• Sonuç bulunamadı

3,5 Difenil Ditiyeno[3,2-b;2’3’-d]tiyofen-s,s-dioksit Bileşiğinin & Kopolimerlerinin Sentezi Ve Özelliklerinin İncelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "3,5 Difenil Ditiyeno[3,2-b;2’3’-d]tiyofen-s,s-dioksit Bileşiğinin & Kopolimerlerinin Sentezi Ve Özelliklerinin İncelenmesi"

Copied!
82
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ  FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

3,5-DİFENİL DİTİYENO[3,2-b;2’3’-d]TİYOFEN-S,S-DİOKSİT BİLEŞİĞİNİN & KOPOLİMERLERİNİN SENTEZİ VE ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ Ali Şenol GÜNDOĞAN

HAZİRAN 2008

Anabilim Dalı : Kimya Programı : Kimya

(2)

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ  FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

3,5-DİFENİL DİTİYENO[3,2-b;2’3’-d]TİYOFEN-S,S-DİOKSİT BİLEŞİĞİNİN & KOPOLİMERLERİNİN SENTEZİ VE ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ Ali Şenol GÜNDOĞAN

509061201

HAZİRAN 2008

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 5 Mayıs 2008 Tezin Savunulduğu Tarih : 11 Haziran 2008

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Turan ÖZTÜRK Diğer Jüri Üyeleri Prof.Dr. Ümit TUNCA (İTÜ)

(3)

ÖNSÖZ

Bu çalışmada; iletken polimer maddelere yeni türevler kazandırmak amacıyla, yeni Ditiyenotiyofen bileşikleri ve kopolimerleri sentezlenmiştir Gerçekten büyük bir keyifle çalıştığım bu konuda desteğini gördüğüm herkese;

Tez çalışmam boyunca sevgi ve bilgisiyle her yönden desteğini gördüğüm, değerli hocam Prof. Dr. Turan Öztürk’e,

Bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım Erdal Ertaş’a ve Olcay Mert’e,

Her türlü yardımlarından dolayı aynı projede görev aldığım çalışma arkadaşım İpek Ösken'e

Her türlü yardımları ve destekleri için laboratuar arkadaşlarım; Aslı Çapan, Oğuz Turan ve Engin A. Aydın'a

Her şey için anneme, babama ablama ve enişteme; çok teşekkür ederim.

(4)

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR v

TABLO LİSTESİ vi

ŞEKİL LİSTESİ vii

SEMBOL LİSTESİ x ÖZET xi SUMMARY xii 1. GİRİŞ VE AMAÇ 1 2. GENEL BİLGİLER 2 2.1. İletken Polimerler 2 2.1.1. Poliasetilen Polimeri 6

2.1.2. İletken Polimerlerde doplama ve doplama Sistemlerinin Geliştirilmesi 8 2.1.3. Doplama mekanizmalarını çözülmesi ve doplamanın geliştirilmesi 9

2.1.4. Heterosiklik Polimerler 13

2.1.4.1.Politiyofenlerin Sentezleri 14

2.1.4.1.1. Politiyofenlerin Elektrokimyasal Olarak sentezleri 14 2.1.4.1.2. Politiyofenlerin Kimyasal Olarak Sentezleri 16 2.1.5. Düşük band seviyeli Politiyofen bileşiklerinin Sentezleri 17

2.1.6. Polimerlerin Uygulama Alanları 20

2.2. Lawesson Reaktantı (LR) ve Fosfor Pentasülfit ile olan

Kimyasal Reaksiyonlar 22

2.2.1. Lawesson Reaktantı (LR) 22

2.2.1.1.Lawesson Reaktantının Reaksiyonları 24 2.2.1.2. Lawesson Reaktantının Karbonil Bileşikleriyle Reaksiyonu 24 2.2.1.3. Karboksilik esterler ve Tiyokarboksilik asitlerin Reaksiyonları 25

2.2.1.4.Amidlerin Reaksiyonları 25

2.2.1.5.Lawesson Reaktantının Reaksiyon Mekanizmaları 27

2.2.2. Fosfor Pentasülfit (P4S10) (PPS) 29

2.2.3. Lawesson Reaktantı (LR) ve Fosfor Pentasülfit ile

Halka Kapama Reaksiyonları Mekanizmaları 30

2.3. Ditiyenotiyofen Bileşikleri 32

(5)

3. DENEYSEL BÖLÜM 40

3.1. Genel Teknikler 40

3.1.1. Kromatografi 40

3.1.1.1. Kolon Kromatografisi 40

3.1.1.2. İnce Tabaka Kromatografi

40

3.2. Kullanılan Cihazlar 40

3.3. Çözücüler ve Kimyasal Malzemeler 40

3.4. Sentezlenen Bileşikler 41

3.4.1. Tetrabromtiyofen Sentezi 41

3.4.2. Dibromtiyofen Sentezi 41

3.4.3 1,8-Diketon Sentezi : (2-[4-(2-okso-2-feniletilsulfanil)

-3-tiyenilsulfanil] -1-Fenil-1-etanon 42 3.4.4. 3,5-Difenilditiyeno[2,3-b;2’3’-d]tiyofen Sentezi 43 3.4.5 2,6-Dibromo 3,5-Difenil Ditiyeno[2,3-b;2’3’-d]tiyofen Sentezi 44 3.4.6. 2,6-Dibromo3,5-Difenil Ditiyeno[2,3-b;2’3’-d]tiyofen –S,S-dioksit

Sentezi 44

3.4.7. 2,7-Dibrom 9,9-Dioktilfloren Sentezi 45

3.4.8. 2,7-Bis[4,4,5,5-tetrametil-1,3,2-dioksoborolan-2-il] 9,9-dioktil Floren 46

3.4.9. 2-brom 9,9-Dioktilfloren Sentezi 46

3.4.10. 2-[4,4,5,5-tetrametil-1,3,2-dioksoborolan-2-il] 9,9-dioktil Floren

Sentezi 47

3.4.11.Poli [2,7-(9,9-dioktilfloren)] Sentezi 48 3.4.12. Poli[2,6-(3,5 Difenil Ditiyeno[3,2-b:2,3-d]tiyofen-S,S-dioksit)

-2,7-(9,9-Dioktilfloren)] Sentezi 49

4. SONUÇLAR VE TARTIŞMA 51

4.1. Reaksiyon Mekanizmalarının Tartışılması 51

4.1.1.Monomerlerin Sentezleri 51

4.1.2.Suzuki Kenetlenme Reaksiyonu ile Homo- ve Kopolimerin Sentezleri 57 4.2. Homopolimer ve Kopolimerlerin Eksitasyon ve Floresans

Emisyon Spektrumları 59

4.3 Sonuçlar 60

5. KAYNAKLAR 61

EK A 65

(6)

KISALTMALAR

PEDOT : Polietilendioksitiyofen EDOT : Etilendioksitiyofen

ICP : Intrinsically Conductive Polymer ECD

:

Electrostatic Discharge

LR : Lawesson Reaktantı TCNQ : Tetrasiyanoquinodimetan NBS : N-Bromsuksinimid DMF : Dimetilformamid TCNEO : Tetrasiyanoetilenoksit TFS : Thin Film Transistor LDA : Lityum Disopropilamin TMS : Tetrametil Silan DCM : Diklorometan PS : Polisitren

BHT : Butilhidroksitoluen DTT : Ditiyenotiyofen

(7)

TABLO LİSTESİ

Sayfa No Tablo1.1 Poliasetilen iletkenliğinin geliştirilmesi………. 11 Tablo1.2 Bazı iletken polimerlerin uygun dopantları ile elde edilen

İletkenlikler………... 12 Tablo 3.1 Monomer , Katalizör, Baz, Sonlandırıcı ve Çözücü Sistemi

(8)

ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa No Şekil 2.1: Konjuge polimerler yapıları, (a) trans-, (b) cis-poliasetilene ve

(c) politiyofen,polipyrol vb………. 3

Şekil 2.2: İletken, yarı iletken, ve yalıtkan maddelerin enerji band seviyleri ve elektron dağılımları………. 4

Şekil 2.3: Doplanmamış ve oksidasyonla doplanmış (bipolaran) iletken polimerlerdeki optiksel geçişler……….. 5

Şekil 2.4: Tiyofen türevli polimerlerin fonsiyonaliteye göre çözünürlük ve kararlılıklarının değişimi……… 7

Şekil 2.5: Poliasetilenin doplama ile oluşturulan polaran yapısı……… 9

Şekil 2.6: Poliasetilen in yüksek derecede doplanması ile oluşturulan. bipolaran yapı ve bunlarının pi bağları aracılığı ile elektron akışı… 10 Şekil 2.7: Poliasetilen iletkenliğinin doplamaya bağlı olarak değişimi……….. 11

Şekil 2.8: Politiyofenlerdeki farklı regioizomerler………. 14

Şekil 2.9: Tiyofenin elektrokimyasal polimerizasyonu……….. 15

Şekil 2.10 : 3-(4-oktifenil)-tiyofenin kimyasal ve regioselektive Polimerizasyonu………... 16

Şekil 2.11: Organometaller ile tiyofen türevli monomerlerin Polimerleştirilmesi……….. 17

Şekil 2.12: Poliizotiyonaftalin polimerinin Sentezi……….. 18

Şekil 2.13: Yalıtkanlar, yarı iletkenler, metaller ve iletken materyallerin iletkenliklerinin kıyaslanması……… 19

Şekil 2.14: Fosfortitoasitler ile ketonlardan tiyon eldesi……….. 23

Şekil 2.15: Fosfortiyoasitin epoksi ile reaksiyonundan Tiyoepoksit Eldesi……. 23

Şekil 2.16: Anisol’den Lawesson’s Reaktantının Eldesi……….. 24

Şekil 2.17: LR ile Ketonlardan Tiyon Elde Edilmesi Reaksiyonu……….. 24

Şekil 2.18: LR’nin bir heterosiklik bir bileşik ile reasksiyonu………. 25

Şekil 2.19: LR ile Organofosforbetaine bileşiklerinin eldesi……… 25

Şekil 2.20: LR nin 3-N-asilaminoketon ile reaksiyonu sonucu oluşan ürünler... 26

Şekil 2.21: LR nin 3-N-açilaminoesterler ile reaksiyonu ……… 26

Şekil 2.22: Lawesson Reaktifinin ısı ile parçalanması ve oluşan 27 ürünün rezonans yapıları……… Şekil 2.23: LR ile Ketonlardan Tiyon Elde etme reaksiyonu mekanizması……. 28

Şekil 2.24: Fosfortiyoasitler ile ketonlardan tiyon elde etme reaksiyonu mekanizması……… 28

Şekil 2.25: Fosforpentasülfit Bileşiği………... 29

(9)

Şekil 2.27: LR ve P4S10 reaksiyonları arasındaki farklılıklar………. 30

Şekil 2.28: Karboksilik asitlerin P4S10 varlığında tiyol ve alkollerle Reaksiyonu………. 30

Şekil 2.29: 1,4-Diketon bileşiğinden tiyofen elde edilmesi……….. 31

Şekil 2.30: Thiin ve dithiin halkalarının oluşum mekanizması……… 31

Şekil 2.31: Ditiyenotiyofen bileşiklerin kimyasal yapıları ve adlandırılması…... 32

Şekil 2.32: Ditiyeno[3,2-b;2',3'-d]tiyofen bileşiğinin ilk Sentezi………. 33

Şekil 2.33: Ditiyenotiyofenin okside edilmesi……….. 34

Şekil 2.34: Bromotiyenotiyofen Sentezi………... 34

Şekil 2.35: Beşli ve dörtlü bitişik halkalı tiyofenlerin sentez edilmesi…………. 35

Şekil 2.36: Tetrametilditiyenotiyofen bileşiğinin sentez edilmesi 35 Şekil 2.37: Ditiyenotiyofen maddesinin Sentezi………... 36

Şekil 2.38: Ditiyenotiyofen maddesinin Sentezi………... 36

Şekil 2.39: Ditiyenotiyofen maddesinin Sentezi………... 37

Şekil 2.40: Dikarbaldehit türevli ditiyenotiyofen bileşiğinin Sentezi…………... 37

Şekil 2.41: Dibromotiyofen maddesinden sentez edilen türevler………. 38

Şekil 2.42: Ditiyenotiyofenin dimerizasyonu………... 39

Şekil 2.43: Di ve tetrametiltiyo ditienotiyofen Sentezi………. 39

Şekil 3.1: Tetrabromtiyofen Sentezi………... 41

Şekil 3.2: Dibromtiyofen Sentezi……… 42

Şekil 3.3: 1,8-Diketon sentezi : (2-[4-(2-okso-2-feniletilsulfanil) -3-tiyenilsulfanil] -1-Fenil-1-etanon………... 43

Şekil 3.4: 3,5-Difenilditiyeno [3,2-b:2,3-d]tiyofen sentezi 43 Şekil 3.5: 2,6-Dibromo 3,5-Difenil Ditiyeno [3,2-b:2,3-d]tiyofen Sentezi…… 44

Şekil 3.6: 2,6-Dibromo 3,5-Difenil Ditiyeno [3,2-b:2,3-d]tiyofen-4,4-dioksit Sentezi………. 45

Şekil 3.7: 2,7-Dibrom 9,9-Dioktilfloren Sentezi 45 Şekil 3.8: 2,7-Bis[4,4,5,5-tetrametil-1,3,2-dioksoborolan-2-il] 9,9-dioktil Floren Sentezi ……… 46

Şekil 3.9: 2-brom 9,9-Dioktilfloren Sentezi……… 47

Şekil 3.10: 2-[4,4,5,5-tetrametil-1,3,2-dioksoborolan-2-il] 9,9-dioktil Foren Sentezi……….. 47

Şekil 3.11: Poli [2,7-(9,9-dioktilfloren)] Sentezi……….. 48

Şekil 3.12: Değik oranlarda DTT içeren Kopolimerlerin sentezi………. 49

Şekil 4.1: Tiyofenin aromatik elektrofilik substitüsyon reaksiyon Mekanizması………... 51

Şekil 4.2: 1,8-diketontiyofenlerin eldesi………. 51

Şekil 4.3: Dilityum 3,4-tiyofenditiyolat eldesi reaksiyon mekanizması………. 52

Şekil 4.4: Fosforpentasülfit in parçalanma ürünü ile halka kapanması reaksiyonunun Mekanizması……….. 53

Şekil 4.5 : NBS ile bromlama reaksiyonunun mekanizması……… 54

Şekil 4.6: Ditiyenotiyofenin perasitlerle oksitlenme reaksiyonun mekanizması 55 Şekil 4.7: Floren nin 9 pozisyonunua oktil zincirlerinin takılması reaksiyonun mekanizması………... 56

(10)

Şekil 4.8: Borolan türevli floren bileşiğinin sentez reaksiyonun mekanizması 57 Şekil 4.9: Suzuki Kenetlenme Reaksiyonu Mekanizmasına göre

Polimerlerin sentez edilmesi………... 58 Şekil 4.10: Homopolimer ve Kopolimerlerin Eksitasyon Spektrumları………... 59 Şekil 4.11: Homopolimerin ve Kopolimerlerin Emisyon Spektrumları………... 59 Şekil 4.12: %15, %25, %50 oranında Ph2DTT-S,S-Dioksit içeren

Kopolimerlerin 480 nm den sonra gösterdikleri

Floresans Emisyon Spektrumları……… 60 Şekil A.1 %5 Oranında Ph2DTT-S,S-Dioksit içeren Kopolimerin GPC

Diagramı………. 65

Şekil A.2. %5 Oranında Ph2DTT-S,S-Dioksit içeren Kopolimerin GPC

Diagramı………. 66 Şekil A.3. %5 Oranında Ph2DTT-S,S-Dioksit içeren Kopolimerin GPC

Diagramı……….. 67 Şekil A.4. %5 Oranında Ph2DTT-S,S-Dioksit içeren Kopolimerin GPC

(11)

SEMBOL LİSTESİ V : Voltaj I : Elektrik Akım R : Direnç

σ :

İletkenlik Sembolü e : Elektron yükü δ : NMR da kimyasal kayma S/cm : İletkenlik Birimi

eV : Enerji ve potansiyel birimi nm : Nanometre

g : Gram mg : Miligram

µ : Moleküldeki yüklerin kolay hareket etme katsayısı

oC : Sıcaklık Birimi

(12)

3,5-DİFENİL DİTİYENO[3,2-b;2’3’-d]TİYOFEN-S,S-DİOKSİT BİLEŞİĞİNİN & KOPOLİMERLERİNİN SENTEZİ VE ÖZELLİKLERİNİN

İNCELENMESİ

ÖZET

Floresans konjuge polimerler düz ekran görüntüleme sistemlerindeki potansiyel uygulamalarından ötürü büyük ilgi çekmektedirler

Günümüzde konjuge polimerler, ışık yayan diyotlar fotovoltaik cihazlar alan-etki transistor leri gibi pek çok optoelektronik uygulamalarda kullanılmaktadırlar.

Ditiyenotiyofen türevli bileşikler elektronik ve optiksel alana giren elektrolümünesanlar, foton absorbanlar, flörosanlar, fotokronizm, optiksel kromoforlar, ince film transistörler, radar absorblayıcılar, iletken polimerler gibi önemli uygulama alanlarında kullanılabilmektedirler. Bu bileşiklerin sentezi grubumuz tarafından geliştirilen tiyofen başlangıç maddesinden yola çıkılarak oluşturulan 1,8-diketon tiyofen bileşiklerin LR (Lawesson Reaktantı) ve P4S1O ile

reaksiyonundan elde edilmektedir

Bu çalışmada materyal kimyası açısından son derece önemli olan Ditiyenotiyofen (DTT) bileşiği grubumuz tarafından geliştirilen yöntemle sentez edilerek floresan ve aynı zamanda iletken polimer elde etme amacıyla floren monomeri ile Suzuki kenetlenme reaksiyonu kullanılarak değişik oranlarda DTT içeren 4 yeni floresans konjuge polimer sentezlenmiştir. Floren homopolimeri fluoresans çalışmalarında kıyaslama yapmak amacıyla ayrıca sentez edilmiştir.

(13)

SYNTHESES OF 3,5-DIPHENYL DITHIENO [3,2-b;2’3’-d]THIOPHENE-S,S-DIOXIDE & ITS COPOLYMERS AND INVESTIGATION OF THEIR

PROPERTIES

SUMMARY

Fluorescent conjugated polymers have attracted much attention due to their potential applications in flat panel displays. Presently, Fluorescent conjugated polymers are widely used in optoelectronic applications such as light emitting diodes, photovoltaic devices and field - effect transistors.

Dithienothiophene-based compounds have attached great attention due to their interesting and optical properties. As they are electron-rich compounds with three S atoms, they are widely used in optoelectronic applications such as electroluminescence, two-photon absorption, excited fluorescence, photochromism, nonlinear optical choromophores, conducting polymer and charge-transfer complex Synthesis of Dithienothiophene functionalized with different substituents at C3 and C5 are carried out with the reaction of 1,8-diketon thiophene and LR or P4S10, which

is the pathway developed by our research group.

In this study; diphenyl and oxidized derivative of Dithienothiophene is synthesized with the method developed by our group and then oxidized with literature procedure in order to obtain fluorescent compound. Novel copolymers of DPhDTT with fluorene in different ratios with Suzuki Cross Coupling Reaction were synthesized and their photophysical and electrochemical properties were investigated. Fluorene homopolymer was also synthesized for comparison of physical properties of novel copolymer with those of fluorene

(14)

1. GİRİŞ VE AMAÇ

Günümüzde konjuge polimerler, ışık yayan diyotlar, fotovoltaik cihazlar alan-etki transistörleri gibi pek çok optoelektronik uygulamalarda kullanılmaktadırlar Floresans konjuge polimerler düz ekran görüntüleme sistemlerindeki potansiyel uygulamalarından ötürü büyük ilgi çekmektedirler

Bu çalışmada Paladyum katalizörlü Suzuki Kenetlenme Reaksiyonundan yararlanılarak değişik oranlarda 3,5-Ditiyenotiyofen-S,S-dioksit içeren yeni floresan kopolimerler sentezleri amaçlanmıştır. Elde edilecek polimerlerin ışık yayan diotlar başta olmak üzere pek çok optoelektronik uygulamada kullanılması beklenmektedir Bu amaçla, sentezlenen polimerlerin photoluminesans ve elektrokimyasal özelliklerinin incelenmesi hedeflenmiştir.

(15)

2. GENEL BİLGİLER 2.1. İletken Polimerler

İletkenlik kavramı genel olarak ohm kanunu ile açıklanabilir.(1)

V=IR (1)

Bu eşitlikte R direnç (ohm, Ω) , I akım(amper) ve V voltaj(volt)dır. İletkenlik birimi Sm-1 dir ve“

σ

” sembolü ile gösterilir. Bir maddenin iletkenliği o maddedeki yük taşıyıcılarının sayısına (elektron sayısı,n) ve bunların ne kadar hızlı hareket edebileceklerine bağlıdır (µ ).(2)

σ = n.µ.e

(2)

“e”. elektron yüküdür. Elektirik akımını oluşturan serbest elektronların çarpışma sayısındaki artma metaldeki iletkenliği düşürüp direnci artırmaktadır. Bu yüzden sıcaklık artarken çarpışma sayısı da artacağından, yük akışı engellenir ve iletkenlik azalır. Buna parellel olarak direnç de artar. Bahsi edilen bu kavramlar iletken polimerler içinde geçerlidir. Özellikle polimerlerde, polimer zinciri boyunca gerçekleşen yük akışı iletkenlik için çok önemlidir. Maddedeki iletkenlik madde boyunca hareket eden elektronların veya deliklerin çokluğu ve bunların hızlarına bağlıdır. Bunun yanısıra maddenin kristalitesi de çok önemlidir. Çünkü yüklerin hızlarının büyük olması yüksek kristaliteden gelmektedir. Yani yapı ne kadar düzenli ise yük haraketi o kadar kolaydır.

Daha önceleri polimerler denince genelde akla ambalaj malzemleri, yalıtkan materyaller gelirdi. Bu düşünce, ilk olarak Almanya’daki BASF’ın araştırma laboratuvarında tesadüfen aromatik bileşikler oksitlediklerinde çok düşük bir iletkenlik gösterdikleri ana kadar devam etti [3]. Daha sonra 1970’li yıllarda gerçek anlamda iletken özellik sergileyen poliasetilen polimeri elde edildi.

(16)

İletken polimerler kristalik yapıda düzenli bir şekilde π- ve n- elektronlarının konjugasyonunu sağlayan doymamış bağlardan oluşmaktadır. Bu konjugasyon sadece doymamış bağlar aracılığı ile sağlanmamakta, ayrıca polimerin yapısında bulunan hetero atomların serbest elektronları yada fonksiyonel gurupların katkıları ile de sağlanabilir. Poliasetilen, politiyofen, polipirol gibi polimerler iletken polimerlere örnek olarak verilebilir [4]. Konjugasyon aracılığı ile elektronun polimer zinciri boyunca hareketi sağlanarak polimerin iletken olması sağlanır. En basit konjuge sisteme sahip olan poliasetien konjuge sistemi politiyofen, polipirol, poliizonaftalin gibi sistemlerde korunmaktadır. Şekil 2.1’den de anlaşıldığı gibi poliasetilen, politiyofen ve polipirol türevli polimerlerdeki tiyofen veya pirol birimlerinin üzerindeki konjugasyon ile esas iletkenlik sağlanmaktadır. Bu yapılarda poliasetilenin cis-konjugasyonu bulunmaktadır. Asıl iletkenliğin politiyofen, polipirol vb halkaların üzerinde meydana geldiği düşünülmektedir.[5]

X X a b X=O, S, N c n n n

Şekil 2.1. Konjuge polimerler yapıları, (a) trans-, (b) cis-poliasetilen ve (c) politiyofen, polipyrol vb.

Bunun yanısıra bu tür fonksiyonel etkiler, polimerin iletkenlik özelliğini önemli ölçüde değiştirmektedir. Bu tür özelliklerin olmasına rağmen polimerler çok iyi iletken özellik sergileyememektedirler. Araştırma grupları iletkenliği artırmak için çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar. Bunlardan özellikle poliasetilenin “dope” lanması ile polimerlerin iletkenliğini önemli derecede arttırmışlardır [6]. (Bu çalışma Kimya Nobel ödülünü aldı). Polimerlerdeki konjugasyonun sağladığı iletkenlik, polimerlerin enerji seviyeleri ile daha anlaşılır bir şekilde açıklanabilir. Çünkü polimerin iletkenliği için polimerlerdeki değerlik bandı ile iletkenlik bandı arasındaki seviye önemlidir. İletken, yarı iletken ve yalıtkan materyallerin enerji seviyeleri Şekil 2.2 de gösterilmiştir.[4] İletkenlikte değerlik bandındaki elektronun iletkenlik bandına ne kadar kolay geçebildiğine bağlıdır. Bunun için elektronun değerlik bandından iletkenlik bandına kolay geçmesi çok önemlidir.

(17)

Bu kolaylığı sağlamak için enerji seviyerleri arasında yeni bir enerji seviyesi oluşturmak gerekir. Bu molekülün konjugasyonunu artırarak, uygun fonsiyonel guruplar takarak veya polimeri doplayarak sağlanabilir. Doplama olayı daha ileriki bölümlerde geniş olarak ele alınacaktır. Metallerde değerlik bandı ile iletkenlik bandı çakışık durumda, iletken polimerlerde ise bu kısmen çakışık durumdadır.

Şekil 2.2 İletken, yarı iletken, ve yalıtkan maddelerin enerji band seviyleri ve elektron dağılımları

Şekil 2.2 de de görüldüğü gibi yalıtkan polimerlerin iletken bandında elektron dağılımı bulunmamaktadır (Serbest elektronlar yok). Yarı iletken polimerlerde ise iletken bandında elektronların olmasına rağmen değerlik bandındaki elektronların iletkenlik bandına geçiş yoğunluğu iletken polimerlere göre çok daha azdır. İletken polimerler de ise iletkenlik bandı ile değerlik bandı kısmen çakışık durumdadır. Dolayısı ile değerlik bandındaki elektronların iletkenlik bandına geçişleri daha kolay olmaktadır. Şekilden de anlaşıldığı gibi iletkenlik ve yalıtkanlık da band seviyelerinin çok önemli olduğu görülmektedir. Ayrıca iletkenlerin iletkenlik bandında elektron dağılımı olduğu halde, yalıtkanların iletkenlik bandında elektron dağılımı olmadığı görülmektedir.

(18)

Bilim adamları daha önceki çalışmalarında, eğer polimerler metaller gibi iletken özellik sergiliyebiliyor ise enerji seviyelerinin birbirleri ile çakışık durumda olması gerektiğini ve bunun da doplama ile yapılabileceğini vurgulamışlardır. Bu çalışmalar doğrultusunda, daha sonra konjuge bir polimer doplandığında polimerde polaran veya bipolaran yapılar (Şekil 2.6 ve şekil 2.5 de) oluşurken polimerin iletkenlik bandı ile değerlik bandları arasında yeni bandlar oluşarak, değerlik bandı ile iletkenlik bandının birbirine yakınlaşmasını yada çakışık olmasını sağladığı belirlenmiştir Şekil 2.3.[7] Oluşan bu enerji seviyeleri ile polaran yapısındaki elektronların geçiş yoğunluğu, temel yapılı olandan daha fazla olmaktadır.

Şekil 2.3.Doplanmamış ve oksidasyonla doplanmış (bipolaran) iletken polimerlerdeki optiksel geçişler.

Doplama ile oluşturulan yeni enerji seviyeleri elektronların değerlik bandından iletkenlik bandına geçişini kolaylaştırmaktadır. Bu olayı molekül zincirinde oluşturulan serbest elektronların polimer zinciri boyunca kolay hareket etmeleri ile de ifade edilebilir.

(19)

2.1.1. Poliasetilen polimeri

Poliasetilen konjuge polimerlerin en basit yapılı ve üzerinde en çok çalışılan organik polimerlerdir. 1970’li yıllardan önce, değişik yöntemler ile poliasetilen polimeri sentez edilmiştir. Bu dönemlerde sentez edilen poliasetilen siyah toz halinde ve kararsız polimerdi [8]. Fakat bu polimerin 1970’li yılarında, Shirakawa ve arkadaşlarının poliasetilen polimer filimlerini sentezleyerek, konjuge polimerlerin gelişmesine öncülük etmiştir [9]. Bu polimerin daha önceki araştırmacı guruplar tarafından sentez edilen polimer gibi kararsız ve çözünürlük problemi vardı.1970 yıllarının ortalarına kadar, bu polimerin iletkenliği üzerinde çalışılmamıştır. 1970 yıllarının ortalarında, poliasetienin katalizörünün 1000 kat artırlıdığında, reaksiyon kabında gümüş renginde polimer filmi oluşturdukları zaman, metal gibi parlayan bu polimerin iletkenlik öçümü yapılana kadar, kayda değer bir iletkenlik sergilenememişti. Daha sonra bu konu üzerindeki yoğun çalışmada, polimer iyot buharları ile doplandığında, iletkenliğin 106 kat artığı gözlenmiştir. Bu gelişme metalik özellikte polimerin eldesinde umut kaynağı oldu [10]. Daha sonra poliasetilenin çeşitli dope”lama metodları uygulanarak polimerin iletkenliğini daha çok artırılmaya çalışıldı. Ama poliasetilen polimerinin kararsız bir polimer ve çözünürlük probleminin olmasından dolayı, fazla başarı sağlanamadı. Bu tür nedenlerden dolayı, cis-poliasetilen zinciri içeren hetero atomlar ile, kararlı değişik türevli hetorosiklik yapılı polimerlerin sentezine yönlenildi [5]. Bu çalışmalar sonucunda çok değişik türevli polimerler sentez edildi. Elde edilen bu tür monomerlerin bazılarının çözünürlük ve kararlılıkları Şekil 2.4 de belirtilmiştir. Bunların içinde özellikle PEDOT hem kararlılığı ile hemde düşük enerji seviyeli olmasından dolayı kullanımı yaygındır.

(20)

S S S S O O

Yüksek kararlı, Düşük band seviyeli yüksek transparen Termal kararlılık ile çözünürlülük artıyor.

Bilinen organik çözücülerde çözünebilirler. Çözünmez polimer (a) (b) (c) (d) n n n n PEDOT R R

Şekil 2.4 Tiyofen türevli polimerlerin fonsiyonaliteye göre çözünürlük ve kararlılıklarının değişimi

Bunlar içinde özellikle ticari alan bulan EDOT polimeri hem kararlılığı ile hem de çok düşük enerji seviyeli ve iletken olmayan durumlarda şefaf olmasından dolayı çok umut beklenilen polimer olmuştur.

Polimerin iletkenliğinde band seviyeleri de çok önemli rol oynamaktadır. Özellikle polimerlerin iletkenliğini artırmak için polimer zincirinin konjugasyonu sağlatmak yanında band seviyelerinin azalması için çalışmalar yapılmıştır. Polimerin band seviyelerinin azaltılmasındaki önemli çalışmalar, polimere fonksiyonel gurupların takılması ve “dope”lama yapılması ile sağlanmıştır. Özellike “dope”lama ile polimerin band seviyeleri arasında polaran veya bipolaran olarak adlandırılan yeni band seviyeleri oluşturularak polimerin iletkenliği önemli derecede değiştirmiştir

(21)

Poliasetilenin çevre koşullarında kararsız bir materyal olmasına rağmen halen iletken polimerlerin deneysel çalışmalarında teorik olarak faydalanılmaktadır.

2.1.2. İletken polimerlerde Doplama ve doplama sisteminin geliştirilmesi

“Doplama: Konjuge yapılı polimerlere, AsF5, I2, Br2, BF3, HF ve HClSO3

gibi yükseltgeyiciler (p-doping) veya Li, K, Na gibi indirgeyiciler (n-doping) ile yük transfer reaksiyonları sonucu, polimerde polaran yükler ve serbest elektronlar oluşturulması doplamadır [11]. Polimere yapılan “dope”lamaya bağlı olarak polaran veya bipolaran yapılar ile polimer zincirinde oluşturulan serbest elektronlar, metaldeki elektron akımı oluşturan serbest elektronlara benzemektedir. Polimer zinicirnde oluşturulan bipolaranlar birbirlerine yakın oldukları zaman “coulombic” itmeden dolayı yapıyı kararsızlaştırır ve aynı zamanda iletkenliği düşürür. Bunun için bipolaran yapılar oluştururken oluşan serest elektronlar veya yükler birbirlerine çok yakın olmamalıdır. Polimer zinicirinde polaran sayısı artıkça iletkenlikde buna bağlı olarak değişmektedir. Oluşan elektronların akışı rezonans ile sağlandığından metallerdeki elektronların çarpışma olasılığı polimerde daha az olmaktadır.

İletken polimerler çok uzun süre önce bilinmesine rağmen, 1960 yılına kadar yapılan çalışmalarada ilgi çok değildi. Çalışmaların devamı süresince elde edilen ilginç sonuçlar, bu konuda çalışmaların 1970 yılına kadar gelmesini sağlamıştır.Daha sonra 1970’li yıllarda sentez edilen poliasetilen polimerinin çok iyi bir iletken özellik göstermesi, bu konuya olan ilginin artmasına ve bu alanda pek çok çalışma alanı oluşmasına neden oldu. İletken polimerlerdeki temel problemler kararlılık, değişkenlik, iletkenlik ve oluşumdur. Bu tür problemler zamanla çözülmeye çalışılmıştır. Günümüzde, halen iletken polimerlerin problemlerinden dolayı uygulama alanları sınırlı kalmıştır. Metallerin çok iyi iletken özellik göstermesine rağmen iletken polimerlere olan ilgi niçin artmıştır? İletken polimerlerin iletkenlik mekanizmalarının inorganik metallerden farklı olması, daha hafif daha ucuz olması, fleksible olması, sentezlenebilir olmaları ve metallerin giremedikleri yerlere uygulanabilir olmalarındandır. Bunun yanında iletken polimerlerin doplama ile iletkenliklerinin artması yada değişik türevli çok sayıda monomerlerinin sentez edilebilmesi bu materyalleri daha zengin kılmaktadır. İletkenlik değişiminin yönündeki çalışmaların daha fazla olması nedeni ile iletken polimerlere ilgi artmıştır. Fakat buna rağmen ticari iletken polimerler henüz geliştirilememiştir. Bu konuda

(22)

iletken özelliklerin hızlı artması ve metallerden farklı ilgi alanları oluşturması, iletken polimerlere ilgiyi artırmıştır. Diğer avantajlı tarafı ise uygulanabilirliklerinin kolay olmasıdır.

2.1.3. Doplama mekanizalarının çözülmesi ve Doplamanın geliştirilmesi

1977 yılında H.Shirakawa ve arkadaşları, ilk olarak poliasetilen polimerini iyot buharı ile dopladıklarında, polimerin iletkenliği σ = 10-9 S/cm den σ = 38 S/cm’e artığını gözlemişlerdir [10]. Şekil 2.5 de doplama ile oluşan polaran yapı gösterilmiştir. C H H C C H H C C H C I2 C H H C C H C C H H C C H I3 Poliasetilen(PA) σ =10-9S/cm σ =38 S/cm σ =iletkenlik H 7

Şekil 2.5 Poliasetilenin doplama ile oluşturulan polaran yapısı

Aynı yılda doplama üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda iyot buharının yoğunluğunu artırarak oluşturulan polaran ve bipolaran yapılar iletkenliği önemli derecede artmıştır. Şekil 2.6. da oluşan bipolaran yapının elektronun rezonans ve polimerin konjuge sitemi ile zincir boyunca hareketi gösterilmiştir. Doplama ile yük transferi polimerden akseptörlere (yükseltgeyicilere) doğru oluyor ise polimer zinciri polikatyon olarak etkileşir ve accepter A- olarak polimer zincirinde yer alır. Donor (n-doppingler) için polimer zinciri polianyon olarak etkileştiğinde, polimer zincirinde D+ olarak yer alırlar [12]. Polimer zincirindeki serbest elektronlar veya yükler, doplamanın miktarına göre artmaktadır. İletkenlik buna bağlı olarak değişir. Dopantın yüzdesinin belli bir miktarından sonra poliasetilen polimerinin iletkenliğinde bir değişme olmadığı gözlenmiştir. En iyi doplama, 2000 yılında Cu veya Ag‘ün iletkenliğine yakın olan bir değerde (105S/cm) iletken polimerler ile elde etmişlerdir. Tablo 1 de poliastilen polimerinin iletkenliğini artırmak için geliştirilen doplama gösterilmiştir.

(23)

I2 I3 I3

=

I3 I3

Şekil 2.6 Poliasetilen in yüksek derecede doplanması ile oluşturulan bipolaran yapı ve bunlarının pi bağları aracılığı ile elektron akışı.

Yapıda oluşturulan polaran ve elektronların birbirlerine yakın olmaları durumda, bir birlerini iteceklerinden ve yapıda kararsızlık oluşturacaklarından, iletkenlik etkilenmektedir. Bunun için artı (p-doping) veya eksi (n-doping) ile oluşturulan yükler ve serbest elektronların birbirlerine yakın olmaması gerekir. 2000 yılında yapılan doplama ile her 5 karbonda bir oluşturulan yükler ile en iyi iletken poliasetilen elde edilmiştir.

(24)

Tablo 1.1. Poliasetilen iletkenliğinin geliştirilmesi

Poliasetilenin iyot buharının yüzdesi ile iletkenliğin değişimi şekil 2.7 de gösterilmiştir.

(CHIy)x'in doplanması (% mol)

-12 -10 -8 -6 -4 -2 0 2 4 0 5 10 15 20 25 30 y L o g ( S /c m )

Şekil 2.7 Poliasetilen iletkenliğinin doplamaya bağlı olarak değişimi

Şekildende anlaşıldığı gibi iyotun belli bir yüzdeden sonra iletkenliği etkilemediği görülmektedir. Bu noktaya en yüksek doplama noktası denilebilir. Bu tür polimerin bu doyma noktasını, polimerin değişik türevlerini sentezleyerek veya başka bir metod ile aşılma yolları aranmaktadır

Yıl Poliasetilenin toplamaya bağlı olarak iletkenliğinin gelişimi(σ) 1977 σ = 38 S/cm

2000 σ = 30 000 S/cm

2000 σ max =105 S/cm

(25)

Poliasetilenin σ = 105 gibi, bakırın iletkenliği ile kıyaslanacak düzeyde, çok yüksekte iletken özellik göstermesine rağmen, çevre koşullarındaki kararsızlıklardan dolayı kendisine uygulama alanı bulamamıştır. Fakat bu polimerin iletkenliklerinin artırılması, konjugasyon sistemleri gibi, özellikle hetreosiklik yapılı ve diğer konjuge polimerlerin iletkenliklerinin geliştirilmesinde ana kaynak olarak kullanılmıştır. Tablo 2 de bazı önemli monomerlerin uygun dopantları ile elde edilen iletkenlikleri gösterilmiştir[13].

Tablo 1.2 Bazı iletken polimerlerin uygun dopantları ile elde edilen iletkenlikler

N n S n S R n S n n S n n n O n N H n

Yakl aş ı k i l et kenl i k ( S/ cm )

(CH)n I2, Br2, Li, Na, AsF5 10,000a

BF4-, ClO 4-, tosilatb 500-7,500 BF4-, ClO 4-, tosilatb, FeCl4 1,000 BF4-, ClO4-, FeCl4 Polianilin Polifuran Polizulen Polifenilen Politiyenilenvinilen Polifenilenvinilen Polifenilensülfid Poliasetilen Polipirol Politiyofen Poli(3-alkiltiyofen) Moleküler yapı Polimer Dopantlar AsF5 AsF5 AsF5 AsF5, Li, K BF4-, ClO4 -BF4-, ClO4 -HCl 1,000-10,000a 500 10,000a 2,700a 1,000 1 100 200a

aYönlendirilen polimerin ietkenliği bp-Metilfenilsülfonat

(26)

2.1.4. Heterosiklik polimerler

Heterosiklik yapı olarak en çok bilinen ve üzerinde çok çalışılan polimerler polipirol, politiyofen, polifuran ve bunların türevleridir. Bu polimerlerden politiyofen türevli polimerlerin çok yüksek kararlılıkları ve yapılarındaki sülfür gibi atomların serbest elektronlarını konjugasyona katmalarındaki kolaylıkları ile en çok ilgi çeken bileşikler olmuşlardır. Bu polimerlerinde doğal hallerinde çözünürlük problemleri bulunmaktadır. Fakat çeşitli gruplara sahip türevleri sentezlenebildikleri için çözünürlük problemi giderilebilmektedir. Politiyofen ve türevlerinin çevresel kararlılıkları, yüklerinin dağılımlarını sağlayabilmeleri ve çeşitli sentetik tiyofenler oluşturabilmesi nedeni ile önemli bir konum oluşturmaktadırlar [14]. Politiyofenler daha çok elektro-optiksel potansiyel özelliği ile bilinmektedirler. Tiyofen halkasındaki sülfür atomunun serbest elektronları konjugasyona katkılarının yüksek olması ve ayrıca 2 ve 5 konumundaki karbonlarının kimyasal ve elektro kimyasal olarak reaktif olmaları nedeni ile polimerleri kolay sentez edilebilmektedir. Politiyofen polimerlerin diğer birçok liner poliaromatik bileşikler gibi sert yapılarından dolayı organik çözücülerde çözünememeleri nedeni ile karekterizasyon ve prosesinde önemli eksiklikler oluşturmaktaydı. Bu problemler doğrultusunda, tiyofen halkasının 3- ve/ veya 4- pozisyonlarına esnek uzun zincirler bağlanmıştır. Bu zincir ile polimelerin uygun organik çözücülerde çözülmesi sağlanmıştır [15]. 3- veya 4- pozisyonda uzun zincir bulunan monomerlerin polimerleştirilmesi sonucu head-to-tail (HT), head-to head (HH) gibi bir çok regioisomerler elde edilmektedir. Bunlar Şekil 2.8 de gösterilmiştir. Head-to-teail de konjugasyon kaybı oluşmaktadır. Daha sonra 3,4- pozisyonlu polimerin gelişmesini sağlandı. Bu konu ile ilgili detaylı açıklamalar düşük band seviyeli polimerlerde ele alınmıştır.

(27)

S S S S R R R R S S S S R R R R S S S S R R R R head-to-tail head-to-head rastgele

Şekil 2.8 Politiyofenlerdeki farklı regioizomerler 2.1.4.1. Politiyofenlerin sentezi

Tiyofen türevli bileşikler esas olarak kimyasal ve elektrokimyasal olarak iki ana metod ile polimerleştirilmiştir. Bunların içinde en yaygın kullanılan elektrokimyasal polimerizasyondur.

2.1.4.1.1. Politiyofenlerin elektrokimyasal olarak sentezi

İlk olarak Diaz tarafından bahsedilen elektrokimyasal oksidasyon yöntemi, kolaylığı açışından, günümüzedek polimerlerin eldesinde çok sık olarak kullanılmaktadır [16]. Elektropolimerizasyon mekanizması tam olarak halen anlaşılamaktadır. Fakat üzerinde çalışılan bir çok mekanizmalardan önerilen en uygun mekanizma Şekil 2.9 de gösterilmiştir[17].

(28)

S -e S S S S S H H -e -2H S S S S H -e S S S H H -2H S S S S n

Şekil 2.9 Tiyofenin elektrokimyasal polimerizasyonu

Şekildende anlaşıldığı gibi elektropolimerizasyon ile tiyofen molekülünden elektronun uzaklaştırılması sonucu radikal katyon oluşur. Oluşan bu katyoradikaller birleri ile birleşerek monomerden daha düşük oksidasyon potansiyele sahip dimerleri oluşturur. Bu dimerlerin potansiyeli daha düşük olduğundan polimerizasyon hızlanır. İkili ve üçlü gibi oligomerler, tiyofenden daha düşük oksidasyon potansiyeline sahip olduğundan, fazla oksitlenme riskinide artırmaktadır. Oligomerlerde tekrarlananan ünit sayısı artarken oksidasyon potansiyeli azaldığından polimer eldesi hızlı olmaktadır.Tiyofenlerin 2 ve 5 karbonlarının reaktif olmaları ve protonlarının kolay uzaklaşmasından dolayı, elektro polimerizasyon bu karbon atomları üzerinde ilerlemektedir. Ayrıca bu karbonların üzerinde hidrojen atomu yerine silil gurubunun olmasıyla da polimerizasyon olayı gerçekleşmektedir. Sililli gurup da hidrojen atomu gibi ayrılmaktadır. Hatta ayrılan gurubun karbokatyon kararlılıklarından dolayı daha kolay polimerleşmektedir. Elektropolimerizasyon metodunda polimerin yükseltgenme veya indirgeme potansiyeli polimerizasyon esnasında ölçülebilmektedir. Bu değerler ile polimerin iletkenlikleri hakkında ön bilgi edinebilir. Elde edilen bu polimer filmi optiksel ve elektrokimyasal metod ile karekterize edilebilir.

(29)

2.1.4.1.2. Politiyofenlerin kimyasal Olarak sentezi

İletken polimerler, tiyofenin oksidasyonundan veya 2,2’-bitiyofenlerin arsenikpentasülfit (AsF5) ile reaksiyonu sonucu oluşturuluyordu. Fakat arsenik

pentasülfidin zehirli olmasından dolayı bu metod uzun süre kullanılamadı. Daha sonra Yoshia ve diğerleri tarafından daha kullanışlı bir metot olan FeCl3’ün susuz

kloroformda yükseltgeyici olarak kullanılması ile yüksek verimli polimer elde edilmektedir[18].

Son zamanlarda bilim adamları FeCl3 ile regioselektif polimerler sentez

etmektedirler. Örneğin Şekil 2.10 da görüldüğü gibi 3-(4-oktilfenil)-tiyofen monomeri, FeCl3’ün yavaş yavaş ilavesi ile % 94 gibi yüksek head to tail ürün elde

edilmektedir [19].

S

C8H17

S

C8H17

FeCl3 (azar azar)

n

% 94 Head to tail

n

Şekil 2.10 3-(4-oktifenil)-tiyofenin kimyasal ve regioselektive polimerizasyonu

Diğer bir polimerizasyon yöntemide organometaller aracılığı ile politiyofenlerin sentez edilmesidir. Nikel ve palladyum katalizleri ile oligoheterosiklik bileşiklerin sentezi çok iyi bilinmekteydi. Politiyofen sentezinde organomagnezyum türevleri çok geniş olarak kullanılmaktadır. Organomagnezyumun çok çeşitli türevlerinin olmasına rağmen, özellikle 2,5-dibromotiyofen bileşiğinin nikel katalizörü ile politiyofen sentezi önceleri yaygın olarak kullanılıyordu . Ürün verimi % 40-60 arasında olmaktadır. Daha sonra katalizör değiştirilerek yerine Ni(dppp)Cl2 kullanılması

sonucu verimin % 90’a kadar çıkarılmayı başarılmıştır [20]. Head to tail

polimerizasyonu bu yöntem ile de çok başarılı bir şekilde gerçekleşmektedir. Buna rağmen elektropolimerizasyon yöntemi daha uygun bir yöntemdir. Şekil 2.11 de organometaller ile politiyofenlerin sentezine örnek verilmiştir [21]-[22]. Günümüzde

(30)

bir çok fonksiyonel guruplu polimerler, organometaller kullanılarak sentezleri yapılmaktadır. S R Br Br S R n S Li Br R S Br R BrMg S Br Br R S ZnBr Br R S R n 1) LDA, THF, -78oC den - 40oC 2) MgBr2.OEt2, -60oC den -5oC 3) NiCl2(dppp), -5oC den 25oC 1) 2) 3) McCullough'nin yöntemi Zn Ni(dppe)Cl2 RiecKe'nin yöntemi

Şekil.2.11 Organometaller ile tiyofen türevli monomerlerin polimerleştirilmesi

2.1.5. Düşük band seviyeli politiyofen türevli bileşiklerin sentezi

İletken polimerlerin karekterizasyonları sınıflandırmaları üzerinde çok geniş

çalışmalar yapılmış ve çok değişik band seviyeli polimerler belirlenmiştir. Bunlardan band seviyeleri 2 eV’den daha büyük olan bir çok iletken polimer bulunmaktadır. Örneğin, poli(p-fenilen ) 2.7 eV, poli(p-fenilenvinilen) 2.4 eV, polithiyofen 2.0–2.1 eV, polipyrol 3.2 eV dır. Daha düşük enerji seviyeli olan poliasetilen 1.5–1.7 eV dır. 1.5 eV dan düşük band seviyeli polimerler, düşük band seviyeli polimerler olarak kabul edilmektedirler.[7]

Düşük band seviyeli materyallerdeki en önemli problem, kısmen değerlik bandındaki yüksek enerjili elektron veya elektronlardan gelmektedir. Diğer bir problem ise, bazı düşük band seviyeli polimerlerin havanın oksijeni ile kolay oksitlenmeleridir. Bunun için polimerizasyon inert ortamda yapılmalıdır. Düşük

(31)

enerji seviyeli polimerler üzerinde ilk olarak, 1984 yılında, Wudl ve Heeger grubu tarafından poliizotiyanaftalin ile çalışılmıştır. Bu polimer, değişik guruplar tarafından değişik metodlar ile değişik başlanğıç maddelerden çıkarak sentez edilmiştir [23] (Şekil 2.12). Polimer, ftalikanhidrit başlangıç maddesi ve fosforus pentasülfit (P4S10)

ile120oC üzerinde ısıtılarak elde edilmiş ve filmi NO+SbF6- ile doplanarak, en yüksek

iletkenlik değeri elde edilmiştir (σ = 10 S/cm)[24].

S S S H H O O O S O O Elektrokimyasal polimerizasyon Brφnsted veya Lewis asidi [O]. n n n P4S10 P 4S10

Şekil 2.12 Poliizotiyonaftalin polimerinin sentezi

Daha sonraki çalışmalar yeni düşük band seviyeli bileşiklerin sentez edilmesi ve iletkenliklerinin geliştirilmesi yönünde olmuştur. Bunların içinde tiyofenalkoksi guruplarının bağlaması ile elde edilen etilenedioksitiyofen (EDOT) temelli çok düşük band seviyeli iletken polimer, bu alanda en çok ilgi gören materyal olmuştur. Bunların içinde özellikle düşük band seviyeli polimeri oluşturan EDOT bileşiği, çok önemli bir yer teşkil etmektedir. İletken polimerlerin gelişimine hız vermek için düşük band seviyeli monomerlerin sentez edilmesi yönünde önemli bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Bu sınıftaki bileşiklerin undoped hallerinde, antistatik materyal gibi kullanım alanları da mümkündür. Örneğin Almanya’da 1995 yılından

(32)

beri Agfa fotoğraf filminde PEDOT (poli-EDOT) antistatik olarak kullanılmaktadır [25]. 3,4-pozisyonunda fonksiyonel guruba sahip tiyofen ve bitişik heterohalkalı bileşikler bu sınıfa giren önemli bileşik türlerdir. Bu bileşiklerin tiyofen halkasına kazandırılan genişletilmiş konjugasyonları sayesinde önemli derecede düşük potansiyele sahip bileşikler elde edilmiştir. Diğer önemli avantajlarıda düşük oksidasyon potansiyele sahip monomerlerinin polimerizasyonları sırasında aşırı oksitlenme gözlenmemesidir. Bu da polimerin kararlı olmasını ve çalışma ortamını kısıtlamamaktadır. Düşük band seviyeli polimerler sınıfına giren bitişik halkalı dityienotiyofen önemli türevlerindendir. Bu tür polimerlerin çevresel kararlılıkları olduğundan uygulama alanlarında kısıtlama bulunmamaktadır. Bu monomerlerde tiyofende olduğu gibi elektro polimerizasyon veya kimyasal olarak polimerleşmektedirler.

Genel olarak yalıtkan, yarı iletkenler, metaller ve iletken materyallerin özellik aralıkları Şekil 2.13 de gösterilmiştir.

(33)

2.1.6. Polimerlerin uygulama alanları

İletken polimerler kullanım alanlarına göre doplu veya dopsuz hallerinde kullanılabilmektedirler. Tiyofen türevli polimerlere olan ilgi yüksek termal ve kararlı iletken özelliklerinin olmasındandır. Buna rağmen bu polimerlerde de diğer polimerler gibi substitüe olmamış politiyofenlerin çözünme problemi ve üretim problemleri bulunmaktadır. Bu tür polimerlerin çözünürlük ve esneklik problemleri doğru organik sübstitüentlerin seçilmesi ile giderilebilir [26]. Muhtemelen ilk politiyofen polimerin çözünürlüğü, tiyofen halkası üzerine alkil süsbtitüenlerin takılması ile çözülmüştür. Sustitüe zincirin uzunluğu artırılarak, çözünürlük artırılmıştır. Butil gurubundan daha uzun substitüe zincir bulunduran polimerlerin çözünürlüğü organik çözücülerde çok iyi olduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte alkiltiyofenler, özellikle poli(3-hekziltiyofen), ve poli(3-oktiltiyofen) gibi uzun zinzirli polimerler doplanmamış yapılarda kararsızdırlar. Alkil zincirler dışında halkaya hidroksil, amin vs. gibi fonksiyonlu guruplar ile çözünürlük kazandırılır[27]. Ayrıca hidroksiamin gibi fonksiyonel guruplar, polimerin daha düşük band seviyeli olmasını sağlar ve band seviyelerine bağlı olarak polimer daha fazla transparen olur. Elektrokromik “Device” da uygulanabilirliği artırır. Polialkiletilendioksitiyofen (PEDOT) yüksek kararlılık ve düşük band seviyeli olarak bilinen yeni bir iletken polimer sınıfıdır. Buna rağmen bu polimerler her iki durumda (doplu ve dopsuz ) çözünürlükleri yoktur.

Daha önceleri polimerlerin kararsızlıkları ve üretimlerinin yetersizliklerinden dolayı iletken polimerlerin ticarileştirilmeleri mümkün olmamıştır.

Poliasetilen en çok üzerinde çalışılan polimer olmuştur. Poliasetilenin bakır ile eşdeğer iletkenlik göstermesine rağmen laboratuvar bazında kalmıştır. Bu polimer oda koşullarında kararsız ve halen üretim problemi vardır. Uygulama daha çok poilmerin kendisi ile olan iletkenliği üzerine odaklanılmıştır. (Intrinsically Conducting Polymers, ICP). Yüksek iletkenlik özelliğinden dolayı enerji depolama sistemleri, elektromagnetik interference shielding, ligthining protection gibi havacılık alanında kullanımları sağlanabilir.

Son zamanlarda üretim ile ilgili çözümler, ICP kaplamalar ile endüstiriyel uygulamalarda geniş bir kullanım alanı oluşturulabilecek gibi gözükmektedir. Polianilin temelli polimerler antistatik kaplamalarda ticari olarak

(34)

uygulanabilirlikleri vardır. Bu tür kaplamalar ESD (elektrostatik discharge) uygulamaları için daha baskın olduğu gösterilmiştir. Su bazlı polianilinler litografide uygulama alanına sahipler. Polietilendioksi ve poliisotiyonaften türevli polimerlerin sahip olduğu şefaflık ve antistatik özellileri ile fotoğrafçılık filmi için uygulama alanları vardır. Günümüzde, elektrostatik discharge koruyucular endüstiriyel gelişim için büyük bir potansiyel sağlamaktadır.

İletken polimer kaplamaları ve filmler için mümkün olan bir çok uygulama alanları aşağıda belirtilmiştir[7].

• Antistatik, ESD kaplamalar • Radar Frekans absorlayıcıları • Korozyon engelleyiciler • “EMI/RFI shielding” • Elektrokromik Displaylar • “Electrochemical actuators” • “Lithographic resists” • “Lightining protection” • “Microelectroncs” • Polimer elektrolitler • “Memory Device” • “Artifical noses”

• “Microwave absorbsing materials” • Elektrodlar • Optiksel Modülatörler • “Photovoltaics” • “Rechargeable batteries” • “Smart Windows” • “Solar Cells” • “Transistörler” • “Imagining materials”

(35)

Elektrostatik dissipation ve elektromagnetik shielding gibi uygulamalarda polimerlerin iletken yapılarından faydalanılmaktadır. İletkenliğin şuanki konumu ESD uygulamaları için yeterli düzeydedir. Küçük bir kısmı ticari olarak EMI için ilgi alanı oluşturmuştur. Oldukça büyük bir kesim “Shielding” endüstüriyel uygulamaya itiyaç duyulmaktadır. Politiyofen ve türevleri yukarda belirtilen uygulama alanlarının çoğunda kullanıma açıktır.

Elektrokronik pencereler, displaylar, sensörler, ve elektromekanik malzemeler gibi uygulamalar, iletken polimerlere ve elektrokimyasal olarak kullanılan polimerlerin doplaması veya dedoping polimerlere tabidir. Polimerin doplaması veya dedoplaması ile renk değişimlerinin olması elektrokromik devicelar veya smart pencerelerde kullanılırlar.

2.2. LAWESSON’S REAKTANTI (LR) ve FOSFOR PENTASÜLFİT (P4S10) İLE OLAN REAKSİYONLAR

2.2.1 Lawesson’s Reaktantı

Lawesson’s reaktifi ve fosforpentasülfit gibi fosforlu bileşikler dışında, eskiden de fosforlu bileşikler organik bileşiklerin sentezinde çok yaygın olarak kullanılıyordu. Bu tür bileşikler, halen de çok reaksiyonlarda kullanılmaktadır. Bunlara, karbonil bileşiklerinden alkenlerin eldesi için kullanılan fosfonyum ylide (witting reaktifi) örnek olarak verilebilir [28]. İnorganik fosforlu bileşikler genelde halojenleme koşulu sağlama, tiyolanma ve diğer amaçlar için kullanılmaktadır [29]. Karbonil gurubu bulunduran bileşiklerin tiyolanmasında yaygın olarak kullanılan inorganik bileşik fosforpentasülfit dir (P4S10) [30]. Son zamanlarda organofosforlu bileşikler,

organik sentezlerin yeni alanlarında kullanımı yaygınlaşmıştır. Organotiyofosforlu bileşikler sadece organik yapıya sülfür atomu kazandırmak amacı ile kullanılmayıp, daha bir çok organik sentezlerde de kullanılmaktadır [31].Organik sentezlerde tiyolanma ve fonksiyonel gurup oluşturmada kullanılan reaktantları üç farklı başlık altında guruplandırılabilir: i) tiyo- ve ditiyoasitfosfor türevleri, ii) trifenilfosfintiyosiyanojen, iii) p-metoksifeniltiyofosfinsülfit dimeri (LR) (Lawesson’s reaktifi) ve fosforpentasülfit (P4S10) dir [31]. Organik fosforlu bileşik

(36)

2,4-bis(p-methoxyphenyl)-1,3-dithiadiphosphetane-2,4-disulfide (LR) (Lawesson’s reaktantı) en çok kullanılan fosforlu bileşiktir. Bunların yanısıra fosfortiyoasitler de değişik tiyokarbonil bileşiklerin sentezinde kullanılmaktadır. Bu asitler belirgin pH aralıklarında olup (pKa= 2-4), nükleofilik özelliğe sahiptirler. Bundan dolayı keton ve aldehitlerin

karbonil guruplarına kolaylıkla atak ederler. Açıklanan bu karbon oksijen değişimi aşağıdaki örnek ile gösterilmiştir[32].

S P O RO OR HS O P S S OH RO RO S + (RO)2PSOH + hh (RO)2PSSH Fosfortiyoasit

Şekil 2.14. Fosfortiyoasitler ile ketonlardan tiyon eldesi

Fosfortiyoasitlerin diğer ilgi çekici tepkimesi, fosfortiyoasitin epoksi ile reaksiyonundan tiyoepoksilerin oluşmasıdır. Bu reaksiyonda önce asit epoksi gurubuna atak ederek epoksi halkasını açar, daha sonra açılan halkanın baz (Na2CO3,

NaHCO3, KOH, Et3N) ile etkileşmesi sonucu tiyoepoksi bileşiği oluşur[33].

Şekil 2.15.Fosfortiyoasitin epoksi ile reaksiyonundan Tiyoepoksit Eldesi

Tiyofosforlu bileşikler içinde çalışmalarımızda yaygın olarak kullandığımız Lawesson’s reaktantı(LR) ve fosfor pentasülfit (P4S10) ile ilgili reaksiyonlar ve

mekanizmalar aşağıda detaylı bir şekilde ele alınmıştır[2]. CH2 MeCH O S C H2 CH(OH)Me CH2 MeCH S X (RO)2P(X)SH + (RO)2P(X) (RO)2PSK + X = O,S

(37)

2.2.1.1. Lawesson’s Reaktantın reaksiyonları

Lawesson’s reaktifi (LR) Lawesson’s ve arkadaşları tarafından 1978 yılında ilk olarak tiyoketon, tiyoamid, tiyoester, ditiyokarboksilikasit ve tiyopeptit sentezlerinde kullanılarak geliştirildi [31].

LR bileşiğinin elde edilmesinde iki temel yöntem geliştrilmiştir. Bunlardan biri, anisolun P4S10 ile (150oC, 6 saat) diğeri ise, anisolun kırmızı fosfor ile

etkileşiminden elde edilmiştir [34].

OMe S P S P MeO OMe S S 2,4-bis(p-methoxyphenyl)-1,3-dithiadifosfetanedisulfid (LR) Lawesson's Reaktanti(LR) P4S10 Anisol

Şekil 2.16. Anisol’den Lawesson’s Reaktantının Eldesi 2.2.1.2. LR’ tin karbonil bileşikler ile reaksiyonu

LR hafifce ısıtıldığında fosfat halkası kolaylıkla parçalanır. Halkanın parçalanması sonucunda oluşan ürün, ketonlar ile reaksiyona girerek tiyoketonlara dönüşür [35].

Şekil 2.17. LR ile Ketonlardan Tiyon Elde Edilmesi Reaksiyonu

Aşağda belirtildiği gibi hetorosiklik ketonlar da kolaylıkla LR ile tiyoketonlara dönüşürler[36]. R' R O R' R S + LR Tolune, 110 oC, N 2

(38)

Şekil 2.18. LR’nin bir heterosiklik bir bileşik ile reasksiyonu

Bahsedildiği gibi ketonlar, her zaman LR ile reaksiyonunda tiyoketon ürünü vermezler. Örneğin 3-benzoilpiridin kolaylıkla 3-tiyobenzoilpiridine dönüştüğü halde, 2- ve 4-benzoilpiridin tiyoketon yapısını oluşturmaz. Bu durumda LR piridin halkası ile kolaylıkla reaksiyona girerek organofosforbetaine türevleri elde edilir[36].

N O Ph P S S OMe N O Ph Ph, 20 oC -+ LR

2.2.1.3. Karboksilik esterler ve Tiyokarboksilik asitlerin Reaksiyonları

Aromatik ve Alifatik asit esterleri çok kolay bir şekilde LR ile kuru kısilende, 140 oC sıcaklıkta, reaksiyona girerek yüksek verimde alkil veya aril tiyoasetilatları oluştururlar. Karboksilik asitlerin tiyolanması reaksiyonlarında, karboksil esterleri ile yapılan reaksiyonlara göre % 20 daha fazla LR kullanılır. Çünkü karboksilik asitler asit esterlerine göre daha az reaktifler.[37].

2.2.1.4. Amidlerin Reaksiyonu

Primer, sekonder ve tersiyer amidlerin, LR ile reaksiyonu sonucu tiyokarbonil bileşikleri oluşur. 3-N-açilamino ketonlar, toluende LR ile ısıtarak 4H-1,3-tiyazin türvi ve 3-N-tiyoaçilamino keton elde edilir. Bu bileşiklerin verimleri LR’tin mol oranına göre değişmektedir. Örneğin, eş değer mol LR kullanıldığında 4H-1,3-tiyazin türevi ana ürünü olarak elde edilir. 0.5 eq LR kullanıldığında 3-N-

O O

O S

(39)

tiyoaçilamino keton ana ürün olarak oluşur. Bu madde 0.5 eq LR ile reaksiyonu % 44 verimle 4H-1,3-tiyazin türevine dönüştüğü belirlenmiştir.

R1 N R3 O R2 O H LR N S R1 R2 R3 R1 N R3 S R2 O H 3-N-asilaminoketon +

4-H-1,3-tiyoazin türevi 3-N-tiyoasilaminoketon 1/2 LR

% 44

Şekil 2.20.LR nin 3-N-asilaminoketon ile reaksiyonu sonucu oluşan ürünler

3-N-açilaminoesterler 1 eq. LR ile reaksiyonu sonucunda 3-N-tiyoasilamino esteri oluşturmaktadır. Halka kapanması olmamasının nedeni ester gurupların LR’e karşı düşük reaktif olmasından kaynaklanabilir

N R2 O R1 O H EtO LR N R2 S R1 O H EtO

3-N-asilamino ester 3-N-tiyoasilamino ester

Şekil 2.21. LR nin 3-N-açilaminoesterler ile reaksiyonu

LR’ te karşı bazı fonsiyonel gurupların reaktiflik sıralaması aşağıda belirtilmiştir [38]. R OH R N H R' O R R' O R OR' O

>

>

>

(40)

2.2.1.5. Lawesson’s Reaktant reaksiyon mekanizması

Lawesson’s Reaktifinin mekanizması hakkında literatürde çok çalışma bulunmamaktadır. Fakat bu mekanizmalar reaksiyonlar sonucunda elde edilen ürün ve yan ürünlerin karakterizasyonuna bağlı olarak farklılıkar gösterir.

Tiyofosfonil sülfitlerin en çok bilinen özelliği, nükleofillere karşı çok iyi reaktif olmalarıdır. LR hafifce ısıtıldığında tiyofosfinil yapısını oluşturmaktadır. Bu yapıda nükleofillere karşı daha fazla reaktiftir. LR için önerilen iki önemli reaksiyon mekanizmaları aşağıda belirtilmiştir. LRı ve LRıı rezonans yapılarındaki fosfor atomu elekrofil yapıdadır. Sonuç olarak, nükleofiller fosfor atomuna saldırarak reaksiyon verirler [39]. P S P S S S OMe MeO S P S OMe Lawesan's Reagent (LR) 2 ISI Tiyofosfinil S P S OMe S P S OMe LR' LR'' -+

Şekil 2.22. Lawesson Reaktifinin ısı ile parçalanması ve oluşan ürünün rezaonans yapıları

LR’nin ketonlar ile etkileşimi sonucunda oluşan A üzerinden tiyoketal halkası oluşur. Daha sonra bu yapı B tiyoketal yapısına dönüşür. B halkasının bozunması ile bir tiyokarbonil bilelşiği ve C ürünü oluşur[40].

(41)

Şekil 2.23. LR ile Ketonlardan Tiyon Elde etme reaksiyonu mekanizması

Bu mekanizma aynı zaman da fosfor tiyoasitlerin oksijen ve sülfür ile yer değiştirme reaksiyonları için de geçerlidir.

Önerilen diğer bir mekanizma da, önce D geçiş hali oluşur ve daha sonra bu geçiş hali üzerinden B ara ürünü oluşur. Bu ara ürünün bozulması ile istenilen ürün elde edilir. O P S Ph-OCH3 O P Ph-OCH3 S S D O P S Ph-OCH3 B

Şekil 2.24. Fosfortiyoasitler ile ketonlardan tiyon elde etme reaksiyonu mekanizması

O P S S OMe O P S S OMe O P S OMe S S P S O OMe S O P O P O P S S OMe OMe MeO + + + + - -A B C

(42)

2.2.2. Fosforpentasülfit ( P4S10) (PPS) S P P S P S S S S S S S P S P4S10 (Fosforpentasülfit)

Şekil 2.25. Fosforpentasülfit Bileşiği

Fosforpentasülfit de LR gibi ısıtıldığında parçalanarak reaktif fosfosülfidleri oluşturur. Parçalanma mekanizması aşağdaki gibidir. Ayrıca literatürde fosfor pentasülfit halkasının parçalanmadan reaksiyona girdiğini gösteren mekanizmalarda bulunmaktadır [41]. S P P S P S S S S S S S P S P S P S S S S 1 2 3 4 2 ∆ 5 14

Şekil 2.26. Fosforpentasülfit Bileşiğinin Isı ile Parçalanma Mekanizması

Fosforpentasülfit de LR gibi genellikle ketonların karbonil gurubunun tiyonil gurubuna dönüşmesini sağlar. Buna rağmen aralarında reaksiyon farklılıklarıda bulunmaktadır . Örneğin, bilinen laktonların LR ile reaksyonu ile tiyokarbonil oluşurken, bunun tersine P4S10 ile tiyolo-, thiono- ve ditiyolakton karışımı

(43)

Şekil 2.27. LR ve P4S10 reaksiyonları arasındaki farklılıklar

Karboksilik asitler P4S10 varlığında tiyoller veya alkoller ile reaksiyona

girerek ditiyoesterleri oluştururlar[41].

R O O H R XH R S S R 1 + 2 P4S10 toluen 1 2 R1=R2= alkil,aril X= O,S

Şekil 2.28. Karboksilik asitlerin P4S10 varlığında tiyol ve alkollerle reaksiyonu

2.2.3. Lawesson Reaktantı (LR) ve Fosfor Pentasülfit ile Halka Kapanma Reaksiyonları ve Mekanizmaları

LR ve P4S10 bileşikleri 1,4-diketon 1,8-diketon gibi ketonların karbonil

guruplarını tiyonilketonlara dönüştürerek halka kapanma reaksiyonları verirler. Bu tür reaksiyonlarda tiyonlanma ve halka kapanma aynı anda oluşmaktadır [42]. LR ve P4S10 bileşiklerin en önemli uygulama alanlarından biri 1,4-diketon bileşiğinden

tiyofen sentez edilmesidir[43].

O O O S

O S S O S S

LR

P4S10

(44)

O O R1 R2 S S R1 R2 S R 2 R1 1,4-diketon toluen, ∆ Tiyonilketon Tiyofen

Şekil 2.29. 1,4-Diketon bileşiğinden tiyofen elde edilmesi

1,8-diketonların LR veya P4S10 ile reksiyonu sonucunda dithiin ve tiyofen halkaları

oluşmaktadır. Bu ürünlerin oluşum mekanizmaları Şekil 2.30 açıklanmıştır [2].

S S O R R O S S S R R S S S R R SH SH S S R R S S S S R R OMe P S S S S R S S R S R + --S 1,8-Diketon Ditiin Tiyofen 21 -H2S

(45)

Şekilde gösterildiği gibi H2S in çıkması sonucu oluşan kararsız dokuzlu halkadaki

sülfürlerden biri, alkil gurubun bağlı bulundu alken karbona yakın olmasından dolayı, bu karbona atak eder. Kararsız dokuzlu halkanın kararlı altılı halkaya

dönüşmesini sağlar. Burdan da bir kısmen altılı halka sülfür kaybederek beşli halkaya dönüşür ve tiyofeni oluşturur.

2.3. Ditiyenotiyofen Bileşikleri

Ditiyenotiyofen bileşikleri üç bitişik tiyofen halkası içeren bileşiklerdir. Bu

bileşiklerin 2, 5 karbonlarındaki fonsiyonel gruplarına ve tiyofen halkalarının farklı yönelmelerine bağlı olarak değişik türevleri sentez edilmiştir [44], [45], [45]. Önemli altı ditiyenotiyofen temel yapısını içeren bileşiklerin adlandırılmaları ile birlikte kimyasal yapıları Şekil 2.31 da belirtilmiştir.

ditiyeno[3,2–b;2’,3’–d]tiyofen, ditiyeno[3,4-b;3’,4’-d]tiyofen, ditiyeno[2,3–

b;3’,2’–d]tiyofen, ditiyeno[3,4–b;3’,2’–d]tiyofen, ditiyeno[3,4–b;2’,3’– d]tiyofen ve ditiyeno[2,3–b;2’,3’–d]tiyofen bileşikleri literatürlerde

belirtilmiştir. S S S S S S S S S S S S S S S S S S 1 2 3 4 5 5 1 1 2 2 2 2 2 1 1 1 3 3 3 3 3 4 4 4 4 4 5 5 5 5 5 1' 1' 1' 1' 1' 1' 2' 2' 2' 2' 2' 3' 3' 3' 3' 3' 3' 2' 4' 4' 4' 4' 4' 4' 5' 5' 5' 5' 5' 5'

Ditiyeno[3,2-b;2',3'-d]tiyofen Ditiyeno[3,4-b;3,4'-d]tiyofen Ditiyeno[2,3-b;3',2'-d]tiyofen

Ditiyeno[3,4-b;3',2'-d]tiyofen Ditiyeno[3,4-b;2',3'-d]tiyofen Ditiyeno[2,3-b;2',3'-d]tiyofen

a a a a a a b b b b b b c c c c c c d d d d d e e e e e e d

(46)

Ditiyenotiyofen türevli bileşiklerin önemli elektrokimyasal ve optiksel özelliklerinden dolayı çok sayıda literatür çalışmaları bulunmaktadır. Bu bileşiklerin çoğu materyal kimyasallar olarak kullanılmıştır. Özellikle eletrokimyasal olarak polimerleşebilmeleri nedeni ile iletken polimerlerin monomerleri olarak kullanılmaktadırlar. Bu bileşiklerin sülfür atomları nedeni ile elektronca zengin olmaları elektrolümünesans, florosans, fotokromizm, optiksel kromoforlar, transistörler, iletken polimerler, elektrokromofer, radar absorblayıcıları, yük transferleri, biyolojiksel sistemler gibi değişik elektriksel ve optiksel özellikli alanlarda kullanılmalarını sağlamaktadır. Ditiyenotiyofen bileşiklerin sentez edilmesinde birçok yöntem kullanılmaktadır. Grubumuz tarafından uygulanan sentez öntemi uygulann yöntemlerden tamamen farklı bir yöntem olması ve ilk kez uygulanması bu tür bileşiklerin sentez edilmesinde önemli bir yol sağlayabilir. Bu yöntemin en önemli özelliği ise 3-, 5- konumunda değişik fonksiyonel grupların oluşturmasıdır. Bu da ditiyenotiyofen bileşiklerindeki kısıtlamayı ortadan kaldırabilir. Bu yöntem sadece tiyofenler ile sınırlı kalmayıp, pirol, furfurol gibi 5 li hetero halkalı bileşiklere de uygulanabilmektedir.

2.3.1. Ditiyenotiyofen ve Türevlerinin Sentez Edilmesi

Ditiyeno[3,2–b;2’,3’–d]tiyofen bileşiğinin sentez edilmesi ile ilgili ilk bilgileri daha önceden olduğu iddia edilmesine rağmen bu yapıyı doğrulayacak herhangi bir literatür bilgisi bulunmamaktaydı [47]. Fakat 1971 yılında bu bileşik ile ilgili sentez dataları yayınlandı [48]. Bu yapının TCNQ ile oluşturulan yük transfer tuzu kristalik yapısının dataları 1983 de yayınlanmıştı [50]. Ditiyeno[3,2–b;2’,3’–d]tiyofen bileşiği,

3-bromotiyofenin n-BuLi ile -70oCde bis(fenilsülfonil)sülfit ilave edilerek 3,3’-ditiyenil sülfit elde edilir. Daha sonra tekrar n-BuLi 0oC de eterde karıştırıldıktan sonra bakır klorür ilave edilerek elde edilir Şekil 2.32

S S S S S S n-BuLi -70oC (C6H5SO2)2 n-BuLi 0oC Susuz CuCl2 S Br

(47)

Ditiyenotiyofen bileşiğinin orta kısmında tiyofenin sülfürü hidrojen peroksit ile kolay bir şekilde oksitlenmektedir. Şekil 2.33 Özellikle bu teknik maddenin

kristallendirilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

S Br Br S Br S CO2CH3 S Br S CO2CH3 CHO S Br S 1) n-BuLi -78oC 2) S8 3) ClCH2CO2H 4) MeOH/H+ POCl3 PhN(CHO)Me 1) NaOEt 2) Cu/quinoline

Şekil 2.34 Bromotiyenotiyofen sentezi

3,4-dibromotiyofen bileşiği sırası ile n-BuLi, sülfür ve α-kloroasetik asit ilave edilir. Daha sonra oluşan ürün metanol ile esterleştirildikten sonra elde edilen bileşik metilfenil formamide ve fosforusoksiklorür kullanarak 2-formiltiyofen türevi elde edilmektedir . Daha sonra sodyum etoksi ve Cu/quinoline ile reaksiyona girerek bromotiyenotiyofen maddesi elde edilir Şekil 2.34. Bromotiyenotiyofen bileşiği direk n-BuLi ve daha sonra ditiyenildisülfit ile –800C de reaksiyona sokularak elde

edilen ürün n-BuLi ve CuCl2 ile 0oC de reaksiyona girerek beşli bitişik tiyofen

bileşiği oluşturur. Dörtlü bitişik tiyofen bileşiğinin sentez edilmesi

için izlenen yol, bromotiyenotiyofen ve ditiyeniltiyofen bileşiklerin reaksiyonundan oluşan n-BuLi ve CuCl2, 0oC de reaksiyona girerek dörtlü bitişik halkalı tiyofen

ürününü verir. Şekil 2.35 [52]. S S S S S S S S S Br S S S S S S S S S S S S S S S 1) n-BuLi, ether (Et)2O, -80oC, 82 % 2) 1) n-BuLi 2) (PhSO2)2S -80oC 23 % 1) n-BuLi 2) CuCl2, 0oC 1) n-BuLi 2) CuCl2, 0oC 60 %

(48)

1995 in başlarında ditiyenotiyofen türevli bileşik olan tetrametilditiyenotiyofen sentez edilmiştir [53]. Bu bileşiğin sentezi 2,3-dimetiltiyofen bileşiğinden yola çıkarak dört basamakta gerçekleşmektedir. Birinci aşamada 2,3-

iyodotiyofen bileşiği nikel katalizör ile dimerize edilmiş ve elde edilen ürün bromlandıktan sonra. n-BuLi ve sülfürleme muamelesinin sonucunda %26 verimde tetrametildiyenotiyofen bileşiği sentez edilmektedir. Reaksiyonun sentez

aşamaları Şekil 2.36 da gösterilmiştir.

S S S I S S S Br Br S S S I2, H5IO6 90 % NiCl(PPh3)2 70% Br2 98 % 1) n-BuLi 2) (C6H5SO2)2S 26 %

Şekil 2.36 Tetrametilditiyenotiyofen bileşiğinin sentez edilmesi

2003 yılında ditiyenotiyofen bileşiğinin sentez edilmesinde geliştirilen önemli reaksiyonlardan biri tetrabromotiyofen başlangıç maddesinden başlayarak elde edilmiştir [54]. Tetrabromotiyofen maddesinden formillation reaksiyonu ile elde edilen 3,4-dibromo–2,5-diformaldehit bileşiği etilmerkapto asetat ve potasyum karbonat ile olan reaksiyondan diesterditiyenotiyofen bileşiği sentez edildi. Daha sonra bu bileşik LiOH ve daha sonra bakır ile etkileştirerek ditiyenotiyofen bileşiği sentez edilir Şekil 2.37

(49)

S Br Br Br Br S Br Br OHC CHO S S S CO2Et EtO2C S S S CO2H HO2C S S S 1) n-BuLi, -78oC 2) Formylpiperidine, 25oC, 80% 1) Ethyl mercaptoacetate 2) K2CO3, DMF, 71% LiOH Cu, quinoline 230oC, 87%

Şekil 2.37. Ditiyenotiyofen maddesinin sentezi

Ditiyenotiyofen bileşiği sentezi için geliştirilen diğer bir yöntem 2,3-dibromotiyofen başlangıç maddesinden yola çıkılarak sentez edilmiştir [55]. 2,5 –dibromotiyofen maddesi n-BuLi ile oluşturulan lityum bileşiği CuCl2 ile “couple” edilmiş olaşan

üründen iki reaksiyon aşamasında ditiyenotiyofen elde edilir. Bu reaksiyon aşamaları (i) lityumlama, (ii) bis(fenilsülfonil)sülfit bileşiğinin ilave edilmesidir Şekil 2.38

S S Br Br S Br Br S S S 1) n-BuLi, -78oC 2) CuCl2, -78 79 % 1) n-BuLi, -78oC 2) (PhSO2)2S, -78oC 70 %

(50)

2002 yılında ditiyenotiyofen türevli bileşiğin sentez edilmesi yöntemi geliştirildi. biditiyofen bileşikleri NBS ile bromlayarak sentez edilen 5-dibromo–2,2’- bitiyofen bileşiğinin α-bromları asetik asit de çinko ile uzaklaştırılır. Daha sonraki basamaklarda n-BuLi ve bis(fenilsülfonil)sülfit ile reaksiyona girerek ditiyenotiyofen bileşiği sentez edilir Şekil 2.39 [56].

S S Br Br S S S S 1) n-BuLi, -78oC 2) (PhSO2)2S, -78oC 70 % Br Br S NBS Zn , AcOH Reflux S S Br Br

Şekil 2.39. Ditiyenotiyofen maddesinin sentezi 2.3.2.Ditiyenotiyofen Bileşiğinin Türevlendirilmesi

Literatürlerde mevcut olan önemli ditiyenotiyofen türevli bileşiklerin sentezi için kullanılan reaksiyon türlerinden biri NBS ile bromlanması ile elde edilen bromlu ditiyenotiyofen bileşiğinin n-BuLi ve DMF ile reaksiyonundan dikarbaldehit türevli ditiyenotiyofen bileşiğinin sentezidir [57].

S S S S S S Br Br NBS S S S OHC CHO 1) n-BuLi -30oC 2) DMF -30oC 57%

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir cümlede işi belirten kelimenin cümlenin başında veya ortasında bulunma- sıyla oluşan cümleye devrik cümle devrik cümle

ca galiba kısa bir süre izin vermişler, sonra yeniden içe­ ri, Dursun bebek, suyu, ışığı, havayı cezaevi dünyasın­ da tanımış Kundağı da... Dursun,

Aşağıda, 1806 da Üçüncü Selim tarafın­ dan inşa ettirilen 19 uncu asrın güzel eserlerinden meşhur Göksu çeşmesi.... Bugün İkinci Sınıf Bir Mesire Yeri

Naci’nin, fransızcadan yaptığı tercümeler hakkında buraya kadar verdiğimiz izahlar, mi­ saller, bunların tetkike değer kıymette olduğunu gösterir; bilhassa,

Çemberlitaş’taki tüm “ tarihi” baharatçı­ lar, zamana ayak uydurmuş. Baharat amba­ lajları, marketlerdeki gibi renkli, açıklamalı etiketleriyle

Whenever a user accesses his/her phone, either tapping, swiping or typing (keystroke) are the most common features used for most of the mobile phone applications

So far, the Centre for Monitoring Indian Economy (CMIE) has witnesses that the Covid-19 pandemic has resulted in jobs moving away from high labour

As the results of this study, it shows that Social Media Marketing activities have a significant effect on Brand Equity of healthy food products and Customer's Trust on the