• Sonuç bulunamadı

MÁRİA IVANICS : A Krími Kánság a tizenöt éves háborúban : Akadémiai Kiadó, Budapest, 1994. Körösi Csoma Kiskönyvtár 22. 235 sf. [=İVANİÇ, Mâria : On beş yıllık savaşta Kırım Hanlığı: Akademi Yayını, Budapest, 1994. Kööröşlü Çoma Cep Kitaplığı 22. 235 sf.]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MÁRİA IVANICS : A Krími Kánság a tizenöt éves háborúban : Akadémiai Kiadó, Budapest, 1994. Körösi Csoma Kiskönyvtár 22. 235 sf. [=İVANİÇ, Mâria : On beş yıllık savaşta Kırım Hanlığı: Akademi Yayını, Budapest, 1994. Kööröşlü Çoma Cep Kitaplığı 22. 235 sf.]"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kitap Tan~tma :

MARIA WANICS :

A K~-h~~i Ka"l~s4- a tizenöt e'ves hibor~~ba~~~ : Akademiai

Kiadö, Budapest, 1994. Körösi Csoma Kiskönyvtâr 22. 235 sf. [=~VAN~Ç,

Mâria : O~~~ be~~ y~ll~k sava~ta K~r~m Ha~ll~~~: Akademi Yay~n~, Budapest, 1994.

Köörö~lü Çoma Cep Kitapl~~~~ 22. 235 sf.]

Meryem [=Maria] ~VAN~ CS bundan önce de K~ r~ m konusundaki yay~ nlar~yla tan~ nmakta ve halen Seged [=Szeged]'cleki Jözsef Attila Tudomanyegyetem Altaisztikai Tanszek [=Attila YÖJEF Üniversitesi Altay Dilleri Anabilim Dal~, k~saltmas~: JATE]'cle çal~~maktad~r. Ba~l~ca yay~ n-lar~~ tarih s~ras~yla ~unlard~r:

"Format and Linguistic Peculiarities of 17th Century Crimean Tatar Letters Adressed to Princes of Transylvania [=Erdel beylerine gönderilen 17'nci yüzy~l K~r~m Tatar yarl~klarm~ n yap~~ ve dil özellikleri], Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae [=Macar Bilimler Akademisi Do~u Ara~t~rmalar~ ]: Budapest, 1975, Tomus XXIX (2), 213-224. sf.

"Ket krimi-tatar oklevel BETHLEN Gâborhoz (=Gabor BETHLEN'e ~ ki K~r~ m-Tatar Yarl~~~", Neprajz rs Nyelvtudomany / Nyelveszeti dolgozatok [=Etnografya ve Dilbilimi / Dilcilik Çal~~malar~] : Szeged, 1975-1976, 19-20. sy. 254-276. sf.

"Macaristan'daki K~r~ m Tatarlar~na Ait Vesikalar", VIII. Türk Tarih Kongresi: Ankara, 1981, II. c. 1049-1503+423-426. sf.

"A földtulajdon a Krimi Kansagban", Nomad tarsadalmak es allamalakulatok: (Tanulmânyok) Szerkesztette: TÖKEI Ferenc Akademiai Kiadö, Budapest, 1983, 237-253. sf. Körösi Csoma Kiskönyvtar 18. (="K~r~ m Hanl~~~'nda toprak mülkiyeti", Göçebe Topluluklar ve Devlet Yap~lar~: (Makaleler) Düzenleyen: Ferents TÖKEL Akademi Yay~n~, Budapest, 1983. Köörö~lü Çoma Cep Kitapl~~~~ 18. 237-253. sf.]

"Gazi Girâj kan s BATHORI Zsigmond szövetsegenek terve 1598-böl (=Gazi Giray Han ve Jigmond BATHORI ~ttifak~n~ n Plan~~ 1598-den", Keletkutatas [=Do~u Ara~urmalar~]: Budapest,

1989 ösz [=Gilz], 27-59. sf.

"A csaszari felmentö sereg ntja Kanizsara egykorn abrazolasok tükreben (1600 szeptember 16 - oktâber 13)", Nagykanizsa török aloli felszbadulasanak 300. e~ fordulöjan tartott nemzetközi tudomanyos konferencia eloadasai (Na~ykanizsa) 1990. 11. 30 - 12. 01. Zalai Mûzeum 4. 1992. 45-53. sf. (=Dönemin tasvir aynas~nda çar~ n Kanije seferine ç~kan ordusunun yolu (1600 Eylül 16 - Ekim 13). Büyükkanije'nin Türk hakimiyetinden kurtulu~un 300. y~ldönümü çerçevesinde mil-letleraras~~ bilim kurultay~~ bildirileri (Büyükkanije) 1990. 11. 30 - 12. 01. Zala Müzesi 4. 1992. 45-53. sf.]

"A tan~~a töl a tugra ig. Gondolatok a krimi tatar oklevelek hitelesitö jegyeröl [=Tara~a da~~~ tugra ya. K~ r~ m Tatar Yarl~ klar~~ Onay Belgesinden]". Keletkuta tas [=Do~u Ara~ t~ rmalar~ ]: Budapest, 1992 ösz, 92-100. sf.

"Die Beglaubigunsmittel der Krimtatarischen Urkunden [=K~r~ m Tatar Yarl~klar~~~~~~~ Onay Bilgisi]", Proceedings of the 35nd Meeting of tha Permanent International Altaistic Conference [=Uluslararas~~ Sürekli Altaycac~lar Kurultay~ n~n 35'inci Çal~~mas~]: Taipei, September [=Eylül] 12-17, 1992. 175-182. sf.

(2)

936 KITAP TAN1TMA

"Friedensangebot oder kriegerische Erpressung? (Briefwechsel des kaisers Rudolfs II. mit dem Pasche von Ofen im Jahre 1595.) [Bar~~~ elçisi mi sava~~ tehditçisi mi? (Il. Rudolf Kayzer'in 1595'te Buda Pa~as~yla mektupla~mas~.))", Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes [=Wien Do~u Bilimleri Dergisi] : Wien, 1992, 82. c. 183-199. sf.

Török 4s tatM- höditök. A vilagtörtenelem nagy alakjai. Budapest 1993. KOSSUTH Könyvkiadö. 80 sf. (Dzsingisz kan, Timur Lenk, Gazi Giraj) HEGYI 1{..laraval es FODOR Pallal közösen. [= Türk ve Tatar flakimiyetleri. Dünya tarihinin ana çizgileri. Budape~t 1993. KO~~UT Kitabevi. 80 sf. (Çinggis Han, Aksak Timür, Gazi Giray) Klarâ HEGY1 ve Pal FODOR ile birlikte.] "A zsitvatoroki be'kehez vezetö nt. Az 1599. evi beketargyalasok", [=Jitva bo~az~~ -Zitvatorok-bar~~~ na götüren yol. 1599. y~l~~ -Zitvatorok-bar~~~ görü~meleri)", TörtC".nel~ni Szemle [=Tarih Gözlemi] : Budapest, 1993, 35. sy. 3-4. say~~ 297-311. sf.

"Entstehung und Quellenwert der krimtatarischen tiyi~~ defte~s [=K~r~ m Tatar tiyi~~ defteri-nin ortaya ç~ k~~~~ ve kaynak de~eri)", Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae: Budapest, 1994, Tomus XLV11 (1-2), 105-112. sf.

"Hitharc vagy hadivallalkozas? "Nem bücsüzom", [=Din sava~~~ m~~ savunma ittifak~~ m~? "Helal etmiyorum": E~nk•kkönyv BENDA Kal~nan tisztelet6-e JUHASZ Gyula Tanarkepzö Föiskola [=Kalman BENDA'n~ n Sayg~s~ na Anma Kitab~ . Gyula YUHAS Yüksek Ö~retmen Okulu]: Szeged, 1994, 29-23. sf.

"Hajdû Haydn1", Acta Orientalia Academie Scientu~-a~n Humgaricae: Budapest, 1995, XLV111. c. 3. fasikül, 391-403. sf.

"K~ r~ m tarihine ait kaynaklar: Mülknameler", Lucarile Si~npozionului International Originea TatM-~lor Locul lo~- in România ~i in lu~nea tu~-ca (Constanta, 17-20 noie~nb~-ie 1994): Bucure~ti, 1997, 155-161. sf.

~imdi elimizde genç ara~unc~ n~ n yeni On be~~ y~ll~ k sava~ta K~~-~~n Hanl~~~~ adl~~ bir yay~ n~~ var. Türk tarihçileri bu ad~~ Osmanl~-Avusturya Sava~~~ (1593-1606) olarak kullan~yorlar. Buna göre kitab~ n ad~~ "Osmanl~-Avusturya Sava~~ nda K~ r~ m Hanl~~~~ (1593-1606)" ya da K~ r~ m Hanl~~~'mn Kaulmas~~ diye çevrilebilir.

Kendileriyle ilgili olsun olmas~ n Macarlar [=Mag-yarlarl öteden beri Türk tarihiyle u~ra~a-gelmi~lerdir. Eserine, "K~r~m Hanl~~~'m anlatan Macarca yaz~lm~~~ kitap yoktu." yak~ nmas~yla ba~-layan tarihçi Maria IVANICS, kitab~ n~ n kapak içindeki sunu~~ yaz~s~ nda ~unlar~~ söylüyor.

"Bugün dahi bir i~i yapmaya zaman~ m~z var da acele etmek gerekmez demek istiyorsak "Tatar kovalam~yor ya!" deriz. Gerçekten bir zamanlar Tatar ad~~ ürküntü ve kaç~~la e~le~mi~ti. Atalar~ m~z Tatar ak~nlar~~ tehlikesinden az korkmann~lard~ r. Çünkü onlar, Osmanl~~ Türklerinin 16-17. yüzy~llardaki Macaristan ak~ nlar~ nda, müttefik olarak bulundular ve Erdel kErdelyl'in yazg~s~~~~~~~ belirlenmesinde pek çok kez i~e kan~ular...

Yazar~~ kitab~ n~ n, "Macaristan ve özellikle de Erdel'in yazg~s~ n~~ de~i~tiren 1593-1606 ara-s~ nda on be~~ y~ l süren Osmanh-Avusturya sava~lar~ nda Tatarlar'~ n üstlendikleri görevleri ele al~-yor." vurgulamas~yla ana konusunu belirttikten sonra, sözünde de üç ana konuya aç~ kl~ k getir-meye çabalad~~~ m yaz~yor.

(3)

K~TAP TANITMA 937 - Osmanl~~ Türklerinin Macaristan ak~nlar~~ s~ras~nda Tatarlar'~n görevi, yeri ve ödevi, daha çok da askerlik bak~m~ndan de~eri neydi?

- Sava~lar s~ras~nda, Osmanl~~ Devletine ba~l~~ devletlerden K~r~m Hanl~~~, Erdel, Eflak [=Havasalföld] ve Bu~dan Moldovarn~n birbirleri ve Osmanl~~ hükümeti E=Kap~ryla ili~kileri nas~ld~?

Sondann kar~~l~~~~ do~rudan verilmeyip, önsöz de kat~l~rsa otuz iki ba~hk alt~nda yap~lan k~sa k~sa incelemelerde aç~klanmaya çal~~~lmaktad~r ki bunlar~n ilki K~r~m Hanl~~~~ Tarihiyle Ilgili Çal~~malar ad~~ alt~nda yaz~lm~~t~r. Halka yönelik ilk eseri Frans~z krahmn elçisiyken Baron da TOTT yazm~~°, bunu ünlü HAMMER'in 1856'daki bilim a~~rl~kl~~ eseri izlemi~tir.

Avrupa K~y~s~nda Göçebe Devlet ana ba~l~~~n~n alt~nda, 15-16. yüzy~lda Do~u-Avrupa'n~n siyaset ve iktisat yap~s~~ özedeniyor. Alt~n Orda'n~n en zengin kültür bölgesi K~r~m yanmadasm~n zenginli~i, büyük devletin güçsüzle~me~e yüz tuttu~u anda, yar~madadaki ba~lams~zla~ma e~i-limleri, Karadeniz k~y~s~ndaki çok uluslu, Cenevizlilere ait gemilik, sömürge kentleri, Türklerin Istanbul'u almas~yla sahiplerinin buraya ula~malar~ndan ortaya ç~kan yeni durum ve sorunlar ele al~n~yor.

GIRAY Hanedan~~ için aç~lan bast~ktan sonra, ilk han HACI G~RAY~ n CENGIZ E=Ç~NGGIS1 soyundan gelme oldu~u belirtilip bunun babas~~ Lehistan'a s~~~nm~~ken maiyetin-deki DEVLET GELD~'nin tam da hac dönii~iine rastlayan süreçte do~an çocu~a ilk ad olarak HACI denildi~ini2, yine bu sayg~n ki~inin soyu olan Kereit sözünf~n o zamana de~in de~i~en bi-çimi olan (kereit > kirey > kerey > keray > giray) de~i~iminden kaynaklanan Giray, Türkbilimci Gyula NbvIETH [1890-1976]'e göre eski bir Mo~ol ulus ad~ndan türemi~~ ve hanedan~n ad~n~~ olu~turmu~tur". [15. sf.]

I Baron De TOTT [1733-1793] : Türkler ve Tatarlara Dâir Ilât~ralar: Çeviren: Mehmet

R[e~at] UZMEN, [Istanbul] [1976 A~ustos 15], 323+[2] sf. Terciiman - 1001 Temel Eser Dizisi 89. -Kapakta : Türkler 18. y.y~lda, Asl~: 1Wmoires sur les Turcs Et les Tartares: Amsterdam 1784-.

2 Adlann~~ hadiselere göre verildi~i pek yabanc~~ olmad~~~m~z bir gelenektir. "Tiirklerde umumiyetle ad verme âdederi ~öyle idi: Çocuk do~du~unu babas~~ haber ald~~~~ vakit ne i~le me~gul ise veya neden bahsediyorlarsa onun ismi çocu~a konurdu". ORKUN, Hüseyin Nam~k [Ö. 19561: "Eski Türklerde isim Verme", Varl~k: ~stanbul 1940 (Temmuz 15) 11. c. 169. sy. 8-10. sf.

TEMÜÇ~N [Ç~NGG~S KA~AN 1167-1227] Kereit ham TO'OR~L HAN'a [ONG HAN Ö. 1203] giderken Kerülen'in kayna~~~ Bürgi k~y~s~nda kar~s~~ BÖRTE-ÜC~N'i Merkit'ler tutsak etmi~~ ve büyük o~lu COÇ~~ [0. 1227] Merkider aras~nda do~mu~tu. COÇ~, be~i~i ile birlikte Merkider aras~nda bulununca, bu da bir olca 'ganirnet' kabul edilmi~~ ve COÇ~~ 'konuk' ad~~ verilmi~ti.

T~MÜR 1336'da TARAGAY~n o~lu olarak dünyaya geldi~inde babas~~ onu ~eyh ZAHIDÜDD~N'e gösterdi. ~eyh bu s~rada Kur'ân okuyordu ve tamurru 'geçerler' (27. Nami 88) sözü üzerinde idi ve hemen durdu. Bu sözü hay~rl~~ bir fal sayarak yeni do~an çocu~a TIMÜR 'demir' ad~n~~ verdi.

T~MÜR [Ö. 1405re 1377 y~l~n~n A~ustos 21'inde bir o~lu dünyaya geldi~i haberi verildi~inde satranç oynamaktayd~~ ve ço~unun ad~n~~ ~AH-RUX '~âh-kale' ad~n~~ koydu.

Ay~n birinci günü do~an k~z çocuklar~na da AYB~KE 'ay han~m' ad~~ konulmas~~ görenektendi.

3 Son olarak MEMEDEM~N, Ya~ar: "Ker" Sözünün Anlam~. (Sensul cuvântuli "ker").",

(4)

938 KITAP TANITMA

K~r~m Hanhginda Osmanl~~ Nüfuzu incelemesinde, bölgedeki Osmanl~~ nüfuzu Istanbul'un aluu~~ndan hemen sonra, ~ehrin güvenli~i için, donanmay~~ Karadeniz'e ç~kar~p Ceneviz sömür-gesi olan Kefe'yi ku~atmca Tatarlar da buray~~ arkadan s~lu~urd~lar. ~ki yana da vergi vermesi

kar-~~h~~~ Kefe bir süre kurtulur; ama kar~~l~kl~~ yarar esas~nda Osmanh K~r~m ili~kileri de ba~lam~~~

olur. Hanhktaki taht kavgalannda Sultamn MENGL~~ G~RAYa yard~m etmesi, 1475le GEDIK AHMED PA~A.= Kefe'yi fethi iki ülke aras~nda bir iç içelik do~urdu. Tatarlar, Osmanl~~ Devleti'nin kuzey güvenli~ini sa~lad~lar. K~r~m Hanlan Osmanl~~ Devleti'nin Ruslarla olan ili~ki-lerinin arac~s~~ olduklar~~ gibi, iç-Asya Türk devlederiyle olan siyasederini de yürütmeye yard~mc~~ oldular. Böylece Orta-Asya'dan Hint Okyanusu'na de~in gidip gelen ticaret ve hac kerranlann~n güvenli~inin sa~lanmas~nda dahi etkili olan K~nmhlar, yine de Osmanl~lar~n Büyük Alt~n Orda'n~n miras~na sahip akabilece~i ve yard~m bahanesiyle kendi ülkelerinin de sultan~n top-raklar~na eklenebilece~inden korktular [24. sf.]

K~r~m Hanhgin~n De~let Düzeni incelenirken, üç yüz y~ll~k Osmanl~~ etkisine ra~men han- plul~~~na dek Alt~n Orda gelene~ine ba~l~~ kald~~~, Tahta hep Ç~NGG1S HAN'~n büyük o~-lundan gelen ki~ilerin oturabildikleri, Han~n seçiminde ve yerini korumas~nda ~irin ulusu beyi-nin etkisibeyi-nin büyük oldu~u belirtilmi~tir. Ayr~ca ~irin beyibeyi-nin toplad~~~~ kurultayda seçilen yeni han, bir keçe hahya4 oturtulup, uçlann~~ ileri gelen dört ulusun beyi tutarak divanda kurulu tahta eller üstünde ta~~nd~~~, ~slam inanana göre, cuma hutbesinde ad~~ okundu~u ve sikke kes-tirildi~i, hani& Osmanl~~ nüfusuna girince, sultan seçimi yerinde buldu~unu Istanbul'dan gön-derilen tezhipli bir fermanla g~lçIendirdi~i söylenmi~tir. 16. yüzy~l~n üçüncü dördünf~ne 'çeyre~ine' de~in Istanbul. K~r~m ulus beylainin seçimini tasvip ettiyse de yeni han~n o~ullann-dan birini rehin olarak Osmanl~~ Hilkiimeti'ne göndermesi de gelenelde~ti. Sultan~n ba~kentinde e~itilen hanzadeler yurtta kalan karde~lerine göre, seçilmede öncelik ald~larsa da bu yasal bir hak de~ildi. 17. ylizy~hn ortalar~na dek, K~r~m han~~ olacak ki~ilerin belirlenmesi hep, sultan ve K~r~m ulus beyleri aras~ndaki bir tür ur~~ma temelinde gerçekle~ti. Ancak, Osmanl~~ sultanlan-n~n, devlet yap~s~n~~ olu~turan devlet çarlum denedeyerek elde tuttuklar~~ s~n~rs~z hakimiyet gü-cüne, K~r~m Hanlan asla sahip olamad~lar. Hakimiyetin Alt~n Orda'daki uygulamas~na benzeyen bölü~ümüne, ka~an ailesinin öteki üyeleri de kat~ld~lar. Seçimden sonra, Han karde~leri ya da bunlar~n o~ullanndan en ya~l~~ birini "yönetim orta~~" olarak yan~na ald~. Kalgay, Kalga denen bu ki~i, sava~ta ordunun sa~~ kanad~n~~ han sava~a gitmemi~se tümünü yönetirdi. ~~ncekinin ölü-münden sonra, han~n stradaki ya~l~~ karde~ini de~il, kendi o~lunu Kalgay almas~~ görenek olmu~-tur. 1584'ten sonra, han~n en ya~h o~luna da hakindyetten pay ç~kar~p Nureddin s~fat~yla ordu-nun sol kanad~n~n yönetimini verdiler. Ayn~~ biçimde, Kalgay ve Nureddin için de sultan onayla-y~c~~ ferman gönderirdi. Han yabanc~~ ülkelere elçi gönderdi~inde yan~nda Kalga ve Nureddin'in temsilcileri de bulunurdu [28. sf.].

(=Tatarlar'~n Kökeni, Romanya ve Türk Dünyas~ndaki Yerleri] : Constanta 17-20 Kas~m 1994. Uniunea Democrata a Tatarilor. Tura-Musulmani Din Domania - Romanya Müslüman Tatar Türklerinin Demokratik Birli~i'nin Köstence'de düzenlemi~~ oldu~u uluslararas~~ sempozyumun Muzeul de Istorie Nationala ~i Arheologie [=Tarih ve Milli Eskibilimi Müzesi] binas~nda yap~lan 19 Kas~m günkü ö~leden önceki oturumunda sunulan bildiri.

Metindeki manda derisi ifadesi bir yan~lma eseridir.

Çin'e 385-556 aras~nda hakim bulunan ve ço~u boylann~n Türk oldu~u bilinen Tabgaç Devletrnde ve Kök-Türkler'de de katan seçilince, hah üzerinde havaya kald~r~ld~. Böylece, hal~, Do~u Asya'da Çinlileree "yabanc~" soylarda ald~~~~ tören unsuru görünümünü, Kök-T~lrkler'de de korumu~tu. ESIN, Emel [ö. 1987): "M. V-VII nci As~rlardan Tarihi ve Arkeolojik Malzeme

(5)

KITAP TANITMA 939 K~r~m uluslar~~ aras~nda ~irin, Bar~n, Arg~n ve K~pçaklar önemliydiler. Ba~lar~ndaki beylere karaç~~ denirdi. Bu dört ulusun baskaraçis~~ ~irinlerin beyi han seçme kurultay~n' toplar, hana kar~~~ kararlarda K~nm uluslann~~ sultan kat~nda temsil ederdi. Yanmadamn Karasupazar ve Kerç aras~ndaki bölgelerinde yerle~mi~~ olan $irinler, ka~an ailesi üyeleriyle evlenebilme ayr~cahlk~m da ellerinde bulundurduklar~na göre, bu onlar~n öbürlerine üstünlii~iiniin kan~t~d~r. Yan~naday~~ ~irinlerle payla~an Bannlar, 16. yüzy~lda Arg~nlar gibi say~~ bak~m~ndan azal~naktay-d~lar. Bannlar K~r~m'~n merkezi alanlar~nda ya~arken, Arg~nlar Eski K~r~m'~n bat~s~nda göçebey-diler. Y~ne 15. yüzy~l sonunda, K~r~m Tatarlar~'yla Ruslar aras~ndaki bar~~ç~~ süreçte, yanmadan~n kuzey kesiminde ya~amakta olan K~pçaklar. Tatarlar'~n öne ç~kmas~na yard~m etmi~~ olduklar~~ gibi, bir bak~ma önemlerini oturduklar~~ bölgenin uygunlu~una borçlu olarak, hanl~k ile Moskova'n~n ba~~ beyli~i aras~ndaki siyaset ili~kilerinde etkili oldular. 15. yüzy~l biterken K~nm'a yeni uluslar göç etti. Bunlann en önemlisi "Siciudar" olup ba~kanlar~~ be~inci "ka~raç~" olarak, ön-ceki ulus beylerinin aras~na al~nd~. Topraklar~~ büyük hayvan varh~~na ba~h göçebe ya~am sür-dürmeye elveri~li olmad~~~ndan K~r~m uluslar~~ tah~l tan~m, sebze ve meyve iiretimiyle ilgilendi-ler. Kazan ve Astrahan'~n dü~mesinden sonra Kafkas önlerindeki göçebe Nogaylar da K~r~m'a yakla~~p biraz yukarlardaki odu bozlurlan ~ss~zl~ktan ç~kard~lar. 18. yüzy~la eri~ildi~inde dahi gö-çebe ya~amlar~n~~ sC~rdtirmekteydiler. Yerle~im yerlerinden sonra, kaynaklar onlar~~ Kuban, Yedi~kul, Cambulak, Yedican ve Bucakl~~ Nogaylar'~~ adlar~yla arumsaur [29. sf.].

Ba~lang~çta Mang~dar, sonradan Mansurlar denilen K~r~m ulusu, hanl~k tarihinin 17-18. yüzy~ldaki sürecinde yöneticilik görevini üstlendi. K~r~m üst düzeyine kan~mayan Nogay yöneti-cileri, bu tutumlar~n~~ sonuna dek sürdürdü. Bunlar Ka~raç~~ beylere ald~r~~~ etmeyince s~k s~k hanla ters dü~tüler. Hanlar, Nogaylar'a devlet etkisini o~ullanndan belirledikleri serasker arac~-h~~yla iletti.

Karaç~~ beyler, uluslar~n~n elindeki topraklar~n gelirleriyle hüküm sf~rerlerdi. Bunlar~n ha-n~~~~ki gibi rnaiyederi vard~. Kalgay belirlemek yaln~z ~irin ve Mang~tlar.da görülür. Ulus. beyi yö-netiminde kendi bayra~~~ alt~nda sava~a kaul~rd~. Beyliklerin iktisat, savunma gibi hukuk birimi de vard~~ ve heyetler yarg~lama i~lerini de ye~riltürlerdi. Bu durumun istisnas~~ yaln~z ~irinlerde görülür; çünkü onlar bu i~~ için kad~askergörevlendirirlerdi. K~r~m uluslar~n~n ba~lar~~ hanl~ktaki iktisadi yilkümlf~liiklerine uygun olarak yönetimde söz sahibi idiler. Sürekli üyesi bulunduklar~~ hanhk divan~ndan uygun görmedikleri bir karar ç~kamazd~. Bir yarhkta ~irinlerin damga ve ba-san yoksa o belge onayh say~lmazd~. Yabanc~~ h~lkümdarlarla yap~lan bar~~~ anda~malann~n

ya-~ama geçmesi, handan ba~ka dört Karaça.n~n birer ant içmi~~ olmas~na ba~hyd~.

Buraya de~in s~ralanan bilgilerle K~r~m Hanl~~n'a~n geli~imini, 16. yüzy~la de~inki Osmanl~~ Devletrninken ayr~~ tutmak gerekti~ini söyleyebiliriz. Hanl~kta hükmünü yürüten dört ulusun olu~turdu~u kurum, Alt~n Orda ça~u~dakinden daha çok eski zamanlara uzand~~~~ halde, toplum yap~s~~ buna göre biçimlendi. Böyle s~n~rl~~ bir hakimiyede yap~lan~n hanl~k, sultanli~~n s~n~rs~z hakimiyetinde gerçekle~en geli~melere eri~emedi [31. sf.].

K~r~m Hanl~~i n~n Gelirleri bölümünde üç kaynaktan söz edilmektedir ki bunlar~n en önemlisi kom~u devletlerin ödedikleri cizyedir. önce Alt~n Orda'ya vergi veren Rus beylikleri ve Lehistan MENGL~~ GIRAY zaman~nda K~r~m Hanh~~'na ödeme yapmaya ba~lad~lar. Ancak bu-nun düzenli duruma gelmesi 1521'de MEHMED GiRAYa zaman~nda gerçekle~mi~tir. Leh krah bu vergiyi "K~r~m askerleri Litvan topraklar~na sald~rmazsa" ~aruna ba~lam~~u. Y~lda 15 000 ile 30.000 alt~n de~erinde nakit para, iyi nitelikli kuma~, kürk ve alt~n Lehistan'dan gelirdi. 1594'te I~~~~nda Taspar Ka~an'~n (M. 572-81) Kültür Çevresi", Türk Kültürü Ara~t~rmalar~~ Prof. Dr. Ibrahim KAFESO4LU'nun Ha-ol-asma Arma~an XXIII/1-2: Ankara 1985, 236. sf.

(6)

940 K~TAP TANITMA

GAZ~~ G~RAYa kürk ve alt~n Lehistan'dan gelirdi. 1594'te GAZ~~ G~RAY, Rus çanyla bar~~~ n yeni-lenmesi kar~~l~~~~ 17 000 alt~ na uyu~tu. 1636'da Rusya'dan gönderilen vergi 10 000 rubleydi. Ayr~ca, Eflak ve Bu~dan da hana önemli ölçüde cizye ödemekteydi. Hanlar~n sultana ba~l~~ bu ülkelerden vergi alabilmeleri de ilgi çekicidir. 1699'dan sonra hem Lehistan kral~~ hem de Rus çar~~ K~r~m han~ na vergi vermediler [34-35. sf.I.

Hanl~~m önemli bir gelir kayna~~~ da tutsak ticaretiydi. 16. yüzy~lda Kefe çok canl~~ bir tut-sak pazarlyd~. Sava~ta ele geçirilen tuttut-saklar ya hemen saul~r ya da tar~m alanlar~nda çal~~ur~l~rd~. Sonralar~~ Leh ve Ruslarla tutsaklar~ n soyluluk derecelerine göre ödenen bir fidyede anla~~lm~~t~. Ticarette geçerli paran~n bir bölümü öteden beri K~r~m'da kesilen sikke olmu~tur.

Osmanl~~ paras~yla ayn~~ ad~~ ta~~yan K~r~m akças~~~~~~~ de~eri asl~n~n üçte biri de~erindeydi. Osmanl~~ maddi deste~i 1484'te Kefe gemili~i 'liman~' gelirinden y~ldan y~la yap~lan bir ödemeyle ba~lam~~t~r. 1588'de tahta ç~kan GAZ~~ G~RAYa gönderilen para 178 571 akçayken 1595'teki ba-~ar~l~~ bir sava~tan sonra 500.000 akça verilmi~tir. Osmanl~~ Hükümetinden K~ r~ m'~ n öbür iki önemli yöneticisi Kalgay ve Nureddin için de y~ldan y~la para gönderilmi~tir... [38. sf.J.

K~r~m Hanl~~~ 'n~n askeri gücü, içindeki uluslar~ n~ n hafif atl~~ birlikleriyle benzer nitelik-teydi. Bozk~rlardaki sava~larda etkili vurucu güçleri vard~~ ve engelsiz arazilerde kolay geri çekile-biliyorlard~. Kazan ve Astrahan dü~tükten sonra, Tatar ordusunun da sald~r~~ yönü de~i~ti. Rusya içlerine yapt~ klar~~ ak~nlarda oldu~u gibi, Osmanl~lar~ n bat~~ ve güney yönlerine yapt~klar~~ sava~-larda da büyük yank~~ uyand~rd~lar; ama art~ k kar~~lar~nda etkili tüfek ate~i kusan yayalar vard~r ve Osmanl~~ a~~rl~~~~ da art~yordu. Bundan dolay~~ Tatar ordusunun olu~umu de~i~ti, yayalar da olu~turuldu. Bu s~n~f~~ fethedilen yerlerde itaat alt~na al~nm~~~ Çerkesler olu~turdu. Nogaylar sa-y~ca üstün olduklar~ ndan bunlar~~ divanda han~n belirledi~i kazasker temsil ederdi [42. sf.J.

K~r~ m ordusu han ailesi ve yak~ nlar~, Karaç~lar yönetiminde uluslar~n donatt~~~~ birlikler, han~ n kendi çevresinde toplanan askerlerden [sekban] olu~maktay& Ham destekleyip korumak üzere Osmanl~~ Hükümeti taraf~ ndan belirlenen sekbanlar Türk't~l. Ücretlerini Osmanl~~ Hükümeti'nin ödedi~i bu askerler, han~n güvenli~ini sa~laman~n d~~~ nda, siyaset ve yönetim gö-revlerinde de bulunurlard~. ~lkin 1532'de SAH~B G~ RAYa destek için KANUN~'nin gönderdi~i bu askerler 60 topçu 300 tüfekçi, 40 müteferrika, 30 çavu~, 60 ~arhlu (?), 1000 sekbanken za-manla ihtiyaca göre de~i~en say~larda tutuldular [42. sf.J.

On be~~ y~ll~k Osmanl~-Avusturya sava~~ na, Çerkes ve Tatarlar'dan seçilen tüfekçi say~s~~ 500 ki~i olup ücretlerini han öderdi. Han kulu da denen yedi ile on bin ki~i aras~ ndaki hafif atl~lar hükfundar ailesinden ki~ilerle bunlar~n maiyetlerindeki atl~lardan olu~urdu. Bu sava~~ öncesinde Istanbul'dan gönderilen mektupta handan 50-60 000 asker istenmi~tir [42. sf.l. Fakat gerçekte en çok 20-25.000 asker gönderildi. Sava~~ n sonlar~na do~ru 3-5.000 Tatar askeri daha sava~a ka-t~lm~~ur [176-177. sf.I.

Sultamn buyru~u ula~~ nca han ak~ lla gidilece~i duyurusunu yapt~r~r, gerekirse her on be~~ ya~~ n~~ bitirmi~~ erkek, asker olmaya mecbur tutulurdu. Bir asker için en önemli donan~m at olup, az~k ve sava~~ gereçleri üç dört haftada haz~rlan~ rd~. Sava~tan önce arpayla (!) ~i~manlaulan atlar-dan her asker, sald~ r~rken, kaçarken gerektikçe de~i~tirebilmek içi~~, 2-4 hayvanla sava~a gitti-~inden, Tatar ordusu oldu~undan daha çok ve korkutucu görünürdii. Y~yeceklerini karlar~ n al-t~ nda bile e~eleyip bulabilen dayan~kl~~ Tatar atlar~~~~~~~ nala ve örtilye ihtiyaçlar~~ yoktu. Sava~a gi-derken düzeni bozmadan ilerlerler, ~rmaklar~~ yüzerek güvenle geçerlerdi. Su geçi~lerinde e~ya-lar~n' deri bir torbaya yerle~tirilen sava~ç~, at~~~~~~~ kuyru~una yap~~arak kar~~~ k~y~ya kolayca ula-~~ r& Zenginler, dört ucu, dört ata ba~lanmula-~~~ manda derisinden bir gerecin üstünde karula-~~ya ge-

(7)

K~TAP TANITMA 941 çirilirdi. Amaca uygun, yal~n, rahat, eyer ve ko~um tak~mlar~~ Tatar yap~m~~ olup zenginlerinki süs-lenirdi de [49. sf.].

Ok ve yayla silâhh askerin mara~~n~n ucunda dil~mamm az~ndan dü~ürmek için çengel de bulundururdu. Varl~kl~lar kösele ya da hafif metal tulga ve z~rh da ku~an~rlard~. Yiyecekleri en ba~ta güne~te kurutulmu~~ et, kavrulmu~~ dar~~ idi. Dany~~ el de~irmeniyle(!) çekip suland~rarak [boza yaparak] da içerlerdi. K~m~z ise üst tabakamn ve varhkl~~ kesimin içece~iydi [51. af.].

Tatar ordusunun yönü genellikle Lehistan ve Rusya içlerine yönelikti. Bozk~rda yaya asker-leri için, be~~ tilfekçi oturttuklan arabalardan da yararlanarak yapuldan ak~nlarda, yedek güç ala-caldarsa, Akkirman'daki Osmanl~~ gemilerinden yararlanarak ()zil [=Borysthennes, Dnyeper] Ir-ma~~~ boyunca ta~~t~rlard~. Macaristan yönüne gidilecekse, Eflak ve Bu~dan s~n~r~ndan geçip Belgrad'da Osmanl~~ ordusuyla birle~tirildi [51. sf.).

On be~~ y~lhk Osmanl~-Avusturya sava~~~ öncesinde Osmanl~-Tatar ili~kileri daha s~kla~maya yüz tutmu~tur. Çünkü, devlette gerilemenin ilk belirtileri ba~lam~~, art~k sava~larda eskisi gibi çabuk sonuç al~nama~na ba~~ göstermi~tir. On iki y~l süren Iran sava~lar~~ kazançtan çok kayba yol açm~~t~r. Daha önceleri yabanc~~ asker gücüne pek ba~l~~ olmad~klar~~ halde, on be~~ y~ll~k Osmanl~-Avusturya sava~~nda K~r~m ordusu vazgeçilmez bir yedek güç derecesine yükseldi [57. sf.].

16. yüzy~l~n son dördilne dek, G~RAY hanedan~n~n özel gayreti Türk harbiyesinin istekle-rini kar~~lamaya yetti. 1578'deki ~ran alun~nda ise Osmanl~~ Hükümeti, hanl~~~n bozlurlardaki görev ve sorumluluklar~n~~ göz önünde bulundurmadan, Tatar askeri varl~~~n~~ yaln~z kendi istek-leri do~rultusunda kullanmak istedi. Sava~~ uzarnca Türk askeri yetkiliistek-leri, K~r~m ordusunu ya-banc~~ topraklarda k~~latmar denediler. K~r~m hani Il. MEHMED G~RAY (~I~MAN MEHMED G~RAY) 1579 lu~~n~~ ~imn'da geçirdi; ama 1583'te yurduna izinsiz dönünce, OZMEM~RO~LU OSMAN PA~A ak~mn ba~ans~zl~~~n~~ Tatarlar'a yükledi. Bunun üzerine III. MURAD HAN, MEHMED G~RAY~n azli~~i ve yerine karde~i ALP G~RAY'~n oturtulmas~n~~ istedi. Durumu erken ö~renen MEHMED G~RAY, "Ad~na hutbe okunan, sikke kesilen müstakil hilkilmdan kim azle-debilir?" diyerek ba~~ kald~r~p Kefe'yi ku~atuysa da Tatarlar'~n kale fethindeki geleneksizlilderi, içerdekilerin direnmesi, OSMAN PA~A'mn yeti~mesi sonucu kaçmak zorunda kald~, sonra da öldürüldü [54. sf.).

II. MEHMED G~FtAYdan sonra, ~stanbul han ad~na cuma hutbesi okunmas~m kald~rd~, yaln~z sikke kesmesine dokunulmad~. Bundan sonra hanlar Osmanl~~ isteklerine uymaya daha çok özen gösterdiler. Söz geli~i GAZ~~ G~RAY bir ay aksama d~~~nda, (1588-1608) aras~nda on be~~ y~ll~k Osmanl~-Avusturya sava~lar~nda hep bulunmu~tur. Kazan'~n kaybedildi~i y~llarda do~an DEVLET G~RAY~n o~lu GAZ~~ G~RAYTürkçe, Arapça, Farsça bilen, ~iir yazan, bilim adamlar~yla (ulema) tart~~an Çerkesler'den Seslen oyma~~nda askerlik e~itimi görmü~, ~ran sava~lar~nda bu-lunmu~, 1571'de ~ranl~lara tutsak dü~üp be~~ y~l Kahkaha kalesine kapat~lm~~, buradan bin bir güçlükle de olsa Erzurum'a kaçm~~, K~r~m hanl~k ailesinin oturdu~u Yanbolu'ya vard~~~nda da K~nm'da olaylar çabuk geli~mi~, hanl~k s~ras~~ kendisine gelmi~tir. Küçük karde~i FETH G~RAY' Kalgay, ~ran sava~lar~~ s~ras~nda ~ehit olan karde~inin o~lu BAHT G~RAY! Nureddin seçen GAZ~~ G~RAY, 1571'de ba~ar~s~z bir Moskova'y~~ alma denemesine dahi giri~mi~tir. De~erini yaln~z Türk ve Tatar kaynaklar~~ de~il, Macarlar da do~rular [55. af.].

16. yüzy~l~n sonunda K~r~m'~n H~ristiyan kom~ular~~ yeni savunma hatlar~~ kurdular. Ruslar Tatarlar'~n ak~n yoluna Ten E=Don) Kozaklar~'m yerle~tirdiler. 1590'daki Rusya alun~ndan bizzat han~n kendisi dahi yaral~~ döndü. 1592'de Lehlilerle bar~~~ imzaland~. Bir y~l sonra da Ruslarla anla~arak ülkenin kuzeyi gilvene al~nd~. Y~ne bu s~rada ~sveç'le ittifak edildi. Art~k sultan~n des-te~ine gidilebilir ve yeni doyumluklar 'ganimeder' elde edilebilirdi [57-58. af.].

(8)

942 KITAP TANITMA Var GIRAY gaziyan din-i kazaya

Seni ~smarlad~m h~fz-~~ Hudâ'ya

beytinin Macarca çevirisinin de yap~ld~~~, Tatarlar Osmanl~~ Yay~l~nac~ht~n~n Hizmetinde ad~~ alt~nda, Osmanl~-Avusturya ili~kilerinin 1574, 1583, 1591 anda~malanyla ula~t~~~~ boyut ince-lenmektedir. Art~k sava~~ teknikleri geli~mi~, silahlar~~ daha iyi olan Hristiyan ordular~~ kar~~s~nda Türklerin zafer kazanmalan g~kle~mi~se de Osmanl~~ uç kalelerindeki deneyimli pa~alar biraz da merkezden gönderilen yard~mlarla ku~atmalara direnebilmektedirler; ama K~r~m Hanl~~~'mn yedek asker gücüne daha çok gereksinme vard~r ve 1594 y~l~ndaki Macaristan ak~n~na sultan mektubuyla GAZ~~ GIRAY HAN ça~r~hr [59-62. sf.].

K~r~m ordusunun Macaristan'a gidece~i ö~renilen Hristiyan topraklar~nda onla-r~n geçi~ini ölemek için da~lardan yollara kayalar yuvarlamak, ormanlar dolusu a~aç-lar kesip dö~emek gibi önlemler al~n~rsa da Türk yan~~ Lehlilerle anla~arak, han ordu-sunun gecikmesiz olarak o s~rada Yan~k [=Györ] kalesini ku~aun~~~ olan S~NAN PA~A'yla bulu~mas~n~~ sa~lar. Daha önceki Macaristan alunlarm~n hiçbirinde han~n bulunmas~~ görenek olmad~~~ndan GAZ~~ GIRAY Macaristan'a giden ilk K~r~m ham olarak özel törenle kar~~lan~r. Kendisine sunulan pek çok arma~an aras~nda sultan~n gönderdi~i be~~ bin alt~n dahi vard~r 175. sf.].

SINAN PA~A Yan~k fethinin ~erefi kendisinin olsun diye, GAZ~~ GIRAY' askerinin bir kesi-miyle Papa kalesinin ku~atmasma gönderir. Han kaledeki savunmac~lara MALKOÇO~LU'nu gönderip Yan~k'~n dü~tü~ünü bildirince, korumalar korkudan bir gecede Papa kalesi~~i b~rak~p kaçarlar. Papa'n~n fethi Tatarlar'~n kendi sava~~ güçleriyle elde ettikleri bu tür ba~anlarm seyrek örneklerinden biridir. Daha sonra GAZ~~ GIRAY bu kaleyi Rumeli beylerbeyi HASAN PA~A'ya teslim etmi~tir [80. sf.].

1594 k~~~n' Macaristan'da geçirmesi için GAZ~~ G~RAYa sultandan buyruk ula~t~nhrsa da o, bunu tehlikeli buldu~undan askerinin büyük bölümüyle yurduna döner. K~r~m ordusunun geli~i gibi dünkü de geçti~i topraklar~n ya~ma ve talan~~ demek oldu~undan yine yollar~n~~ de~i~tirmek için engeller ç~kar~l~r. Onlardan yaln~z Hristiyanlar de~il, ba~l~~ beyliklerdeki Türkler de korkar, bulunduklar~~ yerin uza~~ndan geçmeleri için rü~vet dahi verirlerdi [82. sf.).

Bu s~rada Habsburglar, Osmanblara ba~l~~ beyliklerden Erdel, Eflak ve Bu~dan't Türklere kar~~~ ba~larns~zl~k ayaklanmalanna yöneltme denemesine giri~ti. Istanbul'da III. MURAD ölmü~, III. MEHMED han olmu~tur. Yeni han SINAN PA~A'n~n yerine sava~~ kar~~t~~ FERHAD PA~A'y~~ gelirim de bir süre sonra mühril yine ona geri verir. SINAN PA~A hemen yola ç~kar. Erdel beyi

~ahsen uyar~l~r. Eflak üzerine Osmanl~~ ordusu, Bu~dan'a Tatarlar gönderildi ise de GAZ~~ GIRAY

Yan~k dolay~s~yla SINAN PA~A'ya k~rg~n oldu~undan intikali gecikti ve sultandan Eflak ve Bu~dan tahdamu karde~lerine istedi. 1596'da SINAN PA~A öldü~ünden, bu s~rada geçici de olsa Estergon [=Esztergom] ve Vi~egrad [=V~segrad] kaleleri de yitirildi~i için, 1566'dan beri gö-rülmeyen bir olay gerçekle~ti ve III. MEHMED HAN ordusunun ba~~nda aluna ç~kt~. 1596 Ekim'inde Mezöökereste~~ [=Mezökeresztes] sava~~~ giderek ~iddedendi ve Ekim 25-26'daki çar-p~~malar Av~~staryahlara büyük kay~p Türklere kesin zaferi getirdi. Türkler bu zaferi Çald~ran ve Mohâç [=Mohacs] zaferi gibi önemli bulurlar [91. sf.].

K~nm Hanhp'nda Taht Kavgalar~~ ba~l~~~n' yine bir beyit izlemektedir: "Kan ile kanun eyleme

(9)

KITAP TANITMA 943

ayan ilehun eyleme"

(Nuruosmaniye Ktp. 4292. sy. 131) yr.) Seyit

"Kan eyle kanun eyleme ayin ile hun eyleme"

[=Kan dök töre koyma. Tören ile kan ak~ tma.] biçiminde okunmallyd~.

Mevlanac~l~ kta tarikat töresine yeni bir töre eklemenin aleyhine söylenmi~~ bir sözdür. Öldüren bile ba~~~lamr, ancak töreye ayk~ r~~ bir davran~~ta bulunan, üstelik bir töre koymaya kalk~~an, öldürenden daha suçludur, ba~~~lanmaz anlam~ na gelir5. Nitekim bunu destekler ma-hiyette beyitler bulundu~u gibi,

Sonralar~~ 'k~ l~ ç zoruyla yasay~~ korumak' anlam~ na da gelmi~, Hatta kanunu 'çalg~~ aleti' olarak anlay~ p söz oyunu da yapm~~lard~ r. Her üç anlam~~ da içeren kullam~lar tarih s~ras~yla ~imdilik ~unlard~r: Kanum~~ dök itme nalan hecr ile kanün gibi

Çün meseldür didiler kan eyle kantin eyleme

[=Kanun~~ dök, kanun gibi ayr~ l~ kla inleme. Atasözüdür derler, kan dök kanun koyma.]

Karamanl~~ N~ ZAM~6 Didüm iy dil-her çü kanün eyledüfi kan eyleme

Didi kim 'adet durur kan ide kanün eyleyen

[=A güzel, madem yasay~~ uygulad~ n bari kan dökme, dedim. Görenektir, yasay~~ uygulayan kan döker, dedi.]

SULTAN CEM7

5 GÖLPINARLI, Abdülbâki ro. 19821: Mevlana'dan Sonra Mevlevilik: 3. bs. ~stanbul 1983, 438. sf.

(' Karamanl~~ NIZAM~~ [ö. 1473 (?)]: [Haz~ rlayan:] Halûk ~ PEKTEN [ö. 19921, Karamanl~~ Nizamf Hayati, Edebi Ki~ili~i ve Divan~, Ankara 1974, 256. sf. D.~.X.

7 CEM SULTAN [Ö. 1495]: Dinin: Haz~rlayan: ~~ [brahim] Halil ERSOYLU, Cem SultanM Türkçe Divan'i, Ankara 1989, 175. sf. G. CCXXXV1I/2.

(10)

944 K~TAP TANITMA

Can ise ~~naksüdufi al cânâ cefa resmin götür Nev-cuvâns~ n döstu~n kan ile kanun eyleme

[Ey sevgili, maksad~ n can ise al da cefa töresini kald~ r. Yeni yetmesin, dostum, kan dökerek kanun uygulama.]

AHMED P .A.~A8 Niçe AMR~~ niçe anufi gibiler ma~bün olur

Hay efnedim hay begüm kan eyle kân-un eyleme

~ =Pek çok AMR~~ ve onun gibileri ~a~k~ na dönerler, ah beyim kan eyle kanun eyleme]

AMR~9 Çeng-i ~~k~nia dü~en cân~~ halâs eyleyemez

Ne iki kendin-le kan itmegi kanün itdüö

),-A~k sava~~ na dü~en can~~ kurtaramaz. Niye ki kendine kan dökme~i kanun ettin.]

HAYRET~~ '4" Kâmetüm çeng old~~ tap yak 'nd-ve~~ ey Zöhre-ruh

Çal öldür k~l kerem ka~~~ eyle kânün eyleme

kEy Çolpan y~ld~z~~ gibi parlak yanakh, boyum çeng gibi iki büklüm oldu, öd gibi iyice yak. Vur öldür, kerem et, kan dök kanun koyma.]

Alma âlum ralun k~l yazukdur ey ~âtun~~ benim Nev-cuvâns~ n döstum kan ile kânin~~ eyleme

8 .kHMED PA~A [Ö. 1497]: [Haz~rlayan:] Ali Nihad TARLAN [ö. 1978] „Ahmed Pasa Dilan], ~stanbul 1966, 302. sf. G. 276/4.

AMRI ~ö 15231: Div.in: Haz~ rlayan: Mehmed ÇAVU~O~LU [Ö. 1987], 31. sf. KAS. VE MUS. 6. V/2.

1" HAYRET~~ Iö. 1534): Dinin: Haz~ rlayanlar: Mehmed ÇAVU

~O~LU [i. 1987]-M ~ ehmet) Ali TANYERI, Havreti Dilw~~ Tenkidli Bas~m, ~stanbul 1981, 272. sf. G. 223/4.

ZAT~~ 1546]: Dil-an: Il!. c. [Haz~ rlaya~dar:] Mehmet ÇAVU~O~LU [6. 1987]- M[ehmet] Ali TANYER~ , ~stanbul 1987, 219. sf. G. 1346/2.

Öbür örnekler ~u eserdendir: EYÜBO~LU, E. Kemal: On üçüncü yüzy~l~-laf ~~ günümüze kadar ~iirde ve Halk Dilinde Atasözleri ve Deyimler Birinci Kitap: Istanbul 1973, 146-147. sf.

(11)

K~TAP TANITMA 945 [=Ey ~ah~m, benim ah~ m~~ alma, ac~, yaz~kur.

Yeni yetmesin, dostum, kan dökerek kanun uygulama.]

~AH! [ö. 1559] Tek raklbe virme yüz 'idiyye kurban it belli

Ey ~eh-i mülk-i vefâ kan eyle kanün eyleme [=Beni bayram kurban~~ et yaln~z rakibe yüz verme. Ey vefa mülkünün ~ah', kan dök yeni töre getirme.]

G1YAS Firkat adet olmas~ n kan eyle kanün eyleme.

~EYH GAL~ BI2 Eyü itdün ser-i küyufida öldürdün beni

Kan dökmek resmini ey ~ah kani~ n eyledüii [=Sizin yolun ba~~nda beni öldürdün ne iyi ettin. Ey ~ah, kan dökmek görene~ini törele~tirdin.]

DAN~~~ [ö. 1829] Hakk-~~ insaf ile kan itmeden itdin kânC~ n

Old~~ bat~l i~i cellad-1 le~miii battal Öyle kanün-~~ miieyyed ki virür ez-ser-i nev Devlet ü milke bekâ saltanata istiklal

[=~ nsaf ölçüsü ile kan dökrneden kanunu uygulad~ n alçak cellad~ n se‘imsiz i~ine gerek kalmad~. Öylesine sa~lam kanun ki yeni ba~tan devlete ve ülkeye beka, saltanata istiklal verir.]

~~ NAS~~ [Ö. 1871] Macarca çevirisi ba~a yaz~ lan bu ~iirin HOCA SADEDD~N'in GAZ~~ G~ RAY HAN'a gönder-di~i mektupta bulundu~una de~iniliyor. III. MEHMED HAN sava~a kendisi gelmeyip Kalga kar-de~ini gönderen GAZ~~ G~RAY~ n yerine FETH GIRAY' han olarak belirledi. K~ r~m tahmini mi-ras~~ gelene~inde, ham ister uluslar~~ belirlesi~~~ isterse sultan önersin ölene dek yerini korumas~~ al~~kanl~~~~ yerle~mi~ti. Bunun tek istisnas~~ Il. MEHMED G~ RAY~n sulta~~~~~~ buyru~un~~~ dinleme-

12 ~EYH GALIB [Ö. 1799]: Dinin: Haz~ rlayan: Abdidbaki GÖLPINARLI [ö. 1982]

Seçmenler, ~stanbul 1971, 42. sf. X/2.

(12)

946 KITAP TANITMA

mesinden ba~ka bir de Kefe'yi ku~atm~~~ olmas~~ dolay~s~yla öldürülmesi olmu~tu. GAZ~~ G~RAY~n ise böyle bir suçu yoktu. O sultan ça~r~s~na karde~ini gönderirken kendisi de Silistre'de Bu~dan

voyvodas~m itaate ikna etmekle u~ra~~yordu. Buna ra~men Osmanh Hükümeti kendisini gözden ç~karmak istiyordu. GAZ~~ GIRAY halk~~ ve ordusu nezdinde duruma hâkim olarak karde~ine

ye-rini b~ralunaz. ~stanbul'dan gönderilen buyrultular~n biri kendisini, öbürü karde~ini han olarak belirlerken ç~kan anla~mazl~klardan sonra duruma hâkim olarak karde~i FETH GIRAY ve yak~n-lar~n~~ öldiirtür. Yukar~daki beyit böyle kanl~~ olaylar~n olmamas~~ temennisiyle yaz~lm~~t~r. [92-100. sf.].

Anadolu'da Celâli Ayaklanmalanyla da u~ra~an Türk ordusunun K~r~m askerleriyle takviye-sini önlemek isteyen Avusturya çe~itli oyunlar çevirir. Buna K~r~m tah~l üzerinde oynanan yanl~~~ oyunlar da eklenince bizzat GAZ~~ GIRAY, Erdel-Tatar ittifak~~ için giri~imde bulunur. Ancak, Orta Avrupa'da çok çabuk de~i~en siyaset dengeleri dolay~s~yla hem bu giri~im hem de Avusturyal~lann çabalar~~ istenen sonucu vermez. Ancak, ço~u kez Osmanhlar~n K~r~m han~ndan bekledikleri yard~m geciktirilir. Bunda dü~man taraf~n~n hana ödedi~i gizli rü~vederin etkisi bü-yüktür [115. sf.].

Özellikle 1603'ten sonra gücünü ~ran cephesinde harcayan Osmanl~~ Hükümeti, yeterince para ve asker gönderemeyince on be~~ y~ll~k Osmanl~-Avusturya sava~~n~n bütün giri~imi Teme~vâr [=Temesvâr] pa~as~yla sava~ma gücü dü~ük K~r~m askerinin eline geçti. Bu süreçte Macaristan'da iki kez k~~lam~~~ olan GAZ~~ GIRAY HAN, hem asker hem de devlet adam~~ olarak

~artlar~~ kendi lehine kullanmay~~ iyi bildi. Ba~lang~ çta arma~an olarak yararlanmaya ba~lad~~~~

Eflak ve Bu~dan gibi Osma~d~lara ba~h beylikleri, sonradan düzenli vergiye ba~lad~. K~r~m han-lar~~ bu vergiyi 18. yüzy~lda bile alm~~lard~r [202. sf.).

Sonuç olarak, K~r~m Hanl~~~'mn on be~~ y~ll~k Osmanl~-Avusturya sava~~ndaki yeri ve öne-minden söz etmek gerekirse: Yazara göre Tatarlar için bu sava~~ yaln~z sava~mak, Türklere yard~m etmek, doyum almak için de~il, daha çok "Avrupa'ya giri~"le sonuçland~. Sava~~ boyunca Osmanh-Habsburg bar~~~ görü~meleri aras~nda Macaristan'da lu~layan Tatar Ham arac~l~k yapar-ken Habsburglarla diplomatik ili~kiler kurdu. Bu ili~kiler 1682'ye de~in sürdü. Tatar elçileri 17. yüzy~lda Isveç, Danya, Avusturya, Lehistan yoluyla gidip gelirken Avrupa ülkeleriyle sürekli ili~-kide bulunurlard~. Böylece, K~r~m Hanlann~n de~eri artt~, gerekti~i zaman onlarla ittifak ettiler (sözü!' geli~i 1657'de Lehistad~~ basan Isveç kral~~ ile Erdel hakimi aleyhine Avusturya ve Danya ile ittifak eden Tatarlar Lehlerin yan~nda sava~ular). K~r~m Hanl~~~'mn Avrupa ülkeleriyle kur-du~u diplomatik ili~kiler ayn~~ zamanda Osmanl~~ Hükümetine kar~~~ büsbütün de~ilse de K~r~m'~n bir mertebe ba~msul~~~n~~ gösteriyor. 16. yüzy~l sonunda bozlurlardaki rolü, Karlofça Anla~mas~'yla (1699) Orta ve Do~u Avrupa'daki önemini yitirip tecrit edilmi~~ duruma gelen K~r~m Hanl~~~~ 18. yüzy~lda kendisi de hasta olan Osmanl~~ Devletinden ba~ka hiç kimseden yar-d~m bekleyemedi~i için ister istemez Ruslar~n eline dü~tü.

Eserin sonunda Belgrad Anda~masma De~in Tatar Hanlan [207-211. sf.], Onbe~~ y~ll~k

sa-va~ta Osmanl~~ sadr-~~ aran~lan [212. sfl, Onbe~~ y~ll~k sava~~ boyunca Buda'daki Osmanl~~ pa~alar,

[213. sf.), Tatar elçileri [214-215. sf.], Tatar tarihleri [216-217. sf.] listeleri bu el kitab~n~n belki en önemli sayfaland~r.

Macarca böyle bir kitap yaz~lm~~~ oldu~unu bilmek biz Türkleri sevindirse de içeri~inden aktar~lan bölümlerden anla~~laca~~~ gibi bunu Türkçe'ye kazand~rmanm da yararl~~ olaca~~~ inan-c~nday~z. Resimli, harital~~ kitap, alan~nda önemli bir bo~lu~u dolduracak nitelikte titiz ve yansu bir çal~~man~n ün-müdür.

Referanslar

Benzer Belgeler

alınmak suretiyle hesap edilmek duru- mundadır. Öte yandan, bina yangın güvenliğine dönük genel bir kural olarak 50 kişiden daha fazla kullanıcının bulunduğu bina- larda iç

Türk Ticaret Bankası, Emeklilik Sandığının, geçen sene aç';ığı, Adana'da bir banka şube binası müsabakasında 1 - 3 üncüye kadar derece alan projeleri bu

îlk se- ride normal, gri renkte Portland çimentosu ile ne- hir kumu ve seçme kaba çakıl kullanılmıştır, ikin- ci seride normal gri renkte Portland çimentosu ile beyaz kum ve

istanbul, Yenipostahane karşısı, Büyük Kınacıyan Han... Her cins

Evin ön cephesinde, oturma ve misafir odaları önüne gelmek üzere üzeri kapalı bir terası vardır. Bina haricî mimarî ve plân tertibi itîbarîle güzel bir

Bütün bu pencerele- rin pervazları çimento ile yapılmış olduğu gibi camları da sabittir ve yalnız içerdeki havanın icab ettiği zamanlarda de- ğiştirilmesi için

Tezyinî sanatların her şubesinin eski ve çok zengin bir mazisi olan bizde kumaşları dokuyacak eleman ve dahilî de- korasyonda çalışacak dekoratör ve dekoratör yetiştiren G ü

Emirgftn