• Sonuç bulunamadı

Ölümden sonra ölmek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümden sonra ölmek"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

^ Ölümden

Sonra ölmek...

OKTAY AKBAL

G

em lik’te çıkan haftalık «K flr fr r » gazetesinden hlr haber: «Ünlü yazar Şevket Süreyya Aydem ir’in ölümünden son­ ra Umurbey’de bulanan dinlenme evi ve içindeki eşyalar ofclu tarafından adeta yağmalanmıştır. Yaz aylarında L'mıır- bey'deki evinde dinlenen ve bu ara çalışmada bulunan ünlü yazarın ani ölümü üzerine büyük oğlu O. A. evindeki bütün eşyaları ve babasının değeri parayla ölçülemeyecek kitapları­ nı kilo ile satmış, yetmezmiş gibi de evin kapı, pencere çer­ çevelerini, lâvabolannı, çeşme m erm erlerini de sökerek sat­ mıştır. Ünlü yazarın büyük bir özenle yaptırdığı evi kısa za­ manda viraneye döndüren evlâda Umurbeyliler «Âlim den za­ lim olursa böyle olun* demektedirler. Olay ünlü yazan tanı­ yanlar tarafından üzüntü İle karşüanmış durum eşine bildiril­

m iştir.»

B ir haber. Belki haber büe değil. H er gün yığınla insan ölüyor, evini barkını eşyalarını kâğıtlarım, kitaplarım, para­ sım pulunu bırakıp gidiyor. Ardından ne olacak ne bitecek, nerden bilsin! En acıklı görünüş, bir aydının, bir yazann; bir bilim adamının ardında bıraktıklarıdır. H ele onlar değer bU- meyen kişilerin eline geçm işse!- Hukuk derler şunu derler bunu derler, kimseye e) sürdürmezler, kaldırıp atarlar, satar­ lar dünyalar değerindeki bir takım anılan; belgeleri; eşya-

lan... Oysa o adam nasıl yıllarını verm iştir, nasıl göz nuru dökmüştür, nasü umutla hazırlamıştır bütün bunları...

Şevket Süreyya Aydem ir Türk topiumunun yetiştirdiği önemli aydınlardan biriydi. Kişiliğiyle, yaşam serüveniyle; yapıtlanyla; yazılarıyla etkiledi yığınları. Çok şey öğretti genç kuşaklara... Y ıllardır Cmurbev’de kendi beğenisine göre yap­ tırdığı bir köy evinde yaşıyordu. Gerekmedikçe kente inmi­ yordu. Yazılarını ordan yazıp yolluyordu gazeteye. Herkes tanıyordu onu orda, seviyordu, gurur duyuyordu. Yaşı sek­ sene geldi. H er işin bir sonu vardır, yaşam denen serüvenin de... B ir gün öldü. Ardında bıraktığı değerli belgeler, not­ lar, resimler, mektuplar bir bilim kurulunun aylarca ça lışv rak elden geçirmesi gereken şeylerdi. Sık sık aklıma gelirdi, ne olacak bu kitaplar, belgeler, notlar diye, herhalde diyor­ dum varisleri bütün bunları üniversiteye ya da bir bilim ku- rumuna bağışlarlar.

«K ö rfe z » gazetesindeki haberi büyük üzüntüyle okudum. Stzler de bu üzüntüyü duyacaksınız elbet. B ir zamanlar ta­ rihçi Faik Reşit, Atatürk'ün, doğu illerinde ordu komutanıy­ ken yazdığı bir genelgeyi bir kese kâğıdı biçiminde nasıl bul­ duğunu yazmıştı... Böyleyiz biz, ölenin ardından hiç de anı­ sına yakışacak biçimde davranmayız. Niyedir? O ünlü ölüden nerdeyse öç alırcamna tüm eşyalarım, kitaplarım, notlarını dağıtır, yok eder, ortadan k a ld ırım . Geçenlerde yazmıştım büyük öykü yazarımız Memduh Şevket EsendalTn yazdığı ro­ manların el yazmaları bir türlü bulunamıyor. Kimde, ne oldu,

bilinemiyor. Bunun gibi daha nice acı olay anımsanabilir. Ayderair’in evi bir müze olarak, bir kitaplık olarak kala­ bilirdi. Hem bunu Gemlik Belediyesi düşünmeliydi. «K ö r fe z » gazetesi böyle bir girişim de bulunmalıydı. Hiç biri yapılma­ mış, Aydem ir’in evi yasal varislerine teslim edilmiş. Ünlü bir ölünün sahipleri yalnız onun varisleri midir? Bir İnsan ulu­ sal bir değerse, ulusal planda kendini benimsetmiş biriyse, onun üzerinde toplumun da vazgeçilmez haklan yok mudur? Toplum sahip çıkm alıdır o kişiye... Çıkmazsa İşte böyle olur, değil kitapları. yazılan, evinin musluklan, kirem itleri bile sökülerek satılır...

«K ö rfez»d eld haberin doğru olmamasını isterdim. Ama bir gazete durup dururken adıyla sanıyla yalan haber yayınla­ maz. öyleyse ümurbey köyündeki ev, içindeki kitaplan, bel­ geleri, resimleriyle, atıllaşmış eşyalariyle ortadan kalktı ya da kalkmak üzere... Ben derim ki Gendik Belediyesi vakit geçmeden bu konuya e! atmalı, Aydenılr’in evi daha tümüyle yok olmamışken, eşyalan daha dağılmamışken -bu da bir umut!- ne kurtarabilirse onlan kurtarmalı... Blzleri de bir saygısızlığın utancından, acısından...

Referanslar

Benzer Belgeler

Fakat mezenki- mal kök hücreler bulundukları ortam itibarıyla ok- sijenin nispeten düşük olduğu koşullarda yaşayabil- dikleri için uzmanlar bu hücrelerin ölümden sonra

Örneğin bir Reggi- ani, bir Brel, bir B£caud gibi, iyi bir şarkıcı her şeyden önce iyi bir yorumcu olmalıdır.” • Örneklerine en çok Fransız Chanson

Matematik, hayatı dolu dolu yaşamış insanların sevinçleri, üzüntüleri, başarı ve yenilgileriyle oluşturdukları bir insanlık macerasıdır.. Bu kitapta, bir

f e f li 1935arası) Mithatpaşa Köşkü ~ 3 bahçesinde soldan “ -mm f sağa Naci Sadullah, Nazım Hikmet, kızkardeşi Sam iye, Mahmut Yesari, Sam iye ile Şeyda'nın

İstanbul halkının en çok rağbet ettiği mesirelerin başında şüphesiz ki Kağıthane gelmektedir.. Ahmet'in saltanatında yani Lâle Devri'nde Kağıthane Mesiresi,

Geçmişte fırça kullanan, batı müziği parelelinde eser­ ler hazırlayan ve Fransızca şiirler yazan bir ana-kız’ın, bu kitapta yeralmasını

From the findings of the current study we can conc- lude that, infiltration of gallbladder bed with lidocai- ne during laparoscopic cholecystectomy is associa- ted with

f è n^e^ Kâmuran (Prens Sabahattin’in gelini), nses Aleksandra (Adı belirlenemeyen kus çar­ larından birinin kızı), Gavsi Baykara (Neyzen ve bestekâr), Saniye