• Sonuç bulunamadı

Bilgi toplumunun üretici ve tüketici ilişkilerindeki etkileşimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bilgi toplumunun üretici ve tüketici ilişkilerindeki etkileşimi"

Copied!
75
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İKTİSAT ANABİLİMDALI

BİLGİ TOPLUMUNUN ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ

İ

LİŞKİLERİNDEKİ ETKİLEŞİMİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. Ahmet DİKEN

HAZIRLAYAN

Ertuğrul Yaşar

(2)
(3)

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ ... 1

1.ÇALIŞMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ ... 2

1.1 Çalışmanın Amacı ve Kapsamı... 2

1.2 Çalışmanın Varsayımları ... 2

1.3 Çalışmanın Yöntemi ... 2

2. BİLGİ TOPLUMU : KAVRAMSAL TEMELLER, GELİŞİM SÜRECİ VE ÖZELLİKLER ... 3

2.1 Tanımlama ve Anlamı ... 3

2.2 Bilgi Kavramının Analizi... 4

2.3 Bilginin Özellikleri ... 5

2.4 Bilgili Toplum... 5

3. BİLGİ TOPLUMUNA GEÇİŞ EVRELERİ... 7

3.1 Tarım Toplumu ... 7

3.2 Sanayi Toplumu... 8

3.3 Bilgi Toplumu... 11

3.3.1 Bilgi Teknolojisi Üreticilerinde Gerekli Kavramsal Yetenekler ... 14

3.3.2. Bilgi ve Sanayi Toplumunda Üretim ve Tüketim Farklılıkları... 15

3.4.Bilgi Toplumunda Üretim ve Tüketimi Yönlendiren Eğilimler ... 18

3.4.1.Bilginin Üretim ve Kâr Faktörü Olması ... 19

3.4.2 Üretim ve Tüketimin Küreselleşmesi ... 21

3.4.3 Bilgi Sektörünün Doğuşu ve Üreticilerindeki Değişiklikler... 21

3.4.4 Kişinin Merkezi Konuma Gelmesi ... 22

3.4.5 Örgütlü Toplumda Ekonomik Katılımın Üretim ve Bölüşüme Etkileri ... 22

3.4.7 Bilgisayarlaşma... 23

3.4.8 İletişim Teknolojisinin Üretimde Verimliliğe Etkileri ... 24

3.4.9 Çevre Duyarlılığının Küreselleşerek Artması... 24

3.4.10 Teknolojide Oluşan Gelişmenin Üreticilere Sağladığı İmkânlar... 25

3.4.11 Uluslararası rekabet ... 26

3.5 Bilgi Toplumunun Eğilimleri... 27

3.5.1 Bilginin Üretilmesi ... 27

3.5.2 Üretilen Bilginin Değişik Alanlarda Kullanılması ... 28

3.5.3 Bilgi Toplumu ve İşletmeler ... 29

3.5.3.1 Küresel İşletme Kavramının Tanımı... 29

3.5.3.2 Küresel İşletmelerin Özellikleri... 30

3.5.4 Üretim Artışında Bilginin Etkisi... 31

4.BİLGİ SEKTÖRÜNÜN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ ... 32

4.1 Bilgi Sektörünün Üretici-Tüketici Bağlantısı ... 33

4.2 Bilgi Sınıfının Boyutları ve Yapısı ... 34

4.3 Bilgi Sektörü ve Diğer Sektörlerle İlişkiler ... 35

5.BİLGİ TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ ... 38

5.1 Teknolojik Yönden Bilgi Toplumunun Özellikleri ... 38

5.2 Sosyo –Ekonomik Yapı Açısından Bilgi Toplumunun Özellikleri ... 39

5.3 Politik Sisteme İlişkin Bilgi Toplumunun Özellikleri ... 43

5.4 Değer Sistemi Açısından Bilgi Toplumunun Özellikleri... 43

(4)

6.1 Ulusal Bilgi Güvenliği ... 47

6.2. Yasal düzenlemeler... 48

6.3.Mahremiyet... 48

7. BİLGİ TOPLUMUNDA ÜRETİCİ OLMANIN ÖNKOŞULLARI... 50

7.1 Eğitim Bilim ve Teknoloji ... 50

7.1.1 Bilgi Üretici Toplumda Eğitim ve Yeni İnsan Modeli ... 51

7.1.2 Bilgi Toplumunun Eğitim Paradigması ... 52

7.1.3. Bilim ve Teknoloji İthalatçılığından Üreticiliğe Geçme Koşulları ... 54

7.1.4 Bilgiye Erişme, Üretme, Yayma Görevi ve Üniversiteler ... 56

7.2 Ekonomik Yapıda Dönüşüm... 58

7.2.1 Teknoloji ve Üretimde Yapısal Değişiklikler... 59

7.2.2. İşgücündeki Yapısal Değişiklikler... 60

7.2.3 Hizmet Sektöründeki Yapısal Değişiklikler ... 60

7.3 Siyasal ve Kültürel Yapı ... 62

7.3.1 Siyasal Sistem ... 62

7.3.2 Kültürel Sistem ... 63

8. SONUÇ VE ÖNERİLER... 64

(5)

GİRİŞ

Bilgi toplumu, her türlü bilginin kolayca üretildiği, elde edildiği, yayıldığı ve kullanıldığı toplumsal bir organizasyon biçimini ifade etmektedir.

Bilgi toplumunun dayanağı olan bilgi, günümüzde stratejik bir konuma kavuşmuştur. Üretimin ikame unsuru iken, asli unsuru haline gelmiştir. Bilgi toplumunda rekabetin de en önemli unsuru bilginin kendisi olmaktadır.

Yukarıda çok kısa olarak çerçevesi çizilen bilgi ve bilgi toplumu çalışmamızın esasını oluşturmaktadır.

Bu çalışmada, bilgi kavramının analizi, bilginin özellikleri ile toplumun bilgi toplumu öncesi geçirdiği düşünülen tarım ve sanayi toplumu için bilgi verilecektir. Bilgi toplumunun çerçevesi çizildikten sonra, bilgi toplumunu yönlendiren eğilimler üzerinde durulacaktır.

Bilgi sektörünün ekonomideki yeri, üretici-tüketici ilişkilerindeki etkileşimi ve önemi vurgulanıp bilgi toplumunun özellikleri ele alınmıştır.

Yasalar, toplumsal hayatı düzenlemek için oluşturulur. Toplum bir değişim geçiriyorsa, yasal düzenlemeler kaçınılmazdır. İletişim teknolojisinin gelişmesi gizlilik, patent ve lisans haklarının düzenlenmesini zorunlu kılmıştır.

Bilgi toplumunun oluşturulması bölümünde, Türkiye’nin bu sürece dahil olması için; Eğitim, Bilim ve Teknoloji, Ekonomik yapıda Dönüşüm ve Siyasal ve Kültürel Yapı alanlarındaki değişimler vurgulanarak, yeni politikaların geliştirilmesi üzerinde durularak önerilerde bulunulmuştur.

(6)

1.ÇALIŞMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ 1.1 Çalışmanın Amacı ve Kapsamı

Bu çalışmanın amacı bilgi toplumu sürecine giren dünyanın bu süreçte geçirdiği değişiklikleri ortaya koymak ve bilgi toplumunun belli başlı özelliklerini tespit edip üretici ve tüketici ilişkilerindeki oluşacak değişiklikleri tespit etmektir. Sanayi sonrası toplum teorileri öncü isimlerinden D.Bell, yeni toplumun paradigmasının teorik bilgi olduğunu vurgulamaktadır.”Bilgi Güçtür” bilgi toplumunda bilgi; aynı zamanda toplumun temel ekseni olmuştur. Çalışmada bilginin klasik ve modern anlamları üzerinde durulmuştur. Çalışmanın bir bölümü, üretim sürecinde diğer üretim faktörlerinin yanında stratejik konuma yükselmiş olan bilginin, sosyo-ekonomik yapıya; üretici ve tüketiciler üzerindeki etkisi üzerinde durulacaktır.

Bilgi toplumunun oluşturulmasında öne çıkacak sektörler vurgulanacaktır. Bilgi toplumunu yaşamakta olan ülkelerle karşılaştırmalar yapılarak, eğitim, bilim ve teknoloji, ekonomik yapı, siyasal ve kültürel yapı alanlarına yapılacak yatırımların önemi vurgulanacaktır.

Ayrıca yasal düzenlemeler ve kurulan ve kurulmakta olan iletişim ağları hakkında bilgiler verilecektir.

1.2 Çalışmanın Varsayımları

Yeni toplum paradigmasının teorik bilgi olduğu varsayımı bu çalışmanın eksenini oluşturmaktadır. Bilginin güç olduğu ve toplumu şekillendiren en önemli stratejik kaynak olduğu görüşü, hareket noktamız olacaktır. Gelecekteki değişimin de bilgiye erişimde yaşanacağı varsayılmış ve bilginin hem bilgi üreticileri ve diğer üreticiler hem de tüketiciler üzerinde oluşturacağı farklılıklar belirtilecektir.

1.3 Çalışmanın Yöntemi

Bu çalışmanın yöntemi, çalışmanın kapsamı ve varsayımları göz önünde bulundurularak, kurumsal analiz, kaynak tarama, kütüphane çalışmasında oluşmaktadır.

(7)

2. BİLGİ TOPLUMU : KAVRAMSAL TEMELLER, GELİŞİM SÜRECİ VE ÖZELLİKLER

2.1 Tanımlama ve Anlamı

İnsanın en büyük özelliklerinden biri bilgi ve bilgiyi kullanma ve özümleme yeteneğidir. Bilgi; teknoloji ile birlikte, bilgi toplumunun özünü ve çekirdeğini oluşturur. Bilginin olmadığı yerde ne gelişme ne de ilerleme olur. O halde bu kavramı, onun tanımlarını, türlerini ve özellikle bilgi toplumunda ifade ettiği anlamın iyi bilinmesi gerekir.

Bilgi sözcüğü dilimizde birçok anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan birincisi, bir konuyla ilgili bilgi ve fikir sahibi olmak, konuyu anlamaktır. Bilinen konu ve gerçeklerin bütününü bu anlamdaki bilgi sözcüğü ile ifade edilir. İkincisi bilginin “enformasyon” sözcüğü ile eşanlamda kullanılmasıdır. Bu anlamıyla bilgi, fikirleri veya durumları gösteren belgeler ve verilerdir diyebiliriz1. Üçüncüsü “insan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, diğer anlamıyla ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşüncelerdir2.

Bilgi, ben ya da suje adı verilen bilinç sahibi varlıkla, bu varlığın kendisine yöneldiği, kavradığı, algıladığı, düşündüğü varlık, yani obje arasındaki ilgi olarak tanımlanabilir3.

Bilgiyi genel anlamda bilimsel disiplinlerin ortaya koyduğu birikim olarak da ele alabiliriz4.

Akademik çevreler bilgiyi, baskıya geçen şey olarak tanımlamaktadırlar. Ama bunun bilgi değil, işlenmemiş veri olduğu yine akademik çevrelerce bilinmektedir. Bilgi bir şeyi ya da bir kimseyi değiştiren enformasyon demektir. Bunun ya eylem için bir neden oluşturarak yapar, ya da bireyi (ya da kurumu) farklı ve daha etkili bir eylem gerçekleştirebilecek duruma getirerek yapar. Yeni “bilgi” nin pek küçük bir bölümü bunu başarabilmektedir5.

1 Meral ALAKUŞ, Bilgi Toplumu, Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara: 1991, s.5. 2 Türkçe Sözlük, TDK, Ankara: 1988

3

Sezgin KIZILÇELİK- Yaşar ERJEM, Açıklamalı Sosyoloji Terimler Sözlüğü, Atilla Kitabevi, Ankara: 1994

4

Alpaslan AÇIKGENÇ, Bilgi Felsefesi, İnsan Yayınları, İstanbul: 1992, s.13.

(8)

Daniel BELL’in önerdiği başlangıç tanımı şöyledir: Bilgi(knowledge) “sistemli bir şekilde herhangi bir iletişim aracıyla başkalarına aktarılan, makul bir hükmü veya tecrübi sonucu gösteren, olgu veya fikirlerle ilgili düzenli ve sistemli ifadeler bütünüdür”6.

2.2 Bilgi Kavramının Analizi

Bilgi (veri-data), bilgi(enformasyon), bilgi (knowledge) ve akıl birbirlerinden kesin sınırlarla ayrılamayan, biri diğerinin sonucu olacak şekilde görünmektedir.

Buna rağmen İngilizce’ de insanın bildikleri çok net bir hiyerarşi takip eder. En altta data ya da veriler, onun üzerinde enformasyon , onun üzerinde her zaman kullanılan anlamına çok yakın düşen knowledge ve onun da üzerinde wisdom ya da bilgelik. Bu hiyerarşi içinde İngilizce’ de Enformasyon Toplumundan söz edildiğinde daha bilgili ya da daha bilge bir toplumdan değil, verileri işleyip bilgiye çevirmeye ve bir noktadan ötekine aktarmayı temel etkinlik haline getirmiş bir toplum kastedilmektedir7.

Duyuların uyarmasıyla veriler algılanır, olaylar hakkında verilerin farkına varılır. Bu noktada bilgi kazanılmıştır. Bilgiye çeşitli şekillerde karşılık verilir, bellekte saklanır veya bir yere kaydedilir.

Gerektiğinde kullanılabilen, zihinde saklanılabilen bilgi (knowledge) dır. Bilgi (knowledge) düşünmenin, belleğin, dünyayı izleme parçası olup, gerektiğinde kitap veya herhangi bir fiziksel forma dönüştürülebilir.

Bilgi kavramının analizi hiyerarşik olarak belirtilen sıra dahilinde şu şekilde gerçekleşmektedir8.

Bilgi( veri-data): olayları ve bulundukları durumları göstermek için kullanılan; belirli kurallara, yöntemlere göre düzenlenen; harfler, sayılar, şekiller, grafikler ve benzeri sembollerdir.

6 Cihan DURA , Bilgi Toplumu, Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara: 1990, s.100

7 Haluk ŞAHİN , “Türkiye ve Bilgi Toplumu Kesinleşmiş Randevu mu Yoksa Hüsn-ü Kuruntu mu?”,

Türkiye Günlüğü, Sayı:25, Kış 1993, s.54.

8

H. İnci ÖNAL, “Bilgi ve Bilgi Gereksinimleri”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:1, Temmuz 1993, ss.337-339

(9)

Bilgi( Information): Herhangi bir fiziksel form dahilinde hazırlanan verinin zihinsel olarak algılanmasıdır. Burada bilgi, bilgi edinme sürecine imkân tanır.

Bilgi (knowledge): Algılamanın ötesinde zihinsel bir durumdur. Burada bilgi aynı zamanda kazanılmış deneyimlerin kitap, rapor gibi herhangi bir fiziksel forma dönüştürülmesine imkân tanır.

Bilgi ( Akıl, Wisdom): Kültür veya toplum tarafından kabul edilen belirli kriter veya değerler çerçevesinde, kararları düşünceleri yansıtacak biçimde bilginin uygulanmasıdır.

2.3 Bilginin Özellikleri

Bilginin altı belirgin özelliği vardır:

-Niceliği: Bilginin ölçülebilir sayısal özellikleri. Bilimsel bir çalışmanın kelime, sayfa, resim, simge gibi bilginin ölçülebilir özelliğidir.

-İçeriği: Bilginin anlamı.

-Yapısal Özelliği: Bilginin hangi formatla ve nasıl bir düzen içinde ifade edildiği.

Dil: Simgeler, alfabe, kodlar biçiminde ifade edilerek anlatımı.

Niteliği: Bilginin bütünlüğü, doğruluğu, zaman karşısında dayanıklılığı. Bilgi, prensip olarak tükenmez niteliğe sahiptir; yani ana ikamedir.

Süreci: Bilginin değerinden kaybetmeden geçerliliğini koruma süreci. Bilginin eskimesi çeşitli şekillerde olur. Fakat bunun önemli iki nedeni vardır. Birincisi insan psikolojisi; ikincisi ise, bilimsel ilerlemedir.

2.4 Bilgili Toplum

Bilgi toplumu kavramını ortaya atan Robert LANE, bu kavramın epistemolojik temellerini de araştırmıştır. Lane’ e göre “bilgili toplum”un üyeleri, başka toplumlardaki insanlardan daha çok; insana, doğaya ve topluma ait inanışların

(10)

temellerini araştırır. İnsanları yücelten, depolanmış bilgi değil, onu düzenleyen, yenileştiren ve kullanılabilir bir hale getiren düşünce tarzı egemendir9.

Reel gerçeğin objektif standartlarına uyar; eğitim ve öğretimde, yüksek öğretimde, araştırma yaparken, bilimsel metotlarla sonuçlara varırlar. Bilgili toplumun üyelerinin okur-yazar olmalarından çok, onların siyasal, sosyal, tarihsel sistemlerle tanışık olmalarını da öngörmektedir. Üstelik bilginin sınırsız derecede yaygın olması dolayısıyla, bilgi toplumunda yaşayanların öğrenmenin usulünü öğrenmeleri de şarttır10.

Bilimsel araştırmalara büyük kaynaklar tahsis ederler; bundan dolayı da geniş bir bilgi hazinesine sahiptirler. Çıkardıkları anlamları çizdikleri hedefler yönünde kullanmak üzere bilgileri biriktirir, düzenler, organize eder ve yorumlarlar. Bir toplum bir defa yazılı kaynaklara sahip olunca artık bilginin kaybolması tehlikesi çok azaldığı gibi, bilgi artışı da adeta zaruri hale gelir. Her kuşak dünden aldığı bilgiyi, bilgisine ilave eder11.

Bu bilgileri, sahip oldukları değerleri, çizdikleri hedefleri aydınlatmak, geliştirmek, hâttâ değiştirmek amacıyla kullanırlar.

Robert LANE’in “bilgili toplum” kavramı sanayi sonrası toplum olgusunun anlaşılması bakımından son derece önemlidir12.

9 Mustafa Temiz, Bilgi Toplumu, Seha Neşriyat, İstanbul:1991,s.38. 10

Peter F. Drucker , Gelecek İçin Yönetim , İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara:1992, s.357

11

Kenneth BOULDİN, Yirminci Asrın Mânâsı, ( Çev. Erol GÜNGÖR), Kalem Yayıncılık, İstanbul:1980, s.37

(11)

3. BİLGİ TOPLUMUNA GEÇİŞ EVRELERİ

İçinde yaşadığımız dönem, bir değişim dönemidir. Dünyada 1990’larda başlayan ve 2010 ile2020 yıllarında tamamlanacağı tahmin edilen hızlı bir değişim süreci yaşanmaktadır. Toplumda ve toplum yapısında temel değişimler şimdiden şekillenmeye başlamıştır. Yeni toplum şekli kesinlikle” emek yoğun” olmayacaktır. “Sermaye” de önemli bir kriter olma özelliğini yitirmiştir. Bilgi toplumunun en başta gelen kaynağının “bilgi” olacağı kesin bir şekilde belirlenmiştir13.

Artık temel ekonomik kaynak ne üretim faktörü, ne sermaye, ne emek, ne de topraktır. Bilgidir ve bilgi olacaktır. Günümüzde” verimle” ve “yenilikle” yaratılmaktadır. Bunların ikisi de bilginin işe uygulanmasıdır. Bilgi toplumunun en başta gelen sosyal grubunu “bilgi işçileri” oluşturacaktır.

3.1 Tarım Toplumu

Bugüne kadar insanlık iki büyük toplum aşamasını geçirdi. Bunlardan her biri daha önceki kültür uygarlıklarını yıkarak, daha öncekilerin akıllarına bile getiremeyecekleri yeni kültür ve uygarlıklar oluşturdular.

Tarım Toplumu (TOFFLER’ın deyimiyle birinci dalga) uygarlığın tek başına egemen olduğu yıllarda dünyada yaşayan insanlar “ilkel” ve “uygar diye ikiye ayrılabilirdi. İlkel denilen insanlar, tarım devrimiyle karşılaşmamış, küçük kabileler halinde yaşayan, avlanarak ve toplayarak ( meyve vs.) geçinen kimselerdi14.

“Uygar” dünya ise bunun tersine, yeryüzünün, halkının çoğu toprağı işleyerek geçinen bölümleriydi. Tarım nerede başlarsa, uygarlık oraya yerleşiyordu. Çin’den, Hindistan’dan eski Yunan’a, Roma’ya, Meksika’ya kadar ortaya uygarlıklar çıktı. battı, birleşti, dağıldı15.

Bunların, aralarındaki farklara karşın, temelde birbirlerine benzeyen yanları vardı. Hepsinde yaklaşımın merkezi köydü. Ekonominin, kültürün, aile yapısının temelinde toprak vardı. Yaşam köye göre düzenlenmişti. Her birinde basit bir işbölümü

13

Emre Meriç, Bilgi Çağı Bilgi Toplumu, Dünya Gazetesi ,22 Şubat 1995

14

Wiliam H. Mc. NEIL, Dünya Tarihi, (Çev.Alaeddin ŞENEL), İmge Kitabevi, Ankara: 1994 ss.25-26

(12)

ve sınırları gayet iyi belirlenmiş kastlar, sınıflar vardı. Hepsinde otoriter yönetimler vardı. Yine bu toplumlarda merkeziyetçilikle ilgisi olmayan bir ekonomi vardı, öyle ki her topluluk kendi gereksinimlerinin çoğunu kendisi karşılıyordu16.

Tarım toplumu ( Tarım Devrimi) ancak bin yılda ortaya çıkabildi. Tarım Toplumu James WATT’ın 1769’da buhar makinesini bulması ve bunun enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla başlayan sanayi toplumuna kadar sürmüştür17.

3.2 Sanayi Toplumu

Sanayi devrimi, genelde batı dünyasını zenginliğini büyük ölçüde artırmış, temizlik, sağlık ve konfor standartlarında önemli gelişmeler sağlamıştır18.

Sanayi devriminin ikinci temel özelliği ise nüfus artışının hızlanması, ölüm oranlarının düşmesi ve şehirleşmenin büyük oranda artmasıdır. Aşırı nüfus yoğunluğu insanı doğadan soyutlamış; toplumsal değişimin aşırı hızı aile, kabile ve aşiret gibi küçük ölçekli toplulukların yıkılmasını sağlamıştır19.

Hangi ülkelerin hangi ölçütlere göre “sanayi toplumu” sayılacağı sorusu henüz herkesi ikna edecek bir cevaba ulaşmamıştır. Genel olarak ABD, Kanada, Japonya, Rusya ile Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunun sanayi toplumu olduğu kabul edilerek, bu ülkelerin ortak özellikleri de göz önüne alınarak, Sanayi toplumu kavramı tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu gelişkin biçimiyle Sanayi Toplumu Teorisi, altı

bileşenden oluşmaktadır:

- Bu teoriye göre, dünya tarihine yön veren en önemli değişiklik, geleneksel

tarım toplumlarından makineleşmiş sanayi toplumlarına geçiştir20.

- Bu geçiş döneminde ortaya çıkan bütün gerilimlere, çelişki ve çatışmalara ve bunların yol açtığı beşeri acılara rağmen bu geçiş ilerlemeci bir harekettir. - Bu dönemde ortaya çıkan sınıf çatışmaları, modern toplumların yapısal

karşıtlıklarından değil, yeni bir toplumsal düzenin doğum sancılarından kaynaklanan ve sanki olgunlaşmanın belli bir evresine tekabül eden, geçici olaylardır. 16 TOFFLER, a.g.e. s.43 17 Mc. NEIL a.g.e. s.463 18 Mc. NEIL a.g.e. s.466 19

UNABOMBER, Sanayi Toplumu ve Geleceği, Kaos Yayınları, İstanbul: 1996, s.6

(13)

- Liberal demokrasinin yükselişi, bu oluşumun ayrılmaz bir parçasıdır21.

- Bütün sanayileşmiş ülkeler ortak bir toplum tipinde buluşmalarını sağlayacak aynı temel birliği paylaşmaktadırlar.

- Azgelişmiş (“gelişmemiş”, “gelişmekte olan” vb.) ülkelerin çağdaşlaşmaları, gelenekçiliklerini aşarak sanayileşmiş ülkelerin toplumsal yapı tarzını benimsemelerine bağlıdır22. Sanayi Toplumu tartışmalarının temelinde akılcılık, deneycilik, bireycilik, eşitlik, ilerleme ve demokrasi kavramları yatmaktadır23.

Tüm dünyayı kısa zamanda etkisi altına alan bilgi toplumunun temel özelliklerini ise sanayi toplumunun özellikleri ile karşılaştırmalı olarak şu şekilde sınıflandırabiliriz:

- Sanayi toplumunda maddi sermayenin yerini bilgi toplumunda bilgi ve insan sermayesi almaktadır.

- Sanayi toplumunda mal ve hizmet üretiminde gelişmenin başlangıcı olan buhar makinesinin yerini bilgi toplumunda bilgisayarlar almaktadır

- Sanayi toplumunda kol gücünün yerini, bilgi toplumunda beyin gücü almaktadır.

- Sanayi toplumunda fiziksel ve düşünsel anlamda insan sermayesinin üretime katılımı söz konusu iken, bilgi toplumunda düşünsel anlamda, yükseköğrenim görmüş nitelikli insan sermayesinin üretime katılımı söz konusudur.

- Sanayi toplumunda sanayi mallarının ve hizmetlerin üretimi yapılmaktadır. Bilgi toplumunda ise bilgi ve teknolojinin üretimi gerçekleşmekte ve bilgi sektörünün ürünü olarak bilgisayar, iletişim ve elektronik araçlar, elektronik haberleşme, robotlar, yeni gelişmiş malzeme teknolojileri gündeme gelmektedir.

- Sanayi toplumundaki fabrikaların yerini bilgi toplumunda bilgi kullanımını içeren bilgi ağları ve veri bankaları (iletişim ağ sistemi) almaktadır. Bilgi,

21

Nabi AVCI ,Kitle Kültürü Enformatik Cehalet, Rehber Yayıncılık, Ankara: 1990 ss.44-45.

22

Bruce BROWN, Günlük Hayatın Eleştirisi, (Çev. Yavuz ALOGAN), Ayrıntı Yayınları, İstanbul:1989,s.45

(14)

dünyanın her tarafında üretilmekte ve iletişim teknolojisi aracılığıyla anında her tarafa yayılmaktadır

- Bilgi toplumu işgücünden tasarruf sağlamakta, bu ise kısa dönemde işsizlik, uzun dönemde ise yeni teknolojilerin global etkilerini ortaya çıkarmaktadır. - Sanayi toplumundaki genel eğitimin yerini bilgi toplumunda eğitimin

bireyselleşmesi ve sürekliliği almaktadır. - Sanayi toplumunda; birincil, ikincil ve üçüncül endüstriler tarım, sanayi ve

hizmetler, bilgi toplumunda birincil, ikincil ve üçüncül sektörlerin yanısıra dördüncül sektör olan bilgi sektörü ortaya çıkmaktadır.

- Sanayi toplumundaki özel ve kamu iktisadi kuruluşlardan farklı olarak bilgi toplumunda gönüllü kuruluşların önem kazandığını görüyoruz.-Sanayi toplumunda başlıca üretim faktörleri emek, tabiat, sermaye, girişimci iken, bilgi toplumunda üretim sürecinde bu üretim faktörlerinin yanısıra beşinci üretim faktörü teknik "bilgi" ön plana çıkmaktadır.

- Sanayi toplumunda üretilen mal ve hizmetlerin kıtlığı söz konusu iken, bilgi toplumunda bilgi kıt değildir. Bilgi, sürekli artmakta ve artan verimler özelliği içermektedir .

- Sanayi toplumunda tüketici taleplerinin karşılanmasında mal ve hizmetlerin mobilitesi oldukça düşük, bilgi toplumunda ise bilginin mobilitesi kolaydır..

Bu durum, bilginin sınırsız bir tüketici tarafından tüketilmesine ve yenilikleri teşvik etmesine yol açmaktadır

- Sanayi toplumunda temel bilgiyi, fizik, kimya bilimleri, bilgi toplumunda ise; kuantum elektroniği, moleküler biyoloji ve çevresel bilimler gibi yeni araştırma alanlar oluşturmaktadır.

- Sanayi toplumunda politik sistem temsili demokrasi iken, bilgi toplumunda katılımcı demokrasi anlayışının daha belirgin bir önem kazanacağı düşünülmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler neticesinde adına "Tele-Demokrasi" denilen bir değişimin ileriki yıllarda yaşanacağı tahmin edilmektedir24. Bugün internetin yaygın kullanımı, okul kayıtlarının,

24

C.Can Aktan ve Mehtap Tunç, "Bilgi Toplumu ve Türkiye", Yeni Türkiye Dergisi, Ocak-Şubat 1998. s.118

(15)

vergi beyannamelerinin ve bütün bankacılık sisteminin internetten yürütülmesi bunun ön göstergeleridir.

3.3 Bilgi Toplumu

Sosyo-ekonomik gelişme sürecinde toplumlar ilkel toplumdan tarım toplumuna, tarım toplumundan sanayi toplumuna, günümüzde ise sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş şeklinde farklı gelişme aşamaları geçirmişlerdir. Bu gelişme aşamalarından insanlık tarihinde iz bırakan aşamalardan birincisi insanları ilkel yaşamdan toprağa ve yerleşik düzene bağlayan tarım toplumuna geçiş, ikincisi tarım toplumundan kitlesel üretimin, tüketimin ve eğitimin önemli olduğu sanayi toplumuna geçiş, üçüncüsü ise kitlesel refahın, bilginin ve nitelikli insan sermayesinin önem kazandığı bilgi toplumu aşamasıdır.

Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş 18. yy’ın sonuna doğru yaşanan sanayi devrimi ve Fransız devriminin sonucunda oluşmuştur. Sanayi devrimi; James Watt’ın 1765’de buhar makinesini bulması ve bunun enerji kaynağı olarak kullanılması gibi yeni teknolojilerin ekonomik alanda artan ölçüde kullanılmasına yol açmış, Fransız devrimi ise, sosyal, siyasal ve kültürel alanı etkisi altına almıştır. Sanayi devrimi, ekonomik faaliyetlerin hızla artmasına yola açarak, toplumun tüm alanlarında değişime neden olmuştur. Yeni teknolojilerin üretimde kullanılması ve işbölümü artışıyla üretim ve verimlilik hızla artmıştır. Tarıma dayalı geleneksel toplumda üretim, evlerde, el tezgahlarında yapılırken, sanayi devrimi sonrasında üretim fabrikalarda yapılmaya başlanmış, toplumun kurumları, yapısı, norm ve davranış kalıpları değişmiş, geleneksel davranışlar giderek akılcı davranışlara yerini bırakmıştır.

Elektronik, bilişim ve ekonomi unsurlarının etkileşiminden doğan otomasyon devri ise, ilk olarak sanayi devrimi ile başlamıştır. Bu ilk otomasyon döneminin belirleyici özelliği çıplak emeğin makinelerle yer değiştirmesidir. Bu otomasyon dönemi kömüre dayalı enerji üreten buhar makineleri ile başlamış, fabrikaların yanısıra deniz, demiryolu ulaşım sistemleri yaygın uygulama alanlarını oluşturmuş ve 19. yüzyılın sonuna doğru elektrik enerjisinin devreye girmesi ile merkezi olarak üretilen enerjinin geniş bir bölgeye iletilebilmesi ve kullanılabilmesi olanağı sağlanmıştır. Petrolün enerji kaynağı olarak ortaya çıkmasıyla yeni teknolojiler ortaya çıkmıştır. İçten yanmalı motorlu taşıtlara dayalı karayolu ulaşımının doğurduğu “otomobil” toplumları

(16)

hem gündelik yaşamı etkilemiş, hem de bu yaşamın maddi olanaklarını sağlayan kitle üretim yöntemlerini ortaya çıkarmıştır. Bu otomasyonun altyapısı, büyük ölçüde kömür, petrol gibi enerji kaynaklarından ve bu hammaddelerle çalışan enerji dönüşüm teknolojisinden oluşmaktadır. İkinci otomasyon döneminin başlaması ise, elektriğin enformasyon içerebilme ve iletebilme özelliklerinin gelişmesine dayalı olarak ortaya çıkmıştır. İkinci otomasyon döneminin ilk işaretleri; 19. yüzyılda telgraf ve telefonun icadı ve 20. yüzyılın başında elektromanyetik dalgalar ile telsiz haberleşmesinin sağlanmasıdır. Bu dönemin en belirleyici özelliği enerji ile enformasyonun birbirlerini tamamlayıcı bir biçimde ve yaygın olarak kullanılmasıdır. Birinci ve ikinci otomasyon dönemi, sanayi devrimiyle başlayan sanayileşme sürecinde ortaya çıkan aşamalardır. Sanayi toplumunun oluşmasına yol açan teknolojik gelişmeler, hem fiziki sermayeyi hem de fiziksel ve düşünsel gücü ile üretime katkıda bulunan insan sermayesinin kullanımını gerektirmiştir.

Sanayileşme hareketi ve otomasyon, teknolojik gelişmeyi ve yapısal değişimleri sağlamakla birlikte, birçok toplumsal sorunu da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlardan başlıcaları, üretim sürecinde “yabancılaşma”nın başlaması, usta- çırak ilişkilerinin giderek yerini işçi- işveren ilişkilerine bırakması, işçi- işveren ilişkilerinin yol açtığı birçok sosyal ve siyasal sorunlar, otomasyon sonucunda “mavi yakalı” işçilere oranla “beyaz yakalı” işçilerin sayısının artması ile işsizliğin artması, otomasyonun grevlerin ve sendikaların etkinliğini azaltması, ilkel istihdam koşulları, kentleşme olgusu ile gecekondu sorunlarının ortaya çıkması, beslenme sorunu, salgın hastalıklar, çevre kirliliğidir.

Sosyo-ekonomik gelişme sürecine sanayileşme sürecinin en önemli etkisi çevre üzerinde görülmüştür. 1972 yılında Dennis Meadows’un öncülüğündeki bir grup bilim adamı tarafından geliştirilen yaklaşıma göre; sanayileşme sürecinin uzantısı olarak ortaya çıkan sağlık ve beslenme ve dolayısıyla insanın yaşı ve üretimdeki verimliliğe negatif etkilerinden dolayı çevresel bozulmanın insani kalkınmayı da olumsuz etkileyeceği ileri sürülmüştür. Bu yaklaşımda, hızlı nüfus artışı, hızlı ekonomik büyüme, hızlı sanayileşme ve yatırımlar sonucu ortaya çıkan gıda üretiminin yetersizliği, yenilenmesi söz konusu olmayan doğal kaynakların hızla tüketildiği ve çevre kirlenmesi ile bozulduğu ve doğal dengenin yaşamı olanaksız kıldığı ve insan sağlığını tehlikeye sürüklediği ve ekonomik büyümenin sınırına ulaşılacağının ampirik olarak test edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre; dünya nüfusunda, sanayileşmede,

(17)

çevre kirlenmesinde, gıda üretiminde ve doğal kaynaklar tükenmesinde büyüme hızının sürekli artmasıyla gelecek yüzyılda ekonomik büyümenin sınırına ulaşılacağı öngörülmüştür. Meadows yaklaşımında belirtildiği üzere sanayileşmenin beraberinde getirdiği bir dizi sorun, teknolojik alanda yeni yapılanmalar ve yeni teknolojilerin gelişimiyle birlikte yerini bilgi ve insan sermayesinin, araştırmanın ve bilgi kullanımının önem kazandığı yeni bir sürecin başlattığı hızlı bir değişime yerini bırakmıştır.

Tarım toplumundan sanayi toplumuna dönüşüm uzun bir süreci içermiş, toplumda meydana gelen büyük çatışmalar ve yapısal değişimlerle birlikte 100 yılı aşkın bir dönem içinde sanayi toplumunun yapısı kurumsallaşmış ve yerleşmiştir. Bilgi toplumu olarak ifade edilen yeni sürecin öncesinde özellikle 1970’li yıllarda dünyaya hızla yayılan sanayileşme hareketinin yol açtığı çatışmaların sonucu olarak ortaya çıkan yeni bir kriz dönemine girilmiştir. Krizin atlatılması amacıyla istikrar kavramı gündeme gelmiş, kalkınma ve gelişme ile birlikte ekonomik istikrarın sağlanması önem kazanmıştır. Ancak, yeni gelişmelerin topluma daha ilk 10 yılda önemli ve çok köklü değişiklikler getirmesi sonucu, uygulanan istikrar paketleri değişimin hızına ayak uyduramamıştır. Bilgi teknolojilerin gelişimiyle birlikte uluslararası alanda insanın refahına ve insana yatırıma öncelik veren ve daha kaliteli yaşam felsefesine dayanan sürdürülebilir kalkınma ve insani kalkınma stratejileri ön plana çıkmıştır.

Bilgi toplumu, 1950 ve 1960’lı yıllarda A.B:D., Japonya, Batı Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde bilgi teknolojilerinin giderek artan bir şekilde kullanımıyla ortaya çıkmış bir aşamadır. Gelişmiş ülkelerde şekillenen bu aşamanın en önemli özelliği, bilginin ve bilgi teknolojilerinin tarım, sanayi, hizmetler sektörlerinin yanı sıra eğitim, sağlık, iletişim gibi her alanda kullanılabilir olmasıdır. Bu nedenle, bilgi toplumundaki gelişmeler kısa sürede üretimin ve verimliliği artırmasına yol açmakta ve yeni teknolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeleri de teşvik etmektedir. Bilgi toplumundaki tüm bu gelişmeler diğer dünya ülkelerini de kısa zamanda etkisi altına almış ve uluslararası alanda ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanda entegrasyonu beraberinde getirmiştir.

Enerji dönüşümünün kas gücünden buhar gücüne ve makine gücüne geçişini simgeleyen sanayileşme sürecinde çeşitli olumsuzluklar sonucu büyümenin endişe verici bir hal almasıyla ortaya çıkan bilgi toplumu aşaması birçok değişimi beraberinde getirmiştir. 1951 yılında A.B.D.’de mavi yakalı olarak adlandırılan, sendikaların ağır

(18)

kütlesini oluşturan işçi sayısı, bütün çalışanların yüzde 50’sini oluşturmuş iken, daha sonraları yüzde 20’ye düşmüştür ve istihdam içinde mavi yakalıların payının gittikçe azalacağı da öngörülmüştür. Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. Ayrıca, araştırmaya, bilim ve teknolojiye yatırım en karlı yatırım şekli sayılmaktadır. Günümüzde sosyo-ekonomik gelişme sürecini hızlandırıcı, üretimi, verimliliği şimdiye kadarki teknolojik gelişmelerden daha hızlı ve daha etkin bir şekilde artırması, aynı zamanda insana yatırımın sürekliliği sayesinde sosyal ve kültürel gelişme üzerine olumlu etkilerinden dolayı yeni temel teknolojilerin ve bilgi toplumunun tanımlanması ve içeriğinin anlaşılması gerekmektedir25.

3.3.1 Bilgi Teknolojisi Üreticilerinde Gerekli Kavramsal Yetenekler

Modern insanın bilgisinde ortaya çıkan değişikliklerle ilgili olarak Arnold GEHLEN bazı önemli gözlemlerde bulunmuştur. Teknolojinin hızla gelişmesinin en önemli sonuçlarından biri, GEHLEN’e göre, inorganik olanın organik olanın önüne geçmesi ve modern toplumun büyük ağacının( teknoloji, sanayi ve bilim) hükümran olduğu kültürel bir üst yapının ortaya çıkmasıdır. İnorganiğin bu dünyasında deney ve sürekli soyutlama dominant faktörler olarak devam edip gitmektedir. Modern insan organik maddenin yerine inorganik maddeyi organik enerjinin yerine inorganik enerjiyi yerleştirmiş bulunmaktadır26.

Bu bir bakıma emeğimiz ve kas gücümüzle çalışma aşamasından, sanayide çalışma aşamasına son olarak da bilgiye dayalı çalışmaya geçtiğimiz uzun bir sürecin mantıklı sonucudur. Yakın zamanlara kadar bilgi gerektiren pek az iş vardı. Bilgi zorunluluk olmaktan çok süstü27.

Artık kesin olan bir şey var, o da bilgi kavramındaki değişikliktir. Bu bilginin biçiminde ve içeriğinde, anlamında, sorumluluğunda ve eğitimli insan için taşıdığı anlamda kendini gösterecektir28.

25

C.Can Aktan ve Mehtap Tunç, "Bilgi Toplumu ve Türkiye", Yeni Türkiye Dergisi, Ocak-Şubat 1998. s.134

26 Anton C.ZIJDERVELD, Soyut Toplum, (Çev:Cevdet CERİT), Pınar Yayınları, İstanbul: 1985, s.131 27

Peter F. DRUCKER, Gelecek İçin Yönetim ,(Çev.Fikret ÜÇCAN), İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara:1994, s.177

28

Peter DRUCKER, Kapitalist Ötesi Toplum, ( Çev:Belkis ÇORAKÇI) İnkılap Kitabevi, İstanbul: 1994, s. 303

(19)

Bilginin pazarlanabilir bir ürün olarak ekonomi içinde ağırlığını ortaya koyması ile de bilgi toplumuna geçiş süresi başlamış olacaktır. Bilginin üretilmesi, işlenmesi, saklanması, iletilmesi ile ilgili teknikler geliştirildikçe bu süreç hız kazanacaktır29.

Bugün artık iletişim teknolojisinin baş döndürücü bir hızla geliştiği bir çağda yaşıyoruz. Dünyanın, MC LUHAN’ın kehanetini doğrularcasına evrensel bir köy haline geldiği, Gutenberg Galaksisi’nin- yeni baskı tekniğinin- yerine, görüntünün (image) egemenliğinin ilan ettiği bir ortamda; kitap kültürünün yerini görüntü kültürü almıştır. Bu hareket; demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, insan hakları, liberalizm gibi değerlere evrensel boyutlar kazandırmaktadır.

Böyle bir dünyada sanayi toplumunu oluşturan değerler, insanların başarısına birer engel olarak çıkarlar. Yarının teknolojisi, biraz eğitim görmüş, tekdüze işlerde çalışmaya hazır milyonlarca insan istemez. Yarının teknolojisi gözünü kırpmadan buyrukları yerine getiren ekmek parası için otoriteye mekanik bir biçimde boyun eğen kimseleri istemez. Onun istediği kritik kararları alabilen, yeni çevrelerle başa çıkabilen, yeni ilişkileri anında saptayan kişilerdir. Yarının insanı C.P.SNOW’un deyimiyle, “geleceği iliklerinde hissedendir”dir 30.

Bilgi çağında, dünyadaki en küçük ayrıntıya kadar siyasi, iktisadi, psikolojik sosyal konularda geniş bilgi hazinesine sahip olmak gerekiyor. Buna da gelişmiş ülkeler sahip bulunuyor. Bu ülkeler sadece bilgiye sahip olmakla kalmıyor teknolojinin bütün unsurlarını kullanarak yönlendiriyorlar da31.

Araştırma geliştirme uygulamaları, yüksek teknolojinin geliştirdiği elektronik araçlar, bilgisayarlar ve iletişim araçlarından yararlanılarak gerçekleşmektedir. Endüstri çağında makine insanın bedensel yeteneklerini daha üstün biçimde kullanmasına yardımcı olduysa, günümüzde bilgi teknolojisi de insanın kavramsal yeteneklerini ve iletişim gücünü azami derecede kullanabilmesine yardımcı olmaktadır32.

3.3.2. Bilgi ve Sanayi Toplumunda Üretim ve Tüketim Farklılıkları

M.U.PORAT, 1978’ de ABD’nin bir “bilgi toplumu” olduğunu söylüyordu.

29

Fehmi DEMİRALP, “Bilişim ve Bilgi Toplumu”, 1. Sistem Mühendisliği ve Savunma Uygulamaları Sempozyumu (12-13 Ekim 1995), Kara Harp Okulu Öğretim Başkanlığı Sistem Yönetim Bilimleri Bölümü, Bildiriler 1, Ankara;1995, s.647

30

Alvin TOFFLER, “Gelecek Korkusu Şok, ” ( Türkçesi: Selami SARGUT), Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul: 1981, s.336

31

Metin ERİŞ, “Yeni Dünya Düzeni”, Yeni Türkiye, Kasım-Aralık 1994,sayı:1 s.28

(20)

Çünkü 1977 yılında ABD milli gelirinin yaklaşık yarısının kaynaklandığı saptanmıştır. Bu nedenle Fritz MACHLUP “bilgi ekonomisi” Zbigniew “teknetronik çağ”, Rolf DAHRENDORFF “Post kapitalizm”, Amitai ETZIONI “post modern”, Daniel BELL “Post –endüstriyel” 33 ve Peter DRUCKER “Post Business Society” kavramlarıyla bilgi toplumu tanımlamaya çalışmışlardır34. Alvin TOFFLER, İnsanlığın gelişimini “Üçüncü Dalga” adlı eserinde; tarım, sanayi ve sanayi sonrası dönemler olarak üç kategoride incelemiştir.

Fransa’da “endüstri-sonrası toplumu”ndan ilk söz eden 1969 yılında bu isimle yayınlanan kitabı ile TOURAINE olmuştur.

Daha sonra giderek benimsenen ve yaygınlaşan “Endüstri – sonrası toplum” terimi TOURAIN’e ait değildir. Hattâ O, endüstri-sonrası toplum yerine kendisine ait bir başka deyişi” programlanmış toplum” kavramını tercih ediyordu; bu kavramın günümüz toplumunu, yalnızca sonrasında yer aldığı şeye göre tanımlayan” endüstri sonrası” teriminden daha isabetli olduğunu düşünüyordu35.

Post modernlik, modernlikten sonra neyin geldiğini bildirir ve modernlik ile birlikte düşünülen başlangıç halindeki toplumsal biçimlerin başlangıç hallerindeyken fiilin çözülmesine (dissolution) gönderme yapar. Kimi düşünürler postmodernliğin sanayi sonrası bir çağ olduğunu öne sürseler de bu görüş birçok belirsizliğe konudur. Post modernizm ise kapitalist kültürde özellikle günümüzde sanatlarda gelişen bir harekete verilen addır36.

Her ne kadar “post-modern” ve sanayi-sonrası kültür üzerine tartışma çok önemli soruları gündeme getirdiyse de, sanayi sonrası kavramında eksik olanın, tam da,” modern” ve “post-modernliğe” ilişkin tartışmaların çoğundaki eksiklikle aynı olduğunu belirtmek önemlidir37.Eğer bir post-modernlik dönemine doğru gidiyorsak, bunun anlamı, toplumsal gelişimin yörüngesinin bizi modernliğin kurumlarından uzaklaştırıp, yeni ve farklı bir toplumsal düzene doğru götürdüğüdür. Post modernizm o

33

“Endüstri-Sonrası Toplum” Kavramı D. BELL’İN değildir. Bu terim ilk olarak bir İngiliz sosyalisti olan Arthur J.PENTY tarafından kullanılmıştır.

34 Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara: 1994 ss.

71-72

35

M. Tayfun AMMAN, “Sosyal Tabakalaşma ve Günümüz Fransız Sosyolojisinin Yaklaşımları” (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Yapı- Sosyal Değişme Ana Bilim Dalı, İstanbul: 1995, s.100

36

Kamala Sarup, Temmuz 4, 2006 Capitalism vs Communism: Lessons from history http://www.losangeleschronicle.com

37

Boris Frankel, Sanayi Sonrası Ütopyalar ( Çev. Kamil DURAND), Ayrıntı Yayınevi, İstanbul: 1991, s.202

(21)

da eğer inandırıcı bir biçim içindeyse, bu tür bir geçişin farkında olunduğunu anlatabilir, ancak var olduğunu göstermez38.

Postmodernizm John GIBBONS’ın sözleriyle; hem çağdaş davranış ve tavırları açıklıyor, hem de bu çağda yaşayanlara kökten yeni yaşantı ve pratik kümeleri ve yaşam çeşitleri teklif ediyor39. Özetle post-moderniteden söz edenlerin tümü günümüz dünyasının ağır bir bunalımdan geçmekte olduğu saptamasını yapmaktadırlar40.

1990’lara gelindiğinde NAISBITT ve ABURDENE yaşanan çağı, insanlık tarihinde akıllara durgunluk veren bir teknolojik yenilenme, benzeri görülmemiş ekonomik olanaklar ve şaşırtıcı siyasi gelişmeler ile kültürel yeniden doğuşlardan dolayı 2000’li yılları “büyük yönelimler” (Megatrends) çağı olarak ilan ediyorlardı. Bu yeni yönelimlerin temelinde “bilgi işlem” veya kısacası “bilişim teknolojisi yatıyordu41. 1982’de “Büyük Yönelimler” adlı yapıtta, 1980’leri biçimlendiren yönelimler şunlar olmuştur:42

-Endüstri toplumundan bilgi toplumuna,

-İşgücü ağırlıklı teknolojiden yüksek teknolojiye, -Ulusal ekonomiden dünya ekonomisine,

-Kısa dönemden uzun döneme, -Merkezi yönetimden yerel yönetime,

-Kurumsal yardımdan kendi kendine yardıma, -Temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye, -Hiyerarşilerden yönetim basamaklarının azalmasına, -Kısıtlı seçeneklerden çeşitli seçeneklere,

38 Antony GIDDENS, Modernliğin Sonuçları ( Çev. Ersin KUŞDİL), Ayrıntı Yayınları ,İstanbul: 1994,

s.47

39

Ziyaüddin SERDAR, “Total Recall- Postmodernist Düşüncede Yabancılar”, Mart 1991, ( Çev.Naim ÖZTÜRK), Yeni Dergi, Ağustos- Eylül 1994, Sayı:4, ss.120-121

40 Abel JEANNIERE, “Modernite” Nedir ?”, Modernite Versus Modernite ( Çev.Mehmet KÜÇÜK) Vadi

Yayınları, Ankara: 1994, s.23

41

Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, İş Bankası Kültür Yayınları , Ankara: 1994 s.72

42

John NAISBITT-Patricia ABURDENE, Megatrends 2000 Büyük Yönelimler, Form Yayınları, İstanbul: 1996,s.12

(22)

Yine aynı yazarlar 1990’ların olağanüstü niteliklerini şöyle sıralamaktadırlar:43 -Ekonomik konuların pratik konulara üstünlük sağlaması,

-Dünya çapında serbest ticarete adım atılması, -Telekomünikasyonun itici gücü,

-Doğal kaynakların eskiye oranla bolluğu -Vergi indirimi hareketleri,

-Ekonomik ürünlerin boyutlarının küçültülmesi, -Enflasyon ve faiz sorunlarının çözülmesi, -Asya’da tüketim patlaması,

-Demokrasinin güçlenmesi ve serbest girişimin yayılması, -Çevre sağlığına gösterilen ilgi.

Bilgi toplumuna geçmek insanlık için birçok yararlar sağlamakla birlikte, birçok sorunları da beraberinde getirmiştir. Bilgi yaşadığımız dünyayı bir yandan hepimizin köyü yaparken, diğer yandan da farklı yerlerde ve farklı bölgelerde yaşayan insanların arasındaki uçurumu daha da derinleştirmektedir. Yerküre köyünde yaşayan insanların büyük bir bölümü bilgiye aç yaşarken, bazı bölgelerde ise insanlar çığ gibi büyüyen bilginin altında ezilmektedirler44.

3.4.Bilgi Toplumunda Üretim ve Tüketimi Yönlendiren Eğilimler

İletişim teknolojisinde meydana gelen gelişmeler, bilgi toplumunun oluşturulmasında en önemli etken olmuştur. Bilgi, yaşadığımız çağın bir simgesi haline gelmiş ve bilginin değeri tüm diğer ekonomik araçların önüne geçmiştir Bilgi toplumunda insanlar bilgiye sahip olmaya önem vermekte, bilgiye ulaşabilmek için gerekli teknoloji araçları kullanmakta ve bilgi ekonomisini bir sektör olarak görmektedir. Değişik ülkelerin bilgi toplumu sürecine girip girmediklerini saptamak ve karşılaştırmalı bir değerlendirme yapabilmek için belirli ölçütlerin olması gerekir.

43

John NAISBITT-Patricia ABURDENE a.g.e. s.28

(23)

3.4.1.Bilginin Üretim ve Kâr Faktörü Olması

28 Nisan 1850'de Julius Reuter bilgi aracılığı mesleğine 45 posta güverciniyle başladı. O sıralarda Brüksel ile Aachen arasında telgraf bağlantısı yoktu. Reuter'in bir bira üreticisinden kiraladığı güvercinler 200 km'lik bir uzaklığı iki saatten biraz daha uzun bir sürede alabiliyordu: Reuter, bilginin tıpkı başka metalar gibi bir meta olduğunu gösterdi. Bu meta A noktasından B noktasına ne kadar hızlı ulaştırılırsa alıcının buna verdiği değer o kadar artıyordu.

Bugün, Britanya'da yerleşik bir haber ajansı olan Reuters, milyarlara ulaşan bir ciroya sahip bir şirket. Telsiz ve uydu teknolojisini kullanarak müşterilerine çok geniş kapsamlı verileri anında ulaştırıyor ; bu ise bilgi toplumunun işleyişinin vazgeçilmez bir öğesi.

Çağdaş veri iletim teknolojisi bilginin kaynağı ile tüketici arasındaki uzaklığı önemsiz hale getirdi. Tüketici ile kaynak farklı kıtalarda olabilir; bilgi ise sanki tüketicinin yanıbaşındaymışçasına çabuk ve kolayca sunulabilmektedir.

Geleneksel olarak, bilgi sağlanması ücret karşılığında gerçekleştirilen tek yönlü bir etkinlik olagelmiş, bu ise bilginin son tüketicinin gözündeki çekiciliğini azaltmıştır. Bilgi toplumunun bir gerçekliğe dönüşebilmesi için, makul fiyatlarla iki yönlü iletişim vazgeçilmez bir önem taşır. Bilgi tüketicisinin aynı zamanda bilgi sağlayıcısı, bilgi sağlayıcısının aynı zamanda bilgi tüketicisi olması gerekir.

Telekomünikasyon teknolojisinin sunduğu kuramsal olanaklar gerçekten şaşırtıcıdır. Milyonlarca kullanıcıya anında hizmet verebilecek dünya çapındaki bir ağ sorunlara daha geniş çeşitlilikte ve daha hızlı çözümler bulunmasını mümkün kılacaktır. Çözümü güç bir problemle karşı karşıya kalan bir mühendis ya bilinen başvuru kitapları ve elinin altındaki diğer bilgi kaynakları arasından yapabileceği sınırlı bir seçimle yetinebilir ya da bir veri ağı yoluyla problemi dünyanın uzak köşelerindeki mühendislerin önüne koyabilir. Bu ikinci durumda yeni bir yanıt bulma şansı, kendisini geleneksel kaynaklarla sınırlandırdığı duruma göre birkaç kat daha fazladır.

Ekonomik açıdan bir başka yarar, bilginin dünyanın öteki ucuna gönderilebilmesine karşın insanların bu yerlere gitmesinin gerekmemesidir. Varsayın ki kendi alanınızda uzmansınız ve aynı alandaki uzmanlarla konuşmak istiyorsunuz; saatler boyu yolculuk yapmak zorunda kalmak yerine aynı sonuca bir video konferansla

(24)

erişebilirsiniz. Aynı ilke uzaktan çalışma durumunda da geçerlidir. İnsan kaynakları, aşırı yüklü ulaşım ağlarımızla boğuşarak zamanlarını kaybetmeyecek kadar değerlidir.

Uzaktan çalışma geleneksel çalışma uygulamalarının temel ilkesini tersine çevirmiştir: insanların işe gitmesi yerine iş insanlarına ayağına gelmektedir. Boyutları küçülen dünya küresel bir köye dönüşmektedir45.

Modern dünyayı karakterize edebilecek bir şey varsa; o da hayal edilebileceğin ötesinde muazzam bir bilgi akışı ve bunun getirdiği değişikliklerdir. Sanayi toplumunda “maddi” ürünlerin üretimi ön plana çıkarken; bilgi toplumunda, iletişim teknolojisi sayesinde bilgi üretimi önem kazanacaktır. Böylece bilgi toplumunun sürükleyici gücü ve en başta gelen kaynağı iletişim teknolojisinin ürünü olan bilgidir.

Geleceğin bilgi toplumu yepyeni bir çerçevede inşa edilecektir. Bu çerçeve bilgisayar-iletişim teknolojisi tarafından çizilecektir. Bilgi toplumunda bilgisayarlar bilginin kitle halinde üretilmesini, işlenmesini, dağıtılmasını, saklanmasını ve kullanımını mümkün kılan bir devrimine yol açmaktadırlar.

Bilgi toplumu sürecindeki ülkelerde hizmet sektöründeki istihdamda artış görünmektedir. Hizmet sektörünün bilgi toplama, işleme ve dağıtma gibi yeni biçimlerindeki istihdam, gittikçe egemen olmaktadır46.

Bilgi toplumunda bilginin temel özellikleri, sürekli üretilebilmesi ve artış göstermesi; iletişim ağları içinde taşınabilir; bölünebilir ve paylaşılabilir olması ile emek, sermaye ve toprağı ikame edebilmesi şeklinde özetlenebilir47.

Eskiden bilgi aynı anda bir tek yerde bulunabilirdi; yeni iletişim teknolojisinin hızlı bir şekilde geliştirilmesiyle ortak veri tabanları oluşturulmuştur. Artık bilgi aynı anda gerektiği kadar çok yerde bulunabilmektedir48.

Kurulan iletişim ağları ile bilgiye ulaşım, aşırı boyutlarda hızlanmakta ve kolaylaşmaktadır. Bilgi toplumunun iletişim altyapısı, belli merkezlere bağlı nokta-ağ sistemlerinden oluşacaktır. İletişim ağı sistemlerinin hem bilgi bankalarına ve araştırma merkezlerine hem de kişisel bilgisayarlara bağlı olması bilgi üretiminin; bilgi-işlem

45 http://www.deltur.cec.eu.int/kitap/bilgitop.html 46

Raymond WILLIAMS, İkibin’e Doğru (Çev.Esen TARIM), Ayrıntı Yayınevi,İstanbul: 1989, ss.86-87

47

Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, İş Bank.Kültür Yayınları, Ankara 1994 ss.96-97

48

Michael HAMMER-James CHAMPY, Değişim Mühendisliği ( Çev. Sinem Gül), Sabah Yayınları, İstanbul: 1994, s.84

(25)

teknolojisi sistemi içinde gerçekleşmesini sağlayacaktır. Kısacası bilgi her türlü işin kaynağı olacaktır49.

3.4.2 Üretim ve Tüketimin Küreselleşmesi

Globalleşme bütün dünyayı içine alan bir ölçekte; yeni yollarla üretim ve hizmetlerin kalitesini dünya standartlarına uygun olarak sunmak diye tanımlanabilir50. Çünkü ortaya çıkan bu yeni paradigmada birçok ülkenin sınırları haritada fiziksel olarak görünse de, bütün dünyada iş sınırları ortadan kalkmaktadır. Bu hızlı şekilde de devam etmektedir. Bu da bütün pazarların eşit uzaklıkta değerlendirilmesine neden olmaktadır51. Kısacası globalleşme işin “nerde yapıldığı “değil “nasıl yapıldığı ile ilgilidir.

Kısacası globalleşme uluslar ötesine geçmedir. İşletmecilik açısından anlamı, herhangi bir ekonomik eylemin lokal özelliklere bakılmaksızın dünya yönelimli planlanması ve uygulanmasıdır. Bu nedenle işletmeler hangi mahalli kısıtlamalar içinde bulunursa bulunsun, dünya yönelimli ekonomik faaliyetleri öğrenmek ve gerçekleştirmek durumundadır. Başka bir deyişle işletmeler işletme işlevlerini dünya yönelimli olarak planlamak ve uygulamak zorundadırlar.

Globalizasyon süreci önlenemez bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna karşı çıkmak, bir ulusun kendini uluslar arası çevrelerin dışında bulmasıyla eş anlama gelmektedir. Bilgi çağında dünya ekonomisi global ekonomi olacak ve uluslar arası rekabet etkili olacaktır. Bilgi toplumunda dünya standartları belirleyici rol oynayacaktır.

3.4.3 Bilgi Sektörünün Doğuşu ve Üreticilerindeki Değişiklikler

Bilgi toplumu sürecinde bilgi, giderek hammaddenin, emeğin ve diğer kaynakların yerini almaya başlamıştır. Bu sebeple bilgi toplumunda “bilgi sektörü” ve buna bağlı olarak da “bilgi işçileri olacaktır. Sanayi toplumunda tarım, sanayi ve hizmet sektörleri gündemde iken, bilgi toplumunda buna bir de bilgi sektörü

49

Hasan ÇOBAN, Bilgi Toplumuna Planlı Geçiş, DPT yayını, Ankara, 1996, s.33

50

John L.DANİELS-M.Caroline DANIELS, Global Vision, Bulding New Models for the Corpotation of the Future, Mc Graw Hill, London:1994, p.13

(26)

eklenmektedir. Bilgi toplumu olma sürecine giren ülkelerde toplam işgücünün %50’den fazlasının bilgi sektöründe çalıştığı bilinmektedir52.

3.4.4 Kişinin Merkezi Konuma Gelmesi

Bilgi toplumu olma yolunda ilerleyen dünyada, 1980’li yıllar bilim ve teknoloji sayesinde globalleşme sürecini başlatmıştır. İletişim araçlarının gelişmesiyle zaman ve mekan boyutları kısalmış, ülke içerisinde olduğu gibi ülkeler arasında da bir bütünleşme doğmuştur. Toplumların yaşam seviyeleri, kitle iletişim araçlarındaki ilerlemeler sonucunda birbirlerine intikal etmiş, toplumların siyasi ve sosyal yapıları karşılıklı etkileşme içine girmiştir.

Bilgi teknolojisinin sağladığı olanaklar sayesinde formel ilişkilerde sağlanan kolaylığın yanında, sosyal ilişkilerde de bir azalma ve topluma yabancılaşma, toplumdan kopma duyguları başlamaktadır. Burada bilgi teknolojisi bireyi toplumun önüne geçirmiştir53.

Bilgi, para gibi kişinin dışında kalan bir şey değildir. Bu yüzden bir kitabın, bir veri bankasının veya yazılım programının içinde bulunan ve orada kalan değerler bilgi değildir. Bunlar insanla birleşince bilgi olurlar. Böyle olunca en önemli kaynağın bilgi olduğu bilgi toplumunda kişi merkezi bir konuma gelecektir54.

3.4.5 Örgütlü Toplumda Ekonomik Katılımın Üretim ve Bölüşüme Etkileri

Bilgi toplumunda, ortak özellikler ve amaçlar ile ortak mekan ve çıkarlara sahip kişilerin oluşturduğu sosyal gruplar örgütlenerek sosyal ve politik hayatta ağırlıklarını hissettireceklerdir. Bilgi toplumu, katılımcı bir siyasal yapı öngörmektedir. Bilgi toplumunda karar verme mekanizmaları merkezden uzaklaşacaktır. Bilgi toplumu, tüm yurttaşların daha fazla oranda bilgiye sahip olması gereğinin özellikle vurgulandığı ve iktidarın, yönetici elit kesimin elinden sadece düğmeye basmakla gerçekleştirilebilen bir

52

Hasan ÇOBAN, Bilgi Toplumuna Planlı Geçiş, DPT yayını, Ankara, 1996 s.34

53

İlhan KESİCİ, “Bilgi Toplumunun Özellikleri”, Bilişim, Mayıs 1993, s.64

(27)

referandum olgusunun var olduğu gerçek demokratikleşme sürecine doğru bir dönüşümün yaşandığı bir yapı önerecektir55.

Diğer yandan KONGAR’a göre 21. yüzyıla giderken dünyamızı belirleyecek olan ana devrim; katılım devrimidir. Gerek bireysel, gerekse ulusal düzeyde, kültürel, toplumsal, ekonomik ve sosyal alanlarda yoğun bir katılım yaşanacaktır.

Toplumun örgütlenmesiyle politik alanda katılım demokratikleşmeyi yaygınlaştıracak; ekonomik katılım ise üretim ve bölüşüm alanlarında gerçekleşecek olup, üretimde verimliliği artıracaktır 56.

3.4.6 Gönüllü Kuruluşların Üretici ve Tüketiciler Üzerinde Etkinleşmesi

Bilgi toplumunda gönüllü kuruluşlar ön plana çıkacaktır. İnsanlar, kendi özelliklerini göstermek, yeteneklerini sergilemek ve başarı duygularını tatmin etmek için gönüllü kuruluşlarda hizmet yarışına gireceklerdir

Bilgi toplumunda, herkes aynı anda hem üretim, hem de tüketim süreçlerinin bir halkasını oluşturacaklardır. Böylece, sanayi toplumuna özgü değişim ekonomisinin yerini kendini geliştiren, öğrenen, düşünen, kalite ve verimliliğin artmasını sağlayan “synergetic” ekonomi olacaktır. Böylece, sanayi toplumunda çok önemli bir yer işgal eden işletmeler (özel şirketler, kamu kuruluşları), bilgi toplumunda yerlerini gönüllü katılım ilkesine dayanan gruplara bırakacaklardır. Bu gruplar, yerel örgütlenmeler biçiminde ortaya çıkabileceği gibi, global ölçekte örgütlenmiş enformatik cemaatler de olabilir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde uzaklık bu tür gruplar için engel olmaktan çıkacaktır 57.

3.4.7 Bilgisayarlaşma

Bilgi toplumu henüz tam anlamıyla şekillenmemiş olmasına rağmen, onun en önemli özelliklerinden biri bilgisayarların yoğun olarak kullanılacak olmasıdır.

55 Cees J. HAMELINK, “Enformasyon Devriminden Sonra Yaşam Sürecek mi?” Enformasyon Devrimi

Efsanesi ( Çev. Yusuf KAPLAN), Rey Yayınları, İstanbul:1991,s.13

56

Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, İş Bankası Kültür Yayınları, İzmir: 1993 s.108

(28)

Günümüzde mikro bilgisayarlar, sayısal saatlerden dvd ve vcd ‘lere, uzaktan kumandalardan mikro dalga fırınlara; cep telefonlarından kişisel bilgisayarlara kadar birlikte evimize girmiş durumdadır.

Bilgisayar ve iletişim teknolojisi için yapılan yeni yatırımlar, geliştirilen sistemlerin kullanımına paralel olarak toplumlarda önemli değişimlerin izlenmesine neden olmaktadır. Bu sistemler, komşularımızla insani ilişkilerimizi, ekonomik yapımızı ve de yaşam biçimimizi önemli derecede etkilemektedir. Ülkeler arasındaki ilişkilerde de bilgisayarlaşmadan önemli ölçüde etkilenmektedir 58.

3.4.8 İletişim Teknolojisinin Üretimde Verimliliğe Etkileri

Bilgi toplumu sürecinin önemli unsurlarında biri de iletişim teknolojisi ve bu teknolojinin yaygınlaşmasıdır.

İletişim dünyayı şekillendiren ve değiştiren gerçek bir olgudur. Dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir olayın süreç ve sonuçlarının anında önemli bir bölümündeki insanlara ulaştırabilmektedir. Aynı şekilde, ekonomik olaylar, ürün ve hizmetlere ilişkin bilgiler tüketicilere anında iletilmektedir.

İletişim teknolojisindeki hızlı gelişme, üretim içi her türlü bilgi akışını hızlandırıp kolaylaştırdığı gibi, zaman ve mekanı kullanmada sağladığı üstünlüklerle, üretimde etkinliği ve verimliliği artırmıştır. Bu gelişmelerden bilgi toplumunda teknolojik alt yapının önemli bir kesiminin iletişim teknolojisinden olacağı görülmektedir59.

3.4.9 Çevre Duyarlılığının Küreselleşerek Artması

Globalleşme olayı ve/veya olgusunun dünyada telaffuz edilmesini sağlayan bir başka faktör de çevre kirliliğidir. Dünyanın herhangi bir noktasındaki doğaya ilişkin çevresel olumsuzluklar, tüm dünyayı etkileyebilmektedir. Bilgi toplumunda çevre duyarlılığı daha gerçekçi temellere dayanmak zorundadır. Gelişme yolundaki ülkelerde, çevre üzerindeki yapılan bütün tahribatlar, gelişmiş ülkelerde çok daha önceleri aynı şekilde düşüncesizce uygulanan tedbirlerin bir devamı niteliğindedir.Bütün bunlar, bir

58

Hasan TEKELİ, Bilgi Çağı, Simavi Yayınları, İstanbul: 1994, s.55

(29)

reform yapılmasının zaruret haline geldiğini, hatta bundan da önce, halen gezegenimizi etkilemekte olan global değişimlerin birbirleriyle ilişkili olduğunun daha iyi anlaşılması gerektiğini ortaya koymaktadır60.

Doğa ile barışmanın tek yolu ise “korumak ve paylaşmak”tır. İnsan verimliliği kendi yaşam koşulları ile beraber tüm canlıların yaşamına olanak sağlayacak olanlara yetecek kadar pay ayırarak mutlu olabilen ve bu yaşam düzenine uyum sağlayabilen insandır61.

Dünyanın tümü aynı çevrebilimsel koşullara bağlıdır. Bu nedenle, dünyanın tek bir geleceğini insanlar paylaşacaklardır.Sorunun küreselliği, çözüm yolunun da küresel olmasını gerektirmiş, çevre sorunları yerellikten küreselliğe geçerken, bunların çözüm aracı çevre politikası da ulusallıktan evrenselliğe doğru kaymıştır.

Çevre sorunları ve bu sorunların incelenmesi, insanların çevreyi korumak kurtarmak için bireysellikten kolektifliğe doğru geçişini gerekli kılmıştır. Bu kolektif bilinç ve dayanışma içinde çözüm arayışı gerçekleşebilirse, küreselleşmenin de kanıtı olacaktır62.

3.4.10 Teknolojide Oluşan Gelişmenin Üreticilere Sağladığı İmkânlar

Teknolojinin kültür etkisinden sonra ikinci büyük etkisi, toplumların ekonomik gelişmesi üzerine yaptığı etkidir. Hâttâ bunun ekonomik gelişmenin başlıca unsuru olduğu söylenebilir.

Sanayi toplumunun ve onun üzerinde yükselen bilgi toplumunun temeli, teknolojiye dayanır. Çünkü ekonomik değişiklikler ve yenilikler ancak yeni teknolojilerden kaynaklanır.

Teknolojinin küreselleşmesi sonucunda, mal ve hizmet üretiminin alt yapısını oluşturan teknolojiler jenerik teknolojilerle( mikro elektronik, enformasyon teknolojileri, yeni malzemeler, biyo-teknoloji ve haberleşme teknolojileri) ikame edilmiş, üretim ve kalitede yüksek standart ile rekabet gücünü yükseltecek teknolojik değişiklikler sağlanmıştır.

60 Paul KENNEDY, Yirmi Birinci Yüzyıla Hazırlanırken ( Çev. Fikret ÜÇCAN), Türkiye İş Bankası

Kültür Yayını, Ankara: 1995, s.131

61

Hayrettin Karaca, “Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin İnsan Verimliliği”, Yeni Türkiye Dergisi, Çevre Özel Sayısı, Sayı:5 Temmuz- Ağustos 1995 s.64

(30)

Bilgi toplumunun oluşturulmasında, son yirmi yılda önemli değişmeler yaşanmıştır: Bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler, bilgiye erişimde ve bilgi üretmede yeni imkanlar yaratmıştır.

Mal ve hizmet üretiminde, tüm makine- imalat, robot ve kontrol hizmetlerinde bilgisayarların kullanılmasıyla üretim verimlilik, çeşit ve kalite yükseltme süreci devamlılık kazanmıştır.

Bilgisayar teknolojisinin boyut, fiyat ve fonksiyon itibariyle çok hızlı geliştirilmesi, etkisini yaşamın her alanında kendini hissettirmiştir. Teknoloji ve gelişen bilim; yeni ürünler, yeni üretim teknikleri ve pazarlama teknikleriyle teknolojinin;küreselleşmesini sağlamış ve ülke sınırlarını ortadan kaldırarak firma bazında rekabet gücünün öne geçmesinde, önemli rol oynamıştır63. Gelecekte bu gelişme; firmalar arasında ciddi niteliksel farklılıklar yaratacaktır.

3.4.11 Uluslararası rekabet

Bilgi sağlayan, bilgiyi bir yerden başka bir yere aktaran şirketler arasındaki küresel rekabetin yoğunluğu sürekli artmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya, bilgi ve iletişim teknolojisinin özendirilmesi ve olası uygulamaların araştırılması bakımından daha avantajlı konumdadır.

Bu iki ülkenin AB karşısında sahip oldukları iki önemli avantaj bu alanda daha hızlı gelişmelerine katkıda bulunmaktadır: her iki ülkenin de tek bir standartlar sistemi ve tek bir ulusal dilleri vardır.

İşin daha da kötüsü, AB üyesi devletler teknoloji ve bilgi piyasalarındaki rakipleri sadece bu iki ekonomik dev değildir.Bu ülkelerin yanında Hindistan ve Çin gibi gelecekte dünyanın en büyük ekonomileri olmaya aday bu ülkelerle birlikte başka bilişim sektöründe gelişen ülkeler de vardır. Yeni sanayileşmekte olan ülkeler de bilgi piyasasında ticari olanakların var olduğunun farkındadır.

Avrupalıların bilgi toplumunun gelişine hazırlanması öncelikli bir görevdir.

Öğretim, eğitim ve tanıtım zorunlu olarak merkezi bir rol oynayacaktır64.

63

Kemal Güleç, “Bilgi Toplumu, Bilim ve Teknoloji Politikası ve Üniversite- Sanayi İşbirliği”, Tisk İşveren Dergisi, Ağustos 1996, S.11, ss.9-10

(31)

3.5 Bilgi Toplumunun Eğilimleri

Bilgi Toplumu, her türlü bilginin kolayca üretildiği, elde edildiği, yayıldığı ve kullanıldığı bir toplumsal organizasyon biçimini ifade etmektir.

Bu özelliği kazanmış toplumlarda bilgi birikimi ve üretim süreci arasında çok sıkı bir bağ bulunmaktadır.”Bilgi” adeta üretimin temel bir faktörü haline gelmektedir. Kısacası, artık bilgi olmadan, bilgiye dayanmadan belli hedeflere erişmek, ayakta durmak bile mümkün olamayacaktır65.

3.5.1 Bilginin Üretilmesi

Geleceğin bilgi toplumu yepyeni bir çerçevede inşa edilecektir. Bu çerçevede bilgisayar-iletişim teknolojisi tarafından çizilecektir, daha doğrusu çizilmektedir. Bilgi toplumunda, bilgisayarlar, bilginin kitle halinde üretilmesini, işlenmesini dağıtılmasını, saklanmasını ve tüketilmesini mümkün kılan bir değişime yol açmaktadır.

Bilgi toplumunda bilginin temel özellikleri, sürekli üretebilmesi ve artış göstermesi; iletişim ağları içinde taşınabilir, bölünebilir ve paylaşılabilir olması; emek sermaye ve toprağı ikame edebilmesi şeklinde özetlenebilir.

Temel ekonomik kaynak, yani ekonomistlerin deyimiyle” üretim araçları”,doğal kaynaklar “toprak” ve “emek” artık “sermaye” de değildir. Bilgidir ve bilgi olacaktır. Şimdi artık değerler “verim”le ve “yenilik”le yaratılmaktadır. Bunların ikisi de bilginin işe uygulamasıdır66.

Sanayi toplumunda bilgi, aletlere, süreçlere ve ürünlere uygulanmıştır. Artık bilgi kendisine uygulanmakta bu da üretimin tek faktörü halen gelen bilgiyi sermaye ve emeğin üzerine çıkarmaktadır.

Bu gelişmeler, iyi ya da kötü olarak görülsün, geri dönülmez bir değişime cevaptır, o değişim de bilginin artık bilgiye uygulanışıdır. Bilgiden bilgilere geçiş, bilgiye yeni bir toplum yaratma gücünü vermiştir. Eldeki bilginin sonuç almak için nasıl kullanılabileceğine ilişkin bilgi vermek, bizim yönetim dediğimiz şeydir. Ama bilgi bugün aynı zamanda, ne tür yeni bilgilerin gerekli olduğunu tanımlamak amacıyla da, bunun fizibilitesi olup olmadığını anlamak amacıyla da, bilgiyi etkin kılmak için nelerin

65

Kubilay ATASAYAR, “Bilgi Toplumu Olmak”, TİSK İşveren Dergisi, Ağustos 1996, s.8

66

Peter F.Drucker, “Kapitalist Ötesi Toplum”, (Çev. Belkis ÇORAKÇI) İnkılap Kitabevi İstanbul: 1994 s.18

(32)

gerekli olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla da sistematik olarak kullanılmaktadır. Bir başka ifade ile bilgi artık sistematik yeniliğe uygulanmaktadır67.

3.5.2 Üretilen Bilginin Değişik Alanlarda Kullanılması

Bilgi sektörü, bilgi toplumunda bilginin üretildiği sektördür. Bilişim altyapısı ve bilgi aktarımı; bilgi üretiminin önkoşullarıdır. Bilgi toplumuna ismini veren “bilgi sektörü”; bilişim altyapısı sayesinde bilgiyi kullanılabilir ve aktarılabilir duruma getirmektedir.

Sanayi toplumundaki sanayi-hizmetler ayrımı, bilgi toplumunda, tarım-sanayi-hizmetler, bilgi sektörü sınıflaması şekline dönüşmektedir. Tarım toplumunda tarımsal üretimde; sanayi toplumunda, sanayi malları ve hizmetler sektörü egemen sektörler iken; bilgi toplumunda, bilgi sektörü egemen olmaktadır68.

Bilgi sektörünün ürünü olan bilişimsel bilginin tarımsal üretimde kullanılması, öncelikle biyo-teknolojideki gelişmelerle, bilgi toplumunda tarımsal devrimi gerçekleştirecektir.

Bilgi sektörünün yarattığı devrimle yaratılan” yapay” yeni materyaller, kıtlaşan doğal kaynaklara ikame edeceğinden; daha sağlıklı ve dengeli bir doğal çevrenin yaratılmasına fırsat verecektir.

Diğer yandan sanayi sektörünün ürettiği ürünlerin bilişiminde, doğal girdilerin payı hızla azalırken, bilgi sektörünün ürünü olan yapay girdilerin payı giderek artacaktır69.

Ayrıca yeni materyaller sayesinde sanayi ürünleri, daha ucuz, daha hafif ve fakat dayanıklı olarak üretilecektir.

Bilgi sektöründe üretilen bilginin hizmet sektöründe de etkinlik, verimlilik, kolaylık ve rahatlık sağlayacaktır.

Bilgi toplumunda maddi üretimin yerine bilginin öne çıkması, mülkiyet ve refah anlayışlarında da değişim getirecektir Bu durum sınıflı toplumu daha da yumuşatıp,

67

Peter F.Drucker a.g.e. s.66

68

Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, İş Bankası Kültür Yayınları, İzmir: 1993 s.118

69

Peter F.Drucker, “Kapitalist Ötesi Toplum (Çev. Belkis ÇORAKÇI) İnkılap Kitabevi, İstanbul, 1994 ss.102-103

Referanslar

Benzer Belgeler

Thus, in order to improve the quality and efficiency of research, funding should aim at supporting institutes that have a proven record of success in publishing

Çalışmamız verilerine göre gebelerin obstetrik özelliklerinden gebelik sayısına göre W-DEQ- A puanları incelendiğinde, iki ve daha fazla gebeliği olanların puan

Ancak çalışma sonuçlarımıza göre psoriasisli hastalarda da normal kişilerdekine benzer oranlarda kontakt duyarlılığın görülebileceğini bu nedenle herhangi bir

Ankette hastalar›n kulland›klar› deri bak›m ürünleri ve kullanma al›flkanl›klar›, deri bak›m› ile ilgi- li bilgileri nereden edindikleri, ürün seçiminde dikkat

Fakat derkenar notlarını edebiyat kuramları üzerinden anlamlandırmak mümkün olmakla beraber Carullah Efendi’nin müderris, furuî (kadı) ve özellikle usûlî 7

A5/1 ve Oryx algoritmalarından üretilen 20 anahtar değerinden her iki algoritma için de NIST test uygulamasından iyi sonuçlar verdiği gözlenen bir anahtar

E-fatura uygulaması kapsamında kullanıcıların fatura oluşturma, gönderme ve alma işlemleri, internet üzerinden genel kullanımı sağlamak amacı ile GİB tarafından

Önerilen yöntemde, kameranın konumuna bağlı olarak meydana gelen açısal ve geometrik bozulmaya uğramıĢ optik görüntüler, açısal ve konumsal herhangi bir kısıtlama