P r o f . Cemil Topuzlu
hatelıthr
p rofesö r Cemil Topuzlu memleketimizde belediye işlerini en İyi anlamış olan şahsiyettir. Şehreminliği esnasında Istan- bula biiydik hizmetler etti. Bu vazifeden ayrılmamış olsaydı bugün İstanbulun manzarası hiç şüphesiz büsbütün başka olurdu.
Profesör, şehircilik hakkında geniş bilgiye sahip olduğu gibi halkın dertlerini de yakından takip eder; temizlik, sıhhat işlerine büyük alâka gösterirdi. İstanbul işgal altında iken bile bu hususta çalışmaktan, hattâ işgal makamlarıyle mücade le etmekten bir dakika vazgeçmemişti. O, bizzat şehri gezer, teftiş eder, halkın sıhhatine zarar verecek bir şey görünce derhal en şiddetli tedbirleri alır; hileli, bozuk yiyecekler) de nize döktürürdü. Sayın profesörün şakaya gelmediğini herkes anlamıştı.
Son zamanlarda Belediyenin vaziyeti hakkında münaka şalar oluyor. Bir gazeteci bu münasebetle profesör Cemil To puzluya müracaatla mütaleasını sordu. Eski Şehremini diyor ki: «Bugün Belediyenin hakiki bir otoritesi yoktur. Bunun başlıca sebebi müstakil ve muhtar olmayışıdır. Bir Belediye, daimî surette hükümetin emir ve nüfuzu altında bulunur
sa, daha doğrusu hükümetin bir bürosu halinde kalırsa hiç bir iş yapamıyacağına inanıyorum. Bence hükümet Belediyeyi serbest bırakmalıdır. Belediyesi muhtar olmayan bir memle kette demokrasinin ileri gideceğine inanmıyorum.»
Ne doğru, ne makul sözler... Belediye siyasî bir müessese değildir. Buna politika karıştırmamak, Belediyeler müstakil ve muhtar olmalıdır. Halbuki İstanbul için buna bir türlü ka rar verilmiyor. Sayın profesör şikâyette yerden göğe kadar haklıdır.
Profesör Cemil Topuzlu’nun bu sözlerine Vali ve Belediye reisi profesör Fahrettin Kerim Gökay’ın, evvelki günkü nüs hamızda çıkan, cevabı tatmin edici değildir. Vali ve Belediye reisi hocasının sözlerine kızmış gibi «Söyliyecek ne var? Za ten artık uzun lâf yok, iş var düsturunu tatbik edeceğim» di yor. Sayın Fahrettin Kerim Gökay bir buçuk senedenberi İs tanbulini Vali ve Belediye reisidir. Şimdiye kadar hep lâfla mı vakit geçirdi ki «Artık lâf yok, iş var düsturunu tatbik ede ceğim.» diyor.
Biz bunu ümit etmek istemeyiz. Fakat ekmek meselesi gibi en hayati bir meselenin de hâlâ halledilmemiş olduğunu söylemeden geçemiyeceğiz. Muhterem Cemil Topuzlu on yaş daha genç olsa ve Belediyenin başında bulunsa bu gibi işleri muhakkak hallederdi.