• Sonuç bulunamadı

Çocuğu bırakın!.Ayıptır!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çocuğu bırakın!.Ayıptır!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

söyleşi

_________________ ________ATTİLÂ İLHAN

‘Çocuğu Bırakın!.. Ayıptır!..’

ı-\

K

alın ve kaba lodos, sokak lambalarını sallıyor­ du; gölgelerimiz bir sağa kayıyordu, bir sola;

İzm ir’in ışıkları, pır pır, uzaktan titreşiyorlardı; sa­

vaş yılları ama, henüz ‘karartma’ başlamamış. Li­ se kasketinin güneşliği altından, bir çift mavi göz, ciddi ve meraklı, bana bakıyordu; yağmurluğunun anlaşılmaz bir yerinden çıkardığı dergi tomarını, uzattı, fısıltıya yakın bir sesle dedi k i:"... bunlar, ‘Ses’

dergileri! Oku, kimseye gösterme sakın!”

141/142’nin hışmına uğramış, lise öğrencisiy­ dim: Hapisten çıkalı bir kaç ay olmuş, okuldan ‘tar- dedilmişim’-, herkes ‘vebalıymışım’ gibi benden uzak duruyor. Karşıyaka’nın tek kitapçısında, ‘Ye­ ni Ses’ dergisini bulup alıyorum ya, merakım baş­ ka: daha önce yayınlanan ‘Ses’i nereden bulaca­ ğım? Uzaktan benimle ilgilenen iki öğretmen, me­ rakımı, o akşam giderecektir: ellerindeki bütün sa­ yıları göndermişlerdi.

‘Ses’ Abidin Dino’nun yönettiği, toplumcu bir dergi, hayli büyük boy, handiyse ‘tabloid’; deseni bol, çoğu Abidin imzalı; şiirler, iri punto dizilmiş; atılgan, gözüpek ve heyecanla yüklü! Dergileri, ça­ tı katındaki küçük odanın, taban tahtaları altında saklamıştım, geceleri, herkes uyuduktan sonra, gizlice çıkarıp okuyorum. En çok da şiirleri: daha önce, ‘1+1=Bir’ adlı kitabı bulamadığım için, sa­ dece adını bildiğim ŞairJJjfljyLKt’yi. işte 0 loş ve yağ­ murlu gece okumalarındatanıdım: “Mavzer / omuz­ da / Kellemiz, bir bomba gibi / koltuğumuzda!”

Şimdi, yarım yüzyıl sonra, Nail V., bazı şiirlerini hâlâ ezberimden okuyabileceğim ÜÇ şairden biri­ dir; öteki ikisi, Nâzım Hikmet ve Haşan İzzettin!

’O kanlı çorapları...'

1

950 kışına kuşkulu ü m itle iii, ağır 'sukut-üTia-

ya//er’le giriliyor: Vakit Y urdu’nda, ‘Gerçek’ ga­ zetesini çıkarıyoruz; bazı nöbet geceleri, demli çay, nemli kâğıt ve matbaa mürekkebi kokuları arasın­ da, Nail V.’den bana, ‘Sarı’ Mustafa bahsediyor:

“-... KUTV’da okudu, Taisa diye bir karısı vardı, Rus orada kaldı! Çok çile çekmiştir; bilhassa, Müdür'ı- yet’te; bir ziyaret dönüşü Hâlet’/n elinde, onun kan­ lı çoraplarını görmüştüm!... ”

Yıllar sonra, o ‘çorapların’ çıktığı ‘ayakların’ acı hikâyesini, ‘Örümceğin Ölümü’nde okuyorum:

“...sanki bacaklarını, düşünmeden, bilm e­ den, farkında olmadan kendine doğru eskiden ekli durdukları gövdeye, kendi gövdesine çek­ tiği zaman, adeta ayaklannı orada unutmuş, ade­

ta bu ayaklar, yine yerli yerlerinde, eskiden ol­ dukları, eskiden durdukları aynı uzaklıkta ka- lakalmışlardı gibi geldi ona. Bacaklarının ucun­ da ayaklarının varlığını... bu ayakların her za ­ manki ağırlığını duyam az olmuştu, adeta. Âni, anlatılmaz bir kâbus, eğer bacaklarını yine yer­ li yerlerine, ayaklarıyla eski durdukları aynı ye­ re hemen uzatıp, orada tek başlarına kalaka­ lan ayaklara hemen ulaştıramazsa, eğer azıcık daha beklerse... iş işten geçecek, bacaklar ayaklara hiç, hiçbir daha kavuşamayacakmış... ve o hep, her zaman, oldum olasıya ayaksız ka­ lacakmış gibi acayip bir kâbus içine düştü...”

(Nail V. / Daha Çok Onlar Yaşamalıydı, s. 119 / Sca- la Şiir Dizisi.

O ‘Kâbus’un nasıl bir ‘Kâbus’ olduğunu, ancak

Sansaryan Hanı’nın numaralı hücrelerinde ‘misa­ fir olarak bulunmuş ’ işçiler ve aydınlar bilir.

'Atatürk taptığımız insandı...'

Y

a kader ortaklığına ne demeli? Meğer Nail V.’nin başı da, aynen benim gibi, ‘Siyasi Po­ lis le daha lisede okurken derde girmiş, şu işe bak!.. Lise’nin son sınıfında çıkardığı ‘Halka Doğ­ ru ’ dergisindeki ‘Alev Yağmuru’ adlı şiiri, Konya

Emniyet M üdürlüğü’ne ihbar edilir:

“...ihbar üzerine, Konya Emniyeti tarafından gözaltına alınır; tam da bakalorya (Olgunluk) sı­ navlarına hazırlanmaktadır. Sorgulamalardan sonra, onun yanında, yetkililerle Ankara arasın­ da bir telefon konuşması geçer; telefonun ö te­ ki ucundan verilen tâlimatı, çok net olmasa da, duymuştur: ‘...bırakın çocuğu! Ayıptır!..’ A ta­ türk’tür bu tâlimatı veren” (Aynı eser, s. 17).

Nail V. diyor ki: “...ben bu şiirde A tatürk’ü de­ ğil, M uğla’daki ağaları benzetmişim derebey- lerine! Atatürk biz gençler için müthiş bir de­ hâ, taptığımız bir insandı. Ona hakaret etmeyi düşünmem bile mümkün değildi, işgüzârın bi­ ri şiiri ters yorumlamış ve nezâret’e attırmıştı beni, sınavlara polis refakatinde gidip geldim...”

(Aynı eser, s. 18)

Hep söylemez miyim? ‘Eski Tüfekleri’, Gâzi aley­ hine konuşturm azsınız: onlar, hem yurt hem mil­ let bilinciyle mücehhezdirler, yâni tarih bilinciyle!

http:// www.prizma.net. tr/ A ILHAN http://www./-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm

Referanslar

Benzer Belgeler

 - İnsanlar arasındaki toplumsal ilişkilerin yapısını, grup olarak insan davranışlarını inceleyen bilim dalıdır.  - Toplumun içinde yaşayan

Hem Osmanlı Hükümeti’nin hem de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin eğitim konusunda gerçekleştirmeyi düşündüğü yeniliklerden birisi de cemaat okullarında görev

Ancak arazi fiyatlar ı son dönemde artmış.İstanbul ’a yapılacak yeni havalimanının yakınlarında yaşayan köylüler tedirgin.. Maden ocaklar ında işçi olarak

Elde edilen sonuçlardan incelenen agrega ocaklarına ilişkin agregaların granülometrik dağılımının uygun olmadığı, diğer özelliklerinin ise beton üretimi

By using the new Wired-AND Current-Mode Logic (WCML) circuit technique in CMOS technology, low- noise digital circuits can be designed, and they can be mixed with the high

Physical Layer: WATA does not specify the wireless physical layer (air interface) to be used to transport the data.. Hence, it is possible to use any type of wireless physical layer

Şekil 3.1 Taguchi kalite kontrol sistemi. Tibial komponent için tasarım parametreleri. Ansys mühendislik gerilmeleri analizi montaj tasarımı [62]... Polietilen insert

Tablo Tde de gi\rlildiigii gibi IiI' oram arttlk<;a borulardaki su kaybulda azalma olmaktadlL $ekil 2'de IiI' oranlanna bagh olarak beton borularda meydana gelen su