• Sonuç bulunamadı

Adölesanlarda Gazlı İçecek Tüketimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adölesanlarda Gazlı İçecek Tüketimi"

Copied!
98
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ADÖLESANLARDA GAZLI İÇECEK TÜKETİMİ

Cafer ERGAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 6 (altı) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Cafer

Soyadı : ERGAN

Bölümü : Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı

İmza :

Teslim Tarihi :10/01/2017

TEZİN

Türkçe Adı : Adölesanlarda Gazlı İçecek Tüketimi

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

(5)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

Cafer ERGAN tarafından hazırlanan “Adölesanlarda Gazlı İçecek Tüketimi” adlı tez çalışması, jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Doç. Dr. Saime KÜÇÜKKÖMÜRLER ……….

(Aile Ekonomisi ve Beslenme Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi)

Başkan: Ayşe Özfer ÖZÇELİK ……….

(Aile Ekonomisi ve Beslenme Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi)

Üye Yrd. Doç. Dr. Hüsne DEMİREL ………. (Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı, Ankara Üniversitesi)

Tez Savunma Tarihi: 21/12/2016

Bu tezin Aile Ekonomisi ve Beslenme Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Ülkü Eser ÜNALDI

(6)

iv

TEŞEKKÜR

Beslenme, büyüme, yaşamın sağlıklı sürdürülebilmesi ve sağlığın korunması için besin maddelerinin vücuda alınmasıdır. İnsan vücudunun %59’u sudan oluşmaktadır.

Beslenmede sıvı tüketimi çok büyük önem arz etmektedir. Sıvı tüketimi başta su olmak üzere; çay, kahve, şekerli içecekler ve günümüzde tüketimi yadsınamayacak kadar artan gazlı içeceklerden karşılanmaktadır.

Gazlı içecekler; sıvı ihtiyacını gidermektedir. Fakat vücutta, şeker ve karbondioksit gazından dolayı birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Tüketim nüfusunu son yıllarda etkileyen grup ise adölesan çağı bireyleridir.

Araştırmada Şanlıurfa/Viranşehir bölgesinde, adölesan çağında bulunan bireylerin, gazlı içecek tüketim durumları saptanmaya çalışılmıştır.

Çalışmanın başlangıcından bitimine kadar her aşamada bilgi ve deneyimlerini paylaşan tez danışmanım Doç. Dr. Saime KÜÇÜKKÖMÜRLER’e,

Her aşamada, her konuda yardımlarını esirgemeyen ve özveri ile yaklaşan Yrd. Doç. Dr. Hüsne DEMİREL’e

Anket çalışmalarında duyarlılıkla yaklaşım sergileyen Şanlıurfa/Viranşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarına ve ilçede bulunan ortaokul ve lise kurum müdürlerine,

Desteklerini her zaman gösteren çalışma arkadaşlarıma,

Her zaman ve her şekilde başarı duygusunu yaşatan ve yaptığım her çalışmada sonuna kadar cesaretlendiren ve destekleyen canım aileme çok teşekkür ederim.

Araştırmanın, yapılacak olan çalışmalara kaynak teşkil etmesini temenni ederim.

(7)

v

ADÖLESANLARDA GAZLI İÇECEK TÜKETİMİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Cafer ERGAN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Aralık, 2016

ÖZ

Bu tezin amacı adölesan çağındaki bireylerin gazlı içecek tüketimini saptamak ve gazlı içecek tüketimini etkileyen etmenleri incelemektedir. Veriler anket formu kullanılarak toplanmıştır. Aynı zamanda öğrencilerin Beden Kütle İndeksi (BKI) değerlerini saptamak amacıyla BIA yöntemi (Tanita) cihazı, vücut yağ oranını saptamak amacıyla triceps deri kıvrım kalınlığını ölçmek için Kaliper cihazı kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS paket programından yararlanılarak sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerler elde edilmiştir. Verilerin karşılaştırılmasında ki kare testi kullanılmıştır. Katılımcıların en çok tercih ettiği gazlı içecek koladır. Katılımcılar gazlı içecekleri genellikle öğün aralarında tüketmektedir. Kız öğrencilerde gazlı içecek tüketimi arttıkça üst kol deri kıvrım kalınlığının da arttığı saptanmıştır. Aromalı kola ve meyveli soda tüketimi erkek öğrencilerde daha fazla bulunmuştur. Gazoz ve enerji içeceğinin tüketimi de yine erkek öğrencilerde daha fazladır. Gazoz tüketen öğrencilerin baş ağrısı yaşama sıklıklarının daha fazla olduğu saptanmıştır. Sürekli olarak şekerli gıda yeme arzusu kız öğrencilerde daha fazla bulunmuştur. Katılımcıların yaşı arttıkça yaz aylarında gazlı içecekleri daha fazla tükettikleri saptanmış ve istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Bu nedenle her kademede öğrenim gören adölesan çağındaki öğrencilere ve velilerine gazlı içecekler ve vücut üzerindeki etkileri hakkında eğitim verilmelidir. Okul kantinleri ve okul

(8)

vi

çevrelerindeki yiyecek-içecek satışı yapan yerler denetlenmeli ve gazlı içeceklerin adölesan çağındaki öğrencilere satışının minimum seviyede indirilmesi sağlanmalıdır.

Anahtar Kelimeler : Adölesan, Sağlık, Gazlı İçecek, Tüketim

Sayfa Adedi :95

(9)

vii

CARBONATED DRINK CONSUMPTION FOR ADOLESCENT

(Master’s Thesis)

Cafer ERGAN

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCE

December, 2016

ABSTRACT

The purpose of this thesis to determine the consumption of the carboneted drinks in adolescents and examine the factors influencing the consumption of carboneted drinks. The data were collected using a questionnaire. At the same time, a BIA (Tanita) device was used to determine the Body Mass Index (BMI) values and also a Caliper device was used to determine the percentage of body fat and to measure the upper arm skinfold thickness. By using the SPSS package program, number, percentage, average, standard deviation, minimum and maximum values were obtained in evaluating the values. Chi-square test was used to compare the data. Participants generally consume carbonated drinks between meals. As long as carbonated drink consumption increases in male students, it was detected that the upper arm skinfold thickness has also increased. The consumption of flavored cola and fruit soda was observed more in male students. The consumption of soda pop and energy drinks are also higher in male students. It has been detected that the frequency of having a headache in students consuming carbonated drinks are higher. The desire to eat sugary foods continuously has been observed more in female students. As long as the age of the participants increases, it has been determined that they consume carbonated drinks more in summer months and it has been found significiant statistically. Therefore, training must be given to students in adolescence studying at all levels and their parents about carbonated drinks and their effects on the body. School canteens and places that sell food

(10)

viii

and drinks around schools must be inspected and it should be maintained that sales of carbonated drinks to students in adolescence be reduced to a minimal level.

Key Words : Adolescence, Health, Carbonated drink, Consumption

Page Number :95

(11)

ix

İÇİNDEKİLER

ÖZ………...….vi

ABSTRACT ………..viii

TABLOLAR LİSTESİ ...………xii

BÖLÜM I ………...……...….1

1

.

GİRİŞ ………...…..1

1.1.Problem Durumu ………...2 1.2. Araştırmanın Amacı ……….3 1.3.Araştırmanın Önemi ……….…4 1.4 Sayıltılar ……….4 1.5 Sınırlılıklar ……….…5 1.6. Tanımlar ………5

BÖLÜM II ……….…...…7

2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………..……7

2.1. Beslenme………...…..7

2.2.Adölesan Dönem ve Özellikleri……….7

2.3. Adölesan Döneminde Beslenme………8

(12)

x

2.5.Gazlı İçecek Tüketimi ……….10

2.5.1.Gazlı İçeceklerin Tarihçesi………...10

2.5.2. Gazlı İçeceklerde Kullanılan Ana ve Yardımcı Maddeler………11

2.5.2.1. Su……….11 2.5.2.2. Karbondioksit (CO2)………12 2.5.2.3. Şeker………12 2.5.2.4. Asitler………...13 2.5.2.5. Kafein………..13 2.5.2.6. Renk Maddeleri………...14 2.5.2.7. Diğer Maddeler………...…14

2.5.3.Gazlı İçecek Çeşitleri ………14

2.5.3.1. Maden Suyu – Mineralli Su………14

2.5.3.2.Meyve Aromalı Soda ………...16

2.5.3.3. Gazoz ………...16

2.5.3.4.Meyve Aromalı Gazozlar ……….17

2.5.3.5. Tonik ………...17

2.5.3.6.Enerji İçeceği ………..18

2.5.3.7. Kola ……….19

2.5.4.Gazlı İçeceklerin Besin Bileşimleri ………...20

2.5.5. Gazlı İçeceklerin Tüketim Sebepleri ………..21

2.5.6.Gazlı İçeceklerin Sağlık Üzerine Etkileri………21

2.5.6.1.Gazlı İçecekler ve Obezite İlişkisi ………...22

(13)

xi

BÖLÜM III. ………27

3.YÖNTEM……….27

3.1 Araştırma Modeli……….27

3.2. Evren ve Örneklem………..27

3.3.Veri Toplama Yöntem ve Araçları ………27

3.4 Verilerin Analizi………...29

BÖLÜM IV. ………31

4. BULGULAR VE TARTIŞMA………...….31

4.1.Öğrencilerin Demografik Bilgileri….………...…………..31

4.2. Öğrencilerin Sağlık Durumları……….……….34

4.3.Öğrencilerin Sıvı Tüketim Durumları………37

4.4. Öğrencilerin Gazlı İçecek Tüketim Durumları………...………...40

4.5. Öğrencilerin Gazlı İçeceklere Karşı Tutum ve Davranışları ………...…..52

BÖLÜM V. ………...…..61

5.SONUÇ VE ÖNERİLER ………...61

5.1. Sonuç ………63 5.2 Öneriler ………63

KAYNAKÇA

………...………..65

EKLER ...……….71

(14)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Gazlı İçeceklerin Besin Bileşimleri ……….……….….20

Tablo 2. Öğrencilerin Demografik Bilgilerinin Dağılımı …..…..………...…32

Tablo 3. Öğrencilerin Hane Gelir Durumları, Anne ve Baba Eğitim Durumları ile Meslek Dağılımları.………..33 Tablo 4. Öğrencilerin Triceps Deri Kıvrım Kalınlığı Ölçüm Dağılımı …..………34

Tablo 5. Öğrencilerin Fiziksel Aktivite Yapma Durumları ve Haftalık Fiziksel Aktivi5e Yapma Süreleri Dağılımı ………...35 Tablo 6. Öğrencilerin Diş Rahatsızlığı ve Sağlık Sorunları Dağılımı ..………..36

Tablo 7. Kız Öğrencilerin Yaş, Boy, Kilo, BKI, Skinfold ve Ortalama, Standart Sapma, Minimum ve Maksimum Değerlerinin Dağılımı...………...……….…..37 Tablo 8. Erkek Öğrencilerin Yaş, Boy, Kilo, BKI, Skinfold ve Ortalama, Standart Sapma, Minimum ve Maksimum Değerlerinin Dağılımı...………...……….…..37 Tablo 9. Öğrencilerin Son 24 Saatte Su Tüketim Miktarı Verilerinin; Ortalama, Standart Sapma, Minimum ve Maximum Değerlerinin Dağılımı ………..38 Tablo 10. Öğrencilerin Su Tüketim Miktarları ve Su Tüketim Zamanlarının Dağılımı…...38

Tablo 11. Öğrencilerin Süt Tüketim Durumları ve Günlük Süt Tüketimi ……….….39

Tablo 12. Öğrencilerin Meyve Suyu Tüketim Durumları ve Günlük Meyve Suyu Tüketim Miktarları………...…..40 Tablo 13. Öğrencilerin Tüketmeyi En Çok Tercih Ettikleri Gazlı İçecekler ……..….……41

(15)

xiii

Tablo 14. Öğrencilerin İçecek Tüketimleri ile Cinsiyetlerinin Karşılaştırılması ...……..42

Tablo 15. Öğrencilerin Günlük Gazlı İçecek Tüketimi ve Gazlı İçecek Tüketim Zamanları Dağılımı ………...44 Tablo 16. Öğrencilerin İçecek Tüketiminin Diş Çürüğüne Etkisi ...…………..….……….46

Tablo 17. Öğrencilerin İçecek Tüketiminin Fiziksel Aktivite Yapma Süresine Etkisi …….48

Tablo 18. Öğrencilerin İçecek Tüketimi ile Cinsiyete Göre Triceps Deri Kıvrım Kalınlıklarının Karşılaştırılması……...………...50 Tablo 19. Öğrencilerin İçecek Tüketimi ile Gelir Durumlarının Karşılaştırılması……...40

Tablo 20. Öğrencilerin İçecek Tüketimi ile Baş Ağrısı ve Ayak Kemiklerinde Sızı Yaşam Sıklıklarının Karşılaştırılması………..52 Tablo 21. Öğrencilerin Gazlı İçecekler Hakkındaki Tutum ve Davranışlarının Cinsiyetleri İle Karşılaştırılması ……….53 Tablo 22. Öğrencilerin Gazlı İçecekler Hakkındaki Tutum ve Davranışlarının Yaşları ile Karşılaştırılması ...………...57

(16)

1

BÖLÜM I

1.GİRİŞ

Beslenme; büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin kullanılmasıdır. Beslenme, insan gereksiniminin başında gelmektedir (Baysal, 1993). Beslenme, insan yaşamında belirli dönemler ile sınıflandırılır. Kronik birçok hastalık çoğu zaman yetişkinlik döneminde ortaya çıkmasına rağmen, bu hastalıkların temeli genellikle çocukluk ve gençlik yıllarında atılır (Garipağaoğlu, Budak, Öner, Sağlam & Nisli 2006).

Adölesan çağı fiziksel, biyokimyasal, ruhsal ve sosyal yönden hızlı büyüme, gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Bu dönemde kazanılan doğru ve yanlış alışkanlıklar, bireyin yaşam boyu sağlığını etkileyebilir (Baysal, 1995). Büyüme hızlı olduğu ve etkinlik arttığı için ergenlik çağında toplam enerji ve besin ögeleri gereksinimi, yaşamın hiçbir döneminde olmadığı kadar yüksektir. Adölesan dönemi kadınlarda 13-17; erkeklerde ise 15-21 yaşları arası dönemi kapsar. Dikkatli ve bilinçli davranılmadığı takdirde beslenme ile ilgili çeşitli sorunlarla karşılaşılabilecek bir dönemdir (Önder vd., 2000). Akran ilişkilerinin ön planda olduğu bu dönemde adölesanlar düzensiz öğünler, arkadaşları ile birlikte atıştırma ev ortamı yerine dışarıda yemek yeme gibi yanlış beslenme alışkanlıkları geliştirebilirler (Demirezen ve Coşansu, 2005). Tükettikleri yiyeceklerin yanında veya günlük hayatta sıvı alımına ihtiyaç duyarlar.

Sıvı tüketimi su ve diğer içeceklerle sağlanır. Su yaşam için besinden de önemlidir. Yetişkin insan vücudunun yarıdan çoğu (%58) sudur. Vücutta oluşan zararlı maddeler idrar ter dışkı ve solunum yoluyla atılır ve vücuttan su kaybı oluşur (Baysal ve Küçükaslan,

(17)

2

2003). Kaybedilen sıvı yerine tekrar su ve diğer içecekler ile konulur. Diğer içecekler sıralamasında son yıllarda ilk sıralarda görülen içecekler gazlı içeceklerdir.

Gazlı içecek; su, karbondioksit, şeker, asitliği düzenleyici, esans, meyve özü, kola ekstraktı ve koruyucu maddeler ile üretilen ferahlık ve serinlik verici içecek grubudur (“Gazlı İçecek Teknolojisi”, 2015). Gazlı içecekler içerdiği yüksek miktardaki karbondioksit gazı ve şeker nedeniyle sağlık üzerinde birçok olumsuz etkiye neden olmaktadır. Şekerli içecek tüketimi adölesanların aşırı enerji alımlarına neden olmaktadır ve bu durum adölesanların sağlığını olumsuz etkilemektedir (Köksal ve Karaçil, 2014). Şekerli içecek tüketiminin artması, gıda katkı maddelerinin de vücuda girişine izin vermekte, bu tüketimler obeziteye de zemin hazırlamaktadır (İnanç, 2014). Gazlı içecekler oral ve özeafagiyal mukozada poliferatif ve rejeneratif irritan etkilere neden olmakla birlikte diş çürüğü ve dental erozyona da neden olduğu ortaya konulmuştur (Babayiğit, Oğur, Tekbaş & Hade, 2006).

Bu nedenle adölesan çağındaki bireylerin gazlı içecek tüketimlerini ve gazlı içecek tüketim tercihini etkileyen etmenleri incelemek önemlidir. Adölesan dönemi, yaşamın ilk dönemlerinden sonra büyüme ve gelişmenin en çok görüldüğü ikinci dönemdir. Bu çalışmanın amacı adölesanların gazlı içecek tüketim miktarını ve gazlı içecek tüketimini etkileyen etmenleri incelemektir. Ayrıca yapılan bu çalışmanın adölesan çağındaki bireylerin ebeveynleri, eğitimciler ve bu konuda çalışma yapacak uzmanlar için kaynak teşkil edeceği düşünülmektedir. Bundan dolayı adölesanların gazlı içecek tercihi ve bu tercihe etki eden faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır.

1.1.Problem Durumu

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde yer alan ortaokul ve liselerde öğrenim gören adölesan dönemi öğrencilerinin gazlı içecek tüketim tercihi ve gazlı içecek tüketimini etkileyen etmenler problem durumu olarak belirlenmiştir. Literatür taramasında ülkemizde ve dünya üzerinde gazlı içecek tüketimi çok olmasına karşın yapılan çalışmalar ve araştırmalar oldukça az sayıdadır. Tüketiminin fazla olması ve bu tüketim payının büyük bir bölümünü oluşturan adölesanların tüketimi üzerine sınırlı sayıda çalışma yapılmıştır. Bu nedenle bu çalışma gazlı içeceklerin adölesan çağındaki bireylerin gazlı içecek tüketimlerini saptamak için yararlı olacaktır.

(18)

3 1.2.Araştırmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı adölesan çağındaki bireylerin gazlı içecek tüketimini saptamak ve gazlı içecek tüketimini etkileyen etmenleri incelemektir. Bu genel amacı gerçekleştirmek için şu sorulara cevap aranmıştır.

 Vücut ağırlıkları nedir?

 Beden Kütle İndeks (BKI) değerleri nedir?  Triceps deri kıvrım kalınlığı nedir?

 Fiziksel gelişim ile gazlı içecek tüketimi arasında ilişki var mıdır?  Sosyo-kültürel düzeyi nedir?

 Gelir durumları nedir?

 Sosyo-Kültürel düzey ile gazlı içecek tüketimi arasında ilişki var mıdır?  Gelir durumu ile gazlı içecek tüketimi arasında ilişki var mıdır?

 Adölesanlarda gazlı içecek tüketimi nedir?

 Gazlı içeceklerin sağlık sorunları ile ilişkisi var mıdır?

 Diş sağlığı ve diş kaybı ile gazlı içecek tüketimi arasında ilişki var mıdır?  Cinsiyet farklılıklarının gazlı içecek tüketimine etkisi var mıdır?

 Yaşın gazlı içecek tüketimi üzerinde etkisi var mıdır?  Gazlı içeceklerden daha çok hangisi tercih edilmektedir?  Gazlı içecek tüketim sıklıkları nedir?

 Gazlı içecekleri tüketim zamanları nedir?  Gazlı içeceklere karşı tutum nasıldır?

(19)

4 1.3.Araştırmanın Önemi

Gazlı içecekler son yıllarda içecekler arasında en çok tercih edilen içecekler arasında yerini almıştır. Tüketimin ise özellikle adölesan çağdaki bireylerde görülmesi, bireylerin gelişimini olumsuz etkilemekte ve sonraki yaşamında başta obezite olmak üzere birçok sağlık sorunu için tehdit oluşturmaktadır. Obezite günümüzde hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bu nedenle çocukluk çağındaki obezite büyük bir önem taşır. Çocukluk çağındaki obezite ileride kalp hastalıkları, inme, hipertansiyon, kanser, tip 2 diyabet, solunum sistemi hastalıkları, ortopedik sorunlar gibi ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır (Davies, 1998).

Adölesan dönem, bireyin fiziksel ve ruhsal gelişimi tamamladığı bir dönemdir. Dünya Sağlık Örgütü 10-19 yaş arasını adölesan dönem olarak tanımlamaktadır. Türkiye’ de genel nüfusun yaklaşık %16’sını 12-18 yaş grubu oluşturmaktadır (Toyar, 2011). Bu dönemde kazanılan doğru ve yanlış alışkanlıklar, bireyin yaşam boyu sağlığını etkileyebilir. Hızlı büyüme ve gelişme besin gereksinmelerini arttırır (Baysal, 1995).

Bu araştırma ile adölesan çağdaki öğrencilerin gazlı içecek tüketimleri ve bu tüketime etki eden nedenler incelenmiştir. Bu çalışma ile adölesan dönemdeki öğrencilerin gazlı içecekleri ne kadar tükettikleri ve ne zaman tükettikleri tespit edilecektir. Bununla birlikte gazlı içecek tüketiminin cinsiyet, BKI ve yaş ile gazlı içecekler karşı tutumun saptanması hedeflenmektedir. Saptanan hedefler sonuçlandığında elde edilen veriler; ebeveynlerin, okul çalışanlarının ve bu konu ile ilerde yapılacak olan çalışmaları hazırlayacak uzmanların başvuracağı bir kaynak olacaktır.

1.4.Sayıltılar

 Araştırmada kullanılan örneklem grubu evreni temsil etmektedir.

 Araştırmaya alınan örneklem grubunun ankete verdiği cevaplar doğrudur.

 Gazlı içecek tüketimi yaşa, cinsiyete ve Beden Kütle İndeksi’ne (BKI) göre değişebilir.

 Sıvı tüketimi gazlı içecek tüketimini etkileyebilir.

(20)

5 1.5.Sınırlıklar

 Araştırma Şanlıurfa ili Viranşehir ilçesinde öğrenim görmekte olan ortaokul ve lise çağındaki öğrenciler ile sınırlıdır.

 Araştırmadan elde edilecek olan veriler anketin uygulandığı gün ile sınırlıdır.  Araştırma için hazırlanan ve kullanılan anket, sadece gazlı içecek tüketimi ve bu

tüketimi etkileyen etmenler ile sınırlıdır.

 Vücut ağırlığı, ölçümün yapıldığı gün ile sınırlıdır.

 Araştırmada yer alan öğrencilerin yaşları 13 – 17 ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Adölesan: 10-19 yaş grubunu oluşturan bireylere denir (DSÖ, 2013).

Besin: Bitkilerin ve hayvanların yenilebilen kısmına denir (Baysal, 1995).

BKİ (Beden Kütle İndeksi): Vücut ağırlığının kilogram (kg), boy uzunluğunun metre (m) cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır (“BKI”, 2013). Yetişkin bir insanın ağırlığının boyuna göre sağlıklı aralıkta olup olmadığını belirlemeye yarayan bir parametredir.

SPSS (Statistic Pockets For Social Sciences): Spss bir istatistik programıdır. Özellikle Sosyal Bilimlerde, pazar araştırmalarında, sağlık araştırmalarında başta anket şirketleri, hükümetler ve eğitim kurumları olmak üzere pek çok kurum tarafından kullanılır (“SPSS”, 2013).

Biyoelektrik Empedans Analizi: vücuttan geçirilen elektrik akımına yağ dokusunun verdiği direncin diğer dokulara göre farklı olması prensibine dayanan; vücut yağ kütlesinin objektif şekilde hesaplanması için kullanılan, geçerliği ve güvenirliği yüksek bir ölçüm metodudur (Yosmanoğlu, Baltacı & Derman, 2010). Şişmanlığın saptanmasında kullanılan farklı yöntemler vardır. Klinik ve epidemiyolojik çalışmalarda uygun bir yöntem olan Biyoelektrik Empedans Analizi’nin (BIA), son yıllarda artış göstermiştir. BIA metodu, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda uygulama rahatlığı, tekrar edilebilir olması, sonuçları hızlı bir şekilde vermesi, girişimsel olmaması nedeniyle vücut bileşiminin

(21)

6

değerlendirmesinde kullanılan en etkin yöntemler arasındadır (Çetin, Muhtaroğlu, Yılmaz & Kurtoğlu, 2015). Çalışmada Beden Kütle İndeksi’ni saptamak amacıyla TANİTA cihazı kullanılarak Biyoelektrik İmpedans Analiz yöntemi kullanılmıştır.

Triceps Deri Kıvrım Kalınlığı: Triceps ölçümleri kol vücut yanında serbest bırakılmış şekilde iken akromion ve olekranon arasındaki mesafenin tam orta noktasından vertikal olarak alınır. Pektoral bölge ölçümleri anterior aksillar çizgi ile göğüs ucu arasındaki mesafenin orta noktasından diagonal olarak yapılır. Subskapular ölçümler, skapulanın inferior açısının 1-2 cm altından 45 derecelik açıyla diyagonal olarak alınır. Suprailiak ölçümler iliak krista hattı ile anterior aksillar hattın kesişim yerinden diyagonal olarak yapılır (Yosmanoğlu, Baltacı & Derman, 2010). Bu çalışmada ölçümler yapılırken kaliper cihazı kullanıldı ve iki parmakla sıkıştırılan deri kıvrımının hemen üstüne yerleştirildi ve ölçüm esnasında deri kıvrımı parmaklarla tutulmaya devam edildi. Tüm ölçümler vücudun sağ tarafından aynı kişi tarafından yapıldı.

(22)

7

BÖLÜM II

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde, gazlı içeceklerin tanımı, gazlı içeceklerin çeşitleri ve içerikleri, gazlı içeceklerin sağlık üzerine etkileri ve gazlı içecekler ile ilgili yapılmış çalışmalara yer verilmektedir.

2.1.Beslenme

Beslenme; büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin kullanılmasıdır. Beslenme, insan gereksiniminin başında gelmektedir (Baysal, 2002). Her canlı varlığın yaşamını devam ettirmesi için beslenmesi zorunludur. Beslenme insanın en temel ihtiyaçlarından biridir ve bu ihtiyacın en iyi şekilde karşılanması, diğer ihtiyaçların yerine getirilmesinde güven yaratıcı bir unsur oluşturur (Erten, 2006). Sağlıklı, üretken ve yetenekli insan potansiyeline sahip olabilmek için toplumu oluşturan bireylerin, özellikle de sürekli ve hızlı bir büyüme ve gelişme sürecinde bulunan bebeklerin, çocukların ve ergenlerin yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmesi gerekmektedir (Baykan, 1999).

2.2. Adölesan Dönemi ve Özellikleri

Adölesan çağı, fiziksel, biyokimyasal, ruhsal ve sosyal yönden hızlı büyüme, gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir (Baysal, 1995). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 10-19 yaş grubunu adölesan, 15-24 yaş grubunu gençlik dönemi olarak tanımlamaktadır. Türkiye'de toplumun %29,1’ini DSÖ’ne göre adölesan döneminin bir parçası olan 15 yaş altı nüfus da içine alan grup oluşturmaktadır (Demirezen ve

(23)

8

Coşansu, 2005). Ergenlik fiziksel değişiklikleri de beraberinde getirir ve bir kişinin sesini, yüz çehresini değiştirmenin yanı sıra ikincil cinsiyet özellikleri de ortaya çıkarır (görebildiğiniz fiziksel değişimler). Kızlar için bu göğüs gelişimi ve kalçaların genişlemesi; erkekler için ise, daha kaslı bir yapıya sahip olma, omuzların genişlemesi ve sakal çıkması anlamına gelir (Gül ve Güneş, 2009).

2.3. Adölesan Döneminde Beslenme

Bu dönemde hızlı büyüme ve gelişme besin gereksinimlerini arttırır (Baysal, 1995). Ergenlik dönemi insan gelişiminde en hızlı artışın olduğu bebeklikten sonra ikinci dönemdir (Toyar, 2011). Bu dönemdeki fiziksel değişiklikler bedenin besin gereksinimlerini de değiştirmektedir. Enerji, protein, vitamin ve mineral gereksiniminin yanı sıra iştah da bu dönemde artmıştır (Erkan, 2011).

Özellikle bu dönemde beslenmeye dikkat etmek gerekmektedir. Erken yaşlarda yetersiz beslenme nedeniyle beynin yapısal ve organik fonksiyonlarında meydana gelen bozukluklar, ileri yaşlarda davranış bozukluğu ve öğrenme yeteneklerinin azalması şeklinde ortaya çıkabilmektedir (Önder vd., 2000). Ergenlik döneminde besin gruplarının yetersiz tüketilmesi sonucunda; gelişme geriliği, bodurluk, boya göre düşük kilolu olunması ve gecikmiş puberte gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Adölesanlarda ilkokuldan sonra ve yaş ilerledikçe, diyet kalitesinde ve özellikle sebze meyve tüketiminde belirgin azalma görülmektedir (Akman, 2012).

Akran ilişkilerinin ön planda olduğu bu dönemde adölesanlar düzensiz öğünler, arkadaşları ile birlikte atıştırma, ev ortamı yerine dışarıda yemek yeme gibi yanlış beslenme alışkanlıkları geliştirebilirler (Demirezen ve Coşansu, 2005). Adölesanların yiyecek seçiminde psikososyal ve çevresel faktörler önemli bir yer tutar. Sosyo-demografik özelliklerine bağlı olarak ebeveynlerin değişkenlik gösteren yiyecek seçimi, bu yaş grubundaki bireylerin diyet alışkanlıklarını belirleyen önemli bir parametredir (Akman, Tüzün ve Ünalan, 2012).

Adölesanlar için önerilen günlük ortalama enerji miktarı; erkeklerde 11-14 yaş için kilogram başına 55 kkal, 15-18 yaş için kilogram başına 45 kkal; kızlarda 11-14 yaş arası için kilogram başına 47 kkal, 15-18 yaş için kilogram başına 40 kkal şeklindedir (Demir, 2008).

(24)

9 2.4. Sıvı Tüketimi

Su yaşam için besinden de önemlidir. İnsan, besin almadan vücudundaki depoları kullanarak günlerce, fakat susuz yalnızca birkaç gün yaşayabilir (Baysal ve Küçükaslan, 2003). Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının % 59’unu su meydana getirmektedir. Vücuttaki su, içindeki elektrolitler, glikoz, aminoasit gibi erimiş maddeler ile birlikte vücut sıvısını oluşturur. Bu sıvının büyük bir bölümü (%70) hücrelerin içinde bulunur. Suyun diğer bölümü (%30) ise hücre dışındaki alandadır (Ertuğ, 2011). Vücuda alınan su (sıvı) içerisinde bulundurduğu maddelerden dolayı, besin ögelerinin sindirimi, emilimi, taşınma, vücut ısısının denetimi, eklemlerin kayganlığı, artık ve zararlı maddelerin atılmasında büyük bir rol oynamaktadır ( Arslan ve Mendeş, 2004). Vücuttaki toplam sıvının en az %2’sinin kaybı vücudun susuz kaldığını gösterir ve bu durum dehidratasyon olarak tanımlanır. İnsanlar genellikle susamadıkça su içmemektedir. Oysa su içmek için susama hissini beklememek gerekir. Çünkü vücut susama noktasına geldiğinde susuzluk oluşmuş demektir. Bu nedenle, sıvı-su içmek için susama hissini beklemek dehidratasyona zemin hazırlar (Ertuğ, 2011).

Yetersiz sıvı tüketiminin insan sağlığını olumsuz yönden etkilediği yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Bir araştırmada yetersiz sıvı tüketiminin neden olduğu sorunlar arasında; üriner taş hastalığı, ortostatik hipotansiyon, konstipasyon, üriner sistem kanseri ve kolon kanseri sayılmaktadır (Ertuğ, 2011).

Ulusal Bilim Akademisi Tıp Enstitüsü sıvı alım kılavuzuna göre; 9 – 13 yaş arası adölesanlarda günlük kadınlar ve erkeklerde 2,4 L (10,5 bardak), 14 – 18 yaş arası adölesanlarda erkekler 3,31 L (14 bardak), Kadınlar ise 2,1 L (9 bardak) olarak hesaplanmıştır (“Sıvı Alımı”, 2015).

Sıvı alımını su ve diğer içecekler oluşturur. İçeceklerde ise son zamanda büyük bir paya sahip olan gazlı içecekler, yadsınamaz bir gerçektir.

2.5. Gazlı İçecekler

Gazlı içecek; su, karbondioksit, şeker, asitliği düzenleyici, esans, meyve özü, kola ekstraktı ve koruyucu maddeler ile üretilen ferahlık ve serinlik verici içecek grubudur (“Gazlı İçecek Teknolojisi”, 2015). Gazlı içecekler veya genel isimleri ile hafif içecekler, içerisinde yoğun

(25)

10

olarak su ve karbonatlı su, tatlandırıcı ve şekerlendirici barından içeceklerin genel adıdır (“Gazlı İçeceklere ve Etkilerine Bilimsel Bir Bakış”, 2015).

İçecekler içerisinde önemli bir paya sahip olan gazlı içecekler günün her saati içilebiliyor olmalarından dolayı tüketimi oldukça fazladır. Bitki, meyve aromalı ve sade olmak üzere birçok çeşidi de mevcuttur (“Gazlı İçeceklerin Servisi”, 2006)

2.5.1. Gazlı İçeceklerin Tarihçesi

Joseph Priestly isimli bir İngiliz bilim adamı 1772’de, suya karbondioksit ekleyerek köpüklü ve lezzetli bir içecek üretmiş, bu karbondioksitli içeceklerin doğuşu olmuştur. Gazlı alkolsüz içeceklerin gerçek anlamda ticarileşmesi 1806’da Yale Üniversitesi’nde bir kimya profesörü olan Benjamin Siliman tarafından başlatılmıştır. Amerika’nın New Haven bölgesinde karbondioksitle karıştırdığı suyu şişeleyip soda olarak satışa sunmuştur. 1830’larda aromalı soda popüler hale gelmiş ve 1860’lardaki sayımlarda 123 fabrikanın gazlı içecek ürettiği raporlanmıştır. John Styth Pembertan isimli bir eczacı 1886’da karbondioksitli özel bir içecek üretmiştir. Bu içeceğe Afrika kola ağacından elde ettiği bir ekstrakt ve kakaodan elde edilen başka bir ekstrakt eklemiştir. 1893’te başka bir eczacı olan Hires, şişelenmiş bir kök birası üretti. Günümüzde popüler aromalar kola, limon, portakal, zencefil, kök birası ve üzümdür. Ancak olası tüm aroma çeşitlerinden gazlı içecek üretilmiştir. Kolalı içecekler bu ürünler arasında en popüler olanıdır (Ensminger, Ensminger, Konlande & Robson, 1994).

Türkiye’de meşrubatın ilk üretim tarihi ile ilgili kesin bir bilgi almamakla beraber Sultan II. Abdülhamit döneminde 19. yy. sonlarında bazı gayrimüslimlerin İstanbul’da meşrubat fabrikası (gazoz hane) açarak işlettikleri bilinmektedir. Cumhuriyet döneminde ise gazoz üretiminin başlangıcı 1930 yılına rastlamaktadır (Ötleş ve Akçiçek, 2010).

İstanbul’da 1930’lu yıllarda esans, limon tuzu, ithal şişe, karbonik asit ve meşrubat makineleri satan bir işyerinden karpuz kazan tabir edilen saturatör ile iki adet el trajı (Şişe doldurma kapama makinası) ile üretime başlanmıştır. O dönemlerin gazoz markaları Ankara, Olimpos, Çamlıca olup 1993 yılında Nilüfer ve Uludağ markaları adı altında üretilmiştir. O yıllarda gazoz üretimi ilkel yöntemlerle yapılmakta, şeker şurubunu süzmek için bir keçe torbaya maşrapa ile filtreden geçirilerek, sonradan bir cezve ile şişelere tek

(26)

11

tek konulmaktaydı. Şurubun eritildiği kazan ise eski bir İngiliz küveti idi. İçine şurup konulmuş şişelerde el trajlarında doldurulmakta ve kapatılmaktaydı (“Gazlı İçecek Sektörü Araştırması”, 2015).

Daha sonra İstanbul’da Kocataş memba suyu tesisinde “Cool Koka Kola” ismiyle ilk Türk meşrubatı üretildi ve Batı teknolojisi kullanılmaya başlandı. O sırada Türkiye’de karamel üretim teknolojisi bilinmediğinden içenlerin dudaklarında iz bırakıyordu. Daha sonraları Nur kola, Kâtibim kola üretilmeye başlandı. 1960’lı yılların başında Fruko, Tamek’in üretildiği tesisler Türkiye’nin en modern fabrikası idi. 1964 Ağustos ayında Pepsi Cola, iki ay sonra da Coca Cola üretilmeye başlandı. Günümüzde ise milyonlarca şişe her türlü gazlı ve gazsız meşrubat en yüksek teknolojilerle üretilip tüketicisine sunulmaktadır (“Gazlı İçecek Tarihçesi”, 2015).

Gazlı içecek sektörü son yıllarda Türkiye’de en hızlı gelişme gösteren sektörlerden birisidir. Türkiye’nin genç nüfusa sahip olması ve tüketicinin ucuz ürünleri talep etmesi, Türkiye’de bulunan firmaların gazlı içecek üretimi hakkında çalışmalar yapmaya başlamasına neden olmuştur. Türkiye’de yıllık kişi başına 31 L gazlı içecek tüketilmektedir. Bu oran diğer Dünya devletlerinin gazlı içecek tüketimi ile kıyaslanırsa, Türkiye’nin genç nüfusa sahip olması nedeniyle sektörün gelişime açık bir pazar olduğu potansiyeli taşıdığı görülmektedir (Ötleş ve Akçiçek, 2010).

2.5.2. Gazlı İçeceklerde Kullanılan Ana ve Yardımcı Maddeler

2.5.2.1. Su

Gıda endüstrisinde kullanılan su genellikle içilebilir nitelikte olmak zorundadır. Genel olarak içme suyu dışındaki sulara kullanım suyu adı verilmektedir. İçecek hazırlamada kullanılan kullanım suyu, içeceğin bileşimine girdiği ve insan tarafından tüketimi söz konusu olduğu için içme suyu niteliğinde olmak zorundadır (“Gazlı İçecekler Teknolojisi”, 2015).

(27)

12

2.5.2.2. Karbondioksit (CO2) Özellikleri

İçecek üretiminde karbondioksit, gazlı içeceklere kendine özgü bir tat kazandırmaktadır. Karbondioksit sadece karbonatlı içeceklere ayırt edici tadı vermekle kalmaz, aynı zamanda içecekte bulunan bakterilerin gelişimini inhibe etmeye de yardımcı olur. Bu koruyucu etki kullanılan karbondioksit miktarına göre değişmektedir (Çakır, 2010). Karbondioksitli içeceklerin ferahlatıcı olmalarının nedeni, karbondioksit gazının içecek içerisinden ayrılırken ortamdan ısı almasıdır (“Gazlı İçeceklere ve Etkilerine Bilimsel Bir Bakış”, 2015).

2.5.2.3. Şeker

Gazlı içeceklerde en çok sakkaroz kullanılmaktadır. Sakkarozun su alarak glikoz ve früktoza parçalanmasına inversiyon denir (Yaralı, 2014).

Gıda maddesinin tadını arttırmak, yani şeker tadı vermek amacıyla katılan maddeye tatlandırıcı maddeler denir. Tatlılık veren bu maddeler, elde ettikleri kaynaklara göre; doğal tatlandırıcı maddeler (glikoz, früktoz, laktoz, sakkaroz) ve yapay tatlandırıcı maddeler (sakkarin, ksititol, siklamat) olmak üzere iki başlıkta incelenebilir. Bu maddeler, hiç şeker tadı olmayan bir gıda maddesini tatlılaştırmak, az olan şeker tadını kuvvetlendirmek ve işleme sırasında kaybolan şeker tadını yapıya tekrar kazandırmak amacıyla kullanılır (Tayar ve Çıbık, 2013).

707 katılımcıyla yapılan yakın zamandaki 12 çalışmada, şekerle tatlandırılmış gazlı içecek tüketiminin yüksek kan basıncıyla ilişkili olduğunu gösterilmiştir. Aynı zamanda şeker alımındaki artışın, insülin artışını tetiklediği ve besin alımını arttırdığı gözlemlenmiştir. Üst düzeyde işlenmiş besinlerin yüksek miktarda alımı; tuz, yağ ve şeker üretimini arttırır ve kan basıncı ve kalp hastalıkları riskini arttırır (Feng, Graham ve Mac, 2014).

İngiltere Sağlık Örgütü 22 Ekim 2015’te yayınladığı bir makalede toplum bazında şeker alımını azaltmak için birtakım etkili politikalar ortaya koymuştur. Bu politikalarda şekerin, kilo alımında ve dental erozyonda çok önemli etkilere sahip olduğunu belirtilmiştir. Bu politika ile şeker alımını %5 seviyesinde tutmak; hem bireysel hem de toplumsal olarak şekerli gıdaların tüketimini büyük ölçüde azaltılacağıdır (“Taking Action on Sugar”, 2016)

(28)

13

Şekerli içeceklerdeki şeker çok hızlı kana karışmaktadır. Bu nedenle şekerin zararlı etkileri bu tür içeceklerin tüketilmesiyle birlikte artmaktadır. Şekerli içeceklerin yaygın ve bilinçsizce tüketimi, şişmanlığın gelişiminde önemli faktörlerden biridir. Bu faktörler içinde son yıllarda tüm dünyada Obezitenin gelişiminde şekerin rolüne olan ilgi artmıştır (Parnell, Willson & Alexander, 2007). Yapay tatlandırıcılar kullanılmadan üretilen şekerle tatlandırılmış içeceklere eklenen sınırsız ölçekte alınan şekerdeki düşüş, şişmanlık, obezite ve tip 2 diyabet prevelansını azalttığı görülmüştür (“Gradual Reduction”, 2016)

2.5.2.4. Asitler

Gazlı içeceklerde kullanılan yenilebilir asitler; asetik, sitrik, fumarik, glukonik, kaltik, malik, tartarik ve fosforik asittir. Bu asitler tek başına veya karışım halinden kullanılabilir (Ensminger vd., 1994).

Genel olarak gazlı alkolsüz içeceklerde en çok kullanılan asit sitrik asittir. Sitrik asit pH’ı düşürerek tadı geliştirir ve mikrobiyal dayanıklılığı sağlar. Fosforik asit de çoğunlukla kolalı içeceklerde onlara keskin tadı vermek için kullanılmaktadır (Çakır, 2010). Bu içeceklerin içerisindeki sodyum karbonat ve benzeri kimyasallar diş minesini aşındırıp eritmektedir. Yapılan araştırmalar, gazlı içecekleri tüketenlerin diş minelerinin normalden 2 ila 3 kat daha hızlı eridiğini göstermektedir. Ayrıca içeceklerin asitli doğası da bu süreci hızlandırmaktadır. Yüksek asit değerlerine sahip olmaları ve radikal minerallerde dengesizlikler yaratmalarından ötürü böbrek taşı oluşumuna katkı sağlamaktadırlar (“Gazlı İçeceklere ve Etkilerine Bilimsel Bir Bakış”, 2015).

2.5.2.5. Kafein

Kafein çok eskiden beri çay ve kahve ile alınan bitkisel bir alkoloiddir. 19. yüzyılın başından beri, kolalı içkilerin hazırlanmasında kafein de kullanılmaktadır (Keleş, 1985). Kafein gıda ve ilaçların birçoğunda bulunan bir maddedir. Dünya’da doğal olarak birçok bitkide bulunmakla birlikte, ticari olarak iki çeşit bitkiden üretilmektedir (Dönmez ve Yılmazer, 2007). Gazlı içeceklerde kafein, içeceğe aroma katmak için kullanılmaktadır. Kafein adölesan çağındaki bireylerin aşırı tüketiminde, baş ağrısı, yoğunlaşma bozukluğu, mide sorunları, uyku kalitesinde düşüklük yaratmaktadır ve düzenli kafein tüketen

(29)

14

bireylerde bağımlılık yaptığı gibi, alınmaması durumunda huzursuzluk, uykusuzluk, depresyon oluşabilir (Garipağaoğlu ve Kuyrukçu, 2009).

2.5.2.6. Renk Maddeleri

Gazlı alkolsüz içeceklerin tadını tamamlamak amacıyla, renklendiriciler eklenir. Renklendirme, içeceğin tüketici üzerindeki görsel etkinliği düşünüldüğünde gereklidir. Renklendirici gıda maddeleri doğal bileşenlerden kullanıldığı gibi yapay boyalar kullanılarak da oluşturulabilir (Çakır, 2010).

2.5.2.7. Diğer Maddeler

Gazlı içecek hazırlamada kullanılan hammaddelerden birisi de meyve suyu konsantreleridir. Bunların en çok kullanılanları yine sitrus meyve suyu konsantreleridir. Ayrıca kola tipi içecek hazırlanmasında kola konsantresi denilen bir hammadde kullanılmaktadır. Bu hammadde kola bitkisinin yaprak ve meyvelerinden elde edilen ekstrakt, ayrıca içerisinde aromatize edici olarak bazı bitkilerin ekstraktları bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; portakal çiçeği, keçiboynuzu ve zencefildir (“Gazlı İçecekler Teknolojisi”, 2015).

2.5.3. Gazlı İçecek Çeşitleri

2.5.3.1. Maden Suyu – Mineralli Su

Yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan, en az 1000 mg/L çözünmüş mineraller ve/veya eser elementler bulunduran, doğal yapısında karbondioksit ve radyoaktif elemente sahip olan, yeryüzüne kendiliğinden çıkan veya teknik usuller ile çıkartılan sıcak veya soğuk yer altı sularıdır (“Maden Suyu”, 2015) Maden suları Dünya’da ilk çağlardan bu yana sağlık amacıyla kullanılmaktadır. Ülkemizde de M.Ö. Hitit ve Frigyalılar, daha sonra Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklular ile Osmanlılar zamanında maden suyu şifa amacıyla kullanılmaktadır (Hıdıroğlu, 2002).

(30)

15

Çözünmüş mineral tuzları, elementler ve gaz içerirler. Mineralli suları diğer sulardan ayıran özellik kaynağından elde edildiği anda özel miktar aralarda mineraller ve iz elementler içermeleridir. 500 ppm’den daha az mineral içerenlere “düşük mineralli su”, 1500 ppm den daha fazla içerenlere “yüksek mineralli su” denilmektedir (“Maden Suyu”, 2015)

Mineralli sular, günlük içme sularından ayrı olarak, fazla miktarda eriyik maddeleri bünyelerinde barındırdıklarından dolayı, literatürde Maden Suyu olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, bir litresinde en az bir gram eriyik halde mineral veya karbondioksit gazı bulunan 20oC’nin altındaki doğal mineralli sular maden suyu ya da hidromineral su tedavi amacıyla, kaynağından içildiğinde ise içme olarak adlandırılmaktadır (Toroğlu ve Ceylan, 2013).

Maden suyu ve soda birbirine karıştırılmaktadır. Soda, maden suyu gibi doğal gaz içermeyen yapay olarak karbondioksit katılarak üretilen gazlı sudur (Yiğit, 2000). Sodayı maden suyundan ayıran özellik, sonradan karbondioksit gazı eklenmiş olmasıdır (“Gazlı İçeceklerin Servisi”, 2006).

Mineralli sularda en yoğun bulunan elementler; kalsiyum, magnezyum, sodyum ve klordur. Daha az bulunanlar; potasyum ve flor, bazen de iyottur. Ayrıca mineralli sularda sık olarak bikarbonat ve daha az da sülfat iyonları bulunur. Söz konusu minerallere olan gereksinim yaşamın bazı dönemlerinde artar. Bu dönemlerde mineralli suların içilmesi daha çok önem kazanır. Mineralli sularda bulunan minerallerden kalsiyum, osteoporozun önlenmesi ve tedavisinde etkendir (“Maden Suyu Potansiyeli”, 2015).

Florür içeriği 1,5 mg/L’yi geçiyorsa bu, “florlu” diye belirtilmelidir. Kemik ve diş yapımı için florürün gerekli olmasına rağmen büyük miktarlarda florür, kemik deformasyonlarına ve dişlerin renginin değişmesine yol açar (Hasırcı, 2002).

Kronik mide mukozası iltihabında veya mide asidi fazlalığında yüksek bikarbonat içeren (130 mg/L – 1200 mg/L ) mineralli sular oldukça yararlıdır. Günümüz insanının en az su içme alışkanlığı minerallerden yetersiz beslenme, hareket azlığı ve sedanter yaşam gibi özellikleri, sindirim sistemi rahatsızlıklarının başlıca nedenleridir (“Maden Suyu Potansiyeli”, 2015).

(31)

16 2.5.3.2. Meyve Aromalı Soda

Maden sularına ve sodaya, değişik meyve aromalarının ilave edilmesiyle elde edilen içeceklerdir. Ürünü çeşitlendirmek amacıyla piyasaya sürülen meyve aromalı sodaların; elma, çilek, vişne, ananas, böğürtlen, limon, mandalina, portakal, şeftali, tropik, kavun, kiraz, muz vb. birçok çeşidi vardır. Doğal tatlandırıcı olarak meyvenin kendisinden elde edilen glikoz şurubu kullanılmaktadır (“Gazlı İçeceklerin Servisi”, 2006).

Meyve aromalı soda yapımı ilk olarak kuru madde (Briks) değeri yüksek, kıvamlı bir yarı mamul hazırlamakla başlamaktadır. Bu amaçla formülasyona göre belirli miktarlarda tatlandırıcı/şeker, meyve aroması, koruyucular, sitrik asit veya daha başka katkı maddeleri sırasıyla tanka ilave edilerek yeterli miktarda maden suyu ile birlikte çözünene kadar karıştırılır. Mikroorganizma faaliyetlerini önlemek amacı ile ısıl işleme tabi tutulur. Karıştırma işlemi ile homojen bir karışım elde edildikten sonra, oksijenin sebep olabileceği oksidasyonu önlemek amacıyla belli bir süre dinlendirmeye alınır. Bu aşamadan sonra, son ürünü elde etmek için, yarı mamul karıştırma makinesinde maden suyu ile birlikte dozajlanarak, kuru maddesi istenilen değere düşürülür. Kullanılacak maden suyu teknolojiye göre soğutma işlemlerine tabi tutulur. Hazırlanan karışım istenilen düzeyde karbondioksit ile birlikte gazlanarak dolum makinesine gönderilir. Bu aşamada boş şişelere gazlanmış ürünün gazlı dolumu gerçekleşir (Aşık, 2006).

Meyve aromalı soda, hem yeni bir lezzet ortaya çıkarmak, hem de tüketimi az olan maden suyunun tüketimini arttırmak için üretilmiş bir gazlı içecektir.

Türkiye’de ilk defa 1988 yılında Anatolya tarafından üretilmiş ve maden suyu sektöründe kabul görmesinin ardından birçok marka tarafından üretilmeye başlanmıştır. Maden suyunun meyve aroması ile birleşmesinin ardından sektörde yeni bir pazar oluşmuştur. Meyve aromalı maden suyu her yıl ortalama %30 oranında büyüme hacmine sahip bir sektör haline gelmiştir (“Maden Suyu”, 2015).

2.5.3.3. Gazoz

Gazozlar, şekerli sulara basınç altında karbondioksit verilmesiyle üretilirler. Hazırlanan yapay sodaya aroma eklenmesi ile elde edilen içeceğe gazoz adı verilir (Yaşar ve Melek, 2003).

(32)

17

Şeker ve karbon asidi ile yapılan ve basınçlı hava ile şişelere doldurularak hazırlanan gerçek anlamdaki meşrubatlar, ülkemizde ithal malı olarak 1890’lı yıllarda girmiştir. Ülkemizde imal edilip, satışa sunulan ilk gazoz Mısırlıoğlu’dur. Bunu; Hasan Bey (1908), Hürriyet (1908), Neptün (1917), Cumhuriyet (1923) ve diğer gazozlar takip etmiştir. Gazoz, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar şişe içinde olduğu gibi sifon adıyla seyyar el arabalarında bardakla da satılmıştır. Uzunca bir süre durgunluk dönemine giren gazoz, günümüzde yeniden raflarda ve ekranlarda karşımıza çıkmaktadır (Ay ve Nardalı, 2005).

Diğer gazlı içeceklerde olduğu gibi, gazozların da besleyici değeri yoktur. Boş kalori verdiklerinden bireyi dengesiz beslenmeye götürürler. Bazıları çok asitli olduğundan sık içilirse diş çürümesi ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Aşırı ishal gibi durumlarda kişi daha önce belirtilen sıvıyı içmezse gazoz içebilir. Gazozda bulunan renk maddeleri duyarlı bireylerde alerji yapabilir (Baysal ve Küçükaslan, 2003).

2.5.3.4. Meyve Aromalı Gazozlar

Meyve suyu püresi veya bunların konsantresinin içilebilir özellikteki su, şeker, izin verilen katkı ve aroma maddeleri ile tekniğine göre gazlı olarak hazırlanan içeceklerdir. İçerisinde en az %6 meyve suyu ve %7 şeker içeren gazozdur (“Gazlı İçeceklerin Servisi”, 2006). Meyve aromalı gazozlar, içerisine konulan meyve aromasına göre isim almaktadır. Piyasada en çok bulunanlar; portakal, mandalina, limon, böğürtlen aromalı gazozlardır.

2.5.3.5. Tonik

Tonik, içilebilir özellikteki su, şeker, kinin veya narincin, diğer bileşenler ve izin verilen katkı ve aroma maddeleri ile tekniğine göre hazırlanan ve karbondioksit ile gazlandırılmış olan acı gazozdur. En az %6 şeker ve litresinde en çok 90 mg kinin tuzu veya narincin bulunur (“Gazlı İçeceklerin Servisi”, 2006).

Halk arasında sanılanın tersine tonik hiç alkol içermez. Bu sanı genellikle toniğin çok bilinen alkollü içecek karışımından olan cin-tonik içeriğinde kullanılmasından ve bu içecek ile özdeşleşmesinden kaynaklanmaktadır. Günümüzde tonik, soda limonla ve misket limonuyla beraber popüler olarak tüketilmektedir (“Tonik”, 2015).

(33)

18 2.5.3.6. Enerji İçeceği

Enerji içeceği, karbonhidrat (glikoz, früktoz, sükroz, sentetik polimer maltodekstrin), stimülan (kafein guarana), suda çözünen vitamin (B6, B12, Niasin, Pantotenik Asit), aminoasit ve bitkisel ürünlerin ilavesiyle oluşan alkol içermeyen içecektir. Ayrıca az miktarda sodyum, potasyum ve klor gibi elektrolitler, sıvı elektrolit dengesini ayarlamak için spor içeceklerine ilave edilir (Özel ve Gökçe, 2006).

Enerji içecekleri; Türk Gıda Kodeksi yönetmeliği enerji içecekler tebliğinde (tebliğ no: 2006/47) “bileşimindeki yararlanılabilir karbonhidrat içeriği nedeniyle insan vücuduna enerji sağlayan ve ürün özelliklerinde limitleri belirlenen fonksiyonel maddeleri, vitamin ve mineralleri de içerebilen içecekleri ifade eder” şeklinde tanımlanmaktadır (Arpacı ve Ersoy, 2011).

Enerji içeceği içildiğinde yarattığı fiziksel ve zihinsel uyarıcı etkisi nedeniyle tüketilen yüksek kafeinli içecek türüdür. Enerji içeceklerinin gazlı veya gazsız olmalarının yanında içeriklerinde birçok bitki özü ve aminoasitler ile şeker ve tatlandırıcılar vardır (“Enerji İçeceği”, 2015).

Başta sporcuların performansını geliştirmek amaçlı üretilen enerji içeceklerinin halka sunulması ilk olarak 1962 yılında bir Japon firması tarafından olmuştur (Heckman, Sherry, Mejia & Gonzalez, 2010). İlk olarak 1987’de Avusturya’da ve 1997’de Amerika ve diğer ülkelerde satılmaya başlanan enerji içeceği, bugün 140 ülkede 200’den fazla isim altında satılmaktadır (Özer, 2011).

Enerji içeceklerinin kullanımı 90’lı yıllardan beri popülerdir ve özellikle genç tüketiciler arasında “enerji veya güç içeceği”, “sportif besin” adı altında tüketimi giderek artmaktadır. Yapılan bir çalışmada 11-18 yaşındaki 78 gencin %42,3’ünün enerji içeceği tükettiği bulunmuştur (Arpacı ve Ersoy, 2011).

Enerji içeceklerinin kullanımı, su tüketimini azaltarak azalmış tükürük salgısına ve dental erozyona neden olabilir (Dikici, Kutlucan & Ercan, 2012).

Sporcu içeceği olmadığı, yoğun fiziksel aktivite sırasında, sonrasında ve günlük 500 mL. den fazla tüketilmemesi önerilmektedir (Löker, 2002).

(34)

19

Çoğu enerji içeceğinin temel bileşeni olan kafein tüketiminin; 10-12 yaş çocuklarda 85 mg/gün, emzikli kadınlarda 300 mg/gün ve yetişkin bireylerde 400 mg/gün üzerinde olmaması önerilmektedir. Kolalı içeceklerin kafein içeriği, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından 18 mg/100 mL. sınırlanmış, fakat aynı düzenlemeler henüz enerji içecekleri için yapılmamıştır (Babu, Church & Lewonder, 2008).

2.5.3.7. Kola

Kola, karamel ile renklendirilen, şekerli veya tatlandırıcılı, kafein içeren, alkolsüz, sodalı bir içecektir. Botanikte Cola acuminata olarak geçen ağacın meyveleri ve onun meşrubat olarak kullanılan haline verilen isimdir. Bu meyvenin tohumunun kırmızı bir suyu vardır (“Kola”, 2015). Kola, su ve kendine özgü aroma maddeleri ve diğer bileşenler ve/veya kafein ile şeker ilave edilerek veya edilmeden tekniğine göre üretilen ve karbondioksit ile gazlandırılmış olan içecek olarak tanımlanmaktadır (Ötleş ve Akçiçek, 2010).

ABD’de 1886 yılında kola bitkisi meyvesinin özütünün bir eczacı (John Pembertan) tarafından elde edilmesi, kolalı içeceklerin üretiminde bir başlangıç olmuştur. Özellikle Amerikan şirketlerince dünyada yaygın olarak üretilmekte ve kola esansı “sır” olarak saklanmaktadır (Işıksoluğu, 2001).

Coca Cola markası 1964 yılında Has ailesinin girişimiyle Türkiye’ye gelmiş ve ilk yatırımlarını İstanbul ve Marmara bölgesinde gerçekleştirmiştir. Bu tarihte, İstanbul Meşrubat Sanayi A.Ş.’ni3.5 milyon liralık sermaye ile kurulmuştur. 1996’ya gelindiğinde Anadolu Endüstri Holding Coca Cola İçecek’in ortağı olmuş ve 1997’de 35 milyon dolarlık yatırımla, Çorlu’da 1 dolum tesisi hizmete sokulmuştur (“Kola”, 2015).

(35)

20 2.5.4. Gazlı İçeceklerin Besin Bileşimleri

Gazlı içeceklerde bulunan bazı besin maddeleri Tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1.

Gazlı içeceklerin besin bileşimleri

İçecek Miktar Ağırlık

mL Enerji kkal Protein g CHO g Yağ g Na mg K Mg Mg mg Fe mg Zn mg Gazoz ( 7 Up) 1 bardak 240,00 100,00 0,00 26,00 0,00 50,00 0,00 0,00 0,00 0,00 (Kola) Coca Cola 1 bardak 246,00 102,67 0,00 26,67 0,00 5,33 2,46 2,46 0,07 0,02 (Kola) Coca Cola Diyet 1 bardak 239,50 1,00 0,00 0,08 0,00 4,00 12,0 0 0,00 0,00 0,00 (kola) Pepsi, kafeinsiz 1 bardak 240,00 0,00 0,00 0,00 0,00 23,33 0,00 0,00 0,00 0,00 Soda, üzümlü 1 bardak 248,00 106,64 0,00 27,78 0,00 37,20 2,48 2,48 0,20 0,17 Soda, portakallı 1 bardak 248,00 119,04 0,00 30,50 0,00 29,76 4,96 2,48 0,15 0,25 Enerji İçeceği 1 bardak 240,00 108,00 0,48 28,80 0,24 64.80 7.20 7,20 0,00 0,00

Tonik 1 bardak 240.00 79.2 0.00 21.6 0.00 28.8 0,00 0,00 0,00 0,00

Maden Suyu 1 bardak 200,00 0,00 0,00 0,00 0,00 425,00 53,60 111,4 0,00 0,00

*(Applegate, 2011)

Tablo 1 de bulunan içecekler 1 bardak olarak tanımlanmıştır. Yaygın olarak kullanılan gazlı içeceklerin besin bileşimleri ayrıntılı olarak tabloda yer almaktadır. Besin bileşimleri verilen içeceklerde enerji içeriği en fazla portakallı sodadır. Enerji içeriği ile doğru orantılı olarak portakallı soda 30,5 g karbonhidrat içeriği ile yine ilk sırada yer almaktadır. Maden suyu ise en çok mineral barındıran içecekler arasında ön sırada yer almaktadır. İçeriğinde yağ barındıran tek içecek enerji içeceğidir ve içeriğinde 0,24 g yağ bulunmaktadır. Gazlı içeceklerin bileşiminde en fazla bulunan mineral madde sodyumdur. Potasyum ve magnezyum gazlı içeceklerin bileşiminde bulunan ikinci derecede önemli olan mineral maddelerdir. Gazlı içeceklerin bileşimindeki demir ve çinko ise oldukça azdır.

(36)

21 2.5.5. Gazlı İçecek Tüketim Sebepleri

Gazlı içecek tüketen bireyler, bu içecekleri tüketirken herhangi bir fayda sağlamadığını bilerek tüketim yapmaktadırlar. Tüketim sebebi genel olarak tadının güzel olması, her yerde kolay bulunabilir olması, tüketiminin kolay olması, çevresel uyarıcı olarak kullanılan reklamlar, alışkanlıklar, fiyatının uygunluğu, susuzluk giderici olarak kullanılması ve bağımlılık olarak sıralanabilir (“Gazlı İçeceklere ve Etkilerine Bilimsel Bir Bakış”, 2015).

Yetişkinlerde kafein, en çok çay ve kahveyle, gençlerde ise kafeinli gazlı içecekler ile tüketilmektedir (İçen, 2008). Günlük 500-600 mg kafein tüketiminin (4-7 fincan kahve veya 7-9 fincan çay) önemli bir sağlık riskine neden olabileceği bildirilmektedir. Bu tür tüketim alışkanlığının devam etmesi kafein bağımlılığına yol açabilmektedir (Koca & Bostancı, 2010).

2.5.6. Gazlı İçeceklerin Sağlık Üzerine Etkileri

Dünya’da ve ülkemizde en çok tüketilen gazlı içecek türü kolalı içeceklerdir. Bu bilgi, gazlı içeceklerden özellikle kolalı olanların içerdiği fosforik asidin kandaki kalsiyumu bağlayarak kemik dokusu yitimini hızlandırması ve ileri dönemde osteoporoz riskini arttırması nedeniyle önemlidir (Benderlioğlu ve Aslan, 2013).

Gastroözefajial reflüyü provake ettiği bilinen içeceklerin başında kola başta olmak üzere gazlı içecekler bulunmaktadır. Aynı zamanda gazlı içeceklerin yarattığı gastroözafajiyal reflü, dental erozyonda büyük bir rol oynamaktadır (Cengiz, Cengiz ve Saraç, 2008). Kolalı içecekler, oral ve özefajiyal mukozada proliferatif ve rejeneratif irritan etkilere neden olmaktadır. Bununla birlikte diş çürüğü ve dental erozyona da neden olduğu ortaya konulmuştur (Babayiğit vd., 2006). Gastrite neden olan tahriş edici nedenlerin uzaklaştırılması gereklidir. Bunların içinde önemli bir paya sahip olan madde gazlı içeceklerdir (“Gastrit”, 2015).

Gazlı içecek tüketimi, sıvı alımını da kısıtlamaktadır. Sıvı alımındaki değişiklikler özellikle süt ve su tüketimindeki azalmalar, sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir.

Gazlı içecek tüketiminin obezite, osteoporoz, ağız – diş sağlığı hastalıkları ve gastrointestinal sistem hastalıkları gibi birçok sağlık sorunu ile ilişkili olduğu bilinen bir

(37)

22

gerçektir (Benderlioğlu ve Aslan, 2013). Gazlı içecekler diş sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kolalı içeceklerin erozyon oluşturma potansiyellerinin yüksek olduğu yapılan çalışmalarda saptanmıştır (Turgut, 2004).

Gazlı içeceklerden yine özellikle kolalı içeceklerde bulunan kafeinin de sağlığa olumsuz etkileri bulunmaktadır. Kafeinin uykusuzluğa, baş ağrısına, konsantrasyonun bozukluğuna, kalp atımı ve kan basıncında artışa, mide sorunlarına, gebe kadınlarda spontan düşüklere, düşük doğum ağırlıklı bebeklere neden olduğu, kemik sağlığını olumsuz etkileyerek menopoz sonrası osteoporoz riskini arttırdığı ve diüretik etki yaptığı bildirilmektedir (Benderlioğlu ve Aslan, 2013).

2.5.6.1. Gazlı İçecekler ve Obezite İlişkisi

Obezite, vücutta aşırı yağ depolanması ile oluşan yanlış beslenmenin neden olduğu önemli bir halk sağlığı sorunudur. Obezite günümüzde hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bu nedenle çocukluk çağındaki obezite büyük bir önem taşır. Çocukluk çağındaki obezite ileride kalp hastalıkları, inme, hipertansiyon, kanser, tip 2 diyabet, solunum sistemi hastalıkları, ortopedik sorunlar gibi ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır (Köksal, 2008).

Alkolsüz içecek tüketimi çocuk ve adölesanlarda enerji aşımıyla ve obeziteyle doğrudan ilişkilidir. Türkiye Ulusal Gıda ve Beslenme Stratejisi Çalışma Grubu Raporu’na göre; obezite orta yaşın sonu gibi görünüyorsa da, yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilmektedir. Retrospektif çalışmalar, yetişkin obezlerde şişmanlığın 1/3 oranında çocuklukta veya adölesan döneminde başladığını göstermiştir (Babayiğit ve ark., 2006).

Obezitenin en önemli nedenlerinden biri yetersiz ve dengesiz beslenmedir. Bu sorunu ortadan kaldırmak için ülkemizde yapılan eylem planlarından ilki, Türkiye Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programı’dır. İkincisi ise “ Okul Kantinlerinin Denetimi ve Uygulanacak Olan Hijyen Kuralları” genelgesidir. Bu genelge doğrultusunda obeziteye neden olabilecek enerjisi yüksek ancak besin değeri düşük olan enerji içecekleri, gazlı, kolalı ve aromalı içecekle, kızartmalar ve cipslerin satışı kısıtlanmıştır (Kahraman, 2010).

(38)

23 2.6. İlgili Araştırmalar

Bu bölümde araştırmalar, eskiden yeniye doğru kronolojik bir sıra ile verilmiştir.

Sağlam (1991), 16-18 yaş grubu gençler arasında yaptığı bir çalışmada en çok tercih edilen içeceğin kola ve ayran olduğunu saptamıştır.

Wyshak (1995); yaptığı bir araştırmada, 9. ve 10. sınıftaki kızlarda gazlı içecek ile kemik kırığının ilişkili olduğunu göstermiştir. Kırık riskinin özellikle fiziksel olarak etkin olan ve kola tüketen kızlarda daha da fazla olduğunu saptamıştır.

Malatya ilinde lise öğrencilerinde Premenstural Sendrom (PMS) sıklığının araştırıldığı bir çalışmada; araştırmaya katılanlara kola, çikolata, sosis, salam, sucuk gibi yiyecekleri ne sıklıkla tükettikleri sorulmuş ve PMS’la ilişkisine bakılmıştır. Bu yiyecekleri haftada 1 defadan daha fazla tüketenler ve daha nadir tüketenler diye sınıflandırıldığında, sık çikolata ve sık sosis, salam, sucuk gibi yiyecekleri sık tüketenlerle az tüketenler arasında PMS yönünden anlamlı bir farklılık bulunmazken, sık kola içenlerde PMS sıklığı anlamlı olarak daha yüksek oranda bulunmuştur (p<0,05). (Güreş, Pehlivan, Genç & Eğri, 1997).

Özçelik ve Sürücüoğlu (1998); yaptıkları bir çalışmada tüketicilerin hızlı hazır yemek restoranlarında en çok içilen içeceklerin başta kola olmak üzere sırasıyla ayran, taze meyve suyu, çay ve diğer gazlı içecekler, hazır kahve, hazır meyve suyu olduğunu belirlemişlerdir.

Üniversite öğrencilerinin beslenme durumları üzerine yapılan araştırmada, katılımcıların %31,9’u kolalı içecek tüketmektedirler. Bu yüzdelik dilim, içecekler arasında geniş bir paya sahiptir (Aytekin, 2000).

Ankara Üniversite öğrencilerinin hızlı hazır yiyecek tercihleri üzerine yapılan bir araştırmada, öğrencilerin içecek tercihinde, en çok tercih edilen içecek kola olmuştur. Her iki cinsiyette de en çok tercih edilen içecek koladır ve cinsiyetler arasında önemli bir farklılık bulunmamıştır. Erkek ve kız öğrenciler arasında diyet kola ve ayran tercih puanları bakımında önemli bir fark bulunmuştur (p<0,05). Gazlı içecekler batı, ayran ise geleneksel hızlı hazır yemek sisteminin vazgeçilmez içeceği olarak kaydedilmiştir. (Sürücüoğlu ve Çakıroğlu, 2000).

Süt ve süt ürünlerinin tüketimi üzerine bazı sosyal faktörler ve tüketici özelliklerinin belirlendiği araştırmada; katılımcıların %36’sı kola, %25’i meyve suyu, %18’i süt ve

(39)

24

%18’i de ayran içmeyi tercih ettiklerini söylemişlerdir. Büyük çoğunluğun kolayı tercih etmesi dikkat çekici bulunmuş, besleyicilik ve sağlık özelliklerinin ötesinde zevk unsurunun ön plana çıktığı düşünülmüştür ( Ayar ve Nizamoğlu, 2002).

Son 20 yılda Amerikada Alkolsüz gazlı içecek tüketimi çok artmış ve buna bağlı olarak çok fazla tüketen çocuklarda diş çürüğü oranında artış olduğu saptanmıştır (Shenkin, Heller, Warren & Marshall, 2003).

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Lisans öğrencilerinin süt tüketim durumlarını incelenmiş ve anket uygulanmıştır. Uygulanan ankette, “Ayrandan başka hangi içecekleri içmeyi seversiniz?” sorusuna %29.62’si gazlı içecek yanıtını vermiştir (Selçuk, 2003).

Kafein ve kemik mineral yoğunluğu ilişkisi hakkında yapılan bir çalışmada; gazlı içeceklerin de dahil olduğu kafein içeren içeceklerin, özellikle erkeklerin omurga bölgesinin kafein alımından etkilenerek osteoporozun belirleyicilerin olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Başaran, Sarıbay, Akın & Korkusuz, 2005).

Üriner sistem taş hastalıklarında yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının ilişkisine bakılan araştırmada, üriner taş hastalığı olan 210 erişkin hastanın %63,9’unda aşırı kola, çay ve kahve tüketimi saptandı (Tefekli, 2005).

Genç erişkinlerde alkolsüz içecek tüketimine etki eden faktörlerin araştırıldığı bir çalışma eğitim durumu açısından değerlendirildiğinde; lise mezunlarının gazlı içecek ve kola dışı gazlı içecek tüketim ortalamaları ilkokul mezunlarından daha yüksek bulunmuştur. Aynı çalışmada alkolsüz içecek tüketimi ile yaşadığı bölge arasındaki ilişkiye bakıldığında il merkezinde yaşayanlarda en fazla tüketimin kolalı içeceklerde, köy ve beldelerde yaşayanlarda ise enerji içeceğinde olduğu gözlenmiştir. Aynı çalışmada etki faktörlerinden gelir durumunu bakıldığında; aylık geliri 1500 ’nin üzerinde olanlarda, 1500 ve altında aylık geliri olanlara göre haftalık içecek tüketim ortalaması daha fazladır. Arkadaşlarının çoğu haftada en az 1L üzeri gazlı içecek tüketenlerde haftalık kolalı içecek, kola dışı gazlı içecek, meyve suyu ve enerji içeceği tüketim ortalamasının, arkadaşı hiç alkolsüz içecek tüketmeyen ve bazı tüketenlere göre daha fazla olduğu saptanmıştır (Babayiğit, 2006).

Beslenme alışkanlıklarını saptamak için araştırma yapılan bir lisede öğün aralarında besin tüketim alışkanlıkları değerlendirildiğinde, öğrencilerin okul kantininden alabildikleri

(40)

25

besinler sıklık sırasına göre sıralandığında ikinci sırayı kola almaktadır (“Gazlı İçeceklerin Servisi”, 2006).

Çocuk sağlığı ve kafein arasındaki ilişkiyi gösteren çalışmada, günde 8 – 10 bardak çay ya da 2 – 3 bardak kolalı içecek ile orta düzeyde alınan kafeinin, bilimsel olarak güvenli olduğu bildirilmekte ve fazla alınmasının vücutta olumsuz etkilere neden olacağı bilinmektedir (Garipağaoğlu ve Kuyrukçu, 2009).

Üniversite öğrencilerinin kahvaltı alışkanlıklarının değerlendirildiği araştırma, Akşehir Sağlık Yüksekokulu’nda uygulanmıştır ve ankete katılanların %11,9’u kahvaltıda gazlı içecek tercih etmektedir (Önay, 2011).

Sporcularda çay, sigara ve gazlı içecek tüketimlerinin; boy uzunluğu, vücut ağırlığı ve kemik mineral yoğunluğu üzerine etkilerinin araştırıldığı bir makalede, hem boy uzunluğu, hem de vücut ağırlığı ortalama değerleri, gazlı içecek içenlere göre daha yüksek bulunmuştur (Temur, 2011)

Beslenme alışkanlıklarının incelendiği ve Batman Meslek Yüksekokulu, Silvan Meslek Yüksekokulu, Şahin Meslek Yüksekokulu ve Kırıkkale Meslek Yüksekokulu’nda yapılan araştırmada kola tüketenlerin sayılarında fazlalık bulmuşlardır (Arslan, 2012)

Avrupa’da 8 ülkede 2741 adölesanla yapılan bir çalışmada, erkeklerde 1611 mL, kızlarda 1316 mL günlük ortalama içecek tüketimi saptanmıştır. Alkolsüz içecek tüketiminde kız öğrencilerde erkek öğrencilerden fazla çıkmıştır. Erkeklerde de yaş ilerledikçe arttığı saptanmıştır. En çok sıvı tüketimi sudan sağlanmaktadır. Bunu alkolsüz içecekler, meyve suyu ve süt tüketimi izlemektedir (Duffey vd. 2012).

Aydın ilinde hane halklarının gıda tüketim talebinin ekonometrik analizi üzerine yapılan bir çalışmada katılımcıların aylık gıda harcamalarına ayırdıkları pay %39 olarak belirlenmiş ve bu gıda harcamalarının %6’sının gazlı içeceklerin de içinde bulunduğu alkolsüz içeceklere ayırdıkları saptanmıştır (Demir ve Armağan, 2013).

Mardin ilinde sosyo-ekonomik düzeyi yüksek bir ilköğretim okulunda 7 – 15 yaş grubu çocuklarda yapılan araştırmada, çocukların beslenme alışkanlıklarının; obezite, astım ve diğer alerjik hastalıklarla olan ilişkilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Fazla kilolu çocuklarda okul kantininden tost, kola cips tüketenlerin oranları, astımı olanlarda;

Şekil

Tablo  13’te  ankete  katılan  öğrencilerin  en  çok  tükettikleri  gazlı  içecekler  verilmektedir.
Tablo  19’da  katılımcıların  içecek  tüketimi  ile  gelir  durumları  karşılaştırılmıştır
Tablo  22’de  ankete  katılan  öğrencilerin  gazlı  içeceklere  karşı  tutum  ve  davranışları  ve  yaşları  karşılaştırılmıştır

Referanslar

Benzer Belgeler

 Servis sırasında misafir masasında gerekli fakat masada fazla yer kaplaması istenmeyen malzemelerin konulması, servis edilecek olanların ise zamanı gelene

• Örgütleme (Organizasyon): Yiyecek içecek işletmelerinde yapılacak işlerin bölüm ve gruplar halinde toplanması, iş görenlerin seçimi, görev, yetki ve

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak reçetesine uygun şekilde istenilen lezzet, kıvam ve görünümde Türk mutfağına özgü komposto ve hoşafların

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak reçeteye uygun olarak hazırlanan hamurdan istenilen pişkinlik, renk, tat ve.. görünümde basit kurabiyeler

Atıştırmalık İçecek Temel Gıda Şarküteri Süt Ürünleri Temizlik Kozmetik Gıda Dışı 12 BOL FIRSAT ÇOK KAZANÇ 21 Ocak-03 Şubat 2021 Tarihleri Arasında

• Bu broşürdeki ürün ve fiyatlar Ankara Gimat mağazası için geçerli değildir.• Yasa gereği aldıkları ürünü aynen veya işledikten sonra satan müşterilerimiz için

 Tüm ocak düğmelerini sağa doğru çevirerek  ko- numuna getiriniz ve ocağın elektrik beslemesini birkaç saniye için kesiniz.. Brülör parçaları düzgün

Cihazların paslanmaz çelik bir karkas konstruksiyonu vardır; yeni geçmeli bağlantı sistemi sayesinde herbir modul birbiriyle sıkıca birleşerek dümdüz ve aralıksız bir