ır n tı if fm ıt u ıt ii H iı tt M M fM M K b
f 7 .5 1 íf 2 ^
... . . . 2 0 AĞUSTOS 1937 t ı ı ı ı ı ı ı ı n ı ı ı i f i ı ı ı ı ı ı ı * ıt M iı ıu ıt ııııı if iıt H i ııııı ııııır ııı ııııı if t ııı ım f iı if > H iıım i( t m iiu u ııiM t iM iıı m m ı ıııii H i ıı< iJ m ıı» w i« ı m iim m f iı ııt ı t ıt ı t ııı iM t ıı ıt o t iiH u ıı > t ııt t t t ( t ıt m ııı ıif £NAZIM HİKMET İN
SON PİYESİ
B
OLŞEVİK inkılâbından sonraki Rus edebiyatı Türkiye’de bilinmez. Fakat Batıda ki tercüme ve tenkidlerden anlıyoruz ki, bu E ısmarlama edebiyat, ne Puşkin Syannda bir şâ- | ir, ne de Tolstoi ve Dostoyevski ayarında ro- I maııcı yetiştirebilmiştir.
Rus inkılâbının ilk yıllarında intihar eden | Mayakovski adında genç bir komünist şâirin hiç | bir şiirini görmediğim tarihlerde (30 sene kadar | evvel), Nâzım Hikmet’in nazım tarzmı, hayâlle- İ rini ve şiir üslûbunu aynen ondan taklit ettiği-
E ni bilmiyordum. Sonra bu intihaller bâzı dergi-
E lerde ortaya kondu. Fakat Nâzım’ın körü körüne
E bir taklitçi olduğunu bilmeyenler onu yeni şii-
E rin önderi gibi tanımağa ve selâmlamağa devam | ediyorlardı.
Türkiye’de rahatça yürütülebilen bu kalpa - | zanlığı Rusya’da (Mayakovski’nin memlekeıin-
| de) devam ettirmek kolay değildi. Sovyetler
| Birliğine kaçan Nâzım Hikmet, orada bu zorluk - E la karşılaştı. Rus şâirini taklit etse, çakılacaktı; | etmese, kendi cevheri Sovyet piyasasını kazana. E bilmeğe kifayetsiz kalacaktı. Nitekim öyle ol- E muş olacak ki, Nâzım Hikmet burada kazandı-
E ğı edebî hayranlığı orada bulamadı. Eserleri
E hakkında son Fransız mecmualarında verilen
E tcnkid hükümleri bunların tekerlemeler ve
| beylik düşüncelerle dolu âdi şeyler olduğudur. Bu mecmualardan biri, onun (İvan İvano- I viç yaşadı m ı?) adındaki son piyesinin, iki gün | oynandıktan sonra, repertuardan atıldığını ha
ber veriyor. İstanbul’da yeni çıkmağa başlayan I (Meclis) mecmuası, bu piyesten bir parçanın |
tercümesini neşretmiş: Tam bir adilik örneği. İ
Bu oyun, adiliğinden ötürü mü ve halk tut- | madiği için mi repertuardan atılmış, yoksa iki- E
debir değişen Sovyet iç politikasına uymadığı I
için mi? Bilmiyorum. Fakat eserin lıem Stalin
f
taraftarlarını, hem de düşmanlarını memnun et- | mek gibi ikiyüzlü bir maksatla yazıldığı bildiril- E
diğine göre, hem Stalin taraftarlarının, hem de E
düşmanlarının nefretine uğramış olması da E
mümkündür. E
Nâzım Hikmet, şimdi, ona Türkiye’de bir |
kahraman mertebesi kazandıran hapishane ha- | yatuıı aratacak derecede yıkıcı bir itibarsızlık i havası içinde, edebî haysiyetini de, Moskof ha- 1 demeliğinin ona verdiği en âdi insan mertebe- 1
sini de kaybetmiş oluyor. §
Eğer bu zavallı adam zerre kadar insan |
haysiyetine sâhip olsaydı, Türkiye’de casusluk
f
suçundan asılmayı Rusya'da bu şekilde kepaze
f
olmağa tercih ederdi. Kafacığında bir damla akıl | kalmışsa, ona bu cezayı veren Allahm varlığına I inanması için bu hâle düşmeyi kâfi bir delil §
sayardı. |
**“ ... ...nıııunm ıınım ınııınnm M inm nm m m m .nm m ...m u . . ..i m , m i n i m i n i m i ,... .. iumiii'Ş