KÖKLÜ BİR İSTANBUL AİLESİNE MENSUP. SOSYETENİN GÖZDE İSİMLERİNDEN. GENÇ,
YAKIŞIKLI, BAŞARILI. EGOİST OLDUĞUNU SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMİYOR. BURCU YENGEÇ.
YAŞLANMAKTAN FENA HALDE KORKUYOR. BU NEDENLE DE SON FLÖRTÜ 18 YAŞINDA.
Moda'da doğmuş, Ama on yaşın dan beri Bebekli. Ünlü isimlerle do lu bir aileye mensup. Recaizade Mahmut Ekrem'in dördüncü ku şaktan torunu. Dedesi, döneminin spor yazarı Muvakkar Ekrem Talu, onun babası Edebiyatçı Ercüment Ekrem Talu. Halası, hala dillerden düşmeyen şarkıların söz yazarı Çiğdem Talu. Talu Ailesi'nin son iki jenerasyonu ise mimarlığı seçmiş. İç Mimar Eren Talu'nun annesi, babası ve kardeşi de mimar. "Yaramaz ve agresif” bir çocuk luk... Galatasaray Lisesi ve tatiller de rehberlik. Üniversite çağına geldiğinde, öğrenci olaylarından korkan ailesinin çizdiği istikamet, yurt dışı. “ Kendimi iyi tanıyordum. Güzellikleri limitsiz yaşamak isterim. Kendimi kaptırmaktan korktuğum için gitmedim. Babamın kurulu düzeni de vardı. Güzel Sanatlar Akademisi'ne girip, mimari oku mayı tercih ettim." Akademi tam sekiz yılda bitmiş. Nedeni sorum suzluk değil. Aksine, teori ile prati ğin birlikte yapılması. Eren, bir yandan mimari okurken, diğer yandan uygulamaya da geçmiş. İlk işine başlaması oldukça ilginç. Şamdan'a gittiği bir gece kapı dan çevrilmiş. Kaleleri içten feth etmeyi işte o zaman öğrenmiş. Mehmet Tuna ile dostluk kurmuş ve Park Şamdan'ın dekorasyon
GONUL ÇINAR
işini almış; henüz öğrenciyken... 1987'den beri de iki ortağı Berna Bora ve Süha Durukan iie çalışıyor. İlk aşk ateşi 15'inde düşmüş gönlü ne. "Çocukluk işte." Evlenme çağı na gelip, 28'ine ulaşınca da çev renin baskıları artmış. Bir telaş flör tü Meltem Hakarar'a evlenme
teklif edivermiş. Şampanyalar
açılmış, yüzükler takılmış. . O yıllar da henüz pek çok şeyi "aşmamış" olan Eren, müstakbel eşinin film anlaşmalarını bile tazminatlar ödeyerek iptal ettirmiş. Kıskanç lık... Yürümemiş ayrılmışlar. Ailesini tanıdığı, küçüklüğünü bildiği Di dem de büyümüş bu arada. Hafif bir elektriklenmeyle başlayan ilgi aşka dönüşüvermiş. Eren-Didem çiftini herkes birbirine yakıştırıyor- muş. Jeanleri ve tanıklarıyla, aile lerinden gizlice evlenivermişler. Maksat, geleneksel formalitelere karşı çıkmak. 18 ay evli kaldıktan sonra da ayrılmışlar. "Yanlış bir evli likti. Ama ders aldım. Evlilik gerek siz bir müessese ve bana göre de ğil. Beraber yaşamaya varım , ni kahsız."
Şimdilerdeki girl friendi 18 yaşın da. "Gençlik kompleksi başladı. Yaşlanmayı yediremiyorum kendi me. Giyim tarzımı bile gençleştir dim. Kız arkadaşlarımın da genç olmasını istiyorum. Masumluk ve dinamizm çok çekiyor beni."
30 Yaş bunalımı galiba. Geçer... Günleri birbirinin aynı. Sabah 9.00 sularında bürosunda oluyor. Gün boyu yaşadığı yoğun iş trafiğinde aşka hiç vakit yok. Günün gecey le buluştuğu saatlerde soluğu Ca- fein'de alıyor. Arkadaşlarıyla bulu şuyor; randevusuz Yemek için ge nellikle Şamdan'a, arada bir de Beyoğlu meyhanelerine gidiyor. Çoğunlukla dostlarıyla. Yalnız da çıktığı oluyor, "macera" için. Hafta sonları Bodrum, Her cuma 17.30 uçağındaki yeri rezerve. Evi bir otelin süiti adeta. Sadece uyku saatleri için eve uğruyor. Eğer "müthiş bir elektriklenm e" varsa evde kahvaltı hazırlıyor sevgilisine, o kadar. Sigara içmiyor. Müptelası olmaktan korktuğundan. Galata saray yıllarında Çiçek Pasajı'nda başladığı içkiyi çok seviyor, evin de her türünü bulunduracak ka dar. Sporla başı hoş değil. Kitap larla da öyle. "Yaşam sevinci“ni kadınlar besiiiyor. Hayatı boyunca bir kez aşık olmuş. Aşık olup kay betme korkusu yaşamak istemi yor. Bundan sonra da aşık olaca ğını sanmıyor. “Elektriklenmeler" yaşıyor o kadar. Böyle olunca da bir ilişkinin bitmesi, yeni bir ilişkinin doğuşunu müjdeliyor. Yalandan nefret ediyor. Burcu yengeç ama yükseleni akrep. Egoist olduğunu dillendirecek kadar cesur...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi