• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Abdülhamid devrinde matbuat ve sansür, tanınmış muharrirler İstanbul'dan uzaklaştırılıyordu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Abdülhamid devrinde matbuat ve sansür, tanınmış muharrirler İstanbul'dan uzaklaştırılıyordu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r —

a r a y ve IB<aIb0âI i m

i im

iç y ü ı ü

Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM

— Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur —

Tefrika No. 641

A b d ü lh a m id d e v rin d e m a tb u a t v e

s a n s ü r, ta n ın m ış m u h a rrirle r Istan b u

l-d a n u z a k la ş tırılıy o rl-d u

^

Matbuatın efkârı umumiye ü- zerindeki tesirini iyi tartatı ve an- hyan Abdülhamid bu kuvveti kır­ mağı siyasetinin esaslı bir rüknü saymıştır.

Kudretli, şiddetli kalemleri matbuat âleminden çekmek, mat­ bu at erkânını ele almak, kendisine

î leddah durumuna gitmek, hiç 'lrnazsa iskât eylemek ona elzem

'.ünmüştü.

Rus muharebesinden, hassaten Abdülâzizin katli davasından sonra o bu siyasetini gittikçe da­ ha mükemmel inkişaf ettirmiş, nihayet dahilde gazete ve kitap neşriyatını istediği gibi bir tazyik çenberi içine alabilmiştir. Abdül­ hamid daha şehzadeliği zamanın­ da intişar eden Ceridei Havadis, Tasviri Efkâr, Basiret gibi siyasî ve Çaylak, Hayal, Çıngıraklı Ta­ tar gibi mizahî gazetelerin ser­ best neşriyatının, tenkid ve müa- hezelerinin halk üzerinde nasıl tesir yaptığını görmüştü; muhte­ lif eşhas ve mahafil ile de temas ederek yahut buralara kendi a- damlarmı sevkeyliyerek muhtelif halk tabakalarının düşüncelerin­ den haberdar olmak isterdi. Bu cihetle cülusunda matbuat âlemi­ nin ve işlerinin bigânesi ve ace­ misi değildi.

O zamanlarda İstanbulda bir çok sahaf dükkânları varsa da yeni eserleri satan dükkânların miktarı azdı. Çenberlitaşta tön- bekici Çelil, Bahçekapısmda Ha­ şan ağalar, daha sonra tavukçu­ lar içinde Kirkor ile Babıâlide Aragel, Karabet, Parsih, Ohanes Ferid türemişlerdi.

Sarafim Okçular başında bir kıraathane açmış, gazete kollek- siyonculuğu ile şöhret almıştı.

Abdülhamid bazan Avrupa ga­ zetelerini bu kıraathaneci Sara­ fim gibi tanıdıkları vasıtasile ge­ tirtir, tercüme ettirirdi. O zaman gazete müvezzileri bulunmazdı; bulunsa bile sokaklarda şimdiki gibi bağıramazlardı. Bağıracak olurlarsa lobutlu, kamalı softalar, yobazlar tarafından dövülür­ lerdi. (1 )

Abdülmecid zamanında mat­ baalar hakkında (20 cemaziyel- evvel 1273 - mayıs 1857) tarihli bir talimat neşrolunmuştu. Bu ta­ limat polise memlekete ve devle­ te muzır neşriyat nüshalarını bir mahkeme hükmü olmadan zapt

— Hürriyet yabancı bir ke­

lime! Bizim kamuslarımızda

bu mânayı ifade edecek bir

tabir yoktur.

kendine katî şekilde ' temin edi­ yordu.

Babıâli bununla her türlü ten­ kidin önüne geçmek istiyerek matbuatın ağzına tıkaç koymak­ ta idi.

Abdülhamid ise bununla da kanmıyarak matbuat hürriyetini Abdülâziz zamanından daha zi­ yade takyid eyliyecekti; an­ cak saltanat tahtında kuvvet bul­ duktan, istediği gibi bir mutla- kiyyet kurduktan sonra.

Matbuatı birden susturmağa kalkışmanın iyi bir siyaset ma­ nevrası olamıyacağını takdir etmişti o. Bunun için bu me­ selede kendisince hal ve du­ rumun icabına göre adım, a- dım yürümeği tercih etti: İlk cülûs günlerinde gazeteleri bul­ duğu gibi bıraktı; hatta bazı ah- rarane fikirleri kabul eder gibi göründü. Sonra çenberi daralta­ rak baltayı şiddetle indirmeğe koyuldu. İşe tam kuvvetle 1889 da sarıldı. Rıdvan paşanın dahiliye müsteşarlığı zamanında iyice baş- lıyan sansür usulü tatbikatta te­ kemmül ede, ede saltanatının so­ nuna kadar devam etti. Abdülha­ mid evvelâ Abdülâziz zamanın­ da müdevver, eski günlerde ma­ ceralar geçirmiş büyük matbuat erkânına gözlerini dikti. Bittabi ön safta Ziya paşa ile Namık Ke­ mal beyi gördü.

Reşid paşanın H. 1272 de ma­ beyin üçüncü kâtipliğine tayin ettirdiği Ziya beyin Abdülâziz ile şahsen arası iyi idi. Ziya bey bu padişahı severdi. Devrin bütün fenalıklarını paşalarda, padişahı aldatanlarda bulurdu. Abdülâziz de Ziya beyin şiirlerine, kasideleri ne, şarkılarına ihsanlar verirdi. Bir defa Abdülâziz nişan talimi yapmıştı destiye nişan almış, fa­ kat kurşun boşa gitmişti de ya­ nında bulunan Ziya bey hemen

irticalen şu kıtayı yazmıştı:

P a d iş a h ım ! S a n m a k im u rm a z nişanı ku rşu nu n! M â h ı ç â k e y le r tü fe n g in g irs e m ih rin k o y n u n a ! S a t v e t i ş a h a n ed en b iç a r e d e s ti h a v f e d ip B e lk i kurşun iş le m e z b ir nüsha ta k m ış

b o y n u n a !

Bu kıta Abdülâzizin o kadar hoşuna gitmişti ki Ziya beye 300 altın ihsan eylemişti. Ziya bey de böyle ihsanlar karşısında:

P a d iş a h ım ! E y le d in ih y a b e n i!.

Diye teşekkür kasideleri tertip eyliyordu; Abdülâzizin bir fotoğ­ raf isine:

S u retin g ö r s e e ğ e r ta rih iç in Z a t ı Y u s u f d e r d i: M a h â z e lb e ş e r.

H . 1 2 8 0

Yolunda beyitlerle hayranlığı­ nı gösteriyordu.

Fakat Ziya paşa  li paşa siya­ seti aleyhinde idi. Bunun için  li pasa da onu sarayda bırak­ mağı muvafık görmemiş, evvelâ H. 1278 de zaptiye müsteşarlığile saraydan, sonra mutasarrıflıkla İstanbuldan çıkartmıştı. Ziya pa­ şa İstanbula dönüp gene Kıbrıs mutasarrıflığile taşraya gönde­ rilmek istenilince artık Abdülâ- zize karşı eski merbutiyeti ve mü- veddeti kalmadı.

O sırada Namık Kemal bey de Erzurum vali muavinliğile uzak­ laştırılmak hükümetçe münasip görüldüğü için her ikisi Mısırlı Mustafa Fazıl paşanın davetine icabetle hükümet aleyhinde neş­ riyatta bulunmak üzere 17 mayıs 1867 de (25 muharrem 1284) Av- rupayı boyladılar. Ziya ve Kemal beyler Avrupada iken Bosnalı Fazıl paşa:

H e r k e m a lin o lu r e lb e tte z e v a li b ir g ü n ! U fk u n d a fik r i c e d id in d e z iy a s ö n d ü !

Diye her ikisine taallûk eden hicviyesini Âli paşaya takdim ey­ lemiş ve İzmit mutasarrıflığına ta­ yin olunmuştu.

Ziya paşa da buna bu Fazıl pa­ şa ağzından tertip eylediği (za- fername) ile mukabele ve zafer- namenin tahmisi ve şerhi ile Âli paşayı tehzil etmişti.

Namık Kemal bey de  li paşa­ yı hicivde Ziya paşadan aşağı kalmıyordu:

 l i ! Bu d e v le t i san a m u h taç g ö s te rip ik b a l m e s n e d in d e b a k a d a n ü m id i k e s ! B ilm e m n e d ir lü zu m u vü cu d u h ab isin in ? D ü n y a y ı b o y n u zu n m u tu tar h e y ö k ü z

teres?

(Arkası var) ve müsadereye salâhiyet veriyor­

du.

Abdülâziz zamanında ve Fuat paşa sadaretinde (2 şaban 1281) tarihinde diğer bir talimat ile matbuat üzerinde hükümetin ne­ zaret ve takayyüd salâhiyetleri, gazeteleri idareten kapamak hak­ ları genişletilmişti.

Fakat matbuatı asıl tazyik e- den  li paşa sadaretinde 12 mart 1867 - 5 Zilkaide 1283) tarihli bir umum emirname olmuştu. Bu emirname ile Babıâli irade ile neşredilmiş evvelki talimatları hükümden iskat eyliyor, hükü­ metçe âmme menfaatlerine mu­ halif görülecek neşriyat üzerine gazeteler hakkında idareten ted­ birler ittihaz eylemek hakkını

( 1 ) A h m e d R a s im : M a tb u a t h a tıra ­ la rın d a n .

tH tM H IH lIK tlillllllU IIIIIIH U IIIim ilIttlH IU lllllIlllllllllllilllllllllllM IIIIIIIItlIW IltlIIIIIIIIIIIIIIIIItlIllllllllim illU in illlItlIIIIIIIIIIIIIM IM I

İşte uykusuzluktan kıvranan sihirlilerin bitmez tükenmez d i l e k l e r ! * « * « İslenilen salâh gelmez, her ğfîn artan sinirlilikten gittikçe kuvvet azttlır, ertesi gun insan yorgun argın, hfç bfr şey yapamamak halsizliğfle kalkat

Bromural

«Knoiı*

bu telâketten kurtulmak için kullanılacak ilâçtır. Asla zaran yoktur, sinir» teri yatıştırır ve sakin ve sâlim Bîr uyku davel eder.*

tO vb 20 (¡emprimeyi tıav» <üp>

«erdi eczanelerde rejete ile satılır»

■V . k

Knoll A,-O., kimyevi maddeler ia(wfka!ar(,l.uclwîgsbafen s^Rhio.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ön sahne elemanlarının bu değişkenliği, sah­ ne mekanik ve elektrik tesisatı ile bir­ likte, büyük opera ve müzikal tiyatro kü­ çük ve büyük tiyatro,

Çalmışı, daha kudretli orkestraları aratıyor, 3 ama yine orkestramızın bu zor partisyonu başarma- 3 daki emeği küçümsenemez.. Var

For atmospheric dispersion calculation PCCOSYMA software based on Gaussian plume model was used (Jones et al., 1995). For 15 different atmospheric conditions,

Görüldüğü gibi kiral ayırt etme için gerekli olan D- ve L- DOPA enantiyomerlerinin yükseltgenme pik potansiyelleri arasındaki en büyük fark ve bunun yanında pik

This square, former site of a Byzantine palace, was used for military practice in the 19 “'

Emniyet Müdürlüğü Basın Protokol ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nün açıklamasına birliklerin gidiş ve dönüşleri sırasında, Mahmutbey Köprüsü,

Lâkin, İstanbul'da Alman hastahanesinden Frakn- fu rt'ta ki Kurhaus'lara kadar devam eden bütün tedavilerin hiçbiri kâr et­ medi ve Haşim, her yanından hayata