• Sonuç bulunamadı

A. Hamdi Akseki

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "A. Hamdi Akseki"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'

o

md¡.

Büyük din mücahidi Hamdi Akseki’nin şahsiyetini ve başar­ dığı hizmetlerin mahiyetini iyice belirtebilmek için, gerçek dinin ne olduğuna ve bunun etrafında toplanan din anlayışlarıma önce­ den işaret etmek lâzımdır. Bu­ rada din derken hususiyle İslâm dinini kastettiğimizi söylemeye hacet yoktur.

İslâmiyet, Hz. Muhammedln tebliğleri, sözleri ve fiilleriyle J tesblt edilmiş ve kemal bulmuş bir heyeti mecmuadır.

Bununla beraber, her büyük j müessese gibi İslâmiyet de, tari- j hi seyri içinde, bir takım tefsir, tâdil ve ilâve teşebbüslerine mâ­ ruz kalmıştır. Bu teşebbüsler, başlıca üç yönden olmak üzere mütalea edilebilir:

■ Birincisi, içtimai hayata ve in sanın psikolojik hayatına ait in­ hiraf ve geriliklerin İtiyatlarla müesşeseleşerek, uzun asırlar bo yunca cemiyetin nâzımı olmuş olan dine eklenmesi ve zamanla, onun mütemmimi bir manzara arzetmesidir ki, bu, fena içtimai itiyatları terkedememek mânâ­

sında, irtica demektir ve dinde,

i bilgisizlik ve darlık ifade etmek tedir.

İkinci teşebbüs, din fllozofisi yapanlardan gelmiştir:

Din, haddizatında nazari ol - maktan ziyade pratik bir kültür dür. Hükümlerini neticeler halin dâ bildirir. Bunların izahına asla girişmediği gibi, çıkması melhuz neticeleri de sonuna kadar takip etmez. Bilgide, muayyen bir hu­ duttan ötesinin insanlara ifşa e- dilmediğini beyan eder.

Nitekim, kültür tarihi, asırlar boyunca devam eden insan tefek

kürünün, nihai meseleleri asla halletmediğini bir vâkıa olarak önümüze sermektedir. Zira mu­ hakeme, tecrübenin dışına çıktı­ ğı zaman, muhtevasını kaybet - mekte, böylece, tecrübenin haiz olduğu zenginlik, mücerret ve umumi hükümlerin insicam ve yeknesaklığına fedâ edilmekte - dir. Tabiidir ki, böyle bir bilgi, mevzuunu bütün şümulüyle kav ramaktan da uzaklaşmaktadır.

İslâm dini içindeki, nihayet şahsi tefsirlere dayanan bir çok nazari faaliyetlerin durumu da bundan başka tarzda mütalea e- dilemez. Böyle bir durum, tabia- tiyle dini, iphama götüren bir ge nişlik arzedecektlr.

Üçüncü teşebbüs, dinin inzal keyfiyetine inanmayan, bununla beraber insanın ruh yaşayışında dini duygunun, vazgeçilmez bir esas olduğunu kabul eden zümre den gelmektedir. Bunlara göre, Peygamberlik müessesesinin doğ ruluğunu ve hattâ Allahın mev­ cudiyetini tahkik etmek ve bu hususta yakini bir bilgiye var­ mak imkânsızdır. Zira, reddet­ mek için kâfi bir sebep olmasa hile, kabul etmek için de kâfi bir sebep yoktur. Bununla bera­ ber, nasıl güzel sanatlarda objek tif hakikat aramak kimsenin ak lına gelmediği halde insanın sa­ nattan vazgeçmesi düşünülemez se, dine de, mutlaka objektif bir esası olmasa bile, insan ruhunu tatmin etmesi bakımından yer vermek lâzımdır. Böylece dine bir nevi sanat mahiyeti verilmiş .oluyor. Bu takdirde onun yalnız fikir ve estetik cephesine itibar edilebilecektir.

Hamdi Akseki, bu üç cereyanı

Yazan: Cavid Ünal

|

da asla benimsememiş bir İnsan dı. Bu itibarla, irticaın düşma­ nı idi. Muhtelif mezhep ve tari­ katlara temayülü yoktu. Üçün­ cü cereyansa, keza samimi bir dindar tarafından benimsenebile cek tarzda değildi. Böylece onun İştigal sahası, dinin asli ve saf çerçevesi içinde hudutla.nmış bu­ lunuyordu. Başarısının birinci bü yük âmili budur.

Bu suretle onun çıkış noktası m belirttikten sonra, tarihi rolü nün âmilleri üzerinde durabili­ riz:

Din, bizzat onu tebliğ edenin beyanına göre, ikmal edilmiş bir müessesedir. Bu itibarla, İslâm âlimlerine düşen iş, konulmuş o- lan bu esaslardan istidlâl yoluy­ la neticeler çıkarmak ve böyle­ ce, münferit yeni hâdiseleri u- mumi esaslara bağlamaktır. Be­ şer hayatının çeşitliliği ve tari­ hi tekâmülün buna eklediği zen ginlik düşünülürse, bu işin bü­ yük ehemmiyeti de belirmiş olur. Daha islâmm ilk devirlerinde üstüste yetişen büyük müçtehit ler, ferdî hâdiselerin bu zenginli ğini ihata edecek kadar geniş iç tihat ve istidlâl faaliyetlerinde bulunmuşlardı. Bu faaliyet o de­ rece geniş ve ihatalı olmuştu kİ, bu mühim slmftlardan sonra İçti hat kapısının kapandığı bile ilân edilmişti. Bu keyfiyet İslâm âle­ mine biraz pahalıya malolmuş- tur denebilir. Zira, dalma yeni - lenmekte ve gelişmekte olan ta­ rihin karşısına daima yeni istid lâllerle çıkmak bir hayat zarure tidir. Aksi halde, ve bilhassa bir dini devlet nizamı içinde dinin İstidlâl faaliyetini kaybetmesi, bütün sosyal müesseselerin du­ raklamasını mucip olacaktır. N1 tekim, merhumun yetiştiği dev­ rin manzarası budur. Bu İtibarla Türk İnkılâbı, bütün sosyal ha­ yata müteveccih olmuştur. Bu durum karşısında, inkılâp devri­ nin bir çok din müntesiplerl, ye­ ni devrin değiştirmekte olduğu

-7

7

-müesseseler! dinin bir parçası o- larak kabul etmişler, bunlarla vukua gelen değişmeyi dinden bir cüz’tln kaybı olarak telâkki edip yeis ve atalete düşmüşler­ dir. Halbuki Hamdi Akseki, sos yal değerlerin itibarillğinln far­ kında bir insan olarak, inkılâp­ lar karşısında asla fütur göster memiştir. Bu şuurlu intibak, ba­ şarısının İkinci büyük âmilidir.

Üçüncü büyük başarı âmili i- se, dinin beşer hayatı içindeki vazgeçilmez mevkiine olan İma­ nı ve bunu geniş kitlelere aşıla­ makta gösterdiği mehabet ve yeniliklerdir, inkılâp seneleri i- çinde, İçtimaî hayat cereyanı bir kutuptan diğer bir kutba seyre­ derken, o, bir fert ölçüsünde da­ lma İtidalin peşinden koşmuş, saf dinin bekasına inanmıştır. Bu iman ve tükenmez enerji kud retiyle, bir taraftan çok sade bir dil ve yepyeni metodlarla müte­ madiyen yazmış diğer taraftan müessesenln en modern tarzda teşkilâtlanması uğrunda büyük gayretler sarfederek dini hayatın inkıtaya uğramaksızın devamına tek abşma âmil olmuştur dene­ bilir.

Böylece o, değişen bir cemiyet te, din müessesesinin yeni bir zihniyete zedelenmeden intikali­ ni sağlamış büyük bir aksiyon müçtehldi olarak karşımızda dur maktadır.

• İşte bu vasfıyladır ki, geniş halk kitlelerinin, idare adamla­ rının ve münevver Türk gençliği nin sevgi, itimat ve hürmetini kazanmıştır. Yine bunun mükâ­ fatı olarak, milyonlarca müslü - manın muhabbetini üstünde top layan tâbutu, Cebeci toprakları­ na on binlerce insanın elleri Uze rinde tevdi edilmiş ve ismi de, bir dâvanın sembolü olarak mem leketlnin kültür talihine devre­ dilmiştir,

Cavid Ünal Diyanet işleri başkanlığı özel kalem şefi

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Avrupa şehirlerinde meydanla- rın veya mahallelerin tanzim projeleri için açılan müsabaka- lara o şehrin sakinleri olan bütün mimarlar iştirak ederek, meslekî bilgi

Mitolojideki geçerli versiyon olarak kendini kabul ettirmiş Apollonius’un şiirinden belli başlı neredeyse tüm episodları almasına karşın, çoğu kez argonaut

Bu yazıda; anamnez, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri ve ince iğne aspiras- yon biyopsisi ile detaylı değerlendirilen ve trans-servikal yaklaşımla çıkarılan minör

Ö¤rencilerin sigaraya bafllama yafl› düfltükce ya da sigara içme süresi artt›kça, bir günde tüketilen sigara miktar› artmak- tayd› (p<0.01).. Anne-babalar›n

aureus ve vankomisine dirençli enterokoklar gibi dirençli türler de dahil olmak üzere Gram-pozitif bakterilerdir.. Daptomisin komplike deri ve yumuşak doku

Fesleğen genotipleri biçim zamanlarına göre karşılaştırıldığında; R-33YBK kodlu Antep orijinli G1, R-28A kodlu Sivas orijinli G4, R-29 kodlu Yozgat orijinli G6, R-8

Müslüman bilginler dinleri, kaynağı bakımından ilahi dinler ve beşeri dinler olarak ikiye ayırırlar.. İlahi dinleri bugün halen yaşayan Yahudilik, Hıristiyanlık ve

Bu apartıman bugün birçok ailelerin ara- dıkları dört odalı ve bütün teferruatı bulunan daireleri havi iyi