R>
- 'ZT y
Salah B irselKAHVELER KİTABI
~n~-
52
/Lo*>rı
Salâh Bey'in
kısa tarihi
'CAFE' kelimesi yoktu o zamanlar.
Belki vardı da, halk arasında söylene söylene birdenbire 'kahve' olmuştu!
İsimleri de İkbâl, Meserret, Küllük, Şark Kıraathanesi gibi şeylerdi
Edebiyat ve fikir dünyasının önemli bir kısmı buralarda şekillenir, yeni yazılmış şiirler ilk kez buralarda çıkartılırdı gün ışığına.
Kimi zaman ayaküstü dergiler hazırlanır, pek çok yayınevinin temeli de bu salaş masalarda atılırdı.
D oğal olarak, ed eb iyat dünyasının
'mütemmim cüzü' olan kavgalar da yine
buralarda edilirdi. Doğrusunu söylemek gerekirse, Meserret ya da Küllük kadar; Baylan, Highlife, LeBone da yabancı değildi, içinde debelenmekten müşteki olmadığımız dile.
Ancak oralarda, nasıl demeli, biraz da alafranga bir atmosfer olurdu veya olduğu zannedilirdi.
Bu nedenle, Meserret'in yolcularından olan Orhan Kemal'in, Baylan'a girerken hayli telaşlandığı söylenirdi.
Ne var ki, Orhan Kemal gibi pek çok
isim, bir kez ayak attıktan sonra da terk etmemişti mesela bu tür mekânları.
Yine anlatılanlara bakılırsa, o zamanki ismiyle Milli Emniyet
mensuplarının, alafranga-alaturka kahve ayrımı yaptığını gören pek yoktu.
Her birinde 'kadrolu' bir konuk bulunduruyorlardı sürekli.
Hatta öyle ki, şair kadrosundan biri kazara yemeğe çıkacak olursa, 'Merak etme, yemeğe gidiyoruz, birazdan geliriz" denilerek, enerji israfı da engelleniyordu.
Bu ve buna benzer ayrıntıları
bilmeden, Salah Bey tarihinin cıngıldaklı köşelerine konaklamadan edebiyat teneffüs etmek, ettiğini söylemek tuhaf oluyor be birader...
Salah B irsel, S el Y ayın cılık