14 Bilim ve Teknik
Günümüzden 1 milyar sonra, eğer kalmışsa yeryü-zündeki hemcinslerimiz, yalnızca genişlemeye baş-layan Güneş’in yaydığı ce-hennemi sıcakla bunal-makla kalmayacaklar. Bü-yük bir olasılıkla gezegeni-mizin erimiş çekirdeğini çevreleyen mantonun üs-tünde içecek bir damla su bile kalmayacak.
Bu boğaz kurutucu
ke-hanetler, Japon yerbilimciler tarafın-dan yapılıyor. ABD Jeofizikçiler Bir-liği’nin Aralık ayında San Francisco kentindeki toplantısında bu konuda bir rapor sunmaya hazırlanan Japon araştırmacılardan Shigenori Maruya-ma, "1 Milyar yıl sonra Dünya’daki tüm okyanuslar kuruyacak ve geze-genin yüzeyi, benzer bir süreç yaşa-mış gibi görünen Mars’ınkine benze-yecek." diyor. Anlaşılıyor ki, denizle-rimizin dibi delik. Maruyama ve öte-ki Japon yerbilimcilerine göre
geze-genimizin okyanusları, atmosferden ve yüzeyden kazandıkları suyun beş mislini manto tabakasına sızdırıyor-lar.
Yerbilimcilerin çoğu zaten geze-gen yüzeyinin 250 kilometre altında-ki bir geçiş bölgesinde muazzam bir su rezervinin minerallere bağlı olarak bıulunduğunu öngören bir modeli benimsemiş bulunuyor. Su bu rezer-vuarlara batma bölgesi denen ve ok-yanusları taşıyan tektonik levhaların, kıta levhaları altına kaydıkları
bölge-lerden akıyor. Mo-dele göre daha sonra su, erimiş kayayla birlikte bu bölgede alta kayan levhanın yarattığı sürtünme ısısının yol açtığı vol-kanik faaliyetle ve okyanus diplerindeki sırtlardan yükselerek yeniden yüzeye dö-nüyor. Ancak
Maruya-ma’nın hesaplarına göre geçiş bölge-sine sızan 1.12 milyar ton okyanus suyuna karşılık ancak 230 milyon ton su yeryüzüne geri dönüyor. Aynı araş-tırmacıya göre son 750 milyon yıl içinde bu süreç okyanusların düzeyi-ni 600 metre alçaltmış bulunuyor. Bu süreç, kısa dönemli iklim değişiklik-lerinin okyanus düzeyinde yol açtığı küçük ve geçici oynamalarca maske-lenmiş olmalı.
NewScientist, 11 Eylül 1999
Geleceğin Dünyası: Sıcak ve Kuru
Uluslararası bir araştırmacılar ekibi, Akdeniz’in derinliklerinde kurulacak dev bir nötrino detektörü yardımıyla Evren’in görünmeyen bölgelerini tanı-mayı ve çok büyük bölümünü oluştur-duğuna inanılan karanlık maddenin sır-larını çözebilmeyi umuyorlar. Temel parçacıklardan olan ve yıldızların mer-kezlerindeki çekirdek tepkimelerinde ya da süpernova patlamalarında çok bü-yük sayılarda oluşan nötrinolar Dünya-mızı sürekli bombardıman ediyor. Oku-duğunuz sayfanın her santimetrekare-sinden her an milyarlarcası geçip gidi-yor. Son yıllara kadar nötrinoların kütle-siz olduklarına inanılıyordu. Ancak bunların çok da küçük olsa bir kütleye sahip olduklarının anlaşılmasıyla bu gi-zemli parçacıklara ilgi artmış durumda. Elektron nötrinosu, müon nötrinosu ve tau nötrinosu olarak tanınan üç ayrı tü-rü olan bu parçacıklar, elektrik yükü de taşımadıklarından öteki madde türle-riyle çok zor etkileşiyorlar ve Dünya’yı bir ucundan ötekine çok büyük hızlarla kat ederek geçiyorlar (saniyenin 250’de biri kadar bir süre içinde). Nötrinolar, bu özellikleri nedeniyle Evren’in çok
yoğun tozlarla kaplı, ışığın delemediği bölgelerden de rahatlıkla geçtiklerin-den, geldikleri yön ve bölgeler hemen belirlenebiliyor.
Fransa’nın Marsilya limanının 46 kilometre güneydoğusunda, 2.7 kilo-metre derinlikteki deniz tabanında önümüzdeki günlerde kurulmasına başlanacak olan detektör, Antares adını taşıyor. Projede Fransa, Rusya, Hollan-da, İspanya ve İngiltere’den 130 bilim adamı görev alıyor. İngiltere’nin Sheffi-eld Üniversitesi’nden Susan Cartw-right, çok yüksek enerjili nötrinoların, düşük enerjide
olanlar-dan çok daha az oldu-ğunu, daha hızlı yol al-dıklarını ve daha uzağa gittiğini söylüyor. "Do-layısıyla çok geniş bir detektöre gereksinme-miz var" diyor. "Ayrıca detekörün kozmik rad-yasyondan korunması gerekli, bu nedenle de deniz dibinde yapıyo-ruz" diye ekliyor. Nöt-rinolar kendi başlarına
görülemiyorlar. Ancak çok nadir de olsa başka bir parçacıkla etkileşime giriyor-lar ve "Çerenkov" ışıması denen mavi renkli bir ışıma yapıyorlar. Antares, işte bu ışığı kaydedecek. Kurulması tamam-landığında detektör, deniz dibine bağ-lanmış 13 kablo üzerine dizilmiş, her biri futbol topu büyüklüğünde 20’şer fotodetektörden oluşacak. Kabloların bir grid örüntüsünde yerleştirilmiş ol-ması, nötrinoların geldiği yönün belirle-nebilmesini sağlayacak. Oxford Üniver-sitesi’nden Susan Cooper, Antares’in son derece güçlü kozmik ışın parçacık-larının nereden kaynak-landığı sorusuna ışık tu-tacağını söylüyor. Araş-tırmacılar, nötrinoların aynı zamanda henüz keşfedilememiş ağır parçacıkların bulunma-sına da yardımcı olacağı umudunu taşıyorlar. Bu parçacıkların, Evren’de-ki maddenin çok büyük bir çoğunluğunu oluş-turduğuna inanılıyor.
http://www.discovery. com/news/archi-ve/news990922/brief4html?ct=37eb8a14
Akdeniz’in Dibinde Nötrino Detektörü
Yılda 0.23 milyar ton su Dalma bölgesi Sıcak nokta Üst manto Geçiş bölgesi Alt Manto Dış çekirdek Okyanus tabanı sırtı Yılda 1.12 milyar ton su