• Sonuç bulunamadı

Reşat Nuri Güntekin’in Telif Hakları Hususunda Bir Raporu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Reşat Nuri Güntekin’in Telif Hakları Hususunda Bir Raporu"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

Ömer Özcan

*

A REPORT BY REŞAT NURİ ON COPYRIGHTS

Türk edebiyatının tanınmış isimlerinden Reşat Nuri Güntekin (İstanbul, 25 Kasım 1899-Londra, 7 Aralık 1956) İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nden 1912’de mezun olmuştur. Öğretmenlik ve yöneticilik görevlerinden sonra 1931-1943 yılları arasında müfettiş olarak Anadolu’yu dolaşmıştır. 1939-1943 arasında Çanakkale milletvekilliği yapmıştır. Siyasete devamda istekli olmadığından yeniden müfettiş-liğe dönmüştür. Bu görevde iken Fransa’da Paris’te Kültür Ataşeliği’ne getirildi. UNESCO’nun icra heyetine seçildi.

Paris’te görevde iken Brüksel’deki telif hakları ile ilgili milletlerarası toplantıda Türkiye’yi müşahit olarak temsil etti. Toplantının akışı, alınan kararlar ve sonuçta kendi görüşlerini ihtiva eden uzun bir rapor hazırladı. Raporun mahiyeti, gelişmeler, ülkeler arasında ilişkiler bakımından önemlidir. Raporun bir başka sonucu, günümüzdeki iletişim imkanlarının hangi merhaleleri geçtiği, bu tip toplantıların neticelenmesinde bu imkanların sağladığı katkıların öğrenilmesi açısından önemlidir.

Telif hakları toplantısına Güntekin’in iştirakinin tercihi önemlidir. O da telif üc-reti alan bir yazardır. Bu yönden teklifler konusunda hassasiyet göstermiştir. Teklifi doğrultusunda Bern ve Brüksel sözleşmelerine uygun esaslar dahilinde 1949’da Adalet Bakanlığı “Fikir Eserleri Kanunu” taslağı hazırlatmıştır.1 Kanun taslağının hazırlanması

* Araştırmacı, yazar, (oozcan@gmail.com). Yazı geliş tarihi: 30.08.2017. Kabul tarihi: 05.10.2017. 1 Millî Eğitim Bakanlığı Edebi ve Artistik Eserlerin Himayesi İçin 9 Eylül 1886’da imzalanarak 26

Haziran 1948’de Brüksel’de tadil edilen “Bern Sözleşmesi”ni İlhan Akipek’in çevirisiyle Ankara 1950’de 34 sayfa olarak neşretmiştir.

(4)

sırasında Brüksel toplantısı sonucunda hazırlanan sözleşme projesi Ankara Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi hocası Ord. Profesörü Ernest Hirş tarafından incelenmiş 12.1.1950 tarihli raporu Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’na takdim edilmiştir.

Brüksel toplantısında Amerika’nın üye olarak iştirak etmemesi dikkat çekicidir. Bu ilgisizliği, II. Dünya Savaşı’nın bitmesine rağmen, yaraların tamamen sarılmadığı, baştan sona tahrip edilmiş Avrupa’nın mali bakımdan Amerikan menfaatleri bakımın-dan henüz çok cazip olmadığı ve yakınbakımın-dan takibi gerektirmediği söylenebilir. Halen yürürlükteki telif hakları kanununun taslak olarak Meclis komisyonu görüşmelerine Amerika çok yakın alaka duymuş, kabul edilen her fasılın anında kendi birimlerine faksların ulaştırılmasını sağlayarak, mali çıkarlarına aykırı düzenlemeleri önleyecek tedbirleri almıştır. Aradan geçen yıllar sonunda kitap, müzik, radyo, TV ve sinema sektöründe Amerika’nın tartışılmaz üstünlüğüne paralel olarak büyük menfaatleri oluşmuştu. Güntekin’in raporunun önemli olduğunu düşünüyoruz.

(5)

Paris Büyükelçiliği 29 Temmuz 1948, Paris Millî Eğitim Ataşesi

Sayı: 110

Yüce Bakanlığa

Paris Büyükelçiliği’nin tebliği ile muttali olduğum yüksek emirleri gereğince 5 Haziran 1948’de Brüksel’de toplanan ve 26 Haziran 1948 akşamına kadar devam eden Milletlerarası Edebiyat ve Sanat Eserlerini Koruma Diplomatik Konferansı’na müşahit olarak iştirak ettim; raporumu arz ediyorum.

Konferans cumartesi sabahı Belçika Güzel Sanatlar Akademisi salonunda Millî Eğitim Bakanı HUYSMANS’in başkanlık ettiği törenle açılmış, Brüksel’deki hemen bütün yabancı elçiler ve Belçika büyük şahsiyetler ve memurları hazır bulunmuştur. Konferansın hedef, karakter ve çalışma programını konferansın en salâhiyetli şahsiyeti olan Genel Sekreter GUISLAIN’in beyanatından alıyorum:

“Milletlerarası müellif hukukunun korunması işi, yarım yüzyılı aşan bir zaman-dan beri, Avrupa’nın ekseri memleketlerinde ve deniz aşırı devletlerin bir kısmında BERNE CONVENTION’u diye tanınan bir konvansiyon tarafından temin edilmekte-dir. Bu konvansiyon gerçekte 1887 yılında yürürlüğe girmiş, o zamandan beri de her memleketin kendi yerli kanunları tarafından desteklenmekte, yer yer onların yerine kaim olmakta yahut onları tamamlamakta bulunmuştur. Bizzat Berne Convention’u 1896’da Paris’te tamamlanmıştır. 1908’de Berlin’de baştan başa bir değişmeye tabi tutulmuş ve 1928’de Roma diplomatik konferansı tarafından revizyonu yapılmıştır.

Bu nevi kanunların, mahiyetleri bakımından, ara sıra gözden geçirilmeleri bir zaruret-tir. Meselâ fikir eserlerinin doğma ve yayımlarındaki büyük rolleri âşikâr bulunan sinema ve radyo tekniklerinin uğradıkları değişiklikler büyüktür. Bern Konvansiyonu’nu yazmış olanlar revizyon zaruretlerini daha o zamandan takdir etmiş ve ona göre tedbirler almışlardır.

1928 Haziranı’nda Roma Konferansı kapanırken Belçika delegeleri, hükûmetleri Birlikci (Unıoniste) memleketleri Belçika’ya davet etmişlerdir. Toplantı 1935’te ola-caktı. Fakat birtakım engeller bu konferansı bugüne kadar geciktirmiştir. Bugünkü konferansı Bern Konvansiyonu’na pek esaslı değişiklikler getirmesi beklenemez. Çünkü büyük dikkatler mahsulü olan konvansiyonun çok sağlam bir temeli vardır. Brüksel’de konuşulacak olan meselelerden bir çoğunun taslakları yirmi yıl önce Roma’da yapılmıştı. Fakat bütün bunların yeni bir görüş zaviyesinden incelenecekleri ve yapılacak işin ehemmiyetli olacağı da muhakkaktır.

Fikir eserleri alanı çok geniştir ve Brüksel diplomatik konferans delegeleri fotoğraf eserlerinin korunmasından başlıyarak çeşitli yayın şekilleri etrafında uzun bir dolaşma yapacaklar ve bu arada birçok yeni meselelerin kapılarını çalmak zaruretinde kalacaklardır.

Roma Konferansı yalnız Milletlerarası Konferansı konvansiyonun revizyonu ile değil, birlikçi memleketlerle beraber Amerikan memleketlerine de tatbiki kabil umumi

(6)

bir konvansiyon projesinin hazırlıklarıyla da meşgul olacağını ummuştu. Bu proje büyük güçlüklerle karşılaşmıştır. Fakat yakında bunların bertaraf edilmesi Avrupa gibi Amerika’da da temenni edilmektedir. Bununla beraber hazırlık çalışmalarının epeyce uzun süreceği tahmin edilebilir. Unesco bu işin idaresini üzerine almıştır. Fikir eserlerini korunması meselesinin her yerde aynı iyi niyetle karşılanması ve yakında tam bir anlaşmaya varılması çok arzu edilecek bir iştir. Bu, temelleri 1886’da Bern’de atılmış olan bir büyük eserin taçlanması olacaktır.”

Genel sekreterin çizdiği bu hedef ve ruh dahilinde Palais des Provinces binasında başlıyan çalışmalarda çok ciddi, hararetli ve hevesli olmuş, bazan akşam oturmaları da yapılmak suretiyle yirmi gün devam etmiştir.

Konferansa İştirak Eden Aza

Konferans çalışmalarına iştirak eden ve bu çalışmalardan meydana gelen diplo-matik aktları imzalamaya yetkili bulunan birlikçi devlet delegeleri şunlardı: Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, İngiltere, İrlanda, İzlanda, İtalya, Lübnan, Lüksen-burg, Monako, Norveç, Yeni Zelanda, Portekiz, İsveç, İsviçre, Avusturalya, Kanada, İspanya, Suriye, Cenup Afrika Birliği, Vatikan.

Müşahit gönderen memleketler: Türkiye, Arjantin, Bulgaristan, Şili, Çin, Küba, Dominicaine Cumhuriyeti, Mısır, Equateur, Amerika, Yugoslavya, Batı Almanya, Unesco. Bu suretle konferansa iştirak eden aza devletlerin sayısı elli biri buluyordu. Oy sahibi azanın sayısı yüz yirmi altı idi; Fransız delegelerinin sayısı eksperlerle be-raber yirmi beşti. Müşahitlerin sayısı yirmi dörttü. Müşahitlere icabında söz söylemek hakkı tanınmıştı.

Konferansın Çalışma Tarzı ve Komisyonları

Konferans tekliflerinin incelenmesi için, bütün azanın iştirakiyle umumi komisyon halinde çalışmış, ayrıca da radyo, tatbiki sanatlar, fotoğraf ve sinema komisyonları teşkil olunmuştur. Bazı mükül ve münazaalı madde ve meseleler sırf bu işler için kurulan muvakkat tali komisyonlara havale edilmiştir. Komisyon jeneralden başka komisyonlar için zabıt tutulmamıştır. Bern’deki umumi büro ile konferansın çalışma dilleri ve konvansiyonun hangi dille yazılacağı gibi büyücek ihtilâflara meydan açmış ve müzakereleri durdurarak ilgili devletler müracaat mecburiyetini hasıl etmiş bazı pürüzlü meseleler bu nevi komisyonlarda başbaşa konuşmalarla halledilmiş ve bütün kararların oy birliği ve gönül hoşluğu ile alınmasına azami itina gösterilmiştir.

(7)

Komisyon jeneral ekseriyetle sabahları çalışmış, teknik komisyonlar öğlelerden sonra toplanmışlar ve birbirlerinin çalışmalarından faydalanabilmek için oturum va-kitlerini ayrı ayrı saatlere düşürmeğe gayret etmişlerdir.

Konferansın ve Yeni Konvansiyonun Konusunu Teşkil Eden Meseleler

Yirmi sekiz maddeden ibaret bulunan yeni konvansiyonun metnini takdim ediyorum. Bu yirmi sekiz maddenin konusunu teşkil eden meseleler kısa olarak ayrı ayrı arz olunur.

Birliğin Prensibi

Birliğin prensibi konvansiyona dahil devletlerin müellif hukukunu korumaktır.

Korunacak Eserler Nelerdir?

Korunacak eserler, ifade şekilleri ne olursa olsun, edebiyat, bilim ve sanat alanında meydana getirilmiş bulunan eserlerdir. Kitap, broşür, başka yazılar, nutuklar, müzikli mü-ziksiz sahne eserleri, sinemalar, boyalı boyasız her türlü resim, heykel, gravür, litografi, fotoğraf eserleri, tatbiki sanat eserleri (biblo, möble gibi) harita, plan, kroki vs. orijinal müelliflerinin ana haklarına dokunulmamak üzere bu gibi eserlerden yapılan tercümeler, adaptasyonlar, müzik aranjmanları. Bununla beraber birlikçi devletler teşriî, adlî ve idarî mahiyette resmî metinlerin korunmasını tâyin hususunu birlikçi devletlerin kendi millî ka-nunlarına bırakmışlardır. Ansiklopedi, antoloji gibi derleme eserler, münderacatlarını teşkil eden eserler sahiplerinin haklarını mahfuz kalmak üzere, orijinal eser olarak himaye görürler.

Siyasî ve adlî nutukları kısmen veya tamamen himayeden mahrum etmek hakkı birlikçi devletlerin kendi millî kanunlarına bırakıldığı gibi konferanslar, hitabeler ve dairenin beşinci iktibasları satışlarını tâyin etmek hakkı da yine onlara ait olur. Bu-nunla beraber bu gibi eserlerin mecmua (recueil) halinde bir arada bastırılması hakkı münhasıran müellifindir.

Himayenin Esası-Eserin Menşei ve Milliyeti

Eserin “doğum yeri (origine)” ve “yayımlanmış eser” tariflerinin tarifleri üzerinde çok uğraşılmış, neticede eserin doğum yeri ilk yayımlandığı memleket olarak kabul edilmişti. Yayımlanmış eser, yapılma vasıtası ne olursa olsun (kitap, gramofon, diski vs.) yeter sayıda nüshaları halkın istifadesine sunulmuş olan eserdir.

(8)

Birlikçi memleketlerden birine mensup müellifler, eserlerin doğum yeri olan memleketten başka birlikçi memleketlerde de himaye hakkından faydalanırlar. Bu haklardan faydalanma olayı hiçbir formaliteye tabi değildir.

Birlikçi memleketlere mensup olmadığı halde birlikçi bir memlekette eser ya-yımlıyan müellifler millî müellif haklarından faydalanırlar. Bununla beraber birlikçi olmıyan bir memleket birlikçi memleketlerden birinin eserlerini yeter derecede himaye etmiyorsa birlikçi memleket ötekine eserlerini yeter derecede himaye etmiyorsa bir-likçi memleket ötekine mensup bir müellifin haklarını tahdide salâhiyetlidir; meğerki o müellif birlikçi memlekette fiilen yerleşmiş bulunsun.

Müellifin Manevi Hakları Meselesi

Bir müellif maddi haklarından ayrıca olarak ve kendisi bu haklarını başkasına devir dahi etmiş bulunsa, yaşadığı müddetçe eseri üzerindeki manevi babalık haklarını muhafaza eder ve eserinde herhangi bir değişiklik yapılmasına mümanaat edebilir.

Himayenin Müddeti

Himayenin müddeti müellifin hayatı boyunca ve ölümünden sonra elli senedir. İsimsiz yahut takma isimle yayımlanmış eserler için bu müddet eserin yayımlanma tarihinden itibaren elli senedir. Bununla beraber takma adın müellife ait olduğu şüpheye yer bırakmayacak surette belli bulunursa o müellif haklarından faydalanır. Müellifin ölümünden sonra yayımlanmış eserler için himaye hakkı müelliflerden en arkaya ka-lanın ölümünün ellinci yılına kadardır. Müellifler eserlerini kendileri tercüme etmek veya başka birine tercüme ettirmek hakkını hayatları boyunca muhafaza ederler.

Gazete ve Mecmualar Münderacatının Himayesi

Gazete ve mecmualardaki, havadis mahiyetinde bulunan yazılar dışındaki tefrika, makale vs. müellifin izni olmadan başka memleketlerde basılamazlar. Siyasi, iktisadi, dinî aktüalite yazıları ancak mehaz göstermek ve haklarını mahfuz bulunduğu tasrih edilmemiş olmak şartiyle başka gazeteler tarafından iktibas edilebilirler.

(9)

İstişhat(citations)ların Şartları

Gazetelerdeki yazılardan gerek istişhat suretiyle, gerek basın revüleri şeklinde kısa parçalar iktibas edilebilir.

Öğretim ve bilim ile ilgili basımlar için edebiyat ve sanat eserlerinden iktibaslar yapılabilir.

İstişhat ve iktibaslarda kaynak ve müellif isimlerinin gösterilmesi şarttır.

Tiyatro, Müzikli Tiyatro ve Müzik Eserlerinin Temsil ve İcra Hakları

Tiyatro, müzikli tiyatro ve müzik eserleri müellifleri adaptasyon, aranjman ve daha başka türlü tadillere müsaade verip vermemek hakkını mutlak surette sahiptirler. Müellifler bu gibi eserlerin sinemaya alınmasına, satışa çıkarılmasına ve halka göste-rilmesine müsaade haklarından faydalanırlar.

Telif Hakkının Tevalisi Hakkı (Droit de Suite)

Resim, heykel, müellifin orijinal elyazısı gibi orijinal sanat eserlerinde ilk satışla müellifin hakkı sona ermiş olmaz. Eser ikinci, üçüncü ilh; defa satış konusu olarak elden ele geçtikçe müellifin hakkı da tevali eder ve kendisine de bu satışlardan, her memleketin kendi kanunlarına göre tayyun eden bir pay verilir. Birlikçi memleketler-den bu hakkın korunmasını istemek için muharririn mensup bulunduğu memleketin bu hakkı kendi millî kanunlariyle kabul etmiş olması lâzımdır.

Müellif Sıfat ve Hüviyeti

Bir şahsın bir eserin müellifi olarak kabul edilmesi ve bu eseri kendisinden izinsiz basan, tercüme, temsil, tahrif, taklit eden kimseye karşı dava açabilmesi için isminin eser üzerinde mutat usullerle işaret edilmiş bulunması şarttır. Şüpheye meydan açacak bir tarafı bulunmamak şartiyle bir isim takma isim de olabilir.

İsimsiz veya meçhul takma isimler taşıyan eserlerde, eserin tabii müellifin rep-rezantani sayılır ve onun haklarını korur. Müellif kendi hüviyetini ilân ve ispat ettiği andan itibaren tabiin bu sıfatı zail olur.

(10)

Taklit ve Sahte Eserler

Bir müellifin eserinin taklidi olan sahte eserler o muharririn haklarını himaye ile ödevli memleketlerin yetkili makamları tarafından o memleketlerin kanunlarına göre toplattırılır.

Birlikçi Hükûmetlerin Vazife ve Salâhiyetleri

Bu konvansiyonun birlikçi devletleri eser müellifinin haklarını takip ve teminle mü-kellef tutulması o memleket hükûmetinin, o eserin temsil, teşhir, vesairesine –kanun veya polis tedbirleri yoliyle– müsaade, nezaret ve mümanaat yolundaki haklarını tehdit etmez. Meselâ bir birlikçi hükûmetin piyes veya kitap müellifinin haklarını himaye ile mükellef bulunması kendisinin o piyesi herhangi bir mülahaza ile men etmesine mani bulunmaz.

Konvansiyonun Tatbik Sahası

Bu konvansiyon, mensup bulundukları memleketlerde himaye müddetini henüz doldurmamış bütün eserlere tatbik edilir. Birlikçi memleketlerin müellife daha geniş haklar tanımasına mani değildir. Birlikçi memleketler hükûmetleri, müellife daha geniş haklar tanımak yahut bu konvansiyon hükümlerine ve ruhuna ait olmıyan bazı şartlar koymak için kendi aralarında hususi anlaşmalar yapmak hakkını muhafaza ederler.

Birliğin İsviçre’deki İdare Bürosu

Merkezi Bern’de bulunmak üzere “Edebiyat ve sanat eserleri koruma enternasyonal bürosu (Bureau de l’union internationale pour la protection des oeuvres litteraires et artistiques de Berne)” adı ile evvelce kurulmuş olan idare teşkilatı vazifesine devam edecektir. Bu büro İsviçre hükûmetine bağlıdır. Teşkilatını düzenlemek ve işlemesini denetlemek vazifesi ona aittir.

Büronun resmî dili Fransızcadır.

Büronun Vazifeleri, Bütçesi

Büro, müelliflerin edebiyat ve sanat eserleri üzerindeki haklarının korunması maksadı ile ilgili her nevi izahatı merkezinde toplar, düzenler ve yayımlar. Muhtelif hükûmetler tarafından tevdi edilen dokumanlar vasıtasiyle birliği ilgilendirecek mahiyette incelemeler

(11)

yapar; birliğin gayesine ait meseleler üzerine Fransızca bir mevkut dergi çıkarır. Bir veya birkaç dilde bir edisyon yapılmasına ihtiyaç bulunduğu yapılan tecrübeler neticesinde sabit olursa birlikçi devletlerin müşterek muvafakatlariyle o edisyonu çıkarır. Enternas-yonal büro daima birlikçi devletlerin emrinde bulunur ve edebiyat ve sanat eserlerinin himayesine ait meselelerde ihtiyaç görecekleri hususi izahatı vermekle ödevli bulunur.

Büro direktörü büronun idaresi hakkında her yıl bir rapor verir ve bu rapor birliğin bütün azalarına gönderilir.

Büronun masrafları birlikçi devletler tarafından ödenir. Yıllık bütçesi şimdilik yüz yirmi bin altın Frangı geçemez fakat ihtiyaç halinde birlikçi devletlerin oy birliği ile artabilir. Birlikçi devletlerden her birinin iştirak payı aşağıdaki altı kategoriden birine göre tesbit edilir.

Birinci kategori 25 ünite İkinci " 20 ünite Üçüncü " 15 ünite Dördüncü " 10 ünite Beşinci " 5 ünite Altıncı " 3 ünite

Her devlet birliğe girerken muvafık gördüğü payı kendi tâyin eder. Fakat sonradan bunu değiştirmek hakkını muhafaza eder.

Konvansiyonun Revizyonları

Bu konvansiyon birliğin sistemini tekemmül ettirmek gayesiyle müteakip reviz-yonlara tabi tutulabilir. Bu maksatla zaman zaman birlikçi devletlerden birinin bir şehrinde yapılacak konferanslarda büronun direktörü de hazır bulunur ve oy sahibi olmıyarak tartışmalara iştirak eder.

Bütün birlikçi devletlerin muvafakatı olmadan bu konvansiyonda herhangi bir değişiklik yapılamaz.

Birliğe Girme Şartları

Birlik dışında bulunan ve bu konvansiyonun konusunu teşkil eden kanuni himayeyi kendi memleketinde esasen tatbik etmekte bulunan her devlet kendi arzusu ile birliğe girebilir. Bu arzu yazı ile İsviçre hükûmetine bildirilecek, o da öteki devletlere haber verecektir. Her birlikçi devlet kendi deniz aşırı topraklarının yahut herhangi bir

(12)

suret-le kendi vasiliği altında bulunan memsuret-leketsuret-lerin birliğe girdiğini İsviçre hükûmetine bildirecek ve bu suretle konvansiyon hükümleri o memlekete şamil olacaktır.

Bu nevi memleketlerin birlikten çıkmaları da yine ayni suretle olur.

Yeni Konvansiyonun Yürürlüğü

Yeni konvansiyon Bern Konvansiyonu’nun ve onun revizyonunu yapmış olan daha sonraki konvansiyonun yerine kaim olacaktır. Bu konvansiyonu tasdik etmiyecek olan memleketlerde eski konvansiyonların hükümleri yürürlükte devam edecektir.

Birlikçi Devletlerin Arasındaki İhtilafların Halli

Yeni konvansiyonun tefsir ve tatbiki hususlarında iki veya daha fazla devlet arasın-da çıkabilecek ihtilaflar, kendi aralarınarasın-da yapacakları konuşmalarla halledilemedikleri halde enternasyonal Adalet Divanı huzuruna götürüleceklerdir. Meğerki sözü geçen devletler yine kendi aralarında başka bir hal yolu bulmayı tercih etmiş bulunsunlar.

Adalet Divanı huzuruna götürülecek mesele, şikayetçi devlet tarafından enternas-yonal büroya haber verilecek, o da bunu öteki birlikçi devletlere bildirecektir.

Yeni Konvansiyonun Tasdiki İşi

Yeni konvansiyon en geç 1 Temmuz 1951’e kadar birlikçi devletlerce tasdik edilmiş ve keyfiyet Brüksel’e bildirilmiş bulunacaktır. Bu tasdikler, tarihler ve şayet ilave deklarasyonlar varsa onlarla beraber İsviçre’deki büroya bildirilecek, büro da keyfiyeti diğer devletlere tebliğ eyleyecektir.

Birlik dışındaki devletler 1 Temmuz 1951’e kadar, ya 2 Haziran 1928 tarihli Roma Konvansiyonu’na yahut da bu şimdiki konvansiyona iltihak suretiyle birliğe girebileceklerdir. Fakat bu tarihten sonra ancak bu şimdiki konvansiyona girebilirler.

Bu konvansiyonun yürürlükte kalması için bir zaman hududu yoktur. Bununla beraber her devlet arzu ettikleri birlikten çıkmak hakkını muhafaza eder. Ancak bunun için birlikte en az beş sene kalmış bulunması şarttır.

(13)

Elli Sene Himaye Müddeti

Yeni konvansiyonun 7’nci maddesinin 3’üncü fıkrasındaki elli yıl himaye müdde-tini kendi millî kanunlarına koyan memleketler keyfiyeti yazı ile İsviçre hükûmetine bildirecekler, o da bunu diğer aza devletlere tebliğ edecektir.

Konvansiyon ve Konferans Resmi Aktlarında İngilizce ve Fransızca

Konferansın resmi aktları Fransızca yazılacak, onun tam karşılığı olmak üzere de bir İngilizce metin kaleme alınacaktır.

Aktların tefsiri üzerinde anlaşmazlık olduğu takdirde Fransızca metin muteber olacaktır. Her memleket enternasyonal büro vasıtasiyle ve bu büro ile mutabık kalarak istediği dilde bu aktların otorize bir metnini yaptırabilecektir. Bu metinler konferans aktlarında Fransızca ve İngilizce metinlere zeyl olarak basılacaklardır.

Brüksel Konferansı’nda uzun ve derin incelemeler ve tartışmalarla meydana getirilmiş olan yeni konvansiyonun esasını ve ana çizgilerini kabataslak olarak arza çalıştım. Basılması henüz bitmemiş olan tam metnin pek yakında bana gönderileceği bildirilmiştir. Alır almaz gerek onu ve gerek henüz tamam olmamış diğer dokümanları yüksek makamlarına takdim edeceğim.

*

Son oturumda gerek konvansiyonun metni ve gerek raportör jeneralin uzun ve etraflı raporu, bazı ihtirazî kayıtlar ortaya atılmış olmasına rağmen, memnunlukla ve oy birliği ile kabul edilmiştir.

Delegelerden bazıları raporda ilişilebilecek bazı ufak noktalar sezdiklerini söy-lemiş olduklarından bunların yazı ile bildirilmesi için üç aylık bir zaman verilmiştir. İhtiraz kayıtları, tatbiki sanatlara ait bazı resimler ve modeller telif hakkının kafi derecede emniyet altına alınmış bulunmaması, müellifin manevi haklarından ancak ken-disinin yaşadığı müddetçe faydalanması doğru olacağı, çünkü şeref ve şöhretine ve eserin kıymetine zarar getirebilecek değişiklikleri takdir hususunda ancak kendisinin söz sahibi olabileceği, bunun için de varislere bu hakkın tanınamayacağı gibi noktalar üzerinedir.

Konferansın Annexes ve temennilerine gelince, bunlar 12 maddede toplanmaktadır. 1. Yukarıda da arz etmiş olduğum gibi konferans resmî aktların Fransızca olarak tesbit edilip ayrıca da bir İngilizce metin kaleme alınması her birlikçi memleket veya memleket grubunun enternasyonal büro vasıtasıyla istediği dillerde otorize bir metin yaptırabilmesi ve bu metinlerin konferans aktlarında Fransızca ve İngilizce metinlerin zeyli olarak basılması birinci Annexe’i teşkil etmektedir.

(14)

(Burada ehemmiyetle arzını lüzumlu gördüğüm noktalardan biri dil mevzularının fevkalade bir heyecan ve taassupla telakki edilmesi, bilhassa İngilizlerle Fransızlar arasın-da büyük çarpışmalar olması, bu heyecanın başka milletlere de sirayet ederek konferans havasının diğer meselelerde gösterilen ciddiyet, anlaşma arzusu ve nezaketle uzlaştırıla-mayacak surette bozulması, günlerce inkitaa uğrıyan konuşmaların (ancak bu meseleyle ilgili maddelerde) ilgili devletlerle muharebelerden sonra devam edebilmiş olmasıdır.)

2. Birliğin iyi işlemesini temin için, İtalyanların teklifi üzerine on iki kişilik bir komite teşkil edilmiştir. Azalar dünyanın çeşitli bölgelerini temsil edecek devletlerden seçilecektir. Azanın üçte biri üç yılda bir değişmeye tabi tutulacaktır. Komite azalığı fahridir. İlk devrede Brezilya, Kanada, Fransa, İngiltere, Macaristan, Hindistan, İtalya, Portekiz, Norveç, Hollanda, İsviçre ve Çekoslovakya devletleri temsil edileceklerdir.

3. Fikir emekleri haklarına el emekleri hakları derecesinde riayeti temin için bütün birlik memleketlerinde faaliyete geçilmesi umumi efkar üzerinde nüfuz sahibi resmî ve hususi büyük şahsiyetlerin ve bizzat müelliflerin halkı aydınlatması ve müellif hakkına hürmete teşvik etmesi Vatikan delegesi tarafından temenni ve konferansça kabul edilmiştir.

4. Konferans müellif hakkının korunması işini bütün dünyada tesise müsait bir anlaşma-yı yakın bir zamanda bütün devletler arasında gerçekleşmiş görmek temennisini izhar eder. 5. Edebiyat ve sanat eserlerinin tahrip ve tahriften korunmalarına yalnız müelliflerin mani olamayacakları, birlik hükûmetlerinin de yerli kanunlarla bunu önlemeye çalış-maları gerektiği Macar delegeleri tarafından temenni ve konferansça kabul edilmiştir. 6. Modern müelliflerin daha iyi yaşamalarına ve eser yapmalarına yardım için yardım sandıkları kurulması ve domen publige düştüğü için artık telif hakkı almaması lazım gelen eserlerden ufak bir para alarak bunu ölmüş eski müelliflerin yaşıyan mes-lektaşlarına bir yardımı şeklinde bu sandıklara irat kaydedilmesi çarelerinin araştırılması hakkında Macar delegeleri tarafından yapılan teklif temenni olarak kabul edilmiştir.

7. Aynı müelliflerin aynı eserler telif hakkı üzerinde ayrı ayrı memleketlerde ayrı ayrı mükellefiyetlere tabi tutulmaları cihetinin kısa zamanda sağlanması redaksiyon komitesi tarafından temenni edilmiştir.

8. Konferans müzik müelliflerinin telif haklarına hiçbir suretle zarar gelmemek şartiyle müzik eserlerini yaymağa hizmet eden aletleri imal edenlerin himayesini temenni etmektedir.

9. Konferans birlikçisi memleketlerinin, müellif hakları masun kalmak şartiyle, radyo yayınlarının himayesi çarelerinin aranmamasını temenni eder. Gaye radyoları müelliften izin almadan neşriyat yapmak yollarını aramasına mani olmaktır.

10. Sanat eserlerinin, tiyatro ve konser gibi şeylerde, müzik, tiyatro vs. artistleri tarafından temsil ve icrası işinin bir sanat karakteri taşıdığını dikkate alan konferans, birlikçi devletlerce müellif hukukuna komşu sanatlar hukuku ve bilhassa aktör ve muganni vs. hakları etrafında incelemeler yapılmasını temenni eder.

(15)

11. Konferans, birlik bürosunun iyi işlemesini temin maksadiyle; diğer enternasyo-nal birlikler memurları derecesinde yaşama hak ve vasıtaları sağlanmasını temenni eder. 12. İsveç delegasyonu başkanı konferans sonunda irad ettiği bir nutukla bun-dan sonraki konferansın Stokholm’da yapılmasını rica etmiş ve konferans bu teklifi memnunlukla kabul ettikten sonra yapılan işin çok ehemmiyetli bir başarı olduğuna inanıldığını gösteren nutuklar ve tezahürlerle ve bugün konferans dışında bulunan bütün devletlerin çok yakın bir gelecekte iltihakı temennileri ile çalışmalarını sona erdirmiştir.

Maruzatımı bitirmeden yüksek makamlarına arzını ehemmiyetli gördüğüm bir nokta vardır ki; konferansın devamı boyunca –Birlikten olmıyan devletler müşahitle-rinin ve bu arada benim koridor konuşmalarında ziyafetler ve gezme yerlerinde– her vesile ile niçin birlikte bulunmadığımız sualleri ile karşılaşmamız olmuştur. İkna edici cevap bulmak gerçekten güç olmuştur. El emeği hakkına mukabil baş ve fikir emeği âdi ve yaftasiyle ifade edilen telif hakkı, dünya umumi efkarından propagandası gitgide kuvvetlenen kutsal insan haklarından biri mertebesine yükseltilmektedir. Esasen kendi memleketimizde kendi vatandaşlarımız için kendi kanunlarımızla oldukça geniş bir şekilde tanımış bulunduğumuz bu hakkı er geç yabancılara da tanıyıp teşmil etmek zaruretinden kaçınmıyacağımız hakkındaki kanaatimi bu konferansta görüp işittiğim bütün şeyler bir kat daha kuvvetlendirilmiştir. Birliğe girmemizin yabancı memleketlere tercüme hakkı ödemek bakımından bize biraz zararı olacaktır. Fakat millî kütüphane-mizin muhtaç bulunduğu tercümelerden bir büyük kısmının esasen Domen publike düşmüş parasız eserler olmalarına göre bu zarar gözde büyütülecek kadar büyük de değildir. Öyle dahi olsa “Fikir ve ruhundan memleketiniz için manevi ekmek bekle-diğiniz bir ferdin ekmeğine niçin el uzatıyorsunuz” tarzında propaganda ve polemik edebiyatı cümleleriyle sorulması âdet olmuş suallere cevap vermek gerçekten güçtür.

Arzını faydasız görmediğimiz ikinci bir nokta da şudur ki: Bu konferansta mü-ellif hakkı davası çok büyük fikir ve kanun adamlarının ve birinci sınıf teknisyen ve müşavirlerin yardımı ile hiçbir zaman yapılmadığı kadar iyi incelenmiş ve hesap dışı bir ihtimal bırakmağa çok titizce itina edilmiştir. Konuşmaların teferruatına ait dokü-manları tamamlayınca takdim edeceğim.

Telif hakkı ile ilgili kanunlarımızın bu dokümanların ışığı altında bir kere göz-den geçirilmesi memleketimiz için çok hayırlı olacağını zannediyorum. Bunun başka edebiyat ve sanat eserlerinin telif hakkını koruma birliğine girmemiz keyfiyetinin etraflı bir surette incelenmesini çok faydalı gördüğümü arz etmeyi vazife biliyorum.

Brüksel Konferansı hakkındaki maruzatım bundan ibarettir. Bilvesile sonsuz saygılarımı sunarım.

Paris Büyükelçiliği Millî Eğitim Ataşesi Reşat Nuri Güntekin

(16)

Referanslar

Benzer Belgeler

Birinci Cihan Harbinden son­ ra Fahri Kopuz, Reşat Erer, Ke­ mimi Haşim, Âmâ Nâzım, Ney­ zen İhsan Aziz, Tanburi Ahmet Neşet, Hanende Sıtkı, Hanende Arap

Timur hakkında son söz olarak şunu söylemek lâzımdır ki bunun kadar sevilmiş ve gene o kadar zemmedilmiş adam çok azdır. Türkistan ahalisi ve bilhassa kendi

If we accept the spiritual interpretation of the book that Christ is the Bridegroom speaking of the Church, of the Christian, as the bride, then we get

Tiroid cerrahisinde karşılaşılabilecek başlıca komplikasyonlar geçici veya kalıcı rekürren larengeal sinir paralizisi, geçici veya kalıcı süperior larengeal

Bundan sonra Ofluoğlu’nu oyunculuğunun yanında tiyatro adamı ve tiyatro kurucusu olarak da görüyoruz: 1958‘de İstanbul Oda Tiyatrosunu 1966’da da Mücap

Evvelâ arkadaşlık tesis etmek lâzım;para ve ya parasızlık sonra gelir.. Öyle kızlar görüyo­ rum ki kendilerini eğlendirecek adam

Sebils were constructed from the 16 th century onwards, and quite recently two sebils were built in the classical style at the corners of the Mevlevi complex

Yıllardır Başbakan olarak gördüğü babası artık Cumhurbaşkanı seçilmişti..(Yukarıda) DYP milletvekilleri ile birlikte bileşime katılmayan Demirel ise çok rahat ve