• Sonuç bulunamadı

Başlık: İSHALİN FiZYOPATOLOJİSİ : BAĞIRSAKTA TONUS VE İYON TARNSPORT DEĞİŞİMLERİYazar(lar):SAĞMANLIGİL, VedatCilt: 42 Sayı: 4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000741 Yayın Tarihi: 1995 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: İSHALİN FiZYOPATOLOJİSİ : BAĞIRSAKTA TONUS VE İYON TARNSPORT DEĞİŞİMLERİYazar(lar):SAĞMANLIGİL, VedatCilt: 42 Sayı: 4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000741 Yayın Tarihi: 1995 PDF"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üni" Vet Fak Derg 42: 419-425. 1995

iSHALiN FiZYOPATOLOJisi:

BAGIRSAKTA TONUS VE

iYON TARNSPORT DEGişiMLERi

Vedat SAGMANLIGİL

Physiopathology

of diarrhoea:

alterations

in intestinal

motility and ion

transport

Summary:

lt was usually described that the diarrhoea is most commonly

caused by infeetion and can also be produced hy malabsorption

of hile salts or

fat and eertain honnone-secreting

tumorso Although interaetahle diarrhoea is

reported as the terminal state ofvietims

otlamine

and severe malnutritioıı, texts

on diarrhoea have surprisigly igııored the eoııdition.

A poor state of nutritioıı is often the key to the changes within an organism

which manifests as emaciation, ma rasm us, kwashiorkor, predisposition

to

infec-tion and diarrhoea. The associainfec-tion hetween diarrhoea and malnutriinfec-tion is one

of the most important elements resp011siblefor the morbidity and mortality rates

observed in infmıts and children in devetoping eOUlıtries.

Özet:

lçhal, çoğunlukla enfeksiyonlara

hağlı olarak oluşahildi,~i gihi salra

tuzları ve yaifların emilememesi sonucu ı:e haz ı helirli hormonları salgılayan

tü-mör/erin varlıifmda da görülmektedir.

Olümle sonuçlanan ishallerin genellikle

aç veya yetersiz heslenen canlılarda görüldüjfü bildirilmesine kar,çın, is/wl

ko-nusundaki klasik bilgiler bunları içermemektedir.

Beslenme bozukluğu sıkça organizmada zay~flık, "marasmus ",

"kwashior-kor" ve enfeksiyona karşı dayalllksızlıjfa neden olmakta, hunların devamı

ola-rak da ishali OlU,\fUnnaktadır. Geli,mıekte olan ülkelerde yüksek oranda görülen

bebek ve çocuk ölümlerinin en önemli unsuru is/ıal ve yetersiz heslenme

arasın-daki ilişkidir.

Giriş

İshaI. dünyada

ölümlere

yol açan en büyük

nedenlerden

birisidir.

Geli~mekte

olan

ülkeler-de yetersiz

besIenmeye

ve enfeksiyonlara

bağlı

olarak

akut

seyreder

ve özellikle

5 yaşından

küçük

çocuklarda

yüksek

oranda

ölümlere

neden olur. Hayvanlarda

da insanlarda

olduğu

gibi ölümlere

neden olan ishal, genç

hayvanlar-da erginlere

oranla daha büyük bir tehlike

olu~-turmaktadır

(8,41).

İshaI.

mide

bağırsak

kanalından

sıvı

ve

elektrolitlerin

aşırı kaybı olarak tanımlanmıştır

(25).

DIŞkl ile suyun atılımı kolondaki

emilim

kapasitesine

göre düzenlenmekte.

bu da

ileum-daki içeriğin

miktarı

ve bilişimindeki

değişik-liklere

uyum göstermektedir

(2). Ishalin

pato-fizyolojisini

anlamada

yararlı

olan

olgu,

onu

kolonun

koruma

yetersizliği

olarak

kabul

et-mektir

(61). Normal

fizyolojik

şartlarda

kolon

• Arş. Gorv. Dr.. AÜ Vcıcrincr Fak. Fizyoloj; Anabilim Dalı, Ankara.

ince bağırsaktan

gelen içeriğin

büyük bir

bölü-münü

tutmakta

ve küçük

hir oranının

(%

1

O)

dışkı

olarak

atllmasll1a

izin

vermektedir

(27,

6 I). Ince bağırsak sekresyonunun

ishalle oran

tı-Ianması her zaman için doğru değildir.

Bu

sıvı-nın

miktarındaki

değişiklikler

sonucu

ishal

oluşmayabilir

çünkü ishalin oluşumu

genellikle

kolon ik fonksiyona

bağlıdır (7).

Hastalığın

etiyolojisine

baktığımızda.

ne-denler arasında

~.teri¥eLeı:ıter.otoksinler,

anti-biotik kullanımı, -şeker hastalığı,

safra tuzları ve

yağ asitleri,

laksatifler.

yangı ve tümörler,

kar-bonhidrat

emilimindeki

150Zukluklar ve

beslen-me yetersizlikleri

sayılabilir.

Ozmotik is/wl: Ozmotik

ishal iki nedenle

oluşur. Birincisi:

genellikle

az miktarda

emilen

magnezyum

sjjlfat

veya

sitrat gibi eriyiklerin

çOKiİıiktarda

sindirilmesi

iKincisi ise; genellikle

iyi emilen besinlerin

emilimindeki

bozukluklar,

(2)

420

ömegın laktoz yetersizliğidir (11, 15, 23, 24). Dı~kının miktarı diğer bol sekresyonlu ishale göre daha azdır ve hasta aç kaldığında durur. Ayrıca sıvının büyük bir kısmını diğer ishaller-de olduğu gibi sodyum ve potasyum olu~turmaz

(39).

Antibiyotik kökenli ishal:

Geniş spektrum-lu antibiyotiklerin kullanımına - bağlı olarak ishal sıkça yan etki şeklinde görülebilmektedir. Bazı durumlarda ise, antibiyotik sağaitımının bağırsak motor aktivitesi üzerine doğrudan etki-si sonucu ortaya çıkmaktadır (42). Antibiyotik-lerin ishal oluşturmaları konusunda yapılan en mantıklı açıklama; geni~ sRektrumlu antibiyo-tikIerin kolonda karbonhidratları kısa zinclıTl

yağ

-as itl eri ne-sen tezley en baKteri popu las yon u-nü -azalttıklarıöif(2C 35;-36;-51

i.

i\İ1tibiyotik-lerleyapilan bağırsak perfüzyon çalışmaları, insan ve ratlarda antibiyotiklerin ağızdan veril-mesi sonucu net bağırsak sekresyonunun olu~-tuğunu göstermiştir (27, 76). Edward ve ark. (2L) yaptıkları

in vitro

kültür sistemi çalışmala-rında, geniş spektrumlu antibiyotiklerin uygu-lanması sonucu bakteriyel populasyondaki fer-mentatif kapasitenin azaldığını tespit etmişlerdir. Rao ve ark. (60) insan üzerinde am-pisilin kullanarak yaptıkları denemelerde, kar-bonhidratların kolonik ferme'llil_sy.o!!uQu1) anti-biyotik alımı sonucu bozulduğunu ve em il meyen karbon hidr:atl ::ırca_zengi n _gı daları n ishal riskini artırdığını vurgulamaktadırlar. At-lard~~~[caİıtitiiyotikıerden özelli~£-tet.-ra si kl!.!!!n _normaL doz-larda dahi su _k~ybına bağlı ölüf!lı~_ sonuç ı~n~}1_jshaıe _neden _olduğu_ bildirilmiştir

(8).-Net sekresyon olu~umunda, si kı ik nükleo-tidlerin, mukozal yapıdaki değişimin veya artan mukoza! permeabilitenin rol oynamadığı dü~ü-nülmektedir (26). Loeschke (48) normalde lu-mene aİt karbonhidratların, mukopolisakkaritle-rin ve proteinlerin dönüşümünü sağlayan kolondaki bakteriyel floranın antibiyotikler ta-rafından azaltıldığını, bunun da lumenc kolloid basıncın oluşturduğu su akışına izin verdiğini savunmu~tur. Bu görü~ antibiyotik kullanımın-daki sıklığı ve buna bağlı olarak hızla tersine dönen transport bozuklukların varlığını ortaya koyan araştırıcılar tarafından tartışılır bulun-muştur (26, 27).

Safra tuzları ve ya,~ asitlerinin olu,\turduğu

ishaller:

Bu tür ishaller. normalde safra tuzları-nın ve yağ asitlerinin emildiği ileumun hasta-Ianması veya tamamen alınması durumunda gö-rülmektedir (6). Emilemeyen safra tuzları ve yağ asitleri bağırsak mukozası üzerinde çeşitli biyolojik etkilere sahiptirler ve net sıvı artışına neden olmaktadırlar (1. 6. 12, 52). Karlström (37), Na+ deoksikolotın bağırsak sekresyonu ve

V. SAGMANLlGİL

tonusunu enterik sinir refleks arkıyla uyardığını gözlemlemi~tir. Keza, mukozal geçirgenliğin bu bileşikler tarafından arttırıldığı ve mukozada olu~an bir hasarın morfolojik olarak varlığı da kanıtlanmıştır (l8). Ayrıca, yağ ve safra asitle-rinin oluşturduğu ishallerde, hücre içi CaHoun da rol oynayabileceği tespit edilmiştir (20, 49).

Aktif

h'on

tramportunun

geciktirilmesi

veya durdurulması sonucu ishal oluşumu: Na+1

H+ ve CI"IHCO"3 deği~im mekanizmalarındaki kalıtsal bozukluklar, doğum öncesi geli~me ye-tersizliği, yeni doğanlarda ise doğum sırasında bol sekresyonlu bir ishal şeklinde kendini gös-termektedir. Biyokimyasal bulgular CI- kon-santrasyonunun serumda düşük, buna kar~ın dışkıda yüksek oranda bulunduğunu, idrarda ise hiç bulunmadığını göstermektedir. Yine serum-da düşük K+ seviyesine karşılık yüksek oranda HCO-3 bulunduğu tespit edilmiştir. Temel fonk-siyonel bozukluk CUHCO- 3 arasındaki çift ta-raflı değişime bağlı olarak ileum ve kolonda oluşmaktadır (30, 31). Hastalarda, perfüzyon ile ileum mukozasının aktif CI- iyonlarını emme kapasitesinin ve ince bağırsak zarındaki vezi-küllerde Na+IH+ değişiminin yokluğu tespit edilmiştir (10).

Anatomik ı-üzev alanındaki azalma sonucu

olu,mn ishal:

Bu tür ishal, besin maddeleri. mi-neraller ve vitaminler kadar sıvı ve elektrolit kaybı ile de karakterize edilmi~tir (80). Doğru-dan bir kanıt olmamasına karşın mukozada olu-şabilecek bir hasarın sıvı sekresyonuna neden olduğu görüşü yaygındır (25). Bu hasarın iyon emiliminde bir azalma veya mukozal geçirgen-likte bir artmaya yol açarak, sıvı ve elektrolit hareketinde değişime neden olabileceği düşü-nülmektedir. Bu görüşlere karşıt olarak. yangı-sal bir olayın oluşturacağı mukozal bir hasarın prostaglandin ve kinin sentezine yol açacağı ve yine lipooksijenaz ürünlerinin bilinen aktif anyon sekresyonunu uyarıcı etkilerinden ötürü ishalin oluştuğu görüşü vardır (64).

'Si.!!iP,

etki-sini özellikle mukozada prostaglandin sentCZiiii uyarmaRla gdsleii'i'ie}[teÔinr5). .

-

". .

Sekresyonlu

ishal:

Sekresyon doğuran bu

tür ishaller, mide bağırsak kanalından büyük miktarda su ve elcktrolit kaybı ile karakterize edilirler (15). Bu tür ishalin nedenlerinden olan bakteriyel ve viral enfeksiyonların, etkilerini iki aşamada gösterdikleri tahmin edilmektedir: önce bağırsak lumenine yerleşip çoğalmak, daha sonra yapışma ve içeri girme sonucu mu-koza hücrelerinde hasar yaparak yangısal olan ve olmayan tipte ishal1eri oluşturmak (3. 28, 66). Mikrobiyel toksinIerin mukozal epitel

(3)

hüc-ISHALIN FIZYOPATOLOJlsI- BAGIRSAKTAKI TONUS VE IYON TRANSPORT DEGIŞIMLERI 421

İshal ile beslenmenin

şekli arasındaki bağ

tam olarak açık değildir ve bu konuda yapılan

çalışmalar

çelişkili sonuçlar ortaya

koymakta-dır. Bazı araştırıcıların

(62, 67)

ishalli

hastalık-ların yaygınlığı konusunda

beslenme

durumu-nun büyük ölçüde fikir verdiğini belirtmelerine

karşın, bu ilişkiden söz etmeyen araştırıcılar da

vardır (9,

16).

Burada önemli ve cevaplaması

zor olan soru, ishalin mi temel elementlerin

ye-tersizliğine yol açtığı yoksa yetersiz

beslenme-nin mi ishali doğurduğudur?

Bi~ görüşe göre

(15).

önemli temel elementlerden

yOKsun

bes-lenme göi;tCrenii1Sillilarda-ğörülen ish~llin

nede-ni:bağırsağın

normal emilim özelliğini bo:z;arak

veya aşırı sekresyona neden olarak etkisini

gös-teren bağırsaktaki

bakteriyel ve vinil

cnfeksi-yonlındır. Roediger (63) tarafından yapılan bir

derlemede, açlık sonucu oluşan ishalin

genellik-le parazitgenellik-ler, toksik bakterigenellik-ler ve viruslar

tara-fından oluşturulan mukozal enfeksiyon sonucu

oluştuğu ve değişen bağışıklık sistemi ile

birlik-te kontamine olmuş ince bağırsak sendromu ile

ilişkili olduğu bildirilmiştir.

Beslenme durumu

ve enfeksiyon arasındakı ilişki diğer

araştırma-cılar tarafından da vurgulanmıştır

(17,

43, 50,

lümlerinde

tonusu

artırdığı

gözlenmiştir

(58,

69).

Bu tür isha!' su kaybı, vücut Na+'un

azal-ması, hipokalemi ve asidozis gibi metabolik

bo-zukluklara neden olmaktadır. Beslenme

bozuk-luğu ise sıkça bu tabloyu kötüleştirmektedir.

Bağırsak tonusu ve içeriğinin geçişindeki

değişiklikler:

Bağırsak tonusundaki

değişikliğe

bağlı olarak oluşan ishallerin tam olarak

anlaşı-labildiği söylenemez.

Hasta çocuklarda,

yeter-siz ve dengeyeter-siz beslenmenin

yaygın bir klinik

problemi olan tonusta azalmaya (hipomotilite)

neden olduğu bilinmektedir.

Büyük bir

ihtimal-le, bakte£İyel,çoğalmaya

bağlı. olarak

.oluşan.hi-pomo~ilite safra_tuzlarının

dekonjugasyonuna

ve buna bağlı olarak kolonda hücre içi artan

siklik AM.£,.de_boLsekresyonlu .ishale .neden .ol~

,makiadır. Öte yandan tonu~Itnıa

(hiper-motilite), eiillhmaea'Z3!.maY<:ı

neden.olacağın-da_npağırsaK"luIlleninde artan sıvı artışına bağlı .

olarak ishal oluşturabilmektedir.

Şiddetli

olma-yan ishalin, artmış bağırsak tonusuna bağlı

ol-duğu ve tonusu inhibe eden ilaçlarla

sağaItılabi-leceği görüşü yaygındır

(15).

Aç deney hayvanlarda,

in vitro koşullarda

izole bağırsak ile yapılan denemelerde,

açlığın

sekresyon artışına neden olması yanında (46,

47,57,70,71,83,84),

ince bağırsağın bazı

bö-releri ile çoğunlukta özel reseptörleri kullanarak

etkileştikleri

ve buna bağlı olarak mukozada

hasar ve/veya siklik AMP ve GMP oluşumunu

artırdıkları bildirilmiştir (32, 54, 66). B. pertus-

Açlık, yetersiz veya besin değeri düşük

be-sis ve Cl. difficile enterotoksinin sekresyon do-

sinlerle beslenme ile ishal arasındaki ilişki ve

ğuran etkilerinin

serozadaki Ca++ aracılığı ile

enfeksiyonun

rolü:

Gerek

kalori

ve gerekse

olduğu

bilinmesine

karşın

mekanizması

tam

temel elementlerden yoksun bir beslenme

sonu-olarak açıklanamamıştır.

Tavşan ileumunda Cl.

cu zayıflama ve çoğunlukla

da "kwashiorkor"

difficile enteroto~ini ile yapılan in vitro çalış-

ve "marasmus" diye tabir edilen durumlar

orta-mada bu etkenin histolojik bir değişiklik oluş-

ya çıkmakta

ve e~feksiyo~a

karşı dayanıksız

turmaksızın

veya adenilat

siklaz aktivasyonu

hale, ge,len.. org.anızmada. ıshal

?Iu.ş~~aktad!r.

yapmada~ sekresyon doğurduğu tespit edilmiş-

Bunlardan oze~lıkl.e proteı~ yete~~ı~lıgıne bag~ı

tir (33). O~andan..birçok--rnaddeııin-hücre-i~i-

olarak 1-3 ya~ ~ras~ çocuklarda ~orule~.

k~ashı.-++

.

..

..

orkorun

belırtılerı

olarak;

hıpoalbumınemı,

~~.YJ~~sını.arttırıp

..ın_vıtro.~oşuııarda_s.~k:

ödem, karında

şişme, deri pigmentasyonunda

r~~Y9.n_flQgurduN.,![1._bılınmektedır(4.6,.~7'. 7.0,

yetersizlik, saç dökülmesi veya saç renginin

kır-83, 84). Donowıtz (I 9) bunl.~rdan etkisı~ı sın~r~

mızıya dönüşmesi

ve sindirilmemiş

maddeleri

sel ve hormonal

yoldan gostererek

hucre ıçı

içeren dışkı miktarındaki

artış sayılabilir.

Ma-Ca++ sev~yesini art2!~ ,~~in,

P m'!f!.desi,

rasmus, çocuklarda besinlerin yeterli protein ve

noyrotensın ve karBaKolun

1501

sekresyon oluş-

kalori içermemesine

bağlı olarak ortaya çıkan

turduklarını göstermiştir. Bu sonuçlar özeııikle

ve büyürnede durma ve kaşektik tabloyu içeren

tedirginlik ve heyecan gibi durumlarda

oluşan

durumdur (9, 16, 29, 59, 63). Gelişmekte olan

ish~alin n~dinini açıklamaktadı~:

Buna ka:şın,

ülkelerde yeni doğan bebeklerde ve çocuklarda

bagırsak

ıyon...-!ransportunun-duzenlenmesınde

yüksek oranda görülen hastalık ve ölümlerinen

Q+'un

rolü tam olarak bilinmemektedir

(13).

önemli etmenlerinden

birisi;

ishal_ve.be.şjnler--

-

deki bazı temel unsurların yetersizliği (örneğin

Sekresyon

doğuran ishalin nedenleri ara-

A vitamini) arasındaki

ilişkidir. Bu birliktelik

sında, bakteriyel çoğalmaya bağlı ikincilolarak

sonuçta ishalin daha şiddetli olmasını ve ölümle

oluşan safra tuzları dekonjugasyonu

ve hormon

sonuçlanmasını

sağlamaktadır (58, 59). Şiddetli

salgılayan tümörler sayılabilir. Bu tür ishaııerde

ve uzun süreli açıklıkta, çocuklarda ve

yetişkin-geneııikle dışkı miktarı aşırı artmıştır ve açlığa

lerde oluşan hastalık genellikle ishal veya

solu-bağlı olarak dahi azalmamaktadır.

num yolu enfeksiyonlarıdır

(34). Bilinçsizce

ya-pılan ağız yolu ile besleme sonucu, ilk birkaç

gün içerisinde ishal daha da şiddetlenmekte

ve

ölümle sonuçlanmaktadır

(29,82).

(4)

422

55). Bir görüşe göre, enfeksiyon beslenme ye-tersizliğinin (malnutrition) etkilerini hızlandın-yor, diğer bir görüşe göre de beslenme yetersiz-liği diğer enfeksiyonların oluşmasına ortam yaratıyor (14, 72). Bu görüşler kliniksel, deney-sel ve epidemiyolojik olarak yapılan çalışmalar-la beslenme yetersizliğinin yarattığı riskleri ve enfeksiyonla beslenme arasındaki çift yönlü ilişkinin ayrıntılarını da içermektedir. Son yıl-larda elde edilen fizyolojik ve biyokimyasal ka-nıtlar, açlık ishalinin asıl sebebinin bakteriyel bir g~imden ziy~de)Jlliğ!!saı<epJleIY_l1:m~-ki-beslenme yetersizliğine bağlı ve bu organa ait spe:"ifik-bir!?ozuklü](tan ôölay! '~Idüğunu ğ9.l'~c;:qnek.tedir.-Ote-yanöan - "açlığı gidermek amacıyla yapılan aşın beslenmenin, epitelyu-muniyonl}lrl}]y.oetıileSineneden olup, ozm.2~ t!H-Y.Üklenmeden dolayı ishalin daha da kötü leş-mesın~I

aç!!ğiOi]ii1iiieKtecıirc29~B2):---Bağırsak kal]aJı normatolaraLbesin anti-je~rk. J.12*~.rg2.!ll7:.ı:nalar_ve y~ksinler gibi lu-mene ait oir~ok_zararlı_maddenın_mukozal-en-gelı geçip sistemils- Qo!aşıma girmesine engel ol maKtad ire

B i

)-:-Rothman ve ark. (Q_~.Lbesi!1~eJ yetersizlik durumunda antijen alımının arttığını, bunun aa-b'ITY.ITk6irıntima1İebağınaKta atrofi v~yucu bariyeıde_yı~!!!@nma sonucu-öl-quğl.!.!!!:!..J5~termiş~dir. Bütün bu çalışmalar-dan, besinsel yetersizliğin bağırsağı enfeksiyo-na duyarlı yaptığı ve buna bağlı olarak da enfeksiyonun beslenme <turumu üzerinde nega-tif bir etki oluşturduğu hipotezi ortaya çıkmıştır (l6, 72). Yine besinsel yetersizliğin, savunma-da büyük roloynayan bağırsak antikorlarını azalttığı bilinmektedir (5,

B1).

Bu nedenle ye-tersiz beslenmeye bağlı oluşan şiddetli bir isha-lin, kısmen de olsa mukozal bağışıklıktaki bo-zukluğa bağlı olabileceği vurgulanmaktadır (4). Besin yetersizliği oluşturulan hayvanlarda, bak-teri toksinIeri (örneğin kolera toksini) ile ortaya çıkan uzamış ishal durumunda, bağırsak epitel hücre yenilenmesindeki gecikme deneysel ola-rak gösterilmiştir (lS, 53). Bilindiği üzere, kole-ra toksini adenilat aktivitesini uyararak bağırsak sekresyonunun dönüşümsüz olarak artışına neden olmaktadır. Yapılan hipotezler. toksik-lenmiş hücrelerin yenilenmesindeki gecikmenin mukozadaki adenilat aktivasyonunu devam et-tirdiği ve büyük ihtimalle yetersiz beslenme du-rumunda ishalin uzamasına neden olduğu yü-nündedir.

Mukozanın korunmasında musinin önemli bir rolü olduğu ve bunların oluşumunu etkile-yen faktörlerin canlının parazitlcre karşı diren-cini azalttığı bilinmektedir. Deneyselolarak rat-larda (56, 73), yetersiz beslenme sonucu bağırsakta musin yapan goblet hücre sayısında bir azalma görüldüğü, bununda enfeksiyonlara

V. SAGMANLIGIL

karşı bağırsak direncini azaltabileceği vurgu lan-maktadır.

Öte yandan bu konuda yapılan çalışmalar-da tespit edilen en önemli bulgu, besin değeri düşük veya miktar olarak az besinlerin alınması sonucu ishal görülen canlılarda bakteri populas-yonunun normalolmasıdır. Yahudi bir araştın-cının Varşovada (B2), Helweg-larsen ve ark.nın (29) ise Almanya'daki toplama kampın-da yaptıklan detaylı çalışmalar bu sonucu doğ-rulamaktadır. Bu araştıncılar, aç veya yetersiz beslenen kişilerdeki en önemli ve yaygın belir-tinin sağaltılamayan öldürücü ishaller olduğunu göstermişlerdir. Bu tür hastaların yarısı sıvı olan dışkılarının incelenmesi sonucu, normal bakteri populasyonu dışında enterik patojen maddelere rastlanılması ilginç bir bulgu olarak nitelendirilmektedir. Bu araştırmalarda, göıülen ishalin bir enfeksiyona değil de açlığa veya ye-tersiz beslenmeye bağlı olduğu sonucu çıkarıl-mıştır. Stein ve ark. (77) bu tür durumlarda ba-ğırsakla oluşan hasarın, dizanteri sonucu görülen hasara benzediğini çalışmaları ile gös-termiştir. Bu benzerliğin yanında aralarındaki fark; açlığa bağlı olarak bağırsakta görülen yı-kımlanma ölüme doğru ortaya çıkarken, dizan-teri vakalarında bu tür belirtiler hastalığın uzun süren gidişatı sırasında görünmektedir.

Feachem (22) yaptığı bir revüde, dikkatleri insanlardaki vitamin A yetersizliği, ishal ve kseroftolmi arasındaki karışık ilişkiye (27, 75) çekmektedir. Bu ilişkide en çok merak edilen soru; vitamin A yetersizliğine bağlı oluşan ishal, bağırsaktaki emilim bozukluğuna bağlı olarak bu vitaminin yetersizliğini artınyar mu, yoksa ishal vitamin A emiliminin bozulmasına bağlı olarak daha da şiddetleniyor mu? Bazı ça-lışmalarda (78, 79) uzamış bir ishal olayı ile birlikte ılımlı bir kseroftalmi arasında bir ilişki-den bahsedilmesine karşın, böyle bir ilişkinin tesbit ediIemediğini belirten araştırmaların (13, 74) varlığı bu konuda kesin bir sonuca gitmeyi güçleştirmektedir. Bu konuda yapılan en detaylı açıklamalar Sommer ve ark.nın (75) Batı Java'da yaptıkları çalışmalardan gelmiştir. Bu çalışmalar ılımlı kseroftalmili çocuklarda isha-lin. hastalığı taşımayanlara oranla 3 kez daha fazla görüldüğünü vurgulamaktadır. Bu bulgu-ları destekleyici olarak Bangladeş' de yapılan diğer bir araştırmada. vitamin A ilişkili göz has-talıklarının %86'sında hastalık sırasında veya oluşmadan önce bir ishal vakasının görüldüğü bildirilmektedir (38). Bu veriler ışığında, kse-roftalminİn dolayısıyla vitamin A yetersizliği-nin ishal oluşturmada bir risk faktörü oluşu-nun, ishalin bu göz hastalığının oluşumu için bir risk faktörü olmasına göre daha muhtemel olduğu sonucuna varılmıştır. Yine klinik ve la-boratuvar çalışmaları, vitamin A yetersizliğinin

(5)

İSHALIN FIZYOPATOLOJISI. BAGIRSAKTAKI TONUS VE İYON TRANSPORT DEGIŞİMLERI 423

mide-bağırsak

kanalında

bakteriyel

kolonizas-yon riskini artınp bağışıklık sistemini

bozabile-ceğini göstermektedir (75).

Son yıllarda,

açlık

durumunda

bağırsak

salgısındak.i artışın ve buna bağlı olarak oluşan

ishalin mekanizmasını

anlamak amacıyla,

hay-van materyali olarak en çok rat denenmiştir. Bir

günlük açlık sonucu bağırsak sekresyonu

değiş-mezken,

24 ile 72 saatler arasındaki

açlıkta

nöyrotransmitter

maddeler ve sekresyon

doğu-ran etkenlerin

duodenumda

(47), jejunumda

(83) ve ileumda (84) aşın sekresyon

oluştur-duklan gözlenmiştir.

Ratlarda yapılan bu

dene-melerde, ince bağırsakta genelde tüm etkenlerin

sekresyonu artırmalanna

karşın (40), proksimal

kolonda hücre içi Ca++ düzeyini arttıran

madde-lerin (Kolinerjik

maddeler,

5HT) aşırı

sekres-yon doğurduklan

belirtilmiştir

(45, 57). Yine

rat rektumunda (46), 72 saat açlık sonucu

koli-nerjik

maddelerin

CI- sekresyonunda

artışa

neden olduğu

tespit edilmiştir.

Buna karşın,

hücre içi siklik AMP artışı sağlayarak

sekres-yon doğuran etkenlerin (teofilin, dibütüril siklik

AMP, forskolin ve prostaglandinler)

veya

medi-al kolonda siklik guanidin fosfat düzeyini

arttı-ran E. coli gibi etkenlerin

CL- sekresyonunda

aşın bir artışa neden olmadığı (44), tersine

tok-larda daha

fazla sekresyon

oluşturabildikleri

gözlenmiştir (57).

Farelerde

yapılan çalışmalarda

ise, hücre

ıÇı Ca+ düzeyini

arttıran maddelerin

(Betane-koi, 5HT) aç kolonda daha fazla sekresyon

do-ğurduğu buna karşın hücre içi siklik AMP

sevi-yesini

arttıran

maddelerin

etkisiz

kaldığı

gözlenmiştir

(70). Bu sonuçlar rat kolonunda

elde edilen verileri desteklerken, ince

bağırsak-ta (71) ratlardaki sonuçların aksine, açlığa bağlı

değişim

görülmediği

gibi

tok

segmentlerde

daha fazla sekresyon oluşabildiği gözlenmiştir.

Sonuç

İshal ve oluşum nedenlerini ayrıntılı olarak

açıklayan çoğu klasik kitaplar gözardı etse de,

günümüzde

Afrika'da

görüldüğü gibi açlık ve

yetersiz beslenme (kalori ve miktar olarak)

so-nucunda canlılarda ölümlerin ishale bağlı

oldu-ğu bir gerçektir.

Açlığa veya yetersiz beslenmeye bağlı

ola-rak bağırsağın kısımlarına göre değişebilen

sek-resyon artışı, yine

İn vİvo

ve

İn vİfro

koşullarda

gözlemlenebilen

tonustaki değişiklikler.

bu tür

oluşan

ishalin

mekanizmasını

anlamada

yar-dımcı olan önemli aşamalardır.

Toksijenik ishallerde, bağırsak

hareketleri-ni durduran ilaçların yanında uygun

antibiyotik-!erin kullanımı ne kadar önemliyse, açlık

sonu-cu oluşan ishallerde özellikle ağız yolu ile

alı-nan antiboyitiklerin,

bakteriyel

fermentasyonu

ve dolayısıyla

ürünlerinin

oluşumunu

önleme

özelliklerinden

dolayı

kullanılmaları

o kadar

tehlikelidir.

Kaynaklar

i. Ammon, H.V. and Phillips, S.F. (1973). /ııhihiıiuıı of coloııie waıer aııd eleeıroll'ıe ahsorpıion bl' fartl' acids in

maıı. Ga~tmenıy, 65. 744-749.

2. Argenzio, R.A. (l98X). Fluid aııd ioıı ıraıısporı iıı ıhe

large iııleslie. In: Aspects of Digestive Physiology in

Rumi-nanıs, cd. Deksen, A., 140- i55. Comcil University Press,

Detroit.

3. Hanwell, .LG. and Sherr, H. (1973). Effeeı ofbacıerial

emerOloxillS 011 the gasıroiııleSliııal ıracı. Gastroenty. 65,

467-479.

4. Harry, W.S. and Pierce, N.F. (1979). Proıeiıı

deprim-ıioıı causes reversilıle impairmeII/ of mucosal imıııune res-polise Lo cholera ıoxoid!ıoxin iıı ruı guı. NATUA, 2XI, 64-65.

5. nienestock, .I. (1974). The phI'siology ofıhe loeal iııımUlıe respOlıse aııd ıhe gasıruiıııesliııal nacı. Prog Immunol, 4, 197-207.

6. Binder, H ..I. (1980). Paı/ıophl'siologl" uf bile acid aııd fartv acid il/(/uced diarrllOea. In: Seeretory Diarrhoea, eds. Field, M .. Fordtran, LS. and Schultz. S.G. i59-17X. Bethes-da, Maryland, American Physiolugical Society.

7. Binder, H..I. and SandIe, G.1. (1987). Flecırolwe alı-sorpıiOlI aııd seereıioıı iıııhe mammaliwı colmı. In:

Physio-lug)' uf The Gastrointestinal Tract. ed. Johnson, L.R. 1389-i4 iX. Raven Press, New York.

S. Hlood, D.C., Radostits, O.M. and Henderson, .LA.

(1983). Veıeriııary Medieiııe. Bailhere Tindall, East SusseX.

9. Ulaek, R.L, Brown, K.H. and Beekers, S. (1984).

Malııuıriıioıı is a deıermiııiıı!: facıor iıı diarrhoea/ dl/raıioıı. buı 1101 iııcideııee. amoııg YOııııg childreıı iıı a l{)Iıgiıudiııal .ltı/d." iıı ruralIJalıglades/ı. Anı J C1in Nutr. 39. X7-94. LO. Ilooth, 1., Strange, G., Murcr, H. and MiIIa, P.

(I 9S5). IJigesliı'e jejı/l/al/mısh border Na+/H+ nchaııge: A ııew cal/se of coııgeııiıa/ secrelOrv diarr/ıoea. LANCA. i,

1066-1069.

i i. Bond, .LH. and Levitt, M.D. (1976). Faıe uf s(llııble car!Johvraıe iıı ılıe colmı of raıs aııd maıı. J elin Iııvest. 57.

1158-1164.

12. Bright-Asare, P. and Binder, H ..I.(1973). Sıinwlaliuıı

'dcolO/ıic seerelioıı ofwaıer aııd elecırolvles by In'dro,rvfalt.'" acids. Gastmellty, 64, Xi-88.

13. Brown, K.H., Gaffar. A. and Alamgir, S.'\1. (1979). Xeropthalmia, protein-calorie malnutriıion and infcctions in children. J Pediatrics. 95, 65i-656.

14. Chandra, R.K. (1983). Nııırilioıı. il/mlLllıitl. aııd

iııfeelioıı-presellt kllOwledge aııd fiııııre direcıioııs. LANCA, 1. 6X8-691.

15. Chang, E.B. and Field, M. (ı983). /lılesıiııal elecırolwe

ıraıısport aııd diarrllOeal disease. Gastrneıııy, ı.148-180. 16. Chen, L.e, HıılI, E. and Huffma, S.L. (l9XI). il

prospecıiı'e sıııd" of ıhe risk of tliarrhoeal diseases accordiııg lu ıhe Iıl1lriıioııal sta/LIS of elıiidren. Am J Epidemiol, 114, 284-292.

17. Cummings, .I.H. (1983). Fermelltalioıı iıııhe hummı/arge ill/esıiııe: evidelice and imp/aclioııs for healıh. LA,\;CA, i,

(6)

424

18. Dobbins, .f.W. and Binder, H •.f. (1981).

Paıhopnio-logy of diarrhoea; alıeraıions iıı fluid and elecırolyıe ırans. port. Clin Ga~troenıerol, 10,605-625.

19. Donowilz, M. (1983). Ca++in ıhe conırol of acıive Na+

and

cr

ıransporı: Involement in neurohumoral acıion. Am J

Physiol, 245, GI65-Gln.

20. Donowilz, M., Wieks, .f., Cusolilo, S. and Sharp,

G. W. G. (1984). Pharmacoıherapy of diarrllOeal disease:

an approach based on physiologic principles. In:

Mecha-nisms of Inıesıinal Eleeırolyıe Transport and regulation hy

calcium, cds. Donowilz, M. and Shaıp, G.W.G. 329-359,

Alan R. Liss, New York.

21. Edwards, C.A., Dueden, B.1. and Read, N.W.

(1986). The e!fecı of clindamycin onıhe abiIiı)' of a conlinuo-us cullure of colonic bacıeria ıo fermem carbohvdraıe. Guı, 27, 4 i

ı

-41 7.

22. Feachem, R.G. (1987). Vitamin A deficieııy and

diarrho-ea. Trop Dis Bull. 84, R2-RI6.

23. Field, M., Rao, M.C. and Chang, E.B. (1989).

Inıes-ıilıai elecırolyıe ıransport aııd diorrhenl disease. Ncw Engl J

M~d, 321, 800-806.

24. Field, M., Rao, M.C. and Chan~, E.B. (1989).

Inıl's-Iina! elecırolyıe ıran~port and diarrheal disease. Ncw Engl J

Med, 321. 879-883.

25. Ghishan, F.K. (1988). The ıransporı ofelecırolVles inıhe

guı and ıhe use of oral rehydraıion suluıions. Pediatr Clin North Am, 35, 35-51.

26. Gianella, R., Serumaga, .f., Walls, D. and Drake,

K. W. (I 98 I). Tffecıs of clindamvcin 011ill/esıiılOl waıer and glucose ırall.\port iıııhe rat. Ga~troellty, 80, 907-913.

27. Gyorgy, H. (1968)_ Proıein-calorie and vitamin A

malnuı-riıimı in Souıh I,ası Asia. Fed Proc, 27, 949-953.

28. Harris, R.C. (1988). Rel'iew ofselecıed iJacıerial eıııerolo-xins and ıheir role in gasıroenıerilis. Aıııı Cliıı Lah Sri, 18, ii)2-108.

29. Helweg-Larsen, P. Hoffmeyer, H., Kieler, .I.,

Thaysen, E.H., Thaysen, P. and Wulff, M.H.

(J 952). ramine disease in German concenıration comps:

complications and sequds. Acta Med Scand, 274, 1-460.

30. Holmberg,

c.,

Peerheenlupa, .f. and Launiala, K.

975). Colmıic eleCIroivıl' ıransport ilı hralıh and

cuııgeni-fal cMoride diarriJoea. J Clin Iıı\'esı, 56. 302-310.

31. Holmberg, C., Peerheenlupa, .I., Launiala, K. and

Haliman, M. (1977). Congeniıal cMoride diarrhoea. Arclı

Dis Child, 52. 255-267.

32. Hughes, .f.M., Murad, F., Chang,

n.

and

(;uer-ranı, R.L. (1978). Role of cvcIic GMP in ıhe oclion of

heaı-sıable ell/erolOxiıl of Esclıerichia coli. NATUA, 271, 755-756.

33. Hughes, S., Warhurs, 'L, Turnherg, L.A., Hi~gs,

N.B., Guigliano, L.G. and Draser,

n.s.

(1983).

Closıridium dijficile ıoxin-iııdııced inıesıinal secrelimı iıı mb-bil ileltnl in vilro. Uuı. 24, 94-98.

34. James, .I. W. (1972). Lon[iiıııdiııal sıııdy oflhe 1110rbiditvof dirrhoeo aııd res{Jiraıorv infecıion iıımalıııırished clıildreıı.

Anı J Cl iıı Nutr. 25, 690-694.

35. Kalser M.H., Cohen, R., Ar~cagc, 1., Ya",n, E.,

Mayoral, L., Hofferl, W. and Frazier, D. (1966).

Norllwl aııd iJacıeria/./lora of Ihe hummı smail aııd large iıı-ıesıiııe. New Eııgl J Med. 274. 500-505.

36. Kalser, M.H., Cohen, R., Argeaga, 1.. Ya",n, E.,

Mayoral, L., Hofferl, W. and Frazier, D. (19()6).

Normal and bacıerial jlora of ıhe human smail aııd large in-le.Hine. New Eııgl J Med, 274, 55R-563.

V. SAGMANLlGİL

37_ Karlslröm, L. (1986). Mechanism in hile salı iııdııced

sec-reıin in ıhe smail iıııesıine: An experimenıal study in rals aııd caı s. Acta Physiol Scand, 126, 1-48.

38. Khan, M.U., Haque, M.D. and Khan, M.R. (1984).

Nuıririoııal occular diseases and ıheir associarion wiıh diarr-hoea iıı Meılab, Baııgladesh_ Briı J Nutr, 52, 1-9.

39. Krejs, G ..J., Hendler, R.S. and Frodlran, .f.S.

(19RO). Diagııoslic and pathophysiologic siudies in palieıııs

ı,.-iıhchroııic diarrhea. iii: Secretory Diarrhea, eds. Field, M.,

Fordtran, J.S. and Schultz, S.G. 141-151. Bethesda,

Mary-laııd. American Physiologieal Soeieıy.

40. Lane, A. and Levin, R •.f. (1992). Elıhanced elecıroRenic

secreıion iıı viıro hı' smail iıııesliııe from glucagOlI-ıremed raıs: ImpIicaıions jiir ıhe diarrhoea of sıarvaıion. Exp Physi-01,77,645-648.

41. I.ange, S. (1982). A raı model for an in virro assay of

enle-rotoxic diarrhea. FEMS Microbiol Lcn. 15.239-242.

42. Leas, G.M. and Percy, W.H. (1981). Aıııihiolic

associ-(Iled coIiıis: An iıı vilro invesligalion of ıhe effecıs of aıııibiv-lics on iıııeslinal mO/ilil)'. Br J Pharmacol, 73, 535-547.

43. Leung, A.K.C., Darling, P. and Auclari, C. (1987).

Oral rehydraıivn ıherapy-a review. JR Soc Hlıh, 2, 64-67.

44. Le\'in, R . .f., Nzegwu, H.H.C., Pereira, M. and

Young, A. (1988). Malnourismenl eııhaııces ıhe iıı viıro

elecırogeııic secreıvry response lo E. CoIi STa eıııeroıoxiıı iıı raı smail aııd larRe iıııesliııe. J Physiol (Loııd). 406, 56P.

45. Levin, R . .f., Nzegwu, H.H.C. and Young, A.

(I 98R). Proxinıal coloıı secretion in red and fa~tcd rats. J Physiol (LOııd), 396, 33P.

46. Levin, R ..f. and Parker, A. (1990). Recıal elecırORenic

secrelimı-is iı a pUlalil'e indicaıior of iıııesliııal secrelOry

sta-iliS iııduced bv IllllrilimlOl deprivaıioıı iıııhe raı? Exp

Physi-01,75,609-61 ı.

47. Levin, R •.f. and Young, A. (19R8). NUlrilioııallevel and

raı proximal dııodenal secrelion in viıro aııd iıı vil'a. J

Physi-ol (Lond), 403, 47P.

48. Loeschkc, K. (1981). Diarrhoea ııııd enlrocoliıis

associa-ıed ",iıh aıılibiolio-: Paıhogeııesis aııd cliııieal feaıure.\'. iii:

Diarrhoea iıı Disorders of Iııtestinal Transport, cds., Ruppiıı et al., 182. Theime-Str.ıtton, New York.

49. Manez, D.D. and Frosylh, G.W. (1982). Ricioııaleme

ıınd deox.l'llolme are calcium iOııophOlıes iıı jejııııa! brush-border vesicles. J Menıhr Bio, 70, 125-133.

50. Marin, L., Saner, G., Sökücü, S., Gunoz, II.,

Neyzi, O.and Zetlerslröm, R. (1987). Oral relmlraıioıı

ıherapv iıı ııeoıı(l/es aııd youlig iııjaıııs wiıh iııjeclimıs diarr-hoea. Acta Pediatr Scaııd, 76, 431-437.

51. Mark, .I ..f., Delaine-Sans, M. and Tedeseo, F.".

(\974). Bacıerial slııdies of clindamıdil associaıed co/iıis.

Gasırueıııy, 69. 352-358.

52. Mehkjian, H.S., Phillips, S.F. and Hufmann, A.F.

( 1(71). Coloııic seereliOlI of waıer aııd elecırol)'ıe.r indııced bv bile acids; perftısioıı sıı,dies iıı maıı. J Clill (nyes!. 50,

1569-1676.

53. Molla, A.M., Hossain, M., Sarker, S.A., Molla, A.

and Greenough, W.G. (I9R2). Rice-f'oll'ller eleC/rolvıe

m/uıimı lls oral Ihem!,v iııdlOrrhoea due lo Vibrio cholerae ııııd /;'sclıeric1liıı coli. LANCA, Juııe, ı3i7-\3 ı9.

54. ;\foss,.f. and Vaughan, :\1. (1989). GIlllııiııe

ııl/cleoıide-bil/(Iiııg proıeil/.I" iıı acı im ıion of adelii)' cyc1ase: Lessoııs le-amed from c/lolera and "lrUl'ellers' diarrhoea "_ J Lah Cliıı

(7)

ISHALIN FIZYOPATOLOJİSI- BAGIRSAKTAKI TONUS VE İYON TRANSPORT DEGIŞIMLERI

55. Mutanda, L.N., Kangethe, S.K., .lurna, R.,

Liehen-ga, E.O. and Gathelha, c.G. (1985). Aeıiology of

diarr-hoea in malııourished childreıı ÜL Keııyeııa Naıioııal Hospi-ıal. East NrMed J, 62. 835-841.

56. Neutra, M.R., Maner, .I.H. and Mayoral, L.G.

(1974). Effecıs ofproıeiıı-calorie malnuırition on ıhe jejunal mucosa of ıeıracyclin ıreared pigs. Am J Clin Nutr, 27,

287-295.

57. Nzegwu, H.C. and Levin, R ..I. (1990). Dieıary

reducli-011 iııcreases secrelioıı itı raı disıal colmı induced by

secreıa-gogues acliııg via Ca++buı iiot cylic AMP. Proc Nutr Soc,

49,178A.

58. Palmer, D.L., Koster, F.L, Alan, A.K.M •.I. and

Islam, M.R. (1976). Nulriıioııal sıaıus: A deıermüıant of

severily of diarrhoea iıı patieıııs with cholera. J Infect Dis,

134.8-14.

59. Pretorius, P.J. (1968). The c1iııiealııalure aııd e.ıteııı of proıeiıı malııuıritimı in Souıh Africa. S Afr Med J. 2 i Sept.

956-958.

60. Rao, S.S.C., Edwards, C.J., Austen, C ..I., Bruce,

C. and Read, N. W. (l98X). Impaired eolmıie

fernıentali-011of earbohydraıe after ampieilliıı. Ga~troenıy. 94, 928-932.

61. Read, N. W. (I 9X2). Diarr/ıoea: The fai/ure of eolmıie

sal-mge. LANCA,481-483.

62. Reddy, V. (1985). Relaıimı berwel'lı diarr/ıoea and

ma/ııuı-riıioıı. Indian J Pediatr. 52. 463-467.

63. Roadiger, W.E.W. (1986). Meıebolic basis ofsıarvalioıı

diarrhea: implicaıioııfor ıreaımem. LANCA. May LO,

1082-1084.

64. Rossi, T.M. and Lebenthal, E. (1983). Paıhogeııie

meehanism of proıraeıed diarrlwea. Adı' Pediatr. 30.

595-633.

65. Rothman, D., Udall, .I.N., Pang, K.Y., Kırkham,

S.E. and Walker, W.A. (1985). The effeeı of s/lOrt-ıerm

sran'alion 0/1mucosal barrier fuııclion iıı ıhe ııewbom rab-bit. Pediatr Res. 19.727-731.

66. Rubino, A. and Guandalini, S. (1984). Mechaııims of

secreton' diarrhea caused b" baclerial enıeroıoüm. In:

Chronic' Diarrhca in Childre'n. cd. Ldıcnıhal. E. Nestlc

VeveyIRaven Press New York.

67. Santhanakrishnan, H.R. and Devi, L.U. (1986).

Chroııic proıracıed ımıer\" diarrhoea iıı nwlııourished ch i/d-reıı. Indian J Pediatr, 23, 5 i5-519.

68. Sağmanlıgil, V., Emre, H. ve Çelebi, F. (1994).

ve ıok fare/erde medial jejııııııııı, proksimalve distal i/eumda ııoıı-kiimiilaıif cevap eğrileri. AU. Vet Fak Derg. 41(3-4), (456-468).

69. Sağmanlıgil, V. İriadam, M., Emre, B. ve Şireli,

M. (1995). PCF2a'Iı/1lfare iııce bağmağına eıkisi. AU Vct

Fak Derg, 42, (3). (Ba~kJda).

425

70. Sağmanlıgil, V. and Levin, R ..I. (1993). Elecırogeııic

ioıı seereıimı itı pro'ximal, mid aııd distal coloıı from fed and

sıan'ed mil'e. Comp Biochem Physiol, i06C(2), 449-456.

71. Sağmanlıgil, V., and Levin, R . .I. (l995).I,ffecıs of

die-tar)' deprivaıioıı.on smail and large intesıinal imı ıraıısporı in ıhe m?use. A.U. Vet Fak Derg. 42(3), Baskıda.

72. Serimshaw, N.S., Taylor, c.E. and Gordon, .LE.

(l96X). Inıeraclion of nuıritioıı aııd infecıioıı. Geneva WHO

Monograph, NO.57.

73. Sherman, P., Forstner, .i., Roomi, N., Khatri,

ı.

and Forstner, G. (1985). Mucin deplerioıı iıı ıhe inIl'sIiııe

of malııurished raıs. Am J Physiol, 248, G418-G423.

74. Solon, F.S., Popkin, H.M., Fernandez, LL. and

Latham, M.C. (1978) Vitamin A deficiency ilııhe

Philippi-nes: A sıudy of xeropıhalmia in Cebu. Am J Clin Nutr, 31,

360-368.

75. Sommer, A., Katz, .I. and Tarwotjo, i. (1984).

Increa-sed risk of respiratory disease aııd diarrhoea iıı chi/dren ",ith pre-exisıing mi/d vitamin A deficiency. Am J Clin Nutr, 40,

1090-1095.

76. Spiller, R.C., Brown, B. and Silk, D.B.A. (1982).

Cliııdanıvcüı iııhibits bicarbonaıe-sıimulaıed sodiııııı absorp-lioıı in ıhe humaıı jejUlıum. Gastrocnty, 82. 1186.

77. Stein, Z., Susser, M., Saenger, G. and Morolla, F.

(1975)_ Famiııe and Humaıı Deı'e/opmeııı: ıhe Duıch hııııger ",iıııer of 1944-1945. New York Oxford University Press, London.

78. Stanton, B.F., Clemens, D . .I., Wojtyniak, 8. and

K hair, T. (i 986). Risk faclOrs for developiııg mild

nLllrilio-ııal bliııdlZess ilZ Vrbaıı BllIıglades/ı. Anı J Dis Chiıd. 140, 584-58X.

79. Stoll,

n .

.I., Banu, H., Kabir,

ı.

and Molla, A.

(1985). Nighı bli'llllZess aııd \'ilamin A deficieııcv iıı chi/dreıı

aııoıdiııg a diarrhoeal disease Iıospiıal in Baııglades/ı. J Trop Pediatr, 31, 36-3X.

XO. Viteri, F.E. and Sehneider, R.E. (1974).

Casıroiıııesıi-ııal a/ıeralimıs in pro!{'iıı-calorie mabıulriıiOlI. Med Clin !\orth Am, 58, 14X7-1505.

81. Walker, W.A. (1976). Hosl defeııse meclıanisms iıı

gasım-iıııesıiııal tracı. Pcdia. 57.901-916.

82. Winneek, :\1. (1979). HIIIIKer disease-Sıudies by .!ewish

Plıysiciaııs iıı ıhe Warshaw Cheııo. John Wiley and Sons,

New Yurk.

83. Young, A. and Levin, R ..I. (1990). Diarrhoel1 offaıııilZe

aııd nUlIIILl/riliOlI:!l11'e.I'ligaliOlD' ıısiııg aıııode/: I . .!ejıı-ızal/nperseerefion ilZdııced b\' srarvalioıl. Gut, 3 1,43-53.

84. Young, A. and Levin, R ..I. (1990). Diarrho{'a o{jamiııi'

aııd lııalnuıriliolZ: ilıı'esligaliolZs usiııg LI mi model: I. l/eal h'j,erseerelion ilZduced by sıafl.atüm. Gut. 3 I. 162- i69.

Referanslar

Benzer Belgeler

Inactivation of endogenous and pathogenic microflora The PEF treatments with an electric field strength of 12 kV cm −1 and a total energy of 240 or 960 J resulted in different

Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’ye gelen Polonyalıların hayatları ile ilgili arşiv belgelerinin incelenmesi neticesinde söz konusu zümrenin Türk hükümeti tarafından

Dünya Savaşı’nda henüz Türkiye’de tek parti olan CHP de, savaşın başından sonuna kadar gerek savaşa dair alınacak önlemler, gerek savaş dönemi

CHP İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım Cemiyetleri Birliği 1944 Yılı Kongresi, KENAN Matbaası, İstanbul, 1945. CHP İstanbul İlkokullarında Okuyan

kişilerin bu malların ellerinden alınması ile yaşayabilecekleri mağduriyetlerin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Mallardan elde edilecek gelirler ise yine esas sahiplerinin

The Journal of Atatürk Yolu is a peer-reviewed and scholarly periodical, published biannually by the Institute of Turkish Revolution History, Ankara University.. Dergi, TUBİTAK

Dahiliye Nezareti’ne ait 05 Muharrem 1329 (06 Ocak 1911) tarihli bir arşiv belgesinde; İngiliz Cemiyet-i Hayriye’si tarafından Nesturi çocuklarının

Türkiye’deki ilk planlı sanayi hamlesinin hazırlık ve uygulama safhasında büyük bir misyon üstlenen Sovyet Rusya açısından gelişen tarihi ilişkiler ve nüfuz