• Sonuç bulunamadı

Dev Konka Bülloza İçinde Fungus Topu:Olgu Sunumu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dev Konka Bülloza İçinde Fungus Topu:Olgu Sunumu"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Olgu Sunumu

© 2013 DEÜ

TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 27, SAYI 1, (NİSAN) 2013, 49 - 54

49

Dev Konka Bülloza İçinde Fungus Topu:

Olgu Sunumu

FUNGUS BALL IN A GIANT CONCHA BULLOSA: A CASE REPORT

Aydın ACAR, Melek UYAR, Ali AÇIKALIN, Engin DURSUN, Selma KURUKAHVECİOĞLU,

Adil ERYILMAZ

S.B. Ankara Numune Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, KBB Kliniği

Melek UYAR

S.B. Ankara Numune Eğitim Ve Araştırma Hst

KBB Kliniği ANKARA

ÖZET

Konka bülloza, en yaygın nazal anatomik varyasyonlardan biridir. Konka büllozanın boyutu, semptomatik hale gelmesindeki en önemli faktördür. Fungus topu; dejenere olmuş mantar hiflerinin sinüs içinde ekstramukozal ve invaziv olmayan birikimidir. Fungus topu, fungal sinüzitin en yaygın olan formudur. Fungus topunun etkeni sıklıkla Aspergillus spp.'dir. Bu olgu sunumunda, oldukça nadir görülen dev konka bülloza içindeki fungus topu olgusu sunulmuştur. 18 yaşında bayan hasta, kliniğimize son 3-4 yıldır tek taraflı burun tıkanıklığı şikayeti ile başvurdu. Hasta tıbbi tedaviye dirençli kronik sinüzit tanısı ile takip edilirken, paranazal sinüs bilgisayarlı tomografisinde sol burun pasajında intranazal kitle bildirildi. Hastaya cerrahi tedavi için fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi planlandı. Cerrahi sırasında, hastada sol nazal pasajda eksplorasyon sırasında dev konka bülloza içinde fungus topu görüldü. Literatürde bu vakaya benzer sadece üç vaka bulunmuştur. Bu olgu sunumunda, biz hastanın bulgularını değerlendirmeyi ve literatürü gözden geçirmeyi amaçladık.

Anahtar sözcükler: Dev konka bülloza, mantar topu, burun tıkanıklığı SUMMARY

Concha bullosa is one of the most common nasal anatomic variations. The size of concha bullosa is important factor in its symptomatic situation. Fungus ball is extramucosal and noninvasive accumulations of degenerating fungal hyphae. It is most common occur form in fungal sinusitis. The fungus ball is mostly caused by Aspergillus spp. In this case report, we present a rare fungus ball case which is localized chonca bullosa. Eight-teen years-old female patient was admitted to our clinic. She has unilateral nasal obstruction during last 3-4 years. While we were following her chronic sinusitis with resistant to medical treatment, in her paranasal computerized tomography, the intranasal mass was reported in left nasal passage. Therefore, the functional endoscopic sinus surgery was applied to patient for surgical treatment. During exploration the fungal ball was showed in giant chonca bullosa. It was found only three similar cases in the literature. In this case report, we aimed to evaluate to our patient's findings and to review of the literature.

(2)

Konka  Bülloza  (KB),  konkanın  havalanması  olup  top‐ lumda  sıklığı  %14,0‐53,6  arasında  değişmektedir.  Sinonazal yapılardaki anatomik varyasyonlar, osteomeatal  yapıda  tıkanıklığa  sebep  olurlar  ve  bu  durum  paranazal  sinüslerde  enfeksiyona  zemin  hazırlar.  KB,  bu  varyas‐ yonlar  arasında  sık  rastlanılanlardan  birisidir  (1‐3).  KB,  çoğunlukla  semptomsuz  seyretmektedir.  Paranazal  sinüs  ventilasyonu  ve  orta  meatus  bölgesindeki  mukosiliyer  temizliğin  olumsuz  etkilenmesine  bağlı  sinüzit  etyoloji‐ sinde  rol  oynamaktadır.  KB’da  havalanmanın  derecesi  şikayetlerin şiddetiyle doğru orantılıdır (4). 

Rinosinüzit,  nüfusun  yaklaşık  %20’isini  etkileyen  yaygın  bir  hastalıktır.  Akut  ve  kronik  formu  olan  rinosinüzitlerin  kronik  formunda,  mantar  enfeksiyonları‐ nın  rolünün  tartışmalı  olduğu  bildirilmektedir.  Fungus  topu,  kronik  invaziv  olmayan  fungal  rinosinüzitlerin  bir  formu  olup  sinüs  boşluğunda  fungal  hiflerin  yoğun  mik‐ tarda  birikmesi  şeklinde  tanımlanır.  Genellikle  maksiller  sinüsü  tutmakla  birlikte  bazen  birden  fazla  sinüsü  de  tu‐ tabilmektedir (5).   

Literatürde dev KB içinde fungus topu olgusu şeklinde  üç  olguya  rastlanmıştır  (5‐7).  Bu  olgu  sunumunda  dev  konka bülloza içinde fungus topu saptanan olgunun klinik  bulguları ve ayırıcı tanısının tartışılması amaçlanmıştır.  OLGU SUNUMU 

Onsekiz  yaşında  bayan  hasta,  2011  yılının  Mayıs  ayında kliniğimize burun tıkanıklığı şikayeti ile başvurdu.  Yaklaşık  3‐4  yıldır  özellikle  burun  sol  tarafından  nefes  alma güçlüğü olan hasta, bu dönemde sık sinüzit atakları  nedeniyle  antibiyoterapi  ile  takip  edildiğini  ve  kendisine  18  yaşından  sonra  opere  olması  gerektiğinin  söylendiğini  belirtti.  Hasta  kliniğimize  başvurduğunda  yapılan  kulak  burun boğaz muayenesinde patolojik olarak septum nazal  valv  bölgesinden  başlayarak  posteriora  doğru  sağa  kon‐ veks  deviye  idi.  Hastanın  endoskopik  muayenesinde  sol  nazal  pasajı  tamamen  tıkayan  üzeri  normal  mukoza  ile  kaplı, düzgün yüzeyli ve muayenede ağrılı kitle ile karşı‐ laşıldı. Endoskopik muayenede nazofarinks normal olarak  izlendi.  Hastaya  koronal  planda  çekilen  paranazal  sinüs  Bilgisayarlı  Tomografide  (BT)  sol  nazal  pasajı  tamamen  dolduran  arkada  etmoidlere  kadar  uzanan  kısmen  iyi  sı‐

nırlı orta hatta septumu karşı nazal pasaja ekspanse etmiş  kitle  olarak  raporlandı  (Şekil  1).  Hastanın  laboratuar  pa‐ rametreleri  normal  olarak  bulundu.  Bunun  üzerine  has‐ taya  genel  anestezi  altında  septoplasti  ve  sol  Fonksiyonel  Endoskopik  Sinüs  Cerrahisi  (FESS)  planlandı.  Peroperatif  olarak  sol  pasajı  dolduran  patolojinin  dev  bir  KB  olduğu  tanımlandı  ve  ʺkonkanın  içi  tipik  yoğun  kıvamlı,  peyni‐ rimsi balçık gibi fungus topuʺ olduğu düşünülen materyal  ile  kaplıydı  (Şekil  2).  Kültür  alındıktan  sonra  konkanın  medial  kısmı  korunup  lateral  kısmı  rezeke  edilerek  orta  mea açıldı. Serumla bol lavaj ile nazal pasaj yıkandı. Ope‐ rasyonda  ve  postoperatif  dönemde  herhangi  bir  kompli‐ kasyon  ile  karşılaşılmadı.  Hastanın  postoperatif  6.  ve  10.  ay takiplerinde yakınmasının olmadığı ve nazal pasajının  tamamen  açık  olduğu  izlendi  (Şekil  3).  Hastadan  gönde‐ rilen  doku  örneklerinde  kültürlerinde  üreme  olmadı.  Ay‐ rıca  patoloji  spesmeni  ʺnonspesifik  kronik  inflamatuar  dokuʺ  şeklinde  raporlandı.  Hastanın;  öyküsü,  çekilen  paranazal  sinüs  BT  bulguları,  cerrahi  sırasında  büllöz  konka  kavitesini  dolduran  ʺkirli  beyaz  balçık  şeklinde  yoğun  kıvamlı  materyalʺ  izlenmesi,  cerrahide  lokal  yı‐ kama  sonrası  postoperatif  takipte  herhangi  bir  medikal  tedaviye  gerek  olmadan  hastanın  şifa  bulması  sonucu  olgu, dev KB içinde fungus topu olarak değerlendirilmiş‐ tir. 

TARTIŞMA  

KB  olgularının  yaklaşık  %55’i  anterior  etmoid  hücre‐ lerde,  %45’i  ise  posterior  etmoid  hücrelerde  yerleşmekte‐ dir.  Bilateral  KB  ise  %40‐61  arasında  görülebilmektedir  (6,8). Bolger ve ark KB’yi pnömatizasyon derecesi ve yer‐ leşimine  göre  üç  formda  sınıflamışlardır  (8).  Lamellar  formda  pnömatizasyon  orta  konkanın  vertikal  lamelinde  iken büllöz formda ise inferior segmentindedir. Ekstensiv  formda  ise  orta  konkanın  tamamı  pnömatizedir.  KB  ostiumlarının  en  sık  frontal  boşluğa,  daha  seyrek  olarak  bazal  lamella  boyunca  komşu  hava  hücrelerine  ve  hiatus  semilunarise  açıldığını  gösteren  çalışmalar  vardır.  KB’nin  unsinat  yapıya  bası  yaparak  veya  orta  meatusu  ve  infindibulumu  daraltarak  ve  /  veya  tıkayarak  tekrarlayan  sinüzitlere  yol  açabileceği  belirtilmiştir.  KB’nin  sempto‐ matik  hale  gelmesinde  boyutunun  da  önemli  olduğu  bildirilmektedir (9).  

(3)

Dev konka bülloza içinde fungus topu: Olgu sunumu

51

Şekil 1.   Olgunun preoperatif koronal paranazal BT görüntüsü (sol nazal pasajı tamamen doldurmuş arkada etmoidlere kadar uzanan 

orta hatta septumu karşı nazal pasaja ekspanse etmiş kitle) 

(4)

Şekil 3.   Olgunun postoperatif 10. ay kontrol koronal paranazal BT görüntüsü 

 

Diğer yandan KB ile septum deviasyonu arasında bü‐ yük  oranda  birliktelik  olduğu  da  bilinmektedir.  KB’ye  en  çok  eşlik  eden  patoloji  septum  deviasyonu  (%60)  olarak  gösterilmiştir.  Burun  tıkanıklığı  şikayeti  yanısıra,  hasta‐ larda  %60  oranında  baş  ağrısı,  %46,7  oranında  kronik  si‐ nüzit  semptomlarının  eşlik  ettiği  bildirilmiştir  (2,10).    Bi‐ zim  olgumuzda  da  benzer  şekilde;  burun  tıkanıklığı,  baş  ağrısı ve kronik sinüzitin klinik bulguları mevcuttu.     

Ayrıca olgumuzda olduğu gibi, paranazal BT’de nazal  kaviteyi dolduran bir kitle olarak raporlanmış bir patoloji,  nazal  kavitenin  benign  lezyonları  ve  neoplazileri  ile  de  karışabilmektedir.  Cerrahi  tedavi  öncesi  klinik  ve  endos‐ kopik  muayene  yanında  BT,  Magnetik  Rezonans  Görün‐ tüleme  (MRI)  gibi  görüntüleme  yöntemleri,  gerekirse  bi‐ yopsi  ile  ayırıcı  tanı  yapılmalıdır  (10).    Olgumuzda  ise  çekilen  paranazal  BT  sonrası  eksplorasyon  için  cerrahi  kararı  verildi.  Sol  nazal  pasajda  BT  ile  tariflenen  kitleye  orak bıçak ile vertikal insizyon yapıldı.  BT’de tarif edilen  kitlenin  ʺkirli  beyaz  balçık  gibi  bir  materyalʺle  kaplı  bir  kavite  olduğu  görülünce  ayırıcı  tanıda  olgunun  dev  bir  KB içinde fungus topu olgusu olabileceği düşünüldü (Re‐

sim  2).  Fungus  topu  olgularında  medikal  tedavinin  yeri  yoktur.  Bulloz  konkada  da  orta  konkanın  lateral  lamel‐ lasının  rezeksiyonu  en  sık  uygulanan  ve  etkili  bir  cerrahi  tekniktir  (5).   Dolayısıyla  olgumuzda  sol  bülloz  konkanın 

lateral  segmenti  endoskopik  olarak  eksize  edildi.  Bol  serum  ile  lavaj  yapılarak  patolojik  materyel  sahadan  temizlendi. 

Bazen büllöz konkanın içi enfekte olup piyosele dönü‐ şebilir.  Bu  inflamasyon  daha  da  ilerleyerek  büllöz  konka  tüm  nazal  pasajı  tamamen  kapatacak  büyüklüğe  ulaşabi‐ lir.  Bizim  olgumuzda  da  dev  boyutlara  ulaşan  büllöz  konka  medikal  tedaviye  cevap  vermeyen  sinüzit  atakla‐ rına  yol  açıyordu.  Bu  tip  olgularda  fungal  sinüzitler  de  ayrıcı tanıda düşünülmelidir. Burun ve paranazal sinüsleri  etkileyen  fungal  hastalıklar  literatürde  aşağıdaki  şekilde  tanımlanmıştır;  akut  invaziv  fungal  rinosinüzit,  kronik  invaziv  fungal  rinosinüzit,  granulomatöz  invaziv  fungal  rinosinüzit,  fungus  topu  (miçetoma),  noninvaziv  allerjik  fungal  rinosinüzit.  Kronik  rinosinüzitler,  bağışıklık  iste‐ minde  değişikliklere  neden  olarak  vücutta  mantarlara  olan  reaksiyon  yeteneğini  azaltırlar.  Dolayısıyla  bu  tür 

(5)

Dev konka bülloza içinde fungus topu: Olgu sunumu

53

olgularda  sinüs enfeksiyonlarında  mantarlar  rol  oynaya‐ bilmektedir (11).  

Fungus  topu  en  sık  görülen  fungal  sinüzit  formudur.  Kronik  fungal  sinüzitler  arasında,  fungus  topu,  sinüs  boşluklarında  invaziv  olmayan  yoğun  peynirimsi  kirli  beyaz  görünümlü  mantar  birikimi  varlığında  tanımlanır.  Genellikle  tek  bir  sinüs  içindedir.  Hangi  boşlukta  ise  o  şekilde  isimlendirilir.  Eğer  preoperatif  BT  ve  operasyon  sırasında  elde  edilen  bulgular  “fungus  topunu  destekli‐ yorsa” diğer invaziv ve / veya fatal fungal sinüsit formla‐ rını ekarte etmek için mukozal biyopsi alınmalıdır. Hasta‐ lık, “bulunduğu sinüs + fungus topu ± neden olan fungus”   şeklinde ifade edilir (12). Bizim olgumuzda da ayırıcı tanı  için  çekilen  paranazal  BT’de,  daha  sonra  dev  KB  olduğu  anlaşılan,  çevre  dokudan  sınırları  net  olarak  ayrılabilen  patolojik  oluşumun  içinde  opasite  izlenmişti.  Ayrıca  ope‐ rasyon  sırasında  da  yoğun  peynirimsi  kirli  beyaz  görü‐ nümlü  materyal  ile  dolu  olduğu  görülmüştü.  Gerek  BT  bulguları  gerek  cerrahi  bulguları  fungus  topunu  destekli‐ yordu.  Literatürle  uyumlu  olarak  büllöz  konkanın  çıkarı‐ lan  lateral  segmenti  ve  cerrahi  sırasında  karşılaşılan  ma‐ teryal  patoloji  ünitesi  tarafından  incelendi  ve  “mukozada  non‐spesifik  kronik  inflamasyon”  şeklinde  raporlandı.  Böylece bu olgu diğer invaziv ve / veya fatal kronik fungal  sinüzit  formlarından  ayrılmış  oldu.  Operasyon  sırasında  karşılaşılan  patolojik  materyalden  alınan  basit  kültürde  üreme olmadı. Neden olan fungus tanımlanamadı ve yine  literatürde  belirtildiği  gibi  olgu  BT  ve  cerrahi  sırasında  saptanan bulgulara göre dev konka bulloza içinde fungus  topu olarak tanımlandı.   

de  Shazo  et  al çalışmalarında  fungus  topu  olgularının  radyolojik  heterojenite  olsun  ya  da  olmasın  radyolojik  olarak  sinüsü  dolduran  opasifite  içermesi,  cerrahi  sıra‐ sında  sinüs  içinde  peynirimsi  kil  gibi  bir  materyelin  sap‐ tanması,  patolojiye  gönderilen  sinüs  mukozasının  “nonspesifik  kronik  inflamasyon”  şeklinde  raporlanması  ve  eozinofiller  granülom  veya  allerjik  musin  saptanma‐ ması,  sinüs  mukozasında  fungal  invazyon  bulgularına  raslanmaması gibi ölçütlere göre tanımlanabileceğini vur‐ gulamıştır  (13).  Bizim  olgumuzda  da  BT’de  KB  yapıyı  dolduran radyolojik opasifite izlenmişti. Cerrahi sırasında  yine  KB  içinin  literatürde  tarif  edilen  nitelikte  materyelle  kaplı  olduğu  görüldü.  Patolojik  olarak  bulloz  konkanın 

lateral  segmenti  spesmen  olarak  incelenmiş  nonspesifik  kronik  inflamasyon  dışında  mukozal  patoloji  raporlan‐ mamıştır.  Dolayısıyla  patolojiye  gönderilen  sinüs  muko‐ zasının  nonspesifik  kronik  inflamasyon  şeklinde  rapor‐ lanması  da  literatürde  belirtildiği  gibi  fungus  topu  lehine  bir bulgudur. 

Yine Dhong et al çalışmalarında; tüm olgularda fungus  topunun  karekteristik  olarak  mat  ve  kumlu  kirli  beyaz  gross  bir  görünümde  olduğu  ve  bu  görünümün  cerrahı  uyardığını  ayrıca  hepsinde  olmamakla  beraber  çoğunda  BT’de radyografik heterojeniteye raslandığını göstermiştir  (14). Olguların yaklaşık %70’inde kültürde üreme olmadı‐ ğını  belirtmiştir.    Fungus  topunda  mantar  elemanlarının  canlılığı  çok  az  olduğu  için  cerrahi  sırasında  çıkarılan  materyalden  mantar  üretmek  her  zaman  mümkün  olma‐ yabilir.  Tanı  radyolojik  olarak  konulabileceği  gibi,  esas  cerrahi sırasında konur ve histopatolojik olarak veya kül‐ türler  ile  desteklenir  (12).  Bizim  olgumuzda  da  kültürde  üreme  olmamıştır.  Broglie  ve  arkʹnın  90  sinuzal  fungus  topu  vakasında  48ʹinde  fungus  kültürü  yapılmış  ve  11ʹinde  pozitiflik  saptanabilmiştir.  Mikolojik  veya  histo‐ lojik  sonuçlar  ve  kültürde  fungal  üreme  arasında  konfir‐ masyonun kanıtı olmadığını belirtmişlerdir (15). Kültürde  üremeyle  histoloji  sonuçlarını  karşılaştırdıklarında,  sensi‐ tivite,  spesifite,  PPV  ve  NPV  sırasıyla;  %73,  %41;  %27  ve  %83 bulunmuştur. 

Fakat olgunun preoperatif paranazal BT incelemesinde  KB  yapı  içini  dolduran  opasifite  görünümü,  cerrahi  sıra‐ sında KB yapı içini dolduran beyaz peynirimsi materyelin  izlenmesi kronik fungal sinüzitler arasında fungus topunu  ayırıcı  tanıda  düşündürmüştür.  Literatüre  göre  de,  CTʹde  en  yaygın  bulgu  olguların  %90ʹında  kısmi  yada  komple  bir  homojen  opasite  gözlenmesidir  (16).  Bu  tür  olgularda  mevcut  sinüsün  havalanmasının  sağlanması  ve  patolojik  materyelin  bol  serum  ile  yıkanması  tedavi  için  yeterlidir.  Ek  medikal  tedavi  gerekmez.  Ancak  sinüs  mukozasının  patolojik  olarak  incelenmesi  ve  invaziv  formların  ekarte  edilmesi  bu  hastalar  için  elzemdir.  Bizim  olgumuzda  da  patoloji  ile  invaziv  fungal  sinüsit  formları  ekarte  edilmiş‐ tir. Ayrıca postoperatif dönemde ek medikal tedaviye ge‐ rek kalmadan klinik ve paranazal BT ile saptanan iyileşme  süreci gözönüne alındığında, olgumuz dev konka bulloza  içinde fungus topu olarak değerlendirildi.  

(6)

Literatürde  konka  bülloza  piyoseline  bağlı  subdural  ampiyem  ve  orbital  komplikasyonlar  bildirilmiştir.  Bu  nedenle  mutlaka  cerrahi  olarak  tedavi  edilmelidir.  Yine  fungus topu ile etkilenen bölgenin mutlaka cerrahi olarak  açılıp  havalanmasının  sağlanması  drenajının  yapılması  gerekir  ve  bol  serum  ile  yıkanması  yeterlidir  (10,11).  Bu  nedenle  olgumuzda  nazal  kavite  operasyonda  bol  serum  ile yıkandı. Hastanın postoperatif 6. ve 10. aylardaki kont‐ rolünde  burun  tıkanıklığı  ve  sinüzit  şikayetlerinin  tü‐ müyle  geçmiş  olduğu  görüldü.  Tüm  preoperatif  öykü,  peroperatif  bulgular  ve  postoperatif  takipte  elde  edilen  sonuçlar  değerlendirildiğinde  bu  olgu,  dev  KB  içinde  fungus  topu  olarak  değerlendirilmiştir.  Literatürde  dev  KB  içinde  fungus  topu  olgusu  olarak  yalnızca  üç  olguya  rastlanmıştır (5).  

Sonuç  olarak,  tedavi  edilmediği  takdirde  ciddi  komp‐ likasyonlara  neden  olabilecek  olan  KB  piyoseli,  her  ne  kadar  nadir  bir  patoloji  olsa  da,  tedaviden  fayda  görme‐ yen  uzun  süreli  burun  tıkanıklığı  ve  sık  sinüzit  atakları  tarif eden olgularda ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Ayrıca,  medikal tedaviden fayda görmeyen tek taraflı burun tıka‐ nıklığı,  geçmeyen  baş  ağrısı,  sinüzit  atakları  olan  olgu‐ larda öncelikle paranazal malignite açısından BT ve/ veya  MRI  ile  ileri  tetkik  yapılmalıdır.  Dev  KB  içinde  fungus  topu,      olgumuzda  olduğu  gibi  klinik  olarak  bu  bölge  malignitelerini taklit edebilir. Daha sonra hastanın endos‐ kopik  sinüs  cerrahisi  ile  değerlendirilmesi  ve  peroperatif  bulgulara  göre  tedavinin  planlanmasının  uygun  olacağı  görüşündeyiz.  

KAYNAKLAR 

1. Unlü HH, Akyar S, Caylan R, Nalça Y. Concha bullosa. J Otolaryngol 1994; 23:23-27.

2. Stallman JS, Lobo JN, Som PM. The incidence of concha bullosa and its relationship to nasal septal deviation and paranasal sinus disease. AJNR Am J Neuroradiol 2004; 25:1613-1618.

3. Bal M, Berkiten G, Topaloğlu İ. Chonca Bullosa types and frequency of different patholojic entities. KBB ve BBC Dergisi KBB Forum 2011;10:57-61.

4. Cannon RC. Endoscopic management of concha bullosa. Otolaryngology - Head and Neck Surgery 1994; 110:

449–454.

5. Cukurova I, Gümüşsoy M, Mercan Caner RG, Yaz A, Avcı A. Fungus ball in middle concha bullosa: a case report. Kulak Burun Boğaz Ihtisas Dergisi 2011;21:110-114.

6. Yiğit O, Cinar U, Uslu B, Dadaş B. Giant concha bullosa: A case report. Kulak Burun Boğaz Ihtisas Dergisi 2004; 13:77-79.

7. Bektaş D, Ural A, Caylan R, Bahadır O, Kul N, Caylan R. Two cases with unusual mycetoma localizations in upper respiratory system. Kulak Burun Bogaz Ihtisas Dergisi 2011; 21:338-340.

8. Bolger WE, Butzin CA, Parsons DS. Paranasal sinüs bony anatomie variations and mucosal abnormalites: CT analysis for endoscopic sinüs surgery. Laryncoscope 1991; 101:56-64.

9. Koşar MI, Çimen M, Müderris S, Tekeş T. An Investigation on the frequency of Concha Bullosa. C.Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 2008; 30: 72-76.

10. Bakır S. A case of giant concha bullosa pyocele. Dicle Tıp Dergisi 2009; 36: 306-309.

11. Fokkens WJ, Ebbens F, Van Drunen CM. Fungus: a role in pathophysiology of chronic rhinosinusitis, disease modifier, a treatment target, or no role at all? Immunol Allergy Clin North Am 2009; 29:677-688.

12. Chakrabarti A, Denning DW, Ferguson BJ, et al. Fungal Rhinosinusitis: A Categorization and Definitional Schema Addressing Current Controversies. Laryngoscope 2009; 119: 1809–1818.

13. deShazo RD, O’Brien M, Chapin K, et al. Criteria for the diagnosis of sinus mycetoma. J Allergy Clin Immunol 1997;99.475–485.

14. Dhong HJ, Jung JY, Park JH. Diagnostic accuracy in sinus fungus balls: CT scan and operative findings. Am J Rhinol 2000;14.227–231.

15. Broglie MA, Tinguely M, Holzman D. How to diagnose sinus fungus balls in the paranasal sinus? An analysis of an institution's cases from January 1999 to December 2006. Rhinology 2009;47:379-384.

16. Zinreich SJ, Kennedy DW, Malat J, et al. Fungal sinusitis:diagnosis with CT and MR imaging. Radiology 1988; 169:438-444.

Şekil

Şekil 1.   Olgunun preoperatif koronal paranazal BT görüntüsü (sol nazal pasajı tamamen doldurmuş arkada etmoidlere kadar uzanan 
Şekil 3.   Olgunun postoperatif 10. ay kontrol koronal paranazal BT görüntüsü 

Referanslar

Benzer Belgeler

Fungusların gelişebilmeleri için ışığa gerek duyulmazsa da ışık, fungus yaşamına çeşitli yönlerden etki etmektedir. Büyüme derecesi, üreme organlarının oluşumu,

Hastanın muayene bulguları, laboratuvar ve radyolojik görüntülemeleri hızlı bir şekilde değerlendirilip izole sağ sfenoid siznüzit+kavernöz sinüs ve süperior oftalmik

10- DeShazo kriterleri esas al›narak allerjik fungal sinüzit tan›s› konan ve konmayan hastalarda afla¤›daki de¤iflkenler aras›ndaki farklar

Göktepe'yi ele geçirdikten (24 Ocak 1881) sonra, tüm erkek nüfusu katletti ve bölgeyi teslim olmaya zorladı. Aşkabat'a gitmek üzereyken geri çağrıldı ve Minsk Kolordusunun

Division Acrasiomycota is an artificial group of cellular slime molds.. In ththis division

Systematics of division Myxomycota Classis: Myxomycetes Ordo: Ceratiomyxales Genus: Ceratiomyxa Ordo: LiccaIes Genus: Dictydium Ordo: Trichiales

Research Article Oscillatory Solutions Of Fourth- Order Delay Difference Equations With DampR. Saravanan b

Her ne kadar ülkemizde çok fark etmesek de, elektrikli bisiklet dünyası çok hareketli.. E-bisiklet dünyasına en son giren ürünlerden birisi olan Alter Bike, lityum