• Sonuç bulunamadı

Her yönüyle Yahya Kemal 23:Ölümü duyuşu:"Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Her yönüyle Yahya Kemal 23:Ölümü duyuşu:"Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde""

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“Ölilm isal®

bahar

ülkesidir bir

rinde"

=n

H

er insan ve özellikle her soylu büyük 'ş â ir

gibi Yahya Kemal de olgun

yaşa

erince,

«ölüm» ü duymaya ve düşünmeye başlam ıştır...

Şiirlerinden, «Hayal Şehir» Ş â irin in , yavaş

yavaş ölümü nasıl

duyduğunu ve öbür dünya

«tahayyülü» nü kolayca çıkarabiliriz.

İNSAN YAŞLANINCA...

Şâir’in yaşı ilerleyince bazaıı hayattan bıktığı ve ölümü özlediği görülür: ■

«Düşünce» den (1939):

Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı. Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı? İnsanlar anlaşıldı. Cihanın da sırrı yok, Kalsaydı tirkeşimde bugün tek bir altın ok, En tatlı bir hayal için atmazdım ufkuma. Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma!

Hattâ Şâir, bu sıralarda c.ı sevdiği şeylerden bile kaçmak ister. Bir aşkı.ı hayal kırıklığı da buna eklenince artık hiçbir şey kendisine zevk vermez olur:

«Bahçelerden Uzak» tan (1939):

İstemeni artık ışık, râyiha, renk âlemini, > Koklamam yosma karanfille, güzel yasemini.

Şâir, «kader» in «zorluğu» karşısında kendini «rintliğe»

vurur: ’

«Rintlerin Hayatı» ndan (1939):

Ba’zan kader, gelen bora hâlinde,, zorludur; Dağlar nasıl bakarsa siyah ufka öyle bak.

dedikten sonra, çoğu zaman, insanı, yine «insan» ın üzdüğünü hatırlayarak, değil görmek, düşünmeye bile «bigâne» kalmamı­ zı, aynı şiirde şöyle öğütler:

Ba'zan da çevreden nece bir âdem oğludur, Görmek değil düşünmeğe bigâne kal! Bırak!

Hele yaşlandığını iyice anlamak, Şâir'c dünya zevklerini haram etmeğe yeter. «Yol Düşüncesi» nde (1940), bu duygusunu- bütün derinliği ite verir:

Bu defa farkına varduıı ki ihtiyarlamışım. /

Hayâtı bir camın ardında gösteren tılsım Bozulmuş anlıyorum, çıktığun seyâhatte. Cihan ve ben değiliz artık eski halette. Mısır ve Suriye, pek gençiken, hayalimdi; O üikelerde gezerken kayıtsızım şimdi. Bu gözlerim, ıııedcniyyetlerin bıraktığını. Beş on yıl önce, görür müydü böyle taş yığım? Bugünse yer yüzü hep madde, her ufuk maddî. Dernek ki âlemin artık göründü serhaddi.

Bu hâli, yaşla değil, başta farzeden bir zât ,

Diyordu: «insana çarmıh'ta haz verir îman!»'

Dedim ki «Hazret-i îsâ da genç imiş o zaman.»

«Bir Dost’a Mısralar» ında (1940), pek fırtınalı bir hayat­ tan sonra, artık anıları ile yasıyan bir insanın «kâınilliği» anlatı­ lır:

Kâmildir o insan kj yaşar hâtıralarla; Bir başka kerem beklemez artık gelecekten.

«Akşam Musikisi» nde (1944) ise. artık Sonbaharına ge­ len bir insanın derin duyguları vardır:

Kandillikle eski bahçelerde, Akşam kapanınca perde perde. Bir hâtıra zevki var kederde.

«Sonbahar» da (1944), bu duygu daha da derinleşir: Fâni ömür biter, bir uzun sonbahâr olur.

Yaprak, çiçek ve kuş dağılır,târümâr olur. Mevsim boyunca kendini hissettirir veda; Anne ou dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.

(2)

«Rintlerin Akmamı» -uda (1947), Şâir artık geçen günlerin geri gekniyeceğmi ve «sükûniu gece» nin yakın olduğunu an­ lar:

Döniiknez akşamım ufkundayız. Vakit çok geç; Bu son fasıldır ey ömrüm,, nasıl geçersen geç!

«Vehbi’ye», (1947) adlı en güzel rubaisinde, yavaş yavaş yaşlılığın sonu olan «mukadder akıbet» vardır:

Her rrnd bu bezmin nedir encamı bilir Dünyâmızı nâgâh zaîâm örtebilir Bir bitoıiyecek şevk verirken beste Bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir.

I

'

YAHYA KEMAL ÖLÜM DÖŞEĞİNDE

Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir; Günler hazinleşir, geceler uhrevîleşir; ! Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere, I Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere.

«Eylül Şomı» (1944), yine aynı duygu ve düşünce ile do­ ludur:

Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarlan

Bir bir hatırlamakta geçen sonbıılıarlan.

«Tevfik’e» (1947) adlı rubaisinde de aynı duygu vardır: Bir meclise vardık ki sebû-yu mey boş

Sussnus nefes erbabı derûn-ı ney hoş.

Ve aynı yıl Şâir, ölüm yolculuğunu «Sessiz Gemi» (1947)

ile duyar: , ■

Arlık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

HEP ÖMRÜN SO NU D Ü ŞÜ N CESİ

Vedâ Gazeli’nde (1956): ı . . =

ömrün şu biten neşvesi tânı olsun erenler = =

diyerek «son meclisi» nin «câm» lı olmasını ister: —S

Son meclisi canı üstüne câm olsun ereıüer. 5 = «ömür» de, artık «son merhale» ye gelmiş olan insanın ıç

burukluğu vardır: ==§

Bir merhaleden güneşle derya görünür = = Bir merhaleden her iki dünyâ görünür = = Son merhaie bir fasl-ı hazandır ki sürer = Geçmiş gelecek cümlesi rüya görünür. =

«Dönüş» te (1956), yetmiş yaşındaki bir insanın amları bu­

lunur: ==

Zahmetli yolculukla yaşım vardı yetmişe, E= Zilinim, bulunduğum tepeden, daldı geçmişe. =

«Duyuş ve Düşünüş» te (1956), artık çok yaşlanmış olan • j-j Şair, yakınlarının kaybım öğrendikçe nasıl üzüldüğünü anlatır: ==

Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer, == Ay geçmiyor ki abmyayım gamlı bir haber. == Kalbim zaman zaman bu lıaberlerle burkulu;

Zihnim düşünceden dağınık,, gözlerim dolu. == «O Taraf» ta (1956) ise, öbür dünyada rüya yolu ile do­

laşır: ==

Gördüm ölüm diyânnı rü’yâda bir gece == Sessizlik ortasında gezindim kederlice, == Durmuş saat gibiydi durup geçmiyen zaman.

Donmuş sükût içinde güneş görmiyen cihan. = Hâkimdi yerde ufka kadar uhrevî vakar; < 5= Bir çeşme vardı her tarafmdan ziyâ akar;, = Geçtikçe bembeyaz gezinenler üçer beşer;

Bildim ki âhire! denilen yerdedir beşer, ==

Şiirlerinde ölümü son derece «munisleştiren» ve öbür dün- • =

yayı bu kadar güzel anlatan Yahya Kemal, 1 Kasım 1958 de, ^ uzun süredir zihnini işgal eden ölümün, yaşıyan her varlık için = j

meçhûl olan koynuna: / ş

ölm ek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin, ^ Bir çâre yok mudur buna yâ Rabbelâlemîıı? =

dedikten sonra daldı... =

Ea büyük dileğimiz ölümün, Şâir’imiz için, ünlü mısraın- s

1947 YILI

daki gibi olmasıdır:«Ölüm âsûde bahar ülkesidir bir rinde,»

Galiba. 1947 yılı, Şâir’in bazı hastalıklarına rastladığın ' dan, ölpmü en çok düşündüğü yıldır..: Onun için de, bu yıl

ciirWinH** «tV cılr avın tftmflvı isler*

(BİTTİ)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tekrar kullanılabilirlik altında bir referans modelin enformasyon sistemi modelleme çerçevesinde sadece belirli bir işletme tarafından değil, belirli bir sahada faaliyet gösteren

Ressam Jose Ruiz Blasco'nun oğlu Picasso, 1900'lerde Paris'e yaptığı ilk inceleme gezisi sıralarında annesinin adım - Picasso - aldı, Barcelona’da eğitim gören ressam,

Ethnomusicologist Etem Ruhi Ungor, whose research in this field is known worldwide, has travelled thousands of miles over the years, from city to city and

Müdür Mehmet Birsen ile okulu gezerken §u sorulara takılıyorum: Elektrikli fırınlar, çamaşır, bulaşık makineleri, nylon çocuk banyoları, kundak masası nepsi

Türk ve Rus bilim insanlarından oluşan çalışma ekibi bir yandan patlamanın ardıl ışımasını RTT150 teleskobuyla optik dalga boylarında gözlemeye devam ediyor, diğer

Kutlutaş Konut, birçok alanda büyük yatırımlara sahip olan Kutlutaş Holding grubuna bağlı bir kuruluştur. Kutlutaş Konut konut üretimindeki bilgi birikimi, deneyimi

Zira o günle ide gazete ve dergi sütunlarında adı ençok yinelenen sanatçı Salih Acar'dı.. Hemen ömrü boyu kuş

Kitap, 9 bölümden oluşmaktadır ve bölümler sırasıyla akademik hareketliliğin geçmişi, yurt- dışında çalışan yönetimi (expatriate management), kariyer kavramı ve