• Sonuç bulunamadı

Konut konut diye...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konut konut diye..."

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/K İN C İ “ bomba ” , 29 Temmuz günü patladı Gazetelere verilen tam sayfa ilanlarla herkese “ ila n " edildi k i:

İstanbul'da 40 bin nüfuslu bir ‘B Ü Y Ü K Ş tH lR ku­ rulacaktır. Bu ‘şehir’, tekniğin en ile ri im kânlarıyla do­ natılacaktır. Ve 620 bin lira peşin parası olan herkes ora­ da b ir konut sahibi o la ca ktır...”

İlk beş gün içinde 12 bin kadar kişi, belirlenen ban­ kalara g itti, paralan yatırdı. Daha fa zla da yatıran ola­ caktı... Am a 4 Ağustos günü, ik in c i “ bom ba” p at­ ladı: Gene gazetelere verilen, bu defa daha mütevazı (dörtte

b ir sayfalık) ilanlarda şöyle denildi:

“ Para kabul etmeyi geçici olarak durdurduk. Envan­ ter yapıp durumu saptayacağız. Sonra yeni açıklam alar yapacağız. ”

Yeni açıklama, 20 gün sonra, 24 Ağustos günü yapıldı:

Bu da üçüncü“ bom ba” ydı.

30 bin konutlu “ BÜ YÜ KŞEH İR ” 10 bin konuta in ­ d iriliyo rd u. Adı “ Büyükşehir ” kalsa bile, b ir “ küçük şehir” , ya da kasaba haline geliyordu. İsteyenler para­ sını geri alabilecekti. ir it it

Ne olmuştu? Aradan geçen 25 gün içindeki bu zik­ zaklara hangi gelişmeler neden olmuştu?

Bunları ve gene! olarak ülkemizdeki “ to plu konut ” sorununu anlayabilmek için hikâyenin başından baş­

layalım : j

Büyükşehir’ ’in

üç “bomba”»

Araziyi yıllar boyunca gece,

gündüz silahla koruyan beş

kişilik muhafiz ekibinden bekçi A li

Çetin şöyle diyor: “Ne devirler

geçti beyim... Gecekonducular

ge[ir. A kşamdan sabaha, ev

yapmak isterler... Teröristler gelir,

işgal etmek isterler... Çok şükür

Allah'a, bugünlere geldik. ”

I

m m i i

m

n f F T T T I W ii

A lt a n Ö y m e n

EMMUZ'un 29'unda pek çok işyerinde olduğu gibi bizim gazetede de günün konusu “ Büyükşehir’’di. Sabahleyin 7’nci sayfadaki kocaman ilanı hemen herkes oku­ muş, okuyanların bir kısmı, "Acaba ben de girsem mi?" hesabı yapmaya başlamıştı.

Aralarından biri Pikaj Servisimizin sorumlusu İb­

rahim Kutluba’ydı. Evliydi,

iki çocuk sahibiydi. Bir kü­ çük evi vardı ama İlanda an­ latılan evlerden birine sahip olmak, elbette çok daha il­ ginçti... Hemen, bu işlerde daha tecrübeli arkadaşları­ na danışmaya başladı...

Bir başkası İşletme Ser­ visimizden Ihsan Gürsular’ dı. Onun konutu da yoktu... Kirada oturuyordu. Üstelik yeni evlenmişti...

İlanı tekrar tekrar okuyordu:

“ İşte Toplu Konut Kanu- nu'nun en büyük uygu­ laması

BÜYÜKŞEHİR Ev sahibi olmak İçin bekle­ diğiniz fırsat...

Modern bir şehirde konfor içinde yaşayın...”

Büyük başlıklar böyley- di. Alt başlıklar konuyu bi­ raz daha açıyordu:

“ Dünyanın en modem şehri İstanbul’da kurulu­ yor... 200 bini aşkın nüfusun yaşayacağı 40 bin modern konutu ile yepyeni bir dün­ ya gelişiyor... Modem alt­ üst yapılan ve sosyal tesis­ leri ile huzur İçinde yaşana­ cak bir büyük şehir kurulu­ yor... Büyükşehir 21. yüzyı­ la yakışır yapısıyla Türkiye’ nin dünya çapında gururu olacak.”

• "YOK, YOK"

Bu “ dünya çapında

gurur” nedeninin ayrıntıla­

rı, ilanın uzun metninde sı­ ralanıyordu. Özetlersek:

Ucuz maliyetli bir “ mer­

kezi ısıtma sistemi” ... Ke­

sintisiz elektrik üretecek bir

“ özel enerji santralı"... Çöp

sorununu temelinden halle­ decek “ çöp imha ve değer­

lendirme merkezi” ... Her

gün, her eve devamlı soğuk ve sıcak su verecek özel bir

“ su şebekesi” ... Her daire­

ye telefon ve televizyon bağlantısı sağlayacak “ tele-

kominlkasyon santralı” ...

Bunlar ve benzeri altya­ pı tesisleriyle, bugün İstan­ bul, Ankara, İzmir gibi “ bü­

yük şe hirle rim izde yaşa­

yanların ne kadar derdi var­ sa hepsine, bu özel “ Büyük- şehiri’de, daha başlangıç­ tan çare bulunuyordu.

“ Büyükşehlr” ln “ sosyal tesis” çeşitleri ise ancak

Amerikan filmlerinde göre- bildiklerimizdendi: Geniş

yeşil alanlar içinde kreşler, çocuk yuvaları, huzurevle­ ri... Golf sahaları, kapalı ve açık yüzme havuzları, buz pateni ve bowling salonla­ rı... Kültür merkezleri, kü­ tüphaneler, tiyatro, müzik, sergi, fuar salonları.

• "HEDİYE"Sİ DE UCUZ...

Bütün bunlara ve bunla­ rın arasındaki üç oda bir sa­ lonlu 125 metrekarelik bir konuta sahip olmanın peşin ödemesi 970 bin liraydı... Eğer 81 mJ’llk daha küçük bir konutla yetinecekseniz

620 bin lira.. Gerisi belirle­

necek düşük taksitlerle ay­ dan aya ödenecekti.

Projenin gerçekleşme süresi ise hiç uzun değildi: İnşaat 1986'da başlayacak, ilk evler (parayı yatırma sı­ rasına göre) 1987’de teslim edilecek ve her halde üç yıl içinde herkes konutuna ka-( vuşmuş olacaktı.

Bu sözü veren, tecrübe­ li kooperatifçi Hüseyin Yıl-

dız’ın başkanlığında kurul­

muş “ Büyükşehir Konut Ya­

pı Kooperatlfl” ydi. Koopera­

tifin yönetim ve denetim ku­ rulu üyeleri arasında da mu­ teber isimler vardı: Örneğin Istanbul HP milletvekili es­ ki sendikacı Bilâl Şişman... Emekli Sandığı, Türk Hava Yolları, Emlak Kredi Banka­ sı, Denizcilik Bankası gibi büyük devlet kuruluşlarının

eski genel müdürlerinden ve Gençlik ve Spor Bakan­ lığı müsteşarlarından Ulvi

Yenal... Türk-lş Birinci Böl­

ge Temsilcisi Vahap Gü­

venç... İstanbul Milli Eğitim

eski Müdür Yardımcısı Mu­

ammer Tuncer.Yankıdergisi

Yazı İşleri Müdürü Erkan

üzmen... Yapı Kredi Banka­

sı Bakırköy Şubesi Müdürü

Gürsel Erkmen...

Ertesi günlerde bu isim­ lere, kooperatif kurucusu olarak Ünal Sakman, Orhan

Ayhan gibi tanınmış gazete­

ciler, Ziya Hepbir gibi eski sendikacılar da eklendi...

• YATIRMAK MI,

YATIRMAMAK MI?

29 Temmuz 1985 günü, bu ilanı yüzbinlerce kişi okudu. 1 Ağustos ve 3 Ağustos günü çıkan ikinci, üçüncü ilanları da... Onbin- lercesi “ Acaba parayı yatır­

sam mı?” diye düşündü, et­

rafına danıştı, sordu, soruş­ turdu... Ama vazgeçti...

Bir kısmı soyut bir şüp­ hecilik içgüdüsüyle...

Talleyrand’a atfedilen

bir söz var. Bir müzakerede:

—“ Teklifiniz o kadar le­ hime ki, kabul edemem” de­

miş.

—“ Niçin?”

—“ Bu kadar iehime bir teklif gerçek olamaz. Altın­

da mutlaka başka bir şey vardır.”

Onun gibi...

Bir kısmının vazgeçme­ sinin nedeni daha somuttu: Aynı arsa üzerinde 6 yıl ön­ ceki bir başka girişimi,

ISO-K ö tüm serle iy im s e r: “ Büyükşehir” in ilk ilanla­ rını görüp para yatırmayı düşünenler arasında Milliyet men­ supları da vardı. Pikaj Servisimizin sorumlusu İbrahim Kutluba (solda) sorup soruşturdu, bu niyetinden vazgeçti. İşletme Ser­ visimizden İhsan Gülsunar ise gidip parayı yatırdı. Şimdi Kut-

' lu b a , “ Acaba fırsat mı kaçırdım?''diye düşünüyor. İhsan

G ürsular da “ Acaba yalffiş mı yaptım?” diye...

“ «

S

5

'fe ş e V & ü r v

• « ¿reis

M i ı j 29 Temmuz: “İstanbul'da 40 bin

t a

konutlu, dünyanın en modern

,Ur\

şehrini kuracağız. Herkes para

I S

yatırsın..."

¡114 Ağustos: “Para yatırma dur­

u s u n ... Envanter yapacağız. Yeni

3

açıklamamız beklensin..."

3j 24 Ağustos: "inşaat alanını da-

ralttık. 40 bin konutu 10 bin ko­

nuta İndirdik, isteyen parasını

geri alsın..."

Havuzlu, Amerikan barlı şantiye

binasının salonundaki maket, hâlâ

başarısız girişim İSOTAŞ’ın

yaptırdığı projenin maketi . Henüz

~ değiştirilmesine fırsat olmamış...

Arazinin sahibi Kemal Ilıcak,

burayı parsel parsel almış.

Amacını, talihsiz bir olay sonucu

Teknik Üniversiteyi bırakmasından

kalan bir “inşaat” tutkusuyla

açıklıyor.

TAŞ olayını hatırlamışlardı.

Ya da bunu hatırlayanlar, onlara hatırlatmıştı.

Ama ilanı okuyanlardan bir başka bölümü de, ne Tal­

leyrand gibi bir “ peşin şüphecilik” içindeydiler, ne İSOTAŞ olayım soruşturdu­

lar. Ya da soruştursalar da ondan etkilenmediler... Ve ilanlarda yazılı bankalara koşup paraları yatırdılar. İlk 5 gün içinde bunu yapanla­ rın sayısı 12 bin kadardı.

Pikaj Servisi Şefimiz İb­

rahim Kutluba vazgeçenler

arasındaydı. İşletme Servi­ simizden Ihsan Gülsunar da parayı yatıranlar arasında.

Ve o beş gün sonunda,

“ Büyükşehir” ilanları dizisi

ikinci şokunu yarattı. Başlangıçta 40 bin kişi­ ye kadar herkesin parasını kabul edeceğini açıklayan kooperatif, ani bir kararla, müracaatları dondurmuştu. Eskisinden daha az göste­ rişli bir şekilde bu beklen­ medik kararını şöyle açık­ lıyordu:

“ Yatırılan paraların ve gönderilen bilgi formlarının sıralanması ve değerlendi­ rilmesi çalışmalan İle ortak­ lık İşlemlerine başlanmış­ tır.. Yapacağımız konut sa­ yısını aşan talep sahipleri­ ni boşuna umutlandırma­ mak İçin yarından itibaren para tahsilatı geçici olarak

durdurulmuştur...”

Para yatıranlar da, para yatırmayı düşünüp yatırma­ yanlar da şaşırmıştı.

Ihsan Gülsunar da dahil,

parayı yatıranlar:

—“ Acaba İyi mİ ettik?”

diye düşünüyorlardı. Gerçi ilanlarda belirtildiğine göre paralarını her zaman geri çekebilirlerdi. Ama çeker­ lerse ve kooperatif gerçek­ ten başarılı olup konutları zamanında yaparsa pişman olabilirlerdi:

Nitekim parayı yatırma­ yanlardan bir bölümü de, İb­ rahim Kutluba dahil:

—“ Acaba fırsat mı ka­ çırdık?” endişesi içindeydi­

ler.

• ODACI ESAT'TAN

ILICAK'A

Kooperatifin adresi İs­ tanbul’da istiklal Caddesin­ deki Odakule İş Merkezinin 7’nci katıydı. Üç de telefon numarası verilmişti. Ancak daha ayrıntılı bilgiler edin­ mek için oraya başvuranlar yönetim kurulu üyelerini, ya da herhangi birini bulmakta güçlük çekiyorlar, kendileri­ ne genelllkle“ Odacı Esat” diye biri cevap veriyordu.

Olayın bu aşamasında Cumhuriyet gazetesinden

Füsun Özbilgen başarılı bir

gazetecilik yaptı. Yetkilileri aramaya, “ Büyükşehir”

ko-M aket, p la n ve gö re v lile r... Şantiye binasının salonunda, eski başarısız İSOÎAŞ gi­ rişiminin projesine göre yapılmış bir maketin etrafında “ Büyükşehir” in arazisini yıllardır bekleyen beş koruyucu: (Soldan sağa:) Kâmil Taş, Muhittin Açıkgöz, Kâmil Al, Ali Çetin ve Selman Kolan.

operatifinin satın alacağını ilan ettiği arsadan başladı. Arsanın sahibi - ya da arsa­ nın sahibi olan Okent ve Bir­ lik Emlak şirketlerinin sahi­ bi - Kemal llıcak’tı. Ilıcak’ ı buldu. O, aracılık yaptı. Ve Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yıldız’la, Denetim Kurulu Başkanı Ul­ vi Yenal, Özbilgen’in sorula­ rını cevaplamayı kabul etti­ ler.

Buluşma yeri, Kemal Ilı- cak’ın Tercüman

gazetesiy-di. Ilıcak’ın da hazır bulun­ duğu görüşmede Özbilgen, “ Büyükşehir” le ilgili pek çok soruyu üçüne de sordu. Aldığı cevapları banttan de­ şifre edip, aynen yayınladı.

• BİR ARSANIN

ÖYKÜSÜ

Bu cevaplar da “ Büyük­ şehir” olayının çıkış nokta­ sı gibi “ düğüm noktası” nın da, Küçükbakkalköy’deki o büyük arsa olduğunu ortaya koyuyordu.

Bu bakımdan bu yazı se­ risini hazırlamaya başlar­ ken, önce o arsaya gittik.

Yerini ta rif edelim , İstanbuh-Ankara yolundan, Ankara yönünde giderken Erenköy Kavşağı’ndan sola sapıyorsunuz... Biraz gidin­ ce, karşınıza kocaman bir “ Büyükşehir” levhasıyla ok işareti çıkıyor.

Okun gösterdiği yerden stabilize bir yola girince de “ Büyükşehir” arsası başlı­ yor. Aslında “ arsa” değil

de... “ Arazi” ... “ Alan” ...

“ Bölge” ... gibi bir kelime

kullanmak daha doğru... Boş topraklar, dereler, tepeler... Hepsi o “ arsa” nın İçinde...

Yol sizi döndürüp dolaş­ tırıp bir tepeye çıkarıyor. Te­ pede de bir bina! Şantiye bi­ nası. önüne çimler ekilmiş, bakımlı haliyle arazinin or­ tasındaki tek canlılık nokta­ sı...

Arabayla yaklaşırken İçerden, bazısı özel elbise­ li insanlar çıktı... Merakla baktılar. Ön camımızdaki

Milliyet yazısını görüp gaze­

teci olduğumuzu anladılar.

“ Hoş geldiniz” dediler.

Hepsi 5 kişi., özel elbi­ selilerden biri açık mavi, iki­ si kahverengi giyinmiş... Kahverenginler “ Büyükşe­

hir” arazisinin bekçileri...

Ötekiler sivil. Onlar da şan­ tiyenin memurları...

En eskisi, Bekçi Ali Çe­

tin. Ağrılı.. Buraya arsanın Kemal Ilıcak tarafından alı­

nışıyla girmiş... Asıl görevi, arazi üzerinde gecekondu yâpıfhıasım önlemek:

—“ Ne devirler geçti be­ yim...” diye anlattı... “ Bura­ yı yıllarca silahla koruduk. Gecekonducular gelir... Ak­ şamdan sabaha ev yapmak İsterler... Teröristler gelir, İşgal etmek isterler... Çok şükür Allah’a, bugüne kadar getirdik... İnşallah artık İn­ şaat başlar da...”

Tepeden daha iyi görü­ nüyor, 4.5 milyon metreka­ relik “ uçsuz-bucaksız” ara­ zinin dört yanı evlerle, gece­ kondularla kaplı... Sadece burası bir bina ormanının ortasında boş bir ova gibi duruyor...

Ali Çetin, gene kahve­

rengi elbiseli Kastamonulu arkadaşı Kâmil Al ve daha sonra nöbeti devralacak ar­ kadaşları 8’er saatten üç vardiya İle burayı boş bırak­ mıyorlar... Nöbet değiştirme saatlerinde gelen bir servis arabası onları getirip götü­ rüyor.

Binanın içi, ortası avlu­ lu küçük bir kervansaray bi­ çiminde. Avlunun ortasında havuz var. Bina bölümlerin­ de Amerikan barlı bir salon ve boş çalışma odaları...

Salonun ortasını, büyük­ çe bir maket süslüyor. Ama henüz “ Büyükşehlr” inki de­ ğil. 1979 yılında ilanları ya­ pılan ISOTAŞ’inki...

Yani “ Büyükşehir” pro­ jesine karşı İlk endişelere neden olan talihsiz projenin maketi...

_ Henüz onun yerine “ Bü- yükşehir” inkini koymaya fır­ sat olmamış...

• ARSADAN

İSOTAŞ'A

Arsayı, daha doğrusu

araziyi, ya da bölgeyi Kemal Ilıcak, 1970’li yılların sonun­

da parça parça satın almış. Arazi üzerindeki belirli par­ sellerden ortasında bir çift­ lik evi ve bahçesi bulunan bir bölümü Mlşel Aznavur adlı bir vatandaşımıza ait­ miş. Onun ölümüyle Bayan

Fatma Melek Aznavur’a

geçmiş. Parsellerini satmak onun da Iş'ne gelmiş... Bir başka bölümü Tevflk Bey

Ç iftliği diye bilmiyormuş. Ilıcak, onu da almış...

Amacı, burada toplu ko­ nut İnşaatı yapmak... Bunun genç yaşlarından İtibaren bir tutkusu olduğu, Füsun

Özbllgen’e anlattıklarından

anlaşılıyor. Özeti şöyle:

Liseyi bitirdikten sonra Anadolu'dan İstanbul’a mü­ hendis olmak için gelen Ilı­

cak, imkânlarının azlığı do­

layısıyla eniştesinin evinde kalmak zorundadır. Bir oda­ yı yeğeniyle birlikte paylaşı­ yor.

Teknik Üniversite’ye gir­ mek için müracaat eden 600 kişinin arasına 13’üncü ola­ rak giriyor.

Bir gece, saat 3’e, 4'e kadar çalışarak hocanın ver­ diği ödevi yapıyor. Yatıp uyuyor. Fakat küçük yeğe­ ni kalkınca masanın üzerin­ deki T cetveline takılıyor. Onca çalışmasıyla tamam­ lanan ödevin üzerine mü­ rekkep dökülüyor.

Ilıcak uyanınca ne yapa­

cağını şaşırmıştır. Yeğenine kızıp, onu biraz hırpalıyor. Fakat eniştesi de, Oğlunu hırpaladı diye ona kızıyor.

Bir ailevi çatışma çıkı­ yor.

Sonuç: Kemal Ilıcak, ödeve mürekkep dökülmesi olayından sonra, artık fakül­ teye devam edememiş, mü­ hendislik öğrenimini bırak­ mıştır. Kendi anlatımıyla şöyle:

“ Hâlâ izahını yapamıyo­ rum. Al o mürekkep dökül­ müş vazifeyi götür hocaya.

‘Ben bunu yaptım ama mü­ rekkep döküldü’ de. Utan­

dım mı nedir? Gidip söyle- yemedim. Düşünemedim. Mühendisliği bıraktım ve gazeteci olmaya karar ver­ dim.”

“ İstanbul’un lçlnde” sayı-

labllecek kadar ulaşım mer­ kezlerine yakın bu dev ara­ zinin satın alınışına ve yıllar boyunca büyük masraflarla “ gecekondu’Mardan konmu­ şuna llıcak’ ın anlattığına göre, İşte bu yarım kalmış mühendislik tutkusu neden olmuş...

Bu tutkunun ilk dene­ mesi de İSOTAŞ olayı... Bu­ günkü Başbakan Turgut Ozal’ın da ortağı olduğu bü­ yük konut şirketinin kurulu­ şu...

YARIN:

İSOTAŞ OLAYI

(2)

2 EYLÜL 1985

DİZİ YAZI

MİLLİYET • 9

CD

Y

IL 1979’du. Aylardan Temmuz... --- 'Gazetelerde, bugün­ küleri andıran boy boy ilanlar yayınlanmaya başladı:

“ İSOTAŞ, İstanbul'da şe­

hir içinde şehir’ kuruyor.

YENİKENT... “ Yenikent, ulaşım İmkân­ ları, okulu, çarşısı, pazarı, ca­ mii, spor tesisleri, parkları, bahçeleri, otoparkları, iş ve eğlence merkezleri İle bir ’şe­

hir içinde şehiT... İstanbul’un

Anadolu yakasında 3 milyon metrekarelik bir arsa üzerin­ de kurulacak... 15 bin konut­ tu, 75 bin nüfuslu 'Yenikent' te herkes ev sahibi ola­ bilecek...

“ Fiyatlan, peşinattan, tak­ sitleri İnceleyin. Dairenizi se­ çin. Sizde Yenikent'liolun...”

İlanlarda, ünlü reklamcı

Erdöl Boratap’ m, güleç yüzü

de vardı. Elinde Yenlkent’in sloganlarını işaret eden göz­ lüğüyle, güven telkin edi­ yordu.

Gene bugünkü gibi yüz- blnlerce kişi ilanları okudu.

Boratap’ın ciddi görünüşüne

baktı. 10 binlercesi ‘‘Acaba

para yatırsam mı?” diye dü­

şündü. Yüzlercesi de bugün bizim gazetedeki Ihsan Gül-

sunar gibi kararını verdi. İlan­

daki adreslere koşup ilk öde­ mesini yaptı.

O günlerde daha fiyatlar bu hale gelmemişti. Peşin ödeme 55 bin liradan başlı­ yordu. Buna ek olarak her ay taksitlerin yatırılması gere­ kiyordu.

İSOTAŞ, bir kooperatif de­ ğil, bir şirketti. Bugünkü

“ Büyükşehir" arsası diye ilan

edilen arazinin üçte ikisi üze­ rinde konut yapmak için arsa sahibi Kemal llıcak’m inisiya­ tifiyle kurulmuştu.

Kurucularının bir bölümü arasında inşaat sektörüyle İl­ gili kimseler ve kuruluşlar var­ dı. Ali Rıza Çarmıklı gibi ta­ nınmış müteahhitler, İbrahim

Bodur gibi konut malzemesi

üreten fabrikalarını sahipleri ve onlara ait bazı şirketler...

Bir bölümü de şimdiki Başbakan —o zaman özel sektörcü— Turgut özal, şim­ diki “ Büyükşehlr” in Denetçi­ ler Kurulu Başkanı Ulvi Yenal, Aydınlar Ocağı yöneticilerin­ den Prof. Sabahattin Zaim gi­ bi başka alanlardaki ün­ lülerdi.

BİR YENİKENT'ZEDE

ANLATIYOR

ISOTAŞ’m “ Yenikent”

projesinde konut sahibi olma umuduyla şirkete para yatı­ ranlardan İzm irli emekli

Alpaslan Bulut, İzmir büro­

muzdan Hakan Tartan a o günleri, şöyle anlattı:

— “ (SOTAŞ’ın İlanlardaki krokisi de, bugünkü Büyük-

şehlr' krokisinin hemen he­

men aynıydı. Bugünküne sa­ dece Fatih Köpriisü’nden ge­ lecek yol ilave edilmiş, iş merkezi olarak verilen adres de aynı. Telefon numaralan da aynı. Sadece kuruculann büyük kısmı değişik kişiler. Ama o zamanki ortaklar da İn­ sana güven te lkin e d i­ yorlardı...

“ Biz bu adreslere başvur­ duk. Düşündük, taşındık, he­ sapladık. Götürdük paramızı yatırdık.

“ Ev planları da bugünkü­ lere benziyordu. Birini seçtik. Beklemeye başladık...

“ Bekle... Bekle... Bu ara­ da, aylık taksitleri yatırmaya devam et... Bir şey yok. Sade­ ce arada bir broşürler geliyor. Halbuki, plana göre İlk evler 1982’de bitirilecek, 1984 yılı­ na kadar da hepimizin evi tes­ lim edilecekti.

“ Sorduk, soruşturduk ki, daha ev namına herhangi bir yapının çivisi bile çakılma­ mış. Toplanan paralarla Lib­ ya’da bir işe girilmesi söz ko­ nusu imiş...

• K ü çü k b a k k a lk ö y'd e k i büyük a rsa , 6 yıld a n beri çeşitli g irişim lerin "te crü b e

ta h ta s ı" haline geldi. Büyükşehir'den önceki d e n em enin ila n la rı da görkem liydi..

İSOTAS’ın •Yenikent* serüveni...

ilk girişim bir Temmuz ayında

başladı. Aralarında Turgut Ozal’ın

da bulunduğu ortaklar “İSOTAŞ”

adlı anonim şirketi kurdular...

Bugünkü “Büyükşehir” arsasında

kurulacağı bildirilen o zamanki

şehrin adı i(Yenikent”ti.

Yenikent’in de merkezi ısıtma '

sistemi

,

spor tesisleri

,

kültür

salonları olacaktı...

YENİKENT KURUCULARI I

L ı

v..>

T

f c . i . . . ._____________¿a_____1 Kemal Ilıcak Turgut Özal

(Arsa sahibi) (Kurucu ortak)

F

...1

I

^

Ali Rıza Çarmıklı (Hem ortak, hem.yapımcı) 1979’ da YENİKENT Projesi ni gerçekleştirmek üzere İSOTAŞ Anonim Şirketi ni kuranlar arasında, şimdiki Başbakan Turgut Özal’ ın da bulunduğu ünlü kişiler vardı. İçlerinden İbrahim Bodur gibi inşaat mal­ zemesi üretenler ve Ali Rıza Çarmıklı gibi müteahhitler, projenin gerçekleşmesinde aktif rol de oynayacaklardı. Şimdiki Büyükşehir Projesi - nin Denetim Kurulu Başkanı Ulvi Yenal. o zamanki yöneti­ min Başkan Yardım cısıydı...

“ Bunun üzerine paramızı geri almak İstedik. O da bir hayli sürdü. Sonra yatırdığı­ mız paraları düşük bir faizle, ama, yüzde 3 eksiğiyle geri alabildik.

“ Fakat, enflasyonu düşü­ nünce ne kadar zarara girdi­ ğimiz belli. Bize daha sonra

Ulvi Yenal (Başkan Yardımcısı)

İbrahim Bodur (Şirketiyle de ortak)

yatırdığım taksitlerle birlikte 5-600 bin lira civarında bir pa­ ra verdiler ki, ben paranın dü­ şüş değerini hesaplattım. Bu­ günün parasıyla 5-6 milyon li­ ra ediyor. İnsanın elinde 5-6 milyon olsa belki bununla bir konut edinme imkânı olabilir. Ama, 5-600 bin lirayla ne

ya-Aynı arsada, aynı bürodan üç deneme

İSOTAŞ' Yenikent” ön im ar plânı SOKUt AıMlAM wim iz ---I ---ICıım UMUM DMMMM IU K M OaftlNMf UMUM I nMMNI MMU V01UM

Konut alırken ne düşünüyorsanız YENİKENT projesi size hepsini veriyor.

He» Utkundan ihtiyacına* yeterli bir . Sinema Kahve. PnMahan* U lanl.ı konul sahibi uLa aks-nu -Çecall.m nu *tn yekin ak okullar o

ı .side ve Mkaklarda ihtiyatlarını» ivin „kullar ve lısr

UuklAnU/ . ,1« I,.ıtl.uıiılı ve terıfeil ul.ıyım • 1 emkenı ıe Myuk eL*«ena narkeıınd. .a ü ıU -ı,

ulularım/ «..n oto parklar . yENIkl M m Ih

Duıknıetenu <u> y«*d saha ve parklar *«iwa"

B

Y E N İK E N T

(Temmuz 1979)

15.000 konut

Küçükbakkalköy’ deki büyük arsanın üzerinde­ ki ilk proje, sonrakilere göre daha mütevazıydı. 1979 Temmuz’unda İSOTAŞ’ın düzenlediği bü­ yük bir ilan kampanyasıyla isteklilere sunulan “ YENİKENT", 15 bin konuttan oluşacaktı...

Konutbirlik’in İstanbul halkı için 30.000 konutluk dev atılımı

“G eleceğin Şehri” İstanbul’da Kuruluyor^

BÜYÜKŞEHİR ~

B İR L İK K E N T

(Mart 1985)

30.000 konut

1985 başındaki “ BİRLİKKENT" girişiminde konut sayısı 30 bine çıkıyordu. Ancak acele­ ye geldiği için ilk açıklamasında, YENİKENT’ in 15 bin konutluk projesinin krokisi kulla­ nılmıştı. BİRLİKKENT’ in ömrü kısa sürdü... Sûv«. I 1 98XZ. :TSr İrE-T”" ;ÿ g r . i İS3T 1

B Ü Y Ü K Ş E H İR

(Temmuz 1985)

40.000 konut

Şimdiki “ BÜYÜKŞEHİR’ ’ girişiminde, aynı arsa üzerindeki konut sayısı, önce rekor kırıp 40.000’e çıktı. Kroki, Fatih Köp­ rüsü ile ortaya çıkan duruma uydurularak geliştirilmişti. Ama bir ay içinde 40 bin konutluk hedef değişti, 10 bine indi...

pılır? Artık bu şekilde ev sa­ hibi olma umudum da kalma­ dı.”

Alpaslan Bulut’un söyle­

diklerini, gazetemize telefon­ la, mektupla başvuran daha birçok kişinin anlattıkları da doğruluyor.

BİR YENİKENT

SORUMLUSUNUN

YANITI

İSOTAŞ, neden başarısız oldu? Yenikent niçin kuru­ lamadı?

Bugün, şimdiki “ Büyük-

şehlr Kooperatlfl” nln de De­

netim Kurulu Başkanı Ulvi Ye-

nal’ ın, Füsun Özbilgen’in so­

rularına cevap verirken, söy­ lediğine göre, bunun gerek­ çeleri şunlar.

— “ 24 Ocak Kararları’nı biliyorsunuz. 24 Ocak Karar­ lan gelince inşaat sektörü kri­ ze girdi. Durdu...

“ Herkes evlerini satıp bankalara yatırdı, faiz almak için... (İlk) Toplu Konut Kanu­ nu çıktı, tatbik edilemedi. (Ye­ ni) Toplu Konut Kanunu bek­ lendi. Araziyi satın almak için borç ödenemedi. Ödeneme- ylnce araziyi (sahibine) iade etmek zorunda kalındı...”

- id * - ' LİBYA'DAN

KURTULDUK..."

Ulvi Yenal, şirket adına

toplanan paraların Libya'da kullanıldığına dair iddiaları kabul etmiyor. Belirttiğine gö­ re, gene para yatıranların menfaatine olarak düşünül­ müş olan böyle bir girişim varmış. Ama gerçekleşme­ miş.

Şöyle diyor

“ Allah'tan devam etmedi bu iş. Eğer Libya’daki inşaat başlanmış ve devam etmiş ol­ saydı, Libya’da takılı kalan di­ ğer müteahhitler gibi biz de çok daha zor duruma

düşer-dik. Trablus’tan 607 kilomet­ re İlerde Hunn bölgesinde bir ön anlaşma yapıldı ama, Al­ lah’tan mukavele imza edil­ medi. Çünkü, o esnada Libya paralarını ödeyemez duruma girmişti. Biz böylece işin İçin­ den çekildik. Girseydik kurtu­ lamazdık.”

Yenal, bu tesadüf sonu-

çunda Libya işinden kurtulan şirketin, bir başka güçlüğü­ nün, planlarının

onaylanma-sındaki gecikme olduğunu söylüyor. “ OKENT arsasının

planının tasdiki 1979 senesin­ de başladı. 1984 senesinin Mart’ında bitti. Projenin 5 se­ ne tasdikte, oradan oraya gi­ deceğini bilemezdik” diyor.

Bütün bu “ bilinmeyen” ler arasında bocalamak duru­ munda kalan İSOTAŞ, o za­ manki yöneticisinin anlatımı­ na göre nihayet, ortaklarından isteyenlerin paralarını iade et­

mek zorunda kalmış. Buna or­ tak mukavelelerinde yazılı olan yılda yüzde 12'llk faizi ekleyerek yapmış, yani taah­ hüdü neyse onu yerine ge­ tirmiş...

Bu arada, reklam harca­ maları, arsadaki şantiyenin kuruluşu,stabilizeyolların ya­ pılışı gibi bazı altyapı harca­ malarını da sermayeden kar­ şılamış. Para yatıran 1000 kü­ sur kişiden 160’ı paralarını

ge-i$t<tnbtıjda

İt inde şehir kuruyor.

F (At Pt SINAT 1A*\;»IT

5 4 0 .0 9 0 TL. 55. 5 0 0 TL. 2 OOOTL. 6 7 5 0 0 0 T L 6 9 3 7 6 TL. 2 .5 0 0 T L 7 6 5 .0 0 0 TL 7i) 6 2 5 TL. 3 -2 0 0 TL Ö 1 0 .0 0 0 TL. 8 3 .2 5 0 TL 3 .8 0 0 T L . 9 0 0 OOO Tl 9 2 -i 0 0 T L 4 8 0 0 Ti rO e O .Ô Ô Q TL . Vn .O O O TL* 5 5 Û Ü U „ fSOTAS

o

c > 3 < .

MXAftA şçtd tv } ■ ~| I 3| , I,’ „ I*

a7.60ühraya

ev alınır«,

ya daha büyiigü?.

9 0 . 9 0 0 l i r a y a !

' ve tasam ıttanm nn oluşturduğu büyük sonuç

-“sefıir içinde şehirB

Y€NİK€NT’in

yerini

görmek

ister misiniz?

15.000:

Ta rih in te k e rrü rü m ü 7 Şimdiki “ Büyükşehir” ilanları gibi, “ Yenikent" ilanla­ rı da 1979 Temmuz’ undan itibaren uzun süre gazetelerden eksik olmamıştı. “ Büyükşehir'den kuşkulu olanlar, şimdi o günleri hatırlatıyorlar. Büyükşehir yöneticileri ise, “ 0 tecrübeden çok ders aldık. Bu seter başaracağız” diyorlar... Kimin haklı çıkacağını gene zaman gösterecek...

ri almayarak, bundan sonraki sonucu beklemekteymişler. Bu 160 —Yenal’ın deyimiy­ le— “ sadık üye” nin davranı­ şa şimdiki "Büyükşehir” pro­ jesinde kendilerine öncelik verilerek d e ğ e rle n d irile ­ cekmiş.

İKİNCİ DENEME:

BİRLİKKENT

Küçükbakkalköy’deki bü­ yük arsa, ISOTAŞ’ın devreden çıkmasıyla, bir süre “ sahip­

siz” kaldı.

“ Sahipsiz kalma” , tabii

onu değerlendirecek bir “ sa­

hip” bulunmaması anlamı­

na... Yoksa tapuları elinde bu­ lunduran Kemal llıcak’a ait

OKENT ve BİRLİK EMLAK

şirketlerinin bekçi ekipleri, araziye sahip çıkmaya, onu her türlü tecavüzden koruma­ ya eskisi gibi devam edi­ yorlardı.

Ama o arazi üzerinde ye­ ni bir inşaat girişimini kim ya­ pacaktı? İstanbul’un içinde küçük bir arsa bulmak bile meseleyken, şehrin oldukça merkezi bir bölümünde 4.5 milyon metrekarelik koca bir bölgenin bomboş durması zi­ yan değil miydi?..

1984 sonları ve 1985 baş­ larında arsaya ilgi, KONUT- BİRLİK’ten geldi. Marmara Bölgesi’ndeki yapı koopera­ tiflerinin birliği olarak Türk kooperatifçiliğinde önemli bir yeri olan KONUTBİRLİK, Top­ lu Konut Kanunu’ndan sonra bünyesindeki kooperatifler için büyük arsalar arıyordu.

KONUTBİRLİK yönetimi, llıcak'ın arazisiyle ilgilendi. Arazinin üçte ikisinin sahibi olan OKENT’e ait parsellerin ürerinde 30 bin konutlu bir in­ şaatın gerçekleştirilebileceği sonucuna vardı. Ve bu parsel­ lere 17.5 milyar lira fiyat biçti. İlk düşüncelere göre, arsa

bedeli OKENT’e, KONUTBİR- LİK kooperatiflerinin müstak­ bel üyelerinden gelecek pa­ raların toplanmasından sonra ödenecek ve kooperatifler, ar­ sanın kendilerine düşen bö­ lümlerini, konut yapımı İçin ortak bir plan çerçevesinde kullanacaklardı.

Sonradan OKENT’e para ödemek yerine, OKENT’in, büyük kısmı Kemal llıcak’a ait hisselerinin satın alınması, yani şirketin, bütün malı, ala­ cağı, borcuyla devralınması daha uygun görüldü. KONUT- BİRLİK’In 13 Mart 1985 tarih­ li yönetim kurulu toplantısın­ da bu konuda bir karar alındı.

TAM DESTEK

KONUTBİRLİK’in bu kara­ rı alan Yönetim Kurulu’nun o zamanki Başkanı Hüseyin Yıl-

dız’dı.

Kooperatifçilik alanında uzun yıllar çalışmış, özellikle Bakırköy bölgesinde yüzlerce konutun yapımını gerçekleş­ tirerek çevresinde olumlu bir izlenim yapmış olan Hüseyin

Yıldız, yeni projeyi, KONUT-

BİRLİK’in aylık dergisinde şöyle açıkladı:

—“ Dev bir atılımla BİR- LİKKENT doğdu. KONUTBİR- LİK camiasını saran heyeca­ na, ilgili bütün kuruluşlann da ortak olacağını düşünerek, BİRLİKKENT’! sevinçle İstan­ bul halkına müjdelemek iste­ riz.

Şunu açıklıkla ifade ede­ yim kİ, BİRLİKKENT, özellik­ le Anadolu yakasındaki İstan­ bulluların konut konusunda­ ki tek umudu olacaktır. Kü- çükbakkalköy’de ve Karaman Çiftliği mevkiinin tam ortasın­ da (2. Boğaz Köprüsü’nün bağlantısının da geçeceği) BİRLİKKENT’In İstanbul’un

her köşesine kolaylıkla ula­ şım imkânı sağlanan bir avantajı olacaktır. BİRLİK-

KENT’In bütün İstanbullulara

hayırlı olmasını dilerim.”

KONUTBİRLİK dergisi, bu açıklamayla birlikte bu proje üzerinde İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’la, Toplu Konut Başkanı Vahit Erdem’in de görüşlerini ya­ yınladı.

Dalan şöyle konuştu: —“ BİRLİKKENT, belediye olarak bizim hedeflerimiz İs­ tikâmetinde bir proje... İstan­ bulluların, dolayısıyla da be­ lediyenin en başta gelen me­ selesi konut açığıdır. Bu bü­ yük şehrin bu büyük derdinin hafiflemesinde BİRLİKKENT gibi bir dev projenin gerçek­ leşmesinde yardımcı olaca­ ğız. Böylece İstanbul’un ko­ nut açığı önemli ölçüde gide­ rilmiş olacak. Şimdiden İstan­ bullulara hayırlı olsun.”

ALPASLAN BULUT İSOTAS kurbanı emekli

Vahit Erdem’in söyledik­

leri de şunlardı:

—“ İstanbul’a İşte böyle büyük bir proje gerekliydi. İs­ tanbul’un konut meselesinin çözümünde, bu büyük adımı atan KONUTBİRLİK’I candan kutlarız. Ayrıca bu projenin destekçislylz. Büyük gayret­ ler İsteyen bu proje gerçekle­ şirse, İstanbul’da Türkiye’de ilk defa modem bir şehirleş­ menin temeli atılmış ola­ cak...”

Yani yetkililerden “ tam

destek” de tamamdı.

Ama bundan sonra ne ol­ duysa oldu. Kamuoyuna bir bayram sevinci havasıyla açıklanan “ BlRLİKKENT” in ömdü de çok kısa bir süre içinde tamamlanıverdi.

"İSOTAŞ" 1 ■İNŞAAT SEKTÖRÜ ORGANİZASYON,!

YATIRIM VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ORTAKLAR LİS T E Sİ A d ı H is s e | R a ş i t K o k sa l 1 D r. M . R ı f a t S ağ lam 1 S e y f i S ı v a c ı 1 T u r g u t ö z a l 1 D u rsu n B a lb a n -1

İSOTAŞ’ ÇI ÖZAL...

Olan sadece, “ BİRLİK- KENT” e de olmuyordu. “ BİR- LİKKENT’’in babası "KO- NUTBİRLİK’’in o zamana ka­ dar sürdürdüğü “ birlik” hava­ sı da birden dağılıveriyor, Başkan Hüseyin Yıldız, arka­ daşlarıyla bu proje yüzünden ihtilafa düştüğünü belirterek görevinden ayrılıyor, üyeler arasında birbirlerini suçlama­ lar başlıyordu.

Küçükbakkalköy’deki ta­ lihsiz arsa İse, yeniden “ sa­

hipsiz“ kalıyordu.

Ancak bu yeni “ sahipsiz­ lik” dönemi uzun sürmedi. Ona bu defa, müstafi KONUT- BİRLİK Başkanı Hüseyin Yıl­ dız sahip çıktı. B irliğ ini bırakmış, ama İstanbul halkı­ na müjdelediği arsayı bırak­ mamıştı.

YARIN:

TALİHSİZ ARSANIN

(3)

RENKÖY kavşağında Küçükbakkalköy’dekl büyük, ama talihsiz ar­ sa; onu alıp 30 bin konutlu bir “ BİRLİKKENT” kurmaya ha­ zırlanan KONUTBİRLIK’ten nasıl koptu?..

Bu konudaki rivayetler çe­ şitli;

O yüzden KONUTBİRLİK Başkanlığı'ndan ayrılan ama, “ arsa” ya sadık kalan Hüseyin Yıldız, bunu bazı üyelerin işi savsaklamasına, projenin önemini anlayamamalarına bağlıyor.

KONUTBİRLİK'in şimdiki Başkanı Oğuz Soydan İse:

—“ Hayır, biz arsayı alma­ yı 13 Mart günü kararlaştır­ mıştık. Hatta başlangıçta bu­ na karşı olan, Hüseyin Yıldız'- dı. O bu İşi sonradan benim­ sedi” diyor.

Savsaklama iddialarını da şöyle reddediyor

—"Karardan sonra konu­ nun bir de hukuki ve teknik açıdan incelenmesi, bu konu­ daki komisyon raporlarının gelmesi beklenmiştir kİ, buna savsaklama değil, tedbirli davranmak derler.”

ARSA

cini,

KAVGA BİTMEDİ

Bu tartışmanın daha pek çok ayrıntıları var... KONUT- BİRLİK içinde ve çevresinde hâlâ:

—“ O arsayı kaçırdık.” —“ Hayır, biz kaçırmadık. Arsa kaçtı.”

—“ Keşke kaçmasaydı... Biz onu İşe yaratırdık...”

—“ İyi ki kaçtı... Başımıza deri olurdu...” gibi karşılıklı görüşler ve bu görüşlerin ge­ rekçeleri çarpışıyor...

Ama onlar çarpışadur- sun, atı (ya da arsayı) alan, Üs­ küdar’ı çoktan geçmiştir. KO- NUTBİRLİK eski Başkanı Hü­ seyin Yıldız, istifasından 27 gün sonrasından itibaren ar­ tık, o arsanın yeni alıcı- satıcısı “ Büyükşehlr Koope­ ra tifin in başkamdir.

BİR ESKİ

1“

K00PERATİFÇİ

Hüseyin Yıldız’ın, "KO- NUTBİRLİK” in başkanlığını yaptığı sırada, birliğin dergi­ sinde yer alan resmi biyogra­ fisi şöyle:

“ 1930 yılında doğdu. Evli ve İki çocuk babası, öğret­ menlik, gazetecilik, muhase­ becilik, yöneticilik ve İnşaat­ çılık yaptı. Teksif İle diğer ba­ zı sendikalann genel sekreter yardımcılığında bulundu.

“ 1953 yılında konut koo­ peratifçiliğine başladı. 26 yıl­ dır kooperatifçilik yapıyor.

“ 1961 ve 1964 yıllarında TOrk/ş'/e birlikte Birinci ve 'kinci Türkiye Kooperatifleri Konferansı'nı düzenledi. Türk-lş’ln bünyesinde kurulan İşçi Mesken Kooperatifinin ilk başkanı oldu. 1971’de kısa adı, KONUTBİRLİK olan, Mar­ mara Yapı Kooperatifleri Bir- liğ i’nl kurdu. Kuruluşundan İtibaren üç ayrı dönemde bir­ liğin Yönetim Kurulu Başkan­ lığını yaptı.”

Hüseyin Yıldız*!, KONUT- BlRLlK’ten ayrılışıyla başla­ yan son tartışmaların dışında, birlikte çalıştığı kimselerin çoğu, “ başanlı bir koopera- tlfç l” olarak niteliyor. KO- NUTBİRLİK'In eski başkala­ rından eski İmar ve İskân, Kö- yişleri ve Kooperatifler Baka­ nı Ali Topuz’un da görüşü böyle... Hatta kendisine son tartışmalarda en “ sert çıkan­ larda n Birlik Denetim Kuru­ lu Başkanı, gene tecrübeli ko- operatifçi Mahmut Arslan’ın da...

Daha önce kooperatifçi olarak İnşaatını tamamladığı pek çok konutu, içinde bu­ lunduğu koşullar ölçüsünde eksiksiz ve zamanında ta­ mamlamış... Çevresinde İyi bir İsim yapmış...

onut diye diye.

"Btıyukşehir" arsası parsellerinin tapusu Kemal llıcak'ın

şirketlerinde am a. Hazine, "Bu arazide benim de hakkım va r" diyor

Maliye’nin son darbesi: Tedbir karan

Kadıköy 3’üncü Asliye Hukuk

Mahkemesinde görülen “mülkiyet

ihtilafı” davası son aşamasına

geldi. 'Büyükşehir”çiler uzlaşma

umuyorlardı. Ama Maliye,

'Büyükşehir”in ilan

kampanyasından sonra bunun tam

tersini yaptı. Mahkemeye

başvurarak arsa üzerine

“tedbir ”

koydurttu

Büyükşehir”çilerin uzlaşma

umudu ise

,

Toplu Konut Kanunu

ve Yönetmeliği’nin bazı

maddelerinden kaynaklanıyor. O

maddelere göre, toplu konut

yapımına arsa bulmak, devletin

zaten görevi... Gerektiğinde Hazine

arsalarının da bu işe tahsis

edilmesi öngörülmüş.

'Büyükşehir”çiler Öyleyse bize

niye güçlük çıkarılıyor?” diyorlar

Gerçi kooperatifçilik ha­ yatında başından tatsız bir olay da geçmiş... İlgili olduğu bir kooperatifin gerçek olma­ yan ortaklar alıp, onlar için de kredi sağladığı iddiasıyla hak­ kında dava açılmış. Cezası te­ cil edildiği için hapse girme­ mişse de 7 aya mahkûm ol­ muş... Ama Hüseyin Yıldız bunu sonradan açık yürekle anlatırken.

—“ Bu benim İçin büyük bir ders oldu. Bu dersi daha sonraki kooperatifçilik haya­ tımda herkese örnek diye an­ lattım. ‘Kooperatifçilik ciddi iştir. Dikkatli olunuz’ dedim” diyor.

H ü se yin Yıldız o ğ u z S o yd a n

(Konutbirlik ten (Konutbirlik’ in yeni Büyükşehire) Başkanı)

Küçükbakkalköy deki arsa onları da ihtilafa düşürdü.Yıldız.Birlik Başkanlığı ndan o yüzden ayrıldı. Soydan,ona o yüzden kızdı

■ y '• . ■ A •< .

t* - v ! İ *5 ' L

Hüseyin Yıldız’ın Yönetim Kurulu, Ulvi Yenal’ın Denetim Kurulu Başkanlığında, millet­ vekili Bilal Şişman, eski sena­ tör Vahap Güvenç, sendikacı Ziya Hepbir, banka müdürü Gürsel Erkmen, gazeteci Ünal Sakman ve Orhan Ayhan gibi muteber İsimlerin katkısıyla kurulan, “ Büyükşehlr Koope­ ra tifin in başlangıç vaatleri malûm... Bu vaatlerin 25 gün­ lük b\r zaman içinde nasıl ha­

fiflediği de...

ARSANIN TAPUSU...

Bu yazı dizisinin hazırianı- şı sırasındaki araştırmalardan

Biiyükşehlr’de taş üretimi “ Büyükşehir” arazisinin ortasındaki 10 yıl ruhsatlı taşocağı. Burada her gün sabahtan akşamın geç saatlerine kadar hummalı bir çalışma sürüyor. Ocak sahibi Rüştü özkanca’ nın makineleri, kamyonları taş çıkarıp mıcır işleyerek, bunları piyasaya sürüyor.

' 'B e ni ç ık a r ta m a z la r" Taşocağı sahibi Rüştü Öz- kanca, “ Büyükşehir" arazisi içindeki işyerinde arkadaşımız Al- tan Öymen le konuşurken, durumundan son derece emin görünüyordu, “ Benim artık 10 yıllık ruhsatım var. Beni bura­ dan Büyükşehir de çıkartamaz, küçük şehir d e ...” diyordu.

anlaşıldığına göre, “ Büyükşe- hlr” in 40 bin konutun 10 bin konuta inişinin de, “ Altı ay İçinde inşaata geçeceğiz” id­ diasına esneklik getirilişi de, başlangıçta pek önemsenme­ miş, bazı pürüzlerden kaynak­ lanıyor.

Bunlardan biri, arsanın ta­ pusundaki pürüz:

Küçükbakkalköy’dekl ara­ ziye ait bir kısım parselin ta­ pusu, Kemal llıcak’ın şirketle­ rinde ama, Maliye Bakanlığı’ nın MIHI Emlak Genel Müdür- lüğü’ne göre, bunların en az bir bölümü şahıs değil, Hazi­ ne arazisi... Ve Hazine, bu id­ diasından vazgeçmediğini, Kadıköy Adliyesl’nde devam eden davasını sıkı sıkıya takip

etmekle gösteriyor.

Hazine’nin hak sahipliği iddiasında ne kadar ısrarlı ol­ duğunun bir kanıtı da, bugün müstakbel “ Büyükşehlr” ara­ zisinde taşocağı işleten Rüş­ tü Özkanca...

VE BİR TAŞOCAĞI

RUHSATI

Özkanca, uzun yıllardan beri burada faaliyet halinde... Kamyonlarla, makinelerle taş­ ları çıkartıp, kırıp, mıcır hali­ ne getiriyor.

Daha önce arsanın eski

sahiplerine ait özel bir arazi olduğu esasına göre aldığı ruhsatını, bu yıl, on yıl İçin ye­ nilemek istemiş... tnerjı Ba­ kanlığımdan sonramuamele- lerin yürüdüğü Maliye Bakan­ lığında arazi, “ Hazine arsası” muamelesi görmüş ve ruhsat, “ Hazine arazisi üzerinde” ola­ rak verilmiş...

Şimdi Küçükbakkalköy yanındaki arazinin oldukça büyük bölümünde özkanca’ nın makineleri her gün dur­ maksızın ve huzur içinde ça­ lışıyor.

özkanca da memnun: —“ Benim artık 10 yıllık ruhsatım var. Beni buradan ne ‘Büyükşehir’ çıkarabilir, ne ‘kOçükşehir’’ diyor.

yapanlara tahsis etmesi Top İu Konut Kanunu’nun ve Yö­ netmeliğimin gereği. Hatta, Hazînemin toplu konuta mü­ sait arsası olmasa bile, bunu istimlak yoluyla temin edip, toplu konutçulara tahsis et­ mesi gerekiyor.”

“ Büyükşehlr” cilerin bu görüşünün birinci dayanağı Toplu Konut Kanunu’nun 2’n- ci maddesinin “ h” fıkrası. 2’n- ci madde, “ Toplu Konut Fo- nu” nun kaynaklarını sıralar­ ken, bu “ h” fıkrası ile “ Hazi­ ne arsalarından elverişli olanların “ toplu konut” işine tahsis edilmesi ilkesini de ge­ tirmiş sayılıyor. Fıkranın met­ ni şöyle:

(Toplu Konut Fonu’nun) kay­ nakları:

...(Öteki kaynaklar sayıl­ dıktan sonra.)

h) Hazine arsaları üzerine yapılan konut ve işyerlerinin arsa maliyet bedellerinin en çok yüzde 25’ine kadar alına­ cak katılım payından oluşur.”

Yani, toplu konut arsaları oluşturulması, devletin bazı hallerde kendi arsalarını da bu işe tahsis etmesini gerek­ tirecek kadar önemli bir gö­ revidir.

Hatta, sadece o kadar da değil.

Belirli yerlerde devletin elinde toplu konuta tahsis edeceği yeterli Hazine arsala­ rı yoksa, bunlar Toplu Konut Yönetmeliğimin aşağıdaki 5’ inci maddesine göre başkala­ rının arazileri kamulaştırılmak suretiyle oluşturulacaktır

Madde: 5 - “ Gerektiğinde ve idarenin uygun görmesi halinde toplu konut alanları­

nın bedeli fondan karşılan­ mak suretiyle idare ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ara­ sında yapılacak protokol hü­ kümlerine uygun olarak Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tara­ fından kamulaştırılması sağ­ lanır. Bu alanların kadastro, jeoteknlk etüt, harita, İmar planı ve alt yapıları fondan karşılanmak suretiyle yaptırı­ labilir. Bu alanlar toplu konut yapımcılarına konut yapmak şartıyla Arsa Ofisi Genel Mü- dürlüğü’nce satılabilir ve be­ deli fona iade edilir.”

4 $ YANLIŞ TAHMİN

Bu maddelere dayanarak. “ Eee, öyleyse” demiş “ Büyükşehlr” ciler daha baş­ langıçta:

“ Devlete gideriz, deriz kİ:

U M U T L A R G ER ÇEK O L U R S A

ifâ

İHTİLAF DA OLSA

Arazideki bu ihtilaf, “ Bü- yükşehir” cilerin aşarız sanıp da, henüz aşamadıkları engel­ lerden biri.

“ Aşarız” sanmalarının kendilerine göre bir nedeni de var. Diyorlar ki:

“ Küçükbakkalköy’dekl arazinin bir bölümü, Maliye ve Gümrük Bakanlığımın öngör­ düğü gibi ’Hazinearazisi’ sa­ yılsa bile, Hazine’nln kendisi­ ne ait bulunan toplu konut ya­ pımına müsait arsaları konut

C e n n e tte n b ir k ö ş e ... Küçükbakkalköy’ deki büyük arsanın üzerinde başlatılan üç oroie de. orada konut sahihi olacaklara hor tiirlii cnrıınrian ıiT sl Unnfnrlıı Kir ıı>ıeom ' d«»« .u :T --- » --- — _ ı - " i « " w M i i i i i u l u i i i i u v u u y ı o ı ı ı u ı ı U y proje de, orada konut sahibi olacaklara, her türlü sorundan uzak, konforlu bir yaşam’ vaat etti. ISOTAŞ ın “ YENİKENT" projesinin broşürlerinde yer alan resme göre, kurulacak kentin görüntü­ sü yukarıdaki gibi olacaktı... "BÜYÜKŞEHİR" projesinin ilanlarına göre ise, bu görüntüye golf ve tenis sahaları, bowling salonları da eklemek gerekiyor. Tek sorun şu: Bunlar gerçekleşecek mi?

“ Bizim Küçükbakkalköy’deki arsada sen hak iddia ediyor­ sun. Farzedelim ki, iddian doğrudur. Arazinin bir kısmı senin olacak. Sen, o senin olan arsayı ne yapacaksın? Toplu konut yapmaya müsa­ it olduğu İçin, gene toplu ko­ nuta tahsis edeceksin, öyley­ se, şimdiden uzlaşalım. Senin payını birlikte tespit edip, ih­ tilafı ortadan kaldıralım. Arsa üzerindeki mülkiyet pürüzü ortadan kalksın."

Bunu deyince de, devletin bu öneriyi hemen kabul ede­ ceğini tahmin etmişler. Belki de hükümetle temaslarında o izlenimi elde etmişler.

29 Temmuz günü başla­ yan ilk ilan kampanyasının bu kadar cesaretle hazırlanması­ nın nedenlerinden biri bu.

"VE TEDBİR"

Halbuki, evdeki hesap çarşıya uymadı. Maliye ve Gümrük Bakanlığı Muhake- mat Genel Müdürlüğü, Kadı­ köy 3’üncü Asliye Hukuk M ahkem esl’nde 1974/128 dosya numarasıyla devam eden mülkiyet ihtilafı dava­ sında uzlaşmaz taraf olarak kalmaya devam etti.

Hatta, o kadarla da kalma­ dı, “ Büyükşehlr” İlanlarının başlamasından hemen sonra, üzerinde hak iddia ettiği arsa­ lara tedbir konulmasını istedi.

Bakanlık, davanın daha önceki aşamalarında da böy­ le bir talepte bulunmuş, bu talep Kadıköy 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nce kabul edilmiş, arsalar üzerine o za­ man da tedbir konulmuştu. Fakat, aynı Bakanlık hemen 10 gün sonra —tedbirin kalk­ ması halinde de Hazine men­ faatine halel gelmeyeceği gerekçesiyle— kendi istediği tedbirin kaldırılmasını İste­ miş ve tedbir kalkmıştı.

Bu defa, Ağustos ayı ba­ şında yeniden istenen tedbir talebi 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi hâkimi hasta ol­ duğu için, 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gitti ve mah­ keme bu talebi kabul etti. “ OKENT” ve “ Birlik Emlak” e ait iki bölümlük arsanın İkisi­ ne birden tedbir konuldu.

UZLAŞMA UMUDU

Şimdi, mahkemedeki İhti­ laf tedbirli olarak devam edi­ yor. Taraflar, hazırlanan bilir­ kişi raporunun sonucuna gö­ re yönlenecek olan davanın Ekim ayı içinde sonuçlanma­ sını bekliyorlar.

“ Büyükşehlr” cller, Hazi­ ne’nln arazi üzerindeki hak id­ diasının tapulama sistemi­ mizdeki eski kararlama ölçü­ lerden kaynaklandığını söylü­ yorlar:

“ Eskiden parsellerin sınır­ ları, batı tarafındaki dere, do­ ğudaki ağaç gibi noktalar gösterilerek belirlenirm iş. Yüzölçümü hesapları bunlara dayatılırken, her parselin sını­ rında yanlışlıklar yapılmış. Hatta, bu yanlışlıkların bazısı da bizim lehimize. Ama, Ha­ zine sadece aleyhimize olan­ lar üzerinde duruyor" diyorlar. Ayrıca, Hazine’nin söz konu­ su araziye komşu hiçbir ara­ zisi olmadığını, hak iddiasının bir kaynağı bulunmadığını öne sürüyoriar.

Hazine ise, söz konusu parsellerin daha eski sahiple­ rine aitken de Hazine arazisi­ ne tecavüz yoluyla elde edil­ diği görüşünde.

İhtilafı mahkeme hallede­ cek ama, “ Büyükşehlr” cilerin “ toplu konut” mevzuatının Hazine arazisinin de toplu konut yapımı için kullanılabil­ mesini öngören hükümlerine dayanarak yaptığı uzlaşma ta­ lebinden umutları da henüz kesilmiş değil. Defterdarlık ve Maliye ve Gümrük Bakanlı- ğı’yla temasları devam ediyor.

YARIN:

BİR DE İPOTEK

KONUSU VAR"

(4)

4 EYLÜL 1985

DİZİ YAZI

MİLLİYET • 9

diye cfıj^o

' * %

*

*

A lt a n O y m e n

SORU - “ Büyükşehir şimdi Kemal llıcak’tan ne al­ dı? Satış vaadi mi?”

ULVİ YENAL—“ İki tane araziyi aldı.”

SORU—"Aldı mı?” ULVİ YENAL - “ Vadeli olaraktan aldı. İpotekler kal­ kacak ve o vadelere göre borç ödenecek.”

SORU — O halde tapu he­ nüz alınmadı?

ULVİ YENAL -"Y arın ve­ ya öbürgün (alınacak) tapu.”

Büyükşehir’in Denetim Kurulu Başkanı Ulvi Yenal’ın, Füsun Özbilgen’e yaptığı bu açıklamanın yayınlanış tarihi 7 Ağustos 1985’tir.

Ama o “ yarın” , Eylül ayı­ na girdiğimiz halde hâlâ gelmedi.

Nedenlerinden başlıcası, Hazine ihtilafı dolayısıyla Ma- liye’nin koyduğu tedbir.

“ BUyükşehir” ciler, bunu gerçekten tahmin etmemiş­ lerdi. Dün anlatmaya çalıştı­ ğımız gibi, Maliye’yle bir uz­ laşmaya gidebileceklerini he­ saplamışlardı.

Nitekim 29 Temmuz gün­ kü ilk ilanlarında bu sorunu kolayca çözebilecekleri güve­ ni içinde yaptıkları açıklama şuydu:

“ ...Toplam 4.442.850 met­ rekarelik (450 hektar) arsala­ rın 766 sayılı Tapulama Kanu- nu'nun 81’!ncl maddesine gö­ re kooperatifimizce satın alın­ ması kesinleşmiştir.”

24 Ağustos tarihli son ilanlarında ise bu “ kesin’Miği, “ uzlaşma" yoluna işaret ede­ rek şu şeklide esnekleştir­ mek zorunda kaldılar.

“ ...766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 81’lnci maddesi­ ne göre gerekil işlemlerin çok kısa bir süre içinde karşılıklı uzlaşma yolu ile sonuçlandı­ rılması için İstanbul Defter­ darlığı, Muhakemat ve Milli Emlak Genel Müdürlükleri ile başlatılan çalışmalar sürdü­ rülmektedir.”

Arazideki İkinci güçlük “ İpotek" konusundaydı:

• "Buyukşehir'ciler 7 Ağustos günü ’Ta p u y u yarın alıyoruz" dediler. Am a

o "yarın" da, ipoteğin kaldırılacağı "öbürgün" de hâlâ gelmedi

Vahit Erdem:»Tanu sorunsuz olmalı*

.

-"Ö n c e 4 b elg e is t e r iz ...” Bir kooperatifin Toplu Konut Fonu na kredi başvuru­ su yapması için gerekli koşulları, — uzun sıfatının tam yazılışıyla— Başbakanlık Toplu Ko­ nut ve Kamu Ortaklığı idaresi Başkam" Vahit Erdem, arkadaşımız Altan Öymen’ e özetledi ilk başvuru için istenen 4 belgeden biri. Büyükşehir" Kooperatifi nin sağlamakta en fazla güç­ lük çektiği belgeydi: "Sorunsuz bir tapu ... Tapuda ihtilaf ve öncelikli ipotek olmayacaktı.

Toplu Konut Başkanı

,

arsa

üzerinde ihtilaf varsa

,

bunun

kredi başvurusundan önce

halledilmesi gerektiğini belirtiyor

Kemal Ilıcak büyük hisse­ darı olduğu şirketlere ait arsa­ ları, aldığı çeşitli kredilerin

te-D e r t y e n i d e ğ il... Toplu Konut projelerine güven­ sizlik yaratan pek çok - birçoğu da iyi niyetli - girişimlerden birinin temelini. 1980’ in 22 Haziran günü eski Başbakan Sü­ leyman Demirel atmıştı. İstanbul'da Avcılar bölgesindeki bir büyük arsada 2500 konut yapmayı planlayan o zamanki giri­ şimcileri, Demirel. "Burada 15 bin vatandaşın ihtiyacının kar­ şılanacağı bir mahalle kurulacaktır. Elim izi malaya alıştırmalıyız" diye kutlamıştı. Girişimin sonucu, bazı ben­ zerleri gibi sadece hayal kırıklığı oldu. Bugünkü güvensizlik ortamının temelinde, o "tem el atma töreni’ ’ nin de harcı var...

minatı olarak ipotek ettirmiş­ ti. Başlıca ipotek alacaklısı Yapı Kredi Bankası'ydı. Ve alacağı 13.5 milyar lirayı bu­ luyordu.

Arsanın tapusunun alınışı sırasında “ birinci derecede­ ki” bu İpoteğin de kaldırılma­ sı gerekiyordu. “ Toplu konut” işinin gerçekleşmesinin baş koşulu olan “ toplu konut” kredisinin kullanılması, buna bağlıydı.

Nitekim Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başka­ nı Var.!« Erdem, bizimle yap­ tığı görüşmede de bu sorunu özellikle vurguladı:

—“ Arsa sorunsuz olmalı. Sorunu varsa daha önce hal­ ledilmeli, tapu bize ondan sonra gelmeli.”

M

NASIL KALKAR?

Peki, bu ipotek nasıl kal­ dırılacaktı?

Gerçi Büyükşehir Koope­ ratifi, arsaları Kemal llıcak’ın şirketlerinden satın alırken bunun bedeli olarak saptanan 26.5 milyar lirayı ödeyecekti. Ama llıcak'la anlaşması, bu ödemenin vadeli olarak yapıl­ ması esasına dayanıyordu. Bu, en başta şu bakımdan şarttı: Kooperatif, kendisine para yatıranlara bir garanti vermiş:

—“ İsteyen yatırdığı para­ yı İstediği zaman çekebilir. Bu paralar bankalarda olduğu gibi duruyor. Kuruşuna bile dokunulmuyor” demişti.

Bu vaadine de büyük bir dikkatle sadık kalmaya karadı görünüyordu. Paraların kulla­ nılması, ancak işin gerçekle­ şebileceği kesinleştikten, toplu konut kredilerinin kulla­ nılabileceği iyice anlaşıldık­ tan ve ortak adaylarının “ or- tak” lığa geçiriliş işlemleri

ta-Tapusunu bekleyen şantiye

a d ı, " ş a n t i y e ” a m a ... j İSOTAŞ'ın YENİKENT girişimi sırasında kurulan “ şantiye" binası, gerçek bir şantiye olacağı, inşaat işleri için kullanılacağı günleri bekliyor. Yıllardır süren şimdiki işlevi, hâlâ araziyi gecekondulara karşı koruyan bekçi ve 'memur ekibine işyeri olmak.

Halen Kemal llıcak’ ın şirketlerinin görevlileri olan (soldan sağa) Kâmil Taş. Muhittin Açıkgöz, Kâmil Al ve Selman Kolan, tapu işi biterse Büyükşehir Kooperatifi kadrosuna geçecekler. (Fotoğraflar: Ali BOSTANCI)

marnlandıktan sonra kullanı­ labilecekti.

Öyleyse Yapı Kredi Ban- kası’nın arsa üzerindeki ipo­ teğini, daha alacağını tahsil etmeden kaldırması gere­ kiyordu.

Bu nasıl olacaktı? Kemal Ilıcak:

—“ Ben bankayı, başka bir garanti vererek ikna ederim” diyordu. Kooperatif yönetici­ leri de llıcak’ın bankayla gö­ rüşmelerinin sonuçlanmasını bekliyorlardı.

Ancak Ulvi Yenal’ın gene 7 Ağustos günü yayınlanan demecinde:

—“ Yarın veya öbürgün İpotek de kalkmış olacak” di­ ye yaptığı açıklam adaki “ yann” veya “ öbürgün” de, Eylül’ün ilk haftasına gelindi­ ği halde, henüz gelmedi.

KREDİ YOLUNDA

Bunlar, Büyükşehir Koo­ peratifinin, bu yazı serisinin yayınlanışı günlerine kadar henüz aşamadığı engeller.

Büyükşehir’ciler, “ altyapı projeleri ve finansmanı” , “ ko­ nutların İSOTAŞ projesinden sonra yenilenecek projesinin hazırlanması” gibi öteki ko­ nulardaki çalışmalarının

sür-B ira z serinlik... Allah'tan bina biraz konforlu da. gö­ revliler ekibinin günleri sadece can sıkıntısıyla geçmiyor. Es­ ki kervansaraylar stilindeki binanın ortasındaki fıskiyeli ha­ vuz, bu sıcak günlerde ekibe biraz serinleme imkânı veriyor.

B ira z ta h m in ... “ Şantiye” de vakit geçirmenin yol­ larından biri de. salondaki eski maket üzerinde geleceğe yö­ nelik tahminler yapmak... İSOTAŞ tan kalma bu eski proje değişecek ama, nasıl? Selman Kolan ın da düşündüğü bu...

düğünü belirtiyorlar. Tapu ve ipotek engelleri aşılır ve bü­ tün ötekl'çalışmalar da ta­ mamlanırsa, Ankara’daki Top­ lu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresl’ne gidecekler. Ve bel­ gelerini sunup kredi talebin­ de bulunacaklar.

— Arsanın valilikçe toplu — Arsanın kooperatifin — Arsanın tasdikli imar konut alanı olarak tespit edil- mülkiyetinde olduğunu pös- planı,

dlğlne dair belge, teren tapu, — Ön projeler.

W l : USULLER

Bu konudaki usulün ne ol­ duğunu, o usulün sahibinin açıklamasından öğrenelim. Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başka­ nı Vahit Erdem, bu usulü şöy- şöyle özetliyor

^ | “ Kooperatiflerin Toplu -J L I Konut Fonu kredisin­ den faydalanmalan İçin, önce projelerinin Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı idaresi’nce uygun görülmesi şarttır.

Bunun İçin iki safhada in­ celeme yapılın

a. Birinci safha (ön izin): Kooperatifler ön izin ala­ bilmek için konut sayısı kadar ortak alarak aşağıdaki belge­ lerle idareye başvururlar.

HÂSTAN m Kredili

M esken Plânı

,

büyük

ilgi ile karşılandı

j%m

HASTAS ORTAKLARI 1 9

Kira öder gibi

5 yıl taksitle

Mesken alıyor]

En e sk isi... 1969 da yukarıda örneği görülen büyük gazete ilanlarıyla başlayan HASTAŞ projesi, toplu konut alanındaki ilk iddialı girişimdi. HASTAŞ in kurucusu Dr. Suphi Baykam (sağ­ da), o zamanki girişimin başarısızlığında bir gazetenin hücum kampanyasının rol oynadığı görüşünde... 10 yıl kadar sonra ay­ nı gazetenin kendine ait konut-yapımı projesinin de başarısızlığa uğ­ ramasını Baykam, “ Eden bulur” diye .değerlendirmiş olmalı...

İdare, bu belgeleri İncele­ yerek müsbet görülen proje­ leri uygunluk belgesi veril­ mek üzere programa alır. Uy­ gun görülm eyenleri İade eder.

b İkinci safha (uygunluk belgesi):

On İzin alan kooperatifler, uygunluk belgesi İçin, bütün tasdikli projeleri tamamlaya­ rak başvururlar.

İdare, evvelki incelemeleri yaptıktan sonra kooperatife kredi verilip verilemeyeceğini karara bağlar ve kredi verile­ bileceklere uygunluk belgesi

verir.

: 2 | Kooperatiflerin, kredi- < _Jyi kullanabilm eleri için idarenin kabul ettiği bir banka ife yüzde 10 İnşaat (su- basman) seviyesine gelmeleri şarttır.

I Kooperatif üyeleri, I kredinin açıldığı tarih­ ten İtibaren en geç üç yıl son­ ra krediyi geri ödemeye baş­ lamak zorundadırlar.

I Toplu konut kredileri, m İ konut büyüklüklerine göre üye başına 1.750.000’ den başlayarak 3.250.000 TL’ye kadar olup, bunun üze­ rindeki finansman ihtiyacı kooperatif ve üyelerin yüküm­ lülüğündedir.”

- V E DİKKAT

Erdem, başında bulunduğu idareyle kooperatifler arasın­ daki ilişkilerin yanlış anlaşıl­ maması için de, sözlerine şu açıklamayı ekliyor:

"Toplu konut kooperatif­ lerinin kuruluşu, denetlenme­ si ve diğer hususlar, tama­ men Kooperatifler Kanunu ve ilgili mevzuata göre olup, Toplu Konut ve Kamu Ortak­ lığı İdaresi Başkanlığının bu hususlarda hiçbir yetki ve so­ rumluluğu yoktur, idarenin konut kooperatifleri ile ilişkisi sadece yukarıda belirtildiği çerçevede kredilendirme İle ilgilidir.”

TARİHİN

TEKERRÜRÜ MÜ?

Toplu Konut idaresi Baş- kanı’nın “ yetki ve sorumlu­ luğun” kendisinde olmadığı­ nı belirterek vatandaşı “ Ihti- yat” a yöneltmesinin nedeni “ tarlhi” dlr.

Yakın geçmişte “ Ucuz ve çabuk konut yapacağız” diye - belki de büyük bir iyi niyet­ le - yola çıkıp, yolda, hatta yo­ lun başlangıcında kalan giri­ şimciler, İSOTAŞ’tan da iba­ ret değil...

1969’da Suphi Baykam’ın H AST AŞ’ı . .

1970’lerde İhsan Altınel’ in o zamanki gazetesiyle yap­ tığı “ 1000 liraya konut” kam­ panyası...

1980’de eski Başbakan Süleyman Demlrel’in büyük bir törenle temelini attığı Av­ cılar Projesi...

Bunlar, hatırda kalan iddi­ alı projelerden sadece birka­ çı... Daha bunlar gibi büyük­ lü küçüklü pek çoğu var...

O girişimlerin akıbetinin kamuoyunda yaptığı güven­ sizlikler, bugün Toplu Konut Kanunu, tüzüğü ve yönetme­ liği çıktıktan ve bu yeni mev­ zuata göre başlayan yeni gi­ rişimler hızlandıktan sonrada devam ediyor. Ve Vahit Er- dem’in dikkatli açıklamaları, aynı tereddütlerin Toplu Ko­ nut yönetiminde de var oldu­ ğunu gösteriyor.

Peki ne olacak?.. Vatan­ daşın şimdiki vaatlere ne öl­ çüde inanabileceğinln ipuçla­ rı nerede?

Bunları Toplu Konut Baş- kanı’yla görüşmemizde ken­ disine sorduk...

VADİN'

FON DA NE OLUYOR,

NE BİTİYOR?

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

a) Asil hak sahiplerinin sözleşme imzalama tarihleri arasında, sözleşme imzalanacak banka şubesinde “Konut Tahsis Belgesi”ni imzalayacaklardır. “Konut Tahsis Belgesi”,

[r]

Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca Ankara Turkuaz Vadisi Projesi Toplu Konut Uygulaması kapsamındaki 13 adet konut;ön şartsız, kurasız başvuru önceliğine göre

- Başvuru sahibinin kendisinin, eşinin ve velayeti altındaki çocuklarının Toplu Konut İdaresinden konut satın almamış olması ve tapuda kayıtlı kat irtifaklı/kat

[r]

[r]

[r]