• Sonuç bulunamadı

Vakıflarda Eğitim Hizmetleri ve Vakıf Öğrenci Yurtları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vakıflarda Eğitim Hizmetleri ve Vakıf Öğrenci Yurtları"

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

VakBtf^larda Egâ^den H i z m e t l e r i

^ @

¥aigHf Öğreaısi

Y u r t l a r ı

ibrahim A T E Ş

I

Selçuklu ve Osmanlı döneminde; medrese, mekteb ve

kütüphane gibi eğitim kurumlarının yapım, bakım ve

onarımını üstlenen Vakıflar; Cumhuriyet döneminde

de eğitim hizmetleri Millî Eğitim Bakanlığına devre­

dilmiş olmasına rağmen, eğitimi destekleyici hizmet­

leri, gelirlerinin elverdiği oranda yürütmektedir. Vakıf

öğrenci yurtları sürdürülen eğitim hizmetlerinden

sadece biridir.

emelinde Aiiaiı rızası, hayır duygusu ve insanlık sevgisi yatan Vakıflar, hayırse­ ver atalarımızın vicdanlarından birer iyilik, güzellik ve şefl<at âbidesi halinde doğmuş, yükselmiş ve günümüze kadar milletimize bir çok sahada verimli hizmetlerde bulunmuştur.

İnsanlığın refah ve saadeti, hayat seviyesinin yükselmesi, ülkenin korunması ve gelişmesi için akla gelen her konuda hizmeti gaye edinen Vakıf­ lar, özellikle hayrî, sosyal ve kültürel konularda sayılamayacak kadar hizmet yapmışlar; bu hizmet­ lerin alcsatılmadan yürütülmesi için, gelir kaynağı olarak da bir çok gayri menkulleri vakfetmişlerdir. Bunlar içinde, tarlalar, çiftlikler, köyler, ormanlar, bahçeler, zeytinlikler, nehirler, göller, madenler, evler, dükkânlar, hanlar, hamamlar, apartmanlar, çarşılar, mer'alar, su kaynakları gibi çeşitli şeyler bulunmaktadır.

Helâl mallarını ve helâl paralarını seve seve vakfederek Allah rızasını kazanmayı, toplumda yardım, iazilet, sevgi hislerinin gelişmesini amaç­ lamışlardır. Denebilir ki, yapılmasında insanlar ve toplum için layda mülahaza edilen herşeyi vakfe konu seçmişler ve onu gerçekleştirmek için, çeşitli vakıflar kurmuşlardır, öyle ki, "Vakrf yapanlar neler düşündüler?" şeklindeki bir soruya, "Neler düşünmediler ki?" diye yeni bir soru ile cevap vermek yerinde olur, sanırım.

Bugün yurdumuzun her köşesinde görülen ve her biri başlı başına bir tarih olan, âbidelerin pek çoğu, vakıf eserleridir. Mabedler, medrese ve mektepler, su yolları, kemerler, çeşmeler ve se­ biller, yol, kaldırım, köprü, aşevi, misafirevi, muvakkithane, rasathane, kütüphane, hastahane vakıfları hemen her yerde bulunan ve görülen va­ kıflardandır. Diğer taraftan, yurdun bir çok

(2)

ye-30 İBRAHİM A T E Ş rinde göze çarpan val<rf iş ilanları, işletmeleri, tu­

ristik otelleri ve öğrenci yurtları ile en ücra köşe­ lere kadar yaygın olan vakrf gayri menkuller, vakıf kuran atalarımızın güzel buluşunun, derin görüşünün, cömertlik ve hizmet anlayışının ifa­ desidir.

Kendileri ölseler bile, maksatlarının gömülme­ sini istemeyen Vâkıflar, belirtilen eser ve gayri menkûlleri, vakfiyelerinde öngördükleri sosyal ve hayrî şartların gerçekleşmesi, yükselme ve iyilik özleminin insan ömrünün dar çerçevesinden kur­ tarılıp sonsuzlaşması için vakfetmişlerdir.

Vakıflann yüzyıllardır olduğu gibi, bugün de yürütmekte olduğu önemli hizmetlerden biri .de eğitim hizmetidir. Bu hizmetin ifasıhda. Vakıfla­ rın rolüne az da olsa ışık tutabilmek amacıyla, aşağıdaki hususlara kısaca açıklık getirerek, dün ve bugün vakıf yoluyla yapılan eğitim çalışmala­ rını dile getirmeğe çalışacağız:

1. Medreseler,

2. Sıbyan mektebleri ve mektebler, 3. Tıb Medreseleri (Darii't-tıb), 4. Darii'l-Hadisler,

5. Darii'l-Kurrâlar, 6. Kütüphaneler,

7. Cumhuriyet Devrinde yapılan Eğitim Hiz­ metleri.

1. Medreseler:

Vakıflann, medrese yoluyla yaptığı eğitim hizmetlerini ve dolayısıyla Milli Eğitim ve kültürii-müze olan katkısını dile getirmek için, medreseler konusunu, aşağıdaki başlıklar altında özet olarak sunmaya gayret edeceğiz:

a. Medreselerin me'nşe'i ve tarihî gelişimi, b. Medreselerin özellikleri,

c. Vakfiyelerde medreselerin yeri,

d. Tescili yapılmış olan bazı vakıf medre­ seler.

a. Medreselerin menşe<i ve tarihî gelişimi: öğrencilerin ders gördükleri ve ilim öğrendik­ leri yer anlamına gelen medrese kelimesi, asıl iti­ bariyle Arapça bir kelime olup, genel olarak "sıbyan mektebi"nin üstünde eğitim ve öğretim yapılan orta ve yüksek öğrenim kurumlarına ad olarak kullanılmıştır. Medreselerin menşe'ini öğ­ renmek için, kaynak eseriere başvurduğumuzda, önceleri cami, mescid gibi mâbe'dlerin içinde ya­ pılan öğretim ve eğitimin zamanla mâbedlerin bitişiğinde veya civarında yapılan suffe, son cemaat mahalli ve hücre gibi mâ'bed dışı yerlerde ve mâ'bedlerle bağlantılı olarak yapıldığını ve bu espri içinde geliştiğini görüyoruz.

Bilindiği gibi, daha Mekke'de iken sahâbeden Erkam'ın evinde Kur'an öğretimiyle eğitim ve

öğretim faaliyetine başlayan Hazreti Muhammed, Hicretten iki yıl önce Medine'ye bir Kur'an öğre­ ticisi göndermişe 1 ) , 622'de, Hicretin de ise, ilk iş olarak, burada bir mescid te'sis etmiş ve bunun bir bölümünü eğitim ve öğretim merkezi (Suffe-Zulle) haline getirmiştir. Medine'deki bu eğitim ve öğ­ retim merkezi, bundan sonra te'sis edilen cami içi ve dışı eğitim kurumlarına model olduğu gibi, suffe talebelerinin ibâte ve iâşelerinin zengin müslümanlarca karşılanmasının da Hicret'in ilk yıl­ larında tesis edilen vakıflarm(2) doğmasına sebep olduğu anlaşılmaktadır.

Bu tip eğitim ve öğretim kurumlarında öğ­ retimde bulunan "muallim"ler, İslâm'ın ilk devir­ lerinde ücret almazlar ve hatta ücret almak yadır­ ganırken, sonraları nonnal karşılanmış ve böylece öğretmenlik bir meslek haline gelmiştirO).

Camilerde başlayan eğitim ve öğretim faali­ yetleri, cami dışı kurumlar kurulduktan sonra da devam ettiği gibi, küçük çocukların eğitim ve öğ­ retimi, onların cami ve mescidleri temiz tutamaya­ cakları düşüncesiyle, ilk devirden beri daha çok mâbedlerin dışında yürütülmüştür. Emeviler dev­ rinde ise, çocuklar için müstakil mektebler açıl­ mıştır.

Yetişkinlerin eğitim ve öğretiminin camilerde yürütülmesi. Dört Halife devrinde aynen devam et­ miş; ancak, cami dışı eğitim ve öğretim kurumları­ nın kurulmasından sonra, yüksek öğrenim camiler­ de ve onların etrafında oluşan medrese, Dârii'l-ha-dis, Dârü-t-tıb, Dârü'l-kurrâ gibi kummlarda yürü­ tülmüştür.

İslâm Dünyası'nda medrese teşkilâtının kuru­ luş ve gelişmesinde en büyük pay şüphesiz, büyük Selçuklu Türklerine aittir. Gerçekten medreselerin geniş anlamda devlet eliyle kurulması, öğretimin karşılıksız olması ve medrese teşkilâtının en küçük ayrıntılarına kadar tesbiti, Selçuklu'ların eseridir. Selçuklu'lar kurdukları medreseleri, hem ilmin ge­ lişmesini sağlamak, hem ilmiye mensublarına maaş bağlayarak, onları devletin yanında tutmak gaye­ siyle tesis etmişlerdir. Büyük Selçukiu'lardan sonra medrese tesisi bütün İslâm Dünyası'nda gelenek haline gelmiş, teşkilât ve işleyiş bakımından Nizamiyeler örnek alınarak, köylere varıncaya kadar her yerde medreseler açılmıştır.

Gerek yapı ve gerekse teşkilât bakımından Büyük Selçuklu Medreselerini örnek aldıkları anlaşılan, Anadolu Selçukluları ile Anadolu'nun

(1) M. H a m l d u l l a h , İ s l â m Peygamberi ( T r c . S . M u t l u -S . T u ğ ) , İstanbul, 1 9 6 9 . (2) F u a d K ö p r ü l ü , V a k ı f müessesesi v e V a k ı f ıstılahları'-nın tarihi e h e m m i y e t i , V a k ı f l a r Dergisi, S . 1. (3) S . Parlatır, i s l â m d a e ğ i t i m ve ö ğ r e t i m , 1st. Y ü k . İs­ l â m E n s t . Asistanlık t e z i , s. 5 8 .

(3)

V A K I F L A R D A EĞİTİM H İ Z M E T L E R İ V E V A K I F ÖĞRENCİ Y U R T L A R I 31 çeşitli yerinde hâkim olan Türkmen Beyler'i,

Anadolu'da daha sonra Osmanlı medreseleri'ne mahreç olacak medreseler tesis etmişlerdir. Bu medreselerin kurucuları, kuruldukları yer ve ta­ rihleri ile eğitim şekli, müfredât programları, öğretmen ve öğrenci durumları ve ders kitapları gibi hususlar, konumuzla ilgili olmadığından, bu hususlara değinmeyip, geniş bilgi, edinmek iste­ yenlere Dr. Cahit Baltacı'nın " X V - X V I . Asıriar'da Osmanlı Medreseleri"c*) adlı eseriyle, benzeri eser ve makaleleri(5) tetkik etmelerini önermekle yeti­ neceğiz.

Selçuklular zamanında başlayıp, Osmanlılar zamanında büyük bir hızla gelişen medreselerin sayısı ve çeşitleri, sayılamayacak kadar çoktur. Bu medreselerin büyük bir kısmi, vakrf yoluyla ya­ pılmıştır. Kurulması, korunması, geliştirilmesi, gi­ derlerinin karşılanması gibi yönlerden vakıfların katkısı büyük olmuştur.

Padişahlar, Vâlide Sultan'lar, Sadr-ı âzamlar, Vezirler, Nazırlar, Ağalar, Komutan'lar gibi büyük devlet adamları ile çeşitli kademedeki devlet gö-revlileri'nin ve hayır sever zenginlerin kurmuş ol­ dukları vakıflara ait vakfiyelerin tetkikinde, yap­ tırdıkları cami ve mescidlerin yanında medrese, mekteb ve stbyan mektebi gibi eğitim kurumlarını da binâ ve vakfettikleri görülmektedir. Bunların örnekleri aşağıda (c) şıkkında

verilecektir.-b. Medreselerin özellikleri:

Medreseler, genellikle bir dershane ve etrafın­ da yeteri kadar talebe hücrelerinden meydana gel­ mektedir. Te'sis edenin anlayış ve mâli gücüne göre bunların dışında imaret, kütüphane, hamam vs. ilâve edilmiştir. Müessisi, ister bir devlet büyü­ ğü, ister başka bir şahıs olsun, bu medresenin bir vakfiyesi bulunmakta ve bu vakfiyede medresenin nasıl işleyeceği ve görevlilerinin yevmiyeleri gös­ terilmektedir.

Önceleri camiler, aynı zamanda medrese ola­ rak kullanılırken, müstakil medreselerin ortaya çık­ malarıyla "medrese mimârisi" doğmuştur. Genel­ likle, camiler etrafında kumlian medrese binaları, iklim şartlarına ve devre hâkim olan mimâri tarzı­ na göre, taştan, tuğladan, kerpiçten veya ahşapdan yapılmışlardır. Bazan, daha önceden başka gayeler için yapılmış olan binalar medrese olarak kullanıl­ mıştır. Ankara'daki Augustus (Ogüst) tapmağı'nın Akmedrese; Ayâsofya Kilisesi'ndeki papaz

odaları-nin Ayasofya Medresesi, Zeyrek'deki kilise odala rının Zeyrek Medresesi olarak kullanılmaları-gibi. Bununla beraber, bazı cami ve mescidlerin çevre­ lerine talebe hücreleri ijâve edilerek, dershane olarak kullanıldıkları veya medrese dershanesinin aynı zamanda mescid olarak kullanıldığı da vâki-dir.«6)

ö t e yandan Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında kurulan eğitim ve öğre­ tim kummları ile daha önceki devirlerde Önasya ve hatta Uzak Doğu'da meydana getirilen eğitim ve öğretim müesseseleri arasında bazr yönlerden benzerlik olacağı da gözden ırak tutulmamalıdır. Çünkü, bilindiği üzere İslâm, kendinden önce mev-cud medeni müesseselerden faydalı ve kendi esas­ larına uygun olanları canlandırmayı telkin etmiş­ tir. Bu itibarla, İslâm eğitim ve öğretim kummları ile İslâm'dan önceki eğitim ve öğretim kurumları arasındaki benzerliklerin aşağıdaki şekilde özet­ lenmesi mümkündür'

I. Eski çağlarda ve İslâmi devirde eğitim ve öğretim müesseseleri, mâbedler etrafında doğarak gelişmişlerdir.

II. Bu müesseseler, vakfiye ve nizamnameler-. le disiplin altına alınmışlardırnizamnameler-.

III. Eğitim ve öğretim müesseseleri, gaye ve hizmet sahalarına göre bazı bölüm ve kademelere ayrılmışlardır.

IV. Başlangıçta, bü müesseselerin eğitim ve öğretim kadroları, genellikle din adamlarından teşekkül etmiştir.

V . öğretim üyeleri tedris karşılığında ücret almışlardır.

V I . Öğretim üyelerinin fikri hürriyetleri, ge­ nellikle toplumda egemen olan siyasal düşüncelerin üzerinde tutulmuş ve geniş bir serbestlik içinde öğretim sağlanmıştır.

VII. öğrencilerin eğitim ve öğretim kurumlan yanındaki yurtlarda kalmaları, te'sis edilen imaret­ ten beslenmeleri sağlanmıştır.

VIII. Genellikle eğitim ve öğretim kurumların­ da dinî bilgiler yanında, devrin diğer İlimleri de okutulmuştur.

c. Vakfiyelerde medreselerin yeri

Osmanlılar döneminde kurulan vakrflar başta olmak üzere, çeşitli dönem ve tarihlerde kuru lan vakıfların çoğunda, eğitim ve öğretim konusuna geniş yer verilmiştir. Medrese, mekteb, sıbyan mektebi ve benzeri eğitim ve öğretim kurumlarının yapımı, bakımı, geliştirilmesi, eğitim ve öğretimin her geçen gün daha geniş sâhaya yayılması, öğre­ tim görevlileri ile, memur, gece bekçisi, kapıcı,

(4) D r . C a h i t Baltacı, " X V - X V I . Asırlarda O s m a n l ı m e d ­ reseleri, T e $ k H â t ı , T a r i h , İ r f a n m a t . , 1st., 1 9 7 6 . (5) Prof. D r . Hüseyin A t a y , V a k ı f l a r Dergisi, S a y ı : 1 3 ,

s. İ 7 1 - 2 3 5 , B a ş b a k a n l ı k Basımevi, 1 9 8 1 , A n k a r a . (6) D r . C . Baltacı, X V - X V I . Asırlarda O s m a n l ı medrese­

leri. T e ş k i l â t ı , T a r i h , s . 2 5 . (7) a^ı.e., s . 2 5 .

(4)

32 İBRAHİM A T E Ş

R E S İ M : l / a

S u l t a n Mehmet F a t i h ' e ait 8 7 5 H .

A r a l ı k 1 4 7 0 M. tarihli v a k f i y e n i n 2 6 2 . sahifesl.

temizlikçi gibi okullarda görevli personelin maaşla-rmın günün şartlarına göre ödenmesi, öğrencilerin elbise, kitap ve gıda ihtiyaçlarının karşılartması, günümüzdeki öğrenci yurtlarının yerini alan hücre veya yatakhanelerin temini, buralara, yeteri kadar yakacağın tahsisi, bahar aylarında öğrencilerin şehir dışında mesire yerlerine götürülerek temiz hava almaları ve dinlenmeleri için, hattâ bazı öğ­ rencilere aylık bağlanması gibi özel şartlara, çoğu vakfiyelerde yer verilmiştir. Öyle ki, öğrenci'nin geçim, yurt, kitab sıkıntısına düşmeyecek ve dersten başka bir şey düşünmeyecek şekilde rahat ve sıhhatli bir eğitim görmesi için gerekli herşey düşünülmüş ve bu hizmete yapılacak harcamaları karşılayacak yeterli gelir kaynakları vakfedil-miştir.

Vakıfların, eğitim ve öğretime verdiği önemi ve yakın tarihe kadar, eğitim ve kültür hizmetierine olan katkısını kanıtlamak için, yukarıda belirtilen hususları içeren bir çok vakfiyelerden, sadece bir kaçının ilgili bölümlerinin orijinali ile okunu­ şunu ve bugünkü dilde anlaşılacak şekilde sadeleş­ tirilmiş şeklini sunmakla yetineceğiz.

1 - Sultan Mehmet Fatih'in Receb 875 H. Aralık 1470 M. tarihli orijinal vakfıyesinin(8) 262-270 sahifelerinde medrese ile ilgili olan

bö-R E S İ M : l / b

S u l t a n M e h m e t F a t i h ' e ait 8 7 5 H.

A r a l ı k 1 4 7 0 M. tarihli v a k f i y e n i n 2 6 3 . sahifesl.

lüm, (resim l / a . b. c. d. e. f. g. h. k) aynen şöy­ ledir:

"02 pâdişah-ı lebib medâris-i âliye vezâifini

bu minval özre tertib buyurdular ki, câmi-i şerif­ lerine eenâheyn vâk'ı olan medâris-i semâniyeden her biri içün ki usul erkânı kauâid-i hikemiyye üzre müesses ve fürü'u muhassenât-ı bünyân'ı me-vâzin-i hendesiyeden muktebestir. Bâlay-ı kitâb-ı celilde serd ve tafsil olunduğu üzere seccade nişin sadr ifâde olmağa istihkakı zâhir, mebâdi' ve mu-kaddimât-ı akliyyât ve nakliyyâtda naziri nâdir, esbab-ı liyakat-i makâm-ı tedrisi câmi' ulum-ı nâfia tahsiline sarf-ı ömr-i aziz eylemiş bir müderris-i

bâri'O) ta'yin oluna. Tâ ki zümre-i şerife-i

müder-risin-i fihâm beyninde terk ve tâ'dili mu'tad-ı es-lâf-ı kiram olan eyyâmın gayrinde küllü yevm medresesine varub vâkıf-ı mekârim âyinin medâ­ ris-i âliyelerine tertib ve tâ'yin buyurdukları müs-ta'iddine ifâde-i «nuâ-ı ulum ve ma'ârif ve ifâde-i

(8) V a k ı f l a r G e n e l IVKidürİüğü A r ş i v i n d e , kasada m a h f u z 4 6 k a y ı t no'lu S u l t a n M e h m e t F a t i h ' e ait orijinal v a k f i y e defteri, s . 2 6 2 - 2 7 0 .

(9) Belirli bir tahsilden s o n r a , i c a z e t , m i i l â z e m e t ve berat'la medreselerde ders veren kimselere " m ü ­ d e r r i s " denir.

(5)

V A K I F L A R D A EĞİTİM H İ Z M E T L E R İ V E V A K I F ÖĞRENCİ Y U R T L A R I 33

^ t S ^ "^yjJ^j ^JJi^xJ^

RESİ M: l / c

S u l t a n M e h m e t F a t i h ' e alt 8 7 5 H.

A r a l ı k 1 4 7 0 f i . tarihli vaj<fiyenin 2 6 4 . sahifesi.

esnâf-ı hikem ve letâif eyleyüp müderrisin-i mez-burinden her biri küttü yevm mukabele-i tedrisde . rey'i vakf-ı şeriflerinden elli akçe vazifeye muta­ sarrıf ola. Zümre-i mustaHddinden bir merd-i sa'id

ki tab'ı hadid ve fikr-i sedid ve re'y-i reşid ile akranı beyninde ferid, ve ta1imi-i muhtasarat-ı

kütübde mâhir ve teaUüm ve iktisâb-ı mutavve-lâta kadir kimesne ola. Her müderrisin medrese­ sinde rnu'/d-ıHO) olup vâzife-i yevmiyesi hâsıl-ı vakf-ı şeriften beş akçe ola. Ve her medrese içün onbeş nefer dânişmendi^^^ ta'yin buyurdular, anlar dahi kabiliyyet ve zekâsı zâhir, makasıd-ı kütüb-i mu'tebereyi fehme kadir, murâdât-ı mu-sannifin-i kirama mütâlâa ile vâsıl, müderris-i med­ rese huzurunda funun-u şettadan mübâhese ve muhatabaya kabü talib4 ilimler olub eyyam-ı derste huzur-u müderrise muntazır ve medâriste müdâresesi mu'tad olan ulum-u mühimmede mâhir olmağ ile meclis-i derse hâzır olub, her biri kütte yevm vakf-ı şerifelerinden ikişer akçe vâ-zîfeden mecmuu her gün başına otuz akçe, va­ zifeye mutasarrıf olalar. Ve her medrese-i şerife içün bir bevvâb ta'yin buyurdular ki, medrese-i

RESİ M: l / d

S u l t a n IVlehmet F a t i h ' e ait 8 7 5 H.

A r a l ı k 1 4 7 0 M. tarihli v a k f i y e n i n 2 6 5 . sahifesi.

zâhir ve Dârü't-tedrisi yegâne-i fâhirenin ebvâb ve menâzırını vakt-u zaman-u hengâm-u evânı ile açıb kapayub, ruz-ü şeb hizmetinde kaaim ve halka-i dür gibi bâb-ı medreseye nâzar-ı dâim olub, seccâde-i müderrisi neşr-ü-telfik ve ilâ âhi-ri'd-ders hâzır-ı mecUs-i pür nur'u tetkik ve tahkik olmagla dünya ve âhirette mazhar-i nuM tevfîk ola. Ve iki kimesne hâdim ve ferrâş-i medrese olub, medrese ve harem-i medrese ve kenifin temyiz ve tanzifînde taksirden tehâşi eyleyüp taraf-ı vakf-ı şeriflerinden riayete istihkakı zâhir ve fâşi olmağla vakf-ı şeriflerinden kütte yevm, iki akçeden, altı akçe vazifeye mutasarrıf ola. Ve medresenin hâsir ve kandil ve zeyt ve fitili leva­ zımına kütte yevm ikişer akçe ta yin buyurdular.

( 1 0 ) M U z â k e r e c i , muâerris'in derslerini t e k r a r l a y ı p Izâh eden ve müderris yardımcısı d e m e k o l u p , bugünkü a n l a m ı y l a asistan'ın karşılığıdır. ( B k z . AH H i m m e t B e r k i , v a k f a dair yazılan eserlerle v a k f i y e ve benzeri vesikâlarda geçen Istılah ve T a b i r l e r , A n k . 1 9 6 6 , • s. 3 8 ) .

(11) D â n i ş r n e n a , Farsça âiiın ve â k i ' i m â n â s ı n ı İfade e - ' den bir k e l i m e o l u p , talebe m â n â s ı n d a k u l l a n ı l m a k t a ise de, e k s e r i y e t l e yüksek s e v i y e i e r d e k l medrese talebelerine denilir. ( B k z . D r . C â h l d Baltacı, X V -X V I . asırlarda O m k a n i i IVIedreselerl, T e ş k i l â t ı , T a r i h , s. 3 2 ) .

(6)

34 İBRAHİM A T E Ş

Ve medâris-i suğrâki, her biri tetimme-i medrese ismi ile mevsumdur. Her tetimme içün külle yevm, uakf-ı şeriflerinden ellişer akçe ta 'yin buyurdular. Meblağ-ı muayyenenin yevmî iki akçesi vazife-i bevvâb bâki dört akçesi hasbel-ihtiyaç hâsir ve dühn-ü sirâc levazımına sarf oluna. Hucurât-ı tetimmeden her birine küüe şehr her birine on beşer akçe ta'yin buyurdular, tâki hucurat-ı berekâtmda sâkin olan tâlibin-i müstaiddin, vazife-i muayyeneîeriyle sedd-i hullet ve defi cev'ad ve ref'-i meunet-i zaruret eyleyüp, îmâm-ı Şafi-i Hazretlerinin' "leukul-liftü basaleten, mâ hafiztii mes'eleten" buyurdukları üzere ferâg-ı bâl ile tahsil-i ulum-ı nafiaya iştigâl eyleyeler. Ve ^rbab-ı vezaif ki bu ana gelince bâlâda tafsil olunmuştur. Her biri hizmet-i lâzimesine bizzat mübaşeret eyleyüp, mâni-i şer'i özr-ü makbul-ü mer'i olmadıkça nâib istihdam eylemeyeler. Ve erbab-ı vezaif ki bu am gelince bast ve tafsil kütüb-ü şerife kütübhanesi içün bir hâfız-ül kütüb tâ'yin oluna ki esâmi-i kütüb-ü mu'tebereye ârif ve müderris ve mu'id ve musta'iddinin muhtaç oldukları kütübün tafsiline vakıf olup nâzır yahut

RESİ M: l / e ' * S u l t a n M e h m e t F a t i h ' e ait 8 7 5 H.

A r a l ı k 1 4 7 0 IVI. tarihli v a k f i y e n i n 2 6 6 . sahifesi.

J

R E S İ M : l / l

S u l t a n Mehmet F a t i h ' e ait 8 7 5 H.

A r a l ı k 1 4 7 0 M. tarihli v a k f i y e n i n 2 6 7 . sahifesi.

kaim makam-ı nâzır marifetiyle, kütüb-ü mevkufe-yi, ehl-i medaristen diriğ etmeyüb hıfz-ı kütüb-ü mevkufelerinde sa'yi beliğ eyleyüp hâsıl-ı vakfı şe­ riften, külle yevm altı akçe vazifeye mutasarrıf ola.

Ve hâfız-ül kütüb içün, bir kâtib-i ârif-i câmi-il-ma'ârif ta'yin buyurdular ki, dârul-kütüb de olan kütüb-ü şerifenin kemiyyet ve esâmisi defterinde mazbut ve mahfuz ve her kime ne mekule kitab verildi ise defterinde mukayyet olmağla ma'lum ve melhuzu ola. Ve bi'l-cümle kâtib-i emin ma'rife-tiyle hâfızl-kütüb tâlibine lâzım oldukça kütüb-ü mevkufeyi tefrik ve ba'de edâ-i kadâil-vatar gem cem'u telfik eyleyüp vakf-ı şeriflerinden bir va­ rak zâyi' etmemeğe sa'yi ekid ve erbâb-ı hâcâtı redd-i anif ile reddetmeyüp hâcetlerini revâ etme­ ğe cehd-i cehid eyleyüp vazife-i kâtib kütte yevm dört akçe ola. Ve nâzır-ı vakf-ı şerifleri her şehr tamâmında kütüb-ü mevkufeyi tefakkud ve ziyâ ve tevâdan hıfz-u sıyanete külli tekayyüd eyleye."

Yukarıda metnini verdiğimiz val<fiye bölümü­ nün özetle sadeleştirilmiş şekli şöyledir:

(7)

V A K I F L A R D A EĞİTİM H İ Z M E T L E R İ V E V A K I F ÖĞRENCİ Y U R T L A R I 35

Ji^U} j h^T-^

R E S İ M : ı / g

S u l t a n M e h m e t F a t i h ' e ait 8 7 5 H.

A r a l ı k 1 4 7 0 M. tarihli v a k f i y e n i n 2 6 8 . sahifesi.

"01 akıllı ve ileri görüşlü Padişah, vakfettiği yüce medreselerinin vazifelerini bu minval üzere düzenlediler ki, câmin şerifinin etrafında iki kanat gibi olan sekiz medreseden her birinin temel ve duvarları hikmetli kurallar üzerine kurulmuş olup, teferruat ve tezyinat yapıları ise hendesî ölçülerden iktibas edilmiştir. Vakfiyenin baş kısmında açık­ landığı üzere yüksek ifâde postuna oturmağa (kürsü sahibi) hak sahibi olduğu belirgin, aklî ' ve naklî bilgilerin ilke ve mukaddemelerinde ben­ zeri az, tedris makamına liyakat sebeblerini üze­ rinde toplayan ve değerli ömrünü yararlı bilgileri öğrenmeye harcamış olan seçkin bir müderris ta­ yin olunup büyük müderrisler zümresinin arasında terk ve ta'tilli eskilerden alışılagelen günlerin dı­ şında, her gün medresesine varıp, kerem sahibi Vâkıfın yüce medreselerine tertib ve tayin buyur­ dukları yetenekli öğrencilere çeşitli ilim, hikmet, ve ma'rifetlerin öğretilmesini, bu müderrislerden her birine tedris karşılığı olarak vakfın gelirinden günde elli akçe maaş verilmesini şart kılmıştır. Yetenekli öğrencilerden sağlam tabiatlı, doğru düşünceli, olgun görüşlü, akranı arasında tek,

R E S İ M : ı / h

S u l t a n M e h m e t F a t i h ' e ait 8 7 5 H .

A r a l ı k 1 4 7 0 M. tarihli v a k f i y e n i n 2 6 9 . sahifesi.

Özet kitapları öğretimde mâhir, öğrenme ve uzunca geniş konularda bilgi edinmeye muktedir, iyi bir kişinin her müderrisin medresesinde asistanı olup, bu asistana vakff gelirinden günde beş akçe verilmesini şart kılmıştır.

Ayrıca her medrese için onbeş öğrenci ta'yin buyurup, bunların da kabiliyet ve zekâsı belirgin, kitapları anlamaya muktedir, müelliflerinin yazdık­ ları kitablardaki belirtmek istedikleri amaçlara mütâlâa yoluyla ulaşabilecek nitelikteki kişiler olup, medrese müderrisinin huzurunda çeşitli konularda tartışmaya yetenekli öğrenciler olup, ders günlerinde müderrisin gelmesini bekleyecek ve medreselerde okutulması alışılagelen önemli bilgilerde mâhir, ders toplantısında hazır buluna­ cak kişilerden olup, vakf-ı şeriflerinden, her birine günde ikişer akçe verilmek üzere, toplam hergün başında otuz akçe verilmesini şart kıl­ mıştır. Yine her medrese için bir kapıcı ta'yin buyurup, çiçek gibi parlak ve yegâne olan medre­ senin kapı ve pencerelerini zamanında açıp, kapa­ yıp gece gündüz hizmetinde devamlı ve inci halkası gibi medresenin kapısına bakışı dâim olmasını,

(8)

36 İBRAHİM A T E S

R E S İ M : l / k

S u l t a n M e h m e t F a t i h ' e ait 8 7 5 H.

A r a l ı k 1 4 7 0 M. tarihli vakf iyenirn 2 7 0 . sahifesi.

müderrisin seccadesini yaymasmı ve toplamasmı, ders sonuna kadar pür-nur olan ders meclisinde hazır olarak, dünya ve âhirette başarı nuruna mazhar olmasını, diğer taraftan iki kimsenin med­ resenin iki hizmetçi ve ferrâşı olup, medreseyi ve medresenin içini ve tuvaletini temiz tutup, vakf-ı şeriflerinden korunmağa hak kazandığı belirgin olmakla, vakf-ı şeriflerinden her birine günde iki akçeden, toplam altı akçe verilmesini şart kılmıştır. Medresenin hasır, kandil, kandil yağı ve fitil ihtiyaçları için de günde ikişer akçe tâ'yin buyurmuşlardır. Tetimme medreseleri ola­ rak bilinen küçük medreselerden her tetimme için de vakf-ı şeriflerinden günde altışar akçe tâ'­ yin buyurmuşlardır. Bu meblâğın günde ikişer akçesinin kapıcıya verilmesini, arta kalan dört akçesinin ise, ihtiyaca göre hasır ve kandil yağı levazımına harcanmasını şart kılmıştır. Tetimme medreselerinin odalarından her birine de, her ay on beşer akçe tâ'yin buyurmuş olup, bu hücre­ lerde kalan yetenekli öğrencilerin kendileri.için tâyin edilen maaşla, boşluğun kapatılması, açlığın giderilmesi, zamri geçim sıkıntılarının bertaraf edilmesi cihetine gidilerek, İmam-ı Şafii Hazret­ lerinin öğrenim safhasında geçim açısından "Bir

tek soğanı temin etmekle yükümlü olsaydım, bir mesele öğrenemezdim" buyurdukları üzere, sâkin kafa ile yararlı ilimleri öğrenme ile uğraş­ malarını şart kılmıştır. Yukarıdan beri açıklanan görevlilerden her birinin de gerekli hizmetinin bizzat başında bulunup şer'î bir engel ve kabul edilir bir özür olmadıkça yerierine vekil bırakma­ malarını şart kılmıştır. Mübârek medreselerine vak­ fettikleri kitapların kütüphanesi için kitapların odasını bilen yetenekli bir kütübhane memuru (Hafız-ı kütüb) tâ'yin edip, müderris, müderris yardımcısı ve talebelerin ihtiyaç duydukları ki­ tapların tafsilini bilib, nâzırd^) ya da nâzırın yerine bakan kişi marifetiyle vakfedilen kitapları .^medrese mensublarından esirgememeyi, bu vakıf kitablann korunmasına aşırı gayret göstermesini ve kendisine vakf-ı şerifin gelirinden günde altı akçe maaş verilmesini şart kılmıştır. Kütüphane

memuru için de bilgin ve marifetli bir kâtip tâ'yin

buyurup kütüphanedeki kitaplann miktar ve isim­ leri ile ilgili defterde kaydedildiği üzere korunma­ sına dikldt göstermesinin ve kime ne kadar kitap verildi ise, defterinde yazılı olmakla, bilgisi altında olmasını ve kâtib-i emin ma'rifetiyle kütüphane memurunun lâzım oldukça isteyenlere kitapları tetkik edip ihtiyaç giderildikten sonra, toplanıp yerierine yerieştirilmesini vakfn şeriflerinden bir kâğıdı dahi zayi' etmemeye gayret,gösterilmesini, ihtiyaç sahiplerini kötü muameleyle geri çevirme-yip ihtiyaçlarının teminine âzami dikkat edilme­ sini, kâtib'e günde dört akçe maaş verilmesini ve vakf-ı şeriflerine nâzır olan kişinin, her ay sonun­ da vakıf kitapları yoklayıp, zayi' olmaktan korun­ ması için son derece dikkâtti davranmasını şart kılmıştır.

II— I. Selim'in oğlıl Kanuni Sultan Süley­ man'ın tarihsiz orijinal vakfiyesinin(i3) 93-95. sa-, hifelerinde medrese ile ilgili olarak (resim 2-asa-, bsa-, c)

şöyle denilmektedir:

"Ve Mecalis-i'ma'murenin her birinde efadıl-ı ulemâ-i din perver ve ekabir-i fudalâ-i kiister hiiner-perverden miftahı künuz-i hakâyık, keşşâf-ı

rumuz-u dekâyık, takıyyu nakıyy, Zeki ve zeki âlim-ü âmil ve fâdü-u kâmil, zûfunun, misdak-ı

"ÎNNtA'LEMüMA LA TA'LEMUN" bir müderris ola ki, ifade-i ulum-u diniyye ve ifade-i me'ârif-i yakiniyye birle talebe-i ilim ve müsteidleri mahzuz ve behremend edüp vechi mahdud üzre eyyam-ı

( 1 2 ) N â z ı r , görüp gözeten mânasında o l u p , vakıf Istıla­ hında " m ü t e v e l l i " mânasında k u l l a n ı l d ı ğ ı gibi, matevellinln tasarruflarına nezâret e t m e k üzere v â k ı f v e y a h â k i m t a r a f ı n d a n t â ' y i n o l u n a n k i ş i d i r . ( B k z . A l i H i m m e t B e r k i , vakfa dair y a z ı l a n eserlerle, benzeri vesikalarda geçen Istılâh ve T a b i r l e r , s . 4 4 ) . ( 1 3 ) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e , kasada m a h f u z 1 3 8 7 u m u m , 1 4 0 kasa ve 4 5 k a y ı t N o ' l u orijinal v a k f i y e defteri, s. 9 3 - 9 5 .

(9)

V A K ı F L A R D A E Ğ I T I M H I Z M E T L E R I V E V A K ı F Ö Ğ R E N C I Y U R T L A R ı 37

R E S İ M : 2 / b

K a n u n i S u l t a n Süleyman'a ait v a k f i y e n i n 9 4 . sahifesi.

tahsilde dershaneye hazır olup tedris-i kiitüb-i mii-tedavelc-i makbule ve müzakere-i fünun-i ma'kule ve menkuleye iştigalde ihtimam ederlerse vazife-i yevmiyeleri altmışar akçe ola. Ve tullâb-ı ilimden birer ma'ârif ve fezail ile mümtaz riitbe-i istifade­ den derece-i ifadeye vusul isti'dat ile serfirazını muid eyleyeler. Ve vazife-i yevmiyeleri beşer ak­ çe ola, ve medreselerin herbirinde vâki' olan hü-curatta sakin olup sedad-ii salâh ile mevsuf ve reşâd-ü felah ile ma'ruf müdarese ve tekmilde müdavim ve mübahase ve tahsilde mülâzım olan onbeş nefer kimesne dânişmend olup ciddi celi ve cehd-i kavi ile şuğl edicek vazife-i yevmiyeleri ikişer akçe ola, ve her birinde bir mu'temedi mücerrebut-teyakkuz ve mu'temen

müteyakkinü't-R E S İ I V I : 2 / a

K a n u n i S u l t a n Süleyman'a ait v a k f i y e n i n 9 3 . sahifesi.

iı'haffıız kapuculuk hizmetine kadir ve hıfz-u ha-raselle nazîrleri nadir kimesneler Bevvab olup va­ zife-i yevmiyeleri ikişer akçe ola. Ve cemiisinde birer hizmete kabil ve kadir ve nezafette nazîri na­ dir kimesneler ferraş olup vazife-i yevmiyeleri ikişer akçe ola. Ve küllisinde birer hizmet-i helâya mütehammil ve tathirine mehmâ emken müte-kabbil kimesneler kennas-t helâ olup vazife-i yev­ miyeleri ikişer akçe ola. Ve cümlesinde birer recül-i tahir ve ikad-ü itfâda mahir kimesneler Sirâci olup vazife-i yevmiyeleri ikişer akçe ola."

Yukarıda metnini sunduğumuz vakfiyenin medrese ile ilgili bölümünün özetle sadeleştirilmiş şekli şöyledir:

(10)

38 İBRAHİM ATEŞ

R E S İ M : 2 / c

K a n u n i S u l t a n Süleyman'a ait v a k f i y e n i n 9 5 . saiıifesi.

" . . .Mezkûr medrese ve meclislerin her birinde din bilgilerinin en faziletlilerinden, hikmetli bilgiler yayan, fazilet ve hüner sahiplerinin ileri gelenle-rinden^ hakikat hazinelerinin anahtarı, inceliklere vâkıf, takvâ sahibi, temiz, zeki, bilgin, ilmiyle amel eden "Ben sizin bilmediklerinizi biliyorum" uya­ rınca bir çok sahada bilgi sahibi, faziletli, kâmil bir müderris olup öğrencilere dini bilgilerle diğer bilgileri öğretmek suretiyle kendisinden faydala­ nabilmesi için bilinmekte olan şekilde ders günle­ rinde dershanede hazır olup, aklî ve nakli ilimlere ait okutulmakta olan makbul kitapları okutma ve tekrariatma işinde özen gösterirlerse günlük maaşları altmışar akçe ola.

Öğrencilerden bilgi ve fazilet yönünden seç­ kin, yararlanma seviyesinden yarariandırma seviye­ sine erişen, kaabiliyetli, himmetli birer öğrenciyi asistan eyleyeler. Bunların günlük ücretleri beşer akçe ola.

Medreselerde bulunan odalarda kalan, doğru­ luk ve iyilikleriyle tanınan, olgunluk ve başarıyla bilinen, okuma ve çalışmada devamlı, tartışma ve öğrenimde sebatlı olan, onbeş kişi öğrenci olup belirgin bir ciddiyet, kuvvetli bir çaba ile çalış­ tıkları takdirde, günlük maaşları ikişer akçe ola. Ayrıca her medresede; güvenilir, tecriibeli, uyanık, emin, koruması sağlam, kapıcılık hizmetinde ye­ tenekli ve bekçilikte benzeri az birer kişi kapıcı

olup, günlük ücretleri ikişer akçe ola. Yine hep­ sinde hizmete yetenekli ve temizlikte benzeri az birer kişi ferraş'^*> olup günlük maaşları ikişer akçe ola. Keza her medresede helâ hizmetine kat­ lanabilir ve imkân nisbetinde temizliğini yapmaya kaabiliyetli kimselerden birer helâ Kennası'^^' (süpürgecisi) olup günlük ücretleri ikişer akçe ola.

Ayrıca her medresede birer temiz, yakma ve söndürmede mahir kimse lâmbacı olup günlük üc­ retleri ikişer akçe ola."

III— Yemen Fatihi Gazi«Sinan Paşa ibni Ali'­ nin 6 Recep 994 H. 23 Haziran 1585 M. tarihli vakfiyesinin(i6> 95-96. sahifelerinde medrese ile ilgili olarak (Resim 3/a, b) şöyle denilmektedir:

". . . ve dahili Konstantiniyye'de samy-ı amire kurbünde îshak Paşa mahallesinde bina olu­ nan medresenin müderrisine yevmi elli akçe vazife verile. Onbeş hücrenin ikisi muid'in ola. Muid'e yevmi beş akçe vazife verile. Ve oniki hücresinde danişmendler sakin olup bir hücresinde bevvab sakin ola. Danişmendlere yevmi üçer akçe vazife verile. Bevvab'a yevmi iki akçe vazife verile. Haf-ta'da dört gün derse müdavemet edüp tefsir ve hadis ve fıkıh dersleri okuna."

Yukarıda metni sunulan vakfiye bölümünün özetle sadeleştirilmiş şekli aşağıdaki şekildedir.

"İstanbul içinde Saray-ı Amire yakınında İs-hak Paşa mahallesinde yapılmış olan Medresenin müderrisine günde elli akçe ücret verile. Medre­ sedeki onbeş hücrenin ikisi Müderris Yardımcısının (Asistanın) ola. Ve Müderris yardımcısına günde onbeş akçe ücret verile. Medresenin Oniki hücre­ sinde ise talebeler, bir hücresinde de kapucu otu-ra. Talebelere günde üçer akçe, kapucuya da günde iki akçe ücret verile. Hafta'da dört gün derse devam edilip Tefsir, Hadis ve Fıkıh dersleri okuna..."

IV— Birinci Abdülhamid'in 15/Muharrem/ 1195 H. 11/Ocâk/1781 M. tarihli vakfıyesi-n i vakfıyesi-n ( i 7 ) , 1 0 7 - i n . sahifelerindeki medrese ile il­ gili olan kısım (Resim 4/a, b, c , d, e) aynen şöy­ ledir:

". . . Medrese-i Celile-i Hümayunları ricalinin dahi tertib-i hademat ve vezayiflerin şol veçhile

(14) F e r r a ş ! i m a r e t , c a m i , mescid, medrese gibi müessese­ lerin t e m i z l i ğ i n i t e m i n , hasır gibi m e f r u ş a t ı n ı tefriş h i z m e t i y l e görevli i<imsedlr. (Bl<z. A l i H i m m e t B e r k i , " V a k f a dair yazılan eserlerle v a k f i y e ve ben­ zeri vesikalafda geçen Istılâh ve T a b i r l e r , s . 1 8 . " ) ( 1 5 ) K e n n a s : A b d e s t h a n e süpüren, t e m i z l e y e n d e m e k t i r .

B u r a d a o l d u ğ u gibi bazı v a k f i y e l e r d e Kennaslık; bir h i z m e t olarak y e r almış ve ücret t a y i n o l u n m u ş t u r . ( B k z . a.g.e., s . 3 1 ) .

(16) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü Arşivinde kasada m a h f u z 1 3 3 k a y ı t no'lu orijinal va'kfiye deftteri, s : 9 5 - 9 6 . (17) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

(11)

V A K I F L A R D A EĞİTİM H İ Z M E T L E R İ V E V A K I F ÖĞRENCİ Y U R T L A R I 39

R E S İ M : 3 / a

Y e m e n F a t i h i G a z i S i n a n Paşa'ya ait 6 R e c e p 9 9 4 H. 1 5 8 5 M. tarihli vai<fiyenin 9 5 . sahifesi.

R E S İ I V l : 3 / b

Y e m e n F a t i h i G a z i S i n a n Paşa'ya ait 6 R e c e p 9 9 4 H. 1 5 8 5 M.

tarihli v a k f i y e n i n 9 6 . sahifesi.

tebyin buyururlar ki, enva'ı fezail-i hamide ve es-naf-ı maarif-i adide ile mevsuf ve kemal-ü salâh ve diyanet ile ma'ruf bir zat-ı sütude

R E S f l V 1 : 4 / a

I. A b d ü l h a m i d ' e ait 1 1 9 5 H. 1 7 8 1 tarihli v a k f i y e n i n 1 0 7 . sahifesi.

simat medrese-i münifede muhaddis olup eyyam-ı üsbu'dan yevmi isneyn ve hamişte medrese-i celile dershanesinde talebe-i kirama tedris-i fenni-i şerifi hadis-i Nebevi eyleyüp galle-i vakf-ı hümayunların­ dan yevmi ikiyiizkırk akçe vazifeye mutasarrıf ola. Kezalik âlim ve âmil ve fadıl ve kâmil bir zat-ı pâk-i şemail dahi medrese-i hümayunda müderris

olup Cuma ve sülesadan mâ 'ada eyyam-ı tahsilde tedris-i tullâb ile meşgul olup rey'i vakf-ı hüma­ yundan yevmiyye ikiyüz kırk akçe vazifeye muta­ sarrıf ola. Kezalik ulum-u Şettâ ile araste ve fe-zâil ve maarif ile piraste iki nefer kimesne dahi medrese-i hümayunda Dersiâmm olup biri yevmi siilase ve erbiâda ve biri dahi yevm-i Cuma-i vahide yine dershane-i medrese'de talebe-i ilme tedris-i ulum-u nafia eyleyüb, her biri yevmi ellişer akçe vazifeye mutasarrıf alalar. Ve fenn-i kıraatte ma­ hir, tedris-i vücuhâta kadir bir kimesne dahi şeyh-ül-Kurra hlup eyyam-ı üsbu'dan yevm-i sebt ve isneynde türbe-i şerifte tedris-i ilim-i kıraet eyle­ yüp yevmi elli akçe vazifeye mutasarrıf ola. Ve medrese-i hümayunda kâin Yirmi adet odaların herbirinde iskân olunan ikişer neferden kırk nefer talebenin her birine yevmi ikişer akçe vazife veri-lüp kırk nefer talebe-i mezkurenin temyizleri hususu Şeyhül-islâm SellemehüUahül-melikül allâm Efendi Hazretlerine ihâle buyrulup ledel-imtihan istihkakları nümâyfin olan kırk nefer talebenin

(12)

40 I B R A H I M A T E Ş

R E S İ M : 4 / b

I. A b d ü l h a m i d ' e ait 1 1 9 5 H.

1781 M. tarihli v a k f i y e n i n 1 0 8 . sahifesi.

ciheti ilmiyyede birbirine nisbet ile evvel, sâni ve sâlis i'tibariyle kırkıncıya değin tertip buyurduk­ ları defter mucebince evvelden Yirmi birinciye varınca müretteb olan Yirmi nefer talebe-i ulumun on neferi yevmi yirmişer akçe vazife ile Sahih-i Buhari-i Şerif ve on neferi dahi yevmi Yirmişer akçe vazife ile Sahih-i Müslim-i Şerifhan olup baki yirmi nefer ile üç adet türbedar ve müderris odasın­ da mukim muid-i medrese ve hariçten tayin olunan altı nefer kimesneler ki cem'an otuz neferi dahi yevmi üçer akçe vazife ile cüzhan olup her biri birer cüz'i şerif tilâvet eyleyüp hasıla olan mesu-bâtı cemilesin vâkıf-ı zül-Avarif ma'rüz-zikr yirmi nefer Buhari ve Müslimi Şerif hânândan biri fevt oldukta veya târik-i hizmet olup veyahut sebebi aher ile ihraç olundukta cüzhan olan Yirmi nefer

talebe-i ulumun evvel ve akdemi yerine Buhari ve

R E S I I V I : 4 / C

I. A b d ü l h a m i d ' e ait 1 1 9 5 H .

1781 M. tarihli vakfiyenin 1 0 9 . sahifesi.

Müslim-i Şerifhan ta'yin ve anın dahi münhal olan cüzhanlığı zeyl i'tibarı ve şeyhül-islâm-ı vakit hazretlerinin imtihanı ile talebeden bir müstehık-kine verilüp ol dahi üzerinde olan ondokuz nefer güzemn edince yevmi üç akçe ile cüzhan olup

nevbeti geldikte Müslim-i Şerifhânân silkine münselik ola..."

Yukarıda metni sunulan vakfiye bölümünün özetle sadeleştirilmiş şekli aşağıya alınmıştır.

"Zat-ı Şahanelerine ait medrese görevlilerinin hizmet sırası ve ücretlerini şu şekilde ta'yin buyur­ muşlardır. Türlü iyi meziyyetler ve çeşitli marifet dallarıyla vasıflı olup, olgunluk, iyilik ve dindarlığı ile bilinen seçkin bir zatın medresede muhad-dis(i8) olup, haftanın Pazartesi ve Perşembe günle­ rinde medresenin dershanesinde öğrencilere hadis-i şerif ilmini okutup vakıflarının gelirlerinden günde

(13)

V A K I F L A R D A E Ğ İ T İ M H İ Z M E T L E R İ V E V A K I F ÖĞRENCİ Y U R T L A R I 41

R E S İ M : 4 / a

I. A b d ü l h a m i d ' e ait 1 1 9 5 H.

1781 M. tarihli v a k f i y e n i n 1 1 0 . sahifesi.

Ikiyüz kırk akçe ücret ala.

Keza bilgin, bilgisiyle amel eden, faziletli, ol­ gun ve temiz meziyetli bir zat da Padişah medre­ sesinde müderris olup. Cuma ve Salı günleri hariç, ders günlerinde öğrencilerin öğretimi ile meşgul olup, vakıf gelirinden günde İkiyüz kırk akçe ücret

ala. Ayrıca çeşitli ilimleHe mücehhez, fazilet ve marifetleriyle belirgin iki kişi Padişah medresesin­ de Dersiam (Profesör) olup biri Salı ve Çarşamba günlerinde, diğeri yalnız Cuma gününde medrese dershanesinde öğrencilere yararii bilgileri okutup herbiri günde ellişer akçe ücret alalar. Kıraat il­ minde mahir ve çeşitli kıraat yönlerini okutmağa muktedir, bir kişi de Şeyhül-Kurra olup, haftanın Cumartesi ve Pazartesi günleri türbe-i şerifte kıraat

R E S İ M : 4 / e

I. A b d ü l h a m i d ' e ait 1 1 9 5 H.

1 7 8 1 M. tarihli v a k f i y e n i n 1 1 1 . sahifesi.

İlmini okutup, günlük ücreti 50 akçe ola. Medrese­ de bulunan Yirmi adet oda'nın herbirinde oturtu­ lan ikişer kişiden toptan kırk öğrencinin her birine günde ikişer akçe ücret verilip, bu kırk öğrencinin seçimi Şeyhül-İslâm'a bırakılmıştır. İmtihan'da hak sahibi oldukları beliren kırk öğrenci'nin ilmî yönden birbirine oranla birinci, ikinci ve üçüncülük itibariyle kırkıncıya kadar tertib buyurdukları defter gereğince birinciden Yirminciye kadar sıra­ lanmış olan yirmi öğrencinin On'u günde Yirmişer akçe ücretle Sahih i BuharihandS) On'u da yine günde Yirmişer akçe ücretle Sahih-i Müslimhân olup geri kalan Yirmi öğrenci ile üç türbedar ve müderris odasında kalan müderris yardımcısı ve

( 1 8 ) A s l ı n d a ; H a d i s i l m i n d e maharet ve İktidar sahibi olan şahıs a n l a m ı n d a o l u p , burada Hadis ilimlerini ö ğ r e t e n ö ğ r e t i m üyesi d e m e k t i r .

( 1 9 ) Sahlh-1 B u h a r i h a n : Sahlh-l B u h a r i o k u m a k l a görevli olan d e m e k o l u p , vakıf gelirinden belirli bir ücretle K u r ' a n - ı K e r l m ' d e n belirli sureleri o k u y a n ve burada o l d u ğ u gibi belirli hadis k i t a p l a r ı n ı o k u y a n kişilerin o k u d u k l a r ı sure ve k i t a p ' t a n sonra (han) kelimesi kullanılır. Y a s i n h a n , F e t i h h a n , D u a h a n , B u h a r i h a n , MUslImhan, COzhan gibi.

(14)

42 İBRAHİM A T E Ş dışardan tayin olunan altı kişi ile birlikte toplam

Otuz kişinin de günlük üçer akçe ücretle cüzhan olup, herbiri birer cüz'ü şerif tilâvet edip, hasıl olan sevabını vâkıfın, (ruhuna bağışlanması), sözü geçen Yirmi Buhari ve müsl im hanlardan birinin ölümü veya hizmeti bırakması veya başka bir ne­ denle görevden çıkartılmış olması hâlinde cüzhan olan Yirmi öğrencinin birincisi ve en kıdemlisi olan öğrenci onun yerine Buhari veya müslimhan olarak tayin olunup, bundan açılacak cüzhanlığa son itibariyle ve zamanın Şeyhül-lslâmı tarafın­ dan yapılacak imtihanla öğrencilerden bir hak sahibi olan tayin edilip, o da kendinden üst kade­ mede olan Ondokuz kişi bulundukça günlük üç akçe ile cüzhan olup sırası geldiğinde müslimhanlık gurubuna gire..."

V— Hacı Mustafa Ağa İbni El-hac Hüseyin'e ait 15/CemaziyeIâhir/n33 H. 13 Nisan 1720 M. tarihli vakfiyenin(20) 7. sahifesinde:

". . .İstanbul'da Arabacı Beyazıt Mahallesinde dört oda bir dershane-yi müştemil bir Medrese-yi bina ve vakfettiği" yazılıdır.

VI— Şehzade Sultan Mehmet İbni Sultan Sü­ leyman'a ait vakfiyenin(2i) 36. sahifesinde: "Şeh­ zade Sultan Mehmet Türbesi yakınında bina ve vakfettiği cami haremine bitişik bir medrese bina edip akli ve nakli ilimlerin okutulması için vakfet­ tiği" yazılıdır.

VII— II. Sultan Beyazıt'a ait Arapça vakfiye-d e ' 2 2 ' "İstanbul'vakfiye-da bir mevakfiye-drese ve bir mektep vakfettiği, hocalara maaş bağlanması, talebelere elbise alınması, sünnet için özel elbise yaptırılma­ sını şart kıldığı" yazılıdır.

VIII— Akhisar Ahalisinden Dayızade Esseyid El-hac Süleyman Ağa'ya ait 10 Muharrem 1235 H. 29 Ekim 1819 M. tarihli vakfiyenin(23' 14. sahife­ sinde: "Güzelhisar Mahallelerinden Kubbe mahal­ lesinde Mesritl-i Şerif, kütüphane, dershane ve medrese bina ve vakfettiği, keza Akhisar mahalle­ lerinden Tepecik mahallesinde Türkmen el-hac Hasarfın. menzili karşısında bir mektep bina ve vakfettiği" yazılıdır.

IX— Sokullu Şehid Mehmet Paşa'ya ait Evâ-hir-i Zilhicce 981 H. Nisan 1573 M. tarihli vakfiye-nin<24) 30. sahifesinde: "İstanbul'da Kadırga Li­ manı yanında Çatladı Kasım mahallesinde halile-sinden camii şerifi hareminde bir medrese, ayrıca Burgaz'daki camii şerifi hareminde bir medrese bina ve vakfeylediği" yazılıdır. Aynı vakfiyenin 34. sahifesinde ise; "İstanbul Eyyüb'de Eyüb Camii yakınında kendilerinin bina ettikleri türbe­ nin civarında bir Dar-ül-Kurra bina ve vakfettikleri, keza aynı vakfiyenin 35-36. sahifelerinde,

"Ke-lâm-ı Kadim'i telkin ve ta'lim etmek için sekiz adet Darii-üt-Ta'lim bina ettikleri, bunlardan biri­ nin, İstanbul Galata civarında, tersane ardında, birinin Burgaz Camii şerifi yakınında, birisinin Kaya Pınarı adlı yerde, birisinin Sokularik adlı köyde, birisinin Bıçkerik adlı Kasabada, birisinin Karaman Vilâyetinin Burda Kasabasında, birisinin Halep muzafatından Payas adlı yerde Camii Şerif civarında ve birisinin de Mekke-i Muazzama'da Şebike civarında olup, hepsini Kur'an-ı Kerim'i öğrenmek ve öğretmek için ahalisine vakfettiği" yazılıdır.

X - Esbak Şeyhül-İslâm Mahmut Efendi'ye ait 8/Rebiulewel/1167 H. ve 3/Ocak/1754 M. tarihli vakfiyenin'2 5) Onikinci sayfasında: "Kan-lıcak Kasabasında bir taraftan Bölükbaş veresesi menzili, bir taraftan Ali Halife kerimesi menzili, bir taraftan müslüman mezarlığı ve bir taraftan genel yol ile mahdut yer üzerine yaptığı menzili­ nin karşısında On oda ve bir dershaneyi muhtevi kârgir, k u r ş u n puşideli bir medrese bina ve vak­ fettiği" yazılıdır.

X I - Üçüncü Murat'a ait Evasıtı Şaban 1006 H. Mart 1597 M. tarihli vakfiyenin(26) 23. cü sahi­ fesinde: "Mekke-i Mükerreme'de bir medrese bina ve vakfettiği" yazılıdır.

X I I - Ruznamçe-i evvel El-hac Osman Efendi ibni Ali'ye ait 21/Rebiulâhir/1135 H. 29 Ocak 1722 M. tarihli vakfiyenin'^^) 6-7. ce sahifelerin­ de: "Rumeli Vilâyetinde Atina Şehrinde Fethiye Camii Şerifi yakınında vâkıfın kendi malı ile mu-ceddeden bina ve vakfeylediği On hücre ve bir dershaneyi muhtevi, bir medrese ve yakınında bir mektep vakfettiği" yazılıdır.

(20) V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü Arşivinde kasada m a h f u z 118 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s: 7.

( 2 1 ) V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z 1 2 2 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s: 3 6 . (22) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

1 2 7 k a y ı t n o ' l u defter.

(23) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z 1 3 7 k a y ı t no'lu defter, s : 14.

( 2 4 ) V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü Arşivinde kasada m a h f u z 1 4 9 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s : 3 0 - 3 6 . ( 2 5 ) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

146 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s : 1 2 . (26) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

1 4 7 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s ; 2 3 . ( 2 7 ) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

1 5 7 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s : . 6 - 7 . ( 2 8 ) V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

159 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, S: 2 1 - 2 5 - 2 6 . (29) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

1 6 0 k a y ı t n o ' l u orijinal v a k f i y e defteri, s : 14. ( 3 0 ) V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

1 6 8 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s : 2 7 1 . (31) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

121 k a y ı t no'lu orijinal ve A r a p ç a v a k f i y e defteri, s: 3 3 - 3 6 - 4 0 - 4 1 - 1 4 5 - 1 6 1 .

(15)

V A K I F L A R D A EĞİTİM H İ Z M E T L E R İ V E V A K I F ÖĞRENCİ Y U R T L A R I 43 X I I I - Birinci Abdül41amid'e ait 25 Muharrem

1195 H. 21 Ocak 1781 M. tarihli vakfiyenin'^s) Yirmibirinci sayfesmda: "İstanbul'da bir mektep bina ve vakfettiği ve aynı vakfiyenin 25-26.cı sa-hifelerinde ise bir medrese, bir dershane ve dersha­ nenin üzerinde talebelerin oturması için 21 adet kârgir oda ve bir Icütüpiıane vakfettiği" yazılıdır.

X I V - Vâni Mehmet Efendi İbni Molla Bos-tan'a ait Arapça ve 7 Rebiulâhir 1082 H. 24 Ağus­ tos 1670 M. tarihli vakfiyenin'^^^ 14.cü sahifesin-de: "Bursa'nın Kestel köyü'nde bina ettiği cami'i-nin yakınında bir medrese bina ve vakfettiği" yazılıdır.

X V - 3. Selim'e ait 23 Muharrem 1220 H. 23 Nisan 1805 M. tarihli vakfiyenin'^o) 27. ci say­ fasında: "Rumeli Vilâyetinde Priştine kazasında vâki' yeni medrese adındaki medresenin vakfının geliri olmadığınd.ıtı hu Medrese'deki müderris vc talebeler ihtiyacının kendi vakfı gelirinden verilme­ sini" şart kılmıştır.

X V I - 3.CÜ Murad'ın Validesi Atik Valide Sultan' a ait Evaili Rebius-sâni 990 H. Nisan 1582 M. tarihli vakfiyeninOD 33-34. cü sayfala­ rında: Üsküdar Yeni mahallesinde bina ve vakfet­ tiği Cami'in yakınında ilim öğretilmesi ve talebe­ lerin oturması için onbeş oda, mu'idin (müderris yardımcısının) oturması için iki oda, dershane olarak bir oda, kapıcının oturması için bir oda olmak üzere toplam Ondokuz odalı bir medreseyi vakfettiği, aynı vakfiyenin 35. ci sayfasında ise mezkûr cami yakınında müslümanların çocuklarına Kur'an-ı Kerim öğretmek için bir mektep vakfet­ tiği, keza aynı vakfiyenin 36. cı sayfasının baş kıs­ mında mezkûr Cami karşısında bir dar-ül-Kurra bina ve vakfettiği, aynı sayfanın orta kısmında ise Tefsir ve Hadis okutulması için mezkûr Dârül-Kur-ra yakınında bir Dârül-Hadis bina ve vakfettiği, yi­ ne aynı vakfiyenin 40-41. ci sayfalarında Lapseki Kasabasında bina ve vakfettiği mescidin yakınında Kur-an'ı Kerim öğretilmesi için bir mektep ve bina vakfettiği, belirtilmekte olup aynı vakfiyenin 145-161. ci syafalarında söz konusu medrese, mektep ve Darül-Kurra'nm müderris, talebe ve görevlilerine ait şartlar yazılıdır.

X V I I - Kıbrıs Fatihi 2. Sultan Selim'e ait Evâili Rebiulevvel 987 H. Nisan 1579 M. tarihli vakfiyenin!3 2) Ondokuzuncu sahifesinde: "Edir­ ne'de bina ettiği Cami'in yakınında bir medrese ve medresenin yanında da bir Dâr-ül-kurra bina ve vakfettiği" yazılıdır.

X V I I I - 3. Sultan Mustafe (Laleli) ya ait 15/ Muharrem/1178 H. Temmuz 1764 M. tarihli vak-fiyenin(33) 22-23.cü sayfalarında "İstanbul

Kızıl-taş mahallesinde Lâleli Çeşmesi yakınında bina ettiği cami'in Kuzey kıblesinde sokak içinde, mermerden n.uliıle bir dershane ve 9 adet hücreyi muhtevi bir medrese bina ve vakfeylediği, aynı vakfiyenin 29. cu sayfasında İstanbul Üsküdar'da Sahilsaray yakınında Ayazma Sarayı demekle meşhur Saray arazisinde inşa ettiği Cami-i Şerifin kıble tarafında müslüman çocuklarının Kur'an öğrenmesi için bir mektep bina ve vakfettiği, yine aynı vakfiyenin 31. sayfasında Boğaziçi'nde Yoros Kazasına muzâfe İncir Köyü'nde Paşabah-çesi isimli yerde bina ettiği Cami'in yakınında bir mektep bina \ c vakfettiği, yazılıdır.

X I X - 3. Ahmet kızı Fatma'nın kocası Nevşe­ hirli İbrahim Paşa'ya ait tarihsiz vakfîyenin'3^) 37-38.Cİ sayfalarında: "İstanbul Şehzade Cami'i civarı ve eski odalar kapısı karşısında bulunan ve mülkleri olan arsa üzerine, Onüç oda, bir dershane, bir kütüphane, bir sebil, bir şadırvan ve bir çeş-me-i müştemil olan medreseyi vakfettiği" yazılı­ dır.

X X - Çorlu'lu Ali Paşa'yaait 5/Zilhicce/1120 H. 15 Şubat 1708 M. tarihli vakfiyenin'^s) 25-26.CI sayfalarında: "İstanbul Tavuk Pazarında vâki' Hüseyin Ağa Camii yakınında Sinan Paşa mahallesinde eski Sırmakeşhane yerinde bina bu­ yurdukları on adet yüksek kubbeli odaları olan bir medreseyi vakfettiği" yazılıdır.

d. Tescili yapılmış olan bazı Vakıf Medre­ seler:

Aslı vakıf olan medreselerin büyük bir kısmı; İstanbul, Konya, Kayseri, Erzurum gibi illerde ol­ mak üzere yurdumuzun her yerinde wikil rr°dre-selerin yapılmış olduğu, konu ile ilgili eski belge­ lerin tetkikinden anlaşılmaktadır. Bu medreseler, zamanın acımasız tahribatına mâ'ruz kalmasına, bir kısmının şekil değiştirmesine, hatta yok olma­ sına rağmen, gittiğimiz her yerde vakıf menşe'li abide ve eski eserier arasında bir çok medreseleri görmemiz mümkündür. Bunların tesciji yapılmış olanlarından 136 adet medrese'ye ait bazı bilgileri içeren liste'36) |<ısa bir fikir vermesi amacı ile aşağıya alınmıştır:

( 3 2 ) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z 1 8 6 k a y ı t no'lu Orijinal v a k f i y e defteri, s . 1 9 . ( 3 3 ) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

1 8 7 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s . 2 2 2 3 2 9 -3 1 .

( 3 4 ) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü Arşivinde kasada m a h f u z 1 7 3 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s. 3 7 - 3 8 . ( 3 5 ) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş i v i n d e kasada m a h f u z

1 8 0 k a y ı t no'lu orijinal v a k f i y e defteri, s . 2 5 - 2 6 . ( 3 6 ) V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü A b i d e ve Y a p ı İşleri D a i r e ­

si B a ş k a n l ı ğ ı E s k i E s e r T e s c i l Bürosu'nda m u h a f a z a edilen tescil fiş ve dosyası ile, İ s t a n b u l V a k ı f l a r Baş­ müdürlüğü E s k i E s e r dosyalarından derlenen listedir.

(16)

TESCİLİ YAPILMIŞ OLAN BAZI V A K I F

İ Ü MAHALLESİ SOKAĞI A D A P A R S E L CİNSİ B U L U N D U Ğ U H A L D O S Y A

İstanbul Sofular Feyzullah Macar Kardeşler 1056 Feyzullah Ef. Med. 15.2.1978 tarihinden itibaren 10 yıl müd. tahsisli P - 3 5 6

İstanbul Sofular Eski Saraçhane 1061 76 Amcazade Hüseyin Paşa Med.

26.1.1977 tarihinden itibaren 10 yıl müd. kirada tahsisli

İstanbul Şeyhresmi Darüşşafaka Cad. 1451/1 13 Cedid Abdurrahman Ef. Med.

6.6.1974 tarihinden itibaren 10 yıl niüd. ahsisli

P - 8 2 6

İstanbul Haf ızpaşa ve Yusuf Ziya

Hafızpaşa ve Yusuf Ziya

1446 Tevfik Ef. Med. Kirada

istanbul Sultan Ahmet At Meydanı 99 29 Sultanahmet Med. 1962'den itibaren 25 yıl müddetle Başbakanlık Arşiv Gen. Müd. tahsisli

P - 6 0 2

İstanbul Süleymaniye Dökümcüler 376 Rabi Sâlis

mülazımlar med.

Rabi, boş. Sâlis, işgâlli, tahliyesi için çalışılıyor, mülazımlar işgalli, tahliyesi derdest

P-921

İstanbul Kıhçali Mecidiye Köy Tophane Cad.

63 18 Kıhçali Med. Çocuk Esirgeme Kurumunun kirasında

P - 1 1 9 3

İstanbul Davutpaşa Etyemez Tek. 1158 20 İbrahim Paşa Camii ve Med.

Cami'i Münhedim, avlusundaki medrese tıp fakültesine tahsisli

İstanbul Fatma Sultan Arpameni yokuşu 1927 Gaziahmetpaşa Cami ve medresesi

İbadete açık, avlusundaki medrese tahsisli

İ - 2 0

İstanbul Kep ç edede Esvabcı ve Gün doğmuş

403 27 Ahmet Ağa Camii ve medresesi

(17)

İLİ MAHALLESİ SOKAĞI A D A P A R S E L CİNSİ BULUNDUĞU H A L D O S Y A

İstanbul Dervişaii Fevzipaşa ve Hasan Fehmipaşa Cad.

2572 Cedit Ali Paşa

Medresesi

1969'dan 979'a i<adar İstanbul Bel. Baş. Sağlık Merkezi olarak tahsisli

P - 3 4

İstanbul Kırçeşme Kovancılad Cad. 2405 12 Gazanfer Ağa Med. İstanbul Belediyesi Müze olarak kullandı

P - 7 8

İstanbul Alemdar Hoca Rüstem 48 Mehmet Ağa Med. Çocuk Esirgeme Kurumunun

kirasında

P-718

İstanbul Camiali Vezneciler Cad. 670 Kuyumcu Murad

Paşa Med.

Mülkiyeti İdaremize intifa hakkı ivazı müddetsiz İst. Üniv. ait

P - 6 0 4

İstanbul Camiali Buğdaycılar Kapısı Cad.

584 21 Sultan Beyazıt Med. 1962'den 1982'ye kadar kütüphane olarak İst. Bel. tahsisli

P - 4 9 5

İstanbul Hacı Kıyaseddin Darüşşafaka Cad. 378 Tabhane Med. 1966'dan itibaren 25 yıl müddetle Başbakanlık Arşiv Genel Müdürlüğüne tahsisli

P - 9 2 2

İstanbul Kalenderhane Dede Efendi 558 34 Damat İbrahim 1981'den itibaren 20 yıl müddetle Verem Savaş Derneğine tahsisli

i - 2 1 5

İstanbul Mimar Hayrettin Yeniçeriler Cad. 221 30 Merzifoni Kara Mustafa Paşa Medresesi

Yahya Kemal Enstitüsü olarak kullanılıyor

P - 4 5 6

İstanbul Molla Fenari Yeniçeri Cad. 271 Sinanpaşa Medresesi Türbe ve Sebili

1964'ten beri İst. Üniversitesine tahsisli

P-921

İstanbul Ali Fahit M. Sümbül Efendi 1177 51 Koca Mustafa Paşa Medresesi

Tahsis Muameleleri Derdest P-405

İstanbul Beyceğiz Lodosi 1367 Ahmet Çavuş Med. Kirada P - 1 4 3

İstanbul Beyceğiz Sarayağası Cad. 1364 35 Kaba Halil Med. Kiraen tahsis muamelesi derdest P - 2 7

(18)

İLİ MAHALLESİ SOKAĞI ADA P A R S E L CİNSİ BULUNDUĞU H A L D O S Y A

İstanbul Baba Hasan Alemi Mi'il Çıkma/1 940 36 Ankaravî İsmail Ef. Md.

2.10.1980-1990 tarihleri arası 10 yıl müddetle tahsisli

P - 4 2 8

İstanbul Dervişali Dolaplı Bostan ve Kurtağası Çeşmesi

2546 15 Defterdar İbrahim Ef. Med.

Kirada P - 2 5 8

İstanbul Güraba Hüseyin Ağa

Çıngıraklı Bostan 895 26 Hasodabaşı Hasan Ağa Med.

Kirada P - 5 4 3

İstanbul Haydar Haydar Cad. 2183 17 Haydar Med. Kirada P - 5 0 0

İstanbul Haydar Karadeniz Cad. Sinanağa C. Sok.

2180 13 Sinanağa Med. Kirada P - 3 3 9

İstanbul Keçihatun Haseki Kadın 1129 29 Bayrampaşa Med. 15.1.1975-28.7.985 tarihine kadar 10 yıl müddetle kiraen tahsisli

P - 1 9

İstanbul Keçihatun Cerrahpaşa Cad. 1125 Cevher Sultan Med. 24.11.1976-996 yılına kadar 20 yıl müddetle tahsisli

P - 1 9

İstanbul Kirmasti Fevzi paşa Cad. 2125 Tophane Med. 5.11.1975 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tahsisli

P - 1 2 5

istanbul Kirmasti Fevzipaşa Cad. 2126 Bahr-ı Şefid Med. İdaremizce yurt olarak kullanılıyordu, şu anda boş

P - 1 2 5

İstanbul Kirmasti Haliç ve Tetümler Cad.

2126 44 Bahr-ı Siyah Med. İdaremizce yurt olarak kullanılıyordu, şu anda boş

P - 1 2 5

istanbul Mollaşeref Vatan Cad. Halıcılar Köş.

1959 11 Sultan Selim Med. İdaremizce Müze olarak kullanılıyor P - 6 2

İstanbul Nevbahar Haseki Cad. 1808 Haseki Med. Kirada P - 4 2 4

İstanbul Seyyitömer Ali Şair Nevai 1739 30 Nişancı Mehmet Paşa Med.

(19)

V A K İ F L A R D A EĞİTİM HİZMETLERİ V E V A K I F ÖĞRENCİ Y U R T L A R I 47

MEDRESE

İL İLÇE İSİM DURUMU H A K K I N D A NOT

Adana Afyon Afyon Afyon Amasya Amasya Amasya Amasya Amasya Amasya Amasya Antalya Antalya Antalya Antalya Antalya Aydın Aydın Balıkesir Bitlis Bitlis Bursa Bursa Bursa Bursa Bursa Çankırı Çankırı Çorum Çorum Diyarbakır Diyarbakır Diyarbakır Sincanlı Çay Gümüşhacıköy Merzifon Suluova Alanya Elmalı Korkuteli İnegöl İznik Alaca Alaca

Ulu Cami Med.

Gedik Ahmet Paşa Med. Boyalıköy Med. (Hankâh) Taş Med.

Başağa Med. Gökmedrese

Sultan Beyazıt Med. Şanlar (Küçükağa) Med, Gümüş Med.

Mehmet Çelebi Med. Yolpmar Köyü Med. Medrese (İmaret) Karatay Med. Oba Med. Ömer Paşa Med. Sinaneddin Med. Cihanoğlu Med. Nasuhpaşa Med. Yıldırım Cami Med. Gökmeydan Med. Şerefiye Med. Yeşil Med.

Şair Ahmet Paşa Med. Lala Şahin Paşa Med. İshak Paşa Med. Süleyman Paşa Med. Çivitcioğlu Med. Buğday Pazarı Med. Hüseyin Gazi Med.

Mahmudiye Köyü Kalehisar Med. Ulu Cami Medreseleri

Şeyh Safa Med. Sarı Saltuk Med.

Öğrenci Yurdu

Kültür Bakanlığı Müzesi Halen hazine mülkiyetinde Alaaddin Cami

Cami Kütüphane

Belediye

Yıkık Yivli Miıı.\re külliyesinde Darüssüleha Halk Eğitim Merkezi

Harap

Camiye bitişik odalar halinde Kısmen harap

Kur'an Kursu

Türk İslâm Eserleri Müzesi

Kütüphane

Halk Eğitim Merkezi Kütüphanesi

Harap Harap

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğrenci kişilik hizmetleri; bireysel farklara ve gereksinimlere cevap veren çabalar, tutumlar, davranışlar, değerler, duygular ve kişisel amaçlarla ilgili olarak, bireye

Yeni hizmete sunulan Başakşehir metrosunda Muhammed Cinemre, yürüyen merdivende bakım yaptığı sırada merdivenin aniden çal ışması sonucu basamakların arasına sıkışarak

Yava ş Şehir olmak için gürültü kirliliğini ve hızlı trafiği kesmek, yeşil alanları ve yaya bölgelerini artırmak, yerel üretim yapan çiftçilerle bu ürünleri satan

Herewith the study, by drawing attention to the wetlands that shape the richness of the bird species in Elazig Province, the bird species that breed and stay in those areas and

Bu bakımdan 'soyağacı tartışması' bizler için, tarihselliği çok daha geniş olan 'ölüm korkusunun' ve bunun ürünü olan 'atalar kültüne' dair günümüzdeki gelinen

SUSURLUK, T AVAS, TİRE, T ORBALI, YAHY ALI, ACIPAYAM, ADANA, ALİA ĞA, ANKARA, AYDIN, AYVALIK, BABADAĞ, BALIKESİR, BANDIRMA, B AYINDIR, BERGAMA, BEYPAZARI, BEY ŞEHİR, BODRUM,

u bağlamda alan azında (Eğitim Denetimi), özel öğrenci urtlarının denetimine önelik bir çalışma a rastlanmadığı gibi Özel Öğrenci Yurt Denetim Rehberi ile ilgili bir

Madde 14 – Kulüp organları Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Çalışma Esaslarında öngörülen diğer kurullardan oluşur. Yönergenin belirlediği organlar