• Sonuç bulunamadı

Nazım'dan bürokrasiye eleştiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım'dan bürokrasiye eleştiri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“ ..

• — w ı ı r n m - ş A

İV AN İVANOVİC VAR MIYDI YOK MUYDU?'

BU GECE PRÖMİYER YAPIYOR

A ZIM H ikm etin “Ivan Ivanoviç Var mıydı. Yok muydu?”

adlı oyunu Türkiye'de ilk kez

genç bir tiyatro olan Bakırköy

Belediye Tiyatroları tarafından

sahleneliyor.

İstanbul Uluslararası 3.

Tiyatro Festivali kapsamında

bugün, yarın ve 2 Haziran tari­

hinde saat 20.30'da Taksim

Sahnesi'nde sergilencek olan

oyunun dekorlarını

Ali Cem Köroğlu,

kostümlerini

Gönül Sipahioğlu

gerçekleştirdi.

Ayte- kin ö z e n , Turgay Kantürk, llyas llbey, Nurhayat Atasoy, Sevim Oral, Şefik Kıran, Tunca Aydoğan, Erkan Can, Gürdal Tosun, Ragıp Savaş, Munis Dü- şenkalkar, Boran Kaya, Sait Seçkin, Cihan Bıkmaz, Münir Akça, Gülümser Gülhan, Fidan Tek, Ayşe Demirel

ve

Semiha Berksoy’un

başlıca rolleri üst­

lendiği oyunun genel sanat

yönetmeni Zeliha Berksoy.

Bakırköy Belediye Tiyat­

rolarında oyunu konuk yönet­

men olarak sahneye koyan

Kenan Işık,

sorularımızı yanıt­

ladı.

Nazım Hikmet’in daha

popüler olan oyunlarını değil

de "lvan lvanoviç”i seçme ne­

deniniz nedir?

- Benim için bir oyun, için­ de taşıdığı sanatsal enerji adına ’ ve teması adına önem taşır. Oyunun tekniğinden çok söyle­ diği söze bakarım. Bir piyes kendi tiyatro anlayışınıza uy­ gunsa, okuduğunuzda sizi sarsı­ yorsa, heyecanlandırıyorsa sahneye kovarsınız. Sahneye koymak da bir nevi heyecandır. Provalar bir yaratma sürecidir, ilerler, değişir, farklı boyutlara girer. Bu kez Zeliha Berksoy oyunu bana önerdi. Devlet Ti­ yatrolarının onayı ile konuk yönetmen olarak çalışmaya baş­ ladım.

Nazım’ın

şairliğine

oranla oyun yazarlığını nasıl

değerlendiriyorsunuz?

- Ben bir sanatçıyı oyun yazarı, ozan, heykeltıraş, ro­ mancı eibi ayırmak istemiyo­ rum. ön em li olan sanatçının sanatsal coşkusu. Bence Nazım Hikmet iyi bir ozansa iyi de bir oyun yazarıdır. Sadece belki tekniğinde bazı savrukluklar olabilir. Yazıldığı dönem gözö- nünde tutulursa tiyatro planında devrim niteliğinde değişiklikler var. 1920'lerde başlayan olay bugünün tiyatrosunun üstüne oturduğu teatral divrimlerdir. Oyuncuya dayalı tiyatro anlayı­ şı giderek yerini rejisöre ve sahneye dayalı, sahnedeki dekor

"har, Ivanoviç Var mıydı, Yok

muydu" da Slalin dönemi

eleştiriliyor.

anlamında yaratmaya, kostüm anlamında, makyaj anlamında yaratmaya bıraktı. Yani bugün­ kü değişimin temelinde o günler vardır. Nazım yeni akanlardan ve değişimlerden etkilenmiştir. Piyes çok üsluplu, değişik üslup­ lu gibi değerlendirilirse de. sahneye konulma aşamasında elbette bir yönetmenin ya da dramaturgun işi ona çeki-düzen vermektir. Ama tema sapasağ­ lam ortadadır. Bu nedenle ben Nazım Hikmet’i iyi bir şair ol­ duğu kadar iyi bir oyun yazan olarak da değerlendiriyorum.

Oyun üzerine geçmişte

politik kavgalar oldu. Sahnele­

me aşamasında bu sizi etkiledi

mi?

- Hayır. Bir oyunu okudu­ ğumda bana olan yansıması önemlidir bence. Böyle düşünü- reniz tiyatrodaki gelişmeyi inkâr etmiş olursunuz. Shakes- peare oyunları da bugün yazıldı­ ğı üslupla oynanmıyor. Çok farklı boyutlarda ama asla Sha- kespeare’den kopuk değil. Oyunun Sovyetler Birliği'nde gösterildiğinde olaylara neden olması, daha sonra Avrupa'da birkaç kentte gösterilmiş olması beni etkilemedi. Ben yalnızca oyunun içeriğinin estetik planda nasıl yansıyacağını; estetik planda nasıl yansıtmamız gerek­ tiği konusunda kaygıya düştüm ve bunun arayışlarına gittim.

Stalin döneminde yazılan

ve bürokrasiyi eleştiren

“lvan Ivanoviç Var mıydı, Yok muydu?” da

Nazım Hikmet’in

yakın bir dostu, ülkemizin en

eski opera ve tiyatro sanatçıla-

rından biri

Semiha Berksoy

da

rol alıyor. Uzun yıllar önce sah­

Semiha Berksoy, yıllar önce

"Lüküs Hayat" operetinde.

neye veda eden sanatçı duygu­

larını

şöyle dile getiriyor:

“Şimdi Nazım ’ın dördüncü ese­ rini oynuyorum. Bu da ona hayranlığımdan ileri geliyor. Çünkü ben sahneye veda etmiş­ tim. Ona olan hayranlığımdan kendimi piyesteki Anna Niko- layna rolüne adadım . Bu rolle inşallah başarıya ulaşmak ve ona layık olmak için dua ediyo­ rum."

1932 yılında İstanbul Şe­

hir Tiyatrosu'nda sahnelenen

N aam 'tn

“Kafatası”

piyesinde

“Sinyorina Karagözlü Sinyori- na”

şiirini okuyan Berksoy'a

Nazım Hikmet

“ Bu Bir Rüya­ dır”

müzikalini yazar aynı yıl.

1941'de Cari Ebert yönetimin­

de temsil edilen

“Tosça”

opera­

sında da

Tosça

rolünü

profesyonel sanatçı olarak ilk

kez

Semiha Berksoy

oynar.

Eserin tercümesini Nazım Hik­

met yapmıştır. Uzun bir dost­

luk.

sevgi.

mektuplarla,

armağanlarla sürüp gider...

Semiha Berksoy

çok

uzaklarda kalmış ama canlılığı­

nı yitirmemiş anılarını şöyle

noktalıyor:

“ İ%1 yılında ken­ disine gönderdiğim hediyelere karşılık bana

‘Son Otobüs'

şiiri­ ni ithaf etmiş ve sevgilim diye hitap etmişti: Söz dostça,/Koku güzel/EI eden sevgilim.”

Nazım’dan bürokrasiye

eleştiri

N E M İK A T U Ğ C U

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu raporlardan birincisi daha önce Atatürk'ün Hat~ra Defteri (ilavelerle yay~na haz~rlayan: ~ükrü Tezer, Sunu~: Afet Inan, Türk Tarih Kurumu yay~nlar~, XVI.. SEVR ES'DEN LAUSANNE'A

"C'est avec la plus grande sympathie et une profonde admiration que le peuple hongrois et moi suivons les efforts remarquables par lesquels la nation soeur Turque fait preuve

Hatırlayamayanlar için birkaç kelime ile -ki ne mümkün!- bu büyük İstanbul âşığını bir kere daha analım.. Sermet Muhtar 1887’de

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

Bunun üstünde en büyük me­ ziyeti, herkesin bildiği gibi, so­ nuna kadar Atatürkçü kalmış olması, sonuna kadar gericili­ ğin karşısında bulunmuş olma­ sı,

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

“ölüm ü sakın adam yerine koymayın!..” Adamlar, daha doğru deyişle insanlar ölür; ölüm adam olmadığı için ölmez. îl Taha