• Sonuç bulunamadı

Jokond ile Si-Ya-U:Nazım Hikmet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Jokond ile Si-Ya-U:Nazım Hikmet"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S A Y F A :8

Jokond

— — ile Si-Ya-U

Nazım Hikmet

T

ürk edebiyatında kendine has bir yazış tarzıyla yepyeni bir çığır açan ve bugünün zev­ kini okşamadığı içindir ki, kendisine yarın’m edebiyat galerisinin mümtaz siması dediğimiz Nazım Hikmet yeni bir eserini neşretti. Jokond ile S i - Y a - U ... Bir eser ki, mevzuu itibarile nev’i şahsına münhasır (orijinal) yazılışı itibarile de bir hususiyet, lâkin aslına sadık bir Nazım Hikmet hususiyeti arzediyor. Tahkiyesi ise klasiktir .

40 sahifelik kitabın dördüncü sayıfası şairin -kendi itirafı- bir iddia­ sını taşıyor. Ve, eski divan edebiya­ tının yolcuları gibi bir eda ile Luvr müzesindeki garip tebessümlü jo- kond’un hakikî olmadığını, yerine başkası konulduğunu, ve.. 01 fettan âhû bir yar severdi.. Diyerek bir çinlinin peşine takıldığını, ve Çinde yakıldığını haber veriyor. Fikrimce bu kavuklu, biııişli kıyafet 935 satır şairine hiç amma hiç yakışmamış .

Kitap üç kısma ayrılmıştır . Birinci kısımda (S. 7 - 18) Jokond-un müzede nasıl sıkıldığını, içi kan ağlarken ziyaretlere hep o garip tebessümde bakmaya mecbur öldü­ ğünüze her şey bulunan bu mü­ zede kâat kalem bulunmadığını dolayısile kahramanın hatıratını muşambasını sırtına yazmaya karar verdiğini anlıyoruz. (S. 8) Gene bu kısmında, kendisinin bir Çinliye nasıl âşık olduğunu, onun da kendisini nasıl sevdiğini öğreniyor , ve Jo- kond’un sevgilisinin it Mandarin sefirinin camını kırmış diye.." hu­ dut haricine atıldığından müteessir olduğunu okuyoruz. Jokond yesin derin karanlığı içindedir. ( S. 7 ) Ağlıyamıyor ağlıyamaz. Gene şöhreti­ ni medyun olduğu o garip tebessümü ile kırıtmalıdır. Onun için aczinden kopan bir nefret ve isyan ile Leo- nar da Vinçi’ye lânet okuyor: (S. 18)

Dilerim ki

Kübist bir ressama fırça olsun kemikleri Leonar da Vinçinin. Boyalı elleriyle sarılıp bağazıma Altın kaplama bir diş gibi ağzıma Bu melun tebessümü taktığı için..

Kitabın ikinci kısmı ( 20 - 29 ) Jokond" un sevgilisine kavuşmak için muharrirle danışıp kaçışını hikâye eder ve fikrimce eserin en muvaffak kısmı da burasıdır. Jokond âşıkına hasretlidir. Ayrılış pek feci gelmiştir. Ruhundan kopan bir sami­ miyetle : Ressam beni Çin'in yaldızlı güneşinde yaratsaydı ne olurdu., diyor (S. 2 0 ) ... Jokond kararını vermiştir. Kaçacaktır. Fakat kendisi­ ne bir yardımcı lâzım.. O da hazır. Muharririn kendisi.. Bir gece Notr- dam dö Paıi’niıı saati gece yarısını çaldığı vakit, muharrir bir tayyare ile Luvr’un damına iniyor, ve 50 kulaç bir ipi M şakûlî bir sırat köprüsü gibi ” Jokond'un penceresi­ ne sarkıtıyor. Jokond ipe tırmanıyor, ve kaçıyorlar (..S.23) Artık havada­ dırlar . Bulutların arşından kayıp

Yazan : Refik Galip

gidiyorlar. Afıikayı ve Hint denizini geçiyorlar. Şair burada kelimelerden bir ahenk abidesi kurmuş, ve pürüz­ süz bir nazım numunesi meydana getirmiştir ki fikrimce eserin en gü­ zel yerlerinden biridir.

Bahri Muhiti Hindiyi geçiyoruz. Havaları, baygın kokulu

koyu bir şurup gibi içiyoruz .. Ve Singapurun sarı fenerine

bakarak. Avusturalyayı sağda

Madagaskarı solda bırakarak , Ve güvenerek depodaki benzine Rotayı çizdik Çin denizine. (S.25)

Çin denizi fırtınalıdır. Bir gemi müthiş dalgalara göğüs gererek ilerli­ yor. Vardiyada bulunan bir gemici birden çanaklığın içine bir muşamba düştüğünü görüyor. Bu Jokond’un resmidir. (S.27)

Kitabın son kısmına geldik. (S.32. 40) Bu kısımda Jokond'un encamını okuyoruz: Jokond nihayet emeline nail olmuştur. Şang- Hay’a varmış ve sevgilisini aramaya koyulmuştur. Bir eğlence yerinde piçakları havaya fır­ latarak hünerini gösteren bir hokka­ bazı seyrederken bir gürültü kopuyor. Bir adam önde, diğeri arkada bir kovalamadır gidiyor. Jokond dikkat ediyor. Birde ne görsün?., önde koşan kendi canının içi Çinli değilmi? Yüreği ağzına geliyor. Çinlisi kol­ larına üç adım kala arkasından kovalıyan adam ona yetişiyor. Ve öldürüyor (S. 32) ... Parladı.

Pala ...

Kesilen bir et kırılan bir kemik sesi ...

Artık kitabın sonlarındayız. Şair; Jokond’u bir zabitin gırtlağını sıkar­ ken, bir su başında kirli gömleğini yıkarken, bir vagonda, nihayet bir Fransız divanı harbinde görüyor, ve tab’anın hukukunu ihlâl ettiği için yakılmak mahkûmiyetine ve key­ fiyetine şahit oluyor. (S. 40)

Çakmağı çaktılar Jokondıı yaktılar ...

Kıp kırmızı bir alevle boyandı Jokond. Güldü içten gelen bir tebessümle Gülerek yandı Jokond ...

Biz bu kitabın yazılışında (tah­ tında müstetir bir hüve . . .) Var- mıdır, yokmudur bilmiyoruz. Yalnız her halde bir hedef, bir gaye uğrunda yazıldığı fikrindeyiz . Bu fikri de kitabın başındaki itlıafiyeden anlıyoruz. Biz şairin eserini edebî adesemizle tetkik ettiğimiz için başka cihetlerini araştırmak bize düşmez. Bize 40 sayfa­ lık kitabı bütün bir neşe ile okumuş, ve orijinal tabir ve teşbihlerle dolu olan bu eserin yaratıcısı Nazım Hikmetin, pişmiş domuz kellesi, arslan gibi karı, Paris için çopur ve ablak suratlı, gibi kaba ve kızıl saçlı çocuk, gibi mefkûresini gösteren garip tabirler sarfetmesine rağmen kuvvetli bir edebî şahsiyeti olduğunu tasdik ediyor, ve bir kerre daha, onun bugünün değil yarının şairi olduğunu söylemiş olmakla isabet göstermiş oluyoruz.*

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

BEN DE FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM — Sami Güner’e göre Yunus Emre’den Tlırgut Uyar’a şairler, insanın ve doğanın şiirini yazıyor, kendisi de fotoğrafını

Ergenlerin sahip olduğu değerler ile öznel iyi oluĢları arasındaki iliĢki incelendiğinde insani değerler ölçeğinin sorumluluk, dostluk/arkadaĢlık, saygı ve

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Arapça gramerinde, ister fiil ister isim isterse harf olsun bir lafzın anlamının, bir diğerinin anlam çerçevesine dahil edilmesi; Arap edebiyatında ise, §iir veya

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal