• Sonuç bulunamadı

Üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıkları ve yaşam doyumu ilişkisi: Selçuk Üniversitesi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıkları ve yaşam doyumu ilişkisi: Selçuk Üniversitesi örneği"

Copied!
87
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI

RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BİLİM DALI

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYA

KULLANIM ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM

DOYUMU İLİŞKİSİ:

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Cihangir YALÇIN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Sırrı Yılmaz

(2)

İÇİNDEKİLER

Yüksek Lisans Tez Kabul Formu ... vi

Bilimsel Etik Sayfası ... vii

ÖN SÖZ / TEŞEKKÜRLER ... viiii

ÖZET ... ix

SUMMARY……….… x

ŞEKİLLER VE TABLOLAR LİSTESİ ... xii

1. GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM İNTERNET VE SOSYAL MEDYA KULLANIMI 1.1. Dünya’da İnternetin Gelişimi ... 4

1.1.1. İnternet’in Yararlı ve Zararlı Yönleri ... 5

1.1.2. Sosyal Medyanın Tarihçesi ... 7

1.1.3. Sosyal Medyanın Geleneksel Medya ile Farkı ... 9

1.1.4. Sosyal Medyanın Özellikleri ... 10

1.1.5. Sosyal Ağın Tanımı ... 12

1.1.6. Sosyal Medya Kullanımı ... 13

1.1.7. Sosyal Medyayı Cazip Hale Getiren Faktörler ... 15

1.2. Sosyal Ağlar ... 16 1.2.1. Twitter ... 16 1.2.2. Tumblr ... 17 1.2.3. Whatsapp ... 17 1.2.4. Wikipedia ... 18 1.2.5. YouTube ... 18 1.2.6. Linkedin ... 18

(3)

1.2.7. Instagram ... 19 1.2.8. Facebook ... 19 1.2.9. Bloglar ... 20 1.2.10. WordPress ... 20 1.2.11. Mikroblog ... 21 1.2.12. Plurk ... 21 1.2.13. Delicious ... 21 1.2.14. Flickr ... 21 1.2.15. Snapchat ... 21 1.2.16. Swarm ... 22 1.2.17. Periscope ... 22 1.2.18. Spotify ... 22 İKİNCİ BÖLÜM YAŞAM DOYUMU KURAMI 2.1. Yaşam Doyumu ... 24

2.2. Öznel İyilik Kavramı ... 26

2.3. Araştırmanın Kuramsal Temeli ... 27

2.3.1. Belli Bir Noktada Erişme Kuramı: ... 27

2.3.2. Haz ve Acı ... 28

2.3.3. Etkinlik Kuramı ... 28

2.3.4. Yukarıdan Aşağıya – Aşağıdan Yukarı Kuramı ... 28

2.3.5. İlişkilendirici Kuram ... 28

2.3.6. Yargı Kuramı ... 29

(4)

2.5. İnternet Kullanımı ve Yaşam Doyumu Üzerine Yurt İçinde ve Yurt Dışında

Yapılan Bazı Çalışmalar ... 31

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYA KULLANIM ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM DOYUMU İLİŞKİSİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK ALAN ARAŞTIRMASI 3.1. Yöntem ... 37 3.1.1. Amaç ... 37 3.1.2. Önem ... 37 3.1.3. Araştırma Soruları ... 38 3.1.4. Evren ve Örneklem ... 39 3.1.5. Sınırlılıklar ... 39

3.1.6. Soru Formu ve Veri Toplama Araçları ... 39

3.1.6.1. Yaşam Doyumu Ölçeği ... 40

3.1.6.2. Sosyo-Demografik Değişkenler ... 40

3.1.6.3. İnternet ve Sosyal Medya Kullanma Alışkanlıkları ... 41

3.1.7. Verilerin Analizi ve Kullanılan Testler ... 41

3.1.8. Sosyal Medya Kullanım Düzeyi ile Yaşam Doyum Ölçeğinin Güvenirliliği ve Geçerliliği. ... 42

3.2. Bulgular ve Yorum ... 43

3.2.1. Katılımcıların Sosyo-Demografik Özellikleri ... 43

3.2.1.1. Cinsiyet Dağılımı ... 43

3.2.1.2. Katılımcıların Gider Dağılımı ... 43

3.2.1.3. Katılımcıların Sınıf Dağılımı ... 43

(5)

3.2.2. Katılımcıların İnterneti Kullanma Tercihleri ... 44

3.2.2.1. Katılımcıların İnternet Kullanma Sıklığı ... 44

3.2.2.2 Katılımcıların İnternet Bağlantısına Sahip Olma Süresi ... 45

3.2.2.2.1. Katılımcıların İnternet Bağlantısına Sahip Olma İle Gider Arasındaki İlişki ... 45

3.2.2.3. Katılımcıların İnternete Bağlanma Stilleri ... 45

3.2.2.4. Katılımcıların İnternete Bağlandıkları Yer Dağılımı ... 46

3.2.2.5. Katılımcıların İnternette Ulaştıkları Yer İle İnternete Bağlandıkları Yer Arasındaki İlişki ... 46

3.2.2.6. İnternetin Kullanım Amaçları Dağılımı ... 47

3.2.3. Sosyal Medyanın Hangi Amaçla Kullanıldığının Dağılımı ... 48

3.2.3.1. Katılımcıların Sosyal Medya Kullanım Sıklığı ... 49

3.2.3.2. Katılımcıların Sosyal Medyada Kendi İsmini Kullanma Sayısının Dağılımı... 49

3.2.3.3. Katılımcıların Sosyal Medyada Tanıştığı Kişilerle Yüz Yüze Görüşme Dağılımı... 50

3.2.3.3.1. Katılımcıların Sosyal Medyada Tanıştığı Kişilerle Gerçek hayatta Buluşma Dağılımı ile Cinsiyet Arasındaki İlişki? ... 50

3.2.3.4. Katılımcıların Sosyal Medya Sitelerinde Harcadıkları Süre ... 50

3.2.3.4.1. Katılımcıların Cinsiyete Göre İnternette ve Sosyal Medyada Geçirdikleri Süre ... 51

3.2.3.5. Katılımcıların Kullandıkları Sosyal Medya Türleri ... 51

3.2.3.6 Katılımcıların Cinsiyet Göre Farklılaşan Sosyal Medya Ağlarının Dağılımı ... 52

3.2.3.7. Sosyal Medya Denilince Katılımcıların Ankette Verdikleri İlk Cevabın Dağılımı... 52

(6)

3.2.4.1. Katılımcıların Yaşam Doyumunun Barınma Değişkenine Göre

Karşılaştırılması ... 53

3.2.4.2. Katılımcıların Cinsiyeti İle Yaşam Doyumu İlişkisi ... 54

3.2.4.3. Katılımcıların Sosyal Medya Kullanım Amacı ile Yaşam Doyumu İlişkisi ... 54

3.2.4.4. Katılımcıların Algılanan Akademik Başarı Düzeyine Göre Sosyal Medya Tercihleri Arasındaki İlişki ... 55

3.2.4.5. İnternet ve Sosyal Medyada Geçirilen Süre İle Yaşam Doyum Düzeyinin Karşılaştırılması ... 55

3.2.4.6. Yaşam Doyumunun İnternet ve Sosyal Medyaya Girme Sıklığı Arasındaki İlişki ... 55

4.Sonuç ... 58

KAYNAKÇA ... 63

Özgeçmiş ... 71

(7)
(8)
(9)

ÖN SÖZ / TEŞEKKÜRLER

“Üniversite öğrencilerinin Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları ve Yaşam Doyumu İlişkisi” adını taşıyan bu tez çalışmasında öncelikle; internetin tarihçesinden başlayarak, zararlı ve yararlı yönlerine değinerek, sosyal medyanın gelişimi, özellikleri ve popüler sosyal medya araçlarının ne olduğundan bahsedilmiştir. Sonrasında yaşam doyumu kavramı açıklanmaya çalışılmıştır.

Çalışmanın son bölümünde ise Selçuk Üniversitesinde yapılmış olan alan çalışmasının bulguları ortaya konulmuş, internet ve sosyal medya kullanım düzeyini belirleyerek, bu mecrada geçirilen süre ile yaşam doyumu ilişkisi açıklanmak istenmiştir.

(10)

ÖZET

20 yy. sonlarında hayatımıza giren internet, 2000’li yılların başında sosyal ağların ortaya çıkmasıyla yaygınlığını arttırmıştır. Sosyal medya özellikle genç kullanıcılar tarafından sıkça tercih edilmektedir. İnternet ve sosyal medya kullanımı bireyleri ve toplumu hem olumlu hem de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu özellikleriyle internet ve sosyal medya kullanımı, son yıllarda sosyal bilimcilerin ilgi odağı olmuştur.

Üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını ve yaşam doyumunu inceleyen bu çalışmada saha araştırması kullanılmıştır. Yapılan çalışmada aşırı internet ve sosyal medya kullanımı bireyi psikolojik anlamda negatif yönde etkilediği görülmektedir. Aşırı internet kullanımı, bireyi olumsuz etkilediği için yaşam doyum düzeyi düşmektedir.

Araştırmanın sonuçlarına göre internette ve sosyal medyada geçirilen süre ile yaşam doyumu arasında anlamlı ve negatif yönde düşük bir ilişki vardır. Yani internette ve sosyal medyada geçirilen süre arttıkça yaşam doyum puanı düşmektedir. Öğrenciler internette günlük ortalama 125 dakika zaman harcarken, sosyal medyada 113 dakika zaman harcamaktadır. Öğrenciler interneti en çok sosyal medyaya girmek, Tv-video izlemek ve araştırma yapmak amacıyla kullanmaktadır. Sosyal medyayı ise tanıdıklarıyla iletişim kurmak, fotoğraf paylaşmak ve tanıdıklarının fotoğraflarına bakmak, olaylar ve kişiler hakkında bilgi sahibi olmak, eğlenmek ve rahatlamak amacıyla kullanmaktadırlar. Öğrencilerin en sık kullandıkları sosyal ağlar, WhatsApp, Instagram ve Youtube’dir. Öğrencilerin yaşam doyum düzeyinin puan ortalaması 3.3’dür.

Anahtar Kelime: İnternet Kullanımı, Sosyal Medya Kullanımı, Yaşam Doyumu

(11)

SUMMARY

The internet which entered our life in the end of the twentieth century, has increased its prevalence with the emergence of social media at the beginning of 2000’s. Social media is often preferred by young users. Internet and social media use affects individuals and society both positively and negatively With these features, the use of internet and social media has been the focus of attention of social scientists in recent years.

Field research was used in this study examining social media usage habits and life satisfaction of university students. In the study, excessive internet and social media use has a negative effect on the psychological side of the individual. Excessive internet use adversely affects the individual and therefore life satisfaction decreases.

According to the results of the research, According to the results of the research, there is a significant and negative relationship between life time and social media and life satisfaction. In other words, life satisfaction scores decrease as internet time and social media increase. while students daily spent approximately 125 minutes on internet, they also spent 113 minutes for social media. They use the internet mostly to be on social media, watch TV or video and research. For the students the social media means to communicate with their friends, share photos or look someone’s photos, get information about events or people and finally have fun and relieve. The most common social networks the students use are WhatsApp, Instagram and Youtube. The mean score of life satisfaction of the students is 3.3.

(12)

ŞEKİLLER VE TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1.Katılımcıların Cinsiyet Dağılımı... 43

Tablo 2. Katılımcıların Öğrenim Gördüğü Sınıf Dağılımı... 43

Tablo 3. Katılımcılar Nerede Kalmaktadır ... 44

Tablo 4. Katılımcıların İnternete Girme Sıklığı ... 44

Tablo 5. Katılımcıların Gider Düzeyi ile Kaç Yıldır İnternet Bağlantısına Sahiptirler.. ... 45

Tablo 6.İnternete Ulaşım Araçlarının Dağılımı ... 45

Tablo 7. Katılımcılar İnternete Nereden Ulaşmaktadır. ... 46

Tablo 8.Katılımcıların İnternete Ulaştıkları Yer İle Kaldığı Yer Arasındaki Farklılık.. ... 46

Tablo 9. Katılımcıların İnternet Kullanım Amaçları ... 47

Tablo. 10. Katılımcıların Sosyal Medya Kullanım Amaçları ... 48

Tablo 11. Katılımcıların Sosyal Medyaya Girme Sıklığı ... 49

Tablo 12. Sosyal Ağlarda Kendi İsimlerini Kullananların Dağılımı ... 49

Tablo 13. Katılımcıların Sosyal Medyada Tanıştığı Kişilerle Gerçek Hayatta Buluşma Dağılımı ... 50

Tablo 14. Sosyal Medyada Tanışıp Dışarda Görüşenlerin Cinsiyet Arasındaki Farklılık Düzeyi ... 50

Tablo 15. Katılımcıların Cinsiyete Göre İnternette ve Sosyal Medyada Geçirdikleri Süre ... 51

Tablo-16: Sosyal Medya Türlerinin Yüzdelik Dağılımı ... 51

Tablo-17: Cinsiyet İle Farklılaşan Sosyal Medya Ağlarının Dağılımı ... 52

Tablo-18: Katılımcıların Yaşam Doyum Puan Ortalaması ... 53

Tablo-19: Barınma İle Yaşam Doyum Düzeyi Arasındaki İlişki ... 53

(13)

Tablo-21: Katılımcıların Yaşam Doyumu Düzeyi İle Farklılaşan Sosyal Medya

Kullanım Maddeleri ... 54

Tablo-22: Algılanan Akademik Başarı ile Sosyal Medya Kullanımı ... 55

Tablo-23: Yaşam Doyum Düzeyi İle İnternet ve Sosyal Medyada Geçirilen Süre ... 55

Tablo-24: İnternete Girme Sıklığı İle Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkisi ... 56

(14)

1. GİRİŞ

Çağımız iletişim çağıdır ve dijital teknolojiler yaşamın büyük bir bölümüne hâkim olmuştur. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal ağlar ve sosyal medya ortamları kullanıcıların vazgeçilmez bir paylaşım alanı olmuştur. Artık iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle sosyal medya sadece bireylerin iletişim ihtiyacını sağlamak özelliğinden daha çok, oyun, bilgi edinme, eğlence, arama yapma gibi birçok aktiviteye olanak sağlar hale gelmiştir (Ünal, 2015: 53). Genç kitlenin daha çok kullandığı sosyal ağlar bu kitle tarafından eğlence ve oyun aracı olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra gelecekte bu platform, daha amaçlı ve işlevsel biçimde kullanılarak gençlerin elinde bir bilim, kültür ve demokrasi alanı hâline getirilebilir (Karaca, 2007: 13).

İletişim teknolojisindeki gelişmeler, web 2.0 teknolojisinin hayatımıza girmesiyle birlikte iletişim boyutunu yeniden şekillendirmiştir. Artık sanal âlemde bu teknolojileri kullanan bireyler, tek yönlü bir iletişimden çok yönlü bir iletişime geçmişlerdir. Böylece bu ağları kullananlar, bizzat içeriği sunan, etkilenen, konumdan çıkarak etkileyen konuma geçmişlerdir (Öztürk, 2014: 41). Bu şekilde artık bireyler sosyal ağlar aracılıyla “ben de varım” diyebilmekte ve diğerleriyle hızlı bir şekilde etkileşim kurabilmektedirler. Bu özellik, sosyal ağların zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın etkileşim olanağı sunmasından ve tartışmanın esas olduğu bir iletişim şeklinin olmasından kaynaklanmaktadır (Bostancı, 2010: 36).

Kullanıcılarına birçok avantaj sunmasından dolayı sosyal ağlar kısa sürede yaygınlaşmıştır. Sosyal medya kullanıcıları sitelerde arkadaşlarını bulabilmekte, videolar izleyebilmekte, müzik dinleyebilmekte, bilgiyi ve etkinliği sosyal medyayı kullanan arkadaşlarıyla paylaşabilmektedirler (Akçay, 2011: 143-144). Sosyal ağlar vasıtasıyla gündelik hayatta birbirini tanımayan kişiler bu ağlarla arkadaş olabilmektedir. Facebook, Twitter, Tinder, Swarm gibi siteler aracılığıyla edinilen arkadaşlıklar gündelik hayatın bir parçası durumuna gelebilmektedir (Kırık, 2012: 94). Hatta bu sanal dünyada bireyler birbirleriyle tanışarak arkadaş olabilmekte, duygusal bağ kurabilmektedir. Bu arkadaşlığın bir sonraki aşamasında evlenme gibi insanların hayatlarını etkileyecek radikal kararlar alınabilmektedir (Vural ve Bat, 2010: 3348).

Sosyal medyada paylaşılan bilgiler tüm dünyaya hızlıca yayılmaktadır. Bu şekilde bir bilgi denizine dönüşen sosyal medya vasıtasıyla kullanıcılar gündemle alakalı

(15)

bilgi ve fikirlerini bu platformda tartışabilmektedir. Böylece sosyal medyayı kullanan bireyler gerçek yaşamlarını sanal bir dünya üzerine kurmaktadırlar (Kalender, 2016: 5). Bu sanal dünyaya sıkça girip çıkan gençlerin sanal ilişkileri hızla artarken, gerçek ilişkileri ise giderek zayıfladığı ve böylece ilişkilerin gerçekliğini kaybederek toplum dışına itildiği, gençlerin de yalnızlaşma riski ile karşı karşıya olduğu ileri sürülmektedir (Karaca, 2007: 11-12).

Üniversite çağına gelmiş öğrenci hâlâ ergenlik dönemindedir. Bu dönem öğrencilerde hızlı bir gelişim ve değişim sürecidir. Ergenlik döneminde birey psikolojik, biyolojik, zihinsel ve sosyal açıdan erişkinliğe geçerek bir olgunlaşma evresindedir. Öğrenciler cinsel, bedensel, sosyal ve duygusal anlamda yeni bir döneme girmektedir. Geçiş sürecinde bireyler kendini farklı hissedebilir ve genellikle ailesi ve çevresindeki kişilerle problemler yaşayabilir. Aynı zamanda iletişim kurma sürecinde de güçlükler çekebilir. Öğrenciler iletişimsizlik, stres gibi negatif durumlarla karşılaşınca düşen doyumunu sağlamak ve kendini sosyalleştirmek için internet ve sosyal medyaya yönelebilir. Eğer kişi sanal âlemi; sosyalleşmek, kendini tanımak, kendi kurallarını koymak için bir araç olarak kullanırsa yaşam doyum düzeyi artar ve hayata daha pozitif bakabilir. Ama interneti ve sosyal medyayı gereğinden çok fazla kullanırsa psikolojik olarak olumsuz etkileneceğinden internet bağımlısı olma riskiyle karşı karşıya kalabilir. Buna bağlı olarak bireyin stres ve depresyon süreci artacağı için kendini dış dünyadan, okuldan, ailesinden, arkadaşlarından soyutlayıp elektronik ortamda sanal bir dünya kurarak daha çok yalnızlaşabilir.

Hayatta tanıdığımız ya da tanımadığımız kişilerle iletişime geçmek için sosyal medyayı kullanmaktayız. Özellikle akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle internet erişimine ve buna bağlı olarak sosyal medyalara erişim imkânımız çok daha kolaylaşmıştır. Hayatımızı her yönüyle etkileyen sosyal medya kullanımı bireylerin yaşam kalitesinin belirleyicileri olan mutluluk, yaşam doyumu açısından etkileyip etkilemediği üzerinde çok fazla durulmamıştır. Gençlerin sıkça kullandığı sosyal medyayla ilgili olarak üniversite öğrencilerinin yaşam doyumu yordamaları üzerine yapılan çalışmalar çok kısıtlıdır (Doğan, 2016: 219). Öğrencilerin yaşam doyumlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi önemlidir. Çünkü 6.-12. sınıflarda öğrenim gören öğrenciler üzerinde yapılan çalışma bulgularına göre kaygı, depresyon düzeyi düşük kişilerin, benlik saygısı ve umut düzeyi yüksek olan öğrencilerin yaşam doyum düzeyleri

(16)

de yüksektir. Bunun yanı sıra ebeveynleriyle ve akranlarıyla olumlu tutum sergileyen ergenlerin yaşam doyumu da diğerlerine göre daha yüksektir ve bu bireyler akademik alanda daha başarılı olmaktadır (Aktaran: Çivitçi, 2009: 31). Başka bir çalışmada ise yaşam doyum düzeyi yüksek kişilerin, yaşam doyumu daha düşük olan kişilere göre duygusal, sosyal ve akademik öz-yeterliklerinin daha fazla olduğu; ailelerinden, çevrelerinden ve arkadaşlarından daha çok sosyal destek aldıkları, duygusal ve davranışsal anlamda da daha az sorun yaşadıkları ortaya konmaktadır. Bundan dolayı öğrencilerin yaşam doyum düzeyinin artması psikolojileri ve sosyal gelişimleri açısından önemlidir (Çivitçi, 2009: 31).

Son yıllarda artan aşırı internet kullanımıyla birlikte sosyal medya kullanımı da artmaktadır. Sosyal medya kullanımının artmasında bireyin gündelik yaşamın sıkıntılarından uzaklaşma, eğlence arama ve yalnızlığını giderme gibi psikolojik faktörler etkili olmaktadır. Bu bağlamda bireyler gerçek mutluluğu gerçek dünyada aramak yerine sanal âlemde aramaktadırlar. Psikolojik ihtiyaçlarını gidermek için internet ve sosyal medyayı daha fazla kullanmaktadır. Sosyal medyada geçirilen sürenin artması bireylerin sosyal faaliyetlerine daha az zaman ayırmalarına, arkadaşlarıyla daha az zaman geçirmelerine ve sportif faaliyetlerden uzak kalmalarına sebep olmaktadır. Öğrenciler yeterince sosyalleşemediği için yaşam doyumu negatif yönde etkilenmektedir. Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin internette ve sosyal medyada geçirdikleri süre ile yaşam doyum düzeyleri arasında negatif yönde bir ilişki olduğu hipotezi üzerine kurulmuştur. Öğrencilerin internette ve sosyal medyada geçirdikleri sürenin bireylerin yaşam doyum düzeyini olumsuz yönde etkilediği düşünülmektedir ki bu alanda yapılan çalışmaların sayısı son yıllarda hızla artmaktadır.

(17)

BİRİNCİ BÖLÜM

İNTERNET VE SOSYAL MEDYA KULLANIMI

İnternet, bilgi ve haberleşme teknolojilerinin gelişmesinde önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde 25 yıldır (2018) internet kullanılmakta ve gün geçtikçe kullanımı hızla artmaktadır. İnternetin sadece bilgi ve haberleşmede değil sosyalleşme, ekonomi, eğitim gibi birçok alanda etkili olduğunu ve bu etkinin hızla genişlediği görülmektedir (Koç, 2011: 31).

1.1. Dünya’da İnternetin Gelişimi

İnternet teknolojisinin bulunmasının temeli Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Rusya arasındaki rekabete dayanmaktadır. 1957 yılında SSCB’nin Sputnik’i uzaya fırlatmasından sonra ABD Savunma Bakanlığı, bu hamleye karşılık olarak bilimi ve teknolojiyi orduya entegre edebilmek için ARPA (Advanced Research Projects Agency) projesini başlatmıştır. Bu projeyle 1962 yılında ülkenin genelinde askerî bir bilgisayar ağ tasarlanmıştır. Bu projenin amacı olası bir nükleer saldırı altında ülkede irtibatın kesilmemesidir. 1969 yılında Kaliforniya’da ilk bilgisayar ağı kurulmuştur (Soydan, 2015: 9). Bu tarihte kurulan ARPANET çerçevesinde ilk bağlantılar dört merkezde yapılmıştır ve bilgisayarlar arasında bağlantılarla internetin ilk şekli ortaya çıkmıştır. ARPANET ağına kısa sürede birçok merkezdeki bilgisayar bağlanmıştır. 1971 yılında Ağ Kontrol protokolü ile çalışmaya başlanılmıştır. 1972’nin Ekim ayında Uluslararası Bilgisayar İletişim Konferansı gerçekleştirilmiştir. Konferansta, ARPANET'in NCP ile bir demontrasyonu gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl içinde ARPANET içinde elektronik posta kullanılmaya başlanılmıştır. Bu e-mail hizmeti DARPA’nın katkılarıyla 1970’ler de geliştirilmişti ve yaklaşık 20 yıl boyunca askerî amaçlar için kullanılmıştır. Amerikan Bilgisayar Ağı (Dod ) 1980’li yılların ortasında ARPANET’ten ayrılarak 1986 yılında MILITARY NET adı altında kendi ağını kurdu. 1986 da Amerikan Bilimsel Araştırma Kurumu (NSF), ARPANET için bir öneri paketi öne sürdü, bu pakete göre ülke çapında beş büyük süper bilgisayar merkezi kurulacaktı. ABD hükümetinin desteği ile ARPANET NSFNET olarak düzenlendi. 28 Şubat 1990’da ARPANET kapatılmıştır. Önce ABD’deki üniversitelere daha sonra genel kullanıcılara açılmıştır (Koç, 2011: 33).

(18)

İnternetin kullanılmaya başlanmasıyla 2000’li yıllara kadar web1.0. teknolojisi hizmet verir. Bu web1.0. teknolojisinde bütün kontrolleri sağlayan kişi site yöneticileridir. İçindeki bilgiler ise site yöneticilerinin hazırladıkları verilerden ibarettir. İnterneti kullanan kişilerin yapabilecekleri kısıtlıydı, program ve dosya indirmek ya da sunucuların yüklediği içerikleri okumak gibi basit işlevleri bulunmaktadır. Bundan dolayı ilk başta televizyon, dergi ve gazete gibi geleneksel medyadan çok farklı olduğu söylenemez. Ama Web 2.0 teknolojisinin geliştirilmesiyle ikinci nesil bir internete geçiş yapılır. Bu teknoloji ilk olarak Tim O’Reilly tarafından bir konferansta gündeme getirilerek Web 2.0. teknolojisi karşılıklı etkileşime olanak tanıyan sistem olarak tanıtıldı. Web 2.0 teknolojisi internete yeni bir boyut kazandırmıştır. Artık içerik kullanıcılar tarafından oluşturulabilmekte ve bu oluşturulan içerik başkaları tarafından paylaşılabilmektedir (Başyazıcıoğlu, 2013: 3).

Web 3.0. teknolojisiyle kişiler değil makineler kendi aralarında etkileşime gireceklerdir. Bu bağlamda web üzerinde yer alan veri kaynakları arasında bağlantıların oluşması ve oluşan bu verilerin diğer bilgisayarlar tarafından okunarak anlaşılması gerekecektir. Bilgisayarlar veri kaynaklarından elde ettikleri bilgiyi analiz edecek, anlamlar çıkaracak ve en uygun içeriği üretecektir. Web 3.0 teknolojiyle beraber kullanıcılar kendilerine özgü bir internet yapısına kavuşmuş olmakla beraber daha fazla kişiselliğin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Her kullanıcı bu anlamda bireysel olarak değerlendirilmekte, kişilerin ilgi alanlarına yaşantılarına göre sonuçlar üretilmektedir (Okur, 2013: 142-143).

Web 4.0 simbiyotik web olarak bilinmektedir. Simbiyotik ağ rüya, insanlar ve simbiyozdaki makineler arasındaki etkileşimdir. Makineler Web’in içeriğini okumakta akıllıca davranarak yürütme biçiminde tepki gösterecektir. Web 4.0 teknolojisi akıllı web olmak için yapay zekayı kullanmaktadır (Aghaei vd., 2012: 8).

1.1.1. İnternet’in Yararlı ve Zararlı Yönleri

İnternet kullanımı hayatımıza girdikten sonra her şeyde birtakım değişikliklere neden olmuştur. Bu bazen olumlu yönde olur iken bazen de olumsuz yönde olmaktadır. Hangi yönde olursa olsun bir hakikat var ki o da internetin toplum ve kültür üzerindeki etkileridir. İnternet e-ticaretin gelişmesi ve yaygınlaşması, bilgi dolaşımının hızlanması,

(19)

toplumların ve yönetimlerin demokratikleşmesi, sosyal hareketliliğin desteklenmesi ve kurum ve bireylerin kendilerini güncelleme geliştirmesi gibi olumlu yönde etkiler yaratmıştır (Demir, 2006: 9).

İnternet, günümüzde kullanıcıların bilgi bakımından başvurdukları ilk kaynak niteliğine sahiptir. Bu, internetin bireylere geniş imkân sunmasından ve bilgiyi en kısa sürede, en ucuz şekilde sağlama özelliğinden gelmektedir (Yurttaş, 2012: 45). Sanal âlemde atılan bir bilgi ya da tweet anında internet ortamında milyonlarca kullanıcıya ulaşabilmekte ve hızlı bir şekilde iletişime geçilebilmektedir (Binbir, 2012: 70). Bilgilerin anında yayılmasından dolayı internet ortamı bir bilgi denizine dönüşmüştür. Bu ortam sayesinde, kullanıcılar dünyadaki olan biten her gelişmeyi öğrenebilir, düşüncelerini rahatça beyan edebilir ve başka kişilerle paylaşarak iletişim kurabilirler (Bayzan ve Özbilen, 2012: 523).

Sosyal medya, kullanıcılarına sadece eski arkadaşlarımızla buluşma imkânı sağlamaz, bunun yanı sıra çevremizde ve okulda olan olaylar hakkında da bilgi sahibi olmamıza yardımcı olmaktadır. Bu da bize sosyal medya üzerinden sağlayacağı doyumu doğrudan etkilemektedir (Doğan, 2016: 224).

İnternet vasıtasıyla iletişim süreci hızlanmış ve dengeli bir şekilde iletişim kurabilmemize olanak sağlamıştır. Kullanıcılar görüşlerini paylaşarak gruplar oluşturabilmekte ve düşüncelerini paylaşabilmektedirler (Binbir, 2012: 43). Sosyal medya, eğitim için kullanılabilir bir potansiyele sahiptir. Öğrenci ve eğitimcilerin aktif bir şekilde kullandığı sosyal medyada güncel bilgiye kolayca ulaşmak bilgi çağında oldukça önemlidir. İnternette her türlü bilgiye hemen ulaşıldığını göz önünde bulundurursak, interneti en hızlı erişim kaynağı olarak görebiliriz. Böylece kullanıcıların ülke içinde ve dünyada meydana gelen gelişmeleri, yenilikleri yakından izlemesi ve kendi dünya görüşlerini oluşturmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bireyler sosyal medya kullanma konusunda bilinçlendirilmelidir. Çünkü etkili bir şekilde kullanabilmenin öğretilmesi eğitim ve öğretim açısından elzemdir. Ayrıca internet öğrencilerin faydalandıkları bir kültürel mecra hâlini alabilir (Utku, 2015: 40; Yurttaş, 2012: 14-15).

Ortaya çıkışından beri devamlı büyüyen, farklı etnik ve kültürdeki milyonlarca kişiyi bir araya getiren ve hiçbir yazılı kurala bağlı olmaksızın hayatımızın vazgeçilmezi olan internet ve sosyal medya, kaçınılmaz olarak bir dizi probleme de yol açmaktadır

(20)

(Çağıltay, 1997:20). Sosyal medyayı kullanan çocuk, ergen ve gençler sanal âlemde fiziksel, sosyal ve psikolojik açıdan şiddete maruz kalabilirler (Çelen vd., 2011: 3).

Sosyal medyayı kullanımın bireyler üzerinde ki en büyük dezavantajlardan birisi kontrolsüz ve aşırı kullanımdan dolayı gündelik hayatta zaman kaybına neden olmasıdır. Ayrıca kullanım süresi arttıkça genç kullanıcıların psikolojik ve fizyolojik gelişimi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu denetimsiz ve sınırsız sosyal medya kullanımı nedeniyle, öğrencilerin okul başarıları düşebilmekte; stres, depresyon vb. sebeplerle ruh sağlıkları bozulabilmekte ve yaşam doyumları azalmaktadır. Genç kullanıcılar sosyal medyada olumsuz cinsel bilgiler, şiddet içerikli davranışlara eğilim, alkol ve sigara alışkanlıkları, kumar oynama ve sağlıksız beslenme gibi kötü alışkanlıklar edinebilirler. Ayrıca ırkçılık, ayrımcılık ve nefret, yasadışı aktiviteler, yasadışı ilaçlar, zararlı yazılımlar, şiddet, hacking, yasadışı yazılımlar, yazılım hırsızlığı gibi durumlarla karşı karşıya kalabilirler. Diğer başka bir tehlike ise sanal dünyada e-posta ile kurulan dostluklardır. Bu dostluklar kurulurken kişiler arasında yaş farkının olup olmadığı yeterince bilinmemektedir. Sanal âlemde kullanıcılar kötü, kaba ifade ve sözlerle karşı karşıya kalabilirler. Bu zararlı içeriklerden yetişkinlere göre çocukların etkilenme oranı daha yüksektir. Çünkü çocuklar daha bilinçsizdir. Bu konuda bir ülkenin dinamiği olan genç kuşağı bu kötü alışkanlıkları kazanmaması için sosyal medyayı bilinçli kullanmaya sevk etmek önemlidir. Söz konusu bilinci kazanmak için kullanıcılara bu mecraları nasıl kullanacakları yönünde bilgi verilebilir. Ayrıca verilen eğitimlerle aynı zamanda bireylerde demokrasi bilincinin oluşması ve gelişmesine de katkı sağlanabilir (Utku, 2015: 40-41; Yurttaş, 2012:17-18; Arnas, 2005: 60; Tuncer, 2005: 208; Bayzan, Ş. Özbilen; A, 2012: 524).

1.1.2. Sosyal Medyanın Tarihçesi

Yakın tarihimizde iletişim teknolojilerinin gelişmesinde büyük katkısı olan sosyal medyanın tarihçesi yaklaşık 40 yıl önce Tom Truscott ve arkadaşı Jim Ellis tarafından makalelerin haber gruplarına gönderilmesi amacıyla kurulan Usenet’le başlatılabilir. Daha sonra 1988’de Internet Relay Chat ile link ve dosya paylaşımı geliştirildi. 1997’de SixDegrees’in kurulması kullanıcı profillerinin oluşturulmasına olanak sağlamıştır. 2002

(21)

yılında kurulan Friendster ilk sosyal medya örneği olarak gösterilebilir (Hazar, 2011: 155).

Sosyal medyanın, interaktif bir ortam yaratma sürecine girmesi blogların kullanılmasıyla başlar. Sosyal medya; ses, video paylaşım siteleri, mesaj panoları, fotoğraf, arama motoru gibi özellikler sunduğu için kurumların iletişim ve tanıtım stratejilerini bu mecraya adapte etmeleri nedeniyle büyük önem kazanmıştır. Çünkü hedef kitle eskisi gibi uzakta değil, bu yeni ortamda bulunmakta böylece şirket ve kurumların hedef kitlelerine ulaşma konusunda yardımcı olmaktadır (Binbir, 2012: 44).

Sosyal medyanın doğuş hikâyesi, ilk e-postanın gönderildiği 1970 yılına kadar uzanmaktadır. Kısaca sosyal ağların gelişimine değinirsek:

1997 yılında SixDegrees kuruldu. 1998 yılında MoveOn kuruldu.

1999 yılında AsianAvenue, Black Planet, Napster, Third Voice, Blogger, Epinions kuruldu.

1999 LiveJournal sürekli yenilenebilen bloglar üzerine kuruldu.

2000 yılında LunarStorm kuruldu.

2001 yılında Cyworld, Wikipedia ve Ryze kuruldu.

2002 yılında ilk sosyal medya olarak nitelendirebileceğimiz Friendster kuruldu. 2003 yılında Couchsurfing, Myspace, LastFm, Tribe.net, Plaxo, Linkedln, HI5, Photobucket, Second Life, Delicious kuruldu.

2004 yılında Flickr, Orkut, Dogster, Multiply, Mixi, Dodgeball, Piczo,

Care2, Ning, Catster, Digg, BiggerPockets, Hyves, ASmallWorld kuruldu. 2005 yılında Yahoo!360, Youtube, Cyworld, Xang, Bebo, Reddit kuruldu. 2006 yılında Mychurch, Twitter, Stylehive, Fabulously40 kuruldu. Ayrıca Facebook 2004 yılında kurulmuştur. Bu yıllarda Facebook sadece akademik camia arasında kullanılmaktaydı. 2006 yılıyla birlikte şimdiki niteliklerine kavuşarak genel kitlelere hitap edecektir.

(22)

2008 yılında Ping.Fm, Kontain kuruldu.

2009 yılında NetLog, Posterous, Foursquare kuruldu.

2010 yılında ise Google Buzz ile Sportpost ve Instagram kuruldu.

(Ünal, 2015: 53-55; Hazar, 2011: 155-156). 1.1.3. Sosyal Medyanın Geleneksel Medya ile Farkı

21. yy. başlarında hayatımıza giren sosyal medya, hayat tarzlarını, toplumu, kültürleri değiştirmekle kalmadı aynı zamanda iletişim teknolojilerini de değiştirdi. Öncelikle Gutenberg’in maatbâyı icat etmesi kitap, gazete gibi yazılı basını seri üretim yapmasına olanak tanımıştır. 1800’lü yıllarda telgrafın icadıyla ses, teller üzerinden elektrik akımıyla uzak yerlere gönderilmeye başlanmıştır. Böylece karşılıklı bir iletişim söz konusu olmuştur. 1900’lü yılların başında radyonun icadıyla iletişim teknolojileri vasıtasıyla kişi ve kurumların geniş kitlelere ulaşması sağlanmıştır. Radyoyu bu konuda ilk önemli icat olarak kabul edilmektedir. 19. yy. ortalarında hayatımıza giren televizyon geniş kitlelere ulaşarak, hemen hemen her eve girmiştir. Geleneksel medyanın iletişim teknolojilerindeki hegemonyasını kıran ve kitle iletişimi değiştirerek çığır açan olay ise internetin bulunması ve sosyal medyanın hayatımıza girmesi olmuştur.

İletişim teknolojilerinin bu derece hızlı gelişmesiyle birlikte, hegemonya sahipleri söz konusu iletişim araçlarını, insanları çıkarları ve istekleri doğrultusunda yönetmek, yönlendirmek ve kontrol altına almak için kullanmışlardır. Toplumun değerleri, toplumsal düzen başta olmak üzere birçok unsur kitle iletişim araçları tarafından belirlenmeye başlanmıştır. Kitle iletişim araçlarının gündem belirlemesi konusundaki gücü, iktidar ile sermaye sahipleri arasında sahiplik konusunda iktidar savaşlarına sebep olmuştur. İki taraf da meşruiyetlerini sağlamlaştırma konusunda kitle iletişim araçlarını kullanmıştır (Ünür, 2016: 154). İnternetin bulunması ve arkasından sosyal medyanın hayatımıza girmesi iletişim teknolojilerini yeniden şekillendirmiştir. İktidar sahipleri ya da sermaye sahiplerinden başka yeni bir güç ortaya çıkmıştır.

Sosyal medya geleneksel medyayı şekillendirmeye başlamıştır. Gündem belirlemede sosyal ağlar aktif rol oynamaktadır. Sosyal medyada gündeme gelen bir olay mecburen geleneksel medyada da kendisine yer bulmaktadır. Böylece sosyal medya geleneksel medyanın içeriğini de dizayn etmiş olmaktadır. Ayrıca geleneksel medya,

(23)

ünlülerin, sanatçıların, önemli kişilerin sosyal medyada paylaştıkları resim, video vb. içeriklere yer vermektedir. Sadece bunun için gazetelerde özel sayfalar ya da televizyon ekranlarında programlar yapılmaktadır.

Sosyal medyanın içeriği kullanıcılar tarafından oluşturulur. Böylece karşılıklı bir iletişim söz konusu olmaktadır. Sosyal medya kullanıcıların birbirleriyle, kurumların ise kişilerle aktif bir iletişim kurabilmesi ve geri dönüşüm alabildiği bir platformdur. Sosyal medyada içeriğin kullanıcılar tarafından belirlenmesi geleneksel medyanın tam tersidir. Çünkü geleneksel medyada içerik yayıncılar tarafından belirlenir ve kullanıcıların kontrolü dışındadır. Sosyal medya ağlarında kullanıcı sayısı ve içerik geleneksel medyaya göre daha fazladır. Ekonomik yönden ise sosyal medya bilgiye ulaşmak için çok ucuzdur ve herkes erişim imkânına sahiptir. Geleneksel medya ise bilginin yayılması için belirli kaynaklara ihtiyaç duymaktadır ve maliyet açısından daha masraflıdır. Ayrıca radyo yayını ya da televizyon yayını yapmak için veya gazete basmak için lisans almanız şarttır, ancak sosyal medyada buna gerek yoktur. (Başyazıcıoğlu, 2013: 6; Bostancı, 2010: 40; Demirel, 2013: 24-25). Geleneksel medyada kendilerine yer bulamayan küçük gruplar, işsizler, engelliler, atanamayan kişiler, göçmenler ya da medya tarafından dışlanan kesim, eşcinseller, lezbiyenler, gaylar, biseksüeller, transseksüeller gibi ötekileştirilmiş gruplar seslerini sosyal medya üzerinden duyurarak kendilerini bu alanda temsil imkânına sahip olmaktadır.

1.1.4. Sosyal Medyanın Özellikleri

İnternet teknolojisindeki gelişmeler ve sosyal medyanın gelişmesi geleneksel medyanın etkin gücünü kırarak yeni bir alternatif oluşturmuştur. Tekelleşen kitle iletişim araçlarına ve tek hâkim güç olma özelliğine sekte vurmuştur. Sosyal medya geniş imkânlar sunmasından dolayı kitle, bir nebze de olsa iletişim araçlarının buyurgan özelliğinden kurtulmuştur. Geleneksel medyayı elinde bulunduran ve bunu bir güç olarak kullanan hegemonya sahipleri ayrıcalıklarının sekteye uğramasından dolayı bu durumu aşmak için yeni yollar aramışlardır. Bu amaçla geleneksel medyanın sosyal medyaya bağlanması hususu gündeme getirilmiştir. Sosyal medyada, geleneksel medyada yer alan film, program ve yapımlar için hesaplar oluşturulmuş ve bu yapımların sosyal medyada görünmesi sağlanmıştır. Böylece geleneksel medyayı takip etmeyen ya da karşıt olan kişilerin de bu yolla yapımlardan haberdar olması sağlanmıştır (Ünür, 2016: 154-155).

(24)

Mekân ve zaman kısıtlaması olmamasından ötürü sosyal medya alternatif bütün içerikleri barındırır ve isteyen herkese bu içeriklere dâhil olabilme fırsatı verir. Sosyal medya hem kişiler arasında iletişimi sağlayarak hem de kitle iletişim aracı görevini üstlenerek farklı bir iletişim ortamı oluşturulabilir. Yeni bir medya olarak ortaya çıkan sosyal medyanın bazı özelliklerine değinecek olursak (Aydeniz, 2011: 47).

•Kullanıcılar arasında ya da herkese açık, eş zamanlı ve zaman sınırlaması olmaksızın iletişim imkânı sunar

•Sosyal medya platformlarında ucuz maliyetli, eş zamanlı ve görüntülü iletişim kurulabilir

•Sosyal medya alternatif bir iletişim zeminidir. Özellikle küçük gruplar klasik medyada yer bulamazken burada bulabilirler. Ayrıca isteyen her kullanıcı veya kurum sosyal medyada içerik belirleyicisi olabilir.

•Sosyal medyada içeriklerin yayınlanması için alan oldukça fazladır.

•Sosyal medyanın maliyeti çok ucuzdur ve ağlarla dünyanın her yerindeki içeriğe ulaşılabilir.

•Sosyal medyadaki içeriklere müdahale edilmeye çalışılsa veya sansür uygulansa da bunların tamamen yapılamayacağı, denetimin en az olduğu ortamdır.

•Sanal âlemde bir içerik paylaşımı için büyük bir yatırım gerekmez.

•İnternet ortamında birey kendi başına bir medya kuruluş sahibi olabilir, özel bir kurum yapılanmasına ihtiyaç yoktur.

•Geleneksel medyadaki gibi içerik ve bilgi devamlı tekrar etmez, sosyal medyada kısa sürede farklı bilgi ve içeriklere ulaşılabilir.

•Kullanıcılara interaktif bir iletişim ortamı sunar, anında başka kişilerle iletişim kurulabilir.

•Sosyal medya kullanıcıları anında gelişen bir olayı sanal ortamda hemen herkese duyurabilmektedir (Aydeniz, 2011: 47-48).

Yaşanılan olaylarda bireyler örgütlenebilmekte ve toplumsal tepkiler verilebilmektedir. Örneğin 19 Şubat 2018’de bir özel kanalda yayınlanan bir televizyon dizisinin bir sahnesinde bir komiser trafik kurallarını ihlal eder, bunu gören bir trafik

(25)

polisi, amiri durdurur. Komiserden ehliyet ve ruhsatını göstermesini ve arabadan inmesini ister, bunun üzerine komiser aşağılayıcı bir tavırla Türkiye haritasını çıkararak trafik polisine hangi bölgeye sürgüne gitmek istediğini sorar. Filmin bu sahnesine sosyal medyadan büyük tepki gelir, bunun üzerine film yapımcıları bir gün sonra komiserin trafik polisinden özür dilediği bir sahneyi yayınlar. Bu örnek gösteriyor ki sosyal medya bir dizinin içeriğine karışabilmekte ve halkı örgütleyerek kamusal alan görevini üstlenmektedir.

1.1.5. Sosyal Ağın Tanımı

Sosyal ağlar, milyonlarca bilgisayarı ve aygıtı birbirine bağlayan ve iletişimi sağlama görevini yerine getiren mecradır. İlk olarak 1930’larda grup dinamikleri ve sosyometri çalışmalarında kullanılmıştır. Sosyal ağ, teknik bir kelime olarak dikkat çekmektedir, sadece bilgisayar ve enformasyon bilimlerinde değil, sosyal bilimler ve toplum bilimleri açısından da incelenmektedir. Bu özelliğiyle ağ, sosyoloji, ekonomi ve antropoloji disiplinlerini içeren bir kavramdır ve sosyal ağların oluşumunda başrol oynamaktadır (Aktaran: Vural ve Bat, 2010: 3355; Ünal, 2015: 10-11).

Sosyal medya araçlarında bulunan özelliklerin birçoğuna sosyal ağ siteleri de sahiptir. Günümüzde evlerde internetin rahatça kullanılabilir olması sosyal ağların gelişmesinde en önemli faktördür. Ayrıca internet hızının artması, bilgi ve iletişim teknolojilerine olan güvenin artması, web 2.0 teknolojisinin sosyal ağlarda kullanılması ve sosyal ilişkilere dayalı bir iletişim ortamının olması, sosyal ağ sitelerinin gelişmesini sağlayan faktörlerdir (Ofcom, 2008).

Kullanıcıların sosyal ağlarda geçirdikleri süre boyunca yaptıkları aktiviteler kullanıcıların ağ karakterini oluşturur. Bu karakteri sosyal ağ ya da sosyal medya vatandaşı olarak tanımlayabiliriz. Sosyal medya sitelerini kullanan kişiler bu ağda arkadaş ekleme seçenekleriyle tanıdıklarını bu platforma davet edebilirler. Bu daveti kabul eden yeni kullanıcıyla arkadaş konuma geçer ve kullanıcılar karşılıklı bir şekilde profillerini görebilirler ve iletişime geçebilirler (Önder, 2010: 9; Utku, 2015: 36).

Son olarak ağlar hakkında, net olarak kendi içsel yapılarına sahip olma eğilimi gösterir ve birçok bölümü, iletişim kurma talebinde bulunan platformların, sistemlerin farklılıklarını gözetmeksizin, evrensel standart veya kurallara göre yönetilebilirler (Ünal, 2015: 12).

(26)

1.1.6. Sosyal Medya Kullanımı

Kitle iletişim araçları, eğlenmek, vakit geçirmek, sıkıntılardan hafiflemek, iletişim kurmak, bilgi edinmek gibi nedenlerden dolayı tercih edilmektedir. Özellikle gençler tarafından yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Sosyal medyada bireyler bir vakıa durumunda seslerini bu sanal mecra yoluyla milyonlara ulaştırabilmektedir. Kullanıcılar sosyal ağlarla istediğimiz anda istediğimiz kişiyle görüşebilmekteyiz, böylece sosyal mesafeyi azaltmaktadır, diğer bir taraftan ise sosyal teması yok etmektedir. İnsanların esas ihtiyacı olan iletişim hızlı bir şekilde, sanal mekânlarda gerçekleşmektedir. Bu durum iletişimi gerçek mekânlardan, doğaçlama olarak yüz yüze ve daha samimi olan iletişimi zayıflatmaktadır. Bu sanal âlemle yüz yüze iletişim arasında algılanan gerçeklik olgusu da değişmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan gerçeklik anlayışında kültür, tüketim ve iletişim biçimleri sanal ortamlarda tüketilir hâle gelmiştir (Sucu, 2012: 56; Yeniçıktı, 2014: 270; Hazar, 2011: 171).

İnternet ve sosyal medya, hayatımızın her alanında başvurduğumuz bir mecradır. İnternetin özellikle gençler tarafından kullanılması ve bunun yoğun bir şeklide olmasından dolayı “İnternet Gençliği” diye bir kavram ortaya çıkmıştır. Bu kişiler internette zaman geçiren, oyun oynayan, sohbet eden, sanal arkadaşlık kuran, sanal topluluklara katılan, elektronik olarak haberleşen, bilişim ve iletişim etkinliklerinde bulunan, internet ortamında sosyalleşen, genç bireylerden oluşan kitle olarak tanımlayabiliriz (Karaca, 2007: 11-16; Koçer, 2012: 74). Gelişen dünya şartlarını göz önüne alırsak sosyalleşme süreci de farklılaşmaktadır. Sosyalleşmenin gerçekleştiği zaman ve mekânlar değişmektedir. Günümüzde bu platformu kullanan bireyler sabahları uyandıkları zaman yüzlerini yıkamak ya da arkadaşlarına günaydın demek yerine yaptıkları ilk eylem mobil telefonlarından sosyal medya hesaplarını kontrol eder hâle gelmişlerdir (Dikme, 2013: 27). Bu durum, yukarıdaki tanımlanan internet gençliğinin en belirgin örneğidir.

İnternet ya da sosyal medya kullanımı bireylerin kişilik özelliklerine göre farklılaşmaktadır. Dışa dönük kişiler bu mecrayı daha çok sosyal çevresiyle iletişime geçmek amacıyla kullanmaktadır. Bu iletişim türü gerçek hayatta yüz yüze görüşmekten farksız değildir. İçe dönük bireyler ise daha çok kendini ifade etmek için kullanırlar. Çünkü gerçek hayatta kendilerini ifade edemeyen ya da bunda zorlanan kişiler arkadaş

(27)

edinebilmek için sanal âlemi kullanırlar. Bu kişiler sanal platformu kendisine göre kafa dengi kişiler bulmak amacıyla ya da karşı cinsten arkadaş bulabilmek için tercih ederler. Bu içe dönük bireylerin iletişim kurma açısından sosyal medya kritik hayati bir öneme sahiptir. İnternette ve sosyal medyada geçirilen süre arttıkça bireyler yalnızlaşmaktadır ya da diğer açıdan bakacak olursak yalnız bireyler, interneti ve sosyal medyayı daha fazla kullanmaktadır. Bu bir neden değil sonuçtur. Bu yalnız olan bireyler alternatif iletişim yolları denememektedir. Bu bağlamda bu bireyler sanal âlemde arkadaşlık kurmayı, bu kişilerle iletişime geçmeyi gerçek hayattaki iletişime tercih etmektedirler (Özkan, 2013: 24-28).

Sosyal medyanın bilgi kaynağı belirli bir kişi, grup değildir, birbirinden bağımsız, dağınık ve kendi düşünce yapısına göre bilgiyi sunan geniş halk kitlesidir. Bundan dolayı sosyal medya sitelerini kontrol altına almak ya da denetlemek söz konusu değildir. İnternet ortamı geniş bir bilgi okyanusudur ve bu okyanustaki bilgiyi kontrol etmek mümkün değildir (Öztürk, 2014: 40).

Facebook, Twitter, Instagram WhatsApp, Swarm, Badoo, Snapchat, Linkedin en popüler sosyal ağlar olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal medya sitelerinin devamlı kullanıcı arttırmasının nedeni, içeriğinin bireyler tarafından belirlenmesi ve bireylerin söz konusu içeriğin yaratım sürecine dâhil olabilmesidir. Kısaca çok yönlü iletişimin gerçekleşmesine imkân tanıyor olmasıdır (www.alexa.com; Bostancı, 2010: 36; Binbir, 2012: 65).

Sosyal medya kullanımı ile ilgili bazı istatistikler şunlardır: (www.cnnturk.com.tr; www.dijitalajanslar.com; Kahraman, 2009).

1. İnternet ve sosyal medya pornoyu geride bıraktı.

2. Dünyada 3.77 milyar internet kullanıcısı bulunmaktadır. Sosyal medyayı kullanan kişi sayısı 2.80 milyardır.

3. Dünya üzerinde Youtube da her dakikada 20 saatlik video yüklenirken, 100 milyon video izlenmektedir.

4. Facebook’ta günde 285 milyon adet içerik paylaşılmaktadır ve 8 milyar dakika zaman geçirilmektedir.

(28)

5. Facebook’un aylık kullanıcı sayısı 1.86 milyar kişidir. Bunların 1.74 milyar kişi mobil ağlardan bağlanmaktadır.

6. Instagramı kullanan kullanıcıların sayısı 600 milyondan fazladır.

7. WhatsApp kullanan kişi sayısı 1.2 milyarı bulmaktadır. Günde yaklaşık 50 milyar mesaj gönderilmektedir.

8. 2006 yılından beri Twitter’da 6.7 milyardan fazla tweet gönderilmiştir.

9. Kullanıcılarının % 65.1’i e-posta kullanmakta ve sosyal ağların kullanım oranı ise % 68’dir.

10. Türkiye’de internet kullanan kişi sayısı 48 milyondur ve 42 milyon kişi sosyal ağ kullanmaktadır.

11. Türkiye, Avrupa’nın internette en çok zaman geçiren ülkesidir.

1.1.7. Sosyal Medyayı Cazip Hale Getiren Faktörler

Sosyal medyayı bize cazip hâle getiren bazı önemli hususlar bulunmaktadır. Bunlara kısaca göz atarsak:

Kullanıcıların en fazla olduğu sosyal medya sitelerinin başlıca özelliği sitenin basit bir tasarıma sahip olmasıdır. Yeni bir kullanıcı siteye üye olduğunda kullanıcıyı fazla yormamaktadır. Kullanıcı, site içinde dolaşırken, içerik paylaşırken zorlanmamaktadır.

Kullanıcıların paylaştığı içeriğin yasal sorumluluğunu da beraberinde getirir. Bu şekilde sitelerde paylaşılan içerikler daha sağlam olmakta, gerçeğe aykırı, bölücü propaganda içermeyen, kişilik haklarına saldırmayan, kin nefret söylemi içermeyen web sayfaları sosyal ağ imkânları ile üretilmektedir.

Sosyal medyayı çekici kılan özelliklerden birisi de kullanıcıları tanıdıkları kişilerle ya da yabancılarla iletişime açık olmasıdır. Ama bunlar gerçekleşirken en önemli olgu ise kullanıcıların görünür nitelik taşımayı başarmasıdır. “ben de varım” duygusu ve diğerleri ile bağlantı kurma isteğidir (Kuşay, 2013: 97).

Diğer önemli bir nokta sosyal medya katılımcıları cesaretlendirir ve ilgili olan her bir kullanıcıdan geri bildirim alır. Sosyal medya iki yönlü konuşmaya olanak tanıması sosyal medyayı cazip hale getiren faktörlerdir (Vural ile Bat, 2010: 3352).

(29)

Sosyal medyanın sunduğu avantajlar, sadece bireyler değil kurumlar için de önemlidir. Çünkü sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal ağlar, halkla ilişkiler alanında bir araç görevi görmeye başlamıştır. Sosyal medyada metin, ses, video paylaşımı, fotoğraflar, forumlar, mesaj panoları, wiki, bloglar, arama motoru pazarlaması vb. kurumsal iletişim açısından önem kazanmıştır. Firmalar artık pazar alanı olarak sosyal medyayı kullanmaktadır. Böylece sanal mecra yoluyla bu ortam bulunmaktadır (Binbir, 2012: 65). Sosyal ağ sitelerinde içeriklere kullanıcıların yorum ekleyebilme özelliği bulunmaktadır. Bu sosyal ağ sitelerinde farklılık gösterse de genel olarak sosyal ağ sitelerinde video bölümünde yorum ekleme özelliği var iken başka sosyal ağlarda eklenen yorumlara yorum ekleyerek iletişimi devam ettirme özelliği bulunabilmektedir. Genellikle sosyal ağ sitesinde bu özelliklere ek olarak oylama sistemleri ile görüş paylaşabilme özelliği bulunmaktadır. Mesela Facebook ve benzeri sosyal ağ sitelerinde videolara yorum ekleyebilme ve kullanıcılar tarafından oluşturulan içerikleri oylayabilme özellikleri bulunmaktadır (Önder, 2010: 11).

Kimi sosyal medya sitelerine giriş yaparken ya da kaydolurken Yahoo, Mail, Gmail, Hotmail gibi e-posta adreslerini kullanabilirler. Sosyal medyayı kullanan kişiler sitede çevrimiçi olduğunda diğer kişilerle etkileşime geçebilirler. Ayrıca sosyal ağ sitelerinde hesabı olan kişiler çalıştığı işi, mezun olduğu okulu, hangi şehirde yaşadığı vb. durumları belirterek o bölgedeki kişilerle ya da aynı düşüncedeki kişilerle iletişim kurabilirler. Birçok ağ sitesi üyelerine ya da üye olmayan kişilere gruplar arasında gezinme imkânı sunmaktadır. Bu gruplarda gezen kişiler gezinirken grup üyeleriyle çevrimiçi olan kullanıcılarla iletişim kurabilirler (Önder, 2010: 9).

1.2. Sosyal Ağlar

1990’lı yılların başında Türk milleti internetin öneminden haberdar değildi. Türkiye’de ilk internet bağlantısı 1993 yılının Nisan ayında Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından gerçekleştirilmiştir (Yiğitoğlu, 2006: 9). Günümüz Türkiye’sine gelindiğinde bu sayı 51 milyona yaklaşmaktadır (Gülaslan, 2018: 58).

Popüler sosyal medya siteleri hakkında genel bilgiler aşağıda sunulmaktadır.

1.2.1. Twitter

Twitter, Jack Dorsey, Noah Glass, Biz Stone ve Evan Williams tarafından Temmuz 2006’da kullanıma açılmıştır. Twitter, 140 karakter sayısı ile sınırlandırılmıştır.

(30)

Bu rakam daha sonra 280 karakter sayısına çıkarılmıştır.”Tweet” (Türkçe cıvıldama) adı verilen gönderiler yazılabilen bir sosyal ağdır. Kullanıcı kitlesi daha çok eğitim seviyesi yüksek bireylerden oluşmaktadır. Siyaset, spor, magazin v.b. konularda gündem belirleyen bir mecra haline gelmiştir. Bunun nedeni kullanıcıların arasında siyaset, spor, ve sanatla ilgilenen ünlü kişilerin olmasıdır. Facebook gibi arkadaşlık kavramı olmadığı için, isteyen istediği kişinin paylaşımlarına cevap verebilir, engellenmemiş ise o ünlü kişiyi takip edebilir.

Twitter genel olarak fikir paylaşımı, anlık bilgi paylaşımı gibi konularda sıkça tercih edilmektedir. 2011 yılında Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nda Twitter sıkça kullanıldığı için herkesin dikkatini çekmiştir. Ayrıca Mısır’da da halk Twitter üzerinden organize olarak yönetime başkaldırmıştır. Arap Baharı bir “Sosyal Medya Devrimi” olarak da nitelendirilmektedir.

Dünyada insanları etkilemeyi başaran, akil, kanat önderleri sayılan, etkili insanların Twitter kullanıcısı olduğu varsayılmaktadır. Bu kişilere ulaşmak bir tweetle mümkündür. Bu yönüyle cezbedici bir iletişim kanalı oluşturmaktadır. Twitter basit bir yapıya sahip olmasına rağmen insanları cezbeden bir yapısı vardır. Kullanmış olduğu renkler ve ara yüz tasarımı altın oranına uygundur.

Twitter üzerinden siyasi algı operasyonları yapılmaktadır. İnsanlar gerçek hayatta söyleyemediği fikirleri, düşünceleri sahte hesaplarla dile getirmektedirler. Bazen bu durum provakasyonlara dönüşebilmektedir (Dağıtmaç ve Özbay, 2017: 142-145).

1.2.2. Tumblr

Tumblr, David Krap tarafından 2007 yılının Şubat ayında kurulmuştur. Tumblr bir blog, mikroblog ve sosyal ağların özelliklerini taşıyan hibrid servisi olarak tanımlanmaktadır. Bu ağ, bilinen blog iletilerinin yayımlanmasıyla sınırlı kalmamakta beraber, video ve ses dosyalarının da paylaşma imkânı sağlamaktadır. Ayrıca geleneksel mikroblog uygulaması olmasa da kısa bloglama şeklinde tweet benzeri paylaşıma olanak vererek kullanıcıya sosyal ağ sitelerinde yaptığı şekilde beğenme ve yeniden bloglama seçeneği sunmaktadır (Aktaran Gülaslan, 2018: 38-39).

(31)

Whatsapp, kullanıcıları arasında mesajlaşma, resim ve video gönderme uygulamasıdır. İlaveten bulunduğunuz konumu arkadaşlarınıza göndererek Google Map ile bulunduğunuz yeri rahatça bulabilmektedirler. Ayrıca Whatsapp Web. ile bilgisayardan da girilebilmektedir. Whatsapp da ses kaydı yaparak iletişim halinde olduğunuz arkadaşlarınıza gönderebilirsiniz. Bu uygulama üzerinden arkadaşlarınızla gruplar oluşturularak birçok kişiyle aynı anda iletişime geçilebilmektedir. Whatsapp da, Facebook ve Instagram’da bulunan hikâye özelliği de mevcuttur (Yalçın, 2018: 37-38).

1.2.4. Wikipedia

Wikipedia, 2001yılında Jimmy Wales Vikiped tarafından özgür, bağımsız, ücretsiz bir internet ansiklopedisi olarak kurulmuştur. Wikipedia içeriğinde devamlı ilave ve değişiklikler yapılmaktadır. Wikipedia’nın güvenirliliği ve doğruluğu üzerine tartışılmaktadır. Wikipedia yoğun bir şekilde vandalizme maruz kalmaktadır. Wikipedia bilgilerinin kaynakları eksik olabilmekte, sorgulanabilir olabilmektedir ama 2005’te yapılmış bir çalışmada Wikipedi’deki bilgilerin doğruluğu Britannica Ansiklopedisi ile aynı seviyede olduğu bulunmuştur (Bostancı, 2010: 64).

1.2.5. YouTube

YouTube 15 şubat 2005'te 3 eski PayPal çalışanı tarafından kurulmuştur. YouTube internet üzerinden video izleme ve paylaşımına olanak sağlayan bir web sitesidir. Bu platformunda kullanıcılar amatör klipler, video film klipleri, müzik videoları, Tv program sahnelerini yükleyebilirler. YouTube'a günlük ortalama 65.000 adet yeni video yüklenmektedir. YouTube kullanıcıları izledikleri müzik ve videoları değerlendirip not vererek yorum yapabilirler. Ayrıca bireyler beğendikleri videoları kopyalayabilir ve bu videoları kendi web sitelerinde paylaşabilirler (Aktaran: Kaya, 2014: 24-25).

1.2.6. Linkedin

Linkedin 2003 yılında kullanıcılarına hizmet vermeye başlamıştır. Linkedin ağıyla kurumsal firmalar ile iletişime geçilebilmekte, mesleğinizle alakalı profesyonel arkadaşlıklar kurulmaktadır. Diğer sosyal ağlara göre daha resmi bir formatı olan bu platformda, kullanıcıların hazırladığı cv dâhilinde branşına uygun olan kullanıcıları ve iş ilanları öne çıkarmaktadır (Yalçın, 2018: 36).

(32)

1.2.7. Instagram

Instagram, Kevin Systrom ve Mike Krieger tarafından 2010 yılında kurulmuştur. Instagram kullanıcılarına fotoğraf ve video yükleme olanağı tanımaktadır. Çekilen görüntüleri Instagram içerisinde barındırdığı görüntü filtreleriyle değiştirilebilir (Kalender, 2016: 31). Çok basit bir şekilde özgün efektlerle değiştirme imkânı sunmasından dolayı Instagram kısa sürede popüler olmuştur. Instagram üzerinden başka kullanıcılarla iletişime geçebilme imkanı sunmaktadır. Ayrıca fotoğrafların beğenile bilinmesi ve yorumlanabilmesi de yine önemli bir ayrıcalıktır (Türkmenoğlu, 2014: 96). Instagram kullanıcıları, çektikleri fotoğrafları Twitter, Facebook, Foursquare, Tumblr gibi diğer sosyal medya ağlarında da paylaşabilmektedirler. Böylece bağlantısızlık özelliğini taşıdığı söylenebilir (Ünal, 2015: 61-62).

1.2.8. Facebook

Facebook popüler sosyal ağ sitelerinin başında gelmektedir. Dünyada en çok kullanıcıya sahip sosyal medya ağıdır. Facebook 2004 yılında çok basit bir tasarımla kullanıcılarına hizmet vermeye başlamıştır. Sade tasarımı sayesinde eğitim seviyesi düşük kişilere ve teknolojiye hâkim olmayan kişiler tarafından da rahatça kullanılabilmektedir. Facebook yayın hayatına başladığı zaman tüm kitlelere hitap edecek şekilde “eski arkadaşlarınızı bulabilirsiniz” sloganıyla hareket edip, geniş kitlelere hitap etmiştir. Tamamen ücretsiz olan bu yapıyla tanışan bireyler, birbirlerine tavsiye ederek sistemi geliştirdi ve iletişim ihtiyaçlarını karşıladıklarını görünce daha çok sahiplendiler. Facebook’un geniş kitlelere ulaşması hem ticari kurumların hem de siyasi veya fikir/inanç dünyasının ilgisini çekmiştir. Kullanıcılar bu mecrada dertlerini, düşüncelerini, fikirlerini anlatma fırsatı buldular. Ayrıca kullanıcıların merak duygusuna hitap eden bu platform gencinden yaşlısına kadar birçok bireyi bağımlısı haline getirdi. Facebook her zaman kendisini yenileyerek birçok evreden geçmiştir. Önemli değişikliklerinden birisi ticari kurumlar için sayfa yapısı oluşturması ve MSN Messenger isimli anlık chat programının da kapanmasına sebep olan chat sisteminin siteye dâhil edilmesidir (Dağıtmaç ve Özbay, 2017: 138-141).

Facebook’ta profil açmak için temel bilgiler, kişisel bilgiler, iletişim bilgileri, eğitim ve iş bilgilerini içeren dört farklı bilgi istenmektedir. Genel bilgilerde isim soy isim, doğum günü ve tarihi, cinsiyetin ne olduğu, ilgi alanları, dinî ve siyasi görüş

(33)

belirtilmektedir. Kişisel bilgiler bölümünde ise, hobiler, en sevilen film ve programlar, okunan kitaplar ve izlenen filmlerin bilgileri istenmektedir. İletişim bilgileri bölümünde cep telefonu, sabit telefon, mail adresi, ev adresi gibi kişisel iletişim bilgileri istenmektedir. Bu bilgilerin doldurulması zorunlu değildir. Eğitim ve iş bilgileri bölümünde ise mezun olunan okul bilgileri ve iş yeri ile ilgili bilgiler istenmektedir (Önder, 2010: 8-9).

1.2.9. Bloglar

Türkçede günlük anlamına gelen Bloglar İngilizceden “web” ile “log” kelimelerinin birleşimiyle türemiştir. Bloglar kolayca oluşturulabilmektedir ve hiçbir teknik bilgiye ihtiyaç duymamaktadır. Kullanıcıların istedikleri her şey hakkında oluşturdukları günlük tarzı web sayfalarıdır (Başyazıcıoğlu, 2013: 10).

Blog, katılımcıları sosyal olarak paylaşım ve katılıma yönelten kanallar olarak tanımlanmaktadır. Blog yazımı, kullanıcıların haber, fikir,, düşünce gibi günlük olayları günlüğüne yazmasının çevrimiçi karşılığıdır. Okuyucu sayısı çok olan bloglardan yazılan ve yayınlanan yazılar blog takipçileri tarafından yorumlanarak, oylanır ve değerlendirilmektedir. Bu şekilde yorumlar vasıtasıyla bir fikir alışverişi söz konusu olmakta ve karşılıklı konuşma başlamış olur (İşlek, 2012: 24)

Blogcu 2005’ten beri ücretsiz olarak uygulamalarını kullanıcılarla paylaşmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin ilk Blog platformudur. Blogların içerikleri tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Bloglar her kesim tarafından rahatça kullanılabilmektedir (Demirel, 2013: 31).

1.2.10. WordPress

Çok sayıda kullanıcısı olan WordPress’in birçok özelliği vardır. Bunların başında bu uygulamanın kullanıcılara ücretsiz olarak hizmet vermesidir. Ama kimi gelişmiş WordPress uygulamalarında bu hizmeti ücret karşılığında yapmaktadır. WordPress’in tercih edilmesindeki başka bir faktör de kullanıcıların basit bir şekilde kendi sunucularına kurulum yapmaları ve sitelerini yayınlayabilmesi özelliğinden gelmektedir (Demirel, 2013: 30).

(34)

Mikrobloglar, blog ve anında mesajlaşma özelliklerini birleştirmiştir. Bloglardan ayıran özelliği ise paylaşılan içeriği belirli karakter sayısıyla sınırlamış olmasıdır. Mikroblog kullananlar anlık düşüncelerini ifade edebilir, siyasi, ekonomik, sosyal, sanatsal içerikli paylaşımlarda bulunabilmektedirler. Popüler Mikroblog çeşitleri olarak Twitter, Jaiku, Plurk, Tumblr gösterilebilir (Yazıcı, 2014: 54).

1.2.12. Plurk

Plurk, kullanıcılarına 140 krakterlik mesaj yazmayı sağlayan bir mikro blog sitesidir. Bu yönüyle Twittera benzemektedir. Fakat Plurk ile Twitter kullanıcı sayısı ve yaygın kullanım açısından kıyaslayacak olursak, Twitterla kıyaslanamayacak derecede geri kalmaktadır. Plurk, zaman çizelgesi adı verdiği uygulamayla, kullanıcılara hangi mesajı ya da görüntüyü veya videoyu ne zaman gönderdiklerini görme imkânını sağlamaktadır. Bu şekilde kullanıcıların plurk üzerinde yaptıkları tüm hareketleri bir film şeridi gibi görmesine olanak sağlamaktadır (Demirel, 2013: 32-33).

1.2.13. Delicious

Delicious 2003 yılında kuruldu ve 2005 yılında Yahoo! tarafından satın alındı. Bugün en popüler sosyal imleme sitelerinden birisidir. Delicious’un ortalama 150 milyon yer imlemesi sunmaktadır (Weinberg, 2009: 212-213). Delicious, sık kullanılan internet sitesi bağlantılarını depolamak, paylaşmak ve yeni siteleri keşfetmek için kullanılan bir sosyal sık kullanılanlar hizmeti olarak tanımlanmaktadır (Gülaslan, 2018: 54).

1.2.14. Flickr

Flickr 2004 yılında kurulmuştur. 2005 yılında ise Yahoo’ya satılmıştır. Flickr popüler resim paylaşma sitesidir. Flickr ile kullanıcılara yükledikleri resimleri kısıtlama yapmaksızın ister tüm kullanıcılarla, isterlerse sadece aileleri ya da arkadaşlarıyla paylaşma seçeneği sunmaktadır. Flickr kullanıcılarına hem ücretli hem de ücretsiz hizmet vermektedir. 2008 yılında Flickr tarafından ücretli üyelere 150 megabayt ve 90 saniye ile sınırlı olmak üzere video yükleme izni verilmeye başlanmıştır. 2009’da ise, Flickr yüksek çözünürlüklü videoları izleme ve yükleme kabiliyeti ile beraber ücretsiz olarak

(35)

kullanıcılara normal çözünürlükte videoları yükleyebilme izni vermiştir (Gülaslan, 2018: 56).

1.2.15. Snapchat

Snapchat renkli ve eğlenceli bir fotoğraf paylaşım uygulamasıdır. Aynı zamanda kullanıcılarına video çekme imkânı da sunmaktadır. Ama bu paylaşımlarda belli bir zaman sınırı bulunmaktadır. Bu ağla kullanıcılar bir birleriyle mesajlaşabilmekte ve paylaşımlarını mesaj olarak gönderebilmektedirler. Ayrıca fotoğraflar üzerine çeşitli efektler ve emojiler eklenebilir ve fotoğrafların renk ve tonları ayarlanabilmektedir (Yalçın, 2018: 38).

1.2.16. Swarm

Swarm, 2014 yılında Dennis Crowley tarafından geliştirilerek kullanıcılarına sunulmuştur. Son dönemlerde popüler olmaya başlayan Swarm, yer bildirimi yapılan ve bulunduğunuz mekân ve çevresinde aynı programı kullanan kişiler ile bağlantıya geçilmesini sağlayıp, arkadaşlık kurmayı ve sohbet etmeyi amaçlayan bir uygulamadır. Bu ağ üzerinden etiketlenen yerde fotoğraf paylaşımı yapılmakta ve kullanıcıların beğenisine sunulmaktadır (Yalçın, 2018: 37).

1.2.17. Periscope

Kayvon Beykpour tarafından 2014 yılında tasarlanmıştır. Periscope, canlı, görüntülü yayın yapan bir sosyal ağdır. Periscope, Twitter’ın bünyesine katılarak kullanıcılara sunulmuştur. Çıktığı günden bu yana da insanların oldukça ilgisini çekmiştir. Periscope, insanları başka yerlere götürmeyi ve insanların kendilerinden uzak olan bu yerleri gözlemlemesini sağlamayı amaç edinmektedir. Periscope’un en temel ayırıcı özelliği, mekân algısı üretmesi ve küresel ölçekte mekânlar arası geçişlere imkân tanımasıdır (Göker, 2016: 980).

1.2.18. Spotify

Spotify, birçok farkı işletim sisteminde rahatlıkla kullanılan online/streamming özellikli müzik dinleme platformudur. Spotify kullanıcılarına bir aylık ücretsiz ve reklamsız kullanım sağlamaktadır. Ancak sonrasında bir miktar ücret talep etmekte ya da şarkı aralarında dinleyicilerine farklı firmalardan aldığı reklamları vermektedir (Görgülü, 2018: 105).

(36)
(37)

İKİNCİ BÖLÜM YAŞAM DOYUMU KURAMI

İnternet teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte sosyal medya kullanımı da yaygınlaşmıştır. İnternet kullanımının artması kullanıcıları psikolojik yönden etkilemektedir. Bu etkinin bireylerin gündelik yaşamda ne düzeyde olduğunu saptamak için yeni araştırmalar yapılmaktadır. Bu durum psikolojinin içeriği olan yaşam doyum düzeyi ile internet ve sosyal medya kullanımı üzerine yapılan çalışmalara yeni bir yön vermektedir.

2.1. Yaşam Doyumu

Tarihin her safhasında felsefeciler mutluluğu insan eylemlerinin en büyük ve nihai motivasyon kaynağı olarak görmüşlerdir. Felsefeciler ve yazarlar, mutluluğun ne oldu üzerine fikirler yürütmüşlerdir. Örneğin "Reousseau mutluluğun kaynağını kişinin iyi bir banka hesabının olması, iyi bir aşçıya sahip olması ve iyi bir hazım sistemine sahip olması" olarak bildirirken, Thoreaucu'lar mutluluğu aktiviteden kaynaklandığını savunmuşlardır. Stoacılar ise mutluluğun psikolojik nedenlerine değinerek önemini vurgulamışlardır. Astetikler ise, bu dünyadan kopmayı, elini eteğini çekmeyi sağlayan eylem ve tutumların iyi olmaya yol açtığını iddia etmişleridir (Yetim, 1991: 68-91). Bu felsefik görüşlerin yanında Wilson ise mutlu kişiyi genç, iyi ücretli bir işte çalışan, eğitimli, evli ve dindar kişi olarak tanımlamaktadır (Diener ve Lucas, 1999: 295).

Joanne Greenberg’in (2008) sana gül bahçesi vadetmedim romanında, 16 yaşında şizofreni hastalığına yakalanan Deborah’ın akıl hastanesin de geçen hayatını anlatmaktadır. Yazar kitabında bize hayatımız boyunca yaşam bize hiçbir zaman gül bahçeleri vadetmemekle beraber kusursuz bir adalet ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk vadetmez. Ancak bunlarla savaşabilme özgürlüğüne kavuşabilmemize yardımcı olmaktadır. İnsanın yaşamı boyunca mutluluk, sevgi, neşe, hüzün, acı vb. birçok faktör hayatın her aşamasında karşımıza çıkmaktadır. Bireyler yaşamları boyunca hayata karşı negatif ve pozitif yargılardan oluşan bir değer sistemi geliştirerek dünyaya karşı gerçek bir bağlılık hissi duyacak ve yaşamdan az ya da çok bir doyum elde edecektir.

Yaşam doyumu ya da literatürde bilinen diğer adıyla mutluluk, tarihin her döneminde insanların ilgi alanı olmuş konulardan birisidir (Vara, 1999: 2). Bu kavram Neugarten tarafından 1961 yılında ortaya atılmıştır. Yaşam doyumunu tanımlamak için

(38)

önce "doyum" kavramının açıklanması daha uygun olacaktır. Doyum, Türk Dil Kurumuna göre "Elindekinden hoşnut olma durumu" olarak tanımlanır. "Yaşam doyumu" ise, bir insanın beklentileriyle (ne istediği), elinde olanların (neye sahip olduğu) karşılaştırılmasıyla elde edilen durum ya da sonuçtur (Özer ve Karabulut, 2003: 74). Çivitciye göre bireyin kendi yaşam kalitesini bir bütün halinde bilişsel değerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır (Çivitçi, 2007: 51). Dikmen ise (1995: 118) Bireyin iş yaşamı, boş zamanı ve diğer çalışmadığı iş dışı zamanında yaşama karşı gösterdiği tutum veya duygusal tepki olarak açıklamaktadır. Yaşam doyumu, genel olarak kişinin tüm yaşamını ve bu yaşamını içerir. Yaşam doyumu denildiğinde, kısa süreli bir doyum değil, tüm hayatımızı kapsayan doyumdur (Özer ve Karabulut: 2003: 72). Yani yaşam doyumu geçmiş hayattan doyum, şu anki yaşamdan doyum, gelecek hayattan doyum alma, kişinin yaşamını değiştirme isteği oranı ve bireyin hayat hakkındaki düşüncelerini kapsamaktadır. Yaşam doyumu alanı olarak sağlık, gelir durumu, yaşanılan çevre, evlilik durumu ve aile, yaş, cinsel farklılıklar, çalışılan işte moral durumu, eğitim, zekâ, benlikle ilgili alanlar, serbest zaman, yaşam doyumu alanı olarak kabul edilebilir (Diener ve Lucas, 1999: 276-295).

Bireyin yaşam doyum derecesi kişilerin düşünce ve istekleriyle bulunduğu şartlar arasındaki uyumu belirler. Bu uyum derecesi ne kadar fazla ise yaşam doyum düzeyin o kadar fazladır. Ama bu uyumsuz ise yaşam doyum düzeyinin o kadar düşüktür (Diener, Oishi ve Lucas, 2003: 403-425). Üniversite öğrencilerin okuduğu fakülteden, aldığı eğitimden doyum duymaktadır. Geleceğin bilim insanlarını, sanatçı kişileri yetiştiren üniversiteden öğrencilerin doyum almaları önemli bir olgudur. Üniversite öğrencilerinin hayatlarının en güzel dönemlerini okullarda geçirmektedirler. Öğrenciler zamanının yaklaşık haftanın beş gününü okulda geçirmektedir. Bu zamanı en iyi şekilde değerlendirmeleri gerekir, bu zaman eğitim, sağlık, sosyal yaşam bakımından en güzel şekilde geçmelidir. Bu konuda kampüs yaşamı ve olanakları, üniversitenin sunduğu olanaklar, sosyal, kültürel ve sportif yaşam ne kadar fazla olursa ve öğrenciler bu olanaklardan ne kadar çok yararlanırsa hayattan aldığı doyumlar da o kadar yüksek olacaktır (Gülcan vd., 2002: 100-102). Öğrenciler eğer bu sosyal olanaklardan yoksun bir eğitim yerinde öğretim görüyorlarsa öğrenciler yeterince sosyalleşemeyecek ve bu ihtiyacını gidermek için alternatif olarak internet ve sosyal medyaya başvuracaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kaan YALTIRIK Kadir KOTİL Kadir OKTAY Kağan KAMAŞAK Kasım Zafer YÜKSEL Kaya AKSOY Kaya KILIÇ Kemal KOÇ Kemal KEŞMER Kemal YÜCESOY Keramaddin AYDIN Koray ÖZDUMAN Kudret

In the event Cohort_Permanent_Ckpt_Message_Receive when cohort process receives the permanent checkpoint number message from the daemon, it updates its tentative

Project team does not accept to meet the Upfront understanding of impact on upstream and downstream applications due to our or their changes Choose the

Olgulann oli.im sebebi (otopsi raporuna gore) incelendiginde; 8 olgunun 5 tanesinde o l iim sebebinin darp, dii§me gibi kiint kafa travmaSI sonucu geli§en

Ergenlik Çağındaki Bireylerin Kariyer ve Yetenek Gelişimi Özyeterlik Düzeylerinin, Üstbilişsel Farkındalık, Algılanan Arkadaş Sosyal Desteği ve Yaşam Doyumu

Yaşam Doyumu Ölçeği ile Yaşam amaçları Ölçeği’nin Kişisel Gelişim, Fiziksel görünüm, Sosyal Sorumluluk ve Bireysel Farkındalık alt boyutları arasında

Ancak burada incelediğimiz her üç roman için de sorulması gereken önemli bir soru vardır: Celile, Cavide, Şefika, Cevriye sadece aşk için mi

Araştırmada ayrıca günlük sosyal medya kullanım süresi ile sosyal medyaya olan güven düzeyi arasındaki ilişkinin yönünü ve gücünü belirlemek için yararlanılan