• Sonuç bulunamadı

Kayseri mihrabları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kayseri mihrabları"

Copied!
306
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI ANA BİLİM DALI

TÜRK–İSLÂM SANATLARI BİLİM DALI

KAYSERİ MİHRABLARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÇAYCI

HAZIRLAYAN REMZİ AYDIN

(2)
(3)

ÖNSÖZ

İslam Mimarisi’nde dini yapılarda önemli bir mimari öge olan “Mihrab”, Anadolu Türk Mimarisi’nde de yapılarda büyük önem arz etmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin ikinci başkenti olan, aynı zamanda tarihin hemen her döneminde önemli bir ticari merkez konumundaki Kayseri, birçok tarihi esere de ev sahipliği yapmaktadır. Kayseri’deki tarihi yapılar hakkında birçok yayın yapılmasına karşın, Kayseri Mihrabları konusunda birkaç yapı dışında kısa bilgilerle yetinilmiştir. Bugüne kadar bu alanda monografik bir çalışma yapılmamış olması, bizim bu konuya eğilmemize temel teşkil etmiştir. Konumuz dahilindeki mihrablar ayrıntılı olarak ele alınmış ve farklı açılardan değerlendirilmiştir. Böylelikle şimdiye kadar pek bilinmeyen ve günümüzde yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalan eserlerin belgelenmesi ve tanıtılması sağlanmaya çalışılmıştır.

Çalışmamız boyunca eleştiri ve önerileriyle tezimizi yöneten Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÇAYCI’ya, bu konuda çalışmaya teşvik eden Doç. Dr. Osman ERAVŞAR’a, çizimler konusunda rehberlik yapan Y. Mimar-Restoratör Ömer BARUT’a, ve eşim Fatma AYDIN’a, düzenlemeye katkıda bulunan Ruhsati

(4)

Kayseri İl Halk Kütüphanesi’ne, maddi ve manevi desteklerini sürekli üzerimde hissettiğim aileme teşekkürü borç bilirim.

Remzi AYDIN Konya, 2006

(5)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ...i

İÇİNDEKİLER...iii

KISALTMALAR ...viii

1.GİRİŞ... 1

1.1.Çalışmanın Amacı, Kapsamı ve Önemi ... 1

1.2.Konu ile İlgili Yayınlar ... 3

1.3.Metod ve Düzen ... 8

2. MİHRABIN TARİHÇESİ ... 11

3. KATALOG... 28

3.1. KISMEN VEYA TAMAMEN AYAKTA OLAN MİHRABLAR ... 28

3.1.1. Battal Gazi Mescidi Mihrabı... 28

3.1.2. Külük (Gülük) Camii Mihrabı... 31

(6)

3.1.6. Anonim Türbe Mihrabı... 44

3.1.7. Lala Muslihiddin Kümbedi Mihrabı... 46

3.1.8. Hunad Hatun Camii Mihrabı ... 49

3.1.9. Çifte (Melike Adile) Kümbet Mihrabı ... 52

3.1.10. Hacı Kılıç Camii Mihrabı... 55

3.1.11. Hunad Hatun Türbesi Mihrabı... 58

3.1.12. Döner ( Şah Cihan Hatun) Kümbet Mihrabı ... 61

3.1.13. Beşparmak Türbesi Mihrabı ... 64

3.1.14. Emir Şahap Türbesi Mihrabı ... 67

3.1.15 Ali Cafer Kümbeti Mihrabı ... 70

3.1.16. Ulu Hatun (Şadgeldi) Türbesi Mihrabı... 73

3.1.17. Babuk Bey Zaviyesi (Eyvan) Mihrabı... 76

3.1.18. Sırçalı Kümbet Mihrabı... 79

3.1.19. Emir Sultan Mescidi Mihrabı ... 82

3.1.20. Kale (Fatih) Camii Mihrabı ... 85

(7)

3.1.22. Kubaroğlu Kümbet(Yumurtalı) Mescidi Mihrabı .... 91

3.1.23. Şeyh (Tennuri) Camii Mihrabı ... 94

3.1.24. Hatıroğlu (Katıroğlu) Camii Mihrabı ... 98

3.1.25. Tepecik (Taşçıoğlu) Mescidi Mihrabı ... 102

3.1.26. Kurşunlu (Hacı Ahmed Paşa) Camii Mihrabı ... 105

3.1.27. Ali Hoca Camii Mihrabı ... 109

3.1.28. Hasinli Camii Mihrabı ... 112

3.1.29.Kalaycıoğlu Mescidi Mihrabı... 116

3.1.30. Kalemkırdı Camii Mihrabı ... 118

3.1.31. Asmalı Mescid Mihrabı ... 122

3.1.32. Seyyid Gazi Mescidi Mihrabı... 125

3.2. GÜNÜMÜZE ULAŞAMAYAN YAPILAR VE MİHRABLARI... 128

4. DEĞERLENDİRME ... 132

4.1. Mihrab Elemanları... 132

(8)

4.1.3. Alınlık... 136 4.1.4. Köşelik... 137 4.1.5. Kemer ... 138 4.1.6 Mihrab Nişi... 140 4.1.6.1. Kavsara ... 140 4.1.6.2. Nişin Alt Kısmı... 146 4.1.7. Sütunceler ... 151 4.2. Malzeme ... 154 4.2.1.Taş Malzeme ... 154 4.2.2. Mermer Malzeme ... 156 4.2.3. Alçı Malzeme ... 157 4.2.4. Çini Malzeme ... 160 4.3. Süsleme... 162 4.3.1. Geometrik Süsleme ... 162 4.3.2. Bitkisel Süsleme ... 167 4.3.3. Yazılı Süsleme... 175 4.3.4. Nesnel Süsleme ... 177

(9)

5. SONUÇ... 180 BİBLİYOGRAFYA ... 184 TABLO... 196 ŞEKİL LİSTESİ ... 197 RESİM LİSTESİ ... 201 ŞEKİLLER ... 207 RESİMLER ... 251

(10)

KISALTMALAR

A.g.e. : Adı geçen eser.

A.g.m. : Adı geçen makale.

A.g.t. : Adı geçen tez.

bkz. : Bakınız.

cm. : Santimetre.

Çev. : Çeviren.

E.Ü.S.B.E. : Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

Haz. : Hazırlayan.

I.K.K.S.H.K.T : Birinci Kayseri Kültür Sanat Haftası Konuşmaları ve Tebliğleri.

S.Ü.S.B.E. : Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

T.D.V. : Türk Diyanet Vakfı.

Yay. : Yayınları.

(11)

1. GİRİŞ

1.1. ÇALIŞMANIN AMACI, KAPSAMI VE ÖNEMİ

Tarihi ipek yolunun kavşak noktasında yer alan Kayseri, çeşitli devletlere ev sahipliği yapmıştır. Değişik devletlerin hakimiyeti altında kalması, Kayseri’nin kültürel alanda zenginleşmesine ve farklı anlayışların mimariye yansımasına katkıda bulunmuştur. Fakat ortaya konulan eserlerden bir çoğu günümüze ya ulaşamamış, ya tahrip olmuş ya da değişime uğramıştır. Günümüze gelebilenlerin çoğunluğunu, toplumun dini gereksinimlerini karşılamak amacıyla inşa edilen cami, mescit ve toplumdaki önemli şahsiyetlerin hatırasını yaşatmak amacıyla yapılan mezar anıtları (türbe-kümbet) gibi dini yapılar oluşturur. Bu yapıların içerisinde yer alan mihrablar da, üzerinde önemle durulan mimari detaylardan biri olmuştur.

Kayseri tarihi ve Türk devri yapıları ile ilgili birçok yayın bulunmasına karşın; bugüne kadar Kayseri mihrablarını bir bütün olarak ele alan bir çalışma yapılmamıştır. Konu ile ilgili araştırmalar kısıtlı olup, ya Kayseri’nin mimari tarihiyle ilgili çalışmaların içerisinde bir bölüm olarak kısaca değinilmiş, yada belirli bir dönemi kapsayan monografik

(12)

Bu çalışmayla, Kayseri’deki dini yapılar içerisinde bulunan ve günümüze kadar orijinalliğini koruyabilen mihrabların ortaya çıkarılarak, özelliklerinin tespit edilmesi, birbirleri arasındaki dönem farklılıklarının ortaya konulması, mihrabların zaman içerisinde gösterdiği tarihsel gelişim ve değişiminin incelenmesi amaçlanmıştır.

Kayseri mihrablarını konu alan çalışma kapsamında, 12.yy’dan 20.yy’a kadar geniş bir dönemi içine alan eserler değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Bu eserlerin tespit edilmesi sırasında mevcut yayınlar taranmış ve mihrabların orijinal olmasına dikkat edilmiştir. Ancak çeşitli müdahalelerle kısmen değişikliğe uğramış olan eserler de kataloğa dahil edilmiştir. Bu yapıların 18’i cami, mescid, 14’ü türbe olmak üzere toplam 32 eserin mihrabı katalogda incelenmiştir.

Çalışma Kayseri merkezde yer alan eserlerle sınırlandırılmıştır. Kayseri ilçelerinde ve onlara bağlı köylerde incelemeye değer bir çok eser olduğu muhakkaktır. Ancak çalışma zamanının kısıtlı olması ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle bu eserler kapsam dışında bırakılmıştır. Araştırma kapsamında ele aldığımız eserlerin 2’si Danişmendli, 10’u Selçuklu, 7’si Eretna, 13’ü ise Osmanlı dönemine ait mihrablardır.

(13)

Bugün çeşitli imar faaliyetleri ve yanlış müdahaleler sonucu yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalan mihrabların kayıt altına alınarak belgelenmesi büyük önem arz etmektedir. Yapıların kullanılmaması eserlerin yok olmasındaki ana sebeplerden biridir. Bizim ele aldığımız eserlerin bir çoğu da şu anda kullanılmamaktadır. Bu araştırmanın daha sonraki dönemlerde yapılacak olan bakım ve onarım çalışmalarına kaynaklık edebileceği, konunun önemini daha da artırmaktadır. Çeşitli dönemlere ait olan mihrabların tek başlarına mimari bir eleman olarak malzeme, teknik, üslup ve süsleme bakımlarından ele alınıp incelenmesi, yerel ve genel özeliklerinin tespit edilmesi, Sanat Tarihi açısından oldukça dikkate değer bir husustur. Bu bağlamda konu derinlemesine araştırılarak, mihrabların bugün ki durumları tespit edilmiştir.

1.2. KONU İLE İLGİLİ YAYINLAR

Şehirlerin fiziki, siyasi, sosyal, ekonomik ve mimarlık tarihi bakımından ilk önemli bilgilerini içeren kaynakların

başında seyahatnameler gelmektedir. Her dönemde

Anadolu’nun en önemli ticari merkezlerinden olan Kayseri, bir çok seyyah tarafından ziyaret edilmiştir1. Bu seyyahlar içerisinde bize kent hakkında en önemli bilgileri, 1649 yılında

(14)

Kayseri’ye gelen, Evliya Çelebi’nin kaleme aldığı Seyahatname2 vermektedir. Seyyah 17.yy. Kayseri’sinin, siyasi, sosyal, ekonomik yaşamını anlatmasının yanı sıra mahalle isimlerini, cami, mescid ve ziyaretgah (türbe, tekke, zaviye gibi.) yerlerinin adlarını bildirmesi açısından büyük önem arz etmektedir.

Şehirlerin siyasi ve mimari tarihiyle ilgili ilk elden bilgiler veren diğer bir önemli kaynak kitabelerdir. Kayseri’deki yapı kitabeleri çeşitli araştırmacılar tarafından neşredilmiştir. Yapıların inşa tarihleri ve banileri hakkında sık sık başvurduğumuz bu kaynaklar; Halil Edhem Eldem3, Ahmet Nazif4, Yusuf Akyurt5, Naci Kum6, Mehmet Çayırdağ7 ve Halit Erkiletlioğlu8 gibi araştırmacılar tarafından yayınlanmıştır.

Yukarıda belirttiğimiz diğer kaynaklar gibi vakfiyeler de; şehirlerin yerleşmeleri, sosyo-ekonomik durumları, dini ve sosyal müesseseleri hakkında bilgi vermeleri açısından oldukça önemlidir. Bu konuda, Yasemin Demircan9, Mustafa Aksu10 ve

2 Evliya Çelebi, Seyahatname, C:3-4, (Üçdal Neşriyat) İstanbul 1965, s.832-841. 3 Halil Edhem Eldem, Kayseri Şehri, (Haz.Kemal Göde), Ankara 1982. 4 Ahmet Nazif, Kayseri Tarihi, (Haz.Mehmet Palamutoğlu), Kayseri 1987. 5 Yusuf Akyurt, Resimli Türk Abideleri Kayseriyye Şehri ve Civarı, C:16, TTK Ktp. Nu.610, (Basılmamış).

6 Naci Kum, Kayseri Kitabeleri, TTK Ktp. Nu.564, (Basılmamış). 7

Yazar, Kayseri hakkında bugüne kadar çeşitli yerlerde yayınlanmış makalelerini dipnotta verilen kitapta toplamıştır. Mehmet Çayırdağ, Kayseri Tarihi

Araştırmaları, Kayseri 2001.

8 Halit Erkiletlioğlu, Kayseri Kitabeleri, Kayseri 2001. 9

Yasemin Demircan, Tahrir ve Evkaf Kayıtlarına Göre Kayseri Vakıfları, Kayseri 1992.

(15)

Mustafa Keskin’in11 çalışmaları yararlandığımız kaynaklar arasındadır.

Kayseri hakkında bilgi veren kaynaklardan biri de 1871 ile 1907-1908 tarihleri arasında 13 nüsha halinde yayınlanan, Kayseri Sancağı'na ait bilgilerin de içinde yer aldığı, Ankara Vilayeti Salnamesi’dir. Bu salname içerisinde yer alan Kayseri ile ilgili bölümler, Uygur Kocabaşoğlu ve Murat Uluğtekin12 tarafından hazırlanmıştır.

Kayseri Şer’iyye Sicilleri’ni toplu olarak değerlendiren çalışmalar, Mehmet Karagöz13, Muhammet Karakaş14 ve Ahmet Gündüz15 tarafından yapılmıştır. Bu çalışmalar özellikle günümüze ulaşamayan yapılar konusunda bilgi vermektedir.

Kayseri’nin mimari eserleri bilimsel anlamda ilk olarak Albert Gabriel16 tarafından ele alınmıştır. Gabriel kitapta, eserlerin kitabelerini okumuş, yapıları mimari ve süsleme özellikleriyle tanımlamış, planlarını çizmiş ve resimlerle de desteklemiştir. Kayseri’deki mimari eserleri inceleyen bir

10 Mustafa Aksu, Kayseri Vakıfları, Kayseri 1998.

11 Mustafa Keskin, “Vakıf ve Kayseri’de Paşa Vakıfları”, III.Kayseri ve Yöresi

Tarih Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 2000.

12 Uygur Kocabaşoğlu-Murat Uluğtekin, Salnamelerde Kayseri, Kayseri 1998. 13 Mehmet Karagöz, XVIII. Asrın Başlarında Kayseri (1700-1730), (E.Ü.S.B.E. Basılmamış Doktora Tezi), Kayseri 1993.

(16)

başka çalışma da Alev Çakmakoğlu Kuru’nun17 kitabıdır. Osman Eravşar’ın18 çalışması; ortaçağ Kayseri’sini anlatması açısından önemli bir kaynaktır. Saim Cirtil’in19 çalışması; Kayseri’deki Eretna dönemine ait eserleri incelemesi bakımından yararlandığımız eserler arasındadır. Konumuzla doğrudan ilgili bir diğer kaynak ise, Erol Yurdakul’un20 çalışmasıdır. Çalışmada Külük Camii, mimari, plan ve süsleme özellikleri açısından detaylı olarak anlatılmıştır.

Kayseri’deki cami ve mescidlerin yerlerini tesbit etmekte faydalandığımız İlhan Özkeçeci’nin21 ve Nazım Şanlı’nın22 çalışmaları da önemli eserlerdendir.

Türk Sanatı’nda mihrabları ilk defa toplu olarak değerlendiren ve bu konuya öncülük yapan Ö. Bakırer’in eseri,23 bu bağlamda en çok istifade ettiğimiz kaynak olmuştur. Kitap içerisinde Kayseri ve ilçelerindeki 11 eserin mihrabı

incelenmiştir. Bunlardan 6’sı konumuz kapsamında

tarafımızdan da incelemeye tabi tutulmuştur.

17 Alev Çakmakoğlu Kuru, Fetih’ten Osmanlı Dönemine Kadar Kayseri’deki

Türk Devri Mimarisi, Kayseri 1998.

18 Osman Eravşar, Ortaçağda Kayseri Kent Dokusunun Gelişimi, (S.Ü.S.B.E. Basılmamış Doktora Tezi), Konya 1998.

19 Saim Cirtil, Eretna Beyliği Mimari Eserleri, (S.Ü.S.B.E. Basılmamış Doktora Tezi), Konya 2002.

20

Erol Yurdakul, Kayseri Külük Camii ve Medresesi, Ankara 1996. 21 İlhan Özkeçeci, Tarihi Kayseri Cami ve Mescidleri, Kayseri 1997.

22 Nazım Şanlı, Kayseri’deki Mescidler, (E.Ü.S.B.E. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Kayseri 1999.

23

Ömür Bakırer, Onüç ve Ondördüncü Yüzyıllarda Anadolu Mihrabları, Ankara 1979.

(17)

Mihrablar konusunda çalışan araştırmacılardan biri de Bekir Eskici’dir24. Eskici çalışmasında, Ankara mihrablarını bir bütün olarak ele almıştır. Bu çalışma metodoloji, terminoloji ve karşılaştırma açısından başvurduğumuz temel kaynaklardandır.

Kayseri’nin tarihi ve mimari dönemleriyle ilgili çeşitli araştırmacılar tarafından birçok yayın25 yapılmıştır. Bu yayınlar arasında konumuzla doğrudan ilgili olanlardan yer yer faydalanılmıştır.

24 Bekir Eskici, Ankara Mihrabları, Ankara 2001. 25

Bu konuda faydalanılabilecek yayınlar için bkz; M. Tayyib Gökbilgin, “16. Asır Başlarında Kayseri ve Livası”, 60.Doğum Yılı Münasebetiyle Zeki Velidi Togan’a

Armağan, İstanbul 1950-1955; Mahmut Akok, “Kayseri’de Dört Mezar Anıtı”, Türkiyat Enstitüsü Etnoğrafya Dergisi, Sayı:12, s.23, Ankara 1969;Kemal Göde, “Kayseri’de Bulunan Eretnaoğulları Yapıları” Erciyes, Sayı:56,Kayseri 1982, s.29-31;Faruk Sümer, Yabanlu Pazarı, İstanbul 1985; Muhsin İlyas Subaşı, Dünden

Bugüne Kayseri, Kayseri 1986; Kazım Özdoğan, Kayseri Tarihi I, Kayseri 1987;

Yusuf Oğuzoğlu, “XVII. yy.’da Kayseri”I.K.K.S.H.K.T., Kayseri 1987; Yücel Özkaya, “XIII. yy.’da Kayseri”, I.K.K.S.H.K.T., Kayseri 1987; Ahmet Uğur, “16. yy.’da Kayseri”, I.K.K.S.H.K.T., Kayseri 1987; Mehmet İnbaşı, XVI. YY.

Başlarında Kayseri, Kayseri 1992; Yasemin Demircan, “Kayseri Tarihine Dair

Araştırmalar Üzerine Bir Bibliyoğrafya Denemesi”, Erciyes, Sayı:174, Kayseri 1992, s.15-20; Hüseyin Cömert, Kayseri’de İlk Nüfus Sayımı 1831, Kayseri 1993; İlhan Özkeçeci, Kayseri Cami Mimarisinde Minber-Minareler, Kayseri 1993; Halit Erkiletlioğlu, Kayseri Tarihi (En Eski Zamandan Osmanlılar’a Kadar), Kayseri 1993; Hıfzı Nuri, Kayseri Sancağı, (Haz:Zübeyir Kars), Kayseri 1995; Halit Erkiletlioğlu, Osmanlılar Zamanında Kayseri, Kayseri 1996; İlhan Özkeçeci, Tarihi Kayseri Cami ve Mescidleri, Kayseri 1997; Vacit İmamoğlu, “20.Y.Y.’ın İlk Yarısında Kayseri Kenti: Fiziki Çevre ve Yaşam”, I. Kayseri ve

Yöresi Tarih Sempozyumu, Kayseri 1997; Alev Çakmakoğlu Kuru, Fetihten Osmanlı Dönemine Kadar Kayseri’de Türk Devri Mimarisi, Ankara 1998;

(18)

1.3. METOD VE DÜZEN

Çalışmamız 1.Giriş, 2.Mihrabın Tarihçesi, 3.Katalog, 4.Değerlendirme ve 5.Sonuç bölümlerinden oluşmaktadır.

‘Giriş’ bölümünde; çalışmanın amacı, kapsamı ve

önemi, konuyla ilgili yayınlar, metod ve düzen bölümünde

çalışma boyunca izlenen yöntem hakkında bilgiler

sunulmuştur.

‘Mihrabın Tarihçesi’ bölümünde; mihrab kelimesinin anlamı üzerinde durulmuş, ilk olarak nerede ortaya çıktığı, İslam ve Anadolu Mimarisi’ndeki kronolojik gelişimi, kaynaklara dayanılarak anlatılmaya çalışılmıştır.

‘Katalog’ iki bölüm halinde değerlendirilmiştir. İlk bölümde “Kısmen Veya Tamamen Ayakta Olan Mihrablar” değerlendirilmiştir.

Mihrabların resimleri çekilmiş, ölçüleri alınmış ve çizimleri yapılarak konu desteklenmeye çalışılmıştır. Çizimlerden 6 tanesi daha önce yayınlanmış olduğundan yerinde kontrol edilerek kullanılmıştır. Bunların dışındaki çizimler tarafımızdan yapılmıştır. Katalog hazırlanırken, Ö. Bakırer’in “Onüç ve Ondördüncü Yüzyıllarda Anadolu Mihrabları” ve Bekir Eskici’nin “Ankara Mihrabları” adlı eserlerinden bazı değişikliklerle faydalanılmıştır. Katalog diziminde, yapıların inşa tarihleri baz alınarak, kronolojik

(19)

sıralamaya gidilmiştir. Mihrablar tanımlanırken, mihrab elemanları belirli bir sıralama takip edilerek numaralandırılmış ve tüm örneklerde aynı düzen uygulanmıştır. Mihrabların tanıtımı yapılırken izlenen yol ve terminoloji örnek çizim üzerinde gösterilmiştir. Katalog bilgileri içerisinde; resim no, çizim no, yapının adresi, inceleme tarihi, inşa tarihi verildikten sonra, mihrabın yapıdaki yeri ve konumu, malzeme ve teknik, durumu, boyutu ve elemanlar başlıkları altında gerekli tanımlamalar yapılmıştır. Elemanlar başlığı altında numaralandırılan mihrab elemanları şekil ve süsleme özellikleri bakımından incelenmiştir. Bazı örneklerde bordürlerin tanımlanmasında eserin içinde bulunduğu durum sebebiyle güçlükler yaşanmıştır. Mihrabların levhalarında yer alan yazıların Türkçe açıklamaları ve transkripsiyonu yapılmıştır. Ayrıca dipnotta yapı hakkında kısa bilgiler (Tarihi, yapı malzemesi, planı gibi.) sunulmuştur. Çizimler üzerinde mümkün olduğu kadar tüm detaylar belirtilmeye çalışılmıştır. Birbirini tekrar eden motiflerin çizimleri belirli seviyeye kadar yapılmıştır. İkinci bölümde; belgelerde adı geçen yapılar hakkında, mevcut yayınlardan elde ettiğimiz bilgiler verilmeye çalışılmıştır.

(20)

süsleme ve mihrab elemanları başlıklarından meydana gelmektedir. Malzeme ve teknik başlığında, mihrabın yapı malzemesi ve inşa tekniği incelenerek, Anadolu’daki benzer örneklerle karşılaştırmalara gidilmiştir. Mihrab elemanları başlığında; tepelik, bordürler, alınlık, köşelik, mihrap nişi, kavsara, sütunceler gibi unsurların kendi içerisindeki benzerlikleri ortaya konmuştur. Süsleme başlığı; geometrik, bitkisel, yazılı ve nesnel süsleme alt başlıkları altında incelemeye tabi tutulmuş Anadolu’daki benzer örneklerle bağları kurulmaya çalışılmıştır.

‘Sonuç’ bölümü, şimdiye kadar elde ettiğimiz verilerin genel olarak vurgulandığı; Kayseri mihrablarının tarih süreci içerisindeki değişiminin izlenebildiği bir özet niteliğindedir.

(21)

2. MİHRABIN TARİHÇESİ

Mihrab; cami, mescid ve namazgahlarda, medrese, türbe, darülhüffaz gibi yapıların namaz kılınan mekanlarında26 kıble yönünü gösteren, namaz sırasında imamın cemaatin önünde durarak namaz kıldırdığı bölüm; oyuk, hücre, girintili yer anlamlarına gelmektedir.27 Ayrıca mihrab, mecazen ümit bağlanan yer, sevgilinin kaşları, güzel sanatlarda halının bordür çerçevesinde yalnız bir tarafında bulunan kemer görünüşlü motif28 anlamlarında da kullanılmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de, mihrab ve çoğulu meharib kelimesi çeşitli anlamlarda kullanılmıştır29.

Mihrabın kökeni konusundaki bilgiler tartışmalıdır. Budist tapınaklarındaki heykel nişlerinden, Hristiyan bazilikalarının absidlerinden, sinagog nişlerinden30 ve antik dönemdeki nişlerden esinlenilerek İslam Sanatı’na girdiği31 fikirleri ileri sürülmektedir.

26 Ayla Ödekan, “Mihrap”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C:2, İstanbul 1997, s.1244.

27 C. Esad Arseven, “Mihrab”, Sanat Ansiklopedisi, C:3, İstanbul 1967, s.1347. 28 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat (Eski ve Yeni

Harflerle), Ankara 1986, s.772.

29Al-i İmran 3/37’de harp, cihat vasıtası ve bir nevi çile odası anlamında, Al-i İmran 3/39’da mabed anlamında, Sad 38/21-22’de köşk, balkon anlamında, Seb’e

(22)

İslamiyet’in ilk yıllarında müslümanlar namaz kılarken Mescid-i Aksa’ya yönelmekteydi32. Kur’an-ı Kerim 2/144. Ayetin indirilmesiyle kıble Kabe yönüne çevrilmiştir33.

İslamın ilk yıllarında, mihrab ortaya çıkana kadar Mekke’nin yönü bazı işaretlerle gösterilmekteydi34. Müslümanların ilk ibadet mekanı olan Mescid-i Nebi’de kıble bir taş levha ile belirtiliyordu35. Ayrıca kıbleyi belirtmek için, renkli bir çizgi veya bir mızrak gibi şeyler de kullanılmaktaydı36. İslam dünyasında yarım daire niş şeklindeki mihrab uygulamasının, ilk ne zaman ve kim tarafından yapıldığı kesin bilinmemekle birlikte, 707-709 yılları arasında Medine Camii’nin vali Ömer bin Abdülaziz tarafından genişletilmesi sırasında, Halife Velid zamanında ortaya çıktığı belirtilmektedir37.

İslam dünyasında 8.yy.’ın başlarında ortaya çıkan mihrab çeşitli coğrafyalarda farklı şekillerde tezahür etmiştir.

32 Yılmaz Can, İslamın Kutsal Mabedleri (Kabe, Mesci-i Haram ve Mescid-i

Nebi), Samsun 1999, s.100; Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, (Çev.

S.Tuğ), C:2, İstanbul 1980, s.1120-1121.

33 Ayet mealinde, “ (Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki , ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.” denmektedir. Kur’an-ı

Kerim ve Açıklamalı Meali, 2/144.

34 David James, Islamıc Art An Introductıon, London 1974, s.76. 35 Diez, A.g.m., s.295.

36

Semavi Eyice, “Mescid”, İslam Ansiklopedisi, C:8, İstanbul 1960, s.30. 37 Diez, A.g.m., s.295; Eyice, A.g.m., 1960, s.31.

(23)

Mezopotamya, yani bugün ki Irak bölgesindeki en eski örnek şu anda Bağdat müzesinde bulunan El-Haseki Camii’nin mihrabıdır. Adı geçen mihrab, 160cm. boyunda, 93cm. eninde ve 31cm. derinliğindedir38. Yekpare mermer blok üzerine oyulmuş mihrabın iki yanındaki sütunlar burmalıdır ve kavsara kısmı istiridye kabuğu şeklindedir39. 13.yy.’da alçı malzemenin kullanılmaya başlamasıyla birlikte mihrabların şekillenmesi kolaylaşmıştır. Tikrit’teki 1261-1262 tarihli El-Arbain Türbesi bu türün ilk örneklerindendir. Sincar’daki 1258 tarihli Zeyneb Türbesi de alçıdan yapılmış ve yazılı levhalarla süslenmiş bir eserdir. Irak’ın batı bölgelerine doğru gidildikçe malzeme ve süsleme üslubunda değişiklikler görülmektedir. Malzeme olarak taş kullanılırken, süsleme motiflerinde Selçuklu etkisiyle birlikte soyutlaşma başlamıştır. Bunun en iyi örneği, İlhanlı dönemine ait Pencah Ali Türbesi’dir40.

Suriye’deki en eski örnek, 705-715 tarihli Şam Ümeyye Camii’nin mihrabıdır. Camide 12 mihrab bulunduğu bilgisi verilmektedir41. Fakat bugün camide 2 mihrab bulunmaktadır42. Caminin girişi ile aynı eksendeki mihrab, I.Velid döneminden kalmışsa da bugün değişikliğe uğradığı aşikardır43. Ümeyye

38

Diez, A.g.m., s.295. 39

(24)

Camii’ndeki diğer mihrablar, Diez’e göre 14.yy’dan sonra44, Çam’a göre ise, Emeviler’den sonra Osmanlılar’dan önce eklenmiştir45. I.Velid zamanında yapılan asıl mihrabın kemeri at nalı şeklindeydi ve mavi zemin üzerine altın yaldızla yazılmış kitabeler mevcuttu ve muhtemelen mozaikle çerçevelenmişti. Mihrabın duvar kısmı başta Kabe olmak üzere meşhur şehir manzaraları ile kaplıydı46. Mescid-i Aksa olarak bilinen Kubbetü’s Sahra Camii mihrabı, 1187’de Selahaddin Eyyübi tarafından tamir ettirilmiş ve mihrabı mermerle kaplatılmıştır47. Mihrab, sivri kemerli bir niş şeklindedir. Mihrabın kenarlarındaki kenger yapraklı sütunlar Selahaddin Eyyübi devrinden öncesine aittir. Eyyübiler döneminin kısmen yuvarlak örgülü geçme motifleri mihrab hücrelerinde de görülmektedir. Halep Sultaniye Medresesi, Firdevs Camii ve Medresesi ve Kudüs’teki Kubbet El-Silsile Camii mihrabı buna en iyi örnektir. Suriye mihrablarında, “opus sectile” denilen teknik ile yapılmış, bina ve ağaç manzaralarının yoğun olarak işlendiği bir üslup görülmektedir. Trablus’taki 1214 tarihli Büyük Cami mihrabı bunun en açık örneğini oluşturmaktadır. Bu dönemden sonraki mihrablarda, renkli mermerlerin

44 Diez, A.g.m., s.296. 45 Çam, A.g.e., s.178. 46 Diez, A.g.m., s.296. 47 Çam, A.g.e., s.181,186.

(25)

kullanılmasıyla gelenek sürdürülmüş, Türk üslubunun etkisiyle bu geleneğe mukarnaslar da dahil olmuştur48.

Kahire’de 9.yy.’ın ortalarında ortaya çıkmaya başlayan, iki yanında ikişer sütun ve üzeri sivri kemerli iç içe iki kademeli mihrab, Tolunoğlu Camii’nde olduğu gibi, Mısır’a has bir üslup oluşturmuştu. Fatimiler’e ait Hakim ve El-Ezher Camilerinin mihrabları da muhtemelen bu gruba dahildi49. El-Ezher Camiinde asıl mihrabtan başka ahşaptan yapılmış gerekli durumlarda taşınabilen mihrablar da bulunmaktaydı50. Bu ahşap mihrablarda süsleme, eğri kesim ve kündekari tekniğinde yapılmaktaydı51. Kahire’de alçının da kullanımıyla birlikte istiridye kabuğu şeklindeki nişler yapılmaya başlamıştır. Kahire’deki 1122 tarihli Umm Kultum Türbesi’nin alçı mihrabı; derin yarım nişi, dilimli kavsarası ve içte atnalı kemeri, dışta yuvarlak kemeri, nişin altında ise dört sıra sağır nişleriyle oldukça dikkate değer bir eserdir52. Bugün Kahire İslam Sanatı Müzesi’de bulunan 1154-1160 tarihli Fatimiler dönemine ait Seyyide Rukiye Türbesi’nin ahşap mihrabı üzerindeki geometrik ve yazılı süslemeler dikkat çekicidir53. Sonraki dönemlerde Suriye etkisiyle birlikte

48 Diez, A.g.m., s.297. 49

Diez, A.g.m., s.297. 50

(26)

Mısır’da renkli mermer ve mozaik malzemeyle yapılmış mihrablar görülmeye başlar54.

Endülüs’teki en eski mihrab örneğine, Kayrevan Ulu Camii’nde rastlamaktayız. Yarım daire nişi ve hafif yuvarlak sivri kemeri ile batı tarzına doğru geçişi göstermektedir. Kenarlarında iki sütun bulunmaktadır. Niş duvarı kısmen oymalı ve kabartmalı mermer levhalarla kaplıdır. Nişin tonozu kıvrık asma dallarıyla bezenmiştir. Kemeri çevreleyen duvarlar üzerinde perdahlı çiniler yer almaktadır. İslamiyet’in ilk dönemlerindeki tek örnek olan mihrabın, etkisini arttırmak için üzeri altın yaldız, boya ve çini ile süslenmiştir55. Kayrevan Camii’nden bir yüzyıl sonra yapılan Kurtuba Ulu Camii, batı tarzındaki üslubun ilk gelişmiş örneğidir. 961’deki genişletme sırasında inşa edilen56; 3,50m. genişliğinde, 7-8m. yüksekliğinde57, at nalı kemerli derin bir nişten meydana gelen mihrabın kemeri, altın yaldızlı bitkisel motiflerle süslüdür. Kemer üç ayrı ince frizle kuşatılmıştır. Kemerin yukarı kısmında kitabe bulunmaktadır. Mihrap panosunun en üst kısmını ise yedi adet sağır kemercikten meydana gelen bir bordür bezemektedir58. 54 Diez, A.g.m., s.297. 55 Diez, A.g.m., s.298. 56 James, A.g.e., s.80. 57 Diez, A.g.m., s.298. 58 Çam, A.g.e., s.197.

(27)

İran’daki en eski tarihli mihrab örneği, 9.-10.yy.’a ait Nayin Camii’nde ve Horasan’da 11.-12.yy.’a ait Hargird Medresesi’nin eyvanında rastlamaktayız. Adı geçen iki alçı mihrab birbirine çok benzemektedir. Dikdörtgen çerçeveli, sivri kemerli nişin üzeri kıvrık dallarla bezenmiştir ve iki yanında başlıklı sütunlar bulunmaktadır. 9.-10.yy.’dan itibaren İran’da çifte çerçeveli zengin bir mihrab tipi ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar bu şekle uygun en yakın tarihli örnek, Büyük Selçuklular döneminde 1072-1092 yıllarında ilk önemli kısımları inşa edilen İsfahan’daki Mescid-i Cuma Camii’nin mihrabıdır59. Bu mihrab tipine bir diğer örnek, tuğla üzerine alçı ile yapılmış Kazvin Mescid-i Cuma Camii’nde bulunmaktadır60. Başlangıçta nebati şekiller kullanılan süsleme yerini yazıya bırakmıştır. Kahire’deki El-Ciyuşi Camii’nin alçı mihrabı bu gelişmede önemli bir yere sahiptir61. İran’daki çini malzemenin kullanılışı mihrablara da yansımıştır. İran’ın çini imalat merkezi olan Kaşhan’da birçok atölye bulunmaktaydı. Veramin İmamzade Yahya Türbesi mihrabı, Meşhed’deki İmam Yahya Rıza Türbesi, Veramin Camii ve Kaşhan Camii (Mihrab bugün Doğu Berlin Devlet Müzesi’ndedir62.) mihrabları, Kaşhan’ın perdahlı çinileriyle bezenmiştir63. Alçı

(28)

örneklerde olduğu gibi bu mihrablar da iki kademelidir. Çini de kullanılan renkler, zeminde açık mavi, üzerinde koyu mavi

kabartma yazılar ile kahverengi perdahlı tezyinat

bulunmaktadır64.

Timur döneminde mihrab yeni bir biçim kazanmaya başlamıştır. Mihrabın ebatları büyümüş formları değişmiştir. Yarım daire veya dört köşeli niş yerine daha geniş, daha derin ve çok köşeli bir biçim almaya başlamıştır. Hargird Medresesi’nin Camii’ndeki mihrab Herat’taki Ziyarat Ebu Velid Türbesi’nin mihrabı, Meşhed’deki Cevher-Şad Camii’nin mihrabı bu mihrabların en güzel örneklerindendir65. 1299-1312

tarihli Pir-i Bakran Türbesi’nin alçı mihrabının

dekorasyonunda malzemenin tüm imkanları kullanılmıştır. Düz zemin üzerindeki oldukça karmaşık ve çok yüksek seviyede yapılmış soyut ve yazılı motifler neredeyse barok üslubunu andırır66. İran’da, 1349 tarihli Kirman Mescid-i Cuma Camii’nin çini mozaik mihrabı üzerinde, geometrik, arabesk ve yazılı süslemeler görülmektedir67.

Safeviler zamanında, mukarnaslı ve mozaik çinilerin yanı sıra, boya ile süslenmiş nişlere de rastlanmaktadır. Tuğla

64 Diez, A.g.m., s.299-300. 65 Diez, A.g.m., s.300. 66 Grube, A.g.e., s.58. 67 Grube, A.g.e., s.85.

(29)

kırmızısı bir zemin üzerinde, beyaz renkte çatallı kıvrık dallarla yapılmış süslemeler görülmektedir68.

Hindistan’da 13.yy. öncesindeki camiler muhafaza edilmemiştir. 13.-16.yy. camilerinde mihrabların köşeliklerinde sütunların üzerinde yerli tezyinat görülmektedir. Niş duvarı bezeme olarak lotuslardan meydana gelen gülçelerle ve vazo içerisinden çıkan ters dönmüş kıvrık dallarla kabartma olarak tezyin edilmiştir. 14.-16.yy.’a ait Gucarat ve Ahmedabad Camilerinde bu tür örnekleri görmekteyiz. Hindistan’daki yapıların kendine has durumlarından kaynaklanan bir netice olarak camilerde 3-4 ve bazen 7 mihrabı görmek mümkündür69.

Hind-Türk İmparatorluklarının bu bölgede egemen olmasıyla birlikte, mihrablar üzerinde İran ve Türk etkisi görülmeye başlanmıştır. Bununla beraber mihrablar üzerindeki bezemelerde Hind üslubu ortadan kalkmaya başlar ve renkli mermer kullanımı, çok köşeli mihrab duvarları kendisini gösterir. Agra ve Delhi’deki saray camilerinde renkli taş kakmalardan, kıvrık dallarla süslü parlak beyaz mermerden mihrablar görülmektedir. Hindistan’ın Bicapur şehrindeki cami, İslam dünyasındaki mihrabların en muhteşemlerindendir. Çifte sütunlar üzerinde duran bir kemerle çerçevelenen mihrab,

(30)

sekiz köşe esası üzerinden beş köşeli olarak inşa edilmiştir. Mihrab nişi, duvar içerisine gömülmüş ve üç kez tekrarlanmıştır. Kemer köşe dolgularında altın yaldızla “Allah” ve “Muhammed” yazılmıştır70.

Türklerin Anadolu coğrafyasına girişiyle birlikte taş, mermer ve çiniden yapılmış mihrablar zengin bir çeşit meydana getirmiştir. Anadolu’daki en eski mihraplardan biri, Artuklular döneminde yapılmış 1155-1165 tarihli Cizre Ulu Camii mihrabıdır. Mihrab, 4m. yükseklikte, 1.20m. genişliğinde ve 1.55m. derinlikte, iki kademeli dar bir nişten oluşmaktadır71. Artuklular dönemine ait önemli mihrablardan bir diğeri 1204 tarihli Dunaysır (Kızıltepe) Ulu Camii mihrabıdır. Mihrab, 11m. yükseklikte ve 8.4m. genişliğiyle oldukça büyüktür72. Caminin mihrabı iki kademeli olup, iç kısımdaki istiridye kabuğu şeklinde, dış kısımdaki ise 7 dilimli kemer şeklindedir73. Her iki nişin iki yanında birer sütun yer almaktadır. Ayak ve başlıkları üçer sıra mukarnas ile doldurulmuştur74. Kenar bordürlerinde ve nişin alt kısmında geometrik ve bitkisel süslemeler görülmektedir75. 1224 tarihli Niğde Alaaddin Camii’nin mihrabı, Selçuklu dönemine ait taş

70

Diez, A.g.m., s.300. 71 Bakırer, A.g.e., s.121. 72 Bakırer, A.g.e., s.129.

73 Oktay Aslanapa, “Mihrab”, İslam Ansiklopedisi, C:8, İstanbul 1960, s.301. 74

Bakırer, A.g.e., s.131. 75 Aslanapa, A.g.m., s.301.

(31)

mihrabların en eski örneğidir. Mihrab 5.7m. yüksekliğinde, 4.4m. genişliğinde ve 0.6m. derinliğindedir76. İki kademeli olan niş 7 köşelidir ve her iki niş mukarnaslı kavsaraya sahiptir. Birinci nişin yan taraflarına karşılıklı küçük mihrabiyeler yapılarak mihraba taçkapı özelliği verilmeye çalışılmıştır77. İçteki nişin kenarlarında birer sütunce yer almaktadır78. Kenar bordürleri geometrik motiflerle doldurulmuştur79. Hem biçim hem de bezeme açısından, Selçuklu mimarisinde özel bir yere sahiptir. Süslemelerde bitkisel motiflerin kullanılmaması dikkat çekicidir80. Mengücekler dönemine ait 1228 tarihli taştan yapılan Divriği Ulu camii mihrabı 7.7m. yükseklikte, 8.82m. genişliktedir81. Mihrab bezemesinin bitmiş bölümlerinde, birkaç katlı iç içe geçmiş çubuklardan meydana gelen plastik bir örgü görülmektedir. Mihrab bezemesinin özelliği, iki boyutlu biçim düzeninin üç boyutlu biçim düzenine dönüşmesidir82. Dışa taşkın kademeli sivri kemerli bir niş biçimindeki mihrab üzerinde barok tarzında iri yaprak motifleri ve bitkisel süslemeler dikkat çekmektedir83.

76 Bakırer, A.g.e., s.146-147.

77 Mehmet Özkarcı, Niğde’de Türk Mimarisi, Ankara 2001, s.42-43. 78 Bakırer, A.g.e., s.148.

79

Aslanapa, A.g.m., s.301. 80

(32)

Çini mihrablar arasında, bugün mevcut olmayan, 1399-1400 tarihli Van Ulu Camii mihrabı, geometrik motif örneklerinin bolluğu bakımından Anadolu tezyinatındaki bir çok yenliğin başlangıcı olarak kabul edilir. Bazı araştırmacılara göre mihrabdaki dekor özellikleri yapının 12.yy.’ın ilk yarısında yapıldığını gösterir84. 1220 tarihli Konya Alaaddin Camii mihrabının bugün sadece kenar şeritlerinin üst kısmındaki mozaik çiniler geriye kalmıştır85. Mihrab 6.6m. yüksekliğinde ve 6m. genişliğindedir. Esas çini mihrabın yerine 1889 yılında mermer bir mihrab yerleştirilmiştir86. Mihrabın etrafını geometrik motifler ve beyaz zemin üzerine turkuaz renkli sırla yapılmış yazılar kuşatmaktaydı87. Kayseri Külük Camii’nin inşa tarihi bilinmemekle birlikte 1210 tarihli bir tamir kitabesi bulunmaktadır88. Kayseri Külük Camii’nin çini mozaik mihrabı 6m. yüksekliğinde ve 4.5m. genişliğinde oldukça büyüktür. Vakıfların yaptığı hafriyat çalışmaları esnasında mihrabın alt kısmından bir mihrabın daha çıkmış olması89, çini mihrabın sonradan yapıldığını doğrulaması bakımından önemlidir. Lacivert ve firuze renkli çiniler üzerinde geometrik ve yazılı süslemenin zarif örneklerini

84 Selçuk Mülayim, Anadolu Türk Mimarisi’nde Geometrik Süslemeler Selçuklu

Çağı, Ankara 1982, s.39

85 Aslanapa, A.g.m., s.301-302. 86 Bakırer, A.g.e., s.142.

87 Barbara Brend, Islamic Art, London 1991, s.80. 88

Aslanapa, A.g.m., s.302. 89 Yurdakul, A.g.e., s.56-57.

(33)

görmek mümkündür90. Beyşehir’deki Eşrefoğlu Camii’nin (1299-1301) mihrabı, iç mekanda mozaik çininin kullanıldığı en iyi örneklerden biridir. Bu eserle birlikte çini mozaik tekniği doruk nuoktasına ulaşmıştır.91 Çinili mihrabların en güzel örneklerinden bazıları; Konya Sahipata Camii(1258), Sadrettin

Konevi Camii(1274),) ve Ankara Arslanhane

Camii(1290)üzerinde bulunan mihrablardır92. Yüzeyini kaplayan çini mozaik parçalardan oluşmuş mihrab, bitkisel, geometrik ve yazılı kompozisyonları ile Beylikler döneminin en zengin uygulamaları arasındadır93.

14.yy.’da çini sanatındaki duraklama, mihrablar üzerinde de kendini göstermiştir. Nitekim bu dönemde iki çini mozaik mihrab karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan biri Birgi Ulu Camii (1312) mihrabında firuze ve patlıcan moru çinilerden, mozaik tekniği ile oluşturulmuş geometrik ve bitkisel motifler görülür94. Diğeri ise Karaman Gaferyat Ulu Camii’dir (14.yy.). Bu mihrablar Selçuklu dönemindeki gelişmenin gerisinde kalmış basit ve sade eserlerdir. Günümüze ulaşabilen tek ahşap mihrap bugün Ankara Etnografya Müzesi’nde bulunan 14.yy.’a ait Ürgüp Damsaköy’deki Taşkın

90 Bakırer, A.g.e., s.192. 91

Brend, A.g.e., s.80. 92

(34)

Paşa Camii mihrabıdır. Mihrab üzerinde yazılı ve bitkisel süsleme yoğun olarak görülmektedir95.

15.yy.’da Selçuklu geleneğini sürdüren

Karamanoğulları dönemine ait mihrablar dikkat çekmektedir. Çini mozaikten yapılmış başlıca örnek, Konya’daki Hasbey Dar’ül-Huffazı’nın (1421) ve Karaman İbrahim Bey İmareti Camii’nin 1433 tarihli mihrabıdır (Mihrab bugün İstanbul’da Çinili Köşk’te bulunmaktadır.) 96. Osmanlılar döneminde çini, taş ve mermerden yapılmış mihrablar mevcuttur. Bursa Yeşil Camii’nin (1424) çini mozaik mihrabı benzerlerine göre abidevi nitelikte olup 15m. yüksekliğindedir. Süsleme

açısından Selçuklu çini mozaik mihrablarını, renk

farklılıklarına rağmen, aratmamaktadır. Mihrabda daha çok bitkisel motifler görülmekle beraber, geometrik motiflere de yer verilmiştir. Renkli sır tekniğinde yapılmış çinilerden oluşan mihrab, Türk sanatının benimsemediği aşırı dolu tarzdadır97 Tebrizli ustalar tarafından yapılan mihrabın motifleri İran ve Çin karakterlidir98 Yeşil Türbe mihrabı camiye göre daha mütevazı ölçülerdedir99. Geleneksel turkuaz ve kobalt mavisi renkler baskın bir şekilde kullanılmasına rağmen, yaprak yeşili

95

Aslanapa, A.g.m., s.302-303. 96 Aslanapa, A.g.e., 1997, s.206

97 Yıldız Demiriz, Osmanlı Mimarisinde Süsleme I Erken Devir (1300-1453), İstanbul 1979, s.351-352

98

Carel, A.g.e., s.172

(35)

ve parlak sarının yeni bir yaratım ve canlı bir ahenk katmasıyla, eflatun ve altının da katkısıyla, mihrabda yumuşak bir etki yaratılmıştır. Mihrabda mozaik ve kuerda seka tekniğinde yapılmış çiniler kullanılmıştır100. Edirne Muradiye Camii’nin (1436) çini mozaik mihrabı, Bursa Yeşil Türbe ve Cami örnekleriyle beraber Osmanlı çiniciliğinin 15.yy.’ın meydana getirdiği en güzel örneklerdir101. Zarif bir sarı rengin hakim olduğu mihrabda, geometrik bitkisel motif zenginliği göze çarpar. Edirne Üç şerefeli Camii mihrabı mermerden yapılmış sade bir eserdir. Edirne II. Beyazıd Camii’nin (1487-1488) mermer mihrabı mukarnaslıdır102. İstanbul II. Beyazıd Camii’nin (1505) taş mihrabı, itinalı bir işçilik göstermektedir103. Osmanlı klasik döneminde silmeli profillerle oluşturulan dirtdörgen bir çerçeveyle sınırlandırılmış, mukarnas örtülü, taş ve mermer mihrablar yoğun olarak görülmektedir104.

16.yy. Osmanlı mimarisine, Mimar Sinan’ın yaptığı eserler hakimdir. Sinan yapılarında mihrablarda genellikle mermer malzeme kullanılmıştır. İlk yaptığı camiler arasında gösterilen Gebze Çoban Mustafa Paşa Camii (1523) mermer

100

Brand, A.g.e., s.178. 101

(36)

mihrabı, Memluk üslubunda renkli taş kakmalar ile tezyin edilmiştir105. Şehzade (1543), Üsküdar Mihrimah Sultan (1548), Edirnekapı Mihrimah Sultan (1565), Kadırga Sokullu (1571), Edirne Selimiye (1574) Camilerindeki mermerden yapılmış mihrablar mukarnaslı kavsaraları, profilli silmeleriyle klasik üslubu yansıtmaktadırlar106. Klasik Osmanlı dönemi çini mihrablarının en güzel örneklerini Mimar Sinan’ın yaptığı iki yapıda görmek mümkündür. Rüstem Paşa Camii’nde (1561) ise mihrab, mermer kavsara kısmı hariç tamamıyla çini ile bezenmiştir107. Sinan mermer mihrablarda uyguladığı üçüncü boyut tesirini burada çini ile yakalamıştır. Mihrab, natrüralist çiçek desenleri ve yazı kompozisyonları ile tezyin edilmiştir108. Kasımpaşa Piyale Paşa Camii’nin (1573) tamamen çini levhalarla kaplı mihrabı, bitkisel ve yazı kompozisyonlarının güzelliğiyle dikkat çekicidir109.

17.yy. boyunca klasik üslupta yapılmış mihrablar görülmektedir. Sultan Ahmed (1617) ve Yeni Camii (1663) örnek olarak gösterilebilir110.

105 Oktay Aslanapa, Osmanlı Mimarisi, Ankara 1996, s.57.

106 Doğan Kuban, İstanbul Yazıları, İstanbul 1998, s.98,104,118,129; Doğan Kuban, Sinan’ın Sanatı ve Selimiye, İstanbul 1998, s.63,70,105,117,187.

107 Kuban, A.g.e., 1998, s.126.

108 Gözde Ramazanoğlu, Mimar Sinan’da Tezyinat Anlayışı, Ankara 1995, s.80-81.

109

Ramazanoğlu, A.g.e., s.121. 110 Aslanapa, A.g.e., 1996, s.123,126.

(37)

Lale devriyle (1718-1730) birlikte mimaride görülen batılılaşma etkileri mihrablar üzerinde de kendini göstermiştir. Mihrabın kuruluşu mimariye bağlı olarak değişmiş, mukarnasların yerini kademeli yuvarlak silmeler almıştır111. Bunun yerine Barok , Rokoko ve Ampir üsluplarının klasik motifleri olan; istiridye kabuğu, “S” ve “C” kıvrımları, perde ögesi, iri akant yaprakları, burmalı sütun gövdesi, kompozit sütun başlıkları gibi batı kökenli motiflerle bezenmiş mihraplar mimaride görülmektedir112. Nuri Osmaniye (1755), Ayazma (1760), Laleli (1763) ve Fatih Camileri (1776) barok üslupta yapılmış eserlerdir. Nusretiye (1826), Dolmabahçe (1854), Ortaköy (1854) Camileri ise ampir üslupta yapılan eserlerdir. Aksaray Valide Sultan (1876) ve Hamidiye Camii (1886) eklektik üslupta yapılmış örneklerdir. Bu dönemde Balyan Ailesine mensup mimarlar mimari üzerinde etkili olmuşlardır. 1876-1908 yılları arasında İtalyan asıllı mimarlar batı etkili eserler vermişlerdir. Daha sonra ise Mimar Kemalettin (1870-1927) ile başlayan mimaride neo-klasik üslup kendini göstermektedir113. Mihrabların biçimi ve süslemeleri bu akımlara göre şekillenmiştir. Günümüzde inşa edilen yapılar ise, klasik üslubun tekrarı niteliğindedir.

(38)

3. KATALOG

3.1. KISMEN VEYA TAMAMEN AYAKTA OLAN MİHRABLAR

3.1.1 BATTAL MESCİDİ114 MİHRABI

YERİ: Battalgazi mahallesinde bulunmaktadır. RESİM NO: 1

ŞEKİL NO: 1

İNCELEME TARİHİ: 05.03.2004

TARİHİ: Yapı 12.yy.’ın ortalarına tarihlendirilmektedir115. Tamir kitabesi de yapının 1824 yılında onarım gördüğünü belirtmektedir116.

YAPIDAKİ YERİ VE KONUMU: Mihrab, kıble duvarının ortasında yer almaktadır.

MALZEME VE TEKNİK: Kesme taştan yapılmış olan mihrabın üzeri alçı ile sıvanmıştır.

DURUMU: Mihrab yapıldığı dönemin özeliklerini onarımlar sırasında yitirmiştir.

BOYUTU: İki kademeli nişin birinci kademesi 465 cm. yükseklikte ve 167 cm. genişliğindedir. İkinci kademenin yüksekliği ise 247 cm. ve genişliği 120 cm.’dir.

114 12.yy.’ın ortalarına tarihlenen mescid, Danişmedliler tarafından inşa edilmiştir. Kesme taştan yapılmış kare plan tipine sahiptir. Mescidin üstü beşik tonozla örtülüdür. Ayrıntılı bilgi için bkz. Kuru, A.g.e., s.230-240.

115

Kuru, A.g.e., s.230. 116 Erkiletlioğlu, A.g.e.,s.150.

(39)

ELEMANLAR:

I- TEPELİK: Yok.

II-ÇERÇEVE VE KENAR BORDÜRLERİ: Yok.

III- ALINLIK: Mihrab nişinin birinci kademesi üzerinde, kalemişi ile yapılmış yazı bordürü yer almaktadır.

Süsleme: Celi-Sülüs hat ile Al-i İmran Suresi’nin 37. Ayeti

yazılmıştır

Yazı metni: Kullema dahale aleyha Zekeriyya’ l mihrab. Açıklaması: Zekeriyya, mihraba her girdiğinde117.

IV- KÖŞELİK: İkinci kademe nişi çevreleyen kemer ile birinci kademe nişin arasındadır ve tek parçadır.

Süsleme: Üzerinde barok tarzda kalemişi süslemeyle yapılmış

vazo motifi ve onun kenarlarından çıkan “S”, “C” kıvrımlı motifler yer almaktadır.

V-KEMER: Yok. VI- MİHRAP NİŞİ:

1- KAVSARA: Nişin ilk kademesi tonozla örtülüdür ve üzerinde kalemişi süslemeyle barok tarzda yapılmış perde motifinin nişin alt kısmına kadar uzandığı görülmektedir. İkinci kademe ise yarım kubbe ile örtülüdür. Yarım kubbenin iç kısmında, kalemişi süslemelerle barok tarzda yapılmış “S”, “C” kıvrımları, yukardan aşağıya kadar uzanan perde motifleri yer

(40)

2- NİŞİN ALT KISMI: Birinci kademe nişin alt kısımlarında basamaklar bulunmaktadır. 60 cm. derinliğindeki ikinci kademe niş yarım daire şeklindedir.

VII- SÜTUNCELER: Yok.

DEĞERLENDİRME

Yapılış tarihi 12.yy.’ın ortalarını bulan mescid, 1884 tarihinde köklü bir onarıma tabi tutulmuştur. Danişmendliler döneminde yapılan orijinal çini mihrabın yerine, bu günkü kalemişi süslemeli mihrab inşa edilmiştir. Mihrab üzerindeki bugünkü mevcut süsleme unsurları, batılılaşma döneminin özelliklerini sergilemektedir. Mihrabda bulunan barok üsluptaki süslemeler bu onarım sırasında yapılmış olmalıdır. Zira bu dönemdeki sanat akımlarını yansıtan iyi bir örnektir. Celi sülüs yazı karakteri de dönemin özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır.

(41)

3.1.2. KÜLÜK (GÜLÜK) CAMİİ118 MİHRABI

YERİ: Külük mahallesindedir. RESİM NO: 2-3

ŞEKİL NO: 2

İNCELEME TARİHİ: 28.03.2004

TARİHİ: Yapının ilk inşasının 12.yy.’ın ilk yarısında yapıldığı düşünülmekte olup, kitabelere göre 1210-1211 ve 1335 yıllarında tamir edildiği anlaşılmaktadır. Mihrabında 1335’deki tamirde inşa edildiği ileri sürülmektedir119.

YAPIDAKİ YERİ VE KONUMU: Kare planlı harimin kıble duvarı ortasında bulunmaktadır.

MALZEME VE TEKNİK: Kesme taş malzeme üzerine çini mozaik kaplama olarak yapılmıştır.

DURUMU: Mihrab kemerinin üzengi seviyesinin altındaki kısımları motiflerin aslına uygun olarak kalemişi ile bezenmiştir. Mihrab çeşitli zamanlarda tamir görmüş olup, nişin içerisinde bulunan taş mihrabın yüzeyi kavsara hizasına kadar mermerle kaplanmıştır.

BOYUTU: 723 cm. yükseklikte ve 395 cm. genişliktedir.

118 Halk tarafından çeşitli isimlerle anılan (Gölük, Gülük, Kölük, Külük), inşa tarihi tam olarak bilinmeyen yapının 12.yy. ortalarında, Danişmendliler zamanında inşa edildiği belirtilmektedir. 1210-1211 ve 1335 yıllarında tamir edildiği kitabesinden anlaşılmaktadır. Yapı, kare bir alana oturmakta olup, mihrab önünde geniş ve

(42)

ELEMANLAR:

I- TEPELİK: 60 cm. yükseklikte ve 46 cm. genişlikte olup beş dendan’dan oluşmaktadır. Köşelerdeki dendanlar yarım bırakılmıştır. Manganez moru kıvrım dal ve palmetlerden bitkisel örgü motifleri firuze mavisi zemin üzerine işlenmiştir. II-ÇERÇEVE VE KENAR BORDÜRLERİ: Mihrab etrafını ölçüleri farklı üç bordür dolanır.

1- BORDÜR: 660 cm. yüksekliğinde 17 cm. genişliğinde iki kaval silmenin zencerek motifi yaparak üç tarafı dolaştığı görülür.

Süsleme: Firuze mavisi ve manganez moru, küçük kare şekilli

çiniler damalı bir kompozisyon meydana getirir.

2- BORDÜR: 647 cm. yükseklikte, 23 cm. genişliğindeki düz silmeli bir bordürdür.

Süsleme: Manganez moru çiniden kıvrım dallarla eklenen

yarım ve tam palmetler daireler çizerek zemini kaplar. Bitkisel kompozisyonun içerisine firuze renkli çinilerle yan bordürlerde Celi-Sülüs hatla, Bakara Suresi 2/255. ayet yazılmıştır. Üst kısımda ise, yine Celi-Sülüs hatla Tevbe Suresi 9/18. ayet yazılıdır.

Yazı metni: 1-Allahu lailahe illa huve’l hayyu’l kayyum. La

te’huzuhu sinetun vela nevm. Lehu ma fi’s semavati vema fi’l ardı. Men ze’llezi yeşfeu indehu illa biiznihi. Ya’lemu ma beyne eydihim vema halfehum vela yuhitune bi’şey’in min

(43)

ilmihi illa bima şae. Vesia kursiyyuhu’s semavati ve’l arz. Vela yeuduhu hıfzıhuma vehuve’l aliyyü’l azim.

Açıklaması: Allah, O’ndan başka ilah yoktur; O, hayydır,

kayyumdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Goklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O’na hiçbir şey gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür120.

Yazı metni: 2- İnnema ya’muru mesacid’allahi men amene

billahi ve’l yevmi’l ahiri ve ekame’s salate ve atezekate velem yahşe illallahe fe’asa ulaike en yekunu mine’l mühtediyn .

Açıklaması: Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret

gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır121.

3- BORDÜR: 624 cm. yükseklikte, 48 cm. genişlikte içbükey kavisli bir bordürdür.

(44)

Süsleme: Kırık hatlardan oluşan, merkezinde on kollu yıldız

bulunan geometrik tezyinat, firuze ve manganez moru çinilerle yapılmıştır.

III- ALINLIK: 142 cm. yüksekliğinde 220 cm. genişliğinde iç içe üç çerçeveden oluşmaktadır.

Süsleme: 18 cm. genişliğindeki dıştaki çerçeve üzerinde firuze

ve manganez moru ile yapılmış geometrik bir tezyinat görülmektedir. 18 cm. genişliğindeki ikinci çerçeve bordürü içerisinde girift bitkisel süsleme vardır. Ortadaki çerçeve içerisinde firuze renkli bitkisel kompozisyonlar üzerine manganez moru çini ile çiçekli kufi hatla Besmele-i Şerif yazılmıştır.

IV- KÖŞELİK: Kemer ile alınlık arasında iki parçalıdır.

Süsleme: Mihrab kemerinin üzengi seviyesinden başlayan, bir

düğüm attıktan sonra ikiye ayrılan, ortalarında ajur tekniğinde işlenmiş birer kabara bulunan ve daha sonra bir düğüm attıktan sonra tekrar birleşen simetrik bir tezyinat vardır. Kabaralar firuze renkli çiniden yapılmıştır. Düğümler üzerinde geometrik tezyinat bulunur.

V- KEMER: Mihrab kavsarasını sivri kemer kuşatmaktadır. Kemer üzerinde kalemişi ile yenilenmiş bitkisel motifler görülür. Kemer ile kavsara arasında kalan kısım bugün kalemişi ile geometrik tezyinatla yenilenmiştir.

(45)

VI- MİHRAP NİŞİ:

1- KAVSARA: 200 cm. yükseklikteki kavsaranın içi beş sıra mukarnas dizisiyle doldurulmuştur. Kavsara ağzı kademeli bir şekilde dışbükey olarak yükselmektedir. Mukarnaslar üzerindeki süslemeler son zamanlarda yapılmış kalemişi süslemelerdir.

2- NİŞİN ALT KISMI: Mihrab nişinin alt kısmında yapının asıl mihrabı yer almaktadır. 140 cm. yüksekliğinde ve 46 cm. genişliğinde 22 cm. derinliğindeki ikinci niş üç kenarlıdır. Bu küçük nişin üzeri beş sıra mukarnaslıdır. Kavsarası yaldızla boyanmış ve kenarları mermer ile kaplanmıştır. Çini mihrabın nişi 165 cm. genişliğinde ve 120 cm. derinliğinde üç kenarlıdır. Nişin iki kenarı kalemişi ile yapılmış karşı yüzü ise mermer ile kaplanmıştır.

VII- SÜTUNCELER: Yok.

DEĞERLENDİRME

12.yy. ortalarında inşa edilen yapı ile çini mozaik mihrab arasında tarihsel bir paralellik söz konusu değildir. Yapılan hafriyat çalışmaları sonucunda, çini mozaik mihrabın altından taş mihrabın çıkması, bu dönem ayrılığını doğrulaması bakımından önemli bir delildir. Çini mozaik mihrabın yapıya ne zaman eklendiği konusunda çeşitli görüşler ortaya konmuştur. Yapının tamir kitabeleri de, bu konuda yeterli

(46)

belirttiği üzere, 1210 tarihi çok erken 1335 ise çok geç bir tarihtir122. Ayrıca mihrab üzerindeki bitkisel kompozisyonların gelişkinliği bunu destekler niteliktedir. Zira, bitkisel kompozisyonların Anadolu Selçuklu mimarisinde görülmeye başlayışı 13.yy.’ın ikici yarısından sonradır. Bu bilgiler göz önüne alındığında ve Anadolu’daki benzer çini mozaik mihrab örnekleri ile karşılaştırıldığında, mihrab, muhtemelen 13.yy.’ın ikinci yarısından sonra, Anadolu Selçuklular zamanında yapıya eklenmiş olmalıdır.

(47)

3.1.3. HASBEK (KADI) TÜRBESİ123 MİHRABI

YERİ: Kayseri merkezde Hastahane caddesi üzerinde bulunmaktadır.

RESİM NO: 4 ŞEKİL NO: 3

İNCELEME TARİHİ: 02.10.2003

TARİHİ: Kitabesinden anlaşıldığına göre yapı, 1185 yılında yapılmıştır124.

YAPIDAKİ YERİ VE KONUMU: Yapının giriş ekseninin karşısındaki kıble duvarının ortasında yer almaktadır.

MALZEME VE TEKNİK: Kesme taş üzerine alçı malzeme ile yapılmıştır.

DURUMU: Mihrab harap bir vaziyettedir. Kavsarasının üst kısmından bir parça ve yanlarda bulunan sütunceleri ayakta kalabilmiştir. Ayrıca mihrabın üzeri yağlı boya ile kapatılmıştır.

BOYUTU: Zeminden 14 cm. yüksekte bulunan mihrab, 267 cm. yüksekliğinde ve 114cm. genişliğindedir.

ELEMANLAR:

I- TEPELİK: Yok.

(48)

II-ÇERÇEVE VE KENAR BORDÜRLERİ: Mihrab nişini, izlerinden tespit edebildiğimiz kadarıyla, sadece bir bordür dolaşır.

1- BORDÜR: 9 cm. genişliğinde düz silmeli bordür, nişi çevrelemektedir.

III- ALINLIK: Yok.

IV- KÖŞELİK: Kavsara ağzı ile bordür arasında tek parçadır. V- KEMER: Yok.

VI- MİHRAP NİŞİ:

1- KAVSARA: 67 cm. yüksekliğindeki kavsarada beş sıra mukarnas dizisi yer almaktaydı125. Bugün sadece mukarnaslı kavsaranın sadece üst kısmından bir parça kalmıştır.

2- NİŞİN ALT KISMI: 200 cm. yükseklikte 70 cm. genişlikte ve 38 cm. derinliktedir.

VII- SÜTUNCELER:

1- BAŞLIK: Nişin her iki yanında bulunan sütuncelerden sol taraftakinin başlığı yok olmuştur. Sağ taraftaki bize fikir vermektedir. 35 cm. yüksekliğindeki başlık vazo biçimindedir. 2- GÖVDE: 165 cm. yüksekliğindeki gövde dairevi formdadır. 3- KAİDE: Mihrab tahrip olduğundan kaidenin olup olmadığı konusunda bir bilgiye sahip değiliz.

(49)

DEĞERLENDİRME

Bugün harap bir vaziyette bulunan 1185 tarihli türbenin alçı mihrabı, Kayseri’deki çağdaşları ile karşılaştırıldığında farklı özellikler sergiler. Çağdaşları henüz bir niş ve kemerli bir kavsaradan ibaretken, Hasbek Kadı Türbesinin mihrabı, vazo başlıklı köşe sütunceleri ve mukarnas dolgulu kavsarası ile incelediğimiz diğer türbe mihrablarına göre, dönemini aşan bir üslup göstermektedir. Anadolu’da benzer örneklerini iki yapıda

gördüğümüz126 vazo başlıkları, Karahanlı dönemi

yapılarında127 görmekteyiz.

(50)

3.1.4. ALACA KÜMBET (MESCİD)128 MİHRABI

YERİ: Talas caddesi üzerinde Yoğunburç’un karşısındadır. RESİM NO: 5

ŞEKİL NO: 4

İNCELEME TARİHİ: 21.09.2003

TARİHİ: Yapının tarihi ile ilgili bilgiler tartışmalıdır. Yapıyı; H. Erkiletlioğlu129 , 118?’e, H. Önkal 14.yy. öncesine130, O.C. Tuncer 14.yy. ortalarına131, A.Ç. Kuru ise, 14.yy. sonlarına132 tarihlendirmektedir.

YAPIDAKİ YERİ VE KONUMU: Mihrab kıble duvarının ortasında yer almaktadır.

MALZEME VE TEKNİK: Yapının diğer kısımlarında olduğu gibi mihrabda da kesme taş malzeme kullanılmıştır.

DURUMU: Niş kemerinin altında kalan kısımlardaki taşlar yenilenmiştir.

BOYUTU: Zemin seviyesinden 130 cm yüksekliğindeki mihrab nişinin yüksekliği 286 cm. genişliği 153 cm.’dir.

ELEMANLAR:

I- TEPELİK: Yok.

128

Alaca kümbet kare bir gövde üzerinde sekizgen bir kasnak üzerinde içten kubbe dıştan pramidal külah örtülmüş kesme taştan inşa edilmiş bir yapıdır. Tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Önkal, A.g.e., s.291-294; O. Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri 3, Ankara 1992, s.45; Kuru, A.g.e., s.464-474. 129 Erkiletlioğlu, A.g.e., s.19.

130 Önkal, A.g.e., s.294. 131 Tuncer, A.g.e., 1992, s.45. 132 Kuru, A.g.e., s.474.

(51)

II-ÇERÇEVE VE KENAR BORDÜRLERİ: Yok. III- ALINLIK: Yok.

IV- KÖŞELİK: Yok.

V- KEMER: Mihrab nişi, 120 cm. yüksekliğinde basık sivri bir kemer tarafından çevrelenmektedir.

VI- MİHRAP NİŞİ:

1- KAVSARA: Mihrab nişinin üzerini sivri kemerle oluşturulmuş tonoz örtmektedir.

2- NİŞİN ALT KISMI: 166 cm. yüksekliğinde 153 cm. genişliğinde ve 86 cm. derinliğindedir. Üzerinde süsleme bulunmamaktadır.

VII- SÜTUNCELER: Yok.

DEĞERLENDİRME

İnşa tarihi kesin olarak bilinmeyen yapının tonoz örtülü mihrabı, zeminden oldukça yüksek olması sebebiyle adeta bir pencereyi andırmaktadır. Fonksiyonel bir özellik taşımayan niş, kıble yönünü belirtmek amacıyla yapılmış olmalıdır.

(52)

3.1.5. HAN CAMİİ TÜRBESİ133 MİHRABI

YERİ: Talas caddesi üzerindedir. RESİM NO: 6

ŞEKİL NO: 5

İNCELEME TARİHİ:25.10.2003

TARİHİ: Yapı üzerindeki kitabeye göre 1189 yılına tarihlenmektedir134.

YAPIDAKİ YERİ VE KONUMU: Mihrab türbenin girişiyle aynı eksende değildir. Kıble köşesindeki duvarın ortasında bulunmaktadır.

MALZEME VE TEKNİK: Mihrab kesme taştan yapılmıştır. DURUMU: Mihrab orijinal durumunu korumaktadır.

BOYUTU: 274 cm. yüksekliğinde, 86 cm. genişliğindedir.

ELEMANLAR:

I- TEPELİK: Yok.

II-ÇERÇEVE VE KENAR BORDÜRLERİ:Yok. III- ALINLIK: Yok.

IV- KÖŞELİK: Yok. V- KEMER: Yok. VI- MİHRAP NİŞİ:

133 1189 tarihinde kesme taştan yapılan türbe; kare planlı bir kaide üzerine oturan, sekizgen gövdeli, üzeri piramidal külahla örtülü bir plan tipine sahiptir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Önkal, A.g.e.,s.33-36; Tuncer, A.g.e., 1986, s.146-148; Kuru, A.g.e., s.296-303.

(53)

1- KAVSARA: 60 cm. yüksekliğinde sivri kemer biçimli yarım kubbe ile örtülmüştür.

2- NİŞİN ALT KISMI: 198 cm. yüksekliğinde 86 cm. genişliğinde ve 38 cm. derinliğinde yarım daire biçimindedir. VII- SÜTUNCELER:Yok.

DEĞERLENDİRME

Üzerinde hiçbir bezeme bulunmayan 1189 tarihli mihrabın, sadece kıble yönünü belirtmek amacıyla yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Kendisinden dört yıl önce yapılmış Hasbek Kadı Türbesi’nin mihrabı ile karşılaştırıldığında döneminin gerisinde kaldığı söylenebilir.

(54)

3.1.6. ANONİM TÜRBE135 MİHRABI

YERİ: Sahabiye mahallesinde Küçükçalık Camii’nin bahçesi içerisindedir.

RESİM NO: 7 ŞEKİL NO: 6

İNCELEME TARİHİ: 04.11.2003

TARİHİ: Yapının kesin tarihi bilinmemektedir. H. Önkal ve A.Ç. Kuru, 12.yy.’ın sonu, 13.yy.’ın başlarına136, O.C. Tuncer ise, 13.yy.’ın ilk veya ikinci yarısına137 tarihlendirmektedir. YAPIDAKİ YERİ VE KONUMU: Yapının girişi ile aynı eksen üzerinde, kıble duvarının ortasında yer almaktadır. MALZEME VE TEKNİK: Kesme taştan yapılmıştır.

DURUMU: Yapının içi gibi mihrabda harap vaziyettedir. Mihrab nişinin iç kaplama taşları düşmüştür. Düşen bir kemer üzengi taşının yerine tuğla yerleştirilmiştir.

BOYUTU: 230 cm. yükseklikte ve 120 cm. genişliğindedir.

ELEMANLAR:

I- TEPELİK:Yok.

135

Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 12.yy.sonu, 13.yy. başına tarihlendirilmektedir. Kare bir kaide üzerine oturan sekizgen gövdeli bir planda olan türbenin üzeri piramidal külahla örtülüdür. Ayrıntılı bilgi için bkz. Önkal, A.g.e., s.54-56; Tuncer, A.g.e., 1986, s.133-135; Kuru, A.g.e., s.326-331.

136

Önkal, A.g.e., s.56; Kuru, A.g.e.,s.331. 137 Tuncer, A.g.e., 1986, s.135.

(55)

II-ÇERÇEVE VE KENAR BORDÜRLERİ: Mihrab nişi kıble duvarından 15 cm. içeri çekilerek dikdörtgen bir çerçeve oluşturulmuştur.

III- ALINLIK:Yok.

IV- KÖŞELİK:Kemer ile çerçeve arasında kalan yekpare kısımdır.

V- KEMER: Mihrab nişi üzerindeki yuvarlak kemerin yüksekliği 62 cm.’dir.

VI- MİHRAP NİŞİ:

1- KAVSARA: 62 cm. yüksekliğinde yuvarlak kemerle çevirili yarım kubbe şeklindedir. 2- NİŞİN ALT KISMI: 150 cm. yüksekliğinde, 100 cm. genişliğinde ve 55 cm. derinliğinde yarım daire şeklindedir.

VII- SÜTUNCELER: Yok.

DEĞERLENDİRME

İnşa tarihi belli olmayan yapının bugün harap bir vaziyetteki mihrabı, üzerinde hiçbir bezeme unsuru taşımıyor olmasıyla, Han Camii Türbesi ve Alaca Kümbet ile aynı tarihlerde yapılmış olduğu düşüncesini akla getirmektedir. Nitekim araştırmacıların çeşitli sebeplere dayanarak belirtmiş olduğu tarihler de bu fikrimizi doğrular yöndedir.

(56)

3.1.7. LALA MUSLİHİDDİN KÜMBEDİ138 MİHRABI

YERİ: Lala Paşa mahallesinde, aynı isimle bilinen camiye bitişiktir.

RESİM NO: 8 ŞEKİL NO: 7

İNCELEME TARİHİ: 15.10.2003

TARİHİ: Kümbedin yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu yapıyı H. Edhem 13.yy.139, O. C. Tuncer 13.yy.’ üçüncü çeyreği140 ve A. Ç. Kuru ise, 13.yy.’ın başlarına tarihlendirmektedir. Yapı 1823, 1856 ve 1903 yıllarında tamir görmüştür141.

YAPIDAKİ YERİ VE KONUMU: Mihrab kümbetin girişiyle aynı eksen üzerinde kıble duvarının ortasında yer almaktadır. MALZEME VE TEKNİK: Taştan yapılan mihrabın üzeri yağlı boya ile kaplanmıştır. Kenarlarında alçı ile sıvandığı görülmektedir.

DURUMU: Mihrab orijinalliğini yitirmiştir. Nişin alt kısmındaki taşlar onarımlar sırasında değiştirilmiştir.

BOYUTU: Zeminden 45 cm. yüksekte olan mihrabın yüksekliği 205cm. ve genişliği 100 cm.’dir.

138 Yapılış tarihi kesin olarak bilinmeyen kümbet, kare bir kaide üzerinde sekizgen bir gövdeye sahiptir. İçte ve dışta piramidal külahla örtülüdür. Ayrıntılı bilgi için bkz. Tuncer, A.g.e., 1992, s.11; Kuru, A.g.e., s.304-310; Edhem, A.g.e., s.21; Gabriel, A.g.e., s.63.

139 Edhem, A.g.e., s.21. 140

Tuncer, A.g.e., 1992, s.11. 141 Nazif, A.g.e., s.21.

(57)

ELEMANLAR:

I- TEPELİK: Mihrabda mimariye bağlı tepelik

bulunmamaktadır. Buna karşın kalemişi süslemeyle barok rokoko tarzında yapılmış iri “S”, “C” kıvrımlı yapraklarla simetrik bir şekilde oluşturulmuş bir tepelik motifi yer almaktadır. Ortasında simetrik olarak Celi-Sülüs hatla yazılmış Besmele-i Şerif yer almaktadır.

II-ÇERÇEVE VE KENAR BORDÜRLERİ: Mihrabın kenarlarında bordür bulunmamaktadır.

III- ALINLIK: Mihrabın 15 cm. üstünde, kalemişi süsleme ile yapılmıştır ve 38 cm. yüksekliğindedir.

Süsleme: Celi-Sülüs hat ile Al-i İmran Suresi’nin 37. Ayeti

yazılmıştır.

Yazı metni: Kullema dahale aleyha Zekeriyya’ l mihrab. Açıklaması: Zekeriyya, mihraba her girdiğinde142.

IV- KÖŞELİK: Yok. V- KEMER: Yok. VI- MİHRAP NİŞİ:

1- KAVSARA: Nişin üzeri 65 cm. yüksekliğinde, yarım kubbe şeklindeki kavsara ile örtülüdür.

2- NİŞİN ALT KISMI: 140 cm. yüksekliğinde ve 100 cm. genişliğindedir. Üzeri yağlı boya ile kaplıdır.

(58)

VII- SÜTUNCELER: Mihrabda kalemişi süslemeyle barok tarzda yapılmış yukarıdan aşağı doğru inen taklidi sütunlar görülmektedir.

DEĞERLENDİRME

İnşa tarihi hakkında kesin olarak bir bilgi olmamakla birlikte, 13.yy.’da yapıldığı belirtilen türbenin mihrabı, geç dönemde köklü onarımlara tabi tutulmuştur. Yapının onarım tarihleri ile bezeme unsurları arasında bir paralellik bulunmaktadır. Türbenin içinde ve mihrabın üzerindeki mevcut

süsleme unsurları batılılaşma dönemi özelliklerini

Referanslar

Benzer Belgeler

Almanya' da bir yayınevinin Almanca öğrenen geniş bir kesime yönelik hazırladığı Passwort Deutsch adlı Almanca ders kitabının birinci cildi Türkiye baskısı

參與本計劃的研究生從本研究計畫的執行過程中獲得良好的分子生物學 (包括 RT-PCR 與 Q-PCR),蛋白質生化學 (SDS-PAGE and Western

(70) GBV-C/HGV’nin HCV gibi parenteral yol ile geçebildiğini, kan donörleri ile karşılaştırıldığında, hemodiyaliz hastalarında GBV-C/HGV PCR pozitifliğinin

gidertecek bir şey bulmadan di­ yorum, çünkü eser kanserin ma­ hiyetini anlatamıyor, irsi ve sari ol­ duğu hakkmdald iddiaları İncele­ miyor, tezahür ve seyir

The title reflects the relationship between Christians and Muslims from Prophet Muhammad to Abbasid Caliph Mahdi and this study will examine how the dialogue between Christians

Salgının etkilerini asgari düzeye indirmek ve yayılmasını engelleme maksadıyla alınan tedbirlerle birlikte, öncelik ekonomi sektöründe olmak üzere hemen

Dolasıyla -bir sistem- üzüm üreten ve ondan şarap yapan kimselerin kurgusuna veya örneğin şaraba kültürel değer veren bir uzmanın tasarımına ya da

Şekil 1: Morris Su Tankında Dişi ve Erkek Sıçanların Yüzme Hızının Grafiği (Değerler ortalama ± standart hata şeklinde ifade edil- miştir. İstatiksel anlamlılık