• Sonuç bulunamadı

Tevfik Fikret ölümünün 76. yılında Aşiyan'da bir toplantıyla anıldı:Atatürk'ü nasıl etkiledi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tevfik Fikret ölümünün 76. yılında Aşiyan'da bir toplantıyla anıldı:Atatürk'ü nasıl etkiledi?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

_______________________ KÜLTÜR-SANAT____________________________

Tevfık Fikret ölümünün 76. yılında Aşiyan’da bir toplantıyla anıldı

Atatürk’ü nasıl etkiledi?

AŞİYAN M Ü ZESİ’N İN BA H Ç ESİN D E — Tevfik Fikret toplantısı Aşiyan M iizesi’nin bahçesinde yapıldı. (Soldan sağa) Enver Ercan, Vecihi Timuroğlu, Şükran Kurdakul, Salim Rıza Kırkpınar, Konur Ertop. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU)

lama ondan sonra başlar. Böyle bir sü­ reç içindedir Fikret’in şiirlerinde toplum­ sallık temalarının ağır basması. Bu, du­ rup dururken olmamıştır.”

Çevreme bakıyorum. Aşiyan’ın ön bahçesine masalar, sandalyeler atılmış. Çoğu emekli öğretmen bir dinleyici kit­ lesi. Arada konuşmacıların sözleri alkış­ larla kesiliyor, Fikret’ten dizeler mırılda­ nılıyor.

Söz Konur Ertop’ta. Ertop, Fikret’ten günümüze O’nun etkisinin izlerini belir­ ledikten, özellikle M ustafa Kemal’i na­ sıl etkilediğinin üzerinde durduktan son­

ra “Fikret’in şiirlerinin içeriğine, yarat­ tığı etki bakımından göz gezdirince” di­ yerek şiirlerinden de örneklerle Fikret’­ in hedeflerini şöyle belirliyor:

“İdealisttir. Geleceğe, genç kuşaklara inanç ve güven besler. Ülkesini çağdaş, ileri duruma getirecek çalışma hedefle­ rini belirler. Bu hedefler de şu noktaları kapsan Uygarlık, Batıklaşma, bilim, eği­ tim öğretim ve aydınlanma. Özgürlük. Adalet. Barış. Kadın haklan.”

Son konuşmacı Vecihi Timuroğlu. Ti­

muroğlu da “Aydınlanma Çağı” içinde

Fikret’in yerini saptamaya çalıştığı ko­ nuşm asında görüşlerini şöyle dile ge­ tiriyor:

“Fransız aydınlanmasının özü şu: D i­ ne karşı çıkma, dini yargılama, öğretim eğitimi öne çıkarma, bilimi ve aklı öne çıkarma, insanı kendi yerinde değerlen­ dirme. Fikret işte şiirlerinde bunları söy­ lüyor. H aluk’a yazdığı birçok şiirde hep insanı, hep bilimi, hep aklı öne çıkarı­ yor. Prom ete şiirindeki ‘geleceğin elektrikçisi’ sanki Atatürk’ü işaret eder gibidir. Bu, aklın, bilimin verilerini kul­ lanmaktır.”

Toplantı bitiyor, hayır bitmiyor, bu kez söz sırası emekli öğretmenlerde. Ak- şamsefaları mor çiçeklerinin kokusunu Boğaz’ın serinliğine bırakmışlar.

Mikrofon sonunda dinleyiciler arasın­ da bulunan Cevdet Kudret’te kalıyor.

Cevdet Kudret’in anlattıkları ise ayrı bir haber niteliğinde:

“Mithat Cemal Kuntay, Fikret üzeri­ ne büyük bir inceleme hazırlamış. Bu ki­ tabın var olduğunu biliyordum, fakat

nerede olduğunu bilmiyordum. Bu kitabı vaktiyle İstanbul Belediyesi satın almış. Fakat eski harfli olduğu için bugüne de­ ğin ortaya çıkaramamışlar. Bundan bir- iki ay önce bana bundan söz ettiler. Git­ tim müsvetteleri gördüm. Ve o müsvet- teleri bugünkü harflere, yeni harflere çe­ virme işini üstlendim. Ama o kadar bü­ yük bir kitap ki onu benim oturup yaz­ mam imkânsız. Bir öneride bulundum. Dedim ki bana bantları verin, ben bun­ ları okuyayım, siz sonra çözün. Yeni harflere çevirin. Önerimi kabul ettiler. Ç ok önemli bir kitap bu. İçinde sayıla­ mayacak kadar çok belge var. Bazı not­ lar da var. Ve Kuntay diyor ki bu belge­ ler yayımlandıktan sonra Aşiyan Müze- si’ne verilsin. İşte şimdi bunları bitirmek istiyorum.”

Cevdet Kudret’in sözlerini Haşim Ne­

zihi Okay da onayladıksan sonra bir öne­ ri ile toplantı sona eriyor: Bir Tevfik Fik­

ret derneği kurmak. Derneğe de M usta­

fa Kemal’i onur üyesi olarak almak. Bakalım, derneğin kuruluşu Fikret’­ in 77. ölüm yılına yetişebilecek mi?

REFİK DURBAŞ

“Ben mutlu bir kişiyim ar- k a d a ş ' a n m . B en im gib i çok mutlu ki­ şiler var bura­ da. Ben Bü­ yük A ta ’nın k a r ş ı s ı n d a Fikret okudum. Yıl 1925, Bursa’da. Şap­ ka inkılabı olduğu zaman. Bursa’ya, on kişilik muallim mektebi öğrencileri, Da- rülmuallim’in öğrencileri Atatürk’ü ziya­ rete gittik. Müdürümüz İbrahim Alaat- tin Gövsa, kimya hocamız Rüştü Uzel, resim hocamız Şevket Dağ, matematik hocamız H afız Kemal Sun, tabiiye h o­ camız Kemal Arttts Bey. Biz Bursa’da Atatürk’ün huzurundayız. Hocalarım ı­ za bazı sualler sordu. Hiç unutmam, ta­ biiye hocamıza sordu, 1925’te. ‘Muallim Bey’ dedi, ‘çocuklara Darwin nazariye- sini öğretiyor musunuz ve nasıl öğreti­ yorsunuz? Lütfen izah ediniz’ Biz son­ ra Darwin nazariyesini men ettik efen­ dim.”

Bebek’te Aşiyan Müzesi’nin bahçesi.

Tevfik Fikret ölüm ünün 76. yılında bir toplantıyla anılıyor. Enver Ercan’ın yö­ nettiği toplantıya Salim Rıza Kırkpınar,

Şükran Kurdakul, Konur Ertop ve Veci­

hi Timuroğlu konuşmacı olarak katılı­ yorlar.

Yukarıdaki sözler ‘hocaların hocası’

Salim Rıza Kırkpınar’ın. Salim Rıza,

Fikret’ten anılarla başlıyor sözlerine. İkinci konuşmacı Şükran Kurdakul.

Kurdakul, Fikret’in yaşadığı çağın bir panoramasını çizdikten sonra sözlerini şöyle bağlıyor:

“Fikret, döneminin idraki içindedir. Artık yan sömürge olm uş, son nefesini vermek üzere bulunan, Batı emperyaliz­ mi tarafından o hale getirilmiş bir ülke­ nin aydını olduğu bilincindedir. İşte pat­

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

baktığımızda, çoğunun gezegen benzeri uydulara sahip olduğunu görüyoruz. Bu uydulara ‘gezegen benzeri’ denilmesinin sebebi, sahip oldukları manyetik alan ve

ABD’de bilimsel çal›flmalara finansman sa¤layan Ulusal Bilim Vakf› (NSF), 2015 y›l›na kadar nanoteknoloji alan›- na 1 trilyon dolar destek sa¤layacak.. Nanoteknoloji,

Man- dihulanın korunduğu durumlarda glossektomi ile birlikte boyun disseksiyonu sonrası intra oral sütür dehisansı ve fistül sık karşılaşılan bir komplikasyondur..

Çalışmada, labo- ratuvarımızda izole edilen S.pneumoniae suşlarının çeşitli antibiyotiklere karşı direnç oranlarının belirlen- mesi amaçlanmıştır.. GEREÇ

Daha sonra gördüm ki, büyük gazetelerin başında olan, politik yazı­ lar yazan bir çok kimseler, tıpkı sizin ve be­ nim gibi spordan başlamışlar

H alk ın gözü

Capacity building in the nonprofit sector is frequently needed in the areas of organizational development, strategic and long range planning, developing fundraising plans,

Ne muazzam, ne taun j sütunlar, ne ihtişamlı kemerler, j Bana öyle geliyor ki Romaiılar eski medeniyetleri unutturmak için böyle muazzam ve muhte­ şem eserler