• Sonuç bulunamadı

Edebiyat:Orhan Kemal'in hiç bir yerde yayınlanmamış şiiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Edebiyat:Orhan Kemal'in hiç bir yerde yayınlanmamış şiiri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EDEBİYAT

Orhan Kemal'in hic bir

i

yerde yayınlanmamış şiiri

Orhan K em al’ i kaybedeli b ir yıla yaklaşıyor. Çoğu okuyucu O r ­ han K em a l’ i hikayeleri, roman - la rı, p iy esleriyle tanır, sever, ö- ver. Şairlik yanını pek az kişi bi­ lir. Edebiyat dünyasına ş iirle ayak basan Orhan Kem al, ^azım Hik -

m et’ in haklı ilg is i ve

dürtüsü ile hikâye yaz­

maya yöneldikten sonra ilk hikâyesi İKDAM 1 da yayınlanmıştı.Hatta" te­ l i f hakkını "alabilm esi i- çin bu hikayeyi İK D AM ’-

da yayınlatan gazeteci

Kemal Sülker,Raşit K e­ mali imzasını b ir yana bırakmış, yerin e Orhan K em a l'i koymuştu.

A y sonunda gazetenin muha - sebesinden hikâye için 10 lira alıp

Bursa'ya gönderebilmek şansı­

nı taşıyan Kemal Sülker, böylece Raşit K em a lî'yi "Orhan K em a l" yaparak isim babası olmuştu.

Orhan Kemal, 1941 den 1943 ' e kadar b ir çok ş iir le r yazdı. Bun­ ların büyük b ir bölümünü Nazım,

yayınlatmak istem edi, Raşit de

öyle yaptı. Ama, arada bir, "K a rı­ ma Mektuplar"dan olsun, " 2000 Senesine Ş iirler"d en olsun b ir ka­ çını yayınlasak, ne d e r s in ? " diye sorar, sonra da "H ele b iraz daha geçsin, bakarsın başka b ir adla ya­ yın la rız, ola ki b e ğ e n irle r"d e rd i..

Orhan ölmeden önce

Nazım Usta'nın da be­ ğendiği şiirlerinden 20 sini b ir araya getirm iş­ ti. Bunların " 2000 Se - nesine Ş iirle r"b a ş lığ ıy - la yayınlanmasını is te r­ di. Ne v a r ki, kitabın b ir başkasınca eleş tirilm e - sini, hayatının b ir öze -

tinin yapılm asını ister

üstelik bunu benim ü st­ lenmemi b ek lerd i...

Ne ben rahat b ir vakit buldum, ne o,bana İsra ra vakit buldu.Ko­

ca Orhan Kem al geçen y ıl, bizi

sonsuz ked erler içinde bırakıp

göçtü.-İsteğinin kısmen de olsa

yerine gelm esi d ileğiyle RESİM ­

LE R başlıklı şiirinin HATİCE

bölümünü sunuyorum:

A sım SARP

HATİCE

ORHAN KEMAL

Hatice

düşünde gördü el oğlunu dün gece anasım çağırmadı,

yerden b ir taş alarak "dert soyka"diye bağırmadı. Uyandı sabaha yakın iki yanına baktı koltuk altları ıslaktı

yorgan kaymıştı bacaklarından. Bugün de Hatice demet taşıyor. Yine gün, alabildiğine kuru, yine gün alabildiğine sıcak, insan bunalacak. Hacı ley lek ler

dolaşıyor tarlada. Hatice kıymetini anladı el

oğlunun. İle rik i harmanda Murat

düven sürüyor; te rli yüzü kara yağız, te rli yüzü yuvarlak.

Kopmuş mintanının düğmeleri gerdanı, göğsü yaş

k ılla rı parlak. -Bu gece de g irs e düşüne

Haticenin -Hatice bugün

Murad'a demet taşıyor. Murad ona baktıkça neşeli b ir

tay gibi kancıklaşıyor.

Gün alabildiğine kuru gün alabildiğine sıcak insan bunalacak

hacı ley lek ler dolaşıyor tarlada..

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızda KGS tanısında önem taşıyan gözyaşı osmolaritesinin günün herhangi bir zamanında tek ölçümünün yeterli olup olamayacağını belirlemek için KGS’li

Elektron nötrinosu, müon nötrinosu ve tau nötrinosu olarak tanınan üç ayrı tü- rü olan bu parçacıklar, elektrik yükü de taşımadıklarından öteki madde türle- riyle

Literatürde en sık uygulanan ve önerilen adölesan sağlığını geliştirme programlarının beslenme, egzersiz, hijyen, uyku, alkol, ilaç, sigara kullanımı ve

Doğa ve kültür zenginliklerimizin salt “göz zevki” için korunduğu izle­ nimi yaratan Antalya Milletvekili Hayri Doğan’ın bu girişimi kamuo­ yuna yeterince

Y irminci yüzyıl Türk edebiyatının en önde gelen öykü yazarı Sait Faik’in ölümünün ellinci yılı nedeniyle Sakarya Üniversitesi tarafından Kültür ve

Molekülün aynı çözücüler içinde 2 numaralı geçiş olarak etiketlenen ve 530 nm civarında gözlenen geçişleri ise temel olarak yine metalden bipiridin ligandına bir

Tablo 2'de oda sayılarına göre satış oranlarının bölge ve il bazında dağılımında şu bulgulara rastlanmıştır: Akdeniz'de en yüksek satış oranı üç

Digital applications help and guide people in times of epidemics This application, which is made to meet the needs of people who are exposed to the disease and who live