• Sonuç bulunamadı

Yaşayan Saz Şairlerimizden Âşık Mevlüt İhsanî'nin Bir Şiiri Üzerine Dilaver Düzgün

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşayan Saz Şairlerimizden Âşık Mevlüt İhsanî'nin Bir Şiiri Üzerine Dilaver Düzgün"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yaşayan Saz Şairlerim izden Âşık Mevlüt

İhsanî’ nin Bir Şiiri Üzerine

Dilâver DÜZGÜN

Uzattı elini ateş bıraktı

Kıvılcım döküldü parmaklarından Şirin sözleriyle bağrımı yaktı Alev alev yanan dudaklarından. Gönül bohçasında aşkın saklanın Yadıma düşende alıp yokların Mfiscda edersen öper koklarım Kara gözlerinden, yanaklarından. Dünya bu dolaptan almıştır hızı Güzel seven âşık çekmez mi sizi? Bulut arkasında sabah yıldızı Elmas küpelerin, kulaklarından. M evlüt İlısani’yem yaramdan sorun D ert bilen hekime veremden sorun Aşkın ateşini Kerem’den sorun Söktü dişlerinden, tırnaklarından.1

Prof. D r. M ehm et K aplan «M etin ta h ­ lili denilen usul, edebi eseri, edebiyat ta ­ rihinden daha iyi kavrar. B urada edebi eser bizzat karşım ızdadır. O nunla daha ya­ kından ve geniş olarak tem asa geçebiliriz. Y egâne olan m etin hakkında, ona uygun, m üşahhas bilgi, ancak bu suretle elde olu­ nabilir»'- demektedir.

Biz de bu görüşten hareketle b ir halk şiiri örneğini karşımıza alm ak, «onunla dah a yakından ve geniş olarak tem asa geç­ mek» istiyoruz. Bu yazım ızda, yaşayan u s­ ta saz şairlerim izden Âşık M evlüt İh san i’- n in b ir şiirini tahlil etmeye çalışacağız. Bu am açla şiirde kullanılan gram atik u n su r­ ları ayrı ayrı ele alınıp, m etin içinde yüklen­ dikleri anlam ları araştırm ak ve kelimeler arasındaki anlam ilişkileri üzerinde d u ra­ rak bazı sonuçlara varm ak istiyoruz. Şim ­ di b u n ları tek tek ele alalım.

A. İSİMLER

Elim izdeki şiirde kullanılan isimleri anlam ilişkisi bakım ından ele aldığım ızda

bunları şu d ört kelimeye indirgem em iz m üm kündür :

1. S E V G İL İ (dııdak, el, göz, kulak, küpe, parm ak, yanak)

2. A TEŞ (ateş, kıvılcım) 3. A ŞK (aşk, bağır, gönü!)

4. D E R T (dert, hekim , sızı, verem) Şiirdeki diğer kelim eler dc an lam iliş­ kisi bakım ından bu d ört kelimeye bağla­ nabilir.

Sevgilinin organlarından bazılarının isimleri şiirin ilk üç hanesine serpiştiril­ m iştir. B unlar, halk şiiri ve halk hikâyesi geleneğinde ideal sevgilinin fiziki yapısını en iyi şekilde ortaya koyan unsu rlard ır :

Şirin sözleriyle bağrımı yaktı Alev alev yanan dudaklarından

m ısralarında olduğu gibi.

B. SIFATLAR

Şiirde yer alan sıfatlardan üçü nitele­ m e, diğeri ise işaret sıfatıdır. N itelem e sı­ fatların d an ilki sevgilinin davranışını, İkin­ cisi b ir organını, liçüncüsü de b ir süs eş­ yasını nitelem ektedir :

1.. Ş İR İN (söz) 2. K A R A (göz) 3. ELM A S (küpe)

Zaten sevgiliyi sevgili yapan vasıflar bunlar değil m idir? : davranış şekli, fiziki görünüm ve ziynet eşyası. Bu üç unsuru kendinde toplayan sevgili, artık ateş saç­ m akta ve âşığı yakıp kavurm aktadır.

İşaret sıfatı olan «bu» ile «dolap» ke­ limesine işaret edilmiştir. Şiirin merkezini oluşturduğunu iddia edebileceğim iz «do­ lap», aşk dolabıdır. A şk dolabı hızla dön­ m ekte ve âşığın aklını başından alm akta­ dır.

Az sayıda sıfat kullanılm ış olm asına rağm en, şiirde baştan sona kadar canlı bir sevgili tasviriyle karşılaşıyoruz. Cilveli,

(2)

nazlı, h er yanından ateş saçan bir sevgili. Şair bu başarısını zengin im ajlarına, tel­ m ihlere ve kullandığı partisiplere (yanan, seven, bilen) borçludur. Âşık M evlüt Ihsani az, sayıda sıfatla büyük birer imaj dünya­ sının kapılarını zorlam ıştır : kara (göz), şi­ rin (söz), elm as (küpe). B unlar bütünüyle sevgiliyi kuşatıyor. Şair, sıfatları ve on­ ların nitelediği isim leri iyi seçmiş, ayrıca saz şiiri geleneğine bağlı kalarak çağrışım dünyasının sınırlarını genişletm iştir.

Şiirde tasvir edilen sevgili, sanki ateş­ ten bir yaratıktır. E liyle ateş bırakıyor, parm aklarından kıvılcım dökülüyor, dudak­ ları alev alev yanıyor. A slında şiirde her kelim enin altından bir yanık kokusu geli­ yor. «Kerem» kelimesi bir isim olarak fazla b ir önem e sahip değil. A m a «Kerem ile Aslı» hikâyesine telm ihte bulunulduğu düşünülürse, onun da «ateş», «yanmak», «kül olm ak» gibi anlam ları içerdiğini gö­ rürüz.

C. FİİLLER

Şiirde yer alan fiillerin çoğunda bir hareketlilik hakim dir: uzatm ak, dökmek, yoklam ak, alm ak, öpm ek, sökm ek... âşıkla m aşuk arasındaki ilişkiler söz konusu ol­ duğu için, b u çeşit fiiller seçilmiştir. H a­ reketliliğin kaynağı m âşuktur. Â şık biraz d aha pasifize edilmiş durum dadır. Sevgili­ nin yaptıkları karşısında o, «verem» gibi onulm az bir dertle karşı karşıya gelmiştir. O nun hareketleri sevgilinin iznine bağlıdır.

Müsade edersen öper, koklarım

m ısraı âşığın içinde bulunduğu aczi ve ça­ resizliği an latan ifadelerdendir.

İlk dörtlükte fiillerin bilinen geçmiş zam an şekli kullanılm ış. Bu şekil, mânâya kesinlik kazandırıyor. Şair, içinde b u lu n ­ duğu şartları hazırlayan sevgilinin yaptık­ larım açık ve kesin b ir biçim de ifade edi­ yor :

Uzattı elini, ateş bıraktı.

İkinci dörtlükte kullanılan geniş za­ m an şekli ise m ânâya süreklilik kazandır­

m ayı am açlıyor.

Gönül bohçasında aşkın saklarım

sözleri, aşkın devamlı olm asını arzu etm ek­ ten başka bir şey değildir.

Ü çüncü dörtlük ise şâirin tecrübele­ rinin ifade edildiği kısım dır. A lm ak fiiline getirilen kuvvetlendirm e eki ile çekmek fii­ linin olum suz geniş zam an şekline getiri­ len soru eki, şairin, söylediklerine kuvvem­ le inandığını ve başkalarını da inandırm ak istediğini gösteriyor. Burada «çekmez mi» ifadesi, olum lu, kesin, geniş zam an a n la ­ m ında kullanılm ıştır. Y ani «elbette çeker» dem ektir. Bu, b ir bakım a kendisini tesel­ li etm ek, b ir yandan da davranışlarında haklı olduğunu kanıtlam ak için ortaya atılm ıştır :

Dünya bu dolaptan almıştır hızı Güzel seven âşık çekm ez m i sızı?

Son dörtlük, şâirin davranışlarındaki haklılığını isbata çalıştığı son m erhale. B u­ n u açık olarak başkalarına anlatabilm ek için b u kez fiilleri em ir kipine sokmuş. Sorm ak fiilini üç m ısrada arka arkaya kullanarak redif m eydana getirm iş. Sonra kendisini en iyi anlatacak b ir örnek b u l­ m uş :

Aşkın âteşini Kerem’ılen sorun Söktü dişlerinden, tırnaklarından.

Şâir, son dörtlükte birbiriyle b ü tü n ­ leşmiş ikiliklerden söz ediyor. «D ert bilen hekim ile verem» ve «aşkın ateşi ile Kerem» arasında nasıl sıkı b ir ilişki varsa, M evlüt İhsani ile yara arasında da aynı kuvvette b ir ilişki vardır. M ahlasın da yer aldığı bu son dörtlükte şairin içinde bulunduğu d u ­ ru m «yara» kelimesiyle özetleniyor. Aşk ateşinin doğurduğu yara.

D . ZARFLAR

Şiirde yer alan ve aynen tekrarlar grub u n a giren «alev alev» zarfı, yanm ak fiilini, daha doğrusu partisip ekiyle elde edilen sıfatı, «yanan» kelim esini nitele­ m ektedir. B urada b ir çokluk ve devam lı­ lık söz konusudur.

«D üşende», A zeri sahasının b ir özel­ liğini yansıtm akta ve «düştüğü zam an», «düşünce» anlam ında bir zarf olarak kar- şınııza çıkm aktadır.

A lm ak fiiline getirilen -ıp gerundium ekiyle yapılan b ir diğer zarf ise, «yokla­ mak» fiiliyle birlikte kullanılan «alıp» ke­ lim esidir. Böylece,

(3)

Yâdıma düşende alıp yoklarım

m ısraıyla, gönül bohçasında saklanan aş­ k a zam an zam an başvurulduğu, am a t u ­ nun sürekli olduğu vurgulanıyor.

SONUÇ

B ütün b u n lard an sonra diyebiliriz ki günüm üzün usta saz şâirlerinden Âşık M evlüt İhsanı, b u güzel lirik şiiriyle bize aşkı bir başka göz ve b ir b aşk a dikkatle göstermiş ve onu «ateş» o larak tan ım la­

m ıştır. G österm iştir diyoruz, çünkü k a r­ şım ızda ateş yığınından oluşan bir tablo vardır.

1 K öz dergisinin Ağustos 1979 da yayın­ lanan 1. sayısında da mevcut olan şiir, 12.5.1989 tarihinde ayrıca tarafımızdan derlenmiştir.

2 Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Şiir Tahlil- leri-I-, İstanbul, 1984, s. 7.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu derste yumurtanın döllenmesinden itibaren insanın büyüme ve gelişme sürecinde geçirdiği değişimler ve bu değişimlerin insan vücudundaki biyolojik ve

Bir memleketin nakliyatındaki arıza ve ademi in- tizam, iktisadî ve dolayısile içtimaî hayatta çok mühim buh- ranlar husule getirebileceği gibi o memleketin millî müdafaa-

Bugün artık tarihe karışmış olan ve eski sanat şubesine ait güzel nümuneleri toplıyarak yıllarca bu şubede göz nuru dök- müş olan bir Türk sanatkârına karşı

Bir yanda ulaşım, sağlık, eğitim ve suyun bir insan hakkı olduğunu söyleyen ve bu doğrultuda Dikili halkına hizmet götüren Osman Özgüven diğer yanda zarar edecekleri

biüilg uır!!d& .rİibtiuiailıi ıi: 'ıaiılk. hir İlbdldioİ.lı Düt ,uıl ııılğıuaın ,oııi,lll4 G EotilLr. arr rnlra.ı ,orll-l. r.|Il örtlı ılınlrrlıln

- Devlet tarafından verilen fiyatların, verimin yüksek olduğu bölgelerde düşük maliyetle elde edilen düşük kaliteli fındık üretimini teşvik ettiği, bilinci ile konular

 Aile hekimliği birinci basamağın özel sektör kurallarına göre örgütlenmesinin bir sistemi olarak sunulmuş ve algılanmıştır.. Yataklı Tedavi

Ürün tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi için gerekli veri ve bilgi miktarının çok büyük hacimlere ulaşması Kalite ile birlikte üretim maliyetlerinin de artması Kendi