• Sonuç bulunamadı

İş örgütlerinin rekabet üstünlüğü arayışlarında bilişim teknolojilerinin yeri ve önemi: Teori ve bir uygulama

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İş örgütlerinin rekabet üstünlüğü arayışlarında bilişim teknolojilerinin yeri ve önemi: Teori ve bir uygulama"

Copied!
166
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İŞ

LETME ANABİLİM DALI

YÖNETİM ORGANİZASYON BİLİM DALI

İŞ

ÖRGÜTLERİNİN REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ

ARAYIŞLARINDA BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN

YERİ VE ÖNEMİ: TEORİ VE BİR UYGULAMA

Hatice Ertürk

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. H. Serdar Öge

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Oğuzhan Aytar tarafından hazırlanan Türk İşletme Kültürünün Gelişim Süreci: Türk Tipi Yönetim ve Türkiye’ye Özgü Kurumsallaşma Anlayışının Tarihsel bir Analizi başlıklı bu çalışma 30/06/2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı

Prof. Dr. M. Şerif Şimşek

Başkan İmza

Ünvanı, Adı Soyadı Yrd. Doç. Dr. H. Serdar Öge

Üye İmza

Ünvanı, Adı Soyadı Doç. Dr. Muammer Zerenler

Üye İmza

(4)

ÖNSÖZ

Bu çalışmanın hazırlanması sürecinde değerli bilgi ve görüşleriyle bana yol gösteren danışman hocam Sayın Yrd. Doç. H. Serdar Öge’ye ve onun şahsında Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesindeki değerli hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim. Bunun yanında bilimi ve bilim insanlarının yetiştirilmesini maddi ve manevi katkılarıyla destekleyen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) Bilim Adamı Destekleme Daire Başkanlığı’na şahsıma bir dönem sundukları burs imkanından dolayı minnettarlığımı sunarım. Son olarak bütün eğitim hayatım boyunca manevi desteklerini hep yanımda hissettiğim aileme bana olan inançları ve gösterdikleri özveri için çok teşekkür ederim.

(5)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası………....ii

Tez Kabul Sayfası………....iii

Önsöz………..….iv Özet………...ix Summary………...x Kısaltmalar ve Simgeler………...xi Şekiller Listesi.………...xii Tablolar Listesi…...………...xiii Giriş………...1 BİRİNCİ BÖLÜM BİLGİ TOPLUMU, ÖRGÜTLERDE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE BİLİŞİM SİSTEMLERİ 1.1. BİLGİ KAVRAMI VE YÖNETİMİ... 3

1.1.1. Kavram Olarak Bilgi ve Özellikleri... 3

1.1.2. Bilginin Önemi ve Yönetimde Bilgi Gereksinimi ... 5

1.1.3. Bilgi Yönetimi ve Amacı... 6

1.2. BİLGİ TOPLUMUNA GEÇİŞ ... 8

1.2.1. Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna... 8

1.2.2. Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna... 9

1.2.3. Bilgi Toplumu ve Bilgi Çağı ... 11

1.3. BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ... 12

1.3.1. Teknoloji Kavramı ve Yeni Teknolojiler... 13

1.3.2. Bilişim Kavramı... 15

1.3.3. Bilişim Teknolojileri Kavramı ve Önemi ... 16

1.3.4. Bilişim Teknolojilerinin Gelişimi... 20

1.3.4.1. Bilgisayar Alanında Yaşanan Gelişmeler ... 21

1.3.4.2. İletişim Alanında Yaşanan Gelişmeler ... 23

1.3.5. Bilişim Teknolojileri Evrimi... 24

1.3.5.1. Bilgi İşlem Dönemi... 24

(6)

1.3.5.3. Ağ Dönemi... 25

1.3.6. Bilişim Teknolojilerinin Özellikleri ve Unsurları... 26

1.3.7. Bilişim Teknolojilerinin Örgütlere Sağladığı Olanaklar ... 27

1.3.7.1. Endüstriyel Yapıda Değişim... 28

1.3.7.2. Rekabet Üstünlüğü... 28

1.3.7.3. Yeni İş Olanakları... 30

1.3.8. Bilgisayar ve Unsurları ... 31

1.3.9. İnternet ... 33

1.3.9.1. İnternet, İntranet ve Ekstranet Kavramları ... 34

1.3.9.2. Elektronik Ticaret ... 36

1.4. BİLİŞİM SİSTEMLERİ ... 37

1.4.1. Bilişim Sistemleri ve Unsurları... 37

1.4.2. İşletmelerde Bilişim Sistemlerinin Kullanımı ... 41

1.4.2.1. Yönetsel Bilişim Sistemleri ... 42

1.4.2.1.1. Elektronik Veri İşlem Sistemleri ... 42

1.4.2.1.2. Ofis Otomasyon Sistemleri... 43

1.4.2.1.3. Yönetim Bilişim Sistemleri ... 43

1.4.2.1.4. Karar Destek Sistemleri ... 44

1.4.2.1.5. Üst Düzey Yönetici Bilişim Sistemleri... 45

1.4.2.1.6. Uzman Sistemler... 45

1.4.2.2. Fonksiyonel Bilişim Sistemleri... 45

1.4.2.2.1. Pazarlama Bilişim Sistemleri... 46

1.4.2.2.2. Üretim Bilişim Sistemleri ... 46

1.4.2.2.3. Finans Bilişim Sistemleri... 47

1.4.2.2.4. Muhasebe Bilişim Sistemleri ... 47

1.4.2.2.5. İnsan Kaynakları Bilişim Sistemleri ... 47

1.5. BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN ÖRGÜTSEL YAPI VE YÖNETSEL SÜREÇLERE ETKİSİ... 48

1.5.1. Örgütsel Yapı Üzerindeki Etkileri ... 48

1.5.1.1. Merkeziyetçi Yapı Üzerindeki Etkisi ... 49

1.5.1.2. Otorite ve Kontrol Üzerindeki Etkisi... 49

(7)

1.5.1.4. Departman Kademe Sayısı Üzerindeki Etkisi ... 50

1.5.2. Yönetsel Süreçler Üzerindeki Etkileri ... 51

1.5.2.1. Karar Alma Süreci Üzerindeki Etkisi ... 51

1.5.2.2. İletişim Süreci Üzerindeki Etkisi... 52

1.5.3. İnsan Kaynakları ve İş kapsamı Üzerindeki Etkileri ... 53

İKİNCİ BÖLÜM REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ VE REKABET STRATEJİLERİNDE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN YERİ 2.1. REKABET KAVRAMI... 55

2.2. SÜRDÜRÜLEBİLİR REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ ... 57

2.3. REKABET TEORİLERİ ... 60

2.3.1. Endüstriyel Örgüt Teorisi ... 60

2.3.1.1. Genel Rekabet Stratejileri... 61

2.3.1.1.1. Maliyet Liderliği ... 62

2.3.1.1.2. Farklılaştırma ... 62

2.3.1.1.3. Odaklanma ... 63

2.3.1.2. Michael Porter’ın Beş Güç Modeli... 64

2.3.1.2.1. Potansiyel Rakiplerin Tehdidi ... 65

2.3.1.2.2. İkame Mal veya Hizmetlerin Tehdidi... 66

2.3.1.2.3. Müşterilerin Pazarlık Gücü... 67

2.3.1.2.4. Mevcut Rakipler Arasındaki Rekabet... 68

2.3.1.2.5. Tedarikçilerin Pazarlık Gücü ... 68

2.3.2. Kaynak Temelli Teori………..69

2.3.2.1. Yetenek, Temel Yetenek ve Kaynak Kavramları ... 70

2.3.2.2. Değer Zinciri Analizi ... 72

2.4. KÜRESELLEŞME VE YENİ REKABET ORTAMI ... 74

2.5. REKABETİN DEĞİŞEN BOYUTLARI... 77

2.5.1. Rekabet Üstü Olma... 77

2.5.2. Ortaklaşa Rekabet ... 78

2.5.3. Müşteri Yönlü Olma ... 78

(8)

2.5.5. Diğer Boyutlar ... 79

2.6. BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE KÜRESEL REKABET ... 79

2.7. BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN STRATEJİK AVANTAJI ... 81

2.7.1. Bilişim Teknolojileri ve Maliyet Liderliği... 82

2.7.2. Bilişim Teknolojileri ve Farklılaşma Üstünlüğü ... 83

2.7.3. Bilişim Teknolojileri ve Odaklanma... 84

2.8. REKABETTE BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN STRATEJİK ROLÜ ... 84

2.9. BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ KULLANIMININ ÖRGÜT PERFORMANSINA ETKİLERİ ... 86

2.10. REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ SAĞLAMADA BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ .... 89

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM UYGULAMA 3.1. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE AMACI ... 92

3.2. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI ... 93

3.3. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI……….………...94

3.4. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ... 94

3.5. LİTERATÜR ARAŞTIRMASI………...95

3.6. ARAŞTIRMA BULGULARI VE YORUMLAR... 96

3.6.1. Araştırmaya Katılan Yöneticiler Hakkında Genel Bilgiler... 96

3.6.2. Araştırmaya Katılan Kuruluşlar Hakkında Genel Bilgiler ... 97

3.6.3. Araştırma Konusuyla İlişkili Bilgiler ... 98

3.6.4. Araştırma Sonuçlarına İlişkin Analizler ve Yorumlar………...102

Sonuç………...125

Kaynakça………...129

Ekler………..146

(9)

ÖZET

İş Örgütlerinin Rekabet Üstünlüğü Arayışlarında Bilişim Teknolojilerinin Yeri ve Önemi: Teori ve Bir Uygulama

Dünyada yaşanan hızlı gelişim ve küreselleşme süreci, iş dünyasında yoğun bir rekabet ortamının doğmasına neden olmuştur. Bu yeni rekabet ortamında işletmeler, rekabetçi üstünlük sağlamak ve sürdürülebilir rekabet elde etmek için rekabeti etkileyen faktörleri iyi bilmeli ve bu faktörleri işletmesine fayda sağlayacak biçimde uygulamalıdır.

Günümüzde birçok araştırmacı sürdürülebilir rekabet avantajının kaynağı olarak, bilginin kilit unsur olduğu konusunda birleşmektedirler. Bilginin öneminin farkında olan işletmeler, bilginin yönetimine büyük önem vererek çeşitli stratejiler geliştirmekte, bilgi üreten ve üretilen bilgiyi paylaşan bir örgüt kültürü oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu işletmeler bilgiyi güçlü bir rekabet unsuru haline getirmek için, büyük ölçüde bilgi teknolojilerine başvurmaktadır. Verimlilik, kalite, hız, performans, motivasyon, iletişim vb. bir çok faktörün etkisi bilişim teknolojilerinin organizasyonlarda aktif olarak kullanılmasıyla olumlu yönde artmaktadır.

Küresel dünyada rekabet etmek giderek zorlaşmaktadır. Globalleşen pazarın ve bu gelişme ile daha da kızışan rekabetin etkilerinin her geçen gün arttığı bu dönemde, işletmelerin organizasyon yapılarında ve üretim süreçlerinde bilişim teknolojileri kullanımı rekabet üstünlük arayışlarının bir gereğidir.

(10)

SUMMARY

The Presence and Significance of İnformation Technologies in The Organizations’ Competition Altitude Searching: Theory and a Practice

The process of the rapid changing and globalism in the world causes the occurance of the intense competition in the business world. In this new competition environment, the companies should know the factors well which affect the competition to overtop competitively and they should dispense the factors for the benefit of their companies.

In today’s world, several researchers have agree about the sustainable compentitive advantage of knowledge as a key point. The companies which are aware of the value of the information improve various strategies caring the management of the information. They try to constitute an organization culture which products information and share this information. These companies utilize information techonologies mostly to transform the information into a powerful competition fact. The effect of many factors such as efficiency, quality, rapidity, performance, motivation, communicaiton etc. increases in a positive way with the active use of information technologies in organisations.

It is getting harder day by day to compete in the global world. In this period when the effects of the market globalization and the competition that gets fiercer each day with this development, the usage of the information techonologies in the organization constitution and management process by the companies is the requirement of the competition altitude search.

(11)

KISALTMALAR LİSTESİ vb. : ve benzeri

vd. : ve diğerleri

B.T. : Bilişim Teknolojileri

D.P.T. : Devlet Planlama Teşkilatı

OECD: Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü

(12)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1.1. Teknoloji Nedir………14

Şekil 1.1. Bilişim Teknolojisi ile İletişim Aygıtlarının Etkileşimi………...21

Şekil 1.2. Bilişim Sisteminin Fonksiyonları……….38

Şekil 2.1. Değişen Rekabet Unsurları………...58

Şekil 2.3. Porter’ın Rekabet Stratejileri Matrisi………62

Şekil 2.2. Porter’ın Beş Güç Modeli……….……64

(13)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1.1. Sanayi Ekonomisi ile Bilgi Ekonomisi Farklılıkları……….10

Tablo 1.2. Bilişim Teknolojileri ve İş Yapma Kurallarının Değişimi…………...19

Tablo 1.3. Internet, Intranet ve Extranet’in Karşılaştırılması………...35

Tablo 1.4. Bilişim Sistemlerinin Beş Strateji Odaklı Kurulumu ve Sonuçları..…...40

Tablo 2.5. Yeni Rekabetçi Alan………...…...76

Tablo 3.2. Ankete Cevap Verenlerin Yaş Dağılımı……….……...96

Tablo 3.3. Ankete Cevap Verenlerin Eğitim Durumları………...96

Tablo 3.4. İşletmelerin Sektör Dağılımı……….97

Tablo 3.5. İşletmelerin Faaliyet Alanı………...…….97

Tablo 3.6. İşletmelerin Kuruluş Yılı………...98

Tablo 3.7. İşletmelerin Bilgisayar Kullanım Düzeyi………...98

Tablo 3.8. İşletmelerde Bilgisayarın Kullanım Alanları………...….…..99

Tablo 3.9. İşletmelerin Web Sitesi Kullanımı………99

Tablo 3.9. İşletmelerin İnterneti Kullandığı Faaliyetler………...99

Tablo 3.10. Pazardaki Rekabet Şartları……….……100

Tablo 3.11. İşletmelerin Rekabet Stratejisi……….……..100

Tablo 3.12. İşletmelerde Bilişim Teknolojilerinin Kullanıldığı Alanlar…………..101

Tablo 3.13. İşletmelerde Kullanılan Bilişim Teknolojileri Uygulamaları………....102

Tablo 3.14. B.T.’nin Zamandan Tasarruf Sağlaması………....103

Tablo 3.15. B.T.’nin İşletme Maliyetlerini Düşürmesi………...…..103

Tablo 3.16. B.T.’nin Yönetsel Faaliyetlerdeki Etkinliği Arttırması……….103

Tablo 3.17. Yönetsel Faaliyetlere Bilgi Desteği Sağlayarak Verimliliği Yükseltmesi………..104

Tablo 3.18. B.T.’nin Gereksinim Duyulan Bilgileri Sistematik Olarak Karşılaması………...104

Tablo 3.19. B.T.’nin Hiyerarşik Azaltarak Örgütsel Yapıya Esneklik Kazandırması...105

Tablo 3.20. B.T.’nin Kitle Üretime Olanak Sağlayarak İçsel Ölçek Ekonomisini Mümkün Kılması………..105

Tablo 3.21. B.T.’nin Karar Verme Esnekliğini ve Hızını Arttırması………..106

(14)

Tablo 3.22. B.T.’nin Hedef Pazarla Etkin Bir İletişim ve Etkileşim Kurulmasını

Sağlaması………...106

Tablo 3.23 B.T.’nin Hata Yapma Olasılığını Azaltması………..107

Tablo 3.24. B.T.’nin Bilginin Stratejik Bir Avantaj Olarak Kullanımını Sağlaması………..107

Tablo 2.25. B.T.’nin Örgüt İçi İletişimi Geliştirmesi………...107

Tablo 2.26. B.T.’nin Müşteri ve Tedarikçilerle İletişim Hızını Arttırması………..108

Tablo 3.27. B.T.’nin Müşteri İhtiyaçlarının Tespiti ve Karşılanmasında Kolaylık Sağlaması...108

Tablo 3.28. B.T.’nin Tedarik Zinciri Yönetimini Daha Etkin Hale Getirmesi…...109

Tablo 3.29. B.T.’nin Bölüm Sayısında Azalmaya Neden Olması………109

Tablo 3.30. B.T.’nin İş Süreçlerinin Kontrol Edilmesine Yardımcı Olması……....109

Tablo 3.31. B.T.’nin Yeni Ürünler Geliştirilmesine Yardımcı Olması………110

Tablo 3.32. B.T.’nin Mevcut Ürünlerin Geliştirilmesine Yardımcı Olması……….110

Tablo 3.33. B.T.’nin İşgücünün Etkin Kullanılmasını Sağlaması………111

Tablo 3.34. B.T.’nin İşlerin Daha İyi Yapılmasını Sağlaması……….……….111

Tablo 3.35. B.T.’nin Örgütteki Bürokrasiyi Azaltması………....111

Tablo 3.36. B.T.’nin Ürünlerdeki Kaliteyi Arttırması………..112

Tablo 3.37. B.T.’nn Personel Sayısında Tasarrufu Sağlaması………...112

Tablo 3.38. B.T.’nin Personel Denetimini Arttırması………..…113

Tablo 3.39. B.T.’nin Değer Yaratmaya Yardımcısı Olması………...…..113

Tablo 3.40. B.T.’nin Yeni Pazarlara Yeni Ürünler Sunulmasında Etkili Olması….113 Tablo 3.41. B.T.’nin Potansiyel Rakiplere Karşı Bir Giriş Engeli Oluşturması…...114

Tablo 3.42. B.T.’nin Değişen Çevre Koşullarına Uyum Sağlamada Yardımcı Olması………...114

Tablo 3.43. B.T.’nin Daha Hızlı ve Daha Ucuz Üretimi Mümkün Kılması……….115

Tablo 3.44. B.T.’nin Coğrafi Engelleri Ortadan Kaldırarak Küresel Rekabeti Mümkün Kılması...115

Tablo 3.45. B.T.’nin Yaratıcı ve Yenilikçi Fikirlerin Geliştirilmesine Yardım Etmesi...116

Tablo 3.46. B.T.’nin Daha İyi Bir İç Bütünlük (entegrasyon) Sağlanmasına Yardım Etmesi………...116

(15)

Tablo 3.47. B.T.’nin Teslimat ve Satış Sonrası Destekte Kolaylık Sağlaması…...116

Tablo 3.48. Bilişim Teknolojilerinin İşletme Maliyetine Etkisi………...117

Tablo 3.49. Bilişim Teknolojilerinin İşletme Verimliliğine Etkisi……….…..118

Tablo 3.50. Bilişim Teknolojilerinin Yenilik Faaliyetlerine Etkisi………...118

Tablo 3.51. Bilişim Teknolojilerinin Hız Üstünlüğü Sağlamaya Etkisi………...119

Tablo 3.52. Bilişim Teknolojilerinin Kaliteye Olan Etkisi……….…..120

Tablo 3.53. Bilişim Teknolojilerinin Müşteri Memnuniyetine Etkisi………....…..120

Tablo 3.54. Bilişim Teknolojilerinin Yönetsel Faaliyetlere Etkisi……….…..121

Tablo 3.55. Bilişim Teknolojilerinin İşletme Başarısına Etkisi………...122

Tablo 3.56. İşletmelerin Faaliyet Alanlarına Göre Mann- Whitney U testi……….123

Tablo 3.57. İşletmelerin Yer Aldığı Sektöre Göre Kruskal Wallis Testi…………..124

(16)

sürüklemiştir. Bilginin ağırlıklı olarak teknoloji ile birbirini tamamlayan bir girdi olarak kullanılması ve ilerleyen süreçte bilgi teknolojilerinin ekonomik alanda yer almasıyla birlikte, bilgi küresel rekabet ortamında vazgeçilmez bir güç haline gelmiştir. Çağımızda bilgi, tüm sektörlerde rekabetin temel kaynağı olarak görülmektedir.

Bilgi gerek yönetsel ve örgütsel süreçlerin en temel girdisi, gerekse toplumsal ve ekonomik yaşamın en stratejik kaynağı olarak önem taşımaktadır. Bilginin egemen olduğu günümüz toplumsal ve ekonomik yaşamı, bilginin daha hızlı üretimini, aktarımını ve yayılımını sağlayan telekomünikasyon destekli ileri teknolojilerin kullanımını zorunlu kılmıştır. Bu noktada karşımıza zamanın temel dinamizmi olarak bilişim teknolojileri çıkmaktadır. Örgütler bu teknolojileri yapı ve süreçlerine uyumlaştırabildikleri ölçüde varlıklarını sürdürerek, rekabetçi üstünlük sağlayabileceklerdir.

Rekabet gücünü belirleyen faktörler arasında yer alan bilgi ve bilişim teknolojilerindeki hızlı değişim, işletmeleri bir çok yönden etkileyebilmektedir. İşletmelerin bu değişimi izleyerek etkilerini zamanında tahmin etmeleri ve uyum göstermeleri gerekir. Çünkü, bilişim teknolojilerinin rekabet gücü elde etmedeki önemi, her geçen gün artmakta ve giderek daha stratejik bir konuma gelmektedir.

Bu çalışma, iş örgütlerinin rekabet üstünlüğü arayışlarında bilişim teknolojilerinin yerini ve önemini tahlil etmeye yönelik teori ve uygulama kısımlarından oluşmaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünde; bilgi kavramı ve bilgi toplumunun ortaya çıkışı üzerinde durularak bilişim teknolojileri ve bilişim sistemleri kavramına ayrıntılarıyla yer verilmiştir. Bu çerçevede, bilişim teknolojilerinin örgütlerin yapı ve süreçleri üzerindeki etkilerine de değinilmiştir.

İkinci bölümde, öncelikle rekabet kavramı ve rekabet teorileri ele alınmış, daha sonra bilişim teknolojilerinin rekabetteki yerini anlama adına, rekabet stratejilerine bilişim teknolojileri penceresinden bakılmıştır. Bu bağlamda, küresel rekabete ve rekabetin değişen boyutlarına, bilişim teknolojilerinin stratejik rolüne ve örgütsel performansa olan etkisine yer verilmiştir.

(17)

Son olarak bilişim teknolojilerinin rekabet üstünlüğü sağlanmasındaki yeri, İSO’nın 2007 ilk 500 sıralamasına giren sanayi kuruluşlarından İç Anadolu Bölgesinde faaliyet gösterenler üzerinde test edilerek, tablolarla sonuçlar ortaya konulmuştur.

(18)

BİRİNCİ BÖLÜM

BİLGİ TOPLUMU, ÖRGÜTLERDE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE BİLİŞİM SİSTEMLERİ

1.1. Bilgi Kavramı ve Yönetimi

Bilgi, artan piyasa rekabeti, küreselleşen ekonomi ve hızlı teknolojik değişimlerin yaşandığı ortamlarda önemli bir rekabet silahıdır. Küreselleşmenin hayatımızı derin ve sarsıcı bir şekilde etkilediği günümüzde, bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen bilgiye bağlı olarak büyük bir teknolojik gelişme ve rekabet yaşanmaktadır. Bu teknolojilerden gerektiği şekilde ve amaca uygun olarak yararlanabilmek için bilgiye büyük bir gereksinim duyulmaktadır. Bir çok bilim adamı ve işletme yöneticisi, örgütsel bilginin en etkin şekilde nasıl kullanılabileceğine yönelik çalışmalar yapmıştır. Bu doğrultuda, işletmelerde amaca yönelik olarak kullanılabilecek bilgilerin toplanması, depolanması ve kullanıma sunulması ancak etkin ve verimli bir bilgi yönetimi ile sağlanabilecektir (Akgün ve Keskin, 2003: 175; Çiçek, 2008).

1.1.1. Kavram Olarak Bilgi ve Özellikleri

Bilgi kavramı, Latince “informatio” kökünden gelmiş olup, şekil verme, biçimlendirme ve bilgi ve/veya haber verme eylemi olarak tanımlanır. Ancak en yaygın kullanımı bilgi veya haber verme anlamına gelenidir (Ülgen, 1990: 4). Bilgi genel anlamda; düşünme, yargılama, akıl yürütme, okuma, araştırma, gözlem ve deney sonucunda elde edilen düşünsel ürün ya da öğrenilen şey olarak tanımlanabilir (Şahin, 2006: 16).

Çok boyutlu bir kavram olması nedeniyle bilgi, değişik bağlamlarda değişik amaçlar için farklı biçimlerde kullanılabilmektedir. Bunlardan veri (data) ve bilgi (information) kavramları sık sık karıştırılmakta ve kimi zaman bu kavramlar yanlışlıkla birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Bilgi teknolojileri ve sistemleri yazınında, bu iki kavrama ilaveten üçüncü bir bilgi kavramı –üst bilgi (knowledge)- daha bulunmaktadır ki, aşağı yukarı bu kavram da ilk bakışta diğer iki kavramın yüklendiği anlamı çağrıştırmaktadır (Bensghir, 1995: 13).

(19)

Veri; olaylar hakkındaki birbirinden ayrı, nesnel gerçekleri ifade eder ve bilgiye ulaşmada başlangıç noktasıdır. Organizasyonel bilginin elde edilmesindeki her türlü işlemde yer alan ana unsur olarak da ifade edilebilir (Kulaklı ve Birgün, 2005: 38). Bir başka tanıma göre veri; sürecin temel hammaddesi olarak ve çeşitli sembol, harf, rakam ve işaretlerle temsil edilen, ham, işlenmemiş gerçekler ya da izlenimlerdir (Şimşek, 2002: 409). Veriler bağımsız birimlerdir ve sayılmayacak kadar çoktur. Genellikle sayısal değerler olarak düşünülmelerine karşın, insanların ve makinelerin sayısal olmayan algılarını ve gözlemlerini içerecek biçimde de tasarlanabilirler (Ülgen, 1990: 5).

Bilgi; üzerinde kesin bir yargıya varılmış, anlam kazanmış her türlü ses, görüntü ve yazılara denir, kaynağını da veriler oluşturur (Yozgat, 1998: 45). Bir başka deyişle, verilerin karar alma sürecine destek sunacak şekilde anlamlı bir duruma getirilmek üzere, analiz edilerek işlenmesiyle oluşan sonuçlardır (Köksal, 1981: 84). Şimşek’e göre bilgi ise; toplanmış, organize edilmiş, yorumlanmış ve belirli bir yöntemle etkin karar vermeyi gerçekleştirmek amacıyla ilgili birime iletilmiş, belirli bir amaç doğrultusunda süreçlenen yararlı biçime dönüştürülmüş ve kullanıcıya değer sağlayan verilerdir (Şimşek, 2002: 408).

Üst bilgi terimi ise; spesifik bir amaca yönelik olarak bilgilerin çeşitli analiz, sınıflama ve gruplama işlemlerinden geçirilerek, ileri zaman diliminde potansiyel olarak kullanıma hazır hale getirilmiş bilgidir (Köksal, 1981: 88). Üst bilgi akılcı karar verme, tahmin, tasarım, planlama, tanı koyma, analiz, değerlendirme ve sezgisel yargının anahtar kaynağıdır. Bireysel ve müşterek akılda oluşturulur ve paylaşılır. Veri tabanlarında oluşmaz, zaman içerisinde deneyim, başarı, başarısızlıklar ve öğrenme ile gelişir (Tiwana, 2000: 57).

İyi bir bilginin özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür (Güleş ve Özata, 2005: 31-32):

Doğruluk; Bilgi hatalardan arınmış olmalıdır.

Uygunluk; Bilgi, karar verilen konu ya da konularla ilgili olmalıdır. Zamanlılık; Bilgi, gerekli yer ve zamanda hazır olmalıdır.

(20)

Denetlenebilirlik; Bilgi, bilginin doğruluğunu ve noksansızlığını belirlemeye uygun olmalıdır.

Kısalık; Bilginin içeriği kısa ve öz olmalıdır.

Güncellik; Sunulan bilgi, karar verilecek konudaki en son durumu yansıtmalıdır.

Ekonomiklik; Bilginin bir maliyeti vardır. Bu nedenle bilgi, üretmesi beklenen değerden daha pahalı olmamalıdır.

Arbak’a göre ise bilginin iki önemli özelliği vardır. İlki, bilginin hammaddesi olan verinin tek başına anlam taşımadığı ancak işlendikten sonra anlam kazanabileceğidir. İkincisi ise verinin işlenmiş hali olan bilginin yönetsel kararlara ilişkin belirsizliği azalttığıdır (Arbak, 1995: 23). Diğer yandan bilgi toplumunda bilginin temel özellikleri; sürekli üretilebilmesi ve artış göstermesi, iletişim ağları içinde taşınabilir, bölünebilir ve paylaşılabilir olması, işgücü, sermaye ve toprağı ikame edebilmesi şeklinde özetlenebilir (Şimşek, 2002: 410).

1.1.2. Bilginin Önemi ve Yönetimde Bilgi Gereksinimi

Günümüzde bilginin önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Sınırların ortadan kalktığı dünya pazarında iş yapmanın gittikçe zor ve karmaşık hale gelmesi, her geçen gün kapasiteleri ve işlevleri artan bilgisayar sistemlerinin iş alanlarında çok daha fazla kullanılması, bilgiye verilen önemi giderek arttırmaktadır (Özcan, 2006: 39).

Sir Francis BACON 1597 yılında bilgiyi; “Bilgi Güçtür” şeklinde tanımlamıştır. Eskiden bu gücün kaynağı, az üretilen bir mal olarak bilginin saklanmasından ve onu saklayan kişilerce imtiyazlı olarak kullanılmasından geliyordu. Günümüzde ise bilgi, en çok gücü onu saklayana değil; en çabuk, en ucuz ve en etkin bir şekilde üretip yayan kişi ve kurumlara vermektedir (Özgür, 2007).

Modern çağda başarılı olmak için her yönetim faaliyeti mutlaka bilgiye dayanmalıdır. Organizasyonları rakiplerinden farklılaştıracak, diğerleriyle araya mesafe koyacak en iyi yöntem bilgiden kusursuz bir biçimde yaralanabilmektir. Bilgiyi toplama, yönetme ve kullanma biçimi, kazanmayı ve kaybetmeyi belirlemektedir (Güleş ve Özata, 2005: 32). Bilgi, bütün yönetsel fonksiyonların temelini oluşturan, yönetsel başarıyı kolaylaştıran ya da engelleyen önemli bir güç

(21)

olarak değerlendirilmektedir (Özgür, 2007). Genel olarak, örgütlerde geçmişi hatırlamak, bugünü izlemek ve geleceği planlamak amacıyla bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır (Bensghir, 1995: 16).

Yöneticilerin karar almasında temel öğe olan bilgi; örgütün işlevsel bölümlerini birbirine bağlayan, faaliyetler hakkında üst düzeyde bulunanlara raporlar halinde sunulan, alt düzeydekilere ise yapmaları gerekenler şeklinde bildirilen, işletmenin dış çevre ile ilişkilerinde ve işletmenin kendi içindeki bölümlerde gerek duyulan bir olgudur (Şahin, 2006: 40). Etkin olarak kullanabileceklerin elinde nitelikli bilgi, doğru kararların verilmesini destekleyecektir. Doğru kararlar yönetsel eylemlerin etkinliğini artıracak, etkin yönetsel eylemler ise örgüt hedeflerine başarılı bir biçimde ulaşmayı sağlayacaktır. Böylece bilgi, bir örgütün bütünlüğünü koruyan bir araç görünümü kazanacaktır (Çimen ve Ateş, 2008). Yaratıcı özelliği ile bilgi, yeni teknolojileri ve ürünleri ortaya çıkarmasının yanında; var olan iş yapma teknikleri ve teknolojilerini geliştirilerek daha kaliteli, hızlı ve düşük maliyette üretim yapma olanağını da sağlayacaktır (Er, 2007: 5).

Bilgi, insan düşünce ve eyleminin bulunduğu her alanda gereklidir. Kişisel ve örgütsel kararların temelini oluşturmanın yanısıra, önemli bir ulusal kaynak, büyük bir politik ve ekonomik güç kaynağıdır (Çimen ve Ateş, 2008). Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, eskiden ürettiği çelik ve enerji miktarı ile ölçülürken artık; enformasyon teknolojisini oluşturan mikro elektronik, telekomünikasyon ve bilgisayar teknolojilerinin imkanları ile elde edilen, işlenen, iletilen, saklanan, bilgi miktarı ile ölçülmeye başlanmıştır (Yücel, 2008: 1).

1.1.3. Bilgi Yönetimi ve Amacı

Teknolojideki ilerlemeler, politik ve ekonomik modellerdeki değişiklikler, iş dünyasında rekabetin artması, tüketicinin bilinçlenmesi ve ortaya çıkan yeni yönetim modelleri işletmelerin bilgiyi daha etkin ve verimli kullanmasını zorunlu kılmıştır. Bu da bilgiyi yönetme kavramını ortaya koymaktadır (Yüregir, 2003: 39).

Örgüt fonksiyonlarından biri olan bilgi yönetimi, bilgi teknolojileri aracılığıyla karar verme sürecine ve diğer stratejik amaçlara önemli destekler sağlamaktadır (Akyüz vd., 2008: 3). Bilgi yönetimi en yalın şekliyle, bilgiyi yaratmak, elde tutmak, paylaşmak ve geliştirmek için kullanılacak yeni radikal yollar olarak

(22)

tanımlanmaktadır (Barutçugil, 2002: 49). Diğer bir tanıma göre bilgi yönetimi; işletme içi veya işletme dışı kaynaklardan elde edilen verilerin sınıflandırılması, depolanması ve yorumlanmak üzere ilgili yerlere doğru zamanda dağıtılarak, elde edilen bilginin güncellenmek üzere sürekli gözden geçirilmesi sürecidir (Saruhan ve Sulaoğlu, 2002: 72). Genel bir ifadeyle bilgi yönetimi; işletmenin bilgi ile ilgili etkinliğini ve işletmenin bilgi varlıklarından getirilerini en üst düzeye çıkarmak için; bilginin sistematik ve planlı bir şekilde ortaya çıkarılması, sürekli güncelleştirilmesi ve kullanılmasıdır diyebiliriz (Kurt, 2003: 42).

Örgütlerin, yarışmacı avantajlarını sürdürebilmeleri ve amaçlarını etkili şekilde gerçekleştirebilmeleri için; gerekli olan bilgiyi belirleme, elde etme, arıtma, paylaşma ve yeni bilgi üretme açısından etkili bilgi yönetimine gereksinimleri vardır (Özmen, 2008: 2). Bilgi yönetiminde amaç; karar vermeyi, üretimi, kaynak aktarımını, rekabeti, sürekliliği, gelişimi isabetlendirmek ve hızlandırmak için işletme içindeki örtük bilgiyi açığa çıkararak, açık bilginin ise dolaşımını sağlayarak, kurumun verimine katkı yapacak doğru kişilere en uygun biçimde ulaştırmaktır (Öztürk, 2005: 37).

Bilgi yönetimi, organizasyonel amaçların daha iyi bir şekilde elde edilebilmesi için bireylere, takımlara ve bütün organizasyona bilginin kolektif ve sistematik olarak yaratılması, paylaşılması ve uygulanması için olanak sağlayan yeni bir disiplindir. Bilgi yönetimi, bireyler, takımlar ve organizasyonun bütünü için geçerlidir. Bilginin sistematik olarak yaratılması, paylaşılması ve uygulanmasıdır (Barutçugil, 2002: 50).

Günümüzde bilginin yönetilmesi için kullanılan temel araçlar ise bilişim teknolojileridir. Sağladığı yüksek bilgi işleme, saklama ve taşıma yeteneği sayesinde bu teknolojiler; organizasyonların etkin, etkili ve verimli çalışmasının anahtarı olmaya başlamıştır (Güleş ve Özata, 2005: 32).

Belirsizliğin hakim olduğu bir ekonomide sürekli rekabet üstünlüğünün tek güvenilir kaynağı bilgidir. Piyasalar değiştiğinde, teknolojik gelişmeler arttığında, rakipler fazlalaştığında ve ürünler kısa sürede eskidiğinde başarılı olmayı beceren firmalar; istikrarlı bir biçimde yeni bilgi yaratan, bu bilgiyi kuruluşun her yerine geniş ölçüde yayan ve yeni teknolojilerde ve ürünlerde hızla kullanan firmalardır. Bu nedenle bilgi yönetimi uygulaması rekabete direnen, yaptığı işlerden verim elde

(23)

etmek isteyen organizasyonlar için günümüzün vazgeçilmez yönetim kollarından biridir (Odabaş, 2008: 4). Bilgi yönetiminden en fazla yararı sağlamak için de yönetim; hem bilim hem de sanat olarak algılanmalı ve bilgi birikimi rastlantılara bırakılmadan yönetilmelidir (Öztürk, 2005: 36).

1.2. Bilgi Toplumuna Geçiş

İnsanlık günümüze değin kendine özgü özelliklere sahip toplumsal ve ekonomik aşamalar geçirmiştir. Bu aşamalar ise sırasıyla; doğa ve avlanmaya dayalı ilkel toplum, yerleşik hayata geçilmesinin ardından tarım toplumu, buhar makinesinin icadı ve buhar gücünün enerji kaynağı olarak üretimde kullanılmaya başlanması ile sanayi toplumu ve bilginin bir kaynak olarak ön plana çıkması ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda ulaşılan bilgi toplumudur (Uçkun vd., 2005: 83).

Yirmibirinci yüzyılda bilgi kavramı, değişen anlam ve içeriği ile karşımıza çıkmaktadır. Yeni gelişen teknolojiler, değişen gereksinimler, artan nüfus; bilgiye olan gereksinimi, bilgi kullanımını ve bilgi yönetimini ön plana çıkarmıştır. Bu eğilim tüm dünyada bilgi toplumuna geçiş olarak değerlendirilmektedir (Çiçek, 2008). Bu yeni aşamayı biçimlendiren faktörler olarak ileri sürülen “bilgi” ve “bilgi teknolojileri” ve bunların sunduğu olanakların farkında olmak, yeni toplum düzeni içinde varlık gösterecek örgütlerin tasarlanması, yönetilmesi ve faaliyetlerinin sürdürülmesine önemli katkılarda bulunacaktır (Bensghir, 1995: 6).

1.2.1. Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna

M.Ö.7000-8000’li yıllara değin süren ilkel dönem, insanoğlunun doğa ile mücadelesini ve varoluşunu sürdürebilme çabasıyla geçmiş az bilinen bir dönem olmuştur. Bu döneme ait bilinen en önemli özellik, fizyolojik ihtiyaçların karşılanmasına yönelik çabaları içeren bir yaşam biçimini zorunlu kılması idi (Kutlu, 2000: 4). İlkel toplulukların tarıma elverişli topraklara yerleşmesi ile birlikte ilk köyler kurulmuş; emek ve toprak faktörlerinin kullanılmaya başlanması ile de ilkel toplum yerini tarım toplumuna bırakmıştır (Yılmaz, 2006: 4). Bu dönemde en temel olgu “toprak” ve en temel sermaye yine toprak olmuştur (Turunç, 2006: 72).

Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş ise, uzun bir zaman dilimini kapsamıştır. Sanayi toplumuna geçişin ardında yatan en önemli etken, sanayi devrimi

(24)

ile başlayan bir dizi teknolojik yeniliğin üretim sürecinde kullanılması ve kullanılan teknolojilerin ekonomik, politik, sosyal ve kültürel alanlara yansımasıdır. Bununla birlikte James Watt’ın 1765’te buhar makinesini bulması ve bunun enerji kaynağı olarak kullanılması, teknolojik açıdan; Adam Smith’in 1776’daki “Milletlerin Serveti” adlı eseri, ekonomi bilimi açısından; 1789 Fransız Devrimi, politik gelişmeler açısından sanayi toplumunda belirleyici dönüm noktaları ve tarihler olmuştur (Erkan, 1998: 3-4).

Tarım toplumunda evlerde yapılan geleneksel üretimin yerini, sanayi toplumunda fabrikalarda makineler ile yapılan üretim almıştır. Emek faktörü, üretim yöntemlerindeki farklılıkla beraber önemini nispeten kaybetmiştir. Emek faktörünün üretim sürecindeki yeri, sermaye ile olan etkileşimi ile birlikte değerlendirilmeye başlamıştır. Nitekim sermaye, emeğin verimliliğini arttıran bir faktör olmuştur. Fabrikalara dayalı kitlesel üretim, kentleşmeye hız kazandırmış ve kent dokusunda değişiklikler yaratarak toplumun yapısını etkilemiştir. Kitle üretiminin başlaması ile zanaatçılar, sanayinin ihtiyaç duyduğu yarı vasıflı veya vasıflı işçiler konumuna gelmiştir (Yılmaz, 2006: 5; Yalçınkaya, 2001: 2). Üretim ve satışın gelişmesi yeni ürün ve pazar arayışlarına yol açmıştır; işbölümü, verimlilik gibi kavramlar gelişmiştir (Turunç, 2006: 76).

1.2.2. Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna

Sanayi toplumunda zorunlu ve kültürel ihtiyaçlarını maddi ürünlerle karşılayan bireyler; yeni temel teknolojilerin gelişimi ile bilgi sektörünün, bilgi üretiminin, bilgi sermayesinin ve nitelikli insan faktörünün önem kazandığı, eğitimde sürekliliğin ön plana çıktığı, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal açıdan sanayi toplumundan öte bir gelişme aşaması olan bilgi toplumu aşamasına geçmişlerdir (Aktan ve Vural, 2005: 13). Bilgi toplumunun başlangıcı genel olarak ikinci dünya savaşı sonrası dönemlere dayandırılmakla birlikte; 1957 yılında ABD’ de ilk defa beyaz yakalı olarak tanımlanan işçi sayısının, mavi yakalıları geçmiş olması bazı yazar ve araştırmacılarca bilgi çağının başlangıcı olarak kabul edilmiştir (Senn, 1995: 9).

Bilgi toplumu, sanayi toplumunun kitle üretim ve tüketimini, standartlaşma, merkezileşme ve kitleselleşme anlayışının yerine bireyselleşmeyi, yerel kültürlerin

(25)

daha fazla önem kazandığı, akıl ve bilimin sorgulanmaya başladığı farklı bir toplum yapısını beraberinde getirmiştir (Bozkurt, 1998: 208).

Bilgi toplumunda, sanayi toplumunda ön planda olan maddi ürünler yerine, bilgi teknolojileri sayesinde bilgi üretimi önem kazanmıştır (Bensghir, 1995: 11). Diğer bir ifadeyle sanayi toplumundaki kol gücünün yerini, bilgi toplumunda beyin gücü almıştır (Aktan ve Tunç, 2008: 9-10). Sanayi toplumunda fabrikalar, her türden malın üretildiği birer merkez olmanın da ötesinde toplumsal birer sembol olmuşlardır. Bilgi toplumu ile birlikte, bu sembol yerini her türlü bilgiyi üreten, işleyen, saklayan ve dağıtan bilgisayar donanımlı merkezlere bırakmıştır (Çoban, 1997: 46). Öte yandan, bilgi toplumunda insanların çalıştıkları yerler ile birlikte yaptıkları işler de değişmiştir. Sanayi toplumunda yarı-vasıflı işçiler çalışan sınıf içerisinde en kalabalık grubu oluşturmaktayken; bilgi toplumunda P. Drucker’ ın “bilgi işçisi” olarak nitelendirdiği teknik ve profesyonel sınıf, toplumun kalbi konumuna gelmiştir (Yılmaz, 2006: 10).

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçilmesiyle birlikte ortaya çıkan temel farklılıkları şu şekilde özetlemek mümkündür:

Tablo 1.1. Sanayi Ekonomisi ile Bilgi Ekonomisi Farklılıkları SANAYİ EKONOMİSİNDE BİLGİ EKONOMİSİNDE

Temel üretim faktörleri (Emek, sermaye, hammadde) Bilgi birincil üretim faktörüdür Kitle üretimi ve fabrika sistemi Esnek üretim sistemleri Ölçek ekonomisi Kapsam ekonomisi

İşbölümüne dayalı üretim ve uzmanlaşma Bilgi paylaşımı ve bilginin sinerjik etkisi Kol ve makine gücüne dayalı işçilik Zihin işçiliği

Klasik teknolojiler ve bilginin işe uygulanışı Yüksek teknolojiler, bilginin bilgiye uygulanması Hiyerarşik organizasyonlar Bilgi temelli öğrenen organizasyonlar

Üçlü sektör sınıflaması: Tarım, Sanayi, Hizmetler Bilgiye dayalı yeni sektörler (Bilişim sektörü) Kaynak: (Sarıhan, 1998: 170)

(26)

Gelişmiş ülkelerde şekillenen bu aşamanın en önemli özelliği, bilginin ve bilgi teknolojilerinin tarım, sanayi, hizmetler sektörünün yanı sıra eğitim, sağlık, iletişim gibi her alanda kullanılabilir olmasıdır. Bu nedenle, bilgi toplumundaki gelişmeler kısa sürede üretimin ve verimliliğin artmasına yol açmakta ve yeni teknolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeleri de teşvik etmektedir (Aktan ve Tunç, 2008: 6-7).

1.2.3. Bilgi Toplumu ve Bilgi Çağı

Bilgi çağı ve bilgi toplumu ile ilgili değerlendirmelerde, genellikle tarihsel süreç içinde belli özellikler taşıyan dönemleri, dalgalar itibarı ile nitelendirmelerden yararlanılmıştır. Alvin Toffler kuramında; birinci değişim dalgası olan Tarım Devriminin bin yılda ortaya çıktığını, ikinci dalga olan Sanayi Devriminin de üç yüzyılda ortaya çıktığını belirtmiştir. Toffler’a göre, 2. Dünya Savaşından sonraki on-onbeş yıl içinde sanayi dalgasının en yüksek düzeye ulaştığı sırada, henüz tam olarak anlaşılamamış olan üçüncü dalga başlamıştır (Akın, 2001: 16-17). Bu üçüncü dönüm noktası ise adını koyamadığı, ancak bizim bilgi çağı olarak nitelediğimiz içinde bulunduğumuz dönem olarak belirlenmiştir (Turunç, 2006: 78).

Bilgi çağı, servet yaratmada bilginin öne geçtiği dönemi tanımlamak için kullanılan bir kavramdır (Çiçek, 2008). Bilgi çağı; bilginin temel kaynak olduğu, bilgi üretimi ve iletişiminin yaygınlaştığı, bilgi çalışanlarının çoğunlukta olduğu, sürekli öğrenimin kaçınılmaz bir gerek haline geldiği yakın toplumsal ve ekonomik dönemi temsil etmektedir (Bedük, 2002: 695). Bilgi çağını önceki dönemlerden ayıran beş temel özellik bulunmaktadır. Bunlar (Senn, 1995: 9):

• Bilgi çağında işletmeler, bilişim teknolojilerine dayalı olarak faaliyet gösterirler.

• Bilgi çağında iş süreçleri, verimlilik artışına dönüşmektedir.

• Bilgi çağının başarısı, bilişim teknolojilerinin kullanımında etkinlik ile ölçülmektedir.

• Bilgi çağında pek çok ürün ve hizmet, bilişim teknolojileri ile iç içe geçmiş durumdadır.

(27)

Bugün bilgi toplumu olarak adlandırılan dönem, gerçekte sanayi toplumlarının bir ileri aşamasını ifade etmektedir (Çoban, 1997: 13). Bilgi toplumu; bilişim teknolojilerinden yaygın biçimde yararlanmasını bilen aktif ve edilgenlikten kurtulmuş toplumdur (Öğüt, 2003: 123). Başka bir ifadeyle; bilginin sermaye, hammadde, enerji ve insangücü gibi üretim unsurlarından biri haline dönüştüğü (Çakırer, 2008: 2), insanların büyük bir çoğunluğunun bilgiye dayalı sektörlerde çalıştığı, sürekli olarak her alanda büyük miktarda bilginin üretildiği ve üretilen bu bilgilerin bilişim teknolojileri yardımıyla kolayca iletilebildiği bir toplum yapısı olarak nitelendirilebilir (Güleş ve Özata, 2005: 29-30). Kısaca bilgi toplumu; bilgi kullanımının yaygınlaştığı, ya da insanların bilgiye ulaşmasının kolaylaştığı bir toplumdur (Uluköy, 2002: 38).

Bilgi toplumu maddi değerlerin yerine kitlesel bilgi üretmektedir. Bilginin temel kaynak olduğu bilgi toplumunun gelişme dinamiğini, bilgisayar teknolojisi yönlendirir. Önde gelen sektör entellektüel sektörlerdir ve sosyo-ekonomik sistem “gönüllü bir sivil toplum” dan oluşur. Sanayi toplumundan farklı olarak, çok merkezli olan bilgi toplumunun siyasal sistemi “katılımcı demokrasi” dir. Bilgi toplumunda temel değer, “amaçlara ulaşma yoluyla tatmin olma” dır ve toplumu düzenleyen siyasal rejim, bilgi demokrasisidir (Dura, 1990: 44-45). Tarım toplumundaki doğaya uyum sağlanması, sanayi toplumunda doğanın kontrol edilmeye çalışılması, bu kez bilgi toplumunda doğayı aşma şeklinde bir bakış açısına dönüşmekte ve bu bağlamda yeni teknolojiler ve ürünler geliştirilmektedir (Yalçınkaya, 2001: 4).

Bilgi toplumunu daha önceki toplumsal yapılardan ayıran bütün özellikleri, kısaca ve net olarak ifade etmek gerekirse, bu her alanda değişim hızının katlanarak artması şeklinde ifade edilebilir (Çoban, 1997: 12).

1.3. Bilişim Teknolojileri

Bilgi ile teknoloji arasında, giderek artan bir hızla birbirlerini her seferinde bir üst düzeyde üreterek çoğaltan bir ilişki mevcuttur. Belli bir teknolojiyi edinmek, ilk aşamada bu teknolojiyi uygulayabilme becerisini gerektirir, ikinci aşamada belli bir alanda öğrenilen teknolojinin ilgili olduğu üretim alanlarına yayılımının sağlanması ve son aşamada ise, edinilen ve özümsenen teknolojinin bir üst düzeyde yeniden

(28)

üretilmesi becerisinin kazanılması gerekmektedir. Bu da, bilgi ve bilim üretmekle gerçekleşmektedir. Sonuç olarak bilim üretebilmek için, mutlaka teknoloji üretmek gerekliliği ortaya çıkmaktadır (Bayraç, 2008).

İçinde yaşadığımız çağın temel niteliği ve günümüz insanını yakından ilgilendiren önemli gelişmelerin ana kaynağı değişimdir. Ekonomik, politik, sosyal ve benzeri yönleri olan değişimin, önem taşıyan bir yönü de teknolojik yeniliklerdir. Teknoloji bir çok alandaki değişme ve gelişmenin temel uyarıcısıdır (Pamukoğlu, 2006: 16). Teknolojik ilerleme ve özellikle teknolojik ilerleme sürecinde ortaya çıkan bilgi ve iletişim teknolojileri, büyümenin motoru ve verimlilik artışlarının en önemli kaynağından biri olarak görülmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, sayısal biçime dönüştürülmüş yazılı metin, ses ve video görüntülerinin çok hızlı bir şekilde işlenmesini, iletilmesini ve depolanmasını olanaklı kılmıştır. Bunun yanısıra, toplumların tüm kesimlerinde, günlük yaşamın her alanında bilgisayar kullanımının çağın gereği olduğu bilinci oluşmuştur (Erdoğan ve Bilir, 2002: 58, 72).

Önümüzdeki yüzyılda toplumların geleceği bilgi ve bilginin dağılımı üzerine inşa edilecektir. Bu nedenle, bilginin nasıl ve kimlere doğru aktığını kavrayamazsak, ne kendimizi ne de firmamızı yarının bilgi toplumuna ve bilişim ekonomisine hazırlayabiliriz. Bilginin kontrolü ve bunu sağlayacak bilişim teknolojileri yarının tüm kurumlarında yer alarak, dünya çapındaki güç mücadelesinin özünü oluşturacaktır (Sarıhan, 1998: 172).

Bilişim teknolojilerini kapsamlı olarak incelemeye geçmeden önce, konuyu daha iyi kavramak için teknoloji ve bilişim kavramları üzerinde durulacaktır.

1.3.1. Teknoloji Kavramı ve Yeni Teknolojiler

İnsanoğlunun doğada bulunan maddeleri kendi yararına dönüştürebilmek ve yeni ürünler geliştirebilmek amacıyla, kullandıkları farklı yöntemleri içine alan tekniklerin bütünü genel anlamda teknoloji kavramı altında ele alınmaktadır. Dolayısıyla, teknoloji tarihinin, insanların ilk alet ve araç yapmaya yöneldikleri taş ve tunç devrinden itibaren başladığı söylenebilir (Öğüt, 2003: 149).

Teknoloji, kavram olarak “bilimsel ve endüstriyel yöntemleri inceleyip, bunların sanayideki uygulanabilir biçimdeki kullanımları ile ilgilenen bilim dalı ve

(29)

bu şekilde elde edilen bilgilere dayalı olarak geliştirilen makineler, yöntemler v.b.” olarak tanımlanmaktadır (Şimşek ve Akın, 2003: 9). Genel anlamda teknoloji, faaliyetlerin en etkin biçimde gerçekleştirilebilmesi için; bilgilerin, mal ve hizmet üretimi süreçlerine çeşitli şekillerde uygulanmasıdır (Kast and Rosenzweig, 1988: 208). Diğer bir tanıma göre, belirli bir alanda bilimsel ilkelere dayalı uygulamalarla üretilen bilimsel bilginin, insan yaşamına hizmet amacıyla endüstride, ticarette, tıpta ve diğer alanlarda uygulanması ve kullanılmasıdır (Öğüt, 2003: 150).

Teknoloji; tabiatta çoğunlukla ilk halde bulunan kaynakların (doğal kaynaklar), insan ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir duruma getirilmesi için girişilen “dönüştürme= alteration” faaliyetlerinin incelenmesidir (Demir, 1973: 2). Şekil 1.1’de görüldüğü gibi teknoloji; hizmet, süreç, ya da yeni bir ürün için bilimsel bilgilerin sistematik olarak uygulamaya geçirilmesi anlamındadır (Türk, 2003: 199).

Şekil 1.1. Teknoloji Nedir?

Temel Bilimler Teknoloji Piyasalar (Pazarlar) Bilginin Keşfedilmesi Bilginin Dönüştürülmesi Bilginin Kullanılması

Kaynak: (Türk, 2003: 199)

Teknoloji sürekli gelişen bir güçtür ve hiçbir işletmenin bunu gözardı etmesi mümkün değildir (Gökalp, 2005: 36). Bilimsel çalışmaların uygulamaya konulmasıyla hayatın hemen her alanında etkili olan teknoloji; günümüzde özellikle bilginin işlenmesi, saklanması ve iletilmesi amacıyla kullanılan teknolojilerin iletişim teknolojileriyle bütünleşmesi hemen tüm alanlarda devrim niteliğinde değişimlere sebep olmuştur (Şimşek ve Akın, 2003: 106).

Teknolojiyi ortaya çıkaran, onu geliştiren ve onu kullanan insandır. İnsanın kültürel ve sosyal gelişme düzeyine göre, kullanılan teknoloji de değişmektedir. Günümüzde teknolojik değişim öyle hızlanmıştır ki, her gün yeni bir teknik özelliğe sahip yeni bir teknolojik ürün insanların kullanımına sunulur hale gelmiştir. Yeni teknolojik buluşlar sayesinde insan hayatı kolaylaşırken, toplumsal yapı da önemli ölçüde değişmektedir (Sarıhan, 1998: 17). Başka bir deyişle, günümüz dünyasındaki hızlı değişimin büyük bir kısmının, bilim ve teknolojideki gelişmelerden

(30)

kaynaklandığını ve dünyamızın yeni teknolojilerle şekillenmekte olduğunu söyleyebiliriz (Ansal, 2004: 52).

Bilgi teknolojileri, mikro bilgi-işlem teknolojileri de denilen bu yeni teknolojiler; mikro-elektronik, telekomünikasyon, uydu ve video sistemleri vasıtasıyla bürolarda; şahsi bilgisayarlar, bilgisayar esaslı kontrol sistemleri, bilgisayarla çizim (CAD), bilgisayar destekli eğitim, kablolu TV, bilgi bankası ve elektronik postalama gibi farklı sahalarda çok yaygın bir uygulama alanına sahiptir (Güloğlu, 2002: 600).

Teknolojik yeniliklerin en belirgin olarak ortaya çıktığı alanlar bilişim, iletişim ve ulaşım sektörleridir. İşletmelerin bu yarışa ayak uydurabilmeleri üretim sürecine yeni düşünce tarzı getiren, bilgisayar ortamında üretim, bilgisayar destekli mühendislik, tasarım, imalat gibi modern yöntemleri benimsemeleri ve uygulamalarını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, küçülen dünya ekonomisinde rekabet gücü, yeni teknolojiler üretmek ve bu teknolojileri hızla üretime dönüştürebilme yeteneğine dayanmaktadır (Bayraç, 2008). Diğer bir ifadeyle, yeni teknolojilerin ve globalizasyonun yarattığı rekabet ortamında, uluslararası rekabet gücüne ulaşma becerisi, teknolojik yenilik konusunda yetkinleşmeye bağlıdır (Ansal, 2004: 50).

1.3.2. Bilişim Kavramı

İçinde bulunduğumuz çağ, son dönemlerde çeşitli isimler altında kavramsallaştırılmıştır. Tanımlamalarda çağ kavramı şekillendirilirken tarihin geçirdiği evrimler değil, insanlığın ve toplumun geçirdiği evrimler temel alınmıştır. Evrimden kasıt ise toplumların geçirdiği ekonomik, teknolojik ve kültürel aşamalardır. Günümüzde yepyeni bir çağ, yeni bir evre başlamak üzeredir. Yakın bir gelecekte etkisini daha baskın bir biçimde göstereceği düşünülen bu aşama, günümüzde bilişim aşaması olarak ele alınmaktadır (Demiralp, 1995: 646).

Bilginin toplanması, işlenmesi, değerlendirilmesi, dağıtımı ve kullanımıyla ilgili çabaların tümü “bilişim” olarak tanımlanabilir (Uluköy, 2002: 4). Bilişim; insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alandaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve ussal biçimde işlenmesi bilimidir. Bilgi olgusunu, bilgi saklama erişim dizgelerini,

(31)

bilginin işlenmesi, aktarılması ve kullanılması yöntemlerini toplum ve insanlık yararı gözeterek inceleyen bilim dalıdır (Köksal, 1981: 126). Bilişim terimi bilginin kodlanması, aktarılması, özetlenmesi, ilişkilendirilmesi, raporlanması gibi tüm işlemleri kapsar ve anlam bakımından oldukça geniş bir kavramdır. Bilişim kavramı özellikle elektronik iletişim ve bilgi işlemi içermektedir (Topkarcı, 2005: 4).

Bu ve benzeri tanımlardan hareketle bilişimin özelliklerini genel bir ifade ile şöyle sıralayabiliriz (Daldal, 2008):

• Bilişim karar verme sürecini sekteye uğratan belirsizliğin tam zıddıdır.

• Bilişim aynı zamanda satılabilir bir üründür. Bir kurumun bir organizasyonun sahip olduğu varlıktır.

• Bilişim sağlanan bilgilerin anlamlı bir hale sokulması ile bilgilerin girişini, işlenmiş olan bilgiyi kullanacak kişilere ulaştırmasıyla, çıkışını sağlayan bir özelliği vardır.

• Bilişim sadece ham verilerin işlenmesini, kullanılmasını sağlamakla kalmaz. Çıkış sonucu elde edilen bilgilerle yeniden bir bilgi üretmek için de çalışır.

• Kullanıcı açısından bir öz kaynak durumundadır. Örgütün bulunduğu durumu lehine çevirmek için kullanacağı bir varlıktır. Bulunduğu durumda en iyi çıkış üretmek için bilişim vazgeçilmez bir yoldur.

1.3.3. Bilişim Teknolojileri Kavramı ve Önemi

Günümüzde bilgi en önemli güç haline gelmiştir. Bu bilgiye sahip olmak için ülke ve firmalar arasında yoğun bir rekabet ve mücadele yaşanmaktadır. Bu duruma bağlı olarak bilginin çoğaltılması, saklanması, aktarılması, kullanılması önem kazanmıştır. Bu sonucun sağlanabilmesi de bilgi teknolojisi kullanımıyla mümkün olmaktadır (Tekin ve Şahbaz, 1998: 2). Organizasyonların faaliyet alanlarında coğrafik sınırların ortadan kalkması, bilgi paylaşımının ve elde etme yöntemlerinin kağıtlar üzerinden elektronik ortamlara ve sanal yollara kayması organizasyonları bilişim teknolojilerinden faydalanma yoluna itmiştir (Höçük, 2007: 16).

Bilişim teknolojileri; bir örgütün taşıdığı misyonu gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu bilgiyi yönetecek kaynaklarla ilgili bir kavramdır (İraz, 1999: 7). Bilgisayarların veri işleme ve depolama gücünü telekomünikasyon yeteneğiyle birleştiren uygulama ve teknolojileri ifade eder (Child, 1987: 43). Başka bir tanıma

(32)

göre bilişim teknolojileri; sektörler arasında yaygınlaşan, üretim ve üretim süreci yeniliklerini içeren, işletmelerde maliyetlerin azalmasını ve verimliliğin artmasını sağlayan, ulusal ve uluslar arası piyasalarda rekabet üstünlüğü getiren bir teknoloji sistemidir (Güloğlu, 2002: 600). Bilişim teknolojileri, ekonomik yapıyı değiştirmek vasıtasıyla ekonomik büyümeyi sağlayan bir mekanizma olup (Durdu, 2003: 1); mikro elektronik ve veri iletiminin yanında, faks makineleri, mobil telefonlar, kablolu televizyon, bilgisayarlar, bilgi ağları, videoteks, software ve online veri tabanlarını da içeren teknolojilerdir (Tutar, 2006: 94).

Bilişim teknolojileri; sesli, resimli, metinli ve sayısal verilerin elde edilmesi, işlenmesi, saklanması ve dağıtımını yürüten mikro-elektroniğe dayanan hesaplama ve iletişim teknolojilerini içeren (Bensghir, 1996: 38-39), teknolojik, ekonomik, politik ve kültürel faaliyetlerde kullanılan bir araç olarak günlük hayata girmiştir (Çoban, 1997: 141). Genel bir ifadeyle bilişim teknolojileri bir bilginin toplanmasını, bu bilginin işlenmesini, saklanmasını ve gerektiğinde herhangi bir yere iletilmesi ya da herhangi bir yerden bu bilgiye erişilmesini bugün için elektronik, optik vb. tekniklerle otomatik olarak sağlayan teknolojiler bütünü olarak tanımlamak mümkündür (Ceyhun ve Çağlayan, 1997: 16).

Bilişim teknolojileri; elektronik bilgi işlem sistemleri (bilgisayar) ve iletişim teknolojileri kapsamında tanımlanan çeşitli biçimlerdeki bilginin derlenmesi, işlenmesi, saklanması, kullanılması, aktarılması ve denetlenmesi gibi bilginin yönetimine ilişkin süreçlerde kullanılan, elektronik aksamın ve ilgili sistem ve yöntemlerin tümünü içeren süreçler olup esasen insanların birbiriyle ilişki kurma biçimleri ve insanların bilgiye ulaşması ile ilgilidir (Sadun, 1993: 6-7).

Bilgi ve bilgi teknolojisinin yaşadığımız çağa adını vermesindeki temel etken, bilginin zenginlik kaynağı olmasıdır. Bilgi ve bilgi teknolojilerine yapılan yatırımlar, uzun dönemde ülkelerin büyümesine olumlu etkiler sağlamaktadır. Bilgi teknolojilerinin 1980’li yıllarda rekabette en önemli silah olarak karşımıza çıktığı söylenebilir (Gökalp, 2005: 36).

Bilişim teknolojisi her sektörü, çalışanlarıyla birlikte etkileyen, gelişmiş ülkelerde başlayıp tüm dünyayı saran bir gelişmedir (Çoban, 1997: 141). Artan rekabet koşullarında üretilen bilgi, hızla üretilip hızla tüketilen bir yapıya sahiptir. Bu noktada bilgi, üretildiği andan itibaren çabuk tüketilmeli aynı zamanda organizasyon

(33)

içinde paylaşılabilmelidir. Bu anlamda bilişim teknolojilerinin yönetsel amaçlı kullanılması kaçılmaz olmaktadır (Sevim ve Öncel, 2002: 1). Bilginin elektronik ve makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesini sağlayan bilişim teknolojilerinden yararlanmak hem insan olarak, hem örgütsel hem de yönetimsel olarak yönetime çok sayıda kolaylıklar sağlayacaktır (Yıldız, 2006: 32).

Organizasyonlar için, uygun bilişim teknolojileri seçimi ve etkin bilişim teknolojileri yönetimi konusu, hizmet kalitesi ve kurumsal etkinlik amaçlarına ulaşmak doğrultusunda, kurum, insan kaynakları, kültür, yapı ve rekabet öğeleri çerçevesinde önem arz etmektedir (Öğüt, 2003: 163). Bilişim teknolojisinin öncelikli temel amacı, yönetim faaliyetlerinde, karar almada örgüt yapı ve işleyişini kontrol etmeye yardımcı olacak bilginin toplanması, işlenmesi ve iletilmesidir (İraz, 1999: 7). Bilişim teknolojisi temelli sistemler ve yazılımlar örgüt tasarımının ayrılmaz bir parçasıdır. Böyle sistemler kodlanmış enformasyonu işlemeye, onu zaman ve yer engellerine rağmen iletip, dağıtabilme özelliğine sahiptir (Child, 1987: 48).

Bilişim teknolojileri aslında tamamıyla bir sistemin bütününü ifade eder. Bahsedilen sistemin iki ana ayağı, araç ve aygıtlardan oluşan bir donanım ile, bu donanımda kullanılmak üzere özel olarak geliştirilmiş yazılımlardır. Bilişim sistemleri ise, bu iki temel unsur aracılığıyla bilgi erişimini, kullanımını ve paylaşılmasını içeren bir düşünce bütününü ifade etmektedir. Bu anlamda bilişim teknolojileri tek bir uygulamayı, belli bir donanımı yada yazılımı değil; bu unsurların her ikisini de birbiri ile uyumlu bir şekilde ve ihtiyaçlara göre birleştirerek etkin iş görmeye olanak tanıyan oluşumu kapsamaktadır (Yahyagil, 2001: 6-7).

Bilişim teknolojilerinin kullanımı çalışma şartlarından örgütsel yapıya, insan kaynakları yönetiminden işyerinin yeniden yapılanmasına kadar ilgili bütün alanlarda örgüt işleyişine etki etmiştir. Bilişim teknolojileri, kitle üretimi yerine esnek uzmanlaşmayı, dikey örgütlenmiş büyük örgütler yerine yatay örgütlenmeyi (şebeke tipi örgütler), zihinsel ve bedeni gücün birbirinden ayrılmasına dayanan net bir işbölümünü, yakından denetim yerine düşünme ve eylemi birleştiren esnek firma anlayışını, klasik emir-komuta ilişkisi yerine ekip çalışması ve çalışanların katılım mekanizmalarının işletildiği demokratik yapılanmaları getirmiştir (Kök, 2006: 127).

Tablo 1.2.’de devamlı gelişen bilişim teknolojilerinin iş yapma kurallarında yaptığı değişime değinilmiştir.

(34)

Tablo 1.2. Bilişim Teknolojileri ve İş Yapma Kurallarının Değişimi

ESKİ KURAL YIKICI TEKNOLOJİ YENİ KURAL

Bilgi aynı anda bir tek yerde

bulunabilir. Ortak veri tabanları

Bilgi aynı gerektiği kadar çok yerde bulunabilir. Karmaşık işleri yalnızca

uzmanlar yapabilir. Uzman sistemler

Bir uzmanın işini genel bir uzman yapabilir.

Merkeziyetçilik ve merkezkaç arasında seçim yapma

zorunluluğu vardır.

Telekomünikasyon ağları

Merkeziyetçiliğin ve merkezkaçlığın avantajlarından

aynı anda yararlanılabilir. Saha elemanları bilgiyi elde

etmek, depolamak, ulaşmak ve aktarmak için bir ofise ihtiyaç

duyarlar.

Kablosuz iletişim ve taşınabilir bilgisayarlar

Saha elemanları bulundukları yerden bilgi alıp gönderebilirler.

Muhtemel bir alıcıyla kurulabilecek en iyi temas

kişisel temastır.

İnterractive video disk (etkileşimli)

Muhtemel alıcıyla kurulabilecek en iyi temas etkili temastır. Planlar dönemsel olarak

değişebilir.

Yüksek performanslı

hesaplama Planlar anında değişir. Kaynak: (Düren, 2000: 265)

Bilgi akış hızının artması ve bunun sonucu olarak karar verme sürecinin kısaltılması, bilgi toplumunda yaşamanın da bir ön koşulu haline gelmiştir. Bilginin hızlı akışı, gereksinim duyulan bilgilerin isteyenlere anında ulaştırılması yeni fikirlerin, yeni buluşların daha hızlı yapılmasına ve yayılmasına olanak sağlamaktadır. Bu da "bilim-teknoloji-üretim" çevrimini hızlandırmaktadır. Yani bilgi teknolojisi ekonomik gelişmenin dinamosu görevini görmektedir (Tonta, 1999).

21. Yüzyılın bilgi toplumunu yaratmada bilişim teknolojilerinin anahtar rolü olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Konunun önemini farkeden birçok devlet ve şirket son yıllarda bilgi teknolojilerine büyük yatırımlar yaparak lider roller üslenmeye çalışmaktadırlar. Hızla ilerleyen bilgi teknolojilerinin herhangi bir alanında elde edilen üstünlük, uluslararası arenada stratejik olarak önemli avantajlar sağlamaktadır (Gökalp, 2005: 35). Bilişim teknolojilerinin işletmenin bünyesinde esas faktör olarak rol oynaması, ancak bu teknolojilerin basit ofis otomasyonu sistemleri olarak

(35)

görülmeleri yerine, genel stratejinin bütünleyici bir parçası olarak algılanmasıyla mümkündür (Şimşek ve Akın, 2003: 202).

1.3.4. Bilişim Teknolojilerinin Gelişimi

Bilişim teknolojileri şemsiyesi altında yer alan temel teknolojiler, bilgisayar ve iletişim teknolojileri olmaktadır. Bilgisayar ve iletişim teknolojileri alanlarında gerçekleşen gelişmeler, rekabetçi üstünlüklerini sürdürmeyi amaçlayan ve soyut ya da somut mal üreten tüm örgütleri yakından ilgilendirmektedir (Öğüt vd., 2003: 107). Elektronik alanındaki bilimsel buluşlar ve bunların hızla sanayiye uygulanması dünya ölçeğinde bir iletişim ve bilişim patlamasına yol açmıştır. Artık dünyanın hiçbir yeri, başka bir yerine uzak ve yabancı değildir. Son derece gelişmiş ve önemli ölçekte merkezileşmiş iletişim araçlarının kullanımı sonucu, dünya giderek küresel bir köye dönüşmektedir (Bayraç, 2008).

Bilgi teknolojilerinin geçmişi yazının icadına ve hatta daha öncesine kadar götürülebilir. Yazının icadı; üretilen bilginin kaydedilmesini, çoğaltılarak gelecek kuşaklara ve diğer insanlara aktarılmasını sağlamıştır. Gelişimi hızlandıran esas etken ise, matbaanın icadı ile olmuştur. Matbaanın icadı, yazılı metnin benzer kopyalarının çok sayıda çoğaltılması ile çok büyük kitlelere ulaştırılmasını sağlamıştır (Yolal, 2003: 8). Diğer taraftan I.Endüstri Devrimi ile buharlı lokomotiflerin geliştirilmesi, kara ve hava taşımacılığında yaşanan teknolojik ilerlemeler, telgraf, telefon, telsiz, telgraf olarak adlandırılan radyo dalgalarıyla iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler, bilişim teknolojilerinin bu düzeye ulaşmasına önemli katkılar sağlamıştır (Senn, 1995: 10).

Bilgi çağı olarak bugünün oluşmasını olanaklı kılan teknoloji devriminin temeli, bilgisayar ve telekomünikasyon (iletişim) arasındaki ilişkiye dayanmaktadır (Şekil 1.1). Değişik disiplinler olarak gelişen bilgisayar ve iletişim teknolojileri, “bilişim teknolojileri” adı ile tek çatı altında toplanmaya başlanmıştır (Kutlu, 2000: 34).

(36)

Şekil 1.1. Bilişim Teknolojisi ile İletişim Aygıtlarının Etkileşimi

İletişim Aygıtları Televizyon, telefon, Radyo, uydu v.s. Zaman Paylaşan Afektif Sistemler, Beceriler, İletişim Algısal ve Bilgisayarları Bilişsel v.s. Yönetim Beceriler Düzenleme Standardizasyon Bilişim Teknolojisi

Merkezi İşlem Birimi Bilgi

Bellek Aygıtları İnsan Dili, Mantık Çevre Donanımı, Makine Dili Uygulamalı Matematik

Girdi-Çıktı Aygıtları, v.s. Lineer Prog. v.s. Sistem Anal.

PPBS

Kaynakça: Sezici, 2001: 33

İletişim teknolojisi mesajların bir yerden bir yere daha önce bilinen tekniklerden milyon kat daha hızlı iletilmesine olanak sağlamakta, bilgisayar teknolojisi ise hesaplama ve bilgi işleme yeteneklerimizi milyonlarca kere artırmaktadır. Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin birleşmesiyle (bilgi teknolojisi), insan yetenekleri ilk kez milyon kere milyon kat artmaktadır. İnsan yeteneklerinde yüz katlık artış tarım toplumuna, bin katlık artış sanayi toplumuna giden yolu açtıysa, trilyon katlık artışın ne getireceğini tahmin etmek güçtür (Tonta, 1999).

1.3.4.1. Bilgisayar Alanında Yaşanan Gelişmeler

İnsanlık var olduğundan bu yana insanoğlu, doğal faktörlere karşı koyabilmek ve yaşamını daha uygun şartlarda devam ettirebilmek için çok sayıda buluş yaparak doğayı imkanları ölçüsünde kontrol etmeye çalışmıştır. İnsanlık tarihi sürecinde devam eden bu gelişme XIX. ve XX. yüzyılda büyük bir hız kazanmıştır. Nitekim,

(37)

içinde bulunduğumuz bilgi çağında bilgisayar alanında yaşanan yenilik ve gelişmeler bu alanda uğraşanları bile hayrete düşürmektedir (Sezen ve Işığıçok, 1997: 6).

Bugün bilgisayarlar ikili sayı sistemine göre çalışmaktadır. İkili sistem ise 1854 yılında Matematikçi George Bole tarafından bulunmuştur. 1937 yılında IBM şirketi adına çalışma yapan Howard Aiken ve Browne’un geliştirdiği Mark 1, ilk defa olarak insan müdahalesi olmaksızın çalışan sayısal otomatik bilgisayar olma ünvanını elde etmiştir (Bal, 2000: 1). 1946’da günümüz bilgisayarlarının atası olarak bilinen, ENIAC (Electronic Numerical Integrator and Calculator) adı verilen bir sistem geliştirildi. ENIAC, 30 ton ağırlığında, 167 metrekare alan kaplayan, 18000 adet vakum tüp barındıran çok büyük bir sistemdi (Yazıcı, 2008).

1945-59 yılları arasında geliştirilen bilgisayarlar; transistörlü, elektronik lambalı bilgisayarlardı (1. kuşak). 1959-64 yılları arasında geliştirilen bilgisayarlar, transistörlü bilgisayarlardı (2. kuşak). Üçüncü kuşak bilgisayarlar ise, 1964-70 yılları arasında entegre devreli bilgisayarlar olarak yapılmıştı (Bal, 2000: 1).

1981’de IBM, tüketici bilgisayar endüstrisinin gelişmesi için anahtar olan PC’yi tanıttı. Bu, İntel mikro işlemci tabanlıydı ve işletim sistemi olarak Microsoft lisanslı DOS kullanıyordu. Günümüzde de söz sahibi olan IBM firması, ilk kişisel bilgisayarını 1981 yılında piyasaya sürdü. Kısa bir zaman diliminde standart haline gelen IBM PC’ler, dünyanın her yerinde üretilmeye başladı. Bu dönemden günümüze kadar bilgisayar teknolojisi akıl almaz bir hızla ilerledi (www.tr.wikibooks.org, 2008). Bilgi toplumunun oluşmasında proaktif rol oynayan bilgisayarlar; insanoğlunun düşünce gücüne destek sağlayan, bir manada insan zekasının bir uzantısı olan teknolojiler olarak toplumsal yaşantımızın odağında vazgeçilmez bir konuma ulaştılar (Turunç, 2006: 84).

Günümüzde kullanılan kişisel bilgisayarlar, daha önce sadece büyük ölçekli bilgisayarlar (mainframe) tarafından gerçekleştirilebilen birçok işlemi rahatlıkla yerine getirebilmektedir. İşletmeye bağlı alt organizasyonlar ile işletmenin işbirliği içerisinde bulunduğu diğer işletmeler bünyesinde oluşturulan bilgisayar ağları sayesinde, organizasyonlar arasında veri, dosya, program ve elektronik mesajların transfer ve paylaşımı mümkün hale gelmiştir (Yıldız, 2006: 35-36).

Şekil

Tablo 1.4. Bilişim Sistemlerinin Beş Strateji Odaklı Kurulumu ve Sonuçları
Tablo 3.47. B.T.’nin Teslimat ve Satış Sonrası Destekte Kolaylık SağlamasıFrekans (f) Yüzdelik (%) Kesinlikle katılmıyorum - - Katılmıyorum - - Kararsızım 6 11,8 Katılıyorum 35 68,6 Kesinlikle katılıyorum 10 19,6 Toplam 51 100,0 Frekans (f) Yüzdelik (%) Ke
Tablo  3.48.  incelendiğinde  bilişim  teknolojilerinin  işletme  maliyetlerini  düşürmede  önemli  bir  rol  oynadığını  görülmektedir
Tablo  3.52  incelendiğinde  bilişim  teknolojilerinin  ürün  kalite  standartlarını  arttırdığını  görüyoruz
+3

Referanslar

Benzer Belgeler

Ahlak eserlerinde erdemsizlikler konusu iki temel başlıkta ele alınmaktaydı. İlk olarak erdem ile ilişkisi çerçevesinde erdemsiz- liklerin, nefsin hangi

Nitekim öğretmenlerin küresel eğitim ve vatandaşlık hakkındaki algılarının, küresel vatandaşlık eğitiminin okullardaki durumu hakkında bilgi verdiği

Sıbyan mektebinde ilimlere giriş derslerini aldığı, rüşdiyye mektebinde ise Arapça dilbilgisi, Gülistan, coğrafya okuduğu, Türkçe ve Fransızca okuyup

sınıf Sosyal Bilgiler ders kitaplarında, tarihi süreçte Türk kadınının konumunu ve toplumsal cinsiyet rollerini inceleyen Çelik (2016: 274), ders

The cooperation protocols in peaceful uses of nuclear energy have been signed by TAEK and Academy of Science of Azerbaijan, Nuclear Physics Institute of National Nuclear

[r]

In the study, two-thirds of the participants com- plied with the treatment regularly. Of the partici- pants, those who had high school or higher educa- tion, lived in

Moreover, symmetric manifolds play an important role in differential geometry.. There are a lot of symmetry type for Riemannian manifolds with respect to