T. C.
FlRAT ÜNiVERSITESI SOSYAL BILIMLER ENSTIT'JSÜ
MAS~fAR
DAGI KUZEY
ETEKLERİ
MEVZii COGRAFYASI
( Korucu, Değirmenönü içme, Y. Bağ, Şehsuvar )
(YÜKSEK ,LiSANS TEZI)
COGRAFYA ANABiLIM DALI
K Ot Cı o h ,, , : ··.::::o s von O A 1 ._:: ~.>. q ,.. 1 ~ 1
·---·-··"-··"··-·----!
· Demirbaş No : 11-b~bHandan ÇAGLAYAN
\ Türkiye Coğrafyası AraJtlrma Görevlisi
Tez Yöneticisi : Prof. Dr. H. Hilmi KARABORAN
Fırat Üniversitesi Merkez Kütüphanesi
11111111111111111 llllllilli /Illi 11111 ll/Illi/ *0068355* 255.07.02.03.00.00/08/0068355
C Yl/10
ONSOZ
N Kalkınma hamlelerinin } küçük birimlerden başlanarak büyü~e do~ru gidilmesi gerektiği fikrinin ıştğında N yapmış olduğumuz bölgesel
·coğrafya,. çalışmasında; ileride yapilacak çalışmatara ışık tutmak amacıyla
bir coğraf'ya cı gözüyle Coğrafya araştı rrrıası yapmaya çalı ştı k.
· Günümüz Türkiye~sinde bu tür çalışmaların çok faydalı olacağı
düşüncesiyle tez süremiz içinde; arazi çalışmalan,literatür taramaları ,istatistiki veriler yardımıyla birşeyler ortaya koyrnaya çalı ştı k.
Bana böyle bir araştı rrrıada yol gösteren ve tezirrıin dan ı şmanıı~~ı nı
üstlenen ho cam Prof.Dr.H.Hilrni KARASO RAN~ a burada teşekKürlerimi _bir borç bilirirrı. Ayrıca bana arazi çalışrnaıarımda yol gösterdikleri için de
teşekkür ederim .. Bölüm hocalarımdan Doç.Dr. -Saadettin TOf\lBUL~un veiTfliŞ olduğu fikirlerden dolayı, Yrd.oo·ç.Dr.M.Dursun ÇiTÇi'nin arazi
çalı şmalarımda yardımları ndan cJolayı çok teşekkür ederim.Ayrı ca bölümümüzün de~ erli Araştırrna görevlileri olan Arş.Gör. Ali '(iGiT'e .. Arş. Gör. Erdal KAR.AK.A.Ş'a .. Arş. Gör. Selçuk Hayli'ye, Arş.Gör.Halil Günek}e ..
Arş.Gör. tv1. Ali Ozdemire ve Arş. Gör. Ayşe Demirere burada ayrı ayrı
teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Bütün bunlar di ş ı nda tez çalı şrrıaıarırrı sı rası nda beni yalnız bı raknıayan türn dost ve arkadaşlarıma defalarca teşekkür ederim.
Handan ÇAGL.AYAf\J
iÇiNDEKiLER
Sayfa No
ÖNSÖZ ... ~ ... 1
iÇiNDEKiLER ... II GiRiŞ ... 1
Araştı mıaAianınınYeri,Sını rta rı ,özellikleri ... ~ 1
AraştırmanınAmacıveAraştırma Yöntemleri ... ~ ... 2
Bi Ri NCi BÖLÜtv1 ... · ... · ... 4
I-F iZi Ki COGRı~.FY A ... ~ .. 4
1-YeryüzüŞekilleri ... 4 a)Dağlı kAlan ... 4 b)BirikintKonileri ... 6 c)Ova .... .-... 6 2-iklim ... · ... ? a)Sıcaklı k ... 8 b)Don ... 9 c) BasınçveRüzgarlar ... 9 d)Nemlilik ... _ ... 1 O e) Yağış ... 10 1-KarYağı şları ... 11 ll-YağışEtkinliği ... : .... 12 3-Hidroğrafy a ... 13 a)Akarsular ... 13 b) Kaynaklar. ... 14 c) YeraltSuları ... 14 d) K eb an Baraj Gölü ... 15 4-ToprakÖrtüsü ... · .... : ... 15 A -Azonarr opraklar ... 16
a)Aiüvy aır opraklar ... 16
b)Kolüvyarropraklar ... 16
B-Zona1Topraklar ... 16
a-Kı rmızı-KahverengiT opraklar ... : ... 16
5-BitkiÖrtüsü ... : ... 1 .. 6
iKiNCi BÖLÜM ...
;.:t.·;~Ş,~,;~·:. ır~~\
ll-BEŞERi COGRAFYA ... ;'~~ ... :?19.:·~~;~)..
-i~\
.
·.·.'i~-~;;}~-~)
. . ..
'~,ı.'' ~·.:-'lt;':i' •. " ... ~ ,j:<r.
1-'fet1eşme ... 19
a)Yerteşme Tarihine Genel BirBakış ... 19
b)Yerleşmeye Etki Eden Sebepler ... 22
c) Yerleşme Tipleri ... · ... · ... 23
c-a)Köyler. ... 23
c-b)Köy altı Yerleşmeleri ... ~ ... 24
1 Mahalleler ... 24
2-Yaylalar ... 24
2-Konut ve Konut Tipleri ... _. ... 25.
3-Nüfus ... ,.26
a)Nüfusl\rtışı ... 27
b)NüfusHareketleri ... 28
c)Nüfusurözellikleri ... 29
1-Nütusun Cinsiyet Du rum u ... 29
2-NüfusunKültüreiDurumu ... 29
3-Nüfusun Sağ lı k Durumu ... 31
d) Nüfus Dağılışı ve Yoğunluğu ... 31
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 34 lll-EKONOMi K COGRAFY A ... ; ... : ... 34 1-Tarım ... .-... 34 A-ArazidenFaydalanma ... 35 a)KuruTarım ... 35 b) Sul arnalıTarım ... · ... 35 8-MülkiyetDuru·mu ... 37 2-Hayv aneılı k ... 40 3-EndüstrF aaliyetleri ... 42 4-EISanatları ... 43 5-Uiaşım ... 43 SONUÇ ... 44 BIBLI YOGRAFYA ... 46 EKLER ... 48 FOTOGRAFLAR ... 50 HARiTALAR ll
ARAŞTIRMA
ALANlNlN
YER[
ve
SINIRLARI
o
._____
_... 10___
~ 20ıvn .~
. ··· .. :J; .. ~ ... '.,::'•GiRiŞ
Araşt1rma Alanının Yeri, StnırJarı ve üzellikleri
inceleme alanımız olan Mastar Da~1 kuzey eteklerindeki köyler (Korucu, De~irmenönü, içme,Yukarı bag, Şehsuvar) uluova havzası içinde ·
,Do~u Anadolu~nun Yukarı Fırat bölümü~ nde yer alir.
Toros sistemi içinde yeralan Uluova,k.endisini çevreleyen ve birlikte morfolojik ünite olarak belirlenen yüksekliklerle beraber,batı güneybatı
doğu,kuzeydo~u yönünde uzanmaktadır.
inceleme alanımız olan Mastar Da~ı;Uiuova~yı Hazar Gölü çöküntü
havzasının kuzeydo~usunda birbirinden ayınr.tv1astar Dağı Uluova
içerisinde )uıuova~yı _ oluşturan morfolojik ünitenin bir parçası nı . teşkil
etmektedir (Harita 4).
Mastar Da~ı üzerinde incelemekte oldu~umuz köyler da~ın kuzey eteklerinde.. su birikinti konileri üzerine .kurulmuş dağ ete ği
yerleşmeleridir.Köylerimizin güneyini Mastar Da~ı kuşatmakta )kuzeyde ise Keban Baraj Gölü~ne kadar uzanmaktadir. (Harita 2).
Araştırma alanımız Ddo~u Anadolu yüksek kütlesi içinde yer alan gerek iklimi, gerek toprak şartları bakımından farklı özellikler gösteren Uluova ha vzasr içinde yer alır.
Uluova .. da orografik yapının ve yükselti farkının tesiri ile genel iklim
elemanlarında meydana gelen bazı de~işmeıer ile, y'Öre ikliminin mahalli bir
karekter kazanmasına neden olmuştur. Araştırrrıa aıanımızda Akdeniz ikliminin de~işmişbaşka bir de~ işle gecikmiş bir benzeri görülmektedir.
Uluova ile da~lık kütle arasında nisbi fark ço~u yerde 1200 m:'yi
aşmakta ve yamaç e~imi %30- 50 arasında bir de~er göstermektedir. '(apı
. geçirgen oldu~undan üzerinde akarsu dranaj a~ı çok zayıftır. Geçirgenli~i iyi olan birikinti konileri üzerinde kaynaklar ortaya çı km ı ştır.
Alanımızda antropojen step karekter gösteren bir bitki örtüsü hakimdir. Yer yer görülen meşe toplulukları eski kuru orman kalıntılarının
ıspatıdır.
Yöremiz neolitikten günümüze kadar yerleşmelerin devamlı görüldü~ü bir alan olmuş sebze ve meyveciliğin gelişme gösterdiği
alanımızda Keban baraj gölünün :yapımıyla Uluova .. nın 11
o
km2 lik bir alanısular altında kalmış ve bu olay köylerimizde tanma da yansımtşttr. Keban Baraj Gölü
altı
ndatarımsal
önemi büyükalanlarkalmıştı
r.i
ncelemekt.e . :·olduQumuz köy\er\m\z\n
tarım \opra'k\ansular a\\\noa
kalmış fa'ka\,bugün
Keban Baraj Gölü"nde faydalanılarak geri kalan tarım arazisi sulanmaktadır.Eyüp Ba~lan Pompaj is~asyonu bu sulama işiniyapmaktadır
Alanımızda başlıca geçim kaynaklan tarım ve hayvancılık oldugu için) tarım ve hayvancılr~r etkileyen koşulla~ nüfusa da yansımaktadrr.
Nüfus, fiziki ve ekonomik olaylar her zaman birbirine bagıı katmasına ra~men köylerimizde Keban Baraj Gölü}nün tamamlanmasından sonra nüfusta bir azaıma görülmüştür. Bunun en büyük sebebi ise kuşkusuz; toprakları sular altında kalan ailelere verilen paratarla Elazı~ şehirmerkezine
olan göçün sonucudur.
1962-'de belediye olarak hizmet gören içme
1
960-'da toplam 2419 nüfuslu bir bucak merkezi durumunda iken bugün 1 990 sayımıarına göretoplamı1907 nüfusa sahiptir. Bu da bize gösteriyor ki aıa.nımızda önemli bir nüfus azalması görülfı~ektedir. Bunun sebebi de daha önce de belirttiQimiz gibi Elazı~ .. a göçün sonucudur. Bu nüfus azalması diğer köylerimizde de 1 970.. den sonra görülrııeye başlamıştır. Bugün ise köylülerimizin çogu köylerini bir yaz lı k olarak kullanıyorlar ve kı ş ları Elazığ-'a taşı nıyorlar. Şehir
merkezine uıaşımın sorun oımadıgı alanımızda bugün her türlü taşıma aracı
mevcuttur.
Yukarı da yerini ve kı sa ca özelliklerini belirtti~imiz alanımız da
co~rafi açıdan incelerneyi amaçladt~ımız bu çalışmamızın ana amacı fiziki ve beşeri olayları ve araları ndaki ilişkilerialanımız dahilinde ortaya koymaktı r.
Araştırmanın Amacı
ve
Araştırma Yöntemleri:Bilindiği gibi, yerleşme cograryası çerçevesinde yerleşmeıerJ kır yerleşmeleri ve şehir yerleşmeleri olmak üzere iki bölümde incelenmektedir.
Bu araştı rrrıanı n esası nı, kır yerleşmelerinin belirgin özelliklerini gösteren Korucu (Genefik).. Değirmenönü (Zenteriç).. içme,Yukarıbağ
(Şeyhhacı) ve Şehsuvar köylerinin incelenmesi oluşturmaktadır. Bu köyler içme Buca~ı .. na ba~lı köylerdir.
ülkemizde yıllardan beri, köye yönelik yapılan çatışmalar oldukça
sı nı rlı dt r. Sosyolojik amaçlı çalı şmaları
n
yanı nda .. çeşitli üniversitelerin ilgili kürsülerinde köyü çeşitli yönleriyle konu edinen etüd ve teziere derastlam~k mümkündür. Ancak1 985 nüfus sayımı sonuçlarına göre ~qqfusun ·
%
4 7
"sinin bucak ve köylerde yaşadı ~ı ve iktisade n faal nüfusun ise ·.·.ro 6~..
nıo
tarım kesiminde bu çalı şmalar oldukça yetersiz sayı dadır. -' ·~~-, .. ,
Kalkinma hamlelerininJ küçük birimlerinden başlanarak büyü·ğ:~
do~ru gidilmesi gerekti~i fikrinin IŞI~tnda .. köy yerleşmelerinin öncelikle .
kalkındinlması ve refah düzeyrerinin yükseltilmesi şarttır. Bunun
geçekleşmesi ... öncelikle köyleri iyi tanımaya ve ihtiyaçlarını tesbit. etmeye
ba~lıdır. Hemen her köy bir di~erinden farklı özelliklere sahip odu~undan ..
bunları n ihtiyaç duyduklan yatırım larda farkiılı k göterecektir. Köyleri birtakım özelikierine göre gruplara ay1
ra
rak incelemek ve ortalama problemleri ortaya koymak son derece sakıncalıdır. Bu nedenle bu tür çalışmalar sonucunda }'Öreye götürülen yatı nmıar..çok
defa başan s
ızlı k la rta sonuçıanmı ştır. Bundan dolayı .. köyleri ana gruplaraltında de1ilde .. içinde bulundukları ortam özellikleri ve sahip olduklan en küçük farklılıklarında gözönüne alınmasıylabu aksaklıklann da giderilmesi gereklidir.
~ Ekonomik ve sosyal kalkınma ilkeleri önde tutulan ülkemizde ve özellikle Do~u Anadolu bölgesinde.. kalk ı nma yı etkileyen ekonomik ve
tarımsal gelişmenin yanında.. yerleşme co~rafyası çerçevesinde köy ve
köyaltı yerleşmellerinin araştırılarak incelenmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devletiinde ~özellikle planlı dönemegirilmesinden bu )"2na köy ve
köylü meseleleri öncelikle ele
atı nmıştır. Ne var kiJ köy toplumunun sosyal ve ekonomik yönden kalkınma planıarında gösterilen ve belirtilen seviyeyeçıkartılması} kısaca modern bir toplum karekterine kavuşturulması .. köye götürülen hizmetlerin daha verimli .. ihti]ıaç ve şartlara daha uyumlu bir hale getirilebilmesi için.. herşeden önce köyün sosyal ve ekonomik özellikleri
hakkında birtakım bilgilere sahip olmak gerekir. ( KARABORAN .. 1987 .. S.43-56)
Bu bakış açısıyla .. birçok co~al\;a bilim adamlan çeşitli araştırmalar yapmışlar ve gerçekte yapılması gereken bu araştırmalarına ışık tutucu eserler yazmışlardır. (ALAGOZ .. 1 946; iNANDIK 1950 .. 1958; DONMEZ ..
1960; TUNÇDiLEK .. 1964)
Bütün bunlardan yola çıkılarak Türkiye .. nin sos:yal ve ekonomik
kalkınma gayelerine yerleşme co~rafyası ve bölge planlaması çalışmalarına katkıda bulunmak gayesiyle Yukarı Fırat Havzası .. nda Elazı~ iline baglı beş
köyün incelenmesi tercih edilmiştir.
Bu araştırmada .. yöre ile ilgili olarak daha önce :yapılan bilimsel
çalışmaların (Sergün .. ümit .. TONBUL
s ...
Karaboran H. H ... Akkan .. E ... vs.)ışıgı altında birşeyler ortaya koymaya çalışacagız.
BiRiNCi BOLOld
1. FiZiKi COGRAFYA
1- Yeryüzü Şekilleri :
inceleme alanımız olan Mastar DaQı (Kuzey etekleri); Güneydo~u
. Toros 1<1vnm sistemi içinde yer alır. Güneydogu Toros kıvrım sisteminin kuzey kenan boyunca; Elbistan~ Malatya~ Uluova, Bingöl~ Muş~ Van Gölü ve Gevar depresyonları uzanır. Mastar oagı içinde bulundugu kıvrım
sisteminin uzanışına uygun olarak; kuzeydo~u- Güneybatı uzanışı ile Uluova depreyonunu güneyde Hazar Gölü_depre?yonundan ayırrrıaktadır (Erinç~1953, S.111).
G. D. Toros kıvrım sistemi içinde yeralan depresyonlar dizisine dahil bulunan Uluova; oluşum bakımından Alp O rojenezine ait kıvrımlı da~ların
kenar çukurluklarından biridir (S ergün~
O.
1 975.s.
11).uıuova)nın yüksekli~i 845 m. ile 1
no o
m. arasında de~işmektedir.Güney ve Güneybatı da ovayı 1000 m. eşyükselti egrisi çevreler. Buna
karşılık ovanın en çukuryeri olan Murat Nehri vadisinin yerleşmiş buluduğu
kuzeydogu köşesinde yükselti 80
o
m.~ye iner ( AkkanJ EJ 1 972JS. 1 83) . (Keban Baraj Gölü tarafından işgal edilmeden önce ovanın en aıçak kısmı800 m. dolaylarındadır).
ovanın yaklaşık 1/3 .. e karşılık gelen 11
o
km2 .. si Keban BararıGölü suları alttnda kalmıştır. uıuova}nın çevresini güneyden kuşatan Mastar
Da~ı)nda ise yükseltiMastar. Tepe) de 2171 nı.1
yi bulmaktadır. Bu kadar kısa
bir mesafede yükseltinin bu kadar artması çevrede e~imin fazla olmasına
sebep olrrıaktadır. inceleme aıanırrıızda şu morfolojik bölümler ayırt edilmektidir: Bunlar tek tek ele alınıp yapı sal özellikleriyle anıatılacaktı r:
a- Da~ıı k alan ve üzerindeki vadiler b- Birikinti konileri
c- Ova
a- Da~lık alan: Uluova depresyonunu güneyinde bulunan Mastar
Da~ı K.D. G.B. yönünde uzanışlıdır. Tamamen maden karmaşı~ı ( Orta Eosen) ve Hazar grubu (Maestrichien- Pa.ıeosenrna ait çökellerden meydene gelmiş olan Matar Da~ının başlıca yükseltileri güneyden
kuzeydo~uya gidildikçe artı ş göstermektedir.· Güneyde Oedeboyn~f!':*'ep~·-.
f~··. " \ ~ '" ,. .. ·:·
1358 m. J Yari tepe 1953 m. olup ovaya do~ru ( kuzeyde) ~lfep~lerin"·, ..
f,'i,
~:r·
~-"
4 ~
içme dolayianndaki bulunan andezitleroldukça kınkil ve çatiaklı dır.
Korucu da granitler andizitler arasında görülür. Andezitler ayrışma ve
aştnmaya dirençli olduklanndan belirgin bir topo~ratya oluştururlar (Erdem.
E.1987).
Yukarı içme - Şehsuvar arasında serpantinler ayırt edilir. Mastar
Da~ı nı teşkil eden fa b ro- diorit ve serpantinler kretase filişleri ile beraber bulunur (Uiuova ve Elazı~ ovalan Hidrojeoloji Etüt Raporu 1970 s.13).
Mastar Da~ı üzerinde karstik bazı şekiliere de rastıanmaktadı r. içme,de Mastar Da~1 eteklerinde lapyalaraJ mağaralara ve dolinlere
rastlanmaktadır.
Mastar Da~ı üzerinde vadilere göz attıgımız zaman; vadi
yo~unıugunun düşük oldugunu görürüz. Buradaki vadi yogunlugu kilometrekareye 1 O km. gibi düşük bir de~er gösterir.
Vadi yogunnıugu; yapı J jeomorfolojiJ iklim ve bitki örtüsünün etki derecesine göre şekillenmektedir. Alanımtzda genelde sızma fazla
olduğundan vadi yogunluğu da buna bağlı olarak düşüktür. Bunun yanı sıra
vadi derinli~i fazladır. Bu da yine kalkerli yapının sızrnayı fazlalaştı tmasına bağlı olarak gelişir. Ayrıca kalkerli yapı akarsu yogunluğunu da zayıflatrnıştır.
b- Birikinti KonHeri:
Araştırma alanırrıızda tv1astar Dağı ile Uluova tabanı arası nda birikinti konileri te şekkül etmiştir. o van ı n güneyine rastgelen bu birikinti koniler fazla gelişmemiştiL Yamaç e~iminin fazla olması J kendilerini oluşturan
materyalin kaba unsurıu oluşu buna neden olmuştur. Ayrı ca alanımızda birikirıti konileri birbirlerinden ayrı olarak gelişmemiştiL Bu birikinti konilerinde kum) çakıl) az kil ve siltten meydene gelen alüvyonıar) ova tabanına inildikçe materyalierin boyu küçülmektedir. G eçirgenli~i iyi olan bu birikinti konileri büyük miktarda su depo etmektedir. Bu nedenle inceleme alanımızda köyler bu birikinti konileri üzerine kurulmuştur. Bu depo edilen su birikirıti konilerinin eteklerinde kaynak olarak ortaya çıkmaktadır.
c- ova: Araştırma aıarıımızda birikinti konileri- üzerine kurulmuş
olan köylerimizin toprakları o vaya kadar indi1inden dolayı o vaya da bir göz
atalım:
Uluova) Do~u Anadolu}nun di~er birçok ovası gibi sınırları belirgin birmorfolojik ünitedir ( Akkan. E- 1972,
s.
182). Kuzeybatı da Meryem.oa~ıeşi~i sahası
ileElazığ Ovasr~ndan ayrılır.
Kuzeyde Hasret0~~-,J
'g9neyde Mastar Da~t, Çelemlik oa~ı ve Sivrice Da~ı dizisi bulunur. :/Böyl~.ce·.?.vaMor1olojik birünite oluşturmaktadır. ovanınyüksekli~i 850-1
ooo
m. arasında de~işmekte olup, uzun ekseni 35 km. genişfigi 1o,
15 km.dir. Ova· 360-370 kilometrekare alan kaptamakta olup 11o
km2 Keban Baraj Gölü tarafındanişgal edilmiştir.
Uluova kalin alüvyonlarla örtülü olup bu alüvyonlar altında DSi (1966rnin yapmış oldu~u sondajların sonucu faylar tesbit edilmiştir. untarla birlikte ova nı n senklinaı karekteri gösteren bir çöküntü alanıdır (Akkan. E.
1 972. S. 1 82).
Uluova'daki kalın alüvyon örtüsünün derinli~i ovanın uzanış ·yönünde artmaktadır. Ovanın çoQu yerinde atüvyat örtüden katınlı~t 300-400
m.~yi geçmektedir. Bu alüvyon!arKuvaterner dönemine aittir.
Uluova:nın; Keban Bara.j Gölü tarafından işgal edilrrıesi sonucu inceleme alanımız içinde bulunan köylerintarım arazilerinin büyük bir kısmı_ sular altında kalmrştır. Bu ise ekim alanlanndaki daralmaya ba~lı olarak üretimi düşürrnüştür.
2-iklim:
i
n eelerne alanımız, Do~u Anadolu Bölgesilnin Yu kan Fırat Bölgesilnde yer almaktadır.Türkiyelnin en yüksek ve da~lık bölgesi olan Dogu Anadolu Böges(nde «yükseltileri batıdan do~uya do~ru artan) birbirine parelel da~lar ile, arasına sıkışrrıış ve birbirinden belirgin eşiklerle ayrılmış ova lar« şeklinde
karekterize edilebilecek morfolojik özellik) coQrafi konum ve deniz seviyesine göre yükeltinin yer yer büyük de~işiklikler gösternıesine ba~lt olarak birbirinden farklı iklim tiplerine rastlanmaktadır. Başka bir ifade ile esas itibariyle bölgenin yer şekli özellikleri ikiimin batı dan doğuya do~u daha karasal bir karekter kazanmasını sa~larkenl biri diğerinden oldukça farklı
yöresel, lokal ve mikroklima alanları do~urrnuştur. Sonuçta, bölgede birbirinden değişik çeşitli iklim tipleri ortaya çıkmıştır (Tonbul 1 S. 19861
S.275).
Do~u Anadolu BölgesiJnde « Yukarı Fırat bölümü « içinde araştı rrııa
alanımızın yer aldı~ı Elazıg ve çevresi bölgenin di~er yerlerine göre daha
farklı ve daha elverişli bir özellik gösterir (Ak kan. 19721 S.1 88) . Ortalama yükseltinin di~er bölümlere göre daha düşük olması, orta yükseklikte,kJ 9a~ ve platoıarın ve alçak depresyonlann yaygın olrrıasıl Güney,qo,ğu,
Toros'ların güneyi duvar gibi koruması tv1aden oluğu ve Kömürhan Bo~azı
gibi geçitlerJ özellikle kış mevsiminde güneyin daha tlık ve nemli havanın
yöreye sokulmasını sa~ıar bunlara ba~ll olarak yöre iklimi ,özellikle
kuzeydo~u bölümüne göre daha ılıman bir yapıya bürünür ( TONBUL. SJ 1 986 S. 275).
Bütün bunlara ba11t olarak tektonik oluşumlu bir ova olan Uluova .. da . da orgorafik yapınin ve yükselti farklannın tesiri ile genel iklim alanlannda meydana gelen bazı de~işmelerJ yöre ikliminin mahalli bir karekter
kazanmasını sağlamıştır ( sergün. ü.s . 18 ) . Araştırma alanımızdaki iklim özelliklerini belirlemek için mateorolojik verilere dayanarak en az 25 yıl lı k rasatlara başvurrrıak gerektiği için biz de Elaz1~ mateoroloji istasyonunu
1980 ve 1985 .. e kadar olan rasat de~erlerini dikkate alarak~ ayrıca içme
Buca~ı .. nda bulunan ya~ış istasyonunu 1976 .. dan 1992 .. ye kadar olan rasat
de~erleri gözönünde bulundurdu k.
a) Sıcaklık: Elazı~ .. da 1 937-1938 rasat de~erlerine göre yıllık ortalama sıcaklık 13.0c (Tablo ·1 - Şekil1 ). Ocak ayı ortataması -o .1 Oc; ile
en so~uk ay, Temmuz ayı ortalaması :27.1 Oc ile en s1cak aydır. Yaz
aylarında sıcaklık 20 Oc üzerindedir (Haziran 25.2 Oc) Temmuz 27.1 Oc )
A~ustos 26.3ÜCJ Eylül22.2 Oc.)
Ocak ayı ortalamalarından tv1art ayına kadar sıcaklık yavaş yavaş
yükselmesine ragmen tv1arttan sonra hızla artar ve Terrımuza kadar devam eder. Agustosa gelindiginde sıcaklıkta az da olsa düşüş görülür ve Eylülden sonra bu düşüş hızlanır. Düşüş Ocak ayına kadar sürür.
Yaz nıevsiminde ortalama sıcaklık 25-6 Oc . Kışın 1.3 derece
sonbaharda 14.sOc ve ilkbaharda 11.30c dir.
Yıllık ortalarrıa sıcak lı gın aylık dagılışı na (şekil 1) baktı gımız
zaman; sıcaklı~ın mevsimlere göre çok farklı oldu{Junu gösterir.
Ortalama düşük ve ortalanıa yüksek sıcaklıklar} yıllık ortalama
sıcaklı{Ja büyük benzerlik göstermektedir ( Şekil 1- tablo 1 ). En düşük
sıcaklı{Jın yaz aylarındaki ortalamaları) ortalama sıcaklıkta 1 o Oc gibi bir
fazlalık gösterir. Temmuz ayı rrıaksirnurn ortalama ile ocak ayı minimurn ortalama sıcaklı~ı arasındaki fark 38.5 Oc gibi bir yüksek de~er göstermektedir. Yaz aylanJ yüksek ortalama sıcaktıklan ile, ,Jürı<lye
..
nin Güneydo{Ju ve Akdeniz bölgelerinden sonra ensıcak yöresidir~./Yorer)ıjzde
.. El eızığ'deVıllıkOrtelemeJOrteıeme VüksekSıcak11k1erın VıllıkG1 d1 ş1
-D- 'ı' ll. Ort. St c.
c-c
-t::: Ort .. Yü k.
st
cc-c
1949 yılinda 42 Oc Temmuz ay1 sıcakll~l Do~u Anadolu"dan başka hiç bir
yerde görülmemiştir (DM
i
GM bülteni .. 1974 ). 1972" de ise ocak ayında -22.6 Oc Sicakilk en düşük SlCakttktir (OMi
GM bülteni 1974).b)Don: 1937- 1985 yıllan arasındaki dönemin ortalamarına göre inceleme alaninda yılda
81-8
gün don olayına rastlanmaktadır (Şekil 2).Alanımızdayılın yedi ayında don olayı görülmemektedir. Don olayı Ekimde
başlamakta ocak ay1na kadar devamli bir artış, Ocaktan sonra devamlı bir aza lı ş laNisan ayı na kadar sürrrıektedir.
i
lk don olayı 14 Ekimdebaşıamaktason don olayı da Ni sanı n ikinci yan sı nda görülmektedir. sonbahar ve ilkbahr aylarındaki donlu gün sayısı 19 oldu~u halde kış aylarında bu
de~er 62"dir. Bu özellikleri ile Do~u Anadolunun donun en geç görülüp en erken sona edi~i y'Öresidir. Bu nedenle Ak da niz ikliminin tipik örneklerinden incir araşturna alanımıza sokulabilmiştir.
c) Bası oç ye Büzgarlar:
-Basınç: Elazı~ meteoroloji istasyonunu 40 yıllık ( 1941- 981)
verilerine göre yıllık ortalama basnıç 667- 5 milimetredir. Aylık ortalama
basınç de~erlerinin birbirine oranla az farkla düşüp yükseldi~i görülür. Minimum de~erlerini Temmuz ayında gösteren basınç, A~ustos ayı
ortalanndan itibaren önce hızlı, sonra artarak Kasımda en yüksek degerlne
ulaşmaktadır. Aralık- Temmuz arası yükseliş dikkat çeker. iki de~erarasında
fark ise 7- 3 milimetreyi bulmaktadır. Bu durum genel basınç koşullannın
mevsimler ara st nda gösterdi~i de~işikliklerden kaynaktanmaktadı r. Sonbahar ve kış mevsiminde basınç; yıllık ortalamanın üzerinde, ilkbaharda; ortalarnaya oldukça yakın, yaz mevsimi ise ortalamanın altında bir de~er taşımaktadır(Tablo 2). Basınçlaryıl içinde oldukça düzenlidir.
- Büzgarlar: Elazı~ meteoroloji istasyonunun 32 yıllık { 1949 -1 98-1 ) verilerden faydalanılarak 1 6 yönde esen rüzgarı n esip frekans yüzdesi hesaplanarak bir tablo oluşturulmuştur ( Tablo 3) . Tabloya
bakıldıgında; kışın dogu J di~ermevsimlerde ise kuzeybatı yönlü rüzgarların
daha çok sayıda estikleri görülür. Yaz mevsiminde etkin rüzgar yönünün kuzey sektörlü olması.. genelde Türkiye ve Do~u Anadolu özelliklerini
yansıtır. Buna karşılıkJ do~u sektörlü rüzgarların kış mevsiminde daha çok
sayıda esmesi Van hariç, Do~u Anadolu Bölgesinin di~er merk.ezlerinde görülmemesiyle ilginç bir karektere sahiptir ( TONBUL. 1986,
s· ..
·23:J)·.'·~:.··
..Yillik ortalamalara göre etkin rüzgaryönleri% 35 fry,kanst_ile·
~j'49..:.590 80 70 60 50 40 30 20 10
o
1]Donlu Gün 1 eri n Ort el em e Aylı k Dağılı m1
Donlu Günler ort.
Rüzgar Esme fönü J.~ NNE NE ENE E ESE SE SSE s
ssw
SW :nsw w . WN1VNW
\ .. i~fi}Y ~:.,"" .; I~~;
1
6.1 1b.6ı
i 1 4.5 tl. J !!
).4! ).61 ı ı ! 10.8 i 8.9 i 1 : 1 1 i 13.511 1 10.o
i
. ı 11.8 ı 10.3 ı 2.7ı
5.8 5.7 4.0 2.4 1.8 3.6 3.5 7.) 8.7 7.2 4.9 J.Oı
3. J liı
).2 ı 1!
3.4 i 4.6 1 i ı 1 9. 2 12.8 9.8III lif :r ., I i f i i i I:c :{
5.9 6.2,5.1 : 5.3 i 7.9 6.8 7.9 10.0 5.0 ).7 ).7 i .1.9 ı ı 4.0 4 • --, 1 4.7 . 6.9 .1.8 4.9 J.l 1 2.2 i J.O ... ı -· "j 4.0 ıi.J 1.2
a.g
1 6.3 2.7 ! 1.6 1 2.1 3.0 4.5 8.2. 8.0 6.3 2.2 7.8. 9.3 7.7 ! 4..0 6.2 5-515.5 ' 4.5;5.61'
d,J : 2.4 ı j 1 5.3. 5.217.4: 2. 8 i ! 2. 6 ; i 4 .o 1 1 5. 6 ı ı 9. 2 1 ).7 2.5 4.6 5.6 7.5 3. 7ı
i ı 4.4 5.5 8.2 ').5 3.0 4.1 ).3 2.) 6.0 9.0 18.0 12.1 ı 10.5 ı 8.8 115.4'
1 1 ı ; 1.3 ; 1.4 2.1 7.1 1.4 1.9 1.6 ).0 2.6 J.l 5.5 8.5 19.3 19.9 2.3 i ı ı ı ı. 6 ' 2.7 1 i i ı 2.7 ı 1 4.5 ı ı J. 6 i ı 6.4. ı 1 ı 8.3 j18.3j1a.o
2.4 : i 2.J ).7 i ! 4.d 3.9 ).7 4.0 i ).7 ).8 J.6 ' 5.8 ı i!1o.o
ı 114.41ıı1.3
ı
! ıı
ı
).8 ).8 4.2 7.9 14.2 10.8 5.6 ı 7.518.8 114..0 116.9 114.0 113.2 1 9.2 XI XII !iıl.Or. 8.5 6.0 6.9 1.a · 5.3 ,ı.a 5 . 9 j • :ı J . ·j 10.2 12.2 6.2 7.8 1J.J 6.3 7.2 :11.5 6.3 5.9 5.9 4.2 6.1 5.4 4.1 2.7 ).5 li .ı 2.9 ).3 J.J 2.8 2.0 3.0 3.4 ! 3.3 4.7 ! i 6.2 i 3.1 6.8 6.6 1 6.5 '12.0 7.2 8.5 5.3 ;12.3 i 8.8 i10.7 1SW 20 ~sis= 0.5 cm.
s
·NisanYILLIK
s
Ns
Temmuz
. ., sow
ve% 23 degerille 59 E' dir (Şekli 3).ElaztQJda rüzgar deQerlerine bakttQtmız zaman yıl içindeki gidişinde
büyük .farklar yoktur. En hlZII rüzgar Haziran ayında 30.3 kuvveti ile
kuzeybatı dan} en düşük deQer ise yazın AQustosta 20.9 m . sn şiddetinde batı güneybatı yönlü rüzgara aittir.
d ) Nemlilik: Elazığ meteoroloji istasyonunun 44 yılttk (
1937-1981) verilerine dayanılarak oluşturulantablo 4 incelendi~inde;
Aytar ll lll IV V VI V lt VIII IX X Xl XII Yılttk Ortalama _Nisbi 77.3 73.8 65.0 55.5 47.0 34.1 27.7 27.7 32.7 48.5 67.7 77.0 52.7
Nem%
Tablo 4. Ortalama Nisbi Nem
%
Ortalama nisbi nemin yıllık gidişindeJ tam anlamıyla . sıcakttk gidişinin bir simetrisini oluşturrrıakta olup maksimum de~erlere so~uk
dönemde minumum de1erlere ise st cak dönemde erişilir. SI cak lı k gidişiyle
nisbi nem gidişiyle karşılaştlrıldı~ında Kasım ayı Mart ayında daha yüksek bir ortalama sıcaklı~a sahıp oldu~u halde} nisbi nemi daha yüksek Temmuz
ayı ise a~ustos ayından daha yüksek bir ortalama sıcaklı~a sahip oldu~u
halde J eşit de1erde nem oranı içermektedir. Halbuki} ters orantıli bir durumun olması beklenirdi.
O
halde bu ayların nisbi nemyüzdeleri üzerindeJsıcaklık faktöründen başka bir faktör etkili olmaktadır. Buharlaşma ve ortalama rüzgar hızları ile ilgili tablolara bakıldı~ında, Mart ayındaki buharlaşma ve ortalama rüzgar hızı nı n} Kast
m
ayı na göre daha fazla oldu~udikkat çeker.
Alanımızdaki ortalama nisbi nem ( %52- 7) oldukça küçük bir de~er
göstemıektedir. Oyleki.~ iç Anadolu}da dahil Türkiye~nin hiç bir bölgesinde
araştımıa alanı ve Güneydo~u Anadolu} daki kadar minumumlar görülmez. Bunun nedenini yaz ile kış arasındaki nisbi nem farktarında aramak gerekir.
e) Ya~ı ş: E laz ı~ ve çevresinde J Akdeniz ya~ı ş rejiminin de~işmiş J
başka bir deyişle gecikmiş bir benzeri görülmektedir. Kuşkusuz bu durum.~
planeter ve co~rafi faktöre ba~lıdır. Yine aynı faktörler .. yöne ya1ış
koşullarının içinde bulundu~u Do~u Anadolu Bölgesi ve komşu o1du~u
bölgeterden farklı bir şekilde belimıesine yolaçmıştır (TONBUL. S. 1985. S. 206).
Elazı~ meteoroloji istasyonunun 1931- 1985 yıllan_.~arasındaki
va sat
de~erlerine
göre
yillık
ortalama:ya~ış
429.1 mm.}· dir ..Jt*g.iŞYn;.?Yiara
r@ "
J"~;:~.;:~J~ri!r
da~IIIŞI düzensizdir ( Tablo 5) ( Şekil4). En ya~IŞII ay nisan ( 67 mm.) J en
kurak ay ise agustos ( 1 mm) dir. yagıştaragustotan sonra artmaya başlar ve nisana kadar devam eder. Nisandan-Hazirana kadar yavaş yavaş düşüş gösteren yagış, hazirandan sonra hızlı bir alçatma ile Agustos ayında en
düşük de~ere ulaşır. Buna göre yıl içinde 176 )5 mm. ya~ış miktan ile ilkbahar; % 41.2 lik yıllık yagışta payı ileen yaQışlı mevsimdir. Yaz aylarının
toplam ya~ı ş miktarı 1 5.5 mm. olup % 4 gibi düşük de~ere sahiptir. Kı ş
sonbahara göre daha yagışlldır. Kış ayıarının toptam yagış miktarı 135.8
mm. ile
%
31-7 lik
paya;
sonbahar
aylan nt
n toplartil
ise 90.3
ttirtıolup
%
23
lük paya karşılık gelmektedir (Şekil4).
Elazı~ .. da 429.1 mm. lik yıllık ortalama yc.1.~ış şüphesiz reliefe ba~lı
olarak inceıerrıe alanı içinde farklı bir dagı lı ş gösterrnektedir. Uluova gibi depresyonlar 300 mm. dolayında oldukça düşük miktarda ya~ış alırken .. 2000 m. yi geçen dagıarın bu metreden yüksek bölümleri yer yer 1
ooo
nını.ye varan ya1ış de~erleri ile oldukça ya~ışlt alanlar olarak belirmektedir ( TOf\lBUL, 1 985.S. 211).
içme köyünde bulunan ya~ış rasat istasyonunun ·1 976-·1993 yıları arasındaki yaptı~ı rasatıara baktıgımızda; (Tablo 6 ) yıllık ortalama yagış
miktannda düşüklük görülmektedir.Eiimizdeki bu veriler 17 yıl gibi kısa bir sürenin rasat ı olması nedeniyle gerçegi bize tam :yansıtmazken daha öncede belirtdigimiz gibi Lll u ova ve 20 o O m .. ye kadar yagı ş lar düşük miktan.iadı r.
Yagışın yıllar arası gidişine baktıgımız zaman belirgin bir düzensizlik görülür .. 52 yıllık süre içinde minimum ya~rşa, 156.4mm (1932) ile maksimum yagı şa 733 mrrı (1 976) da rastlanmıştır.
1-Kar \··ağı ş ları: E laz ı g ve çevresi Doğu Anadolu Bölgesi içinde en ·az karyagışı olan yerlerden biridir. Aynı zamanda kar yagışlı dönem, yıl
içinde daha kı sa bir süreyi oluşturmaktadı r.26 yı ll ı k rasat verilerinin
ortalamalarına göre, inceleme alanındaki kar yagışlı günlerin aylık dagııışı şekil 6 .. da gösterilmiştir. Bunlardan da anlaşıldı~ı gibi yıl içinde ortalama kar
yagı şii gün sayı sı 20-9 olup, bu deger bir ayı bile bulmaz. Kar yagı ş lı devre
Kasım ile Nisan ayları arasındaki döneme rastıamaktadır. Bununla biriikti Nisan ve Kasım aylırandaki kar yagışıı gün sayısı bir günü dahi bulmaz.Kar
yagışlt devre içinde en yüksek de~er, aşa1ı yukarı bütün Türkiye} de oldu~u
gibi Ocak ayına aittir.Bu ayı Şubat izler. Bu iki ay 13-5 gün ile yıllık yagışın
%65 .. ini oluşturur. Aralık ve Mart aylan da Ocak ve Şubat}a. 9,9r.e;_.yüksek olmamakla birlikte yine de yüksek de~er gösterir.Ekim ayınqa.:_.yüksek yerler
/( .. ·.~,·· /.. ' .... 1;
l l
'• ~ '
Elazığ ve i çme de V1ll1k yağı ş Mikterları mn Aylera Değıl1 ş1 450 400 350 31)0 250 200 150 100 so o
o
ş 11 N M H T E E K A V11l1kElazığ'de Vıllı k V ağ ı ş Tutarı nı nMevsimlereDağlll ş1 Ele:zığ mm 22.6:2~ 31. 1496 4.2:21! 42.0:21!
hariç karya9ışı görülmez.
2-YaQış etkinliQi : Araştırma aıanımızda nemlilik veya kuraklık koşullarından .. nemli ve kurak devrelerin uzunlu~undan ve bunlann özelliginden .. yani yagış etkinliginden bahse_dilecektir.
Ya~ış etkinli~ini ortaya koymak için, çeşitli araştırmacılar tarafından degişik formüller ortaya konmuştur.Bunıardan yagı ş-sı cak lı k ilişkisine
dayanan DE MARTONNE, KOPPEN ve Türkiye koşullarına en iyi uyan ERiNÇ.formüilerini ve ya~ış- buharlaşma ilişkisine dayanan THOR~lTWAiTE formüllerini kullanacagız.
DE MARTONNE formülüne göre (1926) yıllık kuraklık indisi değeri 19.0 dtr.Bu konu ile ba~lantılt haritalarda inceleme alanı 15-20 eğrileri içinde
kalmaktadır(Erinç,S.1985.S.359.w.) Yani alanımız yarı kurak bölge sınırman
içinde bulunmakta , fakat yan nemli -yarı kurak sınırlan olan 20 de(Jerine oldukça yakın bir indis değeri gösterir.Şekil 5 'e bakıldıgında ; yıl içinde kurakilk veya nemlilik oranı ; mevsimler. hatta aylır arasında büyük
değişiklikler gösterdiği görülür. Yörede ; Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül
ayları kurak ;Ekim ayı ise yan kurak~ tvtayıs ayı yan nemli ve Kasım, Aralık,
Ocak- Şubat- Mart ve Nisan ayları ise nemli geçmektedir. Bu durum ile
araştımıa alanı Akdeniz iklim özellikleri göstermektedir. KOPPEN(1922) formülüne göre~ yillık yağış tutarının % 65'i nemli devrede görülmesine ra~men .. ne soguk devrede ne de sıcak devrede
yagışların % 70 tten fazla olmadıgı anlaşılır. Buna göre inceleme alanı
Akdeniz iklimi içine girmekte fakat kışlarındaha so~uk geçmesiyle ondan
kısmen ayrılır.
ERiNÇ (1965Y in it# Ya(Jış Müessiriyeti» formülü yöre için 23.5 indis
değerini vermektedir. Buna göre araştırma atanı yarı nemli bölgeler içinde y.enr almaktı ve yarı kurak , yarı nemli sınırına oldukça yakın bir degerde
bulunmakmtadır. Bu formül Elazıg'a ait verilere uygulandıgında, yagış
etkinliginin yıl içi gi<~işi tablo 7' de görülmektedir.
Aytar ll lll IV V VI VII VIII IX X Xl XII YILLIK
KURAKLIK 240 152.4 68.4 48 27.6 6 0.8 0.4 3.6 20.4 48 111.6 23.5
Buna göre
Aralık~ Ocak~ Şubatve Mart aylan çok
nemii,Nisan,
Kasım ayları nemli, Mayıs ayı yarı nemli, Ekim ayı yan kurak ve diger üç yaz
ayı ise kurak geçmektedir.
THORNWAiTE fomtülüne göre ise y'Örenin yıllık indisi (-6 ) olarak . bulunmaktadır. Bu açıdan almamız kurak- yan nemli sahada (Cı) yer
almaktadır. Yöre için iklim tipi Cı ,Bı,S2 ,Bı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu
formüle göre yöre kurak -az nemli , birinci derecede mezorterrrıal,su no k sanı yaz mevsiminde ve çok kuvvetli orta derecede kuvvetli orta derecede
kontinental ve yaz aylan PE degeri % 55 olan bir iklim
hüküm sünmektedir(Tablo 8,Şekil6).
Bütün bunlardan sonra yöremizde hükürrı süren iklim tipinin N
karasali ı k la genel karakterli kı sm en bozulmuş Akdeniz iklim tipi» oldu~u
sonucuna varılır. (TONBUL.
S.1985.S.247)
Keban Barajı nı n yöre iklimi üzerindeki etkilerine göz
attı~ınızda;Baraj yapıldıktan sonra yöre ikliminde bazı de~işmeier görülmüştür. Ancak bu de~işim ve etki fazla olmarı .... ııştır.1·1 yıllık periyodun
yetersiz oluşu nedeniyle gerçe~ei bize tam yansıtmaz. Etkinin daha belirgin
olarak kendini göstermesi için uzun bir süreye ihtiyaç cardır ( TO~~BUL .S.1 986.S.291 ).
3.HidroQrafya :
o.rtaıama yıllık ya~ış miktarının 43.0 nırrı. cıvarında oldu~u yörerrıizde ,ya~ı ş ı n büyük bir miktan birikinti konilerinden ve diger geçirgen
tabakalardan süzülerek yeraltı suyuna dahil olnıaktadı r. DiGer kı sm ı ise
yagışıı devrelerde topografik egime uygun olarak o vaya inmektedir.
a)Akarsular: Araştırma alanımızda akarsu a~ı fazla gelişmerrıiştir.Daha önce de belirttiginıiz gibi incelerne alanımızda zeminin
geçirimli bir yapıya sahip olması nedeniyle yükseklerde akışa geçen sular
birikinti konilerinde sızrrıa sonucu yeraltında depolanı rlar.Aianımızdaki
dereler uzun boylu derelerdir. Bunların çok geçirgen kalkerli yapı ve fazla
egim nedeniyle uzun boylu oldugunu söyleyebiliriz. Fakat fazla su
taşırnadıkları için ilk bakıldıkları zarrlan bunların birer sel yataGı olduGu
izierinimi uyanır.
Gerçekte de bu derelerin büyük bir
kısmı yaGtşlı mevsiumıerde şt.(taŞI)/aQ,"~el
~ :.', ~~ ·~:~ , ... ~~r.-~~ .. ~·l j ... 4 .,~~: .. ,., •yatakları dı r.Aianımızda akarsuları n rejirnirıi etkileyen en j5rte.:pı·U::.· ~~.~~'e
h
~ ~r>ı • .~:::;i \. '<t:;
l
1 " . . , ~./ . > .. ;;.'i 13 ;;.~ı 'c;..:.# .• :.~ö~·'!' .. CJPgeçirgenliktir. Araştırma alanırnızda Heringet çayına dökülen başlıca yan dereler:Cellikom D. J Besker
D. JBüyük Göl D. J Kuşkaya D. J Yukarı Ba~ D ... Şehsuvaran Dereleridir.
Bu derelerde akımin en yüksek oldu~u dönem ilk bahar
ayıdır.Çünkü yükseklerde eriyen kar suları bu dereleri beslemektedir. Yaz
ayı kurak geçmekte ve sonbaharda düşen yağışlar ise akıştan ziyade yaz
aylarındaki su açı~ını kapatmaya harcanmaktadır.
b) Kaynaklar: Araştirma alanımız kaynak bakımından oldukça zengindir. Karstik alanların geçirimsiz zeminlerle :yaptıgı kontaklarda .. sahadaki çatlak yapılarda.. dağ yamaçtarında.. birikinti konilerinin kil
tabakalarıyla keseştiği yerlerde kaynaklar mevcuttur.
Alanımızda en önemli kaynak alanı '('ukarı içme köyüdür. Burada bulunan iki önemli kaynakda 1 00 Lt 1 Sn gibiyüksek bir akın tespit edlrniştir. (Hidrojeoloji Raporu).
Ayrıca incelemelerimiz sırasında kaynak sularının bazılarının
kalitelerindeiyi oldu~unu gördük. içme Köyü rrıüshil suyu ve Genefik maden
sularının incelemeleri yapılmış
ve
içme Köyü rrıüshil suyunun sodyum klorüre e zengin bir su oldugu tespit e dim iştir. Terkibinde ayrı ca Nitrat .. Sülfat .. Bromür .. fosfat ve Arsenik iyonları da mevcuttur.(Hidrojeolojik etüt raporu)Koruca~ da bulunan kaynak bahçelerinin bitim yerinde Mastar Dagı
tna do~ru çıkıldığında Yelpınarı mevkii ( Şifalı su mıntıkası ) t nde
bulunmaktadır. Yel hastalıkianna iyi gelmeketedir.
Aşağı Bağ~ da kaynaklar Keban Baraj Gölülnü beslemektedir. Bu
kaynakların bir kısmı çeşme .. bir kısmı da havuz )'ap ılarak içme ve sulamada
kullanılmaktadır.
c) Yeraltı Sulan ; Alalınımızda yeraltı sularına göz attığımızda; Birikinti konilerinin üzerine gelen yağmur suları J tepelerden inen sel suları ve
sel derelerinin suları nı n bir kı sm ı süzülerek yeraltı suyu rezervlerine intikal eder.
DSi (1 969 ) tarafından yapılan arştırmada Uluova üzerinde yeralltı
suyu bulunduran ovadaki kil seviyelerinden biri Korucu Köyü dolaylarında tespit edilmiştir. Köylülerin açtığı kuyularda
6-7
m.
derinlikte su elde edlmiştir. Kil seviyesine karşı lı k gelmeyen yerlerde ise 1 2- 1 3 m. derinliğe inilidiği haldesu elde edilememiştir. ..::::·~}::,~;~:·~-~.--... :·
inceme
aıanımızda
bulunanköylerimizin hemen
hepsln~fe:~:;b.·.rta'ıama
15 ile 20 arasında kuyu mevcuttur. ~ıf
· .;:·:'.,_-::. _
.. ·,·_:'. ·
d)Keban Baraj Gölü ; Keban Baraj Gölü inceleme alanımız da oldukça geniş bir yer kaplar. Daha öncede belirtti~imiz gibi baraj yapımından
sonra Uluova 'nın verimli ve çok yönlü tarıma müsait olan topraklarının 1
1
3 'üsular aıtında kalmıştır.
Bu
durumdan incelerne alanımızdaki köylerdeetkilenmiştir. Bu nedenle Keb.an Baraj Gölü 'ne kı sa
ca
bir göz atmakta faydavardır.
Keban Baraj Gölü 1 974 yılında baraj setinin inşaatı bittikten sonra J
aynı yıl 4 ünite ile enerji üretimine başlamıştır. Baraj seti gerisinde 125 km.
uzunıu~unda 68.7 kmkare alanında 3-6 milyar metreküp hacminde olup Türkiyelnin en büyük yapay gölü rneydana gelnıiştir. YaQız havzası 64.1
o o
km kare olup 425 kmllik havza uzunlu~una ve 1 25 km2~1ik genişli~e sahiptir. Gölün en düşük k otu 820 )en yüksek k otu ise 845 m.dir.Keban Baraj Gölü~nden saharııızda Eyüp Ba~ıan~nda kurulan pornpaj yardtmıyla sulamada faydalanı lmaktadır.
Keban Baraj Gölü~nün ova lı işgalinden sonra tarırn alanı nda özellikle sebzecilikte önemli bir düşüş gözlenmiştir. (Yurt Ansiklopadisi
S.251 7) .Ayrı ca tarla ziraatinin :yanı nda bahçe ziraati önem kazarımı ştır.
4- Toprak Ortnsü: Bilindiği gibi belirli bir alarıda oluşmuş toprak örtUsüJ o alanda görülen iklim koşulları na , bitki örtüsü ne Jjeolojik yapıya )yeryüzü şekillerine ve nihayet insanı n doğa üzerinde gösterdiği faaliyetlere
bağlı olarak oluşur ve yine bu faktörlerin tek tek
ya
da gösterdiği özelliklere göre değişir. (( Bugünkü iklim koşulları (yarı kurak iklim ve ası ı bitki örtüsüne (kuru orrrıan) göre,araştırrna alanının hakim toprak tipini kestane rengitoprakları n oluşturması gerekirdi.Çünkü bugünkü iklim ve vejetasyon ikliminin ana özellikleri, bu tür bir toprak tipinin gelişmesine gerekli
kılmaktadır. Bununla birlikte bugün yer yer bazı alanlarda dikkat çekmekle beraber genelde kestane rengi toprakların yerini karıverengi topraklar alrnı ş
durumdadır. Bu durum pedojenik süreç içinde bazı faktörlerin araya girerek,kestane rengi toprakları n gelişirrıi ~/Önünde olan normal gidişini
deği~şikliğe uğra.ttığı veya degradasyona yol açtığını ortaya koymaktadır.
Degradasyon üzerinde etkili olrnuş faktörlerin başinda do~al ve vejetasyonu,
geniş ölçüde tahribe yol açan insan faktörü gelnıektedir (TONBUL.S.1985 s.348)
Sahamızda görülün toprak tiplerini) Topraksu tarafı ndan
hazırlanmış olan (( Elazı~
ili
toprak Kayna~ı Envanter Raporu-t9.7.B ...
den... • .,, ,' •·
~rarlanarak
ve
arazi
gözlerrıterirnizedayanarak
belirlertıeyeçali şaca~ız.Şimdi bu topraklan n özellikle dagı- 11 ş lan nı açı k lamaya çalışalım.
(Harita5)
A- A.zonal Topraklar:
a)Aiüvyal Topraklar: Yöremizde bu topraklara ova tabanına do~ru inildikçe sel sulannın hızıarının kesildiGi, hafif meyille ve düz sahalarda rastlanmaktadtr.Jeolojikdevirlerden sonra oluşmaya başlamalan nedeni ile toprak teşekkütüne yeterli zamanın kısaııgı toprak horizonlarının oluşumunu
engellemiş ve meydana geldikleri ana kayaya yakınlıklan büyük ölçüde muhafaza edilmiştir. Bu topraklar, ana kayaya yakınlık gösteren azonal . topraklar serisine dahil edilmiş genç topraklardi r. (Sergün ..
ü.1
975 S.34) . .Azonal topraklar olması nedeniyle özel bir iklim tipine vejotosyonu yoktur. Her iklim ve vejetasyonasahip olabilir (Envanter raporu .. 1 978).Bütün Uluovalnın çevresinde birikinti konileri ve yarrıaç depoları
üzerinde meydana gelen kaba unsurıu ve çok geçirgen toprak tiplerinin
yeraldıgı görülür.
b) Kolloviyal Topraklar: Bu topraklar daGiı k-tepelik araziden taban araziye geçişteki etek şeritleri ve eski birikinti konileri üzerinde gelişmişlerdir.
Belirgin bir hori- zorılaşma göstermekle beraber profilde iki ayrı kat açık
görülür. Bu toprakları n geçirgenliGi iyi olup rengi çogu yerde koyu kı rrrıızı dır.
(TONBUL.1985.S.345)
Toprak haritasında da görüldügü gibi birikinti konileri üzerine
yerleşmiş köylerimizin top~kları nı n büyük bir kı sm ı nı kolloviyal topraklar
oluşturmaktadır.
B-Zonal Topraklar:
a) Kırrrıızı-Kahverengi Topraklar: Alanımızda kırmızı kahverengi topraklara Mastar Da~ı}nda rastlanmaktadır.Aianımtzda görülen bu
toprakları n renginde
beHrgjn
bir kırmızılık dikkati çeker. Kırmızı kahverengi bu toprakların bu rengi üzerinde muhtemelen feldisbatların bileşirrıindekidemirin oksittenmesi etkili olmuştur. (TONBUL.1 985 s.31 O) Bu toprakların
bulundu~u alanlar genellikle mera olarak kullanılmaktadır. Bu topraklar A(B)C horizonlu topraklar olup derinligi çogunlukla sıgdır .. Ana kayanın
ayn şma sı ndan teşek- kül etmiş bulunan C horizonu iyi gelişmiştir
5- Bitki
O
rtüsü; ".inceleme
alanımızda
toprak, iklim ve relief göz önüne?t.lındı~ında
sa ham ız bitki toplulukları nı n gelişmesine elverişli bir özellik göstermektedir.buna ra~men alanımızin b.ir step sahası görünümünde olmasının en büyük
sebebi asırlardan beri süre gelen orman tahriplerinin sonucudur.- Louis"" Das Naturliche pflanzenkleid Anatdiens.... adlı eserinde alanımızı kurakçti karekterli orrrıan alanıarı olarak gösterilmiştir. (Sergün.ü. 1 975 S.36)
Uluova .. yl çevreleyen sı rtlarda görülen orman kal ı nt ı ları bütün
bunların delilidir. Uluova ve benzer iklim şartlarına sahip bazı sahalarda} m eşe topluluklan nı n yer yer
1 O
o
O
metre ve1 O O O
metrenin altı na kadar indi~igörülmektedir. inceleme aıanımız Do~u Anadolu Bölgesinin büyük bir kısmı
gibi J tabii orman sahasına dahil oldu~u sonucuna vanlabilir. Yörede halen
mevcut meşe kaıııntılan önceleri bir orman örtüsünün var oldugunuJsonraıarı yapılan tahriplerle kalktı gösterir. Bugün sadece yamaç ve sırtlarda ancak
meşe çalılıkianna rastlanır (Sergün. o·ı 975.
s
37) . Bugün ortak Antropojen step özelli~i göstermektedir.Uluova .. da orman katı 900m. den orman üst sınırı olan
2000m:·ye
kadar çıkan kuşakta yer alır. Araştırma sahamızın en yüksek noktası olan
21 71
m. (rrıastar tepe) ile orman üst sı nı rı olarak belirlenen20
o
om . ler arasıise dikenli bitkiler katı olarak ifade edilebilecek olan yüksek da~-plato steb
alanı olarak belirir. Ancak bu kat saha içinde pek az bir yer kapladı~ı
göz
önüne alınırsa araştırma sahamızın hemen tümü orman kuşa~ı içinde
kalmaktadır .TONBUL .. un (1 985 s.355) belirtigi gibi« y'Örede önemli bir alan kaplayan 900-2000m. leri arasındaki bölümler do~al orrrıan alanı içine
girYrıektedir ... Alanımızda kuru orman formasyonunu rrıeydana getiren
a1açıar hemen her tarafta
20 O
Orn. ye kacJar olan yükseitilerde y·ayılmı ş olan m eşe türteri ( quercus in fectoriaJ q.cerris Jq.brantii ve q.libani) görülür . tv1 eşetürleri yanı sı
ra
fazla yaygın olrnamakla birlikte görülen yabani rneyve türlerinden ; alıç (craeteguj qronia) ile karaçalı (paliurusJspine-chistii)J çitlenbik ( celtis qustralis) ve sakız (pistacia terebinthus ) yer ai ır.Ayrı ca aıanırrıızda nadir de olsa Akdeniz flora elernanları nda oları
incir ( ficus carica
y
in görünmesi ( içme) de ) Akdeniz ikliminin bazıizlerinin yöremizde görülmesine bagıarıabilir.
Daha yukarılara çıkıldıkça ~Aeşeler yerini
Geven (
Astragalus) türlerinin yaygın oldu~u dikenli bitkiler katı başlamaktadır. Bu dikerıli bitkileryalnız bu seviyelerde de~il sahanın hemen her yerinde yaygın olarak görülmektedir.
Alanımızda sayı bakımından en fazla türü kapsayarı cins
Astragalus cinsidir. Bu bitkinin ilk sırada yeralması araştırmaalanımızın ·i ran
- Turan
bitki co~rafyası bölgesi içinde bulunması ve step vejetasyonunungeniş bir yer kaplamasının sonucudur. Bunların bazıları; Astragalus Campulorrhynchus, Mastarda~ kuzey eteklerinde 1 000 m. de, A. Cephalotes Kulu Tepe civarında 1350 m. de, A. Lucies ve A. Pinnatifidum ŞehsuvarKöyü yakınlannda 11 00 m. de görülmektedir. ( Harun Evren Doktora Tezi 1986
s.98). Gevan (Astragalus) dışında.c sı~ır kuyru~u (verbascum).ı kekik (Thymus kotsehyanus), sütle~en(Eyphardis).ı çobanyastı ~ı (Acantholiman) gibi bitkiler de yer almaktadır.
Alanımızda aynca
tay
kaynaklarının yer alması nedeniyle bukaynakları n çevresinde gür hi profil karekterli bitki topluluklan yer almaktadır.
Bu nemcil forrrıasyonu oluşturan ot su türler ile ağaçlar şunlardır: Beyaz Söğüt ( salix atba ) .. kavak ( papulus euphratica· ), i~de ( etaegnus)J Bö~ütlen (Rubus fruticosus ).c Nan e (me nt ha).
inceleme aıanırnızda bugün 1.400 hektarlık orman alanının büyük bir kı sm ı nı bozuk meralar oluşturmaktadır .
.... Do~ u Anadolu Havza Geliştirme Projesi"' adı aıtında Elazı~ orman
işletme tv1üdürlüğü tarafından başıatıllan Şehsuvar mikro - havzasında
ormancıtık faaliyetteri toprak muhafaza a~açlandırması.. mera ıslahı çalışmaları yapılmaktadır. Bu faaliyetlerden " Toprak muhafaza
ağaçtandırması 506 Ha. atan üzerinde yapılmakta ve kullanılan a~aç türleri quercus brantii.. q.libani.c q.infectoria, robinia pseudoacacia 'dır ibreli dikimlerde 1 O O Ha-alana Pinus sylvestris ve P.nigra dikimi .c yapraklı agaç dikimi faaliyetlerinde
21 O
Ha. alana quercus brantiiJ q. libanij ve q.infectoria dikimi yapılmaktadır. Orrrıan alanı içinde kaları 648Ha.1a ıslah
uygulamalarının bir parçası olarak tv1eşe Palamutunun nokta ekirni
yapılmaktadır .Bu faaliyetler halen devam etmektedir (DoGu ve Güneydogu Anadolu Havza Geliştirme Projesi )T.C.Orrrıan Bakanııgı} Elazıg Şehsuvar ~Aikro- Havza Planı).
iKiNCi BOLOtA
11 _BEŞERi
COGRAFYASI:
1-YerleşmeYerleşme /~insanların oturdu~u yer ile bunların yakın çevresinden
faydalanıldl~l topraklardır şeklinde tarif edilebilir (Köksai.A.1972.S.63).Tek evden köy,. kasaba ve şehire kadar her yerleşme daima kendinin kapladı~ı sahadan çok daha geniş bir saha kaplaı~n bir ekonomik faaliyet sahasına
rast gelir ve yerleşme noktalan ekonomik faaliyet sahalan dahilinde çok küçük noktalar halinde görülür .Yerleşme ve ekonomik faaliyet sahaları
sebep ve mekan itibariyle daima birbirine sıkı sıkt)"a bağlıdır (Tanoğlu .. A.1954.S.3). '(erleşmeıerin var oluşlarında tabiatın üstünlüğü ve coğrafi
etkinin önemini belirler .bu ise yerleşme ilkelerinin tayininde fiziki şartların
önemini kabul ettirir (Tano~lu A. 1 954 S.2 ) .
M esk en ve meskerilerin biraraya gelmesinden köyler .. kasabalar ve
şehirter meydene geler. Yerleşme yerıerinin seçilmesinde .. oluşumunda ..
gelişmesinde ve yapı tarzı nda co~rafi şartları n etkisi önemli rol oynar (Kök sal
A.
1972s
64). Yerleşme üzerinde bu tanımlarnalardan sonra çalışmaalanımtzda yerleşmelerin tiplerine yerleşmeye etki eden sebeplere
geçmeden önce bu alanda yerleşmenin tarihine bir göz atalırn.
a) Yerleşme TarihineGenel Bir Bak ı ş;
~Keban Baraj Gölü Altında Kalan Arkeotojik Yerleşmeleri Kurtarma
Projesi~ adı aıtında yürütülen kurtatma kazıları yaklaşık altı yıl sürrııüştür. Bu
kı sa süre içerisinde araştı rı lan yerleşmeler .. Eiazı ~ve yöresi ve Do~u Anadolu Bölgesi'nin bir bölümünün tarihini ve kültürünü büyük ölçüde aydınlatmıştır.
Bu çalışmalara
1
966 "da O.D.T.ü. Mirnarlık ve Restorasyon Bölümü ı 196 7-~deise i.ü. Prehistorya kürsüsü ile tv1ichigan üniv. t nin ortaklaşa oluşturdukları iki
ayrı ekip katıımı ştır. Araştı rmaıar sonunda saptanan yerıeşmeıerin kazılı rı na
1868.~ de başlanmış .. biunlara yerli yabancı birçok bilim adamı ve kazı ekipleri
katılmıştır. Çalışmaların bir kısmı 1974" te digerleride 1975" te baraj gölünün
dolmasıyla sona ermiştir. (Yurt Ansiklopedisi S.2489)
Bu alan paleolitik dönernden beri yerleşme alanı olmuştur. Bu
çalışmalar yöremize ait ilk yerleşmelerin tespitinde bize yardımcı olmuş ... eldeki verilere göre yöremiz bugüne kadar tarihi devirlerde birçok kavimterin hakimiyetine girmiş .. bu ka vimlerin medeniyet ve kültürlerine sahn~,-~JÇ(i.~_şt.ur. ,t;;·
~1,::~:-•f•-.;·,, ;_;·::.;.- .
tv1 astar Da
g
1 k uz ey i n d e, Alt ı n o va~ n ı n gü n ey i n d ei
çme~·c;·b'g:_ç~:~ü.l?i?f:
~
.,k
lfL
:·r
[\~
\.:: .... -;.-.:;... .•• .J .. . :·~· .. :...-,,~,.-~···J •..
· ba~ll De~irrııenönü .· (Zenteriç) yakınlarındaki rVBoytep€r" höyü~ündeki
buluntuıar
;Çayönü-
Diyarbakırve Cafer- Malatya çanak- çömleksiz Neolitik
Obsidiyen
buluntuıarına benzemektedir.Eiazt~Jda şimdiyekadar
saptanmışilk köy
yerleşmesidir.{Esin,
u.
1 981
JS. 19)
Çalışma alanımızdaki
eski
yerleşmelerise
AltınovaJdaki kazıçalı şmaları
nda ortaya
çı karı ımı şttr. Bu
çalı şmala ra göre höyüklerin
yerleşmetarihleri
şöyledir; NorşunTepe .. de ilk
yerleşmeson KalkoilitikJKorucu
tepeJdede Kalkoilitik dönemdeJ Tepecik höyüyünde en eski
yerleşmeson
Neolitik dönemineJ Tülin Tepelde ilk
yerleşme i.O.5000"e yani ilk kalkolitik
dönemine
rastlamaktadır. (Yurt .An s. ,
3.2490, 2491 }2492)E laz
ı ~..
ın
y-azı tıtarihiJ Hitit
tabıetlerindekibilgilerle
aydı nıatı lmaktadır.Bu dönemde y6rede önce Hurri-tv1itanni
e~emenli~ikurulmuşve bunu
çeşitliuygarlı
klar
izlemiştir.işuva,
Hurri- Mitanni, Hitit dönemi
:i.O.
2000 ..Ierde
işuvaülkesi, Orta
Anadolu Mezopotamya
arabındabir köprü durumunda idi. Bugün
Elazı~yöresini kapsayan ve kuzeyde Murat suyu}
batıcJave
güneybatıda Fırat'laçevrili alanda yer alan
işuva..
nınbu cografi konumu, gerek çivi
yazılı tapletlerı:.ienJgerekse son
yılllardaKeban Bölgesi)n(ie
yapılan araştıtrnave
kazılarıa kanıtlarımı ştı
r.(Yurt .A.ns.
s.
2493)
Elazı~
ilinin içme
bucagı yakınlarındaKorucu TepeJde
yapılankazılarda
(M. Yantoon ve H.G. Güterbock
tarafından)ele geçen
nıühürbaskıları
ndaki
önerrtl i isimler bu
ranın
i
şuva olabilecegini destekler
durun--ıdadı
r. ( ERT EM }H. 1 990 s.587)
E laz
ı~ve yöresinin, yani
i
şuva böl9esinin siyasal
açıdan
önerrıkazarınıası
Hurri- h··1itanni
Devıetrnin Yukarı ~A ezopotarrı]'a.. (ia
güı;lendiGive
~<.uzey
Suriye (de hak istemeye
başlandı~ıdönerne rastiar. Hititler'in de
aynıistekte
bulunmaları işuvaBölgesi"nin bir anda önem
kazanmasınayol
açmıştır.
Hitit ve
Hurri-Mitanıdevletlerinin
yanısıra, Asurıarda bu :yörelerde
etkinlik saglamaya
çalı şıyorlardı.('ı\Jrt.An s.
S.240 3)Hurri - Mitanni medeniyetinin
yıkılmasındansonra bölge Hititler'le
Asurıuıar arasında
mücadelelere sahne oldu (HauptmannJ H.
1971S.4-12).Keban
kazılarıHitit
sınırının Altınovave Murat
ırma~ı havz~ıarH)a~···,.ctek• • ·'. ,.;; . '-'1 .• -.
uzandı~ını gostermiştir.
(Yurt An s.
2494) · '-ii.O. 1200'Ierde Hitit
imparatorıugu.. nun
yı kılmasından son~:~.yöre.detv1uşkiler
eOemen
olmuştur.Hitit imparato1u1u)nun
çökmesiyleortaya
çıkansiyasi boşluk, çeşitli kavimterin Anadotu .. ya yerleşmelerine yol açmış ve
Muşkiler Yukart Fırat boylan nda Harput- Elaz1 ~ yörelerine yayıımı şlardı.
Uzun yıllar devam eden bu mücadeleterden sonra Yan Bötgesi .. nde ortaya çı kan "UrartularM
.O
.804 senelerinde bölgeyi işgaletmişlerdir.(Hauptmann,H.1971 S.4-1 2)
Norşun Tepe'de ortaya çıkarıtan Urartu yerleşmesi kalıntııan,Norşun Tepe ötesinde tüm Altınova Bötgesi .. nin Urartu
eğemenli{line girdigi yöredeki arkeolajik çalı şmatarla ı spatlanmı ştır.
Urartular
i.O.
vı.yy.da Asur,iskit ve Med .. ler tarafından akınıara u1radı ve tarih sahnesinden silindi.Oaha sonra yörede MedJier Perslertarafı ndan yönetildL
M.O. 358-338 senelerinde ise Harput ve ci van
i
ran hükümdarlı~ına bagıı bir Gayrimüslim beylik tarafından idare edilmiş ve bu sıralardaMakedonya Kralı Büyük
i
skenderin mücadelelerine sahne olmuştur.Harpurun Ege kıyııarnndan başıayarak Hindistan"ın kapısı sur "a kadar devam eden Kral Yolu üzerinde olması, yörenin hareketli bir tarihe sahne
oırnası nı n en büyük sebeplerinden biridir.
i
sk en der Hindistan"a yaptı gıseferler sırasında bu yolu kullanmıştır (.Hauptmaann; H. ·1971; S.4-12). M.O. lll .
y.;.
"dan sonra Harput ve dolayıarı tamenıen RornaıııarJ Partlar, Sasaniierarasında mücadelelere sahne oldu.Roma imparatorlu~unun ikiye bölünmesinden sonra 395- 518 yılları arasında Harput ve dola)/lan Bizans ve
iranlılar arasında, bazen iranltiarın bazende Bizansllların hakimiyetine geçmesine sebep olrnuştur. Bu .Arapların işgaline kadar sürdü. Darıa sonra ise mücadelelerTürkler ve Bizansi ı Iar arası nda olmuştur.
1
o
71 Malarzgirt Sa va ş ı ile Do~u Anadolu tarihinde önemli bir devrimbaşlangıcıkabul edilir. Bu devirde Türklerin eline geçen Harput ve dolayıarı Çubukogulları, Artuko~ulları zamanı nda biraz huzura kavuştu.
tv1.S. XIII . ası rda Selçuklular la Eyyubiller arası nda sa va ş lar yeniden
başladı ve bunu Mogollan"ın ve ilhanlıların bölgeye akınları takip etti. XYI.yy. da Dulkadiroğulları ile Akkoyunluların idaresine .. 1515 fde ise Osmanlı
topraklarına katıldı. XYI.asrın ortalanna dogru bölGede hukuki, idari ve iktisadi bakımdan bazı ilerlemeler görülmüş ve daha sonra
i
ran Şahı ismail'ino
sm. toprakları na taarruzu bölgenin istikrarlı hayata geçişini engellemiştir ..IV. ~Aurat devrinde bölge önemini tekrar kazanmış ve·· bu .. dönemde
bölge oldukça istikrarlı bir hayata kavuşmuştur.
Sultan
Murarınölümünden ll.
Abaü\ham\r\n tahta geçişinekadar ki
iki buçuk
asırlıkzaman içinde Harput tarihi ile ilgili önemli olaylar
yakından izlenememişXIX.
asır başındaise Rus
savaşıarıJ 1819 ..da
başgösteren
Yeniçeri
isyanlarıJ MısırValisi Mehmet Ali
Paşa..
nın isyanıile
Mısırordusunun
Anadolu içlerine kadar
yaytimasıbölge
hayatınıolumsuz yönde
etkilemiştir.Daha
sonralarıise Gayri müslimlerin ayaklanmalan
sürrnüşbu
huzursuzluklar Cumhuriyet döneminde dahi
rahatsızlıklar verrrıiştir.(Sözer .N.1969. S.48)b)Yerleşmeye
etki eden sebepler:
Yerıeşmeyi tanımlarken tabiatın üstünlüğü
ve
coğrafietkinin
önemini
belirtmiştik.
Yerleşmeler günürrıüzde
fiziki
şartıarane kadar
bağımlıysaTarih
öncesi dönemlerde de önemini her zaman
korumuştur.Neolitik .. te
Altınova..
:ya
gelenler
elverişlifiziki
şartıarta karşılaşmışlardır: kıvrılarakakan çaylar boyunca
koruıarJyamaçlarda ise
kışa dayanıklı meşe ormanlarıJ bunların arasında açık
alanlar
bulunmaktaydı.
Step haline
dönüşmedaha insan eli
(ie~meden başlanııştı.Kurak orman
sınırınınancak havza
kenarlarındakiyüksek
kısımıarakadar
indi~i
zamanlarda bile toprak
yerleşmeye elverişliydi. Co~ratyacıH.Louis}
kurak
ormanınbu bölgesini J özellikle aranan bir
yerleşme ortamıolarak
belirtmektedir. "Kurak ormanlarda
a~açörtüsünün
seyrekli~iaçma yaparak
boş
alanlar elde etmeyi
kolaylaştırrnaktadır.Bu
boş alanların açık tutulmasıda
kolaydır.Çiftçi
tarlasınıyeniden
a~açlandırmaya karşıkoruyabilir. Suralar
sürüımeyip
terk
edUdlğlndeise tekrar agaçlanabilir.
(K.eba.nProjesi
1 972S:60). Bütün bunlara
ba~lıolarak
araştırma alanımızdailk
yerleşmelerortaya
çı krrıı ştır.
Araştımıa alanımız Do~u
Anadolu
bölgesininYukarı Fırat BölürrıündeGüneydogu
Torusıarırı uzanışyönüne
bagııolarak
Güneybatı-Kuzeydo~u uzanışlıdır. Güneydo~u
Toros sistemi içerisinde yer alan Uluova
havzasını
güneyden Hazar Gölü
çukurıugundan ayıranMastar
oagı (21 71m)
UluovaJyıçevreleyen en yüksek
da1dır.uıuovalyı
çevreleyen yükseltilerin çok bariz bir
şekilde görülrrıesiJbu
ova
kenarlarındabirikinti konilerinin
teşekkül etrrıesineve kilce
zengin;--:'i~~eunsurtu temel
alüvyorılarınüzerinde iri taneliJ kili az kum
ve
,·çakıtıanqan. - -- . c . . \
oluşnıuş)
geçirimliliGi
fazla
alüvyonların belimıesineyol
açrnıştır.·
su"
geçirimliliGi
(PerTrıeabilite) bakımından farklıözellik
taşıyanbu
aıyvyonıanntemas alanlarında .. yani birikinti konilerinin eteklerinde çok bariz kaynak zonlan oluşmuştur. (Akkan, E. 1 972. S. 1 82 ). tv1astar Da~ı eteklerindeki köylerde bu kaynak zonları nı n çıktı~~ yerlere kurulmuştur.
Uluova~yı
1 000
m. eşyükselti e~risi çevreıenıektedir(E.
Akkan, 1972 .. S.183 ). Çalışma alanımız olan Mastar oa~t kuzey eteklerindeki içme .. Korucu, De~irrrıeönü, Y. Ba~, Şehsuvar köyleri de (Bak. Topografya haritası3) 1000 m. eş yükselti e~risine rast gelmektedir. Buraları n birer yamaç köyü
olması ve birikinti konileri üzerinde yeralmasının en büyük sebebi daha önce de belirtti~imiz gibi kaynak zonlan nı n buralara rast gelmesidir.
Yerleşmeler için hayati önemi olan su yerleşme yerterinin seçinıinde
ve bütün olarak yerleşme dağılış düzeninde tayin edici bir role sahiptir. Uluova ve çevresinde diger şartları n mü sadesiyle yerleşmeler toplu karekter
kazanmıştır (Sergün ..
rJ ...
1975 S.73)Yerleşmeye etki eden diger bir koşul da uıaşımdır. Elazıg- Bingöl karayoluna yakın olan köylerimizin ulaşım sorunu yoktur ve yerıeşnıelerin
kurulup gelişmesinde önemli olmuştur.
c) '(erleşme Tipleri: c-a) KÖ~:ll er :
Fiziki şartıardan reliefin) yerleşme ünitelerinin şekilleri üzerindeki tesiri bilhassa yamaç köylerinde daha etkin olrnuş ve onların ova tabanındaki
yerleşme ünitelerine nazaran farklı biçimlerde ortaya çıkmalarına sebep
olmuştur. Birikinti kolunileri üzerinde yer almaları nedeniyle. iki yamaçıa
sınırlanmış üçgen şekilli yerleşme üniteleri olmuşlardır. ( Sergün ..
ü.
1975. s. 87 ).....Cemaati .. ev topluluGu .. baG bahçe .. tarlaları .. hayvanları ve köy
halkının müşterek faydalandı~ı cami .. okul .. mezarlık .. yaylak .. kışlak, koru .. köy orta malları v.s .. ve nihayet bu yerleşme ünitesini di~eryerleşmelerden ayıran sınırıarı ile toplu kır yerleşmesi .. toplu köy .. kısaca sosyal birlik olarak KOY budur.·v ( TanoGiu .. A. 1969 .. s.272 )Bu tanıma göre incelemekte oldu~umuz bu
tanıma uymaktadır. Köylerirnizden içme 1962 yılında Belediyelik olmuştur.
Halen belediye olarak hizmet vermektedir.
Alanımızda yeralan köylerimiz daQ etegi yerleşmeleri olup, plansız,
birbirine uzak mahallelerden oluşmuş özelikler gösternıektedir (içme hariç). Bu köylerimizde görülen sık dokulu yapı çevreye doQru :bir·' ZiÇIItl)a göstermektedir. Köylerimizin toplu