• Sonuç bulunamadı

İnsan haklarının korunmasında Uluslararası Ceza Yargılamasının rolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnsan haklarının korunmasında Uluslararası Ceza Yargılamasının rolü"

Copied!
178
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

KAMU HUKUKU ANABĠLĠM DALI

KAMU HUKUKU BĠLĠM DALI

ĠNSAN HAKLARININ KORUNMASINDA

ULUSLARARASI CEZA YARGILAMASININ ROLÜ

Hani Shakir MAHMOOD

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

Dr. Öğr. Üyesi. Ġbrahim ÜLKER

(2)
(3)
(4)

IV

ĠÇĠNDEKĠLER

KISALTMALAR ... VII ÖZET ... IX ABSTRACT... XI ÖNSÖZ ... XIII GĠRĠġ ... 1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM ĠNSAN HAKLARI VE ULUSLARARASI CEZA YARGISININ TARĠHĠ VE GELĠġĠM SÜRECĠ 1. ULUSLARARASI CEZA YARGISININ TARĠHSEL GELĠġĠMĠ ... 5

1.1. BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġI‟NDAN ÖNCEKĠ DÖNEMDE,“ULUSLARARASI CEZA YARGISI” KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIġI ... 5

1.2. BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġI‟NDAN SONRA ULUSLARARASI CEZA HUKUKU -MODERN ULUSLARARASI CEZA HUKUKU ... 8

1.2.1. Ġki Dünya SavaĢı Arasındaki Dönemde Uluslararası Ceza Yargısı ... 9

1.2.1.1. 1919 Yılı Sorumluluk Komitesi Raporu ... 9

1.2.1.2. Paris Barış Konferansı ve Anlaşmalar 1919-1923 ... 11

1.2.2. Ġkinci Dünya SavaĢı Suçlularının Yargılanmasına Yönelik Uluslararası Ceza Yargısının Kurulması Ġçin Uluslararası Çabalar ... 16

1.2.3. ÇağdaĢ Uluslararası Ceza Yargısı ... 20

1.2.4. Uluslararası Ceza Mahkemesinin Kurulması Ġçin Uluslararası Çabalar ... 21

1.2.4.1. Uluslararası Hukuk Komisyonunun Çabaları (1949-1950). ... 23

1.2.4.2. Cenevre Komitesinin Çabaları (1950). ... 24

1.2.4.3. New York Komitesinin Çabaları (1953) ... 24

2. ĠNSAN HAKLARI KAVRAMININ TARĠHSEL GELĠġĠMĠ ... 26

2.1. ĠNSAN HAKLARININ SINIFLANDIRILMASI ... 27

2.2. ĠNSAN HAKLARI KAVRAMININ ÇEġĠTLĠ TANIMLARI ... 28

2.3. ĠNSAN HAKLARI TARĠHSEL GELĠġĠMĠ: ... 29

2.3.1. Orta Çağ'da Ġnsan Hakları Kavramının GeliĢimi ... 29

2.3.1.1. Yahudilikte İnsan Hakları ... 29

2.3.1.2. Hristiyanlıkta İnsan Hakları ... 30

2.3.1.3. İslâm'da İnsan Hakları ... 31

2.3.2. Birinci Dünya SavaĢı'ndan Önce Ġnsan Haklarının GeliĢimi ... 33

2.3.3. Modern Çağda Ġnsan Hakları ... 34

(5)

V

2.3.3.2. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ... 37

2.3.3.3. Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ... 39

ĠKĠNCĠ BÖLÜM ULUSLARARASI CEZA HUKUKUNDA SUÇLARIN GENEL ĠLKELERĠ 1. ULUSLARARASI SUÇ KAVRAMI ... 45

1.1. ULUSLARARASI SUÇUN TANIMI ... 48

1.2. ULUSLARARASI CEZA HUKUKUNDA SUÇUN UNSURLARI... 50

1.2.1. Uluslararası Suçun Maddi Unsuru ... 50

1.2.1.1. Suç Teşkil Eden Davranış ... 52

1.2.1.2. Uluslararası Suçlarda Netice ... 54

1.2.2. Uluslararası Suçun Manevi Unsuru ... 54

1.2.2.1. Kast ve Taksir ... 56

1.2.2.2. Uluslararası Suçta Kasıt ve Taksir ... 56

1.2.3. Uluslararası Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru ... 57

1.2.3.1. Ulusal Yasalarda Kanunilik İlkesi ... 58

1.2.3.2. Uluslararası Ceza Hukukunda Kanunilik İlkesi ... 59

2. ULUSLARARASI SUÇLARIN ÇEġĠTLERĠ ... 61

2.1. SAVAġ SUÇLARI ... 61

2.2. SOYKIRIM SUÇU ... 66

2.3. SALDIRGANLIK SUÇU ... 71

2.4. ĠNSANLIĞA KARġI SUÇLAR ... 75

3. ULUSLARARASI SUÇU YÖNETEN ĠLKELER ... 79

3.1. SUÇUN ZAMANAġIMI ĠLKESĠ ĠLE ORTADAN KALKMAMASI ... 79

3.2. ULUSLARARASI SUÇTA SĠYASĠ KĠġĠLERĠN DOKUNULMAZLIĞI ... 81

3.3. RESMĠ ÜNVAN SAHĠP ULUSLARARASI SUÇ FAĠLLERĠNĠN DOKUNULMAZLIKLARININ KALDIRILMASI ... 83

3.4. ULUSLARARASI SUÇUN FAĠLLERĠNĠ TESLĠM ETME VEYA CEZALANDIRMA ... 86

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ĠNSAN HAKLARININ KORUNMASINA ĠLĠġKĠN ULUSLARARASI CEZAĠ YARGI MEKANĠZMASI 1.ĠKĠNCĠ DÜNYA SAVAġI SONRASI ASKERÎ CEZA MAHKEMELERĠ:- ... 89

1.1.NÜRNBERG‟TE ULUSLARARASI ASKERÎ MAHKEMESĠNĠN KURULMASI (NUAM) ... 89

1.1.1. Mahkemenin Yetki Alanı ... 91

1.1.2. Mahkemenin Verdiği Kararlar ... 91

1.2.TOKYO ULUSLARARASI UZAKDOĞU ASKERĠ MAHKEMESĠNĠN KURULMASI (TUAM). ... 92

1.2.1. Mahkemenin Yetki Alanı ... 93

(6)

VI

2. SOĞUK SAVAġ SONRASI GÜVENLĠK KONSEYĠNĠN KURDUĞU MAHKEMELER ... 95

2.1.ESKĠ YUGOSLAVYA ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESĠ (EYUCM) ... 96

2.1.1. Mahkemenin Yetki Alanı ... 98

2.1.2. Mahkemenin Çıkardığı Kararlar ... 99

2.2.RUANDA ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESĠ (RUCM). ... 103

2.1.3. Mahkemenin Yetkileri ... 105

2.1.4. Mahkemenin Çıkardığı Kararlar ... 106

3. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESĠ (UCM) ... 108

3.2. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESĠNĠN YETKĠ ALANIDAKĠ SUÇLARIN YASALAġMASI ... 109

3.3. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESĠNĠN YETKĠLERĠ ... 111

3.2.1. Mahkemenin Yargı Yetkisine Giren Suçlar ... 111

3.2.2. KiĢisel Yargı Yetkisi ... 112

3.2.3. Mahkemenin Zaman Bakımından Yetkisi ... 113

3.2.4. Mahkemenin Yer Bakımından Yetkisi ... 114

3.3.MAHKEMENĠN BAKTIĞI ĠNSAN HAKLARI ĠHLALLERĠ DAVALARI ... 115

3.3.1. Darfur Davası ... 115

3.3.2. Demokratik Kongo Cumhuriyeti Davası ... 117

3.3.3. Uganda Cumhuriyeti Davası... 119

3.3.4. Orta Afrika Cumhuriyeti Davası ... 120

SONUÇ ... 122

(7)

VII

KISALTMALAR

ABD : Amerika BirleĢik Devletleri AĠHS : Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ANAÜ : Anadolu Üniversitesi

Ar. : Arapça

AsCK : Askeri Ceza Kanunu

AÜHF : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

AÜSB : Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü AÜSBF : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Bkz. : Bakınız

BM : BirleĢmiĢ Milletler

BMGK : BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi

C. : Cilt

DĠB : Diyanet ĠĢleri BaĢkanliği

ed. : Editör

edn : Edition

EYUCM : Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ĠBÜ : Ġstanbul Bilgi Üniversitesi

ICCPR :Medeni ve Siyasi Haklara ĠliĢkin (Uluslararası SözleĢme International Covenant of Civil and Political Rights)

ICESCR :Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası SözleĢmesiInternational (Covenant on Economic, Social and Cultural Rights)

ICTR : International Criminal Tribunal for Rwanda

ICTY : International Criminal Tribunal for the former Yugoslavia IMTFE : The International Military Tribunal for the Far East ĠÜHFM : Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası

MS : Milattan Sonra

No. : Numara

NUAM : Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi Rom St : Roma Statüsü

(8)

VIII RUCM : Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği T.C. : Türkiye Cumhuriyeti

TBB : Türkiye Barolar Birliği TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TCK : Türk Ceza Kanunu

TODAĠE : Türkiye ve Orta Doğu Amme Ġdaresi Enstitüsü

TUAM : Tokyo Uzakdoğu Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi

UN : United Nations

UNAMIR :BM Ruanda YardımlaĢma Misyonu (United Nation Assistance Mission for Rawanda)

UNOMUR :BM Uganda-Ruanda Gözlemci Misyonunu (United Nations Observer Mission Uganda Rawanda)

UNWCC :BM SavaĢ Suçlarının Ġncelenmesi Komisyonu (United Nations War Crimes Commission)

Yay. : Yayın, yayınlar

(9)

IX T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

XX. asrın baĢlarından itibaren uluslararası toplum, barıĢ ve silahlı mücadele dönemlerinde insan haklarına önem vermeye, insanın onurunu ve haklarınıkorumak için çareler aramaya baĢladı. Bu amaca yönelik çalıĢmalar sonucunda; silahlı çatıĢma esnasında savaĢanların davranıĢlarını, sivillerin ve insancıl örgütlerin durumlarını düzenleyen 1899 ve 1907‟deki Lahey antlaĢmaları, 1949‟daki Cenevre antlaĢması ve onun eklerinden oluĢan antlaĢmalar hazırlanarak imzalandı. 1948 yılında evrensel olarak korunması gereken insan haklarını açıklayan ve koruma altına alan Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hazırlandı.

I ve II. Dünya savaĢlarından sonra uluslararası toplum, insan haklarını ve Uluslararası Ġnsancıl Hukuku çiğnemeyi suç kabul etti. Bu dönem, özellikle ceza alanında uluslararası hukuk tarihinde köklü bir dönüm noktası oldu. Zira uluslararası toplum, bu savaĢ suçlarını iĢleyenlerin yargılanması ve kurbanlara adaletli

davranılması hususunda görüĢ birliğine vardı. II. Dünya savaĢından sonra bu amaçla iki tane uluslararası mahkeme oluĢturuldu. Bunlar 1945‟teki Nürnberg Mahkemesi ve 1946‟daki Tokyo Mahkemesi‟dir. Uluslararası ceza yargısında bireysel ceza sorumluluğu, Ģahısların dokunulmazlığının kabul edilmemesi, resmi niteliklerinin tanınmaması ve en üst amirin emirlerinin gerekçe gösterilmeme ilkeleri gibi uluslararası hukukta daha önce bilinmeyen birtakım yeni ilkeler oluĢturuldu. Fakat bu yeni ilkeler; Balkanlarda ve Afrika‟nın farklı yerlerinde meydana gelen çatıĢmada olduğu gibi dünyanın farklı yerlerinde Ģiddetli silahlı çatıĢmaların ve insan hakları ihlallerinin tekrar meydana gelmesine engel olamadı.

BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi BM AntlaĢması'nın 7. bölümüne

istinaden iki geçici uluslararası mahkeme kurdu. Birincisi 1993‟te Yugoslavya‟da ve ikincisi ise 1994‟te Ruanda‟da meydana gelen olaylar içindi. Bu iki mahkeme çatıĢmayı sona erdirme, uluslararası güven ve barıĢı tesis etme ve Uluslararası Ġnsancıl Hukuku çiğneyen suçluları cezalandırma amacıyla kuruldu. Fakat bu iki mahkeme geçici olduklarından ve belli durumlar için kurulduklarından dolayı diğer silahlı çatıĢmalar, bu suçları iĢleyenlerin engellenme yolu ve bunların

cezalandırılmasıyla ilgili olarak birçok sorun ortada kaldı. Bu sebeple insan hakları

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Hani Shakir MAHMOOD

Numarası 164234001024

Ana Bilim / Bilim Dalı Kamu Hukuku / Kamu Hukuku

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Ġbrahim ÜLKER

(10)

X ve uluslararası barıĢ ve güvenliğin ihlal edilmesiyle ilgili dosyalara ve uluslararası savaĢ suçlarına bakmakla yetkili olan daimi bir uluslararası ceza yargı sisteminin kurulmasına yönelik olarak uluslararası çabalar yoğunlaĢtı. Uluslararası toplum, 1948 yılında kararlaĢtırılan soykırım suçunu engelleme antlaĢmasından sonra yaklaĢık olarak 50 yıl süren uzun çabalar sonucunda 1998‟de ilk defa daimi olan bir Uluslararası Ceza Mahkemesi kuruldu. Bu çalıĢmada insan haklarının korunmasında uluslararası ceza yargılamasının rolü araĢtırılmıĢtır.

Anahtar kelimeler: Ġnsan haklarının korunması, Uluslararası ceza yargılaması, Uluslararası insancıl hukuku, Geçici uluslararası mahkemeler, Daimi uluslararası ceza mahkemesi, Uluslararası anlaĢmalar.

(11)

XI T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Hani Shakir MAHMOOD

Numarası 164234001024

Ana Bilim / Bilim Dalı Kamu Hukuku / Kamu Hukuku

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Ġbrahim ÜLKER

Tezin İngilizce Adı Role Of International Criminal Elimination In Protecting Of Human Rights

SUMMARY

Since the beginning of 20th century The International Community has concentrated and focusing on the cases related to protect human rights and preserve their dignity and maintain their humanity in peace and armed disputes, this was become valid when Hague Conventions in 1899 and 1907, Geneva Convention on 1949, and additional appendixes which organized the conduct of warriors, the

civilian situation, and humanitarian organizations during armed conflicts, after that in 1948 the announcement of the universal Human rights has been declared which established the basic rights that must be protected universally, after the second world war the international community directed to criminalize all kinds of human rights violations and international humanitarian law, this period considered as turning point in the international law especially in the penal law side, whereas the internal community compiled to judge all criminals in those wars and help the victims, and after the second world war two international tribunals have been established for this purpose they were the Nuremberg Tribunal in 1945 and Tokyo in 1946, through establish new principles not previously known in the international law such as the principle criminal responsibility, and the principle of not recognition of immunity and official characteristics of individuals, and the principle of non-invocation of orders of supreme leader.

However, all those precautionary measures did not prevent the recurrence of sever armed conflicts and violations of human rights in different parts in the world, just like what was happened in the Balkan conflict and different places in Africa. For that reason, the security council established on the basis of chapter VII of its charter two interim Tribunals the first one for the situation in former Yugoslavia 1993, and the other one is for the situation Rawanda in 1994, to end the conflicts and impose the international peace and security, and punishing criminals involved in violation of international humanitarian law, however the temporary nature for those tribunals raised many queries and questions about other armed conflicts and how to deter perpetrators and trial them for their crimes.

According to this all international efforts intense to establish a permanent international criminal justice system, dealing with cases relevant to violation of Human rights, international security and peace, which implement its jurisdiction over the most serious international crimes, the international community has exerted

(12)

XII strenuous and long efforts for almost 50 years after the adoption of the Convention for the Suppression of the Crime of Genocide In 1948, until the appropriate

conditions to establish the first permanent international criminal court in 1998. In this study, Role of international criminal elimination in protecting of human rights has been investigated.

Key words: International criminal elimination, Protecting of human rights, International Humanitarian Law, Temporary international tribunals, Permanent International Criminal Court, International agreements.

(13)

XIII ÖNSÖZ

“Ġnsan Haklarının Korunmasında Uluslararası Ceza Yargılamasının Rolü”, adlı yüksek lisans tez çalıĢması üç bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde insan hakları ve uluslararası ceza yargısının geliĢme süreci, ikinci bölümde uluslararası suçların detaylı bir tanımı, esasları, genel ilkeleri, türleri ve özellikleri incelendi. Üçüncü bölümde II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra kurulan askeri ceza mahkemeleri, geçici ceza yargısı, Güvenlik Konseyi‟nin kurduğu mahkemeler, uluslararası ceza mahkemesi incelenmiĢtir.

Tez çalıĢmam sırasında kıymetli bilgi, birikim ve tecrübeleri ile bana yol gösterici ve destek olan ve çalıĢmalarım boyunca yardımını hiç esirgemeyen değerli danıĢman hocam sayın Dr. Öğr. Üyesi Ġbrahim ÜLKER‟e, ilgisini ve önerilerini göstermekten kaçınmayan Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Eski BaĢkanı Sayın Prof. Dr. Mustafa AVCI‟ya sonsuz teĢekkür ve saygılarımı sunarım. Yüksek lisans eğitimim boyunca yardım, bilgi ve tecrübeleri ile bana sürekli destek olan Kamu Hukuku bölümündeki tüm hocalarıma teĢekkür ederim. ÇalıĢmalarım boyunca maddi manevi destekleriyle beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan aileme de sonsuz teĢekkürler ederim. Tüm hata ve eksikler ise sadece bana aittir.

Hani Shakir MAHMOOD KONYA – 2019

(14)

1

GĠRĠġ

Ġnsan yaratıldığından beri “güçlü olan kalmaya devam eder” sözü ona eĢlik etmiĢtir. Zira bazı insanların diğerlerine egemen olmak istenesinden dolayı insanlık tarihinde hep çatıĢma ve savaĢlar meydana gelmiĢtir. Bu savaĢlarda en ağır bir Ģekilde Ģiddet kullanılmıĢ, öldürme ve Ģiddette aĢırıya gidilmiĢtir. Ahlak ve insanlık kurallarının tümü bir kenara bırakılmıĢtır. Egemen olma amacının gerçekleĢtirilmesi uğruna imkân dâhilinde olan her Ģey serbest görülmüĢtür.

SavaĢlarda yaĢanan acı ve ölümlerin giderek artması üzerine bu tehlikeli duruma karĢı koymak ve peĢ peĢe gelen nesillerin gördüğü acı ve dehĢeti bertaraf etmek isteyen bir düĢünce dalgası ortaya çıktı. Bu düĢünce ile hareker eden uluslararası toplum, savaĢların düzenlenmesi, ilkelerinin belirlenmesi, sınırlarının açıklanması ve kurallarının konulması yoluyla insanlığı bu savaĢlardan korumak için çeĢitli çalıĢmalar yaptı. Bu çalıĢmalar sonucunda savaĢ kanunları ya da uluslararası kanunlar ortaya çıktı. Ayrıca birkaç geleneksel ve konvansiyonel kuralın konulmasıyla bu talepler karĢılanmaya çalıĢıldı. Bunların en önemlileri 1899 ve 1907 yıllarındaki Lahey AnlaĢması, 1949‟daki Cenevre SözleĢmeleri ve 1977‟deki Ġki Ek Protokol‟dür. Uluslararası toplum, savaĢı yasaklamada ve ortadan kaldırmada baĢarılı olamadı. Zira Dünya‟da iki yıkıcı dünya savaĢı meydana geldi. Birincisi 1914-1918 yılları arasında ve ikincisi ise 1939-1945 yılları arasında meydana geldi. Bu iki savaĢ insanlığın vicdanında derin yaralar açtı. Nitekim geride insanlık için yıkım, umutsuzluk ve sıkıntı bıraktı. Hala bunun etkileri günümüze kadar devam etmektedir. Bu savaĢlardan ilk zarar gören de insanın hayatı, sağlığı ve istikrarıydı.

Bu savaĢların kötü sonuçları sebebiyle uluslararası toplum nezdinde savaĢı ateĢleyenlerin ve insanlığa karĢı suçları ve yasal olmayan eylemleri iĢleyenlerin cezalandırılması gerektiği düĢüncesi oluĢtu. Bu amaçla iki uluslararası mahkeme kuruldu. Biri 1945‟teki Nürnberg Mahkemesi diğeri ise Tokyo‟daki Uzakdoğu Uluslararası Askerî Mahkemesi‟dir. Bu mahkemelere ağır eleĢtiriler yapıldı. Fakat bunlar; uluslararası toplumun, uluslararası ceza adaletini gerçekleĢtirme ve kurbanları zulümden kurtarma isteğini bilfiil gerçekleĢtirdi. Uluslararası toplumda daha önce bilinmeyen bireysel ceza sorumluluğu ilkesi, kiĢilerin resmi

(15)

2 dokunulmazlık ve özelliklerine itibar edilmeme ilkesi ve en üst amirin emirlerini gerekçe göstermeme ilkesi gibi yeni ilkeler konuldu.

XIX. asrın sonlarında Uluslararası Ġnsancıl Hukuk ve Uluslararası Ceza Hukuku kavramlarını yerleĢtirmek için hukuki ve doktrinel çabalar hızlanmaya baĢladı. Bu çabalar da insancıl örfi kuralları konvansiyonel bir kalıba sokmak ve uluslararası anlaĢmalar, bildiriler ve protokoller Ģeklini alan yeni kurallar üretme Ģeklinde oldu.

BM SözleĢmesi gereği savaĢları, insanların haklarına tecavüzü ve uluslararası iliĢkilerde güç kullanmayı cezalandırmak için çabalar gösterilse de dünyanın birçok yerinde Ģiddetli bir Ģekilde uluslararası ve iç silahlı çatıĢmalar meydana geldi. Bu çatıĢmalar insanlık üzerinde ağır sonuçlar bıraktı. Örneğin 1992-1995 yıllarında Balkanlar‟daki çatıĢma, 1991-1994 yıllarında Ruanda‟daki yerel savaĢta dini, ırksal ve siyasi çatıĢmalar sebebiyle en ağır suçlar iĢlendi. Bu facialar, Uluslararası Güvenlik Konseyi‟nimüdahale etmeye sürükledi. Konsey, çatıĢmaları sonlandırmak, uluslararası güven ve barıĢı sağlamak ve suçluları cezalandırmak için BirleĢmiĢ Milletler AntlaĢmasının 7. bölümünde düzenlenen yetkilerini kullandı. Konsey çatıĢmalara bakan geçici uluslararası ceza mahkemelerinin kurulmasıyla ilgili kararları ilk defa açıkladı. Bu doğrultuda eski Yugoslavya‟daki savaĢ suçlularının cezalandırılması için bir mahkemenin kurulmasıyla ilgili 1993 Yılı 827 Sayılı kararı verdi. Konsey, Ruanda Cumhuriyeti‟ndeki iç savaĢ suçlularının cezalandırılması için ikinci mahkemenin kurulmasıyla ilgili 1994 Yılı 955 Sayılı kararını verdi.

Bu mahkemelerin iĢleyiĢini gösteren hukuk metninde; mahkemelerin uluslararası hukukun kaynakları olan uluslararası örf ve anlaĢmalarda düzenlenen kurallara göre savaĢ suçlarına bakma yetkisi olduğunu ifade etti. Böylece uluslararası toplum, büyük suçlarla mücadele etmede ve cezasız kalma olgusunu sona erdirmedeki ciddiyetini ortaya koydu. Fakat bu iki mahkeme geçici olduklarından dolayı diğer silahlı çatıĢmaların ne olacağı, bu suçları iĢleyenlerin engellenme yolunun ne olduğu ve bunların nasıl yargılanacakları soruları cevapsız kaldı. Buna binaen insan haklarının ve uluslararası barıĢ ve güvenliğin çiğnenmesiyle ilgili dosyalara bakmakla yetkili olacak ve uluslararası en ağır suçlarda yetkisini kullanacak daimi bir uluslararası ceza yargı sisteminin kurulması için uluslararası

(16)

3 çabalar yoğun bir Ģekilde arttı. Uluslararası toplum, 1948‟de soykırım suçunu engelleme antlaĢmasını kabul ettikten sonra yaklaĢık 50 yıl boyunca bu alanda yorucu ve uzun çabalar harcadı. Bu çabalar sonucunda daimî olan ilk uluslararası ceza mahkemesinin kurulması için uygun Ģartlar oluĢtu. Böylece 17 Temmuz 1998‟de 160 ülke, 16 uluslararası örgüt, 5 özel örgüt ve ajans, BM‟ye bağlı 9 kurul ve 238 tane resmi olmayan örgüt temsilcilerinin katılımıyla Ġtalya‟nın Roma Ģehrinde BM‟ye bağlı Gıda ve Tarım Örgütü yerleĢkesinde Uluslararası Diplomatik Temsilciler Konferans‟ı düzenlendi. Konferansa katılanların sayısı yaklaĢık 5000‟e ulaĢmıĢtır. Ceza Mahkemesi‟nin statüsünün nihai Ģeklini oluĢturmada Mısırlı Profesör olan Mahmut ġerif Besyuni‟nin büyük bir katısı oldu. Uluslararası toplum, 17 Temmuz 1998‟de Evrensel Gıda ve Tarım Örgütü‟nün yerleĢkesinde gerçekleĢen Roma Konferansı‟nda mahkemenin statüsünü kabul etti. Daimi olan Uluslararası Ceza Mahkemesi‟nin doğuĢu; insan hakları, hukuk egemenliği ve evrensel olarak insanlık suçlarının iĢlenmesini engellemede ve bu suçları iĢleyenlerin cezalandırılmasında büyük bir adım sayıldı.

(17)

4

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

ĠNSAN HAKLARI VE ULUSLARARASI CEZA YARGISININ

TARĠHĠ VE GELĠġĠM SÜRECĠ

Suç ve kanunsuz fiillerden caydırma ve bu fiilleri cezalandırma düĢüncesi bugün ortaya çıkmıĢ bir Ģey değildir. GeçmiĢ medeniyetlerde kök salmıĢ ve insanlığın geliĢmesi ile birlikte geliĢmiĢtir. Ulusal ceza kanunları, uzun bir zaman suçlarla ilgilenir ve onları iĢleyenleri cezalandırırdı. Bunları da hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde düzenler ve devletin kendisi tarafından belirlenmiĢ ve tasvir edilmiĢ yasal bir çerçeve içinde uygulardı. Bununla birlikte, bu ülkelerin uluslararası toplumun geri kalanıyla dıĢ iliĢkilere girmesi ve bu iliĢkileri yöneten yasaların ihlal edilmesine neden olan “uluslararası suçlar” olarak adlandırılan baĢka bir tür suç çeĢidi meydana getirmiĢtir. Böylelikle ortaya çıkan bu yeni durum ulusal ceza kanunu dıĢında, bu suçların faillerine karĢı caydırıcı ve kısıtlayıcı bir mekanizma bulunmasını gerekli hâle getirmiĢtir. Bu nedenle, uluslararası suçların failleri için, ulusal ceza kanunlarından uzak ve caydırıcı bir mekanizma oluĢturmak adına uluslararası çabalar bir araya gelmiĢtir.

DeğiĢik siyasi, hukukî ve entelektüel düzeylerdeki uluslararası çabalar, çatıĢma ve barıĢ zamanlarında insan hakları ve insani normların ihlallerini azaltmak ve etkili bir mekanizma bulmak için iĢbirliği yapmıĢtır. 1919'da Versailles AntlaĢması'nın imzalanmasından, 1994'te Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesinin kurulmasına kadar olan uluslararası ceza mahkemesi tarihi ispatlamıĢtır ki; uluslararası toplumun, daimî bir uluslararası ceza mahkemesi kurması gereklidir. Çünkü uluslararası barıĢ ve güvenliği, insan haklarını ve uluslararası insani hukukunu etkileyen birçok ihlal, bulunmaktadır. Bu mekanizmanın yokluğu suçluların cezasız kalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle, ulusal ve uluslararası deneyimlere dayanan ve tek bir kanuna tabi ve geriye dönük olarak çalıĢmayan, kalıcı bir uluslararası mahkemenin kurulması gereklidir.1

1HASAN, Sayit Abdul Latif, el-Mahkemetû‟l-Cînâiyyeti‟d-Devliyye (ĠnĢaâ, Nizâm, Ġhtsâs), Darü Ġl-nahda El-arabıya Yayınevi, Kahire, 2004, s.92.

(18)

5 1. Uluslararası Ceza Yargısının Tarihsel GeliĢimi

Ġnsanlık, ortaya çıktığından bu yana insanlar arasında savaĢlar ve çatıĢma olmuĢ ve insanlara tarihi yolculuğunda eĢlik etmiĢtir. Öyle ki savaĢ ve çatıĢmalar, insanlık tarihinin bir özelliği hâline gelmiĢtir. Kurbanların kanıyla lekelenen tarih sayfaları, insanoğlunun savaĢlarında iĢlenen vahĢet ve felaketlerin kanıtı olarak ortaya çıkmıĢtır.2

Böylelikle Ġnsanların uygarlıklarını yok eden, Allah'ın ve beĢeriyetin kanunlarının birçoğunu ihlal eden bu suçların, faillerinin hesap verdiği ve cezalandırılabildiği yetkili bir yargı organına ve uygulanabilir bazı hüküm ve kurallara olan ihtiyaç ortaya çıkmıĢtır. ġimdi, Uluslararası Ceza Hukukunun nasıl geliĢtiğini bilmek için, öncelikle geçirmiĢ olduğu tarihi aĢamaları incelemeliyiz.

1.1. Birinci Dünya SavaĢı‟ndan Önceki Dönemde, “Uluslararası Ceza Yargısı” Kavramının Ortaya ÇıkıĢı

Birçok ülke, eski zamanlardan beri insanlar arasındaki çatıĢmaları görmüĢ ve halklara ve milletlere karĢı iĢlenen bu ciddi suçların yargılanması içinde sesler yükselmiĢtir. Buna ek olarak, Uluslararası Ceza Hukuku kuralları incelenmiĢ ve insanlığı etkileyen bu ciddi suçların faillerinin uluslararası bir alanda cezalandırılmaları için hukukçular tarafından uluslararası alanda, kendine özgü bir hukuki hareket baĢlamıĢtır. Bu hareket, savaĢlar ve çatıĢmalar sırasında gözetilmesi gereken insan hakları ve insani kuralların ihlaline iliĢkin ciddi suçlarla uğraĢan bir yargı sistemi kurmak isteyen devletlerin siyasi ve resmî eğilimlerini yansıtıyordu. Orta Çağ, kilisenin Avrupa'daki hükümet sistemini kontrol ettiğini ve Hristiyanlığı egemen kıldığını, ayrıca kilisenin Avrupa'daki ana güç olduğunu ve halka önderlik yaptığını ortaya koymuĢtur.3

O dönemde savaĢ, düĢmana karĢı kendini savunma durumu dıĢında bir cezalandırma aracı olarak görülüyordu. Topluluk, güvenliğini tehdit eden bir

2BASĠM, A‟la, Dâmânat el-Mûtêhem Amâmé-l-Mâhâkimi-l ec-Cînâeye ed-Daülyâ, Yüksek lisans Tezi, Camyatü El-Necah, Nablus, 2011, s.2.

(19)

6 saldırıya veya kargaĢaya maruz kalıyorsa bu eylemi cezalandırmalıydı. Bu ilkeler Avrupa'da dinsel gerekçelere dayanan ve düĢmanca olan savaĢların ortaya çıkmasını engellememiĢti. Çünkü bu savaĢlar için ana motivasyon dinin ta kendisi idi ve onlar bunu Tanrıya itaat ve onun çağrısına cevap olarak görüyorlardı. Böylelikle Avrupa‟da uzun bir süre barıĢ ortadan kalktı. Sonuç olarak katliamların, cinayetlerin ve infazların yayılması, birçok insanın yok edilmesi, özgürlüklerin ortadan kaldırılması, kitap ve kütüphanelerin, değerli sanatsal ve edebî hazinelerin yakılması, gazetelerin ve yayınların sansürlenmesi ve barbarca uygulamaların yaygınlaĢmasıyla Avrupa barıĢ olmayan bir yer hâline geldi.4

Bu savaĢlar sadece Batı Avrupa ülkeleriyle sınırlı değildi, alevleri diğer kıtalara kadar ulaĢmıĢtı. Din kisvesi altında Avrupalılar yurtdıĢına gitmiĢler ve din adına Amerika, Afrika ve Asya kıtalarında milyonlarca insanı yok etmiĢlerdi. VahĢet ticaretini uygulamıĢ ve bu kıtaların zenginliğini yağmalamıĢlardı. Kilisenin bu düĢüncesi, bir süre aynı yönde ve görüĢte devam etmiĢti. Öyle ki dinî bir formda egemenliğini herkese empoze etmiĢtir. Neredeyse küçük, büyük bütün devletleri ele geçirmiĢti. Böylece krallar ve hüküm sahipleri onların tavsiyeleri ve iradeleri dıĢında hiçbir Ģey yapamaz hâle gelmiĢlerdi.5

Bu egemenlik, Fransa tarafından kilisenin 1294- 1303'te iĢgaline kadar devam etti. Fransa Kralı Philip, Papa (Boniface VIII)'nın hapsedilmesini emretti.6

Bu olaydan sonra papalık yıkıldı. Papalığın çöküĢü, Avrupa'nın birliğini ve bütünlüğünü yitirmesine ve küçük devletlere bölünmesine sebep oldu. Bu yıkım, devletlerin kendi aralarında denge ve barıĢ içinde yaĢamalarını sağlayacak, çok sayıda koordinasyon ve örgütlenmeler oluĢturmalarına yol açtı.7

Bu geliĢmeler sırasında, bağımsız mahkemeler tarafından, savaĢ suçlarının cezası ile ilgili uluslararası bazı uygulamalar gözlemlenmiĢtir. Vitoria, Suarez, Grotius ve Vattel gibi eski hukukçular, zarar gören devletlerin vatandaĢlarına verilen

4DAWSON, Christopher, Medieval Essays, Sheed and Ward, New York,1954, s.75. 5DAWSON, s.75.

6LÜEMR, Cön, Târihü-l-Kênîsa, Cezü 4., Darü-l Eltakafa, Kahire, 1990, s.30-31; BOASE, Thomas Sherrer Ross, Boniface VIII, London: Constable, 1933, s.346.

7AYTANĠ, Ziyad, el-Mahkemtü-l ec-Cinaeye Düleya ve Tâtâür el-Kanun-l-Cînâeyi ed-Düleeyi, 1. Baskı, MenĢuratü‟l Halebiyyi‟l hukukiye, Beyrut, 2009, s.26.

(20)

7 zararı soruĢturmak için, galip gelen devlete bağlı adli bir makamın kurulmasına iĢaret etmiĢlerdir.8

Tarihin Ģahit olduğu meĢhur olaylardan biri de 1474'te, Sir Peter von Hagenbach‟ı yargılamak için farklı eyaletlerden ve krallıklardan 28 yargıçtan oluĢan uluslararası bir mahkemenin kurulmasıdır. Bunun neticesinde, Alsas'taki "Burgundy" de tahtını ve mülkünü bırakmak zorunda kalmıĢ ve mali sıkıntı yaĢamıĢtır.9

Bu kiĢi, kendisine geçici olarak teslim olan komĢu bölgelere acımasızca saldırmıĢ ve baskı kurmaya baĢlamıĢtır. Bunun üzerine Avusturya ve Ġsviçre, 1469-1474 yılları arasındaki suçları nedeniyle mücadele etmekve yargılanmak için uluslararası bir ittifak kurmuĢtur. Ve 11 Nisan 1474'te tutuklanmıĢ ve "Ren" topraklarında bu ittifakın oluĢturduğu bir mahkemede yargılanıp ölüm cezasına çarptırılmıĢtır.10

Fransız Devrimi'nin 1789'daki baĢarısının ardından, halklar ve milletler arasında barıĢı ve kardeĢliği sağlamak için bir dizi ilke ve değer oluĢturulmuĢtur. Feodalizm ve despotizm ile mücadele etme, savaĢ ve çatıĢma düĢüncesinden kurtulma ihtiyacı; bu ilkelerin çeĢitli topluluklar, politikacılar ve hukukçular tarafından destek bulmasına neden oldu.11

Napolyon Bonapart tahta geçtiğinde, bu ilkeleri ve kuralları yasalara dönüĢtürme fikrini benimsedi. 11 Ağustos 1800'de Fransız Medeni Kanunu ve Halk Yasasını yazmak için bir komite görevlendirdi ve görev 1804'te tamamlandı. Kanun,

8eĢ-ġEYHA, Hüsam Ali, el-Mêsûlîya ve-l-Ġ‟kââb A‟lââ Cerâimû‟l-harp, Dirâsêtün Tâtbiki‟â A‟lââ Cêrâim el-Harp fi-l-Bôsna vê-l-Hêrsêk, Darü elcameyaa Ġl-cadida Yayın evi, El-Eskenderia, 2004, s.214.

9SAV, Özden, Uluslararası Ġnsancıl Hukuk Açısından SavaĢ ve BariĢ Hukuku, TBB, Ankara, 2015, s.113-115; HELLER, Kevin, SIMPSON, Gerry, The Hidden Histories of War Crimes Trials, Oxford University Press, UK, 2013, s.14; GREPPĠ, Edoardo: “The evolution of individual criminal

responsibility under international law”, International Review of the Red Cross, No. 835, 1999, s.

531; AMBOS, Kai, Treatise on International Criminal Law: Vol 1: Foundations and General Part, OUP Oxford, UK, 2013, s.1; DORIA, José, GASSER, Hans-Peter, BASSIOUNI, M. Cherif (eds), The Legal Regime of the International Criminal Court, V. 19, International Humanitarian Law Series, BRILL, 2009, s.4.

10SAV, s.113-115; DOĞARD, Cön, Sadü-l Tağraa Bayin'a Hukukéi ilé-İnsan'i ve‟l-Kanunu

ed-Daüley el-İnsani, el-Mecelle ed-Düliya li'lsaleb el-Ahmar, Cenevre, Y.11, S.61, 1989, s.431-432;

WILSON, John: History of Switzerland, Casimo Inc., Paperback Edition, 2007, s. 119.

11LOBINGER, Charles Sumner, “Napoleon and His Code”, Harvard Law Review, Vol .32, No .2, (Dec.,1918), s.117-118.

(21)

8 bir yıl sonra yürürlüğe girdi. Kendisine “Fransa Medeni Kanunu” adı verildi. Daha sonra adı" Napolyon Yasası " veya “Code Napolyon” olarak değiĢtirildi.12

Napolyon‟un, bu yasalar aracılığı ile uluslararası barıĢı ve güvenliği desteklemeyi ve uluslararası topluma hizmet etmeyi değil; Avrupa ve ötesindeki geniĢlemeci emellerine hizmet etmeyi amaçlamadığını belirtmek gerekir. Bu sayede Napolyon bazı Avrupa ülkelerine (Ġngiltere, Avusturya ve Rusya) karĢı mütemadiyen savaĢlara girmiĢtir. Bu olay zikredilen devletlerin krallarının ve yöneticilerinin bu kiĢinin büyük tehlikesi ile yüzleĢme adına, ittifak oluĢturmalarına yol açmıĢtır. Ġttifak, 31 Mart 1814'te Fransız ordularına karĢı bir savaĢ baĢlatmıĢ ve onları yenmiĢtir. Paris'i ele geçirip, Napolyon'u tutuklamıĢlardır.13

Napolyon, 11 Nisan 1814'te Alba Adası‟nda hapsedilmiĢ, daha sonra hapishaneden kaçmıĢ ve Avrupalı düĢmanlarını, intikam almakla tehdit etmiĢve yeniden güçlerini toplamak için Avrupa'ya geri dönmüĢtür.14

Napolyon, Waterloo SavaĢı‟nda Ġngiliz ve Prusyalılara ikinci kez yenilmiĢve 22 Temmuz 1815'te tekrar tutuklanmıĢtır. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıĢ, 1821'de ölünceye kadar St. Helena Adası‟na sürülmüĢtür.15

Ġdam edilmemesinin nedeni; ihlal suçunu iĢleyen kiĢileri cezalandıran uluslararası bir hukuk normu ile uluslararası bir ceza mahkemesinin bulunmamasıdır. Uluslararası Ceza Mahkemesi‟nin bu dönemdeki (kesin ve sistemli anlamıyla) yokluğu, barıĢ ve adalet severlerin seslerinin yükseliĢi, halkın güvenliğini tehdit eden ciddi suçları yargılamak için uluslararası mahkemelerin kurulmasına neden olmuĢtur. 1.2. Birinci Dünya SavaĢı‟ndan Sonra Uluslararası Ceza Hukuku - Modern Uluslararası Ceza Hukuku

I. Dünya SavaĢı, Avrupa ülkeleri arasında, 1914-1918 yılları arasında dört yıl sürmüĢ, bu uzun süren savaĢta ortaya çıkan Ģiddetli çatıĢmalar hayatların ve

12LOBINGER, s.117-118.

13CEVDET PAġA, Ahmet, Târîh-i Cevdet, C 10., Dâr üṭ-ṭibâ‟at ül-‟amire Matbaası, Ġstanbul, 1858, s.138-159.

14CEVDET PAġA, s.198-200. 15CEVDET PAġA, s.202.

(22)

9 mülklerin kaybına ve tüm Ģehirlerin yok olmasına neden olmuĢ; insanlık o güne kadar bu savaĢın benzerini görmemiĢti.16

Bu savaĢ Avrupa ülkeleri için bir felaket olurken, savaĢa katılan BirleĢik Devletler ve Japonya gibi Avrupa dıĢındaki ülkeler için büyük faydalar sağlamıĢtı ve savaĢ yıllarında ekonomileri büyük ölçüde artmıĢtı. 1918'de savaĢın Müttefik Kuvvetlerin zaferiyle sona ermesinden sonra; yıkıma yol açan bu tür savaĢlara son vermek ve bu tür yıkıcı savaĢların tekrar edilmemesi ve onları baĢlatanların cezalandırmasını sağlamak; ayrıca gelecekte bu suçlara iĢtirak edenler veya sebep olanlarında yargılanıp cezalandırılması için siyasi, resmî ve yasal düzeylerde ciddi talepler ve yoğun çabalar ortaya çıkmıĢtı.17

Bu yargı sürecini aĢağıdaki aĢamalara ayırabiliriz:

1.2.1. Ġki Dünya SavaĢı Arasındaki Dönemde Uluslararası Ceza Yargısı Uluslararası çabaların bir sonucu olarak Ekim 1918'de, Almanya ile bir ateĢkes antlaĢması yapıldı. 18 Ocak 1919 ile 21 Ocak 1920 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen ön barıĢ konferansının toplanması üzerine Fransa; savaĢta oynadığı büyük rolünden, savaĢın baĢlangıcında mücadelelerin büyük bir kısmının kendi topraklarında meydana gelmesinden ve Almanlar tarafından büyük zarar görmelerinden dolayı barıĢ konferansının merkezi olarak seçildi. Bu konferansta, uluslararası bir komitenin oluĢturulması, savaĢı baĢlatanların sorumluluğu ve yaptırımlarının nasıl uygulanacağı belirlenecekti. 1919 yılı aynı vakitlerde bir barıĢ antlaĢması imzalanmıĢtı.18

ġimdi konferansın sonucuyla alakalı bazı detayları ele alacağız. 1.2.1.1. 1919 Yılı Sorumluluk Komitesi Raporu

“SavaĢa Sebep Olanların Sorumluluğu ve Cezalandırılması Komisyonu” olarak da bilinen bu komite, 25 Ocak 1919'da kuruldu. 10 müttefik devletler temsil eden 15

16KAHVECĠ, Ali Abdülkadir, el-Kadâu‟l-Cinâî‟d-Devlî, Cerâim ve Êhemmû‟l-Mûhâkemât, 1. Baski, Darü-l hâleby Yayın Evi, Beyrüt, 2001, s.174.

17KAHVECĠ, s.16.

18ERTAN, Ali Erhan, ÖZGÜN, Tevfik Orçun, “I. Dünya Savaşı‟nın Ardından Yenidünya Düzenine

Doğru: 1919 Paris Barış Konferansı”, Türkiye Sosyal AraĢtırmalar Dergisi, Des 2016, V.20,

Issue.3, s.553-554; SHARP, Alan, “The Enforcement of the Treaty of Versailles”, 1919–1923, Diplomacy & Statecraft Publisher, September 2005, V.16., Issue.3, s.423-425.

(23)

10 üyesi, savaĢa sebep olanları ele almak ve bu savaĢ suçlularının sorumluluğunu belirlemek üzere bir araya gelmiĢti. Bu komisyon, modern ceza mahkemelerinin kurulmasının önünü açan ilk uluslararası soruĢturma komisyonlarından biri sayılmaktadır. Komite, raporunu 29 Mart 1919'da BarıĢ Konferansı'na göndermiĢtir. Bu komitede kaydedilen en önemli gözlemler Ģunlardır:19

1) Uluslararası siyasi irade seviyesinde, ilk kez çok önemli yasal ilkeler kabul edildi ve modern uluslararası ceza yargılamasının temel oluĢturuldu. Bu ilkeler arasında; kiĢilerin kendi ülkelerindeki kanunlar gereğince korunmalarını sağlayan hukuk kanunları ile pozisyonlarına bakılmaksızın, bireylerin uluslararası cezai sorumluluğu ilkesi vardır. Ayrıca saldırı, uluslararası suç sayılmıĢtır.

Komisyon, raporunda savaĢ suçlularını iki kategoriye ayırmıĢtır:

Birinci kategori: Bir devlete ya da vatandaĢlarına karĢı savaĢ yasalarını ve geleneklerini ihlal eden fiilleri iĢleyenler, zarar gören devlet mahkemeleri önünde yargılanmalıdır.

Ġkinci kategori: Farklı milletlerden olan vatandaĢlara zarar verenler veya farklı bölgelerde suç iĢlenmesini emreden kimseler, birden fazla devlet veya vatandaĢlarına zarar veren eylemlerde bulunduklarından dolayı bu kategoriye giren herkes, uluslararası ceza mahkemesi tarafından yargılanmalıdır.20

2) Uluslararası Adli ĠĢbirliği Prensibi: Komite bu ilke ile suçluların ve insanlığa karĢı iĢlenen suçlar için arananların iadesi, savaĢ suçluları, gerekçeler ve

19Komite, BeĢ Büyük devlet (Fransa, Ġngiltere, Ġtalya, Japonya ve Amerika BirleĢik Devletleri)‟in, her birinden iki, Ayrıca müttefik ülkeler (Belçika, Yunanistan, Polonya, Romanya ve Sırbistan. Brezilya, Bolivya, Çin, Küba, Çekoslovakya, Ekvador, Haiti, Panama, Guatemala, Liberya, Nikaragua, Peru, Portekiz, Uruguay Belçika, Yunanistan, Polonya, Romanya ve Sırbistan. Brezilya, Bolivya, Çin, Küba, Çekoslovakya, Ekvador, Haiti, Panama, Guatemala, Liberya, Nikaragua, Peru, Portekiz, Uruguay)den seçilen BeĢ üyeden oluĢur; Bkz. BASSIOUNI, Mahmud ġerif, el-Mahkemetû‟l-Cinâiyyeti‟d-Devliyye, NâĢétüha ve Nîzamûhâ el-esâei, Rüz il-yosuf yayın evi, 3. Baskı, 2002, s.12. 20Sorumluluklar Komitesi Çoğunluğun oylarıyla Ģu öneride bulundu: (Fransa, Ġngiltere, ABD, Ġtalya ve Japonya) ülkelerinin her birinin tayin ettiği 3 hâkim ayrıca, Belçika, Polonya, Yunanistan, Portekiz, Romanya ve Sırbistan, Çekoslovakya ülkelerinden birer yargıcın olduğu toplam 22 yargıçtan oluĢan, uluslararası bir mahkemesinin kurulmasını önerdi. Mahkeme, her biri en az beĢ yargıçtan oluĢan birtakım kısımlara bölünmüĢtür. Ve ayrıca mahkemenin yargı yetkisinin ve duruĢma usul ve esaslarının belirlenmesini de içermektedir; Bkz. Commission on the Responsibility of the Authors of

the War and on Enforcement of Penalities, The American Journal of International Law, Vol. 14,

(24)

11 iddialar ne olursa olsun af olmaması ve sanıkların suçları ispat edilene kadar kendilerini savunma hakkının olması konusunda iĢbirliğini onaylamıĢtır.

3) Komite, hem devletin hem de bireyin ikili uluslararası sorumluluğunun tanınmasını kabul etti. Komite, savaĢı baĢlatanların Almanya ve müttefikleri olduklarını kabul etti. Ayrıca niteliklerine, derecelerine ve pozisyonlarına bakılmaksızın; komutanların, görevlilerin ve askerlerin uluslararası cezai sorumluluğunu onayladı.

4) Komite, uluslararası yaptırım ilkesini onaylamıĢtır. Sorumluluk komitesi, saldırının uluslararası bir suç, ahlak ve adaletin aksi bir Ģey olduğuna karar verdi. Ancak konuyla ilgili uluslararası bir hükmün bulunmaması nedeniyle faillerine karĢı ceza uygulayamayacağını ifade etti. Komisyon, bu nedenle gelecekte bu suçlar için ceza önerisinde bulundu.21

1.2.1.2. Paris BarıĢ Konferansı ve AnlaĢmalar 1919-1923

Uluslararası çabalar, 18 Ocak 1919'dan 21 Ocak 1920'ye kadar Uluslararası BarıĢ Konferansı Sorumlulukları Komitesi‟nin sunumunu takip eden aylarda hız kazandı. Paris barıĢ konferansı 1919'da imzalanan ve 1920'de Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen barıĢ antlaĢmalarının temeli olarak kabul edildi. BarıĢ Konferansı, beĢ antlaĢmayla sonuçlandı. Bu antlaĢmalar:22

Almanya ile yapılan 28 Haziran 1919 tarihli Versailles (Versay) AntlaĢması, Avusturya ile yapılan 10 Eylül 1919 tarihli St. Germain (Sen Jerman) AntlaĢması, Macaristan ile yapılan 4 Haziran 1920 tarihli Trianon (Triyanon) AntlaĢması, Bulgaristan ile yapılan 27 Kasım 1919 tarihli Noelly (Nöyyi) AntlaĢması, Osmanlı Ġmparatorluğu Büyükelçisi ile yapılan 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr AntlaĢması‟dır.

21 SHARP, s.423-438.

221919'da Paris BarıĢ Konferansı'nın yapılmasına neden olan beĢ antlaĢma, 10.09.1919 tarihinde Almanya ile yapılan Versailles AntlaĢması, 27.11.1919 tarihinde Avusturya ile yapılan Saint Germain AntlaĢması, 26.06.1920 tarihinde yapılan Neue AntlaĢması, Macaristan ile yapılan Trianon AntlaĢması ve 15.07.1923 tarihinde yapılan Lozan AntlaĢması ile değiĢtirilen 10.08.1920 tarihinde yapılan Sevr Osmanlı AntlaĢması. Bkz; ARMAOĞLU, Fahir, 20. Yüzyıl Siyasi Tarih (1914-1990), C. I, Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1992, s.145; SHARP, s.423-438.

(25)

12 Daha sonra bu AntlaĢma (Sevr AntlaĢması) 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan AntlaĢması ile değiĢtirilmiĢtir.23

28 Haziran 1919'da imzalanan Versailles (Versay) AntlaĢması, savaĢ suçlularının yargılanmasına yönelik uluslararası mahkemelerin kurulması ve bu mahkemelerin genel çerçevesini belirlemek için Ġttifak ve Ġtilaf devletlerinin arasında imzalanan en önemli antlaĢmalardan biridir.24

Bu antlaĢma ile savaĢ suçlularının yargılanması ve dünya barıĢının korunması için düzenlenler yapılmıĢtır. Bu düzenlemeler sözleĢmenin aĢağıda belirteceğimiz; 227, 228 ve 229. maddelerinde yer almaktadır.25

1) Madde 227: Müttefik devlet makamları ve organizasyonları, II. Wilhelm‟in uluslararası ahlaki değerlere ve insanlığa karĢı en büyük suça karıĢmakla ve insanlık suçu iĢlemekle yargılanmasına karar vermiĢtir ve sanığı yargılamak için, özel bir mahkeme kuracaktır. Sanığın kendisini savunmasıiçin tüm temel garantileri mahkeme sağlayacaktır. Mahkeme aĢağıdaki beĢ ülke tarafından atanan beĢ yargıçtan oluĢmaktadır: ABD, Ġngiltere, Fransa, Ġtalya, Japonya. Mahkeme uluslararası siyaseti yöneten ilkelere ve uluslararası ahlaki yükümlülüklere kesinlikle uyacaktır ve bunu resmen açıkça ifade etmektedir. Mahkeme kiĢi hakkında uygulanacak cezayı belirleyecektir. Müttefik Devletler ve örgütler, Hollanda Hükümeti‟ne imparatorun mahkemede yargılanması için, iade talebi gönderecektir.26

Bu madde; II. Wilhelm‟in birçok Avrupa bölgesini iĢgal eden Almanya‟nın büyük liderinin, savaĢı baĢlatmadaki rolü ve savaĢ sırasında meydana gelen saldırganlık ve ihlallerden doğrudan sorumlu olduğu gerekçesiyle yargılanması ve uluslararası ceza hukukunun geliĢtirilmesi alanındaki en önemli uluslararası metinlerden biri olarak kabul edilmektedir.

23

SANDER, Oral, Siyasi Tarih ilk Çağlardan 1918`e, 12. B, Ġmge Kitabevi, Ankara, 2003, s.402-412; The Oxford Handbook of the History of International Law, Editor: Bardo Fassbender, Anne Peters, OUP Oxford, 2012, s.681; MUHAMMED, Hamza Hüseyin, RĠYAD, Lübna, Târih‟ül Âlem‟i-l Mûâsîr, el-manhel Yayınlar, Amaan, 2015, s.63-66.

24ERDAL, Selcen, Uluslararası Ceza Mahkemsinin Devlet Egmenliğine Etkisi, 2. Baskı, Adalet yayınevi, Ankara, 2018, s.11; SANDER, Siyasi Tarih ilk Çağlardan 1918`e, s.402.

25DORIA, GASSER, BASSIOUNI, (eds), s.9-21.

26VERSAY ANTLAġMASI (TREATY OF VERSAILLES 1919(, https://www.loc.gov/law/help/us-treaties/bevans/m-ust000002-0043.pdf, E.T.14.05.2018.

(26)

13 Müttefikler, uluslararası bir özel askerî mahkeme tarafından yargılanmak üzere savaĢ suçuna karıĢmakla suçlanan herkesin iade edilmesi için 227. madde ile Almanya'ya çağrıda bulundular.27

Ancak, Müttefik Devletlerarasında 227. maddenin metni ve mahkemenin "II. Wilhelm"i yargılama yetkisi hakkında ihtilaf ortaya çıktı. Fransa ve Ġngiltere davayı desteklerken, Amerika ile Japonya itiraz etmiĢlerdi. Gerekçeleri ise sonucu savaĢ olan eylemlerin mahkemede yargılanamayacağıydı. Ayrıca imparatorun yargılanması, devletlerin egemenliği ilkesine aykırıydı.28

Bu sebeple;

227. maddenin metni pratik düzeyde baĢarılı olmamıĢ ve II. Wilhelm‟in Hollanda'ya kaçıĢı nedeniyle teorik bir metin olarak kalmıĢtır. Daha sonra, II. Wilhelm1941'de ölünceye kadar Hollanda'da kalmıĢ ve Hollanda Kralı, aralarında olan yakınlıktan dolayı onu korumuĢtur.29

Bunun sebebi; Müttefiklerin adaleti sağlamada ciddi olmayıĢlarıdır, çünkü politik olarak II. Wilhelm'i kınamaya veya yasal olarak yargılanmasına niyet etmemiĢlerdi. Hollanda'ya gönderilen iade metninde bu açıkça görülüyordu. "Ġmparator aleyhine suçlama, konu bakımından hukukî bir nitelik taĢımamaktadır ve sadece bir formalite olarak yargılanacaktır."30 Ġfadesi, metnin uluslararası hukuk metnine dayanmadığını ve sadece deneme amaçlı olduğunu göstermektedir.

Hollanda ise iadeyi reddederken aĢağıdaki gerekçelere dayanmıĢtır:31

27BASSIOUNI, M. Cherif, En Forcing Human Rights Through Ġnternational Criminal Law And Through An International Criminal Tribunal At Human Rights, Edited by Louis Henkin and John Hargrove, Washignton, 1994, s.337; MULLINS, Claud, The Leipzig Trials: An Account Of The War Trails Ans Study Of German Mentality, H.F. & G. Witherby, London, 1921, s.216-217; DAVÛDĠ, Riyad, Târihû-l el-Âkâtu-Devliyyeti Müfavdat Ġl'eslam, 5. Baskı, Camét'ü DimaĢk Yayın, DimaĢk, 1998, s.101.

28

ERDAL, s.11; BARTROP, Paul R., JACOBS, Steven Leonard, “Modern Genocide: The Definitive

Resource and Document Collection”, Vol.4, The Definitive Resource and Document Collection,

ABC-CLIO, 2014, s.119. 29

ERDAL, s.11; AZARKAN, Ezeli, “Bireyin Uluslararası Sorumluluğu ve Miloseviç Davası”, S.Ü.H.F.D, Cumhuriyetimize 80. Yıl Armağanı, 2003, Cilt 11, s.3; GÜLLER, Nimet-ZAFER, Hamide, Uluslararası Ceza Mahkemesi El Kitabı, GSI, Bonn, 2006, s.2.

30el-FAR, Muhammed Abdulvâhid, ec-Cêrâiymû-l ed-Ddevliyetü ve Sûltâtü-l Ġkâbi Êleyha, Darü il‟nnahda Ġlarabiyye, kahire, 1996, s.80.

31ATEġ EKġĠ, Canan, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Ġnsanlığa KarĢı Suçlar Üzerindeki Yargı Yetkisi, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2004, s.5; HAMÛDE, Muntasır Saîd, el-Mahkemetû‟l-Cînâiyyeti‟d-Deûlîyye: en-Nâzâriyyetû‟l-„âmme li‟l-Cerîmeti‟d-Deûliyye, Dâru‟l-Câm‟ati‟l-Cedîde li‟n-NeĢr, Ġskenderiyye, 2006, s.40-43.

(27)

14 a) 227. madde, Alman Ġmparatoru‟nun cezalandırılması gereken suçları kesin olarak belirtmemiĢtir ve sadece uluslararası ahlakile uluslararası anlaĢmaların kutsallığının açık bir Ģekilde ihlal edildiğini ifade etmiĢtir.

b) 227. madde, mahkemeyi kuran müttefik ülkelere cezanın belirlenmesinde takdir hakkı vermiĢtir. Bu ise "Metnin dıĢında ceza öngörmez." cümlesinin yasal olma ilkesinin kaybolmasını sebep olmaktadır. Ayrıca, yargıç savaĢtaki düĢman ve galibin bizzat kendisidir. Böyle bir kimseden adalet beklemek mantıksızdır.

c) Hollanda; Versailles AntlaĢması'na taraf olmadığı, kendisinin bu antlaĢmaya uymakla zorunlu olmadığı ve hükümlerinin kendisine uygulanmayacağından dolayı, bu kararı reddetmiĢtir.

d) 4/1 maddeli Hollanda Anayasası, toprakları üzerinde bulunan tüm bireylere, “Hangi ulustan olursa olsun!” kiĢilerin ve mallarının korunmasına iliĢkin eĢit hakları garanti eder.

2) Madde 228: Alman Hükümeti, müttefiklere, askerî mahkemeler huzurunda, savaĢ ve kanunlarına aykırı fiilleri iĢleyen kiĢilerin, bu özel mahkemelerin kanunlarına uygun olarak yargılanma ve cezalandırma hakkını tanır. Bu hüküm, Alman mahkemeleri veya müttefikleri tarafından daha önce yargılanmıĢ olsalar dahi sanıklara uygulanır.32

3) Madde 229: “müttefik devletlerin vatandaĢlarına karĢı savaĢ suçluları, bu devletin askerî mahkemelerinde yargılanacak, çeĢitli devletlerin vatandaĢlarına karĢı savaĢ suçu iĢleyenlerin failleri, ilgili devletlerden gelen hâkimlerden oluĢan bir askerî mahkeme tarafından yargılanacaktır. Sanık, kendisini savunmak için bir avukat seçebilir” 33

4) Madde 230: “Alman hükümeti, cezai fiillerin ortaya çıkmasının ispat edilmesini kolaylaĢtırmak, araĢtırmalara yardımcı olmak ve onların sorumluluklarını

32VERSAY ANTLAġMASI )TREATY OF VERSAILLES 1919(,

http://avalon.law.yale.edu/subject_menus/versailles_menu.asp, E.T.14.05.2018. 33VERSAY ANTLAġMASI )TREATY OF VERSAILLES 1919(,

(28)

15 uygun bir Ģekilde değerlendirmek için elindeki bütün belgeleri ve bilgileri sağlama yükümlülüğünü taahhüt eder.”34

228, 229, 230 sayılı maddelerde, büyük savaĢ suçlularının, savaĢın yasa ve geleneklerine aykırı fiiller yaptıklarından dolayı kiĢisel cezai sorumluluğu olduğu ve müttefik kuvvetler askerî mahkemelerinde yargılanmaları belirtilmektedir. Almanya‟nın da onları teslim etmek zorunda olduğunu göstermektedir.35

Bu maddelerin uygulanması, Almanya'nın Alman iç hukukuna aykırı olduğu ve iadelerinin iç huzursuzluğa ve gerilimlere sebep olduğu gerekçesiyle, ülkelerinin liderlerini mahkemelere teslim etme konusundaki isteksizliğinden dolayı zorluklarla karĢılaĢmıĢtır. Daha sonra Almanya, vatandaĢlarının ulusal mahkemelerinde yargılanması için BarıĢ Konferansı‟na baĢvuruda bulundu. Müttefik ülkeler de Almanya‟nın bu talebini kabul ettiler.36

18 Aralık 1919'da, Alman Parlamentosu, savaĢ suçlularını yargılamak için Leipzig'de bulunan bir yüksek mahkemenin kurulmasını öngören bir yasayı kabul etti.37 Müttefikler, Sorumluluk Komitesi (854 kiĢi arasından seçilen 45 kiĢiden oluĢturulmuĢtur). Tarafından hazırlanmıĢ listeyi sundu. Ancak mahkemenin huzuruna savaĢ yasalarını ihlal etmekle suçlanan 16 subaydan baĢka kimse gelmedi. Bunların içindense sadece 6 subay mahkûm edildi. Bunlara karĢı ise suçlarının büyüklüğüne göre uyumsuz olan, ciddiyetsiz kararlar verildi.38

Böylece, modern tarihte ilk “Uluslararası Mahkeme”, politik ve kiĢisel çıkarların baskınlığı nedeniyle baĢarısız oldu. Böylelikle Modern Çağ‟da, Uluslararası Ceza Hukukunun ilk gerçek modelinin oluĢumuna doğru olan hayaller kayboldu. Daha sonra uluslararası toplum geçmiĢe dönük affetme politikasına yöneldi, özelliklede Avrupa Birliği görevlerine 1920'de baĢladıktan ve bazı anlaĢmazlıkları barıĢçıl yollarla halledebildikten sonra,

34VERSAY ANTLAġMASI )TREATY OF VERSAILLES 1919(,

http://avalon.law.yale.edu/subject_menus/versailles_menu.asp, E.T.14.05.2018. 35 MULLINS, s.6.

36

MULLINS, s.26. 37 MULLINS, s.35.

38GÜLLER-ZAFER, s.2-3; FREĠCA, HiĢam Muhammed, el-Kâda‟ül-Cinâyi ed-Dûveli, Darü Ġl'rayé Yayın Evi, 1. Baski, Amman, 2012, s.57.

(29)

16 Avrupa'da ve Dünya‟da güvenlik ve barıĢı desteklemek için Almanya ile gelecekteki iliĢkileri yeniden değerlendirmeyi ele aldı.39

1.2.2. Ġkinci Dünya SavaĢı Suçlularının Yargılanmasına Yönelik Uluslararası Ceza Yargısının Kurulması Ġçin Uluslararası Çabalar

II. Dünya SavaĢı‟nın, Uluslararası Ceza Yargısı kavramının geliĢmesinde çok önemli bir yeri vardır. Çünkü Uluslararası Ceza Yargısının geliĢmesinde büyük etkisi olan, uluslararası askerî ceza mahkemelerinin kurulması bu dönemde meydana gelmiĢtir.

ġöyle ki, savaĢan tarafların savaĢ suçlularının cezalandırılması konusundaki kararlılıklarını teyit eden uluslararası görüĢler II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra artarak devam etti. Polonya Hükümeti 20 Kasım 1940 tarihinden itibaren uluslararası suçların faillerinin bu amaç için kurulmuĢ uluslararası bir mahkeme önünde yargılanması gerektiğini belirten bir bildiri yayınladı. Ġngiltere BaĢbakanı Winston Churchill ve ABD BaĢkanı Roosevelt, 25 Ekim 1941'de, aralarında önceden bir anlaĢma olmaksızın bir açıklama yaptı. Churchill, savaĢ suçlularının cezalandırılmasının, bu savaĢın amaçlarından biri olması gerektiğini söyledi. Aynı zamanda, Roosevelt, Almanlar tarafından yürütülen terörist eylemleri kınadı ve açıklamasını, Almanlar tarafından yönetilen terörün ve sindirmenin kendisine daha korkunç bir karĢılık verilmesine neden olacağını söyleyerek bitirdi.40

25 Ocak 1941'de Sovyet DıĢiĢleri Bakanı Molotov, Rus topraklarında Almanlar tarafından iĢlenen katliamları ve suçları açıklayan üç belgeyi delegelere sundu ve Sovyetler Birliği'nin özel bir uluslararası mahkeme huzurunda bu suçlardan sorumlu olanları yargılamak istediğini ilan etti.41

II. Dünya SavaĢı'nın baĢlangıcından bu yana gerçekleĢen ardıl olaylar ve bu olaylara eĢlik eden vahĢetler ve düĢmanca, acımasız zulüm eylemleri sonucunda, uluslararası toplum, Alman savaĢ suçlularının yargılanmasına ve askerî nitelikteki ilk uluslararası ceza mahkemesi olan, Nürnberg Mahkemesinin kurulmasına giden adımları belirleyen toplantı ve konferanslara

39

MULLINS, s.24-25.

40SÜLEYMÂN, Abdullah Süleyman, el-Mûkîddîmâtû‟l-Esâsîyye fi‟l-Kânûni‟d-Dêvli‟l-Cinâyî, Divan il'mtbüat Ġl'camieyaa, Cezayir,1992, s.53.

(30)

17 devam etmeyi kabul etti. Bu mahkeme, Nazi liderlerini savaĢ sırasında iĢledikleri suçlardan yargılayacaktı. Bu suçları; savaĢ suçları, barıĢa ve insanlığa karĢı suçlar olarak üçe ayırdı. Bu konuda atılan adımlardan kısaca bahsedelim.

1) James'in Açıklaması: 12 Haziran 1941'de, Nazi iĢgali nedeniyle, sürgün edilen dokuz Avrupa hükümetinin (Belçika, Yunanistan, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Çekoslovakya, Eski Yugoslavya, Özgür Fransa ve Norveç) temsilcilerinin ve gözlemci olan on ülkenin (Ġngiltere, Avustralya, Kuzey Ġrlanda, Kanada, Hindistan, Yeni Zelanda, Güney Afrika Birliği, ABD, Çin, Sovyetler Birliği) katılımıyla, Londra'daki St. James Sarayı'nda bir toplantı düzenlendi. Bu devletler, uluslararası bir mahkeme huzurunda Alman savaĢ suçlularının yargılanmasının hızlandırılması gerektiğini ifade eden bir bildiri yayınladılar.42

Daha sonra, ittifak devletleri BaĢkanları adına, ABD BaĢkanı Roosevelt, Ġngiliz ve SSCB adalet bakanıları tarafından, bu tür yargılamalara ve Alman suçlularına karĢı cezai yaptırım uygulanmasına duyulan ihtiyaç hakkında açıklamalar yapıldı.

Ġngiliz Hükümeti, San James Palace'ın bildirisine imza atan devletlere, savaĢ suçlarını soruĢturmak için 17 ülkenin temsil ettiği özel bir komite kurmasını önerdi.

Bu komite kuruldu ve “BM SavaĢ Suçlarının Ġncelenmesi Komisyonu” (UNWCC)43olarak adlandırıldı. Ve Nazi savaĢ suçlularını yargılamak için Askerî Ceza Mahkemesinin kurulmasında ilk adım olarak kabul edildi.

Kendisine bağlı olan 15 Cumhuriyetin temsilini Ģart koĢan ve Müttefikler tarafından kabul edilmeyen, SSCB, bu komisyona katılmamıĢtı.44

2) Moskova‟nın Açıklaması: 30 Ekim 1943'te ABD, Ġngiltere, Rusya ve Çin'in dıĢiĢleri bakanları, bir toplantı düzenledi. Ardından Stalin, Churchill ve

42GÜLLER-ZAFER, s.4; MATTRAUX, Guenael, Perspectives on The Nuremberg Trial, Oxford University Press, London, 2008, s.729; “Trial of War Criminals Before the Nuernberg Military

Tribunal under Control Council Law No. 10”, Vol. XV Procedure, Practice and Administration

Washington, DC: Government Printing Office, 1946-1949. 43United Nations War Crimes Commission (UNWCC).

44ÜBEYD, Hasenin Ġbrahim, el-Kadâ‟ul Cinâi-Ddüveli Târihûhû ve Tatbikatûhû, TeĢrîyâtûhû, Darü Ġ'nahdaa Ġlerabeya Yayın, Kahire, 1997, s.57-58; eĢ-ġAZLĠ, Fétûh Abdullah, el-Kanun'ûl-Cinâyi-Ddüveli, Divan Ġl'mtbüat Ġl'camieyaa, Eskenderia, 2003, s.105; AMBOS, s.2-3; Bkz. PLESCH, Dan, Human Rights After Hitler: The Lost History of Prosecuting Axis War Crimes, Georgetown University Press, 2017, s.47-58.

(31)

18 Roosevelt tarafından imzalanan ünlü Moskova Bildirisi yayınlandı. Ġçeriği Ģu Ģekilde idi: Alman liderler iĢledikleri zulümlerden yargılanmalı ve suçlular, suçlarını iĢledikleri devletlerin mahkemelerinde yargılanmaları için, yakalanmalı ve iade edilmelidirler. ġayet suçları belirli bir coğrafi bölgeyle sınırlanamazsa, Müttefikler tarafından oluĢturulacak özel bir uluslararası mahkemenin önünde yargılanmalıdırlar. Ayrıca bu bildiride büyük savaĢ suçlularının daha sonra yargılanmasına vurgu yapılmıĢtır.45Ancak Sovyetler Birliği buna itiraz etmiĢ ve derhal yargılanmalarını

talep etmiĢtir; Sovyet Yüksek Mahkemesi çok sayıda sanığı yargılamıĢ ve aleyhlerinde gıyabi hükümler vermiĢtir.46

3) Yalta Konferansı: Konferans, 4-11 ġubat 1945 tarihleri arasında, Karadeniz kıyısında, Güney Ukrayna‟da bulunan Kırım'da gerçekleĢti. Müttefiklerin zaferi daha net hâle geldikten sonra, Britanya, Sovyetler Birliği, ABD (Roosevelt, Stalin ve Churchill) liderleri dünyanın özelliklede Avrupa‟nın kaderini belirlemek için bir araya geldiler. Süper güçlerin liderleri, savaĢ suçlularını adalete teslim etme konusundaki kararlılıklarını bir kez daha teyit etti; Konferans sırasında ABD, büyük savaĢ suçlularının sorumluluğu, üç büyük devletin yönetimi altında Almanya'nın üç bölgeye bölünmesinin belirlenmesi, Alman kuvvetlerinin silahsızlandırılması, savaĢ sanayilerinin kontrol altına alınması, barıĢ ve güvenliğin sağlanması için, uluslararası bir örgüt kurulmasına dair bir tezkire sundu.47

4) San Francisco Konferansı: 30 Nisan 1945'te, Fransa, ABD, Sovyetler Birliği ve Ġngiltere temsilcileri arasında bir toplantı yapıldı. BirleĢmiĢ Milletler Örgütü‟nün kurulmasına karar verildi. Ayrıca ABD, Avrupalı büyük savaĢ suçlularının yargılanması için askerî bir mahkemenin kurulmasını önerdi.48

45ÖNOK, Rıfat Murat, Tarihi Perspektifiyle Uluslararası Ceza Divanı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2003, s.38; MATTRAUX, s.730-731.

46

SANDER, Oral, Siyasi Tarih 1918-1994, Ġmge Kitabevi, Ankara, 2001, s.171-173; MAHMUT, Dârî Halil, YUSUF, Bâsil, el-Mahkemetû-l ec-Cînâiyyetû ed-Devlîyyêtû Hîmeâ-ntûl el-Kanun êm Kanunû'l Ġl‟êhimênê, baitül il'hıkmaa,1. Baski, Bağdat, 2003, s.32-33.

47SANDER, Siyasi Tarih 1918-1994, s.174-176; ERDAL, s.13-14; A Decade of American Foriegn

Policy: Basic Documents, 1941-49 Prepared at the request of the Senate Committee on Foreign Relations By the Staff of the Committe and the Department of State. 81st Congress, 1st sess, Doc123, Washington, DC: Government Printing Office, 1950, s.2-3.

48es-SA‟DÎ, Hamîd, el-Mahkemet-ül Cinaiyyetü ed-Devliyyetü Ġl'éhtesasü ve Kvâidî-l Ġl‟éhale, 1. Baski, Darü i'nahdaa Ġlérabeya, Kahire, 2002, s.123-124.

(32)

19 5) Potsdam Konferansı: Büyük devletler, Berlin'in eteklerinde, Potsdam'da 17 Temmuz- 2 Ağustos 1945 tarihleri arasında gerçekleĢen bu konferansta tutumlarını yeniden teyit ettiler. Konferansa, SSCB CumhurbaĢkanı Stalin, 1945 Nisan'ında ölen Roosevelt'in halefi olarak ABD BaĢkanı Harry Truman ve Ġngiltere BaĢbakanı Clement Attlee katıldı. Büyük üçlü, savaĢ suçlularının yargılanması ve adaletin mümkün olduğu kadar çabuk uygulanması gerektiği ve Almanya‟nın silahsızlandırılması ve Nazi yönetiminin sona ermesi konularındaki görüĢlerini yinelediler.49

6) Londra AnlaĢması: ABD, Fransa, SSCB ve Ġngiltere'den delegeler, 30 Kasım 1943 tarihli Moskova Bildirisi‟nde yer alan anlaĢmanın uygulanması için istiĢare yapmak üzere 26 Haziran 1945'te Londra'da bir araya geldi. Devletler, farklı öneriler sunarken, BM Temsilcisi Yargıç (Robert Jackson)50

uluslararası bir mahkemenin kurulması için uluslararası bir taslağın hazırlanmasını teklif etti. Bir baĢka taslak ise, uluslararası suçlar olarak kabul edilen eylemleri içermekteydi. Katılımcılar büyük savaĢ yargılanması konusunda hemfikir değillerdi; Bazıları, 13 Mart 1815'teki Viyana Konferansı'nda Napolyon'da olduğu gibi, büyük savaĢ suçlularının yasadıĢı olmaları ve yargılanmaması gerektiği yönünde ortak bir karar verilmesini önerirken, diğerleri adaletin yerini buluncaya kadar yargılanmalarını önerdi. Uzun ve zorlu tartıĢmalardan sonra toplantılar, suçları belirli bir coğrafî yerleĢim alanıyla iliĢkilendirilemeyen büyük savaĢ suçluları Müttefik hükümetlerin ortak kararları ile cezalandırılacaktı. ÇalıĢmalar sonucunda 8 Ağustos 1945 tarihli Londra AntlaĢması imzalanarak toplantılar sona erdi.51

49SANDER, Siyasi Tarih 1918-1994, s.191-192; ERDAL, s.15-16.

50Jackson, Spring Creek kenti, Pinsilvanya eyaletinde doğdu ve Frewsburg, NY'de büyüdü. Sadece mütevazı bir eğitim ve üniversite derecesi yokken, yaklaĢık 20 yılını baĢarılı bir avukat olarak geçirdi. Robert Jackson Adalet Departmanı'nda Genel BaĢsavcı, BaĢsavcı ve nihai olarak Yüksek Mahkeme Adaleti olarak görev yaptı. O Mahkemesi iken, Almanya'da büyük Nazi savaĢ suçlularının denemeler, koordine etmek için, yönetmek ve uygulamak için BaĢkan Truman tarafından atandı. Nuremberg'de Uluslararası Askeri Mahkemede (IMT) BaĢsavcı olarak görev yapmıĢtır; The Robert H. Jackson Center envisions a global society where the universal principles of equality, fairness and justice prevail, https://www.roberthjackson.org/article/robert-h-jackson-biography/, E.T.26.04.2018.

(33)

20 Bu mahkeme sadece Nazi liderlerini iĢledikleri suçlardan dolayı yargılayacaktı. AntlaĢmanın 6. maddesi iĢlemiĢ oldukları suçları; barıĢa karĢı suçlar, insanlığa karĢı suçlar ve savaĢ suçları diye kısımlara ayırmaktaydı.52

Londra SözleĢmesi‟nin 1. maddesi, Uluslararası Denetim Kurulunun, suçları özel bir coğrafi konumu olmayan bireyler veya organ veya kuruluĢ üyeleri veya her ikisi de olan savaĢ suçlularını yargılamak için Alman Denetim Kurulu ile görüĢtükten sonra kurulacağını öngörmektedir. ĠĢbu AntlaĢmanın 2. maddesi, bu tür bir mahkemenin, SözleĢmenin ekinde yer alan ve Nürnberg Tüzüğü olarak adlandırılan antlaĢmaya ekli yönetmeliklerde öngörülen yetki ve iĢlevlerin tesis edilmesini öngörmektedir. Önceki maddelerin ıĢığında Nürnberg Mahkemesi kuruldu53

ve müttefikler, Nürnberg Mahkemesine getirilemeyen savaĢ suçlularını yargılamak için 20 Aralık 1945 tarihli 10 sayılı Konsey Yasası'nı çıkardılar.54

1.2.3. ÇağdaĢ Uluslararası Ceza Yargısı

Nürnberg ve Tokyo yargılamalarını takip eden yıllarda, tüm uluslararası örf ve sözleĢmelerin ihlal edildiği ciddi ve trajik olaylar yaĢandı, uluslararası toplum ise bu acı verici olayları sadece izliyordu. 1991-1993 yılları arasında Yugoslavya'da iĢlenen iğrenç suçlar, uluslararası toplumun uyanmasına yol açtı ve Yugoslavya'daki uluslararası suçların faillerinin cezalandırılması gayesi ile uluslararası bir yargı sistemi kurulması ihtiyacı ortaya çıktı. Burada, yaklaĢık çeyrek milyon Müslüman

52AntlaĢmanın tam metni için bkz: http://avalon.law.yale.edu/imt/imtconst.asp, E.T.26.04.2018; Tezcan, D., “Saldırgan Savaş ve Devletlerarası Ceza Hukuku”. A.Ü.S.B.F Dergisi, C. 49, S.1-2,1994, Ocak-Haziran, s.360; ÖNOK, s.40; FERENCZ, Benjamin B., “International Criminal Courts:

The Legacy of Nuremberg”, 10 Pace Int'l L. Rev. 203, 1998, s.211; BEYAZIT, Özgür, “La Haye Uluslararası Ceza Mahkemesine Giden Süreçte Uluslararası Ceza Yargılaması”, TAAD, Cilt 1., Yıl

2., Sayı 5., (20 Nisan 2011), s.325.

53AZARKAN, Ezeli, Nuremberg'ten La Haye‟ye Uluslararası Ceza Mahkemeleri, Beta Yayınları, Ġstanbul, 2003, s.52.

54Müttefikler, kayıtsız Ģartsız teslim olması nedeniyle Almanya'ya karĢı mutlak güç kullandılar. Müttefikler Nürnberg Mahkemesine getirilemeyen diğer Alman savaĢ suçlularının yargılanmasına iliĢkin 10. Yasayı çıkardılar. Fransız, Amerikan ve Ġngiliz kuvvetleri tarafından kontrol edilen alanlarda bu yasaya göre çeĢitli askerî mahkemeler kurulmuĢtur. Almanya, Belçika, Yunanistan, Hollanda, Polonya, Rusya, Eski Yugoslavya, Norveç ve eski Çekoslovakya gibi bir dizi Avrupa ülkesinde çok sayıda mahkemeler kurulmuĢtu. Bu mahkemeler, Almanya'da, müttefikler tarafından savaĢ suçlularını yargılamak için diğer mahkemelere ek olarak kurulmuĢtur ve bunlar uluslararası mahkemeler değil, ulusal mahkemelerdir; TAYLOR, Telford, “Savunma Bakanlığı'nin Nürnberg

Savaş Suçu Davaları ve Kontrol Konseyi Yasası Uyarınca Nihai Raporu”, No. 10 Washington, DC:

Government Printing Office, 1949. https://www.loc.gov/rr/frd/Military_Law/NT_final-report.html, E.T.07.01.2019.

Referanslar

Benzer Belgeler

Verilen bilgileri kullanarak bölünen sayıları bulun. 21) İki basamaklı üç sayının toplamı 195'tir. Bu sayılardan biri 11 olduğuna göre.. diğer sayılardan küçük olanı en

Congenital facial asymmetry, might as well as be due to depressor anguli oris muscle aplasia (DAOA), so called “congenital asymmetric crying facies”.. Additional

Her satır ve sütunda sadece iki sayı olacak şekilde 1-8 rakamlarını tabloya yerleştirin.. Her bir rakam sadece bir kez kullanılacak ve

KLASİK SUÇ GENEL TEORİSİ SUÇ KUSURLULUK (Manevi Unsur) HUKUKA AYKIRILIK FİİL (Maddi Unsur)... Maddi Unsur: Fiil 236 FİİL HAREKET İCRA İHMAL NEDENSELLİK

Bu gruba giren savaş suçlarının aslı 1907 Lahey Sözleşmeleri, Nürmberg mahkemesi statüsü ve kararlarına dayanmaktadır 98. Bu kategoriye dahil edilen savaş

opposition-to-the-international-criminal-court-archived-articles.html.. ةمتاخلا قلا ماكحأو دعاوق تروطت ، ظوحلم لكشب يناسنلإا يلودلا نونا نيناوق ددح امدنع

Deneysel olarak rumen dokusu karıştırılarak oluşturulan sucuk numunesinden alınan bir kryostat kesiti, Oklar: Çok katlı yassı epitel parçaları,

Bu çalışmanın amacı, Türkiye Mobilya Endüstrisinde çeşitli illerde (Ankara, Kayseri, İnegöl) faaliyet gösteren firmalar tarafından, ev içi kullanımlar için