• Sonuç bulunamadı

Tüm yıla ait 7. sınıf fen bilimleri günlük planı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tüm yıla ait 7. sınıf fen bilimleri günlük planı"

Copied!
136
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 1.Hafta (17-21 Eylül 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi Konu: Uzay Araştırmaları

Önerilen Ders Saati: 4 Saat II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.1.1.1. Uzay teknolojilerini açıklar.

7.1.1.2.Uzay kirliliğinin nedenlerini ifade ederek bu kirliliğin yol açabileceği olası sonuçları tahmin eder.

7.1.1.3.Teknoloji ile uzay araştırmaları arasındaki ilişkiyi açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Uydu, uzaykirliliği, gökyüzügözlemaraçları Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: a.Yapay uydulara değinilir.

b.Türkiye’nin uzaya gönderdiği uydulara ve görevlerinedeğinilir. Yapılacak Etkinlikler:

Özet: UZAY TEKNOLOJİLERİ

Başka gezegenlerde hayat olup olmadığı, geçmişten günümüze insanoğlunun en büyük merak konusudur. Bu nedenle insanlar uzayı keşfetmek için araştırmalar başlatmış, teknolojik araçlar keşfetmiş, gözlemevleri kurmuşlardır.

Uzayın keşfi, devasa bir projedir ve insanlık olarak biz hâlen bu yolun başındayız. İnsanoğlunun gezegenimiz dışında ayak bastığı tek gök cismi Ay’dır. Ancak gelişen teknoloji ile üretilen insansız uzay araçları pek çok gezegene ulaşmış, gezegen yüzeyinden aldığı bilgileri dünyaya ulaştırmıştır. Bir aracın uzaya gidebilmesi için öncelikle Dünya’nın kütle çekimi kuvvetini yenmesi gerekir. Bu nedenle uzay aracı olarak yukarı doğru hızla yol alan roketler kullanılır.

Dünya’nın ilk yapay uydusu Sputnik 1, 4 Ekim 1957 tarihinde Sovyetler Birliği tarafından uzaya fır-latılmıştır. Uzaya çıkan ilk insan 27 yaşındaki Sovyetler Birliği hava kuvvetleri pilotu YuriGagarin’dir. Gagarin, 12 Nisan 1961’de uzay kapsülünün içerisinde Dünya’nın etrafını bir kez dolaşmıştır. 16 Temmuz 1969’da ABD’nin Apollo II isimli uzay aracı, Ay’a insan taşıyan ilk araç unvanını almıştır. Bugüne kadar on iki ABD vatandaşı astronot, Ay yüzeyinde yürümüştür. 1972’den beri Ay yüze-yinde kimse yürümemiştir. Bunun en önemli sebebi bu projelerin çok karmaşık ve maliyetli olmasıdır.

Uzayda bir gezegenin ya da başka bir gök cisminin çevresinde dönen herhangi bir nesneye uydu denir. Ay, Dünya’nın tek doğal uydusudur. Çeşitli amaçlarla Dünya’nın yörüngesine oturtulmuş yapay uydular da vardır.

(2)

Uydular gönderdikleri radyo sinyallerinin çanaklar tarafından yakalanması yoluyla Dünya ile iletişim kurarlar. Bazı sinyaller uydunun konumunu bildirirken bazıları Dünya’nın fotoğrafının çekilmesinde ya da haritaların oluşturulmasında kullanılabilir.

Uydular başlıca beş görev için kullanılır. Haberleşme (TV ve telefon sinyallerinin iletilmesi), konum belirleme (GPS), meteoroloji (hava durumu tahminleri ve havanın izlenmesi), doğal kaynakların izlenmesi (okyanus sıcaklığının ölçülmesi ya da arazi kullanımının takibi), casusluk dâhil olmak üzere askerî amaçlar uyduların kullanıldıkları alanlardır.

Gök bilimle ilgili araştırma ve deneyler yapan insanlı uydular uzay istasyonu adını alır.

Şimdiye kadar dört uzay istasyonu kurulmuştur. Bunlar Sovyet yapımı Salyut I ve Mir, ABD yapımı Skylab (Sıkaylab) ve uluslararası iş birliği ürünü Uluslararası Uzay İstasyonu’dur.

Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), on altı ülke tarafından iş birliği ile Dünya yörüngesinde inşa edilen uzay laboratuvarıdır. UUİ mürettebatı uzayda tıp ve biyoloji araştırmalarından hava tahminleri ve gök bilimi araştırmalarına kadar çeşitli dallarda araştırmalar yürütmektedir

(3)

Bilimsel araştırmalarda yoğun kullanılan araçlardan birisi de gök cisimlerini incelemek üzere gön-derilen robotik uzay aracı olan uzay sondalarıdır. Sondalar sayesinde pek çok gezegen, uydu, kuyruklu yıldız ve asteroide ulaşılmıştır.

Ülkemizde uzay araştırmaları yapmak amacıyla kurulmuş gözlem evleri mevcuttur. Bunun içerisinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Astrofizik Araştırma Merkezi ve Ulupınar Gözlemevi, İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, ODTÜ Gözlemevi, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi bulunmaktadır.

Türkiye’nin uzaydaki uyduları ve görevleri

Türkiye'nin, 3'ü (TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A, TÜRKSAT 4B) haberleşme, 2'si (GÖKTÜRK-2 ve RASAT) gözlem olmak üzere aktif 5 uydusu bulunuyor.

UZAY KİRLİLİĞİ

Uzay kirliliği son kırk yılda ortaya çıkmış bir sorundur. Dünya’nın çevresinde değişik yörüngelerde dönen ve artık bir işlevi olmayan insan yapımı cisimlerin tümü uzay kirliliği olarak adlandırılır. Ömrünü tüketmiş uyduların yanı sıra roketlerin uzaya bırakılan üst aşamaları uzay kirliliğinin en yaygın nedenlerindendir.

Fırlatılan ilk uydudan günümüze kadar geçen 40 yıllık sürede uzay araştırmalarında önemli

gelişmeler yaşanmıştır. Ay’a, Mars’a ve Venüs’e uzay araçları gönderilmiştir. Hatta Güneş sisteminin ötesine uzay araçları gönderilmiştir. Uzay araştırmaları için 4 binden fazla roket uzaya gönderilerek roketlerin bazı parçaları uzaya bırakılmış, bazı roketler de patlamış, enkazları uzaya yayılmıştır. İşe yaramayan bu cisimler Dünya çevresinde dolanan bir çeşit hurda yığını oluşturmuştur.

Uzay kirliliği günümüzde günlük yaşamı olumsuz etkilemediği için önemsiz gibi görünmektedir. Önlem alınmazsa 25-30 yıl kadar sonra kirliliğin boyutları artacak, uzay araştırmaları bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Uydular aracılığı ile alınan hizmetlere de bu durum olumsuz yansıyacak haberleşme, ulaşım, ulusal güvenlik gibi alanlarda aksamalar yaşanacaktır.

Uzay kirliliği için alınacak ilk önlem, kirliliği azaltabilecek tedbirler almaktır. İkinci önlem ise temizleme çalışmalarıdır. Ancak bu çalışmalar oldukça maliyetli olduğundan henüz mümkün görünmemektedir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: İlköğretim Haftası( 17-21 Eylül ) www.FenEhli.com

Uygundur ...

(4)

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 2.Hafta (24-28 Eylül 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi Konu: Uzay Araştırmaları

Önerilen Ders Saati: 4 Saat II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.1.1.4.Teleskobun yapısını ve ne işe yaradığını açıklar.

7.1.1.5.Teleskobun gök bilimin gelişimindeki önemine yönelik çıkarımda bulunur.

7.1.1.6. Basit bir teleskop modeli hazırlayarak sunar. Ünite Kavramları ve Sembolleri: Uydu, uzay kirliliği, gökyüzü gözlem araçları

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Teleskop çeşitlerine değinilir. b. Işık kirliliğine değinilir.

a. Rasathane (gözlemevi) kurulma yerlerinin seçimine ve bu yerlerin taşıdığı şartlara değinilir.

b. Batılı gök bilimciler ve Türk İslam gök bilimcilerinin katkılarına değinilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

GÖK BİLİMİN GELİŞİMİ

İlk medeniyetlerde günümüzdeki gibi ışıklandırma olmadığı için geceleri gökyüzü tüm çıplaklığıyla gözler önündeydi. O dönemlerde insanlar zamanlarının büyük bir kısmını açık ha-vada geçirdiklerinden gökyüzündeki değişik gök cisimlerinin ve gök olaylarının farkına kolaylıkla varmışlardır.

Gök cisimlerinden bazılarının diğerleri gibi göz kırpmadıklarını ve bunların diğerlerinden farklı hareket ettiklerini görmüşler ve daha sonraları onlara “gezegen”, diğer parıltılara ise “yıldız” demişlerdir. İşlerini planlayabilmek için Ay ve Güneş’in görünür hareketlerine dayalı takvimler oluşturmuşlardır.

Tarih öncesi çağlardan 17. yüzyıla kadar yıldızlar, üzerinde yaşadığımız Dünya, uydumuz Ay, en yakın yıldız olan Güneş, gezegenlerden; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn biliniyordu. 1609 yılında Galileo Galilei (GalileyoGalileyi), ilk gök bilim teleskopunu icat etmiştir. Teleskop, uzak nesneleri gözlemlemek amacıyla kullanılan bir araçtır. Gökyüzünde gözlemlenilen nesnelerin çoğundan gözümüze ulaşan ışık, görülemeyecek kadar zayıftır. Işık teleskopları (optik teleskoplar), bu nesneleri yakınlaştırarak daha iyi görülmelerini sağlar.

Teleskobun icadına kadar gezegenler, gökyüzünde birer noktadan ibaretti. Teleskobun icadı ile gök bilimde yeni bir sayfa açılmış, gelişmeler birbirini takip etmiştir.

17. yüzyıl

Galileo Galilei (1564-1642), teleskobunu gökyüzüne çevirdiği zaman o güne kadar çıplak gözle görünenden çok daha sönük gök cisimlerini görebilmiştir. Böylece 17. yüzyılın sonlarında, bilinen gökcisimlerinin sayısında artış olmuştur. 1688’de Isaac Newton (AyzekNivtın) ilk aynalı teleskobu üretmiştir.

Teleskop: Uzayda bizden oldukça uzakta bulunan gök cisimlerini gözlemlemeye yarayan alettir Teleskoplar hayatimizda önemli yer kaplamaktadir günlük hayatimizda aktif olmasa dahi gelecege yönelik çalismalarin sürdürülmesinde katkida bulunuyor. Gök biliminde daha çok

(5)

kullanilmaktadir gök cisimlerinin incelenmesi ve dünyamiz için olusacak tehditleri daha önceden tespit edilmesi saglaniyor. Teleskoplar icat edilmeseydi ne gibi durumlarla karsi karsiya kalirdik hani gelismelerolmazdi.Teleskoplar icadi olmasaydi eger uzay arastirmasi ve incelenmesi yapilmazdi.Evren hakkinda bilgi sahibi olmayip disaridan gelecek tehditlere karsikendimizi savunmasizhissederdik.Dünyadisindaolusan bir çok gök cismi hakkinda herhangi bir fikrimiz olmazdi kesifler yapilmayabilirdi.Günes sistemini ve gezegenlerin

siralanisibilmezdik.Gök bilimi adinda bir bilim

daliolmayabilirdi..Samanyolu’nabaglioldugumuzuögrenemezdik..Uzay insanlar için bilinmezliklerle dolu olurdu

Mercekli teleskopta ışığın mercekler aracılığı ile toplanarak bir noktaya odaklanmasını sağlayan teleskoplardır. En az ki mercek bulunur. Aynalı teleskopta ışığı bir noktada toplayan çukur ayna kullanılır.

Radyo teleskopları: Bu teleskoplar ışık tayfındaki radyo dalgalarını toplar, görüntüye çevirirler. Şekil olarak çukur aynalara benzerler. Çukur ayna şeklinde tasarlanmaları gelen radyo

dalgalarının odak noktasında toplanmasını sağlanmaktır. Alınan radyo dalgaları önce elektrik sinyallerine sonra bilgisayarlarla görüntüye dönüştürülür.

(6)

Uzay teleskopları: Işık kirliliği, nem oranı, büyük teleskopları kontrol etme güçlüğü ozon tabakasının morötesi ışınları engellemesi gibi sorunlar Dünya’dan teleskop ile gözlem yapmayı sınırlamaktadır. Bu sorunlara çözüm üretmek amacıyla uzay teleskopları icat edilmiştir. Bu teleskoplar uzayda yörüngelerine yerleştirildikten sona alınan bilgiler yeryüzündeki istasyonlara aktarılmaktadı

Yüksek nitelikli teleskoplar, mümkün olduğunca çok ışık yakalayabilmeleri için devasa aynalarla veya merceklerle donatılmıştır. Bu teleskoplar, merceklerin yanı sıra nesnelerin görüntüsünü kaydeden özel bir kameraya ve çeşitli ölçüm aletlerine de sahiptir. Teleskobu doğru yöne yönlendirmek için elektrik motorları kullanılır.

Dünya’nın en büyük teleskopları, yansıtmalı (reflektör) teleskoplardır. Bu teleskoplarda ışığı toplamak için çukur ayna kullanılır. İkinci bir ayna, ışığı göz merceği denilen daha küçük bir merceğe yönlendirir. Göz merceği de ışığı, göze ya da bir kayıt cihazına odaklar.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Ders Yılının Başladığı İkinci Hafta www.FenEhli.com

Uygundur ...

(7)

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 3.Hafta (1-5 Ekim 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi Konu: Güneş Sistemi Ötesi: Gök Cisimler Önerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: 7.1.2.1. Yıldız oluşum sürecinin farkına varır. 7.1.2.2. Yıldız kavramını açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Yıldız,takımyıldız,galaksi,karadelik

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Bulutsu kavramına değinilir. b. Bulutsu örnekleri verilir. c. Karadelik kavramına değinilir. a. Yıldız çeşitlerine değinilir.

b. Dünya'dan bakıldığı şekliyle görülen yıldız gruplarının, isimlendirmesi olan takımyıldızlara değinilir.

c. Gök cisimleri arası uzaklığın ışık yılı cinsinden ifade edildiğine değinilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Yıldızlar, gezegenlerin aksine kendileri ışık kaynağıdır. Ayrıca gezegenlere göre yıldızlar çok daha büyük ve sıcaktır. Ağırlıklı olarak hidrojen ve helyum gazlarından meydana gelen, etrafına enerji (ısı ve ışık) yayan oldukça büyük kütleli, yoğun

ve karanlık uzayda ışık saçan gökyüzünde bir nokta olarak

görünen plazma küresine yıldız denir. Teleskoplar aracılığı ile yıldızların yoğun, sıcak ve ışık yayan bir plazma küresi olduğu anlaşılmıştır.

Dünya’ya en yakın yıldız, aynı zamanda Dünya üzerindeki yaşamın kaynağı da

olan Güneş’tir. Güneş bulunduğumuz sistemin yıldızı olup sağladığı yenilenebilir enerji sayesinde yaşamımızın devamlılığını sağlayan tek yıldızdır. Günrş’in yapısında diğer yıldızlarda olduğu gibi iyonlar halinde, farklı elementler mevcuttur. Bu elementlerin yaklaşık oranları %71 hidrojen, %27 helyum ve %2 ağır elementler şeklindedir. Güneş’ten gelen enerji Hidrojenin füzyon tepkimesi ile helyuma dönüşmesi sonucunda üretilir Gerçekte Güneş’te meydana gelen tepkimeler 4,6 milyar yıl önceki oluşumdan beri devam etmektedir. Saniyede 564 milyon ton hidrojen 560 milyon ton helyuma dönüşmektedir. Saniyede üretilen bu enerji, Dünya’daki insanların onlarca yılda tükettikleri enerjiden kat kat büyüktür. Güneş’inde içinde bulunduğu Samanyolu Galaksi’sinde ortalama her yıl 1 veya 2 yıldız oluşur. Galaksimiz içerisinde yaklaşık 300 milyar yıldız bulunmaktadır. Bazı yıldızlar milyarlarca, bazı yıldızlar milyonlarca yıl öncesinden beri vardır

(8)

oluşmaktadır. Yıldızlararası ortamın bulutu andıran yoğun bölgeleri karanlık ve

parlak nebulalarşeklinde görülebilir. Nebulalar (bulutsular) yıldızların doğum yerleridir. Yıldızlar, uzayda bulunan yüksek yoğunlukta geniş bölgelerde oluşan moleküler bulutların içinde oluşur. Yıldızlararası gaz ve toz (molekül bulutları), nebula(bulutsu) denilen

yapılarda kütle çekimsel etkilerle (örneğin bir süpernova patlaması veya galaksi

çarpışmasının şok dalgaları ile) sıkışmaya başlar. Sıkışmaya başlayan gaz ve toz merkezde yoğunlaşmaya başlayınca içerisindeki madde merkeze doğru spiraller çizerek düşmeye başlar ve yıldız oluşum diski meydana getirir. Merkezde kalan madde öyle bir noktaya kadar sıkışır ısınır ki hidrojen atomları nükleer füzyon yoluyla birleşerek enerji üretmeye başlarlar. uzaya ışık vermeye başlar. Işımanın kaynağı, artan kütle nedeniyle dışarıdan içeriye doğru gerçekleşen çökmeyi dengeleme eğilimindeki nükleer patlamalardır. Nükleer patlamaların nedeni, merkezi bölgedeki yüksek sıcaklık ve basınçtır. Yıldız oluşum sürecinde sıcaklığın artması, çöken parçacıkların hareketi nedeniyle gerçekleşen enerji dönüşümüyle açıklanır.

(9)

Kütlesi Güneş tipi yıldızlardan büyük olan yıldızların ölümleriyse muhteşem ışık şölenlerini hatırlatan süpernova patlamasıyla gerçekleşir. Patlama sonucunda yıldızın yaşam

sürecinde oluşan ağır elementler uzaya dağılarak sonraki kuşak yıldızların bünyesinde bulunur.

Karadelikler: Süpernova patlamasının ardından geriye kalanlar, bazen oldukça büyük kütlelere sahip olabilmekte ve bunlar birbirleri üzerine çökerek karadelik olarak bilinen muazzam büyüklükte kütleye sahip cismi oluşturmaktadırlar. Bu öylesine büyük bir kütledir ki ışık dahi onun çekim alanından kurtulamaz aslında ışığın bu kütleden kaçamamasının nedeniyle görülmemektedir. Bu nedenle karadelik olarak isimlendirilir. Yıldız çeşitleri

Bulutsuz bir gecede şehir ışıklarından uzak karanlık bir mekanda gökyüzü incelenecek olursa yıldızların farklı renklere sahip oldukları fark edilebilir. Yıldızların farklı renklere sahip olmasının nedeni sıcaklıklarının farklı olmasıdır. Yani yıldızların renkleri

sıcaklıklarının göstergesidir.Parlak yıldızlar mavi ve beyaz renkte.Parlaklıkları az olan yıldızlar sarı,turunc,kırmızı rekte görünürler

Takımyıldızlar

Yıldızlar, bir araya gelerek yıldız kümelerini (yıldız gruplarını) meydana getirir. Bu yıldız grupları oluşturdukları şekle göre isimlendirilmektedir ve bunlara genel

olarak takımyıldız adı verilmektedir. Takımyıldızlara hayvan, insan ve nesne isimleri verilmiştir.Eski çağlarda Yunanlılar ve Romalılar, yıldız kümelerini hayalî çizgilerle birleştirip onları ünlü kişilere ya da hayvanlara benzeterek isimlendirmişlerdir. Bu isimlendirme takımyıldızını oluşturan yıldızların ortak özellik veya ilişkileri nedeniyle yapılmadığı, sergiledikleri görünüm nedeniyle ortak bir adla anıldığını

göstermektedir. Geceleri gökyüzü incelendiğinde Büyükayı takımyıldızı görülebilmektedir. Takımyıldızların en önemli özelliği gruptaki yıldızların birbirlerine göre konumlarının hep aynı kalmasıdır. Küçükayı, Büyükayı, Ejderha, Çoban, Kuzey Tacı ve Orion(Avcı) bilinen takımyıldızlarından bazılarıdır.

(10)

Takımyıldızlarından Büyükayı ve Küçükayı takımyıldızları yedi tane yıldızın bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Küçükayı takımyıldızının en parlak yıldızı “Kutup Yıldızı” dır. Kutup Yıldızı’nın bulunduğu yön daima kuzeydir. Bu özelliğinden dolayı tarih boyunca geceleyin yön bulma amacıyla Kutup Yıldızı’ndan faydalanılmıştır.

Çoban takımyıldızı genelde “Ayı Terbiyecisi” olarak tasvir edilir, çünkü Büyük Ayı ve Küçük Ayı takımyıldızlarına yukarıdan bakar gibidir. Dünyadan görünen en parlak üçüncü yıldız olan Arcturus’u barındırır.

Orion (Avcı) gökyüzünde hem güney hem de kuzey yarıküresinde bulunan ve bu sayede tüm Dünya’dan görülebilen, oldukça parlak yıldızlardan oluşan dolayısıyla da kolay bulunabilen takımyıldızıdır. Avcı kış ayları boyunca Türkiye’den rahatlıkla gözlemlenebilir. Avcıyı gözlemlemek isteyenler güney ufkuna bakılır. Avcının yeri aya göre güneybatı ile güneydoğu arasında değişir.

İki yıldız arasındaki uzaklık kilometre cinsinden ifade etmek çok zordur. Çünkü aradaki mesafe aklın alamayacağı kadar büyüktür. Bu yüzden yıldızlar arasındaki mesafeyi ölçmede “ışık yılı” birimi kullanılır. Işığın bir yılda aldığı mesafeye ışık yılı denir. Bir ışık yılı yaklaşık 9,46×1012 km’dir. Işık yılı, bir zaman birimi değil, uzunluk ölçüsü birimidir. Güneş’e en yakın yıldız olan Proxima (Proksima) 4,2 ışık yılı uzaklıktadır.

Takımyıldızı oluşturan yıldızlar birbirlerine uzak mesafededir. Yıldızları birbirine yakın ve aynı hizada görmemizin nedeni uzaktan gözlemliyor olmamızdır

Işık hızı: Evrende mesafeler ölçülürken Dünya üzerinde kullanılan ölçü birimleri yetersiz

kalmaktadır. Bu yüzden uzay evren için kozmik ölçü birimleri kullanılmaktadır. Işık hızı ışığın bir saniyede almış olduğu mesafedir. Evrendeki en hızlı olgu “ışık” tır. Evrenin hız limiti ışık hızıdır; hiç bir şey ışık hızını aşamaz. Işık bir saniyede 300.000 kilometre yol almaktadır. Bu müthiş bir hızdır. Işık yılı ise ışığın bir yılda almış olduğu mesafedir. Işık bir yılda 9.460.000.000.000 kilometre yol almaktadır. Yıldızlar arası ve galaksiler arası mesafeler ölçülürken ışık hızı referans alınır. Ay Dünya’dan ortalama 380.000 kilometre uzaktadır; yani 1.3 ışık saniyesi uzaklıktadır. Nitekim Dünya Güneş’e 150 milyon kilometre uzaklıktadır. Bu da 8.3 ışık dakikası uzaklıktadır. Güneş’ten gelen ışık 8.3 dakika Dünya’ya ulaşmaktadır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun

(11)

olanı uygun yerlerde kullanılacaktır. IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Hayvanları Koruma Günü 4 Ekim

www.FenEhli.com

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 4.Hafta (8-12 Ekim 2018 )

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi Konu: Güneş Sistemi Ötesi: Gök Cisimler Önerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: 7.1.2.3. Galaksilerin yapısını açıklar. 7.1.2.4. Evren kavramını açıklar. Ünite Kavramları ve Sembolleri: Yıldız,takımyıldız,galaksi,karadelik

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a.Galaksi çeşitlerine değinilir.

b.Galaksi örnekleri olarak Samanyolu ve Andromeda galaksilerine değinilir.

(12)

Özet: Galaksiler (Gökadalar); Galaksiler, kütleçekim kuvvetiyle birbirine bağlı olan yıldızların, gaz-toz-plazmaların meydana getirdiği maddelerin ve henüz ne olduğunu bilmediğimiz karanlık maddenin oluşturduğu sistemlerdir. Yıldızlar gibi galaksiler de bir araya gelip gruplar oluştururlar. İçine aldığı galaksinin sayısına göre bir grubun fakir ya da zengin olduğu anlaşılabiliyor. Örneğin Samanyolu, Andromeda ve Macellan Bulutları 30 galaksiden oluşan bir grupta yer almaktadır. Bizim galaksimizin de içinde yer aldığı bu gruba “Yerel Grup” adı veriliyor. Grubun en büyük galaksisi Andromeda iken galaksimiz Samanyolu ikinci sırada. Samanyolu Galaksisi de çubuklu sarmal bir yapıdadır.

Eliptik galaksiler: Adından da anlaşılacağı üzere eliptik şekle sahip galaksilerdir. Dünyaya dik açıda olan eliptik bir galaksi bir Amerikan futbol topu gibi görünür. Yaşlı yıldızlardan

meydana gelirler ve az miktarda gaz ve toz bulutu içerirler. Galaksi kümelerinde gözlenen galaksilerin büyük kısmını bu tür oluşturur. Kütle açısından Güneş’e benzerler. Yaşlı yıldızlar çok olduğu gibi yeni doğan yıldızların sayısı da oldukça azdır. Hubble düzenine göre eliptik galaksiler daire biçimine yakınlıklarından aşırı ovalliğe kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde kodlanır. “E” ile gösterilirler.

Çubuksuz Sarmal (Spiral) Galaksiler: Sarmal galaksiler genç ve yaşlı yıldızların birlikte bulunduğu galaksilerdir. Hale ve disk biçimleri aynı anda bulunur. Bu galaksiler 10 milyar yıl içinde yavaş yavaş oluşur. Çekirdeğinden dışarı doğru parlak denilebilecek kollar uzanır. Bu kollar sarmal galaksinin ihtişamlı görüntüsünün sebepleridirler. Spiral bir şekilde açılırlar, sabit açısal bir hızla çekirdeğin etrafında dönerler. Yıldızlar hareketleri sırasında bu kollara girip çıkarlar. Adeta atlı karıncaya binmiş gibi hareket edip, yükselir ve alçalırlar. Galaksi merkezine yakın yıldızlar ile kollardaki yıldızların hızları aynı değildir.

Çubuklu galaksilerde çekirdeği bir uçtan diğerine kateden çizgisel yapılar

görülür. Samanyolu Galaksisi de çubuklu sarmal bir yapıdadır. Tüm spiralllerin üçte ikisi çubuk içermektedir. Çubuk sistemleri yıldız doğumlarını arttırmak için çok etkili ve yoğun sistemlerdir.

Düzensiz galaksiler: Sarmal ve eliptik bir özellik göstermeyen galaksi türleridir. Başka galaksilerle muhtemel etkileşimi sonucu oluşmuş, şekilleri tuhaf ve olağan dışı özellikleri bulunan galaksilerdir. Düzensiz galaksiler evrenin %10’luk bir kısmını oluşturmaktadır. Ayrıca yıldız sayıları da normalden %25 daha azdır.

Teleskopla incelenen görüntülerde ve yaratılan simülasyonlarda iki galaksinin –sarmal ya da eliptik- birbirine doğru hızla gelip birleşmesi sonucu düzensiz galaksiler meydana geliyordu. Böylece gökcisimlerinin birbirine çarpışmalarının evrenin oluşum sürecinin bir parçası olduğu anlaşıldı.

Evrende sürekli olarak gaz bulutları, galaksiler çarpışıyor ve bilim insanları bunları kırk yıldır gözlüyorlar. Galaksilerin arasındaki uzaklık galaksilerin çaplarının yaklaşık 20 katı kadardır. Andromeda ve Samanyolu arasındaki uzaklık 2.5 milyon ışık yılıdır.

Evren: gök cisimlerini barındıran uzay ve uzayda yer alan her şeyin toplamıdır. Evren’in yaşı

(13)

yaşının 13,5 ile 14 milyar arası olduğunu önermektedir. Bu yaş aralığı birçok bilimsel araştırma projesinin görüş birliğiyle elde edilmiştir. Bu projeler arasında arka plan ışınımı ölçümlerini ve Evren’in genişlemesinin ölçümü için kullanılan diğer pek çok farklı yöntemi de içerir. Arka plan ışınımı ölçümleri Evren’in Büyük Patlama’dan bu yana olan soğuma süresini verir.

Büyük patlamanın zaman ve mekanın mutlak başlangıç noktası olduğu, bütün bilim dünyası tarafından kabul edilmiş bir teori değildir. Farklı evren modelleri, kendi üzerine çöken ve yeniden genişleyen evren modelleri de farklı çevrelerde kabul gören evren teorilerindendir. III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.com

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 5. Hafta (15– 19 Ekim 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite:Hücre ve Bölünmeler Konu: Hücre

Önerilen Ders Saati: 4 Saat II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.2.1.1. Hayvan ve bitki hücrelerini, temel kısımları ve görevleri açısından karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre, bitki ve hayvan hücresi arasındaki benzerlik ve farklılıklar, dokular,

hücre-doku-organ-sistem-organizma ilişkisi, DNA, gen, kromozom

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

•Mikroskop • Büyüteç • Kuru soğan • Lam (2 adet) • Lamel (2 adet) • Su • Damlalık • Bisturi • Pens • Metilen mavisi ya da lyot çözeltisi • Kürdan

(14)

zarı, sitoplazma ve çekirdek verilir.

b. Hücre organellerinin ayrıntılı yapıları verilmeden sadece isim ve görevlerine değinilir. c. DNA, gen ve kromozom kavramları arasındaki ilişkiden bahsedilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Mikroskobu Tanıyalım

DENEY / Canlıyı Oluşturan En Küçük Yapılar Etkinlik/Bitki ve Hayvan Hücrelerini Karşılaştıralım

Özet:

Mikroskop:Gözle görülemeyecek kadar küçük canlı yapıları görmemize yarayan alettir.

Hücre:Canlıyı oluşturan ve gözle görülemeyen en küçük yapıdır. Hücre mikroskop yardımıyla görülebilir. Hücrelerden daha küçük yapılar da bulunmaktadır.

Hücrenin özelliği, canlılık özelliği gösteren en küçük yapı olmasıdır. 5. Sınıf Fen Bilimleri dersinde canlıları; hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak sınıflandırmıştık.

Bu sınıflandırmaya göre “insan”, hayvan sınıfında yer alır.

 Bitki ve hayvan hücrelerinin, ilk gözlemlenen farkı şekilleridir.  Bitki hücreleri, köşeli yapıya sahiptir.

 Hayvan hücreleri ise yuvarlak ve oval yapıdadır.

 Ancak iki hücre çeşidinde ortak yapılar da vardır. Bunlar, hücreyi çevreleyen hücre zarı, ortalarında bulunan bir çekirdek ve içini dolduran sıvısı sitoplazmadır.

Hücrenin temel kısımları;  Hücre zarı,  Çekirdek ve

 Sitoplazmadır. Bu üç temel kısım tüm hücrelerde bulunur. Hücre zarı:

 Hücrenin şeklini belirler.

 Hücre zarı, seçici geçirgendir. Bu özelliği sayesinde dışarıdan gelen her madde içeri giremez.

 Hücre zarı, canlıdır. Sitoplazma:

 Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran yumurta akı kıvamında bir sıvıdır.

 Sitoplazma, hücre içindeki beslenme, solunum, boşaltım gibi her türlü yaşamsal olayın gerçekleştiği sıvıdır.

(15)

 Sitoplazma, çoğunluğu sudan oluşan, şeffaf ve akıcı bir sıvıdır Çekirdek:

 Hücrede de yaşamsal olayları, kontrol eder ve yönetir.

 Çekirdeğin içinde canlının ayak şekli, göz rengi, boyu, yaprak şekli gibi özellikleri taşıyan ipliksi yapılar bulunur.

Hücrenin ana bölümleri dışında, sitoplazmada yaşamsal olayları

gerçekleştiren farklı yapıları da vardır. Bu yapılara organel denir. Bu yapılar çok küçüktür. Hücrenin bütün yapılarını görmek için daha çok büyütme özelliğine sahip mikroskoplar kullanılır. Hücre içindeki bu yapılar yani organeller, hücredeki beslenme, solunum, boşaltım gibi önemli olaylarda görevlidir. Bu organeller;

Golgi cisimciği:Salgı maddeleri üretir. Ayrıca salgıları, kesecikler şeklinde paketler.

Sentriyoller: Hayvan hücresinde çiftler hâlinde bulunurken bitki hücresinde yoktur. Hücrenin bölünmesinde görevlidir.

Ribozom: Protein sentezleme ile görevlidir.

Lizozom: Hücredeki sindirimde görevlidir. Aynı zamanda yaşlanmış ve yıpranmış hücrelerin kendi kendisini sindirerek yok etmesini sağlar.

Mitokondri: Hücrelerin ihtiyacı olan enerjiyi üretir.

Endoplazmikretikulum: Hücrede maddelerin taşınmasını sağlar. Hücre içini ağ gibi sararak yollar oluşturur.

Koful: Hücreye zarar verebilecek ya da fazla olan maddeleri depo eder. Bitki hücresinde az sayıda ve büyüktür. Hayvan hücresinde ise çok sayıda ve küçüktür.

Hücre duvarı: Bitkilerde hücre zarının dış kısmını çevreler. Bu duvar sayesinde bitkiler daha dayanıklı hâle gelerek dış etkilerden korunur.

*Hücrenin, nesilden nesile aktarılan kalıtsal özelliklerini taşıyarak onu yöneten yapıları çekirdekte bulunur. Hücrenin çekirdeği genellikle hücrenin ortasında ve ortasına yakın bir yerde bulunur. Ancak bitki hücrelerindeki

(16)

kofullar büyük olduğu için çekirdek genellikle hücre zarına yakın bir yerdedir. Bitki ve hayvan hücreleri, bazı özellikleri bakımından birbirinden farklılıklar gösterir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

*Görsel Sanatlar dersinde farklı besin gruplarına ait meyve–sebze vb. çizimler yaptırılır.

*Beden eğitimi dersinde yapılan etkinliklerin kemik ve kas gelişimine olumlu etkisi belirtilir.

*Türkçe dersinde besinlerle ilgili kompozisyon, şiir yazdırılır. V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.com

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 6. Hafta (22– 26 Ekim 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite:Hücre ve Bölünmeler Konu: Hücre

Önerilen Ders Saati: 2 Saat II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.2.1.2. Geçmişten günümüze, hücrenin yapısı ile ilgili görüşleri teknolojik gelişmelerle ilişkilendirerek tartışır.

7.2.1.3. Hücre-doku-organ-sistem-organizma ilişkisini açıklar.

(17)

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre, bitki ve hayvan hücresi arasındaki benzerlik ve farklılıklar, dokular,

hücre-doku-organ-sistem-organizma ilişkisi, DNA, gen, kromozom

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Bilimsel bilgilerin kesin olmayıp değişebileceği ve gelişebileceği vurgulanır

Hücre-doku-organ-sistem-organizma kavramlarının tanımlarına ve aralarındaki ilişkilere değinilir Yapılacak Etkinlikler:

Özet: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HÜCRE

 Hücrelerin öneminin anlaşılması, 1830’larda başladı.

 Hooke‘dan yaklaşık 200 yıl sonra Brawn (Brawn) (1831), bitki hücresinde çekirdeği buldu. Purkinje (Pörkinji),Schwann (Şıvan) ve Mohl (Mol) gibi araştırmacılar hücreiçindeki yapıya plazmaadını verdiler.

 Daha sonra hücreyidış ortamdan ayıran bir zar bulundu. Böylece, yavaş yavaş canlıların hücrelerden yapıldığı fikri yayılmaya başladı. Bu gelişmelere dayanarak Schleiden 1838 ve Schwann 1839’da “bütün canlıların hücrelerden meydana geldiği” sonucuna vardılar. Bu sayede hücre teorisinin temelini attılar. 1858 yılında RudolfVirchow (RudolfVirşov), hücre teorisine yeni maddeler eklemiştir.

Bu hücre teorisi şu maddelerden oluşmaktaydı:

 Bütün canlılar, bir veya birden çok hücreden meydana gelmiştir.  Hücreler, canlıların en temel yapısal birimidir.

 Hücrelerin bölünmesiyle yeni hücreler meydana gelir.

Bundan sonra, hücre ile ilgili keşiflerin bir kısmı şu şekildedevam etti:  1857’de Kolliker (Kolikır), kas hücrelerinde mitokondriyi tanımladı.  1881’de mikroskopta incelemeyi kolaylaştıran boyama teknikleri

geliştirildi.

 1898’de Golgi, özel bir madde ile boyanmış hücrelerde ilk olarak Golgi (Golgi) cisimciğini görüp tanımladı.

 1930’larda büyütme gücü çok yüksek mikroskoplar, icat edilip geliştirildi. Bu mikroskoplar sayesinde, boyama yapmadan, canlı hücreler, daha ayrıntılı incelenebildi. Bu incelemeler, günümüzde hücre teorisine yeni maddeler eklenmesini sağlamıştır.

TEK HÜCREDEN ÇOK HÜCRELİ CANLILARA

Yetişkin bir insanda, 100 trilyondan fazla hücre olduğu tahmin edilmektedir. Vücudunuzun farklı bölgelerifarklı görevler üstlenmiştir. Duyu organlarının, sindirim ve boşaltım sistemlerinin görevleri farklıdır.

Bir bitkinin yaprağı ile köklerinin görevleri de birbirinden farklıdır. Bu yapılar, farklı görevleri yapabilmekiçin farklı özellikteki hücrelerden oluşmuştur. Farklı hücrelerin birlikte uyumlu çalışabilmesi için belli birdüzende bir araya

(18)

gelmeleri gerekir.

 Benzer görevdeki hücreler, bir araya gelerek dokuları,  Dokular, bir araya gelerek daha karmaşık görevleri yapabilen

organları,

 Benzer görevleri olan organlar ise bir araya gelerek daha karmaşık görevleri yapabilen sistemleri

 Solunum, sindirim, boşaltım gibi görevleri yapan sistemler de bir araya gelerek canlıyı yani organizma(canlı)yı oluşturur.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

*Görsel Sanatlar dersinde farklı besin gruplarına ait meyve–sebze vb. çizimler yaptırılır.

*Beden eğitimi dersinde yapılan etkinliklerin kemik ve kas gelişimine olumlu etkisi belirtilir.

*Türkçe dersinde besinlerle ilgili kompozisyon, şiir yazdırılır. V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.com

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 6.Hafta (22 – 26 Ekim 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve Bölünmeler Konu: Mitoz

Önerilen Ders Saati: 2 Saat II.BÖLÜM

(19)

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: 7.2.2.1. Mitozun canlılar için önemini açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre bölünmesi, mitozun evreleri, mitozda kromozomların önemi, mitozun canlılar için önemi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler: Özet:

HÜCRE BÖLÜNMELERİ

Canlı varlıkları cansız varlıklardan ayıran üreme, büyüme ve gelişme olayları hücre bölünmesi ile gerçekleşir. Hücre bölünmesi tüm canlılarda görülen bir olaydır. Hücre bölünmesinin amacı; hücre bölünmesini gerçekleştiren canlı veya hücreye bağlı olarak yeni hücreler ve yeni canlılar meydana getirmek, yenilenmeyi

sağlamak, onarımı gerçekleştirmek ve büyümeyi sağlamaktır. Hücre bölünmesi ile yeni hücreler meydana gelir ve canlıdaki toplam hücre sayısı artar. Hücre

bölünmesinde kromozomlar önemli rol oynamaktadır. Çünkü hücre bölünmesi gerçekleştiren hücredeki kalıtsal bilgiler, oluşan yeni hücrelere kromozomlarla taşınmaktadır.

Canlılarda iki çeşit hücre bölünmesi gerçekleşir. Bunlar;  Mitoz Bölünme ve

 Mayoz Bölünmedir.

Aşağıda mitoz bölünmenin canlılar için önemi ve evreleri hakkında bilgiler verilmiştir.

Mitoz Bölünme

Tüm canlılarda büyüme, gelişme ve onarımı; tek hücreli canlılarda eşeysiz üremeyi sağlayan hücre bölünmesine mitoz denir. Mitoz bölünme tanımdan da anlaşılacağı üzere tüm canlılar için büyük öneme sahiptir. Bir bebeğin büyüyüp yetişkin bir birey haline gelmesi, düştüğümüzde kırılan kolumuzun bir süre sonra iyileşerek eski haline dönmesi, kertenkelenin kopan kuyruğunu yenilemesi, Amip, Hidra gibi tek hücreli canlıların üremesi mitoz bölünme sayesinde gerçekleşir.

Kışın yapraklarını döken bir ağacın tekrar tomurcuk oluşturarak yeni yapraklar meydana getirmesini, kesilen saçlarımızın tekrar uzamasını sağlayan mitoz bölünmedir. Kesilen tırnaklarımızın tekrar uzaması, yaralandığımızda yaramızın

(20)

iyileşmesi mitoz bölünme sayesinde gerçekleşir. Mitoz, büyüme ve gelişmenin yanında tek hücreli canlılarda bölünerek çoğalma, tomurcuklanma, vejetatif üreme ve yenilenme ile üremeyi yani eşeysiz üremeyi sağlamaktadır. Afrika menekşesi yaprağından, kavak, söğüt, gül gibi bitkiler dallarından vejetatif olarak mitoz bölünme sayesinde çoğalırlar. Denizyıldızı kopan bir parçasını, bazı kertenkele türleri de kopan kuyruklarını yenilenme ile mitoz bölünme sayesinde tekrar yenileyebilirler. Bira mayasında tomurcuklanma ile üreme, bir hücreli canlı olan Amip’ in bölünerek çoğalması mitoz bölünmenin sonucudur. Eğer mitoz bölünme olmasaydı tüm bu olaylar gerçekleşmezdi diyebiliriz.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 7.Hafta

(29 Ekim 2018 – 2 Kasım 2018) Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve Bölünmeler Konu: Mitoz

Önerilen Ders Saati: 2 Saat II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.2.2.2. Mitozun birbirini takip eden farklı evrelerden oluştuğunu açıklar.

(21)

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre bölünmesi, mitozun evreleri, mitozda kromozomların önemi, mitozun canlılar için önemi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Mitoz evrelerinin adları verilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

Mitozun Evreleri

Hücreler mitoz bölünme gerçekleştirmeye karar verdiklerinde mitoz evreleri başlamadan bir hazırlık evresi gerçekleştirirler. İki mitoz arasındaki bu evreye İnterfaz (hazırlık evresi) denir. Aslında bu evre mitoz evresi değildir. Ancak mitoz için gerekli bir evredir. İnterfaz evresinde hücre diğer tüm yaşamsal faaliyetlerini en düşük seviyeye indirir ve bölünme evreleri başlar. Mitoz bölünme sonunda ana hücrenin birebir aynısı iki yeni hücre meydana gelir. Mitozun art arda gerçekleşmesi ile hücre sayısında artış gerçekleşir. Mitozda kromozomlar yavru

hücrelere değişmeden aktarılır. Hücre sayısı artsa da kromozom sayısı ve kalıtsal bilgiler değişmez. Bu nedenle kalıtsal bilgilerin korunması için hücrelerin mitoz bölünme gerçekleştirmesi gerekir.

Sitoplazma bölünmesi hayvan hücrelerinde ve bitki hücrelerinde farklı şekilde gerçekleşir. Hayvan hücrelerinde sitoplazma boğumlanır. Fakat bitki hücrelerinin dış kısmında sert hücre çeperi (duvarı) bulunduğu için bitki hücrelerinde boğumlanma görülmez. Bunun yerine golgi cisimcikleri tarafından ara lamel adı verilen bir yapı oluşturularak sitoplazma bölünmesi gerçekleşir.

(22)

Mitoz evrelerinin isimlerinin kolay hatırlanması ve evrelerde gerçekleşen olaylar hakkında ipucu vermesi için basit bir şifreleme yöntemi kullanabiliriz.

İ – İnterfaz P – Profaz

M – Metafaz (Middle – “Orta” anlamına gelen kelime, bu evrede kromozomların hücrenin ortasında dizildiğini hatırlatır.)

A – Anafaz (Away – “Uzakta” anlamına gelen kelime, bu evrede kromozomların birbirinden uzaklaştığını hatırlatır.)

T – Telofaz (Two – “İki” anlamına gelen kelime, bu evrenin sonunda iki yeni hücre oluştuğunu hatırlatır.)

Mitoz bölünme sonunda ana hücrenin birebir aynısı iki yeni hücre meydana gelir. Mitozun art arda gerçekleşmesi ile hücre sayısında artış gerçekleşir. Mitozda kromozomlar yavru

hücrelere değişmeden aktarılır. Hücre sayısı artsa da kromozom sayısı ve kalıtsal bilgiler değişmez. Bu nedenle kalıtsal bilgilerin korunması için hücrelerin mitoz bölünme

gerçekleştirmesi gerekir. Mitoz bölünme sonunda oluşan hücrelerin büyüklüğü, organel sayısı gibi kalıtsal olmayan özelliklerde değişiklikler görülebilir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Kızılay Haftası (29 Ekim-4 Kasım)

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 7. Hafta

(29 Ekim 2018 – 2 Kasım 2018) Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve Bölünmeler Konu: Mayoz

Önerilen Ders Saati: 2 Saat II.BÖLÜM

(23)

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Üreme hücrelerinin mayozla oluşumu, mayozun canlılar için önemi, mayozu mitozdan ayıran özellikler

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Mayoz evreleri sadece Mayoz I ve Mayoz II olarak verilir.

Yapılacak Etkinlikler: Özet:

Mayoz Bölünme

İnsan, kedi, köpek, inek, portakal, domates gibi çok hücreli canlıların vücut hücreleri bölünerek ya da diğer eşeysiz üreme yöntemleriyle yeni bir canlıyı oluşturamaz. Çok hücreli canlılarda, üremeyi sağlayan eşey(üreme) hücreleri vardır. Çok hücreli canlılar bu eşey hücrelerinin birleşmesiyle çoğalır. Dişi ve erkek üreme hücrelerinin (eşey hücreleri) birleşmesiyle meydana gelen üreme şekline eşeyli üreme denir. Üreme hücrelerinin birleşmesi ile oluşan yeni hücre(canlı) her iki hücrenin (eşey hücrelerinin)

kromozomlarının toplamı kadar kromozoma sahiptir. Örneğin insanlarda dişi üreme hücresi olan yumurta ve erkek üreme hücresi olan sperm 23’er kromozoma sahiptir. Bu iki eşey hücresinin birleşmesiyle 46 kromozoma sahip yeni bir canlı meydana gelmektedir. İnsanların üreme ana hücrelerinde 46 kromozom varken eşey hücrelerinde 23’er

kromozom bulunmaktadır. Eşey hücreleri üreme ana hücrelerinin bölünmesiyle oluşmaktadır. Ayrıca eşey hücreleri üreme ana hücrelerinden farklı kalıtsal özelliklere sahiptir. Çok hücreli canlılarda üreme ana hücrelerinin yarısı kadar kromozoma ve farklı kalıtsal özelliklere sahip eşey hücrelerini meydana getirmesini sağlayan hücre

bölünmesine mayoz bölünme denir. Buradan da anlaşılacağı üzere mayoz bölünme çok hücreli canlılarda üreme ana hücrelerinin gerçekleştirdiği bir bölünme çeşididir. Çok hücreli canlılarda üreme ana hücreleri haploit yani 2n sayıda, üreme hücreleri ise diploit yani n sayıda kromozoma sahiptir.

Hücre çekirdeğindeki kromozomların yarısı anneden, yarısı babadan gelir. Her kromozom kromatit adı verilen iki iplicikten oluşur. Biri anneden diğeri babadan gelen bir çift kromozomahomolog kromozom adı verilir. Anne babadan gelen ve aynı karakteri taşıyan kromozom çiftleri mayoz bölünme sırasında bir araya gelerek aralarında gen alışverişi yapar. Bu olaya parça değişimi(crossingover) adı verilir. Parça değişimi sonucunda kromozomların gen yapıları değişir. Aynı türün bireyleri arasındaki çeşitliliğin nedeni Mayoz’da gerçekleşen parça değişimi(crossingover)’dir. Kromozomlarda meydana gelen parça değişimi ile tür içinde farklılıklar sağlanmaktadır. Örneğin anne ya da babamıza çok benzememize rağmen parmak izlerimiz ya da sesimiz aynı değildir. Mayoz sırasında parça değişimi olmadığını bir düşünelim. Böyle bir durumda her hücre ya da her canlı birbirine benzeyecekti. Mayoz’daki parça değişimi sayesinde hiçbir insan başka bir insanın veya hiçbir kedi başka bir kedinin birebir aynısı olmamaktadır. Bu yüzden parça değişimi canlılar için çok büyük önem taşımaktadır.

Mayoz’da gerçekleşen önemli olaylardan biri de kromozom sayısı ile ilgilidir. 2n sayıda kromozoma sahip bir hücrenin mayoz bölünme geçirmesi sonunda n sayıda kromozoma sahip 4 yeni hücre meydana gelir. Yani üreme ana hücresinin mayoz bölünme geçirmesi sırasında kromozom sayısı yarıya iner. Mayoz bölünme sırasında gerçekleşen kromozom sayısının yarıya inmesi olayı da canlılar için çok büyük öneme sahiptir. Bu durumu şu şekilde açıklayalım insanlarda 46 kromozom bulunmaktadır. İnsanlarda mayoz bölünme sonunda oluşan üreme hücrelerinde ise 23’er kromozom bulunmaktadır. Üreme

(24)

hücrelerinin birleşmesi yani döllenme sonunda oluşan zigot yine 46 kromozoma sahiptir. Bu sayede insanlarda kromozom sayısının nesiller boyunca 46 olarak sabit kalması sağlanmış olmaktadır. Eğer mayoz bölünme ile kromozom sayısı yarıya inmeseydi ve üreme hücreleri, üreme ana hücreleriyle aynı kromozoma sahip olsaydı nesiller boyunca kromozom sayısı katlanarak artacaktı. 2n sayıda kromozoma sahip üreme hücrelerinin birleşmesiyle oluşan zigot 4n sayıda kromozoma sahip olacaktı. Bu sayı sürekli 8n, 16n, 32n gibi artacak ve kalıtsal bilgiler korunamayacaktı.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: 1. DÖNEM 1. YAZILISI V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Cumhuriyet Bayramı29 Ekim

Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 8.Hafta (5-9 Kasım 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve Bölünmeler Konu: Mayoz

Önerilen Ders Saati: 4 Saat II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.2.3.2.Üreme ana hücrelerinde mayozun nasıl gerçekleştiğini model üzerinde gösterir.

(25)

7.2.3.3.Mayoz ve mitoz arasındaki farkları karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Üreme hücrelerinin mayozla oluşumu, mayozun canlılar için önemi, mayozu mitozdan ayıran özellikler

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Gamet oluşumları sırasında hücre isimlerine değinilmez. Sadece sperm ve yumurta verilir.

Mayoz ve mitoz arasındaki farklılıklar verilirken bölünme evrelerindeki farklılıklara değinilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

MAYOZ BÖLÜNME EVRELERİ

Mayoz bölünme de mitoz bölünme gibi birbirini takip eden benzer evrelerde gerçekleşmektedir. Ancak aralarında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Mayoz bölünme mayoz I ve mayoz II olarak adlandırılan iki farklı evrede gerçekleşmektedir.

Mayoz I

Mayoz I evresinde mayoz bölünmeyi mitoz bölünmeden ayıran olaylar gerçekleşmektedir. Mayoz I evresinin başında mitoz bölünmedekine benzer şekilde üreme ana hücreleri bölünme için bir hazırlık evresi geçirirler. Bu evrede çekirdek zarı ve çekirdekçik eriyerek kaybolur. Kromozomlar belirgin hale gelir.

Hücre çekirdeğindeki kromozomların yarısı anneden, yarısı babadan gelir. Her kromozom kromatit adı verilen iki iplicikten oluşur. Biri anneden diğeri babadan gelen bir çift kromozomahomolog kromozom adı verilir. Anne babadan gelen ve aynı karakteri taşıyan kromozom çiftleri mayoz bölünme sırasında bir araya gelerek aralarında gen alışverişi yapar. Bu olaya parça

değişimi(crossingover) adı verilir. Parça değişimi sonucunda kromozomların gen yapıları değişir.

Mayoz I evresinde gerçekleşen önemli olaylardan biri de kromozom sayısı ile ilgilidir. 2n sayıda kromozoma sahip bir hücrenin mayoz bölünme geçirmesi sırasında mayoz I sonunda n sayıda kromozoma sahip 2 yeni hücre meydana gelir. Yani üreme ana hücresinin mayoz bölünme geçirmesi sırasında kromozom sayısı yarıya iner.

Mayoz II

Mayoz II, mayoz I evresi sonunda oluşan n kromozomlu iki hücrenin mitoz bölünme

gerçekleştirmesidir. Burada mitoz bölünmeden farklı olarak hazırlık evresi bulunmaz. Yani mayoz I sonunda oluşan hücreler hazırlık evresi geçirmeden mitoz bölünme geçirerek 2’şer yeni hücre meydana getirirler. Dolayısıyla Mayoz II sonunda kalıtsal özellik bakımından iki çeşit 4 yeni hücre meydana gelir.

(26)

Mitoz Bölünme İle Mayoz Bölünme Arasındaki Farklar

Mitoz bölünme ile mayoz bölünme arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklar aşağıdaki tabloda verilmiştir.

MİTOZ MAYOZ

Vücut hücrelerinde görülür. Üreme ana hücrelerinde görülür. Tüm canlılarda büyümeyi, gelişmeyi,

onarımı, yenilenmeyi; tek hücreli canlılarda eşeysiz üremeyi sağlar.

Çok hücreli canlılarda üreme(eşey) hücrelerinin oluşmasını sağlar. Sonunda iki yeni hücre oluşur. Sonunda 4 yeni hücre oluşur.

Sonunda kromozom sayısı değişmez. Sonunda kromozom sayısı yarıya iner. Sonunda oluşan hücreler ana hücre

ile aynı kalıtsal özelliklere sahiptir.

Sonunda oluşan hücreler ana hücreden farklı kalıtsal özelliklere sahiptir.

Kromozomlarda parça değişimi

(crossingover) görülmez. Kromozomlarda parça değişimi (crossingover) görülür. Bölünme tek aşamada gerçekleşir. Bölünme iki aşamada gerçekleşir. III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

(27)

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Atatürk Haftası (05-11 Kasım),

Organ Bağışı ve Nakli Haftası (5-11 Kasım) Uygundur ...

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 9.Hafta (12 - 16 Kasım 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

(28)

Konu: Kütle ve Ağırlık İlişkisi Önerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.3.1.1.Kütleye etki eden yer çekimi kuvvetini ağırlık olarak adlandırır. 7.3.1.2.Kütle ve ağırlık kavramlarını karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Kütle, ağırlık, yer çekimi, kütle çekimi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Ağırlığın bir kuvvet olduğu vurgulanır.

b. Dinamometre kullanılarak ağırlık ölçümü yaptırılır. Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Ağırlık Bir Kuvvettir

Duran bir cismi hareket ettirebilen, hareket halindeki bir cismi durdurabilen, cisimlerin hızını, şeklini ve yönünü değiştirebilen etkiye kuvvet denir. Kuvvet “F” harfi ile gösterilir. Kuvvet dinamometre ile ölçülür. Kuvvetin birimi Newton’dur ve “N” harfi ile gösterilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere cisimleri hareket ettirebilmemiz için onlara kuvvet uygulamamız gerekir.

Havaya attığımız topun yere düşmesi, dinamometreye asılan cismin yayı uzatması, kaydıraktaki çocuğun kuvvet uygulamadan aşağıya doğu kayması gibi örneklerden de görebileceğimiz gibi dünya üzerindeki bütün cisimler belli bir yükseklikten bırakıldıklarında yere doğru düşmektedir. Tüm bunların sebebi dünyanın, üzerinde bulunan bütün cisimleri merkezine doğru çekmesidir. Bu çekim etkisi sayesinde cisimler bulundukları yerde durabilmektedirler. Dünya ile dünya üzerindeki cisimler arasındaki çekim kuvvetine yer çekimi kuvveti adı verilir. Yer çekimi kuvvetinin yönü her zaman, yerin merkezine doğrudur. Yer çekimi kuvveti genellikle “g” harfi ile gösterilir. Yerçekimi kuvvetinin birimi N/kg’dır. Yerçekimi kuvvetinin büyüklüğü yaklaşık olarak 9,8N/kg’dır. Ancak sorularda genellikle 10N/kg olarak alınır.

Tüm maddeler karşılıklı olarak birbirlerine çekim kuvveti uygularlar. Yani yer, maddeleri kendi merkezine doğru çekerken maddeler de yeri aynı kuvvetle çekerler. Ancak maddelerin kütlesi Dünya’nın kütlesinin yanında çok küçük kaldığı için maddelerin dünyaya uyguladığı çekim kuvvetini göremeyiz. Kütleler(cisimler) arasındaki çekim kuvvetine kütle çekim kuvveti denir. Kütle çekim kuvveti hem dünya üzerindeki bütün cisimler arasında hem de uzaydaki bütün cisimler(gezegenler gibi.) arasında görülür.

Yerçekimi kuvveti aslında dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetinin özel adıdır. Yani Dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetine yerçekimi kuvveti denir.

Güneş sistemindeki gezegenlerin belirli bir yörüngeden hiç ayrılmadan hareket etmelerinin sebebi Güneş’in sistemdeki gezegenlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir.

(29)

cisimlerin kütlelerine etki eden bir yer çekimi kuvveti vardır. Birim kütleye etki eden yer çekimi kuvvetine ağırlık denir. Dinamometredeki yayın esneyip uzaması için yaya bir kuvvet uygulanması gerekir. Dinamometreye asılan cisim yayın esnemesine ve uzamasına sebep olduğu için bir kuvvet uyguluyor demektir. O halde ağırlık bir kuvvettir. Ağırlık bir kuvvet olduğu için dinamometre ile ölçülür ve birimi Newton(N)’dur. Ağırlık “G” harfi ile gösterilir. Ağırlık;

Ağırlık = Kütle x Yer çekimi kuvveti G = m x g

formülü ile hesaplanır.

Ağırlık, yer çekimine bağlı bir kuvvet olduğu için dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlerin ağırlığı azalır. Çünkü dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlere uygulanan yer çekimi kuvveti azalır. Bir cismin deniz seviyesinde ölçülen ağırlığı ile bir dağın tepesinde ölçülen ağırlığı farklıdır. Deniz seviyesi yerin merkezine daha yakın olarak kabul edildiğinden yer çekimi kuvveti daha fazladır. Dolayısıyla deniz seviyesinde cisimlerin ağırlığı daha fazladır. Astronotların dünyadaki ağırlıkları ile uzaydaki ağırlıkları da farklıdır. Uzayda iken dünyanın merkezinden çok uzakta olduklarından yer çekimi kuvvetinin etkisi azalacaktır. Bu nedenle ağırlıkları da dünyadakinden çok daha azdır.

Ağırlık ve kütle kavramları genellikle birbirine karıştırılırlar fakat ağırlık ve kütle kavramları

birbirinden faklı kavramlardır. Bir cismin içerdiği madde miktarı kütle olarak adlandırılır. Kütle “m” harfi ile gösterilir. Kütlenin birimi gram(g) ve kilogram(kg)dır. kütleye etki eden yer çekimi kuvveti ağırlıktır. Kütle, değişmeyen madde miktarı iken ağırlık çekim kuvvetine bağlıdır ve değişebilir. Örneğin Dünya’da kütlesi 60 kg gelen bir İnsanın Ay’da da kütlesi 60 kg’dır. Fakat aynı kişinin Dünya’daki ağırlığı 600 N iken Ay’daki ağırlığı 100 N’dur.

Kütle ve Ağırlık arasındaki ilişkiyi tabloda görebilirsiniz.

Kütle Ağırlık

 Madde miktarına bağlıdır.  Madde miktarı ile yer çekimi kuvvetine bağlıdır.  Yer çekimi kuvveti değişirse kütle değişmez.  Yer çekimi kuvveti artarsa ağırlık artar, yer çekimi

kuvveti azalırsa ağırlık azalır.  Kütle eşit kollu terazi ile ölçülür.  Ağırlık Dinamometre ile ölçülür.  Birimi gram(g) ve kilogram(kg)’dır.  Birimi Newton(N)’dur.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

6. sınıf “Kuvvet ve Hareket” ünitesi ile ilişkilendirilir.

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Afet Eğitimi Hazırlık Günü (12 Kasım),Dünya Diyabet Günü (14 Kasım)

Uygundur ...

(30)

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS

PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 10.Hafta (19-23 Kasım 2018)

Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 3.Ünite:Kuvvet ve Enerji Konu: Kütle ve Ağırlık İlişkisi Önerilen Ders Saati: 2 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.3.1.2.Kütle ve ağırlık kavramlarını karşılaştırır.

7.3.1.3.Yer çekimini kütle çekimi olarak gök cisimleri temelinde açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Kütle, ağırlık, yer çekimi, kütle çekimi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Matematiksel bağıntılara girilmez. Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Ağırlık Bir Kuvvettir

Duran bir cismi hareket ettirebilen, hareket halindeki bir cismi durdurabilen, cisimlerin hızını, şeklini ve yönünü değiştirebilen etkiye kuvvet denir. Kuvvet “F” harfi ile gösterilir. Kuvvet dinamometre ile ölçülür. Kuvvetin birimi Newton’dur ve “N” harfi ile gösterilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere cisimleri hareket ettirebilmemiz için onlara kuvvet uygulamamız gerekir.

Havaya attığımız topun yere düşmesi, dinamometreye asılan cismin yayı uzatması, kaydıraktaki çocuğun kuvvet uygulamadan aşağıya doğu kayması gibi örneklerden de görebileceğimiz gibi dünya üzerindeki bütün cisimler belli bir yükseklikten bırakıldıklarında yere doğru düşmektedir. Tüm bunların sebebi dünyanın, üzerinde bulunan bütün cisimleri merkezine doğru çekmesidir. Bu çekim etkisi sayesinde cisimler bulundukları yerde durabilmektedirler. Dünya ile dünya üzerindeki cisimler arasındaki çekim kuvvetine yer çekimi kuvveti adı verilir. Yer çekimi kuvvetinin yönü her zaman, yerin merkezine doğrudur. Yer çekimi kuvveti genellikle “g” harfi ile gösterilir. Yerçekimi kuvvetinin birimi N/kg’dır. Yerçekimi kuvvetinin büyüklüğü yaklaşık olarak 9,8N/kg’dır. Ancak sorularda genellikle 10N/kg olarak alınır.

(31)

merkezine doğru çekerken maddeler de yeri aynı kuvvetle çekerler. Ancak maddelerin kütlesi Dünya’nın kütlesinin yanında çok küçük kaldığı için maddelerin dünyaya uyguladığı çekim kuvvetini göremeyiz. Kütleler(cisimler) arasındaki çekim kuvvetine kütle çekim kuvveti denir. Kütle çekim kuvveti hem dünya üzerindeki bütün cisimler arasında hem de uzaydaki bütün cisimler(gezegenler gibi.) arasında görülür.

Yerçekimi kuvveti aslında dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetinin özel adıdır. Yani Dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetine yerçekimi kuvveti denir.

Güneş sistemindeki gezegenlerin belirli bir yörüngeden hiç ayrılmadan hareket etmelerinin sebebi Güneş’in sistemdeki gezegenlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir.

Dinamometreye asılan bir cismin yayı esneterek uzatması örneğinde görebileceğimiz gibi cisimlerin kütlelerine etki eden bir yer çekimi kuvveti vardır. Birim kütleye etki eden yer çekimi kuvvetine ağırlık denir. Dinamometredeki yayın esneyip uzaması için yaya bir kuvvet uygulanması gerekir. Dinamometreye asılan cisim yayın esnemesine ve uzamasına sebep olduğu için bir kuvvet uyguluyor demektir. O halde ağırlık bir kuvvettir. Ağırlık bir kuvvet olduğu için dinamometre ile ölçülür ve birimi Newton(N)’dur. Ağırlık “G” harfi ile gösterilir. Ağırlık;

Ağırlık = Kütle x Yer çekimi kuvveti G = m x g

formülü ile hesaplanır.

Ağırlık, yer çekimine bağlı bir kuvvet olduğu için dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlerin ağırlığı azalır. Çünkü dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlere uygulanan yer çekimi kuvveti azalır. Bir cismin deniz seviyesinde ölçülen ağırlığı ile bir dağın tepesinde ölçülen ağırlığı farklıdır. Deniz seviyesi yerin merkezine daha yakın olarak kabul edildiğinden yer çekimi kuvveti daha fazladır. Dolayısıyla deniz seviyesinde cisimlerin ağırlığı daha fazladır. Astronotların dünyadaki ağırlıkları ile uzaydaki ağırlıkları da farklıdır. Uzayda iken dünyanın merkezinden çok uzakta olduklarından yer çekimi kuvvetinin etkisi azalacaktır. Bu nedenle ağırlıkları da dünyadakinden çok daha azdır.

Cisimler arasındaki çekim kuvveti Dünya dışındaki diğer gezegenler ve gök cisimlerinde de farklıdır. Ay’daki çekim kuvveti Dünya’daki çekim kuvvetinin 1/6’sı kadardır.

Dünya’da kaldırmakta zorlandığımız bir cismi(ağırlığı) Ay’da çok kolay kaldırabiliriz. Buna karşılık Jüpiter gibi büyük bir gezende de çekim kuvveti Dünya’dakinden daha fazla olduğundan cisimler Dünya’dakinden daha ağırdırlar. Dünya’da kolayca kaldırdığımız bir cismi Jüpiter’de kaldırmakta zorlanabiliriz. Dünya’da 1 N gelen bir cismin diğer gezegenlerdeki ağırlıkları aşağıda gösterildiği gibidir. Cisimlerin gezegenlerdeki ağırlıklarının büyüklükleri, bulundukları gezegenin

Referanslar

Benzer Belgeler

parapsilosis suşunun asit proteinaz aktivitesi süt tozu agaroz yöntemiyle, fosfolipaz aktivitesi yumurta sarılı agar yöntemiyle, slime üretimi ise glukozlu

Her ne kadar bir metin ne~ri ile kar~~~ kar~~ya olsak bile, göz kama~una özellikleri olan baz~~ hâ- uralardan ba~lay~p, sade görünümlü fakat bulundu~u çevreye faydal~~

Gerçekte ~lk Tunç Ça~~~ ll'ye tarihlenen Ur Krali mezarlar~ndan Kraliçe Puabi (~ubad) 'nin mezanna3 ölü gömme gelenek- leri aç~s~ndan benzerli~i ile dikkat çeken ve söz konusu

kiıııdeıı sakalının teline kadar kara­ lara bürünmüş papaz efendiye kadar söz ve diş geçiren bu sevimli zata j Yunus Nadi hey diyorlardı..

Bizim çalışmamızda diazepam verilen olgularda propofol- alfentanil verilenlere göre işlem anlamlı derecede zordu ve hasta memnuniyeti propofol alfentanil alan grupta

*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan

sekonder terminallere bağlı cihazları besleyen ve bu cihazları yüksek gerilimden izole eden bir ölçüm trafosudur ve normal çalışma koşullarında, sekonder akımı,

İflasa sürüklenen en önemli ülke olan Yunanistan ise, reel ekonominin zayıf, üretimin düşük, Avrupa Birliği üyeliği sonrası milli geliri tüketim eğilimine dayalı