• Sonuç bulunamadı

Başlık: YERLI TAVUK VE HOROZ ISKELETi ILE YERLI HiNDi ISKELETİ ARASINDAKİ SABIT MAKRO-ANATOMiK AYRıMLAR ÜZERINDE INCELEMELERYazar(lar):GÜLTEKİN , MustafaCilt: 4 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001705 Yayın Tarihi: 1957 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: YERLI TAVUK VE HOROZ ISKELETi ILE YERLI HiNDi ISKELETİ ARASINDAKİ SABIT MAKRO-ANATOMiK AYRıMLAR ÜZERINDE INCELEMELERYazar(lar):GÜLTEKİN , MustafaCilt: 4 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001705 Yayın Tarihi: 1957 PDF"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

.A. Ü. Veteriner F:clciiltesi Anatomi Kürsüsü Prof. Dr. Sabri DQGUER

________________ ----_ ••_- o__ ._

YERLI TAVUK VE HOROZ ISKELETi ILE YERLI HiNDi ISKELETİ

ARASINDAKİ SABIT MAKRO-ANATOMiK AYRıMLAR

ÜZERINDE INCELEMELER

Doç. Dr. Mw;tafa CÜLTEKİN

'Bu'ıgüne ,kadar eldeedebildi,ğimiz yerIi ve yabancı Veteriner

Ute-ratürün'de; tavuk, kaz, ördek, tavuskuşu, kuğukuşu hatta güvercin gLbi,

evcil olan ve olmıyan çeşitli kanaHılarm Makroskopik Anatomi'si

üzerin-de yapılmış çeşitli inceleme ve araştırmalara rastlandığı halde, evcil bir

ka-natlı ıolduğwnda şıüıpheolmıyan hindJnin AnatO'miİisiyle ilgı[i :herhangıi ibiır

mı ısaiye, maalesef tesadüf edilememiştir.

Memleketimizin ıhemen her tarafında diğer evcil kanatlılar gibi

. bolca yetiştirilen, lezzetli ve 'b-esleyici eti daima aranan ve !bilhassa

Yıl-başı eğlencelerinde ziyadesiyle isfıhlaıkolunan bu evcil kanatlıya;

herne-dense, bugüne kadar AnatO'milk neşriyat sahasında yer verilmemiş

ol-ması; ve binnetice onun dahil bulunduğu tavukgiller familyasını temsil

eden tavuk ve hor{)zdan tefrikine elverişli Makroanatomiik faııklan

bulu-nup 'bulunmadığının bilinemernesi; varsa, Ibunların besin kıontrolü ve pra.

tik hayat yönünden zikre değer bir kııyınet taşıyıp. taşıyamadıklannın

tes-biti; gibi çeşitli aımil ve düşüncelerin sevtkiyledir ki bu meVıZUuele almış

bulunuyoruz. .

.Hu mesaide, başlıkta da .işaret edildiği üzere, yerli tavuk ve

ho-rozla yerli erkek ve dişi hindi iSkeletleri arasındaki sabit Osteolojik

özel-liJklerin mulkayeseli olarak belirtilmesine çalışılacaktır.

METERYAL VE METOT

Bu mesainin yapılmasında. malum Anatomik usülle.rle hazırlanmış

beşer kaml, yerli tavuk ve horoz ile, aynı evsaf ve sayıda beşer erkek ve i

dişi hindikullanılmıştır.

ÖZELLiK GÖSTEREN KEMIKLER i

Burada, sadece Morfolojik özellikleri bulunan ve sayıca ooksan

ve-ya fazlagörülen kemiklerden !bahsedilecektir. Herhangi bk ayrım veya

(2)

TAVUK-HİNDİ İSKELET FARKLARı

Os Frontale: Cranium'un Calvaria (Kafat_ası kıwbbesi) kısmını

teş-kil eden Os frontale'nin Pars frontalis'ipin dış yüzünde, median çizginin

(Linea mediana) biraz lateral'inde ve iiki alın ikemiğinin Proc.

zygıomaticus'-undan geçtiği farzedilen Transıversal planum'un alın kemiğini katettiği

yerde !bulunan basık~yuvarlak, küçük bir kabarlı (Tuberculum), dişi. ve

erkek hindide oldukça belirgin olup, !bilhassa Profil~den !bakıldığı zaman

daha iyi farıkedHebilmeiktedir. Bu teşekkül ta'V'Uk ve i4orolıda ekseriyetle

yoktur; individuel olarak mevcut olsa dahi farkedilemiyecek kadar

rudi-menterbir durulmdadır.

Hemen ibu Tuiberculum'un önünden ibaşlayıp, ikemikten !burun

de-liklerinin (Nares)caudal sınırına kadar devam eden \Te mukabil

tarafta-ki ile birlilde adeta yay;van bir Sulcus gibi ıgörünen ,çökıünlli, hindide,

ta-vuk ve horoza nishetle, daha derin ve ,daha geniştir. Bu Sulcus Os

fron-talenin yalnız Pars nasalis'inde kalmayıp, 'kısmen Os nasale'nin

Caudo-medial kısımı üzerine de geçer.

Os palatinum: Ohıoana'yı sınırlayan Os palatinum'lar basit birer

çubuikıtan ibaret olduklarından kayda değer herhangi bir MÜ'rpholojik

özel-lik gösıtermezler.

Ancaık, tavuk ve horooda iller PalatinUlm kemiğinin iç kenan, kendi

uzunluğunun takriben ortasında, yana doğru (La,teral) hafif Ibir konkavite

yaptığı için, Choana:bu kısmında en geniş olarak, görünür, bu itibarla

Choana boşluğunu, şişkin 'kısmı Choana'nın en ,geniş kısmına tekabül

et-mek üzere ibir et-mekike '!benzetet-mek mümkündür.

Bu özellik ,genelolarak hindide dahi me'vcuttur, şu farkla ki: Os

palatinuım'un iç ikenarının yana doğru yaptığı konkavite, ıtavuğa nazaran,

hindide daha zayıf aynı zamanda tavuk ıve horooda olduğu ,gibi Palati.

num'un uzunluğunun ortasında değil, aşağı yukan onun. Caudal üçte

bi-rinde ,husule gelmiş olduğundan dolayı, iki .tür arasında oldukça belirgin

ve önemli bir ayrrm teşkil eder,.

Mandibula: Tavuk Mandiıbula\sını hindininkinden ayırmak

imlln-sız değildir. Şöyle ki:

Her iki Türe .ait Mendibula'lar alınıp ta Situs vaziyetinde olmak

üzere gayet dÜ0gün bir yÜ!Zey üzerine konuldU'ktan 'sonra, Profil'den

in-celenecek o,lursa, tavuk ve !horoz Mandibula'sının ventral, dolayısiyle

dor-sal kenarının, daha çok nasal üçte ,bir !kısmında, dorsale !dağm

kuvvetli-ce ıbir kavis 'Yaptığı, ibuna ıpıukabil dişi ve erkek hindide aynı ikavs1n

da-ha 'basit (dada-ha az yüksek) olduğu, Kolaylı1kla 'görülür. 'Bundan ibaşka aynı

durumda bulunan tavuk ve ,hindi M:mdibula'lan, yüzey üzerindeki istinat

noktaları bakımından da önemli ,bir farikda:ha arzederler:

Tavuk Mandibu.la'sı, az evvel işaret edilen düzgün ibir yüzey

(3)

hal-r. ti T. or (Fo 1<' t N

de, hiridininki, tavukta olduğu gibi :hem Nasal nihayetiyle ve hem de

on-dan fazla ,olarak 'lliZuriluğunun aşağı yukarı Caudal üçte ıbiriyle de aynı

yüzeye temas eıtmektedir.

Tavukla hindi iskeleti ara'sında en beUrigin ayrım gösteren kemik,

Furcula'dı'r. tki Clavicula, Furcula'yı meydana geıLrmelk üzere Ventral

UCt,I ile kaynaşhktan sonra yine Ventral'e doğııu ıolmak üzere yaptıklan

müşterek ve 'küçük uzantı, Hypocled. um {lit.3), (Şekil: Ilh,t) tavuk ve horazda

iki yandan kuıvıvetli dere~deyassı ,bir ıkurs ,şe~1indedir. Dişi ve' erkek

hindide aynı kısıım, zayıf ve ,gayri muntazam üç 'kenarlı 'kısa bir sap .bi.

çimindedir. Şekil : H. Hindi Furcula'sı T. Tavuk. h. Hindi " 'sının Hypoclediıım'u t. Tavuk " 'sının Hypocledium'u

a. Tavuk FlIrclIlasındaki yuvarlak' teşckküI

Furoula'nın dorsal uçlarının lateral ıtarafında bulunan . !birer

kü-çük kabartı (Tuberculum) {Ş.: 1- T: a), mndiye nisbetle, tavuk ve hıorozda

d~ha ıbüyü:k 'olarak teşekkür etmiştir. Hindide ;~u kaJbartı hemen belli

01-ffiıyacak derecede zaYıtf kalmıştır.

FUI'cula kollarının öne doğru yaptıklan ;kavis,leme, tavuk ve horoo

da çok da'ha helirgin ve kll'vvetlidir; hindide ıhemen hemen diiızdiiT.

• Bu özel karakterleriyle,. tavuk Furcula'sı tam ibir S'Üvari

mahmu-zuna ibenzetilebilir. Hindininki ise, daha z:yade bir (V) harfi veya kısa

(4)

TAVUK-HİNDİ İSKELET FARKLARI

Sternum: Tavuk ve hindillin Stemum'u b:'rbirine çok 'benzerse de,

bunları, Cri~,ta stemi'ye bakarak ıbirbirinden ayıırmaık :müımkün olduğu

kanaatindeyiz.

Tavuk ve Ibilhassa ;horozda Crista sterni'nin en Cyania1 ucu, adeta

bir Hamulus te~kil edecek şekilde öne ve dorsal'e doğru uzanmış ve

kıVTılm~ştır. (Şekil: 2-t, ).

ŞekiiJI: 2

d. Hindiı:İıı Crİsta stemi'si

T. Tavıığun "

h. Hind ide Crista sterni'nin nispeten düz ön kenarı

t. Tavuk:a Crista sterni'nin Hamulus gi'bi kıvrık olan ön kenarı a. Her iki türde Proc. thoracieus

Aynı kıs,ıım, \hindide nispeten düz olara'k nihayetlenmektedir (Ş: 2-h).

Bilhassa ho,roıda olduğu ,giibi vasfi ibir Haımulus yaıpmaz. Tavuk, daha

zi-yade horozIa hindi arasında mutavasslıt bir duırum arzeder.

Sternum'da 'görülen diğer bir ayrım da, Crista sterni'nin Caudal

ucundan Cranial ucuna; ve buradan Sulcus articularis'e kadar olan iki

me-safe arasmdakıi uzunluık farbdır.

Horoz ve kLs~n~entavukta, Crista sterni, Hamul,\l!s'u yapmak için

öne doğru daha fazla manmış ibulunduğundan, Crista sıtemi'nin Cranial

ucundan Sukus articularis'e kadar olan direkt mesafe, Crista stemi'nin

u'lunluğunun ancak yansı kadardır. Ha1buık.i aynı mesafe, mndide, hemen

hemen Criı~:ıta:sıtemi'nin u~unl:uğ'U:na eş:ıtHr; 'veya az ibir fa,rıkla, ondan

daha kısadl'r (Çizelge: 1).

(5)

GÜLTEKtN

tavukta 10,24 ve hindide 10,31; aynı Crista'nın cranial ucundan Sulcus

articula'ris'e ,kadar olan mesafe ortalamasının, tavukıta 4,23 ve hindide

7,98; nihayet ikisinin (Crista sterni He onun Cramal ucundan Sulcus

arti-eularis'e olan mesafe), arasındaki vasati farkın tavukta 6,01 ve hindide

yalnız 2,03 Om. olduğu görülür ki, bu da bize Sulcus' arıtioularis'ten Crista

sterni'nin cramal ucuna !kadar olan mesafenin, ıhindide, Crista sterni'ye

hemen hemen eşit; !buna mukabil tavukta, Crima stemi'nin ancak yansı

kadar uzun olduğunu, açık olarak -göstermektedir.

SternlUm'un cau.do-Iateral Angulus'undan. çıkan Proc. tıhoracieus

veya Proc, caUldo-latera1İs ibrevis (Sisoon: litt::2), (ş. 2-a), ıh;irnd':~na~afaln

ta-vuk ve horozda, ekse-riyetle (7/10 nispetinde), 3-5 mm. kadar daha

uzun-dur. Takriben 3/10 nis:petinde de her iki türde eşittir. Crista sterni'nin

ge-riye doğru konikay olan cranial Margo'su üzerindeki Su1cus'un gerek

La-bium'ları ve ,gerek derinliği, tavuk ve horozda, hindininkindEm, hemdaha

kuvvetli ve daha belirgin ve hem' de Sternam'un cranial kenarına daıha

çok yaklaşmış bir haldedir. .

,

Keza, Crista sterni'nin Margo or:g-inis'i ile Metasternum'un (ht. 3)

Margo lateralis'i arasında, eramo-eandal yönde teşekkül etmiş olan

müees-sem açı; tavuk ve horooda 'gayet belirgin ve tipik olup, İne. sterni'nin

'he-men önüne J<adar devam eder. Aynı mücessem açı, hindide, hem atipiktir:

hem de tavuk ve !horooda olduğu gi'bi İne. sterni'nin öllJÜne kadar devam

et-mez, azıcık onun gerisinde nihayeteerer.

Os İschii: OS isehii'nin caudal kenan, hindide düzdür, hemangi bir

çıkıntı veya girinti yapmaz. Tavukta ise, takri'ben orta kısıiıında geriye

milte'V'eCcilhOOü!çÜlkbir çılkmtı yapar

(ş.

3-t nin azı('Iikdorsalimde). Hindide.

Caudal kenarın Ventral kenarla teışıkil eJtItr:lğ.i'kJöşe ikülfıtJüır.Halbuikıi tavuk

Ve ıhorozda .aynı !köşe. olduıkça s!İ:vridir (Ş€lkil: 3~h, t).

Gerek hindi ve gerek tavuk türünde, iki İsc!!.ium'un eaudal kenan

arasındalki en geniş :t:ransver&a[ mesafe He aynı kemiğıin eaıwdal Margosu',.

nun d~rs'Ü-'Ventral wzunlıu:ğu arasındaki rfark, vasa:ti olaırak ddşilerde (17)

mm. 'Ve erkelkl€'rde yalnız (8) mm. kadar !bulunmuştuır.

Bu rakamlar ,bize, Os isohii'nin erkeklere nazaran dişilerde, daha

dar; faikat iki isC'hiiu'11larasındaki açıklığın, nispi olarak dişiıerde daha

büyük olduğunu açık olarak göste,rmektedir.

Frank WiL'but Ohamberlain'e (lliL 3) ,göre hu aç~klığın derecesi y;u_

mu rta ıhasılatiyle doğru o.ranlıdır.

Konumum teşlk.il eden tavuk ve hindi türlerini -biribirinden

ayır-mağa elverişli Osteıolojik farklardan !bir ilki ,tanesi de OS ilium'dadır.

(6)

TAVUK - HİNDİ İSKELET FARKLARı

ateral kısmından ayıran 'kenarın takriben arka üçte ;biriyle, orta üçte'

irinin birleştiği yerde bulunan, lateral'e müteveccih küçük bir

çıkıntı-dır. Bı! çıkıntı yalnıız ta'Vuk ve homzda mevcut olup, hind:de

yok-ur (Ş.: 4-t). İ1ium'da gö~ülen ikinci özellik doğrudan doğruya onun

auıdo-dorsaI. nilhayetinin teşkıiıl eWği 'sirvri' çlJkınıtııdır. Tavuık ve Ihıorozda

Os iliuım',lJ!Ilen Caud:o-dDrsal ik~s'ffi'ıU'mUlm:ıyeıtleger,i1yıeve ıbazan hafif

de-recede olmak ÜJZere d'o,r'Sal'edoğru uzanan siıvri ve ilmıvvetli 'bdrrProc: ha.

lini alımştır {Şekil: 3~1h,ıt).

Şekil: 3 H. Hindide Os ischii

T. Tavukta "

h. Hindide " 'nin küt olan Cavdo ventral UCH h. Hindide Os isdhii'nin küt olan Coudo _ dorsal nihayeti t. Tavukta 03 ischii'nin sivri olan Caudo - ventral ucu ı. Tavııkta Os ischii'nin sivri olan Coudo - dorsal nihayeti

Hindide !bu Proc. ekseriıyetle 'Yo-ktur. Bulunduğu takdirde de,

ta-vuk ve hororıdakinden bir hayli farklıdır:

Tarvuk ve 'horozda bunun siıv'ri 'Ve ırnüte:bari,z bir çıkınotı (Proc.)

ha-linde olduğunu 'Yukarıda söylemiştik. HaLbuki mndide ,bu teşekkül mevcut

olduğu zaman bir Proc. değil, daha ziyade iliuım 'kemiğinin Caudal

ni-hayetinin medial kenarından başıaYLp Lateral'e doğru seyreden ve onun

(İlium'un) dOTsal kısım!yle lateral kısmını ayıran dış sagittal kenarının arka

nihayetinekavuşan, kısa bir kenar veya zayıf bir Crista halindedir.

(7)

GÜLTEKİN

Şekil 4 H. Hinclinin İliıım'ıı

T. Tavuğıııı .•..

H. Hindide, sngittal Linea üzerin teşekkül etmemiş La~. Proc un yeıi t. Tavukta sagittal Linea üzerİndeki Lat. Proc.

TAVUK VE HiNDiDE. CRisTA STERNİ'NiN VE BUNUN CRANiAL UCUNDAN SULCUS ARTicUlARis'E KADAR OLAN MESAFENiN UZUNLUGU VE

. İKisiNiN ARASıNDAKi UZUiNLUK FARKi GÖSTERİR CİZELGE 1. HİNDİ

i Crista ster-

i .

Crista stcr- ni ile Sulcus Ikisi ara ..

ni'nin

i

Ariicularis i sındak;

I

I

TAVUK VE HOROZ

i

--.

i

Crista ster-

I. . .

Crısw ster-. ni'nin ucu ile Ikısı ara_ Sıra ni'nin JSulcus Arii-I sındaki

i

No

. r

uzun_uğu cularis arasın . fark uzunlugu arasındaki fark

i daki mesafe mesafe

-

1 12,5 cm. 4,7 Cm. 7,8 Cm. 11,0 am. 9,0 Cm. 2,0 cm. 2 .11,2 " 4,2 " 7,0 " 11,5 " 9,0 " 2,5 " 3 11,0 " 4,3 " 6,7 " 9,0 " 8,0 " 1,0 " 4 10,3 " 4,7 " 5,6 " 8,5 " 7,5 " 1,0 " 5 10,9 " 4,1 " 6,8 " 9,0 " 7,5 " 1,5 " 6 . 10,5 " 4,5 " 6,0 " 10,5 " 7,0 " 3,0 " 7 7.8 " 3,8 " 4,0 " 10,5 " 7,0 " 3,0 " 8 8,8 " 3,8 " 5,0 " 10,3 ., 7,5 " 2,8 " 9 10,1 " 4,0 " 6,1 " 11,2 " 9,1 " 2,1 " 10 9,3 " 4,2 " 5,1 " 11,6 " 8,2 " 1,4 " i

Of'ıamlıo •

102,4 Cm. 42,3 Cm. 60,1 Cm. 103,1 Cm. i 79,8 Cm. 20,3 Cm.

Ortar",

10,24 " 4,23 "

i

6,01 ",

ı-:=i

7,98 " 2,03 "

i

~i-

i

(8)

~,,;.' ."-"rr.-"

TAVUK - HİNDİ İSKELET FARKLARI

ÖZE T

Yerli tavuk ile yerli hindi İskeleti arasındaki Anatormik

farklan-tesbit için, malum Ana'tl()lmikme'İ{ıdla ıhazırlanmLş onar baş (dişi ve erkek

olmaık üzere) tavuk ve hindi incelenmi'ştir.

iki tür arasında tesbit edebildiğimiz esas farklar şunlardır:

1 - Furcula: Tavukta, Furcula umurniyetle büyük hir suvari

mah-muzuna benzer; Hypocledium'u yassı ve yuvarlaktır (ş: loT; t).

Hindinin Furculası daha ziyade bir sapanı andırmaktadır.

Hypocle-dium'u üç yüzlü kı~a bir sa,p .halindedir, (ş.: ı-H, h).

2 - ilium: tlium kerrniğ:nin Caudal yarı:mının dış yıüzünde, onun.

(İlium'un) dorsal kısmını ventral kı~ırIJndan ayıran ve takriiben sagittal

giden bir Crista veya L nea vardır. 'Bu Crista veya Linea, aşağı yukarı

uzunluğunu.n ortasında, tavukta iyi gelişmiş ;bir lateral Processus

ş,:

4-T: t)

arzeder.

Aynı Crista veya Linea, hindide gayet basittir; başka ibir deyimle,

onda 'herıhangi b;r AnaittQım"kte,şek'küI yoktuof. .

TavuMa İlium'un Caudo medial nihayeti geriye müteveccih ve

sivridir. H allbuıki aynı klSIJm !hindide, ince, transversal ve çok kısa olan

b:r Crista veya çjzıgi halindedir; hatta ı.bazan teşekkül etmediği de olur ...

Buna mukabil tavukta daima mevcuttur (ş:. 3-T; t).

3 - Stemum: Tavukta Sternum'un Crista'sının Cranial ucu bir

«Hamulus» gibi eğridir. Hindide ise, hemen hemen düz .niıhayetlenir

(ş.: 2-t, h) .. ,

H:n:d~ıde, Cri~lta srtemi'nin umnluğu, ta:kr;ır..en Sukus

articularis'-ten onun yani Crista sterni'nin cranial ucuna ,kadar olan mesafeye eşittir.

Tavıurı{:tame'7J<ur mesafe Kısa olup Cris,ta Eıterni:'n:,n uzunluğunun ancak

yarısı kadardıır.

A COMPARATIVE STUDY ON THE OSTEOlOGiCAl DiFFERENCES OF

THE NATivE AND ADULT CHICKEN AND TURKEY

In order to find outthe Osteoloıgkal difference.s {)rf the native

ehieken and Turkey, I inve'Stigated, ~nder known anatomical methods,

ten chickens and ten turkies, {male and female).

The main skeletal differences,

ı

could fin are as follows:

1 - The furcula: The shape {),f the ehiCiken's Furcula is generaUy

like a spur {)r capitaİ letter (V). witlh a flat-rounded Hypocledium attached

to its 'ventral end.

Wihereas that of the turkey's :Furcula .presents a fonn of a sling,

witıh a slhaft-like (stem-like) Hyıpocledium.

(9)

i

GÜLTEKİN

2 - The Ilium: On the external surfaee of the Caudal half of ili

the re is a nearly sagi,ttal crest or line whieh separates the dorsal an lateral part of ıthe Caudal İliwrn from eaclı other.

, This crest or line in cmeken presen:ts a well de,veloped latera process, a'bout in tıhe middle of its length.'

The same crest or line is quite sLmple in the turkey. in anothe

.words, ,there is no sum a process or anything else on it. .

İn ahieken,;the Caudo-medial end of the same bone (İtium), .

,direeted ,backwards and 'Very pointed.

Whereas, the same part in turkey shows a tJhin, transvers and ve .short {about 2 Cm.) crest or line. Sometimes it has not been developed

too. But in the Cmeken it always exists.

3 - The sternum: In ehicken,the cranial end of the sternal Cres

is curved nearly like a «Hamulus»or «Uncus»; that of the turkey's end

almost sıharply.

'flhe length of the turkey's sternal crest is approximately equal to the distanee between its 'erantal end and artieular sulcus. İn ehkken th -above mentioned distance is not lonıger than the half of the sternal crest

LITERATÜR

'1 - Ellenberger-Beum: Handbuch der ver.gleichenden Anato.roie der Ha'ustiere; B€rlin - 1943.

2 - SiSSON, SEPTiMUS AND GROSSMAN. JAMES: The Anatomy of Hıe Domes-tic Animals; iPlhilade'lnlhia and Londıon - 1955 .

. '3 - CHAMBERLAİN, F. W.: At1as of Avian Anatoroy: Midhi'gan - 1943. 4 - FOUST. H. L. and GET.TY: Anatamy of Doımestic Animals; lowa State

Col-lege Press - 1947.

Şekil

Çizelge No. 1 incelendikte. Crista sterrii'n vasati uzunluğunun
Şekil 4 H. Hinclinin İliıım'ıı

Referanslar

Benzer Belgeler

TUNEL reaction in markedly astrocytes localized surrounding the demyelination areas, rarely inclusion bodies, gemistocytic astrocytes, Gitter cells in white matter and granular

Türkçe orijinal çalışmalar konu başlığı, yazar/yazarların adları, adresleri, Türkçe özet ve anahtar sözcükler, yabancı dilde başlık, yabancı dilde özet ve

se- lekti&#34;er und spezifiseher (X,- !\drenorezcptor-I\gonist so\\ohl des zentralen als auch des peripheren :'-Jer- vensystems (20), Die Wirbmg von Mcdetomidin tritt

haftasında deneme grubu 2'de kontrol grubuna ve de- neme grubu I'e göre haftalık canlı ağırlık artl~1 ve yem- den yararlanmada belirgin iyileşme olmuştur Araşıırma sonunda

2 we introduce two types of extensive thermodynamic variables, the natural ones, E a , are used to express the first law of thermodynamics and the modified variables, E a , in terms

A recent report evaluated the effect of different treatment protocols combined with different triggering agents and found that embryos cleaved faster, especially in the

[5], gazete dağıtım problemini ve kısıtlarını tanıttıktan sonra, Almanya’da 200 yayınevi, 96 başbayi ve 110.000 son satıcıdan oluşan gazete dağıtım

We first excluded organic conditions that can lead to hair loss and then discontinued the medication to observe whether hair loss was a consequence of methylphenidate.. In this