• Sonuç bulunamadı

Başlık: SAHİH-İ MÜSLİM NÜSHALARININ RİVAYETİYazar(lar):ROBSON, James;KOÇYİĞİT, TalatCilt: 4 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000309 Yayın Tarihi: 1955 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: SAHİH-İ MÜSLİM NÜSHALARININ RİVAYETİYazar(lar):ROBSON, James;KOÇYİĞİT, TalatCilt: 4 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000309 Yayın Tarihi: 1955 PDF"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yazan James ROBSON Çeviren : Tahlt KOçVİGİT

Buhari ve Müslim tarafından derlenen hadis koleksiyonlarının diger ha~ dis kitaplarından daha sahih -oldukları kabul edilir. İbni Salah «Buhari ve Müs-limin kitapları, kitabullahtan sonra en sahih kitaplardır» der (1). Müslümanların çogu daha ziyade, bu iki kitaptan Buharinin Sahihini nüfuzlu sayarlar. Fakat, Sahih-i Müslim için bir tercih izhar edenler de vardır. Ebu Ali Hüseyin b. Ali Nisaburinin «yer yüzünde, Müslim b. Haccacın kitabından daha sahih bir kitap yoktur» dedigi zikrolunur (2). İbni Salah «eger bununla, Sahihin mukaddeme-sinde verilen bir isnada dayanarak, Müslimin Buhariyi taklit etmedi,gi kas dolu-nuyorsa zararı yoktur. Fakat, Müslimin kitabı daha sahihtir demek istiyorsa bu reddolunur» der. Nevevinin kaydettiğine göre, Sahih-i Müslim, bii' hadisi zikret-tigi zaman, rivayetin bütün isnad zincirlerini vermek bakımından, Sahih-i Buha-riye nazaran bir üstünlügü vardır. Halbuki Buhari, bazen rivayetin bir isnadını, bazen de diger bir isnadını vererek hadisi muhtelif yerlerde tekrarlar (3). Zehe-bi, İbni Ukdad~m naklederek derki: «Müslim, bir hatayı nadiren yaptıgı halde, Buhari, bazen bir ravinin ismini, bazen de künyesini zikrederek ayni ~ahsın iki ayrı şahıs oldugu zannını uyandırır (4).» Bununla beraber Zehebi, kendisinin Bu-lüriyi üstün addettigini gösterir, yukarıda adı geçen Ebu Ali Nisaburinin sözle-rinin naklinden sonra kısaca «belki Buharinin Sahihi Ebu Aliye ulaşmamı~tlI'» der. Ebu Aliye ilaveten bazı magrip ~eyhlerinin de Müslimi tercih ettikleri söylenir, fakat umumi kanaat ~udur ki Sahih-i Buhari ve Müslim, her ikisi de en yüksek otorite olmakla beraber Buhari, birinci planda yer alır (5).

Sahih-i Müslim nüshalarının rivay'eti"hususunda elde mevcut başlıca üç ana kaynaga başvurdum: Nevevi, Şerh-i sahih-i Müslim I, S. 5-8; Ebu Bekir "b. Hayr, Fihrist, S. 98-102; Muhammed b. İbrahim Salahi, Kitabul imta vel intifa, 7a-8b (6).

Muhyiddin ebu Zekeriya Yahya b. Şeref Nevevi (7) (631-676), eserleri çok ıyı timınan me~hur bir hukukçu ve muhaddis idi. Mukaddemesinde, metnin nak,-liyle ilgili malum at verdigi Sahih-L Müslimin ~erhini muhtevi, hadis hakkında mühim eserler yazan, çalı~kan ve geniş bilgili birŞafi'i alimi idi.. YaşıtIarı ara-sında sahih bir nakil olarak beyan ettigi kendi naklinin isnad zincirini vermekle

(*) Bu yaz.ı, the Jüurnal of the Royal ASiat.ie Soeiet,y, Nisan, 1949 da neşre:dilmiştir,

(l) Ulfuniiil had~s. S, 13.

(2) Ayni yer. S. 14.

(3) Şerh-i Sahih-i Müslliiıın. I, S.- 10.

(4) Teelkiretıül huHaz. II, 151.

(5) Haıc! Halife, II, 512, 541.

(6) Ya.,ZJma. No. DCIII. Bi!bliüteea Naciünal de Madrid.

(2)

9

iktifa etmi~, Kalilnisi vasıtasile gelen isnad zincirini de zikretmekle beraber V. as-rın ba~langıcından daha öteye geçmemi~tir. Nevevi, ibni Salilh(l) (577-643)ı i~aret ederek, onun zamanında ve ondan evvelki zamanlarda Sahihin muttasıl isnatla nak-linin mühim olmadıgmı zikreder. Zira pratik maksatlar için, diger nüshalarla mu-kabele eden iki (sika) tarafından garanti edilmi~ yazılı bir nüshaya sahip olmak kafidir. Bu görü~ makuldür. Fakat hakikatte, İbni Salilh'ın söyledigi ve Nevevi-nin de izah ettigi gibi, muttasıl bir isnadla Sahihi elde etmek temayülü, vasıl

0-lunamayan bir gayedir.

Ebu Bekr b. Hayr b. Ömer b. Halife (2) (502-575) Seville'e mensubtur. Ha-riçteki seyahatleri hakkında bir kayıt yoktur. Fakat İspanyada bir çok tanınmı~ hadisçilerle kar~ıla~mı~, birçokları ile de muhabere etmi~tir. Hadisleri ya agızdan veya haberle~me ile, isimlerinin bir listesini yaptıgı yÜzü mütecaviz ~eyhten ög-renmi~tir. Mümtilz bir muhaddis, gremerci ve geni~ bilgili bir filoıog idi. Şeyhle-rinden biri olan ebul Hasan b. M~gis, onun bir ara~tırıcı olarak kabiliyetinden

0-kadar ho~nut olmu~tu ki, bunu, 'güzel bir cümle ile ~öyle ifade etmi~ti: «Ebu Bekr b. Hayr, hayr b. Hayr» (yilni hayrın ogıu Hayr) dır. Söylendigine göre kitaplarının yazılı~ında onların sıhhati için hiç bir me~akkatten 'çekinmemi~tir. Bu çalı~maları-nın neticesi olarak öldügü zaman kitapları çok yüksek fiatlarla satılmı~tır.

Kitabu'l-Imtil ve'l-İntifil müellifinin hüviyeti meçhuldür, Salilhl ~ekli ~üphe-lidir (3) ve 701 tarihli yazmanın sonunda görülen ismin, müellifin mi yoksa müsiensihin mi oldugu belli degildir. Fakat müellifi kimolursa olsun onun, geni~ bilgili ve son derece doğru bir kimse oldugu anla~ılıyor. 119 sahifeyi bulan yaz-manm tercümesini, nakil ve diğer tafsililtları mukabele etmeksuretiyle yaptım. Ve böylece onun sıhhatini anlamı~ oldum. Müellif, Sahih-i Müslim'in nakli husu-sundaki malumatın çogunu, babası ebul Abb8-s el-Azafi (557-633) den alan ebul Kasım el-Azafi'den nakletmi~tir. Ebul Kasım. hı'lkkında maluımat bulamadım (4). Baıbası (5),lbir ım:u1haddiısolar;3.ktanınan ve Tinbukti tarafından Musnid de-nilen kimsedir. Hadisleri, Ebu Muhammed Abdullahb. M. Ali, b. Ubeydullah Hac-ri el-MaHac-ri (505-591) ve Ebu Bekr b. Hayr'den i~itmi~tir. Fakat İbni Hayr'in ismi, yazmadaki isnad zincirinde geçmemektedir. Çe~itli isnadlarınkendisinde birle~-tigi Hacri ise bu konuda tanınmı~ bir otorite idi ve (Almaria) ya mensubtu. Fa-kat ailesinin (Toledo) dan geldigisöylenir. Hacri, Almaria ve Murcia'daki nü-fuzlu kimselerin tekliflerini reddetmi~, illil isnadı, güvenilir olması, doğruluğu ve hadise olan vukufiyeti sebebiyle, bir çok kimseler tarafından ziyaret edilen (Ceu-ta) ya yerle~mi~ti. Ona bir dereceye kadar evliyalık da isnad edilmi~tir. Kayde-dildiğine göre öldüğü zaman bir kuraklık vardı, fakat cenaze merasimiİıde, onun meziyetleri yüzü suyuna yağmur için yapılan dualardan sonra o gece bol miktar-da yağmur yağmı~tır.

Hadisin rivayeti ile ilgili eserlerde bir nevi otoriteye zaruret vardır. Bu se-beple daha sonra görülecek olan bu mevzu ilp ilgili üç kelimeyi burada zikretmek

(l) Şerh, I, S. 9.

(2) Zehebi, Tez., ıv, 154; Zaibbi, Euğya, No. 112; İbn Gezeri, Gayetün nihaye, No.299.

(3) Eaik: JRAS, 1935, 341.

(4) Emekelmann SuPP. l, 626 da zikredilen a;yni isimdeki şahısla Ikanştırılmama!lıdır.

(5) TinbuMi. NeyInI ihtihac (İbn Ferihtın'un kenarında, Dibacul mii'zeihlheb),S. 63.

An3-lectes SUr l'histoire et la li'tterature des Arabes d'Espagne, par e~-MaJklk;a:rir, 484, 901; İbnül

(3)

faydalı olacaktır. 1) İcazet: Bir ~eyh ııakletmi~ olduğu bir ~eyi, talebesinin bilme-sinden ho~nut olduğu zaman ~öyle söyleyebilir: «Falan kitap için sana icazet ver-dim». Diğer ~ekillerde ~ahıs yahut kitap açık olarak ti'lsrih edilmemi~ olabilir ki, bu hal tatmin edici değil demektir (1). 2) Münavele: Bu kelime (elden vermek) manasındaki fiilden gelir. Şeyh talebeye kendi nüshasını, yahut onunla muka-bele edilmi~ bir ba~ka nüshayı verir ve .~öyle der: «Bu benim falandan i~ittigim (yahut rivayet ettiğim) dir. Sen onu aynen benden rivayet et». Bu, münavelenin

i@azetle birle~mi~ ala bir ~eklidir (2). 3) Vicade: Bir kimse ~eyhin

rivayet etmi~ olduğu hadisleri ihtiva eden elyazması bir kitap bulur. Bulan kimse şeyhle hiç kar~ıla~mamı~tır. Yahut onunla kar~ıla~sa bile o, bu hadisleri rivayet e-derken hiç i~itmemi~tir. Rivayet etmesi için de icazet almamı~tır. Böyle hallerde o kimse «falan dedi» diyemez. Ancak «falanın elyazmasında buldum (okudum) diyehilir (3).

Sahih-i Müslim, Ebu İshak İbrahim b. Muhammed b. Süfyan (Ö. 308) ve E-bu Muhammed Ahmet b. Ali Kalanisi olmak üz'ere ba~lıca iki isnad zinciri vası-tasiyle rivayet edilmi~tir. Bir kimse, çe~itli kaynaklardan, Müslim'den hadis riva-yet ettlklerini anlar. Fakat nakledilen bu hadislerin, Sahihin tamamına ait olup olmadığı açıklanmamı~tır. Nevevi biografik lügatında (4) Müslim'denhadis riva-yet eden bazı kimseleri zikreder ve diger bazı kimselerin daha olduğunu söyler, takat Sahihin ~erhinde İbni Süfyan ve Kaı.~nisi'yi zikre'derse de burada, bun-ların hiç birinden bahsetmez (5). Zehebi ayni ~ekilde, İbni Süfyan' ı da dahil. ede-rek bazı kimseleri zikrederse de Kalanisi bunlar arasında yoktur (6) Keza Aska-li'mi ayni şekilde bahseder (7). Bir çok kimselerin Müslimden rivayet ettikleri söylenmekle beraber, İbn Süfyan ve Kalanisi, umumiyetle Sahihin sika ravilleri olarak tanınmış kimselerdir. Bir kimse, muhtelif isnadların, daha sonraki merte-belerinde, Sahihi rivayet eden bir çok kimselerlekarşılaşır. Bu itibarla, haber-de, şüphe etmek için hiç bir sebep yoktur. Biografik eserler böyle çok misaller vermektedir. Fakat bir kimse böyle notları toplamağa çalışırsa, nakli izlemek te-şebbüsü, çok karı~mış olacaktır. Bu sebeple, meseleyi, rivayetler hakkında kifa-yetli bir tenevvü örneği verdiklerinden, yukarıda zikredilen üç otoriteyehasret. mek en iyi yol görünmektedir.

İBNİ SÜFYAN'IN RİVAYETİ .

İbni Süfyan, Müslim'in ölümünden dört sene önce, 257 Ramazan (8) ında, Nisaburda, Sahihi, Müslimden dinleyerek bitirmişti. Nevevi tarafından, İbni Süf~ yanın rivayetinde bir noksanlığın mevcut olduğu. hakkında İbni Salahın bir görü-şü zikredilmiştir (9). Bu, İbni Süfyanın, Sahihi nasıl aldığını, Müslimin rivayete

Il) İbn Sa!ah, U1ürn., 151;

(2) A,ynj kitap, 160.

(3) Ayni ikHa,p. 168: Nevevinin Takribinde bu lEevzu tam 012]"".1\ vCFilmişj.ir; .Toııma!

Asia-liquc. seri IX, C. 17. 195: GOl-dzjher. Muh. stuct .. II. 188.

(4) TehJzibül e~ma vel lügi\,t (mütercim).

(5) S. 550

(6) Tez .. II, 150.

(7) TehJz.ibüt tehzib. X, 126.

(8) Neyevi, Şerb. I. S. 7: İbn Hayr, Fihr,j,ot. S. 100

(4)

11

müsaadesile mi (icazet), yoksa yazılı bir nüshadan mı (vicade) aldığını gösteı'-meksizin, (ahbarana Müslim) yahut (haddasana Müslim) yerine (an Müslim) ke-limelerini kullanı~ındaki üç parçaya tekabül eder. Bu parçalar ~unlardır: 1) XV, 318-425; II) XXV, 6; III) XXXIII, 43, XXXIV, 9. Bu rivayet, Eb'u Ahmed Mu-hammed b. İsa b. Amrtiya Cultidi (1) (288-368) ve Ebu Bekr Muhammed b. İbra-him-Kisa'i (Ö. 384/385) olmak üzere iki ki~i tarafından riaklolunmu~tur.

i ..CüLUDİ'NİN NÜSHASı

Cultidi'nin nüshası üç İsnad zinciri ile rivayet edilmi~tir: Abdülgafil' b. Mu-hammed b. Abdülgafir (2) (353-448), Ebul Abbas Ahmet b. Hasan er-Razi Cv. as-rın ba~langıcı), Ebu Said Ömer b. Muhammed b. Muhammed b. Davlid es-Siczi (V. asrın ba~langıcı). AbdÜıgafir, Sahihi 365 senesinde Cultididen almı~tır. Razinin al-dığı tarih hakkında verilmi~ maltimat yoktur. Siczinin ise 369 senesinde Nisaburda, Culfıdiden aldığı söylenir (3). Nevevi, Culfıdinin 368 Zilkadede, Sem'ani de om1n 368 Zilhıccede öldüğünü söylerler. Her ikisi de Culfıdinin 368 senesinin sonlarına doğru öldüğünde mutabıktır. Eğer onlar111bu haberleri doğru ise, Sıczinin, Cultidi-den 369 senesinde Sahihi aldığını söyleyen İbni Hayr yarlılıyor demektir. Bize gö-re ~üphesiz, Culfıdi, hayatının sonlarına doğru Sahihi Sicziye nakletmi~tii.'.Fakat ortaya mühim bir mesele çıkıyor. Siezinin, «Cultidi bize haber verdi. 369 senesin-de Nisaburda Sahihi ona cikudum» dediğini İbni Hayr söylüyor. İhtimal bunlar, Siczinin kendi sözleridir. İbni HaYl'in tarihte bir hata yaptığı anla~ılıyor. Eğer inanılır bir kimse, böyle bir ~eyde yanılırsa, ba~ka yerlerde de hata yapması ihtimali olamaz mı? Eğer böyle ise, ı;ıifahi rivayete gösterilen yüksek itibarın güç-lükle hak olunduğu anla~ılıyor. Fakat Nevevi ve Sem'aninin de hata yapını~ ol~ maları ihtimalini ilave etmek lazımdır. İbni Esir C4), Cultidinin ölümünü 369

se-nesinin sonlarına koyar.

Fakat ne olursa olsun, isnadlarda görülen ~ahıslar üzerinde vakit harcama-yacağım. Atıcak, 8ahihin rivayet tarzı hususunda mevcut malumatı vereceğim.

(a) Abdülgafir'in rivayeti.

Nevevi, Sahihi, ~eyhi Ebu İshak İbrahim b. a. Hafs b. Mudar el-Vasit1(5) (Ö. 664) den, Şaın camiinde, Vasitinin, Ebu'l-Kasım ebu Bekr ebul Feth Mansur b. Abdülmün'ım Faravi(6) (522-608) den, Faravinin, Ebu Abdullah Muhammed b. Fadlu'l-Faravi (7) (441-530) den, İbni Fadlul FaraYinin, 448 de Ebul Hüseyin Abdülgafir b. Muhammed Farisiden, Fa.risinin, 365 senesinde Culfıdiden, Cultidi-nin, İbni Süfyandan, İbni Süfyanın da 257 senesi Ramazan ayında Müslimden al-dığını söyler, Nevevi, her seferinde (ahbarana) kullanmı~tır.

İbni Hayr, Sahihi Ebu Bekr b. Arabi" (13) (468-543) den, ona okuyarak

al-. (LL Şerhal-. 1. 6: Senliani. Ensi'ı.,b.ı33.

(2) Şerh. ı. 6.

(3) Fiihrist, ıoo.

(4) VIII. 236.

(5) Şerh, ı. 5.

(6) Ayni ye'.', Yakut, Geogr. WÖl'terb., III, 866.

(7) Şerh, ı, 5; Geogr. wörtetb., III, 866.

(5)

'dığıni söyler, ayni ~ekilde, Musa b. Seyyid (1) den 524 senesi Zilkade ayında Al-geciras camiinde Musaya okuyarak, Ebul Hasan Abbas b. Sarhan (2) (464-543) nın nüshasından, yine ayni ~ekilde, Ebul Hakem Abdurrahman b. Abdülmelik (3) (Ö. 541/1147) den rivayet etmek için icazet almı~tır. Bu dört ki~i de, Sahihi, Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali Taberi(4) (Ö.. 498/1104) den almı~lardır. tbni Arabi, Taberiyi dinlemi~ ve ondan bir nüsha almı~tır (sema'an ve münaveleten). Musa ve Abbad, Sahihi hıfzından okuyan Taberiyi dinlemi~lerdir. Abdurrahman da ondan icazet almı~tır. tbni Arabi, ayni ~ekilde Ebu Bekr Muhammed b. Tarhan (5) dan dinlemi~, tbni Tarhan ise Sahihi Ebul Leys Nasr b. Hasan Tankuti (6) (406-471/ 1015-107.8)den almı~tır. Her ikisi de rivayetlerinde (ahbarana) kullanır (7). Ta-beri ve Tankuti, Sahihi, Abdülgafirden, Abdülgafir, Culudiden almı~tır. Rivayette

(ahbarana) kullanılmı~tır. Ancak, Culudi ve Ebu Süfyan (an) kullanmı~lardır. Kitabu'ı-tmtanın müellifi, Sahihin bir kısmını Ebu Yakub Safüyyiddin Yu-suf b. Musa Gumari Hassani (8) den dinlemi~ ve tamamını nakletmek için de ica-zet almı~tır. Safüyyiddin, Ebu Muhammed Hasan b. Salim b. SalIam dan Sahihi alı-~ında (ahbarana) kullanır. !bni Sallamın, Faraviden SaJ:ıihi alan ve tbni Sadaka ismi ile ma mf olan Ebu Abdullah Muhammed b. Hasan Harrani (9) yi i~ittiği söylenir. Fakat tbni Sadakadan Müslime kadar (Nevevinin isnadı ile ayni olan bu isnad yukarıda verilmi~tir) yalnız (an) kullanılmı~tır. Diğer bir nüsha, Siracid-din Temimi, Abdüssamed Harastani (10) (520-614/1126-1218) ve Faravi isnadı ile gelir. Burada da yine sadece (an) kullanılmı~tır. Hacri, rivayeti aIı~ 'tarzında (ah-barana) kullanarak, tbni Arabi, Ebul Tahir Silafi (ll) (475-576/1082-1180)ve Ebu Bekr b. HalIM (12) (466-541/1073-1147) dan almı~tır. Fakat bunlar Farisiden Sahi-hi aIı~larında yalnız (an) kullanmı~lardır .. Mamafih, Farisi, Culudiden nasıl aldı-ğını anlatmak için (ahbarana) kullanmı~tır.

(b) Razinin rivayeti.

tbni Hayr, Razinin rivayetini iki ayrı isnad zinciri ile almı~tır. Önce Ebul Hasan Yunus b. Muhammed b. Mugis (13) (447-532/1055-1138)den, sondan birazı müstesna kendisine okunan SahihiIL tamamını dinleyerek, fakat nakletp:ıek için icazetle ve kendisine verilen bir nüs.haya sahip olarak almı~tır. tbni Mugis, oku-yarak, Ebu Abdullah Muhammed b. Muhammed b. Be~irMa'afiri Sayrafi (14) (Ö. 481/1088) den, Ebu Abdullah, Ebu' Muhammed Abdullah b. VeIi~ b. Sa'd b. Bekr

(1) Takmila. No. 2145.

(2) Srla, No. 970.

(3) A'yni yer. No. 750.

(4) Sıla, No. 11Bl; Makıkari, 1, 47B.

(5) Geogr. Wörtcl1b., II, 936, ıv, BOQ.

(6) Sıla, No. 12B5; Zabita, Buğya, No. 1392; GeoıgI' Worterb., 1, BBO.

(7) Bu !keltmenin ~uııanıhşı, şahsi temas a de',alet edeı. Bak: ilin SalMı, U1üm., 140;

Ta-ha,l,eVi, Dict. cıf Teoh. Terms, 2B2.

(8) Tinbukti, NeyI, 352.

(9) İbn Hall, II, 3'53.

(ıO) Geogr. Worter.b., II, 241.

(11) Ze.hebi, Tez., ıv, 90; İbni Cezeri Gaye. No. 472.

(ı2) ZailYbi, No. 1470; Telkrnda, No. 2040; Gaıye. No. 3836.

(ı3) Sıla, No. 1403; Za,bbi, No. 1500; İbn Abbar. Mucam. No: 313.

(6)

13

Ensarı (1) (360-448/970-1056) den almı~ ve onun kitabından istinsah etIİıi~tir. En-sarı de Razı'denalmı~tır ve buradan itibaren, Müslime kadar yalnıız (ahbarana) kullanılmı~tır. Yine İbni Hayr, Sahihi, Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed b. Tahir Kaysı (2) (449-542/1057-1147) den bir kısmını dinliyerek, tamamı için de iCazetle almı~tır. Ebu Bekr, Ebu AliHüseyin b. Muhammed b. Ahmed Gassanı (3) (427-498/1036-1105) den ona okuyarak, Ebu Ali de Valencia'da, 470 senesi Receb ve Şa-ban aylarında okuyarak Ebul Abbas Uzri (4) (393-478/1003-1085)den almı~tır. Uzri, Razıden Sahihi alı~mı anlatırken. (ahbarana) kullanır. Bu ikinci isnad zinci-ri bir bölüme daha sahiptir: İbn Hayr,Sahihi, Ebu Abdullah Muhammed b. Sü-leyman b. Ahmed Nafzı Malakı (5) (437-525/1045-1130) den münavele ile, Nafzi de Uzriden iki defa dinleyerek almı~tır. Bu bölüm bir ravi noksanlıgı ile digerin-den daha kısadır.

KitabüI İmtada Raziden gelen yalnız bir ishad vardır. Ebul Abbas Azafi, Hacrıyi okurken dinlemi~ ve ayni zamanda ona okumu~tur. Hacrı,' Sahihi, Ebu Abdullah Muhammed b. AbdüIaziz b. Ahmed b. Zugeyba Kilabi (6) (450-528/ 1058-1134) den Almeria camiinde dinlemiştir. Kilabı, yine ayni camide Uzrıden, Uzri ise 409 senesinde, Mekkede Razıden dinlemi~tir. Bu isnadm göze çarpan' e-hemmiyeti, bu noktaya kadar (semi'a)fiilinin kullanılmış olmasıdır. Ayni zaman-da bu, İbni Süfyanın, Sahihi Müslimden alırken kullanmı~ oldugu kelimedir.

(c) SiCzınin rivayeti.

İbni Hayr, «Ebu Ali Gassanı Sahihi, manavele ile, Ebul Kasım, Hatim b. Muhammed Tarabulusı (7) (378-469//988-1077) den, Tarabulusı, 403 senesinde' Sic-zıden almı~tır» diyerek rivayeti anlatmaya ba~lar. Tarabulusı, Siczıden Sahihi dinledigi zaman yalnız oldugunu ima hususunda (ahbaran!) . kullanır (8). Siczi, okuyarak, 369 senesinde Culudiden almı~tır. Bu isnad Gassanı ile ba~lar ve he-men, İbni Hayrin, Ebu Bekr Kaysı ile ba~ladıgı Razınin isnadmı takip eder. Bu halde bir kimse İbni Hayrin, her iki rivayeti, yani Razınin ve Siczıniıirivayetleri-ni Kaysıden aldıgını zanneder. İbSiczıniıirivayetleri-ni Hayr, SiczıSiczıniıirivayetleri-nin rivayetiSiczıniıirivayetleri-ni ayni zaimlıidi, ken-disine istinsah ettigi için, Ebu Muhammed b. Attab (9) (433~520/1041-1126)dan iCazetle ahiıı~tir. İbni Attab, Ebu Muhammed Abdullah b: Sa'idŞantacaIl(10)'(Ö.

436/1045)" den ve Tarabulusıden iCazet almı~tır. Her ikisi de Sahihi SiCiıden alı~larında (ahbarana) kullanmı~lardır.

KitabüI İmtada bu rivayet, Hacriye yalnız bir isnad zinciri ile gelir. Hacri, Ebu Mervan b. Masarra (11) (Ö. 552/1157) dan, İbni Masarra, İbni Attabtan, o' da Tarabulusıden almı~tır. Her iki arada da sadece (an) kullanılmı~tır. İbni Hayrda

(l) Sıla. No. 6n1; Zabibi, No.958.

(2) Sıla, No. 1180.

(3) Sıl,'a, No. 326; Zehebi, Tez. ıv, 30.

(4i' Sıla, No. 139; Geogl'. Wôrterb., II, 582.

(5) Sıla, No. 1158.

(6) Sı'1a, No. 11'59; Z9Jblbi,No. 205; Mueam, No. 100.

(7) Srla" No. 351, Zaıbibi, No. 658.

(8) T9Jhanevi, S. 282.

(9) Sıla, No. 744; Zrubbi, No. 986; İbn Fer htm, D~bac, S. 150.

(10) SıIa, No. 593, Buraida Santaeyalii oıarak z~kredilmiştir; zabbi, No.'925, Buı'ada Uzri'nin

ve Tar,abulusin:~l Şantae8JUden rivayet ettikleri söylenil'; Georg. Wör., III, 327

(7)

olduğu gibi, Tarabulusı, Sahihi, 403 senesinde Mekkede Sicziden aldığını kaydec der. Yalnız aradaki fark, onun, (ahbarani) yerine burada (ahbarana) kullanmı~ olmasıdır. Kitabü! imtadaki ibare ise (anil Culüdi) dir.

II. KİSA'INİN NÜSHASI

(1) Şerh, r, S. 7.

(2) Zehebi, Mizanül Uidal, II, 337. Sahihi İıbn,SÜifyandan rivayet ettiğini söyler. onun

i)Öy~,ebir eS£J:'dehuLunuşu SIJIhhatdninş.üpheli old llğuna delalet eder.

(3) Lisanüı Mizan, V. 26.

(4) Ensiı.b, 482.

(5) Fih'rist S. 100.

(6) _ Gaye, No. 531.

(7) ,Büa, No: 1276; Gaıy.e, No. 3645.

(8) ;Sıla" No. 178; Geogr. Wörterb., 1, 663, burada Bitravş] olarak ziıkredilmiştir.

(8)

r-'---~---~---~---111

Nakliri diğer esas isnad zinciri, Ebu Muhammed b. Hüseyin b. Muğıre Ka-lanisı vasıtasiyle gelir. Kalanisı, Sahilıi, Ebu Ahmed Muhammed b. Yahya Aşka-ra, Aşkar, Ebu Ala Abdulvehhab b. İsf b. Abdurrahman b. Mahan'a nakletmiştir. Nevevinin İbni Salahtan iktibas ettiğine göre, bu rivayet şarkta çok kullanılan bir rivayettir. Fakaf başka yerlerde bilinmemektedir (9). Kalanisı veya A~kar hakkında, Aşkarın, Nisabul'da Sahihi, İbni Mahana nakletmesinden başka malu-maJ bulamadım (lO). İsnadlar, İbn Mahanda ayrılır. İbn Mahftn, çok dolaşmu:ı'vi!

KALANİSİ'NİN.!'ııİvAYETİ

(1) Süa. No. 1174; Tekrr'.ile, No. 622..

(2) 8üa, No. 1123; Za:bibi, No. 256; Geog:'. WÖl'terb., I, 663

(3) 8ı1a, No. 294; Zaıbibi, No. '817.

(4) 8ı'la, No. 1093.

(5) 8ı',a., 771; Zabibi, No. 106.

(61 8ı1a, No. 1326; Zrubbi, No. 1425; DiJihac, 8. 348.

(7) 081%" No. 1107; Zaibibi. No. 103; Geogr. Wörterb., III. 924.

o8I1a.. No. 873; Zehehi, Tez., III, 298; Zahbi; No. 1185.

. I, S. 8.

t, S. 101.

(1) (Ö, 537//1143). Bunların hepsi, Tala diye tanınan Ebu Abdullah Muhammed b. Ferec (2)(404-497/1014-1104) den (an) kullanarak rivayet etmi~lerdir. Ebu Ab-dullah ise İbni HaYl'in isnadında görülen Mekkıden almış ve sadece (an) kullan-mıştır.

Biraz önce verilen isnadlar Kisa'iye varır. İmta, Hacdden Mekkıye varan kısmı bir isnad vermiştir. İleri sürülen tarz, bu isnadın Sicziden geı'en bir rİva-yetin dalı olduğunu ima eder. Fakat Mekki bu isnadda görülmemekle beraber o-nun, Nesevı vasıtasiyle bu nakle ait olması zarurı gibidir. Hacrı, vezir Ebu Ab-dullah Cafer b. Muhammed b. Mekkı (3) (450-535/1058-1140) den (ahbarana) kullanarak almıştır. Cafer b. Muhammed, l)abası Ebu Talib Muhammed (4) 414-474/1024-1081) den ve Ebu Mervan Abdiilmelik b. Sarrac (5) (400-489/1009-1096) dan, bu ikisi de Ebu Muhammed Mekkıden almı~lardır. İsnadcla yalnız (an) kul- . lanıImıştır.

(b) Sıkıllinin rivayeti.

Kisa:iden diğer bir isnad zinciri, hakkında malumat bulamadığım Ebu Mu-' hammed Abdülmelik b. Hasan b. Abdullah Sıkılli vasıtasiyle gelir. İbn i Hayr, Siczıden gelen rivayette olduğu gibi, her halde ayni isnad zincirini kullanarak Tarabulusınin (haddasanı hihi) ile Sahihi Sıkılliden aldığını söyler. İbni Süfyan

257/871 senesi Ramazanın onuncu günü, Müslimin, kitabı kendisine okuyup bitir-diğini, 308/920 senesinde Kisa'ıye bildirmiş, Kisa'ı de bunu 382/992 senesinde Ni. saburda Sıkılliye nakletmiştir.

Kitabül imta, her arada (an) kullanatak Hacrıden Sıkılliye kadar varan bir isnad verir. Hacri,hüviyetini tesbit edemediğim Ebu Fihrden . ve İbni Bakva ile maruf Ebul Velid Hişam b. Ahmed b. Ahmed b. Hişam Hilali (6) . (444-530/1052-1136) den almıştır. Bu iki kişi de Ebu Abdullah Muhammedb. Halef b. Murabıt (7) (395-485/1004-1092) tan, Murabıt, Ebu Amruddtmı (8) (371-444/981-1053) den,

Dfmi ise Sıkılliden almıştır.

1

i

,

(9)

hadiste nüfuz sahibi bir çok kimseleri dinlemi~, neticede Mısıı;da yerle~erek ölün-ceye kadar orada kalmı~, Sahihi A~kardan rivayet etmi~tir., İbn Mahan, 387/99'1 senesinde ölmü~tür (1). İbn Naccar, Ebu Ali Gassaninin «Darakutni, İbn Mahanı nüfuz ve muhakeme sahibi bir kimse olarak tavsif ve Mısır halkına, onun rivaye-tini yazmalarını tavsiye etmiştir» sözünü zikreder (2).

İBN MAHAN'IN NÜSHASı

İbn Mahanın nüshası kısmen Cu!udinin nüshasına borçludur. Çünkü" İbn Mahan, Sahihin son kısmını, Yalan hakkındaki hadisten (XLIX), nihayete kadar eullidi den almı~tır (3). İbni Mahanın' nüshası dört isnad zinciriile rivayet

edil-~~ti~' .

(a) İbn Hazzanın rivayeti.

Ebu Abdullah Muhammed b. Hazza Temimi (347-416/958-1025), Kordovalı-dır. 372 senesinde hacca gitmi~, seyehati esnasında İbn Mahfuı ile kar~ıla~mı~ ve ondan Sahihi almı~tır. İspanyada bilginler aleminin yegane insanı fdL O, Ne-vevinin isimle zikrettiği, İbn Mahandan rivayet eden tek ravidir. Bununla bera-ber nevevi, ondan rivayet eden ba~ka kimselerin de olduğunu söyler.

İbni Hayr, bu rivayeti Siczinin rivayetini aldığı gibi ayni tarzda, Ebu Bekr Kaysiden almı~tır. Ebu Bekr, (ahbarana) kullanarak Ebu Ali Gassaniden, Ebu A-li, 457/1065 senesinde okuyarak, Ebu Ömer Ahmed b. Muhammed b.Hazza Temı-mi (4) (380-467/990-1074) den ve Ebu Ömer de 395 senesinde babası Ebu Abdul-lahtan almı~tır. Ebu Ömerden Müslime kadat (ahbarana) kullalJllmı~tır. İbn Hayr ayni ~ekilde rivayet etmek !iiçiniıcazetle beraber Ebu Muhammed b. Attabdan İbn Attab ise Ebu Ömer b. Hazzadan icazet almı~tır. Bu isnad kolu diğer isnad ko-lundan bir ravi noksanı ile dalıa kısadır.

Kitabü( İmtada, Hacrinin bu rivayeti Ebu Abdullah b. ebi İhda A~ere (5) (Ü 532/1138) den, vezir ve fakih Ebu Bekr Muhammed b. AbdülmeIik b. Abdülaziz

(6) (Ö. 536/1142) den ve isimleri tası:i~ edilmeyen diğer bazı kimselerden, oku-yarak ve icazetle aldığı söylenir. Bu iki ki~i (Ebu Abdullah ve İbn Abdülaziz), Ebu Ali Gassaniden. almı~lardır. Ibn Hayrin isnadı ile uyu~an bu noktadan isnadm s<{nuna kadar sadece (an) kullanılmıştır .

. (b) Ebu Abdullah Bacinin rivayeti.

Ebu Abdullah ,Muhammed b. Ahmed b. Abdullah Baci (7) (356-433/967-1041) Seville'e.mensubtur. Babası ile ~arka seyahat etmi~, M~sırda bir müddet kalmı~tır. Bu. seyahat hakkında verilmiş bir tarih yoktur."

İbn Hayr bu rivayeti, Abdülmelik b. Abdülaziz Lahmi Bad (5) (447-532/

(1) İbn Naccar, Zeyl-i tarih-i .Bağd'M, X. 67. :İJbn Miıhan hakkındaki malumatı bu eser •.

denhana, Jwpye eden Halil Maildam heye mjnne clarım. Suyutj, Muhadara, r, 157 İbn Mahanın

388 die ö:düğ1Ünü söyler.

(2) F;'hri'f,t, S. 102.

(3) Şcı'h, r, S. 8, Fiıhrist, S. IM; İmta. 8 ab.

(4) S~rrH,No. 131; Zabbi, No. 349.

(5) Z::obbi, No. 7.

(6) Sıla. No. 1173.

(7) Mekokari, r, S. 603; Faradi, No. 171.

(10)

,

'i" ".-.. 1, j i~ .~-.

1055-1138) den iki defa dinleyerek airrı,ı~tır. Abdülmelik, babasından, baba aınca-ları Ebu Ahmed ve Ebu Abdullah ,Muhammed (1) den ve yeğeni Ebu Muhammed b.Ali b. Muhammed (2) (Ö. 478/108~)~'den :, (haddasani) kullanarakalmı~tır. Bunların hepsi; (ahbarana) kullanarak, EbuAbdullah Baciden almı~lardır. Ebu Abdullah, İbn Mahanı Mısırda dilıIediğini söyler. İbn Mahan, (ahbarana) kulla-narak, Nisaeburda A~kardan almı~tır. A~kar ve Kalanisi, Sahihi, alı~larında (ahba-ran~) ku~lanmı~lardır.

Kitabül İmta; Hacnnin bu rivayeti çoğunu okuyarak, geri kalanını da icazet-le Ebu Ömer Ahmed b. Abdullah b. 'Salih Ezdi(3) den almı~tır. Ezdi, büyuk ba-bası Ebu Abdullah Badden (ahbarana) kul1anarak alan Ebu Muhammed Abdul-lahtan Sahihi dinlediğini söyler. Kitabü! İmtadadikkat edilecek mühim bir nokta vardır: Ebu Abdullah (kıra-aten aleyhi biMısr) diyerek Sahihi İbni Mahandan al-dığını söyler. Halbuki İbni, Hayrin anlatı~ına göre EbuAbdullah (sema'an aleyhi ma'S. ebi. rahimehullah biMısr) demi~tir.

(c') Ebul Hakem Münzirin- rivayeti.

Ebul Hakem Münzir b. Münzir b. Ali Hica'Zi veya Kinani (4) (340-423/95r-1032) İspanyanın Ferec ~ehrine mensuptur. Şarka seyahat ve haccı ifaetmi~tir. İbni Ba~kuval, Mısırda onunnüfuz sahibi kimselerden dinlediğini ,söylemi~ fakat İbn Maham zikretmemi~tir.' İlim sahibi olmaktan ba~ka 'büyük bir müdakkikidi. Fakat dikkatsizliği ile de ~öhret kazaIimı~tır; ,

İbni Hayr bu rivayeti vermez, yalnız Kitabül İmtadan gelir. Hacri, Ebu Mu-hammed b. Atıyye (5) , {481~542/1088'-1147),İbhi' ebi lhda A~ere ve isımleri tasrih edilmeyen diğer bazı kimselerden (ahbarani bihi) kullanarak almı~tir. Bu iki ki~i (İbn Atıyye ve İbn ebi İhda' A~eTe), Ebu Bekr Abdülbaki b. Muhammed

h.

Sa'~ id b.Buryal Hicazi (6) (416-502/1025-1109) den, Hicazi; Münzird~n almı~tır. Riva-yetin men~eleri olarak, Abdül1:>aki,Münzir ve İbni Mahanİn kullandıkları kelime (an) dır~ Fakat lbni'Mahflnve A~kar (:ihbarana) kulIaİımı~lardİr~ .

!:, (d) Ebul Kasım Ahmed b. Fethin rivayeti. . " .'

Ebül 'Kasım Ahmed b.Feth (7): (319-403/931-1012),kordovahdir. Haeta iken Mısırda İbni Mahan ile kar~ıla~mı~ ve 'Sahih-i Müslimi ondan almı~tir. ".

'Kitabül İmta bu rivayeti vermez. Yalnız İbni Hayrden gelir. İbhi Hilyr ica-zetle Ebu Muham~ed ,b. Attabtan almı~tır. EbuMuhammed, babası Muhammed b. Attab (8)(383462/994-1069) tan birkaç defa dinleyip ona okuyarak almı~trr. Muhammed b. Attab, (ahbarana) kullanarak İbnİFethden, İbni Feth de

yine'(ah-barana) kullanarak İbni Mahandanalmı~tır. c.' '

,~• '"i .

..

(1) T€Uo.n'i1e, No. 491. : (2) Sıla, No. 622. ' ' . (3) Fıihrist, S. 435. (4) Sı1a. No. 622.

(5) Sıl3l. No .• 825; Geogr. Wörterb. II. 620; Gıa1.,Supp. I, 732.

(6) Sıla, No. 822; Zabıbi, No. 1125; Geogr.,Wörterb., IV. 875.

(7) Sı1a, No. 41.

(8) Sıla, No. 1077; Zaibbi, No. 241.

;',;

(11)

NETİcE

i

Rivayetin ehemmiyeti göz önünde tutulursa, bir ravinin materyali alı~ındaki tarzın anlatılı~ı hususunda verilen tafsilatlar1a ve gösterilendikkatle d~rin bir te-sir altında kalınır! Bazen, onun alındığı kat'ı tarih ve yer verilir. Sık sık icazet alındığına dair atıf yapılır. Bununla beraber, icazet bazan, i~itilmeyen bir kısmın rivayeti için de v~rilir. Umumiyetle ~ahsi temasa delalet eden (ahbarana) ve (had-dasana) kullanılırf (an) kullanıldığızaman onun, rivayetin' metodunu göstermek için mi 'yoksa kısalığı dolayısiyle mi kullanıldığı anla~ılmaz. Mesela (an), Sahihi, İbni Süfyandan alan Cuhldinin ve Müslimden alan İbni SüfyanIn kullandıkları kelimedir. Fakat bilindiği gibi bunlar, tanınmı~ ravilerdir ve burada (an) in kısa olu~u bir sebep te~kil etmektedir.

, i '

Fakat bu kadar dikkat gösterilmi~ken tabi'ı olarak ortaya çıkanbazı mese-leler vardır. Nevevınin isnadı bazı güçlüklerarzeder. Ebu İshak, Sahihi almı~ 01'-duğu Mansurdan i56 sene sonra ölmü~tür. Bununla beraber bu, mühim bir

mese-le olmayabilir. M~nsur, sahihi almı~ olduğu ceddi öldügü zaman sekiz ya~ında idi. Fakat Nevevi biie, Mansurun, i hem ceddinden ve hem de babasından' ve dedesin-den rivayet ettiğıiıi anlatıyor. Bu suretle onun, mümkün olduğukadar isnadı kı-saltma cehdinde ıolu~u, insana haklı olarak bir raviyi unutmu~ olduğu fikrini tel-kin ediyor (1). Yine Nevevınin anlattığına göre, Farisınin öldüğü sene, Ferevı Sahihi ondan alinı~tır. Bu, Fereviiıin yedi ya~larında, iken Sahihi aldığını göste-rir. Farisı de '365 senesinde, yirmi ya~larında iken Culı1dıden almı~tır ki bu, ihti-mal dahilindedir.1. . i

İbn Hayr,1 her ne kadar Mekki öldüğü zaman, Ebu Muhammed b. Attab dört ya~ında idi;1se de onun, Mekkiden Kisi'ı'inin rivayetini, üç yaliında iken de ö-len Şantacaliden: Siczınin rivayetini naklediliine inanıyor. İbni HaYl'in muasırı İb-ni Balikuval'da İbni Attabın, Siczınin rivayetini aldığı hususundaki İbnt HaYl'in

i ,.; _ ,

görü;ıü ile mutapıktır (2). Bu hususta ıbn Attabın 433 senesinde doğduğunu ve ayni kitabın birı balika yerinde, ŞantaciıIinin 436 senesinde öldüğünü söylüyor (3). Kitabül İıPta, Harastaniyi, Muhammed Ferevı~en rivayet edeli bir ravi ola"-. rak gösterir ki ıFerevi öldüğü zaman Harastfmı henüz on yaliında idi. İbn' Maha-, nın rivayetini Münzirden nakleden Ebu Bekr Abdülhakı, Münzir öldüğü zaman:

yedi yaliında idü. '

, i

İbnSala:ıı,bir çocuğun hadis iliitebileceği en küçük yaliları mevzuubahisle; ınüteahhır .muhaddislerin, be~ ya;ı {izerinde ittifak ettiklerini beyan eder. Ayni za.. manda herkesin! kendi liyakatine göre hükmolunacağını, ilave eder. Eğer söyleneni anlar ve sorula:r suale cevap verebııirse,' be~ ya~ından küçükolsa bile naklettiği doğru olarak kabul edilir. Aksi halde be;ı yaliındadeğil elli yaliında bile olsa kabuıl edilmez (4). G~nç çocukların dikkatinib.~leh kimseler, onların İliittikleri ve kendi ...

i ",'

i

(1) Nevevi,ikendisi ile Mıilislim arasınd~i isrıai:ıın 'aitı ~simden ibaretolanası dolayısiyl1e

, Hbihar 'e:di~or vepütıii.n ravilerin uzun müddetyaşadllldiarmı, hepsinin de Nisabura mensup

01-dUlklarım ıkayded:i,{'or.(Şerh, r, S. 5)

(2) Sıla, Np. 744.

(3) A'yni yer, No. 593.

(12)

'.. . .•' • 1~'

ı

.

AI.Ju1i1dl i ıbn Sufyb i AJ.ba.1 i AJ.Qaliniei i AI.AOOqar . i ıbn Yabin 'Abd J.illıiUir b. Muh. AI.Kifibi i AI.J1ajri i ; AJ.Ju1iidi

,

i . Abul.'Abbiıı al.Razi i AJ.'6ğhrt A1.kş&ri ! i i i A1.Ma'iliri

AJ.!lliasaani A1.~afazi b Mi ııIı'ı!!

AJ.J~l

Abii Balu b.!Ql&ir

Abiiı'id al.Sijzi i AI.Taribu1usl AJ.filiant&jili Abii'A~ / (Jb~~" ~

- Abii Mu\>.b. 'Attib

.1 i Abii Bakr b KhRir i AI.l1aristiini .1 'Abdallih al.Tamlııi i ıbn Şadaqa i A1.Hasan b. Bilim ~afjJ.Diıı i Mansiir i

Abii lsbiq Ibrihim

i

A1.Nawawi A1.J1ajri

i Abii 'Abdallih al.Tabari

i

Abii Bakr b.1Q!air i Al.Taııkuti i ~Mı.b. Tar!!!ıiıı i i (

Ai.Bıtrauji ıbn al.!Qlalliif Abii 'Abdallıih

~<Thbiji

AI.J1ajri

i

Al.Taribu1u"i i Abii Mub. al.ŞiqUli

i

i Abii' Amr al, Dini

i Abii 'Abdallih Mu\>.b. !Qıalaf

i

ıb~ Baqwa Abii ;ihr

~ AJ.J1ajri AI.Kiei'j i i Ahul.'Abbiis AJ.~asawi i

Abii Muh Makki i i Abii Muh. b, 'Attilb

.'

i

AbiiBmb. Kh.ir i Abii 'Abdallih Mub. b. Faraı 'i

!

Abii Tiilib Muh, Abii M'arwan

'~ı.Malik Ja'far b, Mub, Aı.ij"jri i Abul.Qiieım .~hmad b.ratlı i ~Iub. h. 'Attiib i i i Abii Mllb. b •. 'Attib

i

Abii Bakr b. Khair i Abu 'I.Hakanı al.Mu~ldhır Abu Lkr Abdal.lliiql \ ıbn Mihin .1 i ",'.:' Abii 'Abdalliih.al)]i}ji i . Vv

Abii ,'Uma. Abii,~U;~lliib Abii ~uh

Ab~ '0Mil~'" al.Biijr

Abii 'Uma.

'. . al.Azdi

Abii Marwin AJ.Jairl

al.La!!!ımi . i AbiiBakr b. Khair' ~i , Abii Bakr " al.Qaisi AbilBalu .~ Kh&ir Abii 'Abdallih b. al.f.laQh!!!ıii' , i

Abii 'Umar 'Abdal,'Aziz

b, aı.I;Ia,dbdhi' al La!!!ımi

Abi. ~.- Abii 'Ali

b, 'Attiib sJ.Q!ıassini'

i

(13)

lerine tekrarlanan hikayeleri' ~ifahi kat'iyete nasıl itiha gösterdiklerinide bilirler. Bu sebeple, garplı çocukların, peri masallarını hatırlayı~larında oldugu gibi, ~ark. lı çocukların da hadisleri sıhhatli bir ~eki1de hatırlama kabiliyetine sahip olmaları mümkündür. .;, .

...

,.. i:l' ,'o ,;,j' ",c ;1, ':"~'~' ','.-ıo',

Referanslar

Benzer Belgeler

c) Test ve Araştırma Bürosunun kuru­ tuşunda etkin roller oynadı. Özel Eğitim bölü­ mündeki çalışma arkadaşlarıyla bu süre için­ de ülkenin çeşitli

i i zurlu bir çocuğa sahip aileler kendileri • \ne ozgu bir stresi yoğun olarak yaşa- \ ^ J maktadırlar Bu da ozurlu bir çocuğa annelik babalık etmenin zorluğudur Bu duru

Bu çalışmada başlıca 1918 tarihli Bern Hukuk Yargılama Usulü Ka­ nununu ve 1947 tarihli Federal Mahkeme Hukuk Usul Kanununu ve 1947 tarihli Federal Mahkeme Hukuk Usul Kanunu

Es­ tonya Anayasasına aykırı olarak bir meclisden teşekkül eden yeni Parla­ mento 21 Temmuzda toplanıyor ve bundan böyle gelenek teşkil edecek olan büyük Rusyanı tebrik

Kamusal, idare, sırf idarecileri ilgilendiren bir mesele olmayıp toplu­ luklarla alâkalı herkesi ilgilendirdiği gibi, idare ilminin son zamanlarda sosyal ilimler arasında

Başkanının imzalaması gereken evrakın aynı zamanda ilgili ba­ kanın da imzasını ihtiva etmesi lâzımdır (Md. Bu konuda Çekoslo­ vakya, halk demokrasilerinden ziyade

1. Roma hukukunun tarihi mektebi. Filhakika &#34;exceptio non adimpleti contracus,, bahsi dolayısiyle Cujas'm fikirlerine temas etmiştim.. 16 inci asırda yetişen bu Fransız

ni kanunlar geçmiş zaman için değil, gelecek zaman için konulurlar. Şu halde evvelce yapılmış olan muamelelerin hükümleri, yeni kanunda aranmaz. Bu hükümler, o