• Sonuç bulunamadı

Konya Belediyesi (1868-1923)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya Belediyesi (1868-1923)"

Copied!
247
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

YAKINÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

KONYA BELEDİYESİ (1868-1923)

AHMET DEMİRTAŞ

144202041008

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN:

PROF. DR. HÜSEYİN MUŞMAL

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ re nci

ni n

Adı Soyadı : Ahmet Demirtaş

Numarası : 144202041008

Anabilim Dalı : Tarih

Bilim Dalı : Yakınçağ Tarihi

Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı : Konya Belediyesi (1868-1923)

Bu Yüksek Lisans Tezinin sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, Tezsiz Yüksek Lisans Projesinin içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin İmzası:

Not: Bu evrak imzalandıktan sonra taranarak tez projesinde giriş kısmının önüne koyulması gerekmektedir. Etik sayfası olmayan projeler kabul edilmeyecektir.

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ re nci

ni n

Adı Soyadı : Ahmet Demirtaş

Numarası : 144202041008

Anabilim Dalı : Tarih

Bilim Dalı : Yakınçağ Tarihi

Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı :

Tezin Adı :

Prof. Dr. Hüseyin Muşmal Konya Belediyesi (1868-1923)

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan KONYA BELEDİYESİ (1868-1923) başlıklı bu çalışma ……../……../…….. tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

ÖN SÖZ

Osmanlı Devleti’nde belediye kurumlarının ilk örnekleri, Tanzimat sonrası dönemde ticaretin yoğun olduğu ve yabancıların nüfus olarak kalabalık olduğu yerlerde kurulduğu görülmektedir.

Konya Belediyesi (1868-1923) adlı bu çalışmayı yapmamızın amacı, Osmanlı Devleti’nde taşrada, özelde Konya Vilayeti’nde belediyelerin kuruluş gerekçelerini, ekonomik ve sosyal yönleriyle ortaya koymak; belediyenin hangi kanunlar çerçevesinde kurulmaya çalışıldığını irdelemektir. Bununla birlikte Konya Vilayeti Belediyesi’nin kurulmasıyla, “beledî” icraatlar ve demokratik katılım açısından belediye kurumunun önemi ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Konya Belediyesi(1868-1923) adlı bu çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Konya Belediyesi’nin kuruşunda rol oynayan idari, sosyal-ekonomik faktörler ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ayrıca Konya Vilayeti’nde belediye teşkilatlanması açısından ne gibi çalışmalar yapıldığı, 1864 Vilayet Nizamnamesi ve 1877 Vilayet Belediye Kanunu’na göre tam anlamıyla vilayet dâhilinde ne ölçüde teşkilatlandığının idari, sosyal ve ekonomik gerekçeleri ortaya konulacaktır. Yine belediyenin en önemli organlarından olan reisler, belediye meclisleri ile ilgili seçilme, malî hususlar ele alınacaktır. Reisler ve belediye meclisleri ile kurumsal gelişim ve bu kurumsal gelişimi gerektiren sebepler üzerinde durulacaktır.

Çalışmanın ikinci bölümde belediyenin malî yapısı irdelenecektir. Yeni oluşan bir kurum olan belediyenin modern anlamda bütçe yapma başarısına sahip olup olamadığı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Buna ek olarak belediye bütçesini oluşturan gelir kalemleri üzerinde durulacaktır. Gelir kalemlerinde aksayan veya gelir kalemlerinin tahsil edilmesinde ortaya çıkan zorluklar saptanacaktır. Belediye bütçesinden en fazla payı alan giderlerin neler olduğu belirlenecek; gelirlerin giderleri karşılayıp karşılayamadığı gerekçeleriyle tartışılcaktır. İcraatlar bakımından belediyenin bütçesinin yeterli olup olmadığı konusu ele alınacaktır. Belediyenin icraatları üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Konya’nın jeopolitik konumu, Bağdat Demiryolu’nun Konya’dan geçmesi belediyenin ulaşım alanında yapacağı hizmetleri

(5)

ne ölçüde değerli kılacağı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu sebeplerden dolayı belediyenin ulaşım alanında yaptığı atlı tramvaya yer verilecek olup, tramvayın yapımı aşamasından hizmete girmesine kadar ki hususlar ele alınacaktır. Ayrıca, tramvayın Konya Vilayeti’ne sağladığı ekonomik ve sosyal durum üzerinde durulacaktır.

Çalışmanın bir diğer kısmını oluşturan üçüncü bölümde ise, yine, belediyenin icraatları ele alıncaktır. Belediyenin “belediye tabipliği” adı altında sağlık alanında vermiş olduğu koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri ele alınacaktır. Belediyenin sağlık mekânları alanında yaptığı çalışmalar üzerinde durulacaktır. Diğer yandan bu bölümde belediyenin kuruluş gerekçelerini de oluşturan imar alanındaki eksiklikler nedeniyle bu alanda; kamu ve özel binada kârgir sistemine geçme noktasında belediyenin vermiş olduğu teknik ve maddi destekler ortaya konulacaktır. Ayrıca, belediyenin en önemli hizmetlerinden biri olan itfaiye alanında ve sosyal alanda yapılan çalışmalar yer alacaktır. Belediyenin daha önceden farklı kurumlar tarafından yerine getirilen her alanda piyasayı düzenleme görevini ne kadar başarabildiği ortaya konulmaya çalışılacaktır. Konya Vilayeti’nin bir tarım ve hayvancılık memleketi olması sebebiyle, bir yerel yönetim birimi olan belediyenin bu ekonomik faaliyetlerde ne derece etkin olup olamadığı da ele alınacaktır.

Bu çalışmanın hazırlanması sürecinde benden emeğini esirgemeyen başta

danışmanım Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL’a, konunun belirlenmesindeki katkılarından ötürü Hocam Prof. Dr. Muhittin TUŞ’a, ayrıca çalışmanın çeşitli aşamalarında kıymetli zamanını bana ayıran değerli Öğretmen Ahmet BALTA’ya ve Hikmet ÇİL’e teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.

(6)

ÖZET

Konya Belediyesi (1868-1923)

Belediye, şehir, belde ve memleket anlamına gelen bir yerel yönetim sistemi ve temsil kurumudur. Osmanlı Devleti’nde belediyeler kuruluncaya kadar “beledî” işler, kadı, esnaf dernekleri, vakıflar ve sivil toplum kuruluşları tarafından yerine getirilmiştir. Vilayetlerde beledî işler, bu müesseseler tarafından yerine getirilemez duruma geldiğinde, 1846 yılına kadar İhtisab Ağaları tarafından yerine getirilmiştir. Konya Vilayeti’nde de belediye işleri 1830-1839 yılları arasında İhtisab Ağası Âşık Şem‘î tarafından yerine getirilmiştir.

Vilayetlerde belediye kurma çalışmaları, 1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi, 1871 Vilayet Nizamnamesi ve 1877 Vilayet Belediye Kanunu esasları doğrultusunda devam etmiştir. Konya Vilayeti’nde belediye de bu esaslar ölçüsünde 1868 yılında kurulmuştur. 1874 yılına kadar vilayete bağlı liva ve kazalarda teşkilatlanma büyük ölçüde sağlanmıştır. Nahiye ve köylerde belediye teşkilatı kurulurken bu yerlerin belediye olabilmek için gerekli olan şartlar, sosyal, ekonomik, nüfus ve karantinaya alınıp alınama gibi hâllerinmevcut olup olmadıklarına göre karar verilmiştir.

Belediye, reis, Belediye Meclisi ve Cemiyet-i Umumiye-i Belediye gibi organlardan oluşmuştur. Reislerin seçilme şartlarını taşıyıp taşımadıkları, malî meseleler, icraatlar ve disiplin ve ceza kovuşturmaları reislerle alakalı en önemli hususlardır. Belediye Meclisi’ne üye seçilirken, seçim takvimi ve seçimlere itirazlar gibi süreçler yaşanmış; seçim sürecinden sorumlu Encümen-i İntihab’ın yasal sorumlulukları tartışmalara yol açmıştır. Belediyenin hizmetlerine paralel olarak meclis yapısında değişmeler olmuş, müşavir üyeler mecliste yer almıştır.

Belediye bütçesinin gelir kalemleri, vergiler, kiraya verilen gayrimenkuller ve yapılan yardımlardan oluşturmuştur. Vergilerin tahsilinde zorluklar yaşanmış ve vergi vermemek için çeşitli itirazlar edilmiştir. Bütçenin büyük kısmı çalışanların maaşlarına gittiğinden dolayı Konya Belediyesi, “beledî” hizmetleri yerine getirmekte zorlanmıştır. Konya Belediyesi’nin en önemli hizmetlerinden biri atlı

(7)

tramvay olmuştur. 1905’debaşlayan başvuru sürecinde Osmanlı Bankası’ndan sağlanan kredi ile kaynak yaratılmış, teknik sorunların çözümü ile atlı tramvay 1911’de hizmete açılmıştır, 1924’e kadar hizmette bulunmuştur. Belediye sağlık alanında ücretleri belediye tarafından ödenen “belediye tabibleri” ile hizmet vermiş, hastaneler yapılarak sağlık mekânları sorunu çözülmüştür. İmar çalışmaları arasında, su, altyapı çalışmaları, yol ve köprüler yapılmıştır. Kamu binaları, okul, hastane, hapishane ve karakolların kârgir olarak yapımı için teknik ve maddi destek sağlanmıştır. Sosyal belediyecilik anlamında hizmetler verilmiş, fakir ve kimsesizlere iş imkânı ve maddi destek sağlanmıştır. Ekonomik faaliyet olarak çiftçiye kredi ve tohum desteği sağlamıştır. Hayvancılığın gelişmesi için ıslah çalışmalarına maddi destek sağlanmış ve veterinerlik hizmeti verilmiştir.

Anahtar kelimeler: Belediye Meclisi, Tramvay, Belediye Tabibi, İmâr, Piyasa düzenlemesi.

(8)

SUMMARY

Konya Municipality (1868-1923)

The municipality is a local administrative system and a representative institution which signifies city, town or country. In the Ottoman Empireprior to the establishment of the municipalities, the municipal labors were carried on by the qadis, artisanal associations, waqfs and non-governmental organizations. When the municipal labors became impossible to be fulfilled by these institutions in provinces, they were undertaken by the İhtisab Aghas. Municipal labors were carried on in the Province of Konya by the İhtisah Agha Âşık Şem‘î between the years 1830-1839.

The attempts to establish municipalities in provinces continued with respect to the principals according to the Law Code of the Danube Province from the year 1864, The Provincial Law Code of 1871 and Provincial Municipality Law Code of the year 1877. The organization in the towns and districts situated under the authority of the provinces was to a great extent achieved until the year 1874. When the municipality organization was being established in the small towns and villages, it was decided according to the conditions that showed that these places were ready to become municipalities, as well as the cases related to the social, economic, demographical matters and the fact that the area was to be quarantined.

The municipality consisted of constituents such as the major, the municipal council and the Cemiyet-i Umumiye-i Belediye. The fact that whether the majors fulfilled the conditions for being elected, financial matters, operations and discipline and penal prosecutions were the most important subjects about the majors. When a member was being elected for the municipality council, the processes such as the election agenda or the oppositions against the elections, the legal responsibilities of the body that was responsible for the process of the election Encümen-i İntihab were being put under criticism. Parallel to the

(9)

services of the municipality, changes concerning the organization of the council occurred, consultant members took place in the council.

The income categories of the budget of the municipality were taxes, the real estate that was rented and the aids. Difficulties occurred during the collection of the taxes and some oppositions were raised with the aim of not paying the taxes. Since the largest part of the budget was devoted to the salaries of the employees, The Municipality of Konya had difficulties fulfilling the municipal services. One of the most important services of the Municipality of Konya was the horse tramway. During the application process that started in the year 1905, the funding was generated with the credit provided by the Ottoman Bank; the horse tramway was put into the service after the solving of the technical issues in the year 1911; it stayed in service until the year 1924. The municipality provided health services with the municipal doctors whose payments were covered by the municipality; the issue of the health was overcome with the building of the hospitals. Water, infrastructure, roads and bridges were among the construction works. Technical and financial support was provided with the aim of building public buildings, schools, hospitals, prisons, and police stations in the form of masonry. The services were given for the sake of social municipality, the work opportunities and financial support were provided for the poor. The support of credit and seed were done for the farmers as economic activities. For the development of the husbandry, the amelioration activities were given financial support as well as the service of veterinary.

(10)

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ ..……….…………...iv ÖZET ………..…...vi SUMMARY ………...………..viii İÇİNDEKİLER ……….….x KISALTMALAR ………...……….xiv TABLOLAR ………...……xvi GİRİŞ ………..……1 I. BÖLÜM KONYA VİLAYETİ’NDE BELEDİYE KURMA ÇALIŞMALARI ve BELEDİYENİN ORGANLARI……….………...……….7

1.1. Osmanlı Devleti’nde Belediyelerin Kurulması ve Yasal Düzenlemeler…...7

1.2. Konya Vilayeti’nde Belediye Kurma Çalışmaları …...…..….….…..9

1.2.1. Belediye Kurma Çalışmalarındaki Malî Zorluklar ……….……….14

1.3. Belediyenin Organları ……….……….17

1.3.1. Belediye Reisi ……….……….…….………17

1.3.1.1. Reislerin Seçimi ……….……….…….….17

1.3.1.2. Reisler ile İlgili Malî Meseleler………..………..20

1.3.1.3. Belediye Reisliğinin İcraat Bakımından Önemi ….…………..…….22

1.3.1.4. Disiplin ve Ceza Kovuşturmaları……….….……...……...24

1.3.2. Belediye Meclisi ……….………..…….…...36

1.3.2.1. Seçim Süreci ……….……….…..……….36

1.3.2.2. Belediye Seçimleri ve Tartışmaları ……….……...37

(11)

1.3.3. Cemiyet-i Umumiye-i Belediye ……….………...……...60

1.4. Belediyenin Görevleri …………...……….…...61

II. BÖLÜM MALÎ YAPI, HİZMET VE ULAŞIM ALANINDAKİ HİZMETLER ……..….63

2.1. Belediyenin Malî Yapısı ..…….………...….63

2.1.1. Belediye Bütçesi ………..……….……….…...63

2.1.2. Gelirler ………..………….……….…………...…...67

2.1.2.1. Vergiler ………….……….……….…….……...67

2.1.2.1.1. Vergi Tahsilinde Karşılaşılan Genel Zorluklar……....…....….67

2.1.2.1.2. Tahsil Edilen Vergiler ve Bu Vergilere Karşı Yapılan İtirazlar...71

Pazarlardan ve Esnaftan Alınan Vergiler ………..………..73

Temizlik ve Aydınlatma Vergisi ...……….…..………...73

Ulaşım Vergisi ……….…..76

Dellaliye Vergisi ………..…..77

Temettü Vergisi ……….………....79

Okturova (Duhuliye) Resmi ………...….………..80

Kantar ve Çeki Vergisi ………...……….………..81

Emlak Vergisi ………..….……….……..…..81

2.1.2.2. Kira Gelirleri ……….….……….……….………82

2.1.2.3. Borçlanma ……….………....85

2.2. Belediyenin Hizmet Alanları ………...….87

2.2.1. Belediyenin Görevleri ………..………87

2.3. Ulaşım ………....…….………...….89

(12)

2.3.2. Demiryolu ve Tramvayın Osmanlı Devleti’ne Geliş Süreci…….……92

2.3.3. Konya’da Ulaşım ve Tramvay ……….…………...…...96

2.3.3.1. Konya’da Atlı Tramvayın İnşa Süreci……..…………...……...98

2.3.3.1.1. Başvuru………..………...…….98

2.3.3.1.2. Tramvayın Ekonomik Boyutunun Çözümü ……...….102

2.3.3.1.3. Konya Tramvay Yapımında Teknik Konular ……….103

2.3.3.1.4. Konya’da Elektrikli Tramvay İşletebilmesi için

Belediyeye İmtiyaz Verilmesi ………...….…108 2.3.3.1.5. Tramvay Yapımı Sırasında Ortaya Çıkan Sorunlar ..111 2.3.3.2. Atlı Tramvayın Genel Özellikleri, Ücretleri ve Çalışanları …..113

2.3.3.2.1. Tramvayın Genel Özellikleri ………..…...113

2.3.3.2.2. Tramvay Ücretleri ………...……...114

2.3.3.2.3. Tramvay Çalışanları ……….……….115

III. BÖLÜM

BELEDİYENİN İMAR, KÜLTÜR, SAĞLIK-SOSYAL ve EKONOMİ

ALANDAKİ FAALİYETLERİ………...……..122 3.1. İmar Çalışmaları………..……….……….……..122 3.1.1 İmar Çalışmaları için Belediye Meclislerinde Meydana Gelen Değişim ve Yasal Düzenlemeler ……….…….………..…….122 3.1.2. Kamu Binaları, Park ve Yol Alanında Yapılan Çalışmalar ….….……125 3.1.3. Su Çalışmaları ……….….……….….129 3.1.4. Eğitim Alanında Yapılan İmar Çalışmaları………...………..135 3.2. Kültür Faaliyetleri ……….……….………....138 3.2.1. Musiki Takımı Kurma Çalışmaları …………...………….……….……138 3.2.2. Sinema Çalışmaları ………..………...….….138

(13)

3.3. Sağlık ve Sosyal Alandaki Çalışmalar ………….……….139

3.3.1. Sağlık 3.3.1.1. Osmanlı Devleti’nin Genel Olarak Sağlık Politikasında Belediyelerin Önemi ……….…….139

3.3.1.2. Belediyenin Sağlık Alanındaki Faaliyetleri ……….………141

3.3.1.3. Belediye Tabipleri ……….……….142

3.3.1.3.1. Belediye Tabip Eğitimleri ………...………...146

3.3.1.3.2. Tabip Ücretleri ……….……….……….148

3.3.1.3.3. Emeklilikleri ……….………..155

3.3.1.3.4. Tayinleri ve Azilleri ………...………156

3.3.1.3.5. Ödüllendirmeler………...……….………..163

3.3.1.4. Sağlık Alanındaki Malî Sorunlar ve Hususi Bütçe ………...……..163

3.3.1.5. Diğer Sağlık Hizmetleri ………....………...……..165

3.3.1.5.1. Sağlık Mekânları ………..……..………...…….…165

3.3.1.5.2. Koruyucu Sağlık Hizmetleri ……….……….…..….…169

3.4. Sosyal ve Ekonomik Görevler ………...……….………...175

3.4.1. Ekonomik Alanda Yapılan Çalışmalar ve Piyasa Düzenlemeleri ……178

3.4.2. Ekonomik Faaliyetlerin Üretimi ve Kalitesi Açısından Yapılan Çalışmalar ………....184

3.4.2.1. Tarım Alanında Yapılan Destekler ……….……….184

3.4.2.2. Hayvancılığı Geliştirmek İçin Yapılan Destekler ………..….193

SONUÇ …..……….……….……….…..195

KAYNAKÇA ……….……….199

(14)

KISALTMALAR

BEO: Bâb-ı Âli Evrak Odası Defteri.

BOA: Başkanlık Osmanlı Arşivi.

C.ZB: Cevdet Zaptiye.

DH: Dâhiliye Nezareti

DH. EUM. 2. Şb: Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti İkinci Şube. DH. EUM. 5. Şb: Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti Beşinci Şube. DH. EUM. KLH: Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti Kalem-i

Hususi.

DH. EUM. MH: Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Muhasebe Kalemi.

DH. HMŞ: Dâhiliye Nezareti Hukuk Müşavirliği.

DH. İ. UM: Dâhiliye Nezareti İdare-i Umumiye.

DH. İ. UM. EK: Dâhiliye Nezareti İdare-i Umumiye Ekleri.

DH. İD: Dâhiliye Nezareti İdare.

DH. MB. HPS: Dâhiliye Nezareti Mebani-i Emiriye Hapishaneler Müdiriyeti.

DH. MKT: Dâhiliye Nezareti Mektubî Kalemi Defteri.

DH. MUİ: Dâhiliye Nezareti Muhaberât-ı Umumiye İdaresi.

DH. ŞFR: Dâhiliye Nezareti Şifre Kalemi.

DH. TMIK. S: Dâhiliye Nezareti Tesrî-i Muamelat ve Islahat Komisyonu.

DH. UMVM: Dâhiliye Nezareti Umur-ı Mahalliyye Vilayet Müdiriyeti.

İ. İMT: İrâde İmtiyazât ve Mukavelât.

(15)

MF. MKT: Maarif Mektubî Kalemi.

MV: Meclis-i Vükela Mazbataları.

ŞD: Şura-yı Devlet.

TDV: Türkiye Diyanet Vakfı.

Y. MTV: Yıldız Mütenevvi Mâruzat.

Y. PRK. UM: Yıldız Perakende Umum.

Yay: Yayınları/Yayınlanan.

(16)

TABLOLAR

Tablo 1. Sayısal Bakımdan 1868 Konya Belediyesi Meclis Yapısı ………….….…47

Tablo 2. Sayısal Bakımdan 1874 Konya Belediyesi Meclis Yapısı ………….….…47

Tablo 3. Sayısal Bakımdan 1877 Konya Belediyesi Meclis Yapısı ………….….…48

Tablo 4. Sayısal Bakımdan 1884-1885 Konya Belediyesi Meclis Yapısı …….……49

Tablo 5. 1868 Konya Belediyesi Meclis Yapısının Değişimi ………...56

Tablo 6. 1870 Konya Belediyesi Meclis Yapısının Değişimi ……….…..…56

Tablo 7. 1872 Konya Belediyesi Meclis Yapısının Değişimi ………...……57

Tablo 8. 1874 Konya Belediyesi Meclis Yapısının Değişimi ………...…57

Tablo 9. 1875 Kaza-yı Karaman Belediye Meclisinin Değişimi ………….………..58

Tablo 10. 1876 Kaza-yı Karaman Belediye Meclisinin Değişimi ………….………58

Tablo 11. 1874 Kaza-yı Bozkır Belediye Meclisinin Değişimi ……….………58

Tablo 12. 1876 Kaza-yı Bozkır Belediye Meclisinin Değişimi ……….………59

Tablo 13. 1874 Kaza-yı Hadim Belediye Meclisinin Değişimi ……….………59

Tablo 14. 1875 Kâzâ-i Hadîm Belediye Meclisinin Değişimi ……….…………..…59

Tablo 15. 1876 Kaza-yı Hadim Belediye Meclisinin Değişimi ……….………59

Tablo 16. Konya Feridiye Polis Karakolhanesi Tamiratı için Masraf Listesi …….128

(17)

GİRİŞ

İnsanoğlu, tarih boyunca kurduğu devletlerde insanların yaşamlarının devam ettiği mekânlarda, ihtiyaçlarını giderebilmek için yönetim organizasyonlarına ihtiyaç duymuştur. Bu yönetim mekânları, devletten devlete farklılık gösterdiği gibi zamanla aynı olabilmiş, hatta daha da geliştirilerek kullanıldığı da olmuştur. Bu devletlerden biri de Osmanlı Devleti’dir.

Osmanlı Devleti, kuruluşundan itibaren hem merkez hem de taşra teşkilatına büyük önem vermiştir. İlk zamanlardaki sınırlı sayıdaki yönetim organizasyonlarının zaman içerisinde özellikle de sınırların genişlemesi ile birlikte sayısıartmıştır. Meydana gelen gelişmeler taşrada da idarî ve malî alanda kendini göstermiştir. Tanzimat’tan sonra, hatta Kuruluş ve Yükseliş dönemlerinde oluşturulan yönetim organizasyonları zamanla değiştirilmiş ya da dönüştürülmüştür. Bunlardan biri de Kuruluş ve Yükselme hatta Tanzimat’ın belli bir sürecinde de farklı isim ve birimlerce yönetilen belediye organizasyonudur.

Modern anlamda belediye örgütü kuruluncaya kadar, Osmanlı Devleti’nde “beledî” işleri yapmak için ne devlet için bu işlere ayrılmış özel bir bütçe ne de bu işlerin tamamından sorumlu bir kurum vardı. Beledî işler, devletin atadığı memurlar, halk ve vakıflar tarafından yerine getirilmekteydi. Devlet tarafından atanan kadı, esnafı teftiş eder, vakıfları denetler ve narh koyardı. Osmanlı Devleti’nin en temel birimi olan sancak merkezinde oturması ve kazanın yargı ve beledî görevlerini yerine getirmesi, kadıyı şehrin en önemli kişisi hâline getirmiştir. Kadı, narh koyar, esnafı teftiş eder, kurallara uymayanları cezalandırırdı. Kadının, çeşitli beledî hizmetleri yaptırmasında, izlemesinde ve değerlendirmesinde kendisine yardımcı olanlar vardı. Başlıca yardımcısı muhtesipti.Narh tespitinde, muhtesip ve esnaf temsilcilerinden meydana gelen bir kurul kendisine yardım ederdi. Subaşı; emniyet ve asayişten, çöplük subaşısı, şehrin temizliğinden, mimarbaşı; imar ve düzenlemelerden kadıya karşı sorumluydu. Geleneksel şehir yönetiminde beledî görevlerin yerine

(18)

getirilmesinde esnaf teşkilatı ve halk da katkı sağlamıştır. Bu görevleri; su,

kanalizasyon, temizlik ve itfaiye işlerinin yerine getirilmesi olarak sayılabilir.1

Yerel yönetimin önemli bir ayağını oluşturan vakıflar toplumun her kesiminin faydalandığı hizmetlerde bulunmuşlardır. Vakıflar, şehrin aydınlatılması, temizlik, su işlerinin karşılanması, sosyal, sağlık işleri, eğitim-öğretim, kültürel-sportif hizmetler ile bayındırlık ve altyapı hizmetlerini yürütmekteydi. Ayrıca vakıfların, şehrin çeşitli yerlerinde bahçeler, halkın dinleneceği güzel parklar kurmak gibi çalışmaları da

vardı. Yapılan hizmetlerin masrafları da vakıflara ait gelirlerden sağlanmaktaydı.2

Bu çalışmalarından dolayı bazı araştırmacılar tarafından vakıflar, dinî olmaktan ziyade, sosyal ve beledî görevleri ağırlık bastığından “beledî” bir kurum olarak

değerlendirilmişlerdir.3

Mahallenin yönetiminden ise imamlar sorumluydu. Devlet tarafından atanan esnaf kethüdaları vasıtasıyla devlet, esnafların kontrolünü sağlamış oluyordu. Bu kethüdalar, yerel anlamda beledî hizmetlerin ayağının birini oluşturan

loncaların temsilcisi durumundaydılar.4

Osmanlı Devleti’nde modern belediyelerin ortaya çıkış sürecini değerlendirirken belediyelerin ortaya çıkış sebepleri iyi tahlil edilmelidir. Bu sebepleri, siyasi, idarî ve ekonomik anlamda gelişim-değişim gösteren iç ve dış faktörlerde de aramak yerinde olacaktır. Zira Avrupa’da modern belediyelerin ortaya çıkış sebepleri ile Osmanlı Devleti’nde ortaya çıkış sebepleri de farklılıklar göstermektedir. Bu durumun nedenini, devletin gerek merkezî yönetimde gerekse taşra teşkilatında kendine has yönetim ve idarî yapısından kaynaklandığını söylemek gerekir. Batı demokrasilerinde yerel yönetimler, XII. yüzyıldan başlayarak günümüze kadar uzanan tarihî bir gelişmenin ürünüdür. Merkezî hükümete karşı yerel güçler, bir bölgenin ya da kentin, malî ve idarî alanda özerklik elde edebilmesi için mücadele vermişler ve bu mücadelenin sonucunda, Batı’da yerel yönetimler ortaya çıkmıştır. Batı’da yerel yönetimler; “muhalefet” kavramıyla yakından ilişkili

1 İlber Ortaylı, Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840-1880), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2011, s. 127-128.

2

Bahaeddin Yediyıldız, “Vakıf”,Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1982, C. XLII, s. 479-482.

3 Erkan Serçe, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e İzmir’de Belediye, Dokuz Eylül Yayınları, İzmir 1998, s. 25.

(19)

kurumlardır. Oysa Tanzimat’a kadar yerel yönetimler kavramı bizim idarî-malî tarihimizde görülemez. Bizde merkezî hükümete karşı davranışlar “asilik” ya da “hainlik” ile suçlanırdı. Padişah, yönetimi altındakileri “İlahî emanet” olarak görüyor, kendi dışında oluşabilecek bir hareketi “hainlik” olarak nitelendiriyordu. Yani Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’a kadar Batı tipi yerel yönetimlere gerek

duyulmadı.5

Tanzimat sürecine girerken yerelde var olan kurumlar artık aktif olarak “beledî” hizmetleri yerine getirebilecek durumda değildi. Su, kanalizasyon, itfaiye, temizlik gibi hizmetler bazı gruplar ve halk tarafından yerine getirilmekteydi. Geleneksel şehir yönetimindeki kurallar da yazılı (fermanlar-şer‘î kurallar) ile büyük ölçüde örf, âdet ve teamüle dayanmaktaydı. Bir başka deyişle, teorik ve pratikte

İmparatorluk, modern “beledî” hizmetlerini karşılamakta yetersiz kalmaktaydı.6

Osmanlı Devleti’ne Avrupa sermayesi girmeye başlamış, hizmet anlamında altyapı, çevre, temizlik ve ulaşım alanında ihtiyaçlar çıkmaya başlamış, bu ihtiyaçların giderilmesi yönünde talepler artmıştır. Bir yandan da Osmanlı Devleti’nde kurumsal bir dönüşüm başlamıştır. Tanzimat sürecine girerken Osmanlı kadısının yetki alanında daralmalar meydana gelmiştir. Kadılar, temel fonksiyonlarını, beledî yetki ve denetim alanında güçlerini yitirmişlerdir. İstanbul kadısı, temel fonksiyonlarını kaybetmesiyle orantılı olarak Bab-ı Meşihat (Şeyhülislamlık) binasına yerleştirildi. Zamanla sadrazamla ilgisi kesilerek kadılık, Şeyhülislam’a bağlandı. Yeniçerilik 1826’da kaldırıldığında da kadı, yaptırım gücünü kaybetmişti. Başkentte İhtisap Nazırlığı, eyaletlerde de İhtisap Müdürlükleri kuruldu. Şehirlerin güvenlik işleri, esnafın teftişi ve vergi toplanması gibi görevler de bu memurlara bırakıldı. Kadı,

yargı organı ve vakıf denetçisi durumuna düşmüştür.7

1836’da Evkaf Nezareti

kurulunca, vakıflara ilişkin iş ve işlemler de bu nezarete devredilmiştir.8

5 Süleyman Yaman Koçak ve Ali Ekşi, “Katılımcılık ve Demokrasi Perspektifinden Türkiye’de Yerel Yönetimler”, SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2010, S. 21, s. 295-296.

6

Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 128. 7 Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 128-130.

8 Yakup Altan, “Meclis-i Mebusân Zabıt Cerideleri (1293/1877) Üzerinden Türk Belediyeciliğini Anlamak”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2009, C. XIV, s. 293.

(20)

Belediyeler kurulmadan önce yabancıların isteklerinin arttığı ve burjuvanın geliştiği bu dönemde; var olan eski kurumlar ve oluşturulan yeni kurumlar istekleri

karşılamada yetersizdi. Tanzimat sürecinde, kadının yetki alanındaki daralmalar9

ve beledî hizmetleri yaptırma ve kontrol yetkisini kaybetmeleri zaten yeterli olmayan beledî hizmetlerin daha da aksamasına yol açmıştır. Ayrıca, iltizam yoluyla ihtisap işlerini yüklenenlerin uygulamaları çeşitli şikâyetlere sebep olmuştur. 1845’te polis örgütü, 1846’da Zaptiye Müşirliği kurulunca, İhtisap Nazırlığı’nın görevi, yalnız narh işleri ve esnaf kontrolü ile sınırlanmıştır. Yani bu dönemde, Klasik Dönem’in kurumlarının yerine konulan kurumlar da oluşan boşluğu dolduramamıştır. Nihayet “Şehremaneti” kurulduğundan İhtisap Nezareti’ne olan ihtiyaç da ortadan

kalkmıştır.10

Osmanlı Devleti’nde belediyelerin kurulma sürecinde gelişen burjuvaziyi ve yabancı devletlerin de etkisini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Osmanlı toplumunda modern anlamda ilk burjuvazinin izlerine1838’de Avrupa devletleriyle imzalanan ticaret sözleşmeleri sonucu ortaya çıkan, sosyal-ekonomik durumda rastlanılmaktadır. Osmanlı ekonomisini liberalleştiren bu antlaşmalar, özellikle Hristiyan azınlıkların ticarî yaşama egemen olmalarını sağlamıştır. Bunun yanında eski toprak rejiminden vazgeçilerek bu toprakların eşrafa satılmasıyla veya başka şekilde ticarî ortaklıklar sonucunda özellikle kıyı kentlerimizde burjuva ve sanayi gelişmiştir. Bunun sonucunda bu şehirlerde, başta İzmir olmak üzere beledî hizmetler talep edilmeye başlanmıştır. Osmanlı Devleti Kırım Savaşı’nda Ruslara karşı, Batılı devletlerin desteğini almıştır. 1856 Islahat Fermanı’nın çıkarılış nedenleri arasında bu verilen desteğin göz ardı edilmemesi gerekir. Kırım Savaşı sonucunda Avrupalılar, İstanbul başta olmak üzere ticaretin yoğun olarak yapıldığı İzmir gibi kıyı şehirlerinegelmişlerdir. Bu yabancıların İstanbul’da Beyoğlu olmak üzere

“beledî istekleri”, ilk belediye deneyimini zorunlu kılmıştır.11

9 Yargı alanında yapılan reformlar için bkz. Sedat Bingöl, “Osmanlı Mahkemelerinde Reform ve Ceride-yi Mehâkim’deki Üst Mahkeme Kararları”, Tarih İncelemeleri Dergisi, 2005, S. 11,C. XX, s. 19-38.

10 Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 130.

11 İlhan Tekeli, Türkiye’de Belediyeciliğin Evrimi, Türk İdareciler Derneği Bilimsel Araştırma Dizisi-2, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1978, s. 1; Yörükoğlu, “Türk Belediyeciliği”, s. 7.

(21)

Taşrada, belediye teşkilatı kurulmadan önce çeşitli adlar altında oluşturulan meclisler, demokrasi perspektifinden bakıldığında belediyelerin kurulmasına katkı sağlamıştır. 1842’de “Muhassıllık Meclisleri”nin yerini “Memleket Meclisleri” almıştır. Sancaklarda kurulan meclislere “Sancak Meclisi” ismi verilmiş, 1864 Vilayet Nizamnamesi düzenlemesiyle de “Sancak İdare Meclisi” adını almıştır. Eyaletlerde oluşturulan meclisler önce “Büyük Meclis”, daha sonraları “Eyalet Meclisi” olarak adlandırılmıştır. 1864 Vilayet Nizamnamesi’yle bir de “Vilayet İdare Meclisleri” kurulmuştur. Bu meclislerde sağlık, eğitim, bayındırlık gibi konular görüşülmüştür. Zira bu meclislerde tartışılan konular, belediyeler kurulduktan sonra belediye meclislerinde tartışılacak ve bunlara çözüm bulunmaya çalışılacaktır. Bu

meclislerin, yasa tasarısı hazırlama ve karar alma yetkileri yoktu.12

Tanzimat Dönemi’nin Eyalet Meclisleri, merkeziyetçilik ve yerel halkın yönetime katılması gibi zıt nitelikleri taşıyan ikilemli bir deneyimdi. Kuşkusuz bu deneyimin kesin

başarıya ulaştığını söylemek yanlış olur.13

Bu dönemde, merkeziyetçiliğe rağmen

sivil toplum örgütlerinin de güçlendiği görülmüştür.14 Sivil toplum örgütlerinin

gelişip güçlenmesi, yerelde de demokrasi uygulamalarına katkı sağlamıştır. Ayrıca bu meclislerin Müslim ve gayr-ı Müslim kişilerden oluşması, bölge sorunlarının tartışılmasına ortam hazırlamıştır. Bununla beraber Belediye Meclislerine üye seçimi süreci ve meclis yapısının oluşmasına katkı sağlamıştır. Zira belediyelerin kurulma sürecinde üye seçilirken “İdare Meclisleri”nde uygulandığı gibi seçimlerin yapılması istenmiştir.15

Buna rağmen bu meclisler, yerel yönetim birimleri olarak değil,

yereldeki kurumlara yardımcı olmak için oluşturulmuştur.16

Vilayetlerdeki belediye teşkilatı ile ilgili düzenlemeler 1864 Vilayet Nizamnamesi ile başlamış, 1877 Vilayet Belediye Kanunu ile de önemli kazanımlar elde edilmiştir. Vilayetlerde belediyelerin kuruluş süreci dünyada liberal ekonomin hâkim olamaya başladığı (1840-1876) yılları arasında yoğunluk kazanmıştır.

12 Fatih Sadık Torun, “Osmanlı Taşra İdaresinin Yeniden Yapılanma Süreci”, Karadeniz

Araştırmaları, Yıl: 2012, S. 32, s. 90.

13

Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 45. 14

İlyas Doğan, “Tanzimat Sonrası Osmanlı Devlet Yönetiminde Toplumsal Örgütlenmeye Bakış”,

Kamu Hukuku Arşivi(KHUKA), Yıl: 2001, S. 2, C. IV, , s. 30-38.

15 BOA, ŞD, Nu. 1701/9 Rebiyülahir 1285/Temmuz 1868, lef 1-2. 16 Koçak ve Eksi, “Demokrasi Perspektifinden Yerel Yönetimler”, s. 298.

(22)

Vilayetlerde belediyelerin kuruşu 1866 Dersaadet Belediye Kanunu’ndan ziyade 1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi’ne göre yürütülmüştür. İstanbul’un başkent olduğundan burada belediyenin oluşumu ve belediye işleri biraz daha farklı şekilde yürütülmüştür. Ayrıca Ali ve Fuad Paşalar, bahsedilen bu sebeplerden dolayı taşrada da beledî hizmetlerin yaygınlaştırılması için çabaları söz konusu olmuştur. Bunlardan biri de, vilayetin aksayan hizmetlerin ya da hizmetlerin daha profesyonelce verilmesi için belediye teşkilatı Konya Vilayeti’nde oluşturulmuştur. Bu araştırmanın başlangıç noktası ise tam burası olup, diğer bir deyişle istikameti, Konya Vilayeti’nde, belediye ve organları nasıl teşekkül oldu, görevleri nelerdi, bu görevler nasıl yerine getirebildi gibi soruların cevaplarını aramak olacaktır.

(23)

I. BÖLÜM

KONYA VİLAYETİ’NDE BELEDİYE KURMA ÇALIŞMALARI ve BELEDİYENİN ORGANLARI

1.1. Osmanlı Devleti’nde Belediyelerin Kurulması ve Yasal Düzenlemeler XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa ülkeleriyle ilişkiler oldukça gelişmeye başlamıştı. Batı kentlerinde Avrupalı tüccarlar koloniler kurmuş, bunun sonucunda yeni hizmet alanlarına ihtiyaç duyulmuştur. Ticarî ilişkilerdeki dönüşüm ve gelişme, ister istemez uygun bir hukuksal yapı, geniş ulaşım ortakları, ticarî emtianın depolanacağı alanlar, işbirliği içine girilecek sermaye grupları ve hiç değilse ticarî akışı engellemeyecek bir kentsel altyapı ihtiyacını da beraberinde getiriyordu. Sağlanması gereken temel ihtiyaçlar ise, yol, su, temizlik, ulaşım şeklinde sıralanıyordu.

Ticarî ilişkilerin yoğun olduğu İzmir’de belediye kurulmuş ve burada faaliyet gösteren yabancı tüccarlar, belediyeden tramvay yapımını istemişlerdir. Bu talebi değerlendiren belediye ise hem şehrin ihtiyacını hem de tüccarların ihtiyacını karşılamak amacıyla bu isteği yerine getirmiştir. Böylesi isteklerin, belediye kurumlarının oluşmasına katkı sağladığı gibi belediyelerin yapmış oldukları çalışmaların çeşitlenip gelişmesinde de büyük öneme sahiptir. Aynı şekilde, 6. Daire-i BeledDaire-iye de benzer şekDaire-ilde Bâb-ı Âlî’de değDaire-il de yabancıların çoğunlukta bulunduğu Beyoğlu semtinde kurulmuştur. Bunun sebebi ise, yabancı tüccarların

çevre (temizlik) ve ulaşım konusundaki şikâyetleri olmuştur.17

Tanzimat ile birlikte hayata geçirilen yönetim anlayışıyla yeniden yapılandırılma çalışmaları, 6. Daire-i Belediyesi’nin nisbî başarısını artırmıştır. Bu

başarı sonucu belediye teşkilatı hem başkentte hem de taşrada yaygınlaşmıştır.18

Bilindiği gibi Osmanlı Vilayetlerindeki belediye örgütlenmelerinde ilk örnek oluşturan uygulama, diğer birçok konuda olduğu gibi Midhat Paşa’nın yönetimindeki

17 Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 123-124.

(24)

Tuna Vilayeti olmuştur. Osmanlı taşra teşkilatında, 1864 yılında belediyecilik uygulamaları yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Midhat Paşa’nın uygulamaları örnek

alınmak istenmiştir.19

İşte bu gerekliliklerin sonuçlarından biri olarak ortaya çıkan ilk düzenlemeler, 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi’nin uygulamaya konmasından sonra gündeme geldi. Fransız örneğinden yola çıkılarak hazırlanan 1864 Vilayet Nizamnamesi’ne göre, her köy bir “daire-i belediye” sayılıyordu ama bundan kasıt daha çok “köy idaresi” idi. Aslında köy ve şehirlerde belediye kurulması konusunda

bir hüküm bulunmuyordu. Ancak, bazı Vilayet merkezlerinde belediye20

örgütlenmelerine duyulan ihtiyaç ve istekler artınca, bunları karşılamaya yönelik girişimler gündeme geldi. Bâb-ı Âlî’nin bu konuya bakışı, Batı’dan aktaracağı yeni

kurumları, öncelikle numune şeklinde denemek daha sonra da yaygınlaştırmaktı.21

Ayrıca nizamnamede her köyün bir daire-i belediye olarak nitelendirilmesine rağmen, şehir ve kasabalarda belediye dairelerinin nasıl kurulacağı konusunda herhangi bir hüküm bulunmuyordu. 1871 Vilayet Nizamnamesi’nde ise, Vilayet dâhilinde olan şehir ve kasabalarda belediye kurulması öngörülmüştür. Bu nizamnamede, “Vali ve mutasarrıf ve kaymakam makarrı olan bir şehir ve kasabada umur-ı belediye için meclis-i beledî namıyla birer meclis vardır” ifadesine yer

verilmektedir.22 1877 Vilayet Belediye Kanunu, bu kanunu tekrarladığı gibi her

40.000 kişi için bir belediye kurulmasını öngörmüştür.23

Bu kanun ile belediyeler, önemli sorumluluklar altına sokulmuştur. Belediyeler, bunlardan bazılarını yerine

getirebildikleri gibi, nüfus sayımı gibi bazı hizmetleri de yapamamışlardır.24

II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi’nde bazı düzenlemelere gidilmeye çalışılsa da

19 Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 53.

20 Tanzimat ile birlikte kullanılmaya başlanmıştır bu kavram. Bir beldede oturan halkın kendi beldeleri ile ilgili sorunları; seçtikleri kişiler ile merkezi hükümetin belirlediği kanunlara dayanarak çözmesidir. Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umur-ı Belediye, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, C. I -VIII, İstanbul 1922, s. 1-4.

21

Serçe, İzmir’de Belediye, s. 35. 22

Mehmet Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Döneminde Modern Belediyeciliğin Doğuşu-Yerel Yönetim

Metinleri, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2010, s. 96.

23 Serçe, İzmir’de Belediye, s. 38. 24 Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 187-190.

(25)

1930 Vilayet Belediye Kanunu çıkıncaya kadar bu kanunlarda köklü bir değişikliğe

gidilememiştir.25

1.2. Konya Vilayeti’nde Belediye Kurma Çalışmaları

Osmanlı Devleti’nde “beledî” sorunları çözmek için İstanbul’da Şehremâneti kurulmuştur. Aslında şehremininin görevlerine ve bu görevleri yerine getirme şekline baktığımızda İhtisab Nâzırı’ndan pek farklı yönü yoktur. Vergiler toplanır merkezî hükümete verilir, şehir için yapılan hizmetlerin masrafları da merkezî hükümetçe ödenirdi. Ayrıca, Bâb-ı Âli’nin seçimi ve padişahın tayiniyle görevlendirilen üyelerden oluşan bir meclise sahipti. İstanbul’da belediye yapısı taşra teşkilatından farklı şekilde seyretmiştir. İstanbul’da daireler şeklinde oluşturulan birimler Şehremâneti’ne bağlı şekilde faaliyetlerini yürütmüşlerdir. Şehremâneti, modern belediyelere hazırlık için oluşturulmuş kurumlar olarak görülmüş olsa da İlber Ortaylı’nın ifadesiyle, “Bu kurumlar malî ve üye yapısıyla modern belediyelere öncü

kuruluşlar olamamışlardır,” demiştir.26

Anadolu Vilayetlerinde de bu işlere İhtisap Ağaları bakmıştır. Konya’da İhtisap Ağası olan Âşık Şem‘î bu iş için görevlendirilmiş, ölümüne kadar bu görevde kalmıştır. Bu görevinden dolayı Âşık

Şem‘î için Konya’nın ilk belediye başkanı sıfatı kullanılmaktadır.27

Başkent İstanbul’da ve sahil kentlerinde belediye kurma istekleri hızlı bir şekilde devam ederken ülkenin taşra teşkilatında da belediye kurma çalışmaları çok yavaş da olsa 1864 Vilayet Nizamnamesi’nin dördüncü maddesi gereği devam etmiştir. Konya Vilayeti, Tanzimat’ın uygulandığı ilk vilayetlerden biri olması, belediye kurma çalışmaları açısından da önemlidir. İşte bu sorunların çözümü, ancak

yerelde kurulacak belediyeler ile yerine getirilebilirdi.28 Osmanlı aydınlarının “Batı”

denildiğinde Batı’nın kentsel yapısını göz önünde tuttuklarını bilmemiz gerekir. 1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi gibi uygulanmış bir örneğin olması ve bu örneğin başarılı

25 Serçe, İzmir’de Belediye, s. 37.

26 Ortaylı, “Belediye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. V, İstanbul 1992,s. 398-402. 27

Mehmet Eminoğlu, Konya Ticaret Teşkilatı Dünü ve Bugünü, Konya Ticaret Odası, 1997, Yayın no: 16, Konya, s. 187; Sabri Doğan, “Konya Belediyesi’nin Cumhuriyet’ten Bu Yana Gelişimi”, Konya Belediyesi Web Sitesi, Erişim: 06/08/2019, Konya 2005.

28 Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2013, s. 274-278.

(26)

olması ve bu uygulamanın imparatorluğun bütün kesiminde uygulamayageçirilmesinin düşünülmesi de Vilayetlerde belediyelerin kurulmasının

nedenlerinden sayabiliriz.29

Konya Vilayeti’nde, özelde Konya şehrinde belediyenin kuruluş süreci, kurumsal değişimle ilgili doğrudan modernleşme yönünde bir anlayışla beraberzorunlu da bir oluşumdu. Bir başka ifadeyle bir felaket karşısında çaresiz kalan toplumun, bir daha böylesi bir durumda kalmasını önlemekti. Kalınması halinde ise anında düzenli bir organizasyon ile sorunları çözerek, mal ve can kaybını önlenmesiydi. İşte böyle bir sürecin sonundaki bir oluşumdu belediye. Yani 1867 yılında Kapu Camii yakınlarında bir kahvede başlayan yangın, Hükümet Konağı, Aziziye Yeri’ndeki Yüksek Camii, Kapu Camii başta olmak üzere, tüm çarşının yanmasına sebebiyet vermişti. Şehirde su şebekesi ve itfaiyenin olmaması; yolların

darlığı yangının söndürülememesinin en önemli sebeplerindendi.30

Yangınının hızlı bir şekilde yayılması; dükkânların genellikle kerpiçten, tavanlarının ise ahşap malzemeden oluşmasıydı. Ayrıca yangının kısa sürede kontrol altına almak üzere şehirde etkili bir kurum yoktu. Öte yandan dükkânların birbirine bitişik nizamda olması ise, yangının büyük hasar vermesinin imar nedenli olduğudur. Bu imarîdüzenlemenin eksikliği de şehirde “beledî” bir eksikten bahsedilmesine neden

olmaktaydı.31

Bu eksikliğin giderilmesi için de 1868 yılında Konya’da bir belediye teşkilatlanması oluşturulması yönünde başvuru yapılmıştır. Gerekçe ise, yanmış dükkânların temizletilmesi, düzeltilmesi, şehrin sokaklarında pis suların birikmesi sonucunda oluşan küçük göller ve bu göllerin şehrin havasını bozarak halkın sağlığını tehdit etmesidir. Bunlarla beraber şehrin temizliği için altyapı hizmetlerinin de yapılması ve çarşıların temiz tutulması gibi nedenlerdir. Bu gerekçeli nedenler, başvuru sonucu Şura-yı Devlet’te görüşülmüş ve hem vilayet merkezi olan Konya’da hem de vilayet sınırları dâhilinde gerekli şartları taşıyan yerleşim yerlerinde belediye kurulması yönünde bir karar verilmiştir. Ayrıca belediye kurulması gereken yerlerde

29

Serçe, İzmir’de Belediye, s. 34-35. 30

Caner Arabacı, Geçmişten Günümüze Konya Ticaret Odası (1882-1999), Konya Ticaret Odası Yayınları, Konya 1999, s. 54-55.

31 Hüseyin Muşmal, “1867 Konya Çarşısı Yangını ve Etkileri Üzerine Bir İnceleme Denemesi”,

(27)

konuyla ilgili çalışmalar yapılması için görev yerlerindeki mutasarrıf ve kaymakamlar görevli kılınmıştır. Dahası Belediye Meclisi oluşturulurken de seçimlerin, liva ve kaza meclis azâlarının seçiminde olduğu gibi yapılması istenmiştir.32

Belediyeler ile birlikte menafi sandıklarının33 kurulması, bunların

sermayesinin temini için gerekli çalışmaların yapılıp, Konya halkına faydalarının iyi

anlatılması vilayetyöneticilerinden istenmiştir.34

Yapılan çalışmalar neticesinde 1868 yılında Konya Vilayeti ile birlikte, Liva-i İçil, Liva-i Hamid ve Liva-i Antalya’da

belediye kurulmuştur.35

Bu tarihten sonra, 1874 yılına kadar Konya Vilayeti’ne bağlı liva ve kazalarda belediyecilik alanında teşkilatlanmaya gidildiğini, 1874 yılında ise büyük oranda bu teşkilatlanmanın sağlandığı görülmektedir. Belediye teşkilatlanması sağlanan bu yerler ise, Kazâ-i Karaman, Kazâ-i Ereğli, Kazâ-i Karabınâr, Kazâ-i Akşehir, Kazâ-i Ilgın, Kazâ-i Seydişehri, Kazâ-i Beyşehri, Kazâ-i Hâdim, Kazâ-i Bozkır, Kazâ-i Esb-keşân, Livâ-i Hamid (Kazâ-i Uluborlu, Kazâ-i Yalvaç, Kazâ-i Karaağaç, Kazâ-i Eğirdir), Livâ-i Burdur (Kazâ-i Karaağaç, Kazâ-i Tefennî), Livâ-i Teke (Kazâ-i Alâiyye, Kazâ-i Elmalu, Kazâ-i Kaş, Kazâ-i Akseki), Livâ-i Niğde

(Kazâ-i Nevşehir, Kazâ-i Aksaray, Kazâ-i Ürgüp, Kazâ-i Bor)’dur.36

1868 yılında Konya Vilayeti’nde belediye kurulması yönünde başlayan süreç 1874 yılına kadar vilayete bağlı liva ve kazalarda belediye teşkilatlanmasının büyük ölçüde tamamlandığı görülmektedir.

1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi ve 1877 Vilayet Belediye Kanunu’nda ayrıca belirtildiği gibi “köy” kapsamına giren her mahallî birimde “belediye” kurulması istenmiştir. Buradan hareketle Konya Vilayeti sınırları dâhilinde olan “nahiye” ve “belde” statüsü taşıyan bazı mahallî birimler de, kendi bölgelerinde de var olan,

32 BOA, ŞD, Nu. 1701/9, Rebiyülahir 1285/Temmuz 1868, lef 1-2. 33

“Köylünün muhtaç olduğu para için mürabahacılara gitmesinin önüne geçmek için Avrupa’da olduğu gibi az faiz ile köylüye kredi vermek için kurulmuştur. Ziraat Bankası’nın temelini oluşturmuştur. Taşra belediyelerinin varlık gösterememesinin en büyük nedeni mali güçsüzlükleriydi. Midhat Paşa, Menafi-yi Umumiye Sandıklarını kurarak Tuna Vilayeti’ndeki belediyelerin sorunlarını çözmüştür. Konya Vilayeti’nde de bu sandıkların kurulmaya çalışılmasının sebeplerinden biri de belediyeye kaynak sağlamak olmalıdır.” Mümtaz Talat Yaman, Osmanlı İmparatorluğu Mülki

İdaresinde Avrupalılaşma Hakkında Bir Kalem Tecrübesi, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul 1940, s.

170-171; Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 183-184.

34 BOA, ŞD, Nu. 1701/9, Rebiyülahir 1285/Temmuz 1868, lef 2.

35 Konya Vilayet Sâlnamesi(1868), Haz. Mehmet Eminoğlu, Konya Büyükşehir Belediyesi, s. 82-83.

(28)

çözülmesi gereken bazı sorunları göstererek, “belediye” kurulmasını istemişlerdir. Ancak bu istekleri gerçekleşirken bu yerlerin stratejik önemi, coğrafi konumu, ekonomik potansiyeli, güvenlik sorunları, karantinaya alınabilecek durumda olmaları, göz önünde bulundurularak bazı nahiyelerde, beldelerde ve çok az sayıdaki

köyde belediye kurulmuştur.37

Dâhiliye Nezareti’nin Konya Vilayeti’nin merkezî köylerinde de belediye

kurulabileceği yönünde kararı38olmasına rağmen bu tam olarak gerçekleşmemiştir.

Öyle ki sadece bazı köylerde belediye kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır.39

Ayrıca diğer vilayetlerinköylerinde de belediye kurma çalışmaları sınırlı kalmıştır. Bu duruma sebep; Konya Vilayeti’nde olduğu gibi diğer vilayetlerdeki köylerin de tam anlamıyla belediye olma şartını taşımamasından kaynaklanmaktadır. 1910 yılında Bolu Mutasarrıflığı’nın, Hamidiye Kazası’nın yakınında bulunan Yenicepazarı ve Gökçesu Nahiyeleri civarında bulunan Yenipazar adındaki karyede haftada bir gün pazar kurulmakta olup bu yüzden buranın ehemmiyeti artmıştır. Burada oturanlar, bu sebeplerden burada da belediye kurulmasını istemişlerdir. Gerekli incelemeler

sonucunda, buralarda belediye kurulmasına karar verilmiştir.40

9 Mart 1910 tarihinde Beyşehir Kazası’na bağlı “Kırili” Nahiyesi halkı tarafından da “Kırili”nin “belediye” olması yönünde istekte bulunulmuştur. Konu, Şura-yı Devlet’te görüşülmüş, Kırili Nahiyesi’nin büyüklüğü, temizliğe olan ihtiyacı ve merkezde olması gibi hususlar göz önünde bulundurularak, Vilayet Belediye Kanunu’nun 11 Kasım 1886 tarihli eki gereğince belediye kurulmasına karar

37 13 Ekim 1917 yılında Sultaniye Kazası’na bağlı Hotamış Nahiyesi’nde belediye kurma çalışmaları yürütülürken Dâhiliye Nezareti Konya Vilayeti’nden bu yere ait şu bilgileri istemiştir: Buranın kaç hane ve nüfustan oluştuğu, reis ile birlikte çalışanların alacakları maaşlar ve belediyenin yapacağı çalışmalara ait giderlerin bir cetvel halinde gönderilmesi istenmiştir. Ayrıntılar için bkz. BOA, DH.

UMVM, Nu. 86/46, Muharrem 1336/Ekim 1917, lef 2.

38 BOA, DH. İD, Nu. 31/4, Rebiyülevvel 1328/Nisan 1910, lef 1.

39 29 Nisan 1899 yılında Dâhiliye Nezareti’nden Konya Vilayeti’ne çekilen telgrafta; Konya’nın Saidili ve Sudirhemi Nahiyelerinde ve bazı köylerde kurulan belediye daire heyetlerinin kimlerden oluştuğu, buralardaki gayr-ı Müslimlerin oranı, ayrıca belediyelerde çalışan kâtip, memurlar ve bunlara ne kadar maaş verildiği Konya Vilayeti’nden öğrenilmek istenmiştir. Bkz. BOA, DH. TMIK, Nu. 26/4, Safer 1317/Temmuz 1899, lef 1.

40 Bir yerleşim yerinde belediye kurulabilmesi için sosyal, ekonomik, jeopolitik açıdan önem taşıması gerekiyordu. İmparatorluktaki köylerin çoğunluğu bu şartı taşımıyordu. BOA, DH. İD, Nu. 31/4, Rebiyülevvel 1328/Nisan 1910, lef 2.

(29)

verilmiştir. Dâhiliye Nezareti, bu kanuna göre, Konya Vilayeti’nin ve Bolu Mutasarrıflığı’nın nahiye merkezleri ile imar yapılabilecek ve büyük olan köylerinde

belediye kurabileceklerini bildirmiştir. Bu konuda Şura-yı Devlet41

ve Dâhiliye Nezareti’nin görüşünden ziyade mahallî idarelerin görüşü alınıp o şekilde karar

verilmesinin gerektiği üzerinde durulmuştur.42

Mahallî alandan bölgenin, ekonomik, stratejik vb. özellikleri daha iyi bilineceğindenmerkezi idare tarafından verilecek karara vilayetve mutasarrıf idarelerinin görüşlerinin katkı sağlaması, yerel yönetimler açısından önemlidir. Mahallî yönetimler bu konuda görüş belirtse de bir yerin belediye yapılması kararı veremezdi.13 Ekim 1913 tarihinde Sultaniye Kazası’na bağlı Hotamış Nahiyesi’nin il idaresince belediye yapılmasına Dâhiliye Nezareti karşı çıkmıştır. Encümen İdarelerinin aslî vazifeleri ile uğraşmaları gerektiğini, bu gibi meselelerin merkezi

yönetimin görevi olduğu konusunda Konya Vilayeti’ne gerekli uyarılar yapılmıştır.43

Ayrıca, güvenlik sorunları belediyenin aslî görevlerinden olmasa da asayiş ve stratejik özelliklerin getirdiği sebeplerden dolayı bazı yerlerin “belediye” yapıldığı görülmektedir. Konya Vilayeti’nin Kaş Kazası nahiyesinin sahillerinden Algara ve Demre İskelelerinde belediye kurulması için müracaatta bulunulmuştur. Algara ve Demre İskeleleri her gün imar ve nüfus olarak ve ekonomik potansiyel açısından gelişmekte olan yerleşim merkezleriydi. Süratli bir şekilde buralarda belediye

41

Şura-yı Devlet’in her türlü kanun ve nizamları, tetkik edip lâyıhalarını (tasarı) tanzim etmek, hükümet ve sivil şahıslar arasında meydana gelen davalara bakmak görevlerindendi. Belediyelerin kuruluş sürecinde, belediyeler ile şahıslar arasındaki anlaşmazlıklarda, yargı konuları ve tramvay yapım aşamasında istimlak konusunda çıkan anlaşmazlıklar burada görülmüştür. Sadaret tarafından havale edilen, görevleri kapsamındaki evrak ve konuları görüşüp, aldığı kararları aynı makama sunmakla görevli idi. Kuruluşundan itibaren Şura-yı Devlet’in teşkilat ve görevlerinde birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Birçok daireden oluşmuştur. Bu dairelerde konunun uzmanı kişiler görev yapmış olup, bu dairelerden bir tanesi de daha sonra bağımsız bir nezaret olan, Nafia Dairesi’dir. Kuruluşun gelişim süreci ve ayrıntılı bir şekilde faaliyetleri için bkz. Çadırcı, Ülke

Yönetimi, s. 184-185; karşılaştır, Mehmet Canatar, “Şurâ-yı Devlet Teşkilatı ve Tarihi Gelişimi

Üzerine Bazı Tespitler”, İlmi Araştırmalar 5, İstanbul 1997, S. 5, s. 108-136. 42 BOA, DH. İD, Nu. 31/3, Safer 1328/ Mart 1910, lef 7.

43

Dâhiliye Nezareti bir yerin belediye yapma yetkisinde son kararın Şura-yı Devlet’e ait olduğunu, il encümenlerinin bu işlere karışmaması gerektiğini, il encümenlerinin asıl işlerinin bu olmadığı belirtmiştir. Bir yerin belediye olmasını gerektirecek şartların neler olduğu sayılmış, bu bilgilerin acilen Dâhiliye Nezareti’ne gönderilmesini istemiştir. Ayrıntılar için bkz. BOA, DH. UMVM, Nu. 86/46, Muharrem 1336/Ekim 1917, lef 2.

(30)

kurulması istenmiştir. Buranın hemen karşısında Rodos’a tabi, başta Meis olmak üzere birçok Yunan adası bulunmaktaydı. Yunan ahalisinin yaşadığı bu adalarda halk dört yüzden fazla gemi ve kayığa sahipti. Bu adalardan Osmanlı Devleti’ne girişi yasaklı olan ateşli silahlar, tuz ve tütün Algara ve Demre İskelelerine getirilmekte ve satılmaktadır. Ayrıca bu adaların nüfusu çok kalabalık olduğundan Algara ve Demre İskelelerine gelip yerleşerek buraları vatan tutmaktadırlar. Bu yerleşen kişiler, mutaassıp Yunan fikirlerine sahiptirler. Bu durum, Türk sahil köylerinin de huzurunu bozmaktaydı. Bu olumsuzluklara karşı gerekli tedbirlerin alınması, kaçak mal satımının önlenmesi, sahillerin güvenliği ve kontrolünün sağlanması için acil olarak zabıta memuru bulundurulmasına ihtiyaç vardı. Zabit ve zaptiye sayısının az olması sonucunda olumsuzluklar yeterli derecede önlenememekteydi. Buralarda acilen belediye teşkilatı kurularak, belediyeler için tayin olunacak adamlar ve çavuşlar yoluyla buraların hem asayişi sağlanacak hem de sahiller kontrol altında tutulacaktı. Ayrıca herhangi bir olumsuz ve fenalık durumunda da zabit makamınca Kaş Kazası hükümetine haber verilecekti, denmektedir. Ayrıca Teke Sancağı sahillerinin güvenlik ve kontrollerini sağlamak için bir sefineye ihtiyaç vardır. Kurulacak belediyenin hizmetinde çalışacak bu sefine; daha önceden de istenilen Rodos’taki Karakol Vapuru’dur. Buraların güvenlik, stratejik ve ekonomik bakımdan önemi göz önünde bulundurularak, Algara ve Demre sahillerinde 29 Mart 1897 tarihinde

belediye kurulmuştur.44

1.2.1. Belediye Kurma Çalışmalarındaki Malî Zorluklar

Osmanlı Devleti’nde belediye kurma çalışmaları belirli bir usul içerisinde devam etmiştir. 1877 Vilayet Belediye Kanunu, 1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi’ni tekrarladığı gibi her 40.000 kişi için bir belediye kurulmasını öngörmüştür. Bu hüküm, Meclis-i Mebusan’da görüşülürken bile eleştiri konusu yapılmıştır. Taşra belediyelerinin bağımsız malî kaynaklara sahip olmaması, yeterli kadroları ve bütçelerinin bulunmaması bir de hesap kitap işlerinin düzgün tutulmaması belediyeleri yoksulluk ve sıkıntıya sokmuştur. Vergileri toplamak için yapılan

(31)

harcamalar; kırtasiye giderleri ve çalışanların maaşlarını toplanan vergiler karşılamıyor, bir de bu toplanan vergilerden merkezî yönetimin payı düşünüldüğünde

işler malî anlamda tam bir çıkmaza girilmekteydi.45

Konya mebusu Simonaki Bey, “Konya 40.000 nüfusu olduğu hâlde bir belediyenin masrafını idare edemiyor. İki daire olursa hiç idare edemez,” diyerek itiraz etmişse de hüküm olduğu gibi kabul edilmiştir. Mebuslar, belediyeleri en ufak malî gelirlerine kadar denetlemek, Belediye Meclislerinin vergi toplamak ve para cezası kesmek gibi yetkilerine bile karşı çıkmaktaydılar. Kısacası merkezî yönetim bilhassa mebuslar, taşradaki belediyelerin malî olarak güçlenip gelişmesini istemeyen bir siyaset izlemişlerdir. Yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasında başta vergilerden alınan paylar olmak üzere sürekli çatışmalar yaşanmıştır. Bu anlamda yerel yönetimler, merkezî yönetime karşı var olma mücadelesi

vermişlerdir.46

Taşradaki ekonomik imkânsızlıklara rağmen Konya Vilayeti’nin sınırları dâhilinde olan nahiyelerde de“belediye”ler kurulmuştur. Fakat ekonomik açıdan meydana gelen sorunlar yüzünden, bir başka ifadeyle malî kaynakların yetersizliği, bazı belediyelerin kapatılmasına yol açmıştır. Belediyelerin malî kaynaklarının zayıflığının yanında bir de belediyelerin hesaplarının düzgün tutulmaması, malî bir

disipline sahip olmaması belediyeleri daha da zor durumda bırakmıştır.47

Aynı malî disiplinsizlik, İmparatorluk’ta kurulan belediyelerin birçoğunda mevcuttu. Hatta bir seferinde, Konya Ereğlisi’nin ilk belediye reisi olup, 1871 yılında göreve başlayan Ali Ağa oğlu Ahmed Ağa, bir teftiş gezisi dolayısıyla kasabaya uğrayıp belediyenin gelirlerini soran Konya Valisi’ne, “Ben böyle bir defter bilmiyorum. Aldığımız

paraları belediye işlerine sarfediyoruz” der.48

45 Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 185-187.

46 Serçe, İzmir’de Belediye, s. 38; Ortaylı, Mahalli İdareler, s. 187. 47

Konya Vilayeti’nde belediyelerin kuruluş tarihi olan 1868’den 1885 yılına kadar ait olan salnameleri incelediğimizde; Vilayet Merkez Belediyesi başta olmak üzere belediye gelirlerinin düzgün bir şekilde kayıt edilmediğini, ayrıca belediyenin gelirlerinin çok az olduğu görülmektedir. EK-1.

(32)

Bu durum, belediye hizmeti almaya alışmış halkın tepkisi ile karşılaşır. 29 Mart 1888 tarihinde padişah iradesi ile yayımlanan fermanda; belediyelerin lüzumsuz bazı masraflara yol açtığı ve bu yüzden bazı köylerde bulunan belediyelerin kapatılması gerektiği emredilmiştir. Kapatılan belediyelerin vergi gelirlerinin merkez liva belediyesi ve hazineye aktarılmasına karar verilmiştir. Bu belediyelerden bir tanesi 1890 yılında kapatılan, Konya Vilayeti’ne bağlı, Liva-i Niğde’nin Fertek Nahiyesi Belediyesi’dir. Fertek Nahiyesi Belediyesi’nin 6 bin kuruştan ibaret olan geliri Merkez Liva Belediyesi’ne ve Hazine’ye devredilmiştir. Fertek Belediyesi’nin kaldırılmasından dolayı birtakım hizmetlerin aksadığı hatta yapılamadığı gerekçesiyle, Dâhiliye Nezareti’ne şikâyette bulunulmuştur. Bu şikâyetler; suyollarının tamiri, yolların yapımı ve bakımı, temizlik işlerinin aksaması hatta yapılamaması şeklindedir. Halkın sağlığını bozan birtakım sorunlar ortaya çıkmıştır. Fertek Nahiyesi’nde yaşayan halkın şikâyet dilekçesinde belirttiği bir diğer itiraz ise şu konuda olmuştur: Fertek Nahiyesi’yle benzer şartlara sahip belediyelerin kapatılmadığı yönündedir. Kapatılmayan bu belediyelerde Fertek Belediyesi ile aynı

büyüklükte olup bu belediyelerin de borcunun olduğu ileri sürülmüştür.49

Fertek

Nahiyesi’nin, yukarıda bahsedilen diğer belediyeler

hakkındakigerekçelerinigöstererek itirazına, Dâhiliye Nezareti’nin görüşü şu şekilde olmuştur: Eski belediye dairesinin teşkiline izin verilmesi; Vilayet İdare Meclisi’nin bu konudaki kararı da göz önünde bulundurularak Fertek Nahiyesi’nde tekrar belediye kurulması hakkında Konya Vilayeti’ne gerekli açıklamalar gönderilmiştir.

1906 yılında tekrar belediye teşkilatının kurulduğu görülmektedir.50

Dâhiliye Nezareti’nin burada Vilayet İdare Meclisi’nin kararını göz önünde bulundurduğunu belirtmeliyiz. Zira bilinmelidir ki vilayet dâhilindeki sorunlar ve bu sorunların çözümleri, merkezî yönetimden çok, o vilayeti yönetenlerce daha iyi derecede bilineceği gerçeğidir. Son kararı merkezî yönetim verse de vilayetin görüşünün dikkate alınması yerel yönetimler açısından önemlidir.

Belediye kurulurken, halkın ve o bölgenin mülkî amirlerinin isteklerinin dikkate alındığı görülmektedir. Bir şehir ve yerleşim yerinin,

49 BOA, ŞD, Nu. 1759/32, Safer 1324/Nisan 1906, lef 1. 50 BOA, ŞD, Nu. 1759/32, Safer 1324/Nisan 1906, lef 2.

(33)

altyapı hizmetlerinin karşılanmaya çalışılmıştır. Vilayet merkezinde kurulan merkezî belediyeden, duruma ve şartlara göre en küçük birim merkezi, nahiye ve köylere kadar teşkilatlanma tamamlanma çalışmaları yürütülmüştür. Şu da ifade edilmelidir ki belediye mevzuatında geçen “köy” ile Midhat Paşa’nın 1864 Vilayet Nizamnamesi ile Balkan köylerinde kurduğu belediye gerçeği örtüşmemektedir. Bir başka ifadeyle, Balkan “köy” yapısı ile İmparatorluk “köy” yapısı farklılık

göstermektedir.51

Her köyde belediye kurulması malî açıdan imkânsızdı. Bu yüzden imparatorlukta, merkezî köylerde belediye teşkilatlanmasına çok nadir olarak gidilmiştir. Dâhiliye Nezareti tarafından Konya Vilayeti’nin büyük köylerinde

belediye kurulabileceği yönünde görüş belirtilmesine rağmen52

Konya Vilayeti’nde 1885 yılına kadar incelenensalname ve arşiv belgelerinde belediye kurulan köye doğrudan rastlanılamadı. Fakat 29 Nisan 1899 yılında Dâhiliye Nezareti’nden Konya Vilayeti’ne çekilen telgrafta; Konya’nın Saidili ve Sudirhemi Nahiyelerinde ve bazı

köylerde belediye kurulduğu görülmektedir.53

1868 yılında Konya Vilayet merkezinde belediye kurulmuştur. 1874 yılında ise Konya Vilayeti’ne bağlı liva, kaza, nahiye ve beldelerde belediye kurma çalışmaları büyük oranda tamamlanmıştır. Diğer vilayetlerde olduğu gibi Konya Vilayeti’nde de sadece bazı köylerde belediye kurulmuştur. Nahiyelerde, beldelerde ve köylerde belediye kurulurken bu yerlerin, ekonomik potansiyeli, stratejik özelliği ve karantinaya alınabilmesi gibi özellikler dikkate alınmıştır.

1.3. Belediyenin Organları 1.3.1. Belediye Reisi

1.3.1.1. Reislerin Seçimi

51 1864 Vilayet Nizamnamesi’nin Tuna Vilayeti’nde uygulanması aşamasında, vilayete bağlı olan livalar ve ikinci derecedeki kazalar muayyen taksimata tâbi tutuldu. Köylerin coğrafi mevkileri, yekdiğerine olan münasebet ve yakınlıkları göz önünde bulundurarak lüzum eden kazalara ilhakları yapıldı. Yaman, Osmanlı Mülki İdaresinde Avrupalılaşma, s. 170.

52

BOA, DH. İD, Nu. 31/3, Safer 1328/Mart 1910, lef 7

53 Bu belgede ise, kurulan belediye daire heyetlerinin kimlerden oluştuğu, buralardaki gayr-ı Müslimlerin oranı, ayrıca belediyelerde çalışan kâtip, memurlar ve bunlara ne kadar maaş verildiği vilayetten öğrenilmek istemiştir. BOA, DH. TMIK, Nu. 26/4, Safer 1317/Temmuz 1899, lef 1.

Şekil

Tablo 1. Sayısal Bakımdan 1868 Konya Belediyesi Meclis Yapısı  Reis   Muhasebeci Rahmi Bey-Kapıcıbaşı
Tablo 3. Sayısal Bakımdan 1877 Konya Belediyesi Meclis Yapısı
Tablo 5. 1868 Konya Belediyesi Meclis Yapısının Değişimi  Reis   Muhasebeci Rahmi Bey – Kapıcıbaşı
Tablo 7. 1872 Konya Belediyesi Meclis Yapısının Değişimi
+3

Referanslar

Benzer Belgeler

Yedinci fırka binasının üst kat odaların- dan birinde portatif yatağıma daha akşamdan elbisemle beraber sokuldum. Vücudum kâh donuyor, kâh ateşler içinde yanıyordu.

Düşmanın eline esir düşen Sinan’ı kurtarmak için Emre, Zalım Nuri, Deli Divane Osman Efendi ve Recep Çavuş bir plan kurarlar.. Sinan’ın tutulduğu mağa- raya

Bu dönemde Avrupa Birliği’nin yerel yönetimlere bakışı ve Türkiye’den beklentileri çerçevesinde Türkiye’de yerel yönetimlerin özerkliği ve katılım

Çalışmanın amacı: Yerinden yönetim, merkezi yönetim, yönetimler arası iş birliği ve kardeş şehir ilişkilerine değinilerek Türkiye’de yerel yönetimler arası iş

geldiğini haber verir. Bu emri uygulamak için yapılmış ve el'an tatbik edilen bir örftür. Ewela Kur'an-ı Kerim kaynaklı adetlerden söz ediyorum. Sonra Hadis-i

中文摘要

En iyisini ben yapıyorum di­ ye bir iddiam yok, ama bunca yıl bu işle uğraşan bir sanatçı, hatta bir din­ leyici olarak diyebilirim ki 10 yıl önce olduğu gibi

parasız su, ucuz ekmek, bedava ulaşım, bedava sağlık hizmeti gibi 1994 yılına kadar uygulanmış pek çok kamusal hizmet Belediye Meclis karar ı ile yeniden uygulamaya