1

1. GİRİŞ

1.1.Problem Durumu

Türkiye‟de sanat eğitiminin baĢlangıcı II. MeĢrutiyet dönemine dayanmaktadır. Öğretmen okullarının (Darülmuallimin) ders programlarına resim derslerinin konulmasıyla günümüzde verilen Görsel Sanatlar dersinin temelleri atılmıĢtır. Öğretmen okullarında 1,2,3,4 ve 5. sınıflarda el iĢi dersleri ile birlikte 3‟er saattir. Öğrencilere hayali resim, doğa resmi, ezberden resim, geometrik çizim, serbest resim ve teknik resim konularında eğitim verilmektedir. Cumhuriyet dönemi ile birlikte her alanda yapılan yenilikler gibi resim-iĢ eğitimi de dünyadaki çağdaĢ geliĢmelere paralel olarak geliĢmiĢtir. Özsoy 2007 yılında yayımlanan çalıĢmasında da dediği gibi, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluĢ felsefesine uygun yeni müfredat programları hazırlanmıĢtır.

ÇağdaĢ sanat eğitimi ile öğrencilerin imge ve simgelerle yüklü olan dünyamızın anlamını çözmeleri ve onu anlamaları için çeĢitli yeteneklerini geliĢtirmeleri amaçlanmaktadır. Bilinmektedir ki her öğrenci sanatta farklı yetenek ve özelliklere sahiptir, önemli olan bu özellik ve yeteneklerini keĢfedebilmeleri için onlara yardımcı olmak, yol göstermektir. Çoklu zekâ kuramı ile öğrenciler, kendi öz bireyselliklerini geliĢtirmek için yeteneklerini ve bilgilerini kullanabilmelidirler. Özsoy‟a (2007:102) göre, değiĢiklilik, farklılık, çok parçalılık (hetorojenlik) ve yaratıcılık çoklu zekâya dayalı öğrenme için paroladır.

Ġnsanlar yetenekleri ile birbirlerinden ayrılırlar. Herkesin ilgi duyduğu ya da kendini baĢarılı, yetenekli hissettiği alanlar birbirinden farklıdır. Bazıları enstrüman çalabilirken, bazıları da heykel yapabilir. Bu insanların yaptıkları iĢe sanat, kendilerine de sanatçı denilmektedir. Özsoy‟a (2007:15) göre gıpta ettiğimiz bu kiĢilerin çabalarının izlenmesi ve tamamının ya da bir bölümünün taklit edilerek tekrarlanması veya öğrenilmesi mümkün olabilmekte; kimi zaman da o yaratılanlardan yola çıkarak verilecek eğitimle yeni sanat

(16)

eserlerinin yaratılması ya da bireylerin zevk ve duyarlılıklarının geliĢtirilmesi mümkün olmaktadır.

Sanatçı kendi duygu ve düĢüncelerini eserlerine yansıtır, sanat eğitimcisi ise bireyin duygularını dıĢa vurmasına ve yaratıcılığını ortaya çıkarmasına yardımcı olur.

Sanat eğitimi kiĢiye güzel resim yapmayı ve onu sanatçı yapmayı amaçlamaz. Sanat eğitimi kiĢilere yaratıcılıklarını geliĢtirmeyi, sorunlara farklı çözümler üretebilmeyi ve hayal güçlerini geliĢtirmeyi amaçlar. Dikici‟ye (2002) göre, sanat eğitimi ile bireylerin tasarlayabilme yeteneğinin geliĢtirilmesi, yaratıcı, kendine güveni olan, estetik beğeni düzeyi yüksek gençler yetiĢtirmek amaçlanmalıdır.

Sanat eğitimcisi ise bireye yol gösterirken katı kurallar koyan veya onların yaratıcılığını sınırlayan davranıĢlar sergilemek yerine, bireyi özgür bir ortamda sınırlamadan, onlara yaratıcı ürünler ortaya çıkarmasında yol gösterici olmalıdır. Bireyin yaratıcı faaliyetleri sanat eğitimcisi tarafından desteklenmeli; bunun için yapılan çalıĢmalar sergilenmeli, toplantılar – konferanslara katılımları sağlanmalıdır.

Yaratıcılık her bireyde doğuĢtan getirilen bir özelliktir. Bireylerin yaĢamları boyunca edindikleri birikimler, aldıkları eğitim ve bulundukları ortam yaratıcılıklarının geliĢmesi için önemlidir.

Yaratıcı ve yaratıcı olmayan davranıĢlar nelerdir? Bunu aĢağıdaki tabloda görelim:

Tablo 1

Yaratıcı Olana Karşı Yaratıcı Olmayan Davranışlar Yaratıcı Olan

Bilgiden bilinmeyene doğru çalıĢma Ġzlenecek modelin bulunmaması

Doğru ya da yanlıĢ cevapların olmaması Açık uçlu cevap, karĢılık

Deneme ve hata, buluĢ yöntemleri Hayal kırıklığına ve belirsizliğe hoĢgörü.

Yaratıcı Olmayan

Bilginin yapısını yönetme

Ġzlenecek modelin/örneğin olması Doğru cevapların olması

Sabit, kesin cevap, karĢılık Öykünme, hatırlama yöntemleri

Hayal kırıklığına hoĢgörüsüzlük, güvenlik isteği.

(17)

Tabloda da görüldüğü gibi yaratıcı öğrenmede bilinenden bilinmeyene ulaĢmak, yeniyi bulmak; izlenecek bir örneğin olmaması, çevredeki her Ģeyin örnek teĢkil etmesi; doğru ya da yanlıĢ cevabın olmaması; açık uçlu farklı cevapların olması; deneme, hata ve buluĢ yöntemlerinin kullanılması; hayal kırıklığı ve belirsizliğin hoĢgörü ile karĢılanması yaratıcılığı destekleyen davranıĢlardır. Yılmaz‟a (2005:22) göre çocuğun düĢ gücü asla sınırlandırılmamalıdır.

Sanat eğitiminin önemli bir parçası olan Görsel Sanatlar dersi bireylerin yaratıcılığının ve hayal gücünün geliĢmesinde önemli bir yer almaktadır. Görsel Sanatlar dersinde yaratıcılığı ve hayal gücünü geliĢtirici oyun, müzik, drama gibi etkinliklerle öğrencilerin yeni ve farklı fikirler üretebilmeleri için ortam hazırlanmalıdır.

Yaratıcılığın doğuĢtan getirilen bir özellik değil, eğitimle geliĢtirilebilen bir özellik olduğu hatırlanmalıdır. Okullarımızda verilen sanat eğitimi dersleri ile öğretmenler dersin kazanımlarını yerine getirirken öğrencilerin de yaratıcılıklarını sınırlamamalı onları özgür bırakmalıdır.

Yaratıcılığın çocuk geliĢimindeki önemi çocukların eğitim almaya baĢladıkları Ġlköğretim dönemlerinde de önemlidir. Ġlköğretim Görsel Sanatlar dersi müfredat programı incelendiğinde etkinliklerin öğrencilerin yaratıcılıklarını geliĢtirici nitelikte olduğu görülmektedir. Ġlköğretim6-7-8. sınıf öğrencilerinin yaptıkları çalıĢmalar incelendiğinde çizgisel geliĢim dönemlerine paralel olarak resimlerinde perspektif kavramının geliĢtiği, insan figürlerinin hareketlilik kazandığını görmekteyiz. Buyurgan‟a (2007:140) göre öğrencilerin bu özelliklerini en iyi ifade edebilecekleri konular ise hayali resim – imgesel çalıĢmalardır. Ġmgesel çalıĢmalarda amaç algıları bellekten getirebilme becerisi kazanma, temel perspektif kurallarını öğrenme ve doğru uygulayabilmedir.

Ġnsan figürünün ve perspektif kavramının birlikte kullanıldığı konulardan biri imgesel çalıĢmalardır. Ġmgesel çalıĢmalarda öğrenciler kendi hayal güçleri doğrultusunda çizimler yapmaktadırlar. Ġmgesel çalıĢmalar ile öğrenciler gözlemledikleri ya da fark etmeden hafızalarına aldıkları birtakım bilgileri, deneyimleri ve görünümleri çalıĢmalarına aktarırlar. Bunu yaparken ilk olarak verilen konu ile ilgili olan fikirleri ayırırlar. Bu fikirlerden yola çıkarak konuyu en iyi Ģekilde anlatacak olan ve daha önce yapılmamıĢ olanı çizimi düĢünürler. Daha sonra hayal ettikleri görüntüleri kâğıda aktarırlar. DüĢünme sürecinde hayal güçlerinin yanı sıra yaratıcılıkları da geliĢir.

(18)

Öğrencilerin yapmıĢ oldukları imgesel çalıĢmaları incelediğimizde farklı, yeni fikirlerin ortaya çıktığını görürüz. Ġmgesel çalıĢmalarda karĢımıza çıkan en önemli sorun insan figür kullanımıdır. Fakat öğrenciler yaptıkları imgesel çalıĢmalarda insan figür kullanmaktan kaçınmaktadırlar bu da onların yaratıcılıklarını ve çizgisel geliĢimlerini etkilemektedir. Her öğrenci insan figürü çizimi yapabilir, bu çizimler zaman içerisinde bolca egzersiz yaparak geliĢir ve kendisini tatmin edecek düzeye gelir. BaĢta olmadı çizemiyorum diyerek pes etmek öğrenciyi ilerletmez geriletir. Daha sonraki çalıĢmalarında figür kullanmamaya baĢlamasına sebep olur. Çizim yeteneği geliĢen öğrenci hayal ettiği her Ģeyi çizebileceğine inanır ve farklı, yeni ve özgün düĢünceler ve hayaller kurmaya baĢlar. Hayal gücü geliĢen insan ileriye dönük yaratıcı çalıĢmalar yapar ve zamanla bunları gerçekleĢtirmek için çabalar. Yeni keĢif ve buluĢların ilk düĢünceleri ve fikirleri böylece oluĢmaya baĢlar.

Hayatın var oluĢ nedeni canlılardır; canlılarsız, insansız bir dünya düĢünülemez. Ġmgesel çalıĢmalar ile amaçlanan da hayatımızın içerisinde olan, günlük olarak yaptığımız insan davranıĢlarını veya hareketlerini resim yoluyla anlatmaktır. Örneğin; pazara gitmek, markette alıĢveriĢ yapmak, spor yapmak gibi. Bu yaptığımız etkinlikler insansız düĢünülemez, tabii ki bunların resmedilmesi de. Bu yüzden imgesel çalıĢmalarda figür kullanımı önemlidir.

Ġlköğretim, çocukların hayal güçlerinin sınırsız olduğu bir dönemdir. Bu dönemde onlara hayal gücünü geliĢtirici çalıĢmalar, ortamlar ve imkânlar sağlanabilirse bu özellikleri körelmemiĢ olur. Yeni ve farklı olanı düĢünmek onları diğer bireylerden ayırır. Ġmgesel çalıĢmalar öğrencilerin hayal güçleri ve yaratıcılıklarının geliĢmesi için önemlidir.

Ġmgesel çalıĢmalar yardımı ile insan figür çizim becerisinin kazanılması ileride çeĢitli meslekler sahibi olacak olan öğrenciler için önemlidir. Bu dönemde edindikleri beceri ve birikimleri onların meslek hayatında daha donanımlı olmaları için alt yapı oluĢturacaktır. Örneğin; doktor olan birisi için insan anatomisi önemlidir, bir araba tasarımcısı için insan hareketleri tasarlanan araç içerisindeki ergonomik yapıyı tasarlarken önemli olacaktır. Ġnsan mühendisliği yaĢamımızın her alanında karĢımıza çıkmaktadır. Öğretmenlikten tutun da insanlar için yapılacak her türlü tasarım bu alan içerisine girmektedir.

El ve beyin koordinasyonunu sağlayamayan çocuklar için insan figürü çizimi yapmak zor bir çalıĢmadır. Bu öğrencilere biraz yardım ile yapabileceklerinin en iyisini yapmak için destek olunmalıdır.

(19)

Bu çalıĢma ile çözüm bulmak istediğimiz problem ilköğretim 6-7-8. sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin ve bu sınıfların dersine giren Görsel Sanatlar öğretmenlerinin imgesel çalıĢmalarda figür kullanımı ile ilgili karĢılaĢtıkları sorunlardır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın genel amacı, Ġlköğretim 6-7-8. sınıflarda müfredat konularından olan imgesel çalıĢmalar konusunda öğrencilerin figür çizimine iliĢkin karĢılaĢtıkları sorunları öğretmen ve öğrencilerden toplanacak görüĢler ıĢığında incelemek ve değerlendirmektir. Bu konu ile ilgili olarak geliĢtirilebilecek alt amaçlar Ģunlardır:

1. Ġlköğretim 6-7-8. sınıflardaki imgesel çalıĢmalarda figür kullanımına iliĢkin öğretmen görüĢleri nelerdir?

2. Ġlköğretim 6-7-8. sınıflardaki imgesel çalıĢmalarda figür kullanımına iliĢkin öğrenci görüĢleri nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Sanat eğitimi, bireylere yaratıcılıklarını geliĢtirme ve artırma imkânı verir. Okullarımızda verilen sanat eğitimi öğrencilere farkında olmadıkları yaratıcılıklarını fark etme ve onlara yeni bakıĢ açıları sunmayı amaçlar. Sanat eğitimi, farklı teknik ve yöntemlerle öğrencilere herkesten farklı düĢünmeyi öğretir. Öğrencilerin okulda iĢlediği konulardan bir tanesi de imgesel resimdir. Ġmgesel resim ile öğrenci perspektifi, kompozisyonu ve daha önce algıladıklarını belleklerinden getirebilme becerisi kazanır. Çevreyi incelerken daha dikkatli bakar neyin nerede, nasıl kullanıldığını inceler.

Bu araĢtırma ile öğrenci ve öğretmenlerden alınan görüĢler doğrultusunda imgesel çalıĢmalarda figür kullanımı ile ilgili karĢılaĢılan sorunlara, eksikliklere ve bu eksiklerin giderilmesine yönelik öneriler verilecektir.

(20)

1.4. Sınırlılıklar

1. Bu konuyla ilgili öğretmen ve öğrenci görüĢleri sadece ankette bulunan maddelere verdikleri cevaplara göre değerlendirilecektir.

2. Anket sadece Ankara ili Elmadağ ilçesinde kolaylıkla bulunabilen örnekleme (Convenience Sampling) tekniği kullanılarak daha önceden belirlenen okullardaki öğrenciler ve Elmadağ ilçesindeki bütün Görsel Sanatlar öğretmenleri ile sınırlıdır. Diğer iller, ilçeler ve okullar araĢtırmanın kapsamı içerisinde değildir.

1.5. Varsayımlar

1. AraĢtırmanın örnekleminin evreni temsil eder nitelikte olduğu varsayılmıĢtır.

2. Uygulanan anketlerde ilgililerce verilen yanıtların içten ve gerçeği yansıttığı düĢünülmüĢtür.

3. Öğretmenlerin öğrencileri imgesel çalıĢmalar ve figür kullanımı hakkında bilgilendirdikleri düĢünülmüĢtür.

4. Öğrenciler hayal gücü, imgesel çalıĢma, figür çalıĢması, yaratıcılık nedir konusunda verilen bilgilerin öğrenciler tarafından anlaĢılarak anket sorularının buna göre cevaplandırıldığı varsayılmaktadır.

1.6. Tanımlar Figür:

1. Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi (Türk Dil Kurumu, 2005:700). 2. Ġnsan ve hayvan resimleri (Buyurgan ve Buyurgan,2007:290).

(21)

Görsel Sanatlar:

1. Ressamlık, oymacılık, heykelcilik, mimarlık vb. sanatlar, plastik sanatlar (Türk Dil Kurumu, 2005:782).

2. Desen, resim, özgün baskı, heykel; film, televizyon, grafik, üretim tasarımı gibi iletiĢim ve tasarım sanatları; kentsel tasarım, iç mimarlık ve manzara tasarımı gibi mimarlık ve çevresel sanatları; halk sanatlarını; seramik, elyaf, takı ve mücevher, ahĢap eserler ve diğer malzemelerle yapılanları içeren geniĢ bir sınıf (Özsoy,2007:252).

İmge:

1. Zihinde tasarlanan ve gerçekleĢmesi özlenen Ģey, hayal, hülya (Türk Dil Kurumu, 2005:962).

2.Zihinde tasarlanan ve gerçekleĢmesi özlenen Ģey, düĢ, hayal, hülya, insan bilincine duyumlar yoluyla gelen nesnelerin yansıması. Yerine göre hayal, suret, hatta resim, tasarım anlamında kullanılabilmektedir (Özsoy,2007:252).

(22)

BÖLÜM 2

2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Sanat Eğitiminin Önemi

Ġnsanlık tarihine baktığımızda, sanatın baĢlangıcından beri bizlerin bir parçası olduğunu görüyoruz. Ġlk insanların ataları için söyledikleri ilk Ģarkılardan, yaptıkları ilk danslardan ve avcıların ilk kez mağara duvarlarında resmetmelerinden; anne ve babaların çocukları için ilk kahramanlık hikâyelerini anlatmaya baĢlamalarından bu yana sanat, insan yaĢantısının betimlenmesini ve anlatılmasını sağlamıĢtır. Ġnsanlar her zaman bazı Ģeyleri anlamaya ihtiyaç duymuĢlar; bu yolla ruh ile bedeni, zekâyla duyguyu, zamanla mekânı ve yaĢantılardaki olayları birbiriyle iliĢkilendirebilmiĢlerdir. Ġnsanlar açıklayamadıkları Ģeyleri ifade edebilmek için sanatı keĢfetmiĢler, yaratmıĢlardır. Nasıl ki, hava olmadan nefes almak düĢünülemez ise, bugün artık sanatsız bir toplum veya ulus da düĢünülemez. Bunu Atatürk‟ün veciz Ģu sözü de ifade etmektedir: “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuĢ demektir.” (Özsoy, 2007:19).

Sanat insanların hayatında önemli bir yer tutmuĢtur. Ġnsanın temel gereksinimlerinin yanı sıra (yeme, içme vb.) sanat da insanlar için olmazsa olmazlardan biri haline gelmiĢtir. Hayatımıza baktığımızda, biz fark etmesek de sanat bizi çevrelemiĢtir.

Sanat eğitimi de hiç Ģüphesiz üzerinde durulması gereken çok önemli bir konudur. Sanat eğitim sadece çocuklar için değil herkes içindir. Uçan‟ın 2002‟de yayımlanan çalıĢmasında da dediği gibi, sanat eğitimi insanlara kendi yaĢantıları yoluyla amaçlı ve yöntemli olarak belirli sanat davranıĢları kazandırma ya da insanların sanatsal davranıĢlarını kendi yaĢantıları yoluyla amaçlı ve yöntemli olarak değiĢtirme, dönüĢtürme, geliĢtirme ve içselleĢtirme sürecidir.

(23)

Sanat eğitimi de dünyadaki geliĢim ve değiĢime ayak uydurmalıdır. Pekmezci 2002‟de yayımlanan çalıĢmasında, sanat eğitiminin kiĢilik eğitimine ve insani değerler birikimine yansımasını ve katkılarını Ģu baĢlıklar altında toplamıĢtır:

Öğrenciye kimliğini ve kiĢiliğini kazandırma, kiĢilik eğitimi, öğrencinin kendi cevherini keĢfetme ve onu geliĢtirme ve bu cevheri baĢkalarına ve topluma sunma,

Ben yerine biz diyerek, bireyci ve bireysel çıkarcı insan yerine paylaĢımcı insan tipi yaratma,

Toplumunu-insanını, ülkesini, doğasını, tarihi ve doğal zenginliklerini tanıma, ona sahip çıkma,

Körü körüne tekrarlama yerine tarihini, edebiyatını, sanatını tanıma, sorgulama, tahlil etme, onu geliĢtirme ve yüceltme,

DüĢüncelerini, ideallerini, inançlarını baĢkalarının güdümüne ya da

ipoteği altına koymadan, yani beynini, inançlarını tutsak etmeden kendi doğrularını bulma, Dünyanın sadece kendi çapı kadar olmadığının, dünyayı tanımanın,

evrensel kültürü tanımanın kaçınılmaz olduğunun farkında olma,

Üretime, emeğe saygının, bu ülkeye ve dünya insanlığına katkıda bulunan herkese karĢı vefa göstermenin bir etik değer olduğu,

Bilimin, kültür ve sanatın vazgeçilmez ve öncelikli insani değerler olduğuna inanma.

Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak, sanat eğitiminin öncelikli amacının sanatçı yetiĢtirmek değil de, topluma ve çevreye duyarlı ve yararlı bireyler yetiĢtirerek bireylerin kendi öz kimliklerini kazanmasına yardımcı olmak olduğu anlaĢılmaktadır.

Günümüz çağdaĢ sanat eğitimi anlayıĢında görsel ve uygulamalı sanatların (resim, heykel, seramik, tekstil vb.) “Öğretilebilirliğinin” temel bir ilke olduğu anlaĢılmıĢtır. Balcı ve Say‟a (2003:8) göre herkes sanat öğrenebilir ve sanat eğitimi herkese verilmesi gereken bir

(24)

eğitimdir. Ancak herkes “sanatçı” olamaz ya da baĢka bir deyiĢle sanatın öğretilebilirliği ilkesine dayandırılarak herkesin sanatçı olabileceği düĢüncesi yanlıĢtır. Öğretimle sanatçı olunmaz, öğretimle sanatçı kiĢilikler ortaya çıkabilir. Sanatçı, yaratıcı kiĢilik özelliklerine sahip, özgün ve nitelikli eserler üretebilen kiĢidir. Sanatın öğretilebilirliği ilkesi, kuramsal ve teknik bilgi aktarımıyla, uygulama çalıĢmalarıyla görsel algıların eğitilebileceği ve nitelikli ürünler üretebileceği dahası “estetik kiĢilik yapılarının” geliĢtirilebileceği anlayıĢına dayanmaktadır.

Ülkemizde sanat eğitimi denince ilk akla gelen Görsel Sanatlar dersidir. Görsel Sanatlar dersi ile öğrencilere sanatın ve sanatçının öneminin yanında, kendi geliĢimleri içinde yararlı olan temel sanat eğitimi bilgileri verilmektedir. Bu nedenle ilgili kurumlarca sanat eğitiminin çocuğa ve gence kazandırdığı değerler dikkate alınarak, eğitimin her aĢamasında uygun programlar hazırlanması sağlanmalıdır. Her ne kadar ülkemizde eğitim denilince çocukları sınavlara hazırlayan dersler akla gelmekteyse de, bir çocuğun geliĢiminde bu dersler kadar Görsel Sanatlar dersi de önemlidir. Bilimsel araĢtırmalar ortaya çıkarmıĢtır ki, beyinin sağ ve sol yarım kürelerinin farklı özellikleri vardır. Beyinin sol yarım küresi sözel, çözümsel, sayısal, mantıksal, akılcı düĢünme biçimlerini geliĢtirirken, sağ yarım küresi ise sözel olmayan, sentezci, akılcı olmayan, sezgisel düĢünme biçimlerine yöneliktir. Eğitim programları tek yönlü hazırlanırsa çocuğun geliĢimi yarım kalır. Ġnsan beyni her iki yarım küresiyle bir bütündür. Eğitim sistemi içerisinde alacağı nitelikli bir sanat eğitimi, hangi alanda olursa olsun onun geliĢimine artılar katacaktır (Buyurgan ve Buyurgan,2007:17-18).

2.2. Yaratıcılık

Yaratıcılık kavramı, her ne kadar Görsel Sanatlar ile iliĢkilendirilse de aslında her insanın doğuĢtan, kendisinde var olan, deneyimleri ve yaĢantılarıyla geliĢtirebildiği bir özelliktir.

Yaratıcılıkla ilgili çeĢitli tanımlar yapılmıĢtır. Torrance “BoĢlukları, rahatsız edici ya da eksik öğeleri sezip, bunlar hakkında düĢünceler geliĢtirmek, varsayımlar kurmak, bunları sunmak, sonuçları karĢılaĢtırıp, değiĢtirmek ve yeniden sınamak.” Barlett “ Ana yoldan ayrılma, deneye açık olma, kalıplardan kurtulma.” Getzels “ Ġster bilimde, ister baĢka bir alanda olsun yaratıcılık sezgi ve akılcı imgelemin ve çözümleme yetisinin, hayal kurma ve

(25)

denetleme ile düĢünmenin ıraksak ve yakınsak yönlerinin birliğine dayanır.” (San, 2004:14). Yaratıcılık, herkesin gittiği yoldan baĢka bir yola sapma, sürekli deneme ve kalıplardan kurtulma ifadeleriyle tanımlanabilecek bir olgudur. Nelson Goodman, bilginin önemli bir bölümünün bir yaratma biçimi ya da bir dünya kurmak olduğunu söylemektedir (Özsoy, 2007:151‟den Hurwitz Day, 1995). Webter “ Yaratmanın niteliği ya da durumu. Anlamlı yeni Ģeyler yaratma, yorumlama, vs. orjinallik. Yaratma yeteneğine sahip kiĢiler tarafından kullanılan yöntem.” (Webter, 1991:63). Sungur “ Sorunlara; bozukluklara, bilgi eksikliğine, kayıp öğelere, uyumsuzluğa karĢı olma; güçlüğü tanımlama, çözüm arama, tahminlerde bulunma ya da eksikliklere iliĢkin denenceler geliĢtirme, bu denenceleri ya da yeniden sınama, daha sonra da sonucu baĢkalarına iletmektir.” (Sungur, 1997:13). Görüldüğü gibi yaratıcılıkla ilgili pek çok tanım yapılmıĢtır.

Yukarıdaki görüĢler incelendiğinde, yaratıcılığın insanların yaĢamını etkileyen farklı ve yeni görüĢler üretebilme becerisi olduğu anlaĢılmaktadır.

DüĢünmek, yaratıcı düĢünme için bir ihtiyaçtır. Sanat ile yaratıcılığı güçlü bir Ģekilde birleĢtiren Ģey akıldır (Bell, 1997:2).

Sanatsal yaratma sürecinin önemli bir öğesi düĢleme, düĢlem ve düĢ kurmadır. Ocatvia Paz‟a (1990:13) göre nesne onu izleyen gözün ıĢığıyla aydınlanır, okĢayan, sıkan, yakalayan el tarafından biçimlendirilir.

Her toplumda yaratıcılıkları ile isim yapmıĢ bazı sanatçı, düĢünür ve bilim insanları vardır. Bunların hayatlarını geçmiĢleriyle birlikte inceleyen araĢtırmacılar bu kiĢilerin bazı ortak yönlerinin ve özelliklerinin olduğunu ortaya çıkarmıĢlardır. Bu araĢtırmacıların elde ettikleri bulgular çerçevesinde yaratıcı bireylerin özellikleri aĢağıdaki gibi özetlenebilir:

Yaratıcı kiĢiler kendi önceliğini, çalıĢma alan ve takvimini kendileri yaratan ve baĢkalarına göre bağımsızca hareket ederek, ilgili oldukları konularda çok çalıĢan insanlardır. Bu kiĢiler değiĢime ve yeniliğe karĢı açık ve uyumlu olup, sürekli özgün arayıĢlar içinde olurlar. Performanslarıyla ilgili amaç tayin etme, buna paralel olarak standartlarını belirlemede diğer bireylere göre daha duyarlıdırlar ve bu amaç ve standartlar diğerlerinkine göre daha yüksektir. Yaratıcı kiĢiler kendi düĢünme özelliklerini bilip, bu özelliklerini denetim altına almada ve yönlendirmede sorumluluk gösterirler (Özsoy, 2007:152‟den Yontar,1993).

(26)

Yaratıcılık, kiĢilerin doğuĢtan getirdikleri bir özelliktir. Her insanda az veya çok bazı yaratıcı belirtiler ve özellikler vardır. Yaratıcılık, sınırları olmayan geliĢtirilebilen bir eylemdir. Öğrenilmez fakat uygun koĢullar sağlandığı takdirde geliĢtirilebilir (Artut,2002:134).

Bu bağlamda, yaratıcılığın zaten bireylerin kendisinde bulunan bir özellik olduğu, fakat yaratıcılığı geliĢtirebilmenin zaman, emek ve en önemlisi eğitime bağlı olduğu anlaĢılmaktadır.

Yaratıcılık özgür bir ortamda gerçekleĢir ve sanat eğitimi dersleri de bu tür davranıĢı ortaya koymada etkili olurlar (Uysal,2005:42).

KırıĢoğlu‟nun dediği gibi “Sanat eğitimi, okullarda bugün yer alan Resim-ĠĢ dersi karĢılığı kullanılmak istenen tanımdır.” (KırıĢoğlu,2002:1).

Okullarımızda öğrencilerimizin yaratıcı davranıĢlarını geliĢtirmek için eğitim ortamının öğretme ve öğrenmede yaratıcılığı destekleyici olarak düzenlenmesi gerekir. Öğrencilerde yaratıcı düĢüncenin oluĢması bir bakıma buluĢ yolu, araĢtırma, soruĢturma ve mükemmel öğrenme stratejileri, güdümlü tartıĢma, örnek olay, gösterip yaptırma yöntemleri ile sorgulayıcı tartıĢma, küçük ve büyük grup tartıĢması, münazara, canlandırma, oyunlaĢtırma, gözlem, deney, beyin fırtınası, workshop, gösterim, problem çözme, olay bulmaca, alan gezileri gibi geniĢ bir yelpazede çeĢitli tekniklerden yararlanılmasına bağlıdır (Özsoy, 2007:154).

Öğrencilere uygun ortam, malzeme çeĢitliliği ve sınırsız özgürlük tanınmalıdır ki yaratıcı ürünler, tasarımlar ve fikirler ortaya çıkarabilsinler.

2.3. İmgesel

Ġmgesel çalıĢmalar, Görsel Sanatlar dersinde sıkça karĢımıza çıkan etkinliklerdendir. Ġmge, zihinde tasarlanan hayal edilenler; imgesel ise hayali olandır. Ġlköğretim II. kademe öğrencileri kendilerine gerçekle hayal arasında gidip gelen bir dünya kurmuĢlardır. 6-7-8. sınıf Görsel Sanatlar dersi müfredatı incelendiğinde imgesel çalıĢmalar ile ilgili olan etkinliklerin öğrencilerin hayal güçlerini harekete geçirici olduğu görülmektedir. 6.sınıflarda “Mutluluk, korku, hüzün, hastalık” , 7.sınıflarda “Mutluluklarımız, hüzünlerimiz”, 8.sınıflarda

(27)

“DüĢünen adam” etkinlikleri imgesel çalıĢmalara örnek verilebilir (PeĢkersoy ve Yıldırım,2009:118-139-155).

Ġmgesel çalıĢmalarda temel perspektif bilgisi ve algıları bellekten getirebilme önemlidir (Buyurgan ve Buyurgan, 2007: 145).

Görsel Sanatlar dersi müfredatında da görüldüğü gibi imgesel çalıĢmalarla öğrencilerin hayal gücü geliĢtirilerek, yaratıcılıklarının geliĢmesine katkıda bulunulur.

2.4. Figür

Tarih öncesi çağlardan baĢlayarak günümüze dek sanatın en önemli konusu insan biçimi olmuĢtur. Ġnsan, dünyaya geldiği andan itibaren çevresini ve kendisini gözlemler ve yaĢantısı boyunca kendisine benzeyene yakınlık duyar. Çevresini ve kendi görselliği dıĢındakileri anlamlandırmada her zaman kendi varlığını ölçüt olarak kullanır. Ġnsan figürü betimlemeleri farklı zamanlarda farklı toplumların sanatlarında, farklı anlayıĢlarla iĢlene gelmiĢtir (Erman, 2008:50).

Ġlk insan yaĢadığı yer olan mağarasının duvarlarına elinde mızrak tutan avcı ve o Ģartlarda öldürmenin zor olduğu yaban öküzü, aslan gibi vahĢi yaratıkları resmetmiĢtir. Resimleri basit çizgilerden oluĢmuĢtur. “Toplumların, çözümleyemedikleri doğasal olaylar nedeniyle, anlayamadıkları güçler karĢısında kaldıklarında inandıkları zamanlarda, soyut bir anlatıma baĢvurmak zorunda kaldıkları görüĢü akla gelmektedir...” (Kühn, 1995:46).

Yapılan çalıĢmalar ve bulunan kemik ve taĢtan yapılmıĢ kaba araçlar; mağara duvarlarında yer alan hayvan resimlerini onları avlayan ve bu yüzden de onları çok iyi tanıyan kimselerin resmettiğini veya kazıdığını, giderek daha kesin bir Ģekilde ortaya koymuĢtur (Gombrich, 1999:40).

Mağara duvarlarındaki resimlerden sonra Mısır figüratif resimleri karĢımıza çıkmaktadır.

Eski Mısır‟da figüratif resimleri yazı ile birleĢtiren (hiyeroglif) bir yazı türü ile tapınakları ve mezar yapıları olan, piramitleri süslemek amaçlı kullanmıĢlardır. Resimlerde tanrıların yaĢamı veya kendisini bizzat tanrı saydıkları firavunun hayatı ile ilgili konulara değinilmiĢtir (Mısır, 2004:44).

Mısırlılar figür resimlerinde basit ama etkileyici bir sistem olan “frontal” duruĢ tekniğini kullanarak resimlerini yapmıĢlardı. Frontal duruĢ tekniğine göre figürlerde yüz profilden gözler önden, vücutta omuzlar kalçaya kadar cepheden iki omuzda görünecek Ģekilde, bacaklarsa profilden çizilirdi. Bu resimlerde kullanılan figürlerin ilkel bir sistemle

(28)

yapılmıĢ olmasına rağmen resimlerde genel olarak grafiksel bir kompozisyon kullanılmıĢ ve bu kompozisyonun öğeleri çok düzgün Ģekilde yerleĢtirilmiĢtir (Çevgen:2007:29).

Mısır figüratif resminden sonra Yunan sanatında da figüratif çalıĢmalarla karĢılaĢmaktayız.

Yunan sanatının zaman içerisinde üç ayrı dönemi görülmüĢtür. Bu dönemler Arkaik Dönem, Klasik Dönem ve Helenistik Dönemdir.

Arkaik Dönemde Mısır ve Mezopotamya sanatlarının etkileri görülmektedir. Frontal duruĢ Yunan sanatına da hâkimdi. Mısırlılar sanatlarını bilgiye dayandırmıĢlardı. Yunanlılar gözlerini kullanmaya baĢladılar Yunanlı heykelciler araĢtıra araĢtıra insan figürünü imgeleĢtirmek için yeni teknikler, yeni yollar buldular. “Birisi bedeni keĢfediyor, bir baĢkası heykelin daha bir canlılık kazanması için ayaklarının ikisini birden yere pek sağlamca basmaması gerektiğini buluyordu” (Gombrich, 1999:78).

Klasik Dönemde vücut ağırlığının iki ayağa eĢit olarak dağıtılması yerine ağırlık bir bacağa bindirilmiĢ ve böylece bünye düz bir hat yerine eğri bir hat çizerek daha gerçekçi bir görünüm kazanmıĢtır.

Helenistik Dönemde ise resimlerde ve özellikle heykellerdeki figürlerin tanrısal ifadeleri ortadan kalkmıĢ, insan karakteri ve duyguları iĢin içine girmiĢtir. Bunun nedeni “Yunanlıların tanrılarını insan fizik yapısı içerisinde tasvir etmeleri ve bu tasvir esnasında yapılan çalıĢmalarda tanrılara yakıĢır en kaslı ve en düzgün erkek vücudu (kro) ve en narin, en güzel kadın figürlerini (kros) kullanmalarıdır” (Çevgen, 2007:31-32). Tanrılar insan biçiminde betimlenir ve insandan yalnızca daha iri ve daha güzel olurlardı. Yunanlılar için bedensel güzellik ahlaksal güzellikle özdeĢtir. M.Ö.5.yy‟da ideal insan Kalos Kagathos olandır, yani; güzel ve iyi (Estin ve Laporte, 2002:50).

Bizans‟ta ise, Erken Hıristiyan Sanatı ve Ortaçağ Sanatlarında figürler çok basit düzeyde kalmıĢtı. Bu dönemde Hz. Ġsa‟nın hayatından kesitler ve basit freskolar resmedilmiĢti.

Figüratif resim tekniğinde büyük ilerlemeler gösteren Rönesans resim sanatında kapalı form sistemi temel alınarak resimler yapılmıĢtır. Kapalı form; bütün figürlerin tablonun dört köĢesi içinde düĢünüldüğü, figürlerin devamlı bir çevre çizgisiyle mekândan sınırlanarak ayrıldığı bir resim tekniğidir. Bütün çizgiler hep devam eden açık bir Ģekilde çizilmiĢtir ve her biri adeta kendisinin güzel bir çizgi olduğunu ve yol arkadaĢlarına uyması gerektiğini biliyor gibidir. Hepsi plastik Ģeklin hareketlerine uyarlar ve sadece Ģeklin gölgesinin çizgilerinde Ģekilden ayrılırlar (Wölfflin, 1995:48).

(29)

17.y.y ressamları insan figürü betimlemesinde Rönesans‟ın devamlı çizgisi yerine kırık çizgiyi kullandılar. Figürleri resmederken Rönesans‟ın birden çok kaynaktan çıkan eĢit dağılmıĢ, doğal ıĢık anlayıĢı yerine tek bir kaynaktan gelen Ģiddetli bir ıĢık kaynağını tercih etmiĢler, figürleri yarı karanlık bir tiyatro sahnesi içindeymiĢ gibi resmetmiĢlerdir.

Barok Dönemde en üstün seviyesine ulaĢtığını düĢündüğümüz figür resmi ilerleyen zamanlarda ortaya çıkan akım ve dönemlerde tekrar incelendi ve günümüze kadar birçok ressamın elinden özgün formlara ulaĢırken hem klasik bir resim unsuru oldu hem de sanatçının kendini ifade ettiği bir biçim halini aldı. Barok Dönemin ardından gelen rokoko akımında figüratif düĢünce belli oranda önemini yitirmeye baĢlamıĢtır. Neo-Klasik Dönem ise nitelikli figüratif çalıĢmalar ve ağır kompozisyon anlayıĢı ile Barok ve Rönesans‟ın devamı olarak görülmüĢtür. Bu dönemi takip eden Romantizm akımında ne kadar konular ön plana çıksa da figürden vazgeçilmemiĢtir. Realist ressamlar ise romantizmin seçkin tabakaya hitap eden yapısına karĢı çıkarak köy yaĢantısı içerisinde çalıĢan köylü insanların resimlerini yaparken tekrar figürü ön plana çıkarmıĢlardır.

ÇağdaĢ Sanat akımlarından fovist ve empresyonist akımlarda figür resmi ile direkt olarak karĢılaĢmıyoruz. Neo-Empresyonist akımda ise daha renkli daha farklılaĢmıĢ çalıĢmalarla karĢılaĢıyoruz. Picasso‟nun oluĢturduğu Kübist akımda bütün nesneler gibi figürler de birçok bakıĢ açısından aynı anda gösterilerek geometrik formlara ayrılmıĢtır. Sürrealistler ise dönemlerindeki akımlara göre daha figüratif çalıĢmalar yapmıĢlardır. Dönemimizde resim, fotoğraf ve bunların yanı sıra yeni oluĢan videoart, performans gibi disiplinlerde de insan bedeni sanat tarihinde olduğu gibi yine ön plandadır (Çevgen, 2007: 41-44).

Resim sanatının temel unsurlarından olan figür resmi yüzyıllardır ressamların da kendilerini ispatlaması gereken en önemli öğe olmuĢtur. Sanatçılar temel eğitimlerinde en uzun zamanı figür çalıĢmalarına ayırmıĢlardır. Sanat öğrencileri nesnelerle baĢladıkları eğitimlerine canlı modelden desen çalıĢmaları ile devam ederler; çünkü insan anatomisi estetik bir varlıktır. Estetik olan bir varlığın çizilmesi insanların her zaman ilgisini çekmiĢ ve cezb etmiĢtir.

(30)

2.5. İlköğretim II. Kademe 11-14 Yaş Çocukların Çizgisel Gelişim Özellikleri

5-8. Sınıf düzeyindeki öğrenciler, konu, simge, anlamlı imgeler ve görsel anlatımların geniĢ bir dizisini kullanarak, görsel sanatların özelliklerini öğrenmede onlara yardımcı olan bir çerçeve çalıĢmaya ihtiyaç duymaya devam ederler. Öğrenciler duygularını ve coĢkularını yansıtmak için görsel sanatları kullanmaya olan ihtiyaçlarında anlaĢılması güç bir Ģekilde sürekli olgunlaĢırlar; kendi çabalarının erdemini değerlendirmek için yeteneklerini sürdürmeye devam ederler. Bu düzeydeki standartlar öğrencilerin düĢünme, çalıĢma, iletme, akıl yürütme ve araĢtırma becerilerini harekete geçiren ve görsel sanatlar için önemli olan bilgi ve becerileri edindiğinde kendi kiĢisel dünyalarını geniĢletmek için görsel sanatların bilgi ve becerilerini uygulama yeteneklerini edinirler (Özsoy,2007:213).

Ġlköğretim II. kademe çocuğunun içinde bulunduğu dönemler bulundukları yaĢlara göre farklılık gösterir. Lowenfeld‟in belirlediği çizgisel geliĢim basamaklarına göre 6.sınıf ve 7.sınıf öğrencileri Mantık Çağı ( 11 ve 13 yaĢ arası ) içerisinde yer alırlarken, 8.sınıf öğrencisi ise Ergenlik Evresi ( 13 yaĢ ve ötesi ) dönemindedir.

2.5.1. Mantık Çağı ( 11 – 13 Yaş Arası )

Bedensel ve psikolojik geliĢim ve değiĢkenlerin kritik olduğu bir dönemdir. Temel eğitimin ikinci kademesine de sarkan bu döneme “gruplaĢma” veya “baĢkaldırma” dönemi de denmektedir. Gerçekçi bir anlayıĢın geliĢtiği katı gerçekçi yansımalar belirgin bir Ģekilde görülür. Planlama, derinlik (perspektif) renk ve oran kavramları netleĢmiĢtir (Artut,2002:224). Çizgilerinde kendine özgü anlatım yolları arar. Bu evrenin ergenlik çağının baĢlangıcı olduğu unutulmamalı, bedenen, ruhen hızlı bir geliĢim içine giren çocuklara duyarlı davranılmalıdır. Bu evrede insan figürü büyük bir ayrıntıyla çizilir; cinsel özelliklerin farkına varan çocuk bunları resimlerine yansıtır (Buyurgan ve Buyurgan,2007:64-65). Resimlerinde hareketli figürler sıkça görülmeye baĢlar. KoĢan, yürüyen, oynayanlar gibi. Nesneler arka planda sıra sıra dizili irili ufaklı ( perspektifin oluĢumu ) olarak dikkat çeker. Mekân anlayıĢı geliĢmiĢtir, her Ģey yerine göre, anlam ve amacına uygun olarak yerleĢtirilmeye özen gösterilir (Artut, 2002:224).

2.5.2. Ergenlik Evresi ( 13 Yaş ve Ötesi )

KiĢiliği hızla geliĢen, sosyalleĢen genç çevresi ile daha yoğun bir iletiĢim içine girer. GeliĢen olayları kendi yorumu ile yansıtabilir. Gencin kendi çalıĢmalarına ve baĢkalarının

(31)

çalıĢmalarına karĢı eleĢtirel davranıĢı geliĢir (KırıĢoğlu,2002:96). Bu evrede resimsel sorunlar öğrenilerek çözülür. Soyutlama, çok yönlü görüĢ kazanır. Renk iliĢkileri, çizgisel renklilik oluĢur. Ġlköğretim çağında resimde kaybolan bütünlük tekrar kazanılır (Buyurgan ve Buyurgan, 2007:66). IĢık, renk, gölge ve oran gibi faktörler üzerinde çok dururlar. Ġmgesel ve taklit çizimlere eğilim gösterirler. YetiĢkinler gibi çizme ve boyama arzusu içindedirler. Ünlü sanatçıların yapıtlarını merak ederler ilgi duyarlar (Artut, 2002:227).

(32)

BÖLÜM 3

3. YÖNTEM

Bu bölümde araĢtırmanın yürütülmesinde izlenmiĢ olan yöntem, araĢtırmanın evreni, örneklemi, kullanılan verilerin türü ve kaynağı, veri toplama teknikleri ve verilerin çözümlenmesi iĢlemleri yer alacaktır.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu araĢtırmada, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullardaki Ġlköğretim 6-7-8. sınıflarda öğrencilerin imgesel çalıĢmalarda figür kullanımına iliĢkin öğretmen ve öğrenci görüĢlerine baĢvurulmuĢtur. Bu nedenle araĢtırmada betimsel yöntem kullanılmıĢtır. Adnan ErkuĢ‟un 2009 yılında yayımlanan çalıĢmasında da belirttiği gibi, betimsel çalıĢmalar, neyin ne olduğunu belirlemeye yönelik çalıĢmalardır.

Ġlk olarak literatür tarama yöntemiyle bilgiler toplanarak kavramsal çerçeve oluĢturulmuĢtur. Bunu yaparken konuyla ilgili değiĢik kaynaklar incelenmiĢ ve elde edilen bilgiler düzenlenmiĢtir.

Öğretmen ve öğrenci görüĢlerini belirlemek amacıyla araĢtırmacı tarafından uzman görüĢleri alınarak geliĢtirilen anket uygulanmıĢtır. Anket yönteminin kullanılmasının sebebi öğretmen ve öğrencilere daha kolay ulaĢılabilmesi ve sonuçların araĢtırmacı tarafından toplanılmasıdır. AraĢtırmanın sonuçları anketten elde edilen verilere dayandırılmıĢtır.

AraĢtırma problemi alt amaçlar dikkate alınarak çözümlenmiĢtir. Bu araĢtırma 2008-2009 eğitim ve öğretim yılında Ankara ili Elmadağ ilçesinde bulunan Fatih Ġlköğretim ve ġehit ġener Gündem Ġlköğretim okullarındaki 6-7-8. sınıf öğrencileri ile aynı ilçede görev yapan Görsel Sanatlar öğretmenlerini kapsamaktadır.

(33)

3.2. Evren ve Örneklem

Bu araĢtırmanın evreni, 2008 – 2009 eğitim ve öğretim yılında Ankara ili Elmadağ ilçesi ilköğretim 6-7-8.sınıflarda öğrenim gören öğrenciler ile Ankara ili Elmadağ ilçesinde görev yapan Görsel Sanatlar öğretmenleridir.

Bu araĢtırmanın örneklemi ise Ankara ili Elmadağ ilçesi Fatih Ġlköğretim Okulu ve ġehit ġener Gündem Ġlköğretim Okulu 6-7-8.sınıflarda bulunan toplam 90 öğrenci ve yine Ankara ili Elmadağ ilçesindeki 17 ilköğretim okullarında görev yapan 15 Görsel Sanatlar öğretmeni oluĢturmaktadır.

Örneklem belirlenirken kolaylıkla bulunabilen örnekleme (Convenience Sampling) tekniği kullanılmıĢtır. Bu yöntemde, araĢtırmacı araĢtırma için belli bir grubu seçmektedir; çünkü bu gruptaki kiĢiler ulaĢılması kolay ve araĢtırmaya katılmaya istekli olarak kabul edilir (Fraenkel ve Wallen, 2006:100).

3.3. Veri Toplama Teknikleri

AraĢtırmada veriler araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen anket yoluyla toplanmıĢtır. Bunun için ilk önce ilgili literatür taraması yapılmıĢtır. Daha sonra bir anket taslağı geliĢtirilmiĢ ve hazırlanan anket soruları Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim ĠĢ Eğitimi Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri, Prof. Hülya Ġz Bölükoğlu, Prof. ġeniz Aksoy, Doç.Dr. Serap Buyurgan ve Yrd. Doç. Dr. Güzin Altan Ayrancıoğlu‟u tarafından incelenmiĢtir. Uzmanların görüĢleri doğrultusunda anket son Ģeklini almıĢtır. Hazırlanan anket araĢtırmacı tarafından öğretmen ve öğrencilere bizzat uygulanmıĢtır. Verilerin analizinde frekans (f) ve yüzde (%) dağılımları kullanılmıĢtır.

3.4. Verilerin Analizi

Anket yoluyla toplanan veriler bilgisayara aktarılmıĢtır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS programı kullanılmıĢtır. Tablolar, frekans ve yüzdeler programdan elde edilen sonuçlara göre düzenlenmiĢtir. Uygulanan anket sonuçlarının değerlendirmesi, frekans (f) ve yüzdeleri (%) alınarak yapılmıĢtır. Çözümlenen veriler literatür desteği alınarak yorumlanıp araĢtırma ile ilgili öneriler yapılmıĢtır.

(34)

BÖLÜM 4

4. BULGULAR VE YORUM

Bu bölümde, araĢtırmanın amacı doğrultusunda belirlenen alt amaçlara iliĢkin bulgular yer almaktadır. Bulgular çizelgelerle somutlaĢtırılmaya çalıĢılarak yorumlanmıĢtır.

4.1. Alt Problem 1: Ġlköğretim 6-7-8. sınıflarda imgesel çalıĢmalarında figür

kullanımına iliĢkin öğretmen görüĢleri nelerdir?

Ġlköğretim 6-7-8. sınıflarda imgesel çalıĢmalarında figür kullanımına iliĢkin öğretmen görüĢlerini belirlemek amacı ile anket sorularının her bir maddesine verilen cevapların frekans (f) ve yüzdesi (%) alınmıĢtır.

Tablo 2

Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Cinsiyete Göre Dağılımı

SEÇENEK F %

Bay 4 26.6

Bayan 11 73.4

(35)

Tablo 2‟de Görsel Sanatlar öğretmenlerinin cinsiyetlerini saptamak amacıyla bir soru yöneltilmiĢtir. Soruya 4 Görsel Sanatlar öğretmenin “bay” cevabını vererek grubun %26,6‟sını, 11 Görsel Sanatlar öğretmeni ise “bayan” cevabını vererek grubun %73,4‟ünü oluĢturmuĢtur.

Öğretmenlerin cinsiyet dağılımının, ilköğretim 6-7-8. sınıflarda imgesel çalıĢmalarda figür kullanımına iliĢkin öğretmen ve öğrenci görüĢleri araĢtırmasında anlamlı bir farklılık göstermediği görülmüĢtür.

Tablo 3

Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğretmenlik Tecrübelerinin Dağılımı

SEÇENEK F % 1-5 Yıl 1 6.6 6-10 Yıl 2 13.4 11-15 Yıl 8 53.4 16-20 Yıl 3 20 21 Yıl ve Üzeri 1 6.6 TOPLAM 15 100.0

Tablo 3‟te Görsel Sanatlar öğretmenlerinin kaç yıldır öğretmenlik yaptıklarını saptamak amacıyla bir soru yöneltilmiĢtir. Soruya 1 Görsel Sanatlar öğretmeni “1-5 yıl” cevabını vererek grubun %6,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni “6-10 yıl” cevabını vererek grubun % 13,4‟ünü, 8 Görsel Sanatlar öğretmeni “11-15 yıl” cevabını vererek grubun %53,4‟ünü, 3 Görsel Sanatlar öğretmeni “16-20 yıl” cevabını vererek grubun %20‟sini, 1 Görsel Sanatlar öğretmeni “21 yıl ve üzeri” cevabını vererek grubun %6,6‟sını oluĢturmuĢlardır.

(36)

Öğretmenlerin öğretmenlik tecrübelerinin dağılımının, ilköğretim 6-7-8. sınıflarda imgesel çalıĢmalarda figür kullanımına iliĢkin öğretmen ve öğrenci görüĢleri araĢtırmasında anlamlı bir farklılık göstermediği görülmüĢtür.

Tablo 4

Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Yaş Dağılımı

SEÇENEK F %

20-30 1 6.6

31-40 11 73.4 41 ve üzeri 3 20

TOPLAM 15 100.0

Tablo 4‟te Görsel Sanatlar öğretmenlerinin yaĢlarını öğrenmek amacıyla bir soru yöneltilmiĢtir. Bu soruya 1 Görsel Sanatlar öğretmeni “20-30” cevabını vererek grubun %6,6‟sını, 11 Görsel Sanatlar öğretmeni “31-40” cevabını vererek grubun %73,4‟ünü, 3 Görsel Sanatlar öğretmeni “41 ve üzeri” cevabını vererek grubun %20‟sini oluĢturmuĢtur.

Öğretmenlerin yaĢ dağılımının, ilköğretim 6-7-8. sınıflarda imgesel çalıĢmalarda figür kullanımına iliĢkin öğretmen ve öğrenci görüĢleri araĢtırmasında anlamlı bir farklılık göstermediği görülmüĢtür.

(37)

Tablo 5

Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersindeki Etkinliklerin Yıllık Plana Uygun Olarak Yetişip Yetişmediği Hakkındaki Görüşleri

SEÇENEK F % Tamamen Katılıyorum 5 33.4 Çoğunlukla Katılıyorum 7 46.6 Kararsızım 0 0 Bazen Katılıyorum 2 13.4 Hiç Katılmıyorum 1 6.6 TOPLAM 15 100.0

Tablo 5‟te “ Görsel Sanatlar dersinde etkinlikler yıllık plana uygun olarak yetiĢmektedir. ” sorusuna ankete katılan 5 Görsel Sanatlar öğretmeni “tamamen katılıyorum” cevabını vererek grubun %33,4‟ünü, 7 Görsel Sanatlar öğretmeni “çoğunlukla katılıyorum” cevabını vererek grubun %46,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni “bazen katılıyorum” cevabını vererek grubun %13,4‟ünü, 1 Görsel Sanatlar öğretmeni de “hiç katılmıyorum” cevabını vererek grubun %6,6‟sını oluĢturmuĢtur.

Tablo 5‟te de görüldüğü gibi, öğretmenlere göre Görsel Sanatlar dersinde etkinlikler yıllık plana uygun olarak yetiĢmektedir.

Yıllık plan bir öğretmenin, öğretim yılı süresince sorumlu olduğu sınıflara iliĢkin ünite ve konuları hangi aylarda ne kadar zaman diliminde iĢleneceğini gösteren kapsamlı, genel bir plandır (Artut,2002: 245). Ġyi bir eğitim ancak iyi bir planlama sonucunda gerçekleĢebilir (Gökay,2002:127).

(38)

Tablo 6

Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Ders Saatinin Yeterli Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri SEÇENEK F % Tamamen Katılıyorum 0 0 Çoğunlukla Katılıyorum 1 6.6 Kararsızım 0 0 Bazen Katılıyorum 2 13.4 Hiç Katılmıyorum 12 80 TOPLAM 15 100.0

Tablo 6‟da “ Görsel Sanatlar ders saati yeterlidir. ” sorusuna 1 Görsel Sanatlar öğretmeni “çoğunlukla katılıyorum” cevabını vererek grubun %6,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni “bazen katılıyorum” cevabını vererek grubun %13,4‟ünü, 12 Görsel Sanatlar öğretmeni ise “hiç katılmıyorum” cevabını vererek grubun %80‟ini oluĢturmuĢtur.

Tablo 6‟da de görüldüğü gibi, öğretmenlere göre ilköğretim 6-7-8. sınıflarda haftada 1 ders saati (40 dakika) olarak iĢlenen Görsel Sanatlar dersinin süresinin yeterli olmadığı belirlenmiĢtir.

Okullarda Görsel Sanatlar dersinde 1 ders saati içerisinde öğrencilerin yerleĢme, toplanma, yoklamanın yapılması, konunun anlatılması için gerekli olan süreler çıkarıldığında geriye kalan zaman öğrencilerin verilen konuyu düĢünmeleri, hayal etmeleri ve kâğıda aktarmaları hatta renklendirmeleri için yeterli değildir. Süre az olduğu için öğrencilerden istenilen verimlilikte çalıĢmalar ortaya çıkmamaktadır.

Nitelikli bir sanat eğitimi ve öğretimini gerçekleĢtirebilmek için yeterli ders saatine ihtiyaç vardır. Ġçerisinde teorik bilgilenme, örneklerle bilgileri pekiĢtirme ve uygulamalarla kendini ifade etmeyi barındıran sanat eğitimi ve öğretimi, eğitimin her aĢamasında seviyeye ve amaca uygun ders saati ile olur (Buyurgan ve Buyurgan, 2007:20).

(39)

Tablo 7

Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinde Etkinlikleri İstenilen Biçimde İşleyip İşlemedikleri Hakkındaki Görüşleri

SEÇENEK F % Tamamen Katılıyorum 3 20 Çoğunlukla Katılıyorum 8 53.4 Kararsızım 1 6.6 Bazen Katılıyorum 2 13.4 Hiç Katılmıyorum 1 6.6 TOPLAM 15 100.0

Tablo 7‟de “Görsel Sanatlar dersinde etkinlikler istenilen biçimde iĢlenebiliyor.” sorusuna 3 Görsel Sanatlar öğretmeni “tamamen katılıyorum” cevabını vererek grubun %20‟sini, 8 Görsel Sanatlar öğretmeni “çoğunlukla katılıyorum” cevabını vererek grubun %53,4‟ünü, 1 Görsel Sanatlar öğretmeni “kararsızım” cevabını vererek grubun %6,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni “bazen katılıyorum” cevabını vererek grubun %13,4‟ünü, 1 Görsel Sanatlar öğretmeni ise “hiç katılmıyorum” cevabını vererek grubun %6,6‟sını oluĢturmuĢtur.

Tablo 7‟de de görüldüğü gibi, Görsel Sanatlar dersinde etkinlikler öğretmenlerin istediği biçimde iĢlenmektedir.

Görsel Sanatlar dersi müfredat programları öğretmenleri etkinliklerin ve sürelerini belirlemede ya da iĢleniĢ Ģeklini belirlemede sınırlamamaktadır. Öğretmenler kendi tecrübeleri ve bilgilerinden yararlanarak dersi en verimli olacak Ģekilde iĢlemektedirler.

Sanat tarihi ile kendi kültürünü ve dünya sanatını tanımalı, eleĢtirileri ile sanat eserlerini anlayabilme özelliği yüklemeli, estetik ile sanatın ve güzelliğin doğasını anlama ve sorgulama yetisi kazandırmalıdır. Uygulama çalıĢmalarında, tasarım eleman ve ilkelerini kullanarak, önce görmeyi, sanatsal tekniklerle kendini ifade edebilmeyi ve yaratıcılığını geliĢtirmeyi hedeflemelidir (Buyurgan ve Buyurgan,2007:18).

(40)

Tablo 8

Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinde Materyal Sıkıntısı Hakkındaki Görüşleri

SEÇENEK F % Tamamen Katılıyorum 13 86.6 Çoğunlukla Katılıyorum 2 13.4 Kararsızım 0 0 Bazen Katılıyorum 0 0 Hiç Katılmıyorum 0 0 TOPLAM 15 100.0

Tablo 8‟de “ Görsel Sanatlar dersinde materyal sıkıntısı yaĢanmaktadır. ” sorusuna 13 Görsel Sanatlar öğretmeni “tamamen katılıyorum” cevabını vererek grubun %86,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni “çoğunlukla katılıyorum” cevabını vererek grubun %13,4‟ünü, oluĢturmuĢtur.

Tablo 8‟de de görüldüğü gibi, öğretmenlere göre Görsel Sanatlar dersinde materyal sıkıntısı yaĢanmaktadır. Görsel Sanatlar dersinde öğretmenlerin karĢılaĢtığı sorunlardan birisi de malzeme eksikliğidir. Ġlçenin ekonomik durumuna bakacak olursak gelir seviyesinin düĢük olduğunu görülmektedir. Öğrencilere Görsel Sanatlar dersinde kullanılan temel resim materyal (resim defteri, resim kalemi, pastel boya, sulu boya, guaj boya, el iĢi kâğıtları, yapıĢtırıcı, kil v.b. ) desteği olması gerekmektedir.

Öğrenciler karĢılaĢtıkları her yeni malzeme ile yeni Ģeyler öğrenirler ve keĢfederler.

Sanat eğitimindeki önemli sorunlardan birisi de araç-gereç sıkıntısıdır. Ġnci San sanat eğitimi ile ilgili baĢlıca ölçümleri sıralarken ilk maddeyi Ģöyle açıklar; “Öğrencilerin beĢ sanatsal alanın (görsel-plastik, dilsel-sözsel, devim-duyusal ve eylemsel alanlar) yaratma süreçleri ve ürünleri ile temel düzeyde bir iletiĢime geçebilmeleri için bu alanlarla ilgili temel terminolojiyi, malzeme ve araçları, teknikleri, entelektüel yöntemleri kullanabilecekleri beceri ve bilgileri edinmiĢ olmaları gererkir.” Öğrencilerin sanat eğitiminin hangi dalında olursa olsun o alana ait araç ve gereçlere ihtiyacı vardır (Ertok, 2002:335).

(41)

Tablo 9

Öğretmenlerin, Öğrencilerin Yaratıcılıklarının Gelişmesinde Görsel Sanatlar Dersinin Önemi Hakkındaki Görüşleri

SEÇENEK F % Tamamen Katılıyorum 12 80 Çoğunlukla Katılıyorum 3 20 Kararsızım 0 0 Bazen Katılıyorum 0 0 Hiç Katılmıyorum 0 0 TOPLAM 15 100.0

Tablo 9‟da “ Öğrencilerin yaratıcılıklarının geliĢmesinde Görsel Sanatlar dersi önemlidir. ” sorusuna 12 Görsel Sanatlar öğretmeni “tamamen katılıyorum” cevabını vererek grubun %80‟ini, 3 Görsel Sanatlar öğretmeni “ çoğunlukla katılıyorum” cevabını vererek grubun %20‟sini oluĢturmuĢtur.

Tablo 9‟da öğretmenlere göre, Görsel Sanatlar dersi öğrencilerin yaratıcılığının geliĢmesinde önemlidir. Görsel Sanatlar dersi ile öğrencilerin yaratıcılıklarının artması sağlanmaktadır. Görsel Sanatlar dersi öğrencilerin yaratıcılıklarını artırmak için Ģu amaçları taĢımaktadır:

Öğrenciye seçme, ayıklama, birleĢtirme, yeniden organize etme becerileri kazandırmak; analiz ve sentez yeteneği ile eleĢtirel bakıĢ açısını geliĢtirmek,

Öğrencinin yeteneklerini fark etmesini, kendine güven duygusu kazanmasını ve kendini geliĢtirmesini sağlamak,

Öğrencinin her alanda kullanabileceği yaratıcı davranıĢlar geliĢtirmesini sağlamak, Yeni durumlar karĢısında özgün çözümler geliĢtirme becerisi kazandırmaktır. Görsel Sanatlar araç ve gereçleriyle yaratıcı olmak için önceden büyük yeteneğe ihtiyaç duyulmamakla birlikte, yaratıcı eser üretmeyi baĢarma heyecanı ve hoĢnutluğu, artarcasına üst düzeyde yetenek ve iĢçilik geliĢtirmek için arzu uyandırır. Motor geliĢme ve fiziksel koordinasyon atölye sürecindeki iĢlemlerde birbirlerine eĢlik ederler. Sanat eserlerimizle daha iç içe geldiğimiz an, daha hassas oluruz ve fırçayı, kalemi ya da keskiyi dikkatle kontrol etme ihtiyacını hissederiz. Bunu yaparken, göz ve el eĢgüdümünü

(42)

(koordinasyonunu)içeren küçük kas kuvvetleri geliĢtiririz ve böylece iĢçiliğimiz, ustalığımız ilerler (Özsoy,2007:50).

Tablo 10

Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinin Öğrencilerin Her Alanda Yaratıcı Davranışlar Geliştirmesi Hakkındaki Görüşleri

SEÇENEK F % Tamamen Katılıyorum 13 86.6 Çoğunlukla Katılıyorum 2 13.4 Kararsızım 0 0 Bazen Katılıyorum 0 0 Hiç Katılmıyorum 0 0 TOPLAM 15 100.0

Tablo 10‟da “ Görsel Sanatlar dersi öğrencinin her alanda yaratıcı davranıĢlar geliĢtirmesini sağlar. ” sorusuna 13 Görsel Sanatlar öğretmeni “tamamen katılıyorum” cevabını vererek grubun %86,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni ise “çoğunlukla katılıyorum” cevabını vererek grubun %13,4‟ünü oluĢturmuĢtur.

Tablo 10‟da da görüldüğü gibi, öğretmenlere göre Görsel Sanatlar dersi öğrencilerin her alanda yaratıcı davranıĢlar geliĢtirmesine yardımcı olur. Daha önce de değinildiği gibi Görsel Sanatlar dersinin amaçlarından birisi de öğrencilerin her alanda yaratıcı davranıĢlar geliĢtirmesine yardımcı olmaktır.

Görsel Sanatlar dersinin genel amaçlarından birisi de öğrencinin her alanda kullanabilecek yaratıcı davranıĢlar geliĢtirmesini sağlamaktır (Buyurgan ve Buyurgan, 2007:25).

(43)

Tablo 11

Öğretmenlerin, Görsel Sanatlar Dersinde Öğrencilerin Ortaya Koyduğu Ürünler Hakkındaki Görüşleri SEÇENEK F % Tamamen Katılıyorum 10 66.6 Çoğunlukla Katılıyorum 2 13.4 Kararsızım 1 6.6 Bazen Katılıyorum 2 13.4 Hiç Katılmıyorum 0 0 TOPLAM 15 100.0

Tablo 11‟de “ Görsel Sanatlar dersinde öğrenciler özgün, hiç yapılmamıĢ ürünler ortaya çıkarır. ” sorusuna 10 Görsel Sanatlar öğretmeni “tamamen katılıyorum” cevabını vererek grubun %66,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni “çoğunlukla katılıyorum” cevabını vererek grubun %13,4‟ünü, 1 Görsel Sanatlar öğretmeni “kararsızım” cevabını vererek grubun %6,6‟sını, 2 Görsel Sanatlar öğretmeni ise “bazen katılıyorum” cevabını vererek grubun %13,4‟ünü oluĢturmuĢtur.

Tablo 11‟de de görüldüğü gibi, öğretmenlere göre Görsel Sanatlar dersinde öğrenciler özgün, hiç yapılmamıĢ ürünler ortaya çıkarırlar. Görsel Sanatlar dersi müfredat programında da yer aldığı gibi Görsel Sanatlar dersinin genel amaçlarından birisi de öğrenciye yeni durumlar karĢısında özgün çözümler geliĢtirme becerisi kazandırmaktır (PeĢkersoy ve Yıldırım, 2009:11).

Şekil

Tablo  17‟de  “  Öğrenciler  imgesel  çalıĢmalarında  verilen  konuyu  en  iyi  biçimde  resmetmek için özenli bir  biçimde çalıĢmaktadırlar
Tablo  21‟de  “  Öğrenciler  figür  çizmekte  zorlanmaktadırlar.  ”  sorusuna  10  Görsel  Sanatlar  öğretmeni  “tamamen  katılıyorum”  cevabını  vererek  grubun  %66,6‟sını,  2  Görsel  Sanatlar  öğretmeni  “çoğunlukla  katılıyorum”  cevabını  vererek  gr
Tablo  22‟de  de  görüldüğü  gibi,  öğretmenlere  göre  öğrenciler  figür  çizmekten  çekinmektedirler
Tablo  30‟da  ankete  katılan  öğrencilerin  cinsiyetlerini  saptamak  amacıyla  bir  soru  yöneltilmiĢtir
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Hedenfalk I, Duggan D, Chen Y, Radmacher M, Bittner M, Simon R, Meltzer P, Gusterson B, Esteller M, Kallioniemi OP et al.. Gene-expression profiles in hereditary breast

Yüzey Sanatları: Bütün iki boyutlu sanat.. çalışmaları (resim, minyatür, karikatür,

Nalan OKAN AKIN danışmanlığında İsmail BAŞER tarafından hazırlanan “Görsel Sanatlar Eğitiminde Görsel Kültür Kuramının Kullanımı” adlı bu çalışma jürimiz

• Araştırmada temel olarak öğretmeni adaylarının öz yeterlik düzeylerini geliştirmeye yarayacak bir uygulama planlandığından, araştırmacı tarafından

Table 3 Albumen height and width, yolk height and width of eggs of Lohmann Brown and Atak-S laying hens housed in free-range from 20 to 50 wk.. LB = Lohmann Brown;

[r]

[r]

Öğrencinin, yakın çevresinde ve doğada gördüğü çizgileri söylemesi, çizgi türlerini bilmesi, incelediği grafik tasarım çalışmasındaki çizgilerin anlamlarını