(Türkiye İş Bankası Koleksiyonundan)
A T A T Ü R K
I •
»Büyük Zafer haberleri »Bir teğmenin cephe günlüğü •Atatürk’ün son subayları
•2. sayfada
B A S I N D A G Ü V E N
_ 9 M » İ -30 Ağustos 1995 Çarşamba 25.000 TL >■ ■'' ’«*,v; im
I > 4 f v î J Ş/
HABER MERKEZÎ
3 0 Ağustos Zafer Bayramı'nın 73. yıldönümü ve
Türk Silahlı Kuvvetleri Günü tüm yurtta, dış temsilciliklerde ve KKTC’de törenlerle kutlanacak. Büyük bayram nedeniyle başta Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel olmak üzere TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Tansu Çiller, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı, Ana Muhalefet Lideri Mesut Yılmaz ve öteki parti liderleri birer kutlama mesajı yayınladı.
Ankara’da bu sabah Ulus, Atatürk Orman Çiftliği yle Sıhhiye ve TBMM’deki Atatürk anıtlarına çelenk konulacak, saygı duruşunda bulunulacak ve istiklal Marşı okunacak. Saat 0 9 .00’da
Anıtkabir'de başlayacak törenden sonra Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, Genelkurmay Başkanlığı Şeref Salonu’nda tebrikleri kabul edecek.
Atatürk Kültür Merkezi tören alanındaki kutlamalar ise saat 11.00’de başlayacak. Topraklık sırtlarından İse öğle saatlerinde 21 pare top atışı yapılacak. Başkentte öğleden sonra askeri bandolar konserler verecek. Subay ve astsubay orduevlerlnde akşam kabul resmi yapılacak.
İSTANBUL TÖRENLERİ
Kutlamalar saat 0 9 .00’da Taksim Cumhuriyet, Edirnekapı Şehitliği, İstanbul Üniversitesi ve Sarayburnu Atatürk anıtlarına çelenk konulmasıyla başlayacak. Saat 09 .30’da Harbiye Orduevi’ndeki tebriklerin kabulünün ardından Adnan Menderes
Bulvarı’nda geçit töreni yapılacak. Saat 10.40’taki törene Kara, Deniz, Hava ve Jandarma kuvvetlerini temsil eden birlikler katılacak.
Emniyet Müdürlüğü Basın Protokol ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nün açıklamasına birliklerin gidiş ve dönüşleri sırasında, Mahmutbey Köprüsü, Milliyet Gazetesi yan yol ve köprüsü, Esenler çıkışı (Hal yolu katılımı), Otogar çıkışı, Bayrampaşa - Sağmalcılar katılımı, Kadife katılımı {Adnan Menderes Bulvarı) güzergahlarında trrafık Edime - İstanbul istikametinde saat 08.00 - 10.00 arasında, İstanbul - Edirne yönünde de saat 11.30 -1 3 .0 0 trafiğe kapatılacak.
E - 5 Adnan Menderes Bulvarı katılımı, Anıt Mezar çıkışı, Aksaray Orduevi. Adnan Menderes
Bulvan E - 5 katılımı - Lunapark kavşağı arası, Topkapı Ulubatlı girişi de 08.00 -1 0 .0 0 saatleri arasında taşıt trafiğine kapalı tutulacak.
Adnan Menderes Bulvarı - Aksaray Meydanı, Millet Caddesi, Topkapı istikameti, Topkapı - Edirnekapı arası, Edirnekapı - Sağmalcılar köprülü kavşağı arası TEM istikameti de 11.30 -1 3 .0 0 saatleri arasında kapalı olacak.
Atatürk’ün son suba
“KÜÇÜK SÜVARİ”
Kamil Onar, “Atatürk'le ilk kez talimgahta karşılaştım. ‘Küçük ne yapıyorsun, dikkat et arkadaşlarını vurma’ dedi. O günden sonra da lakabım ‘Küçük Süvari' oldu". Şimdi 94 yaşında olan Kamil Onar, eşiyle birlikte...ATATÜRK’LE
İLGİLİ ANILARI
Onar, Atatürk'le üç kez karşılaşmasını ve
“Küçük Süvari” lakabının hikayesini de şöyle anlattı:
“Atatürk’le ilk kez. Talimgahla karşılaştım.
Makineli tüfek atışı sırasında yanıma geldi ve ba na, 'Küçük ne yapıyorsun, dikkat et arkadaşlannı vurma’ dedi. Heyecandan kendisine bakamadım. O günden sonra da lakabım' Küçük Süvari’ oldu.
Ataürk’le ikinci karşılaşmam bir gösteri sıra
sındaydı. Piramitiıı en yüksek tepesindeki kişi bendim ve bayrağı düşürdüm. Beni yanına çağır dı ve 'Üzgünsün biliyorum, ama Türk bayrağını bir daha sakın düşürme’ dedi.
Ç ankaya’daki cumhuriyetin 10. yıldönümü kutlamaları sırasındaysa, arkadaşlarımla O’nu öpme konusunda iddiaya girdim. Yanma gidip selam verdim ve 'Sizi öpmek istiyorum’ dedim. Şaşırarak yüzüme baktı, 'Ö p bakalım’ dedi. Ya naklarından öptüm, arkama baktığımda Gazi’yi öpmek isteyenlerin kuyruk oluşturduğunu gör düm.”
Büyük Zafer’in 73. yılında coşku doluyuz
*
ustos
Zafer
Bayramı
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne şu mesaj yayınladı:
“Son yıllarda, başta Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar olmak üzere, dünyada meydana gelen politik ve askeri gelişmeler ve zaman zaman ortaya çıkan etnik ve bölgesel çatışmalar, dünya barışını tehdit eder bir mahiyet kazanmıştır.
Özellikle, dünya coğrafyasında müstesna bir yere sahip olan ülkemize yönelik tehdit ve tehlikeler her geçen gün daha da kritik bir hal almaktadır. Bu tehdit ve tehlikelere karşı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahraman mensupları, tarihte olduğu gibi,
gerektiğinde ülkemizin ve milletimizin güvenliğini temin için kanlarını ve canlarını feda etmekten asla çekinmeyeceklerdir. Sarsılmaz disiplini, üstün eğitimi ve modern silah, araç ve gereçleri ile silahlı kuvvetlerimiz, ebedi Başkomutan Atatürk’ün emaneti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, içeriden ve dışarıdan gelecek her türlü tehlikeye karşı savunacak, düşmanı bertaraf edecek azim ve güce sahiptir.
Bu duygularla, aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi ve tüm emekli personelimizi şükranla anar, halen görevde bulunan tüm general, amiral, subay, astsubay, uzman erbaş, erbaş ve er ile sivil memur ve İşçilerimizin Zafer Bayramı’nı kutlar, sağlık ve başarılar dilerim."
m t A
ssr a.-.--:?
m
S . uf .
Yunan askerleri, işgal günlerinde çektirdikle ri fotoğrafları da geride bırakıyordu. Afyonkarahisar’a doğru ilerleyen düş man birliklerinin resmi de bunlardan biriydi
YILLAR SONRA
Bu fotoğraf da 30 Ağustos akşamı düşmanın geride bıraktığı bir çantada bulundu. Yunan subayları Afyonkarahisar’da büyük bir saygısızlık örneği sergileyerek mezarların üzerine oturarak çektirdikleri bu fotoğrafın, yıllar sonra günıştğına çıkacağından habersizdi.
HABER ARAŞTIRMA SERVÎSÎ
O, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin te mellerini, kan, acı, fedakarlık ve kahraman lıkla atan, binlerce adsız Anadolu insanın dan yalnızca biri.
O, Antalya’da doğup, İstanbul Kadı köy’de Darülmuallimin 3. sınıfında parasız yatılı okurken. Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle savaş rüzgarlannm önün de sürüklenen gençlerden, Yedek Piyade Teğmen İbrahim Sorguç.
İbrahim Sorguç, bugün yaşamıyor. An cak Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin cep hesinde başlayan “ateşten yıllar” boyunca, cebinden hiç ayırmadığı küçük defterlere her gün not ederek tuttuğu günlüğüyle bizle- re sesleniyor, Türk ulusunun kurtuluş
müca-delesini genç bir zabitin gözüyle anlatıyor.
Cephede, ateş altında tutulan günlük, yıl
lar sonra Erdoğan Sorguç tarafından güııı- şığma çıkartıldı. İşte, Türk ulusunun destan sı şahlanışını anlatan, o günlerin duyguları nı, yaşananları insani ayrıntılarıyla gözler ö- nüne seren günlük:
20 Ağustos 1338 (1922) Pazar: “Gece rahat uyudum. Karaca (iren büyük ve hem de ağaçlıklı bir köy. Afyon’a dokuz saat mesafededir. Rivayet çoğaldı. Hare ket olacakmış. Düşman kaçıyormtış. Ta arruz olacakmış.
★ ★ ★
21 Ağustos 1338 Pazartesi: Dün geceya- nsıtıdan evvel Karacaören Köyü’nden hare ket emrini aldık. Tam gece yansı köyün 10 ila 15 kilometre batısındaki Doğanlar Köyü istikametine hareket ettik.
★ ★ ★
23 Ağustos 1338 Çarşamba: Dün
gece-TATBİKATTA
Dumlupınar’ın kuzey eteklerindeki Adatepe'te başlayan Büyük Meydan Muharebesi öncesinde düşman askerleri tatbikat yapıyordu.
yi açık ordugahta geçirdik. Sabah gözle rimi açtığım vakit iki düşman tayyaresi üzerimizde dolaşıyordu. Biraz sağımız dan piyade ve makineli tüfek atışı açıldı.
★ ★ ★
24 Ağustos 1338 - Gece: Cepheye doğru yürüyoruz. Geceyi Solugöl civarındaki bir hattı içtimada açıkta geçirdik. Düşman tayyaresi yine geldi.
★ ★ ★
25 Ağustos 1338 Cuma: Sa bah saat 10’da bulunduğu muz yerden hareketle Kurt- lugüney’e vardık ve tepeyi teslim aldık. Düşman kar şımızda Küçük Kale cik’tedir. 25 / 26 Ağustos gece on neferle keşif kolu olarak Yeşil Tepeye çıka rak keşif yaptım.
★ ★ ★
26 Ağustos 1338 Cumar tesi - Taarruz: Sabahleyin sa at 5.15’te topçularımız ateşe başladılar. Taarruz ilerliyor. Etrafımıza pek çok top mermisi düştü. Top seslerinden kulaklarım fenalaştı
★ ★ ★
26 Ağustos - Gece: Pek çok serseri kur şun geldi. Dünkü 1. ve 2. Bölüğün taaru- zunda Yüzbaşı İrfan Efendi ile Mülazım Kemal Efendi yaralıdır. Bizim bir yaralı mız var. Efraddan da yirmiye yakın ya ralı ve şehit vardır.
27 Ağuştös 1338 Pazar: Güneş doğduk- lan sonra Niyazi'den mçknıp aldım. Her ta rafta şiddetli muharebeler oluyor. Şiddetli topçu ateşi altında etrafımızdaki tepeler kıta larımız tarafından zaptedildi. Etraftaki tepe ler şehitlerimiz ve düşman ölüleri ile dolu. Pek feci ölüler gördüm. Düşman siperlerini
gezdik. Afyonkarahisar’da yangın var. ★ ★ ★
28 Ağustos 1338 Pazartesi: Düşmanı takip ediyoruz. Bizimle teması yok.
★ ★ ★
29 Ağustos 1338 Sah: Bugün Taşlısın Taşlıtepe’de müthiş ve heyecanlı bir muha
rebe yaptık. Sabah erkenden düşmanla muharebeye başladık. Şiddetli piya de makineli tüfek ve topçu ateşi al tında gidemiyoruz, bekledik. Takviye emri verilince piyade ve makineli tüfek ateşi altında takviye ettim. Düşman bir hattı içtimadan birbenbire sol taraftan karşımıza çıktı. Sebat etmek istedikse de ka bil olamadı, karmakarışık ri cat (geri dönme) ettik.
Vaziyet vahimdi. Allahını seven arkamdan gelsin diye rek ileri atıldım. Cenabı Hak kın kuvveti sayesinde anında tekrar mukabil taaruza geçip düşmanı uzaklara kadar takip e- derek kovaladık. Yapılan topçu ve piyade muharebesi şiddetle 8 saat devam etmiştir. Çektiğimi bir ben, bir de Allah bilir. İkindi üzeri bu lunduğumuz yerden hareketle 7 saatlik bir yürüyüşten sonra yanık bir köy civarında iki saat kadar uyku kestirdik.
★ ★ ★
30 Ağustos Çarşamba: Sabahleyin isti rahat yerimizden hareket ettik. Derliyo ruz. Dunüupmar’m şimal eteklerinde bu lunan Adatepe’ye kolordumuz taarruz etti. Mustafa Kemal Paşa Hazrctleri'nin muvacehesinde ve bizzat emri ile sıkışmış bir düşman tümenine 9. Alay’ın yaptığı süngü hücumunda biz alayımızın ikinci hattı idik.
Her iki tarafın büyük bir inatla
çarpış-m
r
tığı muharebe pek şiddetli oldu. Ayağı mız uğurlu olmalı ki geceyarısma kadar sona ermeyen muharebe biraz fedakar lıkla lehimize neticelendi ve düşman si perlerine girerek işgal ettik. Düşman kı yamet misali bir geri çekilişle kaçmaya başladı.
Şu hatıratımı sabaha karşı düşmandan aldığımız ileri hatlarımızda yazıyorum. Yerde 275 Drahmi buldum. Seyyar kar yola, birçok kartpostal ve kutulu bir Yu nan madalyasını hatıra olarak yanıma al dım. Ölüleri pek çok.
★ ★ ★
31 Ağustos 1338 Perşembe: Geceki mu harebe sona ermiştir. Karşımızdaki düşman kuvvetinin külliyetli olduğu anlaşıldı. Ordu karargahlarında bile her şeylerini terk ede rek firar etmişlerdir.
★ ★ ★
2 Eylül 1338 Cumartesi: Elma Da- ğı’nda esir olmak zorunda kalan düşman başkumandanı Trikopis’in birliklerimize teslim oluşunda bulundum. Ben ilk defa 200 esir aldım.
★ ★ ★
6 Eylül 1338 Çarşamba: Uşak’tan itiba ren düşmandan aldığımız hayvanlara bini yoruz. Yolumuz tozlu ve sıcak. Birçok yan mış köylerin yanından geçtik. Susuzluktan sıkıntı çekiyoruz.
★ ★ ★
7 Eylül 1338 Perşembe: Akşam üzeri Alaşehir’den geçtik. Şehir gayet güzelmiş ama düşman hemen kamilen yakmış ve ahalisinden de eline geçeni öldürmüş.
9 l3ylül f3İ8 Cümartiisi: 'furguüu’nuıf lT) kilometre kadar şarkında bir su kenarında ordugah kurduk. İzmir şehrini teslim etmek üzere bir heyet gelmiş. Bu gece İzmir’e giri- liyormuş. Cenabı Hakkın yardımı sayesinde emelimize nail olduk.”
* # s g
r*
M .
HUZUREVİNDE
94 yaşındaki emekli Tuğgeneral Abdul lah Önhom, huzurevinin yemyeşil bahçesinde o yıllara dönerken kah coşuyor, hüzünleniyordu.Onay YILMAZ - İSTANBUL Fotoğraflar: Ercan ARSLAN
MUSTAFA Kemal Atatürk’ün Kurtuluş
Savaşı’nda destan yazan komutanlarından İs tanbul’da yaşayan iki gazi Abdullah Önhom ve Kamil Onar, 73 yıl geriye giderek “Büyük Taarruz”u, kazanılan zaferi ve savaştan ilginç kesitleri Milliyet’e anlattı.
Savaştan soma Atatürk’ün koruma subay
lığını ve eski başbakanlardan Refik Saydam,
Recep Peker, Haşan Saka, Şükrü Saraçoğ lu’ nun da yaverliğini üstlenen Emekli Tuğge
neral Abdullah Önhom, bugün 94 yaşında ve M aslak’taki İzzet Baysal Huzurevi’nde kalı yor. Huztırevi’nin yemyeşil bahçesinde o yıl lara yeniden dönerken kah coşan, kah hüzün lenen Abdullah Paşa, şöyle konuştu:
“ A sker bir aileden geliyordum. Öğrenim gördüğüm askeri okul savaş nedeniyle kapa nınca Edirne’den İstanbul’a geldim. Gördü ğüm manzara karşısında şok geçirdim. Asır lardır dünyaya hükmeden bir imparatorluk yok oluyordu. Her tarafta İtalyan, İngiliz, Fransız ve Yunan bayrakları, gemileri ve as kerleri vardı. Bu durum karşısında onurum, gururum kırıldı.
Yabancı askerler her gün karaya çıkıp Be
yoğlu, Tophane, Karaköy ve Taksim civarında gününü gün ediyor, kadınlarla eğleniyordu. Buna daba fazla dayanamadım. O zamanlar
Mustafa Kemal’in adım da sık sık duyuyor
dum. Çanakkale Savaşı’nı kazanması hepimi zin içine biraz olsun su serpti.”
Milli mücadeleye katılmak için bir Italyan gemisinyle İnebolu’ya geçen Önhom, sözleri ni şöyle sürdürdü:
“O sıralarda Atatürk’ün Çanakkale’de söy
lediği, 'Ben size savaşmayı değii, ölmeyi em rediyorum’ sözü hepimizin kulaklarında çınlı yor. bize yol gösteriyordu. Ankara Cebeci’ye geçerek savaş subayı olarak yetişmek için T a lim gah’a gittim.
Zafer ve düşmanın kaçtığı haberlerini ta
limgahta fener alaylarıyla kutluyor, şarkılar, türküler söyleyerek havalara zıplıyorduk.
İSTİKLAL SAVAŞI’NIN
“KÜÇÜK SÜVARFSİ
Kurtuluş Savaşı’nın “Küçük Süvari” la
kaplı genç teğmeni Kamil Onar da bugün 94 yaşında ve İstanbul Kozyatağı’nda mütevazı bir dairede oturuyor.
Edirne’de askeri bir öğrenciyken kendini
savaşın içinde bulan Onar, Edirne’den İstan bul’a gelirken kendisine verilen gizli bir evra kı Yunanlıları atlatarak nasıl yerine ulaştırdı ğını, o günleri yemden yaşarcasma şöyle anla tıyor:
• “Trenin havalandırma kapağına koyduğum
evrakları Yu nanlılar bula
madı. Beni
saatlerce alı koydular, ama onlardan saf nu marası yaparak kurtulmayı başar dım ve evrakları istenen adrese tes lim ettim.”
Onar, işgal altındaki İs
tanbul ve Anadolu’ya geçişiyle iligili olarak da şöyle konuştu:
“Sirkeci’de Franstzlar, Karaköy’de lngiliz-
ler. Bakırköy’de Dalyanlar. TaksiııTde Yunan lılar bulunuyordu. Kısaca kent işgalcilerce parsellenmişti.
Bu manzarayı görünce kararımı verdim ve
Anadolu’ya geçerek Atatürk’ün ordusuna ka tıldım. Aileme haber vermedim. Babama diş çilik eğitimi almak istediğimi söyledim. Kö mür işçisi kılığında gemiyle tnebolu’ya geç tikten sonra Kastamonu’dan Ankara’ya yürü yerek ulaştım. Yanımda yiyecek olarak sadece pekmez vardı.
Yunan süvarileriyle karşı karşıya gelerek at
üstünde kılıçlarla savaştığı günleri unutama- yan Onar, sözlerini şöyle tamamladı:
9 Eyltil’de İzmir’e girdiğimizde büyük coş
ku içindeydik. Herkes sevinç gözyaşları döke rek birbirine sarılıyordu..”
lan...
« P a rtim izin , H a lk e v le r ilc b ü tü n y ıırt- d a şla ra k u ca ğ ın ı a çm a sı, v a ta n d a so sy a l v e k ü ltü r e l bir d ev rim yap tı.»
M
Ü
Z
A
L
u 2
E
R
4 e » .
y ,o # ,
O /. - f ? >Oc ' ° r& ;-b Z 6'>- ^
^ o o y * e ¿ e^
" e O
V *'*%
* %
$ s
o e 1/$*. ° $ / ¿c9> *^f?ry 4%, A ? * * * * «* Z * *
' İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi
Taha Toros Arşivi