• Sonuç bulunamadı

Topkapı Sarayında tarihi odalar:Sofa köşküne dair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Topkapı Sarayında tarihi odalar:Sofa köşküne dair"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Topkapı Sarayında Tarihî Odalar

Topkapı sarayının dördüncü ve­ rimle Sofa isınile anıtım sedler

üzerindeki binalardan birisi de

Mustafa Paça köşküdür. Binaya

ayrıca Sofa veya Merdivenbaşı

kasrı da denilmektedir.

İlk inşa tarihi bilinemiyen kasır, muhtemelen yaptıranın ismine iza­

fetle Mustafa Paşa köşkü diy®

yâdedilir olmuş, fakat sonraları esaslı tamirlere .değişikliklere uğ­ ramıştır Bugün sağlı, solla iki odadan müteşekkil ka3rm ortasına tesadüf eden ve alt bahçeyi lale­ likten ayıran binanın en eski Ka-

lamısı olan kapı kemerinin bir

yüzünde 1704 (1116) de III. A h - meciın yaptırdığ tamire, diğer ta­ rafında I Mahıııudun 1752 (1166) de yaptırdığı diğer esaslı bir tami­ re aid iki kitabe meveud bulun­

ma;-. ladır (1). 0

1116 tarihli kitabede burada

meveud (sofa, kasır, duvar, havuz ve bahçenin cümleten ve yer yer

tamire muhtaç) olduğu belirtil­

mekti dir. III. Ahmed, kasrı baştan­ başa tamir ve yeniden ihya etmiş ve içini devrinin tezyinatüe süsleı- nv-ıur.

Bu suretle Sofa köşkü bugünkü

İnşa ve tezyin karakterde lâle

devrinin ayakta kalabilen pek ne­ fis bina örneklerinden birini teş­ kil etmektedir.

Bma bir istirahat köşkü olarsk fe> ;,h bir mimarîde yapılmıştır. Şair Dürrî’nin III. Ahmed iç n l yazdığı tarih kitabesinde bu ferah- ; lık (Zevk ede bunda göniit hoşlu- j ğuyla daima) (Sofa koşkii Oıdu ; hâlâ sofa i salını safa) mısıalarile belit tmektedir.

Sofa köşkü bir orfa kısmı ve iki , ç ’ kıntısile üç parçadan ibarettir. ! Yanında merdiven başından geçi­ len alçı ocaklı küçük bir namaz j odası (2) ile bir ayakyolu vardır. I

Üç parçadan müteşekkil olan

büyük odanın sedlerinin etrafı ) birinde yedi, diğerinde sekiz ol­ mak üzere on beş pencere ile bir tavaftan laleliğe, diğer taraftan

alttaki büyük havuzlu bahçeye

nazırdır Pencerelerin üstünde

ayrıca alçı pencereler buhınmpkta- dır. Oıta kısımda meveud iki ka­ pıdan biri lâle behçesine. diğeri hem lâle bahçesine, hem aşağıya inen ; merdiven başına açılmaktadır.

Sofa köşkleri arasında bu on se- kiziııej asır binasının tezyinat ka­ rakterini. diğerlerinin nefis çini duvarlarına ve klâsik nakışlı ta­

vanlarına mukabil pek ince bir

tahta oymacılığı ve yer ver çiçek nakışlan teşkil etmektedir.

Oymalı nişler, nakışlı kapılar, duvar kitabeleri ve bilhassa iiç parça halindeki tavan Türk ıo - kokosur.un en nefis örneklerinden­ dir, Duvarı çepçevre talik bir yazı ile Ilaknni Mehmed Beyin bilye­ sinden alman beyitler süslemek­ tedir.

Büyük salonun iki sedli kısım­ larında, pencere kenarlarını sedir­ le, işgal etmekte, ortada 15. Lui’nin I. Mahmurla hediye ettiği Duplessis imzalı, altın yaldızlı bronz mangal durmaktadır. Bazı şamdanlar, saat­ ler, Edirnekâri bir küçük masa, Japon işi dolaplar, salonun sonra­ dan konulmuş eşyaları arasında­ dır.

Sof* köşkü de, OsmanlI hüküm­

darlarının harem dışında geçen

zamar.lannd* hemen her gün uğ­ radıklar. yerlerden biri bulunmak­ tadır. Burada kabuller olur, hu­

zur dersleri verilir, eğlenceler, o-yunlar tertib edilir, saz âlemleri yapılırdı.

III. Ahmed Kalaylı Koz Ahmed Paşadan sadaret mührünü bu ka­ sırda aldırtmış, Kırırfı Hanı D ev­ let Girayla, Deli Petro’rııın ahva­ lini bu geniş salonda konuşmuş­ tu.

Kırım Hanı, Mustafa Pasa köş­ künün altın yal ızlı tava...arını dolduran gür sısile o gün padişa­

ha; (Şevketin hünkârım, bu ka­

fir b'.r hiiekâr ve mekkâr İçiliri­ dir. Eğer sulhuna itimad ve arz ve mahzarlarına iğınazı aynı ıti-

mad buyuıuiursa akıbet kâr pek

duşıar olur, hele Kının memleke­ ti şimdiden elden gitti, Rumeli had

kabzaı tasarruftan çıkmağa süz

tutmuştur. Ve bu kâfirin knsdl

İstanbul olup umumen riaya

kefe-esite îfUbad ve ittifak üze­ re olduğu zahir olmuştur) demiştir. Harun bu aşık ve ı.ıei'd söz eri­ le meşverette bulunanlar titremiş­ ler, III ’Ahmed Devlet Giraya an­ anevi kadifeye kaplı kürkü, m ü­ cevher iki sorguçlu samur kalpağı

anevi kadife kaplı kürkü, m ü­

cevherli kılıçla, sırma eğerli bir bir at hediye olunmuştu.

Mustafa Paşa köşkünde o acı

meşveretten sonra belki Prut za­

ferinin şenlikleri yapılmış. III Ah­

med sedirinden sazendelere, o

günletin şevki içinde kimbiiir r.e cömcrd ihsanlarda bulunmuştu.

I. Mahmud cülusundan sonra ilk defa rebiülevvelin yirmi yedisin­ de Sofa kasrına gelmiş ve burada bas odalılara atıveler vermişti. Padişah burada zaman zaman şair oyunu oynayan iç ağaları, musiki fasılları yapan sazendeleri aitııı- l'iria taltif ederdi.

III. Osman üç senelik kısa sal­

tanatında M cıdivenbaşı kasrında

(Faslı musiki ve tomak cl’abı ile zevkjynb olur), bazı günlerde bu­ rada yemek yiyip kahve içer ve (namaz odasında bir miktar eğ ­ lenip) bareme avdet eylerdi.

IJI. Mustafa cülusuna yazılan

kasideleri Sofa köşkünde okutup, dinlemiş, o da selefleri gibi köş­ kün geniş pencerelerinden kâh kar topu kâh tomak oyunları seyret­ miş, burada baharın alâmeti sa­ yılan ilk nisan sularını kimbiiir kaç yıl dualar ve saadet temenııi- lerilc içip ihsanlar dağıtmış, av ağalarının getirdikleri avlar için, çantacıdan alınan paralar veril­ mişti.

I. Abdülhamid de huzur derş- leı-ini bazı ramazanlar Mustafa Pa­ şa köşkünde yaptırırdı. 1775 yılın­

da kızı Hatice sultanın doğumu

münasebetüe yapılan büyük şen­ liklerde padişah Sofa kasrına «elıp

tantanai pür velvele mehterhane

ile enderun hümayunu ağavatı

kullarına para ve altın dağıttır­ mıştı.

1790 yılında Mehmed Mckki E- fendi (Bevazayı meşihatı) giymek üzere saraya davet olunduğu za­ man Mustafa Paşa köşkünde ağıl­ lanmış ve buradan sünnet odası­ na götürülüp III. Selimin huzuruna çıkarılmıştı.

O yılın ramazanında lıazinei

hümâyûn hocası Veliyiddin Efendi Zade Seyyid Abdurrahman Efen­ di ile refiklerinin huzur demleri de gene aynı Mustafa Paşa köş­ künde dinlenmişti.

111. Selim yer yer harab olan kasrı gene aynı yıl içindç ıharic- den ve dahilden serapa sıvaları tecdid vesair tamirlerle) yenileş­ tirin işti.

Topkapı sarayının son sakini o- lan II. Mahmud ömrünün son yıl­

larında Mustafa Paşa köşkünde

bazı musiki fasılları yaptırıyor te

ecdadının bütün hayatlarını ge­

çirdikleri bir meydan üstünde

belki geçmiş zamanlan ve kendi saltanat yıllannı düşünerek mem­ nun ve mahzun hâtıralara dalıp gi­ diyordu.

(1) 1159 tarihli bir arşiv vesi­

kasında Mustafa Paşa köşkünün

tamirinden bahsedilmektedir. (2) Mustafa Paşa köşkünün ya­

nındaki küçük odayı Abdurrah­

man Şeref Bey Tarihi Osmani En­ cümeni mecmuasındaki (Topkapı Sarayı) seri makalelerinde yatak odası diye zikretmişse de III. A h ­ med, I. Mahmud devirlerde daha sonraki vesikalarda bu odadan da­ ima (Namaz odası) diye bahsolun- muştur.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

I n 1932, Mounier–Kuhn first presented the clinical, radiographic, and bronchoscopic findings of a syndrome which consisted of dilatation of the trachea and main- stem

Grup (Sham grubu): Kobaylara her iki gözde 90 dakika basınçla indüklenen iskemi peryodundan 1 saat önce ve 2 günlük reperfüzyon süreci boyunca 0,1 cc salin solüsyonu

İnfertil erkeklerde somatik kromozom anomali insidansının %2.2 ve 19.6 arasında olduğu rapor edilmiş olup cinsiyet kromozom anomalileri otozomal anomalilerden daha yüksek

Diğer bir munakkid, mühendis olduğu için daha salahiyyetdar olan diğer bir munakkid makine hayatının büyük hid- metlerini gösteriyor; bunu da ‘aynen terceme

Tablosunu satmak ve akıl hastahanesinde kaldığı günlerde Fikret Mualla’yı sıkça ziyaret etmekle ressamımızın yakın

Klinik Bakteriyoloji ve ‹nfeksiyon Hastal›klar› Anabi- lim Dal›’na Ocak-Temmuz 2001 tarihleri aras›nda, akut pa- rotit ve orflit klinik tablosuyla baflvuran ya da ayn›

Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nde ilk VRE izolasyonunu takip eden hafta içerisinde bir gün bo- yunca, YBB ve cerrahi servislerde yatmakta olan 49 hasta ile

Dedesi, döneminin spor yazarı Muvakkar Ekrem Talu, onun babası Edebiyatçı Ercüment Ekrem Talu.. Halası, hala dillerden düşmeyen şarkıların söz yazarı