• Sonuç bulunamadı

Comparison of Patients with Panic Disorder and Obsessive Compulsive Disorder with Regard to Eating Attitudes

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Comparison of Patients with Panic Disorder and Obsessive Compulsive Disorder with Regard to Eating Attitudes"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Panik Bozukluðu ve Obsesif Kompulsif

Bozukluk Hastalarýnýn Yeme Tutumlarý

Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Gül Özsoylar1, Aslýhan Sayýn2, Selçuk Candansayar3

1Uz.Dr., Tekirdað Devlet Hastanesi, Tekirdað, 1Uz.Dr., 3Prof.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalý, Ankara

SUMMARY

Comparison of Patients with Panic Disorder and Obsessive Compulsive Disorder with Regard to

Eating Attitudes

Objectives: Placing obsessive-compulsive disorder (OCD)

among anxiety disorders in current diagnostic and classi-fication systems has been an issue of discussion for many years. The purpose of this study is to compare OCD patients with panic disorder (PD) patients with regard to symptoms of eating disorders, which exist in so called "obsessive-compulsive spectrum". Method: 31 PD, 33 OCD patients were given sociodemographic information form, Eating Attitudes Test (EAT), Hospital Anxiety Scale (HAS), Hospital Depression Scale (HDS), Panic-Agorophobia Scale (PAS) and Maudsley Obsessive Compulsive Questionnaire (MOCQ), their heights and weights were evaluated and their body-mass index (BMI) was calculated, obtained data was compared by statisti-cal analysis. Results: There was no statististatisti-cally significant difference between two groups with regard to BMI, EAT, HAS, HDS. EAT scores of PD patients did not show any significant correlation with HAS, HDS, PAS (P>0.05). HAS, HDS and MS scores of OCD patients positively (r=.406, .392 ve .590) and significantly (p=0.000) corre-lated with EAT scores. Conclusion: These results show that, obsessive compulsive symptoms may be subclini-cally, but not clinisubclini-cally, related to eating attitudes pathol-ogy. A similar relation was not observed with panic symptoms, so it may be considered that OCD should be classified under a different subtype than PB and our results give further support to the concept of "obsessive-compulsive spectrum".

Key Words: Panic disorder, obsessive compulsive

disor-der, eating attitudes, obsessive compulsive spectrum, anxiety disorders.

ÖZET

Amaç: Obesisf-kompulsif bozukluðun (OKB) günümüz

taný ve sýnýflandýrma sistemlerinde anksiyete bozukluklarý arasýnda yer alýyor olmasý uzun süreden beri tartýþýlmak-tadýr. Bu çalýþmanýn amacý; OKB tanýsý almýþ hastalarla, bir diðer anksiyete bozukluðu olan panik bozukluðu (PB) tanýsý almýþ hastalarý "obsesif-kompulsif spektrum" içersinde yer alan yeme bozukluklarý belirtileri açýsýndan karþýlaþtýrmaktýr. Yöntem: 31 PB, 33 OKB hastasýna sos-yodemografik bilgi formu, Yeme Tutum testi (YTT), Hastane Anksiyete Ölçeði (HAÖ), Hastane Depresyon Ölçeði (HDÖ), Panik Agorafobi Ölçeði (PAÖ) ve Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL) verilmiþ, iki grubun boy ve kilolarý ölçülerek vücut kitle indeksi (VKÝ) hesaplanmýþ, elde edilen veriler açýsýndan istatistiksel olarak karþýlaþtýrýlmýþtýr. Bulgular: Ýki grup arasýnda VKÝ, YTT, HAÖ ve HDÖ açýsýndan anlamlý fark yoktur. PB hasta grubunda YTT puanlarýyla HAÖ, HDÖ, PAÖ arasýnda ise anlamlý bir korelasyon yoktur (p>0.05). OKB hasta grubunda ise; YTT puanlarý HAÖ, HDÖ ve MOKSL puan-larý ile olumlu (r=.406, .392 ve .590) ve anlamlý (p=.000) bir þekilde koreledir. Sonuç: Bu durum klinik olarak olmasa da, subklinik olarak obsesif kompulsif belirtilerle yeme tutumu patolojileri arasýnda bir iliþki olduðunu düþündürmektedir. Benzer iliþkinin panik belirtileriyle yeme tutumu arasýnda gözlenmemiþ olmasý, OKB'nin bir diðer anksiyete bozukluðu olan PB'dan farklý bir kate-goride deðerlendirilmesi gerektiðini ve "obsesif kompul-sif spektrum" kavramýný destekler niteliktedir.

Anahtar Sözcükler: panik bozukluðu, obsesif kompulsif

bozukluk, yeme tutumu, obsesif kompulsif spektrum, anksiyete bozukluklarý.

(Klinik Psikiyatri 2008;11:17-24)

(2)

GÝRÝÞ

Günümüzde yaygýn olarak kullanýlan psikiyatrik taný ve sýnýflandýrma listelerinde obsesif-kompulsif bozukluðun (OKB) anksiyete bozukluklarý taný kategorisinde yer alýyor olmasý uzun zamandan beri tartýþýlmaktadýr (Tynes ve ark. 1990). Bu tartýþ-malar, klinikte önde gelen belirtisi tekrarlayan davranýþý baskýlama zorluklarý ve subjektif kompul-siyon hissi olan ve bu özellikleri ile OKB'ye benzer özellikler gösteren bazý sendromlarýn "obsesif-kom-pulsif spektrum bozukluklarý" baþlýðý altýnda toplanmasýna neden olmuþtur. Bu spektrumda tik bozukluklarý (örneðin Tourette bozukluðu ve geçici veya kronik tikler), beden dismorfik bozukluðu, hipokondriyazis, yeme bozukluðu (anoreksiya ve bulimiya nervoza), trikotilomani ve diðer kendine zarar verme sendromlarý (onikofaji; aþýrý týrnak yeme) ile kompulsif deri yolma yer alýr.

Günümüzde obsessif-kompulsif spektrum bozuk-luklarýyla panik bozukluðu (PB) gibi anksiyete bozukluklarýnýn arasýndaki iliþkiye dair yeterince çalýþma yapýlmamýþtýr. Eðer OKB ile spektrum bozukluklarý arasýndaki iliþki eþsiz ise, diðer anksiyete bozukluklarýndansa OKB ile birlikte görülmelerinin daha fazla olmasý beklenir. Eðer bu durum söz konusuysa, ortak bir biyolojik yatkýnlýk bulunabilir ve bu nedenle günümüzdeki anksiyete bozukluklarý tanýlarýný sýnýflandýrma sistemlerinde temel bir deðiþiklik yapmak söz konusu olabilir. PB olan hastalarda obsesif-kompulsif belirtilerin %6-60 oranýnda eþlik ettiði, yaklaþýk %20'sinde eþ taný olarak OKB'nin görüldüðü bildirilmektedir (Torres ve ark. 2004, Fontenelle ve ark. 2005). OKB tanýsý alan hastalarýn %39-60'ýnda en az bir defa panik atak görüldüðü ve hastalarýn %14-15'inde yaþam boyu PB tanýsý konulduðu gözlenmiþtir (Karno ve ark. 1988, Austin ve ark. 1990). Bu rakamlar belirtilerin þiddetine, kullanýlan taný ölçütlerine, örneklemin özelliklerine ve çalýþma ortamýna göre deðiþmektedir. Ülkemizde yapýlan bir çalýþmada; birincil tanýsý OKB olan 60 hasta eþlik eden anksiyete bozukluklarý açýsýndan taran-mýþ, en sýk eþlik eden anksiyete bozukluðunun özgül fobi (%48.3) olduðu, bunu sýrasýyla yaygýn anksiyete bozukluðu (%33.3), PB (%28.3), sosyal fobi (%26.7), agorofobi (%10) ve travma sonrasý stres bozukluðu (%5) izlediði bulunmuþtur. Eþ zamanlý bulunan anksiyete düzeyinin artmasýna

paralel olarak obsesyon ve kompulsiyonlarýn þid-detinde artýþ olduðu da tespit edilmiþtir (Tamam ve ark. 2003).

PB olan hastalar bebeðine zarar vermek, yüksekten atlamak, kendini bir tren ya da otobüsün önüne atmak gibi "obsesyona benzeyen korkular" geliþtire-bilirler. PB ile iliþkili obsesif-kompulsif fenomenin sýradan obsesyonlara göre daha fazla uyaran baðýmlý olduðu düþünülmektedir. Bu yüzden PB ile iliþkili durumlara "tepkisel (reactive)" obsesyon, OKB'de görülen obsesyonlara "kendiliðinden oluþan (autogenous)" obsesyon denmesi öne-rilmektedir (Lee ve Kwon 2003). Obsesif-kompul-sif sendrom PB'nin þiddetli bir ataðý sýrasýnda ortaya çýktýðýnda, bu durumun PB'nin bir parçasý mý olduðu, yoksa OKB'nin bir þekli mi olduðu konusu tartýþmalýdýr. Bu duruma "OKB'nin panikle iliþkili alt tipi" denmesi önerilmektedir (Fontenelle ve ark. 2005).

OKB ve PB arasýnda yakýn bir iliþki olduðu birçok eþ taný araþtýrmasýyla gösterilmiþ olsa da, bu iliþkinin ortak bir genetik, nörobiyolojik ya da biliþ-sel bir yatkýnlýktan mý kaynaklandýðý, yoksa birinin birincil mi olduðu konusu tartýþmalýdýr. Genetik etiyolojiyi araþtýran bir çalýþmada; OKB grubunda saðlýklý kontrollere göre serotonin transporter geninin s/s genotipinin daha sýklýkla görüldüðü, allel frekansý açýsýndan PB, obsesif-kompulsif kiþi-lik bozukluðu ve saðlýklý kontroller arasýnda anlam-lý fark olmadýðý tespit edilmiþtir (Perez ve ark. 2006). Oysa, baþka bir çalýþmanýn sonucu yaygýn anksiyete bozukluðu ile agorafobinin OKB ile ortak bir ailesel etiyoloji paylaþtýðýný göstermiþtir (Nestadt ve ark. 2001). Nörobiliþsel iþlevler açýsýn-dan yapýlan çalýþmalar, OKB'de, PB ve diðer anksiyete bozukluklarýna göre özgül olacak þekilde ventral beyin bölgelerinin, özellikle de frontal-stri-atal döngünün tutulumunu desteklemektedir (Boldrini ve ark. 2005, Van den Heuvel ve ark. 2005). Bir çalýþmada obsesif-kompulsif spektrum bozukluklarýnýn eþ taný paternleri ve görülme oran-larý açýsýndan OKB'yi diðer anksiyete bozukluk-larýndan ayýrt edebilip edemediðini araþtýrýlmýþ; sonuçta OKB hastalarýnýn, PB hastalarý ve sosyal anksiyete bozukluðu hastalarýna göre daha fazla obsesif-kompulsif spektrum durumuna (klinik veya subklinik yeme bozukluðu, tik bozukluðu,

(3)

trikotilo-mani, deri yolma) sahip olduðu gözlenmiþtir (Richter ve ark. 2003).

Tüm bu bulgular OKB ile diðer anksiyete bozuk-luklarý arasýndaki iliþkinin doðasýný açýklamakta ve OKB'nin hangi taný grubu altýnda yer alacaðý sorusunu yanýtlamakta yetersiz kalmaktadýr. Bu çalýþmanýn amacý; OKB tanýsý almýþ hastalarla, bir diðer anksiyete bozukluðu olan PB tanýsý almýþ hastalarý "obsesif-kompulsif spektrum" içersinde yer alan yeme bozukluklarý belirtileri açýsýndan karþýlaþtýrmaktýr. Varsayýmýmýz, bu spektrum özel-liðinden dolayý, OKB hastalarýnýn yeme tutumu psikopatolojileri açýsýndan PB hastalarýna göre daha yüksek puan alacaklarý þeklindedir.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalýþma Gazi üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalý'nda Ocak 2003-Ocak 2004 tarihleri arasýnda yürütülmüþtür. Bu ta-rihler arasýnda ayaktan tedavi için baþvurmuþ olan ve yarý yapýlandýrýlmýþ bir görüþme ile DSM-IV ölçütlerine göre panik bozukluðu veya obsesif kom-pulsif bozukluk tanýsýný karþýlayan hastalarda çalýþ-manýn amacý anlatýlmýþ, sözel onam veren 31 panik bozukluðu, 33 obsesif kompulsif bozukluk hastasý çalýþmaya dahil edilmiþtir. Çalýþmadan dýþlanma ölçütleri; DSM-IV'e göre herhangi bir baþka eksen I psikiyatrik taný almýþ olmak, 18 yaþýndan küçük, 70 yaþýndan büyük olmak ve okuryazar olmamaktýr. Ayrýca, cinsiyetin Yeme Tutum Testi sonuçlarýný etkileyebilecek bir deðiþken olmasýndan dolayý (Büyükgöze-Kavaþ 2007) çalýþmaya sadece bayan hastalar dahil edilmiþtir.

Çalýþmaya dâhil edilen hastalarýn yaþ, köken, eðitim düzeyi, meslek, medeni durum gibi sosyode-mografik bilgileri kaydedilmiþtir. Boy ve kilolarý ölçülerek vücut kitle indeksleri hesaplanmýþtýr (kilogram cinsinden vücut aðýrlýðý/metre cinsinden boyun karesi). Hastalara aþaðýdaki ölçekler uygu-lanmýþtýr:

Panik Agorafobi Ölçeði PAÖ): Panik bozukluðu tanýsý almýþ hastalarda panik ataklarý, fobik kaçýn-mayý, beklenti anksiyetesini, sosyal iliþkilerde kýsýt-lanmayý, bedensel hastalýk inancýný deðerlendirmek amacýyla Bandelow (1995) tarafýndan geliþtirilmiþ bir ölçektir. Hem gözlemci, hem de öz bildirim formlarý vardýr. Beþli likert tipi ölçüm

saðlamak-tadýr. Türkçe geçerliliði ve güvenilirliði yapýlmýþtýr (Tural ve ark. 2000). Bu çalýþma için ölçeðin Türkçe formunun öz bildirim anketi sadece panik bozuk-luðu almýþ hastalara, hastalýk þiddetini belirlemek amacýyla uygulanmýþtýr.

Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL): Saðlýklý kiþiler ve psikiyatrik hasta gruplarýnda obsesif kompulsif belirtilerin türünü ve yaygýnlýðýný ölçmek amacýyla kullanýlan bir öz bildirim ölçeðidir. Ölçeðin orijinalinde (Hodgson ve Rachman 1977) kontrol etme, temizlik, yavaþlýk ve kuþku alt ölçekleri varken, Türkçe formuna (Erol ve Savaþýr 1988) ruminasyon alt ölçeði de eklen-miþtir. Yönergesi ölçeðin baþýnda vardýr ve denek-ler doldururken kendidenek-lerine uyan doðru/yanlýþ yanýtý iþaretlerler. Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalýþmasýnda kesme puaný hesaplanmamýþtýr. Bu çalýþmada bu ölçek, sadece obsesif kompulsif bozukluk tanýsý almýþ olan hastalara, belirtilerinin yaygýnlýðýný ölçmek amacýyla verilmiþtir.

Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeði: Zigmond ve Snaith (1983) tarafýndan bedensel hastalýðý olanlar ve birinci basamak saðlýk hizmetine baþvuranlarýn anksiyete ve depresyon yönünden riskini belir-lemek, düzeyini ve þiddet deðiþimini ölçmek amacýyla geliþtirilmiþ bir öz bildirim ölçeðidir. Toplam 14 soru içermekte ve bunlarýn yedisi (tek sayýlar) anksiyeteyi ve diðer yedisi (çift sayýlar) depresyonu ölçmektedir. Ölçüm dörtlü likert tipi ile saðlanmaktadýr. Türkiye'de yapýlan geçerlilik ve güvenilirlilik çalýþmasý (Aydemir 1997) sonucunda anksiyete alt ölçeði (HAÖ) için kesme puaný 10/11, depresyon alt ölçeði (HDÖ) için ise 7/8 olarak bulunmuþtur. Bu çalýþmada bu ölçek her iki hasta grubuna da, anksiyete ve depresyon belirtilerinin þiddetini ölçmek amacýyla verilmiþtir.

Yeme Tutumu Testi (YTT): Hem yeme bozukluðu olan hastalardaki, hem de yeme bozukluðu olmayan bireylerdeki yeme davranýþýndaki olasý bozukluklarý deðerlendirmek amacýyla geliþtirilmiþ bir öz bildirim ölçeðidir (Garner ve Garfinkel 1979). Kýrk maddeden oluþur ve ölçüm altýlý likert tipi ile yapýlýr. Türkçe geçerliliði ve güvenilirliði yapýlmýþtýr (Savaþýr ve Erol 1989) ve Türkçe formu için kesme puaný hesaplanmamýþtýr. Bu çalýþmada bu ölçek her iki hasta grubuna da yeme tutumlarýný deðerlendirmek amacýyla verilmiþtir.

(4)

Ýstatistiksel yöntemler:

Çalýþmada elde edilen tüm veriler SPSS istatistik programýnýn 10.0 versiyonu kullanýlarak deðer-lendirilmiþtir. Hasta gruplarýnýn sosyodemografik bilgileri açýsýndan karþýlaþtýrýlmasýnda ki-kare, ölçek sonuçlarý, boy, kilo ve vücut kitle indeksi açýsýndan karþýlaþtýrýlmasýnda baðýmsýz deðiþkenler için t-testi, elde edilen ölçek puanlarýnýn birbir-leriyle korelasyonlarýnýn hesaplanmasýnda Pearson korelasyon testi kullanýlmýþtýr. P deðerinin 0.05'den küçük olmasý istatistiksel olarak anlamlý kabul edilmiþtir.

BULGULAR

Panik bozukluðu hastalarýný yaþ ortalamasý 37.83± 9.97, OKB hastalarýnýn yaþ ortalamasý 34.60± 10.34'dir (p=0.7). Ýki hasta grubunun diðer sosyo-demografik veriler açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý Tablo 1'de gösterilmektedir. Buna göre meslek daðýlýmý, eðitim durumu, köken ve medeni durum açýsýndan iki grup arasýnda istatistiksel olarak anlamlý fark yoktur.

Tablo 2'de iki hasta grubunun boy, kilo, VKÝ, YTT, HDÖ ve HAÖ puanlarýnýn karþýlaþtýrmasý göste-rilmektedir. Buna göre; iki hasta grubu arasýnda boy, kilo, VKÝ, YTT, HDÖ ve HAÖ açýsýndan ista-tistiksel olarak anlamlý fark yoktur. OKB hasta-larýnýn MOKSL puaný ortalamasý 20.46 ± 8.19 (en düþük puan 6, en yüksek puan 34), PB hastalarýnýn PAÖ puaný ortalamasý 21.25 ± 9.34 (en düþük 3, en yüksek 38) idi.

Ýki hasta grubunun elde ettiði test sonuçlarý arasýn-daki korelasyonlar Tablo 3'de gösterilmektedir. PB hasta grubunda YTT puanlarýyla VKI, HAÖ, HDÖ, PAÖ arasýnda ise anlamlý bir korelasyon yoktur. PB hastalarýnýn HAÖ'den aldýklarý puanlar-la HDÖ ve PAÖ puanpuanlar-larý arasýnda olumlu (sýrasýy-la; r=.625 ve .657) ve anlamlý (her ikisi için de p=.000) bir korelasyon vardýr. OKB hasta grubun-da ise; YTT puanlarý HAÖ, HDÖ ve MOKSL puanlarý ile olumlu (sýrasýyla; r=.454, .521 ve .570) ve anlamlý (sýrasýyla; p=0.009, 0.002 ve 0.001) bir þekilde koreledir. OKB hastalarýnda ayrýca HAÖ ile HDÖ arasýnda (r=.731, p=0.000), HAÖ ile

Tablo 1. Hastalarýn sosyodemografik özelliklerinin karþýlaþtýrýlmasý

Panik bozukluðu (n=31) Obsesif-kompulsif bozukluk (n=33) N % N % P Köken Kentsel 21 67.7 21 63.6 0.7 Kýrsal 10 32.3 12 36.4 Eðitim Ýlkokul-Ortaokul-lise 11 35.5 13 39.4 0.5 Üniversite-yüksek okul 20 64.5 20 60.6 Meslek Ýþsiz/ev hanýmý 15 48.4 18 54.5 0.8 Çalýþýyor 13 41.9 12 36.4 Emekli 3 9.7 3 9.1 Medeni durumu Bekar 9 29.0 7 21.2 0.7 Evli 20 64.5 2 6.5 Dul/boþanmýþ 23 69.7 3 9.1

(5)

MOKSL arasýnda (r=.657, p=0.000), HDÖ ile MOKSL arasýnda (r=.737, p=0.000) anlamlý ve olumlu bir iliþki vardýr.

TARTIÞMA

Bu çalýþma bulgularý varsayýmýmýzý kýsmen destek-lemektedir. OKB ve PB hastalarý arasýnda yeme tutumlarý açýsýndan anlamlý fark olmasa da,

kore-Tablo 2. Panik bozukluðu ve obsesif-kompulsif bozukluðu (OKB) olan hastalarýn boy, kilo, vücut kitle indeksi (VKÝ) ile ortalama Yeme Tutum Testi (YTT), Hastane Anksiyete Ölçeði (HAÖ), Hastane Depresyon Ölçeði (HDÖ), Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL) ve Panik Agorafobi Ölçeði (PAÖ) puanlarýnýn karþýlaþtýrýl-masý

Panik bozukluðu OKB

Ort ± ss Ort ± ss P Boy (santimetre) 162.06 ± 6.09 162.25 ± 6.13 0.9 Kilo (kilogram) 64.22 ± 10.21 64.96 ± 10.34 0.7 VKI (kg/m²) 24.65 ± 4.71 24.06 ± 4.02 0.6 YTT 18.25 ± 10.98 24.37 ± 15.29 0.07 HAÖ 11.51 ± 5.16 11.12 ± 4.55 0.7 HDÖ 9.80 ± 5.22 9.12 ± 5.41 0.6 MOKSL - 20.46 ± 8.19 -PAÖ 21.25 ± 9.34 -

-Tablo 3. Panik bozukluðu (PB) ve obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) olan hastalarýn Vücut Kitle Ýndeksi (VKÝ), Yeme Tutum Testi (YTT), Hastane Anksiyete Ölçeði (HAÖ), Hastane Depresyon Ölçeði (HDÖ), Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL) ve Panik Agorofobi Ölçeði (PAÖ) puanlarý arasýndaki Pearson kore-lasyonlarý

PB hastalarý

YTT HAÖ HDÖ PAÖ

VKÝ .334 -.163 .271 -.053

YTT -.094 -.090 -.056

HAÖ .625** .657**

HDÖ .354

OKB hastalarý

YTT HAÖ HDÖ MOKSL

VKI -.193 -.032 -.242 -.229

YTT .454** .521** .570**

HAÖ .731** .657**

HDÖ .737**

(6)

lasyon analizinde panik belirtileriyle yeme tutum-larý anlamlý korelasyon göstermezken, obsesif kom-pulsif belirtilerin artmasýyla yeme tutumu patoloji-lerinin arttýðý gözlenmiþtir. OKB hasta grubunda yeme tutumlarý genel anksiyete ve depresyon duru-mundan da olumsuz etkilenmektedir. Bu durum klinik olarak olmasa da, subklinik olarak obsesif kompulsif belirtilerle yeme tutumu patolojileri arasýnda bir iliþki olduðunu düþündürmektedir. Benzer iliþkinin panik belirtileriyle yeme tutumu arasýnda gözlenmemiþ olmasý, OKB'nin bir diðer anksiyete bozukluðu olan PB'dan farklý bir kate-goride deðerlendirilmesi gerektiðini ve "obsesif kompulsif spektrum" kavramýný destekler nitelikte-dir.

Bu çalýþmada spektrum özelliðini araþtýrma açýsýn-dan yeme tutumunun seçilmiþ olmasýnýn en önemli nedeni; yapýlan araþtýrmalarda yeme bozukluk-larýnýn sadece OKB ile deðil, tüm anksiyete bozuk-luklarýyla sýk birliktelik gösterdiðinin gözlenme-sidir. Oranlar her ne kadar deðiþik çalýþmalarda farklý olarak verildiyse de, yeme bozukluðu olan hastalarda yaþam boyu en az bir anksiyete bozuk-luðu görülme sýklýðýnýn %75 civarýnda olduðu bildirilmektedir (Bulik ve ark. 1997). Yeme bozuk-luklarýnýn etiyolojisinde ve sürdürümünde anksiye-teyi azaltmanýn önemli bir rolü olduðu bilinmekte-dir. Örneðin; anksiyeteyi azaltma modelinde kus-manýn bulimikler için bir "kaçýþ" cevabý olduðu, "yasak yiyeceklerle" tetiklenen vücut þekli ve kilo hakkýndaki anksiyeteyi azalttýðý ileri sürülmektedir (Hindichsen ve ark. 2004).

Çalýþmada örneklem grubundan birini OKB hasta-larý arasýnda seçmiþ olmamýzýn en önemli nedeni, genel olarak bakýldýðýnda yeme bozukluklarý ile en sýk birliktelik gösteren anksiyete bozukluðunun OKB ve sosyal anksiyete bozukluðu olmasýdýr (Wonderlich ve Mitchell 1997, Kaye ve ark. 2004). Anoreksiya nervoza (AN) hastalarýnda OKB görülme sýklýðý %26-31 oranýnda deðiþmektedir (Hamli ve ark. 1991, Rastam ve Gillberg 1996). Bulimiya nervoza (BN) tanýsý alan kadýn hastalarda OKB sýklýðý %10.5, obsesif-kompulsif sendrom prevalansý %15.8 olarak bulunmuþtur ve obsesif-kompulsif belirtilerin bulimiya nervozanýn klinik görünümü üzerinde olumsuz bir etkisi olduðu gözlenmiþtir (Albert ve ark. 2001). Bu bulgular bazý yazarlarýn OKB ve yeme bozukluklarý arasýnda

fenomenolojik bir iliþki olduðunu öne sürmelerine neden olmuþtur (Hsu ve ark. 1993). Epidemiyolojik olarak her ikisinin de baþlangýcý ergenlik döne-minde zirveye ulaþýr (Cassidy ve ark. 1999). Vücut görünümü hakkýnda ruminasyonlar ve yemeden kaçýnmanýn eþlik ettiði diyetler ve rituelleþmiþ davranýþlar, bazý yazarlar tarafýndan obsesif kom-pulsif belirtiler olarak algýlanýr (Rothenburg 1986). OKB olan hastalarýn saðlýklý kontrollere göre zayýflýk isteði, bulimiya, beden hoþnutsuzluðu, etki-sizlik, mükemmeliyetçilik, kiþiler arasý güvenetki-sizlik, interoseptif farkýndalýk ve olgunlaþma korkularýn açýsýndan anlamlý ölçüde yüksek puan almasý, OKB hastalarýnýn yeme bozukluðu hastalarýyla ortak bazý psikopatolojik yeme tutumlarý ve davranýþlarý olduðunu düþündürmektedir (Pigott ve ark. 1991). Bizim örneklem grubumuzda OKB hastalarýyla PB hastalarý arasýnda yeme tutumlarý açýsýndan anlam-lý bir farkanlam-lýanlam-lýðýn saptanmamýþ olmasý, bu görüþü desteklememektedir.

Diðer örneklem grubumuz ise PB hastalarýndan oluþmaktaydý. PB ile yeme bozukluklarý arasýndaki iliþki OKB kadar net deðildir. Özellikle BN hasta-larýn PB eþ tanýsýnýn AN'ya göre daha sýk görüldüðü bildirilmekte (Godart ve ark. 2006), BN'de PB prevalansý %2-41 gibi geniþ bir aralýkta verilmekte-dir (Schwalberg ve ark. 1992). BN ve PB arasýnda-ki bu iliþarasýnda-ki ilginçtir, çünkü panik ataklarla týkýnma ataklarý arasýndaki sempatik aþýrý uyarýlma açýsýn-dan bazý klinik benzerlikler gözlenmektedir. Ayrýca BN hastalarýnda panikojen maddelere karþý artmýþ hassasiyet de bildirilmiþtir (Pohl ve ark. 1989). Bildiðimiz kadarýyla bu çalýþma ülkemizde yapýlmýþ olan ve iki anksiyete bozukluðunu yeme tutumlarý açýsýndan karþýlaþtýran ilk çalýþmadýr. Yeme tutu-muyla MOKSL'ye göre obsesif-kompulsif belirtiler arasýndaki iliþkiyi araþtýran ülkemizde yapýlmýþ bir diðer çalýþmanýn örneklem grubu ise üniversite öðrencileridir ve yeme tutumlarýyla toplam obsesif-kompulsif belirtiler ve kontrol, temizlik, yavaþlýk alt ölçekleri puanlarý arasýnda pozitif korelasyon bulunmuþtur (Aslan ve Alparslan 1998). Yine üniversite öðrencilerini örneklem grubu olarak seçen bir diðer çalýþmada kýzlar ve erkekler arasýn-da yeme tutumu açýsýnarasýn-dan anlamlý fark saptanmýþ ve genel olarak yeme tutumu ve depresyon belirti-leri arasýnda anlamlý iliþki bulunmuþtur (Büyükgöze-Kavaþ 2007. Bizim çalýþmamýza sadece

(7)

bayan hastalarýn dahil edilmiþ olmasý, sonuçlarýmýzýn cinsiyet deðiþkeninden baðýmsýz olmasýný saðlamýþtýr. OKB hastalarýnda yeme tutu-muyla obsesif belirtilerin þiddeti arasýnda anlamlý bir iliþkinin olmasý, ve benzer iliþkinin PB hasta-larýnda görülmemesi, bizim çalýþmanýn en önemli bulgusudur. Bu bulgu "obsesif-kompulsif spektrum" kavramýný kýsmen desteklemekte ve OKB'nin PB'ye göre bu spektrumda yer alan yeme bozukluklarýna daha yakýn bir konumda yer aldýðýný düþündürmek-tedir. Araþtýrmamýzýn tek merkezde yapýlmýþ olmasý ve örneklem grubumuzun sadece bir üniver-site kliniðine ayaktan baþvurmuþ olan hastalarda

oluþmuþ olmasý, çalýþmanýn önemli bir kýsýtlýlýðýdýr ve sonuçlarýn tüm anksiyete bozukluklarý hastalarý için genelleþtirilmemesi gerektiðini düþündürmek-tedir. "Obsesif-kompulsif spektrumda" yer alan diðer klinik tablolarýn belirtilerinin de tarandýðý, farklý tanýlardan anksiyete bozukluðu hastalarýnýn katýldýðý, daha geniþ örneklem grubuyla yapýlacak çalýþmalara ihtiyaç vardýr.

Yazýþma adresi: Dr. Aslýhan Sayýn, Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara, aslihansayin@-yahoo.com

KAYNAKLAR

Albert U, Venturello S, Maina G ve ark. (2001) Bulimia nervosa with and without obsessive-compulsive syndromes. Compr Psychiatry, 42: 456-460.

Aslan H, Alparslan N (1998) Bir grup üniversite öðrencisinde yeme tutumu ile obsesif kompulsif belirtiler, aleksitimi ve cin-siyet rolleri arasýndaki iliþki. Çocuk ve Ergen Ruh Saðlýðý Dergisi, 5: 61-69.

Austin LS, Lydiard RB, Fossey MD ve ark. (1990) Panic and phobic disorders in patients with obsessive-compulsive disorder. J Clin Psychiatry, 51: 456-458.

Aydemir Ö (1997) Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeði Türkçe formunun geçerlilik ve güvenilirlik çalýþmasý. Türk Psikiyatri Dergisi, 8: 280-287.

Bandelow B (1995) Assessing the efficacy of treatments for panic disorder and agoraphobia II: The Panic and Agoraphobia Scale. Int Clin Psychopharmacol, 10: 73-81.

Boldrini M, Del Pace L, Placidi GPA ve ark. (2005) Selective cognitive deficits in obsessive-compulsive disorder compared to panic disorder with agoraphobia. Acta Psychiatr Scand, 111: 150-158.

Bulik CM, Sullivan PF, Fear JL ve ark. (1997) Eating disorders and antecedent anxiety disorders: a controlled study. Acta Psychiatr Scand, 96: 101-107.

Büyükgöze-Kavaþ A (2007) Eating attitudes and depression in a Turkish sample. Eur Eat Disord Rev, 15: 305-310.

Cassidy E, Allsopp M, Williams T (1999) Obsessive compulsive symptoms at initial presentation of adolescent eating disorders. Eur Child Adolesc Psychiatry, 8: 193-199.

Erol N, Savaþýr I (1988). Maudsley Obsesif-Kompulsif Soru Listesi. 24. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalýþma Kitabý, s 104-114.

Fontenelle LF, Mendlowicz MV, Kalaf J ve ark. (2005) Obsessions with aggressive content emerging during the course of panic disorder: a different subtype of obsessive-compulsive disorder? Int Clin Psychopharmacol, 20: 343-346.

Garner DM, Garfinkel PE (1979) The Eating Attitudes Test: an

index of the symptoms of anorexia nervosa. Psychol Med, 9: 273-279.

Godart N, Berthoz S, Rein Z ve ark. (2006) Does the frequency of anxiety and depressive disorders differ between diagnostic subtypes of anorexia nervosa and bulimia? Int J Eat Disord, 39: 772-778.

Hamli KA, Eckert E, Marchi P ve ark. (1991) Comorbidity of psychiatric diagnoses in anorexia nervosa. Arch Gen Psychiatry, 48:712-718.

Hinrichsen H, Waller G, van Gerko K (2004) Social anxiety and agoraphobia in the eating disorders: associations with eating attitudes and behaviours. Eat Behav, 5:285-290.

Hodgson RJ, Rachman S (1977) Obsessional-Compulsive com-plaints. Behav Res Ther, 15:389-395.

Hsu LKG, Kaye W, Weltzin T (1993) Are the eating disorders related to obsessive-compulsive disorder? Int J Eat Disord, 14: 305-318.

Karno M, Golding JM, Sorenson SB VE ark. (1988) The epi-demiology of obsessive-compulsive disorder in 5 US communi-ties. Arch Gen Psychiatry, 45: 1094-1099.

Kaye WH, Bulik CM, Thornton L ve ark. (2004) Comorbidity of anxiety disorders with anorexia and bulimia nervosa. Am J Psychiatry, 161: 2215-2221.

Lee HJ, Kwon SM (2003) Two different types of obsession: autogenous obsessions and reactive obsessions. Behav Res Ther, 41: 11-29.

Nestadt G, Samules J, Riddle MA ve ark. (2001) The relation-ship between obsessive-compulsive disorder and anxiety and affective disorders: results from the John Hopkins OCD Family Study. Psychol Med, 31: 481-7.

Perez M, Brown JS, Vrshek-Schallhorn S ve ark. (2006) Differentiation of obsessive-compulsive, panic, obsessive-com-pulsive personality and non-disordered individuals by variation in the promoter region of the serotonin transporter gene. Anx Disord, 20: 794-806.

Pigott TA, Altemus M, Rubenstein CS ve ark. (1991) Symptoms of eating disorders in patients with obsessive-compulsive

(8)

disor-der. Am J Psychiatry, 148: 1552-7.

Pohl R, Yeragani VK, Balon R ve ark. (1989) Lactate and iso-proterenol infusions in bulimic patients. Neuropsychol Biol, 22: 225-230.

Rastam M, Gillberg IC (1996) A six-year follow-up study of anorexia nervosa subjects with teenage onset. J Youth Adolesc, 25: 439-453.

Richter MA, Summerfeldt LJ, Antony MM ve ark. (2003) Obsessive-compulsive spectrum conditions in obsessive-compul-sive disorder and other anxiety disorders. Depr Anx, 18: 118-127.

Rothenburg A (1986) Eating disorder as a modern obsessive compulsive syndrome. Psychiatry, 49: 45-53.

Savaþýr I, Erol N (1989) Yeme Tutum Testi: anoreksia nervosa belirtiler indeksi. Psikoloji Dergisi, 7: 19-25.

Schwalberg MD, Barlow DH, Alger SA ve ark. (1992) Comparison of bulimics, obese binge eaters, social phobics, and individuals with panic disorder on comorbidity across DSM-III-R anxiety disorders. J Abnorm Psychol, 101: 675-681. Tamam L, Saygýlý M, Ünal M (2003) Obsesif kompulsif

bozuk-luðu olan hastalarda diðer anksiyete bozukluklarýnýn komor-biditesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 4: 69-80.

Torres AR, Dedomenico AM, Crepaldi AL ve ark. (2004) Obsessive-compulsive symptoms in patients with panic disorder. Compr Psychiatry, 45: 219-224.

Tural Ü, Fidaner H, Aklýn T ve ark. (2000) Panik ve Agorofobi Ölçeðinin geçerlilik ve güvenilirliði. Türk Psikiyatri Dergisi, 11: 29-39.

Tynes LL, White K, Steketee GS (1990) Toward a new nosology of obsessive compulsive disorder. Compr Psychiatry, 31:465-480. Van den Heuvel OA, Veltman DJ, Groenewegen HJ ve ark. (2005) Disorder-specific neuroanatomical correlates of atten-tional bias in obsessive-compulsive disorder, panic disorder, and hypochondriasis. Arch Gen Psychiatry, 62: 922-33.

Wonderlich SA, Mitchell JE (1997) Eating disorders and comor-bidity: empirical, conceptual, and clinical implications. Psychopharmacol Bull, 33: 381-390.

Zigmond AS, Snaith PR (1983) The hospital anxiety and depres-sion scale. Acta Psychiatr Scand, 67: 361-70.

Referanslar

Benzer Belgeler

Dürtüsellik için internet kafelere gitme alışkan- lığı olan kişilerin BIS-11 dikkat ile ilişkili dürtüsel- lik alt boyutu 34,17±6,51, BIS-11 motor dürtüsel- lik

Tiroid o- perasyonları sonrasında sadece TSH ve T3-T4 takip- leri ile yetinmeyip, önemli bir komplikasyon olarak görülen hipoparatiroidi açısından serum paratiro-

黃帝內經.素問 骨空論篇第六十 原文 黃帝問曰:余聞風者,百病之始也。以針治之奈何?

Aynı firmanın farklı dönemlerine ait ortalamalar incelendiğinde tüm firmalara ait indirgen şeker miktarı değerlerinde meydana gelen dönemsel farklılıklar

The aim of this study is to determine the psychiatric co-morbidity, attachment styles and related risk factors in obese

Bunlar ucuz ve süslü tuhafiyeye mü­ teallik eşya meraklısı kadınların sa­ bah akşam en çok gelip geçtikleri bir yerde bir mağaza kiralamışlar ve işçi

on­ ların yaptıkları, ha bunlar doğrudur, bu suretle vaniış Türk m otifidir diye çalışıp eser verenlerin de bu suretle artık tutul­ madıkları ve bunu

Ahmet Münir Bey — Efendimiz, refakati çakeranemdeki bendeniz Kaymakam mazullerinden Hüseyin Rüştü Efendi kulunuzdur. Sonra bir­ den bire Darüssade Ağasının