16 oyunlu, 14 ödüllü Ülker Koksal:
LPunyu tiyatrosunun
gerisinde değiliz
Ülker Koksal, son İsmet
Küntay Ödülü’yle 14.
ödülünü aldı. Oyunlarında
toplumsal ezilmişlik
temelinde kadın, çocuk,
gençlik gibi konuları
işlediğini belirten Koksal,
tiyatronun en güzel yanının
sanatçılarla ve seyirciyle
paylaşılması olduğu
inancında. t H
U
JÜ L İD E G Ü L İ Z A R ____ ANKARA — Bir çırpıda 13
ödül saydı Ülker Koksal ve “İs
met Küntay Ödülü, sanıyorum 14. oldu” dedi. Birincilikten ba
şarı ödülüne kadar bir yığın ödül.. Ve bol ödüllü bir tiyatro yazarı olarak da “Ödüllerin en
önemli yararının, yazarı unutul maktan kurtarması olduğu na” inandığını söyledi. Ülker Köksal’a göre, unutulmak, ya
zardan, izleyenlerden ve günlük
yoğun işlerin baskısından kay
naklanıyor. Ve işte bu, “Yazara
sıkıntı veren bir olay..” ödüller
• ise bu sıkıntıyı alıyor, oyuna şans getiriyor, hatta tiyatro oyununa basılma olanağı bile sağlıyor:
“Güzel bir şey elbette.” — Ülker Koksal, sizin oyun larınızdaki konular...
KOKSAL — Evet biraz fark
lı, daha doğrusu özelliği var. He men hepsindeki konular pek az farkla kadın, gençlik, çocuk so runları. Çünkü toplumsal ezil mişlik, artı kadın, toplumsal ezil mişlik artı çocuk, toplumsal ezil mişlik artı gençlik, yani iki ezil mişlikler daha çok ilgimi çekiyor. Göç, eğitim, evlilik vb., de irde ledim ama, bu dediklerim başka. Bu kesimlerin günlük yaşamla rındaki dirençsizlik, yeniklik çok önemli ve ben oyunun sorunsalı . ne olursa olsun, bu insanlardan
yola çıkmayı seviyorum.
telik olarak dünya tiyatrosunun hiç de gerisinde değiliz. Ama ni celiksel açıdan bakınca, hem ti yatro sayısının azlığından, hem de tiyatro yazarlarının ve tiyat ro adamlarının yeter sayıda ol mayışından kaynaklanan bir ge riliğimiz var. Avrupa’dan çok geç başladık bu işe, ama hiç küçüm senmeyecek ölçüde vol aldık
— Tiyatroyu ne olarak algılı yorsunuz?
KOKSAL — Tiyatroyu, söyle
mek istediğim şeyler için çok önemli bir aracı olarak görüyo rum. Ben de birçokları gibi şiir yazarak başlamıştım. Çabuk sı- ] kıldım ve öyküye geçtim. Onu bir zaman sürdürdüm, ama tiyat ro kadar beni doyuran bir şey ol- - madı. Tiyatronun her kesim den insana seslenişindeki güzel liği seviyorum. Bunu yaparken, elbette bir bakıma tiyatrodan ödün vermek zorunda kalıyor yazar. Çünkü en rafine konuyu bile en azından izleyenin dayan ma gücünü zorlamayacak sınır lar içinde vermek gerek. Bu ba kımdan tiyatro zor.
— Peki, tiyatronun güzel yan ları neler?
KÖKSAL — Her şeyden ön
ce, bölüşmek. Rejisörle, oyun cuyla, dekorcu, kostümcü, ışık çıyla, hatta hatta seyirciyle bö lüşmek. Öyle bir doyum, öyle bir mutluluk ki bu. Tiyatro, insan la, insan için yapılan tek sanat. Çelişki gibi görünüyorsa da, ya zar için bir araç olarak düşünü len sanatçı, aslında bir amaç. Çünkü yazar sanatçıya o sözleri söyletmek için müthiş bir çalış ma içine giriyor.
Ülker Koksal bazen çok kolay,
bazen çok zor yazabilen bir ya zar. Ama genellikle biriktirdiği gözlemlerini ve düşüncelerini
“beklemeye koyan” ve sonra
oyunlaştıran bir yazar. “Zor
oluşturup kolay yazarım dersem, kendimi anlatmış olurum” diyor
ve ekliyor:
“Yazma aşamasına gelmek zor, daktilo başına geçince din lenme faslı başlıyor. Çünkü, ya şayan insanı satırların kurulu ğundan sahnenin sıcaklığına ge tiriyorsun.”
Köksal, büyükler için on, ço cuklar için de altı oyun yazmış ve hemen hepsi oynanmış. Ayrı ca radyo ve TV oyunları da var. Zaten tiyatro yazmaya da bu so nuncularla başlamış.
— Ülker Köksal, Türk tiyatro sunun, dünya tiyatrosunun nere lerinde olduğunu düşünüyorsu nuz?
KÖKSAL — Benimki belki de
iyimser bir görüş olacak ama,
ni-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi