• Sonuç bulunamadı

Yüzeyel Dentin Çürük Tedavisinde Kalsiyum Hidroksit Kullanılarak Veya Kullanılmadan Yapılan Kompozit Restorasyonların Pulpal Ve Papiller Kan Akışı Üzerne Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüzeyel Dentin Çürük Tedavisinde Kalsiyum Hidroksit Kullanılarak Veya Kullanılmadan Yapılan Kompozit Restorasyonların Pulpal Ve Papiller Kan Akışı Üzerne Etkisi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* Cumhuriyet Üniversitesi Di hekimli i Fakültesi, Konservatif Di Ted. BD., Sivas

YÜZEYEL DENT N ÇÜRÜK TEDAV S NDE KALS YUM H DROKS T KULLANILARAK VEYA

KULLANILMADAN YAPILAN KOMPOZ T RESTORASYONLARIN PULPAL VE PAP LLER

KAN AKI I ÜZER NE ETK S

* Yrd.Doç.Dr.Feridun HÜRMÜZLÜ ** Yrd.Doç.Dr.Hakan DEVEL O%LU

* Dr. eyda HERGÜNER S SO * Dr. hsan HUBBEZO%LU

ÖZET

Çal mam z n amac yüzeyel dentin çürü ü bulunan

di lerin kalsiyum hidroksit uygulanarak veya

uygulanmadan tedavi edildikten sonra kompozit restoratif materyali ile restore edildikten sonra de i ik dönemlerde ki pulpal ve papiller kan ak ile papiller kanama indeksi ve plak indeksini belirlemektir.

Bu çal mada yüzeyel dentin çürü ü bulunan 40 molar di e kalsiyum hidroksit kullan larak veya kullan lmadan tedavi yap lm ve kompozit uygulamas ile restorasyon tamamlanm t r. Tedavi öncesinde, tedavi sonras nda, 1. ve 3. haftalarda pulpal ve papiller kan ak de erleri ölçülmü tür. Papillere ait papiller kanama indeksi ve plak indeksi de erleri de tespit edilmi tir. Tedavi öncesi ve sonras pulpal kan ak de erlerinin kar la t r lmas sonucunda yüzeyel dentin çürü ü olan di lerde kalsiyum hidroksit uygulamas yap lmadan da dentin bonding adezivle kompozit restorasyonlar n yap labilece i tespit edilmi tir. Ayr ca, di eti papili sa l n n takip edilmesinde Lazer Doppler Flowwmetre (LDF)’nin klinik indekslerle beraber kullan labilecek bir yöntem oldu u görülmü tür.

Anahtar kelime: Kan ak , interdental papilla, dentin

çürük

SUMMARY

The purpose of this study is to evaluate the pulpal, papillar blod flow and papillar index values, plaque index values at different times from teeth which have superficial dentin caries filled with composite resin with or without calcium hydroxide were also.

In this study 40 molar teeth which have superficial dentin caries filled with composite resin with or calcium hydroxide. Pulpal and papiller blod flow measurements was enrolled before and after treatment and at the 1th and 3rd weeks. Papillar bleeding index values and plaque index were also determined for these teeth. As a result it is determined that the composite restorations on teeth with superficial dentin caries can be performed with only bonding adesives without using calcium hidroxide. it is also observed that Laser Doppler Flowmetry (LDF) is an appropriate technique for the evaluation of papills before and after traetment.

Key words: Blood flow, interdental papil, dentin caries.

G R

Dentin, mezodermal kökenli odontoblast hücrelerince olu an bir dokudur. Odontoblastlar pulpa ve dentin hücreleri olarak bilinir. Çünkü bu hücrelerin gövdeleri pulpa bo lu unda iken sitoplazmik uzant lar (Tomes lifleri) mineralize dentin kanallar nda uzan r. Bu nedenle pulpa-dentin bir kompleks olarak kabul edilir.1,3,4 Bu

kompleks fizyolojik ve patolojik uyar lara cevap verebilen canl bir dokudur. Dentinde pulpadan mine-dentin veya dentin-sement s n r na kadar uzanan kanallar mevcutur. Pulpa içerisinde meydana gelen mikro dola m n ana fonksiyonu, pulpa-dentin kompleksinin tüm vital elemanlar n beslemektir.1,17,19

(2)

Son zamanlarda dentin adezivleri ve restoratif materyallerdeki geli meler, di dokular n daha çok korumakta ve di in kendi renginde restorasyonlar n yap lmas na olanak sa lamaktad r. Di le restorasyonun

birle iminde yeterli adezyon, di dokular n

kuvvetlendirmekte ve marjinalindeki s z nt y da önemli ölçüde azaltmaktad r.11

Kuafaj tedavisinde kullan lan kalsiyum hidroksit bile imleri çürük temizlendikten sonra, çürük asitlerini nötralle tirerek iyile meye yard mc olur. Uyguland bölge ve bu bölgeye yak n pulpada nekroz olu turur ve ayn zamanda enzimatik faaliyeti durdurur. Buna ba l olarak mezen im hücreleri önce fibroblastlara sonra odontoblastlara dönü erek bir tamir dentini olu tururlar.

1,3,4

Anterdental di eti di lerin kontak noktalar n n alt ndaki bo lu u, yani gingival embra uru doldurur. Genelde iki papilla ve bir interdental col denen bir ba lant

k sm ndan olu ur.5 Dental pla n etkisiyle papilde

enflamatuvar ve kan ak nda da çe itli de i imler gözlenebilir.2,6,14,25,26

Çal man n amac , yüzeyel dentin çürü ü bulunan

di lerde çürük uzakla t r l p, kalsiyum hidroksit

uygulanarak veya uygulanmadan tedavi edilmesini takiben

kompozit restorasyon yap ld ktan sonra de i ik

dönemlerde pulpa ve papiller kan ak n belirlemektir. Ayr ca di lere yap lan kompozit restorasyon sonras papiller kan ak de erleriyle papile ait klinik indeksler aras nda ili kiyi tespit etmektir.

MATERYAL ve METOD

Ara t rmaya, Cumhuriyet Üniversitesi Di hekimli i Fakültesi Konservatif Di Tedavisi Bilim Dal ’na ba vuran, ya lar 20-40 aras nda 22’si erkek, 18’i k z toplam 40 hasta dahil edildi. Çal maya seçilen di lerin seçiminde; klinik ve radyolojik olarak çok derin olmayan yüzeyel dentin çürü ü varl ve spontan a r olmamas kriterleri esas al nd . Ayr ca radyografik olarak proksimal kemikte y k m olmamas na, bireylerin herhangi bir sistemik hastal n n bulunmamas na, son 6 ay içerisinde bir antibiyotik tedavisi görmemi olmalar na, sigara kullan lmamas na ve son 1 ay içerisinde herhangi bir periodontal tedavi görmemi olmalar na özen gösterildi.

Pulpa ve papil kan ak ölçümleri, band geni li i 20Hz - 20kHz, maksimum emisyonu 770-790nm ve prob ucu ç k gücü 1mw olan Periflux 4001 master lazer Doppler flowmetre (Perimed, AB-Sweden) cihaz yla gerçekle tirildi. Cihaza ba l olan PF 408 standart numaral , 90º aç l , ucunda stoper bulunan dental prob kullan ld .

Lazer Doppler flowmetre (LDF) ile papil ve pulpa kan ak ölçümlerini sabit bir noktadan, ayn aç ve mesafeden yapabilmek için ölçüm yap lacak bölgeyi kapsayan effaf akrilikten stentler haz rland . Daha sonra bu stentler üzerinde probun vestibüler olarak papile ve di lerin servikal üçlüsüne yakla mas n sa layacak ekilde delikler aç ld .

Tedavi öncesi ba lang ç ölçümleri, tüm di lerin mine d yüzeyinden ve papillerin vestibüler orta noktalar ndan 30 saniyelik sürelerle yap larak, kaydedildi. Ölçülen kan

ak de erleri Perfüzyon Ünitesi (PÜ) olarak

birimlendirildi.

Sonra stentler ç kar larak bir Nordent GF-W periodontal sonduyla papiller kanama indeksi16 ve plak

indeksi21 al nd .

Çal maya seçilen di ler rastgele iki gruba ayr ld . Tedavi plan nda, birinci grupta yer alan di lere s n f II tipi kavite (OD veya OM) aç lmas ndan sonra, çürük uzakla t r l p, kavitenin pulpal duvar na kalsiyum hidroksit (Dycal-Dentsplay/USA) yerle tirildi. Kaviteye total etch sistem kullan larak %32’lik fosforik asit 30 saniye süreyle uyguland . Daha sonra asit su spreyi yard m yla di ten uzakla t r ld . Kavite hafif nemli kalacak ekilde 1 saniye hava su spreyi ile kurutuldu. HEMA, UDMA, CQ, ASETON,

4-META içeren Gluma One Bond

(Heraeus-Kulzer/Germany) imalatç tavsiyesine uyularak uyguland ve 20 saniye kla polimerize edildi. Solitaire 2 (Heraeus-Kulzer/Germany) kompozit materyal, tabaka tabaka yerle tirip her bir tabaka 40’ar saniye kla polimerize edildi. Akinci grupta ise s n f II tipi kavite aç l p, çürük uzakla t r ld ktan sonra, kalsiyum hidroksit uygulanmadan ilk gruptaki asit, bond, kompozit materyal yerle tirme i lemleri aynen uyguland . Di lerin tedavileri esnas nda pulpan n perfore olmamas na dikkat edildi. Restorasyonlar yap l rken effaf automatriks ve kama kullan lmas na özen gösterildi. Tedavi sonras di ler, hem klinik hem de

(3)

radyolojik olarak kontrol edildi. Bireylere arayüz bak m için her ö ünden sonra yapacaklar di f rçalama sonras uygun arayüz f rças ve di ipi kullan m önerildi. Bu ekilde di lerin tedavileri tamamland ktan sonra, 1. ve 3. haftada pulpa ve papiller kan ak ölçümleri ile papiller kanama indeksive plak indeksi de erleri, benzer ekilde yeniden al narak, kaydedildi.

Astatistiksel de erlendirmede; tekrarlayan ölçümlerde Varyans analizi, Tukey yöntemi, Friedman ve Wilcoxon e le tirilmi iki örnek testleri kullan ld .

BULGULAR

Birinci ve ikinci gruba ait pulpa ve papiller kan ak ölçümleri ile plak Andeksi ve papiller kanama indeksinin ba lang ç, 1.hafta ve 3.haftaya ait ortalama (± SD) de erleri Tablo I ve II’de verilmi tir.

1.Grup Ba4lang6ç 1.Hafta 3.Hafta

Pulpal Kan Ak646 (P.Ü.) 5,09 ±±±± 5,91 3,96 ±±±± 4,11 2,36 ±±±± 2,26 Papiller Kan Ak646 (P.Ü.) 14,14 ±±±± 13,36 11,58 ±±±± 11,01 10,39 ±±±± 11,42 Plak ndeksi 1,00 ±±±± 0,56 0,85 ±±±± 0,58 0,75 ±±±± 0,55 Papiller Kanama ndeksi 1,70 ±±±± 0,47 1.10 ±±±± 0,44 1,00 ±±±± 0,00

Tablo I. Birinci Gruba ait Pulpal Kan Ak , Papiller Kan Ak , Plak Andeksi ve Papiller Kanama Andeksi sonuçlar n n tedavi öncesi ve tedavi sonras ba lang ç, 1, 3.haftaya ait ortalama (±SD) de erleri.

2.Grup Ba4lang6ç 1.Hafta 3.Hafta

Pulpal Kan Ak646 (P.Ü.) 4,74 ±±±± 1,32 2,22 ±±±± 1,81 1,87 ±±±± 1,72 Papiller Kan Ak646 (P.Ü.) 13,95 ±±±± 20,14 9,66 ±±±± 15,06 11,36 ±±±± 19,00 Plak ndeksi 1,25 ±±±± 0,55 0,90 ±±±± 0,55 0,85 ±±±± 0,58 Papiller Kanama ndeksi 1,50 ±±±± 0,50 1.15 ±±±± 0,36 1,10 ±±±± 0,30

Tablo II. Akinci Gruba ait Pulpal Kan Ak , Papiller Kan Ak , Plak Andeksi ve Papiller Kanama Andeksi sonuçlar n n tedavi öncesi ve tedavi sonras ba lang ç, 1, 3.haftaya ait ortalama(±SD) de erleri.

Her iki grupta da, hem pulpa hem de papiller kan ak ba lang ç ile 1. hafta ve 3. hafta ölçüm de erleri aras nda istatistiksel olarak anlaml bir fark göstermi tir (p<0,05). Ayr ca her iki gruba ait papiller kanama indeksi ba lang ç de erleriyle, 1. hafta ve 3. hafta de erleri aras nda da istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmu tur(p<0,05) (Tablo III,IV).

1.Grup Ba4lang6ç 1.Hafta 3.Hafta

Pulpal Kan Ak646(P.Ü.) * 5,09 ±±±± 5,91 --- * 2,36 ±±±± 2,26 Papiller Kan Ak646(P.Ü.) **14,14 ±±±± 13,36 --- ** 10,39 ±±±± 11,42 Papiller Kanama ndeksi ***1,70 ±±±± 0,47 ***1.10 ±±±± 0,44 *** 1,00 ±±±± 0,00 * p<0,05 ** p<0,05 *** p<0,05

Tablo III. Birinci guruba ait parametreler aras ili ki.

2.Grup Ba4lang6ç 1.Hafta 3.Hafta

Pulpal Kan Ak646 (P.Ü.) * 4,74 ±±±± 1,32 --- *1,87 ±±±± 1,72 Papiller Kanama ndeksi **1,50 ±±±± 0,50 ** 1.15 ±±±± 0,36 **1,10 ±±±± 0,30 * p<0,05 ** p<0,05

Tablo IV. Akinci gruba ait Papiller Kanama Andeksinin farkl

dönemlerdeki de erleri aras ili ki.

Gruplar aras nda yap lan ili kilendirmede; pulpal kan ak de erleri aras nda ba lang ç ve 3. haftada istatistiksel olarak fark bulunmazken (p>0,05), 1. hafta ölçüm de erleri aras nda istatistiksel olarak fark bulunmu tur (p<0,05) (Tablo V).

Ölçümler Grup I X ± S Grup II X ± S T P Ba4lang6ç ölçümleri 5,09 ±±±± 5,91 4,74 ±±±± 1,32 T=0,265 P > 0,05 1.hafta ölçümleri * 3,96 ±±±± 4,11 * 2,22 ±±±± 1,81 * T=1,726 P < 0,05 3.hafta ölçümleri 2,36 ±±±± 2,26 1,87 ±±±± 1,72 T=0,769 P > 0,05 * P < 0,05

Tablo V. Gruplar aras Pulpal Kan Ak de erlerini tedavi öncesi, tedavi sonras baslang ç, 1. ve 3. haftaya ait ortalama (±SD) de erleri aras ndaki ili ki.

TARTI MA

Pulpa kan ak , klinik olarak non-invaziv bir teknik olan lazer Doppler flowmetre (LDF) ile iyi bir ekilde ölçülebilmektedir.7,9 Bu teknikle ayr ca, hem cilt hem de

oral dokular n kan ak de erleri incelenebilmektedir. LDF yönteminin di hekimli inde kullan lmas n n bir çok avantaj vard r. Bu avantajlar aras nda (direkt) kavite aç lmaks z n kan ak n n ölçülmesi söylenebilir.7

Lazer Doopler flowmetry metodu, Doppler

kaymas ndan yararlanarak mikrosirkülasyondaki kan ak n n sürekli ve non-invaziv ölçümü amac yla kullan lan bir tekniktir.18 Bu teknikte dü ük güçlü monokromatik

lazer n ta yan, bir optik prob kullan lmaktad r. Ölçüm

(4)

dokudan geri saç lan nlar , fotodetektöre ta yan toplay c fiber bulunmaktad r. I n demeti probla dokuya iletildi inde, n n bir k sm dokuda absorbe olurken bir k sm da dokudan geri yans maktad r. I yans tan statik

nesnelerin dalga boyu de i mez iken, yans tan

hareketli kan hücreleri Doppler kaymas na neden

olmaktad r. Doppler kaymas meydana gelmi olan n

demeti, sinyalleri olu turarak bu sinyallerden elde edilen de erler “perfüzyon” olarak tan mlanmaktad r.12

Birçok çal mada sa lam di , mine çürü ü, derin dentin çürü ü ve yüzeyel dentin çürü ü gruplar nda elde edilen sonuçlar n istatistiksel olarak de erlendirilmesinde yüzeyel dentin çürü ü olan di lerde di er gruplara(sa lam di , mine çürü ü, derin dentin çürü ü) göre istatistiksel olarak anlaml bir fark oldu u bulunmu tur. Yüzeyel dentin çürü ü olan di lerde kan ak seviyesi di er gruptaki di lerin (sa lam di , mine çürü ü, derin dentin çürü ü) kan ak seviyelerine göre fazlad r. Bunun nedeni bu tip di lerde çürük dentine ula t ndan itibaren pulpada damarsal cevab n olu mas d r. 8,15,,22,27,28,29

Massler’in13 yüzeyel dentin çürüklü di lerde yapt

histolojik incelemelerde bu tip aktif lezyonlar n alt nda enflamatuar reaksiyon oldu unu göstermi tir. Bizim çal mam z da yüzeyel dentin çürü ü olan di lerin ba lang çtaki kan ak h z , 1. ve 3. haftaya göre oldukça yüksek bulunmu tur. Çal mam zda yer alan Grup 1 ve 2’ye ait pulpal kan ak ba lang ç ile tedaviden sonra 1. ve 3. hafta ölçümleri sonucu elde edilen de erler aras nda istatistiksel olarak anlaml fark bulunmu tur. Her iki grupta da 1. hafta ölçüm sonuçlar ndan elde edilen pulpa kan

ak ndaki dü ü , tedavi ile çürük etkeninin

(mikroorganizmalar, toksinler) h zla etkin ekilde

uzakla t r lmas na ba lanabilir. Etken uzakla t r ld nda pulpada enflamasyon reaksiyonu iyile me faz na geçmektedir. 20,22,28,29

Erdem8, yüzeyel dentin çürüklü di ler üzerinde

yapt çal mada, çürük lezyonlar temizleyip, kalsiyum hidroksit kullan larak tedavi etmi tir. Sonra kaviteye asit daha sonrada bonding uygulay p kompozit materyalle

restorasyonu tamamlam t r. Ara t rma sonucunda

ba lang çta ölçülen kan ak yüksek bulunmu tur. 1. Hafta ve 3. Haftada yap lan ölçümlerde kan ak n n

normale döndü ü bildirilmi tir. Bu da bizim çal mam zda 1. Grupta elde etti imiz sonuçlarla uyumludur.

Çal mam zda 2. grupta yer alan yüzeyel dentin çürüklü di ler temizlenip kalsiyum hidroksit ile tedavi edilmeden kaviteye asit daha sonrada bond uygulay p kompozitle restorasyon tamamlanm t r. Literatür bilgileri incelendi inde bu tür restorasyonlarda kan ak ölçümlerine benzer çal maya rastlanmam t r. Souza ve arkada lar23, kaviteyi asitle pürüzlendirip bonding ajan ve

kompozit rezinle tedavi ettikleri çal mada 30 gün sonra histolojik olarak çok az enflamasyon gördüklerini bildirmi lerdir. Bizim çal mam zda da yer alan 2. gruptaki di lerde ba lang ca göre 1. ve 3.hafta sonucundaki kan ak ölçümlerinin azald görülmü tür. Souza Costa23 ve

arkada lar n n yapt çal maya göre bu sonuçlar n daha uzun dönemlerde yap lacak ölçümlerde daha da dü ece ini dü ünmekteyiz. 1. grupla 2. gruba ait pulpal kan ak de erleri kar la t r ld nda ba lang ç ile 3. hafta aras nda istatistiksel olarak fark bulunamam t r (Tablo V). 1. gruptaki di lerin 1.haftadaki ölçümleri aras nda fark istatistiksel olarak önemli bulunmu tur. Bu da 1.gruptaki kalsiyum hidroksitin uygulanmas ndan sonraki ilk haftadaki art ta kalsiyum hidroksitin kostik özelli inin pulpaya etkisinden kaynaklanm olabilir. 1,3,4,10

Anterdental papile ait ölçümlerde de her iki grupta 1. ve 3. haftada azalarak de i en sonuçlar elde edilmi tir (Tablo I,II). Yap lan çal malar, bakteri pla ve ürünlerin enflamatuvar de i ime neden oldu unu ve bunun

sonucunda da kan ak n h z n n de i ti ini

göstermektedir. 6,14,25

Çal mam zda proksimal çürüklere kom u papillerde ba lang çta, hem kan ak nda hem de plak ve papiller kanama indeksinde yüksek de erler bulunurken, tedavi ve kompozit restorasyon sonras bunlar n giderek dü tü ü görülmü tür. Birinci grupta papiller kan ak , ba lang ç ve 3.hafta de erleri aras nda istatistiksel aç dan önemli bir fark bulunurken, ikinci grupta sadece kanama indeksinde fark bulunmu tur (Tablo III, IV). Bu sonuçlar bize, proksimal bölgede lokalize olmu dental pla n kald r lmas yla papiller sa l n hem klinik hem de mikrosirkulasyon yönünden normale dönebilece ini göstermektedir (Tablo III,IV).

(5)

Son dönemdeki literatürler incelendi inde, çal mam zda oldu u gibi hem pulpa hem de kom u papile ait kan ak de erlerinin beraber incelendi i bir çal maya rastlanmam t r.

Sonuç olarak, non-invasiv bir yöntem olan LDF ile yap lan hem pulpal hem de papiller kan ak ölçümleri sonuclar na göre yüzeyel dentin çürü ü bulunan di lerin tedavisinde kalsiyum hidroksit kullanmadan, çürük uzakla t r ld ktan sonra kompozit restorasyonlar n yap labilece i kanaatindeyiz. Ayr ca, yüzeyel dentin çürüklü di ler tedavi edilip, kompozit restorasyonlar tamamland ktan sonra, pulpal ve kom u papiller kan ak n n izlenmesi ve bunlar n da klinik indekslerle beraber de erlendirilebilmesi, klinik verilere ilave bir katk da bulunabilece i görü ündeyiz.

KAYNAKLAR

1. Alaçam T. Endodonti, Gazi Üniversitesi Aleti im Bas mevi, Ankara, 26-28,49-51,1990.

2. Baab DA, Oberg PA. Laser Doppler measurement of gingival blood flow in dogs with increasing and decreasing inflammation. Arch Oral Biol 32(18):551-555,1987.

3. Bay rl G. Vital pulpa tedavileri, Endodontik Tedavi I. Astanbul Üniversitesi Film Merkezi ve Bas mevi Astanbul, 113-123,1998 4. Camp, J.H.: Pediatric endodontic treatment, In: Cohen S. And Bums R.C, Pathways of the pulp, 6th Ed, Mosby. 633-671,1994. 5. Carranza FA, Newman M. Clinical Periodontology. 8th Edition.

WB Saunders Company. Philadelphia, London, Toronto, Montreal, Sydney, Tokyo,1996.

6. Develio lu H., Hürmüzlü F., Hubbezo lu A:. Ta k n dolgularla papiller kan ak aras ndaki ili kinin lazer doppler flowmetre yard m yla de erlendirilmesi. Selçuk Üniversitesi Di hekimli i Fakültesi Dergisi. 12(2): 52-55,2002.

7. Edwall B, Gazelius B, Öberg J. Blood flow changes in the dental pulp of the cat and rat measured simultaneously by laser doppler flowmetry and local 125 clearance. Acta Physiol. 131: 81-89,1987.

8. Erdem M. Klinik tan da LDF metodundan yaralan lmas . Doktora Tezi, Ankara, 1997

9. Gazelius B, Olgart L, Edwall L. Non-invasive recording of blood flow in human dental pulp. Endo Dent Traumatol 2:219-221,1986.

10. Grigar A, Ivanyi I, Balogh AE. Acute effect of calcium hydroxide-contain material in the rat’s dental pulp microcirculation. Fogorv Sz, 94(3):107-109,2001

11. Guzman-Ruiz, Armstrong SR. Association beetween microtensile bond strength and leakage in the indirekt resin composite/dentin adhesively bonded joint. Journal of Dentistry 29:145-153,2001.

12. Kim S, Edwall L, Trawbridge H, Chien S. Effect of local anaeshetic on pulpal blood flow in dogs. J Dent Res 63:650-652,1984.

13. Massler, M.:Pulpal reactions to dental caries.Int Dent J. 17.441-460, (1967) Int Endodon J 21: 307-312,1988.

14. Matheny JL, Johnson DT, Roth GF. Aging and microcirculatory changes in human gingiva. J Clin Periodontol 20:471-75,1993.

15. Mjör JA, Tronstad L. The healing of experimentally induced pulpitis. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 38:115-121,1974. 16. Mühlemann HR, Son S. Gingival sulcus bleeding a leading symptom in initial gingivitis. Helv Odontol Acta 15:107,1971. 17. Orstavik D, Pitt Ford TR. Essantial Endodontology 14:15,1998. Massler, M.:Pulpal reactions to dental caries. 18. Öztürk M, Polat S, Y lmaz D. Farkl oranlarda epinefrin HCl içeren %4 Artikain HCL’ün di ve di etinin kanlanmas üzerinde olan etkilerinin laser doppler flowmetre tekni i ile incelenmesi. Cumhuriyet Üniversitesi Di hekimli i Fakültesi Dergisi 1:19- 23,1998.

19. Pitt Ford TR. Endodontics in Clinical Pratice.Wright,ch 4:37,1997

20. Regezi JA, Sciabba JJ. Oral Pathology. Clinical-pathologic correlations. W.B. Saunders Co. Philadelphia 391,1989.

21. Silness P, Löe H. Periodontal disease in pregnancy.Acta Odontol Scan 22:121,1964.

22. Smulson MH, Sieraski SM. Histophysiology and diseases of the dental pulp. In: Weine FS. Endodontic Therapy. Fourth ed. The CV Mosby Company, Toronto ch.3:74-154, 1989.

23. Souza Costa CA, Nascimento ABL, Teixeira HM. Response of human pulps following acid conditioning and application of bonding agent in deep cavities. Dental Materials 18:543-551, 2002.

24. Tönder, KJH. Vascular reactions in the dental during inflammation. Acta Odontal Scand 41:247-256,1983.

(6)

25. Vag J, Fazekas A. Effect of crown margin on the condition gingiva. Fogorvosi Szemle 93:35-44,2000.

26. Vag J, Fazekas A. Influence of restorative manipulations on the blood perfusion of human marginal gingiva as measured by laser Doppler flowmetry. J Oral Rehabil 29(1):52-57,2002. 27. Van Hassel HJ. Psychology of the human dental pulp. Oral Surg Oral Med Oral Oral Pathol 32:126-134,1971.

28. Walton RE, Pashley DH. Pulp Pathosis. In: Ingle JI. Endodontics. Third ed. Lea & Febiger, Philadelphia Ch.7: 390-418,1985.

29. Walton RE, Pashley DH, Ogilvie AL. Histology and physiology of the dental pulp in. Ingle JI. Endodontics. Third ed. Lea & Febiger Philadelphia Ch.5: 308-338,1985.

Yaz64ma Adresi:

Yrd.Doç.Dr. Feridun HÜRMÜZLÜ

Cumhuriyet Üniversitesi Di hekimli i Fakültesi Konservatif Di Ted. BD 58140 SAVAS

Tel: 0 346 2191300- 2773

Referanslar

Benzer Belgeler

■ İR ışınları absorbe edildikleri dokuda moleküler ve anatomik hareketlerin artışı ile ısı oluştururlarve yüzeyel sıcak.. uygulamada tedavi edici ajan

■ Bu paketler değişik çaplarda elde edilir ve tipik olarak silikat jeli doldurulmuş plastik veya sızdırmaz kumaş torbalardır.. ■ Kumaş torbalar içindeki silikat jeli

Yapılan bir çalışmada kalsiyum hidroksit ile potasyum nitrat’ı karşılaştırılmış ve kalsiyum hidroksit’in sıcak, soğuk ve mekanik uyaranlara karşı etkili

M.. Levator labii sup. Zygomatic minor and major m. Depressor labii inf.. Carotis Interna).. Angularis

Sonuç olarak, konjonktivan›n malign neoplazilerin- de, özellikle yineleme riski yüksek olgularda, cerrahi eksizyon sonras› topikal mitomisin C uygulamas›, ol- dukça

Günümüzde gülüş estetiğinin öneminin arttığı bilinen bir gerçektir. İdeal dişeti seviyelerinin varlığı da simetrik ve genç bir gülüşte önemli bir role

Oklüzal yüzeyleri uygun hale getirilen 16 adet dentin örneği, iki farklı hassasiyet giderici ajanın adeziv siman- tasyondaki bağlantıya etkisinin karşılaştırılmalı

Ayrca örencilerin, dentin çürüünün tehisinde geleneksel yöntem ve bir çürük saptayc boya ile elde ettikleri sonuçlar bir doktora örencisi ve öretim üyesininki ile