• Sonuç bulunamadı

Metafizik Üzerine Büyük Şerh: Büyük Alfa Kitabı, C.1-10 (Long Commentary on the Metaphysics: The Book Alpha Meizon, C.1-10 )

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Metafizik Üzerine Büyük Şerh: Büyük Alfa Kitabı, C.1-10 (Long Commentary on the Metaphysics: The Book Alpha Meizon, C.1-10 )"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

_____________________________________________________

Metafizik Üzerine Büyük Şerh: Büyük Alfa Kitabı,

C.1-10

*

İBN RÜŞD Çevirenler

FATİH ÖZKAN & HACI KAYA & İLYAS ALTUNER ≠

Özet: Ortaçağ’ın en büyük Aristoteles yorumcusu olarak kabul edilen İbn Rüşd, büyük filozofun hemen hemen bü-tün eserlerine küçük, orta ve büyük olmak üzere üç şekilde şerh yazmıştır. Bu şerhler erken dönemde İbranice ve La-tinceye çevrilmiş ve hem Ortaçağ Avrupa felsefesini hem de Yahudi düşüncesini derinden etkilemiştir. Batıda İbn Rüşd’ün etkisi, İbn Rüşdçülük akımı altında bütün Avrupa-yı sarmıştur. Elinizdeki metin, Metafizik eserine yazılan bü-yük şerhin ikinci (aslında birinci) kitabı olan ‘Bübü-yük Alfa Kitabı’nın ilk on yorumundan oluşmaktadır. Bu kitabın ilk kısımlarının ne Arapça çevirisi ne de şerhi elimizde bulun-maktadır. Bunun yanında, Latince ve İbranice çevirilerinde de büyük şerhin eksik kısımlarına henüz rastlanmamıştır. Anahtar Kelimeler: Aristoteles, İbn Rüşd, metafizik, şerh, neden, ilke, element.

*

Bu çalışma, ‘Entelekya Mantık-Metafizik Okulu’ adı altında yürütülen çalışmalar-dan bir kesittir. Çevirinin yapıldğı kaynak için bkz.İbn Rüşd, Tefsîr Mâ ba’de’t-Tabîa: “Grand Commentaire” de la Métaphysique, ed. Maurice Bouyges, Beyrut: Dâru’l-Maşrık, 1986, Bibliotheca Arabica Scholasticorum (Série Arabe, Tome V.2), I, 55-79, C.1-10, 987a6-988b19.

(2)

_____________________________________________________

Long Commentary on the Metaphysics, The Book

Alpha Meizon, C.1-10

AVERROES Translated by

FATİH ÖZKAN & HACI KAYA & İLYAS ALTUNER

Abstract: Averroes, who is accepted the greatest tator of Aristotle in the Midle Ages, has written commen-taries on almost all works of the great philosopher in three manners at short, middle and long. These commentaries have been translated into Hebrew and Latin in early period, and have influenced deeply both Middle Ages European philosophy and Jewish thought. In the West, Averroes’ in-fluence has pervaded the whole Europe under the name of Averroism. The present text has been composed of the first ten commentaries of the ‘Book Alpha Meizon’, the second (in fact first) book of the long commentary on the

Metaphysics. Neither has been in our hands Arabic

transla-tion of early parts of this book nor has its commentary. In addition, missing parts of this long commentary have not yet been encountered in Hebrew and Latin translations. Keywords: Aristotle, Averroes, metaphysics, commentary, cause, principle, element.

(3)

©

د شر ن با

ةعيبطلا دعب ام ريسفت

ىربكلا فللأاب ةموسرملا ةلاقملا

(4)

Büyük Alfa Kitabı Yorumu

A.51

T.12 Metin

987a6-9 Bazı filozoflar her bir cisimsel türün ilkesinin maddî tür gibi bir şey

olduğunu kabul etmişlerdir. Bu filozoflardan bir kısmı bu ilkeyi neden (illet) olarak kabul etmiş ve hareketin, kendisinden kaynak-landığı şeyi buna eklemiştir. [Bu nedenle] bu filozoflardan kimi ilkeyi iki olarak ele alırken kimi de tek olarak ele almıştır.

C.1 Yorum

a [987a6-7] İlk doğa filozofları bütün var olanların ilkesinin dört

elementten biri olduğunda uzlaşmışlar, ancak toprağı dışarıda tuta-rak bazıları onun ateş, bazıları hava, bazıları da su olduğunu ileri sürmüşlerdir.3 Teologların bu görüşte olmadıklarına ilişkin görüşle-re ileride değineceğiz.4 Aristoteles “Bazı filozoflar her bir cisimsel türün ilkesinin maddî tür gibi bir şey olduğunu kabul ettiler.” diye-rek onların görüşlerinden bahsetmektedir. Aristoteles, bununla ilk filozofların ilkeyi yalın cisimsel türlerden biri olarak kabul ettikle-rini, yani kimisinin ateşi, kimisinin havayı, kimisinin de suyu ilke olarak benimsediklerini kastetmektedir. Yine Aristoteles, “maddî tür gibi” demiştir.5 Çünkü biçimsiz madde (heyûlâ) bilkuvve iken [sözü edilen] ilkeler bilfiildir ve gerçekte biçimsiz madde oluş ve bozuluşa konu değilken bu ilkelerden her biri oluş ve bozuluşa konu olur.6 Bu filozoflar maddî nedenden başka bir nedeni kavra-yamamışlardır.

b [987a7-9] “Bu filozoflardan bir kısmı bu ilkeyi neden (illet) olarak

kabul etmiş ve hareketin, kendisinden kaynaklandığı şeyi buna eklemişlerdir. [Bu nedenle] bu filozoflardan kimi ilkeyi iki olarak ele alırken kimi de tek olarak ele almışlardır.” derken Aristoteles şunu kastetmektedir: Doğa filozoflarından sonra gelenler ise doğa filozoflarının maddî neden (sebeb) hakkındaki görüşlerini kabul etmekle birlikte, hareket ettirici etkin nedeni de buna eklemişler-dir. Onlardan bazıları nedeni tek olarak alırken bazıları ise iki ola-rak almışlardır.

(5)

ىربكلا فللأاب ةموسرملا ةلا قملاريسفت

A.5

س يلاطوطسرأ لا ق

T.1

ماسجلأا عون لك أدبم اوعضو

ئيش

هذه اوعضو منهإف موق امأف .نيلاويه عون هنأك ،ادحاو ا

يلإ اوفاضأو ةلعلا

لا اه

ءيش

و .ةكرلحا نوكت هنع ىذلا

ضعبو ينتنث مهضعب اهلعج هذه

.ةدحاو

987a6-9

ريسفتلا

C.1

نم دحاو تناوكتلما عيملج أدبلما نأ ىلع اوقفتا دق ينيعيبطلا نم لولأا ءامدقلا تناك الم

ادع ام ،ءالما هنأ ضعبو ءاولها هنأ ضعبو رانلا هنأ عضي ناك مهضعبف ،ةعبرلأا تاسقطسلأا

أ هلاق ام لاإ لبقتسي اميف لوقنس امك ؛ضرلأا

هنع ارابخإ لاق .عئارشلا باحص

م

(

اوعضو

ماسجلأا عون لك أدبم

ئيش

نيلاويه عون هنأك ،ادحاو ا

)

أدبم اوعضو منهإف ءامدقلا اماف ديري

ئيش

نم عون لك نم ادحاو ا

عاونأ

مهنمو رانلا عضو نم مهنم نإ ىأ ،ةطيسبلا ماسجلأا

لما عضو نم مهنمو ءاولها عضو نم

لاق انمإو .ءا

(

ليويه عون هنأك

)

هذهو ةوقلبا لىويلها نلأ

،دساف نئاك هذه نم دحاو لكو ،دسفت لاو نوكت لا تىلا يه ةقيقلحبا لىويلها نلأو ،لعفلبا

.لىويلها قيرط ىلع ىذلا ببسلبا لاإ بابسلأا نم اورعشي لم ءلاؤهو

a

لاق ثم

(

لا اهيلإ اوفاضأو ةلعلا هذه اوعضو منهإف موق امأف

ءيش

.ةكرلحا نوكت هنع ىذلا

هذهو

ينتنث مهضعب اهلعج

ةدحاو ضعبو

)

و ديري

أ

اولاق منهإف ،ءلاؤه دعب ىتأ نمم موق ام

نم ءلاؤه نمو ،لعافلاو ةكرلمحا ىه تىلا ةلعلا اودازو ءلاؤه هب لاق ىذلا نيلاويلها ببسلبا

.ينتنث اهعضو نم مهنمو ةدحاو ةلعلا هذه عضو

b

(6)

T.2 Metin

987a9-13 İtalya Okulu’na gelinceye kadar, yukarıda bahsettiğimiz üzere, doğa

filozoflarının dışındakiler, iki nedeni kabul etmelerinden ve bir diğer neden yani hareketin kendisinden kaynaklandığı şeye dair kimisinin tek ve kimisinin iki olduğunu söyleyerek farklı görüş belirtmelerinin dışında çok bir şey söylememişlerdir.

C.2 Yorum

a [987a9-10] Aristoteles, “İtalya Okulu’na gelinceye kadar” sözüyle,

muhtemelen bu okula kadar bu iki nedenin yani maddî ve etkin nedenin kabul edilmesinin çok zaman aldığını kastetmektedir.

b [987a10-1] Aristoteles “Diğerleri bu konuda az şey söylediler”

der-ken, bununla formel nedeni kastettiğini düşünüyorum. Böylece Aristoteles bu konuyu, bu kitabın dışında Empedokles’ten bahse-derken anlatmıştır.7 Empedokles et ve kemik diye bilinen şeyi ken-disine ilke edinmiş, ancak bu ilke varlıkların mahiyetini açıklamak-ta yeterli olmamıştır. İlkenin, bu filozofun kabul ettiği altı ilkenin, yani maddî neden olarak kabul ettiği dört element ile etkin neden olarak kabul ettiği sevgi ve nefretin dışında bir şey olması gerekir.8

c [987a11-3] Aristoteles’in “…yukarıda bahsettiğimiz üzere, doğa

filo-zoflarının dışındakiler, iki nedeni kabul etmelerinden ve bir diğer neden yani hareketin kendisinden kaynaklandığı şey hakkında ki-misinin tek ve kiki-misinin iki olduğunu söyleyerek farklı görüş be-lirtmelerinin dışında çok bir şey söylememişlerdir.” sözü, hareket ettirici ilkeyi yalnızca akıl olarak kabul eden Anaksagoras ile sevgi ve nefret olmak üzere iki türlü kabul eden Empedokles’e işaret et-mesi yönüyle kendiliğinden açık bir ifadedir.

T.3 Metin

987a13-9 Pythagorasçılar da yine aynı şekilde iki ilkenin var olduğunu

söyle-mişler, [ancak] ilkeleri, kendileri açısından açık ve kendilerine özgü bir şekilde sonluluk ve bir ile sonsuzluk olarak kabul etmişlerdir. Onlar ilkeyi ateş, toprak ve benzeri doğal bir şey olarak adlandır-mamışlar, aksine sonsuzluk ve bir olanın bizzat kendisini töz olarak almışlar ve bu bakımdan onları ilke olarak kabul etmişler ve öylece varsaymışlardır.

(7)

س يلاطوطسرأ لا ق

T.2

ك ءلاؤه يرغ نورخلآا هذه فى ملكتو ،ينيلاطيلإا تقو لىإ

نم تلق امك هنأ يرغ ،ايرسي املا

ي مهضعب نلأ ،ىرخلأا ةلعلا فى نوفلتيخ ينتنث للعلا نولعبج نيذلا نأ

نهإ لوق

ةدحاو ا

لا نىعأ ،ناتنث ضعبو

ءيش

.ةكرلحا نوكت هنع ىذلا

987a9-13

ريسفتلا

C.2

هلوقب ديري نأ لمتيح

(

ينيلاطيلإا تقو لىإ

)

به فاترعلاا ىلع رملأا ىداتم هنإ

،ينتلعلا ينتا

.ةفئاطلا هذه تقو لىإ لعافلاو ةينلاويلها نىعأ

a

هلوق و

(

هذه فى ملكت دقو

ايرسي املاك ءلاؤه يرغ نورخلآا

)

ببسلا هب دارأ انمإ هبسحأ

،سيلقد نبإ نع ةلاقلما هذه يرغ فى اذه ىكح دق هنأ كلذو ،ةروصلا قيرط ىلع ىذلا

نأ نىعأ

مظعلا وه ام ةفرعم فلكتي ناك ه

بيج .ءايشلأا ةيهام نأ حرصي لم نكل ،محللاو

تاسقطسلأا ةعبرلأا نىعأ ،لجرلا اذه عضي ناك تىلا ئدابم ةتسلا ىوس أدبم نوكت نأ

لىويلها قيرط ىلع اهعضي ناك تىلا

.لعافلا قيرط ىلع امهعضي ناك نيذللا ةوادعلاو ةبلمحاو

b

هلوقو

(

للعلا نولعبج نيذلا نأ نم تلق امك هنأ يرغ

نلأ ،ىرخلأا ةلعلا فى نوفلتيخ ينتنث

ي مهضعب

نهإ لوق

تنث ضعبو ةدحاو ا

لا نىعأ ،نا

ءيش

ةكرلحا هنع ىذلا

)

موهفم لوق وه

سيلقد نبإ لىإو ،طقف كرلمحا وه لقعلا عضي ناك ىذلا شروغاسكنأ لىإ هب يرشيو ،هسفنب

.ةوادعلاو ةبلمحا ،يننثا كرلمحا عضي ناك ىذلا

c

س يلاطوطسرأ لا ق

T.3

فأ

نويروغاثيفلا ام

،

اولاقف

إ

دابلما ن

ئ

اهنيعب ةهلجا هذه ىلع نانثا

،

تىلا ىهو

مله تحضو

ذلاو

ى

هب نوصتيخ

،

ىهانتلما يرغو دحاولاو ةياهنلبا لوقلاف

.

ةيمستب متهداع رتج لمو

ءيش

آ

لأاو رانلا لثم ةعيبط رخ

امو ضر

أ

كلذ هبش

،

هسفن ىهانتلما يرغ لب

و

رهوج هنيعب دحاولا

،

987a13-9

(8)

C.3 Yorum

a [987a13-4] Aristoteles, Pythagorasçıların iki ilkenin olduğu

konu-sunda doğa filozoflarıyla aynı görüşte olduklarını, ancak doğa filo-zoflarının bakış açısından değil de kendi bakış açılarından bu görü-şe vardıklarını söylemiştir. Aristoteles, iki ilkenin doğasına ilişkin, Pythagorasçıların görüşlerinin doğa filozoflarının görüşlerinden farklı olmasından dolayı bu değerlendirmeye ulaşmıştır.

b [987a15-6] Bu iki okulun yalnızca iki ilkenin var olduğu konusunda

ortak oldukları söylendiğinde, onların kendilerine özgü ilke anlayış-larının olduğu söylenmiş olur. Aristoteles “…ilkeleri, kendilerine özgü bir şekilde sonluluk ve bir ile sonsuzluk diye ele almışlardır.” sözüyle şunu kastetmektedir: Pythagorasçılara özgü olan şey, iki ilkeyi, tek bir anlama işaret eden sonluluk ve bir olan birinci ilke ve sonsuzluk olan ikinci ilke olarak kabul etmeleridir. Onlara göre bu iki ilke, ilk dönem doğa filozoflarındaki gibi maddî ve etkin neden değil, maddî ve formel nedendir.

c [987a16-7] Yine Aristoteles “Onlar ilkeyi ateş, toprak ve benzeri

doğal bir şey olarak adlandırmamışlar, aksine sonsuzluk ve bir ola-nın bizzat kendisini töz olarak almışlardır.” derken, Pythagorasçıla-rın bu iki ilkeyi bütün doğal varlıklaPythagorasçıla-rın ortak ilkesi olarak kabul etmekle birlikte, doğa filozoflarının yaptığı şekliyle doğal şeylerin yani harekete konu olan varlıkların ilkesini ateş ve toprak gibi doğal bir ilke olarak benimsemediklerini kastetmektedir. Bununla Aris-toteles, doğal şeyler için doğal bir ilke varsaymadıkları için, bu ko-nuyu kısaca ele aldıklarına işaret etmiştir.

d [987a17-8] Pythagorasçılar bu iki ilkenin sayının ilkeleri, sayının ise

doğal şeylerin tözü ve tözün ilkelerinin yine töz olduğuna inanmala-rı bakımından, bu iki ilkenin şeylerin ilkeleri olduğunu varsaymış-lardır. Aristoteles “…aksine sonsuzluk ve bir olanın bizzat kendisini töz olarak almışlardır.” ifadesiyle buna gönderimde bulunmuştur. Dolayısıyla, onların sonsuzluk ve bir olanın, töz olması bakımından ve yine varlıkların tözü olan sayının ilkesi olduğu için de bu iki ilkenin töz olması açısından, varlıkların ilkeleri olduğunu öne sür-düklerini kastetmektedir. Tözün ilkesinin yine töz olması gerekir.

(9)

ريسفتلا

C.3

ا نإ ،ملهوق فى ينيعيبطلا اوقفاوف نويروغاثيفلا امأف لوقي

طقف نانثا ئدابلم

لبق نم نكل ،

مله حلا ىذلا وحنلا

لا

ينيعيبطلل حلا ىذلا وحنلا لبق نم

،

نانثا انهإ

.

،كلذ لاق انمإو

.اهيف كئلوأ لوق يرغ ةيئانثلا هذه ةعيبط فى ملهوق نلأ

a

اه هيف كترشت ام ركذ الم و

،طقف ةيئانثلا ىهو ناتقرفلا نتا

ذ

لاقف .ءلاؤه صيخ ام رك

(

يخ ىذلاو

با لوقلاف ،هب نوصت

ىهانتلما يرغو دحاولاو ةياهنل

)

هب صتيخ ىذلاو ديري

نولدي نيذللا دحاولاو ةياهنلاف دحاولا أدبلما امإ ةيئانثلا هذه اولعج منهإ وه ،نويروغاثيفلا

ىلع ىه ،ءلاؤه دنع ةيئانثلا هذهو .ىهانتلما يرغف نىاثلا أدبلما امإو ،دحاو نىعم ىلع امبه

و ةدالما قيرط

نم ينمدقلأا دنع تناك امك ،لعافلا و ةدالما قيرط ىلع لا ،ةروصلا

.ينيعيبطلا

b

لاق ثم

(

ةيمستب متهداع رتج لمو

ءيش

يرغ لب ،كلذ هبشأ امو ضرلأاو رانلا لثم ةعيبط رخآ

لما

رهوج هنيعب دحاولاو هسفن ىهانت

)

ينكترشم نيأدبلما نيذه مهلعج عم موقلا ءلاؤهو ديري

دوجولما عملج

،ةكرحتلما روملأا نىعأ ،ايعيبط أدبم ةيعيبطلا روملأل اولعيج لم ،ةيعيبطلا تا

ضرلأاو رانلا لثم ايعيبط أدبم ةيعيبطلا روملأا أدبم ،مهلعج نم نويعيبطلا لعف ام لثم

.

.ايعيبط أدبم ةيعيبطلا ءايشلأل اوعضي لم ذإ مهيرصقت لىإ اذبه راشأ انماو

c

وإ

لأل اوعضو انم

نيذه ءايش

دبلما

ئ

اودقتعا ثيح نم ين

أ

دابم امنه

ئ

ددعلا

،

رهوج ددعلاو

لأا

رهوج رهولجا ىدابمو ةيعيبطلا ءايش

.

هلوقب هيلع لد يذلا وهو

(

هسفن ىهانتلما يرغ لب

رهوج هنيعب دحاولاو

)

لب ديري

إ

دبم هنيعب دحاولاو ىهانتلما يرغ اولعج انم

أ

نم تادوجوملل

ثيح نم و رهوج ىه ثيح

أ

دبلما نيذه ن

ئ

رهوج ين

،

أ

دبم امنهوكل اضي

أ

ذلا ددعلا

ى

وه

تادوجولما رهوج

.

كلذ و

أ

دبلما ن

أ

بيج رهوجلل

أ

ارهوج نوكي ن

.

d

(10)

e [987a18-9] Aristoteles “…ve bu bakımdan onları ilke olarak kabul

etmişler ve öylece varsaymışlardır.” sözüyle, Pythagorasçıların, sayı olduğunu söyledikleri varlıkları bu iki ilkeden oluşturduklarını kas-tetmektedir. Onlar, varlıkların sayı olduğunu ve sayının ilkelerinin de bir ve çok olduğunu düşünmelerinden ve bu ikisinin varlıkların ilkeleri olduklarını söylemelerinden dolayı bu sonuca varmışlardır.

T.4 Metin

987a21-8 Onlar, görüneni ve şeylerin tözü olduğunu zannedip tanımını

tıkları ilk varlığı tanımlamalarında çok yüzeysel bir araştırma yap-mışlardır. Örneğin, çift olma iki olmadan önce geldiği hâlde, bir kimsenin, çift olmayla iki olmayı aynı sanması gibi. Ancak bir şeyin aynı yönden hem çift hem de iki olmasının imkânı yoktur. Eğer böyle olmazsa, bir olan çok olmuş olur, ki bu, onların karşılaşacak-ları bir sonuçtur ve de önce ve sonra gelenden bunun gibi birçok şey ortaya çıkar.

C.4 Yorum

a [987a21-3] “Onlar, görüneni ve tanımını yaptıkları ilk varlığı

tanım-lamalarında çok yüzeysel bir araştırma yapmışlardır.” Aristoteles “onlar” derken Pythagorasçıları kastetmektedir. Onlar, varlıkları araştırmak istediklerinde, araştırmalarını çok yüzeysel yapmışlardır, çünkü gerek varlık gerekse bilgi bakımından daha iyi bilinen, yani töz olan ilk varlığı, bir ve sonsuz ile sayı şeklinde tanımlamışlardır.

b [987a23-5] “Bu, onların, şeylerin tözü olduğunu zannettikleri

varlık-tır. Örneğin, çift olma iki olmadan önce geldiği hâlde, bir kimsenin, çift olmayla iki olmayı aynı sanması gibi. Oysaki bir şeyin aynı yön-den hem çift hem de iki olmasının imkânı yoktur.” sözüyle Aristo-teles, sayıların varlıklara yüklem olup onlarla nitelendirildiklerinden dolayı varlıkların doğasının sayının doğası olduğunu varsaydıklarını ifade etmiştir. Örneğin, bir kimsenin, çift olmayla iki olmayı bir ve aynı zannetmesi gibi. Oysaki çift olma iki olmaya göre daha genel ve doğası gereği ondan öncedir. Yani çift olanın ortadan kalkmasıy-la diğerinin de ortadan kalktığı, diğerinin ortadan kalkması duru-munda çift olanın ortadan kalkmadığı, ama diğeri var olduğunda çift olanın da var olması gerektiği anlatılmaktadır.

(11)

هلوقو

(

مو

انهودعيو انهوعضي ىتلالاف هذه ن

)

،ينئدبلما نيذه نمو ديري

تادوجولما اولعج

ىه ددعلا ئدابم نأو ددع تادوجولما نأ اوهموت الم منهإ ديري .ددع انهأ نولوقي تىلا

.تادوجولما ئدابم اهم نيذه نإ اولاق ،يرثكلاو دحاولا

e

س يلاطوطسرأ لا ق

T.4

،هوركذ ىذلا دلحبا لولأا دوجولماو رهاظلا مهديدتح فى ادج طيسبلا رظنلا اولمعتساو

ذهو

ةينينثلااو فعضلا نأ ناسنإ نظي نأ لثم .رملأا رهوج هنأ نونظي اوناك ىذلا وه ا

ءيش

لا نوكي هب ىذلا هجولبا سيل نكل ،ةينينثلاا نم مدقأ فعضلا نلأ ،هنيعب دحاو

ءيش

ىذلا وه اذهو ايرثك دحاولا ناك كلذك كلذ نكي لم نإف .يننثا نوكي هنيعب هيلعف افعض

نم دجوي دقو كئلولأ ضرع

ءايشأ رخأتلماو مدقتلما

أ

.هذه لثم رخ

987a21-8

ريسفتلا

C.4

هلوق

(

لولأا دوجولماو رهاظلا مهديدتح فى ادج طيسبلا رظنلا اولمعتساو

با

ىذلا دلح

هوركذ

)

ينيروغاثيفلا ديري موقلا ءلاؤهو ديري

،

الم

أ

اودار

أ

اولعج تادوجولما فى اورظني ن

ادج طيسبلا فى اهنم مهرظن

،

ينح

وه ىذلا و لولأا دوجولما اودح

أ

فرع

أ

ى

أ

اهقح

ةفرعلماو دوجولبا

،

هوركذ ىذلا ديدحتلبا رهولجا نىعي

،

هيف ملهوقب نىعي

أ

يرغلاو دحاولا هن

و هانتم

أ

ددعلا هن

.

a

لاق ثم

(

نونظي اوناك ىذلا وه اذهو

أ

رملأا رهوج هن

.

لثم

أ

نظي ن

إ

ناسن

أ

فعضلا ن

لإاو

ةينينث

ءيش

هنيعب دحاو

،

لأ

فعضلا ن

أ

لإا نم مدق

نينث

ةي

،

هب ىذلا هجولبا سيل نكل

نوكي

لا

ءيش

يننثا نوكي هنيعب هيلعف افعض

)

مهنظو ديري

أ

ةعيبط ىه تادوجولما ةعيبط ن

لبق نم ددعلا

أ

لأا ن

ابه فصوت و تادوجولما ىلع لمتح دادع

،

نظ نم نظ لثم

أ

ن

لإاو فعضلا

نينث

هنيعب دحاو ءيش ةي

،

أ

لبق نم ةدحاو ةعيبط ى

أ

فعضلا ن

أ

نم مع

لإا

و ةينينث

أ

طلبا اهنم مدقا هن

،عب

أ

بأ مسري ىذلا ى

ن

ىذلا ه

إ

لآا عفترا عفترا اذ

و رخ

إ

اذ

لآا عفترا

لم رخ

ي

عفتر

،

و وه

إ

لآا دجو اذ

وه دجو رخ

.

b

(12)

c [987a25-6] “Ancak bir şeyin aynı yönden hem çift hem de iki

olma-sının imkânı yoktur.” Bir şey kendisine birden çok yüklem, olumlu yüklendiğinde birden fazla olur. Dolayısıyla, söz konusu yüklemler bir ve aynı şey olmadıkça, onların o şeye aynı yönden olumlu yük-lem olması ve yükyük-lemin de o şeyin tözünü tarif etmesi gerekmez.

d [987a26-7] “Eğer böyle olmazsa, bir olan çok olmuş olur, ki bu,

onların karşılaşacakları bir sonuçtur...” Aristoteles, eğer önce gele-nin doğası sonra gelegele-nin doğasından farklı olmazsa, bir olanın doğa-sıyla çok olanın doğasının bir ve aynı olacağını ya da çok olanın bir olan üzerine yükleneceğini, yine sayının varlıklardan önce gelme-sinden dolayı varlıkların sayılar olarak görüldüğü durumda çok ola-nın bir ve bir olaola-nın da çok olacağını kastetmektedir.

e [987a27] Aristoteles “…ki bu, onların karşılaşacakları bir

sonuç-tur…” sözüyle, bir kimsenin bir olanın çok olduğuna yani bir ve çok olanın tek bir şeyde bulunmasından dolayı zıtlıkların bir olduğuna inanmasının imkânsız olması gibi, varlıkların sayı olduğuna inanma-sının da imkânsız olduğunu kastetmektedir.

f

A.6

[987a27-8] Aristoteles “…ve önce ve sonra gelenden bunun gibi birçok şey ortaya çıkar.” demiştir. Öncelik bakımından duyulurlar-dan önce gelen şeylerden bu anlamda sayı gibi birçok şey ortaya çıkar, dolayısıyla doğası gereği sayıdan önce gelen şeyler dışarıda tutularak sayı töze özgü kılınmamıştır. Bu, tamamıyla tanım yö-nünden önce gelenin varlık yöyö-nünden önce gelmesinin gerekli ol-madığına ilişkindir. Bu konuyu tözle ilgili bölümlerde açıklayacağız.

T.5 Metin

987a29-b2 Felsefe okullarına dair görüşleri anlattıktan sonra Platon felsefesine

geçilmiştir. Platon, çokluk hakkında kendisinden önceki görüşleri izlemiştir, birlik hakkındaki felsefî görüşleri de İtalya Okulu’na dayanır. Varlıkların devamlı bir akış içerisinde olduğunu ve bunlar üzerine bir bilimin oluşturalamayacağını savunan Herakleitosçula-rın görüşleri, Demokritos’tan sonra [bir ve çok olan hakkında] ortaya çıkan ilk görüş olmuş9 ve daha sonraki görüşler, hep Herak-leitosçu düşünceler üzerine temellendirilmiştir. Sokrates ise ahlâkî konularla ilgilenmiş, tümel doğayla ilgili bir şey söylememiştir.10

(13)

لاق ثم

( و

نوكي هب ىذلا هجولبا سيل نكل

لا

ءيش

يننثا نوكي هنيعب هيلعف افعض

)

ل ديري

نك

سيل

ناك ابه تىلا ةهلجا

لا

يننثا ابه ناك افعض ءىش

،

ديري

لا نأ

هنيعب دحاولا ءىش

إ

دص اذ

ق

دحاو نم رثكا تلاوممح هيلع

.

مزلي سيلف

أ

اهقدص نوكي ن

تىح ةدحاو ةهج نم هيلع

ناوكي

ئيش

لاو ادحاو ا

أ

ن

ي

ءيشلا رهوج فرعي لوملمحا نوك

.

c

لاق ثم

إ

ايرثك دحاولا ناك كلذك كلذ نكي لم ن

)

ف ديري

إ

ةعيبط نكت لم ن

لا

لأا ءىش

يرخ

ةدحاو ةرثكلا ةعيبطو دحاولا ةعيبط تناك مدقتلما ةعيبط يرغ

أ

ىلع لمتح ةرثكلا تناك و

دحاولا

.

وإ

انم

أ

اذبه دار

إ

تادوجولما تناك ول هن

أ

لبق نم ادادع

أ

ىلع مدقتم ددعلا ن

تادوجولما

،

ايرثك دحاولاو ادحاو يرثكلا ناكل

.

d

هلوقو

(

لأ ضرع ىذلا وه اذهو

كئلو

)

ديري

أ

دقتعا نميف لالمحا ن

أ

وه ددع تادوجولما ن

دقتعا نميف لالمحاك

أ

يرثك دحاولا ن

، أ

ى

أ

منهوكل دحاو تاداضتلما ن

دحاو ءىش فى ا

.

e

هلوقو

(

تلماو مدقتلما نم دجوي دقو

أ

رخ

أ

ءايش

أ

هذه لثم رخ

)

روملأا نم دجوي دقو ديري

مدقتلا نم وحنلا اذبه تاسوسلمحا ىلع ةمدقتلما

أ

ةيرثك ءايش

،

ددعلا ةلزنبم نىعلما اذه فى ىه

طلبا هيلع ةمدقتلما ءايشلأا رئاس نود ارهوج ددعلا نوكب تصتخا ملف

.عب

ذهو

عجار هلك ا

إ

لى

أ

لحبا مدقتلما ن

،د

بيج سيل

أ

دوجولبا امدقتم نوكي ن

.

اذه ينبنسو

أ

تلااقم فى رثك

رهولجا

.

f A.6

س يلاطوطسرأ لا ق

T.5

نم ركذ ام دعب نمو

عاونأ

ةفسلفلا

،

ةفسلف تدجو

أ

وطلاف

.

تناكو

عبتت

ةرثكلا فى كلت

،

وأ

لآا فى ام

اهيف هتفسلف تناكف داح

ر بسبح

أ

لإا ى

يط

ينيلا

.

ناكو

أ

دعب ثدح ام لو

سيطارقيمد

،

آ

فى ينيلقرلها ءار

أ

نلايسلا ةمئاد تادوجولما رئاس ن

،

وأ

ل هن

سي

ملع اهيف

؛

لآا هذهو

اذه ىلعف ءار

أ

رخبا اهذخ

ف

أ

طارقس ام

،

فإ

لأا فى ملكت انم

تايقلاخ

،

ملكتي لمو

ةيلكلا ةعيبطلا فى ءيشب

.

987a29-b2

(14)

C.5 Yorum

a [987a29-30] Aristoteles “Felsefe okullarına dair görüşleri

anlattık-tan sonra Platon felsefesine geçilmiştir.” sözüyle, varlıkları sayılar olarak gören Pytahgorasçılar ve matematik bilimleri var olan şeyle-rin ilkesi olarak kabul edenlerle, Anaksagorasçılar, Empedoklesçiler ve Demokristosçular gibi doğa filozoflarının felsefesinden sonra gelenleri kastetmektedir.

b [987a30-2] “Platon, çok ve bir hakkında kendisinden önceki

görüş-leri izlemiştir.” Platon varlıklara dair pek çok görüşünde varlıkları sayılar olarak gören Pythagorasçıları ve onlara yakın görüşte olanla-rı; bazı görüşlerinde de bugün muhtemelen Frenk beldesi olarak bilinen yer olan İtalya’daki okulun ilk doğa filozofları olan Anaksa-goras, Empedokles, Demokritos ve onların takipçilerinin görüşleri-ni izlemiştir. Aristoteles, Platon’un birçok felsefî görüşünde mate-matiği duyulur şeylerin nedenleri ya da duyulur şeylerin bizzat ken-dileri olarak gören filozofları izlediğini söylemiştir. Çünkü buna dair bilgiyi tözle ilgili bölümlerde açıklayacağımız üzere, Platon idealardan bahsederek, ideaların doğasıyla sayıların doğasının bir ve aynı olduğuna ve yine dört elementin, kenarları ve açıları birbirine eşit olan ve Euklides’in eserinin11 sonunda bahsedilen beş cisim olan yüzeylerden bileşik olduğuna inanmaktaydı. Platon ilk maddeyle ve bütün duyulur bileşiklerin kendisinden bileştiği ilk dört elementle ilgili görüşlerinde doğa filozoflarını izlemiştir.

c [987a32-3] “Demokritos’tan sonra ortaya çıkan ilk görüş olmuş…”

Aristoteles, bu kimse hakkında, doğa filozoflarından biri olarak bahsetmektedir. “Herakleitosçuların görüşleri” sözüyle ise şunu kastetmiştir: Onlar, kendi zamanlarında felsefe yapan herkesin görüşlerine kuşkuyla yaklaşmışlar ve şu düşünceden hareketle bili-min olamayacağını savunmuşlardır: Bilgi zorunlu ve süreklidir, bu-rada ise bilime konu olan şey, sürekli bir değişim içindeki duyulur şeylerden başka bir şey değildir. Bilinen sürekli bir değişim içindey-se, ona dair bilgi de sürekli bir değişim içindedir. Öyleyiçindey-se, sürekli değişen bilgi de bilgi değildir, burada hiçbir şekilde bilgiden söz edilemez.

(15)

ريسفتلا

C.5

لأا هذه تدجو ام دعب نمو( لوقي

عاون

ةفسلف تدجو ةفسلفلا نم

أ

دعب نىعي )نوطلاف

روملأا أدبم ميلاعتلا اولعج نىذلا ةلملجباو شروغاثيف لآ مهو دادعلأا باحصأ ةفسلف

شروغاسكنأ لآ مهو ينيعيبطلا ةفسلف دعبو ةدوجولما

.سيطارقيمد لآو سيلقد نبا لآو

a

هلوقو

(

فى

ةفسلف

،نوطلافأ

انهإ

تناك

عبتت

هذه

فى

ةرثكلا

)

نىعي

نإ

نوطلافأ

عبتي

فى

رثكأ

هئارآ

فى

تادوجولما

بهذم

باحصب

،دادعلأا

نىعي

ينيروغاثيفلا

نمو

برقي

؛مهنم

فىو

لقلأا

لهأ

،ايلاطيإ

ىهو

تىلا

فرعت

مويلا

دلابب

جنرفلاا

كانهو

اللهو

ملعأ

ناك

نويعيبطلا

لولأا

شروغاسكنأ

هلآو

نباو

سيلقد

هلآو

و

سيطارقيمد

هلآو

.

انمإو

نإ لاق

نوطلافأ

عبتي

في

رثكأ

هتفسلف

نىذلا

اولعج

ميلاعتلا

بابسأ

روملأا

ةسوسلمحا

وأ

روملأا

ةسوسلمحا

،انهايعبا

نلأ

نوطلافأ

ناك

لوقي

روصلبا

دقتعيو

نأ

ةعيبط

روصلا

ةعيبطو

ددعلا

او

،دح

ىلع

ام

ينبنس

في

تلااقم

رهولجا

نم

اذه

ملعلا

.

و

ناك

دقتعي

نأ

تاسقطسلأا

ةعبرلأا

ةبكرم

نم

حوطسلا

ةيواستلما

علاضلأا

،يااوزلاو

ىهو

ماسجلأا

ةسملخا

ةروكذلما

في

رخآ

باتك

سديلقوأ

.

انمإو

عبت

ينيعيبطلا

في

هلوق

لىويلهبا

لىولأا

فيو

هلوق

تاسقطسلأبا

ةعبرلأا

،لولأا

نىعأ

نأ

اهنم

تبكرت

عيجم

تابكرلما

ةسوسلمحا

.

b

و

لوق

ه

(

ناكو

أ

لاف دعب ثدح ام لو

ن

)

نم لاجر نىعي

أ

ىعيبطلا ملعلا باحص

آ(

ءار

ينيلقرلها

)

تقولا كلذ في ةفسلفلا ىطاعتي ناك نم عيجم ىلع اوكش نىذلا مهو

؛

اولاقف

إ

هن

ملع انهاه سيل

،

لا نلأ

لع

رورض م

ي

مئاد و

،

ويل

تي ءيش انهاه س

ملعلا هب قلع

إ

لا

تاسوسلمحا

،

مئاد يرغت في ىهو

.

وإ

مئاد يرغت في مولعلما ناك اذ

،

مئاد يرغت في هب ملعلاف

.

املع سيل يرغتلما ملعلاو

،

انهاه سيلف

إ

ملع اذ

.

c

(16)

d [987a33-b1] Aristoteles “…ve daha sonraki görüşler, hep

Heraklei-tosçu düşünceler üzerine temellendirilmiştir.” sözüyle, buraya ka-dar bahsettiğimiz görüşlerin, Platon’a kaka-dar felsefe alanında araş-tırma yapanların dayandıkları görüşler olduğunu kastetmektedir.

e [987b1-2] Aristoteles, ünlü filozoflardan biri olmasına karşın,

Sokra-tes hakkında uzunca durmamış, şöyle demekle yetinmiştir: “Sokra-tes ise ahlâkî konularla ilgilenmiş, tümel doğayla ilgili bir şey söy-lememiştir.” Bununla Aristoteles, Sokrates’in ahlâk felsefesi alanın-da görüş belirten ilk kişi olduğunu, ancak bilim felsefesine ilişkin kendisinden önce gelenlerin görüşleri üzerine bir şey eklemediğini kastetmiştir.12

T.6 Metin

987b4-19 Kabul edilir ki, duyulur şeylerde sabit bir şey olmadığı için, Platon

ideaların varlığını, ebedî şeylerin varlığı gibi ele almıştır. Yine deği-şim sürekli olduğundan, idealar için ortak olan tanımın duyulur şeyler için de tanım olmasının imkânı yoktur. Varlıklar için bir ve aynı olan şeyler idealar diye adlandırılmıştır. Bütün duyulur şeyler ise idealardan dolayı onlarla aynı adı almışlardır; ad bakımından benzer olan şeyler yalnızca tür bakımından ortaktır, ad bakımından ortak olmanın dışında bir benzerlikleri yoktur.13 Pythagorasçılar benzetme yoluyla varlıkların sayılardan oluştuğunu söylerken, Pla-ton ise buna ad ortaklığını eklemiştir. İster ad ortaklığı isterse tür-ler arasında var olan benzerlik olsun, Pythagorasçılar bu konu hak-kında genel araştırma yapmaktan geri durmuşlar ve hem duyulurlar hakkında hem de şeyler arasında aracı varlık olduğunu varsaydıkları matematiksel türler konusunda ısrarcı olmuşlardır. Duyulur şeyle-rin bir kısmı harekete konu olmayan sürekliliği olan şeylerken,14 türler ise çokluğa [yüklem olarak] bulunan şeylerdir. Tür, her bir şey için var olan şeydir ve yine diğer şeylerin nedenidir.

C.6 Yorum

a1 [987b4] Herakleitosçuların kuşkusu Platon’u idealar öğretisine yönelttiğinden, Aristoteles, bu burada, kuşkunun Platon’u idealara nasıl yönelttiği, hatta onlara inanmaya nasıl zorladığını anlatmıştır.

(17)

لاق ثم

(

لآا هذهو

اذه ىلعف ءار

أ

ةرخبا اهذخ

)

لآا هذهف ديري

ىهتنا تىلا ىه اهناركذ تىلا ءار

إل

ةفسلفلا في نورظانلا اهي

،

نىعي

إ

هنامز لى

.

d

ءامكلحا يرهاشم نم ناكو طارقسل اركذ ريج لم المو

.

لاق

أ

طارقس ام

،

في ملكت انماف

ةيلكلا ةعيبطلا في ءيشب ملكتي لمو تايفللخا

)

ديري

أ

هن

أ

لمو ةيقللخا ةفسلفلا في ملكت نم لو

دزي

ئيش

لا ةفسلفلا في همدقت نم هركذ ام ىلع ا

ةيملع

.

e

س يلاطوطسرأ لا ق

T.6

كلذ لبقي

،

هنلأ

أ

ذخ

أ

ةيقابلا ءايشلأا نوك لاثم ىلع اذه نوك ن

،

تاسوسلمحا في سيلو

تبثا ءيش

.

نكيم لاو

أ

اضي

أ

هيف كترشت ام دح تاسوسحملل نوكي ن

،

إ

ةمئاد تناك ذ

يريغتلا

؛

اروص اهنيعب ةدحاو تادوجوملل ىه ىتلالا ىسمو

.

وأ

تاسوسلمحا عيجم ام

انهاف

إ

انم

نمو هذبه لاقت

أ

هلج

؛ا

نلا في ةكراشم مسلاا في ةئطاوتلما ةرثكلاو

عو

إ

لا

أ

كاترشا داز هن

لإا

مس

.

وأ

نويروغاثيفلا ام

،

هيبشتلا قيرط ىلعف

،

اولاق

إ

دادعلأا ىه تادوجولما ن

،

وأ

ام

أ

ف نوطلاف

إ

لإا كاترشا داز هن

مس

.

فأ

كاترشلاا ام

أ

عاونلأا ينب ىذلا هباشتلا و

أ

اهي

،

ك

ف نا

نهإ

م

حفلا اوكرت

ص

هنع ماعلا

،

وإ

عاونلأاو تاسوسلمحا في اودناع انم

نولوقي تىلا ةيميلاعتلا

أ

انه

روملأا ينب اميف ةطسوتم

.

أ

كرحتم يرغ مئاد وه ام اهنمف تاسوسلمحا ام

،

وأ

لأا ام

عاون

ىهف

ةرثك لىا دجوت تىلا

.

و

نلا

دحاو لكل دوجولما ءيشلا وه وهف عو

،

عونلاو

أي

ض

لأا ببس ا

شي

ءا

لأا

رخ

.

987b4-19

ريسفتلا

C.6

ناك الم

ش

كرح ىذلا وه ينيلقرلها ك

أ

روصلبا لوقلا لىا نوطلاف

،

أ

اللهو ذخ

أ

في ركذي ملع

رح فيك لصفلا اذه

ك

كلذ لىا ه

،

تىح

أ

روصلا داقتعا هيلع بجو

.

a1

(18)

a2 [987b4-7] “Duyulur şeylerde sabit bir şey olmadığı için, Platon ideaların varlığını, ebedî şeylerin varlığı gibi ele almıştır.” sözüyle şunu kastetmektedir: Bir şey bir cinste ve bir türde varlık kazanın-ca, ebedî varlıkların o cinste varlık kazanmasında olduğu gibi, so-mut bir şahsın o cinste varlık kazanması düşüncesi, Platon’u proto-tip ve formlar olan ideaları varsaymaya yöneltmiştir. Öyle ki, [so-mut ve ebedî şeylerin bir cinste var olmaları arasındaki] durum hiçbir şekilde değişmez ve bunun ilineksel olması imkânsızdır. Değişimin sürekliliğinden dolayı, duyulur şeylerde sabit bir şey olmadığına ve yine duyulur şeyler için ortak bir tanımın olmasının imkânsızlığına ben de katılıyorum. [Oysa ben] tek tek her bir türün şahıslarında bulunan anlamların bir ve aynı olup bunların, şeylerin tanımı ve zihnin dışında zorunlu olarak bulunan şeyler olduğuna inanıyorum. Platon buna idealar ve prototipler yani duyulur şeyle-rin formları ve doğal şeyleşeyle-rin prototipleri demiştir.15 Öyle ki bunlar, doğal varlıklara tıpkı bir sanatkârın yapılan resme bakması gibi bakar. Öyle olmadığında, [gelişigüzel olarak] herhangi bir şeyden herhangi bir şey meydana gelir ki, insanın sperminden hep insan ve atın sperminden hep atın meydana gelmesi mümkün olmaz.

b [987b8-9] “Bütün duyulur şeyler ise idealardan dolayı onlarla aynı

adı almışlardır…” sözüyle Aristoteles, Platoncuların bundan dolayı bütün duyulur şeylerin bu ideaların doğasıyla tanımlandığına ve bir şeyin kendi prototipinden hareketle var olması gibi idealardan pay almakla var olduklarına inandıklarını kastetmektedir. Yani duyulur şeylerdeki uyum ve düzen, idealardan pay almakla ortaya çıkmıştır.

c [987b9-11] Aristoteles “…ad bakımından benzer olan şeyler yalnızca

tür bakımından ortaktır, ad bakımından ortak olmanın dışında bir benzerlikleri yoktur.” derken şunu kastetmektedir: Ancak birden çok şeye işaret eden benzer adlar o şeylerdeki ortak bir anlama işaret etmektedir. İdealar öğretisine gelince, bunda birden çok şey için ortak bir anlam yoktur ki, türlerin adları ortak olsun. Dolayı-sıyla bu öğretide genel bir anlam olmayıp yalnızca ad ortaklığı var-dır. Bu nedenle Aristoteles, “…ad bakımından ortak olmanın dışın-da bir benzerlikleri yoktur.” demiştir.

(19)

هلوقف

(

هنلأ

أ

ذخ

أ

ةيقابلا ءايشلأا نوك لاثم ىلع اذه نوك ن

،

ءيش تاسوسلمحا فى سيلو

تبثا

)

لمتيح

أ

و ديري ن

إ

كرح انم

أ

نوطلاف

إ

او لثلما لوقلا لى

روصل

،

إ

في دجو الم هن

ج

سن

ج

عون عون و سن

،

إ

راشلما صخشلا نوك ن

إ

لأا نوك لاثم ىلع كلذ في هيل

ةيقابلا صاخش

سنلجا كلذ في

؛

يرغ نم

أ

لأا ليخ ن

رم

،

نكيم لم و

أ

ضرعلبا كلذ نوكي ن

.

دقتعاو

أ

سيل هن

ش تاسوسلمحا فى

ءي

تبثا

،

يا نكيم لاو

ض

ا

أ

هيف كترشت دح تاسوسحملل نوكي ن

،

إ

ذ

ناك

يرغتلا ةمئاد ت

.

دقتعا

أ

جوت تىلا نىاعلما ن

د

لأ

ن صاخش

عون عو

ىهو اهنيعب ةدحاو

ىه ءايشلأا دودح

أ

سفنلا جراخ ةيرورض روم

.

لاثمو اروص اهاسم و

أ

ءايشلال روص ىه ى

ةعيبطلل لثمو ةسوسلمحا

؛

رظنت

إ

اصلا رظني امك اهيل

عن

إ

نصلما ةروص لى

و

ع

.

وإ

ناك لا

أ

ءيش ى

نم قفتا

أ

قفتا ءيش ى

،

لإا نىم نع نكي لمو

ناسن

إ

سرف سرفلا نىم نعو امئاد ناسن

امئاد

.

a2

لاق ثم

) و

أ

انهاف تاسوسلمحا عيجم ام

إ

نمو هذبه لاقت انم

أ

اهلج

)

اذه ناكلم اودقتعاو ديري

أ

ن

جم

عي

تاسوسلمحا

إ

ةعيبطلا هذبه دتح انم

،

وإ

نم دجوت انم

أ

لبق نم ءيشلا دجوي امك اهلج

هلاثم

، أ

لاو بيتترلا ى

اهيف ماظن

، إ

لاثلما لجا نم دجو انم

.

b

هلوقو

(

نلا في ةكراشم مسلاا في ةئطاوتلما ةرثكلاو

عو

إ

لا

أ

ا كاترشا داز هن

لإ

مس

)

ديري

إ

لا

أ

ن

لأا

اهيف كترشم دحاو نىعم ىلع ةيرثكلا ءايشلأا نم لدت تىلا ىه ةئطاوتلما ءاسم

.

ىلعو

روصلبا لوقلا

،

كل كترشم دحاو نىعم انهاه نوكي سيل

عجترف نييرث

أ

لأا ءاسم

عاون

ةكترشم

؛

ماع نىعم كلانه نوكي لاف

إ

طقف ظفللا لا

.

لاق كلذل و

إ(

لا

أ

لإا كاترشا داز هن

مس

.)

c

(20)

d [987b11-3] “Pythagorasçılar benzetme yoluyla varlıkların sayılardan

oluştuğunu söylerken, Platon ise buna ad ortaklığını eklemiştir.” Aristoteles şunu kastetmektedir: Sayıları varlıklara benzetmeleri, Pythagorasçıları varlıkların sayılar oldukları görüşüne yöneltmiştir. Nitekim onlar, sayıların bizzat varlıklar olduklarına inanmaktaydı-lar. Sayılar ve varlıklar arasında ad ortaklığının bulunması onlar için bağlayıcı olmamış ve bu görüş türlerdeki ad ortaklığını eklemeye onları yöneltmemiştir. Platon ise ad ortaklığını eklemiş ve bunu gerekli görmüştür.

e [987b13] Büyük olasılıkla Platon, bu görüşle önceki filozoflardan

birinin, varlıkların nedenlerinin bir ve varlık gibi genel cinsler oldu-ğuna inandığına, ancak ad ortaklığına ise inanmadığına işaret etmiş-tir. Buradan hareketle, Parmenides, sayı bakımından bir olana işa-ret eden varlık adıyla cins bakımından bir olana işaişa-ret eden varlık adını birbirinden ayrı tutmadığından, bu nedenle de varlığın bütü-nüyle sayı bakımından bir olduğuna inandığından dolayı, hataya düşmüştür.

f [987b13-4] Aristoteles “İster ad ortaklığı isterse türler arasında var

olan benzerlik olsun, Pythagorasçılar bu konu hakkında genel araş-tırma yapmaktan geri durmuşlar…” derken, bununla Platon’a işaret etmiştir. Nitekim Platon, bireyler arasındaki ortaklığı araştırdığı hâlde, türler arasındaki ortaklığı araştırması gerekirken, türler ara-sındaki ortaklığı araştırmayı terk etmiştir. Aristoteles’in bunu söy-lemesinin nedeni şudur: Platon, en son türlerin idealar olduğunu söylediğinde, ya bunun benzerini öteki türler hakkında da söyleme-si gerekir, ki bu durumda da formların formları olması gerekir ve bu durum sonsuza dek sürüp gider, ya da bütün türlerin zihnin dışında var olmayıp zihinde var olan akledilir şeyler olduğunu söylemesi gerekir.

g1 [987b14-5] Aristoteles “…ve hem duyulurlar hakkında hem de şeyler arasında aracı varlık olduğunu varsaydıkları matematiksel türler konusunda ısrarcı olmuşlardır.” ifadesiyle, onların cinslerin doğasını araştırmayıp türlerin doğasını araştırmalarının nedeninin, türleri olması bakımından türleri incelemek değil de ısrarla bir tezi çürüt-mek bakımından inceleme yapmaları olduğunu kastetçürüt-mektedir.

(21)

لاق ثم

( و

أ

نويروغاثيفلا ام

،

هيبشتلا قيرط ىلعف

،

اولاق

إ

دادعلأا ىه تادوجولما ن

،

وأ

ام

أ

ف نوطلاف

إ

لإا كاترشا داز هن

مس

)

ف ديري

أ

ف نويروغاثيفلا ام

إ

هن

إ

مهاعد انم

إ

بأ لوقلا لى

ن

تادوجولما

أ

دادع

،

إ

تادوجولمبا دادعلأا اوهبش منه

؛

هسفنا تادوجولما انها اودقتعاف

ا.

ملف

دوجو مهمزلي

إ

لوقلا مهاعد لاو تادوجولما ينبو دادعلأا ينب كترشم مس

إ

ةدياز لى

إ

مس

لأا في كترشم

عاون

.

وأ

ام

أ

نوطلاف

،

لإا داز هناف

شلما مس

تر

ك

أ

ل و

ز

هب لوقلا هم

.

d

لمتيحو

أ

نوكي ن

إ

انم

أ

اذبه راش

إ

لى

أ

ءامدقلا نم دقتعي ناك نم ن

إ

ن

أ

تادوجولما بابس

لأا ىه

سانج

دوجولما و دحاولا لثم ةماعلا

،

دقتعي نكي لم

أ

انهاه ن

إ

اكترشم اسم

.

انه نمو

رفي لم ينح سدينمرب طلغ

ق

ينب

إ

دحاولا ىلعو ددعلبا دحاولا ىلع لادلا دوجولما مس

سنلجبا

،

دقتعاف

أ

ددعلبا دحاو هلك دوجولما ن

.

e

لاق ثم

أ

كاترشلاا ام

أ

عاونلأا ينب ىذلا هباشتلا و

أ

اهي

،

ناك

ف

نهإ

حفلا اوكرت م

ص

ماعلا

هنع

)

كلذب يرشي

إ

لى

أ

نوطلاف

.

كلذو

إ

لإا نع صحف الم هن

لأا ينب ىذلا كاترش

صاخش

،

لإا كرت

لأا ينب ىذلا كاترش

ون ا

ع

،

هيلع بيج ناك دقو

أ

ي ن

صحف

ينب ىذلا كاترشلاا نع

ونلأا

ا

ع

.

وإ

كلذ لاق انم

،

همزلي هنلأ

إ

لأا عاونلأا في لاق اذ

ةيرخ

إ

روص انه

أ

لوقي ن

كلذ لثم

ونلأا رئاس في

ا

ع

.

روص روصلل نوكيف

و

كلذ ريم

إ

ةيانه يرغ لى

أ

ي و

نإ لوق

ونلأا عيجم

عا

ىه

أ

سفنلا في ةدوجوم ةلوقعم روم

،

نلا جراخ اله دوجو لا

.سف

f

هلوقو

( و

إ

ونلأاو تاسوسلمحا في اودناع انم

عا

نولوقي تىلا ةيميلاعتلا

أ

ينب اميف ةطسوتم انه

روملأا

)

ببسلاو ديري

في

أ

منه

إ

اورظن انم

ونلأا ةعيبط فى

عا

لأا ةعيبط في اورظني لمو

سانج

،

إ

ن

مهصحف

إ

ىه ابم اهنع ثحبلا ةهج ىلع نكي لمو ةدناعلما ةهج ىلع ناك انم

اونأ

ع

.

g1

(22)

g2 [987b15] Bu nedenle bir kısım filozoflar duyulur şeylere ya da bu duyulur şeylerdeki matematiksel şeylere ilişkin bilimin olamayaca-ğına dair Herakleitosçu kuşkuya karşı çıktıklarında, her iki durum-da durum-da bu kuşkuyu ortadurum-dan kaldırmak için, idealar ve idealar ile du-yulur şeyler arasında bir aracı doğa ileri sürmüşlerdir. Eğer onlar bir şeyi doğası gereği araştırmış olsalardı, duyulur ve matematiksel şeyler hakkındaki yanıt bir ve aynı olurdu.

h [987b16-7] Platon’un bu karşı çıkışı bütünüyle geçersiz olunca,

Aris-toteles, Herakleitosçulara kendisiyle yapılacak doğru bir karşı çıkış-tan bahsederek şöyle demiştir: “Duyulur şeylerin bir kısmı harekete konu olmayan sürekliliği olan şeylerken, türler ise birden çok var-lıklara [yüklem olarak] bulunan şeylerdir. Tür, her bir şey için var olan şeydir ve yine diğer şeylerin nedenidir.” Herakleitosçuların duyulur şeylerin sürekli bir değişim içinde bulunduğu yönündeki görüşüne Platoncuların şu şekilde karşı çıkmaları doğrudur: Duyu-lur şeylerde adına form denilen, bizzat değişmeyip sabit olan ve yine madde denilen sürekli değişen bir şey vardır.

i [987b17-8] Aristoteles “…türler ise birden çok varlıklara [yüklem

olarak] bulunan şeydir. Tür, her bir şey için var olan şeydir…” de-miştir. Aristoteles bunu idealar öğretisine ve de bireylerin kendile-rinde addan başka ortak olan bir şeyin bulunmadığını ileri sürerek bilimi geçersiz görenlere karşı ifade etmiştir. Nitekim türün tanımı, her birinin var olması bakımından sayıca birden çok şeyde bulunan anlam şeklinde ortaya çıkınca, [maddeden] ayrık formların tek tek her biri olması bakımından duyulur şeylerde bulunmasının imkânı bir yana, bu formların varlıklarını ve mahiyetlerini bilmenin imkânsız olduğu ortaya çıkmaktadır. Aynı şekilde, türün yukarıdaki tanımından türün kendisine yüklem olduğu çokluğun bir ve aynı lafızda değil de kendisindeki bir ve aynı anlamda ortak olduğu gö-rünmektedir.

k [987b18-9] Aristoteles’in “…ve yine tür, diğer şeylerin nedenidir.” ya

da diğer şeyler için nedendir derken, bireylerin nedenini değil de bireylere ilişkin bilginin nedeni olduğunu kastetmektedir.

(23)

عافترا في ينيلقرلها كش موق دناع الم كلذلو

ىه تىلا ءايشلأا نعو تاسوسلمحا نع ملعلا

لحنيل تاسوسلمحاو روصلا ينب ةطسوتم ةعيبطبو روصلبا اولاق ،ميلاعتلا ىهو تاسوسلمحا في

باولجا ناكل هتعيبط بسبح رملأا اورظن ولو .اعيجم نيرملأا في كشلا لوقلا اذبه مله

.ميلاعتلاو تاسوسلمحا في ادحاو

g2

دانعلا اذه ناك المو

لاقف .ءلاؤه هب دناعي نأ ىغبني ىذلا حيحصلا دانعلا ركذ ادساف هلك

،عونلاو ةرثك لىإ دجوت تىلا ىهف عاونلأا امأو كرحتم يرغ مئاد وه ام اهنمف تاسوسلمحا امأ(

و لكل دوجولما ءيشلا وه وهف

لأا ءايشلأا ببس اضيأ عونلاو ،دحا

نإ ملهوق امأو ديري )رخ

عف مئاد يرغت في تاسوسلمحا

ءيش اهيف ةسوسلمحا تادوجولما نأ مله لاقي نأ حيحصلا مهدان

.لىويلها ىهو ،امئاد يرغتي ام اهيفو ةروصلا ىهو تبثا لب ،تاذلبا يرغتم يرغ

h

)دحاو لكل دوجولما ءيشلا وه وهف عونلاو .ةرثكلل دجوت تىلا ىهف عاونلأا امأو( هلوق امأو

فيو روصلبا لوقلا ةلباقم في هلاق انمإف

نم ةلباقم

نإ لاق

هيف كترشت ءيش انهاه سيل ه

هنإ ،عونلا دح نم رهظ اذإ هنأ كلذو .ملعلل نولطبلما مهو ،طقف مسلإا لاإ صاخشلأا

ةقرافلما روصلا نأ رهظ ،دوجوم اهنم دحاو لك ام قيرط نم ددعلبا نييرثكل دوجولما نىعلما

لاضف ىه ىه انهأ ىلع تاسوسحملل ةدوجوم نوكت نأ نكيم سيل

ةفرعم نوكت نأ نع

في كترشت عونلا اهيلع لميح تىلا ةرثكلا نأ دلحا اذه نم رهظي كلذكو .اتهايهامو اهدوجو

.دحاو ظفل في لا ،اهيف دحاو نىعم

i

و لكل دوجولما ءيشلا وه وهف عونلاو( هلوق امأو

لأا ءايشلأا ببس اضيأ عونلاو ،دحا

)رخ

ا ببس هب دارأ انمإف .رجآ ءايشلأ ببس وأ

.صاخشلأا ببس لا ،صاخشلأبا ملعل

k

Referanslar

Benzer Belgeler

b) SSRI'lar, trisiklik antidepresanlar, seçici olma- yan MAO inhibitörleri ve SNRI ilaçlarda cinsel iþlev bozukluðu yapma riski daha yüksek gibi görünmektedir. NRI ilaçlarýn

Toplumsal epidemiyolojik çal›flmalar kad›nlar›n erkeklere göre daha fazla, daha s›k, vücudun da- ha çok bölgesinde ve daha uzun süren a¤r› bildi- riminde

travmasına bağlı olanlar, baş boyun vasküler problemlerine bağlı olanlar, vasküler olmayan intrakranial patolojilerler ilgili olanlar, komşu organlardaki bozukluklarla ilgili olan

Hipofiz adenomlarinin mevcut siniflandirmalarinda; hücre sitoplazma- sinin boyanma özellikleri, boyut, endokrin aktivite, histolojik özellikler, hormon üretimi, ince yapisal

tiran, maddî değerleri bu­ gün paha biçilemeyecek ka­ dar kıymetli olan hâzinele­ rin, mukaddes emanetlerin muhafaza edildiği salonları, valide sultanların,

Torakolomber bölgede kord basisina neden olan SEH rezeke edilmesine ragmen hastada postoperatif erken ve geç dönemde alt ekstremitelerde nörolojik iyilesme

SSS tümörlerinin patogenetik mekanizmaları; Onkogenler, tümör baskılayıcı genler,EGFR,P53 gibi tümör gelişimindeki mekanizmalar,hücre siklüsü, apoptozis,herediter ve

Obstetrik brakial pleksus feki olan bebeklerdeki tipik parmak ve elbilegi fleksiyonu, hafif dirsek fleksiyonu, önkol pronasyonu ve sarsak kol tablosunu ayrintili olarak 1872