RIFAT İLGAZ S
1911
-1993
ivas katliamının acısı bütün yoğunluğu ile sürerken bir başka acıyla, Türk Edebi- yatı’nın en büyük ustaların dan Rıfat İlgaz’ın ölümüyle sarsıl dık bu kez de. İlgaz’ın yüreği katli amın acılarını daha fazla taşıyamadı sanırız. Bu büyük ustamıza ilişkin değerlendirmelere daha ileriki sayı
larımızda yer vereceğiz elbet. Hiç unutmayacağımız Rıfat İlgaz’ı bu sayımızda sadece biyografisini ya yımlayarak anıyoruz.
191 İ de Cide’de doğdu. Ortaöğre nimini Kastamonu Öğretmen Oku- lu’nda, yükseköğrenimini -Gerede, Akçakoca ve Diizde’de altı yıl öğ retmenlikten sonra- Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölü- mü’nde tamamladı (1938). İstan bul Nişantaşı Erkek ve Karagüm- rük ortaokullarında Türkçe öğret menliği yaptı (1944). S ın ıf adlı şiir kitabı ceza yasasınm 142.
maddesi-{
ıe aykırı görülerek kovuşturma aç- ıdı, tutuklandı (Mayıs 1944). Uzun süre sonra Böğazlıyan Ortaoku- lu’na atandı.Bir yıl çalıştı, öğretmenlikten ayrıla rak gazeteciliğe başladı (1948). Markopaşa, Malumpaşa, Merhum- paşa dergilerinin yazıişleri müdür lüğünü yaptı. Adembaba (1952) adlı mizah dergisini çıkardı. D ol muş, Taş, Karikatür, Şaka, Külah dergilerinde, Yeni Gazete’de yazdı. Mizah yazılarından ve Devam
(1953) adlı şiir kitabından açılan davalardan ötürü 5 yıl 5 ay 25 gün tutuklu kalfdı. Nazikter, Açıkgöz (ilk şiirleri, Kastmonu 1927-28), Güneş, Çığır, Oluş, Yücel, Varlık, Hamle (1930-1939) dergilerinde yayımladığı şiirlerle tanınan İlgaz, ilk deneylerinde geleneksel nazım biçimlerine bağlı kalmış, kendi de yişiyle “aylak sınıfın, geçim derdin den azade insanların hoşuna giden” konuları işlemişti. 1940’dan sonra topluma bakışı, dünya görüşü belir lendikçe şiirini hızla değiştirdi; “öl çüye, uyağa, imgeye, süse, alışılmış şiir kurallarına sırt çevirdi. Halk de yimlerinden yararlanan açık, yalın, akıcı bir dil” (Asım Bezirci) örgüsü içinde taşlama öğeleri taşıyan, top lumsal acıların şairi oldu.
Yürüyüş, Pmar, Yurt ve Dünya, Ant, Gün (1942-1946), Yeryüzü, Beraber (1951-1953) dergilerinde
çıkan bu şiirleriyle toplumsal ger çekçi akım içinde kendine özgü kişilik kazandı,
a 1955’ten sonra çalışmalarmı gülme- •js ce öykü ve romanları türünde yo-
2 ğunlaştıran İlgaz, “güldürmekten ™ çok, acı duygulara yaklaşmayı, işle-
mu diği her konuda insanları-
¿ı neşelendirmeyi değil, yaşantısının
o tatlı olmayan sonuçlarını anlatmayı-
denedi” (Ferit Ö ngören).
Yelken, Türk Solu, Yeni Dergi, G e lecek, Yansıma dergilerinde yayım ladığı son dönem ürünlerinde “ya şamış, dövüşmüş” bir kişiliğin du yarlıklarını yeni anlatım olanakla rıyla geliştirmeye çalıştı. ■
i
4
A Y F A 3
Taha Toros Arşivi