HÂDİSELER
İH
--- — --- ' -"V-.'V. t KBîr Türü re-ssamııîıtl Amerikadaîri tablosu.. <C
i ’SE veya kollej t a l e b i o 1- “ düğünü anladığım bir genç tramvayda arkadaşına anlatıyor du:
b
Çok güzei bir pazar geçir dik. Keşke sen de buhrasaydın. Tam sekiz çift olduk; hepimiz, de gene ve neşeli., (burada birta kım kız veya kadın. isimleri say. dı) hepimiz de sıhhatli ve. heye canlıydık. Erkenden atlara bin dik; Belgrad ormanına yollan dık. Orada ağaçlar altında, çan- I t şiarımızdaki soğuk yiyeceklerle : kamımızı. doyurduk. Birkaç şişe i de şarap vardı; çakır keyif olduk,
Atlarımız birer ağaç dibinde ar palarını yerken biz de kuytu kö şelere yayıldık. Şişliye döndüğü müz zaman saat gece yansına geliyordu. Yazm sıcak bir günün de yapılan böyle bir geziiıti asla daha ivi ve zevkli değildi’;. Bu mevsimde bütüıı dünya bizimdi; etrafta.in cin yoktu. Sert rüzgâr sakaklarımıza vurdukça ateşimiz su serpilmiş gibi, tekrar alevle - n¡yordu. Gittiğimiz zamandan daha dinç olarak döndük. Bir de hayırlı neticeye vardık: Macidle Ferilia evlenecekler; biliyorsun ki üe senedenberî bir türlü ka - ra r vefemiyorlardı. Hepimiz Ma ddin üstüne üşünce yumuşadı. Doğrusu buna çok sevindim. Böy le birkaç gezinti yapsak aramız da bekâr kalmıyacak!
Genç yolcu, gezintinin tefem i atma geçerek daha fosşka şeyler anlatmağa başlamıştı; bu kısmı hem dinlemek uygun düşmiye - çekti, hem de gitmek istediğim yere varmıştım, indim...
Baharı müjdeliyor gibi görü - nen bir loş gününde Belgrad or manına yapılan bu gezintiye gev çekten imrendim. Sonra yirmi o- tuz sene evvel kadınların yaptık
ları gezintileri hatırladım. Res sam Osman Hamdi Beyin bu mevzu üzerinde bir tablosu var dır İri vaktiyle Amerikada Bos - toıı şehrî tarafından satın alın mıştı; şimdi oranın müzesinde- dir. N
Osman Haındinin tablosu şu dur: Bir caminin avlu duvarı; pencere seklinde bronz parmak lıklar, serviler ve çınarlar, bir minarenin dibi., ön plânda be yazlı siyahlı feraceler giymiş o»
lan ve birbiri ardından yütüyen dokuz kadm.. erkekler yerlere kadar iniyor; yüzlerinde yalnız burun ve göz kısmı görünüyor. Birkaçının beyaz peçeleri ince - dir ve ıtül ardındaki ağızları bir kat daha güzelleşiyor. Görünür de hiç erkek yok Dokuz kadıma altı tanesi şimdikilerden büyük ve kenarları dantelli, beyaz ve siyah şemsiyelerin gölgeelrine sığınmışlar. Halbuki şimdi sekiz kız ile sekiz erkek, atlara binerek Belgrad ormanına gidiyorlar, gece yarısına doğru, mehtapta ve ayazda dönüyorlar. Bu gezin ti onlardan bîr çiftin evlçcmte kararıyla sona eriyor.
Fakat Boston şehrinin müze sini gezenler belki de bizi hâlâ eskisi gibi, o tabloda gösterildiği « gibi sanıyor