• Sonuç bulunamadı

Onuncu bani:70 yıldır vali yüzü görmiyen köyler vali gördü:Köy emrindeki jipler:Fahreddin Kerim'in açtığı 42 oku

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Onuncu bani:70 yıldır vali yüzü görmiyen köyler vali gördü:Köy emrindeki jipler:Fahreddin Kerim'in açtığı 42 oku"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARALIK 1953 HÜR TÜRKİYE SAYFA: 13

İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Profesör Fahrettin Kerim Gökay Yazan: Münir Süleyman Ç A P A N O Ğ L U İstanbul vali ve Belediye Baş*

kanı Profesör Fahrettin Kerim Gök- ayın şehrimizi imar hususunda gösterdiği faaliyet, gösterdiği e. nerji ve disiplinli çalışmalar hak* kında söz söylemek malûmu ilâm kabilinden bir şey olur. Çünkü, yapılan ve kotarılan işler, başarı­ lar meydandadır. Meşhur söze gö. re “görünen köy kılavuz,, istemez.

Fahrettin Kerim, vilâyet ve Be­ lediye sandalyasına oturduktan sonra, şehrin plânlı bir surette i- marına devam edilmiştir.

Kültür hayatına yeni, geniş ve canlı bir cereyan verilmiş, bu çere yan hızını yıldan yıla arttırmış,

verimini de aşnı hızla ortaya koy. muş, kısa bir zamanda 42 okul binası yapılmıştır.

istanbuldaki Millî Eğitim ha­ yatımıza hangi cepheden bakılır­ sa b*akılsın, her yeni yılın bir ev. velkinden verimli ve hareketli ol­ duğu görülür. Bu mübarek hare­ ket, Fahrettin Kerimin İstanbul va. Us? oluşundan sonra başlamıştır.

Münakalenin, yolun ve asfaltın bir şehrin hayatı üzerindeki büyük ehemmiyetini göstermek için, yol­ ları vücuttaki damarlara benzeten­ lerin bu teşbihi muhakkak ki yerin, dedir.

Damarsız bir vücut tasavvur

e-Onuncu

Bani

70 Yıldır

Vali Yüzü.

Görmiyen

K öyler Vali

Gördü

Köy emrindeki

jipler

---o---Fahreddin Ke­

rimin açtığı

42 Okul

O

dilemiyeceği gibi, yolsuz bir şe­ hir de olamaz. Yolları, caddeleri, sokakları dar, iğribüğrü ve kaldı, rımları bozuk bir şehrin damar hastalığına uğramış bir vücuttan farkı yoktur. Bu vücutta kan, de veran edemez.

Fahrettin Kerim, her şeyden evvel, bu önemli noktacı dikkat nazarına alarak, şehri imar ve tan zîm için hamleler yapm ağa giriş­

tiği zam‘an her şeyden evvel ek sik yolları yapmayı bazı ana cad­ deleri asfaltlamayı prens:p olarak kabul etmiştir.

Böylece yeni caddeler, şoıeler. sokaklar açmış, mevcut sokak ve

(2)

SAYFA: 14 HÜR TÜRKİYE ARALIK 1953 caddeleri genişletmiş ve ana cad­

delerden bazılarını asfaltlatmış tır.

Bir takım yeni caddeler ve so­ kaklar açmak, sayfiye yollarına önem vermek, şehrin muhtelit semtlerini ve köklerini şehre ve bir birine bağlayan yolları da imar hareketinin esas ve birinci mad desi olarak ele almıştır. Hazır­ lanan yol program ve plânları sıraya tabi tutularak tatbik edil, mi'tir. Diğerleri de gelecek kısa bir zamanda tatbik mevkiine ko­ nulacak, düzenli bir yol şebekesi le İstanbula ve şehre bağlı köylere yeni bir hay‘at verîecektir.

Fahrettin Kerim, İstanbul valisi olduktan sonradır ki 70 yıldır vali yüzü görmeyen İstanbula bağlı köy­ lerin halkı, valisini görmüş, tanı, mış, dertlerini ve dileklerini anlat­ mıştır. Köylerimizdeki imar faali­ yeti, Fahrettin Kerim vali oduktan sonra başlamıştır. O ndan evvel, köy işlerile asla uğraşılmamış, yal. nız fanteziye ehemmiyet ve kıymet verilmiş yaldızla, düzgünle iş gö rülmüştür.

Yine bu temasların neticesidir ki, köylüler doktor yüzü görmüş­ tür. Her köye ¡»ahsis edilen bir ¡ip arabasile doktorlar köyleri dolaş, makta, halkın sıhhatile alâkadar olmaktadır.

Böyle olması da pek tabiî idi. Çünkü, İstanbul vilâyetinin ve be­ lediyesinin başında Fahrettin Ke­ rim bulunuyordu. O ndan sıhhat sa_ hasında başarılar beklemek hak­ kımızda. Çünkükendisi bîr doktor du.

Fahrettin Kerim, Belediyenin ve vilâyetin başına geldikten sonra dır ki belediye bütçesinde art. malar olmuştur. 1950 yılında bele diye varidatı 36 milyon iken bu­ gün 70 milyona çıkmıştır. Varidat arttıkça halk hizmetine ayrılan tahsisler arttırılmış ve daha da art tırılacaktır.

Gerek Meşrutiyetin Hânından sonra olsun, gerek Cumhuriyet dev rinde olsun, İstanbul halkı, şehrin valisini aralarında görmemişlerdir. Hiç bir Isidnbul valisi, semt semt, mahalle mahalle dolaşıp halkla te mas etmemiştir. Halkın derdini

dinlememiş, ihtiyaçlarını inceleme­ mişlerdir. Yine hiç bir vali pazar yerlerini dolaşmamış, pahalılık etrafında tedbirler almamıştır.

Yalnız Fahrettin Kerim, vali olduktan sonra yağmur dememiş, kar dememiş, soğuk dememiş çar. şıyı, pazarı dolaşmış, kontrol sis temini ve tanzim satışları usulünü kurmuştur.

Fski valilerimiz, Fahrettin Kerim gibi çalışsalardı, muhakkak ki İstanbul, örnek bir şehir olurdu.

Fıkra tarihîdir, bilen de vardır, bilmiyen de... Tekrarlamayı fayda lı buluyorum:

Dördüncü Murat, 1635 de Ra van savaşına giderken, kaymakam olarak Bayram paşayı İstanbula bırakmıştı. Paşa bir gün Evliya Çe lebi ile konuşurken ona sordu:

— Istanbulun bânisi kimdir? Evliya Çelebi:

— Devletlimi diyor, İstanbul dokuz defa harap, dokuz defa mamur ve abadan olmuştur. Fa­ kat bugünkü gibi harap bir vaziye­ te hiçbir zaman düşmemiştir. Bü. (Devamı 28 inci sayfada)

(3)

Onuncu

Bani

(Devamı 14 ncü sayfada)

tün derü dîvarı mühedim olmuş tur. Hasretümülük olan bu şeh rin böyle kalması, sürünün si yahru bulunması lâyik değildir. Tamirine bezli himmet buyurun. Padişahı devran in'allah muzaffe. en avdetinde dürübeyza gibi m‘an zurları olur da mazharı pesendi ikram ve ilâyevmül kıyame ibkaymı nam edersiniz.

Bayram paşa bundan sonra Is- tanbulun / 7 0 0 mahallesinin 'mam- 'arını, Sekbanbaşızı, mimarbaşıyı, Eyüp, Üsküdar, Galata mol/arını çağırtarak Istanbulun imar ve ta. mir edilmesi emrini vermiştir.

Saravburnundan Yedikuleye kcr dar uzanan kıyıda, bugün hâlâ bakivesi görünen rıhtım o imar ! cümlesinin eseridir.

Bugün babımızda padişah bela, sı şok ki, kehrimizi ona beğen dirmek mecburiyetimiz olsun, Bu güzel istonbulu b Maün halka sev­ dirmek lâzımdır. Bunu da Fahret. tin Kerimin himmetinden bekliyor ve onu onuncu bâni olmak üzere görmek :-»*: -oruz. Ve o zaman bir kat daha seveceğiz.

Y a vefa eyle yüzün göster, ya sorma cürmümü öldür.. Seni sevmek günah ise efendim, çok günahım var!

Referanslar

Benzer Belgeler

Reşit Paşa, Edirne Valiliği’ne vekâlet ettiği sırada, 10 Eylül 1909’da, Cezayir-i Bahr-i Sefid Vilâyeti Valiliği’ne tayin olduğu kendisine şu telgrafla

"Suyumuz tertemiz" diyerek Sağlık Bakanlığı, İSKİ, TÜBİTAK'ın içme suyu raporlarını billboardlara taşıyan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li

Fıansızcadan çevirdiği eserler ve 1940’tan sonraki yeni Türk Ede biyatıyle ilgili eleştirme yazıla* rıyle tanınan Sabahattin Eyüb­ oğlu, K öy

levizyon birimine teslim edilecekdi. Yorgun Savaşçı’nm buradaki banyo, seslendirme montaj işlemleri tam iki yıl sürecekti. Döne­ min TRT Genel Müdürü Macit Akman’m

Bonmarşe, Pazar Alman gibi mağazaların raflarında boydan boya çeşit çeşit maskeler; tak­ ma burunlar, iğreti sakallar; bazı dükkânların askılarında renk

Increase in the price decreases input use from Q1 to Q0, which in turn reduces environmental pollution from E1 to E0 because input subsidy reduction induces farmers to use less

kimsenin davranışları mecazi olarak giysiye benzetilmiş olmaktadır. Yine Arapça’da eşi öldükten sonra dul kalan ya da ondan boşandıktan sonra tekrar nikahlanan kişiye

özlemleriyle hem ozan Cansever’i, hem de insan Cansever’i anlatıyor; tıpkı dizeleri gibi: “Ben orda, akşamına orospular dadanan / Camlarında pis