• Sonuç bulunamadı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Solunum yetmezliði olan bir bronþiolitis obliterans

vakasýnda noninvaziv mekanik ventilasyon

Refika Ersu1, Ýzlem Dinçer2, Arif Kut1, Bülent Karadað3, Fazilet Karakoç4, Elif Daðlý5 Marmara Üniversitesi Týp Fakültesi 1Pediatri Uzmaný, 2Pediatri Araþtýrma Görevlisi, 3Pediatri Yardýmcý Doçenti 4Pediatri Doçenti, 5Pediatri Profesörü

Bronþiolitis obliterans akut bronþ zedelenmesi sonrasý obstrüktif akciðer hastalýðýna ait semptom ve bulgularýn devam etmesi ile karakterize seyrek görülen bir hastalýktýr1.

Çocukluk çaðýnda bronþiolitis obliterans viral, özellikle de adenovirus enfeksiyonu sonrasý oluþan bir komplikasyondur2,3. Histolojik olarak

hava yolunun hafif enflamasyonundan, bronþ ve

SUMMARY: Ersu R, Dinçer Ý, Kut A, Karadað B, Karakoç F, Daðlý E. (Department of Pediatrics, Marmara University Faculty of Medicine, Ýstanbul, Turkey). Use of noninvasive mechanical ventilation for a bronchiolitis obliterans patient with respiratory failure. Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi 2004; 47: 114-118. Bronchiolitis obliterans is characterized by persistent symptoms of obstructive lung disease after an acute bronchiolar injury. It is a rare disease in childhood occurring as a complication of mostly viral lower respiratory tract infections. There is limited information in the literature regarding the clinical course and treatment of children with bronchiolitis obliterans. In this case report, we present a 3.5-year-old boy who had an initial episode of bronciolitis at six months of age. He was treated with nebulized and systemic steroids and bronchodilators but required continuous hospitalization for the last five months. He had chronic respiratory failure and pulmonary hypertension when he was initially seen in our clinic at 2.5 years of age. His respiratory failure responded favorably to noninvasive ventilation via nasal mask and the patient was sent home on noninvasive ventilation during sleep. He required only one hospitalization during his one-year follow-up because of a viral infection-induced exacerbation. We were able to decrease his systemic steroid dose and his developmental parameters also improved after starting noninvasive ventilation. To our knowledge, this is the first report of the use of noninvasive ventilation in a child with bronchiolitis obliterans who has respiratory failure.

Key words: bronchiolitis obliterans, noninvasive ventilation.

ÖZET: Bronþiolitis obliterans, akut bronþ zedelenmesi sonrasýnda obstrüktif akciðer hastalýðý bulgularýnýn devam etmesi ile karakterize bir hastalýktýr. Çocukluk çaðýnda seyrek görülen bu hastalýk, çoðunlukla viral alt solunum yolu enfeksiyonu komplikasyonu sonucu oluþur. Literatürde bu hastalarýn klinik gidiþi ve tedavisi konusunda az sayýda yayýn vardýr. Bu yazýda, ilk bronþiolit ataðýný altý aylýkken geçirmiþ 3.5 yaþýnda bir bronþiolitis obliterans vakasý sunulmaktadýr. Hasta ilk kez 2.5 yaþýnda kliniðimizde görüldüðünde kronik solunum yetmezliði ve pulmoner hipertansiyon vardý. Nebülize ve sistemik steroid, bronkodilatör tedavileri almakta olan hasta son beþ aydýr sürekli hastanede yatmaktaydý. Hastanýn solunum yetmezliði nazal maske ile noninvaziv ventilasyon tedavisi verilerek tedavi edildi. Eve uyku sýrasýnda noninvaziv ventilasyon almak üzere taburcu edilen hastanýn bir yýllýk izlemi sýrasýnda yalnýzca bir kez viral enfeksiyonla egzesarbasyon nedeniyle hastaneye yatýþý gerekti. Noninvaziv ventilasyonun baþlanmasý sonrasýnda vakanýn sistemik steroid dozu azaltýldý ve geliþme parametrelerinde düzelme saðlandý. Bizim bilgimize göre bronþiolitis obliteransýn tedavi sürecinde noninvaziv ventilasyon kullanýmý daha önce bildirilmemiþtir. Bu nedenle, morbidite ve mortalitesi yüksek olan bu hastalýkta, solunum yetmezliði nedeniyle noninvaziv ventilasyon uyguladýðýmýz vakayý sunmayý amaçladýk.

(2)

bronþiollerin fibrotik granülasyon dokusu ile tam olarak týkanmasýna kadar deðiþen bulgular gösterir4. Bronþiolitis obliteranslý hastalarýn

klinik seyri ve bu hastalarýn izlemi konusunda az sayýda makale yayýnlanmýþtýr1,3-5. Tedavi

genelde destekleyicidir ve bu konuda da bir görüþ birliði yoktur1,3.

Çocukluk çaðýnda bronþiolitis obliterans morbidite ve mortalitesi yüksek olan bir hastalýktýr1,3. Son dönem akciðer hastalýðý

nedeniyle akciðer transplantasyonu yapýlan vakalar vardýr3. Bizim bilgimize göre bronþiolitis

obliterans tedavi sürecinde noninvaziv venti-lasyon kullanýmý daha önce bildirilmemiþtir. Bu yazýda kronik solunum yetmezliði noninvaziv ventilasyon tedavisinden yarar gören bir bronþiolitis obliterans vakasý sunulmuþtur.

Vaka Takdimi

Üç yaþ altý aylýk erkek hastanýn anne ve babasýnýn birinci derece akraba olduðu, normal spontan doðumla 3900 gr olarak doðduðu, yenidoðan döneminde herhangi bir sorunu olmadýðý, ilk defa altý aylýkken nefes darlýðý, hýrýltýlý solunum ve morarma þikayeti ile bronþiolit tanýsý alarak hastaneye yatýrýldýðý, izlemde 6-19. aylar arasýnda hýrýltýlý solunum, morarma ve nefes darlýðý þikayetleri ile ayda bir hastaneye yatýrýlarak pnömoni ve reaktif hava yolu tanýlarýyla antibiyotik, inhale kortikosteroid ve bronkodilatör, sistemik steroid tedavileri aldýðý bu dönemde iki kez akut solunum yetersizliði bulgularý geliþen hastaya, bir kez nazal pozitif hava yolu basýncý (CPAP, continuous positive airway pressure), bir kez de entübe edilerek mekanik ventilatör tedavisi uygulandýðý öðrenildi. Hasta kliniðimize getirildiðinde 2.5 yaþýnda idi. Son beþ aydýr semptomlarýnda artýþ olan hastanýn akciðer grafisinde hiperinflasyon ve bronþial duvarlarda kalýnlaþma; bilgisayarlý akciðer tomografisinde de bronþial duvarlarda kalýnlaþma, yamalý buzlu cam görünümü, ve minimal bronþiektazi saptandý.

Fizik muayenesinde; hasta Cushingoid görü-nümde idi; hastanýn boyu üçüncü persentilin altýnda, vücut aðýrlýðý 10-25. persentildeydi. Ateþsiz, takipneik ve taþikardik olan hastanýn subkostal ve interkostal çekilmeleri, ekspiryum uzunluðu ve hýþýltýsý vardý. Ayrýca hasta geli-þimsel olarak yaþýtlarýndan geriydi, yürüyemiyor ve konuþamýyordu. Hastanýn tam kan sayýmý ve

böbrek ve karaciðer fonksiyonlarý normal sýnýrlardaydý. Ýki kez yapýlan ter testinde terdeki klor konsantrasyonu <40 mEq/ml olarak bulundu. Serum immünglobülin, CH50, alfa-1 antitripsin düzeyleri; TORCH ve metabolik taramada idrar organik asitleri normal sýnýrlardaydý. Açlýk mide suyunda üç kez bakýlan aside dirençli bakteri negatifti. Baryumlu ösefagogram ve 24 saatlik pH monitörizas-yonunda patolojik gastroösefageal reflü saptanmadý. Çekilen ince kesitli, yüksek çözünürlüklü akciðer bilgisayarlý tomografisinde bilateral akciðer parankim alanlarýnda mozaik perfüzyon paterni ve minimal bronþiektazi saptandý (Þekil 1). Tc-99m MAA ile yapýlan akciðer perfüzyon sintigrafisinde her iki akciðerin üst lobunda ve sað akciðerin orta lobunda düþük perfüzyon izlendi. Hastanýn telekardiyografisinde kardiyomegali, elektro-kardiyogramýnda sað ventrikül hipertrofisi, ekokardiyogramýnda da pulmoner arter basýn-cýnda artýþ vardý.

Hasta nebülize bronkodilatör ve steroid, sistemik steroid ve fizyoterapi almaktaydý. Hastanýn oda havasýnda "pulse" oksimetre ile oksijen satürasyonu %86 ve arteriyel kan gazýnda karbondioksit parsiyel basýncý 70 mmHg olarak saptandý. Hastaya solunum yetmezliði tanýsýyla nazal maske ile noninvaziv pozitif basýnçlý mekanik ventilasyon uygu-lamasýna baþlandý (Þekil 2). Hasta karbondioksit parsiyel basýncý 60 mmHg’nýn altýna düþünceye dek 24 saat noninvaziv ventilasyon ile tedavi aldý ve sonrasýnda yalnýzca uyku sýrasýnda

Þekil 1. Bronþiolitisli obliteranslý hastanýn ince kesitli, yüksek çözünürlüklü akciðer tomografi kesiti. Tomografide mozaik perfüzyon paterni ve minimal

(3)

ventile edilmeye baþlandý. Nazal maskeyi çok iyi tolere etti. Noninvaziv ventilasyon uygulamasý sonrasýnda vakanýn uyanýkken oksijen gereksinimi ortadan kalktý (pulse oksimetre ile ölçülen oksijen satürasyonu >%92 idi) ve kan gazýndaki parsiyel karbondioksit basýnçlarý normal deðerlere düþtü (<45 mmHg). Ayrýca kliniðimize baþvurduðunda oral steroid alan ve oral steroid dozu azaltýldýðýnda takipne ve dispnesinde artýþ olan hastanýn sistemik steroid dozu noninvaziv ventilasyon tedavisi sonrasýnda günaþýrý 4 mg’a azaltýlabildi. Hasta evine uyurken nazal maske ile noninvaziv ventilasyon almak ve nebülize steroid ve bronkodilatör kullanmak üzere taburcu edildi.

Noninvaziv ventilasyon için BiPAP (Respironics, Inc., ABD) aracý kullanýldý. BiPAP ile spontan/ zamanlý (S/T) modda; inspiratuar basýnç 22 cmH2O, ekspiratuar basýnç 4 cmH2O ve 1 litre/ dakika oksijen ile hastanýn yeterli oksijenasyon ("pulse" oksimetre ile oksijen satürasyonu > %92) ve ventilasyonu (kan gazýnda parsiyel karbondioksit basýncý <45 mmHg) saðlandý. Hastanýn taburcu edilmesinden iki ay sonra yürümeye ve konuþmaya baþladýðý görüldü. Hastanýn ailesi ventilasyon tedavisini kullan-makta herhangi bir zorluk çekmedi; tedaviden

yarar görüldüðü için uyum çok iyi oldu. Hastanýn steroid dozu azaltýldýðý çin (Prednizon 2x16 mg oral dozdan 1x4 mg gün aþýrý oral doza düþüldü), steroid yan etkilerine baðlý semp-tomlarda da iyileþme saptandý. Tekrarlanan ekokardiyografi pulmoner hipertansiyonda düzelme olduðunu gösterdi. Noninvaziv venti-lasyona gereksinimin devam edip etmediðini kontrol etmek için hasta iki gün uyurken yalnýzca nazal oksijen alarak izlendi, ancak sabah kan gazý deðerleri yüksek parsiyel karbondioksit basýnçlarý (55-60 mmHg) gösterince tedavinin devam edilmesine karar verildi.

Noninvaziv ventilasyon tedavisinin baþlan-masýndan sonraki bir yýl içinde hasta yalnýzca bir kez viral bir enfeksiyonla egzesarbasyon nedeniyle yatýrýldý. Hastaneye baþvuruda vaka hipoksik ve hiperkapnik solunum yetmez-liðindeydi (arteriyel kan gazýnda pH 7.20, parsiyel karbondioksit basýncý 76 mmHg, parsiyel oksijen basýncý 55 mmHg) ve pediatrik yoðun bakým ünitesine yatýrýlan hastaya nazal maske ile noninvaziv ventilasyon uygulandý. Pozitif inspiratuar basýnç 30 cmH2O, pozitif ekspiratuar basýnç 12 cmH2O düzeylerine arttýrýldý ve hastanýn kan gazýnda 24 saat içinde düzelme saðlandý. Vaka taburcu edilirken evde kullandýðý basýnç düzeylerine düþüldü ve steroid dozu tekrar azaltýldý.

Tartýþma

Bronþiolitis obliterans özellikle adenovirus, Mycoplasma, kýzamýk ve enfluenza’nýn yol açtýðý alt solunum yolu enfeksiyonlarý sonrasýnda geliþen ve klinikte kronik hava yolu obstrük-siyonu bulgularý ile giden bir hastalýktýr. Histolojik olarak, bu hastalarda hava yollarýnýn hafif enflamasyonundan, bronþ ve bronþiollerin fibrotik granulasyon dokusu ile tam olarak týkanmasýna kadar deðiþen bulgular vardýr1,4.

Hastalarda alt solunum yolu enfeksiyonu sonrasýnda altý haftadan fazla devam eden öksürük, solunum sýkýntýsý, takipne ve hýþýltý vardýr1,3,4,6. Akciðer grafisinde genellikle

hiperinflasyon ve bronþial duvar kalýnlaþmasý görülür. Tek taraflý hiperaere akciðer ise (Swyer James sendromu) asimetrik yerleþimli bronþiolitis obliterans için tipiktir1,3.

Bron-þiolitis obliterans tanýsý genellikle tipik öykü, klinik ve radyolojik bulgularýn varlýðý ile konur1,3. Bazý araþtýrýcýlar taný için açýk akciðer

biopsisi yapýlmasý gerektiðini savunsalar da Þekil 2. Bronþiolitis obliteranslý hasta nazal maske ile

(4)

lezyonlarýn lokalize ve daðýnýk özellik göstermesi nedeniyle biopsi örneði tipik obliteratif deðiþiklikleri göstermeyebilir1,3,6.

Daha eski çalýþmalarda taný için bronkografi ve ventilasyon-perfüzyon sintigrafileri kullanýlýrken son dönemlerde ince kesitli, yüksek rezo-lüsyonlu akciðer tomografisi tercih edilmektedir. Bronþiolitis obliteransýn tomografi bulgularý özellikle ekspiryumda mozaik difüzyon deseni, bronþial duvar kalýnlaþmasý ve bronþiek-tazidir1,3,7. Ancak taný konmadan önce bu klinik

ve radyolojik bulgularýn görülebileceði kistik fibroz, tüberküloz, baðýþýklýk sistemi yetmezliði gibi diðer hastalýklar ayýrýcý tanýda düþünülmeli ve gerekli incelemeler yapýlmalýdýr.

Hastamýzda altý aylýkken geçirmiþ olduðu bronþiolitten sonra solunum þikayetleri geliþ-miþ, hastaya o dönemde viral taný yöntemleri uygulanmamýþtý. Fizik muayenesinde takipne, retraksiyonlar ve hýþýltý saptandý; akciðer grafisinde hiperinflasyon ve tomografisinde mozaik difüzyon deseni, bronþial duvar kalýnlaþmasý ve bronþiektazi görüldü. Benzer bulgulara yol açabilecek diðer hastalýklar ayýrt edildikten sonra öykü, klinik ve radyolojik bulgular eþliðinde zaten bronþiolitis obliterans tanýsý ile gelen vakanýn tanýsý doðrulandý. Mauad ve arkadaþlarý4 bronþiolitis obliteranslý

34 çocukta yaptýklarý histoloji çalýþmasýnda iki hastada aspirasyonun histolojik bulgularýný göstermiþlerdir. Gastroösefageal reflü bron-þiolitis obliteransa neden olabileceði gibi bu hasta grubunda solunum sýkýntýsýna ikincil olarak da reflü geliþebilir1,8. Her iki klinik

durumda da mutlaka taný ve tedavisi gereken gastroösefageal reflü hastalýðý bizim hastamýzda baryumlu ösefagogram ve 24 saatlik pH monitörizasyonu ile ayýrt edilmiþtir.

Bronþiolitis obliteransta tedavi esas olarak destekleyicidir. Hastalara bronkodilatörler, göðüs fizyoterapisi ve akut solunum yolu enfeksiyonlarý için antibiyotik tedavisi gereken durumlarda verilir1,3. Teofilin, inhale ve sistemik

steroidler de bu hastalarda kullanýlmaktadýr, ancak tedavideki yerleri halen tartýþmalýdýr. Bronþiolitis obliteransta steroid tedavisi akciðerde fibrozisin henüz oluþmadýðý ilk dönemlerde daha etkindir. Bizim hastamýz kliniðimize baþvurduðu dönemde oral steroid alýyordu ve steroid dozu azaltýldýðýnda takipne ve dispnesinde artýþ meydana geliyordu. Bu nedenle fibrotik deðiþiklikler geliþmiþ olsa da

biz hastamýzda sistemik steroidlerin kulla-nýmýna klinik yanýta dayanarak devam ettik ve hastanýn stabil olduðu dönemlerde dozu azalttýk.

Solunum fonksiyon testleri bronþiolitis obli-teransta hastalýðýn ciddiyetini ve tedaviye yanýtý belirlemek açýsýndan yararlýdýr1,3,5. Ancak bizim

hastamýzýn yaþý küçük olduðu için kooperasyon eksikliði nedeniyle solunum fonksiyon testleri yapýlamamýþtýr. Bronþiolitis obliterans, morbi-dite ve mortalitesi yüksek bir hastalýktýr1,3,8. Son

yýllarda yapýlan çalýþmalar bu hastalýðýn uzun dönem prognozunun önceki yýllara göre daha iyi olduðunu düþündürmektedir1,3,8. Bu durum

son yýllarda hastalýðýn daha hafif þekillerinin de bilgisayarlý tomografi ile taný almasýna baðlan-mýþtýr3. Zhang ve arkadaþlarýnýn1 izlediði 31

hastanýn %22.6’sýnda klinik iyileþme olmuþ, %67.7’sinde semptomlar devam etmiþ ve %9.7'si kaybedilmiþtir. Kim ve arkadaþlarýnýn3

çalýþmasýnda ise 31 hastadan biri kaybedilmiþ, üç hastaya akciðer transplantasyonu yapýlmýþtýr. Bizim hastamýzda yukarýda sayýlan tedaviler uygulanmasýna raðmen kronik solunum yetmezliði ve pulmoner hipertansiyon vardý. Noninvaziv ventilasyon, obstrüktif akciðer hastalýðý olan kistik fibrozisli hastalarda akut ve kronik solunum yetmezliðinde kullanýlmak-tadýr9-13. Bizim vakamýz da noninvaziv

venti-lasyon uygulamasýndan fayda görmüþtür; intübasyonun önlenmesiyle akut dönemde ventilatörle baðlantýlý pnömoni riski önlenmiþ, kronik dönemde hastaneye yatýþ sayýsý azal-týlmýþ, pulmoner hipertansiyonda iyileþme saðlanmýþ, oksijen gereksinimi azalmýþ, karbon dioksit düzeyleri normale dönmüþ ve geliþimsel parametrelerde iyileþme görülmüþtür.

Bilgilerimize göre daha önce literatürde çocuk-luk çaðýnda noninvaziv ventilasyon uygulanan bronþiolitis obliterans vakasý bildirilmemiþtir. Seyrek görülen, ancak yüksek morbidite ve mortalitesi olan bu hastalýk, tipik klinik ve radyolojik bulgularý olan hastalarda düþünül-melidir. Çocukluk çaðýnda diðer benzer bulgulara neden olabilecek hastalýklar, özellikle de gastroösefageal reflü ayýrýcý tanýda göz-önünde tutulmalýdýr. Bronþiolitis obliteranslý hastalarda oksijenizasyon ve ventilasyon deðerlendirilmeli ve akut veya kronik solunum yetmezliði varsa maske ile noninvaziv venti-lasyon bir tedavi seçeneði olarak düþünül-melidir.

(5)

KAYNAKLAR

1. Zhang L, Irion K, Kozakewich H, et al. Clinical course of postinfectious bronchiolitis obliterans. Pediatr Pulmonol 2000; 29: 341-350.

2. Moon RY. Adenovirus infections. Pediatr Rev 1999; 20: 56.

3. Kim CK, Kim SW, Kim JS, Koh YY, Cohen AH, Deterding RR, White CW. Bronchiolitis obliterans in the 1990s in Korea and the United States. Chest 2001; 120: 1101-1106.

4. Mauad T, Dolhnikoff M, the Sao Paulo Bronchiolitis Obliterans Study Group. Histology of childhood bronchiolitis obliterans. Pediatr Pulmonol 2002; 33: 466-474.

5. Teper AM, Kofman CD, Maffey AF, Vidaurreta SM. Lung function in infants with chronic pulmonary disease after severe adenoviral illness. J Pediatr 1999; 134: 730-733. 6. Chang AB, Masel JP, Masters B. Post infectious bronchiolitis obliterans: clinical, radiological and pulmonary function sequelae. Pediatr Radiol 1998; 28: 23-29.

7. Kuhn JP, Brody AS. High-resolution CT of pediatric lung disease. Radiol Clin North Am 2002; 40: 89-110.

8. Hardy KA, Schidlow DV, Zaeri N. Obliterative bronchiolitis in children. Chest 1988; 93: 460-466. 9. Padman R, Lawless S, Von Nessen S. Use of BiPAP by

nasal mask in the treatment of respiratory insufficiency in pediatric patients. Ped Pulmonol 1994; 17: 119-123. 10. Hill AT, Edenborough FP, Cayton RM, Stableforth DE. et al. Long-term nasal intermittent positive pressure ventilation in patients with cystic fibrosis and hypercapnic respiratory failure. Respir Med 1998; 92: 523-526.

11. Hodson ME, Madden BP, Steven MH, Tsang VT, Yacoub MH. Non-invasive mechanical ventilation for cystic fibrosis patients- a potential bridge to transplantation. Eur Respir J 1991; 4: 524-527.

12. Granton JT, Kesten S. The acute effects of nasal positive pressure ventilation in patients with advanced cystic fibrosis. Chest 1998; 113: 1013-1018.

13. Karakoç F, Karadað B, Kut A, Bakaç S, Daðlý E. Çocuklarda noninvazif ventilasyon. Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi 2000; 43: 386-394.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerinin kullanıldığı çalışmanın temel

translocate to the perinuclear membrane and the nucleus or can cross from the cytoplasm, and, binding to the residue of N-lactosamine found on the

Freeman (1992) ve Nelson’a (1993) göre ulusal inovasyon sistemi dar bir tan mlamayla yeni › teknolojilerin üretim, yay n m nda aktif olarak bulunan özel ve kamu AR › › ›

Sığınmacıların kendilerini bağlı hissettikleri etnik ve milliyet grubuna göre iltica etmene denlerinin en yüksek yüzdeleri şu şekildedir: Kendisini ‘Türk’

In the pre-treatment clinical management of patients diagnosed with TOA, we believe NLR and PLR may be inexpensive complementary laboratory parameters that can guide

Genel olarak çatışmalar, çocuklar farklı gelişim süreçlerinden geçerken ortaya çıkar ve kardeşlerde zaman ve ilgi paylaşımıyla mücadele eder ve bireysel

Bu çalışmada amaç; insülin direnci açısından yüksek riskli olan MetS’lu popülasyonda, irisin düzeyleri ve MetS bileşenleri arasındaki ilişkiyi saptayarak,

Bu araştırma bireylerin finansal inançları, finansal kaygıları, satın alma davranışları, ekonomik durumlarına ilişkin algılarını ortaya koyabilmek, finansal