s
?
l^ffem lek el i- çindeki göç lerin en mühim-mi köylerden şe hirlere doğru göç tür. Bunlar geçenyazılarımda bahsettiğim gibi, iş aıaınak için yapılan iğreti göç ler değildir. Bilâkis dağ köyle rinden ovaların kasabalarına ve ya umumiyetle köylerden şehir lere doğru devamlı ve kat’î nü fus hareketleridir. Bu hâdiseye bugün olduğu gibi tarihte de rast lanmaktadır. Osmanlı tarihinde Istanbulun fazla büyümesi ve ha yat kolaylıklarının çoğalması bu nevi göçleri zaman zaman arttır mıştı. Kanunî zamanında Sadrâ
--- Yı
Prof. Hilmi Ziya Ülken
galan nüfus için yetmemesini, c) Bölge dışındaki İktisadî gelişme yi zikrediyor. Buna rağmen ulaş tırma vasıtalarının azlığı, nüfu sun çok eskidenberi yerleşmiş ol ması, teknik seviyenin yetmezli ği, fizik bazı şartlar nüfusun ha reketsizliğine de âmil olabilir. Gelirin gittikçe azalması, iş bö lümünün bütün memlekette artı şı, masrafların çoğaltnastnı da nüfusu harekete getiren âmiller arasında zikretmelidir.
J
zam Rüstem Paşa «Taşra balkı- j nııı İstanbula dolarak çiftbozan- lardan İstanbul dolup eker biçer tayfası yerlerini boş koyup ter- keiseler gerektir.» (Selânikî tari hi, Sa. 5 - 7). İkinci Cihan Har binden sonra da zamanımızda İs tanbulun nasıl dolmaya başladığı görülmektedir.
Bu hâdise, zamanımızda bir çok memleketlerde cereyan et - mektedir. Köylünün târlasını bı rakıp şehire gelmesi, şehirde yer leşmesinin müsbet ve menfi bir çok neticeleri vardır: Endüstrinin gelişmesi işçi ihtiyacını arttırdı ğı için bu nüfus hareketi bir ba kımdan zarurî görünür. Fakat tar laların boş bırakılması ziraatı in hitata götüreceği için de zararla rı meydandadır. Bundan dolayı bir çok memleketler bu hâdiseyi etraflıca tetkik ederek nüfus ha reketlerine bir şekil vermek lüzu munu hissetmektedirler. Bu tet kikler milletlerin nüfus siyasetin de belli başlı bir yer tutar. Fran- sada Alfred Sauvy’nin başkanlı ğında G. Ch.. Ghcz, P. George ve L. Chevalier köylerin boşalma sı ve rasyonel yerleşme meselesi üzerinde esaslı anketler yapmış lardır. Bu anketlerden ve onlar- j dan çıkarılan umumî hükümler ' memleketimizde de bu sahada ya pılması zarurî tetkikler için ör nek olmalıdır. Bu mesele, yalnız coğrafyacıları, demografları (nü fus âlimlerini) değil, sosyologla rı ve iktisatçıları da ilgilendirir. Hattâ mesele, bütün âmilleri ile ele alınacak olursa, her şeyden önce sosyolojiktir. Fakat bu tarz da çalışmalarda bahsettiğimiz ilim ; lerden her biri işin bir cephesini alarak birbirine yardım edebilir.
Sauvy’nin bu araştırmalardan çıkardığı nazari mütalâalara gö re nüfus boşalması çoğrafyacılar tarafından tetkik edilebilirse de bü tün bu nevi hâdiselerin toptan görülmesi sosyolojik bir araştır ma işidir. Bu zat nüfusun hare- reket sebeplerini başlıca iktisadi ■ ve manevi diye ikiye ayırıyor. Birincisi arasında: a)Tabiî kay - naklarm kâfi gelmenıaye başla - masını, b) Toprak miktarının ço
Memleket içi göçier. dağlık bölgelerden ovalara doğru bariz bir hareket gösterirler. Dağlık bölgelerde: A) İnsanlar ihtiyarlık yaşlarına kadar çalışmaya devam ederler. Bundan dolayı nüfus ha reketi ihtiyarlardan ziyade genç lerde görülür. B) Teknik terakki bölgenin nüfus muvazenesini bo zar. Ovalar ve şehirlerde hayat seviyesini yükseltir, nüfusun o mmtakalara doğru kaymasına se
bep olur. C) Fakat İktisadî adını verdiği bu âmiller yanında onlar dan az mühim olmıyan. hattâ ha zan onlara tesir eden psikolojik ve beşeri âmilleri sayıyor. İktisadî ile psikolojik âmilin hududunu tâyin güçtür. Şehirlerde hayat ko (aylığı, iş bulma imkânı ve eğ lenceler cezp merkezi olmaları na âmildir. Souvy’nin «Psikolo jik» adı altında topladığı bu hâ diseler hakikatte İçtimaî değerle rin mecmuuna ait değişmeleri, yâ ni sosyolojik hâdiselerdir. Ovalar ve şehirler içtimai cezp merkez leri oiduğu kadar, dağlık bölge ler ve köyler de. yine sosyolojik ve psikolojik mahiyette mukave met âmilleri vardır. Bu mukave metler arasında akrabalık ve dost luk münasebetlerini, alışkanlıkla rı, toprağa bağlılığı, geleneğin kuvvetini saymalıdır. Bunlar —Sauvy’nin tâbirile— mekanik teki delk ve temas'ın tesirine ben zer bir rol oynarlar ve nüfus ha reketinin muharrik kuvvetlerini ağırlaştırır veya durdururlar. Ni hayet bu hâdiseye diğer bir takım âmiller daha karışır ki. Sauvv bun lara beşeri diyor ve bunların ra kamla ifadesinin mümkün olma dığını söylüyor.
Bir köy boşalmağa başladığı zaman onun yaratma güçleri du mura uğrar. Bu zarar sırf manevî değildir, aynt zamanda bunun maddî ve İktisadî neticeleri de vardır: Bazı mahallî ve değerli işler yapılamaz hale gelir. Boşal mayı hazırlıyanlar mantıkî sebep ler yanında sırf teessnrî sebepler de vardır ki Fransa köylerinde yapılan anketlerde bu âmiller ü- zerinde, bilhassa durulmuştur: Bir
nevi kötümserlik havasının yayıl masına sebep o-lan bu âmillere karşı yine tees- sürî mahiyetteki gelenek bağlarının kuvveti, top rak sevgisi, aile ve dostluk müna sebetlerinin kuvveti karşı koymak tadır ve onlardan istifade edilebi lir.
Nüfus eskiden emniyetsizlik ve ulaştırma vasıtalarının azlığı yü zünden dağlık bölgelerde topla nırdı. Bu vaziyette temasların güçlüğü yüzünden halk yalnız de ğerli mamul eşyayı getirmek için şehirlere inerlerdi. Onları hareke te getiren âmiller yalnız harplar, salgın hastalıklar gibi fevkalâde ¿rızalardı. 19 uncu asırdaki en düstri inkılâplarından sonra şe hirlerle bu nevi bölgelerin havatî seviyeleri arasında farklar arttığı gibi, bütün bu bölgelerin birbirle rile temas imkânları da çoğalmış, bundan dolayı muhaceretler de vamlı hale gelebilmiştir.
Ulaştırma yollarının çoğalma sı acaba göç hareketlerini arttır mış mı, azaltmış mıdır? Bu yol lar yardımiyle iğreti göçler ko laylaşmıştır. Halk alıştığı eski topraklarına kolayca dönebilir. Şu kadar var ki şoseler ve tren yollan nüfusu çok hareketli bir hale getirmiştir. Eğer tren böl genin içerisine girmeden yalnız civardan geçiyorsa, orada bir ne vi muhacerete sebep olur. Çünkü hayat seviyesi içeriden ziyade dı- şarda yüksektir. Eğer tren böige içinden geçiyorsa oranın hayat seviyesini yükseltiyor: yerliler re fah kazanıyorlar s’e ancak iğreti olarak göçler yapmaya meyledi yorlar.
Dağ eteğindeki bazı köy lerde yukarı evlerin harap, aşağı evlerin seyrek ve yeni olması bu
(Devamı Sa: 7 , Sü: 1 d e l Ta h a To ros Arşivi