• Sonuç bulunamadı

Başlık: KOYUNLARDA ABORT YAPAN ORBİVİRUSLARA DAHİL BİR SEROTİPİN ÖZELLİKLERİ İLE TÜRKİYE'DEKİ DURUMU ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):BURGU, İbrahimCilt: 26 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001014 Yayın Tarihi: 1979 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KOYUNLARDA ABORT YAPAN ORBİVİRUSLARA DAHİL BİR SEROTİPİN ÖZELLİKLERİ İLE TÜRKİYE'DEKİ DURUMU ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):BURGU, İbrahimCilt: 26 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001014 Yayın Tarihi: 1979 PDF"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. Ü.Veteriner Fakültesi Viroloji Kürsiisü Prof Dr. Selahattin Gürlürk

KOYUNLARDA ABORT YAPAN ORBİVİRUSLARA DAHtL

BİR SEROTİpİN ÖZELLİKLERİ İLE TÜRKİYE'DEKİ

DURU-MU ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

*

İbrahim. Bu:rgu

* *

Untersuchungen übcr die Eigenschaften de!."Serotype eines Orbivirus, das Abort bei Schafenhervoırruft und scineVerbrE-İ-tung in der Türkei.

Zusam.nıenfassung: In dieser Arbe;t u;urden Eigenschaften und verursachende Krankheiten eines Virus (Ankara virus), dr;s in der Virus-klassijikation 7/och nicht eingeglidert worden ist, beim Schaj in dcr Türkei untersucht.

i - In lnjektiositatsversuchen wurdc das Virus ds fır:thogen erkanıit wegen der

Aborte bei Sclzef, Kcniııclzen und Meerschweinche?l Tlc,ch der Injektion. 2- Bei der Nukleinscure haT!delte es sich um die RNS. Das Virus war gcgen-über Aether und CMor%rın empji7tdlich. Im WiimZfempjindlichkeitstest mit 2M .N/g C12- Lösung erwies sich das Virus als selir ıı;idcrstcmrlsjiilzig.

3- Das Virus vermehrt sich am besten in der !ı1DBK-Zellkiıllilr.

4- fVegen der moıphologischen und der bereits beschrieberten ]!,'igenschr-;ften wvrde das Virus in der Virusklassijikation als neuer SerolJ'pe in die Fcwıi!ie "Reovirus, Genus" Orbivirus" eingegliedert.

5- Insgesamt wurden 767 Sen'n, die in verschicdenen Gebsieten ges(:mıne!t worden sind, mit dem Mikroneutralisotionstest untersucht; 69 d'2von (8.9 %) reagierten positiv.

Özet: KlasijikaS)'oJidaki yeri belirtilmemiş olan virvsult (Adara Vi-rusu) ö<:.ellikleıinisaptamak ve bu virustan ileri gelen hastalığın TI,'rkiye'deki koyunlarda durumunu tesbit etmek amacı ile yr-pzlan bu çalışmoda;

• Doçcrltlik tczindcn özetlenmiştir

(2)

136 İbrahim Burgu

1- Virusun gebe koyun, teVSaT, u kobcylar üzerinde yıpı,an e17feks!J'özite denemelerinde abort meydeııa getirdiği ı'epc.tojen bir virus olduğu anlaşılmıştır.

2- Virusun nükleik esit olarak RNA k2,bsadığı, eter ve klf}/"Oform'a hassas

olduğu ve 2M A1gClı ile muamele edildikten sonra ısıdan etkilenişinin fok azaldığı tesbit edilmi/tir.

3- Virusun en bıi MDBK doku kültüründe ürediği anlaşılmıştır.

4- Gerek bu özelliklerin ışığı altında ve gerekse virusun mo~rolojik ö'zellikleri ile virus klasifikasyonunda, Reovirus famil.Jıasının, Orbivirus cinsi ifinde yeni serotip olarak düşiiniilebilece,if,ikanısına varılmıştır.

5- Çeşitli yerlerden toplaıum 767 kan serumu ile yapıımı mikronötralizasyon testi sonunda 69 adet serumda

(%

8.9) bu virusa karşı antikorun variığı salJtamıştır.

Giriş

Uluslararası Viroloji Kongrelerinde virus gruplarının ayırımın-da krİterler ~u ~ekilde saptanmıştır(23).

1- Nükleik asit tipi

2- Partikülün ultrastrüktürü

3- Zar veya zarfın mevcudiyeti 4- Büyüklüğü

Virusların taksonomisi ve nomenklatürü ile ilgili çalı~malarda Becker (2) dört özelliği kapsayan bir şema ortaya koymu~tur.

a) Nükleik asitin tipi (DNA veya RNA) b) Strüktürü (tek veya çift iplikçikli olduğu) c) Şekli

d) Molekül ağırlığı

Kürsümüzde izole edilen ve Ankara Virusu (I i) olarak adlan-dırılan virusun klasifikasyondaki yerini saptamak için gerekli araştır-malar Wilner'in (29) bildirdiği aşağıdaki taksonamik esaslar içinde yapılmıştır.

1- Nükleik asit tipi

2- Nükleik asit yapısı

3- Nükleik asitin diğer karekterleri 4- Virus partikülünün form ve strüktürü 5- Virus partikülünün büyüklüğü

(3)

Koyunlarda Abort Yapan Orbiviruslara ... 137

6- Yağ eriticilere karşı duyarlılık

7- Yağ eriticilerin dışında diğer fizihcl ve kimyasal ajanlara duyar-lılığı

8- Doku kültürlerine olan affinitesi 3- Antijenik özellikleri

Son yıllarda yayınlanan virus sınıflandırma listesine göre virus-lar kapsadıkvirus-ları nükleik asit türü yönünden iki ana grupta ve alfabetik sıra esasına göre klasifiye edilmişlerdir (26).

Orbiviruslar i970 yılında yayınlanan listede Reoviruslar içinde

düşünülmüşlernir. Fakat sonra asit ve yağ eriticilerine olan duyarlılığı ve serolojik özellikleri ile gerçek Reoviruslardan ayrılıp Orbiviruslar olarak isimlendirilmişlerdir (3, 26).

Orbiviruslar gerçek Reoviruslardan temelde asite olan dayanık-sızlıkları, yağ eriticilerine olan hassasiyetleri ve serol~jik özelliklerinin farklılık göstermesi ilc ayrılırlar (3, 26).

Fakat bir başka yayında da Orbivirusların etere dayanıklı ar-boviruslardan oluştuğu bildirilmektedir. (I3).

Orbiviruslar ikozahedral simetri gösterirler. Zarsızdırlar. Büyük-lükleri 60-70 milimikron civarındadır.

Virusların sınıflandırılmasında gözönünde bulundurulan kriter-lerin başında nükleik asit tipi gelmektedir.

Bunu saptayabilmek için de virusların doku kültürlerinde des-oxyüridinli hal~jen preparatları ile muamele edilmeleri gerekir. Bu preparatlar desoxyribonükleik asit içinde bulunan thymidin'in sentezlenmesini inhibe ederek desoxyribonükleik asit kapsayan virusun çoğalmasını önlerler (I8, 20, 2I).

Yapılarında lipid kapsayan virudar yağ eriticileri ile muamele edildiklerinde lipid zarlarının parçalanması nedeniyle enfeksiyozite güçlerini kaybederler. Çeşitli araştırıcılar yaptıkları araştırmalarda virusların bu özelliklerini ayrı ayrı saptamışlardır (1,4,8, ı7, 22).

Farklı pH derecelerindeki ortamlarda virusların dayanıklılıkları da önemli kriterlerden biridir (I2, 18).

Virusların sınıflandırılmalarında, fizikokimyasal özelliklerden tripsin ile muamelede enfeksiyözite gücünün de~işip değişmediği (I6, 27) ve çift değerli katyonik bileşiklerin ısı hassasiyeti üzerinde etkisi-nin araştırılması da önemli roloynar.

(4)

138 İhrahim Bıırgu

(I 5, 18, 24) hemadsorbsiyon özclliğ;i ve

(18) de sınıflandırmaya yardımcı

faktör-Ayrıca Lazı viruslarda

ve hemaglutinasyon özelliği

lerdendir.

Bazı "iruslarla enfekte olan hücrelerde intraııüklecr veya

intra-stoplazmik inklüzyon cisimcikleri oluşur. Bu cisimcikler virusların

idantifikasyonunda değer taşır. İIltranükIcer inklüzyon cisimciklerinin varlığı Co\\'dry (5) tarafından bildirilmiş ve virusların

klasifikasyonun-da bir kriter olarak kulianLmaya başlamıştır. Pen~ira (I g) tarafindan

intranüklcer inklüzyon cisimciklcri iki tip olarak ayırt edilmiştİr.

Bu araştırma Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı BC:7-irhan Köyü

koyunlarında ıg72 yılı ilkbaharında yavru atma ve yeni doğan

kuzu-larda ölümlere sebep olan salgın hastalık esnasında kürsümüze hasta

olarak getirilen ve doğumdan üç gün sonra ökn bir kUZlll1Un iç

organ-l;ı,nndan izole edilen virusun (I i) öhellikleri ilc virus

klasifikasyonun-daki yerini araştırmak ve bu hastalığın Türkiye'de koyunlardaki

yayılışını belirlemek amaeı ile yapılmıştır.

Materyal ve Metod

Araştırmada virus olarak Al1kara'nın Çankaya ilçesine bağlı

Bezirhan Köyü'ne ait doğumdan 3 gün sonra ölen bir kuzunun iç organ

süspansiyonundan dana testis hücrelerine yapılan ekimler sonunda

kürsürnüzdc izole edilen virus iLCkontrol viruslar olarak cxperimental

enfeksiyon sonunda deneme hayvanlarından MDBK kültürlerinde

izo-le ediizo-len viruslar kullanıldı.

Nötralizasyon ve karşılıklı bağışıklık denemeleri İçin izole edilen

virusa karşı tavşanlarda hazırlanan hiperimmun serum ile P1V-3

(SF4) !BR (Bı) koyun adenavirus (tip 5) ve şap viruslarına karşı

(Asia 1,01, A-Ankara) hiperimmun ve pozitif serumlar kullanıldı.

Araştırmada hastalığın koyunlardaki yayılışını tesbit amacı ile

toplam 767 adet şüpheli koyun kan senunu toplandı.

Doku kültürü denemelerinde dana ve kuzulardan hazırlanan

pı İmer ve sekonder testis ve böbrek doku kültürleri, civcİv fibroblast

kültürü ilc MDBK, PK-ıSı A, MS--2I, He-la ve BRK devamlı doku

kültürleri kullanıldı.

Araştırmada kullanılmak üzere üretilen ve -60CC da saklanan

vimsların enfeksiyözite güçlerinin saptanmasında Frey ve Liess'in (g)

bildirdikleri teknikten yararlanıldı. Sonuçlar Karber (I 4) e göre hesap-landı.

(5)

Koyuıılarda Abort ...-,,:'"'' Orlıivirmlarn ... 139

- Ara~tırmada kıılbnılaıı virıısa kaqı lıipcrimmun seıum elde et-mek için iki adet yeni Zelanda ırkı tavşan kullanıldı. Her iki tavşandan elde edilen hiperimmun serumjarın serum ııötralizasyon değ'ederi

(SN50) nıikronötralizasyon yöntemi ilc saptandı.

Hastalığın koyunlardaki yayıIışlııı saptamak amacı ile toplanan kan serumlarında vİrusa kaqı antikor taramaları ve bu taramalar sonunda ı / 4. su!andırmada pozitif çıkan serum numunelerindeki an-tikor titreleri için nıikronötralizasyon tekniği uygulandı.

Araştırmada kullanılan virus ilc bu virıısa karşı tavşanbrda ha-zırlanan hiperimmun serumunun ve PIV -3, RPV, lBR ve şap vi-ruslarma karşı hiperimmun ve pozitif serumların kontrolları da yine aynı mikronötralizasyon yöntemi iLC y:ıpıldı.

İzole edilen vinısun nükleik asit türü 5-lodo- desoxyüridin ile tayin edildi. Yine virusun plak meydana getirme ve plak karekterinin tayininde Dulbecco'nun (7) bildirdiği yöntemden yararlanıldı.

İzole edilC'n virusun inldüzyon cisimciği oluşturup oluşturmadığı, hemaglutim:.syon ve hemadsorbsiyon özelliği kapsayıp kapsamadığı yö-nünden de kontrolları yapıldı. Ayrıca virusun fiziksel ve kimyasal özelliklerini saptamak amacı ilc eter ve klorofarm hassasiyet testi, tripsin duyarlılık testi, pH testi, ısı duyarlılık testi uygulandı ve iki değerli katyonların ısı hassasiyeti üzerinde olan etkisi (:25) araştırıldı.

Virusun morfolojik yapısı elekronmikroskopla kontrol edilerek saptandı.

Vİrusun expcrimental olarak enfeksiyon meydana getirebilme yctcneğ'i i~c, gebe koyun, tavşan, kübay ve fareler üzerinde yapılan denemelerle araştırıldı. Expcrimcntal enfeksiyon denemeleri sonunda poziı ir sonuç alman olaylardan aynı virusuıı tekrar izolasyonu çalış-maları yapıldı.

Sonuçlar

Virusun çeşitli doku kültürkrinde ürctilme denemelerinde pri-mer ve sekonder doku kültürlerinin hepsinde 4.8-7:2 saat arasında de-ğişen sürelerde tam sitopatolojik effekt meydana gdirerek ürediği hal-de civciv fibroblast kültürlerinde üremediği görüldü. Devamlı doku kültürlerinde virus yanlızca ~DBK doku kültüründe tam sitopatolojik değişikliklerlc karektcristik üreme gösterdi.

Virusun üreme gösterdiği doku kültürlerinde mikrotitrasyon yön-temi ile yapılan enrek~iyozite gücü tespitinde en yüksek titre MDBK

(6)

140 İbrahim BUl'gu

doku kültüründe (DKIDso= ı06,6 / 1.0 ml) ve en düşük titrede sekonder

kuzu böl:;rek doku kültüründe (DKIDso= IOs.o / ı.o ml) saptandı.

Tavşanlarda hazırlanan hiperimmun serumun serum nötralizas-yon değeri de SN50= ı/71 olarak teshit edildi.

Araştırmada kullanılan virusun neden olduğu enfeksiyonun Türkiye'deki koyunlarda yayılışını saptamak amacı ile toplanan 767 kan serum u üzerinde yapılan serum nötralizasyon denemelerinde toplam 69 adet

(%

8. 9) koyun seruınunda virusa karşı ı / 3,98 ve daha yüksek titrelerde antikor olduğu saptandı.

Pozitif sonuç veren toplam 69 adet serum numunesi ı/ 3,98 ile ı / 25 ı değerleri arasında antikor dağılımı gösterirken, en yüksek an-tikor düzeyine Ankara'nın Çubuk İlçesi'nin Kargın Köyünde rastlan-dı.

Araştırmamızda kullanılan virusa karşı çeşitli viral hastalıkların pozitif veya hiperimmun serumları ile yapılan serum nötraıisazyon denemelerinde nötralizasyonun oluşmadığı görüldü.

Virusun diğer biyolojik özelliklerini saptamak amacı ile uygula-nan yöntemıerde alınan sonuçlar ise şu şekilde tesbit edildi.

Virusun nükleik asit tipi 5 Iodo-2-desoxyüridin ile yapılan de-neme sonunda ribonükleik asit olarak belirlendi.

Virusun plak meydana getirme ve plak karekterleri yönünden yapılen denemede, özellikle 10-4 ve 10-5 sulandırma basamaklarında

gayet belirgin intermedier karekterde ve oldukça homojen yapıda plaklar oluşturduğu saptandı.

Virus MDBK doku kültürlerinde intranükleer veya intrasitop-lazmik karekterde inklüzyon cisimciği oluşturmadı.

Hemaglütinasyon denemesi sonunda virusun kobay, tavşan, at sığır, koyun, fare, insan O grubu ve i günlük civciv eritrositlerini

60 dakika süre ile oda sıcaklığında ve ı gece buz dolabında beklet-meden sonra hemaglutine etmediği görüldü.

Benzer negatif sonuç hemadsorbsiyon testi sonunda da alındı. Virusun fizikokimyasal özellikleri ilc ilgili olarak yapılan dene-melerde eter ve klorofarma karşı dayanıksız olduğu, tripsin ile muamele sonunda virusun titresinin DKID50= 106.5/ 1.0 mL. den DKIDso= 104.6/

1.0 ml ye düştüğü yani tripsinin virusun enfeksiyozite gücünü tama-men ortadan kaldırmadığı yalnızca zayıflattığı 1esbit edildi.

(7)

Koyunlarıla Alıort Yapan Orbivirııslara ... 141

Virusun 3.0 ve 4.0 pH değerlerinde enfeksiyözite gücünü tamamen kaybettiği, pH 6.0 da enfeksiyözite gücünde azalma olduğu, en iyi aktivite gücünün pH 7.0-8.0 değerleri arasında olduğu saptandı.

İki ayrı seri halinde yapılan ısı hassasiyet testi sonucunda farklı ısı derecelerinde 3° dakika süre ile beklernede en yüksek titrenin -60 oC da (DKID50= 106•2 Ir.oml) en düşük titrenin +4°C da (DKID50=

10400

1

Loml), 120 dakikalık bekleme sonunda en yüksek titrenin

-20°C de (DKIDso =i06•0

i

Loml) ve en düşük titrenin 22°C ve 37

cc

larda olduğu (DKID50= 105•5

lo.

i mL.) olduğu tesbit edildi.

tki değerli katyonların ısı hassasiyeti üzerine olan etkisini sap-tamak amacı ile 2 M ~lgCl2 ile yapılan denemede virusun 50°C da

i saat tutulmakla enfeksiyözite gücünü kaybetmediği saptandı.

(DKIDso= 102.5/ 1.0 ml).

Virusun morfolojik yönden yapılan e1ektron mikroskop kontro-lunda yuvarlak yapıda ve oldukça kalın bir zar tabakası ile çevrili olduğu görüldü. 27.000 büyütmede yapılan ölçümlere göre virusun zarlı olarak büyüklüğü 200 milimikron, zar kalınlığı 40 ll'ilimikron ve zarsız büyüklüğü 80 milimikron olarak ölçüldü. (Resim ı).

Experimental enfeksiyon denemelerinde ise şu sonuçlar alındı. Gebe koyunlarla yapılan enfeksiyon denemeleri sonunda, ilk yılda gebeliğin yaklaşık üçüncü ayında subkutan ve intravenöz yollardan ayrı ayrı enfekte edilen 5 koyundan yalnızca 2827 ku-lak nolu koyunda son inokulasyondan i5 gün sonra abort olayı

gö-rüldü. ikinci yıldaki denemede ise intravenöz yolla inokule edilen yaklaşık ikibuçuk aylık gebe 346-6 nolu koyunda inokulasyon-dan 5 gün sonra abort meyinokulasyon-dana geldi. (Resim 2). Bu koyun daha son-ra kesilerek histopatolojik kontrola tabi tutuldu. Bu kontrol so-nunda uterusta, plasentada ve vaginada patolojik bozuklukların oluştuğu ve patolojik anatomik tanının metritis ve plasentitis nekro-tikans olduğu saptandı. (Patolojik Anatomi Kürsüsünün 5. ı. 1977 gün ve 12 sayılı raporu).

Her iki yıldaki denemelerde de koyunlarda enfeksiyondan sonra belirli zamanlarda alınan kan serumlarında, inokule edilen virusa karşı

iL

3.98 ile i

i

22,4 değerleri arasında değişen antikor

var-lığı saptandı. Yine her iki yıldaki denemede normal doğum sonu doğan kuzuların belirli zamanlarda alınan kan serumlarında virusa karşı i

i

3.98-1

i

26.3 değerleri arasında antikor varlığı tesbit edildi.

(8)

i

L _

İhrahim Burgıı

Gebe taq3nlarla y?pı1an enfeksiyon denemeleri sonunda intrape-ritoneal yolla enfekte edilen 4. tavpndan yakla~ık olarak on günlük gebe olanlardan bir adedi, enfeksiyondan 8 gün sonra abort yaptı. Yakla~ık 20 günlük gebe olanların her ikisi de abort meydana getirdi.

Bunlardan biri İnokulasyonclan 4 gün, diğeri de G gün sonra abo"t yaptılar (resim 3). Y:ıklaşık Lo günlük gebe olan ve inokulasyondan

8 gün sonra abort meydana getiren t~,v~an kesilerek histopatolojik kontrola tabi tutuldu. Patolojik-anatomik teşhis olarak endometritis hemorrhagica saptandı. (P3tolojik Anatarnİ Kürsüsünün 25. 4. 1977 gün ve 189 sayılı raporu).

Enfeksiyondan sonra tav~anların kan serumlarmdan virusa kar~ı yapılan antikor taramalarında yalnızca bir ta"şanda

i!

3.98 değerinde antikor varlığı tesbit edildi. Diğer bütün tavşanlarda ise doğum ya-panlarda doij;umdan sonra, <ıbort yapanlarcia abortu t3kiben alınan kan serumlarında antikora rastlanmadı.

Gebe kol:-aylarla yapılan enfeksiyon denemesi sonunda, toplam 5 kobal'dan 3 ünde abert olayı gijrüldü. Denemede kullanılan bütün kob;ı.ylar (kontrol dahil) öldüler.

Ölen kontrol kobaylar ile subkutan olarak enfekte edilen ve ino-kulasyonu takibeden 20. günde abort meydana getiren III nolu

kobayın yapılan histopatolojik incelemelerinde, kontrol kobal'da önemli bozukluklar görülmedi. III nolu enfekte kobal'da ise pato-lojik anotomik tanı obrak endometritis hcmorrlıagica tesbit edildi \Patolojik Anatomi Kürsüsünün 9.5.1977 gün ve 229 sayılı raporuj.

Gebc farelerle yapılan enfeksiyon denemesi sonunda toplam 5 adet gebe farede abort olayına rastlanmadı.

Experimental enfck~iyonla <ıbort meydana getirilen deneme hayvanlarından virus izolasyonu sonuçlarına göre, 316-6 nolu abort yapan koyunun iç organlarından, amnion sınsından ve kotiledon-lardan hazırlanan süspansiyonlardan MDBK doku kültürlerine ya-pılan ekimIerde yalnızca kotiledanlardan hazırlanan süspansiyondan üçüncü passa;jda tam sitopatolajik effekt meydana getiren bir virus izole edildi.

Aborl yapan taqanlardan 10 günlük gebe tav~al1!n fötuslarının

iç organlarından toplu halde lıa.zırlanan süspansiyondan ıvıDBK doku

kültürlerine yapılan ekimlerde üçüncü passajda tam sitopatolojik effektle karekterize virus izolasyonu mümkün oldu. Ayrıca yine bu

(9)

Koyunlarda Ahort Yapan Orbivinıslara ... 143

tav~ana ait fötuslardan birinin yavru zarlarından hazırlanan süspan-siyondan da MDBK doku kültürlerinde virus izole edildi.

Gebe kobaylardan ise ı ı nolu kobayın fötuslarından, III nolu

ana kobaydan ve IV nolu kobayın fötuslarından hazırlanan iç organ süspansiyonlarından MDBK doku kültürlerinde virus izole edildi. Deneme hayvanlarından izole edilen virusların, ara~tırmamızda kullanılan virusa kar~ı tav~anda hazırlanan hiperimmun serumla MDBK doku kültürlerinde yapılan nötralizasyon testi uygulamaları-nın hepsinden pozitif sonuç alındı.

Tartışma

Klasifikasyonda yeri belirtilmemi~ olan virusun özelliklerini saptamak ve bu virustan ileri gelen hastalığın Türkiye'deki koyunlarda durumunu tesbit etmek amacı ile yapılan bu ara~tırmada; kullanılan virusun klasifikasyondaki yerini saptamak amacı ile yapılan enfeksi-yözite denemelerinde virusun gebe koyunlarda, kobaylarda ve tav-~anlarda abort yapan bir enfeksiyon meydana getirmesi patojen olduğunu ortaya koymu~tur.

Nükleik asit tip tayini üzerinde yapılan ara~tırmalar bu virusun RNA kapsadığını göstermi~tir. RNA kapsayan viruslardan hangi gruba dahilolduğunu saptamak amacıyla yapılan çalı~malarda bu virusun eter ve ldoroforma dayanıksız olduğu saptanmakla RNA kapsayan viruslardan Orthomyxovirus, Paramyxovirus, Rhabdovirus, Togavirus, Leukovirus, Coronavirus ve Arenaviruslar (6) ile Orbi-viruslar (3, 25) grubundan olabileceği dü~ünülmü~tür. Virusların klasifikasyonunda etcr ve kloroform gibi yağ critidIeri dışında d.iğer fiziksel ve kimyasal özelliklerinin de gözönünde tutulması gerektiği hakkında çe~itli literatürler mevcuttur (12, 18) Özellikle yukarıda yağ eriticilerine kaqı hassas oldukları belirtilen RNA kapsayan virus grup-larından Reovirus familyası dı~ında diğer bütün gruplar 2 M MgClı ile

muamele edildiklerinde 50°C da 60 dakika tutulmakla inaktive olmak-tadırlar (I 3). Fakat Reovirus familyası literatürlerde genellikle yağ eriticilerine dayanıklı viruslar olarak gösterilmektedir (ıo, 12, 28).

Yanlız Reoviruslar içinde aside ve yağ eriticilerine olan hassasiyetleri ve serolojik özelliklerinin deği~ik olması ile Orbivirus cinsi adı altında bir grup viruslara virus klasifikasyonu içinde ayrı bir yer verilmi~tir

(3, 26).

Ara~tırmada özellikleri saptanan virusun aside dayanıksız olu~u, yağ eriticilerine hassasiyeti ve iki değerli katyonlarla muamelede ısıya

(10)

İbrahim Burgu

dayanıklı olu~u Reoviruslardan Orbivirus cinsi içinde yer alabileceği kanısını uyandırmı~tır. Ara~tırmada kullanılan virusun bu biyolojik ve fiziko~imik özelliklerinden ba~ka elektromikroskopta tesbit edilen morfolojik özellikleride bu virusun Reovirus grubu içinde yer alabi-leceğini kanıtlamaktadır.

Ara~tırmada kullanılan virusun yapmı~ olduğumuz incelemelere göre doku kültüründe inklüzyon cisimciği meydana getirmemesi ve aynı zamanda çe~itli orijinli eritrosit türleriyle yapılan hemaglütinas-yon deneylerinde menfi sonuç vermesi ile yukarıda belirtilen özellikler bu virusun Reovirus grubunda Orbivirus olarak yer alan cins içinde yeni bir serotip olarak dü~ünülmesi gerektiği kanısını vermi~tir.

Virusun ilk izole edildiği zaman yapılan çalı~malarda primer doku kültürü olarak dana ve kuzu böbrek ve testis hücrelerinde üretildiği belirtilmi~, fakat bu doku kültürlerindeki karşılıklı titre değerleri sap-tanmamı~tır (I I). Bundan ba~ka virusun üreyebileceği bir devamlı doku kültürü de bu çalı~mada kullanılmamı~tır.

Virusun doku kültürlerinde enfeksiyözitesi üzerinde yaptığımız çalı~mada, virus koyun orijinli olmasına rağmen en yüksek enfeksi. siyözite titresine MDBK hücresinde rastlanmı~ ve yüksek titreyi kuzu testis doku kültüründe yapılan üretmeler izlemiştir.

Bundan ba~ka bizden önceki ara~tırıcıların (I r) belirttiğine göre tav~anlarda yapılan enfeksiyözite denemelerinde müsbet bir sonuç alı-namadığı halde biz tav~anlarda yapmı~ olduğumuz enfeksiyon dene-melerinde yakla~ık ro günlük ve 20 günlük gebe tav~anlarda abort

ile sonuçlanan müsbet sonuçlar almış bulunuyoruz. İki araştırma sonucu arasındaki bu fark virusun değişik doku kültürlerinde üretil-mesi ve belki de inoküle edilen virusun enfeksiyözite titresinin değişik 'Olmasından ileri gelebilir. Ancak bizim çalı~mamızda tav~anlara inokü-le ediinokü-len virus tİtresi belirli olduğu halde önceki araştırmacıların (r r)

inoküle ettikleri virus titresini saptamamış olmaları farkın nedenini aydınlatma olanağı vermemektedir.

Aynı şekilde koyunlar üzerinde yapılan enfeksiyon denemelerin-de denemelerin-de daha önce yapılan çalışmada (I r) sadece bir derece yükselmesi görüldüğü ve fakat gebe koyunların normal doğum yaptığı belirtil-diği halde biz ara~tırmalarımızda koyunlarda yaptığımız enfeksiyon denemelerinde abort yapan enfeksiyonları oluşturduğumuz gibi enfekte koyunların kan serumlarında inokule edilen virusa karşı özel antikor meydana geldiğini de saptamış bulunuyoruz.

(11)

Koyunlarda Ahort Yapan Orbiviru.lara ... 145

Koyunlarda yapılan enfeksiyon denemelerinde enfekte koyunların kotiledonlarından virus tekrar izole edilmiş ve izole edilen bu virusun tavşanlarda orijinal virusa karşı hazırlanmış olan hiperimmun serum-la nötralize olduğu böylece enfeksiyon etkeninin hasta koyunlardan tekrar izole edildiği ortaya konulmuştur.

Tavşan ve kobaylarda yapılan enfeksiyon denemelerinde de ay-nı şekilde enfekte hayvanlardan virus izole edilmiştir.

tık çalışmada (I i) yapılmamış olan elektronmikroskopi çalış-maları ilk defa tarafımızdan yapılmıştır.

Reovirus familyasının Orbivirus grubu içinde yeni bir serotip olarak nitelendirebildiğimiz bu virusun meydana getirdiği hastalığın Türkiye'de koyunlardaki durumunu saptamak amacıyla Ankara'ya bağlı çeşitli ilçelerin, koyunlarında yavru atma ihbar edilen 6 köyü ilc, Ankara mezbahası ve koyunlarında yavru atma olmadığı kesin olarak bilinen 3 kamu kuruluşundan toplam 767 serum üzerinde en-direkt teşhis yöntemleri uygulanmıştır.

Ankara mezbahasından sağlanan 255 serumun mikronötralizas-yon testi ile yapılan antikor taramasında sadece 4 tanesinde pozitif sonuç alınmıştır. Bu durum bize Türkiye'de hastalıklı, ya da hasta-lıksız olduğu belirli olmayan çeşitli bölgelerdeki koyunlarda yak-laşık olarak

%

1,5 oranında bu hastalığa karşı antikor bulunduğunu göstermektedir.

Koyunlarda yavru atma ihbarı yapılan köylerdeki abort yap-mış 53 koyuna ait kan serumlarından nötralizasyon testi ile 35

(%

66) adet serumda pozitif sonuç alınmıştır. Aynı köylerden normal doğum yapmış veya gebe olan koyunlardan toplanan kan serumunda ise nötralizasyon testi 27

(%

16) serumda pozitif çalışmıştır.

Genel olarak hastalığın Türkiye'deki durumu~lU saptamak için sadece birkaç bölgeden toplanan kan serumları ilc araştırmanın ya-pılması kesin kanaat edinme bakımından yetersiz sayılabilir. Ancak araştırmada kullanılan 767 kan serumuna ait hayvanların hastalık yönünden bir kısmı belirsiz, bir kısmı kesin olarak hastalıksız ve üçün-cü kısmı da yavru atma ihbarı ile bilinen bölgelere ait olduğu için koyunlardaki yavru atma vakalarında bu hastalığın önemi hakkında yapılan endirekt teşhis yöntemi bize az veya çok yeterli bir bilgi ver-miştir.

Hastalığın Türkiye'deki genel durumunu, diğer bir deyimle ko-yunlarda abort yapan hastalıklar içerisinde Türkiye'de bu

(12)

enfeksi-146 İbrahim Burgu

yonun yerini daha kesin olarak saptayabilmek için genİş ve bölgesel bir tarama araştırmasInIn yapılması gerektiğini önerehiliriz.

Literatür

1- Andrewes, C. H. and Horstmann, D. M. (1949): The suscep-tibility of viruses to ethyl ether.

J.

Gen. MierobioI., 3, 290-297.

2- Becker, Y. (1966): An approaclı to the organization and classification of vertebrate ,iruses. Nature, 210, IOI9-I02I.

3- Borden, E. C., Shope, R. E. and Murphy, F. A. (I97ı): Phy-sicochemical and morphological relationships of some Arthropod Bome viruses to Bluetongue Virus-A new taxonomic group. Physicochemical and serologica.l studies.

J.

Gen. ViroL,. 13, 261-271.

4- Cooper, P. D. (I 96ı): A c!ıemical basis for clcssijicction of artimal viruses. Nature, 190, 302-305.

5- Cowdry, E. V. (1934): The problem of intranuclear inclusions in virus diseases. Areh. Pathol., 18, 527-5,12.

6- Cruickshank, R., Duguid,

J.

P., Marmion, B. P. and Swain, R. H. A. (1975): Medical Microbiolog)'. Vol. one-Mierobial In-feetion 12. Edition. Churehill Livingstone, Edinburg and Lon-don, 176-233; 4°7-512.

7- Dulbecco, R. (ı 952): Production of plaques in monolayer tissue cul-ture by single particfes of an animal viruses. Proe. Nat. Aead. Sei., 38, 747-752.

8- Feldman, H. A. and Wang, S. S. (1961): Sensitivity of various viruses to chloroform. Proe. Soe. ExtpL BioL Med., ıo6, 736-74°. 9- Frey, H. R. und Liess, B. (1971): Vermehrungskinetik und

Verwend-barkeit einer stark ;:ytopat!ıogenen VD-MD-Virusstammes fiir diagnos-tische Untersuchungen mit der lvfikrotiter-Afethode. Zbl, Vet. Med.,

18, 61-71.

IO- Gomates, P.

J.,

Tamm, Z., Dales. S. and FranWin, R. M.

(I962): Reovirus type 3: Physical characterisıics cnd intemction with L. cells. Virology, 17, 441-454.

11- Gürtürk, S. ve Finci, E. (1973): Abort olmuş bir kuzudan izole edil-miş bir virus (Ankara Virusu) üzerinde araştırmalar. IV. Bilim Kong-resi, 5-8 kasım, Ankara.

(13)

Koyunlarda Abort Yapan Orbiviruslara ... 147

12- Hamparian, V. V., HiDeman, M. R. and Keder, A. (1963): Contributions to characterization and classification oj animal viruses. Proc. Soc. Expt!. Bio!. Med., 112, 1040-1050.

13- Jawetz, E., Melnick, J. and Adelberg, E. A. (1976): Rewiev of Medical Microbiology, 12. Edition. Lange Medical Publications,

U.S.A., 289-491.

14- Kaerber, G. (1964): In diagTıostic procedures for virus and ricketsial disease. Public Health Assn. (New-York) 3, 48-50.

15- Malik, H. A. (1975): TürkiJıe'de sığırlarda Porainfluenza-3 hastalığı ü;;:erindearaştırmalar. Doktora tezi. A.Ü. Veteriner Fakültesi, An-kara.

16- Matheka, H. D., Mayr, A. and Bögel, K. (1962): Die Tryp-sin Resistenzzprüfung zur differen;;:ierung Heiner Chlorojorm stabiler Virusarten. ZbL. Bakt. 1. Org., 187, 137-14.3.

17- Mayr, A. und Bögel, K. (1961): Der chlorojorm-Resistenztest ;:.ur lsolierung und Characterisierung von EnterovireTt. Zb!. Bakt. 1. Org., 182, 564-570.

18- Mayr, A., Bachman, P. A., Bibrack, B. und Wittmann,

G. (1974): Virologische Arbeitsmethoden Bd. i. Gustav Fischer Vcr-lag-Stuttgart, Seite, 666.

19- Pereira, H. G. (1961): The cytopathic effect oj animal viruses. Adv. Virus Res., 8, 245-285.

20- Plowright, W., Brown, F. and Parker, J. (1966): Evideneefor the type oj nucleic acid in African swine fever virus. Arch. ges. Virus-[orseh., 19, 289-304.

21- Tamm, I. and Eggers, H.

J.

(1963): Specific inhibition ojreblica-tion oj animal viruses. Sciencc, 142, 24-33.

22- Theller, M. (1957): Action of sodium desoXYcllOlateon arthropodbor-ne viruses. Proc. Soc. ExptL. Bio!. Med., 96, 380-382.

23- Virus Subcoınınitee of International NomencIature Com-mitte (1963): Recommandation on virus nomenetature. Virology, 21,

516-517.

24- Vogel, J. and Shelokov, A. (1957): Adsorbtion hemaglutination test for influenza virus in monkey kidney tissue culture. Scicnce, 126, 358-359.

(14)

148 ıbrahim Burgu

25- WaUis, C. and Melnick,

J.

L. (1962): Cationic stabilizatioıı-A new property of enteroviruses. Virology, 16, 5°4-506.

26- Western Hemisphere Committee on Animal Virus Charac-terization (1975): An updated listing oj animal reference virus re-commeltdatiolls. Amer.

J.

Vet. Res., 36, 861-872.

27- Wild, T. F. and Brown, F. (1967): Nature of inactivating action of trypsin onjoot and mouth disease virus.

J.

Gen. ViraL., l, 247-25°. 28- Wildy, P. (1971): Monographs in Virology. Vol. 5. Classification

and nomenclature oj viruses. S. Karger, AG, Basel, pp. VIII-8I. 29- Wilner, I. B. (1969): A classijication of the major groups oj human

(15)

Koyunlarda Abart Yapan Orbivinslara ... 149

..•.

Resim I. Virusun Zeİss EM-gS e1ekronmikroskopu ile gorunumiı.

(Phosphor Wolfram asidi ile boyama X 135.000)

(16)

150 - İbrahim Burgu

Resim 3. Yaklaşık lOgünlük gebe tavşandan inokulasyondan 8 gün sonra abort olan rotüs.

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, we aimed to identify the Eimeria species causing coccidiosis in broilers in Turkey using a molecular technique based on the PCR and determine the prevalence

Eğer anamnezde, fiziksel muayenede veya diğer tanı yöntemlerinde her- hangi bir anormallik tespit edilirse değerlendirme için minimum veri tabanında belirtilenden daha fazla bilgi

This study was aim to investigate the presence of Leishmania amastigotes in CL suspected patients who applied to Erciyes University Medical Faculty Department of Parasitology,

The phylogenetic analyses revealed that the obtained WolKys1 isolate belongs to Wolbachia Super Group B and wPIP group.. According to the phylogenetic comparisons the WolKys1

GM gıdalar tüketebileceğini belirten tüketiciler (% 9.10) arasında ise C2 ve DE grupları ile AB grubu tüketiciler arasında anlamlı farklılık bulunmakta, yaş gruplarında

In the present study, while eNOS expression was not observed in the epithelium of either the ampulla or the fimbria during both the oestrus and luteal phases, in the oestrus

Yine gruplar arasında rasyonlarına katkı maddesi ilavesi yapılan gruplarda yemden yararlanma oranları (Çizelge 5) kontrol grubuna göre istatistiksel olarak önemli derecede

Marmara bölgesindeki aşılı broyler damızlık sürülerin tamamının seropozitif olduğu, bu damızlıklardan elde edilen toplam 120 serumun % 40’ının yüksek, % 59.2’sinin