• Sonuç bulunamadı

Anılarda Azra Erhat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anılarda Azra Erhat"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARADA BİR 1

Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR

Anılarda Azra Erhat...

^ F r ı 1 t , i 7

6 Eylül 1982’de yitirdiğimiz Azra Erhat’ı tanımış ol­ mak, onunla birlikte bulunmuş olmak bir ayrıcalıktır. Ülkemize birbirinden aydınlık insanlar yetiştiren Köy Enstitüsü’nden ve Hasanoğlan’dan mezun arkada­ şım öğretmen Haşan Bilecikli’nin 1972 yılında be­ ni ilk kez götürdüğü, kapısı herkese açık bir evde, Sa­

bahattin Eyuboğlu’nun Maçka’daki evinde tanıdım

Azra Hanım’ı. En aydın, en güzel insanların buluştu­ ğu, dünya güzeli bir yerdi burası. Birkaç basamakla eşiğe vardığınızda içerideki o çok zengin kültür ve sanat dünyasıyla karşılaşıyordunuz hemen. Odalar dolusu ve birbiri üstüne yığılmış kitaplar, çeşitli dilde dergiler, yayınlar, resimler, minyatürler... Nedense en çok Balaban’ın resimleri kalmış belleğimde, girince soldaki duvarda. Sade, gösterişsiz, mobilyasız ama içinde bilge insanların yaşadığı, soluk aldığı, birlikte çalıştığı, birlikte ürettiği yaşanası bir dünya köşesiy- di bu. Kişilikleriyle, davranışları ve uğraşıları ile se­ vindirici olduğu kadar, şaşırtıcı ve birlikte olmanın bana sınırsız mutluluk verdiği bu insanlar arasında yaşıyordu Azra Erhat. Ne kadar güzel, ne kadar do­ yurucu ve ne kadar zenginleştirici bir şeydi onunla birlikte olmak, onunla söyleşmek. Yıllar sonra bu duyguyu acı veren bir konumda yeniden yaşayacak­ tım. Yaşar Kem al’i, M agdi’yi, Tilda’yı ve Vedat

Günyol’u orada tanıdım. Bana Eyuboğlu’nun aracı­

lığı ile İngilizcemi ilerletmem için ders veren güzel ve zarif Bella Hanım’ı da.

YÖN dergisinin, Sosyalizmin gündemde olduğu bir dönemdi... Doğan Avcıoğlu’nu, Ilhan Selçuk’u, Mümtaz Soysal’ı coşkuyla okuyorduk. Sabahattin Bey, sosyalizmi kurmak için askerlerden öncülük ya­ da destek beklemenin yanlış olduğunu vurguluyor­ du. Planlamacıların küserek görevden ayrılmalarını eleştiriyordu.

Kahrolası ellerin yıktığı Köy Enstitüleri’nin kuruluş günü olan 17 Nisan’ları bu grupla bir arada enstitü çıkışlı o aydınlık insanla birlikte tadına doyulmaz ge­ celerde kutluyorduk. Sarayburnu’nda o sıralarda ünü ile birlikte nörozu da kabaran Yaşar Kemal’in nab­ zını sık sık denetleyişim en tatlı anılarım arasındadır. Azra Erhat'ı sonraki yıllarda yakın dostluk ettiği ça­ lışkan, yürekli, yaratıcı arkadaşım Türkân Saylan’la birlikte gördüm. Dostlarım Semra ve Mehm et Ce­

mal aracılığı ile de bağlantımız süregeldi. Ama gelin

görün ki yıllar sonra onunla çok daha sık birlikte ol­ mak fırsatı, yazık ki, yakalandığı amansız hastalık nedeniyle ortaya çıkıyordu. Teşvikiye’deki evinde eforsuz kusmaları nedeniyle onu görmeye gittiğim­ de önceki hastalığının bir beyin metastazına yol aç­ tığını düşündüren belirtilerle karşılaştım. Onu hemen bizim kliniğe yatırdım. Yazık ki incelemeler düşündü­ ğüm olasılığı doğruluyordu ve yapacak pek bir şey de yoktu. Birkaç ay bizim klinikte bir odada çiçekler ve kuşlar içinde yattı. Odasını süsleyen şeyler ara­ sında iki büyük, iki güzel insanın büyük boy fotoğ­ rafları yer alıyordu. Sabahattin Eyuboğlu ve Halikar-

nas Balıkçısı ve onları çevreleyen kuşlar, kuşlar ve

yine kuşlar... Akın akın onu ziyarete gelen Türkiye’nin seçkin kültür ve sanat insanlarının özen ve kaygı d o ­ lu ilgileri ortasında onun doktorluğunu yapmak, her gün birlikte olup mavi yolculuklardan, söylenbilim- den (mitolojiden), Homeros’tan söz etmek, bu gü­ zelim söyleşilerin tadını çıkarmak, ama ölüme doğ­ ru dönüşü olmayan bir gidişi önleyecek olanaklardan yoksun bulunmak, benim için büyük bir dramı yaşa­ mak olmuştur.

Selim Ileri’nin belirttiği gibi, onu ve kişiliğini anlat­

mak zordur. O, insanlığa onur veren, yaşama lezzet katanlardandı. Halikarnas Balıkçısı'nın hakkı var: O aynı zamanda gönül verilecek bir insandı. Azra Er­ hat hiç yakınmadan, sızlanmadan, yıpranmadan, bo­ zulmadan ve güler yüzü ile, yüzündeki aydınlıkla ve tüm güzellikleri ile birlikte göçüp gitti. Değerli tablo­ larını ölümünden önce dostlan arasında paylaştırmış- tı. Benim payıma da onun anısını taşıyan bir Abidin

Dino düştü. Bu inceler incesi, güzeller güzeli Azra

Erhat unutulur gibi değildi.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu değer saniyede geçen yük miktarı yani akım olduğu için, 10 C’luk bir yıldırımın saniyenin milyonda biri hızla düştüğü duruma göre karşılaştırma yapıldığında

Son Halife Abdülmecid Efendi'nin şimdi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde bulunan "Haremde Beethoven" isimli tablosu.. Hatife bu tabloda iki hanımıyla

Pulmonary alveolar microlithiasis (PAM) is a rare lung disease characterized by the deposition of calcium in the alveolar spaces and bilateral diffuse micronodular

Cenazesi 17 Şubat 1987 Salı günü (bugün) Şişli Camii’nden alınarak Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verilecektir.. Allah

eşlik ettiği heterojen iç yapıda, yaklaşık 75x80 mm boyutlu radyolojik olarak kitle ve distalinde sağ akciğerde bronşektatik lezyonlar ve heterojen infiltratif alanlar

Bunun üzerine çekilen toraks BT tetkikinde, arkus aortanın trakeanın sağında seyir gösterdiği, arkustan özafagusa uzanan divertiküler yapılar ve sol subklavian arterin

Türk edebiyatındaki yüksek mev - kiini benden iyi bilen sîzlere tekrar - tamağa lüzum görmediğim Tevfik Fikretin Aşıyanını bir Fikret ve Edebiyatı cedide

Biz burada warfarin kullanımına bağlı cilt nekrozu ve beraberinde LV gelişen olguyu