• Sonuç bulunamadı

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK KADINI VE BUNLARIN İLKÖĞRETİM 4. VE 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARINA YANSIMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK KADINI VE BUNLARIN İLKÖĞRETİM 4. VE 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARINA YANSIMASI"

Copied!
124
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

LKÖ RET M BÖLÜMÜ ANAB

M DALI

SOSYAL B LG LER Ö RETMENL

B

M DALI

GEÇM TEN GÜNÜMÜZE TÜRK KADINI VE BUNLARIN

LKÖ RET M 4. VE 5. SINIF SOSYAL B LG LER DERS

TAPLARINA YANSIMASI

YÜKSEK L SANS TEZ

Haz rlayan

AY E ZOR

(2)
(3)

LKÖ RET M BÖLÜMÜ ANAB

M DALI

SOSYAL B LG LER Ö RETMENL

B

M DALI

GEÇM TEN GÜNÜMÜZE TÜRK KADINI VE BUNLARIN

LKÖ RET M 4. VE 5. SINIF SOSYAL B LG LER DERS

TAPLARINA YANSIMASI

YÜKSEK L SANS TEZ

Haz rlayan

Ay e ZOR

Dan man

Prof. Dr. efika KURNAZ

(4)

29.08.2008 tarihinde Sosyal Bilgiler Ö retmenli i Bilim Dal nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmi tir.

Ad Soyad mza

Üye( Tez Dan man ): ………. ………...

Üye:……….. ………

(5)

ederken yeni konular ile alana k tutulmaktad r.“ Geçmi ten Günümüze Türk Kad ve Bunlar n lkö retim 4. ve 5. S f Sosyal Bilgiler Ders Kitaplar na Yans mas ” konulu ara rma ile de alana k tutulmaktad r.

Yap lan çal mada toplumun olu mas nda önemli rol oynayan kad nlar n geçmi ten günümüze geli imi ve bu geli imin ders kitaplar na yans mas incelenmi tir. Sosyal Bilgiler ders kitaplar nda kad nlar n siyasi, sosyal ve ekonomik aç dan ele al ara lm ve Türk kad n konumu sorgulanm r.

Çal mam yaparken bana yard mc olan dan man m Prof. Dr. efika KURNAZ’a, Yrd. Doc. Dr. Bahri ATA’ya, benden desteklerini esirgemeyen aileme ve Adem KORKMAZ’a katk lar ndan dolay te ekkür ederim.

Ara rman n sosyal bilgiler ö retimine katk sa lamas dile iyle…

Ay e ZOR Ankara – 2008

(6)

Zor, Ay e

Yüksek Lisans, lkö retim Bölümü Sosyal Bilgiler Ö retmenli i Bilim Dal Tez Dan man : Prof. Dr. efika KURNAZ

ustos - 2008

Bu ara rman n amac geçmi ten günümüze Türk kad n geli imini incelemek ve bu geli imin ilkö retim 4. ve 5. s f Sosyal Bilgiler ders kitaplar na yans mas saptamakt r. Ara rmada kad nlar n yer almas gereken konularda isim, resim ya da bilgi olarak ne kadar yer ald , MEB ile özel yay nevlerinin ( Ba ar ve Sürat ) ders kitaplar incelenerek belirlenmeye çal lm r.

Ara rman n evrenini lkö retim 4. ve 5. s f Sosyal Bilgiler ders kitaplar ; örneklemini ise MEB, Ba ar ve Sürat yay nlar olu turmaktad r. Ara rmada öncelikle ayr nt bir literatür taramas yap lm r. Ara rma için gerekli veriler toplanm , Talim Terbiye Kurulu onayl Sosyal Bilgiler ders kitaplar , süreli yay nlar ve e itim bilimleri eserleri incelenmi tir. lkö retim 4. ve 5. s f Sosyal Bilgiler ders kitaplar ndan MEB ve özel yay nevlerinin sosyal, siyasi ve ekonomik aç dan Türk kad na verdi i yer belirlenmi , içerik ve biçimsel olarak de erlendirilmi tir.

Ara rman n sonucunda:

1) MEB yay nlar ile özel yay nevlerinin siyasi, sosyal ve ekonomik aç dan lkö retim 4. ve 5. s f sosyal bilgiler ders kitaplar nda Türk kad na verdi i yer de mektedir.

(7)

Ara rma sonunda ortaya ç kan sorunlara dayal olarak ara rmac taraf ndan öneriler geli tirilmi tir. Örne in bunlardan biri de udur. Kad nlar n ders kitaplar nda daha fazla yer almas için dünyada ve Türkiye’de kad n geli imini konu alan bir ünite ders kitaplar na konulabilir.

(8)

Zor, Ay e

Department of Master, Education Elemantary Social Studies Teacher Department Thesis Adviser: Professor efika KURNAZ

August - 2008

The aim of this study is to investigate Turkish women’ development from past to today and to determine the reflection of this development on social studies lesson books 4th and 5th classes. In this study topics which women are mentioned as name, picture or about information how they taking there, are tried to be emphasized by examining Ministry of Education and private publishing-houses lesson books.

The sample of this study is primary school first step 4th and 5th classes Social Studies lesson books, for the data collection composed of Ministry of Education, Ba ar and Sürat private publishing-houses. In this study firstly had been done a particular literature scan. Datas are collected for the research., Social Studies lesson books which are approved by The Board of Education, Periodical publications and Educational Studies works were examined.

Ministry of Education and private publishing-houses’ taking rate to Turkish woman role as social, political and economical were determined, as contents and formally were evaluated.

As a result of this study:

1) Turkish woman’s role which is about political, social and economical had change according to in the Ministry of Education and private publishing houses’ 4th and 5th Social Studies lesson books.

(9)

5th classes Social Studies lesson books.

According to results which occured at the and of the study suggestions have been developed by investigator. For example, one of them is as follows. There should be a specific unit related to the role of woman in Turkey and in the World in social studies curriculum and textbook.

(10)

ÖZET………...iii

ABSTRACT………..v

NDEK LER………...vii

TABLOLAR L STES ……….……….x

EK LLER L STES ……….………..xi

BÖLÜM 1.G ……….………1 1.1.Sosyal Bilgiler………..……….………..3 1.2.Kitap………..……….………...5 1.3.Ders Kitab ………...………...6 1.4.Türk Kad ………..……….………..7

1.4.1. slamiyet’ten Önce Toplumda Türk Kad ……….….…………...7

1.4.2. slamiyet’ten Sonra Toplumda Türk Kad ……….………...11

1.4.3.Osmanl Devleti Döneminde Türk Kad ………...12

1.4.4.Cumhuriyet Dönemi Türk Kad ……….………...25

1.4.4.1.Sosyal ve Siyasi Alanda Türk Kad …….…………..……..…25

1.4.4.2. Hukuk Alan nda Türk Kad ……….………..………...30

1.4.5. nk laplar Döneminde Türk Kad ……….…..………35

1.4.5.1.Sosyo-Kültürel Alanda Yap lan nk laplar ve Türk Kad ……..36

1.4.5.1.1.Tevhid-i Tedrisat Kanunu………...……….…...36

1.4.5.1.2.K k-K yafet De ikli i ve Türk Kad …….……….40

1.4.5.1.3.Okuma-Yazma Seferberli i ve Türk Kad ……….….43

1.4.5.1.4.Ekonomi Alan nda Türk Kad ………….…………....46

1.4.5.1.5.Memurin Kanunu ve Türk Kad n Memuriyet Hayat ………48

(11)

1.4.6.3.Milli Mücadele Dönemi ve Kahraman Türk Kad …………..…64

1.4.6.4. nk laplarda Yer Alan Türk Kad ………66

1.5.Ara rman n Problemi……….……...………..……....68

1.6.Ara rman n Amac ………..……....69

1.7.Ara rman n Önemi………...….…69

1.8.Ara rman n S rl klar ………..………...70

1.9.Ara rman n Say lt lar ………...70

1.10. Tan mlar / Terimler ve K saltmalar………...……....……....70

II. LG ARA TIRMALAR……….……...…………..………72

2.1. Geçmi ten Günümüze Türk Kad ……….72

2.2. Ders Kitaplar nda Kad n Yeri………...74

III.YÖNTEM………..………..…………..……..79

3.1. Ara rman n Modeli……….………..…….…….….79

3.2. Evren ve Örneklem……….………...79

3.3. Veri Toplama Tekni i……….………..…….…80

3.4. Verilerin Analizi……….………...…80

IV. BULGULAR ve YORUMLAR………..……….……...81

4.1. Birinci Alt Probleme li kin Bulgular ve Yorumlar………...………….…..….81

4.2. kinci Alt Probleme li kin Bulgular ve Yorumlar ………...………....83

4.3. Üçüncü Alt Probleme li kin Bulgular ve Yorumlar ………...………...……...85

4.4. Dördüncü Alt Probleme li kin Bulgular ve Yorumlar ……….…86

4.5. Be inci Alt Probleme li kin Bulgular ve Yorumlar ……….….87

(12)

KAYNAKÇA……….………...……93 EKLER……….……102

(13)

Tablo 1. 4. S f MEB Yay nlar Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda

Türk Kad na Verilen Yer. 81

Tablo 2. 5. S f MEB Yay nlar Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda

Türk Kad na Verilen Yer. 83

Tablo 3. 4. S f Ba ar Yay nlar Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda

Türk Kad na Verilen Yer. 85

Tablo 4. 5. S f Ba ar Yay nlar Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda

Türk Kad na Verilen Yer. 86

Tablo 5. 4. S f Sürat Yay nlar Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda

Türk Kad na Verilen Yer. 87

Tablo 6. 5. S f Sürat Yay nlar Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda

(14)

Resim 1. (2006). Sosyal Bilgiler 4, Sürat Yay nlar . 58

Resim 2. (2006). Sosyal Bilgiler 5, MEB Yay nlar . 59

Resim 3. (2006). Sosyal Bilgiler 5, MEB Yay nlar . 60

Resim 4. (2006). Sosyal Bilgiler 5, MEB Yay nlar . 60

Resim 5. (2006). Sosyal Bilgiler 5, MEB Yay nlar . 62

Resim 6. (2006). Sosyal Bilgiler 5, MEB Yay nlar . 63

Resim 7. (2006). Sosyal Bilgiler 5, Sürat Yay nlar . 64

Resim 8. (2006). Sosyal Bilgiler 4, Sürat Yay nlar . 65

Resim 9. (2006). Sosyal Bilgiler 5, MEB Yay nlar . 67

(15)

BÖLÜM

1. G

Toplumun temelini aile, aile kurumunun temelini de kad n olu turmaktad r. Bu nedenle kad nlar ile ilgili çal malara her zaman ihtiyaç duyulmaktad r. Kad n sorunlar na çözümler üretilmesi daha sa kl bir toplum yaratabilmenin ilk art r. Toplumdaki sorunlara çözüm üretebilmek için de varolan sorunlar n tarihi geli iminin bilinmesi gerekmektedir. Tarihsel süreç, toplum ile birlikte kad n geçirdi i evreleri de ortaya ç karmaktad r. Dünyadaki di er kad nlar gibi Türk kad da tarihsel geli im içinde toplumda farkl ekillerde alg lanm r.

Ça da Türk kad n günümüz toplumunda ula oldu u sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik durumu, geride b rakt z yüzy n eseridir. Son yüzy ll k tarihsel süreç içerisinde ya anan olaylar tüm dünya ile birlikte Türkiye’yi de etkisi alt na alm r. Bu süreç içerisinde Türk kad özgürlük mücadelesini vermi , ça da haklar kazanm r.

Türk kad n toplumdaki statüsü de iklikler göstermektedir. Eski Türklerde, ça da lar olan Çin, Hint, Arap, Mo ol, Roma, Yunan gibi ülkelerin kad nlar yla kar la rma yap ld nda Türk kad n oldukça iyi bir statüye sahip oldu unu görmekteyiz. Kad n, Türk ailesi içinde erke i ile hemen hemen e it haklara sahip olmu ; ancak erkek gibi birinci derecede rol oynamam r (Gökalp, 1976, s.155-156).

Bütün toplumlar n yap lar olu turan kültürel normlar vard r. Bu normlar ya geleneksel de erler ya dinsel de erler ya da her iki unsurun birle ti i ortak de erler olu turur. Kad n, içinde bulundu u toplumun de er yarg lar na veya ideolojik kal plar na göre toplumdaki yerini al r. Kad n toplumdaki yeri de erlerle birlikte ülkenin geli mi lik düzeyine de ba r. Türkiye geli mekte olan bir ülke olarak geleneksel de erlerin etkisinin devam etmekte oldu u bir ülkedir.

Geçmi ten günümüze kad n, kimi zaman ezilmi , kimi zaman ele tirilmi , kimi zaman sanata konu olmu , kimi zaman erkeklerle kar la lm r. Kad n,

(16)

toplumun önemli bir unsuru olarak e itime de konu olmu ve ders kitaplar na girmi tir. Ders kitab da ders konular na ait bilgileri, ö rencilerin kendi kendilerine okuyarak, s ral ve do ru bir biçimde ö renmeleri için kullanmak üzere, ö retim programlar na uygun biçimde ve sözel bir amaç ile haz rlanm r (Hesapç lu, 1994, s.271).

Görüldü ü gibi ö retimin temel kaynaklar ndan biri de ders kitaplar r. Ders kitaplar , ö renci ve ö retmenlere de erlendirme imkan verir. Ö rencilerin ders kitaplar nda ö renmesi gereken konulardan birisi de toplum içinde kad n-erkek

itli inin yeridir.

Kad n aile içinde erkekle payla sorumluluklar ve toplum hayat nda giderek artan i levinin incelenmesi önemli bir konudur. Türk kad n son yüzy lda özellikle Cumhuriyet döneminde ya anan sosyal de me içindeki yerinin ne oldu u sorusu s k s k tekrarlanm ve buna cevap aranm r. Bu meseleyi aç kl a kavu turmak ve sorulara cevap bulmak için daha eski tarihlere gitmek gerekir.

lkö retim düzeyinde ö rencilerin i ledi i derslerden biri de Sosyal Bilgilerdir. Sosyal Bilgiler, bütün çe itlikleriyle yeryüzüne ba olaylar tan tan, bunlar n ç sebeplerini aç klayan, vatanda k hak ve ödevlerinin, sorumluluklar n neler oldu unu belirten k saca insan ve onun sosyal ve fiziki çevresiyle geçmi te, günümüzde ve gelecekteki etkile imini ortaya koyan bilgilerdir (Dönmez, 2003, s.32).

Yenilenen sosyal bilgiler müfredat yla ö rencilere sayg , sevgi, ho görü, kat mc k vb. tutum ve de erleri kazand rmak esas al nm r. Ö renci yaparak – ya ayarak ö renen, sorgulayan ki idir. Burada da ö renciye rehber olan ö retmeni ve ders kitaplar r. Ö rencinin kitaplardan do ru bilgiyi ö renmesi, onu anlamland rmas ve ya ama geçirmesi gerekir (Titiz, 2005, s.29).

Bu ara rmada geçmi ten günümüze Türk kad n geli imi ve yenilenen müfredat ile birlikte ilkö retim 4. ve 5. s f Sosyal Bilgiler ders kitaplar na yans mas incelenmi tir.

(17)

1.1. Sosyal Bilgiler

Uygar toplumun bireyleri içinde bulunduklar gelecek ça n ko ullar na ve toplumsal ya ama h zl bir uyum sa lama ivedi ve etkili kararlar verebilme zorunlulu u ile kar kar yad r (Özo lu, 1974, s.3). Türkiye Cumhuriyeti vatanda lar n toplumda yarat , üretken, kabiliyetlerini geli tirici bir ekilde yer almas gerekir. Ekonomik ve sosyal hayata uyum sa layacak davran biçimleri kazand rmak amac yla 1968 y nda “Tarih, Co rafya ve Yurtta k Bilgisi” dersleri “Sosyal Bilgiler” dersi ad alt nda birle tirilmi tir.

J. Dewey’e göre Sosyal Bilgiler dersinin amac , çocu a uygarl , kültürü ve demokrasiyi tan p sevdirmek ve gençleri etkili bir yurtta olarak yeti tirmektir. Uygarl k, kültür ve demokrasi binlerce y ll k birikimin sonucudur (Akt.Binba lu, 1981, s.45).

Erden’e (1996, s.8) göre “Sosyal Bilgiler; ilkö retim okullar nda iyi ve sorumlu vatanda yeti tirmek amac yla, Sosyal Bilimler disiplinlerinden seçilmi bilgilere dayal olarak, ö rencilere toplumsal ya amla ilgili temel bilgi, beceri, tutum ve de erlerin kazand ld bir çal ma alan ” olarak tan mlanabilir.

Sosyal Bilgiler; bireyin toplumsal varolu unu gerçekle tirebilmesine yard mc olmas amac yla; tarih, co rafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimleri ve vatanda k bilgisi konular yans tan; ö renme alanlar n bir ünite ya da tema alt nda birle tirilmesini içeren; insan n sosyal ve fiziki çevresiyle etkile iminin geçmi , bugün ve gelecek ba lam nda incelendi i; toplu ö retim anlay ndan hareketle olu turulmu bir ilkö retim dersidir (MEB, 2005, s.766).

Sosyal Bilgiler bütün çe itlikleriyle yeryüzüne ba olaylar tan tan, bunlar n sebeplerini aç klayan, vatanda k hak ve ödevlerinin, sorumluluklar n neler oldu unu belirten k saca insan ve onun sosyal ve fiziki çevresiyle geçmi te, günümüzde ve gelecekteki etkile imini ortaya koyan bilgilerdir (Dönmez, 2003, s.32).

(18)

Sosyal Bilgiler, “Sosyal Bilimlerin bulgular entegre edip ö rencilerin düzeyine göre basitle tiren, bunlar kullanarak ö rencilere, sosyal ya ama uyum sa lamada ve sosyal sorunlara çözüm üretmede ihtiyaç duyacaklar bilgi, beceri, tutum ve de erleri kazand rmay amaçlayan bir yurtta k e itim program r” (Öztürk, 2003, s. 6).

Sosyal Bilgiler, 20. yy’ n ba lar nda, özellikle ABD’de sosyal ya am n giderek karma kla mas , toplumsal de melerin ve çat malar n artmas ile birlikte e itim kurumlar na bir konu alan yada ders olarak girmi tir. Sosyal Bilgilerin bir konu alan olarak e itim program na girmesi, ilerlemecilik ak n “demokratik toplum için vatanda yeti tirme” görü ünün etkisiyle gerçekle mi tir (Erden, 1996, s.6). Bu durumun, “Sosyal Bilgiler” ad verilen konu alan n do gerekçesi ve e itimin bahsedilen toplum yönünün, yani “Sosyal Bilgiler” in ç sebebi olarak aç klamak mümkündür (Dönmez, 2003, s. 34).

Sosyal Bilgiler ilk kez, ABD’de, 1892 y nda toplanan Ulusal E itim Konseyi taraf ndan ele al nm r. Bu konsey, ulusal toplum anlay olu turmak üzere Sosyal Bilgiler dersini düzenlemi tir. Sosyal Bilgiler dersinin yeti i (program ); tarih, co rafya ve yurtta k bilgisi derslerinden olu turulmu ve toplumun gereksinimlerine göre içerik yeniden yap land lm r (Sönmez, 1997, s.8).

Sosyal Bilgiler kavram n kabulü ilk kez yine ABD’de 1916 y nda Ulusal itim Derne i’nin “Orta Dereceli Okulu te kilatland rma Komisyonu Sosyal Bilgiler Komitesi” taraf ndan gerçekle tirilmi tir. Komite bu kavram ; “konusu do rudan insan toplumunun te kilat na ve geli mesine toplumsal birliklerin bir parças olmas dolay yla insana dair bilgiler, sosyal Bilgilerdir” eklinde tan mlam r (Dönmez, 2003, s.34).

1930’lu ve 40’l y llarda yeniden kurmac k ve çocuk merkezli yakla benimseyen e itimciler de Sosyal Bilgiler program n gerçekle mesi için çaba göstermi lerdir. Ancak 1940’l ve 50’li y llarda Sosyal Bilgiler programlar büyük ölçüde tarih ve co rafya a rl kl olarak uygulanm r (Erden, 1996, s.6). Bu anlay

(19)

1960 y llar na dek sürmü ; fakat bu y ldan itibaren, Sosyal Bilgiler dersine gelen a r ele tiriler, toplumsal ya amda, dünyadaki siyasal ya amda, bilim ve teknikteki de me ve geli meler, ö renme ve ö retme anlay ndaki yenilikler ve yakla mlar, hem Sosyal Bilgiler dersinin hedef ve davran lar hem de içeri ini yeniden olu turmay gündeme getirmi tir. Böylece tan ma-anlatma yakla mlar ndan kavramsal yakla ma ve oradan da karar verme sürecine geçilerek “Yeni Sosyal Bilgiler” ad alt nda reform hareketi ba lat lm r (Sönmez, 1997, s. 8).

Yenilenen sosyal bilgiler müfredat yla ö rencilere sayg , sevgi, ho görü, kat mc k vb. tutum ve de erleri kazand rmak esas al nm r. Ö renci yaparak – ya ayarak ö renen, sorgulayan ki idir. Burada da ö renciye rehber olan ö retmeni ve ders kitaplar r. Ö rencinin kitaplardan do ru bilgiyi ö renmesi, onu anlamland rmas ve ya ama geçirmesi gerekir (Titiz, 2005, s.29).

Sosyal Bilgiler dersinin amac yeni müfredatla birlikte ku aklara bir kültür birikimini aktarmak, onlar n davran lar yeti kinlerin hayat tarz yönünde biçimlendirmek ve onlar gelecekteki toplumsal rollerine haz rlamakt r. Kültür aktar daha seçici ve etkin yollar ara ran e itimciler birbirleriyle ili kili bilgi, beceri ve davran lar içeren çe itli derslerle bu amaçlar gerçekle tirmeye çal maktad r. Sosyal Bilgiler dersi de ö rencilere bu davran modellerini kazand rmay amaçlamak üzere yenilenmi tir.

1.2. Kitap

Kitap, insanlar n fikir, kültür, sanat ve i alan ndaki çal malar ku aklara tan tan bir yaz metindir. Ciltli ya da ciltsiz olarak bir araya getirilmi , bas veya yaz kâ t yapraklar n bütünüdür (www.forum.aniden.net./kitap-nedir).

Bir kenar ndan birle tirilerek d na kapak tak lm yani ciltlenmi , (ka t, par ömen vb. malzemeden üretilmi ) üzeri bask sayfalar n toplam na ve bir “eser” ya da bir eserin bir bölümüne de kitap denilir (www.kutuphanemiz.blogcu.com).

(20)

1.3. Ders Kitab

Milli E itim Bakanl ders kitab , her tür ve derecedeki örgün ve yayg n itim kurumlar nda kullan lacak olan, konular ö retim programlar do rultusunda haz rlanm , ö renim amac ile kullan lan bas eser, olarak tan mlamaktad r.

Ders kitab , bir e itim-ö retim arac r. yi haz rlanm bir ders kitab , hem retmenlere hem de ö rencilere büyük yarar sa lar. Ayr ca ders kitab , e itim ve renme etkinliklerinde k lavuzluk eder.

Ula labilen kaynaklara göre, ders kitab n ilk defa Eski M r’da M.Ö. 4000 llar nda papirüs rulesi üzerine yaz p çizilmi matematik, t p ve düzlem geometri ile ilgili olarak ortaya ç kt söylenebilir (Kaya, 2002, s.88). Ders kitab , bir dersin retimiyle olarak haz rlanan veya seçilen bir kitapt r. Benzer bir anlamda, belirli ölçülere göre incelendikten sonra belli bir okul, s f ve ders için ö retmen ve rencilere temel kaynak olarak önerilen bir kitapt r (O uzkan, 1993, s.83). Ders kitab s nanm , do rulu u kan tlanm bilgileri kapsamaktad r (Kula,1988, s.98).

Geli mi veya geli mekte olan ülkelere bak ld nda, ders kitaplar n her zaman önemli bir e itim arac oldu u görülmektedir. Örne in, Japonlardan baz lar , ders kitaplar bir toprak parças kadar de erli bulmu lard r. Önceleri Japon retmenler, okulda derste iken deprem oldu unda, kurtar lmas gereken öncelikler aras nda kitaplar da belirtmi lerdir. Günümüzde ise Japonlar, ders kitaplar

retim için temel kaynak olarak göstermektedirler. Amerika Birle ik Devletleri’nde de ders kitaplar n önemli bir yeri vard r. Shannon’un yapt bir ara rmaya göre, renciler s fta zamanlar n yakla k yüzde 80’ini ders kitaplar ve ders kitaplar yla ilgili etkinliklere harcamaktad r. Di er taraftan Türkiye’de de ders kitaplar , temel bir bilgi kayna r (Kaya, 2002, s.92-93).

Ders kitab ders konular na ait bilgileri, ö rencilerin kendi kendilerine okuyarak, s ral ve do ru bir biçimde ö renmeleri için kullanmak üzere, ö retim programlar na uygun biçimde ve sözel bir amaç ile haz rlanm yaz bir metindir. Ders kitaplar ait olduklar bilim dallar ndan al narak ö retim programlar nda yer alm bulunan konulara ili kin bilgileri planl , düzenli ve tasnifli bir biçimde

(21)

inceleyip aç klar (Hesapç lu, 1998, s.307). Belli bir konu alan yla ilgili dersin retimi için haz rlanm kitaplar ders kitab olarak adland r. Ders kitaplar nda yer alan bilgilerin di er kitaplara göre daha iyi örgütlenmi olmas , özetlere, dersin hedeflerine, sorulara, çal malara, etkinliklere vb. yer verilmesi önemli yerlerin koyu harfle belirtilmesi gerekir. Ayr ca bu materyaller resim, ema, grafik gibi görsel materyallerle de zenginle tirilmelidir (Erden, 1996, s.180-181). Shaver, Davis ve Helburn’e (1997) göre ders kitaplar ana materyal olarak görülmese de Sosyal Bilgiler ö retimi için e itimin temel amac r (Tokcan, 2003, s.159).

1.4. Türk Kad

Kad n aile içinde erkekle payla sorumluluklar ve toplum hayat nda giderek artan i levinin incelenmesi önemli bir konudur. Türk kad n son yüzy lda özellikle Cumhuriyet döneminde ya anan sosyal de me içindeki yerinin ne oldu u sorusu s k s k tekrarlanm ve buna cevap aranm r. Bu meseleyi aç kl a kavu turmak ve sorulara cevap bulmak için daha eski tarihlere gitmek gerekir.

Türk kad genellikle 3 dönemde de erlendirilir:

1) slamiyet’ten önce ve göçebelik devrinde,

2) Yerle ik uygarl k ve slam kültürü çevresine kat ld ktan sonra,

3) Bat uygarl n etkisi gözlendikten sonra Türk kad (Do ramac , 1989, s.1).

1.4.1. slamiyet’ten Önce Toplumda Türk Kad

lk Türk boylar ndan Türklerin slamiyet’i kabul ettikleri m.s. 9.yüzy la kadar devam eden dönem içinde Türkler, ilk zamanlarda göçebe bir ya am sürdürürken zamanla yerle ik hayata geçmi ler ve bu de imle birlikte kad n toplumdaki yeri de de mi tir.

(22)

slamiyet’in kabul edilmesinden önceki dönemde Türk kad Ziya Gökalp Türkçülü ün Esaslar adl eserinde u ekilde anlatmaktad r:

“Eski Türkler hem demokrat hem de feminist idiler. Zaten demokrasi beraberinde feminizmi getirir. Çünkü demokraside savunulan e itlik ilkesidir. Türklerin feminist olmalar n özel bir sebebi daha vard r. O da amanizm dinine inan yor olmalar r.”(Gökalp, 1976, s.158).

Eski Türklerde kad n ve erke in temsil etti i amanizm ve Toyonizm birbirine e it tutulmu tur. amanizm kad n kutsall , Toyonizm ise erke in kutsall ön planda tutan dinlerdir. Türk amanlar , amanizm kad nlara önem verdi i için büyü yaparken kendilerini kad nlara benzetmi lerdir. Bütün toplant larda Toyonizm ve amanizm’e uygun olmas için kad n ve erkek birlikte yer alm r. Böylece her iki cins de toplum içinde e it haklara sahip olmu lard r. Ayr ca Eski Türklerde asalet sadece baba soyundan de il ana soyundan da geçmektedir (Gökalp, 1976, s.158).

Aile içinde çocuklar n sorumlulu u sadece babaya de il anneye de aitti nan, 1968, s.28). Dul kalan kad n evinin idarecisi, çocuklar n tek koruyucusuydu ve kad n toplumda tüm etkinliklere yüzü aç k olarak kat lmaktad r. Bu, ailede kad nla erke in sorumlu unun e it oldu unu göstermektedir (Do ramac , 1993, s.3). zlar kendileriyle evlenmek isteyen erkeklerle düello yapar, yendikleri erkekle evlenmezlerdi. Bu durum kad nlar n da t pk erkekler gibi iyi k ç kullanabilecek itimi ald klar göstermektedir. Ayr ca yendikleri erkekle evlenmemeleri de erke in kendilerinden ön planda olmas istediklerinin göstergesidir. Çünkü kad n için erke i daha güçlü olmal ve onu korumal r. (Do ramac , 1993, s.4).

Eski Türk topluluklar n kültür yap lar üzerine yapt ara rmalar ile tan nan Emel Esin “Katun” adl esersinde Türk kad n ilk devirlerdeki yeriyle ilgili

unlar söylemi tir:

“…Türk kad mensup oldu u boyu dü manlardan korumak için sava Tanr na yalvar rd .… Ço u süslü olmakla birlikte, hayat artlar na uygun k yafetler

(23)

giyerlerdi. Erler gibi, Türk kad nlar da ölünce atlar ile gömülürlerdi. (K rkp nar, 2001, s.28).

Yerle ik hayattan önce kad n toplumda önemli bir yere sahiptir. Erkek sava ta ve avda iken her eyin sorumlulu unu üstlenmi tir. Bu yüzden göçebe dönemde kad n cesur ve mücadeleci bir yap ya sahiptir (Mutlu, 1923, s.58).

Göçebe ya amdan yerle ik ya ama geçi ile birlikte tar msal faaliyetlerin ba lamas kad na ba lanm r. Çünkü öncesinde yap lan i bölümüyle erke e verilen görev avc k, kad na verilen görev ise çevrede kendili inden yeti en bitkileri toplay p onlar g da olarak kullanmakt r. Ayr ca eskiden yap lan çömlek yap da kad na ba lanm r. Tüm bunlar bir yana b rak rsa kad n en önemli faaliyeti yuva kurmas olmu tur. Bu durum kad n ile erke in ili kilerinde kad n düzene koyucu oldu unu göstermi tir.

Kad n ile erke in e itli i ve aile içindeki kad n yeri di er uygarl klarda lendi i gibi Eski Türklerde de Dede Korkut Hikayeleri’nde ele al nm r (Do an, 2003, s.2-3). Eski Türk destanlar nda en önemli aktör kad nd r. Bu durum Eski Türklerde e itlik dengesini erkek aleyhine bozuldu unu göstermektedir. Kad n, erke e, topluma ve hayata i levlik kazand ran bir unsurdur. Örne in Yarat Destan ’ndaki Ak-Ana (Do an, 2003, s.4). Türk destanlar nda di er uygarl klara göre Türk kad na daha farkl bir rol verilmi tir. Bu rollerin kimi zaman ayn kalarak, kimi zaman de erek, kimi zamanda farkl bir içerek kazanarak günümüze kadar geldi ini görmekteyiz.

Eski Türklerde evlenme kad n ve erke in kar kl iste i sonucu olmu tur. Evlenme ya k zlarda 10, erkeklerde 12’dir. Kad n evlenince kendi ad ve mallar b rakmamaktad r. Evlenme ça na gelen k zlar n ev i lerindeki becerilerine göre de il ata binme ve silah kullanma gibi özelliklerine göre seçilmeleri bu dönem kad n en belirgin özelli idir (Karpat, 1945, s.14).

Hun Devletinden sonra Göktürk ve Uygur Devletleri kurulmu ve her iki devlette de kad na ayr bir yer verilmi tir. Kad n di er toplumlarda oldu u gibi önce

(24)

babas n sonra da kocas n velayeti alt nda bulunmaktad r; fakat bu kad lamamakta di er kültürlerle k yasland nda da daha üstün bir statüde yer ald göstermekteydi. Toplumda kad n ve erkek e it konumda yer alsa da örf ve adetler esas al nm r ve evlenmede baba, k istedi i ki iye vermek zorunda kalm r. Bunlar d nda Orhun Kitabelerinde Türk kad ndan sayg yla bahsedilmi tir. Aile hukuku ve mülkiyet meseleleri gibi konular kurallara ba olarak düzenlenmi tir. Evli kad n kutsal say lm ve ona tecavüz edenler idamla cezaland lm r (Alt ndal, 2004, s.25). Sosyal ve siyasi alanlarda da kad n ve erkek

it say lm r. Bunu u iki sözden anlayabiliriz:

“Devleti idare eden Han ve devleti bilen Hatun”. Geleneklere sadece “Han emrediyor ki” sözüyle ba layan bir emirname geçerli say lmamaktad r. Geçerli olabilmesi için “ Han ve Hatun emrediyor ki” eklinde ba lamas gerekmektedir (Ça da Hukukçular Derne i, Kad n Hukuku Semineri, 1996, s.29).

Hakan devleti Hatun ile birlikte temsil etmektedir. Hun devletinde poligami görülmekte ve halktan olan Hun kad nlar erkeklerin yan nda sava abilmek için itilerek tepeden t rna a silahland lmaktad r (Ça da Hukukçular Derne i, Kad n Hukuku Semineri, 1996, s.29).

Eski Türk toplumunda kad nlar önemli say lm lar ve O uz Prensesleri Tanr ya kendilerine k z çocu u vermeleri için yalvarm r (Feyzio lu, 1992, s.881). Kad nlar toplumda etkili olmu lar, kimi zaman elçi, kimi zaman hay r i lerinde bulunmu lard r (K rkp nar, 2001, s.56).

Eski Türklerde slamiyet’ten önce kad nlar toplumda aktif bir rol üstlenmi tir. Tarihsel süreç içinde meydana gelen din de ikleri ataerkil bir yap ya dönü üme neden olmu tur. Orta Asya’ da sadece ataerkil dinleri kabul etmeyen amanist topluluklarda kad n k tlanmam r. Geli en serbest ili kilerle birlikte kad n üzerine bir k tlama getirilmi tir (Mutlu, 1923, s.58).

(25)

1.4.2. slamiyet’ten Sonra Toplumda Türk Kad

751 Talas Sava ile Türkler, slamiyet’i toplu olarak kabul etmeye ba lam lard r. slamiyet’in kabul edilmesi ile birlikte Türklerin toplumsal yap lar nda, gelenek ve göreneklerinde baz de iklikler olmu tur. slamiyet iktisadi bak mdan üretim ili kilerinde Türkleri toplumsal de im ve dönü ümlerde bulunmaya sürüklemi tir (Alt ndal, 2004, s.55). Bu de im, Müslüman kad nlar ile yaslanamayacak ekilde özgür ya am olan Türk kad da etkilemi tir. slamiyet’in kabul edilmesiyle Müslüman olan Türk erke inin de Araplar gibi kad nlar emir ve denetimleri alt na almalar na zorlanm r. Asl nda bu durum slamiyet’in yanl yorumlanmas ve toplumda gelenek haline gelmesinden kaynaklanm r; fakat bir gerçek var ki Müslümanl n kabulü ile birlikte kad n kimli inde k tlanma olmu tur (Ça da Hukukçular Derne i, Kad n Hukuku Semineri, 1996, s.32).

Eski Türk destanlar ndan Dede Korkut Hikayesinde dört tip kad n vard r. Kocas ndan memnun olmayan kad n, evine iyi bakmayan kad n, misafir yan nda kocas mahçup eden kad n ve evin dayana olan kad nd r. Dede Korkut Hikayesinde erkekler kahraman, kad nlar ise erkeklerin e i konumundad r (Kocakaplan, 1985, s.1985). Kad n misafirperver, güzellik, namus ve kahramanl k gibi kavramlardan ibarettir. Karahanl lar Döneminde yaz lm olan Kutadgu Bilig ve Divan- Lügat-üt Türk’te ise kad n korkak ve zevk simgesi olarak yans lm r (Mutlu, 1923, s. 60).

Selçuklu Devleti zaman nda ise Arap kültürü toplumda etkili olmu ve Selçuklu kad göçebe O uz Türklerindeki Türk kad ndan farkl bir konuma gelmi tir. Türk kad Selçuklu Devleti ile Türk, Acem, Arap ve sonra da Bizans kültürlerinin olu turdu u artlar içinde ya amaya ba lam r. O uz kad nlar toplumun gerisinde kalmaya ba lam ve yakla k alt yüzy l topluma damgas vuramam r. Selçuklular slamiyet’i devlet düzeninde uygulam r. Bu nedenle Selçuklularda dini taassup vard r ve kad nlar toplumsal hayatta erkeklerle beraber oturup fikirlerini söyleyebilme imkan na sahip olamam r. Selçuklularda dini taassup olmad öne süren Afet nan “Osmanl larda teokratik bir sisteme göre

(26)

yürütülen idare ve kad n taassubun bask alt nda kalmaya mahkum olmu tur” demi tir ( nan, 1968, s.43). Selçuklu Türkleri geleneklerini Müslümanl n getirdi i kurallarla normal bir ekilde geli tirmi lerdir. Selçuklu saray kad , halk n uydu u kurallara uymak zorunda olmasa da di er kad nlar dini geleneklerin bask üstünde hissetmi tir. slamiyet’e geçi ile de en ekonomi Türkler üzerinde feodal bir yap olu turmu tur ve toplumda birbirinden ayr iki kad n tipi ortaya ç km r. Bunlardan biri Arap kültürü etkisi alt nda kalan sözünü etti imiz grup; di eri Türk kültürünü koruyan grup. Buna çarp örnek Bac yan- Rum te kilat r. Kurucusunun Fatma Bac oldu u bu te kilat Ahili in kad nlar koludur. Türkmen kad nlar burada siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel faaliyetlerde bulunmu lard r. Hatta bu te kilat Kayseri’nin Mo ollara kar savunulmas na fiilen kat lm r (Kurnaz, 1996, s.13). Selçuklu Devleti’nin halk kesimindeki kad ise dini geleneklerin k tlamalar na ra men baz eski gelenekleri sürdürmeye çal r. Örne in harem hayat na kar ç km lard r.

Ünlü Arap seyyah bn-i Batuta 14. yüzy l Anadolu kad öyle anlatm r:

“…Burada kad nlar erkeklerden kaçmazlar ve yola ç kaca z zaman akraba ya da hane halk ndanm ças na bizimle vedala rlar, bu ayr ktan dolay üzüntülerini gözya lar dökerek belirtirlerdi.” (Do an, 2003, s.9).

Her milletin oldu u gibi Türk milletinin de yaz lmam hukuk devirleri vard r. Türklerde de yaz hukuk kurallar olmad için gelenek ve görenekler etkili olmu tur. Bu geleneklerde kad n çok iyi bir statüde yer alm r. slamiyet’in kabulüyle Türk aile yap de mi , kad n toplumda geri planda kalm r. slamiyet’e göre Türk kad erkekle ayn statüde yer almam r (Tümer, 1994, s.173–180).

1.4.3. Osmanl Devleti Döneminde Türk Kad

13. yüzy lda kurulan Osmanl Devletinde Türk kad n yeri zaman içerinde siyasi, iktisadi ve toplumsal ko ullar n de imiyle orant olarak baz farkl klar

(27)

göstermektedir. Türk toplumunda kad n toplumsal durumu Osmanl Devletinin güçlenmeye ba lamas yla gerilemeye ba lam r (Mutlu, 1923, s.62).

Osmanl Devletinin ilk dönemlerinde e itlik, özgürlük gibi ilkeler devlet yönetiminde etkili olmu tur. Kad nlar rahatça sokakta dola abilmekte, al veri yapabilmekte, ticaretle u ra abilmekteydi. Saray hayat nda da eski demokratik gelenekler korunmakta, elçiler saraya ziyarette bulunduklar nda sultan sarayda bulunmuyorsa sultan n han elçileri kar lamakta ve devlet i lerini yerine getirmektedir (Mutlu, 1923, s.61).

Zamanla ran ve Bizans medeniyetleri ile iç içe ya ayan, Osmanl Devletinde de toplum içinde kad n yerinde gerileme olmu tur. Bu durum ehir ya am nda çok daha etkili olmu tur. Osmanl Devletinde kad n denilince akla ilk gelen kavram haremdir. Bu kavram ran ve Bizans kültüründen gelmi daha sonra da etkisini artt rm r. Saraya giren harem kavram yla saray haremlik – selaml k olarak ikiye ayr lm r. Böylece Osmanl kad nlar nda yüzlerini kapama gelene i ba lam ve bu zamanla halk aras nda da yayg nla r (Alt ndal, 2004, s.75). Harem bölümüne sadece yak n akrabalar ve amca, karde gibi nikah dü meyen erkekler girebilirdi.

Bu dönemde aile kurumunda ataerkil bir yap vard r. Erkek kad otoritesi alt na alm r. Kad n e ini seçme hakk yoktur. Bo anma için erke in kad na “bo sun” demesi yeterlidir. stanbul’un fethedilmesiyle Osmanl toplumunda poligami artm ve cariye tutma gelene i ba lam r. Osmanl sultanlar zamanla cariyeleri ile evlenmeye ba lam lard r. Bu gelenek daha çok saray ve çevresinde görülmü , halk aras nda çok e lili e nadiren rastlanm r (Do ramac , 1993, s.3).

Osmanl Devletinde t pk evlilikte oldu u gibi hukukta da kad n ve erkek aras nda e itlik yoktur. Osmanl Devletinde kad n konumu çok farkl olmu , bu konumu belirleyen Kur’an- Kerim olmu tur. Kur’an- Kerim genel olarak Osmanl Devletinde aile hukukunun kayna olu turmu tur. Evlili in olmas için kad n ve erke in anla mas yeterlidir. Devlet evlilik kurumuna herhangi bir müdahalede bulunmam , evlenme imam nikah ile gerçekle mi tir (Çak r, 1994, s.136).

(28)

Eski Türk geleneklerine ve Müslümanl a ayk olarak Türk kad n statüsündeki gerileme Osmanl lar n Bizans, ran ve Arap ili kilerinin artt dönemde ortaya ç km r; ancak bu durum sadece ehir kad nlar etkilemi tir. Göçebe kad n ve köylü kad nlar için böyle bir durum söz konusu olmam r. 19. yüzy ldan itibaren Osmanl Devletinde kad nlar n problemleri ifade edilmi ve çözüm yollar aranm r.

Osmanl Devleti 19. yüzy lda sürekli yenilmeye ba lam ve Bat n gerisinde kalm r. Bu durum Osmanl Devletinde yenile me hareketlerini ba latm r. lk olarak askeri alanda yenile me hareketi ba lam , yeterli olmay nca 1839 y nda Tanzimat Ferman yay nlanarak her alanda yenile me sa lanm r. Bat tarz nda okullar aç lm , hukuk sisteminden yararlan lm ve kad n da bu yenile me hareketi içinde kendini bulmu tur. Bat ’y yak ndan inasi, Nam k Kemal, emsettin Sami, Ahmet Mithat Efendi gibi Osmanl ayd nlar eserlerinde kad n konusuna yer vermi lerdir (Caporal, 1999, s.59).

inasi’nin Türklerin evlilik içi ili kilerini ele alan “ air Evlenmesi” de Tercuman- Ahval gazetesinde yay mlanm r (Kutlu, 1982, s.10). Ziya Pa a taraf ndan yaz lan bir makaleden dolay bu gazete hükümet emriyle iki hafta süresince kapat lm r (Lewis, 2000, s.147). inasi daha sonra Nam k Kemal’in yard yla 1862’de Tasvir-i Efkar gazetesini ç karm , kad nlar n e itimine yönelik Terbiye-i Nisvan Hakk nda Bir Layiha adl makalesini bu gazetede yay mlam r. Nam k Kemal bunun d nda kad n ve aile içindeki konumuyla ilgili birçok makale yazm r.

Tasvir-i Efkar gazetesi kad n okurlar n mektuplar na yer vermi tir. 1868 nda ç kar lan Terakki gazetesinde bir bayan okuyucu vapurlarda kendilerine ayr lan yerlerden ikayet etmi tir. Ayn gazeteye mektup yollayan ba ka bir bayan okuyucu da okuma-yazma bilmedi i halde ba kas na yazd rd mektupta çok evlili i sorgulatm r (Çak r, 1994, s.23).

1 A ustos 1895’te yaz kadrosunun tamam na yak kad n olan “Han mlara Mahsus Gazete” yay nlanmaya ba lam r. Bu gazete en uzun süre ç kan kad n

(29)

gazetesidir. Derginin yay n amac n yer ald ilk say da nesilleri yeti tiren özelli inden dolay kad nlar n geli tirilmesi ve yükseltilmesi gerekti i vurgulanm , toplumla kad n aras nda ba lant kurulmu tur. lk kad n romanc z olan Fatma Aliye Han m da kad nlar n geli imiyle ilgili yaz lar yazm , kad n geli imindeki en büyük engelin erkekler oldu unu söylemi tir (Çak r, 1994, s.28).

Ali Suavi, Ahmet Mithat ve Abdulhak Hamit, emsettin Sami, Nabizade Naz m kad nlar zla ilgili yaz lar yazan yazarlar zd r. Ahmet Mithat poligamiyi ele tiren ve modern uygarl a uymayan ya am biçimlerini de tirmeyi benimsemi bir ayd nd r. Abdülhak Hamit ise “bir devletin kad nlar o milletin ilerleme derecesinin ölçüsüdür.” diye yazm r (Caporal,1999, s.62). Nabizade Naz m ve

emsettin Sami kad n toplumda a bir durumda oldu unu ifade etmi lerdir.

Tanzimat Döneminde evlenme, bo anma, giyim ku am, arazi hukuku, cariyeli in kald lmas … gibi konularda hukuk alan nda de iklikler yap lm r. Bu dönem bir ba lang ç dönemidir ve yap lan yenilikler bir sonraki dönemi de etkilemi tir. Arazi hukukunda yap lan de iklikle k z çocu u da erkek çocuk gibi babas n arazisine kar ks z sahip olabilme hakk elde etmi tir (Güzel, 1996, s.20). Bu hakla arazi k z ve erkek çocuk aras nda e it olarak payla lm r (Ça da Hukukçular Derne i, Kad n Hukuku Semineri, 1996, s.30-31). 1882 y nda kad nlar ilk kez nüfus say na tabi tutulmu ya , fiziksel özellikler, medeni ve sosyal durum gibi birtak m bilgiler de verilmi tir. Yabanc larla evlenen kad n, art k Osmanl vatanda olamazd . Gayr- müslimle evlenmesi, Osmanl vatanda olsa da slam gere i yasakt r.

Giyim ile ilgili de iklikler Osmanl yöneticilerinin kad n giysilerine oldukça önem verdiklerini görürüz. Kad n giydi i k yafet çar af ve peçedir. Herhangi sosyal bir de imin olmad dönemlerdeki en eski kad n k yafeti ise alvar ve gömlektir (Ta lu, 1958, s.15). Kad nlar n k yafetleri Lale Devrinde sosyal hayata kat lmalar yla farkl k göstermi tir. Kad nlar art k soka a ç karken özenle ba lar yapm lar, feslerin üzerine ya mak tutmu lard r. Ya maklar n yap ld kuma lar zamanla öyle ince bir hal alm r ki art k bir süs e yas olarak kullan lmaya ba lanm r. Ferace de art k vücut hatlar belli etmeye ba lad için

(30)

kad nlar toplumdan tepki alm lard r. Böylece Müslüman kad nlar n H ristiyan kad nlara benzeyerek aç k gezmeleri yasaklanm r (Ça da Hukukçular Derne i, Kad n Hukuku Semineri, 1994, s.34-35).

Tanzimat ile birlikte e itim alan nda da yenilikler yap lm r. E itim alan nda ya anan en çarp geli me Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin haz rlanmas r (Kurnaz, 1996, s.15). Osmanl Devletinde k zlar için ö retmen okulunun aç lmas ve rü tiye say n artt lmas karar al nm r.

Tanzimat Döneminde birçok alanda yenile me hareketleri yap lsa da ço unda ba ar sa lan lmam r. Bat hukuku ve slami hukuk aras ndaki çeli ki ancak cumhuriyetle çözüme kavu mu tur

II. Me rutiyet’in 1908 y nda ilan edilmesiyle geleneksel temeller üzerine kurulu Osmanl Devleti siyasal, sosyal, ekonomik, e itim gibi her alanda farkl la ma sürecine girmi tir. Toplumsal alandaki de imler, kad n de imini ve modernle mesini sa lam r.

II. Me rutiyet Dönemine kadar kad n iyi bir anne, iyi bir e , iyi bir ev han gibi vas flarla dü ünüldü ü için kendisini toplumun d nda tutmu ve eviyle ilgilenmi tir. Bu dönemde meydana gelen de imlerle onun da gözü aç lm ve toplumdaki yerini almak için mücadele de bulunmu tur.

II. Me rutiyet Dönemiyle Türk kad Tanzimat’tan sonra ikinci bir yenilik hareketini görmü ve toplumdaki yerini yava yava almaya ba lam r. Kad n sadece iyi bir e ve anne olmaktan ç km ve aile yap da geli meye ba lam r. Bu dönemde kad n edebiyat da etkilemi ve birçok yazar eserlerinde Türk kad konu olarak ele alm r. Abdülhak Hamit , “Bir milletin kad nlar o milletin ilerleme derecesinin ölçütüdür” (Fevzio lu, 1992, s.884) derken, Tevfik Fikret “Elbet sefil olursa kad n alçal r be er.” (K rkp nar, 2001, s. 103) demi tir.

1908 Genç Türk Devrimi’nin Frans z htilalinden etkilendi i e itlik, adalet, hürriyet gibi kavramlar Osmanl Devletinde kad n-erkek e itli ini gündeme getirmi ve edebiyatç lar da bu konular ele alm r. Abdülhak Hamit ve Tevfik Fikret

(31)

nda bu dönem Türk kad en güzel anlatan Peyami Safa’ d r. Bu dönem kad n toplumdaki yerini ve aile hukukuyla ilgili konular slamc lar, Avrupac lar ve Türkçüler olarak üç ana bölümde ele alm r (Safa, 1981, s.45-60). Ona göre Türkçüler kad n konusuna çok de inmemektedir. “…ananenin eteklerine milli aç dan Türkler, dini aç dan slamc lar yap durumdayd lar.” Avrupal la man n da öyle oldu una inan yordu : “…maymunca bir taklitten öte gitmeyen en dar anlam yla kozmopolit ruhuna kar nefretlerinde samimi olduklar ndan ve haks z olmad klar ndan hiç kimse, hatta Garpç lar da üphe etmiyordu…”(Safa, 1981, s.59).

Tanzimat Dönemi Türk kad ele alan bir di er edebiyatç z da Celal Nuri’dir. “Kad nlar z” adl kitab nda çok e lilik ve örtünme konular üzerinde durmu tur. Ona göre örtünme bask n oldu u toplumlarda görülmekte ve kad n örtünse de erke in cinsel uyar lmas na engel olamaz; çünkü erkek de kad n için cinsel uyarand r. Öyleyse erkek de örtünmelidir.

Bat lar kad nlar n diledikleri gibi giyinmeleri gerekti in ve eyhülislamlar n çar af giyme zorunlulu u için beyanda bulunmamalar gerekti ini, polis ve külhanbeylerin kad nlar n giyimine müdahale etmemeleri gerekti ini savunmu tur. Garpç lara göre kad nlar vatan n en büyük velinimetidir ve erkekler taraf ndan kendilerine hürmet gösterilmelidir. Her erkek be endi i ve seçti i kad nla evlenecek, görücü usulüne son verilecektir. K zlar n e itimi için di er mekteplerin yan nda bir de T bbiye mektebi aç lacakt r (Safa, 1981, s.50).

Garpç lar böyle dü ünürken slamc lar kad n konusunda eriat kurallar savunmu lar ve eriat n emretti i eylerin hepsini faydal , yasak etti i eylerin hepsini zararl olarak nitelendirmi tir. Kad nlar n vücutlar kendilerine mahrem dü en erkeklerden saklamalar gerekti ini ve örtünmelerini savunmu tur. Kad n da bunlar yerine getirerek gezmeye gidebilece ini, mal istedi i gibi kullanabilece ini, kad n cemiyetlerine giderek konferans verebilece ini ve dinleyebilece ini, e itim görebilece ini söylemi tir. Kad nla evlenmek mecburidir ve bo anmak zevk için yap lacak bir durum de ildir (Safa, 1981, s.57 – 58).

(32)

slamc lar, aile kurumunun dini esaslara göre kurulmas savunurken; Garpç lar ise Bat kanunlar n mutlaka kabul edilmesini savunmu tur. Halide Edip Ad var Türk kad n geli imi ile ilgili yaz lar yazm ve bu yaz lar Tanin gazetesinde yay mlam r (Do ramac , 1993, s. 53-71). Yazd nda romanlar nda da kad n – erkek e itli inin olmas gerekti ini ele alm r. Bir di er edebiyatç z Ziya Gökalp de Türk kad n sadece Eski Türklerde kad n e it bir konumda olmas na dikkat çekmekle kalmay p, feminizm ve demokrasi kavramlar n ilk kez Türklerde ortaya ç kt dile getirmi tir (Gökalp, 1976, s.158).

Türk kad n sosyal ya amdaki yeri bat la ma hareketleri sonucu Osmanl Devleti’nin son zamanlar na do ru az da olsa de meye ba lam r. Aile içi ile

rl kalan kad n ev d nda da art k etkili olmaya ba lam r. Tanzimat Döneminde ortaokul ve ö retmen okuluna gitme hakk elde eden Türk kad , ebe ve ö retmen olarak ilk kez çal ma hayat na girmeye ba lam r. E itim alan nda ba layan bu hareket yay n organlar nda da etkili olmu , II. Me rutiyet’in ilan yla birlikte dernek ve yay n faaliyetlerinde görülmeye ba lam lard r.

Bu geli meler Türk kad n kültür seviyesini yükseltmi ve kad nlar n ülke sorunlar yla ilgilemelerini sa lam r. Balkan Sava lar , Birinci Dünya Sava ve Kurtulu Sava ’nda bunun uygulamalar aç k bir ekilde görmekteyiz. Kad nlar sava larda erkekler ile omuz omuza çal , cepheye silah ta yarak ve yeri geldi inde silah kullanarak dü manla çat r.

Sava nedeni ile erkekler askere al p, cepheye sevk edilmi bo alan yerlere kad nlar al nm r. Böylece yol yap ndan sokak temizli ine, ticaretten fabrikalara, devlet dairelerine kadar birçok i alan nda kad nlar çal lm r. Berberler bile bo alm kad nlar o ko ullarda çal ma alan yla ilgili sabah gazetesi yar aka “Erkeklerimiz imdiden sakallar kad nlar n ellerine vermeye ba lad lar.” diye ba k atm r (Göksel, 1999, s.410).

Balkan Sava lar devam ederken Enver, Talat ve Cemal Pa alar Bat Trakya’n n i gali s ras nda kad nlar n kendilerine yard m etmelerini istemi lerdir. Genellikle cephede erkeklerin yan nda yer alan Türk kad gelen yaral lar n

(33)

yaralar sarm , cephe d nda da fabrikalarda i çi olarak çal ülkeye katk da bulunmu tur (Güzel, 1996, s.43).

Sava s ras nda fabrikalarda i çi, cephede hem ire ve cephanelik ta yan Türk kad , yay n faaliyetlerini de artt rarak konferanslar düzenleyerek katk artt rmaya çal r (Kurnaz, 1993, s.9).

Bu konferanslardan bir tanesi Darülfünun-u Konferans Salonunda yap lm r. Bu konferansta Halide Edip, Fatma Aliye, Nigar Binti Osman, hsan Raif gibi dönemin ünlü kad nlar aras nda yer alan 14 kad n konu ma yapm r. Oldukça içerikli ve etkileyici konu malar n aras nda heyecanl iirler de okunmu tur (Kurnaz, 1993, s.9).

Konferansta konu ma yapan kad nlardan birisi de Fatma Aliye’dir. Fatma Aliye, kad n haklar slami ölçüler içinde savunmu bir kad nd r. Çok evlili i savunan Mahmut Esat Efendiye kar sava açm ve tart mas bas n yoluyla sürdürmü tür (Caporal, 1999, s.74).

Fatma Aliye sosyal yard m faaliyetlerinde de bulunmu , 1896 Yunan Sava ras nda yaral lara yard m için ailelerden yard m toplam , Türk kad yaral askerlere yard m için ça rm , Balkan Sava s ras nda yard m amac yla kurulan Cemiyet-i mdadiye’nin ba kanl yürütmü tür (Kurnaz, 1993, s.10). Fatma Aliye konferansta unlar öyle bir konu ma yapm r:

“…Hayatla ölüm aras nda son dakikalar geçiren bu sevgili memleket, bu mukaddes vatan erkeklerin silaha, kad nlar n gayrete sar lmas yla canlanacak ve art k ölmeyecektir.” (Kurnaz, 1993, s.36).

Kad nlar yapt klar konu malarla halk uyand rm , vatan n savunulmas nda daha etkili bir rol oynamalar sa lam r.

Birinci Dünya Sava s ras nda Türk kad daha aktif olmu lar ve askere al nm lard r. stanbul’da Birinci Ordu taraf ndan olu turulan Birinci Kad n çi Taburu geri hizmette çal lm r. Suriye’de Dördüncü Ordu’nun derletti i kad n

(34)

Amele Taburlar pamuk hasad için Çukurova’ya gönderilmi tir. Bunun yan s ra sava ile birlikte resmi daireler kad n memur çal rmaya ba lam , ayr ca ticari alanda da Kad n Tüccarlar Pazar aç lm r (K rkp nar, 2001, s.116). Devlet dairelerinde kad nlar daha çok postane ve telgrafhanelerde ayr ca hasta bak olarak hastanelerde çal r (Çitçi, 1979, s.221).

Sava ile birlikte Osmanl toplumunda sadece aile içinde varolan kad n toplumda da etkili olmaya ba lam r. Kad n toplumda daha etkin hale gelmi ; ancak tam anlam yla de im sa lanamam r. Yap lmak istenilen de imin olmas için tarihsel ortam n olu mas gerekmekteydi ve bu ortamda Kurtulu Sava ile olu acakt r.

Balkan Sava lar ve Birinci Dünya Sava nda oldu u gibi Kurtulu Sava ras nda da Milli Mücadeleye kat lan Türk kad aktif bir rol oynam r. Kad nlar neler yapabilece ini kan tlam ; bazen dernekler kurmu , bazen eline silah al p sava , bazen de cephe gerisinde silah ta yarak ya da askerin sökü ünü dikerek mücadeleye destek verdi ini kan tlam r.

Türk kad 1918 y n sonuna milli mücadeleye yönelik örgütlenmelere kat lm r. Kurtulu Sava döneminde kad nlar taraf ndan kurulan derneklerin amaçlar ve çal malar öyle s ralayabiliriz:

1- Yard m ve kültür cemiyetleri,

2- Milli Mücadeleyi destekleyen cemiyetler, 3- Mandaterlik yanl kad n cemiyetleri,

4- Ayr kç faaliyette bulunan az nl k cemiyetleri.

Kad nlar n Milli Mücadeleye kat lmalar da u maddeler alt nda toplanabilir:

1- Yard m toplamak,

2- Göçmenlere ve kimsesizlere yard m etmek, 3- Silahl mücadeleye kat lmak,

4- galleri protesto eden mektup ve telgraflar göndermek

(35)

6- Cephane imalathanelerinde ve amele taburlar nda çal mak, 7- Cepheye silah ta mak,

8- Cemiyetler kurmak,

9- galleri protesto için düzenlenen mitinglere kat lmak.

19 Mart 1919’da nas Darulfünun’u ö rencileri ve Asri Kad nlar Cemiyet’i protesto toplant düzenlemi tir. Türk kad nlar , Kurtulu Sava nda yapt klar mitinglerde oldukça etkili olmu lard r. Bu mitingler, 15 May s 1919 zmir’in i gal edilmesinden sonra artm r (Gül, 1996, s.47). 22 May s 1919’da kad nlar ve bbeyili ö rencilerin düzenledi i Kad köy Mitingi, bu mitinglerin en önemlileri aras ndad r. Münevver Sami Han m’ n heyecanl sözleri dinleyiciler üzerinde büyük etki b rakm r. 23 May s 1919’da Sultanahmet’te 100.000 ki i önünde Halide Edip, 30 May s’ta yine Sultanahmet’te ükufe Han m konu ma yapm r. Bu mitinglerde konu an kad nlar sava an askerlerimizin yaln z olmad klar , ana, e , çocuk ve bac lar n onlarla birlikte sava maya haz r olduklar ve i gallere kar örgütlenmenin ve eyleme geçmesinin gereklili ini de belirtmi lerdir. galcileri ürküten bu kad n mitingleri, i galcilerin Osmanl Hükümetine yapt klar bask sonucunda bu tür mitinglerin yap lmas yasaklatm lard r. (Güzel, 1996, s.46).

stanbul’da yap lan bu kad n mitinglerinin d nda, Anadolu’da da önemli mitinglerin yap ld görülmektedir. stanbul’dan sonra Anadolu’da 10 Aral k 1919 ile 15 Ocak 1920 tarihleri aras nda birçok miting düzenlenmi tir. 1935 y nda milletvekili olan Hacer Han m, mitinglerin düzenleyicileri aras nda yer almaktad r (Güzel, 1996, s.47).

Kad nlar i gallere kar yurdun dört bir yan nda yap lan mitinglere kat lm r. 18 May s 1919’da Ala ehir’de, May s 1919’da Siirt’te, 27 May s 1919’da Edirne’de,12 Haziran 1919’da Amasya ve Niksar’da, 20 Haziran 1919’da Isparta’da, 12 Eylül 1919’da Sivas’da, 27 Kas m 1919’da Bal kesir ve 25 Aral k 1919’da Denizli’de yap lan mitinglerde ön s ralarda hep kad nlar yer alm r.

Türk kad nlar n i gallere kar yapt ilk kapsaml hareket Erzurum’da yap lm r. Erzurumlu kad nlar ad na çal malarda bulunan kad nlar komitesi,

(36)

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin faaliyetleri çerçevesinde, 29 Kas m 1919’da Muradiye Camiinde bir toplant gerçekle tirmi lerdir. Erzurum Kongresi s ras nda, Merkez Ö retmen Okulu Müdiresi Fahika Hakk Han m önderli inde birle en Erzurumlu kad nlar protestolarla seslerini ABD senatosuna duyurmu lard r (Gül, 1996, s.53).

Yap lan mitingler ve düzenlenen konferanslar d nda Türk kad bizzat sava a da kat lm r. Önce çetelerde sonra düzenli orduda sava a kat lan Mücahide Fatmalar, Zeyno Onba lar, Irazca Ba çavu lar bu döneme imzalar atm r. Ayr ca cephe gerisinde çal an köylü kad nlar ve birçok isimsiz kahraman Türk kad da vard r (Güzel, 1996, s.47).

Kara Fatma (Fatma Seher)

1888 Erzurum do umlu Fatma Seher tarihe Kara Fatma olarak geçmi tir. Balkan Sava lar na, Edirne’de görev yapan kocas subay Dervi Bey ile birlikte kat lm r. Birinci Dünya Sava na, ailesinden 10 kad nla Kafkas Cephesi’ne giden Kara Fatma, Mondros Mütarekesinden sonra e i Ermeniler taraf ndan ehit edilen kad nlar toplayarak Ermeniler ile çarp r. Mustafa Kemal ile görü erek görev isteyen, kurdu u milis kuvvetiyle Bursa ve zmit’in i galden kurtar lmas için mücadele eden Kara Fatma’n n müfrezesinde sava anlar n say 350’ye ç kard bilinir. Sakarya Meydan Muharebesi ve Ba komutanl k Meydan Muharebesine de kat lan ve üste menlik rütbesine kadar yükselen Kara Fatma, 1955 y nda Erzurum’da vefat etmi tir (www.gencbilim.com.kad n).

Gaziantepli Yirik Fatma

Cumhuriyetin temellerinin at lmas nda pay sahibi olman n mutlulu unu ya am Türk kad n kahramanlardan Gaziantepli Yirik Fatma, Gaziantep’in Frans zlar taraf ndan i gali s ras nda mücadele vermi tir. Frans zlar taraf ndan henüz tam olarak ku at lmayan Gaziantep’te dü man n hareket edece i haberini al nca, buna kar koymak için yola ç kan milis kuvvetine al nmak istemese de zorla kat lm r. Milis Kuvvetlerine yard m eden “Nazife Kad n”, Frans zlar taraf ndan

(37)

yakalanarak kuvvetler hakk nda bilgi al nmak istenmi tir. Kendisine yap lan kencelere ra men hiçbir bilgi vermemi tir (www.gencbilim.com.kad n).

lavuz Hatice

Adana ve yöresinde Frans zlara kar verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine kat lan K lavuz Hatice, 8 May s 1920’de milli kuvvetler Pozant ’ya taarruza ba lad nda, kritik bir duruma dü en Frans z kuvvetlerini kand rarak lavuzluk etmi tir. Hatice, k lavuzluk yapt Frans zlara yanl yol göstererek Karbo az ’na sokmu tur. K lavuz Hatice sayesinde bo azda s an Frans zlar Türk ordusu kar nda a r yenilgi alm ve Türk ordusuna esir dü mü tür (Kurnaz, 1996, s.61).

Tarsuslu Kara Fatma

As l ad “Adile” olan, “Adile Hala” ve “Adile Onba ” diye an lan kad n kahraman silah arkada lar aras nda “Kara Fatma” olarak an lm r. Milis Kuvvetleri ile Afyon Sava ’na kat lan Kara Fatma, Tarsus’un kurtar lmas nda büyük ba ar lar sa lam r (www. gencbilim. com.kad n).

Gördesli Makbule

Yunanl lar Sakarya Sava ’n kaybetmi , mevzilerine çekilmi tir. Vatan i gal alt ndayken Gördesli Makbule, kocas ile çete kurarak da lara ç km r. 17 Mart 1922’de Kocayayla’da olan bir çat mada Gördesli Makbule geri çekilen arkada lar k nayarak cesaret verici bir konu ma yapm r. Bu konu ma sonras nda dü mana kar sald da bulunmu ve ba ndan ald kur unla ehit olmu tur. Gördesli Makbule ehit olduktan sonra arkada lar onun yapt konu ma sayesinde dü man yenmi tir (www. gencbilim.com.kad n).

Bitlis Defterdar ’n n Han

Kahramanmara ’ta dü mana kar yap lan mücadelede en fazla yarar sa layan kahramanlardan biri de Bitlis defterdar n han r. Türk´ün kan n

(38)

haks z yere dökülmesinden galeyana gelen Kahraman Türk kad açt mazgal deli inden çarp malara kat larak Kayaba Mahallesi’nde 8 dü man öldürmü tür. Daha sonra da erkek elbisesi giyerek milis kuvvetlerine kat p, Milli Mücadele’ye büyük katk sa lam r. Türk kad n bu kahramanl üzerine Amasya Anadolu Kad nlar Müdafaa-i Hukuk-u Vatan Cemiyet’i Reisi, Asiye Remzi Han m Heyet-i Temsiliye’ye bir tebrik telgraf çekmi tir. Bu telgrafta Türklerin devrilemeyece i belirtilerek Bitlis Defterdar n e inin cemiyet taraf ndan Türk Mücahidesi olarak

ereflendirildi ini bildirmi tir (Akb k, 1990, s.189-190).

Tayyar Rahmiye

Adana’n n kad n kahramanlar ndan Rahmiye Han m, 9.Tümenin 1920 y n ubat ay ndan Hasanbeyli civar nda Frans zlar ile yapt muharebeye müfrezesiyle kat lm r. Muharebe s ras nda ate hatt nda kalan iki arkada korumak için ileri do ru at ld ndan kendisine “Tayyar Rahmiye” lakab verilmi tir.

1920 Temmuz ay nda Osmaniye’deki Frans z karargah na yap lan hücumda arkada lar n tereddüdünü görünce, “Ben kad n oldu um halde ayakta duruyorum da siz erkek oldu unuz halde yerde sürünmekten utanm yor musunuz?” diyerek hücuma geçilmesini sa lam r. Kahraman Türk kad n gösterdi i cesaret kar nda güç alan birlik tereddüdü elden b rakarak Frans zlara kar sald ya geçmi tir(www. gencbilim.com.kad n).

Onba Halide

Halide Edip Ad var “Onba Halide” olarak stiklal sava ’na kat lm r. Uzun süre cephelerde sava an Halide Onba , sava alan ndaki katk lar nedeniyle stiklal Madalyas almaya hak kazanm r. Türk ba ms zl k sava n bir sembolü olan Halide Edip Ad var, Türk edebiyat na kazand rd eserler ile günümüz Türk gençlerine çe itli dersler vermektedir. II. Me rutiyet sonras dönemin ilk kad n lideri Halide Edip Ad var olmu tur. Kad nlar Yükseltme Derne i (Talim-i Nisyan)’nin kurucusudur. Yeni Turan adl kitab yla ev d nda da çal an, ahlakl , erdemli yeni kad n özelliklerini belirlemi tir (Göksel, 1999, s.410).

(39)

Atatürk Halide Edip’i Türk Kurtulu Sava ’nda Türk kad n bir simgesi olarak görmü tür. 16 A ustos 1921’de Halide Edip, orduda gönüllü olarak sava mak istedi ini Mustafa Kemal’e bildirmi tir. Mustafa Kemal bu bildiri üzerine 18 Nisan’da öyle bir yan t vermi tir:

“Askeri hizmete kabul ve Bat cephesinde görevlendirildi inizi bildiririm. lk vas ta ile cephe karargah na müracaat ve oradan vazifenizin ö renilmesini rica ederim.” Halide Edip, bu telgraf al r almaz hemen 20.08.1921 tarihinde cepheye hareket etmi tir (K rkp nar, 2001, s.146).

Atatürk, Kurtulu Sava döneminde kad nlara erkeklerin yan ba nda sava ma imkan veren ve kad nlar n bu sava ta oynad rolü hiçbir zaman unutmayan, ink laplar aras nda kad nlara öncelik veren bir lider olmu tur. O zamana kadar dört duvar aras na s lm Türk kad na ilk kez yasal, ekonomik ve sosyal haklar tan r. Kad nlar bu haklar sonucunda i e girme olana , seçme seçilme hakk elde edebilmi lerdir. Ulu Önder’in Türk kad na kazand rd haklar sadece kad za iyilik yapma amac ta mam , kad na gösterilmesi gereken minnettarl da ifade etmi tir.

1.4.4. Cumhuriyet Dönemi Türk Kad

Osmanl döneminde yap lanlar toplumun geneline yans mam , küçük ba lang çlar olarak kalm r. Baz konularda da geri ad m at lm r. Türk kad n sorunlar köklü olarak Cumhuriyet döneminde çözülecektir.

1.4.4.1. Sosyal ve Siyasi Alanda Türk Kad

II. Me rutiyet Dönemde yap lan yenilikler toplumun siyasi, sosyal ve ekonomik yap de tirmi , kad nlar da bu geli en ortam içinde yerlerini alm r. 1867 y nda Cemiyet-i mdadiye Derne i Rumeli hududundaki yaral askerlerimize yard m etmek için kurulmu ard ndan 1908 y nda Halide Edip Ad var ba kanl nda Hukuku Nisvan (Kad n Haklar Savunma Derne i) kurulmu tur

(40)

(Çak r, 1994, s.323). Hukuku Nisvan d nda Me rutiyet Döneminde kad nlara yönelik birçok dernek kurulmu tur. Bunlardan baz lar Osmanl Kad nlar Terakkiperver Cemiyeti, Teali Nisvan Cemiyeti (Kad nlar Yükseltme Derne i), Osmanl Cemiyet –i Hayriye-i Nisaiye, Müdafa –i Hukuk- i Nisvan Cemiyeti’ dir (Kurnaz, 1996, s. 193-235). Müdafa-i Hukuk-i Nisvan Cemiyeti II. Me rutiyet Dönemi kad n dernekleri aras nda feminist olan tek kad n derne idir. 28 May s 1913‘te kurulan dernek her Osmanl kad asli, isteyen ecnebi kad nlar da yard mc üye olarak kabul etmi tir. Kad nlar de erlerini yükseltmek ve haklar n korunmas istemek art ile derne e üye olabilmi tir. Müdafa-i Hukuk-i Nisvan Cemiyeti sesini kamuoyuna ç kard klar Kad nlar Dünyas dergisiyle sunmu ve kad nlara yol gösterip onlar destekleyenlerin sözcülü ünü yapm r (Çak r, 1994, s.57).

Türk kad na yönelik yap lan yeniliklerin tamam nda Me rutiyet ve ard ndan Cumhuriyet rejiminin taraftarlar vard r. lk kad n derne ini kuranlar, feminist hareket ile ilgili yay nlar yap lanlar, kad n hak ve özgürlüklerini mahkemede savunanlar erkekler olmu tur. Kad nlar ilk zamanlar tüm bunlara cesaret edememi zamanla burjuva kesiminde e itim alm kad nlar yava yava bu konular üzerine

ilmi tir. Enver Pa a’n n e i Naciye Sultan Hazretleri himayesinde 1915 y nda kurulan Kad nlar Çal rma Cemiyeti slamiyesi kurucular Ba kumandan Vekili ve Harbiye Naz Enver, Harbiye Nezareti Müste ar smail Hakk , Harbiye Nezareti Mebusu Salih Cimboz, Dava Vekili Mehmet Selahattin Beyler’dir (Kad nlar Çal rma Cemiyeti Nizamnamesi, 1946, s.8).

Naciye Sultan himayesinde kurulan bu cemiyetin amac endüstrinin farkl sektörlerinde kad n i çilere yer vermek, onlar bu sektörde namuslu bir ekilde çal rmak, geçimlerini sa lamalar na imkan vermek, kad nlar da ekonomi sektörüne sokmakt r (Kad nlar Çal rma Cemiyeti Nizamnamesi, 1946, s.2). Kad nlar Çal rma Cemiyeti’nin as l amac dul ve yetimleri çal rmak, kad nlar için a r çal ma ko ullar iyile tirmek, onlar için özel yurt, yatakhane yapt rmak ve mesailerini 15 saatle s rland rmakt (Güzel, 1996, s.871).

(41)

Me rutiyet döneminde özgürlükler esas al nd için birçok konuda oldu u gibi Türk kad konusunda da çözümlerin arand bir dönem olmu tur. Bu dönemde bas lan dergi ve gazetelerde kad n konusuna verilen yerden bunu anlamaktay z. Kad n (1908), Kad n Bahçesi (1912), Kad nlar Dünyas (1912), Kad n Hayat (1912), Kad n Duygusu (1913), Kad nlar Alemi (1913), Kad nl k (1913), Kad n Hayat (1918), Kad n Kalbi (1919) ( nan, 1968, s.88). Kad nlar bu dergilerde yaz lar yazm , hatta baz lar sorumluluklar bile alm r. Örne in Feriha Karman Han m Kad nlar Alemi Dergisinde, ilk kad n air Nigar Han m da Kad nl k dergisinde yazm r (Caporal, 1999, s.81).

Kad n isimli dergide, kad n siyasi haklar konusunda yaz lar yaz lm , kad nlara seçim hakk n verilmesi istenmi tir. Kad n Alemi dergisinde de kad nlar taraf ndan makaleler ve hikayeler yaz lm , dünya kad n durumu anlat lm ve çok ileri olmasa da modadan bahsedilmi tir. Kad nlar Dünyas dergisinde kad nlar n ilim ve fen alan nda erkekler gibi yer almalar gerekti i belirtilmi ve konuda erkeklerden yard m istenmi tir (Çivrilli, 2005, s.42).

Me rutiyet döneminde Türk kad yla ilgili yap lan bu geli melerin ard ndan Kurtulu Sava yla birlikte kad nlar siyasi alanda görülmeye ba lam r. Kurtulu Sava i çi, köylü ve kentli her s ftan Türk kad n etkilemi ve birlikte mücadele etmi tirler. Kurtulu Sava s ras nda kurulan 50den fazla örgütün içinde 10dan fazla kad n cemiyeti yer alm r.

Türk kad sava süresince siyasi faaliyetlerini devam ettirmi tir. zmir ve stanbul’un i galinden sonra yap lan mitinglerde yer alm r. Kad nlar bir çat alt nda toplamak için dernekler kurulmu ve sahip olmas gereken de erin verilmesi için onlar e itmi tir.

Türk kad nlar n as l örgütlenmeleri 7 Aral k 1919’da kurulan Anadolu Müdafaa-i Vatan Cemiyeti ile olmu tur. Cemiyet kurulduktan sonra Mustafa Kemal’e haber verilmi , Mustafa Kemal de unlar söylemi tir:

(42)

“Anadolu’nun bilhassa pek büyük ink laplara muhtaç olan kad nl k hayat nda atiyen pek büyük asar- terakki ve intibah vadeden bu ayan- takdir te ebbüs, memleketimizin her türlü selamet ve saadetini gaye edinmi olan heyetimizin bilhakk n müstehzimi ve ükran oldu.” (K rkp nar, 2001, s.141).

Mustafa Kemal Atatürk, Türk kad nlar n bu fedakarl klar n tüm kamuoyunda taraftar toplayaca na inand ve erkekler kadar ba ar olacaklar dü ündü ünü ifade etmi tir. Ayr ca Sivasl han mlar n yapt klar fedakarl di er tüm cemiyetlere bildirmi ve kad nlar n cemiyet kurma giri imlerini destekledi ini söylemi tir (K rkp nar, 2001, s.141). Sivasl kad nlar Milli Mücadele’de etkili olmu lar ve i gallere kar protesto yapmak için kamuoyu olu turmu lar. Gazete ve dergi bas m, da na destek sa lam lar, rade-i Milliye gazetesinin ç kar lmas na yard mc olan cemiyet kad nlar Temsil Heyeti ile birlikte hareket etmi tir (Gül, 1996, s.52-53).

Anadolu Müdafaa-i Vatan Cemiyeti zamanla faaliyetlerini artt rarak Kayseri, Erzincan, Eski ehir, Yozgat, Konya, Viran ehir, Ni de, Burdur, Kangal, P narhisar, Amasya ve Kastamonu ubelerini artt rm r (Kaplan, 1996, s.75). Bu cemiyetler Türk kad n ne kadar duyarl oldu unu ve en ücra kö elere kadar ula maya çal n göstergesidir.

Mustafa Kemal, kad n haklar konusunu hem kendi ba na önemli bir konu olarak hem de Cumhuriyet Dönemi’nin ulusal karakterini ortaya ç karabilmesi için kullan lan bir araç olarak görmü tür. Kad n simge olarak kullan lmas ndan kurtulmas ve yurtta olarak kabul edilmesi için bu dönemin elveri li bir dönem oldu unu söylemi tir (Berktay, 1994, s.23).

Cumhuriyet döneminin yeni kad , geçmi le kopu un bir simgesi halini alm r. Atatürk’ün kendisi de bu simgenin olu mas nda önemli bir rol oynam r. Erkek çocuklar n evlat edinildi i bir dönemde kendisi k z çocuklar evlat edinerek kad nlar n görünebilir k nmas sa lam r. Yeni dönemin kad yeni bir rejimin esi haline gelmi tir. yi bir e itim alm orta s f kad kamusal görevlere

(43)

getirilmi tir. Yeni rejim, Türk kad için yeni bir dönemin aç lmas sa lam r (Berktay, 1994, s.23).

Tek parti devletinin otoriter yap , yeni kad n simgesini kendi amaçlar do rultusunda biçimlendirmeye çal için ba ms z bir kad n hareketinin olu mas engellenmi tir. Cumhuriyet Dönemi, kentli orta s f kad nlar korumakla beraber siyasi alanda onlara kendinden ba ms z hareket edebilme hakk vermemektedir. Kamu alan n kap lar kad nlara aç lm , kad nlara statü kazand lm r; fakat kad nlar n bu alanda yer almalar erkek reformcular n ellerine rak lm r. Bu durum kad nlar n özerk siyasal önceliklerinin bast lmas na yol açm r (Tekeli, 1991, s.122).

Tek parti döneminde kad nlar parti yerine Cumhuriyet Halk F rkas ’n n kad nlar kolu görevini üstlenmi ler, 7 ubat 1924’te Türk kad her türlü alanda ça da bir düzeye ula rmak için stanbul’da Türk Kad nlar Birli i derne ini kurmu lard r (K rkp nar, 2001, s.198).

Kimsesiz ailelere ve çocuklar na sosyal hayatta yer edinme imkan tan nacakt r, kad nlar n üretken birer birey olarak çal ma hayat na girmeleri sa lanacak, ihmal edilmi kad nlara yard m eli uzat lacakt r. Faaliyet y llar nda üye olman n tek ko ulu kad n yükselmesini amaç edinmektir. Kad nlar Birli i “Kad n Sesi” ad nda bir dergi ç karm , stanbul’a gelen k z ö rencilere yard m etmi , muhtaç olanlar na yemek ç karm , dil ö renmek isteyen ö renciler için kurslar açm r (Toprak, 2000, s.24-29).

Türk Kad nlar Birli i uzmanlar ve aralar ndaki elemanlar arac yla kad nlar ve halk ayd nlatmak için çe itli konferanslar düzenlemi tir. Belediyeler arac yla g da haz rlamas ve korunmas , sa k, düzen, ev i leri, aile ya am n nas l olmas gerekti ini ö retmek için kad nlar ayd nlat lm r.

Kad nlar birli i sosyal ya am d nda yakla an 1927 seçimlerinde kad nlar n oy kullan p kullanmayaca tart lm ; fakat olumlu bir sonuç al namam r. Bu dönem Türk kad n dünyadaki di er ülkelerdeki kad nlar n konumuyla

(44)

yasland nda onlara örnek olabilecek seviyede oldu u söylenebilir. Türk kad na verilen hak ve özgürlükler, bütün dünya kad nlar için verecek mücadelede yard mc olacak bir güç olarak görülmü tür. Ço u delege Türkiye’nin kad n konusunda en ileri safta yer ald ve Türkiye’deki erkek ve kad nlar aras ndaki fark n kalmad dile getirmi tir (K rkp nar, 2001, s.200-201).

1.4.4.2. Hukuk Alan nda Türk Kad

Türk kad n toplum içindeki yerine o dönemin ko ullar nda bak ld nda siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda yeni haklar kazand ve ça n ilerisinde oldu u görülmektedir. Kad n ça da bir görünüm kazanmas ise ancak kendisine yönelik yasalar n ç kar lmas yla olmu tur. Osmanl Devleti’nde kad n ve erke in rollerini net bir ekilde belirleyen kararname 1917 y nda ç kar lan Hukuk-u Aile Kararnamesi olmu tur. Hukuk-u Aile Kararnamesi eksikliklerine ra men geleneksel ve dinsel faktörlere sahip Osmanl toplumu için bir reform niteli i sergilemi tir. Hukuk-u Aile Kararnamesinden önce uygulanan kanun slam hukukuna dayanan Mecelle idi.

1839 y na kadar slam Hukuku ile yönetilen Osmanl Devleti’nde 1839 ndan sonra slam Hukuku yan nda Avrupa’dan al nan kanunlar da etkili olmu tur. Bu nedenle slam Hukukuna dayanan ana hukuk ile Avrupa hukukunun birlikte uygulanmas hukuk alan nda ikili in ortaya ç kmas na neden olmu tur (Onar, 1985, s.580 -581).

Hukuk alan nda ya anan ikili in ortadan kald lmas için çe itli fikirler öne sürülse de Hanefi mezhebinin hükümlerine göre yap lacak olan bir kitap Medeni Kanun görevini görecektir. 1869 y nda Mecelle Cemiyet’i olu turularak haz rl klar ba lam r. Mecelle, Medeni Kanun görevini görse de aile, ki i ve miras konular nda yetersiz kalm r. Aile, ki i ve miras konular slam hukukuna göre çözülmü ; ancak Mecelle Cemiyet’i bu konulara yönelik bir kitap ç karmay istese de II. Abdülhamit görevinin bitti ini söyleyerek izin vermemi tir (Onar, 1985, s.583). Bu yüzden bu konularda ç kan anla mazl klar 1917 y nda yap lan Hukuk-u Aile Kararnamesi ile çözülmü tür.

(45)

Hukuk-u Aile Kararnamesi kad nlara da baz haklar vermi tir. Örne in önceden bo anma olay nda kad n evden at rsa baba evine dönmek zorundayd . Hukuk-u Aile Kararnamesi ile kad na da bo anma olay nda baz haklar vermi tir. Bo anma;

1- Kocada bulunan hastal k veya fizyolojik kusurlar, (Ak l hastal , cinsel ili kiye engel kusurlar, cüzam gibi birlikte ya aman n zararl olabilece i hastal klar),

2- Kocan n kar na nafaka ödeme hükümlülü ünü yerine getirmemesi veya güçlük ç karmas ,

3- Koca ortadan kaybolmu sa, dört y l beklenir süre sonunda bo amaya karar verilir. Ancak kocan n ortada olmamas bir sava sonunda olmu sa bekleme süresi bir y ld r,

4- iddetli geçimsizlik halinde, hakemler bo ama karar verir.

Hukuk-u Aile Kararnamesi evlenme ya k zlar için 9, erkekler için 10 olarak belirlemi tir. Çok e lili in devam na da izin vermi , kad na baz ko ullarda bo anma hakk tan ken erke e kay ts z arts z bo anma yetkisi vermi tir (Unat, 1997, s.14). Kad n, nikah s ras nda sundu u ko ullar erkek ihlal ederse bo anmak isteyebilir ya da erkek ikinci evlili ini yapmak ister ve ilk e i müsaade etmezse bo anma hakk na sahip olur. Hukuk-u Aile Kararnamesi poligamiye kar ç km ; ancak dönemin kad nlar ndan birço u bundan habersiz oldu u için haklar arayamam r.

Hukuk-u Aile Kararnamesi, Tanzimat sonras nda yap lan hukuki düzenlemelerin son a amas olu turmaktad r. 1917 y na kadar aile hukuku konusunda tek kaynak f h kitaplar ve fetva mecmualar olmu ken Hukuk-u Aile Kararnamesi ile baz düzenlemeler yap lm ; fakat slam Hukuku etkisini sürdürmeye devam etmi tir. 1926 y nda ç kar lan Türk Medeni Kanun ile aile ve kad n konusunda düzenlemeler yap lm r.

3 Mart 1924 y ndaki 430 say Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile e itim merkezile tirilmi tir. Bu kanunla medreseler kald lm , ülke s rlar içindeki tüm

(46)

okullar Milli E itim Bakanl ’na ba lanm r. Türk kad nas l ki e itim alan nda yerini alm sa, hukuk aç ndan da 17 ubat 1926 y nda kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile yasal haklar elde etmi tir.

Cumhuriyet Döneminde ç kar lan yeni kanunlar, de imi gerekli gören ve ça yakalamak için daha fazla de im imkan sa layan kanunlard r. 1926 y na gelindi inde yeni kanun yapmaya gerek görülmeden Avrupa’daki aile kanunlar n en iyisi olarak görülen sviçre Medeni Kanun’u kabul edilmi tir. Medeni Kanun Cumhuriyet Dönemi ink laplar n temeli olu turmu tur (Moro lu, 1999, s.65-66).

Medeni Kanun ile birlikte milletimizin siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda olumlu sonuçlar alabilece i yeni kanunlar ç kar lm r. Kad nlar n özgürlü ünü ve aile hayat da sa lamla ran Medeni Kanun da ülkemizi ça da medeniyetler seviyesine ç karmak için gerçekle tirilen bu dönemin önemli önlemlerinden biridir (O uzkan, 2000, s.45).

17 ubat 1926 tarihli, 743 say Türk medeni Kanunu’nun en önemli maddeleri unlard r:

1- Hukuki bak mdan kad n ve erkek birbirine e ittir.

2- Poligami kesinlikle yasakt r.

3- Bo anma i lemi kanunla lm r. Her iki taraf e it artlarda bo anma hakk na sahiptir.

4- Kar ve kocan n birbirine kar hak görevleri tespit edilmi tir.

5- Kar ve kocan n mallar n idaresi, mal ayr , mal birli i, mal ortakl ekillerinden birine göre tespit edilmi tir.

6- Mirasta e itlik kabul edilmi tir. (Ta lu, 1958, s.56).

Ayr ca resmi nikah zorunlulu unun bu artlar alt nda gerçekle tirilmesi kabul edilmi tir.

Şekil

Tablo 1. 4.S f MEB Yay nlar  Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda Türk Kad n Yeri
Tablo 2. 5.S f MEB Yay nlar  Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda Türk Kad n Yeri
Tablo 3. 4.S f Ba ar  Yay nlar  Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda Türk Kad n Yeri
Tablo 4. 5.S f Ba ar  Yay nlar  Sosyal Bilgiler Ders Kitab nda Türk Kad n Yeri
+3

Referanslar

Benzer Belgeler

Benlik-alg›s› boyutlar› ile benlik-kurgusu temel boyutlar›n›n kutuplar› dikkate al›narak aralar›ndaki örüntüye ayr›nt›l› olarak bak›ld›¤›nda, bireysel

Elektrik Mühendisleri Odası Sırdaş Karaboğa Makina Mühendisleri Odası Yavuz Bayülgen Metalurji Mühendisleri Odası Mahmut Kiper Şehir Plancıları Odası Ü.Nevzat

Kad›nlar›n e¤itim durumu artt›kça do¤uma kat›lan kiflileri hat›rlaman›n artt›¤›, ancak do¤um yapma yafl› ile do¤um fleklinin do¤uma kat›lan kiflileri

Habitüel horlamas› olan gebelerde olmayanlara göre, yafl, boyun çevresi, vücut kitle indeksi, sistolik ve diyastolik tansiyon arteryel de¤erleri anlaml› olarak yüksek

Baumeister’a göre kendini be¤enme, tek bafl›na fazla olumlu bir fley olmad›¤› gibi,. baflkalar›n›n bir kiflinin zekas›, fizi¤i ya da erdemleri

CHP’nin önerdiği Türkiye’de kadınla erkeğin hayatın nimetini de külfetini de toplum ve aile içinde ortak paylaşması temel amaçtır.” Kadınlar

Sonuç olarak, toplumda de¤iflkenli¤inin ezici bir oranda apo(a) genine ba¤l› oldu¤u bilinen Lp(a) düzeylerinin, bu çal›fl- mada Lp(a) için serum total kolesterol ve sistolik

E¤itim düzeyinin düflüklü¤ü, bireyleflme yeter- sizlikleri gibi nedenlerle de ba¤lant›l› olarak yoksul kad›nlar birey olarak içinde bulunduklar› koflulla- r›n,