• Sonuç bulunamadı

Şemsi Ahmet Paşa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şemsi Ahmet Paşa"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ŞEMSİ AHMET PAŞA

Şemdi Ahmet Paşa, Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566), Sultan II, Selim (1524-1574) ve Sultan II. Murat'ın (1546-1595) yanında buluna­ rak onlara musahiplik, vezirlik yapmış ünlü bir Osmanlı devlet adamıdır. Çağında ismin­ den sık sık söz ettirmiş, zarif, nükteli şiirleri ile ün yapmıştır.

İsfendiyar ailesinden, Kastamonu beyi Kızıl Ahmet Beyin torunu, Mirzâ Paşanın da oğlu­ dur. Enderundan yetişmiş, sırasıyla avcıbaşı, bölük ağası, müteferrika ve sonra da sipahiler ağası olmuştur (1). Tarihi kaynaklar, h. 958 de (1550) Şam'da bulunduğu h. 962 de (1554) Ana­ dolu ve kısa bir süre sonra da Rumeli Bey­ lerbeyi olduğunu kaydetmiştir. Şemsettin Sa­ mi Bey, Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünden bir süre sonra inzivaya çekilen paşanın Sultan II. Selim tarafından sarayı hümayuna çağrıla­ rak padişahın yakınları arasına girdiğini belirt­ miştir (2). Ayvansarayi ise onun Sultan II. Se­ lim zamanında vezirlik payesine erişerek padi­ şahın musahibi olduğunu kaydetmiştir (3).

Şemsi Paşa küliyesi, denizden (üstte) ve gurub vakti görünüşü. - Complex of Shamsi Pasha, view from the sea.

(2)

Sultan III. Murat’ın güvenini kazanan Şemsi Ahmet Paşa, h. 988 (1580) yılında ölmüş, Üs­ küdar kıyılarında ismini verdiği semtte o yıl yapımı tamamlanan külIiyesindeki türbesine gömülmüştür. Çağının şairleri ölümü üzerine çeşitli tarihler düşürmüşlerdir:

«Bugün gözden dolandı Şemsi Paşa 988» «Küsûf-ı Şemsülmaarif 988»

ŞEMSİ AHMET PAŞA KÜLLİYESİNİN MİMARİ YAPISI

Şemsi Ahmet Paşa’nın Üsküdar’da sonradan Sultan ili. Murat’a hediye ettiği güzel kasrının yakınındaki biblo gibi zarif külliyesine Evliya Çelebi değinmeden geçememiştir:

«Sahilde küçük bir camidir ama o kadar şi­ rin bina olmuştur ki denizden gören bir kasr-ı müzeyyen zanneder.»

Bugünkü Üsküdar iskelesinin sağında yer alan yapı topluluğu Mimar Sinan’ın eseri olup Şair Ulvinin kapı kitabesinden öğrendiğimize göre h. 988 (1580) de tamamlanmıştır. Mimar Sinan, cami, medrese ve türbeden meydana gelen yapı topluluğunu klâsik devir üslûbuna

Şemsi Paşa külliyesinin renkli cam­ larla süslü pencerelerinden biri -Glass window of Shamsi Pasha Mosque.

(3)

uygun olarak inşa ettirm iştir. Bununla beraber basit plân şemasının yanı sıra türbenin camiye bitişik oluşu, örtü sistemleri XVI. yüzyıl için bir yenilik olarak nitelendirilmektedir. Nitekim Sayın Prof. Abdullah Kuran bu yapıdan şöyle söz etmiştir:

«Sinan'ın bir mimar olarak duygusal yönünü aksettiren bir bina topluluğudur. Hayatının so­ nuna doğru yaptığı bu eserde taş cami ile L bi­ çimindeki tuğla medreseyi serbest bir düzen içerisinde yerleştirmiş, iki binayla tanımlanan avlu mekânını denize doğru açarak, Boğaz cep­ hesini açık bırakarak üstün mekân anlayışını bir kere daha ispatlamıştır.» (4)

Şemsi Ahmet Paşa’nın yapı topluluğu inşa alanının son derece kısıtlı oluşndan ötürü dik­ dörtgene yakın 1390 m2 lik bir alana sığdırıl- mıştır. Avlusunun güneyd-oğusunda cami ve türbe, kuzey batısında da medrese odaları yer almaktadır. Küçük, sevimli bir yapı olan cami 8X 8 m. ölçüsünde kare plânlıdır. Avlu içeri­ sine hafif çarpık yerleştirilen caminin durumu alanın yetersizliğinden çok kıble yönünün dik­ kate alınışına bağlanmaktadır. Bu nedenle ca­ mi ile medrese arasında alışılagelen simetrik bağlantının kurulamayışı Mimar Sinan’ın mü­ kemmelce uyguladığı ölçülerle göze hoş gö­ rünecek duruma gelrrrştir.

Giriş kapısı üzerine Şair Ulvi’nin sülüs ya­ zılı h. 988 tarihli kapı kitâbesi yerleştirilmiştir:

«Şemsi Paşa eyledi bu camii bünyad çün Umarız kim ola merhûmun ya darüsselam Ulviya hatif görünce dedi kim tarihini Secdegâh olsun habibin ümmetine bu

makam

988 (5)

Son derece aydınlık ve ferah bir görünümü olan caminin içerisi altlı üstlü ikişer sıra pen­ cere ile aydınlatılmış, deniz yönündeki duvarı ise boydan boya türbeye açılmıştır. Burada geometrik şekillerle süslenmiş, tunçtan yek­ pare bir parmaklık bulunmaktadır. İbadet me­ kânının üzeri sekizgen kasnağa oturtulan, kö­ şelerinde birer tonozun bulunduğu merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Kalem işleriyle bezeli caminin mermer mihrabı ve ahşap minberi sta- lâktitli kabartma desenlerle bezenmiştir. Ca­ minin sağına yerleştirilen minaresi 1943 yılın­ da pabuç kısmından itibaren yenilenmiştir. Sa­ yın Prof. Dr. Semavi Eyice, üzerinde

durulma-Kulliyenin halen okumc odası olarak kullanılan medre­ se girişi - Entrance of madrasah.

ğa değer bir nokta olarak minarenin caminin iki duvarının birleştiği yerde inşa edilmiş olu­ şunu göstermekte ve ayrıca Mimar Sinan’ın orta büyüklükteki camilerde bu şekilde sık sık tekrarladığını sözlerine eklemektedir (6).

ŞEMSİ AHMET PAŞA’NIN TÜRBESİ

Şemsi Ahmet Paşa'nın camiye bitişik olan türbesinin bu gün yeri boş olan kitâbe metnini eski kaynaklardan öğreniyoruz:

«Türbesinin kenarı deryada Şemsi anınçün eyledi bünyad Geçerken bu kenarı deryadan Aşinalar dua ile ede yâd Ya ilahi bihakia rûmi nebi

Nurdan eyle ol kulum azad» (7)

Türbe 4X4.50 m. ölçüsünde kareye yakın bir plâna sahiptir. Üzeri ayna tonozla örtülü olup zeminden yüksekliği caminin kubbes’ne ula­ şabilmektedir. Son onarım sırasında yenilenen bu örtü sistemi orijinal durumna çok yakın şe­ kilde yapılmıştır. Camide olduğu gibi türbenin, de bezemesi son derece sade olup yalnızca kalem işleriyle yetinilmiştir.

(4)
(5)

ŞEMSİ AHMET PAŞA’NIN MEDRESESİ

Avlunun kuzey-batı yönündeki oniki medre­ se hücresi kesme taş ve tuğladan inşa edil­ miştir. Hücrelerin önünde baklava başlıklı on- yedi sütunun taşıdığı revak sisteminin üzeri çatı ile örtülüdür. Medrese hücreleri 3X 3 m. ölçüsünde olup içlerinde nişler ve birer ocak bulunmaktadır.

Medrese hücrelerinin ortasında yer alan darülkurra 7X 7 m. ölçüsünde kare plânlı olup üzeri basık bir kasnağın taşıdığı kubbe ile ör­ tülmüştür. Altlı üstlü onaltı pencere ile aydın­ latılan darülkurra’da yapı topluluğunun diğer bölümlerinde olduğu gibi süsleyici elemanlara rastlanmamaktadır.

Şemsi Ahmet Paşa’nın Medresesi günümüz­ de Kültür Bakanlığı yönetimindeki «Şemsipa- şa Halk Kütüphanesidir.»

ONARIM ÖNCESİ KÜLLİYENİN DURUMU

Şemsi Paşa Külliyesi onarım öncesi hakika­ ten perişan bir durumda idi. Nitekim bu peri­ şanlığı en ince teferruatına kadar o günlerin gazetelerinden ve İ. Hakkı Konyalı’nın kalemin­ den öğreniyoruz:

«Vapurumuz Üsküdar iskelesine yanaşırken tütün depolarının önünde kubbeleri çıplanmış bu harabeyi daha yakından görürüz. Bedii zev­ kimiz incinir.

— Niçin deriz, bu harabeyi büsbütün ortadan kaldır­ mazlar?...

Tütün depolarını geçtikten sonra dar ve pis bir so­ kak bizi kanatları düşmüş taş bir kapıdan içeriye so­ kar. Solumuzda taşları parçalanmış, yerlere serilmiş perişan bir mezarlık vardır. İçeriye girince üstündeki saçakları çökmüş, yüksek birer sanat eseri olan baş­ lıkları sırıtmış bir sıra mermer sütun, onların arkasında da kapıları kırılmış, bazılarına teneke çakılmış 14 oda görürüz. Karşıda tam ortada döşemeleri sökülmüş du­ varı ve sıvaları düşmüş, dersaneye benzeyen bir yer vardır. Kubbelerin, duvarları üstlerine dağ sarmaşıkları bir kanser gibi sarılmış, yıkıcı ve kemirici kökleri içeri­ lere kadar işlemiş. Camiye deniz tarafından ön du­ varı tamamen çökmüş zarif bir kümbet bitişmekte ve yaslanmakatdır. Burası da türbe olacaktır» (8).

Gene aynı yazar başka bir yazısında da bu yapı top­ luluğunun o zamanki perişan haline tekrar değinmek­ tedir:

«Cami'in muhteşem kubbesi yer yer çatlamıştır. Yarık­ larından gökyüzü görünüyordu. Kubbenin ve duvarla­ rın sıvaları içeriye döküldüğü için mihrab'ın önü yük­ selmiştir. Türbenin kitabesi etrafındaki kurşunlar çalın­ mak üzere sökülmüş ve yerlere saçılmıştır. Kitabe de iki parça olmuştur. Komşular; taşından faydalanmak

için minareyi yıkmışlar, küp’üne kadar indirmişlerdi. Kenetleyici kurşunları almak için bütün pencerelerin mermerleri sökülmüştü. (9)

İşte, böyle perişan bir durumda olan yapı topluluğunun tamirine 1940 yılında Vakıflar Umum Müdürlüğü karar almış ve restorasyon görevi Y. Mimar Süreyya Yücel'e verilmişti. Onarım çalışmaları iki yıl kadar devam etmiş, harabiyet yüzünden çeşitli güçlükler ortaya çıkmışsa da neticede yapı topluluğu bu günkü durumuna getirilmiştir. Çalışmalar sırasında Mimar Sinan’ın minarelerine uygun bir şekil­ de bir minare yeniden inşa edilmiş ve ibadet mekânını örten kubbe üzerindeki çatlaklara çı­ ralı çam takozlar çakılmak suretiyle mukave­ metleri arttırılmıştır. Ayrıca beden duvarları­ nın yüzde yetmiş nispetinde de taşları değiş­ tirilm iştir.

NOTLAR i

1. Mehmet Süreyya, Sicilli Osmarıi, İstanbul 1311, C. III, s. 170

2. Şemsettin Sami, Kamus-ül A’lam, İstanbul 1311, C. IV, s. 2873

3. Hüseyin Ayvansarayi, Hadikat-ül Cevami, İstanbul 1281, C. II, s. 191

4. Abdullah Kuran, Sinan'ın ölümünün 380 yılı münase­ betiyle «Akitekt» İstanbul 1968, s. 329, s. 30

5. H. Ayvansarayi, aynı yer: T. Öz, İstanbul Camileri, Ankara 1965, C. II, s. 63; İstanbul Abideleri, Yedigün Neşriyatı, s. 116

6. Semavi Eyice, İstanbul Minareleri «Türk Sanatı Araş­ tırma ve İncelemeleri» I, İstanbul 1963, s. 58 7. İstanbul Abideleri, s. 117

8. I. Hakkı KonyalI, Koca Sinanın ahır yapılan son ese­ ri, (Tan Gazetesi) 7.4.1938

9. İ. Hakkı KonyalI, (Yeni İstanbul Gazetesi) 3.1.1967

39

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Gündoğdu Akkor dergiler hazırlıyor, resim yapıyor durmadan, Bilkent tepeleri gibi yeşeriyor, renkleniyor duvarları, inci Akkor da seramik, resim çalışmalarından sonra

E ğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol basın toplantısında şöyle dedi; “Eğitim Sen olarak, sürgün kararının hukuki dayanağı olmadığını, tamamen siyasi nitelikli

Resim 17: İzmit Pertev Paşa Camii Batı Avlu Giriş Kapısı -Tarihi Belli Değil- ( Vakıflar Genel Müdürlüğü). Resim 18: İzmit Pertev Paşa Camii Son Cemaat Yeri-Tarihi

Şimdi, dünyanın en eski kubbe sistemlerinden biri olan Aya- sofya ve Süleymaniye yapı sistemleri ara- sında bir mukayese yapalım: H e r ikisi, plân bakımından merkezî bir

Daha sonra k¨uresel mini helikopter kumanda alıcısına ana motor, yan motorlar ve servo motorlar direk RC c¸ıkıs¸ından ba˘glanarak kontrol tamamen kumanda

2005 yilrndan itibaren hem kamu kesiminin hem de ozel sektorde galrganlann reel ricrederinin enflasyon de$ederinin altnda seyrettigi anlagilmaktadrr, 2001,- 2010 donemi igerisinde

Irak ’ta "Kasaidi Muhtar-ül Meşher ül - Türk-ül Muasır”, yani Çağdaş Türk Şiirinden Seçmeler kitabını bıraktım.. (Türkmen Türkçesinde ‘bıraktım